Türkiye`nin Cari İşlemler Bilançosu Açığı Üzerinde Enerji İthalatı ve

advertisement
Finans Politik & Ekonomik Yorumlar 2011 Cilt: 48 Sayı: 558
A. ÜZÜMCÜ - S. BAŞAR
5
Türkiye’nin Cari İşlemler Bilançosu
Açığı Üzerinde Enerji İthalatı ve
İktisadi Büyümenin Etkisi: 2003–
2010 Dönemi Üzerine Bir Analiz
Özet
Günümüzde Türkiye ekonomisinde 2008 küresel ekonomik krizinin olumsuz etAdem ÜZÜMCÜ kilerinin atlatıldığı noktasında genel bir uzlaşı bulunmaktadır. Ancak, işsizliğin
Selim BAŞAR2 azalması, sanayi üretimi ve kapasite kullanım oranlarının yükselmesi ve ekonomik büyüme sürecine yeniden girilmesi gibi olumlu makro ekonomik göstergelere rağmen cari işlemler bilançosu açıklarının artması, Türkiye ekonomisinin pozitif görünümünü bozmaktadır. Cari işlemler bilançosunun açıklarının belirleyicileri arasında, büyüme oranları, döviz kurunun değerlenmesi, yüksek dış borç düzeyi, tasarruf-yatırım dengesizliği, bütçe açıkları ve enerji ithalatı gibi birçok faktör belirtilmektedir. Bu çalışmada, Türkiye’de 2003–2010 döneminde iktisadi büyüme ile enerji ithalatının cari işlemler bilançosu açıkları üzerindeki etkisi belirtilen
döneme ait çeyrek yıllık veriler itibarıyla analiz edilmiştir. Türkiye’nin enerji ithalatı bağlamında fasıllar itibarıyla harmonize sistem dış ticaret sınıflamasına göre 27
nolu fasıl (mineral yakıt ve yağlar) kullanılmıştır. Çalışmada cari işlemler bilançosu açıkları ile iktisadi büyüme ve enerji ithalatı arasında negatif ilişki olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
1
Anahtar Kelimeler: Cari İşlemler Bilançosu Açıkları, Ekonomik Büyüme, Enerji
İthalatı, Türkiye
The Effects of Economic Growth and Energy
Import on Current Account Balance of Turkey:
An Analysis of 2003–2010 Period
Abstract
Today, it has been a generally consensus that remained behind on negative effects of 2008 global crisis in Turkish economy. Although positive macroeconomic
indicators, such as declining unemployment, rising industrial production, increa1
Doç.Dr., Kafkas Üniversitesi, sing capacity utilization rate and economic growth, current account deficits of TurİİBF, İktisat Bölümü, Kars.
key was disrupting positively view of Turkish economy. Among the determinants
E-Posta: [email protected]
of current account deficits are noted many factors such as growth rates, exchan2
Doç.Dr., Atatürk Üniversite- ge rate appreciation, high external debt level, savings-investment imbalance, budsi, İİBF, İktisat Bölümü, Erzurum. get deficits and energy import. In this study, using quarterly-annual data, effects
of economic growth and energy import on the current account deficits of Turkey
E-Posta: [email protected]
analyzed for 2003-2010 periods. As Turkey’s energy import (according to the foreign trade classification by harmonized system) chapter 27 (mineral fuels and
mineral oils) has been evaluated. In this study, a negative relationship was found
that between current account deficits with economic growth and energy import.
Keywords: Current Account Deficits, Economic Growth, Energy Import, Turkey
Türkiye’nin Cari İşlemler Bilançosu Açığı Üzerinde Enerji İthalatı ve İktisadi Büyümenin ...
6
GİRİŞ
Günümüzde gelişmekte olan birçok ülkenin dış
ödemeler dengesini sağlamaya önem verdikleri,
özellikle cari işlemler bilançosu (CİB) fazlası vermeye ya da cari işlemler bilançosu açığı verdiklerinde bu açığın mutlak düzeyini ve ulusal hâsılaya
(GSMH) oranını mümkün olduğunca düşük tutmaya çalıştıkları söylenebilir. Ayrıca cari işlemler
bilançosu açığı veren ülkelerin bu açıkları sağlam
ve uzun vadeli kaynaklarla finanse etmeye çalıştıkları da bilinmektedir.
Öte yandan CİB açıklarının oluşumuna ilişkin
farklı açıklamalar getirilmekte ve bu açıkların oluşumuna yol açan çok sayıda faktörün etkileri ve
bu etkilerin yönü üzerinde oldukça genis bir literatür bulunmaktadır. İlgili literatürün ele alınacagı aşağıdaki başlıkta görülübileceği gibi bu faktörler arasında enerji ithalatı ve iktisadi büyüme
de bulunmaktadır. Bu noktada enerji tüketimlerinin önemli bir kısmını ithal eden Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin özellikle enerji fiyatlarının
arttığı dönemlerde artan enerji ithalatları sonrası
CİB açıklarının arttığı ve yine bu durumda bulunan ülkelerin yüksek büyüme oranları sonrası CİB
açıklarının arttığı söylenebilir.
İlgili literatürde genel kabul gören bu iki ilişkiden
hareketle bu çalışmada, 2003–2010 döneminde
iktisadi büyüme ile enerji ithalatının Türkiye’nin
CİB açıkları üzerindeki etkisi ele alınmaktadır.
Çalışmanın planı şu şekilde oluşturulmuştur. Çalışmanın ilk bölümünde dış ticaret bilançosu ve
CİB açıkları sorunu genel anlamda değerlendirilmekte, ikinci bölümde CİB açıklarının belirleyicileri (determinantları) üzerinde durulmaktadır.
Üçüncü bolumde Türkiye’nin dış ticaret ve CİB
açıklarının gelişimi ele alınmakta, dördüncü bölümde Türkiye’de CİB açıklarının oluşmasında
iktisadi büyüme ve enerji ithalatının etkisi analiz
edilmektedir. Bu bölümde öncelikle CİB açıkları
üzerinde iktisadi büyümenin etkisi daha sonra ise
enerji ithalatının etkisi değerlendirilmektedir. Beşinci bölümde ampirik analiz yer almaktadir. Bu
kısımda CİB açıkları üzerinde iktisadi büyüme ve
enerji ithalatının etkisi ele aalınırken ilgili döneme ait çeyrek yıllık verilerden yararlanılarak regrasyon ve nedensellik analizlerine yer verilmektedir. Son bölümde ise bulgular ve sonuçlar değerlendirilmektedir.
1. Dış Ticaret Bilançosu ve Cari İşlemler
Bilançosu (CİB) Açıkları Sorunu
Bilindiği üzere ödemeler dengesi bir ülkenin aynası gibidir ve CİB açıkları da birçok gelişmekte olan ülke için önemli bir problemdir. Ödemeler
dengesi bağlamında bir ülkenin genellikle dış ticaret bilançosu ve cari işlemler bilançosu (CİB) gelişmelerine bakılır. Örneğin bu çerçevede bakıldığında, Türkiye’nin genelde önemli olçüde dış ticaret bilançosu açık veren ( X < M ) bir ülke olduğu görülmektedir. Öte yandan cari islemler hesabıi
bağlamında hizmetler hesabından özellikle turizm
geliri pozitif bir katkı yapsa bile Türkiye’nin CİB
dengesi de, genellikle açık vermektedir1.
Bu noktada karşımıza şöyle bir soru çıkmaktadır:
Dış ticaret açıkları ve CİB açıkları onemli bir sorun mudur? Bu sorunun cevabı, Özmen (2004)’in
belirttiği gibi hem evet ve hem de hayır olarak verilebilir. Bu bağlamda örneğin; CİB açıkları, sıcak
para akımları ile finanse ediliyorsa, ülkede bütçe
açıkları ve bu açıkların GSYİH’ya oranı yüksekse, kırılgan bir finans ve bankacılık sistemi varsa,
ayrıca döviz kuru rejimi ve finansal sistemin gerçeklerinden uzak biçimde gerek ekonomi yoneticilerinde ve gerek finans kesimi, gerekse müteşebbisler ve hane halkı bazında bazı makro ekonomik
göstergelerin büyüleyiciliğine kapılma söz konusu ise bu sorunun cevabı bellidir. Genellikle böyle bir durumda evet CİB açıklarının büyük bir sorun olduğu söylenebilir. Öte yandan, CİB açıkları
uzun vadeli sermaye ve DYS yatırımları ile finanse ediliyorsa, bütçe açıkları sürdürülebilir düzeyde ise, finansal dolarizasyon yoksa, makro ekonomik temeller gerçekten güçlü ise bu durumda CİB
açıkları onemli bir sorun değildir cevabı da verilebilmektedir.
Bununla birlikte, CİB açıkları, ülkelerin üretim ve
ihracat güçlerinin görece zayıf olmasının bir göstergesi olduğu gibi ülkelerin dış kaynak (dış borç
ve kredi v.b) ihtiyaçlarının da bulunduğunu göstermektedir. Bu bağlamda CİB açığı tek başına
bir sorun olmasa bile bu açığın finansmanı önemli
1
Bununla birlikte, ihracatın ithalatı büyük ölçüde karşıladığı
bazı yıllarda (1988,1989), hizmetler bilançosunun pozitif etkisiyle (1991,1998) ve kriz dönemlerinde hızla azalan ithalat nedeniyle (1994, 2001) Türkiye’nin CİB dengesinin pozitif olduğu
dönemler de vardır.
