Waardenburg sendromu:

advertisement
Free Copy for Web Publicatıon  K. E. Gokay M.D., Ph.D.
Waardenburg sendromu:
Waardenburg sendromu 1947 yılında hastalığı ilk kez tarif eden Hollandalı
oftalmolojist Petrus Johannes Waardenburg’a atıfedılmiş genetik bir hastalıktır.
Hastalığın temel bulguları işitme kaybı, dystopia canthorum (göz pınarlarının dışa
kayması), her iki göz arasında renk farkı olması (bir benzetme ile Van kedisinde
olduğu gibi), saç, cilt ve retinada pigmentasyon bozukluklarıdır. Ne var ki, klinik
olarak Waardenburg sendromu’nun dört variantı olduğu bilinmektedir. Tip I
(klasik) varyant Dr. Waardenburg tarafından tarif edilen original tablodur. Tip II
varyant ise ensidans olarak hemen hemen klasik tiple aynı oranlarda görülen ve
aynen Tip I hastalık gibi otozomal dominant geçiş gösteren ancak tabloya
dystopia canthorum’un eşlik etmediği olgulardır.
Tip I ve Tip II hastalığa göre daha nadir görülen üçüncü variyant Tip
III Waardenburg sendromu veya bir başka deyişle Klein-Waardenburg
sendromunda ise yukarıda sıralanan klasik tabloya kas-iskelet bozuklukları ve
eklemlerde kontraktürler eşlik eder. Yine klasik Tip I sendroma göre daha nadir
görülen Tip IV variyant veya bir başka deyişle Waardenburg-Shah
sendromunda ise klasik bulguların yanısıra tabloya sindirim sistemi bozuklukları
(tipik olarak Hirschsprung hastalığı) eşlik eder.
Tip I ve Tip II Waardenburg Sendromu’nun ABD popülasyonunda
görülme ensidansı 1:42,000 olarak rapor edilmiştir. Ancak hastalığın tüm
konjenital sinirsel işitme kaybı olgularının % 2 – 3’ünü teşkil ettiği
unutulmamalıdır. Hastalığın cinsiyet veya herhangi bir etnik grup için
predileksiyonu yoktur. Hastaların yaşam beklentisi normal popülasyon ile aynı
olmakla beraber hasta popülasyonda ve tanı konmuş vakaların kardeşlerinde
nöral tüp defektleri (spina bifida, v.b.), Hirschsprung hastalığı, yarık damak-dudak
ve ekstemitelerde kas-iskelet anomalileri görülme ensidansı normal popülasyona
göre bariz oranda daha yüksektir.
Tip I Waardenburg Sendromu’nda hastaların eğer tümü değilsede en
azından büyük çoğunluğunda ve Tip III hastaların bir kısmında hastalığın 2.
(ikinci) otozomal kromozomun uzun kolunda yer alan (2q35) PAX3 genindeki
mutasyonlar sonucu oluştuğu gösterilmiştir. PAX3 geni bir “Paired-Domain”
grubu transkripsiyon faktörünü kodladığından PAX3 mutasyonlarının gercekte bir
dizi alt genin fonksiyonunuda etkileyeceği unutulmamalıdır.
Bazı Tip II Waardenburg Sendromu olgularına ise 3. (üçüncü)
kromozomun kısa kolunda yer alan (3p14.1-p12.3) MITF (Microphtalmia
associated transcription factor) genindeki mutasyonların yol açtığı, öte yandan
SOX10 genindeki mutasyonların ise Tip IV hastalıkla ilintili olduğu rapor
edilmiştir. SOX10 gen ürününün PAX3 ile beraber heteromerik biçimde MITF
genini regüle ettiği hatırlanırsa nasıl bu üç farklı gendeki mutasyonların
Waardenburg Sendromu’nun faklı varyantlarına yol açtığı anlaşılabilir.
Waardenburg Sendromunda moleküler genetik tanı Tip I hastalıga yönelik
olarak 2q35 bölgesine özgün ilinti testleri ve/veya doğrudan PAX3 geninin
sekanslanması ile yapılmaktadır. Diğer Waardenburg Sendromu varyantları ve
Waardenburg Sendromu ile ilintili diğer genlerde mutasyon taramaları akademik
değer taşıyan deneysel amaçlı genetik testlerdir. Ancak tanı konmuş ailelere
ileriye dönük doğrudan mutasyon analizi imkanını sağlayabileceğinden aile
fertlerinden DNA bankası oluşturulması önerilebilir.
Download