enfeksiyon hastalıkları,prolaktinoma,menopoz,amenore

advertisement
ENFEKSİYON HASTALIKLARI
dr aydoğan lermi, Enfeksiyon, enfeksiyon
hastalıkları, enfeksiyon uzmanı
Enfeksiyon, infectious, enfeksiyon hastalıkları, enfeksiyon
uzmanı, Enfeksiyonlu Yara, Nörolojik Hastalıklar, Kemik
İltihabı, Kronik Otit, Akciğer Hastalıkları, Orta kulak
İltihabı, Hepatit B, Hepatit C, KOAH – Kronik Obstrüktif
Akciğer Hastalığı, İdrar Yolu enfeksiyonu, Grip, Bruselloz,
Febril Nötropeni, Enfeksiyon Hastalıkları, Bulaşıcı
Hastalıklar, Anaerob Enfeksiyonlar, Aort Kapağı Hastalıkları,
Saman Nezlesi (Alerjik Rinit), Mide-Bağırsak enfeksiyonları,
HIV, AIDS, Viral Enfeksiyon, Üriner Enfeksiyon, Hepatit A,
Boğaz İltihabı, Grip, Halsizlik, İshal, Kalp Ağrısı, Göz
Ağrısı, Enterit, Bronşit, Ateş, Bakteriüri, Cilt Hastalıkları,
Karın Ağrısı, Kızamık, Tifo, Pnömoni, solunum yolu
enfeksiyonları, Beyin enfarktüsü, Sarılık, Menenjit, Kuduz
(hidrofobi), Kuduz, Lenfanjit, lenfadenit, sinüzit, Böbrek
İltihabı, nefrit, rinit, anjin, akıntı, döküntü, kaşıntı,
bulantı, kusma, ishal, kanlı ishal, kist, karaciğerde kist,
köpek kisti, kediden bulaşan, köpekten bulaşan, evcil
hayvanlardan bulaşan, yemekten bulaşan, sulardan bulaşan,
havuzdan bulaşan, cinsel yolla bulaşan, temasla bulaşan,
terlikten bulaşan, keneyle bulaşan, kene ile bulaşan, fareyle
bulaşan, kanalizasyon, fosseptik, havludan bulaşan, tuvaletten
bulaşan, kirli su, kirli sularla bulaşan, baş ağrısı, burun
akıntısı, nezle, mayasıl, hemoroit, sifiliz, bel soğukluğu,
şankr, şankroid, frengi, konjonktivit, sivilce, apse, kabuk,
içi cerahatli, irin, irinli, apse boşaltma, düşük, doğumsal,
genetik, idrarda yanma, kokulu akıntı, koyu akıntı, beyaz
akıntı, akıntı ve kaşıntı, akıntı ve yanma, akıntı ve kanama,
akıntı ve ateş, peniste akıntı, penis ucunda kaşıntı, peniste
yanma, peniste yara, vajinada yara, kanlı idrar, kanlı akıntı,
cerahatli akıntı, kanlı dışkılama, yeşil dışkılama, sulu
dışkılama, makatta yara, anüste akıntı, makatta kanama, tırnak
kırılması, tırnaklarda bozulma, mantar, mantar enfeksiyonu,
tırnak mantarı, cilt mantarı, mantar tedavisi, akıntı
tedavisi, tırnak tedavisi, adet kesilmesi, gebelik
enfeksiyonu, bebek enfeksiyonu, çocuk enfeksiyonu, cilt
enfeksiyonu, tırnak enfeksiyonu, karaciğer hastalıkları,
karaciğer enfeksiyonu, safra kesesi enfeksiyonu, kemik
enfeksiyonu, dalak enfeksiyonu, göz enfeksiyonları, göz kapağı
enfeksiyonu, cilt enfeksiyonları, döküntülü enfeksiyonlar,
tırnak enfeksiyonları, sinüzit, sinüs, göz, konjonktivit,
otit, kulak zarı, zatürre, zatürre, pnömoni, pnömoni, akciğer
enfeksiyonu, ince hastalık, tüberküloz, toplumdan bulaşan,
havadan bulaşan, öksürükle bulaşan, nefesle bulaşan, okuldan
bulaşan, parazit, bağırsak paraziti, solucan, solucan
tedavisi, parazit tedavisi, kurt tedavisi, dışkıda solucan,
dışkıda kurt, dışkıda parazit, kilo kaybı, kilo alamama,
Nörit, Nöritis, Nevrit, Nevritis, Nevralji, meningoensefalit,
