kabul edilebilirlik hakkında karar

advertisement
AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ
ĠKĠNCĠ BÖLÜM
KABUL EDİLEBİLİRLİK HAKKINDA KARAR
BaĢvuru no.38332/11
Hüseyin ve Aynur ATEŞ/Türkiye
Başkan
NebojšaVučinić,
Yargıçlar
Paul Lemmens
Egidijus Kuris,
ve Bölüm Yazı İşleri Müdür Yardımcısı AbelCampos katılımıyla, 24 Mart
2015 tarihinde Daire halinde toplanan Avrupa Ġnsan Hakları Mahkemesi
(Ġkinci Bölüm),
Yukarıda belirtilen 1 Haziran 2011 tarihli baĢvuruyu göz önünde
bulundurarak,
Yapılan müzakereler sonucunda aĢağıdaki kararı vermiĢtir:
© T.C. Adalet Bakanlığı, 2015. Bu gayrıresmi çeviri, Adalet Bakanlığı, Uluslararası Hukuk ve DıĢ ĠliĢkiler Genel Müdürlüğü, Ġnsan Hakları
Daire BaĢkanlığı tarafından yapılmıĢ olup, Mahkeme’yi bağlamamaktadır. Bu çeviri, davanın adının tam olarak belirtilmiĢ olması ve
yukarıdaki telif hakkı bilgisiyle beraber olması koĢulu ile Adalet Bakanlığı, Uluslararası Hukuk ve DıĢ ĠliĢkiler Genel Müdürlüğü, Ġnsan
Hakları Daire BaĢkanlığı’na atıfta bulunmak suretiyle ticari olmayan amaçlarla alıntılanabilir.
ATEġ/TÜRKĠYE KARARI
2
OLAYLAR
1. BaĢvuranlar, Hüseyin AteĢ ve Aynur AteĢ, Türk vatandaĢı olup, sırası
ile 1960 ve 1966 doğumludur ve Antalya’da ikamet etmektedirler.
Mahkeme önünde, Alanya barosuna bağlı Avukat Ağaoğlu tarafından temsil
edilmiĢlerdir.
2. Davaya konu olaylar, baĢvuranların ibraz ettiği Ģekliyle, aĢağıdaki gibi
özetlenebilir.
3. 23 Mayıs 2002 tarihinde, olay tarihinde 14 yaĢında olan baĢvuranların
oğlu Alican AteĢ, Antalya ilinin Alanya ilçesinde meydana gelen trafik
kazası sonucu yaĢamını yitirmiĢtir. Bir otobüs, yapım çalıĢmaları nedeniyle
trafiğe kapalı olan yola girmiĢ ve kaldırımda yürüyen çocuğa çarpmıĢtır.
4. Otobüs Ģoförü ve yol yapım çalıĢmalarından sorumlu Ģantiye Ģefi
hakkında ceza davası açılmıĢtır. BilirkiĢi raporuna göre, otobüs Ģoförünün
kazadaki sorumluluğu, kapalı bir yola kasten girdiği ve hızını düĢürmediği
için 6/8 olarak değerlendirilmiĢtir. ġantiye Ģefinin kazanın meydana
gelmesindeki sorumluluğu ise, gerekli güvenlik tedbirlerini almamasından
ötürü, 1/8 olarak değerlendirilmiĢtir.
5. 11 Kasım 2003 tarihinde, Alanya 2. Asliye Ceza Mahkemesi, otobüs
Ģoförünü suçlu bulmuĢ ve Ģoföre 18 ay hapis cezası ile adli para cezası
vermiĢtir. ġantiye Ģefine verilen ceza daha sonra para cezasına çevrilmiĢtir.
6. 8 Haziran 2006 tarihinde Yargıtay, sanıklara verilen cezaların 1
Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren yeni ceza kanunu uyarınca yeniden
belirlenmesi gerektiğini belirterek ve ilk derece mahkemesinin otopsi
raporunu
düzenleyen
doktorun
usule
uygun
Ģekilde
yemin
verdirilmemesinden dolayı ilk derece mahkemesinin kararını bozmuĢtur.
