BİLECİK’TE TARİH VE KÜLTÜR SOHBETLERİ Felsefeci Yazar Senail Özkan, Mehmet Akif ve Muhammed İkbal'in, düşünce, ruh ve his dünyalarında birbirleriyle ruh akrabası olduklarını söyledi.Felsefeci Yazar Senail Özkan, Mehmet Akif ve Muhammed İkbal'in, düşünce, ruh ve his dünyalarında birbirleriyle ruh akrabası olduklarını söyledi. Felsefeci Yazar Özkan, Bilecik Üniversitesi (BÜ) Sürekli Eğitim Merkezi Salonu'nda düzenlenen "Tarih ve Kültür Sohbetleri" etkinliğinde verdiği "Doğa Batı Kavşağında Mehmet Akif, Muhammed İkbal ve Goethe" konulu konferansta, her iki şairin de İslam dünyasının gelişmiş batı karşısında içine sürüklendiği atalete ve komplekse karşı başkaldırdıklarını ve bütün mesailerini Müslüman milletlerin elim durumdan kurtulmaları için verdiklerini kaydetti. Mehmet Akif'in ve Muhammed İkbal'in, mütehakkim ve emperyalist Batı karşısında İslam dünyasının geri kalmışlığından dolayı duydukları acıyı isyan halinde haykırdıklarını, Müslüman milletlerin uyanması için şiirleriyle damarlarına ateş saldığını ifade eden Özkan, şöyle konuştu: "Aynı zaman kesitinde yaşamış her iki şair de kalbin ve samimiyetin şairleridir. Zulme ve atalete karşı kalplerinin iç mekanlarında her zaman bir ilahi isyan çığlığı yankılanmıştır. İçlerindeki şiir cevherini çektikleri azabın ateşiyle eriterek şekillendirmiş, şiire kalp formunu vermişlerdir. Pek mütevazi bir hayat yaşamış bu iki şairin karakterleri, mizaçları ve granitten iradeleri de olabildiğince birbirini andırır. İkisi de büyük acılara dayanıklı, sabırlı, güçlü ve metindir. 20. yüzyılın başlarındaki büyük acıları, zulmü, adaletsizliği ve savaşı bütün dehşetiyle yaşamış iki büyük mücadele şairi, birbirleriyle hiç karşılaşmasalar da mukadderatları, mücadele tarzları, hayata bakışları ve dünya görüşleri ile benzeşirler." Muhammed İkbal'in, İngiliz işgali altında zulüm gören ve parçalanan Hindistan'da Müslümanların şeref ve izzetlerini kurtarmak için büyük bir siyasi mücadele verdiğini anlatan "Mehmet Özkan, Akif, topraklarını sözlerini kaybeden, şöyle dağılan ve yok tamamladı: edilmeye çalışılan bir imparatorluğun harabe coğrafyasında şehir şehir dolaşmış, ümidini kaybetmiş milleti konferansları azmettirmiştir. ve şiirleriyle Akif, İslam yekvücut olmaya dünyasındaki ve sefalet düşmanın karşısına manzaralarına isyan dikilmeye etmiş ve Müslümanları 'tek kişi kalmış canavar' karşısında izzeti nefislerine sahip çıkmaya ve makus tarihlerini yenmeye davet etmiştir. Bunun için Akif azimkar bir mücadele vermiş, milletin varlık cevherine musallat olan tereddütleri destanı şiiri ve konuşmalarıyla sindirmiş ve milletin kaderine sahip çıkmasını başarmıştır. Bir taraftan İslam dünyasının diğer taraftan da kendi ülkelerinin Hıristiyan Batı tarafından parçalanmaya ve bölüşülmeye çalışıldığı, Müslüman milletlerin açlık, sefalet ve yoklukla boğuştuğu bir dönemde bu iki şairin huzur ve mutlulukla şarkılarını terennüm etmelerini beklemek fazla iyimserlik olurdu. Büyük şairler bir kıtanın kültürünü belirler." Bilecik Belediye Başkanı Selim Yağcı, BÜ Rektörü Prof. Dr. Azmi Özcan, Cumhuriyet Başsavcısı Vekili Levent Taşkoparan, BÜ Üniversitesi Genel Sekreteri Rüştü Mumcu, FenEdebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Harun Tuncel, öğretim üyelerinin ve öğrenciler ile vatandaşların katıldığı konferansın sonunda felsefeci yazar Özkan'a, üzerinde Üniversite amblemi bulunan tabak hediye etti. Kaynak: www.haberler.com-22.12.2011