ensefalo myelitler, düşük araştırması, torch, toksoplazma,
rubella, rubeola, 5. Hastalık, 6. Hastalık, kızamıkçık,
antibiyotikler, anti viraller, virüs, virus, barsak
enfeksiyonu, ishal, dizanteri, kolera, amipli dizanteri,
basili dizanteri, rota, adeno, rota virüs, adeno virüs, viral
enfeksiyonlar, mantar enfeksiyonları, memede apse, vajinada
kaşıntı akıntı, vajinada kanlı akıntı, hpv, aids nedir,
hepatit nedir, zatüre nedir, menenjit nedir, enfeksiyon nedir,
enfeksiyonu ne demek, osteomyelit, osteokondrit, zona, hsv,
zona zoster, abdomen, periton, peritonit, apandisit, nefrit,
piyelonefrit, sistit, üretrit, üretero vesikal reflu, hepato
renal sendrom, salpenjit, salpingo ooforit, pid, pelvik
inflamatuar hastalık, pelvis enfeksiyonları, jinjivit, diş
apsesi, diş enfeksiyonları, parotit, kaba kulak, rinit, rektal
apse, peri anal enfeksiyon, kemik eklem enfeksiyonları,
artrit, kemik enfeksiyonu, eklem enfeksiyonu, kronik
osteomyelit, perianal apse, ülseratif kolit, crohn, kron,
çölyak, divertikül, divertikülit, balık zehirlenmesi, gıda
intoks, gıda zehirlenmesi, gıdalar ile bulaşan enfeksiyonlar,
sulardan bulaşan enfeksiyonlar, epiglottit, özefajit, gastrit,
helikobakter pilori ,hpv aşısı, aşılar, zatüre aşısı, grip
aşısı, influenza aşısı, menenjit aşısı, çocukluk aşıları,
evlilik testleri, çocukluk çağı hastalıkları, döküntülü
enfeksiyonlar, bulaşıcı enfeksiyonlar, tatilde oluşacak
enfeksiyonlar, seyahat hastalıkları, sıtma, sivrisinekler ile
bulaşan enfeksiyonlar, kenelerden bulaşan enfeksiyonlar, kene,
sivrisinek, farelerden bulaşan enfeksiyonlar, kırım Kongo
kanamalı ateşi, ebola, ebola enfeksiyonu, ebola nedir, ebola
tedavisi, kkka, döküntü, kaşıntı, koma, yoğun bakım, yoğun
bakım enfeksiyonları, ventilatör ilişkili pnemoni, hastane
enfeksiyonları, vektör, trikomonas vajinalis, gardnerella
vajinalis, giyardiya, trişinella, e. Coli, pseudomonas, beta,
beta enfeksiyonu, boğaz enfeksiyonu, yüksek ateş boğaz ağrısı,
üşüme titreme, titreme terleme, döküntü kaşıntı, idrarda
yanma, idrar yolu enfeksiyonu, peniste yanma, idrar yaparken
yanma sızlama, idrarda koyulaşma, idrarda koku, dışkıda kötü
koku, kötü kokulu akıntı, cerahatli akıntı, şant, şant
enfeksiyonu, anal yolla bulaşan, oral yolla bulaşan, sex ile
bulaşan, sex, anal sex ile bulaşan, seks, seks ile bulaşan,
anal seks ile bulaşan, anal seks, oral seks ile bulaşan
enfeksiyon, meni ile bulaşan, vajinal salgılar ile bulaşan,
tükürükten bulaşan, kondom, kondom kullanımı, dildo ile
bulaşan enfeksiyon, dövme ile bulaşan enfeksiyonlar, vücut
deldirme, piercing, steril, steril olmayan, dezenfeksiyon,
pansuman,
PROLAKTİNOMA
Hipofiz adenomu; Prolaktin salgılayan hipofiz
adenomu;
Prolaktinoma beyinde yer alan hipofiz bezinin prolaktin
salgılayan tümörüdür. Kanserleşmez ancak hormonal dengeyi
bozar. Prolaktin hormonu çok artar, birçok organın fonksiyonu
bozulur. Prolaktinoma hipofiz bezi tümörlerinin en sık
görülenidir. Hipofiz adenomlarının çoğu iyi huyludur ve
kanserleşmez.
