HABER BÜLTENİ 14 Mart 2008 Haber Özetleri Irak Irak Parlamentosu ve Sadr Grubunun Türkmen üyesi Fevzi Ekrem Terzi Irak’ın başkenti Bağdat’ta gazetecilere yaptığı açıklamada, Irak’taki her etnik veya dini grup gibi Türkmenlerin de Birleşmiş Milletlerde bir temsilcisinin olması gerektiğini ifade etti. (TÜRKMENELİ TV) Irak’ın kuzeyindeki Erbil kentinde düzenlenen Arap Parlamenterler Birliği toplantısının kapanışında konuşma yapan sözde Kürt yönetimi lideri Mesut Barzani, “Kürt halkının gayretinin, Araplar tarafından anlayışla karşılanması gerektiğini ve Irak’ta yaşanan savaşın aslında ABD ve Irak’ın eski rejimi arasında yaşanan bir savaş olduğunu” bildirildi. Barzani, konuşmasının devamında, “federal bir devlet kurmak için daimi bir Anayasa oluşturduk” şeklinde konuştu. (www.akhbaar.org) Şii Din adamı Muhammed El-Yakubi yaptığı açıklamada, seçimlerin zamanında gerçekleşmesi gerektiğini vurguladı ve seçim yasasının bir an önce düzenlenmesi gerektiğini dile getirdi. El-Yakubi makamında Birleşmiş Milletler (BM) Irak Özel temsilcisi Staffan De Mistura ile yaptığı görüşmede, İller Meclisi seçiminin önemli rol oynayacağını belirtirken, yerel hükümetin Irak’ın siyasetini ve demografisini temsil etmediğini de dile getirdi. (www.akhbaar.org) Irak Türkmen Cephesi (ITC) Yürütme Kurulu üyesi ve Milli Türkmen Partisi Başkanı Cemal Şan yaptığı açıklamada, Irak ile ABD arasında gerçekleşecek olan Uluslararası anlaşma çerçevesinde Irak’taki Türkmen haklarının da güvence altına alınması gerektiğini açıkladı. Şan yaptığı konuşmanın devamında, Irak’ta siyaset ve güvenlik konularında istikrar olmadığını ve Irak Türkmenlerinin haklarını savunacak güce sahip olmadıklarını belirtirken, “eğer bizleri yok etmeye çalışılırsa Irak Anayasası bizi korumaya yeterli değildir” açıklamasında bulundu. (www.nahrain.com) Erbil’de düzenlenen Arap Parlamenterler Birliği toplantısının kapanışında konuşma yapan Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani, “Irak, her zaman Arap Dünyasının meseleleriyle yakından ilgili olmuştur ve Filistin meselesi başlangıcından beri Irak’ın iç meselesi gibidir”, dedi. Talabani yaptığı konuşmanın devamında, “Irak’ın durumu bellidir, biz Arap ülkeleriyle iç içe olacağız”, diye konuştu. (www.aswataliraq.info) 1 Irak Başbakan Yardımcısı Berham Salih, ABD’nin Irak Büyükelçisi Ryan Crocker ile yaptığı görüşmede Irak ve ABD arasındaki ikili ilişkilerden bahsedildiğini bildirildi. Görüşme sırasında yeni ticaret anlaşmalarının yapılacağı da açıklandı. (www.alforattv.net) Irak'ın kuzeyindeki Erbil kentinde düzenlenen Arap Parlamenterler Birliği zirvesi, dün düzenlenen kapanış oturumuyla sona erdi. Zirvenin üçüncü günü sonunda düzenlenen kapanış oturumunda konuşan Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani, toplantının Erbil'de gerçekleştirilmesiyle, uluslararası toplumun Irak'ın demokratik bir devlet olduğuna yeniden tanıklık ettiğini ve bu günü ''tarihi bir gün'' olarak nitelendirdiklerini söyledi. Kapanış oturumunda tüm taraflar fikirlerini ortaya koyarken, tek tartışma, Birleşik Arap Emirliği'nin (BAE) Arap Körfezi'ndeki üç adanın aidiyeti hakkında İran ile yaşadığı anlaşmazlık konusunda oldu. Irak heyetinden bir Şii temsilcinin adaların İran'a ait olduğu yönünde görüş bildirmesi üzerine kısa süreli gerginlik yaşandı. Gerginliği, Talabani'nin ''Irak'ın resmi görüşü tamamen Birleşik Arap Emirlikleri'nden yanadır. Şahsi görüşler resmi tutumumuzu etkilemez'', sözleri yatıştırdı. (AA) Irak'ta Şii din adamı Mukteda El Sadr'ın bir yardımcısı, güneydeki Kut kentinde dün Amerikan askerleriyle