DOLAŞIM SİSTEMİ

advertisement
DOLAŞIM SİSTEMİ :
Canlılar yaşamsal faaliyetlerini sürdürebilmek için enerjiye ihtiyaç duyarlar. İhtiyaç duyulan bu enerji
besinlerden sağlanır. Canlıların hücrelerinde enerjinin üretilebilmesi için gerekli olan besin ve
oksijenin hücrelere taşınması gerekir. Ayrıca hücrelerde yaşamsal faaliyetler sonucu oluşan
karbondioksit gazı ile zararlı atık maddelerin de boşaltım sistemi organlarına getirilerek vücut dışına
atılması gerekir.
Hücreler için gerekli olan besin ve oksijenin hücrelere taşınmasını, hücrelerde yaşamsal faaliyetler
sonucu oluşan karbondioksit gazı ile zararlı atık maddelerin boşaltım organlarına (akciğerlere ve
böbreklere) iletilmesini sağlayan sisteme dolaşım sistemi (kalp – damar sistemi) denir.
(Hücrelerde yaşamsal faaliyetler için gerekli olan ve sindirim sisteminden kana geçen besinler ile
solunum sistemi ile akciğerlerden kana geçen oksijen gazını hücrelere taşıyan, hücrelerde yaşamsal
faaliyetler sonucu oluşan karbondioksit gazını akciğerlere, zararlı ve atık maddeleri böbreklere
(boşaltım sistemi organına) götüren sisteme dolaşım sistemi denir).
Dolaşım sistemi kalp, damarlar ve kandan oluşur. Kalp ve damarlara dolaşım sistemi organları denir.
1- KALP (YÜREK) :
Kalp, göğüs boşluğunda, diyaframın üstünde ve iki akciğer arasında, göğüs kemiğinin arkasında, sivri
ucu sola yatık durumda, koni şeklinde ve herkesin yumruğu büyüklüğündeki organdır. (Yetişkin
kadınlarda 230 – 280 gr, yetişkin erkeklere 280 – 340 gr arasındadır).
a) Kalbin Görevi :
Kalp, kasılıp gevşeyerek kanın damarlar içinde bütün vücudu dolaşmasını sağlar. Kalp, vücutta pompa
görevini görür. Kanı vücuda pompalar ve tekrar toplar.
b) Kalbin Yapısı :
• Kalp, çizgili kaslardan yapılmıştır fakat isteğimiz dışında çalışır.
• Kalp, üstte iki kulakçık, altta iki karıncık olmak üzere toplam 4 odacıktan oluşur.
• Kulakçıkların arasında ince, karıncıkların arasında kalın kas tabakası bulunur. (Bu nedenle
karıncıklar, kulakçıklardan daha güçlü kasılırlar ve gevşerler).
• Karıncıklar kulakçıklara göre daha geniştir.
• Kulakçıklar ve karıncıklar arasında, kulakçıklardan karıncıklara kan geçişini sağlayan kapakçıklar
bulunur. Kapakçıklar, kulakçıklar kasıldığında kanın karıncıklara inmesini sağlar, karıncıklar
kasıldığında kanın karıncıklardan kulakçıklara dönmesini engeller. (Sağ kulakçık ile karıncık arasında
üç parçalı, sol kulakçık ile karıncık arasında iki parçalı kapakçık bulunur).
• Kalbin sağı ve solu kaslardan yapılan duvar ile ikiye ayrılmıştır.
• Kalbin sol tarafında temiz kan, sağ tarafında kirli kan bulunur.
• Kalbe kan getiren damarlar kulakçıklara bağlıdır. Bu nedenle kalbe gelen kan kulakçıklarda toplanır.
• Kalpteki kan, karıncıklardan pompalanır, gönderilir.
• Kalbin üzerini örten kalın, esnek ve dayanıklı olan zara kalp zarı (periton) denir. Bu zar ile kalp
arasında kaygan bir sıvı bulunur. Bu sıvı kalbin rahat çalışmasına yardım eder.
• Besin ve oksijen yönünde zengin olan açık renkli kana temiz kan denir.
