kalp ağrısı,x. duyu bozukluğu yapan enfeksiyonlar,el ayak ağız

advertisement
KALP AĞRISI
Göğüs Ağrısı; Anjina Pektoris; Akut
Koroner Sendrom; Acute Coronary Syndrome;
Unsable Angina; Anstabil Anjina pektoris;
Kalp ağrısı yada Akut koroner sendrom kalbe giden kan akımının
aniden azalması sonucu ortaya çıkan göğüs ağrısıdır. Akut
koroner sendrom ciddi ve hayatı tehdit eden kalp krizinin ön
adımıdır, acil durumdur ve mutlaka doktora görünmek gerekir.
Akut koroner sendrom neden olur?
Kalbe giden kan akımının aniden azalmasına bağlıdır, kalbin
kan damarlarına koroner arterler denir ve pıhtı ile tıkanma
yada damar sertliği sonucu kolesterol ile tıkanma sonucu
koroner arter sendromu ortaya çıkar. Kan akımının azalması
sonucu şiddetli göğüs ağrısı ortaya çıkar. Tıkanıklık daha da
artarsa kas zarar görür ve kalp krizi denilen durum ortaya
çıkar.
Kolesterol yüksekliğine bağlı damar sertliği uzun yıllar
içinde ortaya çıkar buna ateroskleroz yada halk dilinde damar
sertliği denir. Nadiren kanama ve pıhtı nedeniyle aniden
ortaya çıkan akut koroner sendromlar da görülür.
Akut Koroner Sendrom Kimler de Görülür?
• Hastalık daha çok ailede damar sertliği ve koroner arter
hastalığı olanlarda,
• Kilolu kişilerde,
• Sigara içenlerde,
Spor yapmayan ve hareketsiz yaşayanlarda,
• Yüksek kolesterolü olanlarda,
• Diyabetiklerde,
• Hipertansiyonlularda,
• Daha önce kalp krizi yada anjina atağı geçirenlerde görülür.
Akut koroner sendromlar erkeklerde 44 kadınlarda 55 yaş civarı
sık görülür.
Akut
Koroner
nelerdir?
Sendrom
belirtileri
Hastalık şiddetli göğüs ağrısı ile ortaya çıkar, ciddi, baskı
tarzında, beraberinde soğuk terleme olan bir ağrıdır.
• Göğüs ağrısı baskı, yanma, sıkışma, ezilme tarzıdna artıp
azalabilen şekilde olabilir,
• Hastayı rahatsız eden bir ağrıdır,
• Çok kısa süreli yada 30 dakika kadar uzun süreli olabilir,
• Anjina ağrısı yemek sonrası, stres sonrası, egzersiz sonrası
yada istirahatte gelebilir,
• Uyurken hatta sabaha karşı uyandıran ağrılar olabilir,
• Ağrı kola yada kollara, omuza yada omuzlara, sırta, boyuna,
çeneye, dişlere yada mideye vurabilir,
• Genellikle beraberinde nefes almada sıkıntı hissi vardır,
• Hasta kısa soluk alır,
• Soğuk terleme, ölüm korkusu, baş dönmesi yada sersemlik
hissi sık görülür,
• Nadiren bulantı kusma anjina ağrısına eşlik ede4r.
Kalp ağrısı
mıdır?
ile
karışan
ağrılar
var
Evet özellikle özefajit gibi yutak borusu kaynaklı ağrılar,
mide ağrıları, safra kesesi ağrıları, akciğer kaynaklı ağrılar
kalp ağrılarını taklit ederler.
Kalp ağrısı nasıl teşhis edilir ?
Kalp ağrısı önemli ve acil bir durumdur yukarıda ki
şikayetlerin varlığında mutlaka acil servise baş vurulmalıdır.
Hastanın şikayetleri, şikayetlerin başlangıç şekli, ağrının
yayılması ve şiddeti tanıda yardımcıdır. Her göğüs ağrısı için
mutlaka EKG çekilmelidir.
Ayrıca gerekirse:
•
•
•
•
Koroner anjiografi,
Kateterizasyon,
Ekokardiografi,
Kalp enzimleri testleri yapılmalıdır.
Tedavi:
Kalp ağrısı kalp krizinin habercisidir ve dünyadaki ölümlerin
en büyük sebebi kalp hastalıklarıdır. Kalp ağrısı acil
durumdur ve kalp kan akımı en kısa zamanda düzeltilmez ise
kalp krizi ve kalıcı kalp hasarı ortaya çıkar. Hastaya acilen
müdahale edilmeli
izlenmelidir.
ve
gerekirse
yoğun
bakım
şartlarında
Kalp kan akımını düzeltmek amacıyla:
• Aspirin ( Kalp ağrısından şüphelenilen her hastaya
verilebilir),
• Nitrogliserin gibi Anti iskemik ilaçlar kan akımını
arttırarak kalp ağrısını azaltır,
• Beta bloker ilaçlar ile kalp hızı azaltılarak kan ihtiyacı
düşürülür,
• Pıhtı eritici trombolitik ilaçlar ile pıhtı eritilip kan
akımı arttırılır, kalp krizi erken safhasında verilirse kan
akımını arttırarak kalp krizini önler, hasarı önler ve hayat
kurtarıcı olabilirler, ağrı başlangıcından itibaren ilk 1 saat
içinde verilirler ise çok etkili olurlar.
• Pıhtı önleyiciler durumun kötüleşmesine engel olurlar.
• Oksijen verilir yada bazen hiperbarik oksijen tedavisi
uygulanır,
• İnvaziv girişimler
o Anjioplasti : bir kateter ile girilerek tıkalı damarın
açılmaya çalışılması kalıcı hasarı önleme girişimidir. Balon
anjioplasti ile tıkalı damarda balon şişirilerek açılmaya
çalışılır, daha sonra tekrar tıkanmaması için oraya kalıcı
boru ( stent ) konur.
o Koroner arter By Pass cerrahisi : vücudun diğer yerlerinden
alınan arter yada venlerin tıkalı kalp damarları yerine
dikilmesidir.
Kalp ağrısını önlemek mümkün mü?
Evet kalp hastalıklarından kaçınmak çoğu zaman mümkündür.
