islâm inanç esasları

advertisement
İSLÂM İNANÇ ESASLARI
PROF. DR. ÖMER AYDIN
1968 yılında Samsun'un Terme ilçesinde doğdu. 1978 yılında İlkokulu,
1985'te Terme İmam-Hatib Lisesi'ni bitirdi. 1984 yılında dînî ilimlerden
icâzetnâme aldı. 1990 yılında Erzurum Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden mezun oldu. 1991 yılında aynı Fakülte'nin Kelâm Anabilim
Dalı'nda Araştırma Görevlisi oldu. 1992'de Yüksek Lisans'ını, 1996 yılında Sadru'ş-Şerîa es-Sânî'ye Göre İnsan Hürriyeti ve Fiilleri isimli çalışmasıyla Doktorasını tamamladı. 1993 yılında Mısır'a giderek bir süre
Arabça dil kursuna devam etti ve Kahire Üniversitesi'nde araştırmalarda bulundu. 1997 yılında İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Kelâm
Anabilim Dalı Yardımcı Doçentliği'ne atandı. 2002 yılında Doçent, 2009
yılında Profesör oldu. Halen İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Kelâm Anabilim Dalı'nda öğretim üyeliği ve Temel İslam Bilimleri Bölüm
Başkanlığı görevlerini sürdürmektedir. Yayınlanmış kitâbları ve makaleleri bulunmaktadır.
• TE’LİF KİTÂBLARI:
1) Kur’ân Işığında Kader ve Özgürlük, Beyan Yay., İstanbul 1998.
2) Türk Kelâm Bilginleri, İnsan Yay., İstanbul 2004.
3) Kur’ân-ı Kerîm'de Îmân-Amel İlişkisi, İşaret Yay., İstanbul 2008.
4) Kur’ân-ı Kerîm'de Îmân-Ahlâk İlişkisi, İşaret Yay., İstanbul 2008.
5) İslâm İnanç Esasları, İşaret Yay., İstanbul 2015.
• ÇEVİRİ KİTÂBLAR:
1) İslâm Dîni (Mevlana Muhammed Ali'den), İşaret Yay., İstanbul
2007.
2) Kur’ân Sözlüğü (John Penrice'den), İşaret Yay., İstanbul 2010.
3) Kelimeler Arasındaki Farklar (İsmail Hakkı Bursevî'den), İşaret
Yay., İstanbul 2011.
4) Kur’ân'da Edebî Tasvîr (Seyyid Kutub'dan), İşaret Yay., İstanbul
2011.
5) Kur’ân'da Kıyâmet Sahneleri (Seyyid Kutub'dan), İşaret Yay., İstanbul 2011.
6) Fâtiha Sûresi ve Amme Cüzü Tefsîri (M. Abduh'tan), İşaret Yay.,
İstanbul 2012.
7) Kur’ân'da Müşkil Âyetler (Mahmud Ebi'l-Hasen en-Nisaburi'den), İşaret Yay., İstanbul 2014.
İSLÂM İNANÇ
ESASLARI
Prof. Dr. Ömer Aydın
işaret
İŞARET YAYINLARI: 143
Kur’ân Kitâblığı
Kitâbın adı ve Yazarı
İslâm İnanç Esasları
Prof. Dr. Ömer AYDIN
3. bsk. İstanbul 2016
© İşaret Yayınları
Kapak
Yunus Karaaslan
Dizgi
Ö.A.
Redaksiyon ve Mizanpaj
Ertuğrul Özalp
İÇİNDEKİLER
ÖNSÖZ.........................................................................................11
GİRİŞ ............................................................................................15
Temel Kavramlar ........................................................................15
A) Dîn ....................................................................................15
B) İslâm .................................................................................16
1) İslâm'ın Kelime Anlamı.............................................16
2) Dîn Olarak İslâm........................................................18
C) Îmân .................................................................................21
1) Îmân'ın Sözlük ve Istılah Anlamı..............................21
2) Îmân-Amel İlişkisi......................................................24
D) Küfr...................................................................................33
1) Küfr Kavramı ..............................................................33
Baskı-Cilt
Umut Kağıtcılık San. Tk. LTD. ŞTİ.
