tc yıldız teknik üniversitesi fen bilimleri enstitüsü bıodıesel ile çalışan

advertisement
T.C.
YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ
FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
BIODIESEL İLE ÇALIŞAN DIESEL MOTORUNDA ECFM-3Z (EXTENDED
COHERENT FLAME MODEL- 3 ZONES) MODELİNİN PERFORMANS VE
EMİSYON SİMÜLASYONUNA YAKLAŞIMI
ŞEYMA KARAHAN
DOKTORA TEZİ
MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI
ENERJİ PROGRAMI
DANIŞMAN
PROF. DR. HAKAN KALELİ
İSTANBUL, 2011
T.C.
YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ
FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
BIODIESEL İLE ÇALIŞAN DIESEL MOTORUNDA ECFM-3Z (EXTENDED
COHERENT FLAME MODEL- 3 ZONES) MODELİNİN PERFORMANS VE
EMİSYON SİMÜLASYONUNA YAKLAŞIMI
Şeyma KARAHAN tarafından hazırlanan tez çalışması 21.09.2011 tarihinde aşağıdaki
jüri tarafından Yıldız Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Makine Anabilim
Dalı’nda DOKTORA TEZİ olarak kabul edilmiştir.
Tez Danışmanı
Prof. Dr. Hakan KALELİ
Yıldız Teknik Üniversitesi
Jüri Üyeleri
Prof. Dr. Hakan KALELİ
Yıldız Teknik Üniversitesi
_____________________
Prof. İrfan YAVAŞLIOL
Yıldız Teknik Üniversitesi
_____________________
Prof. Dr. Cem SORUŞBAY
İstanbul Teknik Üniversitesi
_____________________
Prof. Dr. Metin ERGENEMAN
İstanbul Teknik Üniversitesi
_____________________
Doç. Dr. Muammer ÖZKAN
Yıldız Teknik Üniversitesi
_____________________
Bu çalışma, TÜBİTAK Kamu Araştırmaları Destek Grubu’nun 105G039 numaralı Devlet
Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı’nın 5062104 numaralı projeleri ile desteklenmiştir.
ÖNSÖZ
Doktora Tezi çalışmamda benden bilgi ve tecrübelerini esirgemeyen danışmanlarım
merhum Sayın Prof.Dr. Orhan DENİZ ve Prof.Dr. Hakan KALELİ’ye sonsuz teşekkürlerimi
sunarım.
Bu tez çalışmasının gerçekleşmesinde yardımlarını esirgemeyen, Prof. İrfan
YAVAŞLIOL’a, Prof.Dr. Cem SORUŞBAY’a, Prof Dr Metin ERGENEMAN’a, Doç.Dr.
Muammer ÖZKAN’a, Yrd. Doç.Dr. Tarkan SANDALCI’ya; STARCD programını
kullanmama izin veren Marmara Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr Zafer GÜL’e, Yrd.
Doç.Dr. Mustafa YILMAZ’a, Hasan KÖTEN’e; TÜBİTAK MAM Enerji Enstitüsü
çalışanlarından Mak. Yük. Müh Emir AYDAR’a, Kimya Yük. Müh Özlem ATAÇ’a ve Kimya
Yük. Müh Ömer Faruk GÜL’e; deney motorunun performans ve emisyon deneylerini
gerçekleştirmemde yardımlarını esirgemeyen Anadolu Motor çalışanlarından Üretim
Müdürü ZEKİ AYAZ’a, teknisyen Cavit MESTAN’a, TÜBİTAK MAM Çevre Enstitüsü
çalışanlarından Dr. Özgen ERCAN’a, Baş Uzman Osman ÇOLAK’a Uzman Teknisyen
Yavuz ŞAHİN’e ve Uzman Teknisyen Serhat ÇALI’ya, A-Ztech firmasından Zeki ERMAN’a,
Ali ÖĞE’ye, Ceren GENÇ’e teşekkürlerimi ve şükranlarımı sunmayı bir borç bilirim.
Ayrıca bu tezin hazırlanmasında bana yardımcı olan tüm çalışma arkadaşlarıma,
çalışmalarım süresince bana sabır göstererek beni cesaretlendiren ve bana inanç
vererek manevi desteklerini esirgemeyen anneme, babama, ablama, enişteme ve
canım yeğenlerim Zeynep ve Zehra’ya sonsuz teşekkürlerimi sunarım.
Bu tezi saygıdeğer hocam Prof.Dr. Orhan DENİZ’e, DENİZ ailesine ve aileme ithaf
ediyorum.
Ekim, 2011
Şeyma KARAHAN
İÇİNDEKİLER
Sayfa
SİMGE LİSTESİ....................................................................................................................ix
KISALTMA LİSTESİ ............................................................................................................ xiii
ŞEKİL LİSTESİ .....................................................................................................................xv
ÇİZELGE LİSTESİ .............................................................................................................. xvii
ÖZET ................................................................................................................................. xx
ABSTRACT....................................................................................................................... xxii
BÖLÜM 1 ........................................................................................................................... 1
GİRİŞ .................................................................................................................................. 1
1.1 Literatür Özeti ............................................................................................. 1
1.2 Tezin Amacı ................................................................................................. 6
1.3 Orijinal Katkı ................................................................................................ 6
BÖLÜM 2 ........................................................................................................................... 7
DIESEL MOTORLARDA YANMA ve EMİSYON OLUŞUMU .................................................. 7
2.1 Diesel Motorlarda Yanma ........................................................................... 7
2.2 Diesel Motorlarda Emisyon Oluşumu ....................................................... 10
2.2.1 NOx Oluşumu ..................................................................................... 10
2.2.1.1 Termal NO Oluşumu ....................................................................... 11
2.2.1.2 Hızlı NO Oluşumu ............................................................................ 14
2.2.1.3 Yakıt NO Oluşumu ........................................................................... 15
2.2.1.4 NO2 Oluşumu .................................................................................. 16
2.2.1.5 N2O Oluşumu .................................................................................. 16
2.2.2 PM Oluşumu ...................................................................................... 16
2.3 Diesel Motorlarda Çalışma Parametrelerinin Motor Performansı ve Egzoz
Emisyonlarına Etkisi ........................................................................................ 18
2.3.1 Püskürtme Avansının Motor Performansı ve Egzoz Emisyonlarına
Etkisi ……………………………………………………………………………………………………18
2.3.2 Krank Açısı Başına Püskürtme Miktarının ve Kademeli Yakıt
Püskürtülmesinin Yanma ve Egzoz Emisyonları Üzerine Etkileri ................ 20
v
2.3.3 Püskürtme Basıncın Motor Performansı ve Egzoz Emisyonlarına
Etkisi………… ................................................................................................. 23
BÖLÜM 3 ......................................................................................................................... 26
DIESEL MOTORLARDA YAKIT OLARAK BIODIESEL KULLANILMASI VE LİTERATÜR
ARAŞTIRMASI .................................................................................................................. 26
3.1 Biodieselin Genel Özellikleri ..................................................................... 26
3.2 Diesel ve Biodiesel Yakıt Özelliklerinin Karşılaştırılması ........................... 30
3.2.1 Özgül Kütle ............................................................................................. 30
3.2.2 Alevlenme Noktası ve Yanma Noktası ................................................... 30
3.2.3 Viskozite ................................................................................................. 31
3.2.4 Akma ve Bulutlanma Noktası ................................................................. 31
3.2.5 Setan Sayısı ............................................................................................ 32
3.2.6 Isıl Değer ................................................................................................ 32
3.2.7 Yakıtın Yüzey Gerilimi ............................................................................ 32
3.2.8 Yakıtın Yapısal Bileşimi ........................................................................... 33
3.3 Bitkisel Yağlar ve Biodiesel Kullanımı ile İlgili Literatürde Yapılmış
Deneysel Çalışmalar ........................................................................................ 33
3.4 Araç Üreticilerinin Biodiesel Kullanımı ile ilgili Garantileri ....................... 50
BÖLÜM 4 ......................................................................................................................... 52
HESAPLAMALI AKIŞKANLAR DİNAMİĞİ İLE ÇOK BOYUTLU MODELLEME ....................... 52
4.1 Türbülans Modelleri .................................................................................. 53
4.2 Lagrange Çok Fazlı Akış Modelleme .......................................................... 56
4.3 Sprey Modelleme ...................................................................................... 57
4.3.1 Birincil Parçalanma Modelleri ................................................................ 57
4.3.2 İkincil Parçalanma Modelleri ................................................................. 61
4.4 Damlacıkların Çarpışması ve Birleşmesi .................................................... 64
4.5 Yanma Modelleri ....................................................................................... 65
4.5.1 Tek Bölgeli Yanma Modeli...................................................................... 66
4.5.2 İki Bölgeli Yanma Modeli........................................................................ 67
4.5.3 Çok Bölgeli Yanma Modelleri ................................................................. 69
BÖLÜM 5 ......................................................................................................................... 71
BIODIESEL ÜRETİMİ VE DENEYSEL ÇALIŞMA ................................................................... 71
5.1 Biodiesel Üretimi....................................................................................... 71
5.2 Motor Performans ve Egzoz Emisyon Deneyleri....................................... 75
5.2.1 Döndürme Momentinin Ölçülmesi .................................................... 77
5.2.2 Efektif Gücün Hesaplanması .............................................................. 78
5.2.3 Özgül Yakıt Tüketiminin Hesaplanması .............................................. 80
5.3 Egzoz Emisyon Ölçüm Sistemi ................................................................... 81
BÖLÜM 6 ......................................................................................................................... 83
HESAPLAMALI AKIŞKANLAR DİNAMİĞİ İLE SOĞUK AKIŞ VE YANMANIN MODELLENMESİ
........................................................................................................................................ 83
6.1 Geometri ve Katı Modelleme .................................................................... 83
vi
6.2 ES-ICE’da Yapılan Çalışmalar ..................................................................................... 84
6.2.1 Çözüm Ağ Yapısı ..................................................................................................... 84
6.2.2 Supab Kalkışı ve Yakıt Tanımlanması ..................................................................... 87
6.2.3 Başlangıç ve Sınır Koşulları ..................................................................................... 87
6.3 PROSTAR’da Soğuk Akış ve Yanma Simülasyonu ...................................................... 88
6.3.1 Temel Denklemler ve Çözüm Algoritması.............................................................. 92
6.3.2 Türbülansın Matematiksel Modeli ......................................................................... 92
6.3.3 Çok Fazlı Akış Modeli ............................................................................................. 93
6.3.3.1 Korunum Denklemleri ......................................................................................... 94
6.3.4 Birincil Parçalanmanın Matematiksel Modeli ........................................................ 97
6.3.5 İkincil Parçalanmanın Matematiksel Modeli ......................................................... 99
6.3.5.1 Kese ayrılması ................................................................................................... 100
6.3.5.2 Şerit Ayrılması ................................................................................................... 100
6.3.7 Buharlaşmanın Matematiksel Modeli.................................................................. 101
6.3.8 Duvar Etkileşim Modeli ........................................................................................ 101
6.3.9 Yanmanın Matematiksel Modeli .......................................................................... 102
6.3.9.1 Ön Karışımlı Yanma ........................................................................................... 103
6.3.9.2 Alev Sonrası Yanma ........................................................................................... 107
6.3.10 NOx Oluşumunun Matematiksel Modeli............................................................ 109
BÖLÜM 7 ....................................................................................................................... 110
MOTOR DENEY SONUÇLARI .......................................................................................... 110
7.1 3000 d/d Diesel Yakıtı Emisyonları için Toplam Bağıl Belirsizlik Hesapları..............113
7.2 3000 d/d Biodiesel Emisyonları için Toplam Bağıl Belirsizlik Hesapları………………..114
7.3 2800 d/d Diesel Yakıtı Emisyonları için Toplam Bağıl Belirsizlik Hesapları.…………..116
7.4 2800 d/d Biodiesel Yakıtı Emisyonları için Toplam Bağıl Belirsizlik Hesapları ........ 117
7.5 2600 d/d Diesel Yakıtı Emisyonları için Toplam Bağıl Belirsizlik Hesapları ............. 119
7.6 2600 d/d Biodiesel Yakıtı Emisyonları için Toplam Bağıl Belirsizlik Hesapları ........ 121
7.7 2400 d/d Diesel Yakıtı Emisyonları için Toplam Bağıl Belirsizlik Hesapları ............. 122
7.8 2400 d/d Biodiesel Yakıtı Emisyonları için Toplam Bağıl Belirsizlik Hesapları ........ 124
7.9 ppm-kWh Dönüşüm Hesabı .................................................................................... 137
7.9.1. 1.Yöntem……. ...................................................................................................... 137
7.9.2 2.Yöntem…….. ...................................................................................................... 138
7.10 Bosch İs Sayısının g/kWh’e Dönüşümü Dönüşümü (kg/s) .................................... 138
7.11 1 Enjektör Deliğinden Püskürtülen Yakıt Debisi Hesabı ....................................... 139
BÖLÜM 8 ....................................................................................................................... 146
DENEY VE SİMÜLASYON SONUÇLARININ KARŞILAŞTIRILMASI ..................................... 146
8.1 3000 d/d için Performans ve Emisyon Sonuçları .................................................... 147
8.2 2800 d/d için Performans ve Emisyon Sonuçları .................................... 151
8.3 2600 d/d için Performans ve Emisyon Sonuçları .................................... 154
8.4 2400 d/d için Performans ve Emisyon Sonuçları .................................... 158
vii
SONUÇ ve ÖNERİLER ..................................................................................................... 164
KAYNAKLAR ................................................................................................................... 167
ÖZGEÇMİŞ ..................................................................................................................... 179
viii
SİMGE LİSTESİ
A, C
Ad
As
BI
Cam Ca1
C a2 Cb1
Cs1 Cμ
Cd
Cde
c
cp
cp,d
d
Dd
Dda
Dm
E
F
Fam
Fb
Fdr
Fh,j
Fm
Fp
f
GKütle
Hb
Hub
Hud
h
hbb
heg
hystok
Katsayılar
Damlacığın akış yönüne dik kesit alanı
Damlacığın yüzey alanı
Buharlaşma ısısı
Katsayılar
Katsayılar
Katsayılar
Sürükleme katsayısı
Enjektör deşarj katsayısını
Reaksiyon ilerleme değişkeni
Karışımın özgül ısısı
Damlacığın özgül ısısı
Reynolds ortalamalı ilerleme değişkeni
Damlacık çapı – Enjektör delik çapı
Anlık damlacık çapı
Buhar difüzyonu
Aktivasyon enerjisi
Kuvvet
Sanal kütle kuvveti
Yerçekiminden kaynaklanan bünye kuvveti
Sürükleme kuvveti
xj yönünde yayılan enerji akısı
Kütle geciş hızı
Damlacığa etkiyen basınç kuvveti
Gecikme faktörü
Kütle yayılım gücü
Yanmış gazın entalpisi
Biodieselin alt ısıl değeri
Diesel yakıtının alt ısıl değeri
Toplam ısı geçişi katsayısı
Kaçak gaz entalpisi
Egzoz gazı entalpisi
Stokiometrik hava yakıt oranı
ix
hfg
hin
hy
Kg
ka
Ki
km
Kε
kı
k
L
LA
Ld
Lt0
Md
Mh
My
mbb
md
meg
mh
min
ms
msil
my
n
Nu
Oh
Pe
Pd
P0
Psil
Pt
Pc
Pv,s
Qw
Qkim
R
Rm
Re
Red
Re(ω)
r
S
Fiziksel faz değişim entalpisini
Giriş havası entalpisi
Yakıt entalpisi
Kütle geçişi katsayısı
Delik çıkışındaki ortalama türbülans kinetik enerjisi
Reaksiyon hızı
Sürekli faza ait ısıl iletkenlik katsayısı
Deneysel katsayı
Isıl iletim katsayısı
Türbülans kinetik enerjisi
Mesafe
Atomizasyon uzunluk ölçeği
Delik derinliği
Türbülans uzunluğunun başlangıç değeri
Döndürme momenti
Havanın kütlesel debisi
Yakıtın kütlesel debisi
Kaçak gaz kütlesi
Damlacık kütlesi
Egzoz kütlesi
Hava kütlesi
Giriş hava kütlesi
Sıvının kütlesel debisi
Silindir kütlesi
Yakıt kütlesi
Motor devri
Nusselt sayısı
Ohnesorge sayısı
Efektif güç
Doyma basıncı
Referans alınan mutlak basınç
Silindir basıncı
Gaz basıncı
Çevre basıncı
Damlacık yüzeyindeki buharın kısmi basıncı
Damlacık etrafındaki buharın kısmi basıncı
Duvar ısı transferi
Kimyasal ısı
Üniversal gaz sabiti
Karışımın (gaz sabiti
Reynolds sayısı
Damlacığa ait Reynolds sayısı
Dalga genişleme hızı
Dönme eksenine olan uzaklık vektörü
Alev yüzeyi, entropi
x
Si
Sc
Se
Sm
Sh
T
Tb
Tc
Td
Tm
T0
Tsi
Tu
U
UL
Up
Usil
ub
ud
u’
V
Vh
Vhava
Vp
Vsil
Vt
Vy
Vegz
We
Yi,b
Yi,u
YY
YTY
Z
xd
ρb
ρd
ρdam
ρh
ρth
ρty
ρg
ρs
ρu
ε
Momentumla ilgili kaynak terim
Schmidt sayısı
Enerjiyle ilgili kaynak terim
Kütleyle ilgili kaynak terim
Sheerwood sayısı
Sıcaklık
Çevre basıncında kaynama sıcaklığı
Kritik sıcaklık
Damlacığın sıcaklığı
Ortalama Sıcaklık
Referans alınan mutlak sıcaklık (300 K)
Silindir sıcaklığı
Yanmamış gazların mutlak sıcaklığı
Spesifik iç enerji
Laminar alev hızı
Zaman boyunca ortalama püskürtme hızını
Silindir iç enerjisi
Damlacık ve gaz bağıl hızı
Damlacık hızı
Türbülans yoğunluğu
Yanmış gazların hacmi
Strok hacmi
Havanın hacimsel debisi
Damlacığın hacmi
Silindir hacmi
Türbülans hızı
Yakıtın hacimsel debisi
Toplam hacimsel egzoz debisi
Weber sayısı
Yanmış reaksiyon ürünleri
Yanmamış reaksiyon ürünleri için kütle oranı
Yakıtın kütle akışının toplam yakıt karışımına oranı
Yakıt izi kütle oranı
Düzeltme faktörü
Damlacığa ait konum vektörü
Biodieselin yoğunluğu
Diesel yakıtının yoğunluğu
Damlacık yoğunluğu
Havanın yoğunluğu
Havanın egzoz sıcaklığına bağlı yoğunluğu
Yakıtın egzoz sıcaklığına bağlı yoğunluğu
Akış bölgesindeki gazın yoğunluğu
Sıvının yoğunluğu , yanmış gazın yoğunluğu
Yanmamış
Türbülans kinetik enerjisi yayılım oranı
xi
εa
ςb
ςd
ςdy
ςs
τA
τb
τc
τij
τl
τM
τp
τt
k
ω
ψ
0,
,
λ
ηv
νb
νd
μ
μt
μs
φ
Σ
Σ,
tΣ
Ѓ
Xartık
i
,
t,i
Delik çıkışındaki ortalama türbülans kinetik enerjisi yayılım değeri
Biodieselin yüzey gerilimi
Diesel yakıtının yüzey gerilimi
Yüzey gerilim katsayısı
Sıvı yüzey gerilimi
Zaman ölçeği
Karakteristik zaman
Karakteristik zaman ölçeği
Gerilme tensörü bileşenleri
Laminar zaman ölçeği
Momentum gevşeme zaman ölçeği
Parçalanma süresi
Türbülanslı zaman ölçeği
Sprey koni açısı
Özgül enerji yayılım oranı
Açısal hız
Katsayılar
Hava fazlalık katsayısı
Volümetrik verim
Biodieselin kinematik vizkozitesi
Diesel yakıtının kinematik vizkozitesi
Moleküler viskozite
Türbülanslı viskozite
Sıvının vizkozitesi
Basınç gradyanı
Yüzey ısı akısı
Eşdeğerlik oranı
Alev alanı yoğunluğu
Laminar ve türbülanslı Schmidt sayısı
Türbülanslı net tutuşma gerilimi
Artık gazların mol oranı
Basınç gradyanı
i reaksiyon elemanının reaksiyon oranı ve
t,i
i reaksiyon elemanının Schmidt sayısı
Yb
Yakıtın buharlaşma oranı
Magnussen modeli ( H)i0 oluşum ısısı
( H)i0
Oluşum ısısı
xii
KISALTMA LİSTESİ
AB
Avrupa Birliği
ASTM
Amerikan Test ve Materyalleri Birliği
AYME
Ayçiçek Yağı Metil Esteri
B10
%10 Biodiesel %90 Diesel Yakıtı Karışımı
B100
%100 Biodiesel
B75
%75 Biodiesel %25 Diesel Yakıtı Karışımı
B2
%2 Biodiesel %98 Diesel Yakıtı Karışımı
B20
%20 Biodiesel %80 Diesel Yakıtı Karışımı
B25
%25 Biodiesel %75 Diesel Yakıtı Karışımı
B5
%5 Biodiesel %95 Diesel Yakıtı Karışımı
B50
%50 Biodiesel %50 Diesel Yakıtı Karışımı
CFM
Tutarlı Alev Modeli
C2H2
Asetilen
C3H3
Siklo Propenil Radikali
C6H6
Benzen
BİS
Bosch is sayısı
CN
Siyanür
CH2
Metilen
CO
Karbon Öonoksit
CO2
Karbon Dioksit
DDB
Damlacık Deformasyon ve Parçalanma Modeli
DNS
Doğrudan Nümerik Simülasyon
DP
Direkt Püskürtme
ECFM-3Z Extended Coherent Flame Model–3 Zones
EDM
Girdaplı Yayılma Modeli
EDP
Endirekt Püskürtme
EGR
Egzoz Gazı Geri Dönüşümü
EN
Avrupa Birliği Standardı
EDP
Endirekt Püskürtme
FYEE
Fındık Yağı Etil Esteri
FYME
Fındık Yağı Metil Esteri
GTAB
Geliştirilmiş Taylor-Analoji Parçalanma
H
Hidrojen Atomu
H2
Hidrojen Molekülü
xiii
HAD
HC
HCN
H2O
H2SO4
KMA
KYME
MAM
MARS
NO
NOx
N 2,
NO2
N 2O
N2O3
N2O5
N2O4
O
OH
O2
PM
OBD
OH
PAH
PM
PISO
PYEE
PYME
RANS
RNG
RSM
SOÇ
SOF
SO2
SST
SYME
TAB
TG
TS
TÜBİTAK
TYME
ÜÖN
YAME
Hesaplamalı Akışkanlar Dinamiği
Hidrokarbon
Hidrojen Siyanür
Su
Sülfirik Asit
Krank Mili Açısı
Kanola Yağı Metil Esteri
Marmara Araştırma Merkezi
Monotone Advection and Reconstruction Scheme
Azot Mononksit
Azot Oksitler
Azot Molekülü
Azot Dioksit
Diazot Monoksit
Diazot Trioksit
Diazot Pentoksit
Diazot Tetraoksit
Oksijen Atomu
Hidroksil Radikali
Oksijen Molekülü
Partikül Madde
On Board Diagnostic
Hidroksil Radikali
Polisiklik Aromatik Hidrokarbonlar
Partikül Madde
Pressure Implicit Splitting of Operator
Pamuk Yağı Etil Esteri
Pamuk Yağı Metil Esteri
Reynolds Ortalama Nümerik Simülasyon
Reynolds Yeniden Normalizasyon Grup
Reynolds Gerilme Model
Sauter Ortalama Çap
Çözünür Organik Parçalar
Kükürt Dioksit
Kesme Gerilmesi İletimi
Soya Yağı Metil Esteri
Taylor-Analoji Parçalanma
Tutuşma Gecikmesi
Türk Standartları
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu
Tütün Yağ Asidi Metil Esteri
Üst Ölü Nokta
Yağ Asidi Metil Esteri
xiv
ŞEKİL LİSTESİ
Sayfa
Şekil 2.1 Yakıt spreyi ......................................................................................................... 8
Şekil 2.2 Diesel motorda gerçekleşen prosesler ............................................................... 9
Şekil 2.3 Diesel motorda yanma ve emisyon oluşum bölgeleri ........................................ 9
Şekil 2.4 Hava fazlalık katsayısına göre emisyon oluşumu ............................................. 10
Şekil 3.1 Bitkisel yağların yakıt özelliklerinin iyileştirilmesi ............................................ 27
Şekil 3.2 Trigliserollerin alkol ile transesterifikasyonu.................................................... 28
Şekil 3.3 Biodiesel-Diesel yakıt karışım miktarlarına göre emisyon değerleri ................ 34
Şekil 4.1 Çok bölgeli termodinamik model ..................................................................... 52
Şekil 4.2 Türbülans kinetik enerji spektrumu ................................................................ 55
Şekil 4.3 Püskürtme mekanizması-ikincil parçalanma oluşumu .................................... 62
Şekil 4.4 Damlacıkların çarpışması ve birleşmesi ............................................................ 65
Şekil 4.5 Diesel motorda yanma prosesleri .................................................................... 65
Şekil 4.6 Tek bölgeli yanma modeli................................................................................. 66
Şekil 4.7 İki bölgeli yanma modeli ................................................................................... 68
Şekil 5.1 Biodiesel üretim düzeneği ................................................................................ 72
Şekil 5.2 Döner buharlaştırıcı ile metanol ayırma ........................................................... 73
Şekil 5.3 Biodiesel üretiminde saflaştırma ...................................................................... 73
Şekil 5.4 Deney motoru genel görünümü ....................................................................... 75
Şekil 5.5 Deney düzeneği ................................................................................................ 76
Şekil 5.6 Deney düzeneğinin şematik görünümü ........................................................... 77
Şekil 5.7 Deney düzeneğinde döndürme momentinin ölçülmesi ................................... 78
Şekil 5.8 Kaplin sistemi .................................................................................................... 79
Şekil 5.9 Kontrol paneli ................................................................................................... 79
Şekil 5.10 Deney düzeneğinde yakıt tüketiminin ölçülmesi ........................................... 80
Şekil 5.11 Deney düzeneğinde yakıt tüketiminin ölçülmesi ........................................... 80
Şekil 5.12 Emisyon ölçüm sistemi ................................................................................... 81
Şekil 6.1 Yanma odasının yüzey çözüm ağı ..................................................................... 84
Şekil 6.2 Yanma odasının hacim çözüm ağı ve kesit resmi ............................................. 85
Şekil 6.3 Farklı çözüm ağlarına göre maksimum silindir içi basınç değerleri .................. 86
Şekil 6.4 Çözüm ağı ......................................................................................................... 86
Şekil 6.5 PROSTAR’a alınan model geometri .................................................................. 88
Şekil 6.6 ECFM3Z bölgeleri ............................................................................................ 103
Şekil 7.1 Diesel yakıtı ve biodiesel için farklı hızlarda güç değerleri ............................. 140
xv
Şekil 7.2 Diesel yakıtı ve biodiesel için farklı hızlarda tork değerleri ............................ 140
Şekil 7.3 Diesel yakıtı ve biodiesel için farklı hızlarda özgül yakıt tüketim değerleri .... 141
Şekil 7.4 Diesel yakıtı ve biodiesel için farklı hızlarda egzoz sıcaklık değerleri ............. 142
Şekil 7.5 Diesel yakıtı ve biodiesel için farklı hızlarda CO emisyon değerleri ............... 142
Şekil 7.6 Diesel yakıtı ve biodiesel için farklı hızlarda CO2 emisyon değerleri .............. 143
Şekil 7.7 Diesel yakıtı ve biodiesel için farklı hızlarda NO emisyon değerleri ............... 143
Şekil 7.8 Diesel yakıtı ve biodiesel için farklı hızlarda is emisyon değerleri .................. 143
Şekil 7.9 Diesel yakıtı ve biodiesel için farklı hızlarda egzoz gazlarındaki O2 ................ 144
Şekil 8.1 3000 d/d’da Biodiesel ve Diesel yakıtları için silindir içi sıcaklıklar ................ 149
Şekil 8.2 3000 d/d’da Biodiesel ve Diesel yakıtlarının yanma basınç diyagramı .......... 150
Şekil 8.3 2800 d/d’da Biodiesel ve Diesel yakıtları için silindir içi sıcaklıklar ................ 153
Şekil 8.4 2800 d/d’da Biodiesel ve Diesel yakıtlarının yanma zamanına ait basınç
diyagramı ...................................................................................................................... 153
Şekil 8.5 2800 d/d’da Biodiesel ve Diesel yakıtları için silindir içi ısı açığa çıkış hızı ..... 154
Şekil 8.6 2600 d/d’da Biodiesel ve Diesel yakıtları için silindir içi sıcaklıklar ................ 156
Şekil 8.7 2600 d/d’da Biodiesel ve Diesel yakıtlarının yanma zamanına ait basınç
diyagramı ...................................................................................................................... 157
Şekil 8.8 2600 d/d’da Biodiesel ve Diesel yakıtları için silindir içi ısı açığa çıkış hızı ..... 157
Şekil 8.9 2400 d/d’da Biodiesel ve Diesel yakıtları için silindir içi sıcaklıklar ................ 160
Şekil 8.10 2400 d/d’da Biodiesel ve Diesel yakıtları için silindir içi indikatör diyagramı
...................................................................................................................................... 160
Şekil 8.11 2400 d/d’da Biodiesel ve Diesel yakıtları için silindir içi ısı açığa çıkış hızı ... 161
xvi
ÇİZELGE LİSTESİ
Sayfa
Çizelge 1.1 AB emisyon standartları (binek araçlar, kategori M1*) g/km ........................ 2
Çizelge 1.2 Ülkemizde hafif ticari araçları için emisyon standartları ................................ 2
Çizelge 3.1 Diesel ve biodiesel yakıtlarının önemli fiziksel ve kimyasal özellikleri ......... 29
Çizelge 3.2 Diesel yakıtı ve biodiesel özelliklerinin karşılaştırılması ............................... 33
Çizelge 3.3 Araç üreticilerinin biodiesel kullanımına garantileri .................................... 51
Çizelge 3.4 Yakıt püskürtme sistem üreticilerinin Biodiesel kullanımına garantileri ...... 51
Çizelge 4.1. Parçalanma türleri ....................................................................................... 62
Çizelge 4.2 Parçalanma türleri ve parçalanma süreleri .................................................. 62
Çizelge 5.1 Kolza yağının özellikleri................................................................................. 72
Çizelge 5.2 TS EN 14214 standardına göre biodiesel analizleri ...................................... 74
Çizelge 5.3 TS EN 590 standardına göre Diesel yakıtı analizleri...................................... 75
Çizelge 5.4 Deney motoru teknik özellikleri ................................................................... 76
Çizelge 6.1 Farklı çözüm ağlarına göre maksimum silindir içi basınç değerleri .............. 86
Çizelge 6.2 Diesel yakıtı gaz kromotografi analizleri ....................................................... 90
Çizelge 6.3 Biodiesel gaz kromotografi analizleri ........................................................... 91
Çizelge 6.4 Diesel yakıtı ve biodiesel simülasyonlarında kullanılan yakıt özellikleri ...... 91
Çizelge 6.5 RNG k- türbülans modelinin katsayıları .................................................... 93
Çizelge 7.1 Emisyon cihazının CO (500 ppm) için bağıl belirsizlik değeri ...................... 111
Çizelge 7.2 Emisyon cihazının CO (1000 ppm) için bağıl belirsizlik değeri .................... 111
Çizelge 7.3 Emisyon cihazının CO2 (%7) için bağıl belirsizlik değeri .............................. 111
Çizelge 7.4 Emisyon cihazının NO (1500 ppm) için bağıl belirsizlik değeri ................... 111
Çizelge 7.5 Emisyon cihazının O2 (%7) için bağıl belirsizlik değeri ................................ 112
Çizelge 7.6 Deney düzeneğinin toplam bağıl belirsizlik değeri ..................................... 113
Çizelge 7.7 Termokupul için toplam bağıl belirsizlik değeri .......................................... 113
Çizelge 7.8 CO (500 ppm) gazının toplam bağıl belirsizlik değeri ................................. 113
Çizelge 7.9 O2 (%7) gazının toplam bağıl belirsizlik değeri ........................................... 113
Çizelge 7.10 CO2 (%7) gazının toplam bağıl belirsizlik değeri ....................................... 114
Çizelge 7.11 NO (1500 ppm) gazının toplam bağıl belirsizlik değeri............................. 114
Çizelge 7.12 Deney düzeneğinin toplam bağıl belirsizlik değeri ................................... 114
Çizelge 7.13 Termokupul için toplam bağıl belirsizlik değeri ........................................ 114
Çizelge 7.14 CO (500 ppm) gazının toplam bağıl belirsizlik değeri ............................... 115
Çizelge 7.15 O2 (%7) gazının toplam bağıl belirsizlik değeri ......................................... 115
Çizelge 7.16 CO2 (%7) gazının toplam bağıl belirsizlik değeri ....................................... 115
xvii
Çizelge 7.17 NO (1500 ppm) gazının toplam bağıl belirsizlik değeri............................. 116
Çizelge 7.18 Deney düzeneğinin toplam bağıl belirsizlik değeri ................................... 116
Çizelge 7.19 Termokupul için toplam belirsizlik değeri ................................................ 116
Çizelge 7.20 CO (500 ppm) gazının toplam bağıl belirsizlik değeri ............................... 116
Çizelge 7.21 O2 (%7) gazının toplam bağıl belirsizlik değeri ......................................... 117
Çizelge 7.22 CO2 (%7) gazının toplam bağıl belirsizlik değeri ....................................... 117
Çizelge 7.23 NO (1500 ppm) gazının toplam bağıl belirsizlik değeri............................. 117
Çizelge 7.24 Deney düzeneğinin toplam bağıl belirsizlik değeri ................................... 118
Çizelge 7.25 Termokupul için toplam bağıl belirsizlik değeri ........................................ 118
Çizelge 7.26 CO (500 ppm) gazının toplam bağıl belirsizlik değeri ............................... 118
Çizelge 7.27 O2 (%7) gazının toplam bağıl belirsizlik değeri ......................................... 118
Çizelge 7.28 CO2 (%7) gazının toplam bağıl belirsizlik değeri ....................................... 119
Çizelge 7.29 NO (1500 ppm) gazının toplam bağıl belirsizlik değeri............................. 119
Çizelge 7.30 Deney düzeneğinin toplam bağıl belirsizlik değeri ................................... 119
Çizelge 7.31 Termokupul için toplam belirsizlik değeri ................................................ 119
Çizelge 7.32 CO (1000 ppm) gazının toplam bağıl belirsizlik değeri ............................. 120
Çizelge 7.33 O2 (%7) gazının toplam bağıl belirsizlik değeri ......................................... 120
Çizelge 7.34 CO2 (%7) gazının toplam bağıl belirsizlik değeri ....................................... 120
Çizelge 7.35 NO (1500 ppm) gazının toplam bağıl belirsizlik değeri............................. 121
Çizelge 7.36 Deney düzeneğinin toplam bağıl belirsizlik değeri ................................... 121
Çizelge 7.37 Termokupul için toplam bağıl belirsizlik değeri ........................................ 121
Çizelge 7.38 CO (500 ppm) gazının toplam bağıl belirsizlik değeri ............................... 121
Çizelge 7.39 O2 (%7) gazının toplam bağıl belirsizlik değeri ......................................... 122
Çizelge 7.40 CO2 (%7) gazının toplam bağıl belirsizlik değeri ....................................... 122
Çizelge 7.41 NO (1500 ppm) gazının toplam bağıl belirsizlik değeri............................. 122
Çizelge 7.42 Deney düzeneğinin toplam bağıl belirsizlik değeri ................................... 123
Çizelge 7.43 Termokupul için toplam belirsizlik değeri ................................................ 123
Çizelge 7.44 CO (1000 ppm) gazının toplam bağıl belirsizlik değeri ............................. 123
Çizelge 7.45 O2 (%7) gazının toplam bağıl belirsizlik değeri ......................................... 123
Çizelge 7.46 CO2 (%7) gazının toplam bağıl belirsizlik değeri ....................................... 124
Çizelge 7.47 NO (1500 ppm) gazının toplam bağıl belirsizlik değeri............................. 124
Çizelge 7.48 Deney düzeneğinin toplam bağıl belirsizlik değeri ................................... 124
Çizelge 7.49 Termokupul için toplam bağıl belirsizlik değeri ........................................ 124
Çizelge 7.50 CO (1000 ppm) gazının toplam bağıl belirsizlik değeri ............................. 125
Çizelge 7.51 O2 (%7) gazının toplam bağıl belirsizlik değeri ......................................... 125
Çizelge 7.52 CO2 (%7) gazının toplam bağıl belirsizlik değeri ....................................... 125
Çizelge 7.53 NO (1500 ppm) gazının toplam bağıl belirsizlik değeri............................. 126
Çizelge 7.54 Diesel ve Biodiesel yakıtları için deney sonuçları ..................................... 127
Çizelge 7.54 Diesel ve Biodiesel yakıtları için deney sonuçları (devam) ...................... 128
Çizelge 7.54 Diesel ve Biodiesel yakıtları için deney sonuçları (devam) ....................... 129
Çizelge 7.54 Diesel ve Biodiesel yakıtları için deney sonuçları (devam) ....................... 130
Çizelge 7.54 Diesel ve Biodiesel yakıtları için deney sonuçları (devam) ....................... 131
Çizelge 7.54 Diesel ve Biodiesel yakıtları için deney sonuçları (devam) ....................... 132
Çizelge 7.54 Diesel ve Biodiesel yakıtları için deney sonuçları (devam) ....................... 133
Çizelge 7.54 Diesel ve Biodiesel yakıtları için deney sonuçları (devam) ....................... 134
xviii
Çizelge 7.54 Diesel ve Biodiesel yakıtları için deney sonuçları (devam) ....................... 135
Çizelge 7.54 Diesel ve Biodiesel yakıtları için deney sonuçları (devam) ....................... 136
Çizelge 8.1 Simülasyon çalışmasında elde edilen güç ve emisyon değerleri ................ 147
Çizelge 8.2 3000 d/dk’da motorun deney ve simülasyon çalışma şartları ile performans
ve emisyon değerleri..................................................................................................... 148
Çizelge 8.3 Çalışma şartları ........................................................................................... 150
Çizelge 8.4 2800 d/dk’da motorun deney ve simülasyon çalışma şartları ile performans
ve emisyon değerleri..................................................................................................... 151
Çizelge 8.5 2600 d/dk’da motorun deney ve simülasyon çalışma şartları ile performans
ve emisyon değerleri..................................................................................................... 155
Çizelge 8.6 2400 d/dk’da motorun deney ve simülasyon çalışma şartları ile performans
ve emisyon değerleri..................................................................................................... 158
xix
ÖZET
BIODIESEL İLE ÇALIŞAN DIESEL MOTORUNDA ECFM-3Z (EXTENDED
COHERENT FLAME MODEL- 3 ZONES) MODELİNİN PERFORMANS VE
EMİSYON SİMÜLASYONUNA YAKLAŞIMI
Şeyma KARAHAN
Makine Mühendisliği Anabilim Dalı
Doktora Tezi
Tez Danışmanı: Prof.Dr. Hakan KALELİ
Diesel motorlar ulaştırma sektöründe önemli role sahiptir. Diesel motorlarda kullanılan
petrol kökenli yakıtlar yüksek miktarda aromatik bileşik ve kükürt içermekte, bunlarda
çevre kirliliğine neden olmaktadır. Bu nedenle Diesel motorlardan kaynaklanan egzoz
emisyonları çevre kirliliğini önemli derece etkilemektedir. Avrupa Birliği (AB)
komisyonu Diesel motorlardan kaynaklanan egzoz emisyonlarını sınırlamak için
70/220/ EEC ana direktifini yayınlamıştır. Bu direktife bağlı Euro 5/6 için 2007/715/EC
yönetmeliğini yayınlamıştır. Motor üreticileri bu emisyon değerlerini karşılayabilmek
için yüksek performanslı ve düşük emisyonlu Diesel motorlar geliştirmeye yönelmiştir.
Emisyon seviyelerinin düşmesi büyük ölçüde silindir içi karışım oluşumuna ve yanmya
bağlıdır. Püskürtme süresi, püskürtme basıncı, püskürtme avansı ve damlacık sayısı gibi
püskürtme sistemi parametreleri karışım oluşumunu ve yanma prosesini
etkilemektedir. Bu nedenle atomizasyon, püskürtme parametreleri yakıt kalitesi
emisyonlarda değişiklere sebep olur.
xx
Diesel motorlarda yanmanının matematiksel modellenmesi, ısı transferi, tutuşma,
emisyon oluşumu, sprey dinamiği gibi fiziksel ve kimyasal proseslerin daha iyi
anlaşılmasında çok önemlidir. Modelleme çalışması, aynı zamanda motor tasarımı
esnasında emisyon oluşumu hakkında öngörüm sağlar.
Bunlarla birlikte biodiesel, yenilenebilir ve emisyon seviyeleri düşük olduğundan
günümüzde kullanılan en önemli alternatif motor yakıtlarından biridir.
Bu çalışmada, Diesel motorunda biodiesel yakıtı kullanımı ile performans ve egzoz
emisyonları için ECFM-3Z yanma modelinin deney sonuçlarına yaklaşımının irdelenmesi
amaçlanmıştır. Bu kapsamda kanola yağından transesterifikasyon yöntemi ile saf
biodiesel üretilmiştir. TS EN14214 standardına göre analizi yapılan saf biodieselin 3 LD
510 tipi direkt püskürtmeli Diesel motorunuda tam yükte ve farklı hız koşullarında
performans ve emisyon deneyleri gerçekleştirilmiştir.
Deneysel çalışmadan sonra, saf biodiesel yanmasının simülasyonu için STAR-CD/ES-ICE
programı kullanılarak Extended Coherent Flame Model–3 Zones/Genişletilmiş Tutarlı
Alev Modeli-3 Bölgeli (ECFM-3Z) yanma modeli uygulanmıştır. Simülasyon
çalışmalarında farklı motor hızlarında püskürtme avansı, püskürtme süresi ve damlacık
sayısı değiştirilmiştir. Emisyon ve performans simülasyon sonuçları deney sonuçları ile
karşılaştırılarak Diesel motorunda biodiesel yakıtı kullanımı ile performans ve egzoz
emisyonları için ECFM-3Z yanma modelinin deney sonuçlarına yaklaşımı belirlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Biodiesel, ECFM-3Z yanma modeli, Diesel yakıtı, alternatif motor
yakıtları, hesaplamalı akışkanlar dinamiği, egzoz emisyonları
YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
xxi
ABSTRACT
APPROACH OF EXTENDED COHERENT FLAME MODEL-3 ZONES (ECFM-3Z)
COMBUSTION MODEL TO THE PERFORMANCE AND EMISSIONS OF A
DIESEL ENGINE RUNNING WITH BIODIESEL
Şeyma KARAHAN
Department of Mechanical Engineering
PhD. Thesis
Advisor: Assoc. Prof. Dr. Hakan KALELİ
Diesel engines play an important role in the transportation sector.
As petroleum fuels used in Diesel engines include high amount of aramatic compounds
and sulphur, the impact of Diesel engine exhaust emissons on air pollution is very high.
Thus, 70/220/ EEC Directive was published by European Union to limit the exhaust
emissions emitted from Diesel engines. According to this directive, 2007/715/EC
regulation is also published for Euro 5/6.
Because of emision limitations, engine manufacturers aims to develop high
performance and low emission Diesel engines to meet the regulations. Reduction of
emissions level strongly depends on the mixture formation and combustion process
xxii
Parameters such as injection duration, injection pressure, start injection advance and
droplet number effect the mixture formation and combustion process. So, changes in
exhaust emissions are related to atomisation, injection parameters and fuel quality.
Mathematical modeling of combustion in Diesel engines is very important for
underlying physical and chemical processes such as heat transfer, ignition, emission
formation, spray dynamics etc. It also helps to predict pollutant formation during the
stage of engine design.
In addition to these, biodiesel is one of the most prominent alternative motor fuel
because of its ability to be renewable and low emissions.
In this study, it is aimed to investigate the approach of ECFM-3Z Combustion Model to
the performance and emissions of Diesel Engine running with Biodiesel.
In the scope of this study, pure biodiesel is produced from rapeed oil via
transesterification process. The pure biodiesel, which is analyzed according to the TS
EN14214 standard, has been expiremented on type 3 LD 510 direct injection Diesel
engine on full load and different speed conditions for performance and emission.
After experimenatal study, 3 Zones Extendend Coherent Flame Model (ECFM-3Z) is
applided to STAR-CD/ES-ICE programme for computing the combustion of biodiesel.
Injection advance, injection duration and droplet number has been changed at
different engine speeds for simulation studies.
Emission and performance simulation results have been compared against the
experiment results to investigate the approach of ECFM-3Z Combustion Model to the
performance and emissions of Diesel Engine running with Biodiesel.
Key words: Biodiesel, ECFM-3Z combustion model, Diesel fuel, alternative motor fuels,
computational fluid dynamics, exhaust emissons
YILDIZ TECHNICAL UNIVERSITY
GRADUATE SCHOOL OF NATURAL AND APPLIED SCIENCE
xxiii
BÖLÜM 1
GİRİŞ
1.1 Literatür Özeti
İnsanoğlunun enerjiye olan ihtiyacı artan dünya nüfusu ve gelişen teknoloji ile beraber
artış göstermektedir. Dünya üzerindeki enerji kaynaklarına bakıldığı zaman kimi ülkeler
bu kaynaklar bakımından çok zengin durumda iken kimi ülkeler ise yok denecek kadar
az kaynağa sahiptir. Dolayısı ile enerji kaynakları eşit olarak dağılmış durumda değildir.
Bu noktada enerji kaynaklarını elinde bulunduran ülkeler uluslararası politikalarda daha
avantajlı ve söz sahibi olmaktadırlar. Ulaştırma sektöründe önümüzdeki yüzyılda daha
fazla enerji gereksinimi olacağı öngörülmektedir. Bu nedenle de atmosfere salınacak
olan karbon dioksit (CO2) miktarının da artacağı ön görülmektedir [1].
Dünyanın gelişen ve gelişmekte olan ülkelerinde ulaştırma ve taşımacılık sektöründe
teknolojinin gelişmesi ile birlikte Diesel motorlar giderek önem kazanmaya başlamıştır.
Diesel motorlarda kullanılan petrol kökenli yakıtlar yüksek miktarda aromatik bileşik ve
kükürt içermekte, bunlarda çevre kirliliğine neden olmaktadır. Bu nedenle Diesel
motorlardan
kaynaklanan
egzoz
emisyonları çevre
kirliliğini önemli
derece
etkilemektedir. AB komisyonu Diesel motorlardan kaynaklanan egzoz emisyonlarını
sınırlamak için 70/220/ EEC ana direktifini yayınlamıştır. Bu direktife bağlı Euro 5/6 için
2007/715/EC yönetmeliğini yayınlamıştır. Çizelge 1.1’de yolcu araçları için AB emisyon
standart değerleri görülmektedir. 2014 yılından itibaren EURO 6’ya geçilmesi
beklenmektedir[2,3].
1
Çizelge 1.1 AB emisyon standartları (binek araçlar, kategori M1*) g/km [3]
Ülkemizde uygulanan hafif ticari araçlar için emisyon standartları ise Çizelge 1.2’de
verilmektedir.
Çizelge 1.2 Ülkemizde hafif ticari araçları için emisyon standartları [3]
Tarih Standart
Araçlar
2001.01 Euro 1
M1 Diesel
Euro 3
M1 Benzin, araç üstü diyagnostik (OBD) yok
2007.01 Euro 4
Diesel ve Benzinli, OBD car
Ağır ticari araçlarda ise Euro 1 emisyon standardı uygulanmaktadır. Emisyonlar
sınırlandırılırken motor performansı da daha iyi hale getirilmelidir. Motor ve araç
üreticileri bu direktifleri karşılayabilmek için yüksek performanslı ve düşük emisyonlu
Diesel motorlar geliştirmeye yönelmişlerdir.
Günümüzde araç üreticileri, yüksek
basınçlı yakıt püskürtme sistemleri, kademeli püskürtme, egzoz gazı geri dönüşümü
(EGR), üç yollu katalitik konvertör, partikül filtreleri, Diesel motor yönetimi tarafından
püskürtme başlangıcının kontrolü gibi sistemlerden yararlanarak Diesel motorlu
2
araçlardan kaynaklanan egzoz emisyonlarını kabul edilebilir sınırlar içerisine çekmeye
çalışmaktadır. Bununla birlikte (azot oksit) NOx ve partikül madde (PM) emisyon
standartlarını karşılamak için kullanılan ek sistemler başka çevresel problemleri de
beraberinde getirmektedir [2,3].
İçten yanmalı motorlarda emisyon değerlerinin iyileştirilebilmesi için öncelikli olarak
silindir içi yanmanın iyileştirilmesi gerekmektedir. Diesel motorlarında yanmanın
iyileştirilebilmesi doğrudan karışımın teşkili ile ilgilidir. Karışım teşkilinin iyi olması için,
yakıtın parçalanarak zerrelere ayrılması, silindirdeki hava ile iyi bir yanma sağlayacak
şekilde makro ve mikro karışımın sağlanması gerekmektedir [4]. Ayrıca, püskürtme
süresi, püskürtme basıncı, püskürtmenin başlangıcı-bitişi ve demet sayısı gibi
püskürtme sistemi parametreleri karışım oluşumunu, yanma prosesini ve dolayısı ile
emisyonları etkilemektedir [4,5,6].
Hava kirliliğine ve iklim değişikliğine neden olan sera gazı emisyon değerlerinin
azaltılması ve enerji güvenliğinin sağlanması amacıyla araç motor modifikasyonlarına
ek olarak alternatif yakıtların da geliştirilerek ticarileştirilmesi ve kullanımın
yaygınlaştırılması tüm ülkeler için öncelikli hedefler arasına girmiştir. Özellikle
biyoyakıtlar, sıkıştırılmış doğal gaz, sıvılaştırılmış petrol gazı gibi çeşitli ticari yakıtlar
önem kazanmaya başlamıştır.
Alternatif motor yakıtlarından oksijenli yakıtlar, motorlarda yanmayı iyileştirerek
emisyon problemini çözmek için kullanılan önemli bir yöntemdir. Oksijenli yakıtların
alternatif motor yakıtı olarak içten yanmalı motorlarda kullanılması ve emisyon ve
performans değerlerinin petrol kökenli yakıtlar ile karşılaştırılması her zaman
gündemde olan bir konu olmuştur. Oksijenli yakıtlardan en büyük ilgiyi, metanol,
etanol, etil tersiyer bütil eter ve metil tersiyer bütil eter görmüştür [7]. Bununla birlikte
oksijenli yakıtların genellikle yenilenebilir kaynaklardan üretilebilmesi bu yakıtlara
stratejik ve ekonomik bir önem kazandırmaktadır [1].