çıkan çatışmadan sonra Mehdi Ordusu milislerinden ateşkese uymalarını istedi. Şiilerin kutsal kenti Necef'ten telefonla Reuters'a açıklama yapan Sadr'ın yardımcısı Luva Sumeysem, Mehdi Ordusu milislerinden sakin olmalarını, ateş açmamalarını ve kan dökülmesine son vermelerini istediklerini söyledi. Sumeysem, Sadr'ın, Kut'da dahil olmak üzrere, Irak'ın tüm bölgelerinde ateşkese uyulması gerektiği görüşünde olduğunu ifade etti. Kut kentinde Amerikan askeri üssüne önceki gün düzenlenen roket saldırısında Amerikan askerleriyle milisler arasında çıkan çatışmada 2 Iraklı ölmüş, biri 6 yaşında bir kız çocuğu olmak üzere 4 kişi de yaralanmıştı. (AA)(REUTERS) Irak'ın Musul kentinde geçen ay kaçırılan Keldani Başpiskoposu Paulos Faraj Rahho'nun ölü bulunduğu bildirildi. İtalyan piskoposluk haber ajansı SIR, başpiskoposun cesedinin Musul'da gömülmüş olarak bulunduğunu duyurdu. Rahho, 29 Şubatta Musul'da verdiği ayinden sonra kaçırılmıştı. Rahho'yu kaçıranlar, başpiskoposun yanındaki 3 kişiyi de öldürmüştü. (AA)(AP) Irak'ın başkenti Bağdat'taki bir ticaret merkezinde park halinde bulunan bomba yüklü aracın infilak etmesi sonucu 18 kişi yaşamını yitirdi. Hastane kaynakları, Tahrir Meydanı yakınlarında düzenlenen saldırıda 64 kişinin de yaralandığını belirtti. Bu arada, Bağdat'ta bir gazeteci, silahlı kişilerce vurularak öldürüldü. Polis, Bağdat'ta yayımlanan bir gazete için çalışan Kasım Abdul Hüseyin'in Şiilerin çoğunlukta olduğu Kerrada semtinde yürürken saldırıya uğradığını belirtti. (AA)(AP) Ortadoğu İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad, Birleşmiş Milletler Güvenlik 2 Konseyi'ni eleştirdi ve ''Dünya birçok sorunla karşı karşıyayken, Güvenlik Konseyi bu sorunların çözümü için çaba harcamıyor'', dedi. Senegal'in başkenti Dakar'da düzenlenen İslam Konferansı Teşkilatı 11. İslam Zirvesi'ne katılan İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad, basın toplantısıyla türlü konulardaki görüşlerini açıkladı. Ahmedinecad, günümüzde, yoksulluk, terörizm ve savaşlar gibi sorunların dünyada bulunduğunu belirterek, ''Meydana gelen savaşlarda binlerce insan ölüyor, yaralanıyor, çocuklar evsiz ve yetim kalıyor. Bunların önlenmesi için BM Güvenlik Konseyi hiçbir şey yapmıyor, yalnızca izliyor. 20. yüzyılda yüzbinlerce insan yaşamlarını yitirdi. Batılı ülkeler, savaşlardan sonra insanlığı yok etmek için sistemler kurdu. Filistin'de insanlar ölürken BM, kuruluşundan 60 yıl sonra hala bir çözüm bulamadı'', ifadesinde bulundu. Ahmedinecad, BM'nin Afganistan'da ve Irak'ta binlerce kişinin ölümüne sessiz kaldığını, ABD'nin bu bölgelerde 100 binlerce masum insanın ölümüne neden olduğunu belirterek, ''600 bin insan evsiz kaldı. Güvenlik Konseyi yine sessiz kaldı. Lübnan'da siyonist rejim insanlara 32 gün boyunca saldırdı. Savunmasız insanlara bomba attı ve yine BM sessiz kaldı. Gazze'de savunmasız insanları öldürdüler'', diye konuştu. Ahmedinecad, Türkiye'nin Irak’ın kuzeyine düzenlediği askeri operasyonla ilgili bir soru üzerine, ''Türkiye'nin operasyonu Irak'ın toprak bütünlüğüne karşı değil. Türkiye, Irak ve Suriye, teröristlere karşı savunma yapıyor. Teröristler, suçsuz insanlara saldırarak öldürdüler. Bu konuda bizim iki önceliğimiz var. Bir sınırların ihlal edilmemesi, ikinci de sivil insanların ölmemesi'', dedi. Kosova'nın tanınması konusundaki soruya da yanıt veren Ahmedinecad, ''Bu konuda bölgesel koşullara göre karar vereceğiz'', diye konuştu. Lübnan konusundaki soruyu da yanıtlayan Ahmedinecad, bu konunun da Lübnan halkı tarafından çözümlendirilmesi gerektiğini sözlerine