Finans Politik & Ekonomik Yorumlar 2011 Cilt: 48 Sayı: 558
bir sorundur. Görece uzun vadeli kaynaklarla CİB
açıklarının finanse edilmesi tercih edilse bile gelişmekte olan bir ülke üretim ve ihracat gücünü
yeterince hızla artıramadığı durumda kısa vadeli
kaynaklarla CİB açıklarının finanse edilmesi gerekebilmektedir, ancak bu seçenek hem sürdürülebilir değildir ve hem de daha maliyetlidir.
2. CİB Açıklarının Belirleyicileri Üzerine
Analizler ve Literatür Taraması
Literaturde CİB açıklarının belirleyicileri olduğu
düşünülen veya CİB açığını etkilediği kabul edilen bir çok faktör sayılabilmektedir. Bu çerçevede, ülkelerin büyüme oranları (yurt içi, yurt dışı),
ülkeler arasındaki verimlilik düzeyi farkları ve verimlilik artışları, nüfus, talep, tüketim, tasarruf ve
yatırım artışları, reel döviz kurunun değerlenmesi,
faiz oranları, dış ticaret hadleri, yüksek dış borç
düzeyi, tasarruf-yatırım dengesizliği, bütçe açıkları, kamu harcamalarında değismeler, kamu kesimi borçlanma gereği (KKBG), enflasyon oranı,
dışa açıklık oranı, döviz kontrolleri, finansal derinlik, enerji ithalatı ve enerji fiyatları, dış şoklar
ve bir dönem onceki cari açık gibi faktörler CİB
açıklarının belirleyicileri/nedenleri arasında sayılmaktadır (Erkılıç, 2006; Calderon, Chong and Loeyza, 1999).
Bu bağlamda CİB açıklarını belirleyen faktörler
A. ÜZÜMCÜ - S. BAŞAR
ve bu faktörlerin CİB açıklarına etkilerinin yönelimi geniş bir biçimde Tablo 1’de görülmektedir. Tabloda bu faktorlerin CİB açıkları üzerinde beklenen etkisine/işaretine de yer verilmektedir. Tabloda görüldüğü gibi büyüme oranları artışı, bütçe açıkları, kamu harcamalarında artışlar,
döviz kontrolleri, enerji ithalatı ve enerji fiyatları artışı ve bir dönem önceki cari açık CİB açıklarını artırıcı yönde etki yapması beklenmektedir.
Buna karşın tasarruf artışı, diğer gelişmiş ülkelerin büyüme oranlarının artması ve ülkenin dış ticaret hadlerinin iyileşmesi sonrası CİB açıklarının
azalması beklenmektedir.
Öte yandan ülke bazlı verimlilik değişmelerinin
geçici olması durumunda CİB açıkları üzerinde pozitif, sürekli olması durumunda negatif etki
yapması, global düzeyde verimlilik değişmelerinin geçici olması durumunda CİB açıkları üzerinde pozitif, sürekli olması durumunda ise etki yapmadığı öngörülmektedir. Yatırımların CİB açıkları üzerindeki etkisi, ülkenin net borçlu veya alacaklı olması ile vadeye göre değişmektedir. Bu
bağlamda net borçlu bir ülkede yapılan yatırımların kısa ve uzun vadede CİB açıklarını artırması, buna karşın net alacaklı bir ülkede yapılan yatırımların kısa vadede CİB açıklarını artırması,
uzun vadede ise azaltması beklenmektedir. Kamu
harcamalarında artışın geçici olması durumunda
CİB açıklarını artıracağı, buna karşın sürekli ise
etkisinin olmaması beklenmektedir.
Tablo 1: CİB Açıklarının Belirleyicileri
Kategori / Değişken
Beklenen İşaret
Gelir (GSYH / GSMH)
Yurtiçi Üretim Açığı
+
Ülke Bazlı Verimlilik Değişmeleri
Geçici: + Sürekli: -
Global Verimlilik Değişmeleri
Geçici: + Sürekli: 0
Yurtiçi Üretim Artışı (Büyüme Oranı)
+
Tasarruf / Yatırım
Tasarruf
Reel Faiz Oranı
Net Borçlu; Kısa vade: + Uzun vade: +
Net Alacaklı; Kısa vade: + Uzun vade: Dönemlerarası: - Kısa Vade: 0
Finansal Derinlik
Belirsiz
Yatırım
Maliye Politikası
Bütçe Açığı
Kamu Harcamalarındaki Değişiklikler
+
Geçici: + Sürekli: 0
7
Türkiye’nin Cari İşlemler Bilançosu Açığı Üzerinde Enerji İthalatı ve İktisadi Büyümenin ...
8
Dış Göstergeler
Dışa Açıklık Oranı
Belirsiz
Marshall-Lerner: + Dönemler arası:
Belirsiz
Harberger-Laursen-Metzler: -
Reel Döviz Kuru
Ticaret Haddi
Döviz Kontrolleri
+
Enerji Fiyatları
+
Dış Ülke Göstergeleri
Gelişmiş Ülkeler Büyüme Oranı
Dünya Reel Faiz Oranı
(Dış Borç GSYH Oranı)
Süreklilik/Devamlılık
Net Borçlu: Net Alacaklı: +
Bir Dönem Önceki Cari Açık
+
Kaynak: Calderon, Chong and Loeyza, 1999: 30 ve Erkılıç, 2006: 28.
Tabloda görüldüğü gibi yine ülke bazında reel faiz
oranlarının dönemler arası düşünüldüğünde CİB
açıkları üzerinde negatif etki yapacağı, buna karşın kısa vadede etki yapmadığı öngörülmektedir.
Dünya reel faiz oranlarının CİB açıkları üzerindeki etkisi de yine ülkenin net borçlu veya alacaklı olmasına göre değişmektedir. Bu çerçevede net
borçlu bir ülkede dünya reel faiz oranlarının artmasının bu ülkenin dış borç/GSYİH oranını artırak dolaylı biçimde CİB açıklarını artırması, net
borçlu bir ülkede ise bunun tersi beklenmektedir.
Finansal derinliğin ve dışa açıklığın artmasının
CİB açıkları üzerindeki etkisinin yönü tartışmalı olduğu için işaret konusunda belirsizlik sözkonusudur. Reel döviz kurunun artmasının CİB dengesi üzerindeki etkisi konusunda geleneksel yaklaşıma2 göre Marshall-Lerner koşulu bağlamında CİB açıklarını artırması, buna karşın dönemler
arası analiz esas alındığında etkinin yönünün belirsiz olması beklenmektedir.
CİB dengesini belirleyen/etkileyen faktörler üzerinde yapılan çalışmalara veya bir başka deyişle il-
2
Dış ticaret açıkları, cari denge ve açıklar üzerinde deve-
lüasyonun etkileri konusunda geleneksel yaklaşımlar; esneklikler yaklaşımı, Keynesyen toplam harcama yaklaşımı ve parasalcı yaklaşımlardır. Dönemler arası yaklaşımda ise cari denge reel iş çevrimi modellerinde (Calderon vd., 2002: 3) yer alan
üretim, verimlilik, kamu harcamaları, döviz kuru, fiyatlar düzeyi, parasal şoklar (Taylor, 2002: 7) gibi faktörler çerçevesinde
geleceğe dönük beklentiler doğrultusunda optimal dinamik tasarruf ve yatırım kararları bağlamında ele alınmaktadır (Erkılıç,
2006:16-22 ve 62).
gili literatüre bakıldığında son dönemde daha çok
dönemler arası yaklaşım tercih edilmektedir. Dönemler arası yaklaşımda geleceğe dönük tüketimi
optimize etmek amaçlandığı için dinamik yatırımtasarruf kararlarını; verimlilik artışları, büyüme
oranları, kamu harcamaları, faiz oranları ve diğer faktörler etkilemektedir (Obstfeld ve Rogoff,
1994). Bu çerçeve içinde CİB açıkları, geçici, sürekli, global veya yerel şoklara bağlı olarak şekillenmektedir. Bu yaklaşımlarda zaman serisi ve panel çalışmaları ile farklı gelişmişlik düzeyindeki
ülkeler analiz edilmektedir.
Bu bağlamda literatürde çok sayıda çalışma bulunmakla birlikte burada CİB dengesi üzerine yapılan bazı çalışmalarda ele alınan etkileşimlere bakıldığında; Svensson ve Razin (1983) dış ticaret
hadlerinin etkilerini; Greenwood (1983) beklentiler ve reel döviz kurunun etkilerini, Leiderman ve
Razin (1991) vergiler, kamu harcamaları ve verimliliğin etkilerini, Mendoza (1991) sermaye kontrollerinin etkilerini, Glick ve Rogoff (1995) ülke
spesifik ve global verimlilik şoklarının etkilerini
incelemiştir. Debelle ve Faruquee (1996), sanayileşmiş 21 ülke örneğini incelemiştir. Çalışmada,
ülkelerin gelişmişlik seviyeleri, ekonomilerin bulunduğu konjonktür, dış ticaret haddi ve reel döviz kuru CİB açığının nedenleri olarak bulunmuştur. Milesi-Ferretti ve Razin (1997), dış ticaret ve
CİB açıklarının düşük ve orta gelirli ülkelerde neden hızlı düşebildiğini araştırmışlardır. Çalışmalarında bu ülkelerin büyüme, yatırım ve değerli yerel paraları ve dış konjonktürün olumlu olduğu dönemlerde CİB açıklarının arttığını ve kriz (Meksi-
Finans Politik & Ekonomik Yorumlar 2011 Cilt: 48 Sayı: 558
ka, Tayland Krizi) sonrası bu ülkelerin uyguladıkları makroekonomik politikalara bağlı olarak CİB
açıklarında keskin düşüşler meydana geldiğini belirtmişlerdir.