• Dengeli beslenme, yağlı gıdalar yememek, tuz tüketmemek, bol
sebze ve meyve ağırlıklı beslenmek, hayvansal gıdalardan uzak
durmak koroner arterlerin ve kalp sağlığının ilk adımıdır,
• Düzenli egzersiz yapmak,
• Sigara içmemek,
• Diyabet, hipertansiyon, yüksek kolesterol gibi hastalıkları
kontrol altıda tutmak ilaçlar ile oynamamak, ilaçları düzgün
kullanmak, düzenli olarak Check- Up yaptırmak koroner arter
hastalıklarından korunmanın en önemli yollarıdırı.
Referanslar :
American College of Cardiology http://www.cardiosource.org
American Heart Association http://www.heart.org
Canadian Cardiovascular Society http://www.ccs.ca
Heart
and
Stroke
Foundation
http://www.heartandstroke.com
of
Canada
Achar SA, Kundu S, et al. Diagnosis of acute coronary
syndrome. Am Fam Physician. 2005; 72:119-26.
Acute coronary syndrome. EBSCO DynaMed website. Available at:
http://www.ebscohost.com/dynamed. Updated July 15, 2014.
Accessed August 11, 2014.
Alexander KP, Newby LK, et al: Acute Coronary Care in the
Elderly, Part I. Circ . 2007;115:2549-69.
Anderson JL, Adams CD, et. al. ACC/AHA 2007 Guidelines for the
Management of Patients With Unstable Angina/Non-ST-Elevation
Myocardial Infarction. J Am Coll Cardiol. 2007;50;e1-e157.
Cohen M, Diez JE, et al. Pharmacoiinvasive management of acute
coronary syndrome: incorporating the 2007 ACC/AHA guidelines:
the cATH (cardiac catherization and antithrombotic therapy in
the hospital) Clinical Consensus Panel Report-III. J Invasive
Cardiol. 2007:18:525-40.
Heart attack: Tips for recovering and staying well. Family
Doctor—American Academy of Family Physicians website.
Available
at:
http://familydoctor.org/familydoctor/en/diseases-conditions/he
art-attack/treatment/tips-for-recovering-and-stayingwell.html. Updated March 2014. Accessed August 11, 2014.
Large GA. Contemporary management of acute coronary syndrome.
Postgrad Med J. 2005; 81:217-222.
Swap CJ, Nagurney JT. Value and limitations of chest pain
history in the evaluation of patients with suspected acute
coronary syndromes. JAMA. 2005;294:2623-9.
Walker CW, Dewley CA, Fletcher SF:Aspirin combined with
clopidogrel (Plavix) decreases cardiovascular events in
patients with acute coronary syndrome. Am Fam Physician.
2007;7:1643-5.
What is angina? National Heart, Lung, and Blood Institute
website.
Available
at:
http://www.nhlbi.nih.gov/health/dci/Diseases/Angina/Angina_Tre
atments.html. Updated June 1, 2011. Accessed August 11, 2014.
7/7/2007 DynaMed’s Systematic Literature Surveillance.
http://www.ebscohost.com/dynamed: O’Donoghue M, Boden WE, et
al. Early invasive vs conservative treatment strategies in
women and men with unstable angina and non-ST-segment
elevation myocardial
2008;300:71-80.
infarction:
a
meta-analysis.
JAMA.
8/17/2015 DynaMed’s Systematic Literature Surveillance
http://www.ebscohost.com/dynamed: Bennett MH, Lehm JP, et al.
Hyperbaric oxygen therapy for acute coronary
Cochrane Database Syst Rev. 2015 Jul 23;7.
X.
DUYU
BOZUKLUĞU
syndrome.
YAPAN
ENFEKSİYONLAR
Bazı enfeksiyon hastalıkları periferik sinirleri tutarak duyu
ve his kusurlarına neden olurlar.
A – HERPES ZOSTER:
Varisella zoster virus bir DNA virusudur ve iki farklı
hastalık yapar:
Primer enfeksiyon (varisella veya su çiçeği): Generalize
döküntü ve sistemik şikayetlerle karakterizedir. Primer
enfeksiyonu takiben duyu sinirleri boyunca ilerleyip
sensoryel gangliyonlarda latent halde kalır.
Rekürran enfeksiyon ( zona ): Latent
virusun
reaktivasyonu sonucu ortaya çıkar. Virus bu kez ters
yönde ilerleyip deriye ulaşır. Lokalize döküntü ve
sistemik şikayetler görülür. Döküntü veziküler
karakterdedir ve dermatomda sınırlıdır. Hastalar
genellikle 50 yaşın üstündedir. Hücresel immün fonksiyon
bozukluğu olan hastalar risk altındadır, ayrıca spinal
kord ve sinir kökü basıları zonayı başlatabilir. 3-4
günlük ağrı, kaşıntı ve yanma hissinden sonra veziküller
ortaya çıkar. Veziküller bir veya birkaç dermatom
boyunca lokalizedir. Veziküllerin içeriği başta
berraktır 1-3 haftada pürülan hale gelir, açılır ve
kurutlanarak kaybolur. Zoster genellikle yüz, boyun ve
göğüs dermatomlarını tutar. Ağrı ve dizestezi aylar
yıllar boyunca sürebilir. Immun yetmezliği olan
hastalarda hastalık yayılma eğilimindedir; gözü,
medüllospinalis anterior motor nöronları, kranial sinir
ganglionlarını tutabilir, ensefalit yapabilir veya tüm
vücudu tutabilir ( dissemine zoster).
Herpes Zoster Oftalmikus: trigeminal ganglionun tutulduğu
vakalarda oftalmik dal da etkilenir. Göz kapaklarında
veziküller ve korneal ülserasyonlarla karakterizedir. Bu
hastalarda nekrotizan granülomatöz angiitise bağlı olarak
serebral iskemik ataklar sık görülür.
Ramsay Hunt Sendromu: Genikulat ganglion tutulursa dış kulak
yolu ve kulak zarında veziküller oluşur. Ipsilateral sağırlık
ve fasial güçsüzlük vardır.
TANI:
Zoster tanısı, klinik bulgular, deri biopsilerinde
immunofluoresan teknikle viral antijenlerin gösterilmesi,
vezikül dibinden hazırlanan Tzank preparatında dev hücrelerin
gösterilmesi veya serumda varisella antikorlarında artışın
gösterilmesiyle konur.
