global strateji enstitüsü

advertisement
HABER BÜLTENİ
14 Mart 2008
Haber Özetleri
Irak

Irak Parlamentosu ve Sadr Grubunun Türkmen üyesi Fevzi Ekrem Terzi Irak’ın
başkenti Bağdat’ta gazetecilere yaptığı açıklamada, Irak’taki her etnik veya
dini grup gibi Türkmenlerin de Birleşmiş Milletlerde bir temsilcisinin olması
gerektiğini ifade etti. (TÜRKMENELİ TV)

Irak’ın kuzeyindeki Erbil kentinde düzenlenen Arap Parlamenterler Birliği
toplantısının kapanışında konuşma yapan sözde Kürt yönetimi lideri Mesut
Barzani, “Kürt halkının gayretinin, Araplar tarafından anlayışla karşılanması
gerektiğini ve Irak’ta yaşanan savaşın aslında ABD ve Irak’ın eski rejimi
arasında yaşanan bir savaş olduğunu” bildirildi. Barzani, konuşmasının
devamında, “federal bir devlet kurmak için daimi bir Anayasa oluşturduk”
şeklinde konuştu. (www.akhbaar.org)

Şii Din adamı Muhammed El-Yakubi yaptığı açıklamada, seçimlerin
zamanında gerçekleşmesi gerektiğini vurguladı ve seçim yasasının bir an
önce düzenlenmesi gerektiğini dile getirdi. El-Yakubi makamında Birleşmiş
Milletler (BM) Irak Özel temsilcisi Staffan De Mistura ile yaptığı görüşmede,
İller Meclisi seçiminin önemli rol oynayacağını belirtirken, yerel hükümetin
Irak’ın siyasetini ve demografisini temsil etmediğini de dile getirdi.
(www.akhbaar.org)

Irak Türkmen Cephesi (ITC) Yürütme Kurulu üyesi ve Milli Türkmen Partisi
Başkanı Cemal Şan yaptığı açıklamada, Irak ile ABD arasında gerçekleşecek
olan Uluslararası anlaşma çerçevesinde Irak’taki Türkmen haklarının da
güvence altına alınması gerektiğini açıkladı. Şan yaptığı konuşmanın
devamında, Irak’ta siyaset ve güvenlik konularında istikrar olmadığını ve Irak
Türkmenlerinin haklarını savunacak güce sahip olmadıklarını belirtirken, “eğer
bizleri yok etmeye çalışılırsa Irak Anayasası bizi korumaya yeterli değildir”
açıklamasında bulundu. (www.nahrain.com)

Erbil’de düzenlenen Arap Parlamenterler Birliği toplantısının kapanışında
konuşma yapan Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani, “Irak, her zaman Arap
Dünyasının meseleleriyle yakından ilgili olmuştur ve Filistin meselesi
başlangıcından beri Irak’ın iç meselesi gibidir”, dedi. Talabani yaptığı
konuşmanın devamında, “Irak’ın durumu bellidir, biz Arap ülkeleriyle iç içe
olacağız”, diye konuştu. (www.aswataliraq.info)
1

Irak Başbakan Yardımcısı Berham Salih, ABD’nin Irak Büyükelçisi Ryan
Crocker ile yaptığı görüşmede Irak ve ABD arasındaki ikili ilişkilerden
bahsedildiğini bildirildi. Görüşme sırasında yeni ticaret anlaşmalarının
yapılacağı da açıklandı. (www.alforattv.net)

Irak'ın kuzeyindeki Erbil kentinde düzenlenen Arap Parlamenterler Birliği
zirvesi, dün düzenlenen kapanış oturumuyla sona erdi. Zirvenin üçüncü günü
sonunda düzenlenen kapanış oturumunda konuşan Irak Cumhurbaşkanı Celal
Talabani, toplantının Erbil'de gerçekleştirilmesiyle, uluslararası toplumun
Irak'ın demokratik bir devlet olduğuna yeniden tanıklık ettiğini ve bu günü
''tarihi bir gün'' olarak nitelendirdiklerini söyledi. Kapanış oturumunda tüm
taraflar fikirlerini ortaya koyarken, tek tartışma, Birleşik Arap Emirliği'nin (BAE)
Arap Körfezi'ndeki üç adanın aidiyeti hakkında İran ile yaşadığı anlaşmazlık
konusunda oldu. Irak heyetinden bir Şii temsilcinin adaların İran'a ait olduğu
yönünde görüş bildirmesi üzerine kısa süreli gerginlik yaşandı. Gerginliği,
Talabani'nin ''Irak'ın resmi görüşü tamamen Birleşik Arap Emirlikleri'nden
yanadır. Şahsi görüşler resmi tutumumuzu etkilemez'', sözleri yatıştırdı. (AA)