Calderon, Chong ve Loeyza (1999), Tablo 1’de
verilen faktörlerin CİB açığı üzerindeki etkilerini 44 gelişen ülke için incelemiştir. Beklenen işarete uygun sonuçlar büyük ölçüde ortaya çıkmış
ve büyümenin cari açığı artırdığı ve aşırı değerli reel döviz kurunun yüksek CİB açığıyla ilişkili olduğu bulgusu elde edilmiştir. Chinn ve Parasad (2003), CiB dengesinin belirleyicilerini 18 gelişmiş, 71 gelişen ülke için analiz etmiştir. Bütçe
açıkları ile CİB açıkları arası pozitif, gelişen ülkelerde finansal derinleşme ile pozitif, dışa açıklık
ile CİB dengesi arası negatif ilişki bulmuşlardır.
Bussiére vd. (2004), CİB açığın nedenlerini 19952002 döneminde 33 OECD ülkesi için araştırmıştır. CİB açığını etkileyen önemli bir faktör olarak
geçmiş dönem CİB açığının sürekliliğini, katılığını bulmuşlardır.
Herrman ve Jochem (2005), merkezi-doğu Avrupa
ülkelerindeki CİB açıklarının nedenlerini Almanya ile karşılaştırarak incelemişler ve diğer Avrupa ülkelerine alt yapılarını yaklaştırmak istedikleri için bu ülkelerin yaptıkları harcamalar ve Avrupa finans merkezlerine rahat ulaşmalarının CİB
açıklarının artışında etkili olduğu sonucuna varmışlardır. Lee ve Chinn (2006), geçici veya sürekli şokların reel kur ve CİB üzerindeki etkilerini G-7 ülkeleri örneğinde incelemişlerdir. Geçici şokların kısa vadede reel kur ve CİB açıkları
üzerinde etkisinin yüksek olduğunu bulmuşlardır.
Freund ve Warnock (2007), yüksek gelirli OECD
ülkeleri için 1980-2003 döneminde CİB açıklarıyla büyümenin birlikte hareket ettiğini ve kısa dönemde yüksek dış borç durumunda cari açığın iktisadi büyüme ve döviz kurunu etkilediğini belirtmektedirler.
Yerli literatürde de CİB açıklarının belirleyicilerini inceleyen çok sayıda çalışma bulunmaktadır.
Bu bağlamda yakın dönemde yapılan bazı çalışmalara bakıldığında; Utkulu (2001) çalışmasında
Türkiye’de dış açıklarının belirleyicileri üzerinde
durmaktadır. Çalışmasında nominel efektif döviz
kuru ve dış ticaret hadlerinin dış ticaret açıkları ile
uzun dönemde koentegre olmadığını, yani aralarında uzun dönemli bir ilişki olmadığı için göreli fiyatların ve nominal kurların dış açıkları açıkla-
A. ÜZÜMCÜ - S. BAŞAR
mada yeterli olmadığını, dış açıkla reel döviz kuru
arasında ise zayıf bir nedensellik sonucuna ulaşmıştır.
Yücel’in (2003) çalışmasında büyüme, döviz
kuru, dış ticaret hadleri ve TCMB rezervleri CİB
dengesini açıklamakta istatistiki olarak anlamlıdır. Türkiye’nin başlıca ihracat pazarı 14 ülkenin
büyümesi ile CİB dengesi arası ilişki pozitif bulunmuştur. Erkılıç (2006), 1980-2004 dönemi için
VAR yöntemiyle yaptığı çalışmada Türkiye’de
CİB açığının en önemli açıklayıcı değişkenleri arasında önceki dönem cari açığı, yurtiçi büyüme oranı ve reel döviz kurunu bulmuştur. Özatay
(2006), CİB açığının yapısal sorunlarla ilişkisine
dikkat çekmiştir. CİB açığının artmasında, üretimin büyük ölçüde ithal ara malı girdisine gereksinim göstermesi yanında, Avrupa Birliği sürecinin
yolunda gitmesi ve makro ekonomik istikrarın kalıcı biçimde sağlanmasının etkili olduğunu belirtmektedir. Terzi ve Sarıdoğan (2007), CİB açıkları
ile GSYİH, döviz kuru, faiz oranı, reel sektör güven indeksi, bileşik öncü göstergeler ve imalat sanayi kısmi verimlilik endeksi arasındaki ilişkileri
1994-2006 dönemi için VAR ve diğer ekonometrik
yöntemlerle analiz etmiştir. Bu değişkenlerin CİB
dengesi üzerinde etkili olduklarını, kısa dönemde
değişkenlerin aralarındaki ilişkinin çift yönlü olduğu ve uzun dönemde değişkenler arası koentegrasyon bulunduğu sonucuna ulaşmışlardır.
Çeviş ve Çamurdan (2008), CİB dengesinin belirleyicilerini enflasyon hedeflemesi uygulayan
ülkeler için analiz etmişlerdir. 1990-2006 dönemi için CİB/GSYİH dengesini bağımlı değişken
olarak, büyüme oranı, ihracatın ithalatı karşılama oranı, dışa açıklık oranı, reel döviz kuru değişim oranını, kamu harcamaları GSYIH oranını
ve reel faiz oranı farklılıklarını açıklayıcı değişken olarak kullanmışlardır. Peker ve Hotunluoğlu
(2009), Türkiye’de CİB açığının nedenlerini VAR
yöntemi ile 1992:01-2007-12 dönemi aylık verileriyle analiz etmiştir. Reel döviz kuru, reel faiz
oranı ve IMKB endeksinin CİB açığını belirleyen
en önemli değişkenler olduğu sonucuna ulaşmışlardır. Bu çalışmada ulusal gelirin CİB açığı üzerindeki etkisinin düşük kaldığı sonucuna da varılmaktadır. Telatar ve Terzi (2009), iktisadi büyüme
ile CİB dengesi arasındaki ilişkiyi 1991-2005 dönemi için nedensellik analizi kapsamında ele almışlar ve iktisadi büyümeden CİB dengesine doğru tek yönlü nedensellik ilişkisi bulmuşlardır. Er-
9
Türkiye’nin Cari İşlemler Bilançosu Açığı Üzerinde Enerji İthalatı ve İktisadi Büyümenin ...
10
doğan ve Bozkurt (2009) cari açığın belirleyicelerini MGARCH modelleri ile belirlemek için farklı değişkenleri (ihracatın ithalatı karşılama oranı,
petrol fiyatları, M2, enflasyon, döviz kuru v.b) ele
almışlar ve modelleri itibarıyla en yüksek koşullu korelasyon değerleri ihracatın ithalatı karşılama
oranı ve petrol fiyatlarında görülmüştür. Yapraklı (2010), Türkiye’de esnek döviz kuru rejimi altında dış açıkların belirleyicilerini sınır testi yaklaşmı ile incelemiştir. Çalışmada dış ticaret açığının bütçe açığından pozitif, para arzından negatif,
reel efektif kur endeksinden pozitif (fakat istatistisel olarak anlamsız) etkilendiğini bulmuştur.
3. Türkiye’nin Dış Ticaret ve CİB Açıklarının
Gelişimi
Türkiye, 1980 öncesi uyguladığı içe kapalı ithal
ikameci sanayileşme modelinin tıkanması ve tüm
dünyada bu politikaların iflas ettiği düşüncesinin
egemen olmasıyla birlikte hem mevcut dış borçlarını çevirebilmek ve hem de dünyaya entegre olmak için 1980 sonrası dışa açık büyüme modelini tercih etmiştir. Bu tercihle birlikte Türkiye ihracatın teşvik edildiği, ithalatın hızla libere edildiği
bir ülke haline gelmiştir (İnanlı, 2010: 16). Özellikle 1980-1990 döneminde ihracat ve ithalat hızla artmış, dış ticaret ve CİB açıkları oluşmuş, fakat bu dönemde ekonomide hızlı büyüme yaşanırken ihracat artışının genellikle ithalat artışından
fazla olması nedeniyle dış ticaret ve CİB açıkları bir sorun oluşturmamıştır. Bu dönemde uygulanan esnek-dalgalı kur sistemi de görece değersiz TL biçiminde somutlaşmış ve bu durum bu yıllarda görülen ihracat artışına dolaylı biçimde katkı sağlamıştır.