TEDAVİ: Zona tedavisinde asiklovir 800 mg günde 5 kez PO 7 gün
boyunca verilir.
B – LEPRA:
Etken Mycobacterium leprae aside dirençli bir basildir, lepra
nörolojik sistemin majör enfeksiyonlarından biridir. Basil
enfekte insanların nazal sekresyonlarında bolca bulunur ve
insandan insana uzun süreli yakın temasla bulaşır. Lepra
basili endotel hücreleri, deri histiositleri ve nöronların
Schwann kılıf hücrelerini enfekte eder. Dünyada 12 milyondan
fazla vaka olduğu biliniyor. Lepra zengin klinik bulgularla
seyreder, temel olarak 2 klinik formu vardır.
Tüberküloid Lepra: Hücresel immun cevap organizmanın
üremesini sınırlamaya çalışır, çok az basil görülür,
hücresel immun cevap ve gelişen enflamasyon sonucu
granülomlar oluşur, Lepromin testi pozitiftir. Klinikte
keskin sınırlı, deriden kabarık, büyük eritematöz
plaklar görülür. Bu plakların ortası kuru, tüysüz ve
anestetiktir. Periferik sinirler kabalaşmıştır. Kutanöz
ve subkutanöz sinirlerin enfeksiyonuna bağlı olarak yama
tarzı karakteristik bir duyu kaybı olur.
Lepramatöz Lepra: Basile karşı hücresel immun cevap çok
zayıftır, deri ve muköz membran lezyonları bol basil
içerir, Köpük hücreleri ( histiosit ) görülmesi
tipiktir, Lepromin testi negatiftir. Klinikte eritematöz
makül, papül ve nodül den oluşan simetrik bilateral deri
lezyonları görülür. Lepramatöz leprada basil hematojen
yolla diffüz olarak kutanöz sinirlere yayılır. Derinin
soğuk bölgelerini (kulak kepçesi, el sırtı, ayaklar,
önkol, bacakların dış yanları) tutan simetrik ağrı ve
ısı duyusu kayıpları vardır. Hasta anestezi nedeniyle
travmaları farketmez ve yaralanmalar sonucu
trofik
değişiklikler, doku kayıpları gelişir. Derin tendon
refleksleri korunmuştur. Poliartraljiler, nevraljiler,
periferik sinir fonksiyonlarının ani kayıpları sonucu
düşük ayak gibi komplikasyonlar lepramatöz leprada sık
görülür. Konjoktivit, süperfisiyal punktat keratit ve
leprotik iridosiklit lepromatöz leprada sık görülen göz
bulgularıdır.
TANI: Klinik bulgular, deri biyopsileri, deri ve burun mukoza
kazıntılarında basilin görülmesi ile tanı konur.
TEDAVİ:TedavideDiaminodfenilsulfon(DDS;Dapson)100mg/Gün,
Rifampisin600mg/Gün ve Klofazimin kullanılır Tedavi 6 ay
sürmelidir. Tedavi kesildikten sonra hastalar 2 yıl süre ile
takip edilmelidir. Ek olarak lepromatöz leprada Talidomid
verilebilir. Tedavi sırasında sinir hücrelerinde şişme sonucu
şiddetli nevralji tarzında ağrılar ve ani motor fonksiyon
kayıpları olabilir.
EL AYAK AĞIZ HASTALIĞI
Hand, Foot, and Mouth Disease; Vesicular Stomatitis With
Exanthem;
El ayak ağız hastalığı nedir?
Bebek ve çocukluk çağında sık görülen bulaşıcı viral
hastalıktır. Hastalık ateş, ağız ve ağız etrafında, ellerde,
ayaklarda döküntü ve soyulmalar ile karakterizedir. Genellikle
yaz ve bahar aylarında görülür, komplikasyonsuz iyileşir.
El ayak ağız hastalığı nasıl bulaşır?
Virüs direk temas yada hasta çocuğun salya, dışkı, idrar gibi
çıkartıları ile direk temas sonucu bulaşır. Genellikle küçük
çocuk ve bebeklerde görülür.
Hastalık bulaşmasını arttıran etkenler
nelerdir?
Hasta çocuklar ile aynı ortamı paylaşmak,
10 yaşın altında olmak,
Kalabalık ortamlarda bulunmak hastalık kapma şansını
arttırır.
El ayak ağız hastalığının belirtileri
nelerdir?
Hastalık hafif gribal şikayetler ile seyreder, en sık
Hafif ateş,
İştah kaybı,
Huzursuzluk,
Boğaz ağrısı,
Yemek yerken ağızda acıma, yutamama,
Ağız etrafına ve içinde ağrılı döküntüler,
Avuç içi ve ayak tabanında ağrısız kaşıntısız döküntüler
ve soyulmalar görülür.
Hastalık nadiren ağır seyreder:
3 günden uzun süren ateş ( 37,5 C üstünde ateş),
Kusma,
Letarji,
Kan şekerinde artma olması durumunda hastane bakımı
gerekir.
El ayak
edilir?
ağız
hastalığı
nasıl
teşhis
Hastalık genellikle döküntüler ortaya çıktıktan sonra muayene
ile teşhis edilir. Boğaz sürüntüsü ve dışkı örneğinden
enterovirüs tayini ancak imkan olan durumlarda ve teşhisten
şüphe edildiğinde istenebilir.
El ayak ağız hastalığının tedavisi:
Hastalığın spesifik bir tedavisi yoktur. Tedavi ateş düşürücü
ve ağrı kesiciler ile çocuğu rahatlatmak, sıvı ve kalori
takviyesi yapmaktır.
El ayak ağız hastalığından korunma:
Hastalıktan korunmak için özellikle küçük çocuk oyun alanları
ve kalabalık ortamlarda kontamine olmuş alanların ( sık
dokunulan alanlar) basit sabun ve çamaşır suyu ile
temizlenmesi, küçük çocukların ağızlarına soktukları
oyuncakların paylaşılmaması, yoğun ilgi gören ve salya
bulaşabilecek yüzey ve oyuncakların silinerek temizlenmesi,
Daha büyük çocuklarda el yıkama alışkanlığının edinilmesi,
ellerin göze ve ağıza sürülmesinin engellenmesi, Hasta olan
çocuklar ile temasın engellenmesi hastalığın bulaşmasını
azaltır.
