KELiMELERİNİN Mı\Nı\LL\RI

advertisement
İMAM VE ÜMMei'
KELiMELERİNİN Mı\Nı\LL\RI
Km·ANDA
Prof. Dr. Veli ULUTÜRK
Sakarya Üniv. ilahiyat Fak. Tefsir Anabilim Dalı Başkanı
K
nin
ökii bir olan bu iki kelime anlam bakımından da birbirleriyle yakınlık arzeder.
bu
mak~ilemizde
öncelikle Kur'an, lugat ve Lefsirlerin
manalarını araştırıp inceleyeceğiz.
ışığında
bu iki kelime-
Bu kelimelerin kökii olan EMM maddesinin
en önemli bir manası, bir cihete yönelip gitmek ve bir
topluluğun
öniine geçmek de-
mektir. Araştırmamızda önce İmam kelimesini ele alacağız.
A- İMAM KELiMESİNİN MANALARI
1. Önder, Rehber, Lider Manası:
Yukarıda ifade ettiğimiz kök manasıyla ilgili olarak İmam kelimesi de bir topluluğun, haklı
olsun. haksız yere olsun, kendisine yönelip ikticia ettikleri, etrafına
toplanıp kendisine uydukları kimse demektir. O ı Bu manada İmam, önder, rehber, li-
(!)
er-Rilğıb ei-İsfahfini, ei-Mufredat fi Garibi'I-Kur'an, s. 24. Dilru'I-Ma'rife. Beyrüt-Liibnfin. ıs.
41
DIYANET ILMI DERGI • ClLT: 33 • SAYI: 3 • TEMMUZ-AGUSTOS-EYLÜL 1997
der, halife ve ordu kumandanı gibi manalara gelmektedirP> Çoğulu Eimme'dir.
önder. öncü. rehber, lider manası İmam kelimesinin ençok bilinen manası olunca,
bu anlamda ilk akla gelenler hak yolun öncü ve rehberleridir.<3> Şüphesiz bu öncülerin başında peygamberler gelir. Bu manaya şu ayetler şahitlik etmektedir:
"Bir zamanlar Rabbi İbrahim 'i bir takım kelimelerle imtihan etmiş, onları tanı
olarak yerine getirince: Ben seni insanlara imam (önder) yapacağını, demişti ( ... )"
(Bakara, 2/124). "Onları (İbrahim, İshak ve Yfıkub 'u) emrimiz uyarınca doğru yolu
gösteren önderler (eimme) yaptık ve kendilerine hayırlı işler işlemeyi, namaz kıl­
nıayı, zekat vermeyi vahyettik. Onlar daima bize ibadet eden kimselerdi" (Enbiya,
21/73). "Biz ise o yerde ezilenlere lütfetmek, onları önderler (eimme) yapmak ve
varis kılmak istiyorduk" (Kasas, 28/5). "Sabrcttikleri ve ayetlerimizc kesinlikle
inandıkları zaman, onların içinden (İsrailoğulları) emrimizle doğru yola ileten önderler (ciınmc) tayin etti" (Sccde, 32/24).
"Her insan topluluğunu önderleri (imanı) ilc birlikte çağıracağınıız gün kimlerin anıel defteri sağından verilirse, onlar en küçük bir haksızlığa uğramamış olarak
am el defterlerini ok uyacaklar" (İs ra, I 7/71 ).
Peygamberler nıahşere ümmetierinin başında hesab için gelecekler ve aynı zamanda ümmetierine şahitlik edecekler. Hem ümmetieri hem kendileri sorgulanacaklar. "Her ünımetten bir şahit getirdiğimiz ve seni de onlara şahit olarak getirdiğimiz zaman halleri nice olacak?" (N isa, 5/41 ).
İnsanlara kötülük ve şerde öncülük ve rehberlik edenler de Kur'an'da aynı ke-
lime ilc yer almaktadır : "Eğer antlaşmalarından sonra yeminlerini bozarlar ve dininize saldırırlarsa, küfrün önderleriyle (einıme) savaşın. Çünkü onlar yeminleri olmayan adamlardır. Umulur ki vazgeçerler" (Tevbe, 9/12). Bu ayete sebeb-i nüzfil
teşkil eden kişiler, EbG Cehil, Utbe, Seybe, Unıeyye bin Halef vb. küfrün önderleri olan Mekke müşrikleri ise de ayetin manası umilmldir. Hem onlara hem daha sonra gelecek İslam düşmanlarının önde gelenlerine şamildir.<4> Şu ayet-i kerlme de
İmam kelimesinin kötUiükte önder ve rehber anlamına geldiğini ifade eden bir örnektir: "Onları (Firavun ve adamlarını) ateşe (cehenneme) çağıran öncüler (eimme)
(2) ibn Manzur, Lisanu'I"Arab, Emın md., XII, 24-25, Diiru Sadr, Beyrut, 1410/1990.