Irak'ta Şii din adamı Mukteda El Sadr'ın bir yardımcısı, güneydeki Kut kentinde
dün Amerikan askerleriyle çıkan çatışmadan sonra Mehdi Ordusu milislerinden
ateşkese uymalarını istedi. Şiilerin kutsal kenti Necef'ten telefonla Reuters'a
açıklama yapan Sadr'ın yardımcısı Luva Sumeysem, Mehdi Ordusu
milislerinden sakin olmalarını, ateş açmamalarını ve kan dökülmesine son
vermelerini istediklerini söyledi. Sumeysem, Sadr'ın, Kut'da dahil olmak
üzrere, Irak'ın tüm bölgelerinde ateşkese uyulması gerektiği görüşünde
olduğunu ifade etti. Kut kentinde Amerikan askeri üssüne önceki gün
düzenlenen roket saldırısında Amerikan askerleriyle milisler arasında çıkan
çatışmada 2 Iraklı ölmüş, biri 6 yaşında bir kız çocuğu olmak üzere 4 kişi de
yaralanmıştı. (AA)(REUTERS)

Irak'ın Musul kentinde geçen ay kaçırılan Keldani Başpiskoposu Paulos Faraj
Rahho'nun ölü bulunduğu bildirildi. İtalyan piskoposluk haber ajansı SIR,
başpiskoposun cesedinin Musul'da gömülmüş olarak bulunduğunu duyurdu.
Rahho, 29 Şubatta Musul'da verdiği ayinden sonra kaçırılmıştı. Rahho'yu
kaçıranlar, başpiskoposun yanındaki 3 kişiyi de öldürmüştü. (AA)(AP)

Irak'ın başkenti Bağdat'taki bir ticaret merkezinde park halinde bulunan bomba
yüklü aracın infilak etmesi sonucu 18 kişi yaşamını yitirdi. Hastane kaynakları,
Tahrir Meydanı yakınlarında düzenlenen saldırıda 64 kişinin de yaralandığını
belirtti. Bu arada, Bağdat'ta bir gazeteci, silahlı kişilerce vurularak öldürüldü.
Polis, Bağdat'ta yayımlanan bir gazete için çalışan Kasım Abdul Hüseyin'in
Şiilerin çoğunlukta olduğu Kerrada semtinde yürürken saldırıya uğradığını
belirtti. (AA)(AP)
Ortadoğu

İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad, Birleşmiş Milletler Güvenlik
2
Konseyi'ni eleştirdi ve ''Dünya birçok sorunla karşı karşıyayken, Güvenlik
Konseyi bu sorunların çözümü için çaba harcamıyor'', dedi. Senegal'in
başkenti Dakar'da düzenlenen İslam Konferansı Teşkilatı 11. İslam Zirvesi'ne
katılan İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad, basın toplantısıyla türlü
konulardaki görüşlerini açıkladı. Ahmedinecad, günümüzde, yoksulluk,
terörizm ve savaşlar gibi sorunların dünyada bulunduğunu belirterek,
''Meydana gelen savaşlarda binlerce insan ölüyor, yaralanıyor, çocuklar evsiz
ve yetim kalıyor. Bunların önlenmesi için BM Güvenlik Konseyi hiçbir şey
yapmıyor, yalnızca izliyor. 20. yüzyılda yüzbinlerce insan yaşamlarını yitirdi.
Batılı ülkeler, savaşlardan sonra insanlığı yok etmek için sistemler kurdu.
Filistin'de insanlar ölürken BM, kuruluşundan 60 yıl sonra hala bir çözüm
bulamadı'', ifadesinde bulundu. Ahmedinecad, BM'nin Afganistan'da ve Irak'ta
binlerce kişinin ölümüne sessiz kaldığını, ABD'nin bu bölgelerde 100 binlerce
masum insanın ölümüne neden olduğunu belirterek, ''600 bin insan evsiz
kaldı. Güvenlik Konseyi yine sessiz kaldı. Lübnan'da siyonist rejim insanlara
32 gün boyunca saldırdı. Savunmasız insanlara bomba attı ve yine BM sessiz
kaldı. Gazze'de savunmasız insanları öldürdüler'', diye konuştu. Ahmedinecad,
Türkiye'nin Irak’ın kuzeyine düzenlediği askeri operasyonla ilgili bir soru
üzerine, ''Türkiye'nin operasyonu Irak'ın toprak bütünlüğüne karşı değil.
Türkiye, Irak ve Suriye, teröristlere karşı savunma yapıyor. Teröristler, suçsuz
insanlara saldırarak öldürdüler. Bu konuda bizim iki önceliğimiz var. Bir
sınırların ihlal edilmemesi, ikinci de sivil insanların ölmemesi'', dedi.
Kosova'nın tanınması konusundaki soruya da yanıt veren Ahmedinecad, ''Bu
konuda bölgesel koşullara göre karar vereceğiz'', diye konuştu. Lübnan
konusundaki soruyu da yanıtlayan Ahmedinecad, bu konunun da Lübnan halkı
tarafından çözümlendirilmesi gerektiğini sözlerine ekledi. (AA)