Prolaktinoma 40 yaş altı kadınlarda sık görülür. Genellikle
tümörün büyüklüğü 1 cm altındadır ve büyümez. Erkeklerde çok
nadirdir. Erkeklerde görülen prolaktinoma lar daha ileri
yaşlarda ortaya çıkar, büyük olur ve şikayete sebep olmadan
büyümeye devam ederler.
Prolaktinoma belirtileri nelerdir?
Kadınlarda görülen şikayetler:
Normal dışı zamanda göğüsten süt gelmesi (Galaktore),
Göğüslerde hassasiyet,
Cinsel isteksizlik,
Baş ağrısı,
Kısırlık,
Adet kesilmesi ve düzensizliği,
Görme bozuklukları.
Erkeklerde görülen şikayetler:
Cinsel isteksizlik,
Göğüslerde büyüme ( jinekomasti ),
Baş ağrısı,
Sertleşme zorluğu,
Kısırlık,
Görme bozuklukları.
Hipofiz bezi beynin ortasında yer alan ve 1 cm çapında olan
bir hormon bezidir. Beyinden aldığı görevler ile hormon
salgılayarak bütün vücuttaki hormon bezlerini kontrol eder.
Bir orkestra şefi gibi çalışan hipofiz bezi küçük olmasına
rağmen birçok hormon salgılar. Prolaktin hipofiz bezinin
salgıladığı hormonlardan sadece bir tanesidir ve gebelikten
sonra meme dokusunun gelişmesini ve süt üretimini sağlar.
beyin içinde yer alan hipofiz bezi göz sinirlerinin hemen
altında bulunur. Büyümüş bir hipofiz tümörü beyin dokusuna
baskı yapar ve şu şikayetlere neden olur:
Baş ağrısı,
Uykuya meyil,
Burun akıntısı,
Bulantı, kusma,
Koku alma zorluğu,
Görme bozuklukları,
Çift görme,
Göz kapaklarında düşme,
Görmede kısmi kör bölümler,
Özellikle erkeklerde ortaya çıkan prolaktinomalarda çok az
şikayet olur.
Prolaktinoma Teşhisi:
Hastanın şikayetleri ve klinik muayene teşhise yardımcıdır.
Kesin teşhis laboratuar testleri ile konur. Prolaktinoma
düşünülen hastadan aşağıdaki testler istenir:
PROLAKTİN,
TESTOSTERON,
DHEA- S,
FSH,
LH,
ESTROJEN,
PROGESTERON
Prolaktin hamilelikte ve doğum sonrasında yükselir. Normalde
kadın ve erkeklerde kanda çok az miktarda bulunur. Gün içinde
artıp azalır en yüksek olduğu saat sabah saatleridir. En
uygunu sabah uyandıktan kısa süre sonra almaktır. Yüksek
prolaktin seviyesi prolaktinoma varlığını düşündürür.