Tel: (0 212) 637 37 43
Sertifika no: 22826
ISBN
978-975-350-253-5
Sertifika no
15826
Mizanpaj proğramı: QuarXPress
Font/Karakter: Utopia
Metin: 10.5 pt. (parağraf arası: 1.5 mm., satır arası: 13.9 pt.)
Dipnot: 9 pt. (satır arası: 12.4 pt.)
2) Bir Müslümana Kâfir Denilebilir mi? ......................35
E) Îmân Esasları....................................................................38
BİRİNCİ BÖLÜM
ALLÂH'A ÎMÂN ..........................................................................43
A) Allâh İsmi..........................................................................43
B) Allâh'ın Varlığı..................................................................43
1) Vücûd ve Mevcûd Kavramları...................................43
2) Kur’ân Allâh'ı Nasıl Tanıtıyor?..................................46
a) Yaratılışla İlgili Delîller........................................46
b) İnsan Tabiatından Çıkan Delîller ......................50
c) İlâhî Vahyin Delâleti............................................53
C) Allâh'ın Birliği [Vahdâniyyet]..........................................53
İşaret Yayınları
Ankara cad., No: 31/208 — Cağaloğlu-İstanbul
Tel: (0 212) 519 17 28 — 528 30 61-62-63
Fax: (0 212) 528 30 59
[email protected]
www. isaretyayinlari.com.tr
1) Allâh'ın Vâhid ve Ahad İsimleri ................................53
2) Allâh'ın Birliğinin Delilleri ........................................55
3) Şirk ve Çeşitleri...........................................................60
5
İÇİNDEKİLER
İÇİNDEKİLER
a) Şirk Kavramı.........................................................60
1) Kitâb..........................................................................117
b) Şirk Çeşitleri.........................................................62
2) Suhuf.........................................................................118
D) Allâh'ın İsimleri ve Sıfatları ............................................68
3) Zubur ........................................................................119
1) İsim ve Sıfat Tabirleri ................................................68
4) Elvâh [Levhalar] .......................................................120
2) İlâhî Niteliklerin Mahiyeti.........................................70
B) Kitâblara Îmân ...............................................................121
3) Allâh'ın İsimleri [el-Esmâu'l-Husnâ] .......................72
C) Vahy ................................................................................122
a) Fâtiha'da Geçen Dört Temel İsim......................72
1) Vahy Kavramı ...........................................................122
b) Allâh'ın, Kur’ân'da Zikredilen İsimleri..............76
2) Allâh beşer İle Üç Şekilde Konuşur ........................123
E) Rü’yetullâh [Allâh'ın Görülmesi] ....................................80
3) Allâh'ın İnsana Vahyetmesinin Gayesi ..................124
İKİNCİ BÖLÜM
D) Son İlâhî Vahiy: Kur’ân-ı Kerîm ...................................125
MELEKLERE ÎMÂN ....................................................................87
1) Qur’ân'ın Kelime Anlamı ........................................125
A) Melek Kavramı .................................................................87
2) Kur’ân'ın Kendini Tanıtışı ......................................126
B) Meleklere Îmân ................................................................87
3) Kur’ân'ın İsimleri ve Sıfatları ..................................129
C) Meleklerin Mahiyeti ........................................................88
4) Kur’ân'ın Korunmuşluğu ........................................131
D) Melekler Görülebilir mi?.................................................89
E) Allâh'ın Konuşması........................................................132
E) Meleklerin Görevleri........................................................90
F) Peygamber'e (s.a) Vahyin Geliş Şekli............................134
F) Hârût ve Mârût.................................................................96
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
G) Cinn ..................................................................................98
PEYGAMBERLERE ÎMÂN.........................................................139
1) Cinn Kavramı .............................................................98
A) Nebî ve Rasûl Kavramları..............................................139
2) Ateşten Yaratılan Varlık Olarak Cinnler ...................98
B) Peygamberlerin Genel Özellikleri.................................140