Benzinli motorlardan kaynaklanan emisyonlarda azalma sağlanabilmesi için oksijenli
yakıtlardan metil tersiyer bütil eter ve etanol benzine belirli oranlarda karıştırılarak
kullanılabilmektedir. Oksijenli yakıtların benzinli motorlarda kullanımı oksijenli
3
bileşiklerin Diesel yakıtına katkı olarak kullanımını tetiklemiştir. Oksijenli bileşikler
yapısal olarak petrol kökenli Diesel yakıtına benzemektedir. Oksijen içeren yakıtlarda
bir veya daha fazla oksijen atomu hidrokarbon zincirine bağlanmaktadır [8].
Günümüzde kullanımını önem kazanan oksijen içerikli yakıtlardan biodiesel, bitkisel,
hayvansal veya atık yağlardan üretilen kütlesel olarak %10–12 oksijen içeren alternatif
bir Diesel yakıtıdır. Bitkisel yağların Diesel motorda direk olarak kullanması ile
motorlarda oluşturduğu problemler sebebiyle motor üreticileri fosil yakıtlara
yönelmiştir. Bitkisel yağlar 1930–1940 ve 1973 yıllarında olan petrol krizi gibi sadece
acil durumlar için Diesel motorlarda kullanılmıştır. Ancak bitkisel yağların Diesel
yakıtına göre viskozitelerinin ve moleküler ağırlığının daha yüksek olması, zayıf yakıt
atomizasyonuna, silindir içerisinde tortulara, yapışkan maddelere, karbon birikimine
neden olmaktadır. Bu durum Diesel motorlarda ciddi problemler oluşturmuştur.
Bitkisel, hayvansal veya atık bitkisel yağların Diesel motorda herhangi bir değişiklik
yapılmadan kullanılabilmesi ve motorda sorun yaratmaması için Diesel yakıtına yakın
özelliklere sahip bir yakıta dönüştürülmesi gerekmektedir. Yaygın olarak kullanılan
transesterifikasyon reaksiyonu ile üretilen biodiesel, petrol rezervlerinin sınırlı olması,
oksijenli yakıtların egzoz emisyonlarını azaltmadaki başarısı ve artan çevre kirliliği
sebebiyle 1980’li yılların başında tekrar gündeme gelmiştir. Bu yöntem ile üretilen
biodiesel fosil kökenli Diesel yakıtları ile yanma sonu emisyonları açısından
karşılaştırıldığında; daha düşük karbon monoksit (CO), PM ve hidrokarbon (HC)
emisyonu üretmektedir [9, 10, 11].
Biyoyakıt üretiminde hammadde olarak kullanılan biyokütle (bitkiler) büyürken
fotosentez yolu ile havadan aldıkları CO2’yi enerjiye dönüştüğü zaman tekrar havaya
vermektedir. Biokütle ve biyoyakıtların üretimi ve ulaştırması sırasında açığa çıkan
emisyonlar dışında havaya net CO2 emisyonu salınmamaktadır. Bu nedenle biyoyakıtlar
“iklimsel-nötr” olarak kabul edildiğinden iklim değişikliği politikalarında ve sera gazı
emisyonlarının azaltılmasında önemli yer tutmaktadır. AB, 2010 yılında toplam motor
yakıt tüketiminin %5,75’inin, 2020’de ise %10’unun biyoyakıt olmasını hedeflemiştir.
Bu miktarın önemli bir bölümünün biodiesel olacağı tahmin edilmektedir [1].
4
AB’de biodiesel üretimi artarken araçlarda Biodiesel kullanımında emisyon
değerlerindeki değişiklikleri belirlemek amacıyla çalışmalar yapılmıştır.
Emisyonlar açısından literatürde yapılmış olan çalışmalar incelendiğinde Diesel
motorunda biodiesel kullanılması durumunda Diesel yakıtına göre emisyon
değerlerinde (CO, PM, HC) azalma olduğu görülmüştür. NOx emisyonlarında ise aracın
yaşına ve motorun devir sayısına bağlı olarak %10–18 azalma veya artma olduğu ifade
edilmiştir. Tipik eski motorlarda %20 Biodiesel %80 Diesel Yakıtı Karışımı (B20)
yakıtında %2 artış, saf biodiesel (B100) yakıtı kullanımında ise %10 artış görülürken,
yeni motorlarda sırayla %4 artış ve %30 artış görülmüştür.
Ayrıca Enerji Koruma Ajansı analizlerine göre NOx emisyonunda %5
biodiesel
%95
Diesel Yakıtı Karışımı (B5) B5 yakıtı kullanımında değişiklik görülmezken, B20 yakıtında
%2, B100 yakıtında ise %10 artma görülmüştür. PM’ de B5 yakıtında %5, B20 yakıtında
%12 ve saf biodieselde %48 azalma görülmüştür [12]
İçten yanmalı motorlarda karışım oluşumu ve yanmanın analizi hakkında detaylı bilgi
edinmek ve yanmayı etkiyen parametreleri deneysel olarak incelemek oldukça zor ve
pahalıdır. Bu nedenle matematiksel Hesaplamalı Akışkanlar Dinamiği yöntemi (HAD) ile
nümerik olarak yanmanın etüdü ve motor tasarımı yaklaşımı günümüzde önemli bir
yere sahiptir. Matematiksel modeller genelde termodinamik ve çok-boyutlu modeller
olmak üzere ikiye ayrılır. Termodinamik modeller genelde kavramsal yaklaşımlarla,
çevrim analizine yönelmektedir. Çok-boyutlu modellerde ise yanma odası içerisinde
havanın ve yakıt damlacıklarının davranışları, konuma ve zamana bağlı olarak
incelenebilmektedir [13].
HAD, günümüzde özellikle akışkan ile ilgili olan ürünlerin sanal ortamda nümerik
analizlerinin yapılmasında ve performanslarının belirlenmesinde kullanılmaktadır.
Mühendislik uygulama alanında karşılaşılan akışlar, karmaşık geometriler etrafında
olup, oldukça üç-boyutlu, zamana bağlı olarak değişen, kopmalı ve türbülanslı
akışlardır. Bu tür üç-boyutlu karmaşık akış problemlerinin HAD ile çözümü ve
simülasyonları günümüzde yaygın olarak uygulanmaya başlanmıştır. Bu programlar ile
süreklilik, momentum ve enerji denklemleri bilgisayar ortamında sayısal olarak
5
çözülmektedir. Ayrıca bilgisayar konusundaki gelişmeler ve yüksek performanslı
donanıma düşük maliyetlerle sahip olma imkanı milyonlarca elemana sahip modellerle
yapılan analizleri hızlandırmaktadır.
Böylece HAD simülasyonları ile başarılı analizler elde edilme olup artık bütün bilim ve
mühendislik alanlarında özellikle otomotiv uygulamalrında önemi artan bir rol
oynamaktadır [14,15]
1.2 Tezin Amacı
Bu çalışmada, Diesel motorunda biodiesel yakıtı kullanımı ile performans ve egzoz
emisyonları için Extended Coherent Flame Model–3 Zones/Genişletilmiş Tutarlı Alev
Modeli-3 Bölgeli (ECFM-3Z) yanma modelinin motor performans ve egzoz emisyonları
bakımından gerçek deney sonuçlarına yaklaşımının irdelenmesi amaçlanmıştır.
1.3 Orijinal Katkı
Bu çalışmada biodiesel ile çalışan 3 LD 510 tipi klasik direk püskürtmeli Diesel
motorunda performans ve egzoz emisyonlarındaki (CO, CO2, SO2, NO) değişimler
deneysel olarak incelenmiştir. Bu deneylerde elde edilmiş veriler modelleme
çalışmasının yapıldığı STAR CD-ES-ICE programında kullanılmıştır. ECFM-3Z yanma
modeli saf biodiesel ve Diesel yakıtı için uygulanarak farklı motor hızlarında püskürtme
avansı, püskürtme süresi ve damlacık sayısı değiştirilerek simülasyon çalışması
gerçekleştirilmiştir. Biodiesel için metil oleat, Diesel yakıtı için hepta metil nonan
tanımlanarak STARCD programının ve ECFM-3Z yanma modelinin doğruluğu
incelenmiştir.
6
BÖLÜM 2
DIESEL MOTORLARDA YANMA ve EMİSYON OLUŞUMU
2.1 Diesel Motorlarda Yanma
Temelde yanma olayı, havadaki oksijen ile hidrokarbon yakıtların termo-kimyasal
reaksiyonudur. Stokiyometrik denkleme göre tam yanma gerçekleştiği zaman CO2 ve
H2O oluşmaktadır. Yanma prosesinde yanma gazları ile birlikte ısı da açığa çıkmaktadır.
Yanma reaksiyonunun gerçekleşebilmesi için sıvı yakıtların öncelikli olarak gaz fazına
geçmesi gerekmektedir. Diesel motorlarda yanma prosesi kararsız-heterojen üç
boyutlu prosestir. Yanmanın temel çalışma prensibi yakıtın sahip olduğu kimyasal
enerjinin ısı enerjisi şeklinde açığa çıkmasıdır. Diesel motorlarda gaz fazına geçen yakıt
daha sonra havadaki O2 ile birleşip yanma olayı gerçekleşmeye başlar. Eğer tam yanma
gerçekleşirse, reaksiyona giren tüm bileşenler ürünlere dönüşüp ısının tamamı ortaya
çıkmaktadır. Ancak tam yanma için yakıtın tamamının gaz fazına ulaşması ve ortamda
yeterli miktarda havanın bulunarak O2 ile uygun şekilde karışım (stokiyometrik karışım)
ve tutuşma sağlaması gerekmektedir.
İçten yanmalı motorlarda kullanılan yakıtların hava ile yanması sonucu CO2, su (H2O),
sülfirik asit (SO2), oksijen molekülü (O2) ve azot molekülü (N2) gibi bileşenler
oluşmaktadır. Eğer yanma tam değilse ve disosiyasyon varsa yukarıda emisyonlara ek
olarak CO, hidrojen molekülü (H2), oksijen atomu (O), hidrojen atomu (H), NOx, is, PM,
HC vb. ürünler de ortaya çıkacaktır [16, 17].
7
Diesel motorlarda iyi ve tam yanmanın oluşabilmesi karışım oluşumuna bağlıdır. Genel
anlamda karışım oluşumu yakıtın küçük zerrelere parçalanarak, silindirdeki hava ile iyi
bir yanma sağlayacak şekilde homojen ve tam karışması ile sağlanmaktadır. Benzinli
motorlarda yakıt ve hava silindirler içerisine karışım şeklinde alınmaktadır. Ancak Diesel
motorlarda bu şekilde olmadığından yakıtın silindir içine alınması takiben karışımın 1530o Krank Mili Açısı (KMA) gibi kısa bir sürede hazırlanması gerekmektedir. Bu nedenle
Diesel motorlar devir sayısı artışını sınırlayan en önemli etken karışım oluşumudur.
İyi bir karışım oluşumu için atomizasyonun çok iyi olması gerekmektedir.
Atomizasyonun iyileşmesi ile yakıt daha ince zerrelere ayrılmakta olup, yakıtın sıcak
hava ile temas yüzeyi artmaktadır. Böylece, yakıtın kolay bir şekilde buharlaşması ile
havanın içersindeki difüzyonu artarak karışım süresi kısalmak olup homojenliğini
arttırmaktadır. Silindir içerisine alınan yakıtın tamamının yüksek bir yanma verimi ile
yanmasını sağlamak yanma odası içindeki hava ile uygun bir şekilde karışması ile
mümkündür. Gerçek anlamda iyi bir makro ve mikro karışımın teşkilinin sağlanabilmesi
için silindir içinde hava hareketlerinin yaratılması ve türbülansın iyi olması zorunludur.
Diesel motorlarda sıkıştırma zamanının sonlarına doğru enjektörden püskürtülen yakıt
hava ile sürtünerek parçalanmaktadır. Yakıt demeti çevresinde sürtünmelerin fazlalığı
nedeni ile bu bölgelerde parçalanma ve çevrede daha küçük taneli damlacıklar
oluşmaktadır. Küçük taneli damlacıkların kütlelerine göre hava ile temas yüzeyleri daha
fazla olduğundan ilk buharlaşan ve tutuşma için gerekli hava-yakıt oranı demetin dış
kısımlarında başlar. Damlacıkların tutuşma gecikmesi (TG) süresinden sonra yanmaya
başlaması, demet çevresinde birkaç noktada birden meydana gelebilir *4, 16]. Şekil
2.1’de yakıt spreyi görülmektedir.
Şekil 2.1 Yakıt spreyi *16]
8
Benzinli motorlarda yanma, yanmış bölgeden yanan bölgeye enerji ve kütle iletimi
sonucunda belli bir yön ve hızda gerçekleşmektedir. Ancak Diesel motorlarda yanma
olayını etkileyen ve yanmayı devam ettiren yanma bölgesindeki sıcaklık, basınç, karışım
oranı ve oksijen miktarını belirleyen yerel koşullardır. Yanmanın gelişimi aynı zamanda
komşu bölgelerden olan ısı ve kütle iletimi ve yanma odasındaki hava hareketlerine de
bağlıdır [4,16]. Şekil 2.2’de silindir içinde gerekleşen prosesler ve Şekil 2.3’te Diesel
motorda yanma ve emisyon oluşum bölgelerigörülmektedir.
Şekil 2.2 Diesel motorda gerçekleşen prosesler *18]
Şekil 2.3 Diesel motorda yanma ve emisyon oluşum bölgeleri [19]
9
2.2 Diesel Motorlarda Emisyon Oluşumu
Diesel motorda yakıt püskürtme sisteminin yapısı, püskürtme zamanı, püskürtme
basıncı ve debisi, hava yakıt oranı, enjektör konumu vb. özellikler motor performansını
ve kirletici emisyon miktarını belirlemek için çok önemli parametrelerdir. Hava/yakıt
oranı CO, NO, HC ve aldehitler oluşumda çok önemli bir parametredir. Fakir
karışımlarda CO ve HC oluşumu zengin karışımlara göre daha azdır. Hava fazlalık
katsayısına (λ) göre emisyon oluşumu Şekil 2.4’de görülmektedir *20,21].
Şekil 2.4 Hava fazlalık katsayısına göre emisyon oluşumu [20]
Diesel motorlarda en önemli kirleticiler NOx ve is’tir. Her ikisi de sağlık ve özellikle
solunum ile ilgili problemlerin temel sebeplerindendir.
2.2.1 NOx Oluşumu
Yanma esnasında oksijen varlığında aşağıdaki NOx bileşimleri olarak azot monoksit
(NO), azot dioksit (NO2), diazot monoksit (N2O), diazot trioksit (N2O3), diazot tetraoksit
(N2O4) ve diazot pentoksit (N2O5) açığa çıkmaktadır.
NOx emisyonları oksijen varlığında oluşmakta olup daha çok NO, daha az miktarlarda
NO2 ve N2O şeklindedir. Diğerleri eser miktarda oluşmaktadır. NO emisyonları toplam
NOx emisyonlarının %90 kadarıdır. NO yüksek sıcaklıklarda kararlı olmasına rağmen,
oda sıcaklığında NO2’ye oksitlenmektedir. Diesel motorlarda NO2/NO oranı %10–%30
arasındadır. Yanma teorisinde termal NO, hızlı NO ve yakıt NO olmak üzere 3 farklı NO
10
oluşma mekanizması bulunmaktadır *22+. NO’nun ana oluşum kaynağı emme
havasından gelen moleküler N2’dir.
Diesel motorlarda ön karışımlı alev fazında karışımın içeriği stokiyometri civarında
değişken olup difüzyonlu alev fazında karışım stokiyometriye daha yakındır. Yanma
prosesi başlarında yanan karışım miktarı arttıkça yanma sonucu oluşan basınç
yanmamış karışımı sıkıştırarak sıcaklıkların artmasına ve dolayısı ile NO oluşumunun
artmasına sebep olur. Genişleme strokunda bu gazlar hava veya soğuk yanmamış
gazlar ile karışarak oluşan NO miktarının korunumuna neden olur. Böylece Diesel
motorlarda NO sönmesi daha hızlı olup NO bozunum eğilimi daha azdır. Yapılmış
çalışmalar göre NO, yanmanın başlangıcını takip eden ilk 20o KMA oluşmaktadır.
Püskürtme geciktirildiğinde NO oluşumu da azalmaktadır.
NO oluşumu sıcaklıklar ile artmakla birlikte artan yakıt/hava oranı ile de artmaktadır.
Endirekt
püskürtmeli
(EDP)
Diesel
motorlarda
yapılmış
olan
modelleme
çalışmalarından oluşan NO’nun %35 kadarının ana yanma odasında kalanının ön yanma
odasında oluştuğu ifade edilmiştir. Ön yanma odasında NO bozulması için yeterli süre
yoktur ve ana yanma odasına transfer edilen NO’nun dönüşüm reaksiyonu hızlı bir
şekilde soğuk hava ile karşılaşmaktadır. Konsantrasyonların sönmesi Üst Ölü Nokta’dan
(ÜÖN) yaklaşık 15o KMA sonra olmaktadır [23].
2.2.1.1 Termal NO Oluşumu
Termal NO, Zeldovich mekanizmasına göre oluşmaktadır. Yüksek yanma sıcaklıkları
havadaki oksijen molekülünün atomlarına ayrışmasına neden olmaktadır. Oluşan
oksijen atomları havadaki azotu yanına alarak NO oluşumunu sağlar. NO dönüşümü
yaklaşık 1000oC sıcaklıklarda başlar. 1300oC ve artan sıcaklıkla NO oluşumu da
hızlanmaktadır. 1300oC’nin üzerinde artan her 100oC sıcaklık NOx oluşumunu 2 katına
çıkarmaktadır. NO dönüşümü ortamdaki oksijen atomunu konsantrasyonu ile doğru
orantılıdır. Stokiyometrik yanmada adyabatik alev sıcaklığı çok yüksek olduğu için bu
çalışma şartlarında NO oluşumu en yüksektir. Gerçekte maksimum NO oluşumu
stokiyometrinin fakir karışım bölgesinde oksijen konsantrasyonu çok yüksek
11
olduğundan bu bölgede oluşmaktadır. Ancak çok fakir karışımlarda adyabatik alev
sıcaklığı düşüktür *22].
Termal NO veya Zeldovich NO Mekanizması, temelde üç reaksiyon ile oluşmaktadır.
Termal NO mekanizması kimyasal denge kabulüne göre tanımlanmakta olup, ara
basamakların ilerlemesi için atomik azota ihtiyaç duyulmaktadır. Atomik azot yüksek
sıcaklıklarda fakir karışım bölgelerinde oksijen ile okside olmaktadır. Bu mekanizmaya
Zeldovich Mekanizması olarak ifade edilmektedir. Stokiyometri civarında NO oluşum ve
bozunum reaksiyonları (2.1) ve (2.2) aşağıda verilmektedir.
O + N2
N + O2
K1
K1'
K2
K,
2
(2.1)
NO + N
(2.2)
NO + O
Termal NO mekanizmamsına üçüncü bir reaksiyon da eklenerek Genişletilmiş Zeldovich
Mekanizması (2.3) adı verilmektedir.
N + OH
K3
K,
3
(2.3)
NO + H
Bu reaksiyonlar, Arhenius tipi reaksiyonlar olup Ki =ATCexp (E/RT)
(cm3/gmols)
reaksiyon hızı ile ilerlemektedir.
T: Sıcaklık (oK)
E: Aktivasyon enerjisi (kJ/mol)
R: Üniversal gaz sabiti
A, C: Sabit sayılar
Genişletilmiş Zeldovich Mekanizması, oksijen ve hidrojen radikallerinin NO oluşumu
üzerine etkilerini de içermektedir. Bu radikaller denge kabulleri yapılarak
hesaplanmaktadır. Bu kabuller ile ön görülen NO konsantrasyonları gerçek gözlem
12
konsantrasyonlarına göre daha düşük olmaktadır. Oksijen radikallerinin ölçümü ile ön
görülen termal NO değerleri ölçülen değerler ile uyum göstermektedir. Termal NO
reaksiyonları mikro saniyeler kadar kısa sürede gerçekleşmektedir. Sıcaklığa, kalma
zamanına ve oksijen konsantrasyonlarına bağlıdır.
İlk reaksiyonun gerçekleşmesinde N2 bağlarının kırılması için yüksek aktivasyon enerjisi
gerektiğinden Zeldovich Mekanizmasının hızını belirleyen reaksiyon olarak kabul
edilmektedir. Yüksek sıcaklıklar gerektiğinden termal olarak isimlendirilmektedir.
Yüksek aktivasyon enerjisi sebebi ile bu mekanizma ile NO oluşumu yakıt bileşenlerinin
oksidasyonuna göre daha düşük hızda ilerlemektedir. İlk reaksiyon için gerekli atomik
oksijen için ise yine yüksek sıcaklığa ihtiyaç vardır. Son reaksiyon zengin karışımlarda
gerçekleşmektedir. NO alev cephesinin içerisinde oluşmakla birlikte alevin arkasında
kalan bölgede de oluşmaktadır. Yanma yüksek basınç altında gerçekleştiğinde alev
içerisindeki reaksiyon bölgesi oldukça ince (yaklaşık 0,3 mm) ve kısa ömürlü
olduğundan NO’nun daha çok alevin arkasındaki yüksek sıcaklı yanmış gaz bölgesinde
oluştuğu kabul edilmektedir. Zengin yakıt/hava karışım bölgeleri hariç, NO’nun yalnızca
küçük bir bölümünün alev içerisinde ve geri kalan büyük bölümünün alevin geçtiği
bölgede kalan gazlar içerisinde oluşması sebebi ile yanmış gazların sıcaklığı, yanmanın
hemen ardından oluşan sıcaklıktan daha yüksek sıcaklıklara ulaşmaktadır. NO
oluşumunu (2.4) tanımlayan ana denklem;
N2 + O2
(2.4)
2NO
Toplam tersinir üç termal reaksiyon için NO oluşum oranı (2.5);
d NO
dt
K1 N2 =2 O
1+
K-1K-2 NO
K2 O2
K-1 NO
2
g mol cm s
–3
–1
(2.5)
K2 O2 + K3 OH
Sadece ileri Zeldovich Mekanizmasının göz önüne alınabilmesi için NO ve hidroksil
radikali (OH) başlangıç konsantrasyonları çok düşük kabul edildiğinde (2.6) [23];
13
(2.6)
dNO dt = 2K1 O N2
Bununla yanında NO oluşum oranı (2.7), (2.8), (2.9);
(2.7)
dNO dt = K1 O N2 + K2 N O2 + K3 N OH
dN dt = K1 O N2 - K2 N O2 - K3 N OH ve
dN/dt=0
kabul edildiğinde;
(2.8)
(2.9)
dNO dt = 2K1 O N2
2.2.1.2 Hızlı NO Oluşumu
Hızlı NO oluşum mekanizması ilk olarak Fenimore tarafından ifade edilmiştir. Bu
mekanizmaya göre hidrokarbon-hava yanmasında karbon ve hidrojen radikallerinin
azot üzerine çekilmesi ile siyanür (CN) ve hidrojen siyanür (HCN) oluşur. CN ve HCN
radikalleri oksijen ve/veya hidroksil türleri ile oksidasyona uğrayarak NOx oluşmaktadır.
Bu proseste yakıtın yanması esnasında hidrokarbon radikalleri açığa çıkmaktadır. Bu
radikaller havadaki azot ile birleşir. Açığa çıkan ara ürünler havadaki oksijen ile okside
olarak NOx açığa çıkmaktadır. Fenimore, yakıtça zengin alev bölgelerinde NO oluşum
oranının daha fazla olduğunu gözlemlemiştir. Hızlı NO oluşumu yanmanın başlarında
düşük sıcaklıklarda ve yakıt bakımından zengin karışımlarda oluşur *24,25]. Hızlı NO
oluşumu (2.10) eşitliği ile açıklanabilmektedir *26, 27, 28]
dNO dt
(2.10)
[CH][N2 ]
Bu mekanizmayı açıklayan hidrokarbon alevlerindeki ana reaksiyon mekanizmaları
(2.11) eşitliği ile aşağıda verilmektedir *23].
N2 + CHx
HCN + N
N2 + C2
2CN
N + OH
2H
(2.11)
İlk reaksiyon NO oluşumundaki baskın reaksiyondur. HCN’nin hızlı NO oluşumunun
%90'ında yer aldığı tahmin edilmektedir. Hidrokarbon alevlerinde hızlı NO
oluşumlarında farklı hidrokarbon radikalleri de önerilmektedir. Ancak NO oluşumuna
14
esas katkı CH ve metilen (CH2)’den gelmektedir. Hidrokarbon radikalleri (2.12)
reaksiyonlar ile HCN oluşumunu arttırmaktadır.
N2 + CH
N2 + CH2
N2 + CH2
HCN + N
HCN + NH
(2.12)
H2CN + N
[25]. HCN ve N seri şekilde hızlı reaksiyonlara girerek NO (2.13) oluşturmaktadır.
N + O2
NO + O
HCN + OH
CN + O2
(2.13)
CN + H2O
NO + CO
Hızlı NO oluşum mekanizmasının başlayabilmesi için hidrokarbona gereksinim
duyulduğundan bu mekanizma yakıtça zengin bölgelerde oluşmaktadır.
Bu reaksiyonun ilk basamağı (2.14) aşağıdaki şekildedir.
CH + N2
(2.14)
HCN + N
HCN, birkaç basamak ile (2.15) atomik azota dönüşmektedir.
HCN
NCO
NH
(2.15)
N
Daha yüksek sıcaklıklarda (2.16) aşağıdaki reaksiyon ile N2 bağı kırılmaktadır.
C + N2
(2.16)
CN + N
Azot atomları ile daha sonra okside olarak NO oluşmaktadır *27].
2.2.1.3 Yakıt NO Oluşumu
Yakıt NO oluşumu yakıtın içindeki azotun oksitlenmesi ile oluşmaktadır. Reaksiyonlar
tam olarak bilinmemektedir. Yakıt kaynaklı azotun sadece az miktarı NO’ya
dönüşmektedir. Yakıttaki azotun bir kısmı N2 şeklinde açığa çıkmaktadır. Diesel
yakıtında azot içeriği çok düşük olup genellikle ağırlıksal olarak % 0,01’den daha azdır.
Diesel motorlar için yakıt kaynaklı NO oluşumu bir problem değildir *22].
15
2.2.1.4 NO2 Oluşumu
Diesel motorlarda NO2 oranı NOx’ler içerisinde %30'lara kadar çıkmaktadır. Kimyasal
denge
hesaplamaları
ile
yanmış
gazlarda
alevdeki
sıcaklık
artışıyla
NO2
konsantrasyonunun NO ile kıyaslandığında reaksiyon tipine bağlı olarak NO’nun hızlı bir
şekilde NO2 ye dönebileceğinden (2.17) öneminin azalacağı görülmektedir.
NO + HO2
(2.17)
NO2 + OH
NO2 alev içerisinde soğutucu bir akışkanla karşılaşmadığı sürece NO’ya (2.18)
dönüşmektedir.
NO2 + O
(2.18)
NO + O2
Benzinli motorlarda rölantide çalışma durumunda NO2 oranı artmaktadır. Ancak Diesel
motorlarda birçok soğuk bölge olduğundan dolayı NO’nun NO ya dönüşümü kısmi
yüklerde olmaktadır. Bununla birlikte düşük hızlarda gazlar oksijen ile daha uzun süre
temas halinde olduğundan NO2 egzoz gazları içerisinde de oluşabilmektedir. NO2
konsantrasyonu hıza ve yüke bağlı olup kısmi yüklerde daha yüksektir.
2.2.1.5 N2O Oluşumu
Diesel motorlarda az miktarda N2O açığa çıkmakta olup gaz fazda ara ürün olan NH ve
NCO’nun NO ile reaksiyona girmesinden (2.19) oluşur [28].
NH + NO
NCO + NO
(2.19)
N2O + H
(2.20)
N2O + CO
2.2.2 PM Oluşumu
Yakıtın tam yanmaması is olarak adlandırılan katı karbon parçacıklarının birikmesine
neden olur. Diesel yakıt partikülleri yanma esnasında meydana gelen, çeşitli çözünür
organik parçaların (SOF) içerildiği, yanmayı takip eden safhalarda üzerinde yoğuşmuş
partiküllerden oluşan bir karbon (is) oluşumudur. SOF, yanmamış hidrokarbonları,
ketonlar, esterler, aldehitler gibi oksitlenmiş türevleri ve polisiklik aromatik
16
hidrokarbonları (PAH) içerir. Bunlara ek olarak az miktarda SO2 ve NO2 ve kükürtler de
is bünyesinde bulunur.
İs partiküllerinin içeriği motor çalışma koşullarına ve özellikle egzoz sıcaklığına bağlıdır.
5000C üzerinde çapları yaklaşık 15 ila 30 nm olan karbon küreleri oluşturacak şekilde
bir araya gelirler. Bu sıcaklığın altına partiküller SOF ile kaplanırlar. Egzoz sisteminde
ilerlemeleri esnasında partikül çaplarındaki büyüme, buhar fazında organik elemanların
is üzerindeki yoğuşmasının devam etmesi nedeniyle PAH içeriğinin artmasından
dolayıdır.
Gaz moleküllerinin yoğunlaşması ve daha sonrasında katı partiküllere halinde
birikmeleri karmaşık bir proses olduğu için is miktarının doğru olarak tahmin edilmesi
halen araştırmaya açık bir konudur. Pahalı fakat detaylı tanımlama yapabilen modeller
mevcuttur. Motor çalışma şartlarını egzoz gazı is konsantrasyonuna bağlayan ampirik
bağıntılar bir yere kadar geçerlidir. İs oluşumunun genel basamakları şöyle
açıklanabilir:
Yakıt moleküllerinin ayrılması sırasında siklopropenil radikali (C3H3) ve asetilen
(C2H2) oluşumu
Zengin yakıt şarlarında C3H3 ve C2H2’nin alifatik benzene (C6H6) yeniden birleşmesi
C6H6’nın yeniden düzenlenmesiyle is partiküllerinin öncüsü olan PAH oluşumu
Koagülasyon ve yüzey büyümesinden dolayı partiküllerin büyümesi
Başta OH olmak üzere O ve O2 ile bazı is partiküllerinin okside olması *21].
Direkt püskürtmeli (DP) Diesel motorlar yakıt ekonomisi açısından daha avantajlı olup
çok delikli (5–7 adet) enjektör ve yakıtın buharlaşması ve yapıdaki karbonun serbest
kalarak (piroliz) yanması hızlanması sebebiyle yüksek püskürtme basıncı kullanılması
durumunda daha az miktarda is emisyonu oluşmaktadır. Sonuç olarak içinde hala çok
miktarda yanmamış C olan alev cephesi, düşük basınçlı püskürtme halinden (alışılmış
halinden) farklı olarak, yanma odasının soğuk çeperlerine ulaşamadan yanmakta ve
tam yanma gerçekleşmektedir. Böylece yanma odası duvarlarında alev sönmesi
olmadığından is emisyonları azalmaktadır *29].
17
İs konsantrasyonunun hesaplanmasında temel pozitif kaynak nükleasyonundan gelir.
Nükleasyonun (2.21) aşağıdaki reaksiyon ile başlatıldığı düşünülmektedir.
C3H3 + C3H3
(2.21)
C6H6
Bir varsayıma göre bir tek is parçacığının oluşması için C6H6
molekülü
gereklidir.
Yüzey büyümesi veya oksidasyon prosesi is konsantrasyonunu değiştirmez. İs
konsantrasyonu ifadesinde temel negatif kaynak koagülasyondur [21].
2.3 Diesel Motorlarda Çalışma Parametrelerinin Motor Performansı ve Egzoz
Emisyonlarına Etkisi
2.3.1 Püskürtme Avansının Motor Performansı ve Egzoz Emisyonlarına Etkisi
Diesel motorlarda performans ve egzoz emisyonlarını etkileyen temel parametrelerden
biri püskürtme zamanlamasıdır. Yakıt püskürtme süresi krank açısı olarak yanmanın
başlama süresini belirler. Yakıt püskürtme oranı, delik sayısı ve yakıt püskürtme basıncı
Diesel yakıtının sprey karakterini ve hava ile karışımı etkilemektedir *30, 31].
Püskürtme zamanlamasının farklı çalışma koşulları için belirlenmesi TG ve dolayısıyla
ön karışımlı fazda tutuşan yakıt miktarı açısından önemlidir. Sıkıştırma oranı, yanma
odası tasarımı, silindire alınan havanın basınç ve sıcaklığı, yakıt kalitesi ve motor hızına
göre optimum püskürtme avansı ve basıncı belirlenmelidir. Püskürtmenin erken olması
motor vuruntusu bakımından olumsuz olan TG süresine sebep olmaktadır. Geç
püskürtme ise yanma sonunu geciktirip fazla ısı kaybına ve düşük ortalama efektif
basınca sebep olmaktadır *32,33].
Haşimoğlu ve İçingür *34] ile Andreews [35+ tarafından püskürtme avansının
arttırılması ile yakıtın daha düşük sıcaklığa sahip olan düşük basınçlı bir ortama
püskürtüldüğü ve bunun da TG süresini uzattığı ifade edilmiştir. TG süresinin uzaması
ile bu zaman boyunca püskürtülen yakıtın miktarı artacağından yakıt ile havanın
karışma şansı daha yüksek olur. Daha önce de ifade edildiği gibi yüksek NO oluşumu
genellikle
yakıtın
önceden
karışan
miktarı
ile
ilgilidir.
Püskürtme
geciktirildiğinde ise TG daha kısa olur ve yakıtın önceden karışma miktarı azalır.
18
zamanı
Böylece NO oluşumu azalır. Püskürtme zamanının gecikmesinin NO oluşumu üzerindeki
etkisi istenen bir durum olduğu için, NOx emisyonlarını azaltmak etkili bir yöntem
olmaktadır. Ancak NO miktarı azalırken yakıt tüketimi artmaktadır. İstenmeyen bu
durum gerekli önlemlerin alınmasıyla engellenebilir *36]. Püskürtme avansı en uygun
değerde olursa motordan maksimum ısıl verim ve tork alınmakta olup mekanik ve ısıl
zorlanmalar olmamaktadır *37].
Yukarıda da ifade edildiği gibi püskürtme zamanlaması veya püskürtmenin başlangıcı
tüm motor karakteristiklerini büyük oranda etkileyen çok önemli bir parametredir.
Püskürtme zamanlaması hava-yakıtın karışım kalitesini ve buna bağlı olarak emisyonları
da oluşturan yanma olayını etkilemektedir. Püskürtme geciktirildiğinde silindir içi
maksimum basınçlar ve sıcaklıklar azalmakta olup ve ısı transfer hızı azalmaktadır.
Sıcaklıklar azaldığından NOx emisyonları da azalmaktadır. NOx emisyonları azalırken
yakıt tüketimi ve is emisyonları artmaktadır *37,38].
Aktaş ve Sekmen *39+, yaptıkları çalışmada püskürtme zamanlamasının motor
performans ve egzoz emisyonlarını etkileyen temel parametrelerden birisi olduğunu
ifade etmişlerdir. Bu nedenle LD 400 model tek silindirli 4 zamanlı DP bir Diesel
motorda farklı püskürtme avans değerleri için Biodieselin motor performansı ve
emisyonlarına etkileri belirlenmiştir. Püskürtme zamanlaması 24,9°, 26,6° ve 28,5° KMA
için tam yükte motor torku, efektif güç, özgül yakıt tüketimi, egzoz gaz sıcaklıkları ile
CO, HC ve NOx emisyonları ölçülmüştür. Biodiesel ile çalışmada püskürtme avansının
26,6° KMA’ ya artırılmasıyla motor momenti ve efektif güçte yaklaşık %6’ya kadar artış
ve özgül yakıt tüketiminde %8’e kadar iyileşme gözlenmiştir. Ayrıca, CO ve HC
emisyonlarında azalma elde edilirken, NOx emisyonlarında %4–11 arasında değişen
artışlar olduğu ifade edilmiştir.
Pandian vd. [40+, yaptıkları çalışmada Diesel motorlarda Biodiesel kullanıldığında NOx
emisyonlarının arttığını ifade etmişlerdir. NOx emisyon değerlerini azaltmak için
püskürtme zamanlaması ve avansının önemli olduğu vurgulamışlardır. Bu çalışmada
püskürtme zamanlamasının özgül yakıt tüketimi, termal verim ve egzoz emisyonları
üzerine etkilerini belirlemişlerdir. Çalışmada 2 silindirli 4 zamanlı DP Diesel motor
kullanmışlardır. Püskürtme zamanları ÜÖN’dan 18°, 21°, 24°, 27° ve 30° KMA önce
19
olarak seçilmiştir. Deney sonuçlarına göre püskürtme zamanlaması ÜÖN’ya göre 24o
KMA’dan 18o KMA’ya geciktirildiğinde NOx emisyonlarında %35 azalma, özgül yakıt
tüketimi, CO ve HC emisyonlarının ise sırayla %3, %12,65 ve %10 arttığı
gözlemlenmiştir. Termal verim ise %3,08 azalmıştır. Püskürtme zamanlaması avans
verilerek ÜÖN’dan 30o KMA önce olduğu zaman ise NOx emisyonları %25 artmıştır.
Özgül yakıt tüketimi, CO ve HC emisyonlarının ise sırayla % 6,27, %32 ve %14,44 artığı
gözlemlenmiştir. Termal verim ise %5,09 iyileşmiştir.
Leung vd. [41+, yaptıkları çalışmada tek silindirli su soğutmalı DP Diesel motorda
püskürtme zamanı ve püskürtme basıncı gibi motor parametrelerini değiştirerek
biodiesel kullanımında egzoz emisyon değerlerini optimize etmeye çalışmışlardır.
Deney sonuçlarında biodiesel kullanımında PM ve HC emisyon değerlerinde azalma
gözlenirken, özellikle yüksek yüklerde NOx emisyon değerlerinde artış gözlenmiştir. HC
emisyonlarında yükleme aralığında %4–17 civarında azalma gözlenmiştir. PM
emisyonları ise artan yük ile birlikten azalmış olup en yüksek yüklerde %50
seviyelerinde azalma olmuştur.
Püskürtme avansı geciktirildiğinde, TG’nin azaldığı ve silindir içi maksimum basıncın
azaldığı ifade edilmiştir. Silindir içi yanma sıcaklıları ve ısı çıkışı da azaldığı için NO x
emisyonlarının azaldığı ifade edilmiştir. PM emisyonları göz önüne alındığında yüksek
yüklerde püskürtme basıncı arttığı zaman düşmekte, düşük yüklerde ise artmaktadır.
Ayrıca püskürtme basıncı arttığı zaman, hava/yakıt karışımını iyileştirdiği ve silindir
duvar sıcaklıklarını arttırdığı ifade edilmektedir. Bu sebeple NOx emisyonlarının düştüğü
ifade edilmektedir.
2.3.2 Krank Açısı Başına Püskürtme Miktarının ve Kademeli Yakıt Püskürtülmesinin
Yanma ve Egzoz Emisyonları Üzerine Etkileri
Püskürtme kanunu, püskürtme sistemi tarafından birim zamanda veya birim KMA
başına enjektörden püskürtülen yakıt miktarı ile belirlenmektedir. Püskürtme kanunu
TG süresince ve ondan sonra yanma odasına püskürtülen yakıt miktarını ve yanmayı
etkilemektedir. Bu nedenle yakıtın yanma odasına gönderiliş hızı, motorun yumuşak
çalışmasını ve yanma verimini etkilemektedir. Çevrimin ısıl veriminin yüksek olması için
20
yanma sonu elde edilen maksimum basıncın ÜÖN’dan 10-15o KMA kadar sonra olması
gerekmektedir. Bununla birlikte motorun yumuşak çalışabilmesi için TG süresi boyunca
yanma odasına püskürtülen yakıt miktarı az tutulmalıdır. Fakat bu durum toplam
püskürtme süresini uzatmaktadır *16].
Püskürtme oranının arttırılması ile yakıt/hava oranı ve yanma daha hızlı olur ve yüksek
ısı açığa çıkış oranlarının elde edilmesi sağlanır. Böylece NOx emisyonları artar ve is ile
PM emisyonları azalır. Püskürtme oranı enjektör delik alanına ve püskürtme basıncına
bağlıdır. Artan püskürtme oranı en uygun püskürtme zamanı için yüksek ısı açığa çıkış
oranı, kısa yanma prosesi ve minimum fren özgül yakıt tüketimi değerlerinin elde
edilmesini sağlamaktadır. Diesel motorlarda yükü arttırmak, sabit bir hızda alınan aynı
miktar hava oranı için yakıt miktarının artacağı anlamına gelir. Yakıt miktarı arttıkça
daha çok ısı açığa çıkarak yanma sıcaklıkları artar. Böylece, Zeldovich ve Genişletilmiş
Zeldovich Mekanizmaları ile tarif edilen kimyasal reaksiyonların meydana gelmesi için
gerekli enerjinin ortaya çıkmasını sağlanır. Bu da ortamda N2 ve O2 olduğu sürece daha
fazla NOx oluşumuna neden olur *36, 41].
Günümüz püskürtme teknolojisinde yanma gürültüsü ve egzoz emisyonlarının
azaltılması ve motor performansının arttırılması ayrıca Diesel motorlarda NOx
problemini ortadan kaldırmak için pilot püskürtme ve kademeli püskürtme sistemleri
geliştirilmiştir. Bu yöntemde, silindire önce az miktarda (~0,5–1,5 mm3) yakıt
püskürtülür. Püskürtülen bu yakıt hemen yanarak yanma odasının ısınmasını sağlayarak
esas yanmaya yönelik ideal şartları oluşturur *42+. Pilot püskürtme teknolojisi ile düşük
yük bölgelerindeki hidrokarbon emisyonları, NOx emisyonları ve yanmadan
kaynaklanan gürültü kirliliği azalmaktadır. Yanma gürültüsü ve emisyon değerlerinin
azalması pilot püskürtme zamanının geciktirilmesi ve pilot yakıtın azaltılması ile
sağlanabilmektedir. Ancak pilot yakıt miktarının çok azaltılması ve püskürtme
zamanının geciktirilmesi pilot yanmayı kötüleştireceğinden miktar ve zamanın belirli bir
değer aralığında sınırlandırılması gerekmektedir *43].
Nehmer ve Reitz [44+, yaptıkları çalışmada kademeli püskürtmenin emisyonlara etkisini
belirlemek için deneysel çalışma yapmışlardır. Araştırmacılar yaptıkları çalışmada %10,
%25 ve %75 pilot püskürtme yapmışlardır. Bu çalışma ile 25–75, 50–50 ve 75–25
21
şeklindeki iki fazlı püskürtmede NOx emisyonlarında azalma, is emisyonlarında ise az
miktarda artış gözlemlemişlerdir. 10–90 şeklindeki pilot püskürtmede püskürtülen
yakıtın çoğu ön karışımlı yanma ile yanmış, ikinci püskürtmede ise difüzyon yanması
olduğu ifade edilmiştir.
Pierpont vd. [45+, yaptıkları deneysel çalışmada kademeli püskürtmede pilot
püskürtme esnasında püskürtülen yakıt miktarının is oluşumuna etki ettiğini ancak NOx
emisyon seviyelerinin aynı kaldığını ifade etmişlerdir. Ancak enjektör püskürtme
açısının da önemini vurgulamışlardır. 125o püskürtme açısı ile pilot püskürtmede %50–
60 civarında yakıt püskürtüldüğünde iyi sonuçlar elde edilmiştir. Ayrıca EGR ve
kademeli püskürtme uygulandığında %75 yükte ve 1600 d/d’da partikül ve NOx
emisyon
seviyelerinin
sırayla
0,093
ve
2,95
g/kWh
seviyelerine
düştüğü
gözlemlenmiştir *46]
Kim vd. [47+, yaptıkları çalışmada biodiesel kullanımında kademeli püskürtmenin NOx
ve is emisyonlarına etkilerini belirlemek için tek silindirli DP ortak hatlı yakıt püskürtme
sistemine sahip bir Diesel motorda deney yapmışlardır. Deneylerde kullanılan Biodiesel
soya yağından elde edilmiştir. Deneyler sabit 1500 d/d’da yürütülmüş olup, püskürtme
basıncı
100
MPa’dır. EGR
uygulanmamıştır.
Kademeli
püskürtme
2
fazda
gerçekleştirilmiştir. 12 mg yakıt püskürtme 2 faza bölünmüştür. Püskürtme oranları ve
püskürtme süreleri kısaltılmıştır. Deney sonuçlarına göre püskürtme 2 faza
bölündüğünde tek püskürtmeye göre yanma basıncı ve ısı açığa çıkış hızı sırayla 1,68
MPa ve 45 J/°KMA azalmaktadır. Bu nedenle NOx emisyonları azalmaktadır. Tek
püskürtme durumunda püskürtme zamanını geciktirmekte is emisyonlarının arttığı
gözlenmiştir. Ancak kademeli püskürtme yapıldığında, püskürtme geciktirildiğinde is
emisyonlarında azalma gözlenmiştir. Kademeli püskürtme durumunda CO ve HC
emisyonlarının tek püskürtmeye göre daha fazla olduğu gözlemlenmiştir. Bu durum
yanma süresinin uzaması ve indike termal verimin azalması şeklinde ifade edilmiştir.
Ogawa vd. [48+, yaptıkları çalışmada DP bir Diesel motor kullanmışlardır. Deneyde
kullanılan motora ortak hat püskürtme sistemi eklenmiştir. Püskürtme zamanlaması
isteğe bağlı değiştirilebilmektedir. Çalışmada yakıt pilot ve ana püskürtme olarak iki
fazda silindire püskürtülmüştür. Pilot püskürtme Diesel motorda egzoz gaz
22
emisyonlarının azaltılmasına olanak sağlamaktadır. Bu ön püskürtme özellikle NO x
emisyonlarında ve motor gürültüsünde azalmaya neden olmaktadır.
2.3.3 Püskürtme Basıncın Motor Performansı ve Egzoz Emisyonlarına Etkisi
İçten yanmalı motorlarda yanma reaksiyonlarının hızı; yanma odasına alınan dolgunun
enerji seviyesi, yoğunluğu ve ekzotermik reaksiyon oluşturan molekül çarpışmalarının
sıcaklığına bağlı olarak değişmektedir. Diesel motorlarda karışımın oluşum ve TG
süreleri benzinli motorlara göre daha uzun sürdüğünden fakir karışımlarda daha büyük
HFK ile çalışmak daha uygun olmaktadır. Püskürtme basıncı arttığında yakıtın
enjektörden çıkış hızı da artarak tanecik çapları küçülür ve taneciklerin dağılım aralığı
da azalır. Küçük çaplı taneciklerin ataleti büyük çaplı taneciklere göre daha düşük
olduğundan nüfuz derinliği daha kısa olur ve TG süresi kısalır. Ayrıca tanecikler yanma
odasının her tarafına tamamen dağılmadan yanma başlayacağı için NOx oluşumu azalır.
Püskürtme basıncı azaldığı zaman yakıt huzmesindeki taneciklerin çapı büyümekte ve
büyüyen taneciklerin ataleti de büyük olacağı için bir önceki çevrimden dolayı soğumuş
silindir cidarları ile piston çeperlerine ulaşımı kolay olur. Bu damlacıklar burada
yanmadan soğuyacağı için tam yanma gerçekleşmez. Bununla birlikte tanecik çapının
büyümesi TG süresinin uzamasına yol açar ve yanma tamamlanmadan egzoz zamanı
başlayarak tam yanma olmadan egzoz gazları dışarı atılmaktadır *49].
Yukarıda da ifade edildiği gibi Diesel motorlarda püskürtme basıncının, motor
performansı ve emisyonu üzerinde önemli etkiler vardır. Bu nedenle motor üreticileri
püskürtme basıncını arttırabilmek için yoğun araştırma ve geliştirme çalışmaları
yapmaktadırlar. 100 bar mertebelerinden başlayan basınç değerleri günümüzde
kullanılan ortak hatlı püskürtme sistemlerinde 2200 bar mertebesine yükselmiştir.
Püskürtme basıncı artıkça Diesel motorda yüksek hızlarda çalışılmaktadır.
İlkılıç (2008) [49+, yaptığı çalışmada 6 LD 400 model, tek silindirli 4 zamanlı, DP,
enjektör açılma basıncı 200 bar, olan bir Diesel motor kullanılmıştır. Araştırmacı, bu
dört zamanlı, DP, tek silindirli ve hava soğutmalı bir Diesel motorunun 150–200 ve 250
bar püskürtme basınçlarının egzoz emisyonlarına etkisi araştırmıştır. Emisyon
değişimini araştırmak için bir Diesel motorda birçok deney yapılmıştır. Deneyde egzoz
23
emisyon ürünlerini ölçmek için MRU marka ve dijital göstergeli gaz analiz cihazı
kullanılmıştır. Sonuçlar yüksek püskürtme basıncının ve yüklerde emisyonları
etkilediğini, CO2 ve NOx emisyonlarının az değişimine karşılık CO emisyonunda
düşmelerin olduğunu göstermiştir. Daha yüksek püskürtme basıncı ve motor hızında
CO, CO2 ve NOx emisyonlarının sürekli düştüğü gözlemlenmiştir.
Sekmen vd. [50+, 4 zamanlı, tek silindirli ve DP bir Diesel motorunda püskürtme basıncı
ve maksimum yakıt miktarının performans ve duman emisyonlarına etkileri deneysel
olarak araştırılmışlardır. Farklı püskürtme basıncı ve maksimum yakıt miktarı için motor
hızına bağlı olarak, tork, motor gücü, özgül yakıt tüketimi ve duman emisyonları
belirlenmiştir. Püskürtme basıncının artması ile tork ve güçte bir miktar artış, yakıt
ekonomisinde iyileşme ve duman emisyonlarında azalma gözlenmiştir. Ancak,
püskürtme basıncının belirli bir değerden daha fazla artırılması motor performansını
olumsuz etkilemiştir. Maksimum yakıt miktarının artışı tork ve güçte artış sağlarken
duman emisyonlarını ve özgül yakıt tüketimini artırmaktadır. Maksimum yakıt
miktarının %75 artışı duman koyuluğunu oldukça fazla artırmakta ve tüm motor hızları
için sınır değerin üzerine çıktığı gözlenmiştir.
Bakar vd. [51+, yakıt püskürtme basıncının motor performans ve yakıt tüketimi üzerine
etkilerini belirlemek için 180–200 bar aralığında farklı püskürtme basınçlarında
deneysel çalışma yapmışlardır. Deneyler 4 silindirli, 2 stroklu ve DP Diesel motorda
gerçekleşmiştir. Deney sonuçlarına göre püskürtme basıncı arttığında motor gücü ve
yakıt tüketiminin arttığı gözlemlenmiştir. En iyi motor performansının 220 bar
püskürtme basıncında en iyi yakıt ekonomisinin 200 bar püskürtme basıncında elde
edildiği ifade edilmiştir.