Erkeklerde Prolaktin artışı ile birlikte Testosteron
miktarının da düştüğü görülür. MR ve Tomografi ile tümörün
gösterilmesi teşhis koydurur. Prolaktinoma dışında aşağıdaki
hastalıklar ve ilaçlar da prolaktin seviyesini arttırır:
Anoreksiya nervosa,
Polikistik over sendromu,
Hipotalamus hastalıkları,
Tiroid hastalıkları ( hipotiroidi),
Böbrek hastalıkları,
Diğer hipofiz tümörleri,
İlaçlar;
Estrojen,
Antidepresan ilaçlar,
Opiat, amfetamin,
Hipertansiyon ilaçları,
Mide ilaçları prokaltin seviyesini arttırır.
Prolaktinoma tedavisi:
Tüm prolaktinoma vakaları tedavi edilmez. Bazı vakaların
tedaviye ihtiyacı olmaz. İlaç ile prolaktinoma adenomları
başarılı şekilde tedavi edilebilmektedir. Tümörün görmeyi
bozduğu durumlarda ve etrafa bastırarak şikayetlere neden
olması durumunda cerrahi olarak çıkarılması önerilir.
Kadınlarda tedavi ile prolaktinomanın neden olduğu:
Kısırlık
Adet kesilmesi ve düzensiz adet görme,
Cinsel isteksizlik,
Normal dışı süt salgısı ve
Baskı nedeniyle ortaya çıka baş ağrısı şikayetleri
başarılı bir şekilde tedavi edilir.
Erkeklerde tedavi ile prolaktinomanın neden olduğu :
Cinsel isteksizlik,
Sertleşme güçlüğü,
Kısırlık ve
Baskı nedeniyle ortaya çıkan baş ağrısı şikayetleri
başarılı bir şekilde tedavi edilir.
Büyük prolaktinomalar görme problemine yol açabilirler bu
nedenle cerrahi olarak alınmaları önerilir.
Prolaktinoma tedavisinde Bromokriptin ve Cabergolin
kullanılmaktadır. Bu ilaçların hayat boyu alınması gerekir.
İlaçların kesilmesi adenomun tekrar büyümesine ve hormon
salgılamasına yol açar. Prolaktinoma büyüdükçe ilaçla tedavisi
zorlaşır. İlaçların her ikisi de baş dönmesi ve bulantı yapar.
bromokriptin tedavisi cerrahi olarak alınan adenomun
tekrarlamasını önler. Eğer cerrahi olarak adenomun alınması
gerekirse bu işlemin bromokriptin tedavisinin ilk 6 ayı içinde
yapılması önerilir. Tedaviye cevap kan prolaktin seviyesi ile
yakından izlenmelidir.
İlaç ve cerrahi sonrası tekrarlayan vakalarda ise ışın
tedavisi veya gamma knife ile tedavi önerilir.
Prolaktinoma tehlikeli bir hastalık mıdır?
Prolaktinoma tedaviye rağmen büyüyebilir yada cerrahiden sonra
yeniden ortaya çıkabilir. Tekrar ortaya çıka adenom hızla
büyür ise aynı şikayetlere neden olur. Tümör içine kanama ani
ortaya çıkan baskı şikayetlerine neden olur. Körlük, çift
görme, şiddetli baş ağrısı ortaya çıkar
Referanslar:
1. Melmed S, Kleinberg D. Anterior pituitary. In: Kronenberg
HM, Melmed S, Polonsky KS, Larsen PR, eds. Williams Textbook
of Endocrinology.
2008:chap 8.
Philadelphia,
PA:
Saunders
Elsevier;
2. Prolactinoma. National Institute of Diabetes and Digestive
and
Kidney
Diseases.
http://endocrine.niddk.nih.gov/pubs/prolact/prolact.htm
Accessed Jan. 7, 2010.
3. Schelchte JA. Prolactinoma. New England Journal of
Medicine. 200;349:2035.
4. Mancini T, et al. Hyperprolactemia and prolactinomas.
Endocrinology Metabolism Clinics of North America. 2008;37:67.