3) “Cinn” Kelimesinin İnsanlar İçin Kullanımı .........100
C) Bütün Peygamberlere Îmân..........................................143
4) Cinnler İlâhî Sırlara Vakıf Olamazlar .....................105
H) Şeytân.............................................................................110
D) Hz. Muhammed'in (s.a) Peygamberliği ......................146
1) Şeytân Kavramı ........................................................110
1) Hz. Peygamber'in Kur’ân'da
Zikredilen Özellikleri ...............................................146
2) Şeytânın Görevi........................................................111
2) Hz. Muhammed'in Son Peygamber Oluşu............147
3) İblîs Melek Değil Cinnlerdendir .............................113
3) Hz. Muhammed'in Sihirlendiği İddiası .................149
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
F) Peygamberlerin Nitelikleri ............................................153
KİTÂBLARA ÎMÂN ....................................................................117
G) Peygamberlerin Gönderiliş Amacı ...............................156
A) İlâhî Kitâbların İsimleri .................................................117
H) Peygamberlerin Günahsız Olmaları ............................157
6
7
İÇİNDEKİLER
İÇİNDEKİLER
1) Peygamberlerle İlgili İstiğfâr, Zenb ve Hata ..........158
a) es-Sâ‘ah Kavramı...............................................189
a) İstiğfâr ................................................................158
b) Kişinin Ölümü ...................................................190
b) Zenb [Günah] ....................................................160
c) Bir Devrin sona Ermesi .....................................190
c) Hatâ ....................................................................161
d) Kâinatın Yok Oluşu ...........................................191
2) Günah İşledikleri Zannedilen
Bazı Peygamberler ..................................................161
e) Sâ‘at'in �Süresi ...................................................193
a) Âdem (a.s) ..........................................................161
3) Kıyâmet.....................................................................194
b) Nûh (a.s) ............................................................162
1) Kıyâmet Kavramı ...............................................194
c) İbrâhîm (a.s) ......................................................162
2) Kur’ân'da Kıyâmet Tasvîrleri............................194
d) Mûsâ (a.s) ..........................................................163
4) Amel Defteriİ............................................................195
f) Sâ‘at'in Şartları ...................................................193
e) Hz. Muhammed (s.a) ........................................164
5) Mîzân [Terâzi] ..........................................................198
I) Kur’ân'da Mu‘cize ..........................................................167
F) Cennet ve Cehennem ....................................................200
1) Mu‘cize Kavramı ......................................................167
1) Cennet Kavramı .......................................................200
2) Peygamberlerin Mu‘cizeleri....................................167
2) Cennet Nimetleri .....................................................201
3) Hz. Muhammed (s.a) ve Mu‘cize............................168
3) Cennette Kadınlar ve Hûr .......................................203
İ) Nüzûl-i Îsâ (a.s) ...............................................................170
4) Cennette Çocuklar...................................................206
BEŞİNCİ BÖLÜM
5) Esenlik Yurdu Olarak Cennet .................................207
ÂHİRETE ÎMÂN.........................................................................175
6) Cehennem ................................................................208
A) Âhiret Kavramı ...............................................................175
7) Cehennem Azâbı......................................................209
B) Hâyatın Gâyesi ve Âhiret ...............................................176
8) Cennet ve Cehennem Ebedîliği ..............................212
C) Ölüm ve Likâullâh [Allâh'a Kavuşma]..........................178
G) Şefâ‘at Meselesi .............................................................217
1) Ölümün Anlamı .......................................................178
1) Şefâ‘atin Anlamı.......................................................217