Türkiye’de 1980 yılında başlatılan mal dış ticaretindeki serbestleşme, 1990 yılı başında sermaye
hareketlerindeki serbestleşme ile tamamlanmıştır. Bu yıldan itibaren görülen dış açıklar, kısa vadeli sermaye girişi ile finanse edilmeye başlamış
ve esnek-dalgalı kur sistemine rağmen aşırı değerli Türk Lirası ve yüksek faiz ortamında dış açıklar
çok daha yüksek rakamlara ulaşmıştır. Dolayısıyla
Türkiye, dış ticaret ve CİB açıkları sorununu özellikle 1990 sonrası daha fazla hissetmeye başlamıştır. Öyle ki, Türkiye’de bu istikrarsız büyüme döneminde (1991–2001) hızla artan ithalat, hem dış
ticaret ve CİB açıklarına ve hem de üretim ve ihracat artışına dayanmayan istikrarsız büyüme nedeniyle krizlere yol açmıştır (Yeldan, 2004: 142).
Özetle Türkiye bu otuz yıllık dönemde ekonomik
krizler yaşamış, özellikle ekonomik krizler öncesi artan CİB açıkları önemli bir sorun olmuştur.
Bu bağlamda 1994 krizi öncesi 1993 yılında CİB
açıkları hızla yükselirken benzer bir durum 2001
ve 2008 krizleri öncesinde de yaşanmıştır. Bununla birlikte 2008 küresel krizi öncesi CİB açıklarının genellikle uzun vadeli uluslararası sermaye girişiyle finansmanının sağlanması bir farklılık oluşturmuştur.
Bu genel değerlendirmenin ardından inceleyeceğimiz 2000-2010 dönemi dış ticaret ve CİB dengesi gelişmelerine bakılabilir. Bu amaçla Tablo 2 ile
bu tablo yardımıyla hazırlanan grafik 1 ve grafik
2 yakından incelenebilir. Örneğin Tablo 1’de görüldüğü gibi, Türkiye’nin bu dönemde dış açıkları
genel olarak artmış, 2001 krizi sonrası hızla artan
ihracat yanında ithalatın daha fazla artışı -2007 ve
2008 yılı hariç- sonrası dış ticaret açıkları yaklaşık
10 milyar dolar düzeyinden 2008’de 70 milyar dolara yaklaşmıştır.
Grafik 1: Türkiye’de İhracat ve İthalatın Değişim Oranları 2000-2010 (%)
Finans Politik & Ekonomik Yorumlar 2011 Cilt: 48 Sayı: 558
A. ÜZÜMCÜ - S. BAŞAR
Krizin etkisiyle 2009’da ithalat ortalama %30, ihracat ise %22,6 düzeyinde gerilemiş ve bu ortamda dış
ticaret açığı 38,7 milyar dolar olmuştur. 2010’da ise hızlı ekonomik iyileşme süreci sonrası dış açık yeniden yükselmiş ve 71,5 milyar dolar gibi rekor bir düzeye ulaşmıştır. CİB açıkları da benzer bir gelişme göstermiş, Tablo 2’de görüldüğü gibi 2001’de 3,7 milyar dolar fazla veren CİB dengesi, kriz öncesi 2008’de yaklaşık 42 milyar dolar olmuş, 2009’da yaklaşık 14 milyar dolara gerilemiş ve 2010’da ise
48,5 milyar dolar olmuştur.
Tablo 2: Türkiye’de Dış Ticaret ve CİB Açıklarının Gelişimi (2000-2010, Milyon Dolar ve %)
Yıl
İhracat
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
27774
31334
36059
47252
63167
73476
85535
107272
132027
102143
113979
Değişim
(%)
4.5
12.8
15.1
31.0
33.7
16.3
16.4
25.4
23.1
-22.6
11.6
İthalat
-54503
-41399
-51554
-69340
-97540
-116774
-139576
-170063
-201963
-140928
-185541
Değişim
(%)
34.0
-24.0
24.5
34.5
40.7
19.7
19.5
21.8
18.8
-30.2
31.7
Dış Açık
CİB Açığı
X/M
-26728
-10065
-15495
-22087
-34373
-43298
-54041
-62791
-69936
-38786
-71561
-9920
3760
-626
-7515
-14431
-22198
-32249
-38434
-41959
-13991
-48528
51.0
75.7
69.9
68.1
64.8
62.9
61.3
63.1
65.4
72.5
61.4
CİB/
GSYİH
-3.7
1.9
-0.3
-2.5
-3.7
-4.6
-6.1
-5.9
-5.7
-2.3
-6.6
Kaynak: TUIK ve TCMB3
Bu gelişmelerin paralelinde bir yandan ihracatın ithalatın karşılama oranı (X/M) gerilerken daha önceki
krizlerde görüldüğü gibi CİB/GSYİH oranları da kötüleşmiştir. Bu bağlamda ihracatın ithalatın karşılama oranı %75 düzeyinden %61,3 düzeyine kadar gerilemiş, 2009’da krizin etkisiyle %72 düzeyine yükselen karşılama oranı 2010’da tekrar %61,4 düzeyine inmiştir.Tablo 2’nin son sütununda yer alan CİB/
GSYİH oranının gelişimine bakıldığında bu oranın da 2001’de pozitif bir değerden 2006’da -%6,1 değerine ulaştığı, 2007 ve 2008’de -%6 düzeyine yakın gerçekleştiği görülmektedir. Bununla birlikte daha
önce de belirtildiği gibi, CİB açığının özellikle uzun vadeli kaynaklar ve doğrudan yabancı sermaye girişleri ile finanse edilmesi nedeniyle bu yıllarda bir sorun oluşmamıştır.
Grafik 2: Türkiye’de Dış Ticaret ve CİB Dengesinin Gelişimi 2000-2010
3
Bu çalışmada kullanılan tüm dış ticaret istitatistikleri, TÜİK veri tabanından dinamik sorgulama ile elde edilmiştir. Bkz: (http://
www.tuik.gov.tr/disticaretapp/disticaret.zul?param1=0&param2=0&sitcrev=0&isicrev=0&sayac=5801). Cari İşlemler Bilançosu
(CİB) verileri de TCMB-EVDS sisteminden alınmıştır..
11
Türkiye’nin Cari İşlemler Bilançosu Açığı Üzerinde Enerji İthalatı ve İktisadi Büyümenin ...
12
Bununla birlikte Tablo 2’den yararlanılarak oluşturulan grafik 3’de görüldüğü gibi 2008’de küresel krizinin etkisiyle görece düzelerek -%2,3
olan CİB/GSYİH oranı, 2010’da -%6,6 oranı gibi
olumsuz bir düzeye ulaşınca, Türkiye ekonomisinde hızlı ekonomik iyileşmeye karşın ortaya çıkan
bu gelişme günümüzde en fazla tartışılan konu olmuştur.
Grafik 3: Türkiye’de CİB/GSYİH Oranının Gelişimi 2000-2010 (%)
Bu bağlamda TÜİK verilerine göre 2011 yılı ilk 4
ayında ihracat %22 artarken ithalatın %44 artması, ihracatın ithalatı karşılama oranının %56 düzeyine gerilemesi ve dış ticaret açığının 33,6 milyar
doları bulması, dış ticaret ve CİB açıkları konusunun güncelliğini korumasını sağlamıştır.
4. Türkiye’de CİB Açıklarının Oluşmasında
İktisadi Büyüme ve Enerji İthalatının Etkisi
4.1. Türkiye’de CİB Açıklarının Oluşmasında
İktisadi Büyümenin Etkisi
Türkiye’de cari işlemler bilançosu açıklarının
oluşmasında iktisadi büyümenin hızlanmasının etkili olduğu genellikle kabul edilen bir gerçektir.
Bu bağlamda iktisadi büyüme sonucu artan kişi
başı gelire paralel biçimde marjinal ithalat meyli yüksek olduğu için Türkiye gibi gelişmekte olan
ülkelerde hızla artan ithalat, öncelikle dış ticaret
bilançosu açıklarına yol açmaktadır. Dolayısıyla
bu açık, CİB açıklarının büyümesiyle sonuçlanmaktadır4. Bu noktada Türkiye’de özellikle 2002-
2008 döneminde güçlü iktisadi büyüme süreci yaşanmasının CİB/GSYİH oranlarına yansıdığı rahatlıkla söylenebilir.
Bu amaçla hazırlanan Tablo 3 ve bu tablo yardımıyla çizilen grafik 4’de görüldüğü gibi Türkiye
2001 krizinden sonra makro ekonomik ve siyasi istikrar çerçevesinde güçlü bir büyüme göstermiştir. Küresel krizin etkisiyle son revize verilere göre Türkiye ekonomisi sabit fiyatlarla 2009’da
%4,8 oranında küçülmesine karşın 2010’da görülen hızlı ekonomik gelişmeyle GSYİH %8,9 oranında büyümüştür. Bu bağlamda Tablo 3’de görüldüğü gibi, GSYİH, 2010’da cari fiyatlarla 1 trilyon TL düzeyine ve sabit fiyatlarla 105,7 milyar
TL düzeyine ulaşmıştır. GSYİH, dolar cinsinden
735 milyar doları, kişi başına gelir 10000 dolar
düzeyini aşmıştır. Bu durum kişi başına geliri artan Türkiye’de değerli TL ortamında ithalatın hızla artmasına yol açmış ve dış ticaret ve CİB dengesini bozmuştur.
lunmaktadır. Bununla birlikte gelişmekte olan ülkeler için daha
çok bizim de kabul ettiğimiz gibi ters yönlü ve kuvvetli bir iliş4
Bu genel kanı yanısıra bu iki değişken arasında zayıf bir
nedensellik ilişkisinin bulunduğunu ileri süren çalışmalar da bu-
ki bulunduğu kabul edilmektedir. Geniş bilgi için bkz: Telatar ve
Terzi, 2009: 123.
