İstiklal Marşı, milli mücadele yıllarının zor günlerinde yazılmıştır

advertisement
İSTİKLAL MARŞI VE MEHMET AKİF ERSOY
Milli Marşımızın şairi Mehmet Akif Ersoy, 20 Aralık 1873’te İstanbul Fatih İlçesinin
Sarıgüzel semtinde dünyaya gelmiştir. Babası Tahir Efendi, Annesi, Buhara’lı Emine Şerife
Hanım’ dır. Babasının Arnavutluk’tan, annesinin de Buhara’dan gelerek Anadolu’ya
yerleşmesi, Milli ve İslam Şairi Mehmet Akif’in doğu ve batı kültürünü alarak yetişmesini
sağlamıştır. Babası Tahir Efendi tarafından 4 yaşında Emir Buharı mektebine kaydı
yaptırılarak ilk tahsil hayatına başlamış oldu. Çocukluk ve tahsil yılları büyük zorluklar içinde
geçmiştir. Okul dışında yetişmesinde büyük pay sahibi olan, babası Tahir Efendi, Arapca,
Farsca ve İslami İlimler konusunda oğlu Mehmet Akif’e hocalık yapmıştır. İbtidaiye,
Rüşdiye, İdadiye adı verilen zamanının İlk, Orta, Lise gibi okulları başarı ile bitirmiştir
Babası Tahir Efendinin vefatı üzerine, mezunları memur olan Mülkiye Baytar Mektebine
girerek, 1893 yılında birincilikle bitirerek veteriner olarak memuriyet hayatına başladı, görevi
gereği Anadolu, Rumeli ve Arabistan’ı gezerek İslam Alemini tanıma fırsatı buldu.
İstiklal Marşı, milli mücadele yıllarının zor günlerinde yazılmıştır. Yazıldığı tarihlerde
ülkemizin bir kısmı, hala düşmanların işgali altında bulunuyordu. Akif’in hayatı işte bu zor
günler içinde geçmiştir. O,biliyordu ki, Bu Milletin tarihinde esaret hayatı yoktur. 1914- 1918
yılları arasında devam eden 1. Dünya Savaşında, birçok cephelerde savaşmak durumunda
olduğumuzdan binlerce askerimizi kaybettik. Balkanlar, Kafkasya, Kuzey Afrika, Orta Doğu’
da bulunan topraklar işgal edilmiştir. Dünya artık “Hasta Adam” diye isimlendirdiği Anadolu
Topraklarına gözünü dikmiştir. Artık vuracağı son darbe ile memleketimize sahip olmak
istiyorlardı. Onlar biliyorlardı ki, Anadolu’yu işgal etmeleri halinde, diğer Müslüman Ülkeleri
kendileri için bir sorun olmayacaktı. Geçmişte olduğu gibi sömürü üzerine kurdukları
zenginliklerini devam ettireceklerdi. Bu ideallerinin önündeki tek engel, hiçbir devlete nasip
olmayan, 600 yıllık bir süre içinde dünyanın en kıymetli coğrafyasında varlığını devam ettiren
Osmanlının torunları Müslüman Türk Milleti’dir. Bu milleti tarih sahnesinden silmek için
düzenli ordularla devamlı saldırdılar. İçimiz de kendilerine yandaş insanları örgütleyerek
devamlı huzursuzluklar çıkararak, ülkemizi kaosa sürüklemek istediler. İşler düşündükleri
gibi olmadı.7 düvel ile geldikleri Çanakkale’de, hem denizde, hem de karada
Mehmetçiğimizden hak ettikleri dersi aldılar. Savaş gemileri, top-tüfekleri, mühimmatları ve
askerleri ile Marmara Denizinin karanlık sularına bir daha geri dönmemek üzere
gömülmekten kurtulamadılar. Ne yazık ki, ittifak ettiğimiz devletler yüzünden 1.Dünya
Savaşından yenik çıktık. Böylece Barış Antlaşması adı altında Sevr Antlaşmasını imzalamak
zorunda kaldık. Artık Anadolu Toprakları, işgalci devletlerarasında taksim edilmesi önünde
bir engel kalmamıştı. Mehmet Akif, Ülkemizi işgal eden güçler karşısında, pes edilmemesi,
karşı koyulması, vatanımıza sahip çıkılması, eğer sahip çıkamazsak kutsal değerler adına
hiçbir şeyimizin kalmayacağı hususunda, yaptığı vaaz ve konuşmalarla, zamanın dergi ve
gazetelerinde yazdığı yazılarla Aziz Milletimizi devamlı uyarmıştır. 23 Nisan 1920 de
Mustafa Kemal Atatürk ’ün başkalığında açılan Türkiye Büyük Millet Meclisine Burdur
Millet Vekili olarak meclise girmiştir. Milletimizi heyecanlandıracak, hissiyatına tercüman
olacak bir marşın yazılmasına sıra gelmişti. Bu nedenle T.B.M.M. si tarafından 500 lira
ödüllü milli marş olabilecek şiir yarışması düzenlendi. Şairler tarafından 724 şiir yazıldı. Hiç
biri milli marş olma özelliğini taşımıyordu. Zamanın Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi
Tanrıöver, Akif’in yakın arkadaşı Balıkesir Millet Vekili Hasan Basri Çantay’a müracaat
ederek, Akif’in milli marş olacak bir şiir yazması noktasında ikna etmesini ister.500 lira bir
ödülle milletin istiklalini dile getirecek bir şiir yazamayacağını bildiren Akif, verilecek ödülün
bir hayır kurumuna verilmesi karşılığında İstiklal Marşını yazar.12 Mart 1921 de Meclis
Gündemine gelen Milli Marşımız, Hamdullah Suphi tarafından okunur. Millet Vekilleri
kendilerine okunan Milli Marşı gözyaşları içinde ayakta alkışlayarak dinlediler. Milli Marş
olarak oy birliği ile onayladılar. Milli ve İslam şairimizi rahmetle anıyor, yazdığı İstiklal
Marşının, sonsuza kadar Aziz Milletimizin gönlünde yaşayacağına yürekten inanıyoruz.
Hüseyin AKKAYA
Yığılca Müftüsü
Download