ekledi. (AA) İsrail ile Gazze Şeridi arasında, Gazze'nin kuzeyindeki operasyondan sonra hakim olan "sessizlik" bozuldu. Bir haftalık dönemden sonra İsrail ordusunun Batı Şeria'da İslami Cihad üyesi 5 kişiyi öldürmesiyle, Gazze'deki örgüte üye militanlar, İsrail tarafına en az 13 füze fırlattı, İsrail de İslami Cihad mevzilerine hava akını düzenledi. İsrail ile Hamas arasında, Mısır'ın arabuluculuğunda geçici ateşkes sağlama çabalarının sürdüğü günlerde, ilk kez önceki gün Gazze Şeridi'nden Aşkelon'a roket saldırısı düzenlenmişti. İsrail askerleri ise önceki gün Batı Şeria'da Tulkarem'de ve Beytüllahim'de İslami Cihad'ın önde gelen isimlerinden olduğu belirtilen 5 Filistinliyi öldürdü. Öte yandan, İsrail, Gazze Şeridi'ne 5 ambulans ile aralarında çimento yüklü olanlar da olmak üzere 102 TIR dolusu yardım malzemesinin geçişine izin verdi. Yardımlar bu sabah Erez, Karni, Sufa ve Kerem Şalom geçiş noktalarından geçirildi. (AA) Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, İsrail'i, Filistinli Araplar'ın yaşadığı Doğu Kudüs'te, ''Filistinliler'in ev yapmalarını yasaklamak, kentin Batı Şeria ile olan bağlarını kesmek'' suretiyle, ''etnik temizlik'' yapmakla suçladı. Senegal'in başkenti Dakar'da toplanan İslam Konferansı Teşkilatı toplantısında konuşan Mahmud Abbas, İsrail basınına yansıyan haberlere göre, ABD destekli barış görüşmelerinin başarısının, İsrail'in, sürecin ruhuna uymada göstereceği istekliliğe bağlı olduğunu söyledi. Abbas, ''Halkımız, Batı Şeria'dan ırkçı duvarlar ayrılan bir kentte yaşamanın yanısıra, ağır vergiler, inşaatlarının yasaklanması, Filistinliler'e ait kurumların kapatılması gibi uygulamalarla, bir etnik temizlik kampanyasıyla karşı karşıya bulunmaktadır'' diye konuştu. 3 Abbas, bugün yapılan her türlü uygulamanın, barış sürecinin tümüyle ihlali anlamına geldiğini de bildirdi. İsrail Başbakanlık Sözcüsü Mark Regev ise Abbas'ın sözlerini ''kışkırtıcı'' olarak nitelendirerek kınadı. Regev, ''Barış sürecinin önünde birçok engel varken yönetimler, kışkırtıcı açıklamalarla bu engellere katkıda bulunmamalıdır'', dedi. (AA) Şili, Irak'ta mülteci durumunda olan ve aylardır Suriye sınırında çölde çadırlarda yaşayan 117 Filistinli'yi ülkesine kabul etti. Şili İçişleri Bakan Yardımcısı Felipe Harboe, Irak'taki şiddet olaylarından kaçan 29 ailenin, 6 Nisan'da Şili'ye ulaşacaklarını açıkladı. Halktan, ülkenin orta kesimlerinde yer alan 4 ayrı yere yerleştirilecek olan Filistinli mültecilere destek vermelerini isteyen Harboe, gelen Filistinli grubun ülke için bir risk oluşturmadığını açıkladı. Harboe ile birlikte basın toplantısına katılan rahip Rodrigo Tupper da ülkeye kabul edilen Filistinli mültecilerin silahlı gruplarla bağlantısı olmadığını, tersine şiddete yol açan grupların şiddet eylemlerinden kaçan kişiler olduklarını hatırlattı. Brezilya da geçen yıl benzer bir biçimde bir grup Filistinli mülteciyi ülkesine kabul etmişti. (AA)(AP) Kafkasya ve Orta Asya Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, çeşitli temaslar için Bakü'de bulunan Gürcistan Başbakanı Lado Gurgenidze'yi kabul etti. Azerbaycan Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamaya göre, Aliyev kabulde, Azerbaycan ile Gürcistan arasındaki ilişkilerin her alanda başarıyla geliştiğini belirterek, ilişkilerin bundan sonra da gelişerek, güçlenmesinden yana olduklarını söyledi. Ziyareti kapsamında Azerbaycan Başbakanı Artur Rasizade, Sanayi ve Enerji Bakanı Natıg Aliyev ve Devlet Petrol Şirketi SOCAR Başkanı Rövnag Abdullayev ile de bir araya gelen Gurgenidze'nin görüşmelerinde ağırlıklı olarak