Marcel Proust / Üst Kat Komşusuna Mektuplar

advertisement
Kâğıt, Hokka ve Kalem
Mektuplaşmanın bugünlerde pek de popüler bir iletişim yöntemi olmadığı
aşikar fakat bir an için geçmişe dönelim. Kimlere mektup yazardık?
Mektuplarımızda neler anlatırdık? Sevdiğimiz bir kişiye yazdığımız mektuba nasıl
başlardık? Proust bunlar gibi bir yığın soruyu kendime sormama sebep oldu.
Sorularımın cevaplarına baktığımda şunu düşündüm: Belki de biz mektuplaşmayı
hiç öğrenmedik. Bana göre Proust’un zarif ama aynı zamanda güçlü iltifatları,
hissettiklerini, düşüncelerini, belki de aslında onlardan hiç bahsetmeden
anlatabilmesi yazarlığının ve daha öznel olarak mektup ile iletişim kurma
konusundaki yetkinliğinin bir göstergesi. Bu konudaki yetkinlik artık çok nadir
bulunan bir şey. İnsanlar artık neyi anlattığının yanında nasıl anlattığıyla
ilgilenmez yani anlatım biçimlerini önemsemez oldu. Herhangi bir şeyin nasıl
anlatıldığının iletişim kurulan kişinin algısındaki etkisi çok açıkken insanlar neden
artık ‘‘nasıl’’ anlattıklarını önemsemez, buna dikkat etmez oldu? Buna —belki de
biraz pesimist bir bakış açısıyla— cevabım, insanların artık aktarılması gereken
karşı tarafa aktarıldığı sürece, karşılarındakilerinin hislerini ‘‘o kadar da’’
önemsememeleri…
Değer verilen bir kişiye mektup yazarken ise her bir kelime özenle seçilir,
yanlış anlaşılmaları önlemek için yanlış anlaşılabileceğinden şüphe edilen
kelimeler daha ‘‘güvenli’’ olanlarıyla değiştirilir ve eğer şüphe ortadan
kalkmadıysa cümle yeniden kurulurdu. Yıllar süren, zaman zaman sorunlarla
karşılaşılan ama her yönüyle bugün gördüğümüz, yaşadığımız birçok ilişkiden
daha güçlü ve ‘‘sürdürülebilir’’ olan ilişkilerin sırrı belki de tarafların iletişiminde
gizliydi. İki tarafın da birbirini kıracak, incitecek bir sözden kaçınmakta gösterdiği
çabadaydı…
Belki de bozulan insan ilişkilerinin düzelmesi insanların yeniden
karşılarındakilerin nasıl hissettiklerini önemsemesiyle mümkün olacaktır.
İnsanların yeniden sadece neyi söylediğini değil aynı zamanda nasıl söylediğini
de önemsemeye başlamasıyla… Herkesin bir anda bu şekilde iletişim kurmaya
başlayacağını düşünmek en hafif tabirle fazlaca iyimser olurdu fakat iki kişinin
arasındaki iletişimde bir tarafın bu şekilde iletişim kurmaya başlaması diğer kişiyi
de mutlaka etkileyecektir. ‘‘Yapmak zorunda olmak’’ değil bu tabii ki fakat
insanlara bu şekilde yaklaşmak, onlarda da iletişim kurma biçimleriyle ilgili bir
değişikliğe gitme ihtiyacı oluşturacaktır.
Proust’a göre mektuplaşmak bir bakımdan da yalnızlığı paylaşmaktır, ‘‘çok
değerli hanımefendi’’ ile yalnızlığı paylaşır. Sadece yalnızlık mı? Tabii ki hayır.
Mutsuzlukları, mutlulukları, sadece ‘’yaşanmışlıkları’’ değil bir de
‘‘yaşanamamışları’’ paylaşır. Temennileri paylaşır, çoğu zaman temennileri açık
bir şekilde söylemez ama hissettirir. Bazen de temennisi açıktır: ‘‘Umarım
mektubunuzu okumaktan aldığım hazzın aynısını kitabım da size vermiştir.’’
Mektuplarda yazılan temenniler gerçek birer temenni midir? Yoksa istek
midir? Temenni bir dilemedir, istekten bu yönüyle ayrılır ancak temenni
etmeyeceğini düşündüğümüz, ‘‘isteyeceğini’’ düşündüğümüz birçok insan ısrarla
temenni sözcüğünü kullanır. Belki de bunun sebebi zarif bir şekilde istekte
bulunmaya çalışılmasıdır…
Proust’un dilekleri öyle anlıyorum ki bir oranda gerçekleşmişti, en azından
mektuplaşma sürecinde. Üst Kat Komşusuna Mektuplar iletişimin sadece tek
tarafını içermesi yönüyle insana düşünmek, tahmin etmeye çalışmak için çok
geniş bir alan bırakıyor: İki kişi arasında geçen iletişimi sadece tek tarafın
paylaşımları üzerinden değerlendirmek zorunda kaldığınız bir eser. Madam
Williams’ın mektupları kitapta yer almasa da, evlilik hayatı (veya hayatları?) ve
Proust’la iletişim içinde olmadıkları dönemde intihar etmesi bize tahmin yürütmek
adına bazı ipuçları veriyor. Bu ipuçlarından yola çıkarak yapacağımız tahminlerin
doğruluğu, Madam Williams’ın mektuplarının ortaya çıkmasıyla belli olacak…
Kaynakça:
Proust, Marcel. Üst Kat Komşusuna Mektuplar. Çev. Elif Gökteke. İstanbul: Yapı
Kredi, 2015.
Resim(1): http://imagenesdeamores.info/wp-content/uploads/2016/02/
Resim(2): http://www.miltonclass.it/wp-content/uploads/2014/04/
Download