İsrail ile Gazze Şeridi arasında, Gazze'nin kuzeyindeki operasyondan sonra
hakim olan "sessizlik" bozuldu. Bir haftalık dönemden sonra İsrail ordusunun
Batı Şeria'da İslami Cihad üyesi 5 kişiyi öldürmesiyle, Gazze'deki örgüte üye
militanlar, İsrail tarafına en az 13 füze fırlattı, İsrail de İslami Cihad mevzilerine
hava akını düzenledi. İsrail ile Hamas arasında, Mısır'ın arabuluculuğunda
geçici ateşkes sağlama çabalarının sürdüğü günlerde, ilk kez önceki gün
Gazze Şeridi'nden Aşkelon'a roket saldırısı düzenlenmişti. İsrail askerleri ise
önceki gün Batı Şeria'da Tulkarem'de ve Beytüllahim'de İslami Cihad'ın önde
gelen isimlerinden olduğu belirtilen 5 Filistinliyi öldürdü. Öte yandan, İsrail,
Gazze Şeridi'ne 5 ambulans ile aralarında çimento yüklü olanlar da olmak
üzere 102 TIR dolusu yardım malzemesinin geçişine izin verdi. Yardımlar bu
sabah Erez, Karni, Sufa ve Kerem Şalom geçiş noktalarından geçirildi. (AA)

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, İsrail'i, Filistinli Araplar'ın yaşadığı
Doğu Kudüs'te, ''Filistinliler'in ev yapmalarını yasaklamak, kentin Batı Şeria ile
olan bağlarını kesmek'' suretiyle, ''etnik temizlik'' yapmakla suçladı. Senegal'in
başkenti Dakar'da toplanan İslam Konferansı Teşkilatı toplantısında konuşan
Mahmud Abbas, İsrail basınına yansıyan haberlere göre, ABD destekli barış
görüşmelerinin başarısının, İsrail'in, sürecin ruhuna uymada göstereceği
istekliliğe bağlı olduğunu söyledi. Abbas, ''Halkımız, Batı Şeria'dan ırkçı
duvarlar ayrılan bir kentte yaşamanın yanısıra, ağır vergiler, inşaatlarının
yasaklanması, Filistinliler'e ait kurumların kapatılması gibi uygulamalarla, bir
etnik temizlik kampanyasıyla karşı karşıya bulunmaktadır'' diye konuştu.
3
Abbas, bugün yapılan her türlü uygulamanın, barış sürecinin tümüyle ihlali
anlamına geldiğini de bildirdi. İsrail Başbakanlık Sözcüsü Mark Regev ise
Abbas'ın sözlerini ''kışkırtıcı'' olarak nitelendirerek kınadı. Regev, ''Barış
sürecinin önünde birçok engel varken yönetimler, kışkırtıcı açıklamalarla bu
engellere katkıda bulunmamalıdır'', dedi. (AA)

Şili, Irak'ta mülteci durumunda olan ve aylardır Suriye sınırında çölde
çadırlarda yaşayan 117 Filistinli'yi ülkesine kabul etti. Şili İçişleri Bakan
Yardımcısı Felipe Harboe, Irak'taki şiddet olaylarından kaçan 29 ailenin, 6
Nisan'da Şili'ye ulaşacaklarını açıkladı. Halktan, ülkenin orta kesimlerinde yer
alan 4 ayrı yere yerleştirilecek olan Filistinli mültecilere destek vermelerini
isteyen Harboe, gelen Filistinli grubun ülke için bir risk oluşturmadığını
açıkladı. Harboe ile birlikte basın toplantısına katılan rahip Rodrigo Tupper da
ülkeye kabul edilen Filistinli mültecilerin silahlı gruplarla bağlantısı olmadığını,
tersine şiddete yol açan grupların şiddet eylemlerinden kaçan kişiler
olduklarını hatırlattı. Brezilya da geçen yıl benzer bir biçimde bir grup Filistinli
mülteciyi ülkesine kabul etmişti. (AA)(AP)
Kafkasya ve Orta Asya

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, çeşitli temaslar için Bakü'de
bulunan Gürcistan Başbakanı Lado Gurgenidze'yi kabul etti. Azerbaycan
Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamaya göre, Aliyev kabulde, Azerbaycan
ile Gürcistan arasındaki ilişkilerin her alanda başarıyla geliştiğini belirterek,
ilişkilerin bundan sonra da gelişerek, güçlenmesinden yana olduklarını söyledi.
Ziyareti kapsamında Azerbaycan Başbakanı Artur Rasizade, Sanayi ve Enerji
Bakanı Natıg Aliyev ve Devlet Petrol Şirketi SOCAR Başkanı Rövnag
Abdullayev ile de bir araya gelen Gurgenidze'nin görüşmelerinde ağırlıklı
olarak Gürcistan'ın satın aldığı doğal gaz miktarı ve ücretlendirilmesi konuları
ele alındı. (AA)