Gürcistan'ın satın aldığı doğal gaz miktarı ve ücretlendirilmesi konuları ele alındı. (AA) Ukrayna Devlet Başkanı Viktor Yuşçenko, ABD Başkanı George W. Bush'un bu ay sonunda ülkesine resmi bir ziyarette bulunacağını açıkladı. Yuşçenko, Brüksel'de gazetecilere yaptığı kısa açıklamada, Başkan Bush'un, 31 Mart-1 Nisan'da Ukrayna'ya resmi bir ziyaret yapacağını resmen beyan ettiğini söyledi. Bush'un Ukrayna ziyareti, 2-4 Nisan'da Bükreş'te yapılacak NATO zirvesinin hemen öncesine denk geliyor. Bu zirvede, Ukrayna'nın NATO üyeliğine yönelik adımlara ilişkin bir çerçevenin ele alınması bekleniyor. Rusya ise Ukrayna'nın NATO üyeliğine karşı çıkıyor. (AA)(REUTERS) Avrupa Birliği Avrupa Birliği (AB) Bahar Zirvesi, Lizbon stratejisi, iklim değişikliği ve yenilenebilir enerji resmi gündemiyle toplandı. Slovenya'nın başkanlık edeceği zirvede Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ve Almanya Başbakanı Angela Merkel, daha önce kendi aralarında uzlaşma sağladıkları Akdeniz Birliği önerisine AB liderlerinden destek isteyecek. Zirve öncesinde üye ülkelere dağıtılan Akdeniz Birliği'yle ilgili Fransa-Almanya ortak belgesinde, tüm AB üyelerinin katılımına açık projenin Kuzey Afrika ve Orta Doğu 4 ülkeleriyle işbirliğini artırmayı hedeflediği belirtiliyor. Akdeniz Birliği projesiyle AB'nin benzer amaçla 1995 yılında hayata geçirdiği Barselona Süreci olarak adlandırılan Avrupa Akdeniz Ortaklığı'na yeni bir ivme kazandırılacağı anlatılan belgede, AB ortak bütçesinden Barselona Süreci'ne ayrılan kaynağın Akdeniz Birliği'ne yönlendirilmesi isteniyor. Belgede, Fransa'nın AB dönem başkanlığını devralmasının ardından 13 Temmuz'da Akdeniz ve AB üyelerinin katılımıyla düzenlenecek zirvede Akdeniz Birliği projesinin somut hale getirilmesi öneriliyor. Üyelik müzakerelerine başlayarak farklı bir statü kazanan Türkiye dikkate alınmazsa Cezayir, Fas, Mısır, Tunus, Suriye, Ürdün, Lübnan, Filistin ve İsrail'i kapsayan AB'nin mevcut Barselona Süreci'ne AB ortak bütçesinden 2007-2013 döneminde 16 milyar avro kaynak ayrıldı. Avrupa Yatırım Bankası kredilerini de içeren Barselona Süreci'ni Libya da gözlemci statüsüyle izliyor. (AA) Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ve Almanya Başbakanı Angela Merkel, daha önce kendi aralarında uzlaşma sağladıkları Akdeniz Birliği önerisiyle ilgili AB liderlerinin desteğini aldılar. B zirvesinde ilk günün ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Slovenya Başbakanı Janez Jansa, Sarkozy-Merkel ikilisinin Akdeniz Birliği konusunda AB devlet ve hükümet başkanlarını bilgilendirdiklerini ve ''destek görmenin hazzını yaşadıklarını'' anlattı. Akdeniz Birliği konusunda üye devletlerin AB Konseyi'nin ilgili organlarında çalışmaya devam edeceklerini belirten Jansa, zirve karalarında da bu konuya değinileceğine işaret etti. Slovenya Başbakanı Jansa, ''Bugün Barselona sürecini geliştirmeye ihtiyaç duyulduğunu kabul ettik. Barselona süreci başlatıldığında (1995) her şey farklıydı. Süreci zaman zaman yeniden gözden geçirmek gerekir. Bu normal bir gelişim. Bazen bu değişim (yeni) isim alır'', dedi. Jansa, Akdeniz Birliği projesiyle İsrail-Filistin sorununa çözüm bulmayı amaçlamadıklarını ve bunun için başka mekanizmaların bulunduğunu belirterek ''Bu sorun (İsrail-Filistin sorunu) Akdeniz ülkeleri arasındaki işbirliğini olumsuz etkiliyor. Fakat (Akdeniz Birliği projesini) bu sorunu çözmek için getirmiyoruz'', şeklinde konuştu. (AA) Avrupa Parlamentosu Türkiye raportörü Hollandalı parlamenter Ria OomenRuijten, Türkiye'ye ''reformları hızlandırması ve kararlılıkla uygulaması'' çağrısında