(3) Bu manada ayrıca bkz: Furkan, 25n4.
(4) ibn Keslr, Tefsiru'l-Kur'ani'l-Azim, ll, 339, Daru'I-Ma"rife, Beyrut, 1388/1969.
42
VELI ULUTÜRK • KUR'AN'DA IMAM VE ÜMMET KEUMELERININ MANALARI
kıldı k. Kıyamet
güni.i onlar yardım görmeyeceklcrdir" (Kas as, 2R/41 ). Bu ayetteki
zamirin merciinin Firavun ve adamları olduğu önceki ve sonraki ayetterin sarahatİnden anlaşılmaktadır.<5)
2. İmam Kelimesi Kitab Anlamına Gelir
İmam. kitab manasma da gelmektedir.<6l Çünkü kitfıb da insanlara önderlik eder
ve onlara yol gösterir. İşte ayetler: "Ondan (Kur'an'dan)m önce de bir rehber
(imam) ve rahmet olarak Musa'nın kitabı vardır( ... )" (Ahkil.f, 46/12). İmam kelimesi aynı şekilde şu ayet-i kerlmede İmam manasında geçer: "( ... )ayrıca kendisinden önce bir önder ve bir rahmet olarak Musa'nın kitabı bulunan kimse (inkarcılar
gibi) midir?" (Hud, 11/7). Hattil yukarıda geçen İsril, 71. ayet-i kerimesindeki İmam
kelimesinin bir ikinci tefsiri dekitab olarak yapılmıştır. "Biz her insan topluluğunu
önderleri (imamları) ilc çağıracağımiZ gün (... ).'' Bu görüşte olanlar ayetin devamında gelen "( ... ) kimin kitabı sağından verilirse .. .'' kısmını delil göstermektedirler.<8l Doğrusu buradaki İmam kelimesinin "ki tab" manası konuya da uygundur. Şu
ayet-i kerlmede ise İmam'ın kitab milnilsına geldiği çok açıktır: "( ... )Biz her şeyi
apaçık bir imam'da (kitabda) sayıp yazmışızdır'' (Ya sin, 36/12). Bu ayet-i kerimedeki İmam kelimesinin Levh-i Mahffiz anlamında kitap manasma geldiğinde aşağı
yukarı ittifak vardır.<9l Levh-i mahffiz'a İmam denmesi, bütün kitapların aslı ve büti.in kitapların kendisine uyduğu kitap olmasındandır.
3. İmam Yol Anlamına Gelir
İmam kelimesi Kur'an-ı Kerim 'de şu ayet-i kerlınede yol manasma gelmekte-
dir: "Biz onlardan da intikam
aldık
o ikisi de (Medyen ve Eyke)
açık
bir (imam)
(5)
Beydiivi. Envaru't-Tenzil \'C Esraru't-Te'\'il, ı. 407. Aynı yerde Celiileyn sayfa altında, ayrıca
bkz. Celiileyn, Il, 194, Halebi, 2. Baskı, Mısır, 1388/1968.
(6) er-Riigıb., s. 24.
(7) Beydiivi, Celiileyn, Il. 386; Nesefi, Medariku't-Tenzil ve Hakaiku't-Te'vil, III, 142. Kahraman
yayınları. istanbul. 19R4.
(8) Muhammed Ali es-Siibfini, Safvetü't-Tef:isir, Il, 170. Diiru'I-Kur'fini'I-Kerim, 5. Baskı, Studgard,
1402/19R 1.
(9)
Beydiivi, Celaleyn, II, 277; Nesefi, IV, 4: ibn Kesir. lll. 566; Razi, Tefsir-i Kebir, XXVI. 50, Mısır,
1357/193R; Alfisi, Rfihu'I-Me'iini, XXII. 219. Diiru itıyiii't-Türasi'I-Ambi, 4. Baskı; Beyrfit,
1405/1985; Elmaith M. Harndi Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, VI, 4012,2. ba~kı, isı. 1960.