Çanakçı vd. [52], püskürtme basıncının motor performans, emisyon ve yanma
karakteristiği üzerine etkilerini belirlemek için tek silindirli, 4 stroklu, doğal emişli 200
bar püskürtme basıncında bir Diesel motorda deneysel çalışma yapmışlardır.
Deneylerde %0–%15 aralığında %5 artımlı metanol/Diesel karışımı kullanmışlardır. 180
bar, 200 bar ve 220 bar olmak üzere 3 farklı püskürtme basıncı kullanılmıştır. Deneyler
5, 10, 15 ve 20 Nm yüklerinde ve 2200 d/d sabit hızında gerçekleştirilmiştir.
24
Deney sonuçlarına göre artan metanol oranı ile fren termal verim, ısı çıkış oranı,
maksimum silindir basıncı, duman sayısı, CO ve HC emisyonları azalırken fren özgül
yakıt tüketimi, yanma verimi, NOx ve CO2 emisyonları artmaktadır. Bununla birlikte
püskürtme basıncı 180 bar’a düştüğü zaman pik silindir basıncı, ısı açığa çıkış hızı,
yanma verimi, NOx ve CO2 emisyonları azalırken duman sayısı, HC ve CO emisyonları
artmıştır. Ancak püskürtme basıncı 220 bar’a yükseldiğinde duman sayısı, HC ve CO
emisyonlarında azalma, pik silindir basıncı, ısı açığa çıkış hızı, yanma verimi, NO x ve CO2
emisyonlarında artma gözlemlenmiştir.
İçingür ve Altıparmak *53+, püskürtme basıncının ve setan sayısının motor performans
ve emisyon üzerine etkilerini belirlemek için 4 silindirli 4 stroklu Diesel motorda
deneysel çalışma gerçekleştirmişlerdir. Deney sonuçlarına göre 150 bar püskürtme
basıncında yakıtın setan sayısı 46’dan 51’e yükseltildiğinde NOx emisyonlarında %10
azalma gözlemlenmiştir. Ancak bazı motor hızlarında artan setan sayısı ile CO ve
duman emisyonları artmıştır. Püskürtme basıncı 100 bar’a düşürüldüğünde duman
seviyesi çok yüksek olmuştur. Buradan duman sayısının daha çok püskürtme basıncı ile
ilişkili olduğu ifade edilmiştir. Püskürtme basıncı 200 bar’a yükseltildiğinde NO x ve SO2
emisyon değerleri iyileşmiştir.
Pireli ve Aktaş *54+, yaptıkları çalışmada farklı karışım oranlarındaki Biodiesel ile farklı
püskürtme basınçlarının motor performansı üzerine etkilerini incelemişlerdir.
Çalışmada 4 zamanlı, tek silindirli, doğal emişli, DP, 6 LD 400 model Lombardini marka
bir Diesel motor kullanılmıştır. Tam yük-değişik hızda, hem standart basınçta (200 bar)
farklı yakıt karışımları (Diesel yakıtı, B25, B50, B100 yakıtları) ile hem de farklı
püskürtme basınçlarında (215 bar ve 230 bar) saf ticari biodiesel ile çalıştırılmış ve farklı
karışımlar ile farklı püskürtme basınçlarının motor performansına etkileri incelenmiştir.
Deneylerde standart püskürtme basıncında biodiesel yakıtı ile yaklaşık %21,76 daha
düşük güç ve %15,4 daha düşük tork gözlenmiştir. Ticari saf biodieselde püskürtme
basıncının artması ile motor momentinin %19 ve motor gücünün ise %24 arttığı, ancak
bu artış eğiliminin basınç arttıkça azaldığı gözlenmiştir. Aynı zamanda püskürtme
basıncının artması ile özgül yakıt tüketiminin %6,44 azaldığı ifade edilmiştir.
25
BÖLÜM 3
DIESEL MOTORLARDA YAKIT OLARAK BIODIESEL KULLANILMASI VE
LİTERATÜR ARAŞTIRMASI
3.1 Biodieselin Genel Özellikleri
Biodiesel, bitkisel, hayvansal veya atık yağların katalizör eşliğinde mono hidrik bir alkol
ile (metanol, etanol vb. gibi), tepkimeye sokulması sonucu elde edilen yağ asidi
zincirinin mono alkil esteri olarak tanımlanmaktadır. “Bio” kelimesi yakıtın yenilenebilir
ve biyolojik olduğunu, “Diesel” kelimesi ise Diesel motorlarda kullanılabilirliğini ifade
eder. Biodiesel üretiminde alkol olarak metil alkol kullanıyor ise metil ester, etil alkol
kullanılıyor ise etil ester kullanılan ana yağ kaynağından sonra yerini almaktadır. Ör;
kanola yağı metil esteri (KYME), soya yağı metil esteri (SYME) vb [55,56].
Biodiesel orta uzunlukta C16–C18 yağ asidi zincirlerini içeren metil veya etil ester tipi
bir yakıttır. Biodiesel ağırlık olarak %10–12 civarında oksijen içermektedir. Oksijene
zincir yapısı biodieseli, petrol kökenli Diesel yakıtından ayırmaktadır [57].
Biodieselin yakıt özellikleri, kullanılan yağın yağ asidi zincir yapısına bağlı olarak
değişmektedir. Ana yağ kaynağı yakıtın, setan sayısını, soğuk akış özelliklerini ve
oksitlenme kararlılığını belirlemektedir. Örneğin yüksek oranda doymuş bir don
yağından üretilen biodieselin donma noktası yüksek olmakta, bu da yakıtın soğuk akış
özelliklerini olumsuz olarak etkilemektedir. Bununla birlikte bir Diesel yakıtından
istenen yüksek setan sayısı don yağından üretilen biodiesel ile elde edilebilmektedir.
Biodiesel bir Diesel motorunda saf halde ve petrol kökenli Diesel yakıtı ile çeşitli
26
oranlarda karışım olarak kullanılabilmektedir. Karışımdaki biodiesel yüzdesi "BXX"
olarak ifade edilmektedir. Buradaki "XX" karışımda kullanılan biodiesel oranını
göstermektedir. Örneğin B20 oranında bir karışım, %20 biodiesel ile %80 petrol kökenli
Diesel yakıtını göstermektedir. B100 ise saf halde biodiesel kullanımını ifade
etmektedir [55].
Biodiesel, Diesel motorlarında yakıt olarak kullanıldığı gibi ısıtma amaçlı da
kullanılmaktadır. Biodiesel, Diesel yakıtına çok yakın ısıl değere, Diesel yakıtından daha
yüksek alevlenme noktasına sahiptir(>110° C). Bu özellik kullanım, taşıma ve depolama
açısından Biodieselin daha güvenli bir yakıt olmasını sağlamaktadır.
Bitkisel yağların yüksek viskoziteleri (Diesel yakıtının viskozitesinin yaklaşık 10–20 katı)
bu yağların Diesel motorlarda doğrudan yakıt olarak kullanımını engellemektedir.
Bitkisel yağlar motorlarda doğrudan kullanılması; motorda karbon birikmesi, motor
ömrünün kısalması ve yağlama yağlarının kirlenmesi gibi istenmeyen olaylara neden
olmaktadır [11, 58, 59, 60, 61]. Bitkisel yağların yakıt olarak kullanılabilmelerini
sağlamak amacı ile iki yönde çalışmalar yapılmıştır. Bunlardan ilki, bitkisel yağların yakıt
özelliklerinin iyileştirilmesi diğeri ise motoru yakıta uyarlamaktır. Yakıt özelliklerinin
iyileştirilmesi için özellikle bitkisel yağların viskozitelerinin azaltılması konusunda
çalışmalar yapılmıştır. Bitkisel yağların viskozitelerinin azaltılmasında, ısıl ve kimyasal
olmak üzere iki yöntem uygulanmaktadır. Kimyasal yöntemde kendi içinde dörde
ayrılmaktadır [62]. İyileştirme yöntemleri Şekil 3.1’de gösterilmiştir.
Şekil 3.1 Bitkisel yağların yakıt özelliklerinin iyileştirilmesi [62]
27
Bu prosesler arasında transesterleşme prosesi ise iyi ürün kalitesi ve prosesin daha
düşük sıcaklıkta gerçekleştirilmesi olmak üzere iki önemli avantaj sunmaktadır. Bununla
birlikte sadece transesterleşme prosesi ile yüksek verimle kısa sürede trigliserollerin
metil esterlerini üretmek mümkündür [55,63].
Yağların transesterifikasyonu 1800’lü yıllardan itibaren kullanılmaya başlanmıştır.
Transesterleşme, yağların kısa zincirli alkoller ile katalizör varlığında ester ve gliserol
oluşturdukları reaksiyondur. Reaksiyon için asit, baz ve enzim katalizörleri
kullanılabilmektedir [64]. Trigliserollerin alkol ile transesterifikasyonu Şekil 3.2’de
verilmiştir.
Trigliserol + Alkol
Ester + Gliserol
Şekil 3.2 Trigliserollerin alkol ile transesterifikasyonu [62]
Alkoliz reaksiyonları denge reaksiyonları olup alkol fazlası genellikle reaksiyonu ürün
lehine döndürür. Bu reaksiyon için stokiyometrik oran 3 mol alkole karşılık 1 mol yağ
olmasına karşın pratikte ürün verimini arttırmak adına stokiyometrik orandan farklı
olarak genellikle daha yüksek alkol mol oranlarında çalışılmaktadır [65,66]. Çizelge
3.1’de Diesel ve biodiesel yakıtlarının önemli fiziksel ve kimyasal özellikleri
verilmektedir.
28
Çizelge 3.1 Diesel ve biodiesel yakıtlarının önemli fiziksel ve kimyasal özellikleri [67]
Kalori
Yoğunluk
Viskozite
Setan
Parlama
Kimyasal
Değeri
(kg/dm3)
(mm2/s)
Sayısı
Noktası
Formül
(o C)
(MJ/kg)
27o C
75o C
Diesel yakıtı
43,35
0,815
4,3
1,5
47
58
C16H43
Ayçiçek yağı (AY)
39,53
0,918
58
15
37,1
220
C57H103O6
Ayçiçek yağı
40,56
0,878
10
7,5
45–52
85
C55H105O6
Pamuk yağı (PY)
39,65
0,912
50
16
48,1
210
C55H102O6
Pamuk yağı
40,58
0,874
11
7,2
45–52
70
C54H101O6
Soya yağı (SY)
39,62
0,914
65
9
37,9
230
C56H102O6
Soya yağı
39,76
0,872
11
4,3
37
69
C53H101O6
Mısır yağı
37,83
0,915
46
10,5
37,6
270–295
C55H103O6
Haşhaş yağı
38,92
0,921
56
13
-
-
C57H103O6
Kolza–00 yağı
37,62
0,914
39,5
10,5
37,6
275–290
C57H105O6
metil esteri (AYME)
metil esteri (PYME)
metil esteri (SYME)
Çizelge 3.1’den görüldüğü gibi Biodieselin ve bitkisel yağların alt ısıl değeri petrol
kaynaklı sıvı Diesel yakıtına çok yakın olduğundan bitkisel yağlar biyoyakıt üretimi için
sürekli bir potansiyel oluşturmaktadırlar. Diesel yakıtına bakıldığı zaman hacimce %20
ila 40 arasında aromatik bileşik içermektedir. Bu aromatik bileşikler PM ve NOx
emisyonlarının artmasına neden olmaktadır. Biodiesel ise genel olarak aromatik
olmayan bir yapıya sahiptir. Ayrıca biodiesel, çok düşük ya da az miktarda kükürt
içermektedirler. Biodieselin kükürt içeriğinin düşük olması sebebi ile H2SO4 emisyonları
da azalmaktadır. Diesel yakıtı ile biodiesel arasındaki kompozisyon açısından en önemli
fark biodieselin oksijen içeriğidir. Bu oksijen içeriği yakıtın enerji yoğunluğunu
düşürmesine rağmen, PM emisyonlarında azalmaya neden olmaktadır [68]. Bununla
birlikte Biodieselin setan sayısı, oksidasyon kararlılığı ve soğuk akış özellikleri gibi bazı
fiziksel değerleri yağ asidi profiline bağlıdır. Doymuşluk arttıkça setan sayısı ve
oksidasyon kararlılığı artmakta olup, soğuk akış özellikleri kötüleşmektedir.
29
3.2 Diesel ve Biodiesel Yakıt Özelliklerinin Karşılaştırılması
İçten yanmalı motorlarda mekanik enerji, yakıtın kimyasal enerjisinin yanma sonucu ısı
enerjisi ve sonuçta mekanik enerjiye dönüşümü ile elde edilir. Motorlarda kullanılan
yakıtın fiziksel ve kimyasal özellikleri yanma olayını ve açığa çıkan ısıl enerjiyi doğrudan
etkiler. Bu nedenle motorlarda, yanma olayını verimli şekilde sağlayacak yakıtlar
kullanılmalıdır. İçten yanmalı motorlarda yakıt olarak genellikle sıvı hidrokarbonlar ve
yaygın olarak da alkoller ve biodiesel kullanılmaktadır. Yaygın kullanılan Diesel yakıtı
180–370o C arası kaynama noktasına sahip değişik yapıdaki hidrokarbonların
karışımından oluşmaktadır [16].
3.2.1 Özgül Kütle
Özgül kütle, yakıtın birim hacminin kütlesidir. Diesel motorlarda uygun hava/yakıt
oranının ve iyi bir yanma sağlanabilmesi için pompa-enjektör grubu tarafından sevk
edilen yakıtın özgül kütlesi çok önemlidir. Özgül kütledeki değişim ısıl değeri
etkilemektedir. Artan yoğunluk ile aynı şartta daha yoğun bir yakıtın silindir içersine
girmesi ile yanma karakteri bozulmakta ve is emisyonları artmaktadır [69]. Diesel yakıtı
ve biodieselin yoğunluk değerleri (3.1) ve (3.2) eşitlikleri ile verilmektedir.
Diesel yakıtı
ρd=820–840 kg/m3 [70]
(3.1)
Biodiesel
ρb=860–900 kg/m3 [71]
(3.2)
3.2.2 Alevlenme Noktası ve Yanma Noktası
Alevlenme noktası, yakıt buharının açık alev ile temas ettiğinde bir an için alev yaydığı
sıcaklıktır. Alevlenmenin ilk olarak ortaya çıktığı sıcaklık belirlenir. Bu sıcaklık alevlenme
sıcaklığıdır. Eğer alevlenme en az 5 s kadar devam ediyorsa bu sıcaklığa yanma sıcaklığı
denir [16]. Diesel yakıtı ve biodieselin alevlenme ve yanma noktası (3.3) ve (3.4)
eşitlikleri ile verilmektedir.
Diesel yakıtı en az 55o C [70]
(3.3)
Biodiesel en az 101o C [71]
(3.4)
30
3.2.3 Viskozite
Viskozite, sıvıların akmaya karşı dirençlerinin ve iç sürtünmelerinin bir ölçüsüdür.
Viskozite, içten yanmalı motorlarda ideal yakıt-hava karışımının elde edilmesini ve
buna bağlı olarak silindirler içinde iyi bir atomizasyon sağlanmasını ve dolayısıyla
verimli yanma elde edilmesini sağlar. Viskozite küçüldükçe enjektörlerden silindirlere
gönderilen yakıt daha küçük zerrelere ayrılır ve hava ile homojen bir karışım
oluşturarak daha düzgün bir yanmanın sağlanması gerçekleşmektedir [16,72]. Diesel
yakıtı ve biodieselin viskozite değerleri (3.5) ve (3.6) eşitlikleri ile verilmektedir.
Diesel yakıtı (40o C) νd =2,00–4,50 mm2/s [70]
(3.5)
Biodiesel (40o C)
(3.6)
νb = 43,50–5,00 mm2/s [71]
3.2.4 Akma ve Bulutlanma Noktası
Akma noktası, numunenin, belirlenmiş standart şartlar altında soğutuluyor iken
akıcılığını devam ettirdiği en düşük sıcaklığı ifade, bulutlanma noktası ise deney
numunesinin
belirlenmiş
standart
şartlar
altında
soğutulduğunda
parafin
kristallerinden oluşan bir sisin gözlendiği ilk sıcaklığı ifade eder. Diesel yakıtının akma
noktasının yüksek olması ve yakıtın soğuk havalarda depodan püskürtme sistemine ve
enjektöre iletilememesi motorun çalışmasını engeller. Özellikle soğuk bölgelerde
çalışan Diesel motorlarında yakıtın akma noktasını düşürmek için içerisine belirli
oranlarda gaz yağı ve değişik kimyasal maddeler eklenmektedir[16].
Biodiesel üretiminde özellikle ucuz maliyeti sebebi ile kullanılan hayvansal yağlar ve
kızartma yağları, fazla miktarda doymuş yağ asitleri içerdiği için, çok yüksek
sıcaklıklarda kristalize olurlar. Bu nedenle, biodiesel kalitesine yönelik yapılan
analizlerde; akma ve bulutlanma noktaları tayinleri ve Soğuk Filtre Tıkanma Noktası
değerleri Uluslararası Standartlarda yer almaktadır [73]. Diesel yakıtının soğuk fitre
tıkanma noktası (3.7) ve biodieselin akma noktası (3.18) eşitliği ile verilmektedir.
Diesel yakıtı soğuk filtre tıkanma noktası -15 ile +5 arasında [70].
(3.7)
Biodieselin akma noktası ise maksimum 00 C [71] .
(3.8)
31
3.2.5 Setan Sayısı
Setan sayısı, silindirler içerisine püskürtülen Diesel yakıtının kendi kendine tutuşma
kabiliyetini gösteren bir ölçüdür. Diesel motorda yakıt/hava karışımının sıkıştırma sonu
basınç ve sıcaklıklarında kendi kendine tutuşabilmesi için Diesel yakıtlarının tutuşma
meyillerinin yüksek olması istenir. Tutuşma meylinin düşük, yani TG süresinin büyük
olması durumunda TG süresince yanma odasında biriken ve ani yanan yakıt miktarı da
artacağından yanma sıcaklıkları artarak NOx emisyonları artar ve mekanik zorlamalara
neden olan yüksek basınçlar Diesel vuruntusunu ortaya çıkar [16,72]. Diesel yakıtı ve
biodieselin setan sayıları en az 51’dir [70,71].
3.2.6 Isıl Değer
Yakıtın ısıl değeri genellikle birim kütlesinin enerjisi (kJ/kg) olarak ifade edilmektedir.
Bununla birlikte yanma sonucu oluşan ürünlerin, yanma öncesi referans bir sıcaklığa
göre toplam entalpilerinin yakıt kütlesine bölünmesiyle elde edilen değere de ısıl
değeri denir. Motorlardaki yanma sonu sıcaklıklarında su her zaman buhar olarak
bulunduğundan, ısıl değer alt ısıl değer olarak verilmelidir [16]. Diesel yakıtı ve
biodieselin alt ısıl değerleri (3.9) ve (3.10) eşitlikleri ile verilmektedir.
Diesel yakıtı Hud=2000–44000 kJ/kg
Biodiesel
(3.9)
Hub = Dieselden %5 civarında daha düşük
(3.10)
3.2.7 Yakıtın Yüzey Gerilimi
Yüzey gerilimi, enjektörden püskürtülen yakıt demetinin parçalanmasında etkili olan bir
özelliktir. Yakıtın yüzey gerilimi yoğunlukla artar, sıcaklıkla azalır. Yakıtın yüzey gerilimi
azaldıkça, parçalanma iyileşmekte ve damlacık küçülmektedir [16]. Diesel yakıtı ve
biodieselin yüzey gerilim değerleri (3.11) ve (3.12) eşitlikleri ile verilmektedir.
Diesel yakıtı ςd=0,023–0,032 N/m
(3.11)
Biodiesel ςb = 0,3–0,4 N/m
(3.12)
32
3.2.8 Yakıtın Yapısal Bileşimi
Sıvı hidrokarbonlar CnHm şeklinde hidrojen ve karbondan oluşmuş, bünyelerinde az
miktarda O2, N2, S, H2O ve bazı mineralleri bulunduran ham petrol türevleridir.
Hidrokarbonların fiziksel ve kimyasal özellikleri, hidrojen ve karbon atomlarının sayıları
ve bağlantı şekilleri ile belirlenmektedir. Diesel yakıtı, parafinik, naftenik, olefinik ve
aromatik hidrokarbonlardan oluşmaktadır [16]. Biodiesel ise içeriğinde %10
mertebelerinde oksijen içeren ve yağların alkol ile transesterifikasyonu sonucu oluşan
yağ asidi metil esterleridir (CnHmOx).
Çizelge 3.2 Diesel yakıtı ve biodiesel özelliklerinin karşılaştırılması [62]
Yakıt Özellikleri
Birim
Sınır Değerler
En az-En fazla
Kapalı Formül
Molekül Ağırlığı
Alt Isıl Değer
Özgül Ağırlığı 15°C
Kinematik Viskozite (40°C)
Tutuşma Noktası
Kükürt İçeriği
Tutuşma Katsayısı
Kül
Su Miktarı
g/mol
MJ/kg
kg/L
mm2/s
°C
% Kütlesel
Setan Sayısı
% Kütlesel
mg/kg
0,875–0,90
2–4,5
55..-0,05
49..-0,01
..-200
Biodiesel
Diesel Yakıtı
C19H35,2O2
C12,226H23,29
S0,0575
120–320
42,7
0,82–0,86
2,5–3,5
>55
<0.05
49–55
<0.01
<200
296
37,1
0,87–0,88
4,3
>100
<0.01
>55
<0.01
<300
3.3 Bitkisel Yağlar ve Biodiesel Kullanımı ile İlgili Literatürde Yapılmış Deneysel
Çalışmalar
Biodieselin oksijen içeriği yüksek olduğu için yanma odasında gerekli oksijeni
sağlayarak, HC, CO ve is emisyonlarında önemli azalmalar sağlamaktadır. Özellikle
biodieselde aromatik bileşiklerin (benzen, tolüen vb.) olmaması ve kükürt miktarının
çok az olması sebebi ile is ve PM emisyonları azalmaktadır. PM, elementel karbon (≈
%31), kükürt ve nem (≈%14), yanmamış yakıt (≈%7), yanmamış yağlama yağı (≈%40)
içerir ve kalan kısım ise metaller ve diğer maddeler olabilir.
Literatürde yapılmış deneysel çalışmalar incelendiğinde biodiesel ve karışımlarının
kullanımı ile HC, CO ve is emisyonlarında önemli azalmalar olmuş, NOx emisyonlarında
33
ise %5–20 oranında bir artış olmuştur. Ayrıca bazı çalışmalarda biodiesel kullanımı ile
NOx emisyonunda bir değişim olmadığı veya Diesel yakıtına göre daha düşük olduğu
raporlanmıştır. Bununla birlikte biodiesel yakıtlarının yanması sonucu ortaya çıkan CO
yeterli oksijen varlığında CO2’ye dönüşerek Diesel yakıtından yaklaşık %50 daha azdır
[74]. Şekil 3.3’te Biodiesel-Diesel yakıt karışım miktarlarına göre emisyon değerleri
verilmektedir.
Şekil 3.3 Biodiesel-Diesel yakıt karışım miktarlarına göre emisyon değerleri [75]
Bitkisel yağlarla ilgili yapılmış olan çalışmalara bakıldığında Diesel motorlarda hiç bir
değişiklik yapılmamıştır. Bitkisel yağlarla Diesel yakıtı arasında özgül ağırlık ile alt ısıl
değeri arasında fazla fark bulunmamasına rağmen kinematik viskoziteleri oldukça
farklıdır. Bitkisel yağların viskoziteleri Diesel yakıtınınkinden yaklaşık 10–20 kat daha
fazladır [76,77].
Bitkisel veya atık bitkisel yağlar Diesel motorlarda genelde iki farklı şekilde
kullanılabilmektedir. Birincisi, bitkisel veya atık bitkisel yağların saf halde veya çeşitli
oranlarda Diesel yakıtı ile karıştırılarak Diesel motorda herhangi bir değişiklik
yapılmadan direkt olarak kullanılmasıdır. Atık bitkisel yağların direkt kullanılabilmesi
için yağın içerisindeki su ve yabancı maddeler ayrıştırılmaktadır [65]. Birçok araştırmacı
yapmış oldukları çalışmalarda bitkisel yağların Diesel motorda uzun süreli olarak
kullanılması durumunda enjektörlerde karbon birikimi, yanma odası duvarlarında
yapışkan maddelerin oluşmasından dolayı segmanlarda sıkışma, yağlama yağının
34
kalınlaşması gibi problemlerin meydana getirdiğini ifade etmiştir. Bu problemler temel
sebebi olarak bitkisel yağın yüksek viskozitesi ve uçuculuğunun düşük olması
gösterilmiştir [56, 78, 79]. Yapılmış olan çalışmalar incelendiğinde bitkisel yağın yüksek
viskozitesi, düşük uçuculuğu, yüksek kaynama noktası gibi özellikleri Diesel motorların,
yakıt püskürtme sistemini olumsuz yönde etkilediği anlaşılmıştır. Özellikle, püskürtme
açısının küçülmesi (azalan atomizasyon) ile artan penetrasyon, yanma veriminin
düşmesine neden olmaktadır.
Bitkisel veya atık bitkisel yağların Diesel motorlarda ikinci kullanım şekli bu yağların
esterlerine dönüştürerek kullanılmasıdır. Biodiesel ile yapılan çalışmalarda biodiesel ve
Diesel yakıtının performansları birbirlerine yakın çıkarken, biodiesel kullanımında özgül
yakıt tüketimi artmıştır. Buna sebep olarak biodieselin ısıl değerinin Diesel yakıtından
daha düşük olması gösterilmiştir. Bazı çalışmalarda bunun tam tersi sonuçlar da elde
edilmiştir [80,81].
Senatore vd. [82], KYME)ve Diesel yakıtlarının egzoz emisyonları üzerine etkisini
incelemişlerdir. Araştırmacılar çalışmalarında 1929 cm3 hacminde ara soğutucu ve EGR
sistemine sahip DP Diesel motoru kullanmışlardır. Bu çalışmada stokiyometrik oranın
önemi vurgulanmıştır. Biodieselin stokiyometrik oranının 12,6, Diesel yakıtının 14,6
olduğu ifade edilmiştir. Farklı eşdeğerlik (φ) oranlarında B100 ve Diesel yakıtı için
deneysel ölçümler yapılmıştır. B100 kullanıldığında CO ve is emisyon değerleri Diesel
yakıtına göre azalmış, ancak φ oranı düştükçe yük arttığından CO ve is değeri artmıştır.
B100 kullanıldığında özellikle yüksek yüklerde NOx emisyonları da artmıştır. Yarı
yüklemede %20’ye kadar artma gözlenmiştir. Biodiesel kullanıldığında Diesel yakıtına
göre daha erken püskürtülmeye başlanmıştır. Böylece püskürtme basıncında daha
erken yüksek basınçlara ulaşılarak daha erken silindir içi püskürtme olmaktadır. Bunun
sebebi olarak biodieselin elastisite modülü ve yoğunluğu olarak ifade edilmiştir. NOx
emisyon artışının sebebi olarak Biodieselin oksijen içeriği, daha yüksek silindir içi
sıcaklıklara ulaşılması ve maksimum ısı çıkışının Diesel yakıtına göre ÜÖN’ ya göre 3–5o
KMA avans ile olduğu şeklinde ifade edilmiştir.
Kalam vd. [83], çeşitli oranlardaki (%10–20–30–40–50 ve %100) hindistancevizi yağını
Diesel yakıtı ile karıştırarak, karışımların motor performans ve emisyon karakteristikleri
35
üzerine etkisini incelemişlerdir. Deneylerde dört silindirli, ön yanma odalı Isuzu 4FB1
model bir Diesel motoru kullanmışlardır. Emisyon ölçümleri MEXA 9100D cihazı ile
yapılmıştır. Deneyler yarı yükte 800–3200 d/d aralıklarında ölçülmüştür. Her karışım
için maksimum güç 1600 d/d’da elde edilmiştir. Deneylerin sonucunda, karışımların
Diesel yakıtı ile benzer efektif güç ürettiği ancak en yüksek gücün ve ısı çıkışının %30
karışımda elde edildiği gözlenmiştir. Özgül yakıt tüketimlerinin ise daha fazla olduğunu
ifade etmişlerdir. Araştırmacılar, enjektör deliklerinde ciddi bir karbon birikimine
rastlamamışlardır. Emisyon deneylerinde CO, PM, HC emisyon değerinde yakıtın
oksijen içeriğinin yüksek olmasından dolayı yanmanın iyileşerek azaldığı gözlenmiştir.
%50 hindistancevizi yağı oranında NOx emisyonlarında %8,42 azalma, CO2 emisyon
değerlerinde ise artış gözlenmiştir.
Çetinkaya vd. [84] kullanılmış kızartma yağından üretilmiş biodiesel yakıtını 4 silindirli,
4 stroklu Diesel motorunda kullanmışlardır. Yaptıkları çalışmada biodieselin motor
performans ve egzoz emisyon değerleri Diesel yakıtı ile karşılaştırmıştır. Deney
sonuçlarına göre biodiesel kullanıldığında CO, HC ve partikül emisyonlarında sırasıyla %
8,59, %30,66 ve % 63,33 azalma gözlenirken, CO2 ve NOx emisyonlarında sırasıyla %
2,62 ve % 5,03 artış gözlenmiştir. Ayrıca biodiesel kullanıldığında performans açısından
değerlendirildiğinde teker kuvvetinde %3,35 ve teker gücünde %2,03 azalma olduğu
ifade edilmiştir. Kızartma yağından üretilmiş biodiesel yakıtı 4 silindirli, 4 stroklu ve DP
Diesel motor ile tahrik edilmiş Renault Megane model taşıtta yakıt olarak
kullanmılmıştır. Çalışmada bu araç şehir içi ve şehir dışı şartlarında 7500 km yol
yapmıştır. Biodiesel kullanımında 2 numara Diesel yakıtına göre motor gücünde ve
torkunda %3–5 civarında azalma gözlenmiştir. Ayrıca ilk aşamada biodiesel
kullanımında soğuk ortam şartı ve yetersiz yanma sebebiyle enjektörlerde
karbonizasyon gözlenmiştir. İkinci aşlamada biodieselin viskozitesi azaldığı için
enjektörler daha temiz olmuştur. Ayrıca silindirlerde ve pistonlarda kurumlanma
gözlenmemiştir.
Di vd. [85], yaptıkları çalışmada atık yemeklik yağlardan üretilen biodiesel için farklı
karışım oranlarının düzenlenmiş ve düzenlenmemiş egzoz emisyonları üzerine etkilerini
incelemişlerdir. Deney sonuçları çok düşük kükürtlü Diesel yakıtı sonuçları ile
36
karşılaştırılmıştır. Deneyler doğal emişli, su soğutmalı, 4 silindirli DP Diesel motorda
gerçekleştirilmiştir. Deneylerde çok düşük kükürtlü Diesel yakıtı, %2, %4, %6 ve %8
oksijen içeren hacimsel olarak %19,6, %39,4, %59,4 ve %79,6 biodiesel içeren 4 farklı
karışım kullanılmıştır. Deney sonuçlarında özgül yakıt tüketiminin, termal verimin, NO
ve NO2 emisyonlarının arttığı, CO ve HC emisyonlarının ise azaldığı gözlenmiştir.
Bununla birlikte yüksek yüklerde duman yoğunluğu ve PM konsantrasyonu azalmıştır.
Düzenlenmemiş egzoz emisyonlarına bakıldığında formaldehit, 1–3 bütadien, tolüen ve
ksilen azalırken, asetaldehit ve benzen emisyonlarında artış gözlenmiştir.
Alpgiray ve Gürhan [86], kanola yağı ve KYME’nin Diesel motor performansına ve
emisyon
karakteristiklerine
etkilerini
belirlemek
için
çalışma
yapmışlardır.
Çalışmalarında, 5,5 kW gücünde 4 zamanlı DP Diesel motor kullanılmıştır.
Çalışmalarında öncelikli olarak kanola yağı Diesel yakıtına hacimsel olarak %20, %40, %
60 ve %80 oranlarında karıştırılarak seyreltilmiş, daha sonra emisyon ve motor
deneyleri yapılmıştır. Devamında transesterifikasyon yöntemi ile KYME üretilerek yine
emisyon ve motor deneyleri gerçekleştirilmiştir.
Kanola yağı kullanımı ile motor torku ve gücünde Diesel yakıtına göre düşüşler
gözlenmiş, KYME kullanımı ile tork ve güç değerinin ham kanola yağlarına oranla daha
yüksek olduğu ve Diesel yakıtına daha yakın olduğu saptanmıştır. Tam yanmanın
gerçekleşememesi nedeniyle karışımların içerdiği yağ oranlarına bağlı olarak, egzoz gazı
içerisinde bulunan O2 miktarının bir miktar arttığı ve CO2 emisyonunda düşüş, devir
sayısına ve karışım içerisindeki yağ oranının artmasına bağlı olarak CO miktarının doğru
orantılı bir şekilde azaldığı gözlenmiştir. Ayrıca, KYME ve karışımlı yakıtların ısıl
değerleri düşük olduğu için egzoz gazı sıcaklıkları Diesel yakıtına göre düşük çıkmıştır.
NOx emisyonlarında en yüksek değer %80 kanola yağı + %20 Diesel yakıtı kullanımında
görülmüştür. Karışımdaki yağ oranı arttıkça NOx emisyonlarında artış gözlenmiştir.
Altun ve Öner [87], yaptıkları çalışmada sussam yağını Lombardini marka 6 LD 400
model tek silindirli dört zamanlı, DP ve hava soğutmalı bir Diesel motorunda yakıt
olarak kullanılmışlar ve motor performansı ve motor elemanları üzerindeki etkilerini
incelemişlerdir. Çalışmalarında yakıt olarak %75 susam yağı ve %25 Diesel yakıtı
karışımını kullanılmıştır. Deneylerde %75 susam yağı karışımı yakıt olarak
37
kullanıldığında, motor düzensiz, sarsıntılı ve sesli çalıştığını gözlenmiştir. Bunun sebebi
olarak yanma ve yakıt pülverizasyonunu olumsuz etkileyen susam yağının yüksek
viskozitesi ve parlama noktası gösterilmiştir. Ancak yakıt püskürtme basıncının
arttırılması durumunda motor momentinde artma olduğu, motorun normal çalıştığı ve
Diesel yakıtına yakın performans değerleri elde edildiği gözlenmiştir. Saf Diesel yakıtı
kullanıldığında elde edilen tork değerlerinin %75 susam yağı karışımı kullanıldığında
elde edilen tork değerlerinden yüksek olduğu ifade edilmiştir. Bunun sebebi olarak
Diesel yakıtının alt ısıl değerinin susam yağına göre daha yüksek olduğu şeklinde
açıklanmıştır. Güç açısından değerlendirildiğinde saf Diesel yakıtı kullanımından elde
edilen güç değerlerinin, karışım yakıt kullanımından elde edilen güç değerlerinden
yüksek olduğu gözlenmiştir. Yine özgül yakıt tüketimi açısından değerlendirildiğinde
%75 susam yağı karışımının özgül yakıt tüketiminin daha yüksek olduğu gözlenmiştir.
Yakıt püskürtme basıncı artırılarak tekrar kullanılan %75 susam yağı karışımının Diesel
yakıtına yakın güç değerleri vermesine rağmen özgül yakıt tüketimi Diesel yakıtına göre
fazla çıktığı gözlenmiştir. Ayrıca motor söküldüğünde, supapların tabla ile sap kısmının
birleştiği yerde, özellikle egzoz supabın da çok fazla is ve kurum olduğu gözlenmiştir.
Yine piston, yanma odası ve segman yuvalarında da normalden fazla is ve kurum
oluştuğu ifade edilmiştir.
Kılıçkan vd. [88], yaptıkları çalışmada pamuk yağının küçük güçlü bir Diesel motorda
performans ve emisyonlara etkilerini belirlemişlerdir. Çalışmalarında DP, 5,5 kW
gücünde 4 zamanlı bir LDA 450 model Diesel motoru kullanmışlardır. Yakıt olarak %10,
%20, %30, %40 ve %50 oranlarda pamuk karışımları ve transesterifikasyon yöntemi ile
edilen pamuk yağı etil esteri (PYEE) ve pamuk yağı metil esterleri (PYME) kullanılmıştır.
Deneylerde motor hızına bağlı olarak, tork, yakıt tüketimleri ve emisyon değerleri
ölçülmüştür. Deney sonuçlarına göre en yüksek tork değerlerine Diesel yakıtı
kullanıldığında elde edilmiştir. Diesel yakıtına her %10’luk pamuk yağı’na karşılık %5’lik
bir tork düşüşü olduğu gözlenmiştir. PYEE ile PYME arasında herhangi bir değişim
görülmezken, bu ester yakıtların Diesel yakıtından ise yaklaşık %9 daha az bir torka
sahip olduğu gözlenmiştir. Diesel yakıtına her %10’luk pamuk yağı’na karşılık güçte az
bir azalma olmakla beraber, bu düşüş %7–9 mertebelerinde olmuştur. Yakıt tüketimi
38
açısından ele alındığında Diesel yakıtı en düşük özgül yakıt tüketimine sahip olmuştur.
Her %10’luk yağ oranı artışına karşılık özgül yakıt tüketimlerinde yaklaşık %3 ile %10
oranında bir artış meydana geldiği ifade edilmiştir.
Emisyonlar karşılaştırıldığında karışım içerisindeki yağ oranının artmasıyla CO miktarı
da doğru orantılı bir şekilde azalmıştır. Pamuk yağı alkil esterlerinde ise benzer bir
durum söz konusu olup, Diesel yakıtına benzer özellikler göstermişlerdir. Karışımlı
yakıtların ve alkil ester yakıtların CO2 değerleri ise Diesel yakıtından daha düşük çıktığı
gözlenmiştir. Pamuk yağı ile yapılan deneylerde duman koyuluğunun Diesel yakıtına
göre daha yüksek olduğu, fakat PYME kullanımı ile duman yoğunluğu ham bitkisel
yağlara oranla daha düşük olduğu belirlenmiştir. Ayrıca NOx emisyonlarının pamuk yağı
kullanıldığında önemli ölçüde azaldığı, PYME kullanıldığında ise ham pamuk yağlarına
oranla NOx emisyonlarında kısmen artış olduğu gözlenmiştir.
Keskin vd. [89], yaptıkları çalışmada tek silindirli DP bir Diesel motorunda don yağından
üretilen biodieselin Diesel yakıtı ile %90 oranındaki karışımının motor performans ve
emisyonlarına etkisini incelemişlerdir. Deney sonuçlarına göre B90 kullanımı ile tork ve
güç değerlerinde sırasıyla %2,99 ve %2,94’e civarında azalma, özgül yakıt tüketimi
değerlerinde ortalama %7,63 oranında artış gözlenmiştir. Emisyonlar incelendiğinde
B90 kullanımı ile CO emisyonu değerlerinde %35,44, duman emisyonlarında ise %13,27
civarında azalmalar gözlenmiştir. Bununla birlikte NOx emisyonlarında ise %13,29
civarında artışlar gözlenmiştir.
Sekmen [90], tarafından yapılan çalışmada keten tohumu ve karpuz çekirdeklerinden
üretilen biodiesel Diesel yakıtı ile hacimsel olarak %2 oranında karıştırılarak DP bir
Diesel motorunda performans ve egzoz emisyonlarına etkileri deneysel olarak
incelenmiştir. Biodiesel karışımlarının kullanımı ile Diesel yakıtına göre motor torku ve
gücünde %2–5 arasında azalma gözlenmiştir. Diesel yakıtına karpuz çekirdeği ve keten
tohumu yağı metil esteri ilave edilmesi ile özgül yakıt tüketiminde sırasıyla ortalama %7
ve %3 oranında artış gözlenmiştir. Emisyonlar değerlendirildiğinde ise Biodiesel
karışımları ile CO, HC ve duman emisyonlarında azalma, NOx emisyonlarında ise artma
gözlenmiştir.
39
Altıparmak vd. [91], yaptıkları çalışmada fındık yağı metil esterinin (FYME) tek silindirli
DP Diesel motorunda performans ve emisyonunu incelemişlerdir. Deneyler 1800–3200
d/d arasında tam yükte gerçekleştirilmiştir. Deney sonuçlarına bakıldığında, FYME ile
elde edilen motor performans değerlerinin Diesel yakıtı değerlerine yakın olduğu
gözlenmiştir. Güç ve tork değerleri incelendiğinde ortalama sırasıyla %3,22 ve % %3,1
azalmış, özgül yakıt tüketimi ise %9,24 artmıştır. Bunun sebebi olarak fındık yağı metil
esterinin ısıl değerinin düşük olmasından ve yoğunluğun yüksek olması ifade edilmiştir.
CO emisyonlarında ve ışık absorbsiyon katsayısında sırasıyla %48,74 ve % 66,7’ye kadar
düşme gözlenmiştir.
Eliçin ve Erdoğan [92], yaptıkları çalışmada fındık yağının küçük güçlü bir Diesel
motorda performans ve emisyonlara etkilerini incelemişlerdir. Çalışmalarında DP, 5,5
kW gücünde 4 zamanlı bir LDA 450 model Diesel motoru kullanmışlardır. Yakıt olarak
%10, %20, %30, %40 ve %50 oranlarda fındık yağı karışımları ve transesterifikasyon
yöntemi ile edilen fındık yağı etil esteri (FYEE) ve FYME kullanılmıştır. Deneylerde
motor hızına bağlı olarak, tork, yakıt tüketimleri ve emisyon değerleri ölçülmüştür.
Deney sonuçlarına göre en yüksek tork değerlerine Diesel yakıtı kullanıldığında elde
edilmiştir. Diesel yakıtına her %10’luk fındık yağı’na karşılık %5’lik bir tork düşüşü
olduğu gözlenmiştir. FYEE ile FYME arasında herhangi bir değişim görülmezken, bu
ester yakıtların Diesel yakıtından ise yaklaşık %5 daha az bir torka sahip olduğu
gözlenmiştir. Diesel yakıtına her %10’luk fındık yağı’na karşılık güçte az bir azalma
olmakla beraber, bu düşüş %3 mertebelerinde olmuştur. FYEE ile FYME arasında
herhangi bir değişim görülmemekte ve fındık yağı alkil esterleri, Diesel yakıtından
yaklaşık olarak %6 daha düşük güç elde edilmesine neden olduğu ifade edilmiştir.
Yakıt tüketimi açısından ele alındığında Diesel yakıtı en düşük özgül yakıt tüketimine
sahip olmuştur. Her %10’luk yağ oranı artışına karşılık özgül yakıt tüketimlerinde
yaklaşık %5 oranında bir artış meydana geldiği ifade edilmiştir. Buna karşılık FYEE’nin,
Diesel yakıtından %11, FYME’nin ise Diesel yakıtından %6 daha fazla saatlik yakıt
tüketimine sahip olduğu gözlenmiştir.
Emisyonlar karşılaştırıldığında karışım içerisindeki yağ oranının artmasıyla CO miktarı
da doğru orantılı bir şekilde azalmıştır. Fındık yağı alkil esterlerinde ise benzer bir
40
durum söz konusu olup, Diesel yakıtına benzer özellikler göstermişlerdir. Karışımlı
yakıtların ve alkil ester yakıtların CO2 değerleri ise Diesel yakıtından daha düşük çıktığı
gözlenmiştir. Fındık yağı ile yapılan deneylerde duman koyuluğunun Diesel yakıtına
göre daha yüksek olduğu, fakat FYME’nin kullanımı ile duman yoğunluğu ham bitkisel
yağlara oranla daha düşük olduğu belirlenmiştir. Ayrıca NOx emisyonlarının fındık yağı
kullanıldığında önemli ölçüde azaldığı, FYME kullanıldığında ise ham fındık yağlarına
oranla NOx emisyonlarında kısmen artış olduğu gözlenmiştir.
Alfuso vd. [93], DP 4 silindirli motorda yaptıkları çalışmada KYME’nin motor
performans ve emisyon üzerindeki etkilerini belirlemek için 3 farklı deney
gerçekleştirmişlerdir. Deney sonuçları Diesel yakıtı ile karşılaştırılmıştır. Deneylerden
ilki 2 yakıt için aynı dinamik püskürtme zamanında (12o ÜÖN) Avrupa 13 Nokta Testi,
diğeri NOx ve PM emisyonlarını belirlemek amacıyla iki yakıt için 2200 d/d ve tam yük
testi, üçüncüsü ise EGR (%4 ve %9 EGR) testidir. Deneylerde göre aynı püskürtme
zamanında KYME kullanıldığı zaman NOx emisyonlarında artma, HC, CO ve duman
emisyonlarında azalma gözlenmiştir. Geçiş çevrimlerinde ise PM emisyonlarında
püskürtme zamanına bağlı olarak artma gözlenmiştir.
Senatore vd. [82], yaptıkları çalışmada kanola yağından üretilen biodieselin motor
emisyon ve performansı üzerine etkilerini incelemişlerdir. Deney motoru olarak 1929
cm3 DP ara soğutucu ve EGR sistemine sahip turboşarjlı Diesel motor kullanılmıştır.
Deneylerde biodiesel kullanıldığında Diesel yakıtı ile aynı φ oranında motor
performansında (tork ve güç) %20–25 civarında azalma gözlenmiştir. Ancak bağıl φ
oranına göre karşılaştırıldığında ciddi bir değişim gözlenmemiştir. Özgül yakıt
tüketiminde de aynı durum geçerli olmuştur. Biodiesel kullanımında CO emisyonlarında
ve duman emisyonlarında azalma ancak yük arttıkça CO emisyonlarında ve duman
olarak ölçülen C partiküllerinde artış gözlenmiştir. Kısmi yük durumlarında NO x
emisyonlarında %20’ye kadar bir artış gözlenmiştir. Biodiesel kullanımında ısı açığa
çıkışı Diesel yakıtına göre 3-5o KMA daha erken olmuştur. Bu nedenle silindir içi
sıcaklıklar artarak NOx emisyonlarında artış gözlendiği ifade edilmiştir.
Senatore vd. [94] B100, B25 ve Diesel yakıtlarının performans ve egzoz emisyonları
üzerine etkisini incelemişlerdir. Çalışmada kullanılan biodiesel kanola yağından
41
üretilmiştir. Deneylerde kullanılan motor 1910 cm3 hacminde EURO IV Ortak hatlı
Diesel motorudur. Araştırmacılar bu çalışmada motor performansını ve emisyon
değerlerini optimize etmeye çalışmışlardır. Bu amaçla elektronik kontrol ünitesi
kullanılmıştır. B100 kullanıldığında biodieselin alt ısıl değeri Diesel yakıtından daha
düşük olduğundan motor performansı azalmıştır. Motorun performansını iyileştirmek
için çevrim başına püskürtülen yakıt miktarı arttırılmış ve püskürtme zamanı
değiştirilmiştir. Böylece Diesel yakıtı ile yakın güç ve tork değerleri elde edilmiştir.
Ancak bu durumda yakıt tüketiminin arttığı gözlemlenmiştir. Egzoz emisyon değerleri
farklı yükleme ve hızlarda optimize edilmiştir. B100 kullanıldığında 1500 d/d’da CO
emisyonları azalırken NOx emisyonların arttığı gözlenmiştir. Elektronik kontrol ünitesi
optimize edilip EGR miktarı arttırıldığında NOx azalmakta, püskürtme avansı
geciktirildiğinde ise CO emisyonları artmaktadır. Püskürtme avansı geciktirildiğince CO
emisyon değeri artış gösterse de yine de Diesel yakıtı seviyelerine göre daha az
olmuştur. Böylece emisyon seviyeleri Diesel yakıtına yakın olmuştur. Motor hızı 3000
d/d olduğunda ise B100 kullanıldığında CO ve NOx emisyon değerleri Diesel yakıtına
göre daha düşük olmuştur. Bu durumda elektronik kontrol ünitesi optimizasyonuna
gerek kalmamıştır. Ancak daha düşük NOx seviyeleri için optimizasyon yapılmıştır. 1500
d/d’da B25 kullanıldığında ise NOx seviyeleri Diesel yakıtına göre daha yüksek CO
seviyeleri daha düşük çıkmıştır. 2000 d/d’da elektronik kontrol ünitesi optimizasyonu
olup EGR uygulandığında NOx emisyonları azalmıştır. Araştırmacılar bu çalışmada EGR
ve püskürtme avansı ile CO ve NOx seviyelerini optimize etmişlerdir.
Kawano vd. [95], %100 , %5, %20 ve % 80 oranlarında KYME ile 2 numaralı Diesel yakıtı
karışımlarının egzoz emisyonları üzerine etkisini incelemişlerdir. Araştırmacılar,
çalışmalarında 4 silindirli, silindir hacmi 4 lt olan ara soğutuculu turbo motor
kullanmışlardır. Motorda Diesel partikül-NOx azaltım sistemi bulunmaktadır. Emisyon
değerleri Horiba MEXA-7100EGR cihazı ile ölçülmüştür. Araştırmacılar yaptıkları
deneyler sonucunda biodieselin yüzdesindeki artışla eş orantılı olarak NOx emisyonun
da arttığını raporlamışlardır. B5 ve B20 oranlarında PM emisyonları azalma gösterirken
B80 ve B100 emisyonlarında Diesel yakıtına göre artma olmuştur. Ancak motor
çıkındaki CO ve HC emisyonlarında azalma olduğu gözlenmiştir. B5 kullanıldığında
42
motor çıkış CO değerlerinin %50 azaldığı ifade edilmiştir. Bununla birlikte biodieselin
içindeki oksijen içeriği sebebiyle düşük biodiesel oranlarında (B5) bile is emisyonlarında
%15 azalma gözlenmiştir.
Veltman vd. [96], B100, B20 ve 2 numaralı Diesel yakıtlarının egzoz emisyonları üzerine
etkisini incelemişlerdir. Çalışmalarında John Deere 4045 HF475 4-silindirli DP motor ve
farklı karışım oranlarında SYME kullanarak EGR, püskürtme basıncı ve karışım
oranlarının etkileri incelenmiştir. Emisyon ölçümleri HORIBA MEXA 7100 DEGR cihazı
ile yapılmıştır. Duman sayısı ise AVL 415S cihazı ile ölçülmüştür. Silindir basıncı ise 6125
B piezoelektrik basınç sensörü ile ölçülmüştür. Maksimum %33 oranında EGR
uygulanmıştır.
%0 EGR ve 150 MPa şartlarında B20 ve B100 için NOx emisyonlarında sırayla %21 ve
%43 artış, PM emisyonlarında ise sırayla %7 ve %63 azalma gözlenmiştir. Püskürtme
basıncı 180 MPa olduğunda ise B20 için NOx değeri %20, B100 için %45 arttığı ifade
edilmiştir. PM emisyonlarında ise sırayla %13 ve %59 azalma olmuştur.