bulundu. Hollandalı parlamenterin kamuoyuna bugün duyurulan taslak raporunda, ''Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve hükümeti, 2008 yılının reform yılı olacağı hususunda taahhütlerde bulundu. Parlamentodaki güçlü oy çoğunluğunu kullanarak, bu taahhütlerin yerine getirilmesi ve reformların hızlandırılması zamanı geldi'' ifadeleri kullanıldı. Türkiye'de yeni anayasa hazırlıklarıyla ilgili çalışmalara yer verilen raporda, sivil toplumun geniş biçimde bu sürece dahil edilmesi tavsiye edildi. Raporda, ''yeni anayasanın insan hakları, temel özgürlükler, demokrasi ve hukuk devleti ilkelerinin korunmasını garanti altına alması gerektiği'' belirtildi ve ''sosyal uyum ile din ve devlet işlerinin birbirinde ayrılması'' gibi konuların önemine değinildi. Yargı sisteminin etkili hale getirilmesi için yapılan çalışmalara da atıfta bulunulan raporda, yargı reformunun öncelikle temel hak ve özgürlükler ve insan hakları alanında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) standartları ile aynı çizgiye getirilmesi gereğine işaret edildi. Raporda, kırsal kesim ve kentlerde, sosyal uyum ve sosyal ekonomik gelişmenin güçlendirilmesi ve kadınların iş hayatına katılımının artırılması tavsiyeleri de yer aldı. Bu arada, raporuyla ilgili yazılı 5 açıklama yapan Ria Oomen-Ruijten, ''Bu rapor Türkiye'ye reformları yapması için önemli bir mesaj gönderirken, Türkiye'nin kendisi ve vatandaşlarının çıkarı için de modernleşmesine güçlü bir destek veriyor. Sadece insan hakları, temel haklar, demokrasi, hukuk devleti ve pazar ekonomisi kurallarını hedef alan bir toplum, barış, istikrar ve refah toplumuna ulaşabilir'' ifadelerini kullandı. Rapor ve buna bağlı tavsiye karar tasarısı, Nisan ayında Dışişleri Komisyonunda, Mayıs ayında ise Avrupa Parlamentosu genel kurulunda tartışılarak oylanacak. (AA) Kıbrıs KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'dan, Kıbrıs konusunda görüşmelerin başlaması için inisiyatif almasını istediğini belirterek, "Girişim yapacak izlenimini edindim", dedi. Cumhurbaşkanı Talat, 11. İslam Konferansı Teşkilatı (İKT) zirvesi için bulunduğu Dakar'da, BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'la görüştü. Talat, yaklaşık 40 dakika süren görüşmeden sonra Türk Ajans-Kıbrıs'a (TAK) yaptığı açıklamada, Kıbrıs konusunda, BM'nin aktif olarak yer alacağı bir sürecin başarıya ulaşma şansının yüksek olacağını Genel Sekretere söylediğini kaydetti. Talat, çözüm ihtiyacının ivediliğini vurguladığını, ayrıca 2008 yılı sonuna kadar bir çözüme ulaşmanın erişilebilir bir hedef olduğunu Genel Sekretere bildirdiğini aktardı. Genel Sekreterin, Siyasi İşlerden Sorumlu Yardımcısı Lynn Pascoe'yu Kıbrıs'a göndereceğini belirttiğini söyleyen Talat, "Genel Sekreter yapacağı araştırmadan sonra BM'nin bir tutum ortaya koyacağını söyledi. Hakikaten girişim yapacağı izlenimi edindim. Görüşmeden çok çok memnun kaldım", dedi. Temaslarına gün boyu devam edecek KKTC Cumhurbaşkanı Talat, İKT Genel Kurulu'ndaki konuşmasını yarın akşam yapacak. Talat-Ban görüşmesine, KKTC Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Turgay Avcı da katıldı. Öte yandan Talat, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile de bir görüşme yaptı. (AA) Türk Dünyası Belediyeler Birliği (TDBB), Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) temsilcilik açtı. Lefkoşa'daki Kıbrıs Türk Belediyeler Birliği (KTBB) merkezi bünyesinde çalışacak temsilciliğin açılışı için tören düzenlendi. Törene Lefkoşa Türk Belediyesi ve Belediyeler Birliği Başkanı Cemal Bulutoğluları, Güzelyurt Belediye