5. Melmed S, et al. Disorders of the anterior pituitary and
hypothalamus. In: Fauci AS, et al. Harrisons Principles of
Internal Medicine. 17th ed. New York, N.Y.: McGraw-Hill
Medical;
2008.
http://www.accessmedicine.com/content.aspx?aID=2876725
Accessed Jan. 7, 2010. 6. Nippoldt TB (expert opinion). Mayo
Clinic, Rochester, Minn. Jan. 20, 2010
MENOPOZ
Hayatınızı kabusa çeviren, unutkanlık, uykusuzluk, depresyon,
sinirlilik, halsizlik şikayetlerinin en büyük sebeplerinden
biri menopozdur. İleri dönemde idrar kaçırma, kemik erimesi,
hipertansiyona yol açar. Menopoz laboratuvar testleriyle
kolayca teşhis edilen ve tedavisi olan bir hastalıktır.
Menopoz nedir?
Menopoz kadınlarda menses döneminin sona ermesidir. Menopoz
hastalık değil fizyolojik bir olaydır. Ancak menopozda oluşan
değişiklikler hayatı öyle derinden ve olumsuz etkiler ki bu
durum pek çok şikayete ve yaşam kalitesinin bozulmasına neden
olur. Bu yüzden menopoz olumsuz etkileri önlenmeye ve tedavi
edilmeye çalışılan bir hastalık gibi kabul edilmektedir. 6
aydan daha fazla adet gecikmeleri mutlaka araştırılmalıdır.
Menopoza geçiş döneminde ,gebelik ve düzensiz kanamaya neden
olan kötü huylu hastalıklar ayırt edilmelidir. Basit kan
testleriyle (LH, FSH, E2) menopoz tanısı kolayca konur ve
tedavide hemen başlanabilir. Menopoz kadın hayatının
üçtebirlik dönemini oluşturur ve ortalama 45- 55 yaş civarında
başlar. 40 yaştan önce menopoza girmek “erken menopoz ” olarak
tanımlanır. Beslenme bozukluğu olan, sigara içen, vejeteryan,
zayıf kişilerde erken menopoz sık görülür. Ameliyatla rahim ve
overlerin alınmasıyla da yapay menopoz oluşur. Östrojen in;
beyinde, iskelet sisteminde, kalp damar sisteminde ve kadınlık
organları üzerinde uyarıcı ve koruyucu etkisi vardır.
Menopozla birlikte östrojen azalınca
Damar sertliği (ateroskleroz), hipertansiyon, kalp
damar hastalıkları,
Uykusuzluk, sinirlilik, depresyon (ruhsal çöküntü),
Unutkanlık, halsizlik, çabuk sinirlenme,
Kemik erimesi (osteoporoz),
Ateş basması,terleme,çarpıntı
Cinsel istekte (libido) azalma,
İdrar kaçırmaya kadar varan idrar yollarında zayıflama,
Cinsel organlarda çekilme (atrofi), kuruluk, ağrılı
ilişki, ortaya çıkmaktadır.
Tedavi ile menopoza ait tüm olumsuz değişiklikler ve
hastalıklar kolaylıkla önlenebilmekte veya en aza
indirilebilmektedir .
Menopoz tanı ve tedavisi nasıl olmalıdır?
Menopozda erken tanı ve erken tedavi birçok şikayetin ve
hastalık riskinin önlenmesinde ilk adımdır. Menopoz tanısı
basit kan testleriyle kolayca yapılır. Menopozda en çok tercih
edilen tedavi yöntemi hormon tedavisidir. Hormon tedavisinin
faydalı tarafı menopoza bağlı hemen tüm şikayetleri
engellemesi, zararlı tarafı ise riskli kişilerde uzun süre
kullanıldığında meme kanseri riskini arttırması ve kalp damar
hastalıkları riskini azaltmaması dır.
MENOPOZ BİR HASTALIK DEĞİLDİR.