Finans Politik & Ekonomik Yorumlar 2011 Cilt: 48 Sayı: 558
A. ÜZÜMCÜ - S. BAŞAR
13
Tablo 3: Türkiye’de İktisadi Büyüme ve CİB/GSYİH Oranının Gelişimi (2000-2010
Yıl
Nominal
Değişim
GSYİH
(%)
(Milyon TL)
GSYİH
(Milyar
USD)
Değişim Reel GSYİH Büyüme
CİB/
(%)
(Milyon TL) Oranı (%) GSYİH
2000
166,658
59.3
265,384
7.2
72,436
6.8
-3.7
2001
240,224
44.1
196,736
-25.9
68,309
-5.7
1.9
2002
350,476
45.9
230,494
17.2
72,520
6.2
-0.3
2003
454,781
29.8
304,901
32.3
76,338
5.3
-2.5
2004
559,033
22.9
390,387
28,0
83,486
9.4
-3.7
2005
648,932
16.1
481,497
23.3
90,500
8.4
-4.6
2006
758,391
16.9
526,429
9.3
96,738
6.9
-6.1
2007
843,178
11.2
648,754
23.2
101,255
4.7
-5.9
2008
950,534
12.7
742,094
14.4
101,922
0.7
-5.7
2009
952,559
0.2
616,703
-16.9
97,003
-4.8
-2.3
2010
1,105,101
16,0
735,828
19.3
105,680
8.9
-6.6
Kaynak: TUIK ve TCMB.
Bu gelişme sonuçta grafik 4’te görüldüğü gibi, iktisadi büyüme oranları artarken CİB/GSYİH oran-
larında negatif yönde değişmeye yol açmıştır.
Grafik 4: Türkiye’de Büyüme ve CİB/GSYİH Oranının Gelişimi 2000-2010 (%)
Özellikle 2002-2007 döneminde yukarıdaki grafik
4’de görüldüğü gibi, bu ilişkinin çok güçlü olduğu, küresel kriz sonrası CİB/GSYİH oranı görece
düzelirken krizin hemen sonrasında 2010 yılında
CİB/GSYİH oranının kriz öncesine dönmesi de bu
durumu doğrulamaktadır. Dolayısıyla Türkiye’de
2002-2010 döneminde büyümenin talep yönlü
kaynaklarına ilişkin eğilimin yer aldığı aşağıdaki grafik 5’de görüldüğü gibi, Türkiye’de bu dönemde güçlü ithalat ve iç talep artışı ile büyüyen
bir gelişmekte olan ülke olarak dış ticaret ve CİB
açıklarının da büyüdüğünü gözlemlemiştir.
Türkiye’nin Cari İşlemler Bilançosu Açığı Üzerinde Enerji İthalatı ve İktisadi Büyümenin ...
14
Grafik 5: Türkiye’de Talep Unsurlarındaki Eğilim 2002-2010
Kaynak: Yılmaz, Mart 2011: 9
4.2. Türkiye’de CİB Açıklarının Oluşmasında
Enerji İthalatının Etkisi
Dünya genelinde hızlı ekonomik büyüme ortamlarını besleyen olumlu küresel konjonktürlerde hızlı büyümeye paralel biçimde gelişmekte olan ülkelerin enerji talebi de artmaktadır. Petrol gibi enerji kaynakları açısından görece zengin ülkelerde bu
durum önemli bir sorun yaratmamakta, ancak petrol zengini ama az gelişmiş ülkelerde petrol fiyatlarındaki dalgalanmalar, bütçe açıkları, iktisadi
büyümeleri ve diğer problemler nedeniyle dış ticaret açıkları sorun olabilmektedir (Morsy, 2009:
4-5).
Öte yandan enerjide dışa bağımlı gelişmekte olan
ülkelerin ekonomik büyümeleri ile birlikte enerji faturalarının da arttığı gözlemlenmektedir. Nitekim Türkiye’de 1973-1974’de ve 1979’da enerji fiyatlarının hızla arttığı dönemlerde ihracatın ithalatı karşılama oranı %25-30’lar düzeyine gerilemiş, dış ticaret ve CİB açıklarınının finansmanı
önemli bir sorun olmuştur. Hatta 1980 yılında toplam ithalatın %47’si petrol ithalatından oluşmuştur
(İnanlı, 2010: 11). Öte yandan 1980-1990 döneminde görece istikrar kazanan enerji fiyatları, bu
yıllarda enerji tüketimi artmasına rağmen dış denge üzerinde önemli bir baskı yaratmamıştır. Buna
karşın 1991-2001 döneminde görece enerji fiyatlarının arttığı bazı yıllarda enerji faturasının yükselmesi, dış ticaret açıklarının artmasına (görece
az olsa da) olumsuz etkide bulunmuştur. Ayrıca bu
yıllarda izlenen ithal doğalgaza bağlı enerji üretimi ve tüketimi, enerjide dışa bağımlılığın önemli
bir sorun olarak algılanmasına yol açmıştır.
Türkiye’de 2001 krizi sonrası yeniden ekonomik ve siyasi istikrarın oluşması ile birlikte hızlı bir ekonomik büyüme sürecine girilmiştir. Özellikle 2002–2007 döneminde %7 civarında ortalama büyüme yaşanmış, bu dönemde hem dış ticaret ve CİB açıkları, hem de enerji ithalatı hızla artmıştır. Öyle ki özellikle 2007 yılı ve küresel kriz
öncesi 2008 yılında hızla artan enerji fiyatları, ithalatın hızlı artışında ve CİB açıklarının yükselmesinde önemli bir etken olmuştur. Bu noktada
Türkiye’nin enerji ithalatının gelişimini ve enerji ithalatının toplam ithalat içindeki yerine bakılabilir.
Bu amaçla harmonize sistemde fasıllar itibarıyla Türkiye’nin dış ticaretinin yer aldığı Fasıl 27
(mineral yakıtlar, mineral yağlar ve müstahsalları,
mumlar) dikkate alındığında enerji ithalatı ve toplam ithalatın 2000-2010 dönemi gelişimi Tablo 4
ve bu tablo yardımıyla çizilen grafik 5’de görülmektedir. Grafik 5 ve Tablo 4’de görüldüğü gibi
enerji ithalatı 2000’de toplam ithalat artışının iki
katı (%77) gibi büyük bir artış göstermiş, 2001’de
küresel krizin etkisiyle ithalat %24 civarında daralmasına karşın enerji ithalatı sadece yarısı kadar
(%12,6) azalmıştır. Bu durum enerji ithalatına bağımlı bir gelişmekte olan ülke olarak Türkiye’nin
ekonomik kriz döneminde dahi enerji ithalatını kısamamasının doğal bir sonucu olarak değerlendirilebilir.
Finans Politik & Ekonomik Yorumlar 2011 Cilt: 48 Sayı: 558
A. ÜZÜMCÜ - S. BAŞAR
15
Grafik 6: Türkiye’nin İthalat ve Enerji İthalatındaki Değişim 2000-2010
Öte yandan 2002-2004 döneminde ithalat artışının
gerisinde kalmasına rağmen yükselmeye devam
eden enerji ithalatı, 2005’den itibaren enerji fiyat-
larının hızlanarak artması ve bu yıllardaki yüksek
oranlı büyümenin etkisiyle daha da hızlanmış ve
2005’de 20 milyar doları aşmıştır.
Tablo 4: Türkiye’de Dış Ticaret ve Enerji İthalatının Gelişimi (2000-2010, Milyon Dolar ve %)
Enerji
Değişim
İthalatı
(%)
(EM) (3)
Yıl
İhracat
(X) (1)
Değişim
(%)
İthalat
(M) (2)
Değişim
(%)
M-EM
(2-3)
EM/M
(3/2)
2000
27774
4.5
-54503
34.0
-9541
77.4
-44962
17.5
2001
31334
12.8
-41399
-24.0
-8339
-12.6
-33060
20.1
2002
36059
15.1
-51554
24.5
-9204
10.4
-42350
17.9
2003
47252
31.0
-69340
34.5
-11575
25.8
-57765
16.7
2004
63167
33.7
-97540
40.7
-14407
24.5
-83132
14.8
2005
73476
16.3
-116774
19.7
-21256
47.5
-95519
18.2
2006
85535
16.4
-139576
19.5
-28859
35.8
-110717
20.7
2007
107272
25.4
-170063
21.8
-33883
17.4
-136180
19.9
2008
132027
23.1
-201963
18.8
-48281
42.5
-153682
23.9
2009
102143
-22.6
-140928
-30.2
-29905
-38.1
-111023
21.2
2010
113979
11.6
-185541
31.7
-38496
28.7
-147045
20.8
Kaynak: TÜİK
Yine Tablo 4 yardımıyla çizilen Grafik 6’da görüldüğü üzere küresel kriz öncesinde 2008’de 48,2
milyar dolar gibi rekor bir düzeye yükselen enerji ithalatı, küresel krizin etkisiyle 2009’da yakla-
şık 30 milyar dolara gerilemiş, ekonomik iyileşme süreciyle birlikte artan enerji tüketimi nedeniyle 2010’da 38 milyar doları aşmıştır.