Başkanı ve TDBB Başkan Yardımcısı Mahmut Özçınar, Pendik Belediye Başkanı ve TDBB Başkanı Erol Kaya ile Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkan Yardımcısı, Yerel Yönetimler Başkanı Manisa Milletvekili Hüseyin Tanrıverdi ile diğer ilgililer katıldı. Bulutoğluları, törende yaptığı konuşmada, daha önce yapılan protokole bağlı kalarak TDBB ile işbirliğinin pekiştirildiğini ve bu bağlamda ofisin açıldığını söyledi. Amacın, Türkiye ve dünyadaki Türk belediyelerinin metotları hakkında bilgi sahibi olarak, halk yararına neler yaptıklarını incelemek ve uygulamak olduğunu kaydeden Bulutoğluları, KKTC halkının ofisin kurulmasıyla önemli kazanımları olacağına inandığını belirtti. (AA) Diğer Haberler 6 ABD ile Kuzey Kore arasında Pyongyang'ın nükleer programının durdurulmasını amaçlayan müzakereler, İsviçre'nin Cenevre kentinde başladı. Kuzey Koreli müzakereci Kim Kye-Gwan'ın, Amerikalı muhatabı Christopher Hill ile görüşmek üzere Cenevre'deki ABD diplomatik temsilciliğine gelmesiyle iki ülke arasındaki müzakereler başladı. Taraflar, Cenevre'de imzalandıktan altı ay sonra tıkanan Kuzey Kore'nin nükleer programının durdurulması sürecinin önündeki engelleri kaldırmaya çalışacak. (AA)(AFP) Amerikan Merkezi Haberalma Örgütü (CIA) Başkanı Michael Hayden, BM'de, Pasifik'teki küçük ada ülkelerinin oylarını almak için bu ülkelere yardım yapmakla suçladığı Çin'in, ''sorumlu bir güç gibi davranmadığını'' söyledi. Michael Hayden, Washington Times gazetesine yaptığı açıklamada, ''Çinli yetkililerin henüz büyük güç sorumluluğuna ulaşamadıklarını ve dünyadaki sistemin dengesinde sorumlulukları bulunduğunu hala anlamadıklarını'' ileri sürdü. Hayden, ''Çin'in, Güney Pasifik'teki ada ülkelerine yardımda bulunarak BM Genel Kurulu'nda bu ülkelerin oylarını almayı hedeflediğini'' savundu ve ''Yardımı bu amaçla yapıyorsanız, kimi şeylere çok dar bakıyorsunuz demektir. Büyük bir güç olmak istiyorsanız daha geniş düşünmelisiniz'', dedi. Washingon Times'ın haberinde, Pekin yönetiminin yardımda bulunduğu hükümetler arasında Vanuatu, Samoa, Fiji ve Papua&Yeni Gine de sayıldı. (AA)(AFP) Saint Vincent ve Grenadinler Başbakanı Ralph Gonsalves, Karayipler'de Türkiye'yi dünyanın giderek gücü artan bir yıldızı olarak gördüklerini söyledi. Başbakanlık Merkez Binada Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile ortak basın toplantısı düzenleyen Konuk Başbakan, ziyaretinin tarihi bir ziyaret olduğunu, Karayipler bölgesinden ilk kez bir hükümet başkanının Türkiye'ye resmi ziyaret düzenlediğini söyledi. Gonsalves, Türkiye'nin İspanya ile başlattığı Medeniyetler İttifakı girişiminin kendilerinin desteğine de ihtiyacı olan bir girişim olduğunu belirterek, önemli olanın sadece devletler arası ilişkiler değil, halklar ve medeniyetler arasındaki ilişkilerin de iyileştirilmesi olduğunu bildirdi. Dünkü görüşmelerinde medeniyetleri nasıl bir araya getirebileceklerini, aynı zamanda devletler arası ilişkileri konuştuklarını vurgulayan Gonsalves, "Karayipler'de üç önemli entegrasyon merkezi var. Bu çemberlerin en geniş olanı Karayip Devletleri Birliği. Bu birlik uluslararası bir örgüt. Bu örgüt bünyesinde Karayipler'de bulunan İngilizce konuşan ülkeler, Fransızca konuşan Haiti, İspanyolca konuşan adalar ve Kolombiya, Venezuela, Meksika gibi Karayip Denizi'ne kıyısı olan ülkeler var", diye konuştu. Türkiye'nin daha da güçlü, daha etkili bir ülke haline gelmesini sağlamak istediklerini vurgulayan Gonsalves, "Saint Vincent ve Grenadinler olarak ve diğer Karayip ülkeleri olarak Türkiye'nin BM Güvenlik Konseyine geçici üye adaylığını