• Besin ve oksijen yönünde fakir olan koyu renkli kana kirli kan denir.
NOT :
1- Canlılar, iskelet sisteminin bulunup bulunmamasına göre omurgalı ve omurgasız
hayvanlar olarak iki grupta incelenir.
Omurgasızların çoğunda dolaşım sisteminde açık dolaşım görülür. Açık dolaşımda kılcal damarlar
bulunmaz. Kan, atardamarlardan doku boşluklarına bırakılır ve buradan toplardamarlara geçer.
Omurgalılarda, dolaşım sisteminde kapalı dolaşım görülür ve kılcal damarlar bulunur. Kapalı
dolaşımda kan doku boşluklarında atardamarlardan kılcal damarlara, kılcal damarlardan da
toplardamarlara geçer. Kapalı dolaşımda kan sadece damarlar içinde dolaşır.
1- Balıklar :
• Kalpleri iki odacıklıdır. (1 karıncık, 1 kulakçık).
• Kirli kan solungaçlarda temizlenir.
• Temiz kan kalbe uğramadığı için kalpte yalnızca kirli kan bulunur.
• Vücutta temiz kan dolaşır ve küçük kan dolaşımı görülmez.
2- Kurbağalar :
• Kalpleri üç odacıklıdır. (1 karıncık, 2 kulakçık).
• Kirli kan akciğerlerde temizlenir.
• Kalpte temiz ve kirli kan birbirine karışır.
• Vücutta temiz ve kirli kan (karışık kan) birlikte dolaşır.
3- Sürüngenler :
• Kalpleri üç odacıklıdır. (1 karıncık, 2 kulakçık). (Karıncıkta yarım perde bulunur).
• Kirli kan akciğerlerde temizlenir.
• Kalpte temiz ve kirli kan birbirine karışır.
• Vücutta temiz ve kirli kan (karışık kan) birlikte dolaşır.
• Timsahlarda kal dört odacıklıdır. Karıncıkta tam perde bulunur. Kalpte kirli ve temiz kan karışmaz.
Kan kalpten çıktıktan sonra panizza kanalında karışır. Vücudu temiz ve kirli kan birlikte dolaşır.
4- Kuşlar :
• Kalpleri dört odacıklıdır. (2 karıncık, 2 kulakçık).
• Kirli kan akciğerlerde temizlenir.
• Kalpte temiz ve kirli kan birbirine karışmaz.
• Vücutta temiz kan dolaşır.
5- Memeliler :
• Kalpleri dört odacıklıdır. (2 karıncık, 2 kulakçık).
• Kirli kan akciğerlerde temizlenir.
• Kalpte temiz ve kirli kan birbirine karışmaz.
• Vücutta temiz kan dolaşır.
c) Kalbin Çalışması :
Kalp, çizgili kaslardan yapılmıştır fakat isteğimiz dışında çalışır. Kalp, kasılıp gevşeyerek vücuttaki kanı
toplar ve tekrar vücuda pompalar.
Kalp çalışırken kulakçıklar ve karıncıklar sırayla kasılıp gevşerler. Kulakçıklar kasılırken karıncıklar
gevşer, kulakçıklar gevşerken de karıncıklar kasılır. Kasılma anında odacıklardan kan gönderilir,
gevşeme anında odacıklara kan dolar.
1- Kulakçıklar Gevşer, Karıncıklar Kasılır :
• Kulakçıklar Gevşerken :
• Vücuttaki hücrelerde kirlenen kan, alt ve üst ana toplardamarları ile sağ kulakçığa gelir.
• Akciğerlerde temizlenen kan, akciğer toplardamarı ile sol kulakçığa gelir.
• Karıncıklar Kasılırken :
• Kapakçıklar kapanır.
• Sağ karıncıktaki kirli kan, temizlenmesi için akciğer atardamarı ile akciğerlere gönderilir.
• Sol karıncıktaki temiz kan, aort atardamarı ile vücuttaki hücrelere pompalanır.
2- Kulakçıklar Kasılır, Karıncıklar Gevşer :
• Kulakçıklar Kasılırken :
• Kapakçıklar açılır.