Yüzey temizliğinde bir kova suya katılan yarım bardak çamaşır
suyu yeterlidir.
El ayak ağız hastalığı döküntüler çıkmadan önceki 3 gün ve
döküntüler solup ateş düştükten sonraki 5 gün boyunca
bulaşıcıdır.
Referanslar:
Centers for Disease Control and Prevention
http://www.cdc.gov
National Institute of Allergy and Infectious Diseases
http://www.niaid.nih.gov
Canadian Pediatric Society
http://www.cps.ca
Public Health Agency of Canada
http://www.phac-aspc.gc.ca
ZONA
Gece yanığı;
Zona deri sinirlerinin ağrılı döküntülü iltihabıdır. Herpes
zoster virüsü ile meydana gelir. Herpes zoster virüsü çocuk
çağda bulaşır ve ilk olarak suçiçeği yapar daha sonra sinir
hücreleri içinde saklanır yıllar sonra immün sistemin
zayıfladığı bir anda sinir iltihabı yapar, buna ZONA denir.
Suçiçeği
geçirmemiş
insanlarda
zona
olmaz.
Zona
tekrarlayabilir. Zonanın aşısı vardır. Zona aşısı 60 yaş üstü
herkese yapılabilir. Aşı zonanın ortaya çıkışını, ağırlığını,
komplikasyonlarını azaltır.
Zona Kimlerde olur ?
Aşağıdaki durumlar zona riskini arttırır;
50 yaş üstü kişiler,
İmmün sistemin bozulduğu durumlar,
Kanser tedavisi gören,
Kortizon kullanan,
Kemoterapi alan
Radyoterapi alan hastalar
Aşırı yorgunluk,
Kötü beslenme,
Fiziksel ve psikolojik stres,
Yukarıda sayılan faktörler olmadan da zona çıkabilir. Zona
kişiden kişiye bulaştırılmaz ancak zona geçiren kişi etrafa
suçiçeği bulaştırır.
Zona belirtileri nelerdir?
Bir sinir bölgesinde sınırlı içi sıvı dolu kaşıntılı
kabarçıklar,
Kırmızı zeminde içi sıvı dolu kesecikler görülür,
Tipik olarak vücudun bir yarısında bir sinir
alanında sınırlıdır öbür tarafa geçmez,
Hastalık birkaç sinir bölgesini tutabilir,
Kabarcıklar birkaç gün içinde kurur, kabuklanır
dökülür,
En çok göğüs gövde ve yüzde çıkar,
Kabarcıklar başlamadan 2 gün önce ve kabarcıklar
kabuklandıktan 5 gün sonraya kadar bulaşıcıdır,
Gözü tutar ise görmeyi ciddi şekilde bozar,
Döküntünün olduğu bölgede yanma tarzında çok şiddetli
ağrılar olur, bu ağrılar normal ağrıkesiciler ile
geçmez,
Hasta ağrıdan dolayı bitkin kalır,
Baş ağrısı vardır,
Döküntü çıkmadan birkaç gün önce o bölgede uyuşukluk ve
kaşıntı olur,
Döküntünün olduğu bölge dokunmaya karşı çok hassastır,
Ateş vardır,
Hastalık geçtikten sonra ağrısı kalabilir.
Hastalıktan sonra ağrı tekrar ortaya çıkabilir, bu zona
komplikasyonudur buna post herpetik nöralji denir, çok
şiddetli ve kontrolü güç ağrılar olabilir.
Zona hastalığının teşhisi nasıl konur?
Hastalık klinik görüntü ve kan testleri ile konur.
Zona hastalığının tedavisi:
Zona tedavisinde amaç ağrının dindirilmesi ve iyileşmenin
hızlandırılması ve iyileşme sonrası ağrının ortaya çıkmasını
engellemektir. Antiviral ilaçlar ilk 48-72 saat içinde
başlanır ise ağrıyı hafifletip iyileşmeyi hızlandırırlar.
Antiviral ilaçlar hastanın durumuna göre 7 – 21 gün
kullanılabilirler. Ağrıların dindirilmesi için ağrı kesiciler,
kaşıntı ve kabuklanma için lokal ilaçlar kullanılabilir.
Tedavide kortizon kullanılabilir, kortizonlu ilaçların ağrıyı
azalttığı iddia edilmektedir.
Post Herpetik Nöralji:
Zona sonrasında gelişen şiddetli, kontrolü zor ağrılardır.
Zona komplikasyonudur. Halsiz bırakan yıpratıcı ağrılarıdır.
Tedavide antiviral ilaçların kullanılması nöralji ağrılarının
gelişme şansını azaltır. Bu ağrıların kontrolu için ağrı
kesiciler, anti depresanlar, lokal anestezik maddeler hatta
sinirlerin
bloke
edilmesi
bile
tedavi
amacıyla
kullanılmaktadır.
Zona dan korunma:
Zona başlayan kişi etrafa suçiçeği
aşağıdaki önlemleri almalıdır:
bulaştırmamak
için
Döküntüler kuruyup dökülmeye başladıktan 5 gün sonraya
kadar bulaşıcıdır, bu süre içinde
hamileler,
çocuklar,
suçiçeği geçirmemiş erişkinler,
yeni doğmuş bebekler,
kanser tedavisi görenler, steroid kulanlar dan
uzak durmak gerekir.
Zona tekrarlayabilir.
Zona aşı ile önlenebilen bir hastalıktır.
Referanslar
1. Sampathkumar P, Drage LA, Martin DP. Herpes zoster
(shingles) and postherpetic neuralgia. Mayo Clin Proc. 2009
Mar;84(3):274-80. [PubMed: 19252116]
2. Whitley RJ. Varicella-Zoster virus. In: Mandell GL, Bennett
JE, Dolin R, eds. Principles and Practice of Infectious
Diseases. 7th ed. Philadelphia, Pa: Elsevier Churchill
Livingstone; 2009:chap 137.