KADIN HAYATININ ÜÇTE BİRLİK DÖNEMİ MENOPOZDA GEÇER,
MENOPOZ DÖNEMİ BİRÇOK ŞİKAYETİ DE BERABERİNDE GETİRİR,
BASİT KAN TESTLERİYLE ERKEN TEŞHİS VE TEDAVİ BİRÇOK
ŞİKAYETİ VE RİSKİ ENGELLER,
MENOPOZ ŞİKAYETLERİ VE RİSKLER HORMON VEYA DİĞER
İLAÇLARLA ÖNLENEBİLİR,
HORMON TEDAVİSİ UYGUN KİŞİLERE KONTROL ALTINDA UZUN
SÜRE VERİLEBİLİR
MENOPOZ TEDAVİSİ HER KİŞİYE ÖZELDİR
AMENORE
Adet Yokluğu; Adet Kesilmesi; Menstruasyon un
Kesilmesi; Adetlerin Durması;
Genç kızlarda menstruasyon 9 ila 18 yaş arasında başlar. 12
yaş averaj yaşıdır ve birçoğu bu yaşta başlar. Adetin
olmamasına amenore denir.
Menstruasyon ( adet ) nedir?
Yani adet dönemi her ay uterusun içinin gebelik için
hazırlanıp yenilendiği dönemdir. Bu dönemde uterus içi
vajinadan dışarı atılır, 2- 5 günlük bu dönemden sonra uterus
tekrar gebelik için iç yüzeyini hazırlar. Bir ay içinde gebe
kalmaz ise iç yüzeyi eskir ve uterus tekrar menstruasyon
dönemine girerek iç yüzeyini atar ve yenisini hazırlar.
Doğurganlık çağı boyunca bu işlem devam eder ve menopoz
dönemine kadar sürer. Menopoz ile birlikte uterus artık
gebelik için hazırlanmayı bırakır ve adet dönemleri kesilir.
Amenore ne demek?:
Menstrual adetlerin kesilmesi demektir.
Primer amenore:
Yeterli olgunluğa erişemediği için adetlerin başlamamasıdır.
Normalde genç kızlarda adet 16 yaş civarında başlamaz ise buna
primer amenore denir. Bu durumda muayene ve gerekirse tedavi
yapılmalıdır. Bazı doğumsal anormallikler, kromozom
anormallikleri, hormonal bozukluklar, uterus, vajina yokluğu
ve üreme organlarının gelişemediği durumlarda adet görülmez.
Buna Primer amenore denir. Önemli ve incelenmesi gereken bir
durumdur.
Sekonder amenore:
Normal giden adetlerin kesilmesi demektir. En az 3 ve daha
fazla adet döneminin atlanması anlamına gelir. Kadınların % 2
ila 5 inde yaşamları boyunca amenore şikayeti görülür.
Sekonder amenore yani düzenli adetlerin kesilmesinin en sık
sebebi gebeliktir. Gebelik dönemi boyunca adetler kesilir. Bu
normal bir durumdur. Ancak gebe olmayan kadınlarda adetlerin
kesilmesi birçok sebebe bağlı olabilir. En sık görülen
sebepler:
Tiroid hastalıkları,
Hipofiz bezi tümörleri,
Prolaktinoma,
Ani kilo değişiklikleri,
Obezite,
Aşırı zayıflık;
Özellikle çok sıkı diyetler,
Yeme bozuklukları,
Kusma alışkanlığı ( Blumia ),
Anoreksiya,
Aşırı egzersiz programları, ( olimpiyat sporcuları,
atletler, maraton koşucuları, jimlastikciler vb: ),
Kötü ve dengesiz beslenme,
Bazı hastalıklar;
Cushing hastalığı,
Kistik fibroz,
Polikistik Over Sendromu,
Psikolojik stres ( hormonal dengesizliğe ve amenoreye
neden olur),
İlaçlar:
Depresyon ilaçları,
Kemoterapi ilaçları,
Kortizon ve
Bazı kontraseptif ( gebelik önleyici ) ilaçlar,
Uterus hasarı yapan sebepler adetlerin kesilmesine
neden olur.
Gebelik dışında
araştırılmalıdır.