destekliyoruz. İzmir'in 2015'deki EXPO organizasyonuna ev sahipliği yapma adaylığını da destekliyoruz", diye konuştu. (AA) Dünya Basını İngiltere basınının en çok yer verdiği konu, Amerikan dolarının dün dünya borsalarında, Japon yeni karşısında son 18 yılın en düşük seviyesine gerilemesi ve bunu, altının onsunun değerinin tarihte ilk kez bin doları bulması oldu. 7 Times'a göre yatırımcının altına hücumunun temel sebebi, dolardaki düşüş. Ancak dünya genelinde yükselen enflasyon, küresel kredi krizi ve resesyon beklentileri de bu tercihte pay sahibi. Ne var ki gazete başyazısında, paniğe kapılmanın yersiz olduğunu savunuyor ve şöyle diyor: "Altının onsu dün, bin doları buldu. Ancak bunun sebebi sadece, bu değerli metalin varlığını koruyan cazibesi değil. Bunun yanında, bankacılık dünyasındaki korkular ve karmaşık mali araçlara atfedilen riskler de etkili." "Tüm göstergeler, dünyanın benzeri görülmemiş bir mali krizin eşiğinde olduğunu gösteriyor. Yatırımcılar yatırım araçlarının en güvenlisi olarak görülen altına hücum ediyor, çünkü olan bitenden rahatsızlar." "Aslında nasıl mali piyasaların geçmişteki canlılığı mantık dışı idiyse, şimdi yansıttıkları korku da abartılı. Zira dünya ekonomisi büyümeye devam ediyor. Çin ve Hindistan, talebi canlı tutmayı sürdürüyor." "İngiltere'de belirsizlik hakim olabilir. Ancak şimdilik işsizlikle karşı karşıya değiliz. Güven kaybından kaynaklanan bir tüketimden kaçış da söz konusu değil." Financial Times ise sorunun dolar cephesine bakmış. Gazete başyazısında, doların düşüşünden kaynaklanan sorunun çözümü için şu uyarılarda bulunuyor: "Doların zayıf olması, Amerikan ekonomisini canlandırmanın hayati bir aracı olabilir. Ancak dolarda çöküş, kimsenin yararına olmaz." "Eğer yatırımcılar dolar bonolarından kaçmaya başlarsa, Amerikan Merkez Bankası uzun vadeli faizlerin kontrolünü kaybedebilir. Bu da, para politikasını etkisiz hale getirir. Bu arada Avrupa ve Japonya da, ihracat sektörlerinde acımasız ayarlamalar yapmak zorunda kalırlar." "Doları şu anki seviyesinde sabitlemeye çalışmak, yanlış, gereksiz ve aptalca olur. Değişim oranları pazarda belirlenmelidir. Ancak bu aşamada müdahale, düşüşü yavaşlatmaya yarayabilir." "Müdahale tabii ki ideal çözüm değildir. Nihayetinde bugün karşılaşılan sorunların birçoğu da, geçmişteki bu oynamalardan kaynaklanıyor. Ayrıca bunun birçok riski de var. Merkez bankalarının başarısız olup güvenilirlik kaybına uğramaları gibi." "Ancak sınırlı, Avrupa, Amerika ve Japonya merkez bankalarının koordineli hareket edeceği ve Asya ülkelerinin de yardımı ile gerçekleştirilecek bir müdahale, küresel mali krizle mücadelenin mantıklı bir unsuru olabilir." Bugün İran'da düzenlenecek genel seçimler de İngiltere basınında öne çıkan konulardan. İranlı ünlü gazeteci ve yorumcu Amir Taheri, Times için kaleme aldığı makalede, halkın önündeki tercihi şu satırlarla yorumluyor: "İran seçimlerindeki temel mesele, mollaların güçlerinin bir kısmını daha Devrim Muhafızları'na kaptırıp kaptırmayacakları ve kaptıracaklarsa, Devrim Muhafızları içindeki hangi grubun galip geleceği. Radikaller mi, gerçekçiler mi?" "Ayetullah Humeyni tarafından, rejimi korumak amacıyla ve orduya paralel olarak kurulan Devrim Muhafızları, 250 bin kişiden oluşuyor. Ancak yıllar içinde, yönetimin omurgası haline gelmiş durumdalar. Zira petrolden turizme geniş bir alanda faaliyet gösteren 500 şirketi kontrol ediyorlar." "Devrim Muhafızları 1990'lardan bu yana mollalara karşı siyasi nüfuzunu genişletmeye çalışıyor. Bu seçimlerde, Devrim Muhafızları