43
DiYANET ILMI DERGI • ClLT: 33 • SAYI: 3 • TEMMUZ-AGUSTOS-EYLÜL 1997
üzerindedir'' (Hi cr, 15/79). Çünkü yol da kendisine uyulan bir vfisıtadır.< 10) Şuayb
(as)ın gönderildiği
Mcden ve Eyke ahalisi peygamberlerini tekzib ettiler. Onlar eksik ölçer, yanit~ tartar, insanların haklarını yer ikiz topluluk idiler. Cenab-ı Hak onları bu yüzde.n helilk etmi~tir. Ayetteki tesniye zamirinin bu iki kavme veya Eykelilcr ile Lut kavmine rfıci olduğu ~eklinde tefsirlcr vardır. Çünkü Arabistan'ın kuzeyinde ve Lut gölü civarında bu kavimlerin harfibeleri vardır. Arap ticaret kervanları Şam cihetine gittiklerinde onların yol güzergfıhı buralara uğrarclı. Bu kalıntılar,
yol üzerinde. göz önündedirler.<ll> Yola imam denilmesi de yine kök manasıyla ilgili olarak, kendisine yönelinip tabi olunduğu içindir.
B- ÜMMET KELiMESİNİN MANALARI
Bir imaının (önderin), bir dinin, bir zaman veya mekanın istekli veya isteksiz etrafında topladıkları topluluklara üınmet denir.< 12) Çoğul u üınem gelir. Önderler,
peygamberler gibi gerçekten tabi olunması gereken örnek şahsiyetler olduğu gibi, ki çoğunlukla bu ınanfıdadır- küfürde, kötülükte. fesatta topluluklarına liderlik eden
şerli kimseler de olabilirler. Bunların Firavun gibi örnekleri bundan önceki kısım­
da geçmişti. Şimdi Kur'an'da ümmetin en çok kullanıldığı manfılardan başlamak
üzere hangi muhteviilarda geçtiğine bakalım.
ı. Ümmet Büyük Topluluk Manasındadır
Ümmet kelimesinin farklı da olsa ortak manası çoğunlukla "topluluk" manası­
dır. Cenab-ı Hak şöyle buyuruyor: "Yerde yürüyen hiç bir hayvan ve iki kanadıyla
uçan hiç bir kuş hariç olmamak üzere hepsi sizin gibi ümmetlerdir. Biz o kİtabela
hiç bir ~eyi eksik bırakmadık. Nihayet (hepsi de) Rab'lerine toplanıp getirilirler"
(En 'am, 6/38). Bu ayet-i kerime diğer canlıların da insanlar gibi cins cins. sınıf sı­
nıf topluluklar (üınem) halinde yaratıldığını iffide eder.< 13)
( 10) Neseti, III. 277: İbn Manzur, XII. 26.
(Il) Taberi, Ciil!li'u'I-Beyiin an Te'vili'I-Kur'iin, XIV. 49. Dilru'l-Fikr.
556; Rfızi, XIX. 204: Elnıalılı, V. 307.
(12) Rilğıb, s. 23.
(13) Zenıahşeri. Keşşiif, II. 21. Ayrıca bkz. En'ilııı, 6/42: A'rfır. 7/38.
44
Beyruı. 1408/198X; İbn
Kesir.II.
VELI ULUTÜRK • KUR'AN'DA IMAM VE ÜMMET KEUMELERININ MANALARI
ise, bir peygamberin eırfifında toplanan onun getirdiği esasları kabul edip benimseyen topluluk manasıdır. ··insanlar bir tek ümmet idi.
Sonra Allah mi.ijdeleyici ve uyarıcı olarak peygamberleri gönderdi( ... )" (Bakara,
2/2 ı 3).< 14> "Onlar bir i.immecli gelip geçti. Onların kazandıkları kendilerinin, sizin
kazanclıklarınız sizindir. Siz onların yaptıklarından sorguya çekiımezsiniz" (Bakara. 2/134, ı41 ).