Türkiye’nin Cari İşlemler Bilançosu Açığı Üzerinde Enerji İthalatı ve İktisadi Büyümenin ...
16
Grafik 7: Türkiye’nin İthalat ve Enerji İthalatı 2000-2010 (Milyar Dolar)
Enerji ithalatının toplam ithalat içindeki payının
(EM/M) gelişimine bakıldığında, enerji ithalatının toplam ithalat içinde %15 ile %24 arasında bir
pay aldığı gözlemlenmektedir. Özellikle enerji fiyatlarının hızla arttığı 2008’de bu payın yaklaşık
%24 düzeyine ulaşması, Türkiye’nin önemli bir
ara malı olan petrol ve türevleri ithalatına bağımlılığını açıkça göstermektedir. Ayrıca Tablo 4’ün
sondan bir önceki sutununda verilen biçimde enerji ithalatı çıkarıldığında toplam ithalatın daha düşük düzeylere gerilediği görülmektedir. Bu grafikler ışığında dış açıkların artmasında enerji ithalatının etkisini yakından görebilmek için dış açıklar
ve enerji ithalatının gelişimine bakmak gerekmektedir.
Bu amaçla hazırlanan Tablo 5 ve bu tablodan yararılarak oluşturulan grafik 7’de görüldüğü gibi, dış
ticaret açıklarının özellikle 2005’den itibaren hızlı
yükselmesinde enerji ithalat faturasının artmasının
etkisi bulunmaktadır. Bu bağlamda örneğin enerji
ithalatı sıfır olsaydı, 2000 yılında Türkiye’nin dış
ticaret açığı 26,7 milyar dolar yerine 17,1 milyar
dolar, CİB açığı 9,9 milyar dolar yerine sadece 379
milyon dolar olabilecekti. Yine, Tablo 5’de görüldüğü gibi, 2008’de dış ticaret açığı 70 milyar dolar
yerine 21,6 milyar dolar ve CİB açığı da 42 milyar
dolar yerine 6,3 milyar fazla olarak karşımıza çıkabilecekti. Bu örnekleri 2009 ve 2010 yılı için de
çoğaltmak mümkündür.
Tablo 5: Türkiye’nin Enerji İthalatı ve Dış Açıklarının Gelişimi (2000-2010, Milyon Dolar ve %)
Yıl
2000
Enerji
Dış Açık
Enerji
CİB Açığı Enerji Hariç
İthalatı
(X-M)
Hariç Dış
(3)
CİB Açığı (3-1)
(EM) (1)
(2)
Açık (2-1)
-9541
-26728
-17187
-9920
-379
2001
-8339
-10065
-1725
3760
12099
2002
-9204
-15495
-6291
-626
8578
2003
-11575
-22087
-10512
-7515
4060
2004
-14407
-34373
-19965
-14431
-23,7
2005
-21256
-43298
-22042
-22198
-942
2006
-28859
-54041
-25182
-32249
-3390
2007
-33883
-62791
-28908
-38434
-4551
2008
-48281
-69936
-21655
-41959
6322
2009
-29905
-38786
-8880
-13991
15914
2010
-38496
-71561
-33065
-48528
-10031
Kaynak: TÜİK
Finans Politik & Ekonomik Yorumlar 2011 Cilt: 48 Sayı: 558
A. ÜZÜMCÜ - S. BAŞAR
Grafik 8: Türkiye’nin Dış Ticaret Açığının Gelişimi 2000-2010 (Milyar Dolar)
Bununla birlikte bir gelişen ülke olarak
Türkiye’nin enerji ithalatının artması doğaldır.
Ancak Türkiye’nin hem ithalatının ve hem de dış
ticaret açıklarının artışının arkasında büyüyen bir
ekonominin enerji ithalatının artması kadar, aşağıdaki grafik 8’de görüldüğü gibi, petrol fiyatlarının
artmasının da büyük etkisi bulunmaktadır.
Grafikten takip edilebileceği gibi, Brent tipi petrolün varil fiyatı 2002 Haziran ayında 30 doların
altında iken 2006 yılı Ekim ayında 80 dolara ve
Temmuz 2008’de 147 dolara ulaşmıştır. Dolayısıyla 2002-2008 Temmuz ayı arasında petrol fiyatları beşe katlanmıştır. Bu durum Türkiye gibi gelişmekte olan ve enerji ithalatına bağımlı ülkelerin
enerji faturalarına yansımıştır.
Grafik 9: Ham Petrol Fiyatlarının Gelişimi (2002-2011) (Brent Tipi, Varil, Dolar)
Kaynak: Hazine Müsteşarlığı, 2011: 61.
Petrol fiyatları küresel kriz nedeniyle daha sonra
hızla düşerek 24 Aralık 2008’de 34 dolara gerilemiş, küresel krizden çıkışın başladığı 2010 yılı ortalarından sonra toparlanan petrol fiyatları ve Mayıs 2011’de 120 dolar düzeyini geçmiştir. Bu bağlamda Türkiye’nin enerji ithalatının yükselmesinde iktisadi büyümesine bağlı talep artışı yanında
petrol fiyatları artışının etkisinin olduğu söylenebilir5.
5
Petrol fiyatları artışının cari açığa etkisi noktasında bir ön-
kabul ile bu etkinin hangi ekonometrik modelle daha iyi açıklanabileceğini araştıran bir çalışma için bakınız: Demirci ve Er,
2007: 1-12.
17
Türkiye’nin Cari İşlemler Bilançosu Açığı Üzerinde Enerji İthalatı ve İktisadi Büyümenin ...
18
Grafik 10: Türkiye’nin Enerji İthalatı ve Enerji Fiyatları Artışının Etkisi (2002-2010)
Kaynak: Hazine Müsteşarlığı, 2011: 62
Nitekim, Hazine Müsteşarlığı, toplam enerji ithalatı tutarını, 2002 yılı petrol fiyatlarının aynı kaldığı varsayımı altında 2002-2010 dönemi için hesaplamıştır. Bu hesaplamaya ilişkin grafik 9’da görüldüğü gibi petrol fiyatları 2002 düzeyinde kalsa
idi 2008’de Türkiye’nin enerji faturası 48 milyar
yerine 12,7 milyar dolar olabilecekti. Dolayısıyla
35,5 milyar dolar ilave faturanın petrol fiyatları ar-
tışından kaynaklandığı söylenebilir. Ayrıca bu varsayım altında enerji ithalatı daha düşük düşük olacağı için CİB açıklarının GSİYH’ya oranının da
daha düşük olacağı tahmin edilebilir ki bu durum
grafik 10’da görülmektedir. Örneğin bu varsayım
altında CİB/GSYİH oranı 2006-2008 döneminde
yaklaşık %6 yerine %3 civarında gerçekleşecek ve
hatta 2008 yılında %1,3 olabilecekti.
Grafik 11: CİB/GSYİH Oranının Gelişimi (2002-2009)
Kaynak: Hazine Müsteşarlığı, 2011: 65.
Bu bilgiler ve ilgili literatür ışıgında bu noktadan
sonra Türkiye’nin CİB açıklarının oluşmasında iktisadi büyüme ve enerji ithalatının artmasının etkilerini ampirik olarak analiz etmeye geçebiliriz.
5. Ampirik Analiz
5.1. Veri Seti
CİB açıkları üzerinde iktisadi büyüme ve enerji ithalatının etkisini ele aldığımız bu çalışmada çeyrek yıllık verilerden yararlanılmış, Türkiye’nin
enerji ithalatı bağlamında fasıllar itibarıyla harmo-
Finans Politik & Ekonomik Yorumlar 2011 Cilt: 48 Sayı: 558
A. ÜZÜMCÜ - S. BAŞAR
nize sistem dış ticaret sınıflamasına göre 27 nolu fasıl kullanılmıştır. Ampirik analizde CİB/GSYİH verisi, enerji ithalatı ve iktisadi büyüme oranlarına yer verilmiştir. Analizde 2000-2010 dönemi alınmak istenmiş, ancak çeyrek yıllar itibarıyla 2003Q1-2010Q4 dönemi alınma zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Bunun nedeni enerji ithalatı ve CİB dengesi verilerinin TL’ye dönüştürülmesi ve reel hale getirilmesi için
mevcut 2003 yılı bazlı TÜFE endeksinin kullanılması gerekliliği olmuştur.
CİB6 verileri (TCMB-EVDS), enerji ithalatı (Fasıl 27-TÜİK), GSYİH (TÜİK)’den alınmıştır. Enerji ithalatı (ENJ), TÜİK veri tabanında aylık olarak dolar, euro ve TL cinsinden verilmektedir. Çalışmada
TL cinsi veriler alınmış, TÜFE ile reelleştirilmiş ve sonra üç aylık verilere dönüştürülmüştür. Büyüme
(GSYİH artışı, Y) verileri de TÜİK veri tabanından çeyrek dönemler itibarıyla sabit fiyatlarla elde edilmiştir. Dolayısıyla 32 çeyrek uzunluğunda bir veri ile ampirik analiz yapılmıştır. Çalışmada kullanılan
verilerin özet tablosu aşağıda verilmiştir.