B20 için CO emisyonlarında ciddi bir değişim olmamıştır. Ancak B100 için CO
emisyonlarında artma gözlenmiştir. Bu artış püskürtme zamanı geciktirildiğinde
artmıştır. 180 MPa püskürtme şartında B20 ve 2 numaralı Diesel yakıtının HC emisyon
değerleri aynı çıkmıştır. Ancak B100 kullanıldığında ve püskürtme avansı ÜÖN’dan 5o
KMA önce olduğunda HC emisyonları artmıştır. Bunun sebebi olarak yanmanın
tamamlanmaması olduğu ifade edilmiştir. Her iki püskürtme basıncında B20 yakıtı için
yakıt tüketiminde %4,5 ve B100 için %21 arttığı gözlenmiştir.
%30 EGR uygulandığında her 3 çeşit yakıt için her iki püskürtme basıncı şartında yanma
sıcaklıkları azaldığı için NOx emisyonlarının azaldığı ve daha az oksijen içeriği
olduğundan PM emisyonlarının arttığı gözlenmiştir. 150 MPa püskürme basıncında PM
emisyonları B20 ve B100 için sırayla %35 ve %82 azalmıştır. 180 MPa püskürtme
basıncında ise yine sırayla %7 ve %81 azalmıştır. Bu çalışma ile EGR uygulamalarında
NOx emisyonlarının azaldığı ve PM emisyonlarının arttığı gözlenmiştir.
Yunshan vd. [97], B100, B50, B20, Diesel ve düşük kükürtlü Diesel yakıtları için 3 farklı
turboşarjlı ve ara soğutucu sistemine sahip DP motorda deney yapmışlardır. 2 motoru
43
emisyon ve performans, 3. motoru ise yanma karakteristiğini belirlemek için
kullanmışlardır. B50 ile çalışan 2. motor tam yükte 1000–2400 d/d aralığında
çalıştığında tork değerinde LD’ye göre %2,6’ya kadar azalma, yakıt tüketiminde ise
%3,6–8,3’e kadar artma gözlenmiştir. Yakıt tüketimindeki bu değişiklerin yakıtın
yoğunluğu ve ısıl değerindeki farklılıktan kaynaklandığı ifade edilmiştir. B20 ile çalışan
1. motorda yakıt tüketiminde Diesel yakıtına göre %3 den az bir artış gözlenmiştir. B50
kullanıldığında tam yükte HC emisyonlarında düşük kükürtlü Diesel yakıtına göre % 25–
33 arasında azalma, özellikle düşük yüklerde HC emisyon azalması daha ciddi şekilde
gözlenmiştir. NOx emisyonlarında ise 1800 d/d da %3–10 arasında artış
gözlemlenmiştir. 1800 d/d da ise %44’e kadar artış olmuştur. CO emisyonlarında ise
çok az değişim olmuştur. Düşük motor hızlarında ve yüksek yüklerde is emisyonları %
36–65 arasında azalmıştır. B20 kullanıldığında is emisyonları %13 oranında azalmıştır.
Araştırmacılar bu çalışmada silindir içi yanma analizi de yapmışlardır. B100
kullanıldığında silindir içi maksimum basıncın düşük hızlarda ve yüksek yüklerde %2,7
arttığı
gözlenmiştir.
Bu
da
biodiesel
kullanıldığında
yanmanın
iyileştiğini
göstermektedir. Bu çalışmada biodieselin yoğunluğunun yüksek olmasından dolayı
püskürtme basıncının daha hızlı istenilen değere geldiği ve püskürtme avansının arttığı
vurgulanmıştır. Yine biodieselin setan sayısının daha yüksek olmasından dolayı B20 ve
B100 kullanıldığında TG’de 1300 d/d’da düşük yüksekten yüksek yüke doğru sırayla
%5–29,4 ve %10–42,9 arasında azalma gözlenmiştir. Ayrıca B20 kullanıldığında ön
karışımlı yanma miktarında %15,2–54,8 ve B100 kullanıldığında % 31,6–87,1 oranında
azalma gözlenmiştir.
Usta [98], turboşarjlı EDP Diesel motorda tütün yağı metil esteri (TYME) ile yaptığı
çalışmasında motorun performans ve egzoz emisyonlarını araştırmıştır. Deneylerde 2
numaralı Diesel yakıtı ve %10, %15 ve % 25 hacim oranlarında üç farklı TYME karışımı
test edilmiştir. D100 ve D82,5/TYME17,5 yakıtları %50 ve %75 kısmi yüklerinde de test
edilmiştir. Farklı TYME-Diesel yakıt karışımları için motor torkunda ve gücünde ciddi bir
farklılık gözlenmemiştir. Çoğu çalışma şartında TYME kullanıldığı zaman motor
torkunda ve gücünde küçük artışlar gözlenmiş olup bu durum normal Diesel yakıta göre
daha yüksek yoğunluklu ve viskoziteli olan TYME’nin daha iyi yanmış olmasıyla
44
açıklanmıştır. Deney sonuçları incelendiğinde Diesel yakıtına TYME eklendiği zaman CO
ve SO2 emisyonlarında bir azalma görülürken, NOx emisyonlarında bir miktar artış
gözlenmiştir. Diesel yakıta TYME eklenmesi ile motor performansında ciddi bir
değişiklik olmamıştır.
Agarwal vd. [99], Diesel motorunda Diesel yakıtı, B10 yakıtı, B20 ve B50 yakıtları
kullanımında NOx emisyonlarının kontrolü ile ilgili deneysel bir çalışma yapmışlardır. Bu
çalışmada Diesel motorda biodiesel ile EGR eşzamanlı kullanımı ile emisyonların
düşürülmesi amaçlanmıştır. Çalışmada iki silindirli, hava soğutmalı sabit hız DP Diesel
motor kullanılmıştır. Emisyonların tahmini için, egzoz gazında HC, NOx, CO ve pusluluk
ölçümleri yapılmıştır. Egzoz gazı ölçümleri EXSA–1500 Horiba cihazı ile yapılmıştır.
Egzoz gazı opasitesi AVL 437 cihazı ile yapılmıştır. Elde edile verilerle, termal etkinlik,
fren özgül yakıt tüketimi, fren özgül enerji tüketimi gibi çeşitli motor performans
parametreleri hesaplanmıştır. 1500 d/d'da değişik yüklerde %10-%15 ve %20
oranlarında EGR uygulanmıştır. Araştırmacıların bu çalışmalarına göre biodiesel
karışımı ile birlikte EGR uygulanması NOx emisyonlarında düşüş sağlarken CO, HC ve
PM emisyonlarında artış sağlamıştır. Bunun sebebi EGR ile silindir içi oksijen
konsantrasyonun düşerek yanma sıcaklarının düşmesi (dolayısı ise NOx emisyonlarının
düşmesi) ve yanmanın kötüleşmesi (CO, HC ve PM emisyonlarının artması) şeklinde
ifade edilmiştir. Çalışma sonucunda B20 ile %15 uygulandığında en uygun performans
ve emisyon değerlerinin elde edildiği ifade edilmiştir.
Huzayyin vd. [100] tarafından yapılan çalışmada jojoba yağı ve Diesel yakıtı
karışımlarının tek silindirli, doğal emişli, DP motorunda performans ve emisyon üzerine
etkileri belirlenmiştir. Çalışmalarında Jojoba yağının fiziksel ve kimyasal özelliklerinin
alternatif Diesel motor yakıtı olarak iyi bir potansiyele sahip olduğu ifade edilmiştir.
Jojoba yağının yüksek viskozitesini azaltmak için Diesel yakıtı karışım sağlanmıştır.
Diesel yakıtı ve Diesel-Jojoba yağı karışımı kullanılarak Diesel motorun farklı
performans parametreleri ölçülmüştür. Diesel yakıtı-Jojoba yağı karışımı kullanıldığı
zaman ihmal edilebilir düzeyde bir güç kaybı ve fren özgül yakıt tüketiminde küçük bir
artış gözlenmiştir. NOx ve kurum emisyonlarında bir azalma olduğu gözlenmiştir.
45
Karışımdaki Jojoba yağı oranının artması ile kurum emisyonundaki azalmanın arttığı
gözlenmiştir.
Reyes vd. [101], yaptıkları çalışmada som balığı yağından üretilen rafine biodiesel ile
ham biodieselin Diesel motorda kullanılması durumunda PM–10 emisyonları üzerine
etkilerini incelemişlerdir. Som balığı yağından elde ettikleri biodieseli hem distile
ederek hem de ham biodiesel olarak karışım ve saf şekilde kullanmışlardır. Yaptıkları
çalışmada ham biodieselde %40 kadar karışımların motora fazla zarar vermediğini
ancak karışım oranının artması ile motor kararlılığının bir kısmını yitirdiğini fakat güç,
sıcaklık ve ivmelenme olarak kabul edilebilir performans gösterdiğini gözlemlemişler.
Rafine biodieselde ise %100 karışımın çalışma yumuşaklığı ve hız sağlamada çok iyi
olduğu gözlemlenmiştir. Rafine biodiesel kullanılması durumunda yaklaşık %3,5 güç
kaybı olmasına rağmen PM–10 emisyonunda %50 azalma gözlenmiştir. Yine biodiesel
karışımlarında PM–10 emisyonlarında azalma gözlenmiştir.
Baranescu ve Lusco [102], yaptıkları çalışmada, % 25, 50, 75 oranlarında ayçiçek yağıDiesel yakıt karışımlarının fiziksel ve kimyasal özelliklerini belirlemişler, yakıt
karışımlarının enjektörlerde püskürtülmesini incelemişlerlerdir. Ayrıca %50 ayçiçek yağı
ile % 50 Diesel yakıtı karıştırarak 200 saatlik deneme sonunda motorun çeşitli
parçalarında meydana gelen değişmeleri incelemişler, kısa süreli deneylerde motor
parçalarında herhangi bir kurum birikmesinin meydana gelmediğini belirtmişlerdir.
Wagner ve Peterson [103], kanola yağı karışımını Diesel yakıtı olarak kullanımını
araştırmış ve kısa süreli motor deneylerinde çeşitli motor hasarlarının oluştuğunu
tespit etmişlerdir. %70 kanola yağı ve Diesel yakıtı karışımının kullanıldığı 850 saat gibi
uzun süreli testlerde ise motorda önemli bir aşıntı, yağlama yağında kirlenme veya güç
kaybı meydana gelmemiştir.
Ziejeswski ve Kaufman [104], yaptıkları çalışmada, %25/75 oranında ayçiçek yağı ile
Diesel yakıtını karıştırarak Diesel motorlarında etkilerini incelemişlerdir. Yaptıkları
çalışma sonucunda enjektör deliklerinde tıkanma, egzoz manifoldunda karbon
birikmesi gibi problemlerin ortaya çıktığını ifade etmişlerdir.
46
Schmidt ve Gerpen [105], tarafından yapılan çalışmada DP turboşarjlı 1984 John Deere
4276T model motorda yapılan deneylerde emisyon değerleri ölçülmüştür. CO ve CO2
emisyonları Beckman model 864 infrared analizörler ile NO/NOx emisyonları Beckman
model 955 kemilüminesans NO/NOx analizörü ile ve termo elektron model 10A
kemilüminesans NO/NOx analizörü ile ölçülmüştür. HC emisyonları Beckman model 402
ısıtılmış alev iyonizasyon hidrokarbon analizörü ile oksijen konsantrasyonu ise Beckman
model 7003 oksijen monitörü ile ölçülmüştür. Biodiesel/Diesel yakıtı karışımlarında
NOx değişimleri oldukça küçük olduğu ifade edilmiştir. NOX emisyonlarında metil
palmitat ve izopropil sterat hariç tüm %50 karışım esterlerinde % 0–5 arasında fark
görülmüştür. 50% metil palmitat ve izopropil sterat karışımları 2 numara Diesel yakıtı
ile karşılaştırıldığında NOx emisyonlarında %2–3 azalma gözlenmiştir. HC emisyonları
ise tüm ester kullanımında Diesel yakıtına göre daha düşük ölçülmüştür. Tüm
esterlerde yakıt tüketiminde artma, ancak termal verimli bir değişiklik görülmemiştir.
Öztürk ve Bilen [106], yaptıkları çalışmada KYME’nin motor emisyon ve performansı
üzerine etkilerini incelemişlerdir. Yaptıkları çalışmada 4 silindirli, DP ve aşırı doldurmalı,
Steyr marka, dört zamanlı bir Diesel motoru kullanılmıştır. Egzoz emisyon değerlerinin
belirlenmesinde Gaco-Sn marka egzoz emisyon cihazı kullanılmıştır. Duman koyuluğu
ile ışık absorbsiyon katsayısı değerlerinin tespitinde ise %1 hassasiyetle ölçüm
yapabilen VLT 2600S marka gaz analiz cihazı kullanılmıştır. Deneylerde saf KYME, %50
KYME+%50 Diesel yakıtı karışımı ve saf Diesel yakıtı kullanılmıştır. Yapılan değişik yük
ve devir sayısı deneylerinde, yakıt tüketimi ile CO, CO2, NOx, ışık absorbsiyon katsayısı
ve duman koyuluğu emisyon değerleri ölçülmüştür. Ölçüm yapılan bütün devir
sayılarında biodieselin ve karışımın saatlik yakıt tüketiminin Diesel yakıtından yüksek
olduğu gözlenmiştir. Biodieselin saatlik yakıt tüketim değerlerinin, Diesel yakıtına göre
ortalama %12 karışım yakıtı saatlik yakıt tüketim değerlerinin ise, Diesel yakıtına göre
ortalama %8 oranında yüksek olduğu gözlenmiştir.
Yine ölçüm yapılan bütün devir sayılarında karışım yakıtı ve KYME kullanıldığında elde
edilen NOx emisyon değerlerinin, Diesel yakıtı değerlerine çok yakın olduğu
görülmüştür. Biodiesel NOx emisyon değerlerinin, Diesel yakıtına göre ortalama %1,7;
karışım yakıtı NOx emisyon değerlerinin ise ortalama %1,2 oranında yüksek olduğu,
47
CO2 emisyon değerlerinin, Diesel yakıtı değerlerinden düşük olduğu biodiesel CO2
emisyon değerlerinin, Diesel yakıtına göre ortalama %4,2; karışım yakıtı CO2 emisyon
değerlerinin ise, Diesel yakıtı değerlerine göre ortalama %2,8 oranında düşük olduğu,
biodiesel ışık absorbsiyon değerleri, karışım yakıtı değerlerine göre düşük olduğu en
yüksek K değerleri ise Diesel yakıtı ile yapılan deneylerde gözlenmiştir. Ayrıca tüm
deneylerde, KYME’nin duman koyuluğu değerlerinin, Diesel yakıtı duman koyuluğu
değerlerine göre ortalama %50,2, karışım yakıtı duman koyuluğu değerlerinin ise,
Diesel yakıtına göre ortalama %20,1 oranında düşük olduğu gözlenmiştir.
Ergen ve Karabektaş [107], tarafından yapılan çalışmada rafine pamuk yağından
transesterifikasyon yöntemi ile üretilen biodieselin, motor performansı ve egzoz
emisyonları Diesel yakıtıyla karşılaştırılmıştır. Biodiesel kullanımı ile Diesel yakıtına göre
efektif güç ve motor torkunda ortalama %3,07 oranında azalma, özgül yakıt
tüketiminde ise ortalama %8 oranında artış gözlenmiştir. CO ve duman emisyonlarında
azalma, NOX emisyonlarında ortalama %29,51 ve CO2 emisyonlarında %7,61 oranında
artış olduğu gözlenmiştir.
Sugözü vd. [108], yaptıkları çalışmada %100 ayçiçek yağı metil ester (AYME) ve %50
AYME–%50 Diesel yakıtı karışımları tek silindirli, dört zamanlı ve ön yanma odalı Pancar
E89 model bir Diesel motorda farklı motor hızlarında test edilmiştir. Deneyler tam yük
şartlarında 1400–2200 d/d aralığında 200 d/d aralıklarla gerçekleştirilmiştir. CO ve NOx
ölçümü Testo 350 XL baca gazı analiz cihazı kullanılarak gerçekleştirilmiştir. B100 ve
B50 yakıtlarının kullanılması durumunda motor torku 1800 d/d motor devrine kadar
artış göstermiş ve bu devirden sonra azalma gözlenmiştir. B100 ve B50 yakıtlarının
kullanımıyla motor torkunda Diesel yakıtına göre ortalama olarak sırası ile %9,2 ve
%4,4’luk azalma gözlenmiştir. Motor gücü ise B100 ve B50 yakıtları için 2000 d/d motor
devrine kadar artmış bu devirden sonra belirgin bir şekilde azalma gözlenmiştir. B100
ve B50 yakıtları kullanımıyla motor gücünde Diesel yakıtına göre ortalama olarak %10
ve %5’lik azalma gözlenmiştir. Motor torku ve gücündeki azalmanın ayçiçek yağı metil
esterin ısıl değerinin düşük olmasından kaynaklandığı ifade edilmiştir. B100 ve B50
yakıtlarının özgül yakıt tüketimleri ise, düşük motor hızlarında yüksek değerde iken
motor hızının artışı ile 2000 d/d’ya kadar azalmış ve bu devirden sonra artma
48
gözlenmiştir. 2000 d/d motor devrinde özgül yakıt tüketimleri karşılaştırıldığında B100
ve B50 yakıtlarının özgül yakıt tüketimin Diesel yakıtına göre sırasıyla %34 ve %25,8
daha fazla olduğu gözlenmiştir. CO emisyonlarında B50 yakıtı kullanımı ile ortalama
olarak %16,3’luk, B100 yakıtı kullanımı ile %25,6’lık bir azalma, NOx emisyonlarında ise
B100 ve B50 yakıtının kullanımı ile ortalama olarak Diesel yakıtına göre sırası ile %9,5
ve %12,6’lık bir artış gözlenmiştir. NOx emisyonlarındaki bu artış AYME’nin içerdiği
oksijenden kaynaklandığı ifade edilmektedir. Yapılmış deneyler sonucunda, AYME’nin
Diesel motorlarda alternatif yakıt olarak kullanılabileceği ifade edilmiştir.
Al-Widyan
vd.
[109],
tarafından
yapılan
çalışmada,
atık
palmiye
yağları
transesterifikasyon yöntemiyle etil alkol esterine dönüştürülmüş ve Diesel yakıtı ile
%25, %50 ve %75 oranlarda karışım yaparak tek silindirli bir Diesel motorunda test
edilmiştir. 1000, 1200, 1450 ve 1800 d/d’da deneyler gerçekleştirilmiştir. Püskürtme
avansı 20o KMA olup deneyler boyunca değiştirilmemiştir. Elde edilen karışımların saf
Diesel yakıtına göre daha iyi bir yakıt ekonomisine ve daha düşük CO, HC emisyon
değerlerine sahip olduğu gözlenmiştir. B100 ve B75 yakıtları ile en iyi performans
değerleri elde edilmiştir. Egzoz emisyonları göz önüne alınmadığında ise en iyi
performans değerine B50 ile ulaşılmıştır. Bu sonuçlar ışığında bitkisel yağların alternatif
bir Diesel yakıtı olduğu ifade edilmiştir.
Yücel [110], tarafından yapılmış olan bir çalışmada pamuk yağının motor elemanları
üzerine etkileri incelenmiştir. Çalışmada pamuk yağı %25, %50, %75 oranlarında Diesel
yakıtı ile karışım oluşturmuş, tek silindirli bir Diesel motorunda yakıt olarak
kullanılmıştır. Çalışmada, yanma odası, piston, supab ve enjektörde karbon kalıntısı
oluştuğun ve Diesel yakıtı ile çalışmada meydana gelen yanma odası, piston, supab ve
enjektör kalıntıları kolay temizlenebildiği halde pamuk yağı karışımları ile çalışmada
oluşan kalıntıların güçlükle temizlenebildiğin gözlenmiştir. Ayrıca karışımdaki pamuk
yağı oranı arttıkça segman yuvaları ve yüzeylerinde tortu oluştuğu, ayrıca, egzoz supabı
tablasında ve piston tablasında aşırı karbon kalıntısı olduğu gözlenmiştir. Ancak 100
saatlik çalışma sonucunda segman yapışmasına ve kırılmasına rastlanmadığı ifade
edilmiştir [87].
49
He ve Bao [111], kanola yağı ve kanola yağı/Diesel yakıtı karışımlarının motor
elemanları üzerine etkilerini belirlemek için tek silindirli, su soğutmalı S195 model
motorda çalışma yapmışlardır. Yaptıkları çalışmaya göre kanola yağının ısıl değerinin
yüksek olmasından dolayı alternatif yakıt olduğu ve motorda bir değişiklik yapılmadan
saf olarak kullanılabileceğini ifade etmişlerdir. Bununla birlikte kanola yağının
viskozitesinin yüksek olması yaygın kullanımında önemli bir sorun olduğu açıklanmıştır.
Yine motor gücünde ve termal veriminde artış olabilmesi için motorda bazı
değişikliklerin olması gerektiği ifade edilmiştir. Deney sonuçlarına göre %30 kanola yağı
ve %70 0 numara Diesel yakıtının motorda uygun şekilde kullanılabileceği gözlenmiştir.
3.4 Araç Üreticilerinin Biodiesel Kullanımı ile ilgili Garantileri
Motor yakıtlarının motorlarda kullanılabilmesi için motor firmalarının bu yakıta garanti
vermesi gerekmektedir. Ancak motor üreticileri ürettikleri motorlara malzeme ve işçilik
kapsamında garanti vermektedirler. Eğer motor parçalarında malzeme, üretim veya
işçilik hatası olursa bu problem garanti kapsamında çözmektedirler. Bununla birlikte
araçların kullanım kılavuzlarında araçta kullanılan motorun hangi yakıta göre
tasarlandığı ve motorda hangi yakıtın kullanılması ile ilgili bilgiler yazmaktadır.
Motor üreticileri yakıt veya yakıt elemanlarını üretmediğinden bu yakıtlara garanti
vermezler. Eğer yakıt kaynaklı hasar olduğu zaman motor üreticileri değil yakıt
üreticileri bu hasarı karşılamaktadır. Yakıt üreticileri veya dağıtıcıları sattıkları yakıtın
standartlarda olmaması durumunda hasarı karşılamaktadır. Bu nedenle yakıt üreticileri
ürettikleri yakıt kalitesinin arkasında olmalıdır.
Birçok araç üreticisi B20’ye kadar olan biodiesel karışımlarının motor parçalarına ve
işçilik garantisine etki etmediğini resmi olarak ifade etmişlerdir. Özellikle B2 yakıtı
karışımları yaygın kullanılabilmektedir. Bazı motor üreticileri kullanılan biodieselin
ASTM D–6751 ve EN 14214 standartlarına uygun olması gerektiğini açıklamışlardır
[112]. Araç üreticilerinin ve yakıt püskürtme sistem üreticilerinin biodiesel kullanımına
garanti verdiği karışım oranları Çizelge 3.3 ve Çizelge 3.4’de verilmektedir.
50
Çizelge 3.3 Araç üreticilerinin biodiesel kullanımına garantileri [112]
Üretici
Caterpillar
Cummins
Ford
General Motors
Volvo
John Deere
Audi
Wolkswagen
Mercedes Benz
Garanti
Tier 4 Interim/Stage IIIb motor modellerine ve çoğu motorlara B20
için garanti verilmiştir. Bazı Tier 2/Stage II motorlar ve eski
emisyon yönetmelikli motorlar ise B5 için garantilidir. Biodiesel
ASTM D6751 standardına uygun olmalıdır.
Tüm 2010 Cummins motorları B20 garantilidir. Biodiesel ASTM
D6751 standardına uygun olmalıdır.
2010 ve öncesi olan motorlara B5 garantisi verilmiştir. 2011 ve
sonrası model motorlar ise B20 garantilidir. Biodiesel ASTM D6751
ve EN 14214 standartlarına uygun olmalıdır.
Tüm 2011 model araçlar ve Chevy Silverado, GMC Sierra, Chevy
Express ve GMC Savanna model araçları içeren 2011 üstü model
araçlar B20 için garantilidir. Diğer GM araçlara B5’e kadar garanti
verilmiştir. Biodiesel ASTM D6751 standardına uygun olmalıdır.
Volvo kamyon üreticisi B5’den fazla karışım oranlarına garanti
vermemektedir.
Tier 3/Stage IIIA araçlarda B20 kullanılabilmektedir. Biodiesel
ASTM D6751 standardına uygun olmalıdır.
B5 karışımlarına kadar garanti verilmiştir.
Tüm Amerikan TDI Diesel araçlar B5’e kadar garantilidir. Biodiesel
ASTM D6751 ve ASTM D975 standartlarına uygun olmalıdır.
Mercedes Benz-Amerika tüm Bluetec motorlar dahil ortak hatlı
Diesel araçlara B5 için garanti vermiştir. Biodiesel ASTM D6751
standardına uygun olmalıdır.
Çizelge 3.4 Yakıt püskürtme sistem üreticilerinin Biodiesel kullanımına garantileri [112]
Yakıt Püskürtme
Üreticisi
Bosch
Delphi
Stanadyne
Garanti
B5’e kadar onaylanmıştır. Biodiesel EN 14214 standardına
uygun olmalıdır.
B5’e kadar onaylanmıştır. Biodiesel ASTM D6751 standardına
uygun olmalıdır.
B20’ye kadar onaylanmıştır. Biodiesel ASTM D6751
standardına uygun olmalıdır.
51
BÖLÜM 4
HESAPLAMALI AKIŞKANLAR DİNAMİĞİ İLE ÇOK BOYUTLU MODELLEME
İçten yanmalı motorların matematiksel olarak modellenmesi termodinamik ve çokboyutlu
modeller
olarak
incelenebilmektedir.
Termodinamik
modellerde
termodinamiğin I. Yasası ile motor performansı incelenmektedir. Termodinamik
modeller akışkanın yerel hız bileşenlerine ve yerel sıcaklıklara ilişkin bilgi
içermemektedir. İçten yanmalı motorlarda yanma prosesi modellenirken, yanma odası
bir ya da daha çok bölge ile temsil edilmektedir. Tek bölgeli modellerde karışım
özellikleri, sıcaklık ve basınç değerleri homojen olarak kabul edilmektedir. Şekil 4.1’de
görüldüğü gibi çok bölgeli modellerde yanma odası yanmamış, yanmakta olan ve
yanmış karışım bölgelerinden oluşur [13].
Şekil 4.1 Çok bölgeli termodinamik model [13]
Termodinamik modeller, sadece zamana bağlı adi diferansiyel denklemler içerdiğinden
hem zamana hem de konuma bağlı kısmi diferansiyel denklem içeren çok boyutlu
modellere göre daha kısa zamanda ve düşük maliyetle çözülebilmektedir. Bu nedenle
52
termodinamik model kullanılarak, silindir içi basınç diyagramından hareketle yanma
sırasında açığa çıkan ısının analizini yapmak çok elverişlidir [113]. Ancak yanma
odasındaki gaz hareketlerini etkileyen silindir ve piston geometrisinin etkileri bu
yaklaşımla
incelenemez.
Bununla
birlikte
motorlardan
kaynaklanan
kirletici
emisyonların hesaplanmasında da daha ayrıntılı ve hassas yaklaşımların kullanımı
gerekmektedir.
Çok boyutlu modellerde, piston geometrisi 3 boyutlu bir ağ yapısı ile temsil
edilmektedir. Navier Stokes denklemleri ile kütle, momentum ve enerji korunumu
denklemlerinin çözülmesi ile akışkana ait hız, sıcaklık, basınç vb. gibi bilgiler
hesaplanmaktadır. Akış problemi, yukarıda da ifade edildiği gibi hesaplamalı hücrelere
ayrıklaştırılarak çözülmektedir. İçten yanmalı motorlarda yakıtın püskürtülmesi ve
karışım oluşumunun HAD ile modellenmesi, sıvı yakıt ve karışım oluşumda yer alan
daha birçok bileşeni içeren çok bileşenli çoklu faz problemidir.
İçten yanmalı motorlarda zamana bağlı akışlar sistem tasarımında önemli bir role
sahiptir. Bu nedenle otomotiv sektöründe araç ve motor tasarımlarında simülasyon
yazılımları kullanılmaktadır. Bu programlar silindir, piston vb gibi motor parçalarının tek
boyutlu olarak bağlanabilmesini sağlamaktadır. Tek boyutlu yazılımlar konseptleri
sebebiyle motor içi akışı 3 boyutlu olarak temsil edememekte olup en yaygınları GTPower, Wave, Lotus Engine Simulation ve Boost gibi programlardır. İçten yanmalı
motorların tasarımında ve yanmanın çok boyutlu modellenmesinde ise STAR-CD, KIVA3V vb. sayısal akışkanlar dinamiği algoritması yaygın olarak kullanılmaktadır. STAR CDESICE yazılımı ve algoritması ile çeşitli motor geometrilerinin akış alanı içinde zamana
bağlı, sıkıştırılabilir, üç boyutlu, iki fazlı, türbülanslı akışın ve çok bileşenli reaktif
gazların korunum denklemleri çözülmektedir [13].
4.1 Türbülans Modelleri
Yanma prosesinde türbülans olayı çok önemlidir. Türbülans, yanma sisteminde
reaktanların
karışım
oranına
önemli
ölçüde
etki
etmektedir. Tam
yanma
gerçekleşebilmesi için karışım oranının Kolmogorov ölçeği olarak bilinen en küçük
türbülans ölçeğinde gerçekleşmesi gerekmektedir. Bu nedenle yanma akışlarında farklı
53
türbülans parametreleri doğru şekilde modellenmelidir. Akış analizleri için yapılan
sayısal hesaplamalarda kullanılan çok sayıda türbülans modeli bulunmaktadır. Bu
türbülans modellerin birçoğu aynı fiziksel durumlar için birbirinden farklı sonuçlar
verebilmektedir.
Literatürdeki
türbülans
modellerine
incelendiğinde
Reynolds
Ortalama Navier-Stokes denklemleri için türbülans modelleri (RANS), büyük girdaplı
simülasyon (LES), direk nümerik simülasyon (DNS) modelleri bulunmaktadır.
RANS temelli çok fazla tek fazlı akış modelleri bulunmaktadır. En yaygın RANS türbülans
modelleri;
Standart k-ε,
k-ω modeli
Karışım uzunluklu model
Spalart-Allmaras modeli
Matematiksel gerilme modeli
Reynolds gerilme modeli (RSM)
Ayrıca Reynolds Yeniden Normalizasyon Grup modeli (RNG), Menter SST k-ω modeli ve
ileri türbülans modelleri de kullanılmaktadır *114].
k ve ε sırayla türbülans kinetik enerjisini ve türbülans yayılım oranını göstermektedir.
Sonuçlara göre farklı k-ε modeller ile zayıf girdaplı akışlarda mantıklı sonuçlar elde
edilmiştir.
Standart k-ε modelinin performansını arttırmak için bu modele bazı değişkenler
eklenmiştir. Yakhot ve Orszang [115], RNG k- ε modelini, Shih vd. [116] ise
gerçekleşebilir k-ε modelini önermişlerdir. Temel akış alanlarında RNG k-ε modelinin
diğer k-ε modellerinden daha iyi olduğu ifade edilmiştir. Ancak güçlü girdaplı akışlarda
RSM kullanılması gerektiği ifade edilmektedir. Standart k-ε modeli yarı ampirik model
olup Jones ve Launder [117] tarafından önerilmiştir. Basit oluşu, sağlam ve doğru sonuç
vermesi sebebi ile mühendislik uygulamalarında kullanılmaktadır. Daha sonra k-ε
modelinin düşük Reynolds sayılarında kullanılamayacağını ifade edilmiş ve k-ω modeli
önerilmiştir. Bundan duvara yakın türbülansı optimize eden zaman skalalı k-ε modeli
54
geliştirilmiştir. Ters basınç gradyenlerine karşı standart k-ε , RNG k-ε ve Kesme
Gerilmesi İletimi (SST) modellerinin performansı karşılaştırılmış ve SST modelin bu çeşit
uygulamalar için optimize edildiğinden en iyi sonuç verdiğini ifade edilmiştir.
Genel olarak, mühendislik uygulamalarında k-ε modelleri yeterli ölçüde doğru sonuçlar
vermektedir. RSM modeli ise, diferansiyel iletim denklemlerini kullanarak ayrı ayrı
Reynolds gerilmelerinin çözümünü içermektedir [118, 119, 120, 121]. Ayrı Reynolds
gerilmeleri Reynolds-ortalama momentum eşitliğini kapatmak için kullanılır. RSM,
izotropik viskozite etkisini hesaplayan RANS türbülans modelleri içinde en ayrıntılı
modeldir.
Yüksek
girdaplı
akışlarda
kullanılabilmektedir.
Ancak
ilave
iletim
denklemlerinin çözülmesi için daha fazla bilgisayar süresine ihtiyaç vardır.
RSM modeli, Reynolds gerilmeleri ve yayılım oranı iletim denklemlerinin çözülmesiyle
Reynolds-ortalamalı Navier-Stokes denklemine yaklaşmaktadır.
LES modeli, mühendislik uygulamalarında da kullanılmaktadır. Bu modelin amacı, daha
küçük skalalar modellenirken türbülansın büyük skalalarını çözmektir.
DNS modeli, süper bilgisayarların iyi olması durumunda uzun dönemde çok fazlı
akışlarda önemli rol oynayacağı düşünülmektedir [122].
Türbülanslı akışta büyük girdaplar küçük girdaplara dönüştükçe kinetik enerji çıkar ve
sonra daha küçük girdaplara parçalanmaktadır. Uzunluk skalaları geometriye bağlı
entegre uzunluk skalaları ile başlamakta olup en küçük girdaplara (Kolmogorov uzunluk
ölçeği) azalmaktadır. Şekil 4.2’de uzunluk skalasının tersi olan dalga sayısının, k
fonksiyonu olarak girdapların enerjisi E (k) görülmektedir [123].
Şekil 4.2 Türbülans kinetik enerji spektrumu [123]
55
Türbülans, hesaplamalı akışlar dinamiği ile nümerik çözümlerde akış, damlacık ve
yanma prosesinde doğru sonuçlar elde edilmesinde önemli rol oynamaktadır.
Türbülans girdapları, değişken zamana ve uzunluk skalası ile birlikte farklı ölçüdeki
vortekslerin sürekli spektrumunu oluşturmaktadır. En büyük girdaplar entegre uzunluk
skalası ile karakterize edilmekte olup kararlı olmayıp parçalanarak enerjilerini daha
küçük girdaplara transfer ederler. Bu küçük girdaplar da yine daha küçük girdaplara
parçalanarak enerjilerini yine daha küçüklere transfer ederler. Bu enerji transferi atalet
kuvvetlerinin yeteri kadar küçük ve moleküler viskozitenin kinetik enerjiyi yaymada
efektif olana kadar devam eder. Isıya dönüşen türbülansın en küçük yapıları
Kolmogorov ölçekleri ile karakterize edilmektedir.
Büyük girdapların geometrisini ortalama akış ve sınır şartlar belirlemektedir. Akıştaki en
küçük yapılara ise moleküler viskozite ve büyük girdaplardan küçük girdaplara olan
enerji transfer oranı etki etmektedir. Türbülans dengede olduğu zaman (türbülans
üretim oranının yayılım oranına eşit olması) yayılım oranı ε,
büyük girdaplardan
transfer olan enerji ile belirlenir [124].
Standart k-ε türbülans modelinde girdap viskozitesinin izotropik olduğu ve bu nedenle
tüm Reynolds gerilmelerinde aynı olduğu kabul edilmektedir. Türbülans kinetik enerjisi,
k ve enerji yayılım oranı, ε, için iki iletim denklemi çözülmektedir. Bu model türbülans
simülasyonlarında genel kullanılabilirliği ve ekonomisi yüzünden yaygın olarak
kullanılmaktadır. Türbülans kinetik enerjisi ve yayılım oranı ile ilgili iletim denklemleri
aşağıda verilmektedir.
Standart k- ε türbülans modelinde girdap viskozitesinin izotropik olduğu ve bu nedenle
tüm Reynolds gerilmelerinde aynı olduğu kabul edilmektedir. Türbülans kinetik enerjisi
k ve enerji yayılım oranı ε için iki iletim denklemi çözülmektedir. Bu model türbülans
simülasyonlarında genel kullanılabilirliği ve ekonomisi yüzünden yaygın olarak
kullanılmaktadır.
4.2 Lagrange Çok Fazlı Akış Modelleme
İçten yanmalı motorlarda çok fazlı akışın modellenmesinde hava ile yakıtın karışımı
Lagrange yaklaşımı ile yapılır. Akış içerisindeki dağınık faz ile sürekli faz arasında
56
momentum, kütle ve ısı geçişi olmaktadır. Bu geçişlerin miktarı, damlacıkların
büyüklüğüne, yoğunluğu, hızına ve sıcaklığına bağlıdır. Akış laminar ise bir noktadan
çıkan her damlacık düzgün bir yol izler, diğer yandan, türbülanslı bir akış içerisindeki
ayrık elemanlar, dalgalanan ve değişen türbülanslı hız alanının etkisiyle oluşan rastgele
yörüngeleri takip eder. Bu damlacıklar kendi aralarında da etkileşim içerisinde
bulunabilirler.
Eğer dağınık faz buharlaşabilir, çözünebilir ya da reaksiyona girebilir durumda ise, fazlar
arasında kütle geçişi ve sıcaklık farkı sebebiyle oluşan ısı geçişi olmaktadır. Fazlar arası
kütle geçişi, dağınık fazın elemanlarının boyutlarında değişikliğe neden olur. İlk
boyutları aynı yani tek biçimli olan damlacıklar, bu etkileşimler sonucunda değişken
dağılımlı boyutlara sahip olurlar. Boyut değişimi, damlacıklara etkiyen ve onların daha
küçük parçalara ayrılmasına sebep olan akışkan dinamiği temelli kuvvetlerden de
kaynaklanabilir. Ayrıca diğer etkileşim ise cidar ile damlacıklar arasında oluşur. Bu
olayın sonucu çarpışma şiddetine bağlı olarak parçalanma ya da yansıma olabilir [125].
4.3 Sprey Modelleme
Sıvı jetin parçalanması 2 mekanizma ile açıklanabilmektedir. İlk mekanizma,
bozulmamış ana sıvı damlacığın küçük damlacıklara parçalanmasıdır. Buna birincil
parçalanma adı verilmektedir. Bu mekanizma damlacık boyutu ve parçalanma uzunluğu
ile karakterize edilmektedir. İkinci mekanizma ise damlacıkların daha küçük
damlacıklara parçalanması olan ikincil parçalanmadır. Burada damlacıkların boyutu
önemlidir. Parçalanma uzunluğu ve damlacık boyutu sıvının özelliklerine ve onu
çevreleyen gaza bağlıdır. Ayrıca sıvı ve onu çevreleyen gaz arasındaki bağıl hız da
önemlidir [126].
4.3.1 Birincil Parçalanma Modelleri
Birincil parçalanma Rayleight, birinci girdap uyarışlı rejim, ikinci girdap uyarışlı rejim ve
atomizasyon olmak üzere viskoz kuvvetlerin yüzey gerilme kuvvetlerine oranı olan
Ohnesorge Oh (4.1) sayısına göre 4 farklı rejim ile açıklanabilmektedir. Diesel
motorlarda birincil parçalanma için atomizasyon rejimi geçerlidir *127].
57
Oh = We Re
(4.1)
Re = ubDdρg μs
(4.2)
We = ub2Ddρg ςs
(4.3)
Oh = μs
(4.4)
ςsρgDd
Verilen denklemde, Oh Ohnesorge sayısını, Re Reynolds sayısını, We Weber sayısını, Dd
damlacığın iç çapını (m), σs, sıvının yüzey gerilimini (N/m), ρg, akış bölgesindeki gazın
yoğunluğu (kg/m3), ub damlacık ve gaz fazı bağıl hızı ifade etmektedir.
Diesel motorlarda birincil parçalanma, silindir içinde karışım oluşumu ile ilgili
hesaplamalar için başlangıç koşullarını verir. Sprey oluşumunun simülasyonu, sıvı fazın
Lagrange tanımı damlaların varlığını gerektirdiği için, her zaman yanma odasına
girmeye çalışan damlalarla başlar. Birincil parçalanma modelinin amacı enjektör
içindeki akış şartlarından etkilenen bu damlaların başlangıç yarıçapı ve hız bileşenleri
(sprey açısı) gibi başlangıç koşullarını belirlemektir.
Deneysel araştırmalar yoğun sprey ve küçük boyutlara bağlı olarak çok karmaşık
olduğundan yüksek basınç spreylerinin birincil parçalanma modellemesi için çok az
sayıda ayrıntılı model vardır. Bu nedenle, birincil parçalanma modellerinin
doğrulanması zordur. Yüksek basınçlı enjektörler içindeki akışı benzetmek mümkün
olmakla beraber enjektör içindeki (Eulerian tarif) ve dışında (Lagrangian tarif) sıvı fazın
farklı matematiksel tanımları yüzünden birincil parçalanmayı direkt olarak hesaplamak
mümkün değildir ve modeller kullanılmalıdır.
Birincil parçalanma modellerine bakıldığında aerodinamik-uyarımlı, kavitasyon-uyarımlı
ve türbülans-uyarımlı parçalanma gibi farklı parçalanma modelleri sınıfları vardır.
Model basitleştikçe daha az veri girişine ihtiyaç duyulacağından daha genel bir
modelleme ile uygulama alanları genişleyecektir. Ayrıntılı modeller, hesaplama
zamanını çok fazla miktarda artırmakla birlikte her modelin kendine has uygulama
alanları vardır. Giriş verisine, hesaplama zamanına, belirli bir konfigürasyonun ilgili
58
parçalanma prosesinin yanı sıra simülasyonunda istenen doğruluğa bağlı olarak uygun
model seçilmelidir.
Günümüzde sıvılardaki parçalanma olayının fiziği kesin açıklamaya sahip olmamakla
birlikte sıvıların parçalanmasında iç ve dış kuvvetlerin rolü önemlidir. Parçalanmada en
büyük etkiyi atalet kuvvetleri ile viskoz kuvvetler arasındaki dengeyi tanımlayan
Reynolds sayısının belirlediği bilinmektedir Bu konuda çok sayıda araştırma yapılmış ve
çeşitli teoriler geliştirilmiştir [113,127].
Literatürdeki birincil yanma modelleri incelendiğinde, Reitz ve Diwaker [128]
tarafından geliştirilen, Diesel yakıtı spreylerin çıkışındaki enjektörden çıkan ilk
damlaların başlangıç şartlarını belirlemenin en kolay ve tercih edilen yöntemi olarak
damla modeli karşımıza çıkmaktadır. Damla modeli, enjektör yakınındaki yoğun
spreydeki damla parçalanması ile atomizasyonun ayırt edilemeyen prosesler olduğu
varsayımına dayanır. Damla modeline ile detaylı bir simülasyon yerine, daha sonradan
aerodinamik veya diğer etkenler ile uyarılmış ikincil parçalanmaya maruz kalacak olan
aynı boyutlardaki büyük küresel damlaların püskürtmesi yapılabilmektedir. Bu
damlaların çapı enjektör delik çapı olan Dd’ye eşittir. Birim zamanda püskürtülen
damlaların sayısı kütle akış hızından belirlenebilir. Enjektörün içinde sert bir akış olduğu
varsayılarak, kütle korunumu damlaların püskürtme hızını verir. Her bir damlanın hız
bileşenlerinin belirlenmesi için, sprey koni açısı
k
ölçümlerden bilinmeli veya yarı
ampirik bağıntılarla tahmin edilmelidir [127].
Kuensberg vd. [129], tüm püskürtme olayı boyunca etkin püskürtme hızını ve etkin
damla çapını dinamik olarak hesaplayan ve kavitasyona bağlı enjektör akış alanı
azalmasını da göz önünde bulunduran bir damla metodu geliştirmişleridir. Enjektör
deliğinin akışının tek boyutlu analitik modeli için girdi parametreleri olarak kütle akışı
ve enjektör geometrisi kullanılır. Bu model ile püskürtme süresi boyunca her zaman
adımı için enjektör deliği içindeki akışın türbülanslı veya kavitasyonlu olduğunu belirler.
Damla modeli, Eulerian-Lagrangian HAD kodlarına uygulamak için basit ve iyi bilinen bir
yöntem olup birincil sprey bileşimi hakkında detaylı bilgi olmadığından ve sprey koni
açısı ile ilgili ölçümler mümkün olduğundan yanma odasına giren sıvının başlangıç
59
şartları belirlenebilmektedir. Ancak bu model birincil parçalanma sırasındaki ilgili
proseslerin detaylı bir fiziksel ve tatmin edici modellemesini temsil etmez. Bu modelde
enjektör dışında türbülans ve kavitasyon kabarcıklarının parçalanmasıyla desteklenen
birincil parçalanma dikkate alınmamıştır [127].
Huh ve Gosman [130], tam koni Diesel spreylerde türbülans-uyarımlı atomizasyon için
model geliştirmişlerdir. Bu model ile birincil sprey koni açısı da tahmin edilmekte olup,
araştırmacılar, aerodinamik kuvvetlere bağlı olarak eksponansiyel olarak artan ve yeni
damlacıklar oluşturan başlangıç yüzeyindeki karışıklığın sebebinin enjektörden çıkan
sıvıdaki türbülans kuvvetleri olduğunu ifade etmişlerdir. En kararsız yüzey dalgasının
dalga boyu türbülans ölçeğine skalasına göre belirlenmiştir. Atomizasyon modeli, çapı
enjektör delik çapı Dd’ye eşit olan küresel damlaların püskürtülmesi ile başlar. Gaz ve
damla arasındaki bağıl hız nedeniyle başlangıçtaki yüzey dalgaları büyür ve karakteristik
bir atomizasyon uzunluk ölçeği LA ve zaman ölçeği τA ile parçalanır. Birincil sprey koni
açısınının tahmin edilmesi için spreyin LA/τA gibi bir radyal hız ile ayrıldığını kabul
edilmiştir. Radyal ve eksensel hızların kombinasyonu sprey koni açısı
k’yı
vermektedir.
Bu modelde kavitasyon etkileri hesaba katılmamıştır. Bunun yerine enjektör delik
çıkışındaki türbülansın, enjektör özelliklerinin birincil sprey parçalanması üzerine
etkisini temsil ettiği kabul edilmiştir. Bu model, kavitasyonsuz türbülanslı enjektör delik
spreylerinde kullanılmaktadır [127].
Arcoumanis vd. [131], tarafından tam koni Diesel spreyler için, kavitasyon, türbülans ve
aerodinamik etkileri de göz önüne alan birincil parçalanma modeli geliştirilmişlerdir.
Araştırmacılar tek boyutlu alt model kullanarak efektif delik alanı, püskürtme hızı ve
türbülans kinetik enerjisi gibi giriş verilerini tahmin etmişlerdir. Böylece sprey
özelliklerinin enjektör delik akışı ile ilişkisi belirlenebilmektedir. Damlacığın başlangıç
çapı efektif delik çapına eşit olarak alınmıştır [127].
Nishimura ve Assanis [132] tarafından tam koni spreyler için kavitasyon kabarcığının
bozulma enerjisini de hesaba katan bir kavitasyon ve türbülans uyarımlı birincil
parçalanma modeli geliştirilmiştir [127].
60
Baumgarten vd. [133, 134, 135], tarafından tam koni spreyleri için ileri parçalanma ve
karışma proseslerinin simülasyonu için gerekli olan başlangıç koşullarını tahmin eden
ayrıntılı kavitasyon ve türbülans uyarımlı birincil parçalanma modeli geliştirilmiştir.
Model enerji ve kuvvet denkliklerine dayanmakta olup giriş verisi enjektör akışının HAD
hesaplamalarından çıkarılır. Bu model, delik içindeki sıvının ve kabarcıkların karmaşık
dağılımını basitleştirir ve bir sıvı bölgesi (bölge 1) ve sıvı ile kabarcıklar içeren ve bölge
1’i saran bir karışım bölgesi (bölge 2) olarak iki bölge tanımlar. Bu model yüksek basınç
Diesel yakıtı püskürtmelerinin simülasyonu için çok uygundur [127].
4.3.2 İkincil Parçalanma Modelleri
Yakıtın püskürtülmesi ile oluşan ilk damlacıklar ortam içerisinde ilerlerken damlacıklar,
üzerindeki atalet kuvvetleri ve hava ile sıvı arasındaki direnç nedeniyle ikincil
parçalanma ile daha küçük damlacıklara ayrılmaktadır. Damlacık yüzeyi üzerinde
gelişen kararsız dalgalar içerisinde veya damlacığın tüm kısmında aerodinamik
kuvvetler oluşmaktadır. Yüzeyde meydana gelen gerilme kuvvetleri ise, damlacık
formunu küresel bir şekilde tutmaya çalışırken deformasyon kuvvetlerini ise etkisiz
hale getirmeye parçalanmayı önlemeye çalışmaktadır. Bu durum daha önce de ifade
edildiği gibi boyutsuz bir sayı olan ve parçalanma süresini de etkileyen atalet
kuvvetlerinin yüzey gerilme kuvvetlerine oranı olarak tanımlanan We sayısı ile ifade
edilebilmektedir [113,127]. Dolayısı ile çevredeki gaz ve damlacık arasındaki hızdan
dolayı meydana gelen aerodinamik kuvvetler nedeniyle mevcut damlacıklar küçük
parçalara ayrılarak parçalanmaktadır (Şekil 4.3). Parçalara ayrılan damlacıklar etki eden
kuvvetler sonucunda önceki konumundan daha kararsız hale gelmektedir [137]. Çizelge
4.1’de bu modellerde incelenen parçalanma türleri ve Çizelge 4.2’te parçalanma
süreleri verilmektedir.
61
Şekil 4.3 Püskürtme mekanizması-ikincil parçalanma oluşumu [137]
Çizelge 4.1. Parçalanma türleri [127]
Parçalanma Türleri
Parçalanma Şekilleri
Salınımlı parçalanma
Kese şeklinde parçalanma
Kese ve şerit halinde parçalanma
Düzensiz parçalanma
Tabakadan sökülme şeklinde parçalanma
Dalga üzerinden geçerek parçalanma
Katastrofik (kötü) parçalanma
Çizelge 4.2 Parçalanma türleri ve parçalanma süreleri [127]
Parçalanma Türleri
Salınımlı
parçalanma
Kese şeklinde parçalanma
Kese ve şerit halinde
parçalanma
Düzensiz parçalanma
Tabakadan sökülme
şeklinde parçalanma
Dalga üzerinden geçerek
parçalanma
Katastrofik (kötü)
parçalanma
Parçalanma Süresi ( τp)
π
4
σ
ρσ δ
3
- 6, 25
-0,5
μσ
ρσ δ
Weber sayısı
We ≈ 12
2
-0,25
6(We - 12)
12 ≤ We ≤ 18
2,45(We - 12)0,25
18 ≤ We ≤ 45
-0,25
14,1(We - 12)
45 ≤ We ≤ 100
-0,25
14,1(We - 12)
100 ≤ We ≤ 350
0,25
0,766(We - 12)
350 ≤ We ≤ 1000
0,25
0,766(We - 12)
1000 ≤ We ≤ 2760
62
Damlacık boyutları ve parçalanma süreleri farklı olduğundan her parçalanma türünde
yarı-ampirik ifadeler kullanılmaktadır. Buna göre Arcoumanis vd. (1997) [131],
tarafından damlacık boyutu ile toplam parçalanma süresi arasındaki ilişki (4.5) eşitliği
ile ifade edilebilmektedir [127].