En çok
kullanılan manası
Bu şekilde her ümmete bir peygamber gönderilmi~tir. Her topluluğun bir peygamberi vardır. "Andolsun ki biz "AIIah'a kulluk edin ve Tağuttan sakının" diye
her ümmete (topluluğa) bir peygamber gönderdik. Allah onlardan bir kısmını doğ­
nı yola iletti. Onlardan bir kısmı da sapıklığı hak ettiler. Yeryüzünde gezin de görün, inkar edenlerin sonu nasıl olmuştur?" (N ahi. ı 6/36). "Hiç bir millet müstesna
olmamak üze're mutlaka içinele (azabdan) bir korkutucu (peygamber gelip) geçmiş­
tir" (Fatır. 35/24).<15)
Allah Teala Hz. Muhammed (sav)i de insanlığa son peygamber olarak göndermiştir. "(Senden önce nasıl peygamberler gönclerdiysek) öylece seni de, kendilerinden önce nice i.immetler gelip geçmiş bir iimmele -sana vahyettiğimizi onlara okumak için- gönderdik( ... )" (Ra'd, ı3/30).
Ümmetierden bir kısmı gönderilen resfıle lman etmiş, bir kısmı da peygamberlerini yalaniayarak azabı hak etmişlerdir.< 16) Her ümmetin aynı zamanda bir kitabı
ve bir şerlaLJ vardır (Hacc, 22/67; Cfısiye, 45/2X).< l7) Mahşerde her ümmet peygamberlerinden, peygamberleri de ümmetierinden sorulacak ve birbirlerine şahitlik
edeceklerdir. Muhammed ümmeti de diğer ümmellere ve peygamberlerine şahitlik
edeceklerdir.(l8) Fertlerin olduğu gibi ümmetierin de bir eceli (ömrü) vardır (A'rfif,
7/34).(19)
2. Ümmet Büyük Topluluk İçerisindeki Bir Grup Manasındadır
Ümmet kelimesi, yine topluluk manasıyla ilgili olarak, bir büyük ümmet, millet
içerisinde bir grubu, bir taifeyi, bir zümreyi iffıde eder. "Sizden (Muhammed üm-
(14) Bkz. Milide. 5/48: Yunus. 10/19: Hud, 11/18: Nahl. 16!')3: Şüra. 42/8: 43/23.
(15) Bkz. Mü'ıııinün. 23/44: Nahl. 16/63.
(16) Mü'nıin. 40/5: Fussileı. 41/25.
(17) Kasas. 28/75: Züıner, 39/68. A'raf, 7/6: Hicr. 15/96.
(18) Hacc, 22/34:
(19) Yünus. 10/49: Hicr, 15/5: Münıinün, 23/43.
45
DIYANET ILMI DERGI • ClLT: 33 • SAYI: 3 • TEMMUZ-AGUSTOS-EYLÜL 1997
metinden) hayra çağıran, iyiliği em red ip kötülükten men eden bir topluluk (ümmet)
bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir" (Al-i İ m ran, 3/1 04). "Hepsi bir değildir.
Ehl-i Kitabiçinde doğru bir grup (ümmet) vardır ki, gece saatlerinde secdeye kapanarak Allah 'ın ayetlerini okurlar" (Al-i İ m ran, 3/113). "Musa'nın kavminden gerçekten doğru yolu gösteren onunla adil davranan bir zümre (ümmet) vardır." (A'riif,
7/159). "O gün her ümmet içerisinden ayetlerimizi yalan sayanlarından bir cemaat
toplayacağız da onlar toplu olarak hesap yerine sevk edilecekler'' (Nemi, 27/83).