Ukrayna Devlet Başkanı Viktor Yuşçenko, ABD Başkanı George W. Bush'un
bu ay sonunda ülkesine resmi bir ziyarette bulunacağını açıkladı. Yuşçenko,
Brüksel'de gazetecilere yaptığı kısa açıklamada, Başkan Bush'un, 31 Mart-1
Nisan'da Ukrayna'ya resmi bir ziyaret yapacağını resmen beyan ettiğini
söyledi. Bush'un Ukrayna ziyareti, 2-4 Nisan'da Bükreş'te yapılacak NATO
zirvesinin hemen öncesine denk geliyor. Bu zirvede, Ukrayna'nın NATO
üyeliğine yönelik adımlara ilişkin bir çerçevenin ele alınması bekleniyor. Rusya
ise Ukrayna'nın NATO üyeliğine karşı çıkıyor. (AA)(REUTERS)
Avrupa Birliği

Avrupa Birliği (AB) Bahar Zirvesi, Lizbon stratejisi, iklim değişikliği ve
yenilenebilir enerji resmi gündemiyle toplandı. Slovenya'nın başkanlık edeceği
zirvede Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ve Almanya Başbakanı
Angela Merkel, daha önce kendi aralarında uzlaşma sağladıkları Akdeniz
Birliği önerisine AB liderlerinden destek isteyecek. Zirve öncesinde üye
ülkelere dağıtılan Akdeniz Birliği'yle ilgili Fransa-Almanya ortak belgesinde,
tüm AB üyelerinin katılımına açık projenin Kuzey Afrika ve Orta Doğu
4
ülkeleriyle işbirliğini artırmayı hedeflediği belirtiliyor. Akdeniz Birliği projesiyle
AB'nin benzer amaçla 1995 yılında hayata geçirdiği Barselona Süreci olarak
adlandırılan Avrupa Akdeniz Ortaklığı'na yeni bir ivme kazandırılacağı
anlatılan belgede, AB ortak bütçesinden Barselona Süreci'ne ayrılan kaynağın
Akdeniz Birliği'ne yönlendirilmesi isteniyor. Belgede, Fransa'nın AB dönem
başkanlığını devralmasının ardından 13 Temmuz'da Akdeniz ve AB üyelerinin
katılımıyla düzenlenecek zirvede Akdeniz Birliği projesinin somut hale
getirilmesi öneriliyor. Üyelik müzakerelerine başlayarak farklı bir statü kazanan
Türkiye dikkate alınmazsa Cezayir, Fas, Mısır, Tunus, Suriye, Ürdün, Lübnan,
Filistin ve İsrail'i kapsayan AB'nin mevcut Barselona Süreci'ne AB ortak
bütçesinden 2007-2013 döneminde 16 milyar avro kaynak ayrıldı. Avrupa
Yatırım Bankası kredilerini de içeren Barselona Süreci'ni Libya da gözlemci
statüsüyle izliyor. (AA)

Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ve Almanya Başbakanı Angela
Merkel, daha önce kendi aralarında uzlaşma sağladıkları Akdeniz Birliği
önerisiyle ilgili AB liderlerinin desteğini aldılar. B zirvesinde ilk günün ardından
düzenlenen basın toplantısında konuşan Slovenya Başbakanı Janez Jansa,
Sarkozy-Merkel ikilisinin Akdeniz Birliği konusunda AB devlet ve hükümet
başkanlarını bilgilendirdiklerini ve ''destek görmenin hazzını yaşadıklarını''
anlattı. Akdeniz Birliği konusunda üye devletlerin AB Konseyi'nin ilgili
organlarında çalışmaya devam edeceklerini belirten Jansa, zirve karalarında
da bu konuya değinileceğine işaret etti. Slovenya Başbakanı Jansa, ''Bugün
Barselona sürecini geliştirmeye ihtiyaç duyulduğunu kabul ettik. Barselona
süreci başlatıldığında (1995) her şey farklıydı. Süreci zaman zaman yeniden
gözden geçirmek gerekir. Bu normal bir gelişim. Bazen bu değişim (yeni) isim
alır'', dedi. Jansa, Akdeniz Birliği projesiyle İsrail-Filistin sorununa çözüm
bulmayı amaçlamadıklarını ve bunun için başka mekanizmaların bulunduğunu
belirterek ''Bu sorun (İsrail-Filistin sorunu) Akdeniz ülkeleri arasındaki işbirliğini
olumsuz etkiliyor. Fakat (Akdeniz Birliği projesini) bu sorunu çözmek için
getirmiyoruz'', şeklinde konuştu. (AA)