3. Advisory Committee on Immunization Practices. Recommended
adult immunization schedule: United States, 2010. Ann Intern
Med. 2010;152:36-39
ROMATOİD ARTRİT
RA; Artrit; Romatizma:
Romatoid artrit vücudun kendi eklemlerine saldırması sonucu
(otoimmün) ortaya çıkan bir hastalıktır. Eklemlerde ağrı,
şişlik, tutukluk, fonksiyon kaybı ile seyreder. Romatoid
artrit kronik, ağrılı, eklem fonksiyonunu, yapısını bozan ve
ataklar şeklinde seyreden bir hastalıktır. Vücudun her iki
yanında da aynı eklemleri tutar. En sık:
Parmaklar,
El bileği,
Dirsekler,
Omuz,
Çene,
Kalça,
Diz,
Ayak parmak eklemleri tutulur.
Romatoid artrit neden olur?
Romatoid artrit genetik bir hastalıktır ancak ortaya çıkması
çevresel faktörlere bağlıdır. Uygun ortamlarda tetiklenen
hastalık sonucu vücut kendi eklem ve iç organlarına saldırmaya
başlar. Romatoid artrit in ortaya çıkması birtakım faktörlere
bağlıdır.
Genetik faktörler: immün sistemin oluşmasında gerekli
bazı genler Romatoid artrit için zemin hazırlar ve
çevresel faktörler gerçekleşince hastalık başlar,
İmmün sistemde ortaya çıkan bir defekt Romatoid artrit e
yol açar.
Çevresel faktörler, bazı viral ve bakteriyel hastalıklar
genetik yatkınlığı olan kişilerde Romatoid artrit i
başlatır.
Diğer faktörler: bazı deliller hormonsal faktörlerin de
genetik faktörler kadar hastalığın ortaya çıkışını
tetiklediğini göstermiş dir.
Romatioid artrit kimlerde görülür?
Ailesinde Romatoid artrit olan kişilerde,
Bayanlarda,
Uzun süre sigara içenlerde hastalık daha sık görülür.
Romatoid artrit belirtileri nelerdir?
Romatoid artrit kronik bir hastalıktır. Hastalık
kıkırdaklarının iltihabıdır ve en büyük şikayetler:
eklem
Eklem ağrısı ve tutukluk,
Simetriktir her iki tarafta aynı eklemler
simetrik olarak tutulur,
En sık sabahları şikayet olur, şikayetler akşama
doğru azalır,
Şikayetler bir, bir buçuk saat sürer,
Eklemlerde kızarık, şiş ve sıcaktır,
Eklemlerde deformasyon başlar, eklemler yamulmaya
başlar,
Hafif ateş ve yorgunluk şikayeti vardır,
İştahsızlık olur,
Deri altında küçük nodüller görülür.
Romatoid artrit ilerledikçe hastalık iç organlara da zarar
vermeye başlar. Romatoid artrit komplikasyonları en sık:
Kalp,
Akciğerler,
Gözler,
Deri,
Karaciğer,
Böbrekler,
Kan,
Sinir sistemi ve
Kan damarlarında görülmeye başlar.
Romatoid artrit erken dönemde kalp hasarına yol açarak ölüme
neden olabilir.
Romatoid artrit teşhisi nasıl konur?
Hastanın şikayetleri ve muayene bulguları teşhise yardımcı
olur. En az bir eklemde ağrı, şişlik ve ısı artışsı olması,
kaç eklemin tutulduğu, şikayetlerin süresi teşhise yardımcı
olur. Laboratuar testleri teşhis koydurur:
Kan testleri:
RF: Romatoid Faktör,
CCP: Anti- Citrullinated Protein antikoru ( erken
dönemde pozitif olur ),
ESR: sedimantasyon hızı (aktif dönemde yükselir),
CRP: inflamasyonun şiddetini gösterir.
Röntgen incelemeleri ile teşhis konur.
Romatoid artrit tedavisi:
Romatoid artrit hastalığının kesin tedavisi yoktur. Hastalığın
tedavisinde amaç atakları dindirmek ve :
Ağrıyı kesmek,
İnflamasyonu azaltmak,
Eklem hasarını durdurmak,
Eklem fonksiyonunu arttırmak tır.
İlaçlar:
Romatoid artrit tedavisinde kullanılan ve inflamasyonu
azaltmaya şikayetleri durdurmaya yönelik birçok ilaç vardır:
Anti romatizmal ilaçlar: hastalığı yavaşlatırken
dönemde kullanılır ve ileride eklem hasarı gelişmesini
önlemeye çalışırlar:
Metotreksat,
Hidroksiklororkin,
Sulfosalazin,
Leflunomid,
Siklosporin,
Penisilamin,
Altın,
Minosiklin
İmmüno süpressif ilaçlar: ilk guruptaki ilaçlar
başarısız olursa kullanılırlar. İmmün sistemi baskılayan
ve immün sitemi baskılayarak kıkırdaklara karşı
savaşmasını durdurmaya çalışan ilaçlardır.
Azatioprin,
Siklofosfamid,
Klorambusil,
Hafif ağrıkesici ve antiinflamatuar ilaçlar ( NSAİ )
Parasetamol,
İbuprofen,
Naproksen ve diğer NSAİ ilaçlar,
Biyolojik modifikatör ilaçlar: vücudun otoimmün
cevabını bozarak kıkırdaklar ile savaşmasını durduran
ilaçlardır.
Etanercept,
İnfliksimab,
Adalimumab,
Golimumab,
Certolizumab,
Steroidler: küçük doz kortizon ilk etapta kullanılır,
uzun süre kullanılmazlar. İltihaplı eklem içine kortizon
enjeksiyonu uzun süreli rahatlık sağlar.
İstirahat ve egzersiz:
İstirahat eklemdeki inflamasyonu, ağrıyı, şişliği ve fonksiyon
kaybını azaltır. Ataklardan sonra egzersiz kas gücü ve eklem
kabiliyetini arttırmak için gereklidir. İltihaplı eklemin
atele alınması ağrı ve şişliği azaltır, eklem üstündeki yükü
alır ve günlük aktiviteye destek olur.
Cerrahi tedavi:
İleri vakalarda eklem replasmanı ve tendon rekonstrüksiyonu
eklem fonksiyonunu kurtarmaya yarar.
Yaşam değişiklikleri:
Yaşamda yapılacak küçük değişiklikler inflamasyonu ve eklem
hasarını azaltmayı sağlayabilir:
İstirahat ve egzersiz arasında bir denge kurulmalıdır,
Gerici egzersizler yapılmalıdır,
Ağır egzersizler yapılmamalı, yarışmalı mücadeleci
sporlar yapılmamalıdır,
Sigara içiliyor ise bırakılmalıdır,
Kilo kontrolü çok önemlidir fazla kilolar verilmelidir,
Gerekir ise fizik tedavi programına katılmalıdır.