Görüldüğü
gibi bu ayetlerdeki ümmet kelimesi büyük ümmet, millet topluluğu
içerisinden daha küçük bir zümreyi, bir grubu, bir taifeyi, bir cemaati, bir bölüğü
ifade etmektedir.<20)
3. Ümmet Din Ve Yol Manasma Gelir
İmam kelimesinin yol manasına geldiği gibi aynı kökten olan ümmet kelimesi
de din ve yol manasına gelmektedir. Şu ayetlere bakalım: "Gerçekten şu, bir tek din
olarak sizin dininizdir (ümmet). Ben de sizin Rabbiııizim. O halde bana kulluk
edin" (Enbiya, 21/92). "Ve işte sizin bu ümmetiniz bir tek ümmettir. Ben de sizin
Rabbinizim. O halde benden korkun" (Mü 'minun. 23/52). Yani dinleri bir olan tevhld ve İslam dini olduğu için. toplulukları da bir ümmettir yani müslürnanlardır. Nitekim rnüfessirlerin çoğunluğu da bu ayetteki üınmet kelimesini din rnanasına anlamışlardır.<21) Çünkü bütün peygamberlerin getirdikleri tevhld yani tek olan Allah'a inanıp O'ndan başkasına kulluk etmeme esası tüm semavl dinlerde birdir. O
halde bütün ilahi dinler esasda bir oldukları içn, insanlığın dini birdir, denilebilir. O
da Cenab-ı l-İakk 'ın AI-i im ran su resi. 19. ayet-i kerimesinde ifade buyurduğu islam dinidir. Yani Allah katında makbul bir din vardır. o da İslam'dır. Bu dine tabi
olanlar önceden de müsli.imanlar olarak anılmışlardır. "İbrahim de bunu kendi oğul­
larına vasiyet etti. Ya'kfıb da: "Oğullarım, Allah sizin için o dini seçti. Bundan dolayı ~adece müslümanlar olarak ölünüz" dedi. (Bakara. 3/132).
Peygamberlerin şeriatlarında farklılıklar olabilirse de Allah'ın
ca ona kulluk etme esasına dayandıkları için bir hadis-i şerifde
birliği
ve
yalnız­
..:.ı~l ~. ~~~ ·'Peygamberler baba bir kardeştirh.:r" buyurulınuştur.<22) O hal-
23: İbn Manziir. XII, 24. Ayrıca bu miinfıda şu iiyetlere de bakınız: Miiide. 5/66: A'rJf. 7/38.
160. 168, 181; Kasas. 28/33.
(21) Beydilvi. Cclilleyn,ll. 81. 109; İbn Kesir, lll. 194,247: Rfızi, XXII, 219: XXII. 104-105: Nesefı, lll,
121. 122; Aliisi, XVII. 89: XVIII. 40; Elmalılı, V, 3370. 3457.
(22) Buhiiri, Enbiya, 48; Müsliın, Fezail, 143-145.
(20)
46
Rilğıb. s.
-·-:----,
VELI ULUTÜRK • KUR'AN'DA IMAM VE ÜMMET KELIMELERININ MANALARI
de peygamberlerin getirdikleri bu temel esasların bozulmadan önceki mensubu olan
insanların Aliah'ın tek dini olan İslam'ın bir ulu ümmetini teşkil eden müslümanlar olduğunu söylemek. bir gerçeği dile getirmektir. Nitekim yukarıdaki hadls-i
şerlfin bir değişik varyantında "Biz peygamberler topluluğu baba bir kadeşleriz, cilnimiz birdir" buyurulnıuştur.(23) Bu manada iimmet kelimesi yukarıdakiayet-i kerlmelerin de iffıde eLtiği gibi, Adem (as)dan Hz. Muhammed (sav)e kadar gelmiş
geçmiş peygamberlerin dinlerini ve mü'minlerini içine alacak ma'şerl bir şümulü
ifade eder. Şu halde doğru bir din ve ümmet vardır. O da İslam dini ve müslümanlardır. Tevhld ve tek Allah'a kulluk esası tahrif edilmiş dinler doğru ve makbat olmadıkları için gerçek din adına layık olamamışlardır. Allah katında gerçek din olan
İsHl.m'ın son peygamberi, her şeyi aslına, esasına ve fıtrata uygun şekilde kemaline
erdiren kilinatın efendisi Hz. Muhammed (s.a.v.)dir. O'na inanmayan mü'min ve
müslüman olamaz ve İslam ümmetine dahil olamaz.
Ümmet kelimesinin din ve yol manasıyla ilgili olarak bir de şu ayetlere bakalım: "Hayır! Sadece, atalarımızı bir din (bir yol. i.immet) üzerine bulduk, biz de onların izinden gidiyoruz'' derler. Senden önce de herhangi bir memlekete (fena akı­
betten) uyarıçı (bir peygamber) göndermişsek, mutlaka oranın refah erbabı da böylece "Atalarımızı bir ümmet (bir din, bir yol) üzerinde bulduk. Biz de onların izlerine uyanlarız" demişlerdir (Zuhruf, 43/22-23).