Avrupa Parlamentosu Türkiye raportörü Hollandalı parlamenter Ria OomenRuijten, Türkiye'ye ''reformları hızlandırması ve kararlılıkla uygulaması''
çağrısında bulundu. Hollandalı parlamenterin kamuoyuna bugün duyurulan
taslak raporunda, ''Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve hükümeti, 2008 yılının
reform yılı olacağı hususunda taahhütlerde bulundu. Parlamentodaki güçlü oy
çoğunluğunu kullanarak, bu taahhütlerin yerine getirilmesi ve reformların
hızlandırılması zamanı geldi'' ifadeleri kullanıldı. Türkiye'de yeni anayasa
hazırlıklarıyla ilgili çalışmalara yer verilen raporda, sivil toplumun geniş
biçimde bu sürece dahil edilmesi tavsiye edildi. Raporda, ''yeni anayasanın
insan hakları, temel özgürlükler, demokrasi ve hukuk devleti ilkelerinin
korunmasını garanti altına alması gerektiği'' belirtildi ve ''sosyal uyum ile din ve
devlet işlerinin birbirinde ayrılması'' gibi konuların önemine değinildi. Yargı
sisteminin etkili hale getirilmesi için yapılan çalışmalara da atıfta bulunulan
raporda, yargı reformunun öncelikle temel hak ve özgürlükler ve insan hakları
alanında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) standartları ile aynı çizgiye
getirilmesi gereğine işaret edildi. Raporda, kırsal kesim ve kentlerde, sosyal
uyum ve sosyal ekonomik gelişmenin güçlendirilmesi ve kadınların iş hayatına
katılımının artırılması tavsiyeleri de yer aldı. Bu arada, raporuyla ilgili yazılı
5
açıklama yapan Ria Oomen-Ruijten, ''Bu rapor Türkiye'ye reformları yapması
için önemli bir mesaj gönderirken, Türkiye'nin kendisi ve vatandaşlarının çıkarı
için de modernleşmesine güçlü bir destek veriyor. Sadece insan hakları, temel
haklar, demokrasi, hukuk devleti ve pazar ekonomisi kurallarını hedef alan bir
toplum, barış, istikrar ve refah toplumuna ulaşabilir'' ifadelerini kullandı. Rapor
ve buna bağlı tavsiye karar tasarısı, Nisan ayında Dışişleri Komisyonunda,
Mayıs ayında ise Avrupa Parlamentosu genel kurulunda tartışılarak
oylanacak. (AA)
Kıbrıs

KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'dan,
Kıbrıs konusunda görüşmelerin başlaması için inisiyatif almasını istediğini
belirterek, "Girişim yapacak izlenimini edindim", dedi. Cumhurbaşkanı Talat,
11. İslam Konferansı Teşkilatı (İKT) zirvesi için bulunduğu Dakar'da, BM Genel
Sekreteri Ban Ki-mun'la görüştü. Talat, yaklaşık 40 dakika süren görüşmeden
sonra Türk Ajans-Kıbrıs'a (TAK) yaptığı açıklamada, Kıbrıs konusunda, BM'nin
aktif olarak yer alacağı bir sürecin başarıya ulaşma şansının yüksek olacağını
Genel Sekretere söylediğini kaydetti. Talat, çözüm ihtiyacının ivediliğini
vurguladığını, ayrıca 2008 yılı sonuna kadar bir çözüme ulaşmanın erişilebilir
bir hedef olduğunu Genel Sekretere bildirdiğini aktardı. Genel Sekreterin,
Siyasi İşlerden Sorumlu Yardımcısı Lynn Pascoe'yu Kıbrıs'a göndereceğini
belirttiğini söyleyen Talat, "Genel Sekreter yapacağı araştırmadan sonra
BM'nin bir tutum ortaya koyacağını söyledi. Hakikaten girişim yapacağı
izlenimi edindim. Görüşmeden çok çok memnun kaldım", dedi. Temaslarına
gün boyu devam edecek KKTC Cumhurbaşkanı Talat, İKT Genel Kurulu'ndaki
konuşmasını yarın akşam yapacak. Talat-Ban görüşmesine, KKTC Başbakan
Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Turgay Avcı da katıldı. Öte yandan Talat,
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile de bir görüşme yaptı. (AA)