D
τP = τPar d
ub
ρs
ρg
(4.5)
Reitz ve Diwakar [128], damlacığın parçalanmasını ifade edebilmek için Dalga veya
diğer ismi ile Kelvin-Helmholtz modelini geliştirmişlerdir. Bu modelde sıkıştırılamayan
bir gaz ortamına enjektörden eksenel yönde silindirik biçimde püskürtülen sıvı ve
ortam gazı arasında aerodinamik etkileşimler sonucu, sıvı yüzeyi üzerinde
dalgalanmalar meydana gelmektedir. Damlacıklar sıvı yüzeyinden kararsız bir şekilde
ayrılmaktadır [127].
O’Rourke ve Amsden [138], Taylor Analoji Parçalanma (TAB) modelini önermişlerdir.
Model, bir gaz ortamına belirli hızda salınımlı olarak nüfuz eden bir damlacık ile
salınımlı bir yay-kütle sistemi arasındaki kıyaslamaya dayanmaktadır. Bu modelde
damlacık bir yay-kütle sistemi gibi düşünülmektedir. Damlacık için bir deformasyon
denklemi
çözülmekte
ve
maksimum
deformasyondan
sonra
damlacıklar
parçalanmaktadır. TAB modeli genellikle, püskürtme içerisindeki damlacıkların dinamik
çekme katsayılarının hesaplanması için gerekli deformasyonlarının belirlenmesi
amacıyla kullanılmaktadır. Yapılan araştırmalara göre; Diesel motorlardaki gibi
aerodinamik kuvvetlerin üstün olduğu yüksek püskürtme basınçları altında püskürtme
hesaplamaları için TAB modelinin en iyi elverişli olduğu düşünülmektedir. Modelde,
kütle üzerindeki dış kuvvet, yayın dengeleme kuvveti ve sönümleme kuvveti ile yüzey
gerilimleri, sıvının viskozitesi, gaz aerodinamik kuvvetleri arasında ayrı ayrı kıyaslamalar
yapılmaktadır. TAB modelinde parçalanma sonrası, küçük damlacıkların salınımları
üzerindeki sıvı viskozitesinin etkileri belirlenerek, damlacık parçalanması için kritik bir
We sayısı olmadığı kabul edilmektedir.
TAB modelinde damlaların yeni küçük damlacıklara parçalanmasıyla tam bir dağılım
sağlanmakta olup yeni oluşan damlacıkların sayıları ve boyutları hakkında herhangi bir
63
bilgi verilmemekte ve damlacıklar hakkındaki değerler salınımdan ve yüzey
geriliminden meydana gelen kinetik enerji dengesi vasıtasıyla belirlenmektedir. TAB
modelinde parçalanma öncesi damlacığın enerjisi, sahip olduğu minimum yüzey
enerjisinin toplamıdır. Dalga ve TAB modeli HAD uygulamalarında ikincil parçalanma
olarak yaygın olarak kullanılmaktadır. TAB modeli ayrıca püskürtme açısını belirlemek
için de kullanılmaktadır [127].
İbrahim vd. [139], akışkan dinamiğine dayalı damlacık deformasyon ve parçalanma
modelini (DDB) geliştirmişlerdir. DDB modelinde damlacığın aşırı bir şekilde deforme
olduğu ve ilk damlacığın geniş bir boyuta sahip akış tarafından deforme edildiği kabul
edilir. Modelde TAB modelde belirlenmeyen lineer olmayan etkiler üzerinde
durulduğundan TAB modele alternatif olarak uygulanmaktadır [127].
4.4 Damlacıkların Çarpışması ve Birleşmesi
Birçok sprey uygulamalarında, özellikle içten yanmalı motorlarda damlacıkların
çarpışması ve birleşmesi (Şekil 4.4) gerçekleşmektedir. Damlacıkların birleşmesinde 2
damlacık birleşerek tek bir damlacık oluşturmaktadır. Özellikle damlacıkların
aralarındaki mesafe kritik değerden daha kısa olduğu zaman bu birleşme oluşmaktadır.
Bu çarpışmaların ortalama damlacık boyutlarına, üç boyutlu dağılımlarına, sayı
yoğunluğuna ve hızlarına etkisi vardır. Bu nedenle gaz ile damlacıkların arasındaki
kütle, momentum ve enerji transferine etkisi vardır [140, 141].
Damlacıkların çarpışması ve birleşmesi ile ilgili Brenn ve Frohn [140, 142], tarafından
propanol ve hekzadekan sıvıları üzerine deneysel çalışmalar yapılmıştır. Ancak bu
çalışmalar daha çok gözlemsel nitelikte olmuştur. Orme 1997 [141], hidrokarbon
damlacıklarının çarpışma dinamiğinin su damlacıklarına göre daha karmaşık olduğunu
ifade etmiştir. Bunun sebebi olarak fiziksel özellikleri göstermiştir.
64
Şekil 4.4 Damlacıkların çarpışması ve birleşmesi [141]
4.5 Yanma Modelleri
Diesel motorlarda yanma prosesi çok karmaşık olup detaylı mekanizmaları halen tam
olarak anlaşılamamıştır. Diesel motorlarda yanma (Şekil 4.5), kısmi ön karışımlı
yanmayı ve kısmi difüzyon yanmasını içeren heterojen yanmadır [143, 144].
Şekil 4.5 Diesel motorda yanma prosesleri [143,144]
65
Heterojen yanma için birçok matematiksel modeller geliştirilmiştir. Detaylı çok boyutlu
modeller için kısmi diferansiyel ve iletim denklemleri nümerik olarak çözülmektedir.
Modeller 0 boyutlu (tek bölgeli) ve çok boyutlu (çok bölgeli) modeller olarak
sınıflandırılmaktadır [143,144].
4.5.1 Tek Bölgeli Yanma Modeli
Literatürde yapılmış olan çalışmalar incelendiğinde genelde tek ve iki bölgeli yanma
modelleri uygulanmıştır. Tek bölgeli yanma modeline göre, iş gazının termodinamik
durumu yalnız sürenin fonksiyonu olmakla birlikte yanma odasının içeriği tüm
safhalarda homojen karışmıştır. Şekil 4.6’da piston, silindir, silindir kafası ve
supablarından ve oluşan tipik bir motor yanma odası görülmektedir. Kütle ve enerji
akışları incelendiğinde, yanma odasında ki kütle ve enerji transferi sırayla (4.6) ve (4.7)
eşitliği ile ifade edilmektedir [113].
Şekil 4.6 Tek bölgeli yanma modeli [113]
dmsil dmin dmeg dmy dmbb
=
+
+
+
dt
dt
dt
dt
dt
(4.6)
dmeg
dUsil dQ w dQkim
dV
dmbb
dmy
dmin
=
+
- Psil sil +
hin +
heg +
hy +
h
dt
dt
dt
dt
dt
dt
dt
dt bb
(4.7)
Silindir gazının yanma sonu sıcaklığı ve basıncı, belirli bir dolgu kompozisyonu için iç
enerji değişiminin sıcaklık ve basınca bağlı değişim korelasyonları ile tanımlanmıştır.
66
Buna göre toplam diferansiyel iç enerji değişimi belirli gaz kompozisyonu için (4.8)
eşitliği ile edilebilmektedir.
dU
dt
=
d(mu )
dm
du
=u
+m
dt
dt
dt
(4.8)
Spesifik iç enerji U, sıcaklık, basınç ve yakıt fazlalık katsayısı fonksiyonu olarak da (4.9)
eşitliği ifade edilebilmektedir.
dU
dt
=u
dm
dt
+m
δu dT
δT dt
+
δu dp
δp dt
+
δu dφ
(4.9)
δφ dt
Basitleştirilmiş ideal gaz denklemi (4.10) eşitliği ile verilmektedir [113].
p
dV
dt
+V
dp
dt
= mR
dT
dt
+ RT
dm
dt
+ mT
dR
(4.10)
dt
4.5.2 İki Bölgeli Yanma Modeli
Tek bölgeli yanma modelinde kimyasal reaksiyonların sıcaklık ile üssel değişimi
nedeniyle NOx oluşum mekanizmasının belirlenmesi mümkün olmamaktadır. NOx
oluşumunun belirlenmesinde silindir sıcaklık değerinin ortalama değeri yerine, silindir
içi pik sıcaklık değerinin bilinmesi daha önemlidir.
Heider vd. [145], termodinamik silindir modelinin bu eksikliklerinin giderilmesi için
ampirik iki bölgeli yanma modelini geliştirmişlerdir (Şekil 4.7). Bu modele birinci bölge
yüksek sıcaklıkta gazların bulunduğu reaksiyon bölgesi olup ikinci bölge ise temiz hava
ile bir miktar art gazın bulunduğu bölgedir. Bu yaklaşıma göre, NOx oluşum oranı
reaksiyon bölgesindeki sıcaklığa bağlıdır.
67
Şekil 4.7 İki bölgeli yanma modeli [145]
Bu iki bölgedeki durum analizi için aşağıda verilen şartlar ve kabuller yapılmakta olup
boyutsuz tek bölgeli yanma çözümleri kullanılmaktadır.
Her iki bölgede de ideal gaz davranışı gözlenmektedir.
Yanmada açığa çıkan ısı yalnızca reaksiyon bölgesinden yayılmaktadır.
Kütle ve hacim her iki bölgede de korunmaktadır.
Bölge 1 ile 2 arası sıcaklık farkı yanmadan önce maksimum, egzoz supabı açılıncaya
kadar karşılıklı ısı transferi sonucu 0 değerine inecektir.
Reaksiyon eşdeğerlik oranı φ1 zaman içinde sabit olarak kabul edilmektedir.
Bu kabullere göre (4.11), (4.12) ve (4.13) eşitlikleri yazılabilir. Yanma ve yanma
olmayan bölge 1 ve 2 numaraları ile temsil edilmektedir.
m1 + m2 = msil , V1 + V2 = Vsil ,p1 = p2 = psil
(4.11)
m1 ( ) = mh,1 ( ) + my ( )
(4.12)
m1 ( ) = my ( ).
hystok
1
+1 =
Qkim ( )
BI
.
hystok
+1
(4.13)
1
Bölgelerin hacimleri, kütle sıcaklık ve silindir basıncına bağlı olarak ideal gaz
denkleminden (4.14) aşağıda gibi hesaplanır.
68
mR T
Vi = i i i
psil
m1 T1 + m2 T2 = msil Tsil
(4.14)
Yukarıda ifade edildiği gibi yanma esnasında 1. bölgeden 2. bölgeye enerji transferi
olduğundan iki bölge arasında sıcaklık farkı azalmaktadır. Bu enerji transferi motorun
yanmanın olduğu ve dışarıdan tahrik edildiği durumda elde edilen basınç değerleri ile
ampirik olarak ifade edilebilmektedir [113].
4.5.3 Çok Bölgeli Yanma Modelleri
Girdaplı Yayılma Modeli (EDM), Magnussen ve Hjertager [146] tarafından geliştirilmiş
olup ön karışımsız türbülanslı yanmalara uygulanmaktadır. Bu model girdaplı
parçalanma modelinden türetilmiştir. Bu modele göre reaksiyon hızı yakıt, oksidan
veya yanma ürünleri ile sınırlıdır olup reaksiyon oranı türbülans ile kontrol
edilmektedir[147].
Fraktal modelde, yanma sınırındaki eğimler sonucu artan tutuşma hızı, bir iletim
denkleminin çözümüyle elde edilmemekle birlikte farklı boyutlarda çeşitli benzerliklerle
varsayımlar yapılmaktadır [113].
Patterson vd. [148], tarafından, laminar ve türbülanslı karakteristik zaman skalası
modeli, geliştirilmiştir. Diesel motorlarda ön karışımsız yanmanın modellenmesi için ön
karışımlı yanmada kullanılan eşitliklerde bazı modifikasyonlar yapılarak adapte
edilmiştir.
Karakteristik zaman ölçekli yanma modeli, Diesel motorlarda belirgin bir alev cephesi
olmadan ön karışımsız yanmayı tanımlamak için çok uygun gözükmektedir. Bu yanma
modeli ile göreceli sadeliği göz önünde bulundurulunca genel olarak çok mantıklı
sonuçlar elde edilmiş ve Diesel motor yanması üzerine pek çok çalışma için
uygulanmıştır [113].
Tutarlı Alev Modeli (CFM) alev yüzeyindeki yoğunluk esas alınarak geliştirilmiş bir
modeldir. Bu modelde, türbülans reaksiyon bölgesi, türbülanslı akış alanı içerisinde
gerilmeye maruz kalan fakat laminar (katmanlı) ufak boyutlu tutuşmaları bölgesel
olarak muhafaza eden alev oluşum elemanlarının bir topluluğu olarak ifade
69
edilmektedir. CFM, ilk olarak ön karışımlı yanma için geliştirilmiştir. Burada alev
cephesi çok ince olup taze karışımı ve yanmış gazları birbirinden ayırmaktadır [149].
Model, türbülanslı yanma sınırında küçük alevler olarak tanımlanan ara yüzeyleri
belirleyerek, difüzyon yanma sırasında yakıt ve oksidanı ayırmaktadır. Bu küçük alevler,
birim hacimdeki tutuşma alanında tutuşma yüzey yoğunluğu için bir iletim denklemi
çözülerek hesaplanmaktadır [113].
70
BÖLÜM 5
BIODIESEL ÜRETİMİ VE DENEYSEL ÇALIŞMA
5.1 Biodiesel Üretimi
3 LD 510 tipi DP, hava soğutmalı ve tek silindirli Diesel motorda silindir içi yanmanın
HAD yöntemi ile modellenebilmesi için öncelikli olarak motorun performans ve
emisyon değerleri deneysel olarak incelenmiştir. Motor emisyon ve performans
deneylerinde kullanılan Biodiesel, TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM) Enerji
Enstitüsü “Biodiesel Üretim ve Saflaştırma” laboratuarında transesterifikasyon
yöntemiyle kolza yağından üretilmiş olup TS EN 14214 standardına göre analiz
edilmiştir. Biodiesel üretiminde hammadde olarak kolza yağı, katalizör olarak NaOH,
alkol olarak CH3OH kullanılmıştır. Biodiesel üretimine etki eden ön önemli
parametrelerden biri hammaddedir. Hammaddenin yağ asidi profili üretilen biodieselin
fiziksel özelliklerine etki etmektedir. Biodiesel üretiminden önce tedarik edilmiş olan
kolza yağının asit sayısı, su ve metal içeriği ile birlikte yağ asidi içeriği belirlenmiştir.
Tüm bu özellikler transesterifikasyon işleminin verimi etkileyen parametrelerdir.
Örneğin yağın içindeki alkali metaller, serbest yağ asidi varlığında sabun oluşumuna
neden olur. Sabun oluşması hem proses verimini düşürür hem de iyi saflaştırma
yapılmazsa biodieselin kalitesini olumsuz yönde etkiler. Benzer şekilde yağın içindeki
serbest yağ asitleri ve su da proses verimini düşüren etkenlerdir. Aynı zamanda yağın
molekül ağırlığı da hesaplanmıştır (Çizelge 5.1)
71
Çizelge 5.1 Kolza yağının özellikleri
Özellikler
Kolza yağı
Asit sayısı (mg KOH/g yağ)
0,18
Yoğunluk (g/ml)
0,9211
Su içeriği (ppm)
275
İyot sayısı (g iyot/100g yağ)
102
Na (ppm)
2
K (ppm)
11
Mg (ppm)
11
Ca (ppm)
31
P (ppm)
32
Molekül ağırlığı (g/mol)
882,76
Biodiesel üretiminde sıcaklık kontrollü sirkülatörlü su banyosu, 500 mL, 1000 mL, 2500
mL ve 5000 mL hacimli ısıtma ceketli reaktörler ve bu reaktörlere bağlı geri soğutucular
ile mekanik karıştırıcı kullanılmıştır. Biodiesel üretiminde (Şekil 5.1) metanol:yağ oranı
6:1 ve katalizör olarak da yağın ağırlıkça %1’i kadar NaOH kullanılmıştır.
Yapılan deneylerde, yağ ısıtma ceketli cam reaktörde 65°C olan reaksiyon sıcaklığına
kadar sürekli karıştırılarak ısıtılmıştır. Ayrı bir yerde NaOH katalizörü metanol ile
karıştırılarak yaklaşık 40°C’ye ısıtıldıktan sonra 65°C’deki yağın üzerine eklenerek
transesterifikasyon reaksiyonu başlatılmıştır. Reaktördeki karışım reaksiyon boyunca
mekanik karıştırıcı ile 700 d/d sabit hızla sürekli olarak karıştırılmıştır.
Şekil 5.1 Biodiesel üretim düzeneği
72
2 saatlik bir reaksiyon süresinden sonra karıştırma ve ısıtma durdurularak reaksiyon
sonlandırılarak reaktördeki biodiesel fazı ile gliserol fazının ayrılması için karışım 4 saat
bekletilmiştir. Alt faz olan gliserol fazı reaktörün alt kısmında yer alan musluktan
alınarak iki faz birbirinden ayrılmıştır. Biodieselin içindeki fazla metanol, döner
buharlaştırıcı (Şekil 5.2) yardımı ile alınmıştır.
Şekil 5.2 Döner buharlaştırıcı ile metanol ayırma
Fazla metanolü giderilen biodiesel içinde kalan az miktarda katalizör ve sabun gibi
safsızlıkların giderilmesi amacıyla su ile yıkanarak ve suyun döner buharlaştırıcı
kullanılarak giderilmesi ile saflaştırılmıştır (Şekil 5.3).
Şekil 5.3 Biodiesel üretiminde saflaştırma
Diesel ve Biodiesel yakıtlarının analiz sonuçları Çizelge 5.2 ve Çizelge 5.3’te
verilmektedir.
73
Çizelge 5.2 TS EN 14214 standardına göre biodiesel analizleri
REFERANS
ÖZELLİK
BİRİM
3
SINIR
DEĞERLERİ
ÖLÇÜM
ÖLÇÜM
DENEY
BELİRSİZLİĞİ
DEĞERİ
YÖNTEMİ
EN AZ
EN ÇOK
860
900
0,1
883,7
ISO 12185
Yoğunluk
kg/m
Viskozite (Akmazlık)
mm /s
3,50
5,00
0,0197
4,482
EN ISO 3104
Toplam Kirlilik
mg/kg
-
24
-
1,50
EN 12662
Oksidasyon Kararlılığı
h
6,0
-
0,1
10,47
EN ISO 12205
Parlama Noktası
o
120
-
0,2
176
EN ISO 3679
Soğuk Filtre Tıkanma Noktası
o
-
-
—10
EN 116
Karbon Kalıntısı
% (m/m)
-
0,30
-
0,130
EN ISO 10370
Metanol
% (m/m)
-
0,20
-
0,03
EN 14110
Su
mg/kg
-
500
19
440
EN ISO 12937
Sülfatlanmış Kül
% (m/m)
-
0,02
-
0,002
ISO 3987
Kükürt
mg/kg
-
10,0
-
10,0
ISO 20846
Fosfor
mg/kg
-
10,0
-
<4
EN 14107
mg/kg
-
5,0
-
0,56
mg/kg
-
5,0
-
1,30
EN 14538
-
120
1,73
109
EN 14111
*Sodyum
*Potasyum
Kalsiyum
Magnezyum
2
C
C
g.
İyot Sayısı
iyot/100g
+5 (Yaz)
-15 (Kış)
EN 14108
EN 14109
Monogliserol
% (m/m)
-
0,80
-
0,52
Digliserol
% (m/m)
-
0,20
-
0,07
Trigliserol
% (m/m)
-
0,20
-
<0,10
Serbest Gliserol
% (m/m)
-
0,02
-
<0,06
Toplam Gliserol
% (m/m)
-
0,25
-
0,144
Ester
% (m/m)
96,5
-
-
97,8
EN 14103
Linolenik asit metil esteri
% (m/m)
-
12,0
-
9,17
EN 14103
-
0,50
0,38
0,46
Gliserol
Gliserol
Asit sayısı
mg
KOH/g
EN 14105
EN 14104
Çoklu doymamış metil esterleri
% (m/m)
-
1,0
-
-
EN 14103
Setan sayısı
-
51,0
-
-
55,5
EN ISO 5165
Bakır şerit korozyonu
derece
Sınıf 1
-
1
EN ISO 2160
74
Çizelge 5.3 TS EN 590 standardına göre Diesel yakıtı analizleri
ANALİZ
BİRİM
3
Yoğunluk, 15ºC
ANALİZ
SONUCU
EN 590
EN AZ EN ÇOK
820
845
ANALİZ
METODU
ISO 12185
2,00
55
EN ISO 3104
EN 12662
EN ISO 12205
EN ISO 2719
Kinematik Viskozite 40ºC
Toplam kirlilik
Oksidasyon Kararlığı
Parlama Noktası
kg/m
2
mm /s
mg/kg
3
g/m
ºC
838,2
2,729
<6
4
65,5
Soğuk Filtre Tıkanma Noktası
ºC
—11
-
%H/H
36,1
-
65
%H/H
ºC
%m/m
mg/kg
%m/m
mg/kg
%H/H
94,7
351,5
<0,1
85
0,0015
809
<0,05
85
-
360
0,30
200
0,01
1000
5
%m/m
5,6
-
11
EN 12916
µm
Derece
51,5
309
1a
51
-
460
1
EN ISO 5165
EN ISO 12156–1
EN ISO 2160
Destilasyon
250ºC elde edilen
350ºC elde edilen
%95’in elde edildiği sıcaklık
Karbon Kalıntısı
Su
Kül Tayini
Kükürt
Yağ Asidi Metil Esteri (YAME)
Polisiklik
Aromatik
Hidrokarbonlar
Setan Sayısı
Yağlama Özelliği
Bakır Şerit Korozyon
Yaz:1Nisan–30.Eylül (±15 gün)
4,50
24
25
+5(Yaz)
-15(Kış)
EN 116
EN ISO 3405
ISO 20847
EN ISO 12937
EN ISO 6245
ISO 8754
EN 14078
Kış: 1.Ekim–31.Mart (±15 gün)
5.2 Motor Performans ve Egzoz Emisyon Deneyleri
Diesel ve biodiesel yakıtları ile karşılaştırmalı olarak yapılan motor performans ve egzoz
emisyon (CO, CO2, NO, SO2) deneyleri Anadolu Motor Üretim ve Pazarlama A.Ş
Fabrikası’nda yapılmıştır. Deneyler için Anadolu Motor’un 3 LD 510 tipi motor (Şekil
5.4) için kurmuş olduğu performans ve yakıt tüketimi ölçüm düzeneği (Şekil 5.5)
kullanılmıştır.
Şekil 5.4 Deney motoru genel görünümü
75
Performans ve emisyon deneyleri her iki yakıt için maksimum gaz konumunda 3000–
1600 d/d aralığında 200 d/d aralıklarla tam yük şartlarında 8 noktada yapılmıştır.
Deneylere motor kararlı hale geldikten sonra başlanmıştır. Motor her bir devir ve yük
konumunda yaklaşık 5 dakika çalıştırıldıktan sonra veriler kaydedilmiştir. Motorun
teknik özellikleri Çizelge 5.4’te görülmektedir. Deney düzeneğinin şematik görünümü
Şekil 5.6’da verilmektedir.
Çizelge 5.4 Deney motoru teknik özellikleri
Modeli
Silindir sayısı (adet)
Silindir çapı (mm)
Stroku (mm)
Strok hacmi (cm3)
Sıkıştırma oranı
Devir (d/d)
Güç (BG)
Maksimum moment (kg-m)
Yakıt tüketimi (g/BGh)
Yağ tüketimi (gr/h)
Boş ağırlık (kg)
IVC (o KMA)
EVO (o KMA)
IVO (o KMA)
EVC (o KMA)
Püskürtme Şekli
3 LD 510
1
85
90
510
17,5:1
3000
12
3,35 @1800 d/d
190
10
60
592
134
338
389
DP
Şekil 5.5 Deney düzeneği
76
Şekil 5.6 Deney düzeneğinin şematik görünümü
1. Dinamometre 2. Diesel motor 3. Kontrol ünitesi 4. Yakıt tankı ve terazi 5. Emisyon
cihazı
5.2.1 Döndürme Momentinin Ölçülmesi
Döndürme momenti (torku) bir motorun iş yapabilme yeteneğini göstermektedir.
Döndürme momenti mekanik, hidrolik ve elektromanyetik dinamometreler yardımı ile
ölçülebilmektedir. Bu çalışmada, içten yanmalı motorda güç ve moment ölçmek için
maksimum çalışma devri 13000 d/d ve maksimumum gücü 44 kW olan Barghi & Saveri
marka FE60S model eddy akım dinamometresi kullanılmıştır. Motorun krank mili çıkışı
dinamometreye
bağlanarak
dinamometrenin
rotoruna
güç
iletilmektedir.
Dinamometre, kumanda panosu üzerindeki potansiyometre ile elektrik enerjisi
verilerek iki yerinden yataklanmış bir manyetik fren ile frenlenmeye çalışılmaktadır. Bu
durumda manyetik frenin statoru da dönmek istemektedir. Fakat statorun üzerinde
dönme ekseninden belirli mesafe uzaklığında bir yük hücresi olup, bu yük hücresinin
diğer ucu gövdeye sabitlenmiş durumdadır. Böylece motorun dönme momenti yük
hücresi üzerine gelen kuvvet*mesafe olarak hesaplanabilmektedir. Şekil 5.7’de motor
deney düzeneğinde döndürme momentinin ölçülmesinde kullanılan sistemin çalışma
prensibi gösterilmektedir.
77
Şekil 5.7 Deney düzeneğinde döndürme momentinin ölçülmesi
Stator üzerinde bulunan kol yük hücresine baskı yaparak, bir devirde 2πr yolu boyunca
kuvvet uygulamaktadır. Bu kuvvet motorun döndürme momenti olarak ifade
edilmektedir. Statoru döndürmeye çalışan F kuvvetinin oluşturduğu moment (5.1)
eşitliği ile hesaplanabilmektedir.
(5.1)
Md = F * L
Buradaki L uzunluğu, F kuvvetinin etkidiği nokta ile rotor merkezi arasındaki mesafeyi
ifade etmektedir.
5.2.2 Efektif Gücün Hesaplanması
Motorun yanma odasında birim zamanda elde edilen iş indike güçtür. İndike gücün bir
kısmı egzoz gazlarını dışarı atmak ve taze havayı emmek için kullanılmaktadır. Bir kısmı
yataklar, piston segmanları gibi mekanik elemanların sürtünmelerini yenmek, diğer bir
kısmı ise döner elemanlar için harcanmaktadır. (5.2) eşitliği ile verilen efektif güç bir
motordan elde edilen yararlı gücün göstergesidir. Efektif güç (Pe), döndürme momenti
ve açısal hıza bağlı olarak değişmektedir.
(5.2)
Pe = ψ * Md
Motor devri (n) d/d cinsinden olduğundan açısal hız (5.3) eşitliği ile ifade
edilebilmektedir.
(5.3)
ψ = 2πn 60 = πn 30
Açısal hızı, (5.3)’te yerine koyup birimi kW cinsine dönüştürsek,
78
Pe = (πn 30)Md 10-3 Pe = (πn 9549, 58)Md
(5.4)
Motorun gücü ise takometreden gelen dönme hızı ile belirlenmiştir. Motor tam gazda
iken manyetik fren devir önce boşta devri olan 3250 d/d’dan 3000 d/d’ya düşene kadar
yüklenmiştir. Daha sonra fren gücü arttırılarak yukarıda ifade edilen devirler için
moment ve güç değerleri hesaplanmıştır.
Şekil 5.8’de içten yanmalı motor ile dinamometre arasında kaplin sistemi ve Şekil
5.9’da kontrol paneli görülmektedir.
Şekil 5.8 Kaplin sistemi
Şekil 5.9 Kontrol paneli
79
5.2.3 Özgül Yakıt Tüketiminin Hesaplanması
Özgül yakıt tüketimi, birim güç başına, birim zamanda tüketilen yakıt miktarı olarak
ifade edilmektedir. Şekil 5.10’da deney düzeneğinde yakıt tüketiminin ölçülmesinde
kullanılan sistem gösterilmektedir. Deneylerde 50 gr yakıtın tüketildiği saniye
kronometre ile ölçülmüştür (Şekil 5.11).
Şekil 5.10 Deney düzeneğinde yakıt tüketiminin ölçülmesi
Şekil 5.11 Deney düzeneğinde yakıt tüketiminin ölçülmesi
80
5.3 Egzoz Emisyon Ölçüm Sistemi
Emisyon gazları TÜBİTAK MAM Çevre Enstitüsü ile birlikte Anadolu Motor’da yer alan
deney düzeneğinde ölçülmüştür. Emisyon gazlarını ölçmek için Horiba PG–250 cihazı
deney düzeneğine bağlanmıştır (Şekil 5.12). Egzoz hattından emiş yapılarak egzoz
gazlarının içerisindeki CO, CO2, O2, SO2, ve NO miktarlarının tespiti yapılmıştır.
Şekil 5.12 Emisyon ölçüm sistemi
Cihaz ile tespit edilen emisyon gazlarının ölçüm prensipleri aşağıda ifade edilmektedir.
O2 analizörün ölçüm prensibi (Galvanik Hücre metodu): Anot olarak Altın metali, katot
olarak metalik olmayan kurşun ve elektrolit olarak da KOH veya KCl kullanılmaktadır.
Elektrotlara uygun bir rezistansın bağlanmasıyla gaz, geçirgen membrandan geçer ve
oksijen dahil aşağıda elektrokimyasal reaksiyonda görüldüğü anot tarafından
indirgenir. Elektrokimyasal reaksiyon tarafından elektrik akımı oluşturularak ölçüm
yapılır ve oksijen konsantrasyonu (5.5) ve (5.6) belirlenir.
Anot:
Katot:
O2 + 2H2O + 4e2Pb
4OH-
(5.5)
2Pb2+ + 4e-
(5.6)
NO analizörünün ölçüm prensibi (Kemilüminesans metodu): Örnek gazı içindeki NO,
örnek gazı ozon ile karşılaştığında ozon ile reaksiyona girer ve yükseltgenerek NO2’ye
dönüşür. Oluşan NO2 uyarılmış konuma geçer. Uyarılmış konumdan normal (temel)
konuma geçerken enerji verir. Bu olay kemilüminesans (5.7) ve (5.8) olarak adlandırılır.
81
NO + O3
NO2
NO2 + O2
(5.7)
NO2 + h
(5.8)
Bu reaksiyon çok hızlıdır ve yalnızca diğer gazlar tarafından etkilenmeyen mevcut NO
iştirak eder. Eğer NO konsantrasyonu düşük ise konsantrasyona bağlı olarak elde edilen
enerji de düşüktür.
CO ve SO2 analizörün ölçüm prensibi (Non-dispersiyon metodu): HORIBA infrared gaz
analizörleri içten yanmalı motorlar, duman bacalarından yayılan kirliliklerin gözlenmesi,
örnek gazlarının denetlenmesi amacıyla ölçülmesinde kullanılır. PG–200 serileri, bir
örnek gazındaki bileşik konsantrasyonunun ölçülmesi için non-dispersif infrared
analizleme metodu kullanır. Bir infrared analizör, ölçülen bileşenin değişen
konsantrasyonunu devamlı olarak ölçmek için ölçülen bileşik tarafından absorbe edilen
infrared miktarının tespit edilmesi üzerine kuruludur.
CO2 analizörün prensibi (Non-dispersiyon metodu): CO2 analizörü iki piroelektrik
element sensörü kullanır. Birincisi; ana sensör olup CO2’nin absorpsiyonunu ölçer,
diğeri; referans sensör olup algılanan ışık miktarı ile CO2’in absorpsiyonunu ayırmak
için bir dalga boyu kullanır. İnfrared ışınları örnek analizöründen geçip CO2 tarafından
absorbe edilirken ana sensörden gelen sinyal miktarı düşer. Böylece, CO2 sinyali ana
sensörün sinyali ve referans sensörün sinyali arasındaki farlılığın hesaplanmasıyla elde
edilir. Referans sinyal tarafından CO2 sinyalinin bölünmesiyle, analizör kirliliğinden ışık
miktarındaki dalgalanmalar doğrulandıktan sonra, sinyal CO2 konsantrasyonuna
dönüştürülür. Cihazın emisyon ölçüm aralıkları aşağıda verilmektedir.
CO 0 – 5000 ppm
SO2 0 – 1000 ppm
NO 0 – 5000 ppm
O2 0 – 21 (% Hacim)
CO2 0 – 20 (% Hacim )
82
BÖLÜM 6
HESAPLAMALI AKIŞKANLAR DİNAMİĞİ İLE SOĞUK AKIŞ VE YANMANIN
MODELLENMESİ
Çalışmanın bu bölümünde performans ve emisyon deneyleri yapılan motor için yanma
odasına ait geometrinin ve çözüm ağının hazırlanması, soğuk akış ve yanmanın
modellemesinde kullanılan temel korunum denklemleri ve çözüm algoritması
anlatılmıştır. Bunlarla birlikte soğuk akış ve yanmada kullanılan türbülans modeli,
atomizasyon modeli, damlacık parçalanma, çarpışma, buharlaşma, duvar etkileşim,
yanma ve emisyon modelleri matematiksel olarak açıklanmıştır.
Modelleme çalışması için Anadolu Motor Üretim ve Pazarlama A.Ş’ den Diesel motora
ait yanma odasının belirlenmesi amacıyla teknik çizimleri elde edilmiştir. Elde edilmiş
olan teknik çizimlere göre motorun yanma bölgesi çizilmiştir. Bu yanma odası için
soğuk akıştan sonra 3000–1600 d/d aralığında 200 d/d zaman adımlarında Diesel yakıtı
ve biodiesel için farklı püskürtme avanslarında, püskürtme sürelerinde ve damlacık
sayılarında
yanma
prosesi
uygulanmıştır.
Sonuçlar
deneysel
çalışma
ile
karşılaştırılmıştır.
6.1 Geometri ve Katı Modelleme
Anadolu Motor’dan yanma odası ile ilgili teknik çizimler elde edildikten sonra motorun
yanma bölgesi olan kısımları ABAQUS programında oluşturulmuştur. Piston üst yüzeyi,
silindir kafası, emme ve egzoz manifold çizimleri elde edildikten sonra birleştirme
işlemleri yapılmıştır. ABAQUS'ta geometri birleştirildikten sonra çözüm ağı öncesinde
83
hesaplamalı akışkanlar dinamiği çizimlerden kalan hatalar düzeltilmiştir. Yüzey çözüm
ağı yapılmıştır (Şekil 6.1). Parça STAR-CCM+'ta yüzeylere bölünerek global eksen takımı
ES-ICE modülünde istenen şekle getirilmiştir. Bu işlem sırasında supablar, portlar ve
piston kasesi birbirinden ayrılarak farklı sınır koşullar olarak kaydedilmiştir.
Birleştirilmiş parça ES-ICE modülüne hazır hale getirilmiştir. Geometride piston üst
yüzeyi, silindir kafası ile piston arasındaki kısım ve trim yapılacak yüzeyler tanımlanmış
olup veritabanına kaydedilmiştir.
Şekil 6.1 Yanma odasının yüzey çözüm ağı
6.2 ES-ICE’da Yapılan Çalışmalar
6.2.1 Çözüm Ağ Yapısı
ES-ICE, STAR-CD’nin Diesel ve benzinli motor simülasyon modülüdür. Zamana bağlı
çözümlerde motor akışkan hacminin hareketli geometri nedeni ile her zaman adımında
yeniden oluşturulması gerekmektedir. ES-ICE sayısal çözüm ağının oluşturulması,
hareketli hale getirilmesi başlangıç koşulları ve sınır koşullarının tanımlanmasında
kullanılır. İlk aşamada hareketli bölgeler ve hareketsiz bölgelere ayrılmış katı model ve
yüzey çözüm ağı motorun ÜÖN’daki konumunda ES-ICE’a aktarılmıştır (Şekil 6.2).
84
Şekil 6.2 Yanma odasının hacim çözüm ağı ve kesit resmi
Aktarım işleminin sonrasında hacim çözüm ağının oluşturulması ve hareketli parçaların
tanımlanması için gerekli olan eğriler ve eksen takımları oluşturulmuştur. Bu işlemin
ardından motorun karakteristik özellikleri olan çap, strok, supab hareket bilgileri ESICE’a aktarılmış ve tüm bu aşamaların sonrasında trim metodu ile hacim çözüm ağı
oluşturulmuştur.
Sayısal çözüm ağı oluşturulurken silindir içersinde altı yüzlü elamanlar (hekzahedral),
emme ve egzoz kanallarında ise hekzahedral ve dört yüzlü (tetrahedral) elemanlar
kullanılmıştır (Şekil 6.3). Altı yüzlü elemanlar hareketli çözüm ağı için gerekli olup daha
kısa hesaplama süresinde daha kararlı ve doğru sonuçlar vermektedir. Ancak
geometrinin karmaşık olduğu kanallarda (emme-egzoz kanallarında) tetrahedral
elemanlar kullanılmıştır. Sayısal çözüm ağı, emme ve egzoz kanallarını ve silindir içi
hacmi kapsamaktadır. Oluşturulan hücre sayısı, alt ölü noktada seyrek çözüm ağı için
168,448 olmaktadır. Emme ve egzoz kanallarını ve silindir içi hacmi için çözüm ağı
oluşturulurken malsimum silindir içi basıncının hücre sayısı ile değişmediği minimium
hücre sayısı, hücre kalitesi ve çözüm zamanı dikkate alınmıştır. Çizelge 6.1’ve Şekil
6.3’de 4 farklı hücre sayısı için hesaplama zamanı ve maksimum silindir içi basınç
değerleri verilmiştir. Şekil 6.4’de ise ağ yapısı görülmektedir. Motorun karmaşıklığı
sebebiyle sayısal çözüm ağı farklı topolojilerle üç ana alana (emme kanalı, egzoz kanalı,
silindir içi hacim) ayrılmış ve her bir alanda birbirinden ayrı çözüm ağı oluşturulmuştur.
Böylece hem çözüm ağı kalitesi arttırılmış hem de çözüm ağı oluşturmak için gereken
süre azaltılmıştır. Farklı alt tanım bölgelerinin koordinasyonları birbirinden ayrı
bölgelerin yüzeylerini birleştiren keyfi ara yüzeylerle sağlanmıştır.
85
Çizelge 6.1 Farklı çözüm ağlarına göre maksimum silindir içi basınç değerleri
Çok Seyrek Çözüm Seyrek
Ağı
Çözüm Ağı
Hücre Sayısı
75,000
Maksimum
Geometri
düzgün
Silindir
içi tanımlanamadğından
basıncı
yanma olmamıştır.
(3000d/dk
Diesel yakıtı
için)
Çözüm Zamanı
-
120,000
53,08
Orta
Sıklıkta
Çözüm
Ağı
168,448
69,61 bar
24 saat
36 saat
Sık
Çözüm
Ağı
Çok Sık
Çözüm
Ağı
250,000
69,61
400,000
69,61
63 saat
80 saat
Şekil 6.3 Farklı çözüm ağlarına göre maksimum silindir içi basınç değerleri
Şekil 6.4 Çözüm ağı
86
Emme ve egzoz supabları altındaki çözüm ağı supabların silindir ile temas eden alt
yüzeylerinden oluşturulan bir düzlemin periyodik olarak aşağıya doğru indirilmesiyle
yaratılan altı yüzlü elemanlardan oluşmaktadır. Emme supabları kapalı olduğunda
emme kanalındaki çözüm ile silindir içindeki çözüm birbirinden bağımsız olmaktadır. Bu
çözüm şekli ise daha az işlemci zamanıyla çözüme ulaşılmasını sağlamaktadır. Bu
modellemede hareketli çözüm ağı ve sınır koşulları, Star-CD programında her bir zaman
adımı için bir durum tanımı şeklinde ifade edilir. Bu tanımlanan hareketli çözüm ağı ve
sınır koşullar duruma göre aktif ya da pasif duruma dönüştürülür. Örneğin silindirde
emme sırasında piston aşağı doğru inerken yeni çözüm ağı elemanları aktif hale gelir;
sıkıştırma durumunda ise, pistonun hareketi yukarı yöne olduğundan, aşağıda kalan
elemanlar ve sınır koşullar çözüm için pasif durumdadır. Hareketli çözüm ağı kavramı,
belirli elemanların sıfır hacme sahip olacak şekilde sıkıştırılıp, bu elemanlara ait
bilgilerin (basınç, sıcaklık, kütle, momentum, entalpi, vb.) komşu elemanlara
aktarılmasını içerir. Bu nedenle, korunum denklemleri hiçbir eleman tabakaları
kaldırılmadan sağlanmış olur. Aynı zamanda, eleman tabakaları aktif hale geldiğinde,
kendi gerçek hacimlerine geri dönmüş ve bilgilerini yüzey değerleriyle birlikte tekrar
içermiş olur.
6.2.2 Supab Kalkışı ve Yakıt Tanımlanması
ES-ICE’de çözüm ağı oluşturulduktan sonra PROSTAR’da simülasyona başlanmadan
önce motora ait emme ve egzoz supablarının kalkış haritası ve motor devirleri
programa girilmiştir. Diesel yakıtı olarak hepta metil nonan (C16H34) biodiesel olarak
metil oleat (C19H36O2) tanımlanmıştır. Yakıt, 4 delikli enjektörlerden püskürtülerek
silindir içine gönderilmiştir. Yanma modeli olarak ECFM-3Z, is modeli olarak Mauss
seçilmiştir. Zaman adımı 0,1o KMA seçilmiştir.
6.2.3 Başlangıç ve Sınır Koşulları
ES-ICE’de çözüm ağı oluşturulduktan sonra PROSTAR’da simülasyona başlanmadan
önce başlangıçtaki silindir içi sıcaklıklarının girilmesi gerekmektedir. Başlangıç koşulu
olarak silindir içerisinde, emme ve egzoz kanallarındaki basınç atmosfer koşullarında
87
seçilmiştir. Basınç 1 bar, sıcaklık ise 306oK olarak alınmış olup sıcaklıklar homojendir.
Motorun tüm bölümlerinde başlangıçta havanın hareketsiz olduğu kabul edilmiş ve
hızlar sıfır girilmiştir. Yakıt sıcaklığı ise 306oK olarak kabul edilmiştir.
Sınır koşulları olarak emme ve egzoz kanallarının atmosfere açıldığı kabulü yapılmıştır.
Dolayısıyla emme kanalı girişinde ve egzoz kanalı çıkışında atmosferik koşullar sınır
koşul olarak alınmıştır. Kanalların duvarları için ise adyabatik duvar sınır koşulu
seçilmiştir. Silindir duvarı 400oK, piston kafası 450oK ve silindir kapağı 500oK kabul
edilmiştir.
6.3 PROSTAR’da Soğuk Akış ve Yanma Simülasyonu
ES-ICE da yapılması gereken çalışmalar tamamlandıktan sonra PROSTAR’da model
okutulup çözüm işlemi başlatılmıştır. Bunun için çok fazlı akış modeli, türbülans modeli,
birincil ve ikincil parçalanma modelleri, NOx ve is oluşum modelleri, yakıtın fiziksel
özellikleri, her devir için püskürtülen yakıt miktarı, püskürtme avansı ve süresi
girilmiştir. Model çözüme hazırlandıktan sonra çözüm başlatılmıştır (Şekil 6.5).
Şekil 6.5 PROSTAR’a alınan model geometri
Tam çevrim analizinde 4 işlemcili, 4 GB hafızalı HPxW8400 bilgisayarda 3 işlemci
kullanılarak toplam çözüm zamanı yaklaşık 36 saat olmaktadır. Çözümde kullanılan
88
başlangıç ve sınır koşulları, temel denklemler, çözüm algoritması ve matematiksel
modeller aşağıdaki bölümlerde açıklanmıştır.
Özetle soğuk akış ve yanmanın simülasyonunda;
Diesel yakıtını temsil etmek için hepta metil nonan (C16H34)
Biodieseli temsil etmek için metil oleat (C19H36O2)
Çok fazlı akış için Lagrange modeli
Türbülans için RNG k-ε modeli
Atomizasyon (Birincil parçalanma) için Huh modeli
Damlacık parçalanması (İkincil parçalanma) için Reitz modeli
Yanma için ECFM-3Z yanma modeli
NOx oluşumu için Zeldovich mekanizması
İs için Mauss modeli kullanılmıştır.
Kanola yağından biodiesel üretildikten sonra biodiesel ve Diesel yakıtlarının gaz
kromotografi analizleri yapılmıştır. Yapılan analizlerde yakıtların kütlesel olarak %
bileşimleri belirlenip ortalama kütle hesabına göre simülasyonda Diesel ve biodiesel
yakıtlarını temsil eden hidrokarbon belirlenmiştir. Çizelge 6.2 ve Çizelge 6.3’de
yakıtların % kütlesel hidrokarbon bileşimleri ve Çizelge 6.4 ’de Diesel ve biodiesel
yakıtlarının programa girilen sıvı ve gaz özellikleri verilmektedir.
Diesel ve Biodiesel yakıtlarını tanımlayan hidrokarbonlar belirlendikten sonra yakıtların
sıvı ve gaz özellikleri programa girilmiştir. Sıvı yakıtların yoğunluk, viskozite, setan sayısı
ve alt ısıl değerleri TÜBİTAK MAM Enerji Enstitüsü Yakıt Analizleri laboratuarında
ölçülerek programa gerçek değerler girilmiştir. Sıvının diğer özellikleri ve gaz fazı
özellikleri ise Hysis programından elde edilmiş olup literatür ile doğrulanmıştır.
89
Çizelge 6.2 Diesel yakıtı gaz kromotografi analizleri
Karbon
Sayısı
C5
C7
C8
C9
C10
C11
C12
C13
C14
C15
C16
C17
C18
C19
C20
C21
C22
C23
C24
C25
C26
C27
%
0,013
0,129
0,39
1,42
3,68
6,426
9
10,12
11,9
9,31
8,91
7,81
7,26
6,31
4,87
3,91
3,022
2,29
1.44
0,83
0,5
0,4
% ( kütlesel)
0,00013
0,00129
0,0039
0,0142
0,0368
0,06426
0,09
0,1012
0,119
0,0931
0,0891
0,0781
0,0726
0,0631
0,0487
0,0391
0,03022
0,0229
0,0144
0,0083
0,005
0,004
Molekül
ağırlığı
72
100
114
128
142
156
170
184
198
212
226
240
254
268
282
296
310
324
338
352
366
380
Ortalama
Ağırlık
% ağırlık*
mol ağırlığı
0,00936
0,129
0,4446
1,8176
5,2256
10,02456
15,3
18,6208
23,562
19,7372
20,1366
18,744
18,4404
16,9108
13,7334
11,5736
9,3682
7,4196
4,8672
2,9216
1,83
1,52
222,33612
Hepta metil
nonan
(C16H34)
90
Çizelge 6.3 Biodiesel gaz kromotografi analizleri
Karbon
Sayısı
12
14
16,0
16,1
18
18,1
18,2
18,3
20,1
22,1
22
20,2
20,3
24
24,1
% ( kütlesel)
% kütle
0,010224949
0,061349693
4,580777096
0,224948875
1,840490798
60,21472393
20,75664622
9,642126789
1,226993865
0,071574642
0,91002045
0,030674847
0,143149284
0,132924335
0,153374233
0,0001022
0,0006135
0,0458078
0,0022495
0,0184049
0,6021472
0,2075665
0,0964213
0,0122699
0,0007157
0,0090891
0,0003064
0,0014297
0,0013276
0,0015319
Molekül
ağırlığı
214,31
242,36
270,43
268,43
298,484
296,468
294,452
292,436
324
352,574
354,574
322
320
382,62
380,62
Ortalama
Kütle
Molekül ağırlık*
% kütle
0,02191309
0,14868712
12,3877955
0,60383027
5,49357055
178,517388
61,1183599
28,1970499
3,97546012
0,25235358
3,22274163
0,09865196
0,45751634
0,50797181
0,5830576
295,586347
Metil Oleat
(C19H36O2)
Çizelge 6.4 Diesel yakıtı ve biodiesel simülasyonlarında kullanılan yakıt özellikleri
Yoğunluk* (kg/m3)
Moleküler ağırlık (kg/mol)
Kaynama Sıcaklığı (oK)
Kritik sıcaklık (oK)
Oluşum sıcaklığı (oK)
Setan sayısı*
Moleküler viskozite* (kg/ms)
Yüzey gerilmesi N/m
Özgül ısıl kapasite (J/KgK)
Termal iletkenlik (W/mK)
Doyma basıncı (Pa)
Buharlaşma ısısı (J/kg)
Alt ısıl değer* (kJ/g)
Oluşum ısısı (J/kg)
Yoğunluk (kg/m3)
Moleküler ağırlık (kg/mol)
Termal genişleme katsayısı
Hepta metil
nonan (C16H34)
Sıvı
838,2
226,4
519,45
692
298
51,5
2,28E–03
0,023
1886
0,093
7,95
264859
42,86
Gaz
—1,82E+06
2,85
226,4
0
91
Metil
oleat
(C19H36O2)
883,7
296
617
764
298
55,5
3,89E–3
0,3786
1937
0,09985
2,141e–2
217000
38,81
—2.111E+06
6,237
296
0
Oluşum ısısı (oK)
Moleküler viskozite (kg/msn)
Özgül ısıl kapasite (J/KgK)
Termal iletkenlik
298
9,45E–06
2526
0,0303
298
6,82–6
2582
0,04065
*TÜBİTAK MAM Yakıt analizleri laboratuarında TS EN590 ve TS EN 14214 standartlarına göre analiz
edilmiştir.
6.3.1 Temel Denklemler ve Çözüm Algoritması
Akış alanının, sıcaklık dağılımının ve türbülans özelliklerinin hesaplanması için, korunum
denklemleri ile türbülans denklemlerinin çözümünde Monotone Advection ve
Reconstruction Scheme (MARS) yöntemi kullanılmıştır. Basınç tabanlı çözüm
algoritması olarak ise Pressure Implicit Splitting of Operator (PISO) kullanılmıştır [150,
151]. (6.1), (6.2) ve (6.3) eşitlikleri ile en genel halleriyle süreklilik, momentum ve enerji
korunum denklemleri verilmektedir.
ρ
+
ρuj = Sm
t
xj
(6.1)
ρui
ρ
+
ρu jui -τ ij = + Si
t
xj
xi
(6.2)
u
ρ
ρh
ρ
+
ρhu j +Fh,j = + uj
+ τij i + Se
t
xj
t
xj
xj
(6.3)
Sm
Kütleyle ilgili kaynak terim
Si
Momentumla ilgili kaynak terim
Se
Enerjiyle ilgili kaynak terim
τij
Gerilme tensörü bileşenleri
Fh,j
xj yönünde yayılan enerji akısı *151].