Romatoid artritten korunma:
Romatoid artrit genetik bir hastalıktır. Genetik olarak
hastalığa yatkın olan kişilerde sebebini tam olarak
bilmediğimiz çevresel faktörler hastalığı başlatmaktadır.
Hastalıktan korunmanın bilinen bir yolu yoktur.
Romatoid artrit kronik ağrılı bir eklem hastalığıdır, erken
teşhis ve tedavi eklemlerin korunmasını, uzun süre ağrısız ve
bağımsız yaşamayı sağlayan en önemli faktördür.
Referanslar:
1. American College of Rheumatology
http://www.rheumatology.org/
2. The Arthritis Foundation
http://www.arthritis.org/
3. Canadian Orthopaedic Association
http://www.coa-aco.org/
4. Canadian Rheumatology Association
http://www.rheum.ca/
5. DynaMed Editorial Team. Rheumatoid arthritis (RA). EBSCO
DynaMed website. at: http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php
. Updated September 3, 2010. September 10, 2010.
6. Rheumatoid arthritis. National Institute of Arthritis and
Musculoskeletal
and
Skin
Disorders
website.
at:
http://www.niams.nih.gov/Health_Info/Rheumatic_Disease/default
.asp . Published January 1998. Updated May 2004. June 18,
2008.
7. Tanaka E, Saito A, Kamitsuji S, et al. Impact of shoulder,
elbow, and knee joint involvement on assessment of rheumatoid
arthritis using the American College of Rheumatology Core Data
Set. Arthritis Rheum . 2005;53:864-871.
8. Verstappen SM, Bijlsma JW, Verkleij H, et al. Overview of
work disability in rheumatoid arthritis patients as observed
in cross-sectional and longitudinal surveys. Arthritis Rheum .
2004;51:488-497.
9. 4/16/2009 DynaMeds Systematic Literature Surveillance
http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php : Zautra AJ, Davis
MC, Reich JW, et al. Comparison of cognitive behavioral and
mindfulness meditation interventions on adaptation to
rheumatoid arthritis for patients with and without history of
recurrent depression. J Consult Clin Psychol. 2008;76:408-421.
10. 11/4/2009 DynaMed Systematic Literature Surveillance
DynaMeds Systematic Literature Surveillance : Tumor necrosis
factor (TNF) blockers (marketed as Remicade, Enbrel, Humira,
Cimzia, and Simponi). US Food and Drug Administration website.
at:
http://www.fda.gov/Safety/MedWatch/SafetyInformation/SafetyAle
rtsforHuman
MedicalProducts/ucm175843.htm . Updated August 31, 2009.
November 4, 2009.
11. 12/31/2009 DynaMeds Systematic Literature Surveillance
http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php : Anis A, Zhang W,
Emery P, et al. The effect of etanercept on work productivity
in patients with early active rheumatoid arthritis: results
from
the
COMET
study.
Rheumatology
(Oxford).
2009;48:1283-1289.
12. 9/10/2010 DynaMeds Systematic Literature Surveillance
DynaMeds Systematic Literature Surveillance : Aletaha D, Neogi
T, Silman AJ, Funovits J, et al. 2010 rheumatoid arthritis
classification
criteria:
an
American
College
of
Rheumatology/European League Against Rheumatism collaborative
initiative. Ann Rheum Dis. 2010;69(9):1580-1588
REFLÜ
Reflü özefajit;
Reflü mideden yemek borusuna asit kaçması sonucu göğüste yanma
ve ağrı hissi.
Reflü neden olur?
Yenilen gıdalar yemek borusu ile mideye gider. Yemek borusu
ile mide arasında bir kapak bulunur. Bu kapağın zayıfladığı
durumlarda midenin asitli içeriği yemek borusuna geri kaçar ve
yemek borusunu yakarak şikayetlere neden olur.
Reflü kimlerde görülür?
Reflü herkes de her yaşta olabilir bebekler, çocuklar dahil
her yaşta görülebilir, aşağıdaki durumlar reflü görülme
şansını arttırır:
Genetik yatkınlık; Ailede olması görülme şansını
arttırır,
Aşırı mide asidi varsa,
Helicobacter pylori varlığı,
Bazı ilaçlar,
Antikolinerjik ilaçlar,
Kalsiyum blokeri antihipertansifler,
Teofilin,
Ağrı kesici ilaçlar,
Kinidin,
Tetrasiklin antibiyotik,
Demir içeren ilaçlar,
Osteoporoz ilaçları,
Hormon ilaçları,
Yeme alışkanlığı,
Obezite,
Gebelik,
Mide fıtığı ( Hiatus hernisi ),
Yemekten kısa süre sonra egzersiz yapmak,
Sigara,
Alkol,
Çikolata,
Kahve ve kafeinli içecekler,
Gazlı içecekler,
Aşırı yağlı gıdalar,
Refü için önceden yapılmış cerrahi girişimler;
Gastrik reflü cerrahisi,
Vagotomi
Astım ve astım ilaçları kullanmak,
Peptik ülser,
Bazı Hastalıklar;
Diyabet,
Kanser,
Silikozis,
Kistik fibrozis,
Nörolojik hastalıklar,
Solunum sistemi rahatsızlıkları,
KOAH,
Kronik bronşit,
Astım,
Amfizem,
Sindirim sitemi hastalıkları;
Gastrit
Peptik ülser,
Duodenal ülser,
Gıda alerjilerinin varlığı reflü gelişme şansını
arttırır.
Reflü belirtileri nelerdir?
Reflü şikayetleri özellikler aşırı yemek, yağlı yemek,
yemekten sonra egzersiz yapmak yada yatmak sonucu ortaya
çıkar.
Küçük çocuklarda uykudan öksürükle kalkma, öğürme, kusma
şikayetleri olabilir.
Şikayetler birkaç dakika yada saat sürebilir.
Şikayetlerin şiddeti ve süresi yutak borusundaki asit
yanığının boyuna ve derinliğine bağlıdır.