Tablo 6: Veri Seti (2003Q1-2010Q4)
Değişken
CİB
Y
ENJ
Açıklama
Veri Kaynağı
CİB/GSYİH Oranı (%)
TCMB, EVDS
GSYİH (Bir Önceki Yılın Aynı Dönemine Göre % Değişme)
TUİK
Enerji İthalatı (Bir Önceki Yılın Aynı Dönemine Göre % Değişme)
TUİK
5.2. Durağanlık Araştırması
Çalışmada öncelikle serilerin durağan olup olmadıklarının araştırılması ele alınmış ve PP ve ADF birim
kök testleri ile KPSS durağanlık testleri uygulanmıştır. ADF ve PP testleri serilerin birim kök içerip içermediklerini test etmekte kullanılmaktadırlar. Söz konusu testlerin en hassas yanı gecikme uzunluklarına
duyarlı olmalarıdır. ADF birim kök testinde uygun gecikme uzunluklarının tespitinde Akaike Bilgi Kriteri (AIC) ve Schwarz Bilgi Kriteri (SC) kullanılmıştır. PP testinde spektral tahmin yöntemi olarak Barlett Kernel kullanılmış, band genişliği için Newey-West band genişliği kullanılmıştır. Son dönemlerde
sıklıkla kullanılan KPSS analizi birim kök yerine doğrudan durağanlığı ölçmektedir. Testin en önemli
farklılığı gecikme uzunluğuna duyarlı olmamasıdır. Burada kurulan boş hipotez ADF ve PP testlerinin
tersidir. ADF, PP ve KPSS testlerine ilişkin sonuçlar tabloda verilmiştir.
Tablo 7: Değişkenlerin Durağanlık Analizi: ADF, PP ve KPSS Testi Sonuçları
Değişkenler
ADF (sabit ve
trendli)
PP (sabit ve
trendli)
KPSS (sabit ve
trendli)
CİB
-3.40 (*)
[-3.21]
-3.02(**)
[-2.96]
0.30 (*)
[0.34]
Y
-2.71 (*)
[-2.61]
-2.81 (*)
[-2.61]
0.24 (*)
[0.34]
ENJ
-3.29 (**)
[-2.96]
-2.95 (*)
[-2.61]
0.15 (*)
[0.34]
(*)=0.10 ; (**)=0.05 ve (***)=0,01 anlamlılık düzeylerini göstermektedir.
Köşeli parantez içindeki değerler kritik değerlerdir.
6
CİB dengesi verileri EVDS sisteminde aylık olarak ve dolar cinsinden verildiği için TCMB-EVDS üzerinden alınarak önce ay-
lık ortalama dolar kuru (TCMB-EVDS) ile TL’ne dönüştürülmüş, sonra TÜFE endeksi (2003=100) kullanarak reelleştirilmiş, sonra
3 aylık verilere dönüşümü yapılmıştır.
19
Türkiye’nin Cari İşlemler Bilançosu Açığı Üzerinde Enerji İthalatı ve İktisadi Büyümenin ...
20
5.3. Analizler
Tablo 8: Granger Nedensellik Analizi Sonuçları
Durağanlık testleri sonuçlarına göre verilerin düzey değerlerinde durağan oldukları söylenebilir.
Bu kapsamda verilerin orijinal değerleri ile regresyon tahmini yapılmıştır. Tahmin edilen ve CİB/
GSYİH oranının bağımlı değişken olarak kullanıldığı regresyon sonuçları aşağıda verilmiştir.
CİB = 3245 – 304.21 Y*** – 1.21E-06 ENJ***
(1.73) (-3.66)
R2 = 0.52
(-5.06)
DW=2.11 F=15.97 (Prob. F=0.000)
Parantez içindeki değerler t-istatistiklerini göstermekte olup (***), 0.01 anlamlılık düzeyini ifade
etmektedir. Tahmin edilen regresyondan elde edilen sonuçlara göre iktisadi büyüme ve enerji ithalatı cari işlem dengesini negatif ve anlamlı olarak
etkilemektedir.
Regrasyon analizinde R2 değerlerinin görece düşük çıkmasınının nedeninin burada yapılan analizin içeği itibarıyla bağımlı değişkeni yani CİB
dengesini etkilediğini düşündüğümüz sadece iki
değişkeni bu çalışmada ele almamız olduğu söylenebilir. Oysa ilgili literatürde yer alan bir çok
değişkeni (örneğin, reel döviz kuru, faiz oranları,
dış ticaret hadleri, bir önceki döneme ait cari açık
ve büyüme oranı gibi) ele aldığımızda tahminen
bu değer oldukça yükselebilirdi. Bununla birlikte tahmin edilen katsayı işaretlerinin iktisadi olarak anlamlı çıkması da burada önemlidir. Yani bu
dönemde iktisadi büyüme ve enerji ithalatının artmasının CİB dengesini negatif biçimde etkilediği
daha önceki tablo ve grafiklerde olduğu gibi ampirik analizde de açıkça görülebilmektedir.
Regresyon tahmininin ardından veriler arasındaki
nedensellik ilişkisi araştırılmış ve elde edilen sonuçlar Tablo 8’de verilmiştir. Yapılan nedensellik
analizi sonuçlarına göre enerji ithalatından cari işlem dengesine doğru bir nedensellik elde edilememiştir. Tabloya göre iktisadi büyümeden enerji ithalatına ve enerji ithalatından iktisadi büyümeye
doğru çift yönlü bir nedensellik söz konusudur. İktisadi büyümeden cari işlem dengesine doğru bir
nedensellik elde edilememiş, ancak cari işlem dengesinden iktisadi büyümeye doğru bir nedensellik
olduğu sonucuna varılmıştır.
Nedenselliğin Yönü
F Değeri
Olasılık
Karar
Y→ENJ
3.87
0.03
Var
ENJ → Y
3.17
0.05
Var
CİB→ENJ
0.49
0.61
Yok
ENJ→ CİB
0.03
0.96
Yok
CİB→Y
2.69
0.08
Var
Y→ CİB
0.66
0.52
Yok
6. Sonuç
Türkiye bir gelişmekte olan ülke olarak istikrarlı
bir ekonomik büyüme ile zengin ülkeler kulubüne dahil olmak istemektedir. Bu bağlamda Cumhuriyetin kurulduğu yıllardan beri bu hedef çevresinde sanayileşme ve kalkınma çabalarını yönlendirmektedir. Özellikle 1980 sonrası dışa açık
büyüme modeli ile bu hedefine ulaşmak isteyen
Türkiye’nin dış ticaretini ve ardından 1990’lı yılların başında sermaye hareketlerini liberalleştirmesi sonrası dış açıklarının arttığı gözlemlenmektedir. Dış açıkların tıpkı bütçe açıklarında olduğu
gibi gelişmekte olan ülkelerin iktisadi büyümelerinin bir bedeli olduğu düşüncesi bir çok ortamda dillendirilmesine karşın istikrarlı iktisadi büyüme yanında dış fazla elde eden bazı gelişmekte
olan ülkelerin (emergin markets) varlığı nedeniyle dış açıkların nedenlerinin araştırılması geçmişte olduğu gibi Türkiye’nin son dönemde yükselen
cari açıkları nedeniyle yeniden popüler bir tartışma konusu olmuştur.
Bu çalışmada dış açıkların ve özelde CİB açıklarının nedeni araştırılırken özellikle 2002-2007 dönemindeki yüksek iktisadi büyüme oranlarının ve
enerji ithalatı artışının bir olumsuz etkisi var mıdır düşüncesinden hareket edilmiştir. Bu bağlamda gerek tablo ve grafiklerde ve gerekse ampirik
analizde görüldüğü gibi Türkiye’nin bu dönemde
iktisadi büyüme oranları ile enerji ithalatı faturasının artışının CİB açıklarının artmasında nefatif etkili olduğu görülmüştür. Bu noktada enerji ithalat
faturasının artmasında özellikle 2005-2008 döneminde çok daha hızla yükselen petrol fiyatlarının
etkisinin olduğu da ayrıca belirtilmelidir.
Öte yandan Türkiye’nin dış açıklarının ve özelde
CİB açıklarının azaltılmasında uzun dönemde üretim ve verimlilik artışının gerektiği, Türkiye’nin
Finans Politik & Ekonomik Yorumlar 2011 Cilt: 48 Sayı: 558
ölçek ekonomileri ve ileri teknoloji içeren ürünleri ihraç kapasitesini daha da artırması gerektiği
açıktır. Bu bağlamda uzun dönemde ihracatın ithalata bağımlılığının azaltılması gerekmektedir. Ayrıca kısa dönemde değerli TL’nin ihracat artışını
kısıtlama yanında ithalatı teşvik eden yapısı düşünüldüğünde, ekonomide yükselen dış açıklara karşın TL’nin değer kaybını önleyen bir reel faiz politikasından yana ısrar edilmemesi ve reel faiz düzeyini minimize ederken enflasyon hedeflemesi çerçevesinde uygun faiz oranı ile bütünleşik bir fiyat
ve finansal istikrar politikasının gözetilmesinde de
yarar bulunmaktadır.