Ayet-i kerimelerdeki ümmet kelimesini müfessirlerimizin çoğunluğu din milnasına almışlardır.(24) Yani müşrikler, atalarının üzerinde buldukları dinlerini izliyor
ve doğru olup olmadığına bakmadan onların gittikleri bu yolu takip ediyorlardı. Burada ümmet kelimesi onların manevi hayatlarında takip ettikleri yol yani din manilsına gelmektedir ki iki milnil da birbirine yakın ve uygundur. Nitekim ümmet kelimesinin yol manası da vardır.<25) Zemahşerl (538/1 143) kesre ile immet şeklinde
olursa hal manasma geldiğini söyler.<26) Beydavl (685/1286) de bunu nakleder.<27)
4. Ümmet Kelimesi Benzersiz İnsan Manasma Gelir
"İbrahim, gerçekten, Alah'a itaat eden, tevhld ehli (başlı başına) bir üınmet idi.
(23) İbn Kesir. ıiı. 194: Nesef1. lll, XR, 121-122: A1üsi. xvııı. 40.
(24) Ce1illeyn, ll. 365: Zeımılışeri, IV, 245: İbn Kesir. IV. 126. Nesef1. IV. 116, Razi. XXVII, 206; Aliisi,
XXV, 73.
(25) İbn Manzür. Lisan, XII, 24.
(26) Keşşiif, IV, 245. Ayrıca bkz. İbn Manzür, XII, 27.
(27) Envaru't-Tenzil, II. 365.
47
DIYANET ILMI DERGI • ClLT: 33 • SAYI: 3 • TEMMUZ-AGUSTOS-EYLÜL 1997
O hiç bir zaman müşriklcrden olmamıştır" (Nahl. 16/20). Bu ayette İbrahim (as) ın
benzersiz bir insan olmakla tek başına bir ümmel olduğu ifade edilmiştir. Allah'a
kullukla o. tck başına bir ümmel yerini tutar, demektir. Nitekim tek başına bir din
ile yaşayan kimse ınanasma heninerden Zeyd bin Amr bin Nufeyl, Kuss bin Salele
bir ümınet gibi yaşamışlardır. Tek başlarına bir üınmeı olarak haşrolacakları haber
verilmiştir.<28> İbrahim (as) da bir çok şahıscia bulunabilecek pek çok fazlleıleri
kendisinde t<?pladığı için müşriklerin delillerini çürüterek tahkik ehlinin örneği ve
tevhid ehlinin başı olmuştur.<29) Öte yandan bu ifade kendisine lman edenlerin azlığını da lma edebilir. Burada ümmetin kendisine uyulan İmam şeklinde Izahı da yapılmıştır. İbn Mes'ud (ra), Muaz (ra) için ~·Muaz da itaatkar bir üınmet idi (üınınet­
ten kaniten)'' övgüsünü kullanmış ve i.iınmel kelimesinin insanlara hayır
kaniten'in de Allah'a itaat eden kimse anlamına geldiğini söyleıniştir.<30)
öğreten,
5. Ümet Kelimesi Müddet Manasma Gelir
Şu
iki ayet-i kerlmede de ümmet kelimesi zamandan bir müddet manasma gelmektedir: "Andolsun ki biz onlardan azabı sayılı bir müddel (ümmel) kadar geciktirsek, mutlaka "Onun gelmesini alıkoyan (sebep) de ne?" derler( ... ) (Hud, 11/8).
"(Zindandaki) iki arkadaştan kurtulanı nice zaman sonra (Yusufu) hatırladı da dedi
ki: "Ben size onun yorumunu haber vereyim. Beni hemen (zindana) gönderin" (Yusuf, 12/45).<31)
Görüldüğü gbi İmanı ve Ümmet kelimeleri aynı kökten olmakla Kur-an'da yakın manalanı"geldiği
gibi farklı manalar da arzeımektedir. Bunlar dışmda bukelimelerin lugatlerde Kur'ancia geçmediği için biz de onlardan söz etmeyip Kur'anda geçen manalarıyla yetinclik.
(28) Rağıb, s. 23; İbn Manzür, XII. 27; Riizi, XX, 134.
(29) Beydfıvi, Il, 573; Zemahşeri, Il, 642-643.
(30) Taberi, XIV. 148; İbn Kcsir. ll. 590; Celiilcyn, ll, 573; Nescfi. II. 303-304;
Sfıbuni, 11. 148.
(31) Taberi, XII, 6, 227; Nescti, ll, 181, 224: Alüsi, XII, 14. 253.
48
Aıusi, XIV,
249-250;
Download