Mide ile yutak borusu arasındaki
kas
gevşekliğinin derecesi,
Mideden yemek borusuna kaçan asit miktarı,
Ağızdan mideye akan ve asidi nötralize eden
tükürüğün miktarı yanığın boyunu ve derinliğini
belirler.
Reflüde en sık görülen şikayetler:
Göğüsten başlayıp boğaza doğru yayılan yanma tarzında
ağrı ( kalp ağrıları ile çok karışır),
Ağrı öne eğilmekle,
Yatmakla,
Egzersizle,
Ağır kaldırmakla artar,
Yemeklerin ağza gelmesi,
Ağızda, boğazda acı, ekşi tat olmasıdır.
Ayrıca bu ana şikayetlere ek olarak bazı hastalarda:
Boğaz ağrısı,
Boğukluk, seste kabalaşma,
Kronik öksürük,
Boğazda düğümlenme hissi,
Astım,
Boğulma hissi ile uyanma şikayetleri görülür.
Reflü kronik şekilde devam ederse yutak borusunda ülserler
oluşur ( özefagus ülserleri ). Özofagus ülserleri var ise
Özefagus kanamaları,
Yutma güçlüğü,
Kanlı kusma,
Dışkıda siyahlaşma,
Yemek borusunda yanık izleri ve Baret Özefagus denilen
kanser başlangıcı,
Dişlerde asit yanıkları görülür.
Reflü teşhisi nasıl konur?
Reflü şikayetleri kalp ağrıları ile karışır. Her atakta bu iki
ağrıyı birbirinden ayırmak gerekir. Reflü teşhisinde:
Baryumlu mide filmi,
24 saatlik yemek borusu asit takibi,
Mide yemek borusu kapak basınç testi,
Endoskopi,
Biyopsi gerekebilir.
Reflü tedavisi :
Tedavinin amacı reflüye bağlı ağrı ataklarını
komplikasyonları önlemektir. Bu nedenle;
ve
Mide asidinin yemek borusuna kaçmasını azaltmak,
Mide asit salgısını azaltmak için tedavi planlanır.
1- Hayat tarzı değişiklikleri:
a. Yemek listesi tutmak
i. Hangi yemeklerin ve gıdaların sizde
şikayete neden olduğunu yazmanız tedaviyi
çok kolaylaştırır.
b. En sık reflü sebebi gıdalardan uzak durmak
i. Aşırı yağlı gıdalar,
ii. Kızartmalar,
iii. Baharatlı gıdalar,
iv. Soğan ve sarımsak,
v. Çikolata,
vi. Mentol,
vii. Turunçgiller,
viii. Domates,
ix. Biberler ( acı ve tatlı tüm biberler
reflu şikayetini arttırırlar),
x. Alkol,
xi. Kahve ve kafeinli içecekler,
xii. Karbonatlı, gazlı içecekler,
c. Küçük porsiyonlarda yemek,
d. Yemek ile yatmak arasında en az 2- 3 saat
olmalıdır,
e. Kilo vermek,
f. Sigarayı bırakmak,
g. Aşırı sıkı giysiler kullanmamak,
h. 2 yastıkta yatmak
Reflü şikayetlerini kontrol altına almak için yapılabilecek
hayat tarzı değişiklikleridir.
2- İlaçlar
a. Asit salgısını azaltan ilaçlar,
b. Fazla asidi nötralize eden ilaçlar,
c. Mide ve yemek borusunu koruyan ilaçlar,
d. Mide yemek borusu arsındaki kas sıkılığını
arttıran ilaçlar, reflü tedavisinde kullanılır.
3- Cerrahi Prosedürler: hayat tarzı değişiklikleri ve
ilaçların yetersiz kaldığı durumlarda cerrahi
prosedürlere baş vurulabilir.
a. Var ise mide fıtığının düzeltilmesi,
b. Funduplikasyon ile midede kapak yapılması
cerrahi
olarak
başvurulabilecek
tedavi
yöntemleridir.
Reflüden korunmak için neler yapmalı?
Basit hayat tarzı değişiklikleri ile reflü nün ortaya çıkışını
durdurmak ve korunmak mümkündür.
Aşırır yemekten kaçınmak,
Yemekten sonra 2- 3 saat oturur pozisyonda kalmak,
Sıkı giysiler kullanmamak,
2 yastıkta yatmak,
Sigara içmemek,
Alkol, kafein ve gazlı içecekler içmemek,
Sizde şikayet yapan gıdalardan uzak durmak,
Yemekten sonra 20 – 30 dakika şekersiz çiklet çiğnemek,
Kilo almamak,
Stresinizi azaltmak reflü gelişimini engeller.
Referanslar:
1- Alan R. Causes of gastroesophageal reflux disease
(GERD)/heartburn. EBSCO Health Library website. Available at:
http://www.ebscohost.com/thisTopic.php?marketID=15topicID=81.
Updated February 2007. July 1, 2008.
2- Alan R. Gastroesophageal reflux disease (GERD)/heartburn.
EBSCO
Health
Library
website.
Available
at:
http://www.ebscohost.com/thisTopic.php?marketID=15topicID=81.
Updated February 2007. July 1, 2008.
3- American Gastroenterological Association website. Available
at: http://www.gastro.org.
4- Conn HF, Rakel RE. Conns Current Therapy 2001 . 53rd ed.
Philadelphia, PA: WB Saunders Company; 2001.
5- EsophyX receives FDA clearance for performing transoral
incisionless fundoplication surgery. Medical News Today
website.
Available
at:
http://www.medicalnewstoday.com/articles/83410.php. Published
September 24, 2007. August 19, 2009.
6- Gastroesophageal reflux disease (GERD). EBSCO DynaMed
website.
Available
at:
http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php . Updated March 04,
2011. March 10, 2011.
7- Heartburn: hints on dealing with the discomfort. American
Academy of Family Physicians website. Available at:
http://www.familydoctor.org . Updated April 2008. July 1,
2008.
8- Heartburn,
gastroesophageal
reflux
(GER),
and
gastroesophageal reflux disease (GERD). National Institute of
Diabetes and Digestive and Kidney Diseases website. Available
at: http://digestive.niddk.nih.gov/ddiseases/pubs/gerd/
Updated May 2007. July 1, 2008.
.
9- Transoral incisionless fundoplication with EsophyX.
Endogastric
Solutions
website.