Türk Dünyası Belediyeler Birliği (TDBB), Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde
(KKTC) temsilcilik açtı. Lefkoşa'daki Kıbrıs Türk Belediyeler Birliği (KTBB)
merkezi bünyesinde çalışacak temsilciliğin açılışı için tören düzenlendi. Törene
Lefkoşa Türk Belediyesi ve Belediyeler Birliği Başkanı Cemal Bulutoğluları,
Güzelyurt Belediye Başkanı ve TDBB Başkan Yardımcısı Mahmut Özçınar,
Pendik Belediye Başkanı ve TDBB Başkanı Erol Kaya ile Adalet ve Kalkınma
Partisi Genel Başkan Yardımcısı, Yerel Yönetimler Başkanı Manisa Milletvekili
Hüseyin Tanrıverdi ile diğer ilgililer katıldı. Bulutoğluları, törende yaptığı
konuşmada, daha önce yapılan protokole bağlı kalarak TDBB ile işbirliğinin
pekiştirildiğini ve bu bağlamda ofisin açıldığını söyledi. Amacın, Türkiye ve
dünyadaki Türk belediyelerinin metotları hakkında bilgi sahibi olarak, halk
yararına neler yaptıklarını incelemek ve uygulamak olduğunu kaydeden
Bulutoğluları, KKTC halkının ofisin kurulmasıyla önemli kazanımları olacağına
inandığını belirtti. (AA)
Diğer Haberler
6

ABD ile Kuzey Kore arasında Pyongyang'ın nükleer programının
durdurulmasını amaçlayan müzakereler, İsviçre'nin Cenevre kentinde başladı.
Kuzey Koreli müzakereci Kim Kye-Gwan'ın, Amerikalı muhatabı Christopher
Hill ile görüşmek üzere Cenevre'deki ABD diplomatik temsilciliğine gelmesiyle
iki ülke arasındaki müzakereler başladı. Taraflar, Cenevre'de imzalandıktan
altı ay sonra tıkanan Kuzey Kore'nin nükleer programının durdurulması
sürecinin önündeki engelleri kaldırmaya çalışacak. (AA)(AFP)

Amerikan Merkezi Haberalma Örgütü (CIA) Başkanı Michael Hayden, BM'de,
Pasifik'teki küçük ada ülkelerinin oylarını almak için bu ülkelere yardım
yapmakla suçladığı Çin'in, ''sorumlu bir güç gibi davranmadığını'' söyledi.
Michael Hayden, Washington Times gazetesine yaptığı açıklamada, ''Çinli
yetkililerin henüz büyük güç sorumluluğuna ulaşamadıklarını ve dünyadaki
sistemin dengesinde sorumlulukları bulunduğunu hala anlamadıklarını'' ileri
sürdü. Hayden, ''Çin'in, Güney Pasifik'teki ada ülkelerine yardımda bulunarak
BM Genel Kurulu'nda bu ülkelerin oylarını almayı hedeflediğini'' savundu ve
''Yardımı bu amaçla yapıyorsanız, kimi şeylere çok dar bakıyorsunuz demektir.
Büyük bir güç olmak istiyorsanız daha geniş düşünmelisiniz'', dedi. Washingon
Times'ın haberinde, Pekin yönetiminin yardımda bulunduğu hükümetler
arasında Vanuatu, Samoa, Fiji ve Papua&Yeni Gine de sayıldı. (AA)(AFP)