• Sağ kulakçıktaki kirli kan, kapakçıklardan geçerek sağ karıncığa gelir.
• Sol kulakçıktaki temiz kan, kapakçıklardan geçerek sol karıncığa gelir.
• Karıncıklar Gevşerken :
• Sağ karıncık, sağ kulakçıktan gelen kirli kanı depolar.
• Sol karıncık, sol kulakçıktan gelen temiz kanı depolar.
d) Kanın Vücutta İzlediği Yol :
• Vücuttaki hücrelerde kirlenen kan, alt ve üst ana toplardamarları ile sağ kulakçığa gelir.
• Sağ kulakçıkta depolanan kirli kan, kapakçıklardan geçerek sağ karıncığa gelir.
• Sağ karıncıktaki kirli kan temizlenmesi için akciğer atardamarı ile akciğerlere iletilir (pompalanır).
• Akciğerlerde temizlenen kan, akciğer toplardamarı ile sol kulakçığa gelir.
• Sol kulakçıkta depolanan temiz kan, kapakçıklardan geçerek sol karıncığa gelir.
• Sol karıncıktaki temiz kan, aort atardamarı ile vücuttaki bütün hücrelere pompalanır.
2- KAN DAMARLARI :
Kanın vücutta taşınmasını sağlayan boru şeklindeki yapılara kan damarı denir. Kan damarları vücudu
bir ağ gibi sararak temiz kanın vücuttaki bütün hücrelere iletilmesini ve hücrelerde kirlenen kanın
tekrar toplanmasını sağlar.
Kan damarları farklı kalınlıktadır ve yapı ve görevlerine göre atardamarlar, toplardamarlar ve kılcal
damarlar olmak üzere üç çeşittir.
a) Atardamarlar :
• Kalbin karıncıklarından çıkarlar.
• Kalpten vücuda yani organlara kan taşırlar.
• Genellikle temiz kan taşırlar. Sadece akciğer atardamarı kirli kan taşır.
• Kalbin sol karıncığından çıkan, temiz kanı vücuda taşıyan en büyük atardamar aort atardamarıdır.
• Kalbin sağ karıncığından çıkan ve kirli kanı akciğerlere taşıyan atardamar akciğer atardamarıdır.
• Atardamarların karıncıklardan çıktığı yerlerde, kalpten gönderilen kanın tekrar kalbe geri dönmesini
önleyen yarım ay kapakçıkları bulunur.
• Kan akış hızının en fazla olduğu damarlardır.
• Atardamarlardaki kan, hem karıncıkların kasılmasıyla ortaya çıkan basınç etkisi hem de kendisinin
kasılıp gevşemesi sayesinde taşınır. (Duvarlarında esnek teller = lifler bulunur. Bu lifler kasılıp
gevşeyince damar kasılıp gevşemiş olur.)
• Atardamarların içi düzdür.
b) Toplardamarlar :
• Kalbin kulakçıklarına gelirler.
• Vücuttaki yani organlardaki kanı kalbe getirirler.
• Genellikle kirli kan taşırlar. Sadece akciğer toplardamarı temiz kan taşır.
• Kalbin sağ kulakçığına gelen ve vücutta kirlenen kanı kalbe taşıyan toplardamarlar alt ve üst ana
toplardamarlarıdır. (4 tane).
• Kalbin sol kulakçığına gelen akciğerlerde temizlenen kanı kalbe taşıyan toplardamar akciğer
toplardamarıdır.
• Toplardamarların içinde sadece kalp yönünde açılan kapakçıklar bulunur. Bu kapakçıklar, kanın
sadece kalbe doğru akmasını sağlar, ters yöndeki hareketi önler.
• Kan akış hızı atardamarlara göre daha azdır.
• Toplardamarlardaki kan, hem kalbin emme kuvveti (kulakçıkların gevşemesiyle ortaya çıkan emme
kuvveti) hem de kendisinin kasılıp gevşemesi sayesinde taşınır. (Duvarlarında esnek teller = lifler
bulunur. Bu lifler kasılıp gevşeyince damar kasılıp gevşemiş olur).