6.3.2 Türbülansın Matematiksel Modeli
Çalışmada türbülans modeli olarak RNG k-ε modeli kullanılmıştır Bu model için
türbülans kinetik enerji (6.4) eşitliği ile hesaplanır.
92
t
ρk +
μ
ρujk- μ+ t
xj
ςk
2
k
u
= μ t P+PB - ρε - μ t i +ρk
3
xj
xi
ui
xi
(6.4)
Türbülans yayılım hızı (6.5) eşitliği ile hesaplanır.
ε
ε
2
u
= Cε1 μ tP- μ t i +ρk
t
k
xj
3
xi
3
ε
ε2
u Cμη 1-η/η0 ρε2
+Cε3 μ tPB - Cε2ρ
+ Cε4 ρε i k
k
xi
k
1+βη3
ρε +
μ
ρujε- μ+ t
xj
ςε
ui
xi
(6.5)
η=S k ε
0
ve
(6.6)
değerleri Çizelge 6.5’ de verilen deneysel katsayılardır.
RNG k- modeli ile standart k- modeli karşılaştırıldığında yayılım denkleminin son
teriminde ciddi tanımlama farkları görünmektedir. Bu farklılık RNG analizinden
kaynaklanıp ortalama akış bozulumunun türbülans üzerindeki etkisini temsil
etmektedir [151].
Çizelge 6.5 RNG k- türbülans modelinin katsayıları [151]
C
k
0.085
0,719
h
0,719
0,9
m
0,9
C1
C2
C3
1,42
1,68
0,0 veya –0,387
1,42
E
C4
0,4
9,0
0
4,38
0,012
6.3.3 Çok Fazlı Akış Modeli
İçten yanmalı motorlarda yanma modelleme çalışması yaparken her damlacık için
oluşturulan Lagrange denklem takımını çözmek mümkündür. Ancak damlacık sayısının
büyük olduğu durumlarda istatistiksel bir yaklaşım yapılarak toplam popülasyon, her
biri kendi içinde aynı özellikleri içeren sonlu sayıdaki hesaplama parselleri/örneklemleri
ile temsil edilir. Popülasyonun uygun bir şekilde temsili için parsel sayısının yeterince
büyük olması gerekmektedir. Bu büyüklüğe farklı sayıda örneklemler alınarak elde
edilecek çözümlerin karşılaştırılması ile ulaşılabilir [125].
93
Yakıt ile hava arası etkileşimlerde Lagrange yaklaşımı kullanılarak hesaplanır.
Hesaplama alanındaki parsellerin zaman içindeki değişimleri adi diferansiyel
denklemlerin kütle, momentum ve enerji için çözülmesi ile elde edilir ve bu çözüm
yakıtın hava içindeki hareketini ve karakterini tanımlar.
Ayrık faz için temel korunum denklemlerinde akışkan hızı , tanecik hızı ise
ile ifade
edilmiştir. Alt indis d ayrıksı faza ait bir özelliği ifade etmektedir. Bu göz önüne alınarak,
damlacıklar için oluşturulan korunum denklemleri aşağıdaki gibidir[151].
6.3.3.1 Korunum Denklemleri
Kütle:
Birim yüzeydeki kütle geçiş hızının Fm olduğu kabul edilirse, damlacık kütlesinin
değişimi (6.7)’de gösterilmektedir.
(6.7)
dmd dt = -AsFm
Burada As damlacığın yüzey alanıdır. Buharlaşabilen ya da yoğuşabilen tek bileşenli
damlacık için Fm (6.8) eşitliği ile ifade edilmektedir [152].
p t -p v,
Fm = Kgptln
pt -pv,s
(6.8)
Bu denklemde, Kg kütle geçişi katsayısı pt,
ve pv,s ise sırasıyla gaz basıncı, damlacık
etrafındaki ve yüzeyindeki buharın kısmi basınçlarıdır. Damlacık yüzeyindeki buharın
kısmi basıncı, Td sıcaklığındaki parçacığın doyma basıncına eşit olmalıdır.
(6.8) ve (6.9) eşitlikleri ile kütle gevşeme zaman ölçeği aşağıdaki şekilde tanımlanır:
md
ρ
D
τm =
= dam d =
As Fm
6 Fm
ρdamDd
p -p
6Kgpt t v,
pt -pv,s
(6.9)
Kütle geçiş katsayısı Kg Ranz tarafından elde edilmiştir [153, 154].
SD
Kg = h m
RmTmDd
(6.10)
94
Bu denklemde Rm karışımın gaz sabitini, Dm buhar difüzyonunu, Tm ise ortalama
sıcaklığı ifade etmektedir. Sh ise Sheerwood sayısıdır. Sc Schmidt sayısı olmak üzere,
denklemdeki Sh sayısı (6.11) eşitliği ile hesaplanmaktadır.
Sh = 2 1 0, 3Re 1/2 Sc1/3
d
(6.11)
Momentum:
Kütlesi
olan bir damlacık için momentum denklemi (6.12) aşağıda ifade dilmektedir.
du
md d = Fdr + Fp + Fam + Fb
dt
(6.12)
Burada; Cd sürükleme katsayısı, Ad ise damlacığın akış yönüne dik kesit alanı
Sürükleme katsayısı için çözüm algoritmasında kullanılan korelasyon (6.13) aşağıda
ifade edilmiştir.
0,687
3
Cd = 24 1+ 0.15Re d
/ Re d ,Re d ≤ 10
Cd = 0, 44, Re d > 10
3
(6.13)
Burada kullanılan ayrık fazın Reynolds sayısı (6.14) aşağıda ifade edilmiştir:
Red = ρ u - ud Dd μ
(6.14)
Kullanılan kod, bu standart korelasyon dışında, Yuen ve Chen [155] tarafından kurulan
korelasyonun ya da kullanıcı tarafından belirlenebilecek bir korelasyonun algoritmaya
dahil edilebilmesine olanak verir.
Fdr Sürükleme kuvveti (6.15),
1
Fdr = CdρAd u - ud u - ud
2
Vd damlacığın hacmi,
(6.14)
ise basınç gradyanı
Fp damlacığa etkiyen basınç kuvveti (6.16)
95
(6.16)
Fp = -Vd p
Fam taşıyıcı sürekli faza damlacıkların nüfuz etmesinden kaynaklanan sanal kütle
kuvveti, Cam ise bu kütle kuvvetine ait, genellikle 0,5 olarak alınan bir katsayı [125]
Fam = -CamρVp
d u-ud
dt
(6.17)
ψ açısal hız vektörü, r dönme eksenine olan uzaklık vektörü ve g yerçekimi ivmesi
vektörü olmak üzere, Fb yerçekiminden kaynaklanan bünye kuvveti (6.18) ;
(6.18)
Fb = -md g-ψ* ψ*r -2 ψ*ud
xd’nin damlacığa ait konum vektörü olduğu göz önüne alındığında damlacık hızı (6.19)
aşağıdaki şekilde ifade edilebilir:
(6.19)
ud = dxd dt
Momentum gevşeme zaman ölçeği,
τM =
(6.20) aşağıdaki gibi tanımlanabilir:
md u-ud
2md
4ρdDd
=
=
Fb
CdρAd u-ud 3Cdρ u-ud
(6.20)
Enerji:
Damlacıklar için enerji dengesi, yüzeylerdeki ısı geçiş hızı ve faz değişiminden
kaynaklanan ısı alışverişi mekanizmaları ile ilgilidir; bu nedenle denge (6.21) aşağıda
verildiği gibi formüle edilir:
τM =
md u-ud
2md
4ρdDd
=
=
Fb
CdρAd u-ud 3Cdρu-ud
(6.21)
. ''
dTd
dmd
mdCp,d
= -As q + hfg
d
dt
dt
Bu eşitlkte
(6.22)
yüzey ısı akısını, cp,d damlacığın özgül ısısını, hf,g ise fiziksel faz değişim
entalpisini ifade etmektedir [156]. h toplam ısı geçişi katsayısı olmak üzere düzeltilmiş
ısı geçişi katsayısı ısı akısı (6.23) aşağıdaki gibi ifade edilir:
96
h=
kmNuZ
(eZ -1)Dd
(6.23)
Burada kullanılan Nusselt sayısı,
Nu = 2(1 + 0.3Red1/2Pr1/3 )
(6.24)
düzeltme faktörü ise,
Z=
-Cp dmd /dt
πDdkmNu
(6.25)
6.21 ve 6.24 numaralı eşitlikler kullanıldığında, ayrık faz için ısıl gevşeme zaman ölçeği
(6.26) aşağıdaki gibi belirtilebilir:
τT =
Cp,dρdDd Cp,dρ D2d
d
=
6h
6kmNu
(6.26)
Bu denklemde km sürekli faza ait ısıl iletkenlik katsayısı, Nu ise Nusselt sayısını ifade
etmektedir [154].
6.3.4 Birincil Parçalanmanın Matematiksel Modeli
Sayısal çözümlemede, silindir içerisine püskürtülen yakıtın silindir içi dağılımını
belirleyen en önemli etken kullanılan atomizasyon modelidir. Karışım oluşumunda hava
hareketleri kadar, yakıt demetinin parçalanması ve yanma odası içerisindeki
davranışları
etkin
olmaktadır.
Yakıtın
yüksek
basınç
ile
yanma
odasına
püskürtülmesindeki amaç, sıvının atomizasyonu sonucunda çok sayıda damlacığın
oluşması ve yakıtın hava ile temas eden yüzey alanının artırılması ile daha kısa sürede
buharlaşma ve karışım oluşumunun sağlanmasıdır. Ancak yakıt demetinin çok boyutlu
modellenmesinde, sıvının parçalanması sonucu oluşan damlacıklar, mevcut bilgisayar
kapasitelerinin yetersizliği nedeniyle damlacık (çap) grupları ile temsil edilmektedir. Bu
yöntemde yöneten denklemler Lagrange bakış açısıyla türetildiğinden yakıt demeti
modeli ağ yapısına bağımlı olmaktadır *113,127].
97
Çalışmada atomizasyon modeli olarak Huh modeli kullanılmıştır. Bu model sprey
atomizasyonunu modellemek için iki önemli fenomenden faydalanır. Bunlar enjektör
içindeki türbülans stresi ve gaz ataleti olarak sıralanabilir. Bu durum iki aşamada
açıklanabilir:
İlk olarak yakıt enjektör deliği çıkışındayken türbülansın jet yüzeyinde meydana
getirdiği karışıklık ikinci olarak ise hava yakıt arasındaki etkileşimler nedeniyle oluşan ve
üstel şekilde artan basınç kuvvetleri ve bu kuvvetler nedeniyle damlacıkların jet
yüzeyinden ayrılması olarak sıralanabilir.
Bu model enjektör çıkışında başlangıç değer karışıklık değerlerini tahmin etmekte ve
dalga genişleme teorisi ve atomizasyon modelini temsil eden diğer hipotezleri
kullanarak atomizasyonu benzetilmektedir.
Delik çıkışındaki ortalama türbülans kinetik enerji (6.27) ve enerji yayılım değeri (6.28)
Huh modeline göre aşağıdaki şekilde tanımlanmaktadır:
Up2 1
ka = L
-Kc -1)
8 d Cd2
D
(6.27)
KεUp3
1
εa =
-K -1)
2Ld C 2 c
de
(6.28)
Denklemde kullanılan Up zaman boyunca ortalama püskürtme hızını, Ld delik derinliğini,
Kε deneysel katsayıyı, Cde ise enjektör deşarj katsayısını tanımlamaktadır.
Türbülans başlangıç değeri (6.29) ve zaman skalası (6.30) ise aşağıdaki şekilde
tanımlanır:
L0t = Cμ 0.75 ka1.5 εa
(6.29)
τ t0 = Cμ 0.75 ka ε
(6.30)
a
98
Bu denklemde Cμ k-
model katsayısıdır. Ca1 ve Ca2 nin model katsayıları olduğu
denklemde, türbülans uzunluğu (6.31) ve zaman skalası (6.32) için zamana bağlı
değerler ise aşağıdaki gibi ifade edilmektedir:
t
L t (t) = L0t 1+Ca1
τt0
Ca2
(6.31)
t
τ t (t) = τ t0 1+Ca1
τ t0
(6.32)
Atomizasyon modelinde ikinci aşama olan yüzey dalga genişlemesi ise ayrık faz ile
sürekli fazın etkileşimini açıklamaktadır. Karışıklık jet yüzeyinden ayrılana kadar dalga
genişleme hızı olan Re(ω) ise karışıklığın genliğini arttırmaktadır. Jet yüzeyinden
ayrılmış karışıklık ise ikincil damlacıkları oluşturur [151].
6.3.5 İkincil Parçalanmanın Matematiksel Modeli
Yakıt damlacıkları, sürekli faza göre hızları nedeniyle oluşan yüzey kuvvetleri sebebiyle
kararlı durumda bulunmakta zorlanırlar. Bu durum Reitz ve Diwakar [136] tarafından
geliştirilen kopma modeliyle çözülebilmektedir. Aerodinamik kuvvetler sebebiyle
meydana gelen damlacık ayrılması, Reitz ve Diwakar [136] modelinde iki farklı durumda
oluşmaktadır. Bunlardan ilki kese ayrılması olarak adlandırılır. Bu durumda damlacık
çevresindeki homojen olmayan basınç bölgesi damlacık düşük basınçlı bölgeye doğru
genişlemesine sebep olur. Diğeri ise şerit ayrılması olarak adlandırılır ve bu durumda
tanecik yüzeyinden akışkan kopmaları olur.
Her durumda teorik çalışmalar ayrılma için kriterler yaratmaya kararlı damlacık çapını
ve ayrılma prosesi sırasında karakteristik zaman skalasını tahmin etmeye çalışmaktadır
[136]. Bu sayede ayrılma hızı (6.33) aşağıdaki denklem kullanılarak hesaplanır.
dDda dt = - Dda - Dda,kararlı
(6.33)
τb
Bu denklemde Dda anlık damlacık çapını temsil etmektedir.
99
6.3.5.1 Kese ayrılması
Kararsızlık (6.34) eşitliği ile tanımlandığı şekilde kritik We sayısı ile tanımlanmaktadır.
We =
ρ u-ud 2Dda
2ςdy
(6.34)
Cb1
σdy yüzey gerilim katsayısı Cb1 ise deneysel katsayı olarak tanımlanmış ve değeri 3.6 ile
8.4 arasında değişmektedir [151].
Ortak karakteristik zaman (6.35) eşitliği ile aşağıda tanımlanmıştır:
C ρ 1/2Dda 3/2
τb = b2 d
olup
4ςdy1/2
(6.35)
Cb2 » π
6.3.5.2 Şerit Ayrılması
Bu rejimin kriteri ise aşağıdaki (6.36) eşitliği ile tanımlanır.
We
Red
(6.36)
Cs1
damlacığa ait Reynolds sayısı, Cs1 ise değeri 0,5 olan bir katsayı. Bu durum için
belirlenen karakteristik zaman (6.37) aşağıdaki gibidir *151]
C
ρ
τb = s2 d
2 ρ
1/2
Dda
u-ud
(6.37)
6.3.6 Çarpışma Modeli
O’Rourke [157] çarpışma modeli damlacıklar arası çarpışmaların modellenmesi için
kullanılmaktadır [157]. Bu model Schmidt ve Rutland [158],
tarafından speed-up
algoritmasıyla iyileştirilmiştir. Bu model Aamir ve Watkins [159] tarafından vurgulanmış
birleştirilmiş zaman skalası yaklaşımını içermektedir. Bu modeldeki kısıtlar ve hücre
paralelleştirme mekanizması ise Nordin [160] tarafından incelenmiştir.
100
6.3.7 Buharlaşmanın Matematiksel Modeli
Bu model, damlacık kaynamasını ya da kritik sıcaklığa ulaştığında ayrık fazdaki
değişimin etkilerini açıklamak için kullanılır. Aşağıdaki koşullar göz önüne alınmalıdır.
Burada
kritik sıcaklık olup ;
pc
=0
V Tc
(6.38)
eşitliğini sağlayan sıcaklık değeridir.
Td≥Tb (pc)
Tb (pc), çevre basıncında kaynama sıcaklığıdır. Kaynama sıcaklığı doyma basıncındaki
(pd) sıcaklıktır. İlk koşulda damlacık aniden buharlaşır. Eğer ikinci koşul sağlanırsa kütle
transferi (6.39) eşitliği ile tanımlanır:
Cp T - Td
dmd
k
= -2π ı Dd 1 + 0.23Re1/2 ln 1 +
dt
Cp
hfg
(6.39)
Bu denklemde kı ısıl iletim katsayısı, cp ise karışımın özgül ısısı olarak tanımlanmıştır.
Kaynama sırasında damlacık sıcaklığı sabit olarak kalır. Damlacıktan sürekli faza ısı
transferi ise (6.40) eşitliği ile aşağıda belirtilmiştir [151]:
. dm
d = -h dmd
qg
fg dt
dt
(6.40)
6.3.8 Duvar Etkileşim Modeli
Duvar etkileşim modeli olarak Bai ve Gosman [161+’nın çarpışma modeli kullanılmıştır.
Bu model Lagrange modelini iskelet olarak ve literatür çalışmalarını, kütle, momentum
enerji korunumu kısıtlarını dikkate alır. Bai’nin yaptığı çalışmaya göre, çarpışma sonrası
damlacık özelliklerinin belirlenebilmesi için, ayrık faz ile duvar arasında gerçekleşen
çarpışmanın yapısını yansıtmak yerine, rastgele gelişen prosedürlerin uygulanması
101
öngörülür. Bu yaklaşım, ilk damlacık çarpışma ve sıçraması sonucu oluşacak ikincil
damlacıkların dağılımının ve boyutlarının elde edilebilmesini sağlar [161].
6.3.9 Yanmanın Matematiksel Modeli
Bu çalışmada yanma modeli olarak ECFM-3Z modeli ve NOx emisyonu için Zeldovich
mekanizması kullanılmıştır.
ECFM-3Z Colin ve Benkenida [162], arkadaşları tarafından 2003 yılında geliştirilmiş
olup, ön karışımlı ve kısmi ön karışımlı yanmayı içermektedir. Bununla birlikte bu model
ön karışımsız yanmanın modellenmesi için de uyarlanmıştır. Bu model daha önce
benzin motorlarında başarıyla uygulanmıştır. Modeli Diesel motor uygulamalarına
uyarlamak için, modele bir karışım hali eklenmiştir. Bu modelde üç karışım bölgesi
bulunmaktadır: saf yakıt bölgesi, saf hava ve muhtemel artık gazlar bölgesi ve ECFM
modelinin uygulanacağı karışmış bölge. ECFM-3Z modeli Diesel motor yanmasındaki
kendi kendine tutuşma, ön karışımlı ve difüzyon yanmasını içermektedir.
Kendi kendine tutuşma için ön reaksiyonlar hava ve yakıtın ön karışımı ile
hesaplanmaktadır. TG süresi ise bölgesel sıcaklık, basınç, yakıt/hava oranı ve artık gazın
miktarı ile belirlenmektedir. Bölgesel kendi kendine tutuşmadan sonra ön karışımlı
yanma başlamaktadır. Difüzyon yanmasında reaksiyon, yakıt ve oksijeni ayıran ince bir
bölgede gerçekleşmektedir. ECFM-3Z yanma modelinde reaksiyon bölgesindeki
kimyasal zaman, difüzyon prosesinde gerekli olan zamandan daha kısa olduğu kabul
edilmektedir. Bu nedenle difüzyon yanmasındaki reaksiyon oranı yakıt ve oksijenin
karışması ile belirlenmektedir. ECFM-3Z modelindeki bu belirgin yanma rejimleri,
modelin Diesel yanmasında uygulanabilirliğini arttırmaktadır.
ECFM-3Z yanma modeli, türbülans çevrintileri nedeniyle oluşan ön yüzey alev
buruşmasını dikkate alan alev yüzey yoğunluğu denklemine ve yanmış veya yanmamış
gazların yerel özelliklerinin, yüksek yerel yakıt tabakalaşma seviyesi durumları da dahil
olmak üzere, hassas bir şekilde yeniden yapılandırılmasını sağlayan koşullama ortalama
tekniğine dayanır. ECFM-3Z yanma modeli, karışım oranı uzayının sadece üç nokta ile
temsil edildiği basitleştirilmiş Conditional Moment Closure tipi bir model olarak ifade
edilebilir. Koşullama tekniği, üç karışım bölgesine genişletilmiş olup ECFM modelinde
102
olduğu gibi, karışım bölgesindeki yanmış ve yanmamış gaz özelliklerinin yeniden
hesaplanmasını sağlar. Modelin içten yanmalı motorlara uygulanması, kendi kendine
tutuşma modelinin, ön karışımlı ve difüzyon alev tanımlarına bağlanmasını gerektirir.
Şekil 6.6’da ECFM-3Z bölgeleri görülmektedir.
Şekil 6.6 ECFM3Z bölgeleri [162]
Şekil 6.6’da görüldüğü gibi ECFM-3Z modelinde her hesaplama elemanı, F harfi ile
ifade edilen karışmamış yakıt bölgesi, M harfi ile ifade edilen yakıt içeren karışmış
bölge ve A harfi ile ifade edilen hava+EGR bölgesi olarak üç karışım bölgesine bölünür.
Yanmanın, A ve F bölgelerinde kesinlikle gerçekleşmediği gibi, sadece M bölgesinde
gerçekleşmesi mümkündür. Bu nedenle, yanma hesaplamaları sadece bu bölge
kullanılarak sınırlandırılmıştır. ECFM-3Z yanma modelinde, üç karışım bölgesi içeren
hesaplama elemanı içerisindeki
,
,
,
,
,
,
, O, H, N,
ve is
bileşenlerinin Favre ortalama kütle yoğunluklarının hesaplanması için iletim denklemi
çözülür [162].
6.3.9.1 Ön Karışımlı Yanma
Model, turbulanslı yanma sınırında küçük tutuşmalar olarak tanımlanan ara yüzeyleri
belirleyerek, difüzyon yanma sırasında yakıt ve oksidanı ayırmaktadır. Bu küçük
tutuşmalar, birim hacimdeki tutuşma alanında tutuşma yüzey yoğunluğu için (6.41)
eşitliğinde verilen transport denklemi çözülerek bulunmaktadır
103
ρς
t
+
μ
ρςu -
ς
+
μ
ς
ς
t
(6.41)
ε 2 ρu
S
2 1 dp
u + αΓ +
UL
- βUL
3
k 3 ρb
Vb
3 γp dt
1-c
2
=
+ ( )
Burada;
c = 1-YY/YTY)
İlerleme değişkeni
d = 1- (ρYY)/(ρuYTY)Reynolds ortalamalı ilerleme değişkeni
Ul
Laminar alev hızı
YY
Yakıtın kütle akışının toplam yakıt karışımına oranı
YTY
Yakıt izleyici kütle oranı
ve
Üretim ve tüketim denklemleri için ampirik katsayılar
μ
Moleküler viskozite
μt
Türbülanslı viskozite
Ѓ
ITNFS katsayısı
Γ
Politropik katsayı
ρu, ρb
Yanmamış ve yanmış gazın yoğunluğu
S
Alev yüzeyi
V
Yanmış gazların hacmi
Σ=ρ
Alev alanı yoğunluğu
Σ,
Laminar ve türbülanslı Schmidt sayısı
tΣ
Laminar alev hızı ile (6.42) eşitliği ile hesaplanmaktadır.
T
UL = Sl0 u
T0
a, b
a
p
p0
b
(6.42)
1 - 2,1Xartık
Amprik katsayılar
104
Tu
Yanmamış gazların mutlak sıcaklığı
p
Mutlak basınç
YY
Yakıtın kütle akışının toplam yakıt karışımına oranı
Xartık
Artık gazların mol fraksiyonu
S10
300o K sıcaklıkta, 1 bar basınçta adyabatik alev hızı
P0 ve T0
Referans alınan mutlak basınç (1 bar) ve mutlak sıcaklık (300 K)
t,
ile ifade edilen schmidt sayısı, viskozitenin kütle yayılım gücüne oranını belirten
boyutsuz bir sayıdır ve
/ G kütle bağıntısı ile bulunmaktadır. Burada
v,
kinematik viskozite olup Gkütle, kütle yayılım gücünü ifade etmektedir. (6.43) eşitliği
,
t,
türbülanslı net tutuşma gerilimini göstermektedir.
1
-(s+0,4)
-(s+0,4)
log10Γ =
e
+ (1 - e
) ςL (u' / UL )s - 0,11
(s + 0,4)
(6.43)
Burada u’; turbulans yoğunluğunu, s entropiyi, UL ise laminar alev hızını ifade
etmektedir.
Reaksiyon Ürünlerinin Transport Denklemi
i.reaksiyon elemanının ortalama kütle oranı (Yi) (6.44) eşitliği ile hesaplanır.
ρYi
+
t
i
,
t,i
ρYu
i -
μ eff
ς t,i
(6.44)
Yi = i
i reaksiyon elemanının reaksiyon oranı ve Schmidt sayısı
Yakıt kütlesinin oranı ise (6.45) ve (6.46) eşitlikleri ile hesaplanır.
ρYY
+
t
ρYY u -
μeff
ς t,i
YY =
(6.45)
Y
(6.46)
Y = -ρuYTYUL
105
Buharlaşma
Eğer yakıt damlacıkları buharlaşırsa, yakıt kütle oranının transport denklemi için (6.47)
eşitliğindeki kaynak terimine ihtiyaç duyulmaktadır.
(6.47)
Y,buh = (1 - c)
yakıtın buharlaşma oranı , Bu nedenle YY’in son hali (6.48) eşitliği ile hesaplanır.
ρYY
+
t
Y,buh
ρYY u -
μeff
YY =
ςt
Y + Y,buh
(6.48)
için ifade edilen eşitlik buharlaşan yakıtın (1-c) kadarının yakıt kütle oranına (YY)
katıldığını, kalan ( c ) kısmının fb’ye (alevin arkasındaki bölge) katıldığını ifade
etmektedir. Bu nedenle kaynak terin (6.49) eşitliği ile ifade edilmektedir.
(6.49)
Y,buh = c
Böylece YYb kütle oranı için transport denklemi (6.50) eşitliği ile hesaplanmaktadır.
ρYYb
+
t
Yb
ρYYbu -
μ eff
YYb =
ςt
Yb + Yb,buh
(6.50)
Magnussen modelinden elde edilen reaksiyon oranı
Yakıt İzleyici Transport Denklemleri
Tracerlar yanmamış gazın içindeki i reaksyon elemanının trace ini tutmaktadır. ECFM
yakıt (YTf) ve oksijen (YO2) için (6.51) ve (6.52) eşitliklerini çözmektedir.
ρYT,Y
+
t
ρYT,O2
+
t
ρYTY u -
ρYTO2u -
μeff
ςt
μeff
ςt
(6.51)
YTY =
(6.52)
YTO2 = 0
106
Transport Denkleminin Termal Entalpisi
Reaksiyon elemanlarının reaksiyon kaynaklarına göre termal entalpi kaynak terimi
(6.53) eşitliği ile hesaplanır.
0
h = - i i (ΔH)i
(6.53)
(ΔH)i0 oluşum ısısı
ρh
t
+
ρhu -
μ eff
ςh,t
h =
ρ Dp
+ ρε + h + hbuh
ρu Dt
(6.54)
hbuh Buharlaşma/yoğuşma sebebi ile olan kaynak terim
Yanmamış gazların entalpsi
Yanmamış gazların entalpisi (6.55) eşitliği ile hesaplanır.
ρhu
+
t
ρhuu -
μeff
ςh,t
hu =
ρ Dp
+ ρε + vhbuh
ρu Dt
(6.55)
6.3.9.2 Alev Sonrası Yanma
Alev sonrası yanma için türbülans kontrollü Magnussen Edi Parçalanma Modeli
uygulanmıştır. Bu model “karışan yakılır” esasına dayalı bir yanma modelidir. Modelde
reaksiyonların karışım esnasında tamamlandığı varsayılarak, reaksiyon oranı tamamen,
türbülanslı karışım ile kontrol edilmektedir. Bu durumda reaksiyon oranı, türbülans
dağılımın oranı olarak kullanılmaktadır. Reaksiyon alanı ise, yanmış ve yanmamış
bölgelerden oluşmaktadır .
Ana reaksiyon oranı (6.56), (6.57) ve (6.58) eşitlikleri ile verilmektedir.
RY = Aep
Y
Y
Ü
min YY , O ,Bep
τt
rY
(1 + rY )
ρ
(6.56)
(6.57)
τt = k ε
107
Buradan;
Y
Y
ρ
RY = Aep min YY , O ,Bep Ü
τc
rY
(1 + rY )
6.58)
Karakterislik zaman ölçeği (6.59) eşitliği ile hesaplanmaktadır.
(6.59)
τc = τl + fτ t
Laminar zaman ölçeği (6.60) eşitliği ile hesaplanmaktadır.
τl = A-1exp E RmT
(6.60)
Türbülanslı zaman ölçeği (6.61) eşitliği ile hesaplanmaktadır.
(6.61)
τ t = C2 k ε
Gecikme faktörü (6.62) eşitliği ile hesaplanmaktadır.
f = 1 - e-c 0,632
(6.62)
Reaksiyon ilerleme değişkeni (6.63) eşitliği ile hesaplanmaktadır.
(6.63)
c = YYT - YY YYT - Yartık
Karakteristik zaman ölçegine (6.64) ve (6.65) göre yanma oluşur veya oluşmaz.
τc = τl ise yanma olmama sınırı
(6.64)
τc = τl + τ t ise tam yanma sınırı
(6.65)
Verilen bağıntılarda, YY, YO, YP sırasıyla, yakıt, oksidan ve ürünlerin konsantrasyonunu
ifade etmektedir. Aep ve Bep model katsayıları olup, deneysel çalışmalar sonucunda,
sırasıyla 4 ve 0,5 değerlerine sahiptirler ancak bu değerler her durum için uygun
olmamaktadır. Özellikle yüksek gerilimli bölgelerde, k’nın ε’a oranının yüksek olduğu
durumlarda önlem alınmaktadır. Alev sonrası sürecinde yanmış reaksiyon ürünleri (Yi,b
) ve yanmış gazın entalpisi hb hesaplandıktan sonra ortalama kütle oranı için
108
güncellenmiş değerler (Yi,) ve (hb) ilerleme değişkeni c ile elde edilmektedir. Yanmamış
reaksiyon ürünleri için kütle oranı (Yi,u) ve hb (6.66) ve (6.67) eşitlikleri ile
hesaplanmaktadır [163].
yeni
Yi
= (1 - c)Yi,u + cYi,b
(6.66)
yeni
h
= (1 - c)hu + chb
(6.67)
6.3.10 NOx Oluşumunun Matematiksel Modeli
NO emisyonlarının hesaplanabilmesi için Genişletilmiş Zeldovitch Modeli (termal NO
oluşum modeli) uygulanmıştır. Bu modele göre NO oluşum reaksiyonları ve ileri/geri
reaksiyon katsayıları (6.68), (6.69) ve (6.70) eşitlikleri ile verilmektedir [163].
K1
11
10
N2 + O NO + N K1=1,8*10 *exp (-38370/T); K-1=3,8*10 *exp (-425/T)
'
K1
(6.68)
K2
N+ O2
K2'
NO + O K2=1,8*10 T*exp (-4680/T); K--2=3,8*10 T*exp (-20820/T)
(6.69)
K3
N+ OH
K3'
NO + H K3=7,1*10 *exp (-450/T); K--3=1,7*10 *exp (-24560/T)
7
10
–
^
R=
6
–
11
(6.70)
Anlık NOx oluşum oranı (6.71), (6.72) ve (6.73);
ρ2
Y
Y
Y
1 + K-1 NO / K2 O2 + K3 OH
MNO
MO2
MOH
(6.71)
Y
2K-1 NO
Y Y
MNO
Y Y
Y Y
2K1 O N2 K-2 O NO + K-3 H NO
Y
Y
MO MN2
MO MNO
MH MNO
K2 O2 + K3 OH
MO2
MOH
[O] KP [O2 ]1/2 (kgmol) m-3
Yo
[O]Mo /
(6.72)
(kgmol)1/2m-3/2
(6.73)
109
BÖLÜM 7
MOTOR DENEY SONUÇLARI
Performans ve emisyon deneyleri Diesel yakıtı ve biodiesel için maksimum gaz
konumunda 3000 -1600 d/d aralığında 200 d/d aralıklar ile tam yük şartlarında 8 noktada
yapılmıştır. Test sistemindeki bağıl belirsizlik değeri ± %0,05 dir.
Referans değerlerin elde edilebilmesi için deneylerde ilk olarak saf Diesel yakıtı
kullanılmıştır. Deneylere başlamadan önce püskürtme avansı kontrol edilmiş ve statik
püskürtme avansının Ü.Ö.N’dan önce 25o KMA olduğu tespit edilmiştir. Diesel
motoruna ilk hareketi vermek amacı ile dinamometre ile çalıştırılmıştır. Diesel yakıtı ve
biodiesel deneylerinin başlangıcında dışarıdan tahrik edilen motor 15 dakika süre ile
testi yapılacak yakıt ile rölanti konumunda çalıştırılarak ısıtılmış ve akabinde ölçümlere
geçilmiştir.
Öncelikle saf Diesel yakıtı ile tam yükte 3000 d/d’da motorun güç, tork, özgül yakıt
tüketimi, egzoz gazı sıcaklıkları ve emisyon değerleri ölçülmüş ve kaydedilmiştir. Daha
sonra artmaya başlayan motor hızı, motorun yüklenmesi ile düşürülmüş ve 200 d/d
aralıklar ile ölçümler tekrarlanmıştır. Biodiesel için yukarıda anlatılan deney prosedürü
tekrarlanmış ve sonuçlar kaydedilmiştir.
Deneyler sırasında egzoz kanalına %2 bağıl belirsizlik değeri ile termokupullar
yerleştirilip egzoz gazı sıcaklıklarının ölçümü gerçekleştirilmiştir. Emisyon ölçümlerinde
kullanılan kalibrasyon gazları için seyreltme ünitesine ait belirsizlik ise 0.0023’dür.
110
Çizelge 7.1, 7.2, 7.3, 7.4 ve 7.5’de emisyon cihazının gazlara ait ölçüm belirsizlikleri
verilmektedir.
Çizelge 7.1 Emisyon cihazının CO (500 ppm) için bağıl belirsizlik değeri
Parametre
Seyreltme Ünitesi Belirsizliği
Standart Belirsizliği
Tekrarlanabilirlik
Toplam Belirsizlik
B (x)
Genişletilmiş belirsizlik(k=2)
Bağıl B (x), %
Değer (X)
500
3000
497,62
500
b(x)
0,0023
15
0,68
b(x)/X
0,000
0,005
0,001
0,005
2,59
5,19
1,04
Çizelge 7.2 Emisyon cihazının CO (1000 ppm) için bağıl belirsizlik değeri
Parametre
Seyreltme Ünitesi Belirsizliği
Standart Belirsizliği
Tekrarlanabilirlik
Toplam Belirsizlik
B (x)
Genişletilmiş belirsizlik(k=2)
Bağıl B (x), %
Değer (X)
1000
3000
1002
1000
b(x)
0,0023
15
0,82
b(x)/X
0,000
0,005
0,001
0,005
5,07
10,13
1,01
Çizelge 7.3 Emisyon cihazının CO2 (%7) için bağıl belirsizlik değeri
Parametre
Seyreltme Ünitesi Belirsizliği
Standart Belirsizliği
Tekrarlanabilirlik
Toplam Belirsizlik
B (x)
Genişletilmiş belirsizlik(k=2)
Bağıl B (x), %
Değer (X)
7
7,98
7,04
7
b(x)
0,0023
0,0399
0,05
b(x)/X
0,000
0,005
0,007
0,009
0,06
0,12
1,74
Çizelge 7.4 Emisyon cihazının NO (1500 ppm) için bağıl belirsizlik değeri
Parametre
Seyreltme Ünitesi Belirsizliği
Standart Belirsizliği
Tekrarlanabilirlik
Toplam Belirsizlik
B (x)
Genişletilmiş belirsizlik(k=2)
Bağıl B (x), %
Değer (X)
1500
2505
1501,85
1500
111
b(x)
0,0023
12,5
1,00
b(x)/X
0,000
0,005
0,001
0,005
7,57
15,13
1,01
Çizelge 7.5 Emisyon cihazının O2 (%7) için bağıl belirsizlik değeri
Parametre
Seyreltme Ünitesi Belirsizliği
Standart Belirsizliği
Tekrarlanabilirlik
Toplam Belirsizlik
B(x)
Genişletilmiş belirsizlik(k=2)
Bağıl B (x), %
Değer (X)
7
20,566
7,19
7,00
b(x)
0,0023
0,041132
0,03
b(x)/X
0,000
0,002
0,005
0,005
0,035
0,07
1,05
Burada Çizelge 7.5’deki değerler (7.1), (7.2), (7.3), (7.4), (7.5), (7.6) ve (7.7) eşitlikleri ile
hesaplanmıştır
Belirsizlik
= (değer (X) * % ölçüm belirsizliği)/100
(7.1)
b(X)
= belirsizlik /
(7.2)
1
b(x)/X
= b(x)/değer
(7.3)
Toplam Belirsizlik:
(belirsizlikler)2
(7.4)
B(X)
=Toplam belirsizlik*7 (%7 ile kalibrasyonu yapılmış O2 gazı için)
(7.5)
şeklinde hesaplanmıştır. (kalibrasyon gazının değerine göre 7 sayısı değişmektedir)
Genişletilmiş Belirsizlik:
= 2*B(X)
(7.6)
Bağıl Belirsizlik % B(X)
=(genişletilmiş belirsizlik/7)*100
(7.7)
112
7.1 3000 d/d Diesel Yakıtı Emisyonları için Toplam Bağıl Belirsizlik Hesapları
Emisyon gazlarının bağıl belirsizlik değeri hesabında; emisyon cihazının gazlara ait
belirsizlik değerleri, deney düzeneğinin ve termokupulun belirsizlik değerleri de göz
önüne alınmıştır.
Çizelge 7.6, 7.7, 7.8, 7.9, 7.10 ve 7.11’de belirsizlik hesapları verilmektedir.
Çizelge 7.6 Deney düzeneğinin toplam bağıl belirsizlik değeri
Deney düzeneği sertifika değerleri
kW % Sertifika değeri Belirsizlik
Deney düzeneği 7,85
0,05
0,003925
b(x)
0,004
Çizelge 7.7 Termokupul için toplam bağıl belirsizlik değeri
Sıcaklık
Egzoz gaz sıcaklığı sertifika değerleri
o
C
% Sertifika değeri Belirsizlik
b(x)
380
7,6
2
7,6
Çizelge 7.8 CO (500 ppm) gazının toplam bağıl belirsizlik değeri
CO (629,6 ppm) Belirsizliği
Parametre
Değer (X)
b(x)
CO gaz bileşeni
629,6
2,59
Deney düzeneği
7,85
0,004
Sıcaklık
380
7,6
Toplam belirsizlik
500
B (x)
Genişletilmiş belirsizlik (k=2)
Bağıl B (x), %
b(x)/X
0,004
0,001
0,02
0,02
10,21
20,43
4,09
Çizelge 7.9 O2 (%7) gazının toplam bağıl belirsizlik değeri
Parametre
O2 (%7,06) Belirsizliği
Değer (X)
O2 gaz bileşeni
Deney düzeneği
Sıcaklık
Toplam belirsizlik
B (x)
Genişletilmiş belirsizlik (k=2)
Bağıl B (x), %
7,06
7,85
380
7
113
b(x)
b(x)/X
0,04
0,004
7,6
0,005
0,001
0,02
0,02067
0,145
0,29
4,13
Çizelge 7.10 CO2 (%7) gazının toplam bağıl belirsizlik değeri
CO2 (%9,97) Belirsizliği
Değer (X)
Parametre
CO2 gaz bileşeni
Deney düzeneği
Sıcaklık
Toplam belirsizlik
B (x)
Genişletilmiş belirsizlik (k=2)
Bağıl B (x), %
9,97
7,85
380
7
b(x)
b(x)/X
0,06
0,004
7,6
0,006
0,001
0,020
0,02092
0,146
0,29
4,18
Çizelge 7.11 NO (1500 ppm) gazının toplam bağıl belirsizlik değeri
NO (1554,8 ppm) Belirsizliği
Parametre
Değer (X)
b(x)
NO gaz bileşeni
1554,8
7,57
Deney düzeneği
7,85
0,004
Sıcaklık
380
7,6
Toplam Belirsizlik
1500
B (x)
Genişletilmiş belirsizlik (k=2)
Bağıl B (x), %
b(x)/X
0,005
0,001
0,02
0,021
30,88
61,77
4,12
7.2 3000 d/d Biodiesel Emisyonları için Toplam Bağıl Belirsizlik Hesapları
Çizelge 7.12, 7.13, 7.14, 7.15, 7.16 ve 7.17’de belirsizlik hesapları verilmektedir.
Çizelge 7.12 Deney düzeneğinin toplam bağıl belirsizlik değeri
Deney düzeneği sertifika değerleri
kW
% Sertifika değeri Belirsizlik
Deney düzeneği
7,33
0,05
0,004
b(x)
0,004
Çizelge 7.13 Termokupul için toplam bağıl belirsizlik değeri
Egzoz gaz sıcaklığı sertifika değerleri
o
C
% Sertifika değeri Belirsizlik
Sıcaklık
490
2
114
9,8
b(x)
9,8
Çizelge 7.14 CO (500 ppm) gazının toplam bağıl belirsizlik değeri
CO (532 ppm) Belirsizliği
Parametre
Değer (X)
b(x)
CO gaz bileşeni
532
2,59
Deney düzeneği
7,33
0,004
Egzoz sıcaklığı
490
9,8
Toplam belirsizlik
500
B (x)
b(x)/X
0,005
0,001
0,020
0,021
10,30
Genişletilmiş belirsizlik(k=2)
Bağıl B (x), %
20,59
4,12
Çizelge 7.15 O2 (%7) gazının toplam bağıl belirsizlik değeri
Parametre
O2 (%8,24) Belirsizliği
Değer (X)
O2 gaz bileşeni
Deney düzeneği
Sıcaklık
Toplam Belirsizlik
B (x)
Genişletilmiş belirsizlik(k=2)
Bağıl B (x), %
8,24
7,33
490
7
b(x)
b(x)/X
0,04
0,004
9,8
0,004
0,001
0,020
0,020
0,14
0,29
4,10
Çizelge 7.16 CO2 (%7) gazının toplam bağıl belirsizlik değeri
Parametre
CO2 (%9,43) Belirsizliği
Değer (X)
b(x)
CO2 gaz bileşeni
Deney düzeneği
Sıcaklık
Toplam belirsizlik
B (x)
9,43
7,33
490
7
Genişletilmiş belirsizlik(k=2)
Bağıl B (x), %
0,04
0,004
9,8
b(x)/X
0,005
0,001
0,020
0,020
0,145
0,29
4,13
115
Çizelge 7.17 NO (1500 ppm) gazının toplam bağıl belirsizlik değeri
NO(1599 ppm) Belirsizliği
Parametre
Değer (X) b(x)
NO gaz bileşeni
1599
7,57
Deney düzeneği
7,33
0,004
Sıcaklık
490
9,8
Toplam Belirsizlik
1500
B (x)
Genişletilmiş belirsizlik(k=2)
Bağıl B (x), %
b(x)/X
0,006
0,001
0,020
0,021
0,147
0,29
4,20
7.3 2800 d/d Diesel Yakıtı Emisyonları için Toplam Bağıl Belirsizlik Hesapları
Çizelge 7.18, 7.19, 7.20, 7.21, 7.22 ve 7.23’de belirsizlik hesapları verilmektedir.
Çizelge 7.18 Deney düzeneğinin toplam bağıl belirsizlik değeri
Deney düzeneği sertifika değerleri
kW
% Sertifika değeri
Belirsizlik
Deney düzeneği
7,42
0,05
0,00371
b(x)
0,004
Çizelge 7.19 Termokupul için toplam belirsizlik değeri
o
C
Sıcaklık
351
Sıcaklık sertifika değerleri
% Sertifika değeri
Belirsizlik
2
7,02
b(x)
7,02
Çizelge 7.20 CO (500 ppm) gazının toplam bağıl belirsizlik değeri
CO (721 ppm) Belirsizliği
Parametre
Değer (X)
CO gaz bileşeni
721
Deney düzeneği
7,42
Egzoz sıcaklığı
351
Toplam belirsizlik
500
B (x)
Genişletilmiş belirsizlik (k=2)
Bağıl B (x), %
116
b(x)
2,59
0,004
7,02
b(x)/X
0,004
0,001
0,020
0,02
10,16
20,33
4,07
Çizelge 7.21 O2 (%7) gazının toplam bağıl belirsizlik değeri
Parametre
O2 (%6,94) Belirsizliği
Değer (X)
O2 gaz bileşeni
Deney düzeneği
Sıcaklık
Toplam belirsizlik
B (x)
6,94
7,42
351
7
b(x)
b(x)/X
0,04
0,004
7,02
0,005
0,001
0,020
0,021
0,14
0,29
Genişletilmiş belirsizlik (k=2)
Bağıl B (x), %
4,14
Çizelge 7.22 CO2 (%7) gazının toplam bağıl belirsizlik değeri
Parametre
CO2 (%10,08) Belirsizliği
Değer (X)
b(x)
CO2 gaz bileşeni
Deney düzeneği
Sıcaklık
Toplam belirsizlik
B (x)
Genişletilmiş belirsizlik (k=2)
Bağıl B (x), %
10,08
7,42
351
7
0,06
0,004
7,02
b(x)/X
0,006
0,001
0,020
0,021
0,15
0,29
4,18
Çizelge 7.23 NO (1500 ppm) gazının toplam bağıl belirsizlik değeri
NO(1554 ppm) Belirsizliği
Parametre
Değer (X) b(x)
NO gaz bileşeni
1742,5
7,57
Deney düzeneği
7,42
0,004
Sıcaklık
351
7,02
Toplam belirsizlik
1500
B (x)
Genişletilmiş belirsizlik(k=2)
Bağıl B (x), %
b(x)/X
0,004
0,001
0,020
0,020
30,71
61,42
4,09
7.4 2800 d/d Biodiesel Yakıtı Emisyonları için Toplam Bağıl Belirsizlik Hesapları
Çizelge 7.24, 7.25, 7.26, 7.27, 7.28 ve 7.29’da belirsizlik hesapları verilmektedir.
117
Çizelge 7.24 Deney düzeneğinin toplam bağıl belirsizlik değeri
Deney düzeneği sertifika değerleri
kW
% Sertifika değeri
Belirsizlik
Deney düzeneği
7,16
0,05
0,004
b(x)
0,036
Çizelge 7.25 Termokupul için toplam bağıl belirsizlik değeri
Sıcaklık sertifika değerleri
C
% Sertifika değeri
Belirsizlik
503
2
10,06
o
Sıcaklık
b(x)
10,06
Çizelge 7.26 CO (500 ppm) gazının toplam bağıl belirsizlik değeri
CO (586,33 ppm) Belirsizliği
Değer (X)
b(x)
586,33
2,59
7,16
0,004
503
10,06
500
Parametre
CO gaz bileşeni
Deney düzeneği
Egzoz sıcaklığı
Toplam belirsizlik
B(x)
Genişletilmiş belirsizlik (k=2)
Bağıl B(x), %
b(x)/X
0,004
0,001
0,020
0,020
10,24
20,49
4,10
Çizelge 7.27 O2 (%7) gazının toplam bağıl belirsizlik değeri
Parametre
O2 (%7,93) Belirsizliği
Değer (X)
O2 gaz bileşeni
Deney düzeneği
Sıcaklık
Toplam belirsizlik
B (x)
Genişletilmiş belirsizlik (k=2)
Bağıl B (x), %
118
7,93
7,16
503
7
b(x)
b(x)/X
0,04
0,004
10,06
0,005
0,001
0,020
0,021
0,14
0,29
4,11
Çizelge 7.28 CO2 (%7) gazının toplam bağıl belirsizlik değeri
Parametre
CO2 gaz bileşeni
Deney düzeneği
Sıcaklık
Toplam belirsizlik
B (x)
CO2 (%9,66) Belirsizliği
Değer (X)
9,66
7,16
503
7
b(x)
0,06
0,004
10,06
Genişletilmiş belirsizlik (k=2)
Bağıl B (x), %
b(x)/X
0,006
0,001
0,020
0,021
0,15
0,29
4,20
Çizelge 7.29 NO (1500 ppm) gazının toplam bağıl belirsizlik değeri
NO (1711,67 ppm) Belirsizliği
Parametre
Değer (X)
b(x)
NO gaz bileşeni
1711,67
7,57
Deney düzeneği
7,16
0,004
Sıcaklık
503
10,06
Toplam belirsizlik
1500
B (x)
Genişletilmiş belirsizlik (k=2)
Bağıl B (x), %
b(x)/X
0,004
0,001
0,020
0,020
30,73
61,47
4,10
7.5 2600 d/d Diesel Yakıtı Emisyonları için Toplam Bağıl Belirsizlik Hesapları
Çizelge 7.30, 7.31, 7.32, 7.33, 7.34 ve 7.35’de belirsizlik hesapları verilmektedir.
Çizelge 7.30 Deney düzeneğinin toplam bağıl belirsizlik değeri
Deney düzeneği sertifika değerleri
kW
% Sertifika değeri
Belirsizlik
6,94
0,05
0,00347
Deney düzeneği
b(x)
0,003
Çizelge 7.31 Termokupul için toplam belirsizlik değeri
o
Sıcaklık
C
382
Sıcaklık sertifika değerleri
% Sertifika değeri
Belirsizlik
2
7,64
119
b(x)
7,64
Çizelge 7.32 CO (1000 ppm) gazının toplam bağıl belirsizlik değeri
CO (866,25 ppm) Belirsizliği
Parametre
Değer (X)
b(x)
CO gaz bileşeni
866,25
5,07
Test düzeneği
6,94
0,003
Sıcaklık
382
7,64
Toplam belirsizlik
1000
B (x)
Genişletilmiş belirsizlik (k=2)
Bağıl B (x), %
b(x)/X
0,006
0,001
0,020
0,021
20,84
41,69
4,17
Çizelge 7.33 O2 (%7) gazının toplam bağıl belirsizlik değeri
Parametre
O2 (%6,92) Belirsizliği
Değer (X)
O2 gaz bileşeni
Deney düzeneği
Sıcaklık
Toplam belirsizlik
B (x)
Genişletilmiş belirsizlik (k=2)
6,92
6,94
382
7
b(x)
b(x)/X
0,04
0,003
7,64
0,005
0,001
0,020
0,021
0,14
0,29
4,14
Bağıl B (x), %
Çizelge 7.34 CO2 (%7) gazının toplam bağıl belirsizlik değeri
Parametre
CO2 (%10,08) Belirsizliği
Değer (X)
CO2 gaz bileşeni
Deney düzeneği
Sıcaklık
Toplam belirsizlik
B (x)
Genişletilmiş belirsizlik (k=2)
Bağıl B (x), %
120
10,08
6,94
382
7
b(x)
b(x)/X
0,06
0,003
7,64
0,006
0,001
0,020
0,021
0,15
0,29
4,18
Çizelge 7.35 NO (1500 ppm) gazının toplam bağıl belirsizlik değeri
NO (1825,75 ppm) Belirsizliği
Parametre
Değer (X) b(x)
NO gaz bileşeni
1825,75
7,57
Deney düzeneği
6,94
0,003
Sıcaklık
382
7,64
Toplam belirsizlik
1500
B (x)
Genişletilmiş belirsizlik (k=2)
Bağıl B (x), %
b(x)/X
0,004
0,001
0,020
0,020
30,65
61,29
4,09
7.6 2600 d/d Biodiesel Yakıtı Emisyonları için Toplam Bağıl Belirsizlik Hesapları
Çizelge 7.36, 7.37, 7.38, 7.39, 7.40 ve 7.41’de belirsizlik hesapları verilmektedir.