üreme
döneminde
adet
kesilmesi
mutlaka
Amenore için risk faktörleri ve riskli davranışlar
nelerdir:
Tedavi edilmeyen tiroid hastalıkları,
Tedavi edilmeyen prolaktinoma hastalığı,
Yeterli kalori alınmadan yapılan diyetler,
Aşırı egzersiz,
Aşırı stres ve depresyon kadınlarda amenoreye neden
olmaktadır.
Amenore şikayetleri nelerdir:
Primer amenore 16 yaş üstü genç kızlarda adet görülmemesi
durumudur.
Sekonder amenore ise normal bir kadında en az 3 adet atlanması
durumudur. Sekonder amenorenin en büyük sebebi gebeliktir.
Gebelik dışındaki sebeplerin araştırılması gerekir.
Amenore teşhisi:
Hastanın şikayetleri ve muayene bulguları teşhise yardımcı
olur. Amenore şikayeti ile gelen hastalara aşağıdaki
incelemelerin yapılması gerekebilir:
Gebelik testi,
Kan hormon düzeyleri;
LH ( Luteinizan Hormon),
FSH ( Follikül Stimülan Hormon),
E2 (Estradiol),
Prolaktin,
Ultrason
Kromozom testleri ( anormallik varsa ),
İdrar testi,
Progestin testi: 7 – 10 gün verilen progesteron adeti
başlatırsa amenore estrojen eksikliğindendir.
Beyin tomografisi: hipofiz tümörü araştırması için,
Amenore tedavisi:
Amenore tedavisi sebebe yönelik yapılır.
Doğumsal anormalliklere bağlı primer amenore
vakalarının bir kısmı ameliyat ile düzeltilebilir.
Hipofiz tümörlerine bağlı amenoreler, ilaç, operasyon
ve radyo terapi ile tedavi edilebilirler,
Hormon düzensizliklerine bağlı amenore ler hormon
replasmanı ve doğum kontrol hapları ile düzelebilir,
Kilo problemlerine bağlı amenore düzenli beslenme ve
kilo kontrolu ile düzelebilir,
Aşırı 3 egzersize bağlı adet kesilmeleri genellikle
aşırı egzersiz bırakılınca normale girer,
İlaçlara bağlı adet kesilmelerinin bir kısmı ilaçlar
bırakılınca düzelir,
Stres ve depresyon kaynaklı amenoreler tedavi ile
düzelirler,
Tiroid hastalıkları, Cushing ve prolaktinoma ya bağlı
amenoreler hastalık tedavi edilince düzelir.
Amenore önemli bir metabolik sinyaldir. 16 yaşında adet
görmemek ve normal bir kadında hamilelik dışında 3 ay adet
görmemek önemli ve araştırılması gereken bir durumdur.
Referanslar:
1. The American Congress of Obstetricians and Gynecologists
http://www.acog.org/publications/patient_education/
2. National Womens Health Information Center
http://www.womenshealth.gov/
3. United States National Library of Medicine
http://www.nlm.nih.gov/
4. Health Canada
http://www.hc-sc.gc.ca/index-eng.php/
5. The Society of Obstetricians and Gynaecologists of Canada
(SOGC)
http://www.sogc.org/index_e.asp/
6. Amenorrhea. Epigee Womens Health website.
Available
at:
http://www.epigee.org/menstruation/amenorrhea.html. Accessed
September 14, 2006.
7. Amenorrhea: What you should know. American Academy of
Family
Physicians
website.
Available
at:
http://familydoctor.org/885.xml. Accessed September 14, 2006.
8. Laufer, MR, Floor, AE, Parsons, KE, et al. Hormone testing
in women with adult-onset amenorrhea. Gynecol Obstet Invest .
1995; 40:200.
9. Perkins,
RB,
Hall,
JE,
Martin,
KA.
Neuroendocrine
abnormalities in hypothalamic amenorrhea: spectrum, stability,
and response to neurotransmitter modulation. J Clin Endocrinol
Metab . 1999; 84:1905.
10. Reindollar, RH, Novak, M, Tho, SP, McDonough, PG. Adultonset amenorrhea: a study of 262 patients. Am J Obstet Gynecol
. 1986; 155:53
Download