Saint Vincent ve Grenadinler Başbakanı Ralph Gonsalves, Karayipler'de
Türkiye'yi dünyanın giderek gücü artan bir yıldızı olarak gördüklerini söyledi.
Başbakanlık Merkez Binada Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile ortak basın
toplantısı düzenleyen Konuk Başbakan, ziyaretinin tarihi bir ziyaret olduğunu,
Karayipler bölgesinden ilk kez bir hükümet başkanının Türkiye'ye resmi ziyaret
düzenlediğini söyledi. Gonsalves, Türkiye'nin İspanya ile başlattığı
Medeniyetler İttifakı girişiminin kendilerinin desteğine de ihtiyacı olan bir
girişim olduğunu belirterek, önemli olanın sadece devletler arası ilişkiler değil,
halklar ve medeniyetler arasındaki ilişkilerin de iyileştirilmesi olduğunu bildirdi.
Dünkü görüşmelerinde medeniyetleri nasıl bir araya getirebileceklerini, aynı
zamanda devletler arası ilişkileri konuştuklarını vurgulayan Gonsalves,
"Karayipler'de üç önemli entegrasyon merkezi var. Bu çemberlerin en geniş
olanı Karayip Devletleri Birliği. Bu birlik uluslararası bir örgüt. Bu örgüt
bünyesinde Karayipler'de bulunan İngilizce konuşan ülkeler, Fransızca
konuşan Haiti, İspanyolca konuşan adalar ve Kolombiya, Venezuela, Meksika
gibi Karayip Denizi'ne kıyısı olan ülkeler var", diye konuştu. Türkiye'nin daha
da güçlü, daha etkili bir ülke haline gelmesini sağlamak istediklerini vurgulayan
Gonsalves, "Saint Vincent ve Grenadinler olarak ve diğer Karayip ülkeleri
olarak Türkiye'nin BM Güvenlik Konseyine geçici üye adaylığını destekliyoruz.
İzmir'in 2015'deki EXPO organizasyonuna ev sahipliği yapma adaylığını da
destekliyoruz", diye konuştu. (AA)
Dünya Basını
İngiltere basınının en çok yer verdiği konu, Amerikan dolarının dün dünya
borsalarında, Japon yeni karşısında son 18 yılın en düşük seviyesine
gerilemesi ve bunu, altının onsunun değerinin tarihte ilk kez bin doları bulması
oldu.
7
Times'a göre yatırımcının altına hücumunun temel sebebi, dolardaki düşüş.
Ancak dünya genelinde yükselen enflasyon, küresel kredi krizi ve resesyon
beklentileri de bu tercihte pay sahibi. Ne var ki gazete başyazısında, paniğe
kapılmanın yersiz olduğunu savunuyor ve şöyle diyor: "Altının onsu dün, bin
doları buldu. Ancak bunun sebebi sadece, bu değerli metalin varlığını koruyan
cazibesi değil. Bunun yanında, bankacılık dünyasındaki korkular ve karmaşık
mali araçlara atfedilen riskler de etkili." "Tüm göstergeler, dünyanın benzeri
görülmemiş bir mali krizin eşiğinde olduğunu gösteriyor. Yatırımcılar yatırım
araçlarının en güvenlisi olarak görülen altına hücum ediyor, çünkü olan
bitenden rahatsızlar." "Aslında nasıl mali piyasaların geçmişteki canlılığı
mantık dışı idiyse, şimdi yansıttıkları korku da abartılı. Zira dünya ekonomisi
büyümeye devam ediyor. Çin ve Hindistan, talebi canlı tutmayı sürdürüyor."
"İngiltere'de belirsizlik hakim olabilir. Ancak şimdilik işsizlikle karşı karşıya
değiliz. Güven kaybından kaynaklanan bir tüketimden kaçış da söz konusu
değil."
Financial Times ise sorunun dolar cephesine bakmış. Gazete başyazısında,
doların düşüşünden kaynaklanan sorunun çözümü için şu uyarılarda
bulunuyor: "Doların zayıf olması, Amerikan ekonomisini canlandırmanın hayati
bir aracı olabilir. Ancak dolarda çöküş, kimsenin yararına olmaz." "Eğer
yatırımcılar dolar bonolarından kaçmaya başlarsa, Amerikan Merkez Bankası
uzun vadeli faizlerin kontrolünü kaybedebilir. Bu da, para politikasını etkisiz
hale getirir. Bu arada Avrupa ve Japonya da, ihracat sektörlerinde acımasız
ayarlamalar yapmak zorunda kalırlar." "Doları şu anki seviyesinde sabitlemeye
çalışmak, yanlış, gereksiz ve aptalca olur. Değişim oranları pazarda
belirlenmelidir. Ancak bu aşamada müdahale, düşüşü yavaşlatmaya
yarayabilir." "Müdahale tabii ki ideal çözüm değildir. Nihayetinde bugün
karşılaşılan sorunların birçoğu da, geçmişteki bu oynamalardan kaynaklanıyor.
Ayrıca bunun birçok riski de var. Merkez bankalarının başarısız olup
güvenilirlik kaybına uğramaları gibi." "Ancak sınırlı, Avrupa, Amerika ve
Japonya merkez bankalarının koordineli hareket edeceği ve Asya ülkelerinin
de yardımı ile gerçekleştirilecek bir müdahale, küresel mali krizle mücadelenin
mantıklı bir unsuru olabilir."
Bugün İran'da düzenlenecek genel seçimler de İngiltere basınında öne çıkan
konulardan. İranlı ünlü gazeteci ve yorumcu Amir Taheri, Times için kaleme