Kaynakça
BUSSIÈRE, Matthieu, Marcel Fratzscher and Gernot J. Müller (2004), “Current Account Dynamics in OECD and EU Acceding Countries–an Intertemporal Approach” ECB Working
Paper, No 311, pp. 1-40. (http://www.socialpolitik.org/tagungshps/2004/Papers/Mueller.pdf. Erişim: 25.06.2011).
CALDERON César, Alberto Chong and Norman Loayza (1999),
“Determinants of Current Account Deficits in Developing Countries”, Central Bank of Chile, Working Paper, No: 51, Nov. 1999,
pp. 1-46. (http://www.bcentral.cl/Estudios/documentos-trabajo/
pdf/dtbc51.pdf. Erişim: 25.06.2011).
CHINN, Menzie D. and Eswar S. Prasad (2003), ‘‘MediumTerm Determinants of Current Accounts in Industrial and Developing Countries: An Empirical Eploration’’, Journal of International Economics, Vol: 59 (2003), pp. 47-76.
CHINN, Menzie. D. and Hiro Ito (2005),”Current Account Balances, Financial Developments and Institutions: Assaying the
World Savings Glut”, NBER Working Paper, No: 11761, (http://
www.nber.org/papers/w11761. Erişim: 25.06.2011).
ÇEVIŞ, İsmail and Burak Çamurdan (2008), “The Determinants
of the Current Account Balance in Inflation Targeting Countries”, İktisat, İşletme ve Finans, Cilt 23, Sayı: 270, pp. 111-131.
DEBELLE, Guy and Hamid Faruqee (1996), “What Determines the Currents Account: A Cross-Sectional and Panel Approach?”, IMF Working Paper , No: 96-58.
DEMİRCİ, Ebru ve Şebnem Er (2007), “Ham Petrol Fiyatlarının
Türkiye’deki Cari Açığa Etkisinin İncelenmesi”, 8. Türkiye Ekonometri ve İstatistik Ulusal Kongresi, 24-25 Mayıs 2007, İnönü
Üniversitesi, Malatya. (http://web.inonu.edu.tr/~eisemp8/bildiripdf/demirci-er.pdf. Erişim: 10.05.2011)
ERDOĞAN Seyfettin ve Hilal Bozkurt (2009), “Türkiye’de Cari
Açığın Belirleyicileri: MGARCH Modelleri ile Bir İnceleme”,
Maliye Finans Yazıları, yıl : 23, Sayı: 84, Temmuz 2009, ss.
135-172.
ERKILIÇ, Serdar (2006), Türkiye’de Cari Açığın Belirleyicileri,
Uzmanlık Yeterlilik Tezi, TCMB, Ankara, Kasım 2006.
FREUND, Caroline and Frank Warnock (2007), “Current Account Deficits in Industrial Countries: The Bigger They Are, The
Harder They Fall?”, in R. Clarida (Ed.): G7 Current Account Im-
A. ÜZÜMCÜ - S. BAŞAR
balances: Sustainability and Adjustment, University of Chicago
Press, Chicago, IL.
GLICK, Reuven and Kenneth Rogoff (1995), “Global versus
Country-Specific Productivity Shocks and the Current Account”, Journal of Monetary Economics, Vol: 35, pp. 159-192.
GREENWOOD, Jeremy (1983), "Expectations, the Exchange
Rate and the Current Account", Journal of Monetary Economics, Vol: 12, pp. 543-69.
HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI (2011), “Ekonomi Sunumu”, 16
Mayıs 2011. (http://www.treasury.gov.tr/irj/go/km/docs/documents/Treasury%20Web/Statistics/Economic%20Indicators/
egosterge/Sunumlar/Ekonomi_Sunumu_ENG.pdf.
Erişim
28.05.2011)
HERRMANN, Sabine and Axel Jochem (2005), “Determinants of Current Account Developments in the Central and
East European EU Member States - Consequences for the
Enlargement of Euro Area”, Deutsche Bundesbank, Discussion Paper Series 1, Economic Studies, No: 32/2005, pp.
1-52.
(http://www.bundesbank.de/download/volkswirtschaft/
dkp/2005/200532dkp.pdf)
İNANLI, Taylan (2010), Türkiye’de Üretim ve Dış Ticaret
Yapısında Dönüşüm ve Cari İşlemler Dengesi Sorunu, Mesleki
Yeterlilik Tezi, Maliye Bakanlığı, Strateji Geliştirme Başkanlığı,
Ankara.
KRAAY, Aart and Jaume Ventura (2002). ‘‘Current Accounts in
the Long and Short Run’’, NBER Working Paper, No: 9030, pp.
1-38. (http://www.nber.org/papers/w9030. Erişim: 25.06.2011)
LEE Jaewoo and Menzie D. Chinn (2006), “Current Account
and Real Exchange Dynamics in the G-7 Countries”, Journal
of International Money and Finance, 25 (2006), pp. 257-274.
LEIDERMAN, Leonardo and Assaf Razin (1991), “Determinants of External Imbalances: The Role of Taxes, Government
Spending and Productivity”, Journal of the Japanese and International Economies, Vol: 5, pp.421-450.
MENDOZA, Enrique G.. (1991), “Capital Controls and the
Gains from Trade in a Business Cycle Model of a Small Open
Economy'', IMF Staff Papers, No: 38, pp. 480-505.
MILESI-FERRETTI, Gian Maria and Assaf Razin (1997),
“Sharp Reductions in Current Account Deficits: An Empirical
Analysis”, NBER Working Paper, No: 6310, (http://www.nber.
org/papers/w6310. Erişim: 25.06.2011)
MORSY, Hannan (2009), “Current Account Determinants for
Oil-Exporting Countries”, IMF Working Paper, WP/09/28, pp.
1-15.
OBSTFELD, Maurice and Kenneth Rogoff (1995), “The Intertemporal Approach to the Current Account” NBER Working Paper, No: 4893, October 1994, pp. 1-75. (http://www.nber.org/
papers/w4893. Erişim: 25.06.2011)
ÖZATAY, Fatih (2006) “Cari İşlemler Dengesine İlişkin İki
Yapısal Sorun ve Mikro Reform Gereği, Uluslararası Ekonomi
ve Dış Ticaret Politikaları”, DTM Dergisi, Cilt 1, Sayı: 1, ss. 3850. (http://www.dtm.gov.tr/dtmadmin/upload/EAD/KonjokturIzlemeDb/dergi/2006_Sonbahar/Fatih%20Ozatay.pdf. Erişim:
25.06.2011)
21
Türkiye’nin Cari İşlemler Bilançosu Açığı Üzerinde Enerji İthalatı ve İktisadi Büyümenin ...
22
ÖZMEN, Erdal, (2004), “Cari Açık Tartışması”, Tartışmalı
Toplantı 2004/3. Türkiye Ekonomi Kurumu, (21 Mayıs 2004).
Ankara.
PEKER, Osman ve Hakan Hotunluoğlu (2009), “Türkiye’de
Cari Açığın Nedenlerinin Ekonometrik Analizi”, Atatürk Üniversitesi, İktisadi ve Bilimler Dergisi, Cilt : 23, Sayı: 3, ss. 221-237.
SVENSSON, Lars and Assaf Razin, (1983) "The Terms of
Trade and the Current Account: The Harberger-Laursen-Metzler Effect", Journal of Political Economy, Vol: 91, pp. 97-125.
TELATAR O. Murat ve Harun Terzi, “Türkiye’de Ekonomik
Büyüme ve Cari İşlemler Dengesi İlişkisi”, Atatürk Üniversitesi,
İktisadi ve Bilimler Dergisi, Cilt : 23, Sayı: 2, ss. 119-134.
TERZI Nuray ve Ercan Sarıdoğan (2007), “An Econometric
Current Account Deficit in Turkish Economy”, Marmara Üniversitesi, İİBF Dergisi, Cilt 22, Sayı: 1, ss. 123-142.
UTKULU, Utku (2001), “Türkiye’de Dış Açıkların Belirleyicileri:
Ekonometrik Bir İnceleme”, Dokuz Eylül Üniversitesi İİBF Dergisi, Cilt : 16, Sayı: 2, ss. 113-132.
YAPRAKLI, Sevda (2010), “ Türkiye’de Esnek Döviz Kuru Rejimi Altında Dış Açıkların Belirleyicileri”, Ankara Üniversitesi
SBF Dergisi, Cilt 65, Sayı: 4, ss. 141-163. (http://www.politics.ankara.edu.tr/dergi/cilt-sayi-9_sevda_yaprakli.pdf. Erişim:
25.06.2011).
YELDAN, Erinç (2004). Küreselleşme Sürecinde Türkiye Ekonomisi Bölüşüm, Birikim ve Büyüme, İletişim Yayınları, İstanbul.
YILMAZ, Durmuş (2011), “Ankara Sanayi Odası Sunumu”, 25
Mart 2011, Ankara. (http://www.tcmb.gov.tr/yeni/duyuru/2011/
Baskan_ASO.php. Erişim: 25.06.2011)
YÜCEL, Y. (2003) “Dynamics of the Current Account Of Balance of Payments In Turkey” 7. İktisat Kongresi, ODTÜ, Ankara.
Download