7. 29 Eylül 2006 tarihinde, Alanya 1. Asliye Ceza Mahkemesi, kararda
yer alan, Yargıtay’ın atıfta bulunduğu eksiklikleri gidermiĢ ve bir kez daha
Ģoföre 18 ay hapis cezası ile adli para cezası vermiĢ ve Ģantiye Ģefine ise
GÖRGÜN/TÜRKĠYE KARARI
3
daha sonra para cezasına çevrilen 3 ay hapis cezası ile adli para cezası
vermiĢtir.
8. 25 Ekim 2007 tarihinde Yargıtay; ilk derece mahkemesinin, hükmün
baĢında suçun yeri ve tarihini belirtmediğini, bu durumun Ceza
Muhakemeleri Kanunu’nun 232. maddesine aykırılık teĢkil ettiğini
belirterek ve kararın Yargıtay tarafından bozulmasından sonra sanığa
beyanda
bulunma
olanağı
tanınmadığı
gerekçesiyle
ilk
derece
mahkemesinin kararını bozmuĢtur.
9. 23 Eylül 2008 tarihinde, Alanya 1. Asliye Ceza Mahkemesi,
Yargıtay’ın talimatlarını yerine getirmiĢ ve bir kez daha sanıkları mahkûm
etmiĢtir.
10. 27 Aralık 2010 tarihinde Yargıtay, davanın zaman aĢımına uğradığını
belirterek ilk derece mahkemesi kararını bozmuĢtur.
11. Söz konusu nihai karar, 18 Mayıs 2011 tarihinde baĢvuranlara tebliğ
edilmiĢtir.
ġĠKÂYETLER
12. BaĢvuranlar, SözleĢme’nin 6. maddesi uyarınca, gerçekleĢtirilen ceza
yargılamalarının uzunluğundan Ģikâyetçi olmuĢlardır. 8 aydan fazla süren
ceza yargılamalarının, sanıkların cezasız kalmasına neden olduğunu ileri
sürmüĢlerdir.
HUKUKĠ DEĞERLENDĠRME
13. Mahkeme; baĢvuranların, yargılama iĢlemlerinin uzunluğunun
SözleĢme’nin 6 § 1 maddesinde öngörülen “makul süre” Ģartına aykırı
olduğunu öne sürdüklerini gözlemler.
ATEġ/TÜRKĠYE KARARI
4
14. Mahkeme, Turgut ve diğerleri / Türkiye ((k.k.) no. 4860/09, 26 Mart
2013) kararında, baĢvuranların ileri sürdüğü Ģikâyete benzer mahiyette bir
Ģikâyeti incelediğini dile getirir. Söz konusu bu kararda, Mahkeme,
yargılamaların süresinin “makul süre” Ģartını ihlal ettiğini ileri süren ve
Türkiye’de yargılamaların uzunluğuna iliĢkin Ģikâyetleri inceleyebilecek bir
yargı yetkisinin olmadığından Ģikâyetçi olan baĢvuranların, SözleĢme’nin
35 § 1 maddesi uyarınca, 6384 sayılı 9 Ocak 2013 tarihli Avrupa Ġnsan
Hakları Mahkemesine YapılmıĢ Bazı BaĢvuruların Tazminat Ödenmek
Suretiyle Çözümüne Dair Kanun uyarınca kurulan Tazminat Komisyonuna
baĢvurmaları gerektiği sonucuna ulaĢmıĢtır. Mahkeme bu kararı verirken,
özellikle, bu yeni hukuk yolunun, öncesinde (a priori) eriĢilebilir olduğunu
ve yargılamaların uzunluğuna iliĢkin Ģikâyetler için makul bir tazminat yolu
sunabildiğini değerlendirmiĢtir (yukarıda anılan, Turgut ve Diğerleri kararı,
§ 56).