Çizelge 7.36 Deney düzeneğinin toplam bağıl belirsizlik değeri
Deney düzeneği sertifika değerleri
kW
% Sertifika değeri
Belirsizlik
6.75
Deney düzeneği
0.05
0.0033
b(x)
0.003
Çizelge 7.37 Termokupul için toplam bağıl belirsizlik değeri
o
C
Sıcaklık
Sıcaklık sertifika değerleri
% Sertifika değeri
Belirsizlik
470
2
9,4
b(x)
9,40
Çizelge 7.38 CO (500 ppm) gazının toplam bağıl belirsizlik değeri
CO (656 ppm) Belirsizliği
Değer (X)
656
6,75
470
500
Parametre
CO gaz bileşeni
Test düzeneği
Sıcaklık
Toplam belirsizlik
B (x)
Genişletilmiş belirsizlik (k=2)
Bağıl B (x), %
121
b(x)
2,59
0,003
9,40
b(x)/X
0,004
0,001
0,020
0,020
10,20
20,39
4,08
Çizelge 7.39 O2 (%7) gazının toplam bağıl belirsizlik değeri
Parametre
O2 (%8,07) Belirsizliği
Değer (X)
O2 gaz bileşeni
Deney düzeneği
Sıcaklık
Toplam belirsizlik
B (x)
Genişletilmiş belirsizlik (k=2)
8,07
6,75
470
7
b(x)
b(x)/X
0,04
0,003
9,40
0,005
0,001
0,020
0,021
0,14
0,29
4,10
Bağıl B (x), %
Çizelge 7.40 CO2 (%7) gazının toplam bağıl belirsizlik değeri
Parametre
CO2 (%9,54) Belirsizliği
Değer (X)
CO2 gaz bileşeni
Deney düzeneği
Sıcaklık
Toplam belirsizlik
B (x)
Genişletilmiş belirsizlik (k=2)
Bağıl B (x), %
9,54
6,75
470,00
7
b(x)
b(x)/X
0,06
0,003
9,40
0,006
0,001
0,020
0,021
0,15
0,29
4,20
Çizelge 7.41 NO (1500 ppm) gazının toplam bağıl belirsizlik değeri
NO (1761) Belirsizliği
Değer (X)
1761
6,75
470
1500
Parametre
NO gaz bileşeni
Deney düzeneği
Sıcaklık
Toplam belirsizlik
B (x)
Genişletilmiş belirsizlik (k=2)
Bağıl B (x), %
b(x)
7,57
0,003
9,40
b(x)/X
0,004
0,001
0,020
0,020
30,69
61,39
4,09
7.7 2400 d/d Diesel Yakıtı Emisyonları için Toplam Bağıl Belirsizlik Hesapları
Çizelge 7.42, 7.43, 7.44, 7.45, 7.46 ve 7.47’de belirsizlik hesapları verilmektedir.
122
Çizelge 7.42 Deney düzeneğinin toplam bağıl belirsizlik değeri
Deney düzeneği sertifika değerleri
kW
% Sertifika değeri
Belirsizlik
6,45
0,05
0,003225
Deney düzeneği
b(x)
0,003
Çizelge 7.43 Termokupul için toplam belirsizlik değeri
o
C
Sıcaklık
Sıcaklık sertifika değerleri
% Sertifika değeri
Belirsizlik
350
2
7
b(x)
700
Çizelge 7.44 CO (1000 ppm) gazının toplam bağıl belirsizlik değeri
CO (1192 ppm) Belirsizliği
Değer (X)
b(x)
1192
5,07
6,45
0,003
350
7
1000
Parametre
CO gaz bileşeni
Deney düzeneği
Sıcaklık
Toplam belirsizlik
B(x)
Genişletilmiş belirsizlik (k=2)
Bağıl B (x), %
b(x)/X
0,004
0,001
0,020
0,020
20,45
40,91
4,09
Çizelge 7.45 O2 (%7) gazının toplam bağıl belirsizlik değeri
O2 (%7,10) Belirsizliği
Parametre
O2 gaz bileşeni
Deney düzeneği
Sıcaklık
Toplam belirsizlik
Değer (X)
7,1
6,45
350
7
B(x)
Genişletilmiş belirsizlik (k=2)
Bağıl B (x), %
b(x)
0,04
b(x)/X
0,005
0,003
7
0,001
0,020
0,021
0,14
0,29
4,13
123
Çizelge 7.46 CO2 (%7) gazının toplam bağıl belirsizlik değeri
CO2 (%9,92) Belirsizliği
Parametre
CO2 gaz bileşeni
Deney düzeneği
Sıcaklık
Toplam belirsizlik
B (x)
Genişletilmiş belirsizlik (k=2)
Bağıl B (x), %
Değer (X)
9,92
b(x)
0,06
b(x)/X
0,006
6,45
350
7
0,003
7
0,001
0,020
0,021
0,15
0,29
4,19
Çizelge 7.47 NO (1500 ppm) gazının toplam bağıl belirsizlik değeri
NO (1853,25 ppm) Belirsizliği
Parametre
Değer (X)
b(x)
NO gaz bileşeni
1853,25
7,57
Deney düzeneği
6,45
0,003
Sıcaklık
350
7
Toplam belirsizlik
1500
B(x)
Genişletilmiş belirsizlik (k=2)
Bağıl B (x), %
b(x)/X
0,004
0,001
0,020
0,020
30,63
61,26
4,08
7.8 2400 d/d Biodiesel Yakıtı Emisyonları için Toplam Bağıl Belirsizlik Hesapları
Çizelge 7.48, 7.49, 7.50, 7.51, 7.52 ve 7.53’de belirsizlik hesapları verilmektedir.
Çizelge 7.48 Deney düzeneğinin toplam bağıl belirsizlik değeri
Deney düzeneği sertifika değerleri
kW
% Sertifika değeri
Belirsizlik
Deney düzeneği
6,45
0,05
0,003225
b(x)
0,003
Çizelge 7.49 Termokupul için toplam bağıl belirsizlik değeri
Sıcaklık sertifika değerleri
C
% Sertifika değeri
Belirsizlik
o
Sıcaklık
457
2
124
9,14
b(x)
9,14
Çizelge 7.50 CO (1000 ppm) gazının toplam bağıl belirsizlik değeri
CO (850,83 ppm) Belirsizliği
Parametre
Değer (X)
b(x)
CO gaz bileşeni
850,83
5,07
Deney düzeneği
6,45
0,003
Sıcaklık
457,00
9,14
Toplam belirsizlik
1000
B (x)
Genişletilmiş belirsizlik (k=2)
Bağıl B (x), %
b(x)/X
0,006
0,001
0,020
0,021
20,87
41,75
4,17
Çizelge 7.51 O2 (%7) gazının toplam bağıl belirsizlik değeri
Parametre
O2 gaz bileşeni
O2 (%7,68) Belirsizliği
Değer (X)
7.68
Deney düzeneği
Sıcaklık
Toplam belirsizlik
6.45
457
7
b(x)
0.04
b(x)/X
0,005
0,003
9,14
0,001
0,020
0,021
B (x)
0,14
Genişletilmiş belirsizlik (k=2)
Bağıl B (x), %
0,29
4,11
Çizelge 7.52 CO2 (%7) gazının toplam bağıl belirsizlik değeri
CO2 (%9,83) Belirsizliği
Parametre
CO2 gaz bileşeni
Deney düzeneği
Sıcaklık
Toplam belirsizlik
B(x)
Genişletilmiş belirsizlik (k=2)
Bağıl B (x), %
Değer (X)
9,83
b(x)
0,06
b(x)/X
0,006
6,45
457
7
0,003
9,14
0,001
0,020
0,021
0,15
0,29
4,19
125
Çizelge 7.53 NO (1500 ppm) gazının toplam bağıl belirsizlik değeri
NO (1847 ppm) Belirsizliği
Parametre
Değer (X)
NO gaz bileşeni
1847
Deney düzeneği
6,45
Sıcaklık
457,00
Toplam belirsizlik
1500
B(x)
Genişletilmiş belirsizlik (k=2)
Bağıl B (x), %
b(x)
7,57
0,003
9,14
b(x)/X
0,004
0,001
0,020
0,020
30,63
61,26
4,08
Sonuçlar Çizelge 7.54’de verilmektedir.
126
Çizelge 7.54 Diesel ve Biodiesel yakıtları için deney sonuçları
127
Çizelge 7.54 Diesel ve Biodiesel yakıtları için deney sonuçları (devam)
128
Çizelge 7.54 Diesel ve Biodiesel yakıtları için deney sonuçları (devam)
129
Çizelge 7.54 Diesel ve Biodiesel yakıtları için deney sonuçları (devam)
130
Çizelge 7.54 Diesel ve Biodiesel yakıtları için deney sonuçları (devam)
131
Çizelge 7.54 Diesel ve Biodiesel yakıtları için deney sonuçları (devam)
132
Çizelge 7.54 Diesel ve Biodiesel yakıtları için deney sonuçları (devam)
133
Çizelge 7.54 Diesel ve Biodiesel yakıtları için deney sonuçları (devam)
134
Çizelge 7.54 Diesel ve Biodiesel yakıtları için deney sonuçları (devam)
135
Çizelge 7.54 Diesel ve Biodiesel yakıtları için deney sonuçları (devam)
136
Motor emisyon deneylerinde CO, NO ve SO2 egzoz emisyonları ppm, CO2 egzoz
emisyonu ve egzoz gazları içerisindeki O2 ise % olarak ölçülmüştür. Simülasyon ve
gerçek deney değerleri ise birim enerji başına (g/kWh) açığa çıkan emisyon miktarı
olarak karşılaştırılmıştır. Bu nedenle gerçek deneylerde elde edilmiş olan ppm ve %
emisyon değerleri aşağıda ifade edilen 2 yöntem ile g/kWh’e dönüştürülmüştür.
Çizelge 7.54’de ifade edilmiş olan (1) ve (2) değerleri aşağıda ifade edilen 1. ve 2.
yönteme göre hesaplanmış olan değerlerdir.
7.9 ppm-kWh Dönüşüm Hesabı
7.9.1. 1.Yöntem
Bu yöntemde silindir içine emilen yakıt debisine göre stokiyometrik yanma için gerekli
hava miktarı hesaplanmıştır. Buna göre toplam hacimsel egzoz debisi bulunmuştur. Bu
yöntemde hava fazlalık katsayısı (λ), havanın egzoz sıcaklığına bağlı yoğunluğu (ρth),
yakıtın egzoz sıcaklığına bağlı yoğunluğu (ρty) göz önüne alınmıştır.
Mh = My *λ*14,7
(7.8)
Vhava= Mh/ρth
(7.9)
Vy= My/ρty
(7.10)
Vegz = Vhava+Vyakıt
(7.11)
mg/s= (ppm)mg/m3* m3/s
(7.12)
g/kWh = (mg/s) / kW/1000*3600
(7.13)
Mh
Havanın kütlesel debisi (mg/s)
My
Yakıtın kütlesel debisi (mg/s)
Vegz Toplam hacimsel egzoz debisi (m3/s)
Vhava Havanın hacimsel debisi (kg/s)
Vy
Yakıtın hacimsel debisi (kg/s)
137
ρth
Havanın egzoz sıcaklığına bağlı yoğunluğu
ρty Yakıtın egzoz sıcaklığına bağlı yoğunluğu
λ
Hava fazlalık katsayısı
7.9.2 2.Yöntem
Bu yöntemde silindir strok hacmine göre ve stokiyometriye göre emilen hava miktarına
göre hesaplanan yakıt miktarı göz önüne alınmıştır. Bu yöntemde λ, volümetrik verim
(ηv,) havanın yoğunluğu (ρh )ve motor devir sayısı (n) göz önüne alınarak (7.14), (7.15),
(7.16), (7.17), (7.18) ve (7.19) eşitlikleri hesaplanmıştır.
Mh= (Vh/1000000)*(n/2)*ηv /ρhava/60
(7.14)
My= Mhava/14,7/λ
(7.15)
Vh = (Mh*1000000)/ρh
(7.16)
Vy = (My*1000000)/ρy
(7.17)
mg/s= mg/m3* m3/s
(7.18)
g/kWh = (mg/s) / kW/1000*3600
(7.19)
ρh
1,226 kg/m3 (Havanın yoğunluğu)
ηv
0,77 (volümetrik verim 0,77 kabul edilmiştir.)
Vh
Strok hacmi (cm3);
n
Motor devri (d/d)
14,7 Stokiyometriye göre 1 kg yakıtın yanması için 14,7 kg hava gerekmektedir.
7.10 Bosch İs Sayısının g/kWh’e Dönüşümü Dönüşümü (kg/s)
Bu dönüşüm için Christian vd. *164+ kullandıkları eşitlik (7.20) kullanılmıştır.
İs (mg/m3) = 1 / 0, 405* 4,95.BİS * e0,38BİS
(7.20)
138
BİS
Bosch is sayısı
7.11 1 Enjektör Deliğinden Püskürtülen Yakıt Debisi Hesabı
Simülasyon çalışmalarında enjektörün 1 deliğinden püskürtülen yakıt debisini
hesaplamak için (7.21), (7.22), (7.23) ve (7.24) eşitlikleri hesaplanmıştır.
1 çevrimde silindire enjektörden püskürtülen yakıt miktarı (kg/s)
=
Güç * Özgül Yakıt Tüketimi
30 *1000
(7.21)
*n
Güç =kW; Özgül yakıt tüketimi =g/kWh; n=d/d
1 çevrimde enjektörden püskürtülen yakıt süresi (s) =
Püskürtme süresi * 6
n * 3600
(7.22)
Püskürtme süresi = oKMA
1 çevrimde enjektörden püskürtülen yakıt debisi (kg/s)
=
1 çevrimde enjektörden püskürtülen yakıt miktarı
1 çevrimde enjektörden püskürtülen yakıt süresi
(7.23)
1 çevrimde 1 enjektör deliğinden püskürtülen yakıt debisi (kg/s)
=
1 çevrimde enjektörden püskürtülen yakıt debisi
enjektör delik sayısı
(7.24)
Her devir için yukarıda ifade edilen hesaplar yapılarak simülasyon için gerekli veriler
elde edilmiştir.
Biodiesel ve Diesel için karşılaştırmalı performans ve emisyon değerleri sırayla Şekil 7.1,
Şekil 7.2, Şekil 7.3, Şekil 7.4, Şekil 7.5, Şekil 7.6, Şekil 7.7, Şekil 7.8 ve Şekil 7.9’da
verilmektedir.
139
Şekil 7.1 Diesel yakıtı ve biodiesel için farklı hızlarda güç değerleri
Şekil 7.2 Diesel yakıtı ve biodiesel için farklı hızlarda tork değerleri
Motor torku incelendiğinde hem Diesel yakıtı hem de biodiesel kullanılması
durumunda maksimum tork değeri her ikisi için de 1800 d/d’da elde edilmiş olup
3000–2400 d/d arasında Diesel yakıtı kullanıldığında motor gücü ve torku biodieselden
daha yüksek çıkmıştır. Maksimum %5 fark gözlenmiştir.
2400–1600 d/d aralığında ise biodiesel kullanmak ile güç ve torkta bir miktar düşüş
gözlenmiştir. Ancak belirsizlik değeri de göz önüne alındığında bu düşüş hata bandı
arasına girebilmektedir.
140
Şekil 7.3 Diesel yakıtı ve biodiesel için farklı hızlarda özgül yakıt tüketim değerleri
Deney sonuçları incelendiğinde ölçüm yapılan tüm hızlarda biodiesel kullanıldığında
özgül yakıt tüketiminin Diesel yakıtından daha yüksek olduğu görülmüştür. Yakıt analiz
sonucunda ise Diesel yakıtının alt ısıl değerinin 42,86 kJ/g, biodieselin alt ısıl değerinin
ise 38,81 kJ/g olduğu belirlenmiştir. Literatürde yapılmış olan çalışmalar incelendiğinde
ise biodieselin alt ısıl değerinin Diesel yakıtından daha düşük olduğu görülmüştür.
Biodieselin alt ısıl değeri daha düşük olduğundan dolayı özgül yakıt tüketimi de daha
yüksek olmuştur.
Karaosmanoğlu vd. *79+, ayçiçeği yağını, tek silindirli, DP pancar Diesel motorda 1600
d/d’da kısmi yükte 50 saat test süresince direkt olarak kullanmışlardır. Deneyler
sonucunda ayçiçeği yağının performans ve emisyon değerleri konvansiyonel Diesel
yakıtı ile karşılaştırılmıştır. Performans açısından incelediklerinde ayçiçeği yağı
kullanımı ile motor gücü azalırken, özgül yakıt tüketiminde artış olduğunu gözlenmiştir.
Enjektörü incelendiklerinde enjektör üzerinde bir karbon tabakasına rastlamamışlardır.
Egzoz emisyonları açısından incelediklerinde, CO, CO2, NO, NOx ve HC emisyonlarında
artış olurken sadece is emisyonunda bir azalma olduğunu ifade etmişlerdir.
Emisyonlardaki artışı, yağın viskozitesinin çok yüksek olmasından dolayı yeterli oranda
atomizasyon sağlanamaması şeklinde yorumlamışlardır. HC emisyonunun %60–70
oranında artış göstermesini, ayçiçeği yağının setan sayısının Diesel yakıtına göre düşük
olmasına bağlayarak, tam yanma gerçekleşemediğini ifade etmişlerdir.
141
İlkılıç *165+, yaptığı çalışmada ayçiçeği yağından üretilmiş biodieselin motor performans
ve egzoz emisyonu üzerine etkilerini belirlemek için tek silindirli 4 stroklu, DP 6 LD 400
Lombardini model Diesel motorda deney yapmıştır. Deney sonuçları Diesel yakıtı
sonuçları ile karşılaştırılmıştır. Deney sonuçlarına göre B100 kullanıldığında CO, CO2 ve
NOx emisyonlarında sırayla %30, %26 ve %25 azalma gözlenmiştir. Motor güç ve tork
değerlerinde ise Diesel yakıtına göre az miktarda azalma olduğu vurgulanmıştır. Tüm
püskürtme basınç değerlerinde ise biodieselin alt ısıl değeri daha düşük olduğundan
özgül yakıt tüketimin arttığı ifade edilmiştir. Biodieselin Diesel motorlarda
kullanılabileceği vurgulanmıştır.
Şekil 7.4 Diesel yakıtı ve biodiesel için farklı hızlarda egzoz sıcaklık değerleri
Şekil 7.5 Diesel yakıtı ve biodiesel için farklı hızlarda CO emisyon değerleri
142
Şekil 7.6 Diesel yakıtı ve biodiesel için farklı hızlarda CO2 emisyon değerleri
Şekil 7.7 Diesel yakıtı ve biodiesel için farklı hızlarda NO emisyon değerleri
Şekil 7.8 Diesel yakıtı ve biodiesel için farklı hızlarda is emisyon değerleri
143
Şekil 7.9 Diesel yakıtı ve biodiesel için farklı hızlarda egzoz gazlarındaki O2
CO2 ve NO emisyonları incelendiğinde biodiesel emisyon değerleri daha yüksek
çıkmıştır. Bu durum konuya ilişkin literatür bulguları ile örtüşmektedir. Biodieselin
oksijen içeriği daha yüksek olduğundan O2 yüksek çıkmaktadır. Oksijen ilave olarak
setan sayısının da yüksek olması sebebi ile yanma iyileşmekte yüksek sıcaklıklar elde
edilerek egzoz sıcaklıları ve yüksek sıcaklığa bağlı NO emisyonları da yüksek çıkmıştır.
Çelikten ve Arslan [166], yaptıkları çalışmada kanola yağı metil esteri (KYME) ve soya
yağı metil esterlerinin (SYME) motor performans ve emisyon değişimlerine etkilerini
incelemişlerdir. Çalışmalarında 4 zamanlı ve 4 silindirli Steyr marka DP Diesel motoru
kullanmışlardır. Motorun 1600 d/d’daki Diesel yakıtı, KYME ve SYME sıralamasındaki
performans değişimleri sırasıyla incelendiğinde, maksimum tork değeri Diesel yakıtına
göre; KYME’nde %4,7, SYME’nde %8,4 kadar azaldığı gözlenmiştir. Motor güç
değişimleri Diesel yakıtına göre; SYME’nde %9,7 ve KYME’nde ise %11,8 oranında
azalmıştır. Özgül yakıt tüketimleri ise Diesel yakıtına göre; KYME’nde %10,1 ve
SYME’nde ise %17,5 oranında arttığı gözlenmiştir. Aynı yakıtların aynı moment
devrinde emisyon değişimlerinden % duman koyulukları Diesel yakıtına göre;
KYME’nde %25, SYME’nde ise %37 kadar azalmıştır. CO emisyonları Diesel yakıtına göre
azalma oranı KYME’nde %27, SYME’nde %39 oranında tespit edilmiştir. NOx
emisyonları da Diesel yakıtına göre KYME’nde %22, SYME’nde %33 oranında artışlar
tespit edilmiştir. SYME ve KYME ısıl değerler bakımından Diesel yakıtından kısmen
düşüktür. Bu farkın temel sebepleri düşük ısıl değer, yüksek viskozite ve yoğunluk
144
olduğu ifade edilmiştir. Bu nedenle viskozitenin düşürülmesi için esterleşme
reaksiyonlarında iyileştirme veya esterlere çeşitli kimyasal katıkların eklenerek
kullanılabileceği vurgulanmıştır.
Bayrakçeken vd. [167] yaptıkları çalışmada tek silindirli DP 6 LD 400 model hava
soğutmalı bir motorda SYME’nin motor performans ve emisyon üzerine etkilerini
incelemişlerdir. Deney sonuçlarına göre biodiesel kullanımı ile maksimum motor torku
ve gücünde Diesel yakıtına göre sırası ile %2,3 ve %3,8’lik azalma, ortalama motor
momenti ve gücünde sırası ile %4,2 ve %3’lük bir azalma gözlenmiştir. Motor torku ve
gücündeki azalmanın biodieselin ısıl değerinin düşük olmasından kaynaklandığı
şeklinde ifade edilmiştir. Biodieselin özgül yakıt tüketiminde ise %12,8’lik bir artış
gözlenmiştir. Biodiesel kullanımı ile CO, HC ve NOx emisyonlarında sırası ile ortalama
olarak Diesel yakıtına göre %4,1, 4,47 ve 9,23 artarken, duman emisyonlarında
%19,5’lik bir azalma gözlenmiştir. Maksimum güç devrinde ise biodieselin CO emisyon
değeri Diesel yakıtına göre %16,7 daha az olduğu gözlenmiştir.
FEV Motor Teknoloji [168] tarafından yapılan çalışmada 13-mode US Heavy-Duty test
çevrimi uygulanarak 7,3 lt Navistar motoru kullanılarak farklı karışım oranlarında soya
yağı biodieseli kullanılmıştır. Artan biodiesel oranı ile NOx emisyonlarında artış
gözlemlenmiştir. Saf biodiesel kullanıldığında %8 artış olmuştur.
145
BÖLÜM 8
DENEY VE SİMÜLASYON SONUÇLARININ KARŞILAŞTIRILMASI
Simülasyon çalışmasında öncelikle her devir için deneyde elde edilmiş güç değerlerinin
eşitlenmesi
amaçlanmıştır.
Emisyon
değerleri
birim
enerji
başına
(g/kWh)
karşılaştırıldığından püskürtme avansı, püskürtme süresi, püskürtme miktarı ve
enjektörün her bir deliğinden püskürtülen damlacık sayısı parametreleri değiştirilerek
her devir için deneylerde elde edilen güç değerine yaklaşılmaya çalışılmıştır.
Simülasyon çalışmasına Anadolu Motordan Diesel yakıtı için 3000 d/d’da püskürtme
avansının 14o KMA ve püskürtme süresinin 17o KMA ve silindir içi maksimum basıncın
72 bar olduğu verileri elde edildiğinden Diesel yakıtı (hepta metil nonan) ile bu hızda
çalışmaya başlanmıştır. Motor test gücü ile simülasyonda elde edilen gücün eşitlenmesi
ile bu motor hızında püskürtme avansı, püskürtme süresi, damlacık sayısı vb. çalışma
parametleleri belirlenmiştir. Çalışmanın devamında diğer hızlar ve biodiesel için aynı
çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Simülasyon çalışmasında egzoz gazı hesapları egzoz
supabı açıldığında yani 540o KMA’da (900o KMA) yapılmıştır.
Simülasyon çalışmasında elde edilen güç ve emisyon değerleri Çizelge 8.1’de
verilmektedir.
146
Çizelge 8.1 Simülasyon çalışmasında elde edilen güç ve emisyon değerleri
8.1 3000 d/d için Performans ve Emisyon Sonuçları
Anadolu Motor’dan elde edilmiş verilere göre 3000 d/d’da Diesel yakıtı için püskürtme
avansı 14o KMA olup püskürtme süre 17o KMA’dır. Maksimum silindir içi basıncı ise 72
bar’dır. 3000 d/d için Diesel yakıtı ile deneysel çalışmada püskürtme avansı, motor
gücü ve maksimum silindir içi basıncı değerleri bilindiğinden simülasyon çalışmasına bu
devirde ve Diesel yakıtı ile başlanmıştır. Ancak deneysel veriler kullanılarak
simülasyona başlandığında 3000 d/d için maksimum silindir içi basıncı ve değerlerine
ulaşılamamıştır. Bu nedenle Diesel yakıtı ve biodiesel için çalışma şartları değiştirilmiş
ve 3000 d/d-2400 d/d simülasyon güç değeri, deneysel çalışmaya yaklaştırılarak birim
enerji başına emisyonlar karşılaştırılırmıştır. Sonuçlar Çizelge 8.2’de verilmektedir.
147
Çizelge 8.2 3000 d/dk’da motorun deney ve simülasyon çalışma şartları ile performans
ve emisyon değerleri
Simülasyon
Püskürtme Süresi (o KMA)
Püskürtme Avansı (o KMA)
Deney ve Simülasyon
Püskürtme Miktarı (kg/s)
(1 enjektör deliğinden)
Simülasyon
Damlacık Sayısı
Motor gücü (kW)
Deney
Simülasyon
Fark
CO2 emisyonu (g/kWh)
Deney
Simülasyon
Fark
CO emisyonu (g/kWh)
Deney
Simülasyon
Fark
NO emisyonu (g/kWh)
Deney
Simülasyon
Fark
O2 (g/kWh)
Deney
Simülasyon
Fark
İs emisyonu (g/kWh)
Deney
Simülasyon
Maksimum basınç (bar)@o KMA
Egzoz sıcaklıkları, oK
Deney
Simülasyon
Fark
Diesel Yakıtı
Biodiesel
Bağıl Belirsizlik Oranı
14
13
14
14
0,00714
0,0073
75000
45000
7,85
8,01
%2 ± 0,1
7,33
7,7
%5 ± 0,1
863,98
842,33
Hata bandı
arasında
862,42
841,56
Hata bandı
arasında
Diesel yakıtı : ±% 4,13
Biodiesel : ±%4,18
3,47
3,75
%8±4,6
3,10
2,99
Hata bandı
arasında
Diesel yakıtı : ±% 4,12
Biodiesel : ±% 4,07
9,18
1,80
%80±0,9
9,97
3,65
%63,4±1,6
Diesel yakıtı : ±% 4,20
Biodiesel : ±%4,09
444,78
907,58
%104,1±1,6
547,59
1075,32
%96,41±8,5
0,139
243,57
0,31
407,21
69,61 @366.9
69,15 @366,4
653
1063
%62,8 ± 3,2
763
1014
%62,9 ± 1,8
± %0,05
Diesel yakıtı : ±% 4,10
Biodiesel : ±%4,14
± 0,01
±%2
Biodieselin simülasyon sonuçları incelendiğinde NO emisyonları deneysel çalışmaya
göre %63,4±1,6 daha düşük çıkmıştır. CO2 ve CO emisyonları hata bandı arasında olup
O2 değeri ise %96,41±8,5 daha yüksek çıkmıştır. İs emisyonları deneysel çalışmaya göre
çok yüksek çıkmıştır. Egzoz sıcaklıkları ise simülasyon çalışmasında %62,9±1,8 daha
148
yüksek çıkmıştır. Diesel yakıtının simülasyon sonuçları incelendiğinde ise CO2
emisyonları deneysel çalışmaya göre hata bandı arasında olup CO, NO emisyonları
deneysel çalışmaya sırayla %8±4,6 ve %80±0,9 daha düşük çıkmıştır. O2 değeri ise
%104,1 ± 1,6 daha yüksek çıkmıştır. İs emisyonları deneysel çalışmaya göre çok yüksek
çıkmıştır. Egzoz sıcaklıkları ise simülasyon çalışmasında (Şekil 8.1) %62,8 ± 3,2 daha
yüksek çıkmıştır.
Şekil 8.1 3000 d/d’da Biodiesel ve Diesel yakıtları için silindir içi sıcaklıklar
Biodieselin güç değeri deneysel çalışmaya göre %5±0,1, Diesel yakıtının ise %2±0,1
daha yüksek çıkmıştır. Şekil 8.2’de görüldüğü gibi Diesel yakıtında maksimum basınç
366,9o KMA’da 69,61 bar, biodieselde ise maksimum basınç 366,4o KMA’da 69,15 bar
çıkmıştır.
Biodiesel ve Diesel yakıtları için maksimum basınçlar aynı ve yaklaşık aynı yerde
çıkmıştır. Güç değerleri incelendiğinde ise biodiesel ve Diesel yakıtları için deney ve
simülasyon değerleri birbirine çok yakın çıkmıştır, NO ve is simülasyon emisyonları ise
sonuçları deneysel çalışma ile uyuşmamaktadır.
149
Şekil 8.2 3000 d/d’da Biodiesel ve Diesel yakıtlarının yanma basınç diyagramı
Colin ve Benkenida [162], yaptıkları çalışmada 4 supablı 4 stroklu DP motorda ECFM-3Z
ve genişletilmiş karakteristik zaman modeli (ECTM) yanma modelleri kullanmışlardır.
Her 2 model 2 farklı çalışma koşulu için gerçek deney sonuçları ile karşılaştırılmıştır.
Simülasyonlar IFP tarafından geliştirilmiş IFP-C3D paralel kodunda yapılmıştır. Çalışma
koşulları Çizelge 8.3’de verilmektedir.
Çizelge 8.3 Çalışma şartları
Çalışma Şartı
A
B
Hız
1640
4000
Yük
Püskürtmenin başlangıç
zamanı
Püskürtme süresi
Püskürtme miktarı
Y/H eşdeğerlik oranı
EGR oranı (%)
Başlangıç girdap sayısı
kısmi
6.
tam
15,1
8,03
0,0144
0,67
31
2,8
37,6
0,0428
0,7
0
1,4
ECFM3Z ve ECTM ile elde edilen basınç eğrileri ve toplam yanan kütle oranları yapılmış
olan gerçek deneyler ile karşılaştırılmıştır. B çalışma şartı için her 2 model uygun anda
yanmayı gerçekleştirmiştir. ECFM-3Z A çalışma şartı için doğru zamanda yanmayı
gerçekleştirmiş olup ECTM aynı çalışma şartı için daha erken yanmayı başlatmıştır. Bu
sonuç, ECFM-3Z’de tablolanmış kimyaya dayalı kendi kendine tutuşma modelinin A
çalışma şartı için ECTM modeli ile yanma gerçek deney sonucundan 3,5 KMA daha
erken başlamasına karşın ECFM-3Z ile zamanında basınç artışı başlamıştır. Her 2 yanma
150
modelinde maksimum basınçlar aynı olmasına karşın genişleme strokunda ECTM ile
aynı basınç elde edilememiştir. Bu durum ECFM-3Z de toplam yanan kütle oranının
ECFM3Z de aynı olmasına karşın ECTM’de 0,6 olduğunu da göstermektedir. B çalışma
şartı için 2 modelde yanma olmuş ve maksimum basınçlar aynı çıkmıştır. Ancak ECFM3Z
modelde yine toplam yanan yakıt miktarı da gerçek deney ile aynı elde edilmiştir.
Yapılan bu çalışmada ECFM-3Z modeli için maksimum silindir içi basıncının ve yanma
başlangıcının gerçek deney sonuçları ile örtüştüğü ifade edilmiştir.
8.2 2800 d/d için Performans ve Emisyon Sonuçları
2800 d/d için Diesel yakıtı ve biodiesel için simulasyon
sonuçları Çizelge 8.4’de
verilmektedir.
Çizelge 8.4 2800 d/dk’da motorun deney ve simülasyon çalışma şartları ile performans
ve emisyon değerleri
Simülasyon
Püskürtme süresi (o KMA)
Püskürtme avansı (o KMA)
Deney ve Simülasyon
Püskürtme miktarı (kg/s)
(1 enjektör deliğinden)
Simülasyon
Püskürtme başlangıcı (o KMA)
Yanma başlangıcı (o KMA)
Simülasyon
TG süresi (s)
Simülasyon
Damlacık sayısı
Motor gücü (kW)
Deney
Simülasyon
Fark
CO2 emisyonu (g/kWh)
Deney
Simülasyon
Fark
CO emisyonu
Deney
Simülasyon
Fark
Diesel Yakıtı
Biodiesel
15
12
15
13
0,00625
0,00666
348,20
351,50
347,30
352,80
185-03
347E-03
60000
40000
7,42
7,66
%3,2 ± 0,1
7,16
7,36
%2,8 ± 0,1
862,62
854,50
Hata bandı
arasında
845,09
972,33
%15,05 ± 5,0
3,93
4,04
%2,08 ± 4,4
3,26
1,12
%65,6± 1,5
151
Bağıl Belirsizlik Oranı
± %0,05
Diesel yakıtı : ±%4,20
Biodiesel: ±%4,18
Diesel yakıtı : ±% 4,10
Biodiesel : ±% 4,17
NO emisyonu (g/kWh)
Deney
Simülasyon
Fark
10,17
2,28
%77,6 ± 1,0
10,21
2,96
%71 ± 1,2
Diesel yakıtı: ±%4,10
Biodiesel : ±%4,09
O2 (g/kWh)
Deney
Simülasyon
Fark
431,62
847,38
%96,3 ± 8,4
504,03
1093,87
%117 ± 9,4
Diesel yakıtı: ±%4,11
Biodiesel : ±%4,14
0,154
333,25
69,41 @727,2
0,549
283,10
69,95 @727,5
624
1116
%78,8 ± 3,6
776
1030
%32,7 ± 2,7
İs emisyonu (g/kWh)
Deney
Simülasyon
Maksimum basınç (bar) @o KMA
Egzoz sıcaklıkları, oK
Deney
Simülasyon
Fark
Biodieselin simülasyon sonuçları incelendiğinde CO ve
±0,01
±%2
NO emisyonları deneysel
çalışmaya göre sırayla, %65,6±1,5 ve %71±1,2 daha düşük çıkmıştır. CO2 emisyonları
ve O2 değeri ise sırayla %15,05±5,0 ve %117±9,4 daha yüksek çıkmıştır. İs emisyonları
deneysel çalışmaya göre çok yüksek çıkmıştır. Egzoz sıcaklıkları ise simülasyon
çalışmasında %32,7 ± 2,7 daha yüksek çıkmıştır.
Diesel yakıtın simülasyon sonuçları incelendiğinde ise CO2 emisyonları deneysel
çalışmaya göre hata bandı arasında olup NO emisyonları %77,6 ± 1,0 daha düşük
çıkmıştır. CO emisyonları ve O2 değeri ise sırayla ve %2,08 ± 4,4 ve %96,3 ± 8,4 daha
yüksek çıkmıştır. İs emisyonları deneysel çalışmaya göre çok yüksek çıkmıştır. Egzoz
sıcaklıkları ise simülasyon çalışmasında %78,8 ± 3,6 daha yüksek çıkmıştır (Şekil 8.3).
152
Şekil 8.3 2800 d/d’da Biodiesel ve Diesel yakıtları için silindir içi sıcaklıklar
Şekil 8.4’e göre Biodieselin simülasyon çalışmasında güç değeri deneysel çalışmaya
göre %2,8 ± 0,1, Diesel yakıtının ise %3,2 ± 0,1 daha yüksek çıkmıştır. Diesel yakıtında
maksimum basınç 727,2o KMA’da 69.41bar, biodieselde ise maksimum basınç 727,5o
KMA’da 69.95 bar çıkmıştır.
Şekil 8.4 2800 d/d’da Biodiesel ve Diesel yakıtlarının yanma zamanına ait basınç
diyagramı
Biodiesel ve Diesel yakıtları için maksimum basınçlar aynı ve aynı yerde çıkmıştır. Güç
değerleri incelendiğinde ise biodiesel ve Diesel yakıtları için deney ve simülasyon
değerleri birbirine çok yakın çıkmıştır.
153
Şekil 8.5’den görüldüğü gibi biodieselin TG süresi daha uzun olduğundan ısı açığa çıkış
hızı daha yüksek çıkmıştır.
Şekil 8.5 2800 d/d’da Biodiesel ve Diesel yakıtları için silindir içi ısı açığa çıkış hızı
Biodiesel ve Diesel yakıtları için maksimum basınçlar aynı ve yaklaşık aynı yerde
çıkmıştır. Güç değerleri incelendiğinde ise biodiesel ve Diesel yakıtları için deney ve
simülasyon değerleri birbirine çok yakın çıkmıştır, NO ve is simülasyon emisyonları ise
sonuçları deneysel çalışma ile uyuşmamaktadır.
8.3 2600 d/d için Performans ve Emisyon Sonuçları
Çizelge 8.5’de 2600 d/d’da Biodiesel ve Diesel yakıtları için simülasyon sonuçları
verilmektedir.
154
Çizelge 8.5 2600 d/dk’da motorun deney ve simülasyon çalışma şartları ile performans
ve emisyon değerleri
Diesel Yakıtı
Simülasyon
Püskürtme süresi (o KMA)
Püskürtme avansı (o KMA)
Deney ve Simülasyon
Püskürtme miktarı (kg/s)
(1 enjektör deliğinden)
Simülasyon
Püskürtme başlangıcı (o KMA)
Yanma başlangıcı (o KMA)
Simülasyon
TG süresi (s)
Simülasyon
Damlacık sayısı
Motor gücü (kW)
Deney
Simülasyon
% Fark
CO2 emisyonu (g/kWh)
Deney
Simülasyon
Fark
CO emisyonu (g/kWh)
Deney
Simülasyon
Fark
NO emisyonu (g/kWh)
Deney
Simülasyon
Fark
O2 (g/kWh)
Deney
Simülasyon
Fark
İs emisyonu (g/kWh)
Deney
Simülasyon (g/kWh)
Fark
Maksimum basınç (bar) @o KMA
Egzoz sıcaklıkları, oK
Deney
Simülasyon
% Fark
Biodiesel
Bağıl Belirsizlik Oranı
16
11
16
12
0,00525
0,00592
349,20
352,40
348,20
353,30
192-03
321E-03
62000
39000
6,94
6,53
%5,9
6,75
6,64
%1,6
857,47
854,52
Hata bandı
arasında
821,98
894,58
%8,8 ± 4,8
4,69
4,95
Hata bandı
arasında
3,6
1,29
%64,2 ± 1,5
10,59
0,84
%92,2 ± 0,1
10,34
1,99
%80,8 ± 0,8
Diesel yakıtı: ±%4,09
Biodiesel : ±%4,08
427,75
1035,22
%142 ± 10,5
505,59
975,90
%93 ± 8,3
Diesel yakıtı: ±%4,10
Biodiesel : ±%4,13
0,21
217,46
0,65
411,14
64,25 @728,2
66,11 @728,4
655
1007
%53,7 ± 3
743
1071
%44,1 ± 2
155
± %0,05
Diesel yakıtı: ±%4,20
Biodiesel : ±%4,19
Diesel yakıtı: ±%4,08
Biodiesel : ±%4,09
± 0,01
±%2
Biodieselin simülasyon sonuçları incelendiğinde CO ve
NO emisyonları deneysel
çalışmaya göre sırayla %64,2±1,5 ve %80,8±0,8 daha düşük çıkmıştır. CO2 emisyonları
ve O2 değeri ise sırayla ve %8,8±4,8 ve %93 ± 8,3 daha yüksek çıkmıştır. İs emisyonları
deneysel çalışmaya göre çok yüksek çıkmıştır.
Egzoz sıcaklıkları ise simülasyon
çalışmasında %44,1 ±2 daha yüksek çıkmıştır.
Diesel yakıtın simülasyon sonuçları incelendiğinde ise CO2 ve CO emisyonları deneysel
çalışmaya göre hata bandı arasında olup NO emisyonları %92,2±0,1 daha düşük
çıkmıştır. O2 değeri ise %142±10,5 daha yüksek çıkmıştır. İs emisyonları deneysel
çalışmaya göre çok yüksek çıkmıştır. Egzoz sıcaklıkları ise simülasyon çalışmasında
%53,7 ± 3 daha yüksek çıkmıştır (Şekil 8.6).
Şekil 8.6 2600 d/d’da Biodiesel ve Diesel yakıtları için silindir içi sıcaklıklar
Biodieselin simülasyon çalışmasında güç değeri deneysel çalışmaya göre %1,6, Diesel
yakıtının ise %5,9 ± 0.0 daha yüksek çıkmıştır. Diesel yakıtında maksimum basınç
728,2o KMA’da 64,25 bar, biodieselde ise maksimum basınç 728,4s KMA’da 66,11 bar
çıkmıştır (Şekil 8.7). Biodiesel ve Diesel yakıtları için maksimum basınçlar aynı olup aynı
yerde çıkmıştır. Güç değerleri incelendiğinde ise biodiesel ve Diesel yakıtları için deney
ve simülasyon değerleri birbirine çok yakın çıkmıştır.
156
Şekil 8.7 2600 d/d’da Biodiesel ve Diesel yakıtlarının yanma zamanına ait basınç
diyagramı
8.8’den görüldüğü gibi Biodieselin TG süresi Diesel yakıtından daha yüksek olduğu için
ısı açığa çıkış hızı daha yüksek çıkmıştır.
Şekil 8.8 2600 d/d’da Biodiesel ve Diesel yakıtları için silindir içi ısı açığa çıkış hızı
Biodiesel ve Diesel yakıtları için maksimum basınçlar aynı ve yaklaşık aynı yerde
çıkmıştır. Güç değerleri incelendiğinde ise biodiesel ve Diesel yakıtları için deney ve
157
simülasyon değerleri birbirine çok yakın çıkmıştır, NO ve is simülasyon emisyonları ise
sonuçları deneysel çalışma ile uyuşmamaktadır.
Yuan [169], yaptığı çalışmada KIVA-3V programında Diesel yakıtı (D2), soya metil esteri,
yellow Grease metil esteri ve genetiği modifiye edilmiş soya metil esteri kullanarak
simülasyon çalışması yapmıştır. John Dere 4045 T motoruna ait deneysel silindir
basıncı, ısı açığa çıkış hızı ve NOx emisyon sonuçlarını simülasyon sonuçları ile
karşılaştırmıştır. Damlacık parçalanması için Kelvin-Helmholtz Rayleight-Taylor
modelini, Shell kendi kendine tutuşma modelini, tek basamaklı kinetik yanma modelini
ve NOx Zeldovich mekanizmasını kullanmıştır. Biodiesel ve Diesel yakıtları için özellikle
maksimum basınç bölgesinde basınç ve ısı açığa çıkış hızlarının simülasyon ve deney
değerlerinin birbirine yakın olduğunu ifade etmiştir. Soya yağı metil esterinde D2’ye
göre daha yüksek sıcaklıklar ve daha yüksek NOx emisyonları çıkmıştır. Ayrıca Biodiesel
daha yavaş ön karışımlı yanma ve daha hızlı difüzyon yanmasına uğramıştır. Silindir içi
sıcaklıkları yüksek olduğundan püskürtme daha erken başlamıştır.
8.4 2400 d/d için Performans ve Emisyon Sonuçları
Çizelge 8.6’da 2400 d/d’da Biodiesel ve Diesel yakıtları için simülasyon sonuçları
verilmektedir.
Çizelge 8.6 2400 d/dk’da motorun deney ve simülasyon çalışma şartları ile performans
ve emisyon değerleri
Simülasyon
Püskürtme süresi (o KMA)
Püskürtme avansı (o KMA)
Simülasyon
Püskürtme miktarı (kg/s)
(1 enjektör deliğinden)
Simülasyon
Püskürtme başlangıcı ( o KMA)
Yanma başlangıcı ( o KMA)
Simülasyon
TG süresi (s)
Simülasyon
Damlacık sayısı
Motor gücü (kW)
Deney
Diesel Yakıtı
Biodiesel
17
10
17
11
0,0046
0,00535
350,20
353,40
222E-03
349,30
355,30
415E-03
68000
35000
6,45
6,45
158
Bağıl Belirsizlik Oranı
Simülasyon
% Fark
CO2 emisyonu (g/kWh)
Deney
Simülasyon
Fark
CO emisyonu (g/kWh)
Deney
Simülasyon
Fark
NO emisyonu (g/kWh)
Deney
Simülasyon
Fark
O2 (g/kWh)
Deney
Simülasyon
Fark
İs emisyonu (g/kWh)
Deney
Simülasyon
Maksimum basınç (bar) @o KMA
Egzoz sıcaklıkları, oK
Deney
Simülasyon
Fark
6,06
%6
6,37
%1,2
837,36
886,52
Hata bandı
arasında
817,98
889,75
Hata bandı
arasında
6,40
6,03
Hata bandı
arasında
4,5
1,90
%57,8 ± 1,8
10,66
0,85
%92
10,48
1,64
%84,4 ± 0,7
Diesel yakıtı: ±%4,08
Biodiesel: ±%4,08
435,8
977,91
%129 ± 9,9
464,49
936,12
%101 ± 8,6
Diesel yakıtı: ±%4,13
Biodiesel : ±%4,11
0,13
231,53
57,58 @730,4
0,104
512,98
63,32 @729,6
± 0,01
623
1141
%83,1 ± 3,6
747
1112
%48,9 ± 2,1
± %0,05
Diesel yakıtı: ±%4,19
Biodiesel : ±%4,19
Diesel yakıtı: ±%4,09
Biodiesel : ±%4,17
±%2
Biodieselin simülasyon sonuçları incelendiğinde CO2 emisyonları deneysel çalışmaya
göre hata bandı arasında olup CO ve NO emisyonları sırayla %57,8 ± 1,8 ve %84,4 ± 0,7
daha düşük çıkmıştır. O2 değeri %101±8,6 daha yüksek çıkmıştır. İs emisyonları
deneysel çalışmaya göre çok yüksek çıkmıştır.
Egzoz sıcaklıkları ise simülasyon
çalışmasında %48,9 ± 2,1 daha yüksek çıkmıştır.
Diesel yakıtın simülasyon sonuçları incelendiğinde ise CO2 ve CO emisyonları deneysel
çalışmaya göre hata bandı arasında olup NO emisyonları %92 daha düşük, O2 değeri ise
%129 ± 9,9 daha yüksek çıkmıştır. İs emisyonları deneysel çalışmaya göre çok yüksek
çıkmıştır. Egzoz sıcaklıkları ise simülasyon çalışmasında %83,1 ± 3,6 daha yüksek
çıkmıştır (Şekil 8.9).
159
Şekil 8.9 2400 d/d’da Biodiesel ve Diesel yakıtları için silindir içi sıcaklıklar
Biodieselin simülasyon çalışmasında güç değeri deneysel çalışmaya göre %1,2, Diesel
yakıtının ise %6 daha yüksek çıkmıştır. Diesel yakıtında simülasyon çalışmasında
maksimum basınç 730,4o KMA’ da 57,58 bar, biodieselde ise maksimum basınç 729,6o
KMA’ da 63,32 bar çıkmıştır (Şekil 8.10). Biodieselin maksimum basınca daha erken
ulaşmış olup daha yüksek çıkmıştır. Güç değerleri incelendiğinde ise biodiesel ve Diesel
yakıtları için deney ve simülasyon değerleri birbirine çok yakın çıkmıştır.
Şekil 8.10 2400 d/d’da Biodiesel ve Diesel yakıtları için silindir içi indikatör diyagramı
Şekil 8.11’den görüldüğü gibi biodieselin TG süresi daha uzun olduğundan ısı açığa çıkış
hızı daha yüksek çıkmıştır.
160
Şekil 8.11 2400 d/d’da Biodiesel ve Diesel yakıtları için silindir içi ısı açığa çıkış hızı
Biodiesel ve Diesel yakıtları için maksimum basınçlar aynı ve yaklaşık aynı yerde
çıkmıştır. Güç değerleri incelendiğinde ise biodiesel ve Diesel yakıtları için deney ve
simülasyon değerleri birbirine çok yakın çıkmıştır, NO ve is simülasyon emisyonları ise
sonuçları deneysel çalışma ile uyuşmamaktadır.
Kawano vd. [170], kanola yağı metil esterini 4 silindirli, 4 stroklu Diesel motorunda
kullanmışlardır. Yaptıkları çalışmada biodieselin 13 noktada yapılan ECE R49 motor
performans ve egzoz emisyon değerleri Diesel yakıtı ile karşılaştırmıştır. Deney
sonuçlarına göre biodiesel kullanıldığında aynı püskürtme zamanında biodieselin daha
yüksek NOx oluştuğunu ifade etmişlerdir. Bununla birlikte düşük yüklerde daha fazla
SOF ve PM oluşturduğunu, HC emisyonlarının belirli devir aralığında daha yüksek, CO
emisyonlarının ise daha düşük çıktığını açıklamışlardır.
Lapuerta vd. [171], Biodiesel ve karışımlarının motor performans ve emisyonlar üzerine
etkilerini belirlemek amacıyla literatürde yapılmış çalışmalardan derleme yapmışlardır.