• Toplardamarlar, atardamarlardan daha geniştir ve daha fazla kan taşır.
c) Kılcal Damarlar :
• Atardamarlarla toplardamarları birbirine bağlayan ve vücuttaki hücrelerin arasını ağ gibi saran (tek
sıralı epitel hücrelerden oluşan) damarlardır.
• Atardamarlardan aldığı temiz kandaki besin ve oksijeni hücrelere (difüzyon ile dokulardaki ara
maddeye) verir.
• Hücrelerde oluşan karbondioksit gazı ile zararlı ve atık maddeleri (difüzyon ile dokulardaki ara
maddeden) alarak toplardamarlara verir.
• En ince damarlardır.
• Kan akış hızı en az olan damarlardır. (Kan akış hızı yavaş olduğu için madde alışverişi kolay olur).
• Kan ile hücreler arasında madde alışverişini sağlar.
3- KAN :
Sindirim sisteminde parçalanan besinleri yani sindirilmiş besinleri ve akciğerler sayesinde havadan
alınan oksijeni hücrelere taşıyan, hücrelerde oluşan karbondioksit gazını akciğerlere, zararlı atık
maddeleri böbreklere getiren ve damarların içinde dolaşan kırmızı renkli sıvıya kan denir.
Kan, kan hücreleri ve kan plazmasından (serumundan = ara maddeden) oluşur. Kan hücreleri, kan
plazması içinde yüzerek bütün vücudu dolaşırlar.
a) Kanın Görevleri :
1- Vücut ısısını ayarlar, düzenler.
2- Vücudu mikroplara karşı korur.
3- Dışarıdan alınan besin ve oksijeni hücrelere taşır.
4- Hücrelerde oluşan karbondioksit gazını akciğerlere, zararlı atık maddeleri böbreklere getirir.
5- Hormonları ilgili organlara taşır.
b) Kan Plazması (Serumu) :
Kanın sıvı kısmına kan plazması (serumu) denir. Kan plazmasında büyük oranda su (% 90) ile birlikte
madensel tuzlar, vitaminler, hormonlar, antikorlar, kan proteinleri ve sindirilmiş besinler bulunur.
Kan plazması, sindirilmiş besinleri hücrelere taşır, hücrelere oluşan zararlı ve atık maddeleri
böbreklere iletir.
c) Kan Hücreleri :
Kanda, yapı ve görevlerine göre alyuvarlar, akyuvarlar ve kan pulcukları olmak üzere üç çeşit kan
hücresi bulunur.
1- Alyuvarlar (Eritrositler) :
Kanda en fazla bulunan kırmızı renkli kan hücrelerine alyuvarlar denir. (1 mm3 kanda 5 milyon tane
bulunur). Alyuvarların kırmızı rengini yapısındaki hemoglobin maddesi verir.
• Alyuvarlar, dışarıdan alınan oksijen gazını hücrelere, hücrelerde oluşan karbondioksit gazını
akciğerlere taşır. (Oksijen ve karbondioksiti hemoglobin taşır).
• Alyuvarlar, kemiklerdeki kırmızı kemik iliğinde üretilir.
• Alyuvarların ömürleri kısadır (120 gün yaşarlar). Yaşlı alyuvarlar, karaciğer ve dalakta yok edilir.
• Alyuvarlarda başlangıçta çekirdek bulunur, hücre olgunlaşınca çekirdek kaybolur. (Çekirdek, hücre
oksijeninin çoğunu kullandığı için çekirdeksizdir).
• Alyuvarlar, memeli hayvanlarda çekirdeksiz, diğer omurgalı hayvanlarda çekirdeklidir.
2- Akyuvarlar (Lökositler) :
Kanda en az sayıda bulunan, en büyük ve beyaz renkli kan hücrelerine akyuvarlar denir. (1 mm3
kanda 7 bin tane bulunur).