içindeki, Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad'a yakın radikal unsurların galip gelmesi, Amerika Birleşik Devletleri ile olası bir yakınlaşmayı en azından dört yıllığına erteleyecektir. Tabii ülke içindeki özgürleşme umutlarını da." "Ancak 8 daha pragmatik isimlerin galibiyeti, Batı ile ilişkilerin ve içerideki baskının yumuşaması sonucunu doğurabilir." Independent'ın manşeti: "İngiltere Savunma Bakanlığı, okullara propaganda sokmakla suçlanıyor. Öğretmenlerden Irak konusunda tarihin yeniden yazılması isteniyor." Manşeti şu satırlar takip ediyor: "İngiltere'nin en büyük öğretmen sendikası Savunma Bakanlığı'nı, öğrencilere Irak savaşını anlatmayı hedefleyen bir planla ilgili olarak yasaları çiğnemekle suçlandı. Ulusal Öğretmenler Sendikası'na göre bakanlığın planı, tüm siyasi konuların dengeli bir biçimde ele alınmasını öngören Eğitim Yasası'na aykırı." "Öğretmenler, okullarda okutulması istenen dersin propaganda amaçlı olduğunu ve savaşta yaşanan sivil kayıplardan hiç söz edilmediğini savunuyor." "Bakanlık tarafından hazırlanan bir metinde, Irak'ın yeniden imarı başlığı altında, ülkede beş bin okul ve 20 hastane inşa edildiği aktarılıyor, ancak sivil kayıplara hiç değinilmiyor." "Bir başka bölümde ise, Saddam Hüseyin'in devrilmesi için Irak'ın işgalinin ne kadar gerekli olduğu anlatılıyor, ancak yine, işgalin Birleşmiş Milletler desteğinden mahrum olarak gerçekleştirildiğinden bahsedilmiyor." Brüksel'de dün toplanan Avrupa Birliği liderlerinin gündeminde ağırlığı iklim değişikliği ile mücadele oluşturuyor. Liderlerin bugün, sera etkisi yaratan gazların azaltılması için bağlayıcı hedefler belirlemesi bekleniyor. Independent başyazısında, Avrupa Birliği'ni cesaretinden dolayı kutluyor. Yazıda dikkat çeken satırlar şöyle: "Avrupa Birliği'nin iklim değişikliği konusunda üstlendiği önderlik, sorunu doğru küresel çerçevede değerlendirdiğini gösteriyor." "Liderlerin önüne, Avrupa Birliği dış politika sorumlusu Javier Solana tarafından son derece karamsar bir rapor kondu. Raporda, iklim değişikliğinin yer küre için olası etkileri sıralanıyor. En kaygı verici olasılıklardan biri de, Afrika ve Orta Doğu'da tarımın iklim değişikliği nedeniyle gerilemesiyle, bu bölgelerden yüzbinlerce mültecinin Avrupa'nın yolunu tutacak olması." "Avrupa Birliği'nin bu kadar ciddi bir adım atmaya hazır hale gelmesinden, İngiltere'de milletvekillerimiz ders çıkarmalı. Zira liderlerin önündeki, iklim değişikliği, enerji pazarlarının serbestleştirilmesi, mali düzenlemeler gibi konular, bir ülkenin tek başına çözebileceği sorunlar değil. Avrupa Konseyi gibi kurumlar tam da bu tür görevler için oradalar." Konu Independent gibi Guardian'ın da gündeminde, ancak farklı bir boyutuyla. Guardian manşetten verdiği haberinde, eski İngiltere Başbakanı Tony Blair'in, iklim değişikliği konusunda, Amerika Birleşik Devletleri ve Çin'in de desteğini alacak küresel bir anlaşmayı hedefleyen yeni bir girişim başlatacağını aktarıyor. Dikkat çeken satırlar şöyle: "Eski Başbakan, karbon gazı salımlarını 2050 yılına kadar yüzde 50 oranında azaltmayı hedefleyen bir anlaşma taslağı hazırlanmasına yardımcı olabileceğini, bunun için Amerika Birleşik Devletleri, Birleşmiş Milletler ve Avrupa'nın desteğini alabileceğini savunuyor." "Tony Blair Guardian'a, geçen yaz görevi bıraktığından bu yana, bir grup iklim değişikliği uzmanı ile birlikte bu konu üzerinde çalıştığını, bu yaz G8 liderlerine, geldiği nokta ile ilgili bir rapor sunmaya hazırlandığını söyledi." "Bunun öncesinde Çin ve Hindistan'a giderek, oradaki hükümetleri bu konuda ikna etmeyi de planlıyor." 9