Bu çalışmada çeşitli araştırmacıların yaptıkları çalışmalar karşılaştırılmıştır. Bu
derlemede motor güç ve tork değerleri bazı çalışmalarda azaldığı, bazı çalışmalarda
değişmediği, az bir çalışmada ise arttığı ifade edilmiştir. Motor güç ve tork değerinde
azalma sebebi biodieselin alt ısıl değerinin dizere göre daha düşük olduğu (hacimsel
olarak %9 civarında) şeklinde ifade edilmiştir. Diesel yakıtı ile aynı performans elde
161
edebilmek için daha fazla yakıtın tüketilmesi gerektiği bu nedenle yakıt tüketiminde
artma olduğu ifade edilmiştir. Motor performans değerlerinin motor tipine, yükleme,
devir şartına, karışım oranlarına ve biodiesel hammaddesine göre değiştiği
vurgulanmıştır. Bununla birlikte özellikle tam yükte Biodieselin yağlama özelliğinden
dolayı sürtünme kayıplarının azaldığı, bulk modulüs değerinin, setan sayısının ve
viskozite değerinin yüksek olmasından dolayı püskürtme ve yanmanın daha erken
başladığı ve bunların güce olumlu yönde etki ettiği ifade edilmiştir. Bu çalışmada
maksimum güç istenmediği sürece biodieselde güç kaybının ciddi oranda olmadığı ifade
edilmiştir. Alt ısıl değerden olan güç kayıplarının sürtünme kayıplarındaki azalma
yanmanın erken başlamasıyla geri kazanıldığı vurgulanmıştır.
NOx emisyonları değerlendirildiğinde yine aynı şekilde çoğu çalışmalarda artma, bazı
çalışmalarda motor tipine ve çalışma şartlarında göre artma olduğu, bazı çalışmalarda
değişme olmadığı, az bir çalışmada ise azaldığı ifade edilmiştir. NOx emisyonlarında
artma sebebi olarak yakıtın viskozitesinin, yoğunluğunun, bulk modülüs değerinin,
sıkıştırılabilirliğinin, ses hızının, setan sayısının ve oksijen içeriğinin yüksek olmasından
dolayı püskürtme ve yanmanın daha erken başlaması, dolayısı ile silindir içi daha
yüksek sıcaklıklara ulaşıldığı ifade edilmiştir. Bazı çalışmalarda aynı biodiesel karışım
oranı için farklı motor tiplerinde hem artma hem azalma olduğu ifade edilmiştir. Yine
bazı çalışmalarda aynı motorda farklı hızlarda hem artma hem de azalma olduğu ifade
edilmiştir. Bazı araştırmacıların ise setan sayısının yüksek olmasından dolayı ön
karışımlı yanmada daha az yakıtın yanacağından silindir içi sıcaklıkların azalmasıyla NOx
emisyonlarında azalma olacağını ifade ettiği açıklanmıştır.
PM ve is emisyonlarını değerlendirildiğinde yine aynı şekilde çoğu çalışmalarda azalma,
bazı çalışmalarda değişme olmadığı, az bir çalışmada ise arttığı ifade edilmiştir. Yapılan
derlemede PM ve is emisyonlarının azalmasına sebep olarak biodieselin oksijen
içeriğinin yüksek olması, yanmanın daha erken başlaması ile daha iyi yanmanın olması,
Biodieselde aromatik içeriğin olmaması ve kükürt içeriğinin çok az olması olarak ifade
edildiği vurgulanmıştır. HC emisyon değerlerine bakıldığında birçok araştırmacının HC
emisyon değerlerinin düştüğünü ifade ettiği vurgulanmıştır. EPA çalışmalarında
konvansiyonel Diesel yakıtına göre %70 kadar düştüğü ifade edilmiştir. Bununla birlikte
162
az sayıda araştırmacının bir değişiklik olmadığını ve arttığını ifade ettiklerini
vurgulamışlardır. HC emisyonlarının artışına sebepler olarak yakıtın oksijen içeriğinin ve
setan sayısının yüksek olması, TGnin daha kısa ve yanmanın daha erken başlamasıyla
yanmanın daha iyi olması gösterilmiştir. CO emisyonları da HC emisyonları ile benzerlik
göstermiştir.
163
SONUÇ ve ÖNERİLER
Bu çalışmanın temel amacı, hava kirliliğine ve iklim değişikliğine neden olan sera gazı
emisyon değerlerinin azaltılması ve enerji güvenliğinin sağlanması amacı ile araç motor
modifikasyonlarına ek olarak çözüm getirilen Biodieselin Diesel motorda performans ve
emisyon değerleri açısından modellenmesidir.
Diesel motorlarda emisyon değerlerinin iyileştirilebilmesi için öncelikli olarak silindir içi
yanmanın
iyileştirilmesi
gerekmektedir.
Diesel
motorlarında
yanmanın
iyileştirilebilmesi doğrudan karışımın teşkili ile ilgilidir. Karışımın teşkilinin iyi olması
için, yakıtın parçalanarak zerrelere ayrılması, silindirdeki hava ile iyi bir yanma
sağlayacak şekilde makro ve mikro karışımın sağlanması gerekmektedir. Ayrıca,
püskürtme süresi, püskürtme basıncı, püskürtmenin başlangıcı-bitişi ve damlacık sayısı
gibi püskürtme sistemi parametreleri karışım oluşumunu, yanma prosesini ve dolayısı
ile emisyonları etkilemektedir.
Anadolu Motor Üretim ve Pazarlama A.Ş tarafından üretilen Antor marka 3 LD 510
model DP, hava soğutmalı ve tek silindirli Diesel motorda HAD yöntemi ile uygun
yanma ve püskürtme modellerinin belirlenebilmesi için öncelikle Diesel ve Biodiesel
yakıtları kullanılarak motor performans (güç, tork yakıt tüketimi) ve egzoz emisyon (CO,
CO2, SO2, ve NO) ve O2 deneyleri gerçekleştirilmiştir. Performans deneyleri Kartal’da
yer alan Anadolu Motor Üretim ve Pazarlama A.Ş. Fabrikası’nda yapılmıştır. Emisyon
gazları ise TÜBİTAK MAM Çevre Enstitüsü ile birlikte Anadolu Motor’da yer alan deney
düzeneğinde ölçülmüştür. Deneylerde kullanılan Biodiesel TÜBİTAK laboratuarlarında
164
transesterifikasyon yöntemi ile üretilmiş olup Biodiesel ve Diesel yakıt analizleri yine
TÜBİTAK Enerji Enstitüsü’nde bulunan “Yakıt Analizleri Laboratuarında” sırayla TS
EN14214 ve TS EN 590 standartlarına göre analiz edilmiştir.
Yapılmış olan deneyler sonucunda biodieselin performansı Diesel yakıtından
maksimum %5 daha düşük, özgül yakıt tüketimi daha yüksek çıkmıştır. Yanma verimi
açısından incelendiğinde ise, NO ve CO2 emisyonları Diesel yakıtından daha yüksek
çıkmıştır. CO emisyon değerleri özellikle düşük devirlerde daha düşük çıkmıştır.
Biodiesel ve Diesel yakıtı için 2400–3000 d/d aralığı için nümerik analiz yapılmıştır.
Nümerik simülasyonlar için STAR-CD/ ES-ICE isimli HAD programı kullanılmıştır.
Modelleme çalışmasında Diesel ve Biodiesel yakıt tanımlaması için deneylerde
kullanılan yakıtların gaz kromotografi analizi yapılmıştır. Ortalama kütle hesabına göre
Diesel yakıtı olarak heptametilnonan, Biodiesel olarak metil oleat tanımlanmıştır.
Modelleme çalışmasında türbülans modeli olarak k-ε RNG, çok fazlı akış modeli olarak
Lagrange, atomizasyon modeli olarak Huh, duvar etkileşim modeli olarak Bai,
parçalanma modeli olarak Reitz ve Diawaker, yanma modeli olarak ECFM-3Z, NOx
emisyonu olarak Zeldovitch mekanizması ve is emisyonu için Mauss modelleri
seçilmiştir. Yakıtların viskozite, setan sayısı ve yoğunluk değerleri analiz edilip
simülasyonda gerçek sıvı değerleri girilmiştir. Simülasyon çalışmasında öncelikle her
devir için deneyte elde edilmiş güç değerlerinin eşitlenmesi amaçlanmıştır. Emisyon
değerleri birim enerji başına (g/kWh) karşılaştırıldığından püskürtme avansı, püskürtme
süresi, püskürtme miktarı ve enjektörün her bir deliğinden püskürtülen damlacık sayısı
parametreleri değiştirilerek her devir için deneylerde elde edilen güç değerine
yaklaşılmaya çalışılmıştır. Damlacık sayısının azalması ile güç değerinde artma olduğu
saptanmıştır. Damlacık sayısı çok fazla olduğunda ise yanma gerçekleşmemiştir. Bu
nedenle her devirde optimum damlacık sayısı belirlenmiştir. Simülasyon çalışmasında
enjektörün her bir deliğinden püskürtülen damlacık sayısı Diesel yakıtının yanmasından
daha fazla olmuştur. Biodieselin yüksek viskozitesi ve yoğunluğu sebebi ile 3000 d/d da
Diesel yakıtında 75000 püskürtülen damlacık sayısı Biodieselde 45000 olmuştur. Devir
sayısı düştükçe bu değerler de düşmüştür. Püskürtme süreleri 3000 d/d’da her iki yakıt
için 14oKMA seçilmiş ve devir sayısı düştükçe her iki yakıt için 1oKMA arttırılmıştır.
165
Püskürtme avansı ise 3000 d/d Diesel yakıtında için 13oKMA, Biodiesel için 14oKMA
seçilmiştir. Devir sayısı düştükçe avans değeri 1oKMA azaltılmıştır.
3000 d/d-2400 d/d aralığında simülasyon sonuçları incelendiğinde Biodieselin setan
sayısı 55,5, Diesel yakıtının 51,5 olmasına rağmen Biodieselin yüksek yoğunluğu ve
viskozitesi sebebi ile Diesel yakıtının tutuşma gecikmesi süresi her devirde Biodieselden
daha yüksek çıkmıştır. Bu nedenle Biodiesel yanmasında ön karışımlı yanma süresince
silindirlere püskürtülen yakıt miktarı arttığından ısı açığa çıkış hızı da her devirde daha
yüksek olmuştur.
Bunlarla birlikte simülasyonda elde edilen güç değerleri gerçek deney sonuçlarına çok
yakın çıkmıştır. 3000 d/d için Anadolu Motor’un ölçtüğü maksimum silindir içi Diesel
yakıtı basıncı 72 bar iken simülasyonda 69,61 bar elde edilmiştir. 3000 d/d-2400 d/d
aralığında belirsizlik değerleri de göz önüne alındığında biodieselde maksimum %5,
Diesel yakıtında ise
%5 fark bulunmaktadır. Bu değer kabul edilebilir sınırlar
arasındadır. ECFM-3Z yanma modeli uygulandığında deney sonuçları ile uygun
performans elde edilmiştir. Simülasyon çalışması, bu modelin motor performansı
açısından uygun olduğunu göstermektedir.
Ancak NOx ve is emisyon değerleri deneyler çalışma ile örtüşmemektedir. İs
emisyonları gerçek sonuçlardan oldukça yüksek, NOx emisyonları ise literatürde
bulunan reaksiyon hızları denenmiş olmasına rağmen düşük çıkmıştır. Bununla birlikte
yine tüm devirlerde her iki yakıt için egzoz sıcaklıkları ve O2 değeri deneysel çalışmadan
yüksek çıkmıştır..
Bu çalışmada biodiesel olarak metil oleat tanımlanmış olup, farklı yakıt tanımlamaları
ile de yanmanın modellenmesi önerilmektedir. Bununla birlikte uygulanan model NOx
ve is emisyon değerleri açısından uygun çıkmadığından NOx ve is emisyonları için farklı
modellerin kullanılarak detaylı çalışma yapılması önerilmektedir.
166
KAYNAKLAR
[1]
IEA, (2004). Biofuels for Transport-An Internatioanal Perspective,
http://www.biodieselspain.com/articulos/biofuels_transport_2004.pdf,
10 Ağustos 2011
[2]
Çanakçı, M. ve Özsezen, A.N., (2004). “Diesel Motorları Yardımcı
Ekipmanlarındaki Gelişmeler”, Mühendis ve Makina, 45(530):37-42.
[3]
Emission Standards, www.dieselnet.com, 30.03.2011.
[4]
Yavaşlıol, İ., (1988). İçten Yanmalı Motorlar, Yıldız Üniversitesi Yayınları,
İstanbul.
[5]
Bauer, H., (1999). Diesel-Engine Managment, 2nd Edition, Robert Bosch
Gmbh, Stuttgart.
[6]
Bauer, H., (1999), Diesel Accumulaor Fuel-Injection System, Technical
Instruction, 4th Edition, Robert Bosch Gmbh, Stuttgart.
[7]
Heywood, JB., (1988). Internal Combustion Engine Fundamentals, McGrawHill, Newyork.
[8]
Graboski, M.S., McCormick, R.L., Alleman, T.L. ve Herring, A.M., (2003). The
Effect of Biodiesel Composition on Engine Emissions from A DDC Series 60
Diesel Engine, NREL Final Report 2.
[9]
Kann, J., Rang, H. ve Kriis, J., (2002), “Advances in Biodiesel Fuel Research”,
Proceedings of the Estonian Academy of Sciences: Chemistry, 51(2):75- 117.
[10]
Karaosmanoğlu, F., (1999). “Vegetable oil Fuels: A Review”, Energy Sources,
21(3):221-231.
[11]
Ma, F. ve Hanna, M. A., (1999). “Biodiesel Production: A Review”, Bioresource,
70:1-15.
[12]
Taşyürek, M. ve Acaroğlu, M., (2007). “Biyoyakıtlarda (biyomotorinde)
Emisyon Azaltımı ve Küresel Isınmaya Etkisi”, International Global Climate
Change and its environmental Impacts Conference, 18-20 October 2007,
Konya.
167
[13]
Soruşbay, C., Ergeneman, M., İmren, A. ve Çalık, A.T., (2008). Experimental
and Numerical Air Flow and Spray Dynamics Investigation in Internal
Combustion Engines, 104M355 nolu TÜBİTAK Projesi Raporu.
[14]
Açıkgöz, A., Gelişli, M.Ö. ve Öztürk, E., Otomotiv Endüstrisinde Hesaplamalı
Akışkanlar Dinamiği, www.turkcadcam.net/rapor/otomotiv-HAD/index.html,
10 Ağustos 2010.
[15]
Uzol, N.S., (2009). “Hesaplamalı Akışkanlar Dinamiği ile Üç-Boyutlu Karmaşık
Akış Problemlerinin Yüksek Başarımlı Hesaplamaları”, 1. Ulusal Yüksek Başarım
ve Grid Konferansı, 15-18 Nisan 2009, Ankara.
[16]
Safgönül B., Ergeneman M., Arslan E. ve Soruşbay C., (1999). İçten Yanmalı
Motorlar, Birsen Yayınları, İstanbul.
[17]
Majewski, W.A. ve Khair, M., (2006). Diesel Emissions and Their Control, SAE
International.
[18]
Vervisch,
L.,
Turbulent
Combustion
Modeling,
http://wwwrocq.inria.fr/~kern/MoMaS/Journees/Momas1612/Exposes/Vervisch.pdf,
08 Eylül 2011
[19]
Reitz, D. R., (2005). “Computational Fluid Dynamics Modeling of Diesel Engine
Combustion and Emissions” Engine Research Center University of WisconsinMadison.
[20]
Soruşbay, C., “Ders Notları, İTÜ.
[21]
Sandalcı, T., “Ders Notları”, YTU.
[22]
Hsu., B.D., (2002). Practical Diesel Engine Combustion Analysis, SAE
International.
[23]
Hill, S.C. ve Smoot, D. L., (2000). “Modeling of Nitrogen Oxides Formation and
Destruction in Combustion Systems”, Progress in Energy and Combustion on
Science, (26):417–458.
[24]
Warnatz, J., Mass, U. Ve Dibble, R.W., (2001). Combustion: Physical and
Chemical Fundamentals, Modeling and Simulation, Experiments Pollutant
Formation, 3rd Edition, Springer-Verlag Berlin, New York
[25]
Miller, A.J. ve Bowman, C.T., (1989). “Mechanism and Modeling of Nitrogen
Chemistry in Combustion”, Progress in Energy and Combustion on Science,
(15): 287-338.
[26]
Löffler, G., Siebera, R., Haraseka, M., Hofbauera, H., Haussb, R. ve Landaufb,
J., (2006). “NOx Formation in Natural Gas Combustion—A New Simplified
Reaction Scheme for CFD Calculations”, Fuel, (85): 513–523.
[27]
Priesching, P., Ramusch, G., Ruetz, J. ve Tatschl, R., (2007). “3D-CFD Modeling
of Conventional and Alternative Diesel Combustion and Pollutant Formation –
A Validation Study”, SAE 2007-01-1907.
168
[28]
Schwerdt, C., (2006). Modelling NOx-Formation in Combustion Processes,
Msc Thesis, Lund University, Department of Automatic Control.
[29]
Mehdiyev, R., Kutlar, A., Arslan, H. ve Çalık., A., (2003). İçten yanmalı
Motorların Hesabı ve Geliştirilmesi, Yüksek Lisans ve Doktora Öğrencileri için
Ders Notları, İTÜ, II Hisse.
[30]
Greeves, G., Khan, I. M. ve Wang , C.H.T., (1977). ‘’Origins of Hydrocarbon
Emissions From Diesel Engines,’’ SAE 770259.
[31]
Greeves, G., (1979). ‘’Response of Diesel Combustion Systems to Increase of
Fuel Injection Rate’’, SAE 790037.
[32]
Borat O., Balcı M. ve Sürmen A., (1995). İçten Yanmalı Motorlar, Teknik Eğitim
Vakfı Yayınları, 1, Ankara.
[33]
Öz İ.H., Borat, O. ve Sürmen, A., (2003). İçten Yanmalı Motorlar, Birsen
Yayınevi, İstanbul.
[34]
Haşimoğlu, C. ve İçingür, Y., (2009). “Diesel Motorlarında Azot Oksit Kontrol
(NOx) Yöntemleri”, 5. Uluslar arası İleri Teknolojiler Sempozyumu, 13-15 Mayıs
2009, Karabük.
[35]
Andreews, G., (1995). NOx Formation and Control in Diesel Engines, A Short
Course on Diesel Particulates and NOx Emissions, University of Leeds, 3-7 April
1995, Leeds.
[36]
İlkılıç, C., Behçet, R., Aydın, S., ve Aydın, H., (2009). ”Diesel Motorlarında Azot
Oksitlerin Oluşumu ve Kontrol Yöntemleri”, 5. Uluslararası İleri Teknolojiler
Sempozyumu (IATS’09), 13-15 Mayıs 2009, Karabük.
[37]
Kegl, B., (2006). “Experimental Investigation of Optimal Timing of The Diesel
Engine Injection Pump using Biodiesel”, Energy & Fuels, 20:1460-1470.
[38]
Stone, R., (1999). Introduction to Internal Combustion Engines, Macmillan
Press Ltd., Houndsmills.
[39]
Aktaş, A. ve Sekmen, Y., (2007). “Biodiesel ile Çalışan bir Diesel Motorda Yakıt
Püskürtme avansının Performans ve Egzoz Emisyonlarına Etkisi”, Gazi
Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Dergisi, 23(1):199-206.
[40]
Pandian, M., Sivapirakasam, S.P. ve Udayakumar, M., (2009). “Influence of
Injection Timing on Performance and Emission Characteristics of Naturally
Aspirated Twin Cylinder CIDI Engine Using Bio-diesel Blend as Fuel”,
International Journal of Recent Trends in Engineering, 1(5).
[41]
Leung, D.Y.C., Luo, Y. ve Chan, T.L., (2006). “Optimization of Exhaust Emissions
of a Diesel Engine Fuelled with Biodiesel”, Energy & Fuels, 20:1015-1023.
[42]
Stockner, A.R., Flinn, M.A. ve Camplin, F.A. (1993). "A New Direction for Diesel
Engine Fuel System", SAE 930270.
169
[43]
Tanakaa, T., Andoa, A. ve Kazuyoshi Ishizakab, K., (2002). "Study on Pilot
Injection of DI Diesel Engine Using Common-Rail Injection System", JSAE,
22:297-302.
[44]
Nehmer, D.A. ve Reitz, R.D., (1994). “Measurement of the Effect of
InjectionRate and Split Injections on Diesel Engine Soot and NOx Emissions”,
SAE 940668.
[45]
Pierpont, D.A., Montgomery, D.T. ve Reitz, R.D., (1995). "Reducing Particulate
and NOx Using Multiple Injections and EGR in a D. I. Diesel" , SAE 950217.
[46]
Han, Z., Uludogan, A., Hampson, J.G. ve Reitz, R.D., (1996). “Mechanism of
Soot and NOx Emission Reduction Using Multiple-injection in a Diesel Engine”,
SAE 960633.
[47]
Kim, M.Y., Yoon, S.H. ve Lee, C.S., (2008). “Impact of Split Injection Strategy on
the Exhaust Emissions and Soot Particulates from a Compression Ignition
Engine Fueled with Neat Biodiesel”, Energy & Fuels, 22:1260–1265.
[48]
Ogawa, H., Miyamoto, N., Li, C. ve Sakai, A., (2000). ‘’ Improvements of Diesel
Combustion and Emissions with Two-Stage Fuel Injection at Different Piston
Positions’’ SAE 2000-01-1180.
[49]
İlkılıç, C., (2008). ”Bir Diesel Motorunda Enjeksiyon Basıncının Egzoz
Emisyonlarına Etkisinin Araştırılması”, Fırat Üniversitesi Fen ve Mühendislik
Bilimleri Dergisi, 20(3):483-491.
[50]
Sekmen, Y., Çınar, C., Erduranlı, P. ve Boran E., (2004). “Diesel Motorlarda
Enjeksiyon Basıncı ve Maksimum Yakıt Miktarının Motor Performansı ve
Duman Emisyonlarına Etkilerinin İncelenmesi”, Politeknik Dergisi, 7(4):321326.
[51]
Bakar, R.A., İsmail, S. ve İsmail, A.R., (2008). “Fuel Injection Pressure Effect on
Performance of Direct Injection Diesel Engines Based on Experiment”,
American Journal of Applied Sciences, 5(3):197-202.
[52]
Çanakçı, M., Sayın, C., Özsezen, A. ve Türkcan, A., (2009). “Effect of Injection
Pressure on the Combustion, Performance, and Emission Characteristics of a
Diesel Engine Fueled with Methanol-blended Diesel Fuel”, Energy & Fuels,
23:2908-2920.
[53]
İçingür, Y. ve Altıparmak, D., (2001). “Experimental Analysis of the Effects of
Fuel Injection Pressure and Fuel Cetane Number on Direct Injection Diesel
Engine Emissions” Turkish J. Eng. Env. Sci, 27:291-297.
[54]
Pireli, E. ve Aktaş, A., (2010). “Alternatif Yakıt Olarak Farklı Oranlarda
Biodieselin Tek Silindirli Motorda Kullanılmasının ve Püskürtme Basıncının
Performansa Etkisi”, Türkiye 10. Enerji Kongresi, 27-30 Kasım 2006, İstanbul.
[55]
NREL Subcontractor Report, (2004). Biodiesel Production Technology, SR-51036244, Colorado
170
[56]
Zhang, Y., Dube, M.A., Mclean, D.D. ve Kates, M., (2003). “Biodiesel
Production from Waste Cooking Oil: 1. Process Design and Technological
Assessment”, Biosource Technology, 89:1-16.
[57]
Karaosmanoğlu, F., Biyomotorin ve Türkiye, www.biyomotorin-Biodiesel.com/
biomoto.html, 10 Nisan 2010.
[58]
Vicente, G., Coteron, A., Martinez, M. ve Aracil, J., (1998). “Application of the
Factorial Design of Experiments and Responce Surface Methodology to
Optimize Biodiesel Production”, Ind. Crops and Products, 8:29-35.
[59]
Crabbe, E., Nolasco-Hipolito, C., Kobayashi, G., Sonomoto, K. ve Ishizaki, A.,
(2001). “Biodiesel Production from Crude, Palm Oil and Evaluation of Butanol
Extraction and Fuel Properties”, Process Biochemistry, 37:65-71.
[60]
Shieh, C.J., Liao, H.F. ve Lee, C.C., (2003). “Optimisation of Lipase Catalyzed
Biodiesel by Responce Surface Methodology”, Bioresource Technology,
88:103-106.
[61]
Antolin, G., Tinaut, F. ve Briceno, Y., (2002). “Optimisation of Biodiesel
Production by Sunflower Oil Tranesterification”, Bioresource Technology,
83:111-114.
[62]
Ulusoy, Y. ve Alibaş, K., (2002). “Diesel Motorlarda Biodiesel Kullanımının
Teknik ve Ekonomik Olarak İncelenmesi” Uludağ Üniversitesi Ziraat
Fakültesi Dergisi, 16:37-50.
[63]
Karaosmanoglu, F., Kurt, G. ve Özaktas, T., (2000). “Direct Use of Sunflower Oil
as a Compression-Ignition Engine Fuel”, Energy Sources, 22:659-672.
[64]
Vicente, G., Martinez, M., Aracil, M., (2004). “ Integrated Biodiesel Production:
A Comparison of Diffrent Homogeneous Catalyst Systems”, Bioresource
Technology, 92:297-305.
[65]
Çanakçı, M. ve Özsezen, A.N., (2005). “Atık Mutfak Yağlarının Alternatif Diesel
Yakıtı Olarak Değerlendirilmesi”, G.Ü. Fen Bilimleri Dergisi, 18(1):81-91.
[66]
Tomasevic, A.V. ve Siler-Marinkovic, S.S., (2003). “Methanolysis of Used Frying
Oil Fuel”, Fuel Proc. Technol, 81:1-6.
[67]
Taşyürek, M., (2005). İçten Yanmalı Motorlarda Biyomotorin Yakıtlarının
Geleneksel Yakıtlarla Emisyon Değerlerinin Karşılaştırılması, Yüksek Lisans
Semineri, SÜ Fen Bilimleri Enstitüsü Makine Eğitimi Programı, Adapazarı
[68]
Graboski, M.S. ve McCormick, R.L.,(1998).” Combustion Of Fat And Vegetable
Oil Derived Fuels in Diesel Engines”, Prog. Energy Combust. Sci, 24:125-164.
[69]
Guibet, J.C., (1999). “Fuels and Engines”, Instıtut Françaıs Du Petrole
Publications, 1:55-56.
[70]
TS 3082 EN 590, (2005). Otomotiv Yakıtları-Dizel (Motorin)-Gerekler ve Deney
Yöntemleri, TSE, Ankara
171
[71]
TS EN 14214, (2009). Otomotiv Yakıtları–Yağ Asidi Metil Esterleri
(YAME/BİYODİZEL)–Dizel Motorlar İçin–Gerekler ve Deney Yöntemleri, TSE,
Ankara
[72]
Yamık, H., (2002). Diesel Motorlarında Alternatif Yakıt Olarak Yağ Esterlerinin
Kullanılma İmkanlarının Araştırılması, Doktora Tezi, Gazi Üniversitesi Fen
Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
[73]
Haupt, J., (2005). Onsite Training Course Seminar on Alternative Fuels, AGQM,
13-14 Ekim 2005, TÜBITAK MAM Enerji Enstitüsü, Kocaeli
[74]
Cardone, M., Rocco, V. ve Prati M.V., (2000). “A Comparative Analysis of
Combustion Process in D.I Diesel Engine Fueled with Biodiesel and Diesel
Fuel”, SAE 2000 World Congress, 6-9 March 2000, Detroit
[75]
NREL Milestone Report, (2006). Effects of Biodiesel Blends on Vehicle
Emissions, Fiscal Year 2006 Annual Operating Plan Milestone 10.4, NREL/MP540-40554, Colorado.
[76]
Pryde, E.H., (1983). “Vegetable Oils as Diesel Fuels: Overview”, Journal of the
American Oil Chemists Society, 60(8):1557-1558.
[77]
Pryde, E.H.,(1984). “Vegetable Oils as Fuel Alternatives”, Journal of the
American Oil Chemists Society, 61(10):352-396.
[78]
Knothe, G., Dunn, R. ve Bagby, M., (1997). “Biodiesel: The Use of Vegetable
Oils and Their Derivatives as Alternative Diesel Fuels”, ACS Symposium Series
666, 172-208.
[79]
Karaosmanoğlu, F., Kurt, G. ve Özaktaş, T., (2000). “Long Term CI Engine Test
of Sunflower Oil”, Renewable Energy, 19:219-221.
[80]
Ulusoy, Y., Tekin, Y., Çetinkaya, M. ve Karaosmanoğlu, F., (2004). “The Engine
Tests of Biodiesel from Used Frying Oil”, Energy Sources, 26:927-932.
[81]
Yoshimoto, Y., Onodera, M. ve Tamaki, H., (1999). “Reduction of NOx, Smoke,
and Bsfc in a Diesel Engine Fueled by Biodiesel Emulsion with Used Frying Oil”,
SAE 1999-01-3598.
[82]
Senatore, A., Cardone, M., Rocco, V.ve Prati, M. V., (2000). “A Comparative
Analysis of Combustion Process in D. I. Diesel Engine Fueled with Biodiesel
and Diesel Fuel”, SAE 2000-01-0691.
[83]
Kalam, M.A., Husnawan, M. ve Masjuki, H.H., (2003). “Exhaust Emission and
Combustion Evaluation of Coconut Oil-Powered Indirect Injection Diesel
Engine”, Renewable Energy, 28:2405-2415.
[84]
Çetinkaya, M., Ulusoy, Y., Tekin, Y. ve Karaosmanoğlu, F., (2004). “Engine and
Winter Road Test Performances os Used Cooking Oil Orginated Biodiesel”,
Energy Conversion Management, 46: 1279–1291.
[85]
Di, Y., Cheung, C.S. ve Huang, Z., (2009). “Experimental Investigation on
Regulated and Unregulated Emissions of a Diesel Engine Fueled with Ultra172
Low Sulfur Diesel Fuel Blended with Biodiesel from Waste Cooking Oil”,
Science of the Total Environment, 835 – 846.
[86]
Alpgiray, B. ve Gürhan, R., (2007). “Kanola Yağının Diesel Motorunun
Performansına ve Emisyon Karakteristiklerine Etkilerinin Belirlenmesi”, Tarım
Bilimleri Dergisi, 13(3):231-239.
[87]
Altun, Ş. ve Öner, C., (2005). “Susam Yağının Alternatif Yakıt olarak Diesel
Motor Performansı ve Motor Elemanları Üzerindeki Etkileri”, Teknoloji Dergisi,
8(3):229-236.
[88]
Kılıçkan, A., Eliçin, A.K. ve Erdoğan, D., (2008). “Pamuk Yağı Motorin
Karışımlarının ve Pamuk Yağı Esterlerinin Küçük Güçlü Bir Diesel Motorda Yakıt
Olarak Kullanımı”, Tarım Bilimleri Dergisi, 14(3):237-245.
[89]
Keskin, A., Gürü, M. ve Altıparmak, D., (2007). “Tall Yağı Biodieselinin Diesel
Yakıtı İle %90 Oranındaki Karışımının Alternatif Diesel Yakıtı Olarak
İncelenmesi”, Gazi Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Dergisi,
22(1):57-63.
[90]
Sekmen, Y., (2007), “Karpuz Çekirdeği ve Keten Tohumu Yağı Metil Esterlerinin
Diesel Motorda Yakıt olarak Kullanılması”, Teknoloji, 10(4):295-302.
[91]
Altıparmak, D., Keskin, A., Yıldırım, H.M. ve Gürü, M.,(2004) “Diesel
Motorlarda Fındık Yağı Metil Esterinin Alternatif Yakıt Olarak İncelenmesi”, 8.
Uluslararası Yanma Sempozyumu, 8-9 Eylül 2004, Ankara.
[92]
Eliçin, A.K. ve Erdoğan, D.,(2007). “Fındık Yağı Metil ve Etil Esteri ile Diesel
Yakıtı Karışımlarının Küçük Güçlü Bir Diesel Motorda Kullanım Olanaklarının
Belirlenmesi”, Tarım Bilimleri Dergisi, 13(2):137-146 .
[93]
Alfuso, S., Auriemma, M., Police, G. ve Prati, M.V.,(1993).“The Effect of
Methyl-Ester of Rapeseed Oil on Combustion and Emissions of DI Engines”,
SAE 932801.
[94]
Senatore, A., Cardone, M., Buono, D., Rocco, V., Allocca, L. ve Vitolo, S.,
(2006). “ Performances and Emissions Optimization of a CR Diesel Engine
Fuelled with Biodiesel”, SAE 2006-01-0235.
[95]
Kawano, D., Ishii, H. ve Goto, Y., (2008). “Effect of Biodiesel Blending on
Emission Characteristics of Modern Diesel Engine”, SAE 2008-01-2384.
[96]
Veltman, M.K., Karra, P.K. ve Kong, S.C., (2009). “Effects of Biodiesel Blends on
Emissions in Low Temperature Diesel Combustion”, SAE 2009-01-0485.
[97]
Yunshan, G., Sijin, W. ve Xiukun, H., (2005). “An Experimental Investigation on
Combustion and Emissions Characteristics of Turbocharged DI Engines
Fueled with Blends of Biodiesel”, SAE 2005-01-2199.
[98]
Usta, N., (2005). “An Experimental Study on Performance and Exhaust
Emissions of a Diesel Engine Fuelled with Tobacco Seed Oil Methyl Ester”,
Energy Conversion and Management, 46(15-16):2373-2386.
173
[99]
Agarwal, D., Sinha, S. ve Agarwal, A.K., (2006). “Experimental Investigation of
Control of NOx Emissions in Biodiesel-fueled Compression Ignition Engine”,
Renewable Energy, 31: 2356-2369.
[100]
Huzayyin, A.S., Bawady, A.H., Rady, M.A. ve Dawood, A., (2004).
“Experimental Evaluation of Diesel Engine Performance and Emission Using
Blends of Jojoba Oil and Diesel Fuel”, Energy Conversion and Management,
45(13-14):2093–2112.
[101]
Reyes, J.F. ve Sepulveda, M.A., (2006). “PM-10 Emissions and Power of a
Diesel Engine Fueled with Crude and Refined Biodiesel from Salmon Oil”, Fuel,
1714-1719.
[102]
Baranescu, R. A. ve Lusco, J.J., (1982). “Performance, Durability, and Low
Temperature Operation of Sunflower Oil as a Diesel Fuel Extender. Vegetable
Oil Fuels”, Proceedings of the International Conference on Plant and
Vegetable Oils as Fuels, ASAE, 312-328
[103]
Wagner, G.L. ve Peterson, C.L., (1982). “Performance of Winter Rape
(Brassica Napus) Based Fuel Mixtures in Diesel Engines,” Proceedings of the
International Conference on Plant and Vegetable Oils as Fuels, 204:329-336.
[104]
Ziejewski, M., ve Kaufman, K.R., (1983). “Laboratory Endurance Test of a
Sunflower Oil Blend in a Diesel Engine”, Journal of the American Oil
Chemists Society, 60(8): 1567-1573.
[105]
Schmidt, K. ve Gerpen, J.H.V., (1996). “The Effect of Biodiesel Fuel
Composition on Diesel Combustion and Emissions”, SAE 961086.
[106]
Öztürk, M.G. ve Bilen, K., (2009). “Kanola Yagı Metil Esteri ve Karışımlarının
Diesel Motoru Egzoz Emisyonuna ve Yakıt Tüketimine Etkisinin Deneysel
İncelenmesi”, Int.J.Eng.Research & Development, 1(1).
[107]
Ergen, G. ve Karabektaş, M., (2006). “Pamuk Yağından Üretilen Biodiesel
Yakıtının bir Diesel Motorda Kullanımı”, 9. Uluslararası Yanma Sempozyumu,
16-17 Kasım 2006, Kırıkkale.
[108]
Sugözü, İ., Aksoy, F. ve Baydır, S.A., (2009). “Bir Diesel Motorunda Ayçiçeği
Metil Esteri Kullanımının Motor Performans ve Emisyonlarına Etkisi” Makine
Teknolojileri Elektronik Dergisi, 6(2):49-56.
[109]
Al-Widyan, M. I., Tashtoush, G. ve Abu-Qudais, M.,(2002). “Utilization of Ethyl
Ester of Waste Vegetable Oils as Fuel in Diesel Engines”, Fuel Processing
Technology, 76:91-103.
[110]
Yücel, H.L., (2002). “Pamuk Yağı – Motorin Karışımlarının Alternatif Diesel
Yakıtı Olarak Kullanılması”, IV.Ulusal Temiz Enerji Sempozyumu, 16-18 Ekim,
İstanbul.
[111]
He Y. ve Bao Y.D., (2003). “Study on Rapeseed Oil as Alternative Fuel for a
Single-Cylinder Diesel Engine”, Renewable Energy, 28(9):1447–1453.
[112]
NBB, (2011), www.biodiesel.org, 03.02.2011.
174
[113]
Stiesch, G., (2003). Modeling Engine Spray and Combustion Processes,
Springer-Verlag, Berlin Heidelberg.
[114]
Versteag, H.K. ve Malalasekera.W., (2007). An Introduction to
Computational Fluid Dynamics the Finite-Volume Method, 2.nd Edition,
Pearson
[115]
Yakhot, V. ve Orszag, S. A., (1986). “Renormalization Group Analysis of
Turbulence”, Journal of Scientific Computing, 1(1):3-51.
[116]
Shih, T. H., Liou, W.W., Shabbir, A. ve Zhu, J., (1995). “A New k- EddyViscosity Model for High Reynolds Number Turbulent Flows-Model
Development and Validation Computers”, Fluids , 24(3):227-238.
[117]
Jones, W. P. ve Launder, B. E., (1972). “The Prediction of Laminarization with a
Two-Equation Model of Turbulence”, International Journal of Heat and Mass
Transfer, 15:301-314.
[118]
Daly, B. J. ve Harlow, F. H.,(1970). “Transport Equations in Turbulence”,
Physics of Fluids, 13:2634-2649.
[119]
Launder, B. E., Reece, G. J., ve Rodi, W., (1975). “Progress in the Development
of a Reynolds-Stress Turbulence Closure”, Journal of Fluid Mechanics,
68(3):537-566.
[120]
Gibson, M. M. ve Launder, B. E., (1978). “Ground Effects on Pressure
Fluctuations in the Atmospheric Boundary Layer”, Journal of Fluid Mechanics,
86(3):491-511.
[121]
Launder, B.E., (1989). “Second-moment Closure: Present and Future”
International Journal of Heat and Fluid Flow, 10(4):282-300.
[122]
Rochaya, D., (1997). Numerical Simulation of Spray Combustion using Biomass Derived Liquid Fuels, PhD Thesis, Cranfield University, School of
Mechanical Engineering, Cranfield.
[123]
Aglave, R., (2007). CFD Simulation of Combustion Using Automatically
Reduced Reaction Mechanisms: A Case for Diesel Engine, PhD Thesis,
Rupertus-Carola University of Heidelberg, Combined Faculties for the Natural
Sciences and for Mathematics, Heidelberg.
[124]
Kaario, O., (2007). The Influence Of Certain Submodels On Diesel Engine
Modeling Results, PhD Thesis, Helsinki University of Technology, Department
of Mechanical Engineering, Helsinki.
[125]
Milne-Thompson, L.M., (1968). Theoretical Hydrodynamics, McMillan&Co,
New York.
[126]
Bekdemir, C., (2008). Numerical Modeling of Diesel Spray Formation and
Combustion, Master Thesis, Eindhoven University of Technology, Faculty of
Mechanical Engineering, Section Combustion Technology, Eindhoven.
175
[127]
Baumgarten, C.,(2006). Mixture Formation in Internal Combustion Engines,
Springer-Verlag, Heidelberg.
[128]
Reitz, R.D. ve Diwakar, R., (1987). “Structure of High Pressure Fuel Sprays”,
SAE 870598.
[129]
Kuensberg, S.C., Kong, S.C. ve Reitz, R.D., (1999). “Modelingt the Effects of I
njector Nozzle Geometry on Diesel Sprays”, SAE 1999-01-0912.
[130]
Huh, K.Y. ve Gosman A.D., (1991). “A Phenomenological Model of Diesel Spray
Atomization”, Pront Int Conf on Multiphase Flows” Proceeding. Int.
Conferance on Multiphase Flow, 25-27 September 1991, Tsukuba.
[131]
Arcoumanis, C., Gavaises, M. ve French, B., (1997). “Effect of Fuel Injection
Process on the Structure of Diesel Sprays”, SAE 970799.
[132]
Nishimura, A. ve Assanis D.N., (2000). “A Model for Primary Diesel Fuel
Atomization Based on Cavitation Bubble Collapse Energy”, 8th Int Conf on
Liquid Atomization and Spray Systems, 2000, Pasedana.
[133]
Baumgarten, C., Stegamann, J. ve Merker, G.P., (2002). “A New Model for
Cavitation Induced Primary Break-Up of Diesel Sprays”, 18th Annual
Conference on Liquid Atomization and Spray Systems, 2002, Zaragoza.
[134]
Baumgarten, C., (2003). “Modellierung des Kavitationseinflusses auf den
primaren Strahlzerfall bei der Hoshdruck Dieseleinspritzung”, Dissertation,
Fortschritt-Beriche VDI, Reihe 12, Nr 543 .
[135]
Baumgarten, C. ve Merker, G.P., (2004). “Modeling Primary Break-Up in High
Pressure Diesel Injection”, Motortechnische Zeitschrift, 65:21-24.
[136]
Reitz, R.D. ve Diwakar, R., (1986). “The Effect of Drop Breakup on Fuel
Sprays”, SAE 870598.
[137]
Frank, T., Kumzerova, E. ve Esch, T., Validation of Lagrangian Spray
Formation for Use in Internal Combustion Engines,
http://www.drthfrank.de/publications/2007/Frank_Kumzerova_Esch_Spray
Simulations_Dresden2007.pdf, 10 Eylül 2011
[138]
O’Rourke, P.J. ve Amsden, A.A., (1987). “The TAB Method for Numerical
Calculation os Spray Droplet Breakup”, SAE 872089.
[139]
İbrahim E.A., Yang, H.Q. ve Przwkwas, A.J., (1993). “ Modeling of Spray
Droplets Deformation and Breakup”. AIAA J Propulsion and Power,
9(4):652-654.
[140]
Brenn, G. ve Frohn, A., (1989b). ” Collision and Merging of Two Equal Droplets
of Propanol”, Experiments in Fluids , 7(7):441-446.
[141]
Orme, M., (1997). “Experiments on Droplet Collisions, Bounce, Coalescence
and Disruption” Progress in Energy and Combustion Science, 23(1):65-79.
[142]
Brenn, G. ve Frohn, A., (1989a). “Collision and Coalescence of Droplets of
Various Liquids”, Journal of Aerosol Science, 20(8):1027-1030.
176
[143]
Hiroyasu, H., (1990).“ Diesel Engine Combustion and Its Modeling”,
University of Hiroshima, Department of Mechanical Engineering, Hiroshima.
[144]
Hiroyasu, H. ve Arai, M., (1990).“ Structures of Fuel Sprays in Diesel Engines”,
SAE 900475.
[145]
Heider, G., Zeilinger, K. ve Woschni, G., (1995.) “Two-Zone Calculation Model
for the Prediction of NO Emissions from Diesel Engines”, 21st CIMAC Cong,
15-18 May 1995, Interlaken.
[146]
Magnussen, B. F. ve Hjertager, B. H., (1977). “On Mathematical Models of
Turbulent Combustion with Special Emphasis on Soot Formation and
Combustion”, Symposium (International) on Combustion, 16(1):719-729.
[147]
Veynante, D. ve Vervisch, L., (2002). “Turbulent Combustion Modeling”,
Progress in Energy and Combustion Science, 28:193-2206.
[148]
Patterson, M.A., Kong, S.C., Hampson, G.J. ve Reitz, R.D., (1994). “ Modeling
the Effects of Fuel Injection Characteristics on Diesel Engine Soot and NOx
Emissions”, SAE 940523.
[149]
Duclos, J.M., Zolver, M. ve Baritaud, T., (1999). “3D Modeling of Combustion
for DI-SI Engines”, Oil & Gas Science and Technology, 54:259-264.
[150]
Issa, R.I., (1986). “Solution of the Implicitly Discretised Fluid Flow Equations by
Operator-Splitting”, J. Comp. Phys, 62:40–65.
[151]
CD-adapco Inc, (2006). Star-CD Methodology Manual.
[152]
Bird, R.B., Stewart, E.W. ve Lightfoot, E.N., (1966). Transport Phenomena,
John Wiley & Sons, New York.
[153]
Rans, W. E. ve Marshall, W. R., (1952). “Evaporation from Drops-Part I”,
Chem. Engnr Prog, 48(3):141-146
[154]
Rans, W. E. ve Marshall, W. R., (1952). “Evaporation from Drops-Part II”,
Chem. Engng Prog, 48(4):173-l80
[155]
Yuen, M.C. ve Chen, L.W., (1976). “On Drag of Evaporating Liquid Droplets”,
Combustion Science and Technology, 14:147–154.
[156]
NACA Technical Note, (1954). A Theoretical Investigation of the Heating-up
Period of Injected Fuel Droplets Vaporizing in Air, 3179.
[157]
O’Rourke, P.J., (1981). Collective Drop Effects on Vaporising Liquid Sprays, PhD
Thesis, University of Princeton, New Jersey.
[158]
Schmidt, D.P. ve Rutland, C.J.,(2000). “A new Droplet Collision Algorithm”, J.
Comput. Phys, 164:62-80.
[159]
Aamir, M.A. ve Watkins, A.P.,(1999). “Dense Propane Spray Analysis with a
Modified Collision Model”, ILASS-Europe 99 Congress, 5-7 July 1999, Toulouse.
[160]
Nordin, N., (2001). Complex Chemistry Modelling of Diesel Spray Combustion.
PhD Thesis, Chalmers University of Technology, Gothenburg.
177
[161]
Bai,C. ve Gosman, A.D., (1995). “Development of Methodology for Spray
Impingement Simulation”, SAE 950283.
[162]
Colin, O. ve Benkenida, A., (2004). “ The 3-Zones Extended Coherent Flame
Model (ECFM3Z) for Computing Premixed/Diffusion Combustion”, Oil&Gas
Science and Technology, 59(6):593-609.
[163]
CD-adapco Inc, (2011). Star-CD Methodology.
[164]
Christian, V.R., Knopf, F., Jasmek, A. ve Schindler, W.,(1993). “ A New Method
for Fitler Smoke Number Measurement with Improved Sensitivity” MTZ 54:1622.
[165]
İlkılıç, C., (2009). “Exhaust Emissions of a Diesel Engine Operating by Biodiesel
Fuel”, Energy Sources Part A, 31(15):1415–1424.
[166]
Çelikten, İ. ve Arslan, M.A., (2008). “Diesel Yakıtı, Kanola Yağı ve Soya Yağı
Metil Esterlerinin Direkt Püskürtmeli bir Diesel Motorunda Performans ve
Emisyonlarına Etkilerinin İncelenmesi”, Gazi Üniversitesi Mühendislik
Mimarlık Fakültesi Dergisi, 23(4):829-836.
[167]
Bayrakçeken, H., Yavuz, H., Aksoy, F. ve Baydır, Ş.A.,(2009). “Soya Yağı Metil
Esterinin Motor Performans ve Emisyonlarına Etkisi”, 5. Uluslararası İleri
Teknolojiler Sempozyumu 13-15 Mayıs 2009, Karabük.
[168]
FEV Engine Technology, (1995). Emissions and Performance Characteristics of
the Navistar T444E DI Engine Fuelled with Blends of Biodiesel and Low Sulphur
Diesel, Phase 2 Final Report, Michigan
[169]
Yuan. W., (2005), Computational Modeling of NOx Emissions from Biodiesel
Combustion Based on Accurate Fuel Properties, PhD Thesis, University of
Ilinois at Urbana–Champaign, Champaign.
[170]
Kawano. D., Ishii. H. ve Goto. Y., (2008). “ The Effect of Methyl-Ester of
Rapeseed Oil on Combustion and Emissions of DI Diesel Engines”, SAE 932801.
[171]
Lapuerta, M., Armas, O. ve Ferna´ndez, J.R., (2008). “Effect of Biodiesel Fuels
on Diesel Engine Emissions”, Progress in Energy and Combustion Science,
34:198–223.
178
ÖZGEÇMİŞ
KİŞİSEL BİLGİLER
Adı Soyadı
: Şeyma KARAHAN
Doğum Tarihi ve Yeri
: 18.08.1979, İstanbul
Yabancı Dili
: İngilizce
E-posta
: [email protected]
ÖĞRENİM DURUMU
Derece
Alan
Okul/Üniversite
Mezuniyet Yılı
Y. Lisans
Makine Mühendisliği
YTÜ
2004
Lisans
Makine Mühendisliği
YTÜ
2001
Lise
Fen-Matematik
Kadıköy Anadolu Lisesi
1997
İŞ TECRÜBESİ
Yıl
Firma/Kurum
Görevi
2002-
TÜBİTAK MAM Enerji Enstitüsü
Uzman Araştırmacı
179
2002-2001
YTÜ-Otomotiv ABD
Araştırma Görevlisi
YAYINLARI
Bildiri
1.
2. 1. Karahan, S., (2005), Biodiesel Kalitesi ve Biodiesel Kalitesinin Diesel Motorlara Etkisi,
3. Biodiesel Çalıştayı, Ankara,
4. 2. Karahan, S. ve DENİZ, O., (2004) “Konvansiyonel Araçların Hibrid Elektrikli Araçlara
5. Dönüştürülmesi, IV. Ulusal Temiz Enerji Sempozyumu, Istanbul
Kitap
6. 1. Ünlü, N., Karahan, S., Tür, O., Uçarol, H., Özsu, E., Yazar, A., Turhan, L. ve
7.
Akgün, F., (2003), “Elektrikli Araçlar”, ISBN 975-403-306-4, TUBITAK-MAM, Kocaeli,
Proje
8. 1. Ulaştırma Sektöründe Sera Gazı Azaltımı, 2006-2009
9. 2. Yenilenebilir Alternatif Motor Yakıtı: BiyoDiesel, 2006-2009
10. 3. Yakıt Katkılarının İçten Yanmalı Motorlara Etkilerinin İncelenmesi, 2003
11. 4. Yakıt Katkılarının İçten Yanmalı Motorlara Etkilerinin İncelenmesi, 2003
12. 5. E-Diesel Test Programı, 2003
13. 6. FNSS Elektrikli Zırhlı Araç, 2003
ÖDÜLLERİ
1.Ulaştırma Sektöründe
ünde Sera
Sektöründe
Gazı Azatlımı
Sra Gazı
Projesi
Azal Başarı Teşvik Ödülü
180
Download