• Akyuvarlar, vücudu mikroplara karşı korurlar. Akyuvarlar vücuda giren mikroplara karşı antikor,
toksinlere karşı antitoksin salgılarını üreterek ya da mikropların etrafını uzantıları ile sararak onları
içine alıp parçalayarak savaşır. (Fagositoz yolu ile).
• Akyuvarlar, kemiklerdeki sarı kemik iliğinde ve lenf düğümlerinde üretilir.
• Alyuvarların ömürleri kısadır (2 – 3saat ile 1 – 2 hafta yaşarlar).
• Akyuvarlarda lizozom diğer hücrelerden daha fazla bulunur.
• Alyuvarlar, bütün canlı hücrelerinde çekirdeklidir.
• Mikrobik hastalıklarda sayıları artar (Normalde 1 mm3 kanda 7 bin iken mikrobik hastalıklarda
sayıları 10 – 12 bine çıkar).
3- Kan Pulcukları (Trombositler) :
Kandaki en küçük ve renksiz kan hücrelerine kan pulcukları denir. (1 mm3 kanda 300 – 400 bin tane
bulunur). (Gerçek kan hücreleri değillerdir).
• Kan pulcukları, kanın pıhtılaşmasını sağlar, pıhtılaşma için gerekli olan proteinleri üretir. (Pıhtılaşan
kan damarı tıkar ve kan kaybını önler).
• Kan pulcukları, kemiklerdeki kırmızı kemik iliğinde üretilir. (Alyuvarlar üretilirken dev hücrelerin
bölünmesi sonucu oluşan atıklardan kan pulcukları üretilir).
• Kan pulcuklarının ömürleri kısadır (Birkaç saat yaşarlar).
• Kan pulcuklarında çekirdek bulunmaz.
4- Kan Dolaşımı :
Kanın, kalpten pompalandıktan sonra kalbe geri dönmesine kan dolaşımı denir. Kan dolaşımı, küçük
kan dolaşımı ve büyük kan dolaşımı olmak üzere iki çeşittir.
a) Küçük Kan Dolaşımı :
Kalbin sağ karıncığındaki kirli kanın, temizlenmesi için akciğer atardamarı ile akciğerlere gelmesi ve
akciğerlerde temizlenen (yani oksijence zenginleştirilen) kanın akciğer toplardamarı ile kalbin sol
kulakçığına gelmesine küçük kan dolaşımı denir.
Küçük kan dolaşımı, kirli kanın temizlenmesi için yapılır.
b) Büyük Kan Dolaşımı :
Kalbin sol karıncığındaki temiz kanın (besin ve oksijence zengin kanın), aort atardamarı ile vücuttaki
bütün hücrelere pompalanıp, vücutta kirlendikten sonra alt ve üst ana toplardamarları ile kalbin sağ
kulakçığına getirilmesine büyük kan dolaşımı denir.
Büyük kan dolaşımı, temiz kanın hücrelere iletilmesi ve hücrelerde kirlenen kanın toplanması için
yapılır.
5- Kan Grupları :
İnsanların kanında hangi proteininin bulunup bulunmadığını gösteren sembollere kan grupları denir.
İnsanlardaki kan grupları alyuvarlarda bulunan proteinlere göre belirlenir.
İnsanlarda alyuvarlar yapısında (üzerinde) A ve B proteinlerinin bulunup bulunmamasına göre A, B,
AB ve 0 (sıfır) grubu olmak üzere 4 çeşit kan grubu bulunur. Kan gruplarını belirleyen bir diğer
proteinde (faktörde) Rh proteinidir (faktörüdür). Alyuvarlarda Rh proteini varsa kan grubu Rh (+), Rh
proteini yoksa kan grubu Rh (–) olarak adlandırılır. (Rh proteini ilk defa Resus maymununda
keşfedildiği için Rh grubu olarak adlandırılır).
a) Kan Nakli :
İnsanlar, normal şartlarda ihtiyacı olan kanı kendi grubundan alır veya ihtiyaç duyulduğunda kendi
grubuna kan verir. Zorunlu hallerde ise ancak bazı gruplar bazı gruplara kan verebilir ya da onlardan
kan alabilir.