15. Mahkeme, mevcut davada baĢvuranların bu hukuk yolunu
tüketmediklerini dikkate alır. Söz konusu davada farklı bir sonuca varmasını
sağlayabilecek bir husus tespit edememiĢtir. Bu nedenle, Mahkeme, bu
Ģikâyetin, SözleĢme’nin 35 §§1 ve 4 maddesi uyarınca, iç hukuk yolunun
tüketilmemiĢ olması gerekçesiyle reddedilmesi gerektiğine karar verir.
16. Dava dosyasında, baĢvuranlar, yargılamaların uzunluğu nedeniyle,
oğullarının ölümüne sebep olan kiĢilerin yetkili mahkemelerce yargılanıp
suçlu bulunmadıklarını ileri sürmüĢ ve Ģoförün cezalandırılmasını talep
ettiklerini dile getirmiĢlerdir.
17. Mahkeme, baĢvuranların SözleĢme’nin 2. maddesine usulünce
dayanmadıklarını kaydeder. BaĢvuranların esas bakımından Ģikâyetçi
oldukları varsayılsa bile, üçüncü kiĢilerin ceza gerektiren bir suç nedeniyle
soruĢturulması veya cezalandırılmasını isteme hakkının bağımsız olarak
ileri sürülemez.(Perez / Fransa [BD], no. 47287/99, § 70, AĠHM 2004-I),
Buna rağmen, Mahkeme, birçok kez, etkin bir hukuk sisteminin, 2. maddede
öngörülen Ģekilde, ceza hukukuna baĢvurulmasını gerektirebileceğini ve
GÖRGÜN/TÜRKĠYE KARARI
5
bazı durumlarda da zorunlu olarak gerektireceğini dile getirmiĢtir. Ancak,
yaĢam hakkı veya vücut bütünlüğüne kasıtlı bir müdahalede bulunulmadığı
durumlarda, 2. madde ile öngörülen etkin hukuk sistemi kurulması
hususundaki pozitif yükümlülük, her halükarda ceza-hukuku yolunun
sağlanmasını
gerektirmez.
Yasal
sistemin
mağdura
sadece
hukuk
mahkemelerinde veya hukuk mahkemeleri ile ceza mahkemelerinde bir
çözüm yolu sağlaması halinde, bu yükümlülük yerine getirilmiĢ olacaktır
(Calvelli ve Ciglio / İtalya [BD], no. 32967/96, §§ 51-53, AĠHM 2002-I, ve
Rajkowska / Polonya (k.k.), no. 37393/02, 27 Kasım 2007).
18. Mevcut davanın koĢullarına dönüldüğünde, Mahkeme, baĢvuranın
tazminat davası açma ihtimalini değerlendirmediğini gözlemler. Tazminat
davası, Türk yasal sisteminin olanak tanıdığı ve hem Ģoförün hem de Ģantiye
Ģefinin sorumluluğunun tespit edilmesini ve zararların karĢılanmasını
sağlayacak olan bir çözüm yoludur. Bu bağlamda, Mahkeme, dava
dosyasında, tazminat davasının makul bir baĢarı ihtimalinin olmadığı ve
baĢarısızlıkla sonuçlanacağı kanaatine varmasını sağlayacak bir husus
olmadığını kaydeder.
19.
Yukarıdaki
açıklamalar
ıĢığında,
Mahkeme;
baĢvurunun,
SözleĢme’nin 35 §§ 1 ve 4 maddeleri uyarınca, iç hukuk yollarının
tüketilmemiĢ olması nedeniyle reddedilmesi gerektiğine karar verir.
Bu gerekçelere dayanarak, Mahkeme oybirliğiyle,
BaĢvuruyu kabul edilemez olarak nitelendirir.
ATEġ/TÜRKĠYE KARARI
6
ĠĢbu karar Ġngilizce olarak tanzim edilmiĢ ve 16 Nisan 2015 tarihinde
yazılı olarak tebliğ edilmiĢtir.
AbelCampos
Bölüm Yazı ĠĢleri Müdür Yardımcısı
NebojšaVučinić
BaĢkan
Download