aldığı makalede, halkın önündeki tercihi şu satırlarla yorumluyor: "İran
seçimlerindeki temel mesele, mollaların güçlerinin bir kısmını daha Devrim
Muhafızları'na kaptırıp kaptırmayacakları ve kaptıracaklarsa, Devrim
Muhafızları içindeki hangi grubun galip geleceği. Radikaller mi, gerçekçiler
mi?" "Ayetullah Humeyni tarafından, rejimi korumak amacıyla ve orduya
paralel olarak kurulan Devrim Muhafızları, 250 bin kişiden oluşuyor. Ancak
yıllar içinde, yönetimin omurgası haline gelmiş durumdalar. Zira petrolden
turizme geniş bir alanda faaliyet gösteren 500 şirketi kontrol ediyorlar."
"Devrim Muhafızları 1990'lardan bu yana mollalara karşı siyasi nüfuzunu
genişletmeye çalışıyor. Bu seçimlerde, Devrim Muhafızları içindeki,
Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad'a yakın radikal unsurların galip
gelmesi, Amerika Birleşik Devletleri ile olası bir yakınlaşmayı en azından dört
yıllığına erteleyecektir. Tabii ülke içindeki özgürleşme umutlarını da." "Ancak
8
daha pragmatik isimlerin galibiyeti, Batı ile ilişkilerin ve içerideki baskının
yumuşaması sonucunu doğurabilir."
Independent'ın manşeti: "İngiltere Savunma Bakanlığı, okullara propaganda
sokmakla suçlanıyor. Öğretmenlerden Irak konusunda tarihin yeniden
yazılması isteniyor." Manşeti şu satırlar takip ediyor: "İngiltere'nin en büyük
öğretmen sendikası Savunma Bakanlığı'nı, öğrencilere Irak savaşını anlatmayı
hedefleyen bir planla ilgili olarak yasaları çiğnemekle suçlandı. Ulusal
Öğretmenler Sendikası'na göre bakanlığın planı, tüm siyasi konuların dengeli
bir biçimde ele alınmasını öngören Eğitim Yasası'na aykırı." "Öğretmenler,
okullarda okutulması istenen dersin propaganda amaçlı olduğunu ve savaşta
yaşanan sivil kayıplardan hiç söz edilmediğini savunuyor." "Bakanlık
tarafından hazırlanan bir metinde, Irak'ın yeniden imarı başlığı altında, ülkede
beş bin okul ve 20 hastane inşa edildiği aktarılıyor, ancak sivil kayıplara hiç
değinilmiyor." "Bir başka bölümde ise, Saddam Hüseyin'in devrilmesi için
Irak'ın işgalinin ne kadar gerekli olduğu anlatılıyor, ancak yine, işgalin
Birleşmiş Milletler desteğinden mahrum olarak gerçekleştirildiğinden
bahsedilmiyor."
Brüksel'de dün toplanan Avrupa Birliği liderlerinin gündeminde ağırlığı iklim
değişikliği ile mücadele oluşturuyor. Liderlerin bugün, sera etkisi yaratan
gazların azaltılması için bağlayıcı hedefler belirlemesi bekleniyor.
Independent başyazısında, Avrupa Birliği'ni cesaretinden dolayı kutluyor.
Yazıda dikkat çeken satırlar şöyle: "Avrupa Birliği'nin iklim değişikliği
konusunda üstlendiği önderlik, sorunu doğru küresel çerçevede
değerlendirdiğini gösteriyor." "Liderlerin önüne, Avrupa Birliği dış politika
sorumlusu Javier Solana tarafından son derece karamsar bir rapor kondu.
Raporda, iklim değişikliğinin yer küre için olası etkileri sıralanıyor. En kaygı
verici olasılıklardan biri de, Afrika ve Orta Doğu'da tarımın iklim değişikliği
nedeniyle gerilemesiyle, bu bölgelerden yüzbinlerce mültecinin Avrupa'nın
yolunu tutacak olması." "Avrupa Birliği'nin bu kadar ciddi bir adım atmaya
hazır hale gelmesinden, İngiltere'de milletvekillerimiz ders çıkarmalı. Zira
liderlerin önündeki, iklim değişikliği, enerji pazarlarının serbestleştirilmesi, mali
düzenlemeler gibi konular, bir ülkenin tek başına çözebileceği sorunlar değil.
Avrupa Konseyi gibi kurumlar tam da bu tür görevler için oradalar." Konu
Independent gibi Guardian'ın da gündeminde, ancak farklı bir boyutuyla.
Guardian manşetten verdiği haberinde, eski İngiltere Başbakanı Tony Blair'in,
iklim değişikliği konusunda, Amerika Birleşik Devletleri ve Çin'in de desteğini
alacak küresel bir anlaşmayı hedefleyen yeni bir girişim başlatacağını
aktarıyor. Dikkat çeken satırlar şöyle: "Eski Başbakan, karbon gazı salımlarını
2050 yılına kadar yüzde 50 oranında azaltmayı hedefleyen bir anlaşma taslağı
hazırlanmasına yardımcı olabileceğini, bunun için Amerika Birleşik Devletleri,
Birleşmiş Milletler ve Avrupa'nın desteğini alabileceğini savunuyor." "Tony
Blair Guardian'a, geçen yaz görevi bıraktığından bu yana, bir grup iklim
değişikliği uzmanı ile birlikte bu konu üzerinde çalıştığını, bu yaz G8
liderlerine, geldiği nokta ile ilgili bir rapor sunmaya hazırlandığını söyledi."
"Bunun öncesinde Çin ve Hindistan'a giderek, oradaki hükümetleri bu konuda
ikna etmeyi de planlıyor."
9
Download