Available
at:
http://www.endogastricsolutions.com/esophyx_for-pt.htm
.
August 19, 2009.
11- Understanding GERD. American College of Gastroenterology
website.
Available
at:
http://www.acg.gi.org/patients/gerd/word.asp . Published 2006.
July 1, 2008.
12- 9/30/2008 DynaMeds Systematic Literature Surveillance
http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php : Jacobson BC, Moy
B, Colditz GA, Fuchs CS. Postmenopausal hormone use and
symptoms of gastroesophageal reflux. Arch Intern Med.
2008;168:1798-1804.
13- 3/1/2010 DynaMeds Systematic Literature Surveillance
DynaMeds Systematic Literature Surveillance : Maalox Total
Relief and Maalox liquid products: medication use errors. US
Food and Drug Administration website. Available at:
http://www.fda.gov/Safety/MedWatch/SafetyInformation/SafetyAle
rtsforHumanMedicalProducts/ucm200672.htm . Published February
17, 2010. March 2, 2010.
KABAKULAK
Mumps;
Kabakulak viral bulaşıcı bir enfeksiyon hastalığıdır. Tükürük
bezlerinde şişme ağrı ve ateş ile seyreder. Aşı ile
önlenebilen bir hastalıktır. Genellikle çocuk çağda geçirilir,
buluğ çağında ve erişkin yaşta erkeklerde kısırlığa sebep
olabilir. Hastalık damlacıklar ile havadan ya da direk temas
ile yayılır. Aile içinde ve çocuklar arasında kolayca yayılır
salgınlar yapar.
kabakulak kimlerde görülür?
Aşı nedeniyle görülme sıklığı çok azalmıştır ancak,
Aşısı yapılmamış insanlarda,
Aşıya ulaşma imkanının düşük olduğu bölgelerde,
1956 dan sonra doğmuş, kabakulak geçirmemiş ve 1yaşını
doldurduktan sonra aşı olmamış kişilerde,
10 – 19 yaş arasında,
Kış aylarında,
İmmün sistemi bozulmuş hastalarda ( aşı olsalar dahi )
kabakulak geçirme ihtimali yüksektir.
Kabakulak şikayetleri nelerdir?
Hastalığın kuluçka süresi 2-3 haftadır. Hastaların yarıdan
çoğunda hastalığa rağmen hiçbir şikayet ve bulgu olamaz. En
sık görülen şikayetler:
Tükürük bezlerinin iltihabı sonucu
Kulak önü ve yanak bölgesinde ağrılı şişlik,
Şişlikler kulağı arkaya doğru iter kaba bir
görüntü oluşur ( kabakulak )
Yemek sırasına ağrı,
Ateş,
Boğaz ağrısı,
Baş ağrısı,
Ense de sertlik – ağrı,
Bulantı, kusma,
Seste boğuklaşma dır.
Ayrıca dilaltı ve çene altındaki tükürük bezleri de şiş ve
ağrılı olabilir, erkeklerde testislerde şişme ve ağrı
olabilir, kızlarda over iltihaplanması, karın ağrısı ve
hassasiyetine neden olabilir.
Kabakulak teşhisi:
Kaba kulak klinik görünüm, şikayetler ve muayene bulguları ile
teşhis edilir, kesin teşhis kan testleri ile konur.
Kabakulak tedavisi:
Kabakulak hastalığının özel bir tedavisi yoktur. İstirahat ve
ağrı kesici ilaçlar verilir. Kabakulak tedavisinde antibiyotik
kullanılmaz. Hastalık 10- 12 günde iyileşir, hasta tüm bu süre
içinde bulaştırıcıdır. Şikayetleri azaltmak için
Şişlikler üzerine sıcak ve/veya soğuk kompres
yapılabilir,
Tuzlu su ile gargara boğaz ağrısını hafifletir,
İlaçlar ile ateş kontrol edilebilir, çocuklara aspirin
verilmez
Bol su verilir ( limon suyu, portakal vb, ekşi gıda ve
içecekler tükürük
salgısını arttırır ve ağrıyı
arttırır ),
Yumuşak dengeli beslenme önerilir.
Kabakulak tehlikeli bir hastalıkmı dır?
Birçok çocukta kabakulak komplikasyonsuz
büyüdükçe
komplikasyonlar
artar.
En
komplikasyonlar :
seyreder. Yaş
sık
görülen
Sağırlık ( kalıcı değildir),
Beyin, pankreas, kalp ve diğer organ tutulumları ve
iltihabı: ciddi olabilir,
Testis iltihabı: adolesan erkekler ve erişkin yaşta
çıkan kabakulak vakalarının
kısırlığa neden olabilir.
%
20
sinde
görülür,
Kabakulaktan korunma:
Kabakulak aşı ile önlenebilen bir hastalıktır. Aşı en önemli
korunma yoludur. Aşı canlı aşıdır ve immün sistemi bozuk
kişilere, hamilelere yapılmaz. Aşı genellikle kombine halde
kızamık ve kızamıkçık ile birlikte ( MMR) yapılır. Erişkin
çağda yapılabilir. Normal aşı şeması 2 dozdur. İlk doz 12- 15.
Aylarda, 2. Doz 4- 6 yaş arasında yapılır. Eğer aşılanmamış
iseniz yada kabakulak aşısını olduğunuzdan emin değilseniz
kabakulak hastası ile temas etmeyin, aşı imkanını doktorunuza
danışın.
Refernaslar:
1- American Academy of Family Physicians
http://www.aafp.org/
2- American Academy of Pediatrics
http://www.aap.org/
3- AboutKidsHealth
http://www.aboutkidshealth.ca/
4- Canadian Family Physician
http://www.cfpc.ca/cfp/
5- Braunwald E. Harrisons Principles of Internal Medicine.
15th ed. New York, NY: McGraw Hill; 2001.
6- Infertility in men. University of Maryland Medical Center
website.
Available
at:
http://www.umm.edu/patiented/articles/what_causes_of_male_infe
rtility_000067_4.htm. Updated October 2006. Accessed July 28,
2008.
7- Kassianos G. Vaccination for tomorrow: the need to improve
immunisation rates. J Fam Health Care. 2010;20(1):13-6.
8- Mumps. EBSCO DynaMed website. Available at:
http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php. Updated July 2008.
Accessed July 28, 2008
Download