Kan yapay olarak üretilemez ve kaynağı yalnızca insanlardır. Hastanelerde gerekli tedavilerin
yapılabilmesi için kan bağışına ihtiyaç vardır.
• 0 (Sıfır) Grubu :
Genel verici kan grubudur. Her gruba kan verir ama sadece kendi grubundan kan alabilir.
• AB Grubu :
Genel alıcı kan grubudur. Her gruptan kan alabilir ama sadece kendi grubuna kan verir.
• A Grubu :
Hem kendi grubundan hem de 0 (sıfır) grubundan kan alır. Hem kendi grubuna hem de AB grubuna
kan verir.
• B Grubu :
Hem kendi grubundan hem de 0 (sıfır) grubundan kan alır. Hem kendi grubuna hem de AB grubuna
kan verir.
• Rh (+) Grubu :
Hem kendi grubundan hem de Rh (–) grubundan kan alabilir ama sadece kendi grubuna kan verebilir.
• Rh (–) Grubu :
Hem kendi grubuna hem de Rh (+) grubuna kan verebilir ama sadece kendi grubundan kan alır.
b) Kan Uyuşmazlığı :
Anneni Rh (–), babanın ve çocuğun Rh (+) kan grubuna sahip olmasına kan uyuşmazlığı denir. Kan
uyuşmazlığı ilk çocuklarda görülmeyebilir, ikinci çocukta görülürse ölüme yol açabilir. Çocuğun
kanının değiştirilmesi gerekir.
Rh (–) kan grubunda Rh (+) kan grubuna karşı antikor (çökeltici madde = anti Rh) bulunur. Kan
uyuşmazlığı olayında doğum sırasında anne ve bebeğin kanının karışması durumunda anne kanında
Rh (+) kan grubunu çökelten madde (anti Rh) üretilir ve Rh (+) olan bebeğin kanını çökeltir, kandaki
alyuvarlar parçalanır.
NOT :
1- Kan gruplarının nakli ile ilgili sorular çözülürken A, B, AB ve 0 grupları ile Rh (+)
ve Rh (–) grupları ayrı ayrı incelenir ve gruplar arasında çarpım yapılır.
c) Kan Bağışı :
İhtiyaç duyulan kanın karşılık beklemeden ve gönüllü olarak verilmesine kan bağışı denir. Kan bağışını,
bilinçli, gönüllü, karşılık beklemeyen kişilerin düzenli olarak yapması en az riskle bağışın yapılmasını
sağlar.
Kan bağışı; kan veren kişilerde kemik iliğinin yağlanmasını önler, kan yapımını canlı tutar, kandaki yağ
oranını düşürür. Ayrıca baş ağrısı, stres, kaşıntı, tansiyon, alerjik reaksiyonlar ve yorgunluklara iyi
gelir. Kan bağışından sonra vücutta yeni kan hücreleri yapıldığı için vücut canlılık kazanır.
1- Kan Bağışında Gönüllü Olmanın Faydaları :
• Kan bağışı yapan kişiler, tanımadıkları kişilerin hayatlarını kurtarmak için şartlanmışlardır.
• Düzenli kan bağışlamaya daha fazla isteklidirler.
• Acil kan ihtiyacı olduğunda yapılan çağrılara cevap verme ihtimalleri yüksektir.
2- Kan Bağışında Düzenli Olmanın Faydaları :
• Güvenli kanın önemi konusunda bilinçli ve her kan bağışında taramadan geçtikleri için güvenli kanın
temin edilmesini sağlarlar.
• Sürekli güvenli kanın depolanmasını sağlarlar.
3- Kan Bağışında Karşılık Beklememenin Faydaları :
• Maddi çıkar elde etmek için şartlanmamış oldukları için her an kan verebilirler.
4- Kan Bağışında Bilinçli Olmanın Faydaları :
• Kan bağışı konusunda tedirginlik yaşanmaz.
• Kanın, bağış dışında elde edilemeyeceği bilindiği için etrafındaki diğer kişilerinde kan bağışına
yönlendirilmesi sağlanır.
Download