2) Likâullâh [Allâh'a Kavuşma] ...................................183
2) Kur’ân'da Şefâ‘at .....................................................217
D) Âhirete Îmânın Önemi..................................................184
3) Şefâ‘atle İlgili Âyetler ...............................................223
E) Ölümden Sonraki Âhiret Aşamaları .............................186
ALTINCI BÖLÜM
1) Berzah.......................................................................187
KADERE ÎMÂN..........................................................................233
a) Berzah'ın Anlamı...............................................187
A) Kader ve Kazâ'nın Anlamı.............................................233
b) Berzah'ın Süresi ................................................188
B) Kur’ân'da Kader ve Kazâ ...............................................237
2) es-Sâ‘ah [Yok Oluş Ânı] ...........................................189
C) Kaderle İlgili Problemler ...............................................241
8
9
İÇİNDEKİLER
1) İyilik ve Kötülüğün Yaratılması ..............................241
2) Allâh'ın İrâdesi Karşısında İnsân İrâdesi ...............244
3) Allâh'ın Önceden Bilmesi .......................................246
4) Allâh'ın Zorluklar Yazması......................................247
5) Lehv-i Mahfûz'un Kaderle İlgisi .............................250
6) Allâh'ın Saptırması [İdlâli] ......................................251
7) Allâh'ın Kalbleri Mühürlemesi ...............................254
D) Hadîslerde Kader...........................................................256
E) Kadere Îmân Akîdesinin Ortaya Çıkışı .........................262
F) Kadere Îmânın Ma‘nâsı .................................................265
KAYNAKLAR..............................................................................267
ÖNSÖZ
Dünyâya imtihan edilmek üzere gönderilen insânoğlu,
Yaratıcı'sı tarafından başıboş bırakılmamış, gönderilen rasûller vâsıtasıyla uyarılmıştır. Bu rasûller silsilesinin sonuncusu Hz. Muhammed (s.a), dînlerin sonuncusu ise İslâm'dır. Kur’ân tarafından vaz‘ edilen İslâm'ın, bundan böyle
Allâh'ın râzı olacağı tek dîn olduğu vurgulanmaktadır. Bu
dînin kitâbı olan Kur’ân, Allâh'ın irâde ettiği ve kullarından
yapmalarını ve yapmamalarını istediği bütün hakîkatleri
ihtivâ etmektedir. Bu çalışmanın konusu olan îmânî hakîkatler, bu dînin tek kaynağı olan Kur’ân esas alınarak ortaya
konulacaktır. Şunu açıkça belirtmek isteriz ki, îmân ve amel
konusunda Kur’ân dışında başka kaynaklara başvurmak,
îmânî ve amelî esasların tesbitinde ihtilafa ve kaosa yol açmıştır. Gerçekte İslâm dünyâsında çeşitli mezheblerin, fırkaların ve hiziblerin doğmasının sebebi, vahye dayanması
gereken îmânî ve amelî husûsların tesbiti konusunda, Kur’ân dışı kaynaklara başvurulmasıdır. Burada karıştırılmaması gereken önemli bir husûs vardır: Kur’ân'dan alınan îmânî
ve amelî hakîkatler konusunda, sâdece bunların anlaşılmasına yardımcı olmak amacıyla siyer, Hadîs, fıkıh, tefsîr ve
lügat kaynaklarına başvurulabilir.
Îmânî konularda yapılan en büyük hatâlardan biri de,
vahyin alanına giren bu gibi konularda aklın hâkim kılınmasıdır. Hâlbuki İslâm vahiy dînidir. Kur’ân, Allâh'ın, rasûl
[vahiy] gönderip uyarmadan hiçbir topluma azâb etmediğini-etmeyeceğini haber vermektedir. Eğer insânlar sırf
akılları sebebiyle sorumlu tutulsalardı, rasûl gönderilmeyen ve uyarılmayan toplumlara da azâb edilirdi. Kur’ân'da
pekçok âyette insânlar, rasûl ve vahiy geldikten sonra akıl-
10
11
ÖNSÖZ
ÖNSÖZ
larını kullanmadıkları, tezekkür ve tefekkür etmedikleri için
kınanmaktadır. Bütün bunlar açıkça gösteriyor ki, îmânî ve
amelî konularda tek otorite vahiydir. Zâten Kur’ân'ı dikkatle okuyan bir kimse, vahiy yoluyla verilen bilgilerin, insânın
aklıyla tesbit edemeyeceği türden olduğunu görür.
ortaya koyduğu îmân umdeleri; karmaşık, çelişkili ve anlaşılmaz bir hâle getirilmiş, Allâh'ın çizdiği hudûdun dışına
çıkarılmış ve O'nun koyduğu ölçü ve sınır zorlanarak dîn
bozulmuştur.
Îmânî konularla ilgili tartışmaların, itikâdî fırkaların ve
mezheblerin ortaya çıkış nedenlerinden biri de, Kur’ân
âyetlerinin indî, bağlamından kopuk, mezheb taassubuyla
ve önyargılı birtakım bilgilere dayalı olarak ele alınması ve
yorumlanmasıdır.
Bu husûsta yapılan bir başka hatâ da, Kur’ân uslûbunun –ilâhî vahyin tabiatının– iyi anlaşılmamasıdır. Zîrâ Allâh'ın, rasûlü Muhammed (s.a) vâsıtasıyla gönderdiği bütün mesajlar, –Kur’ân'da da sıkça tekrarlandığı gibi– apaçık
ve anlaşılır [mübîn] bir yapıdadır. Öyleyse Kur’ân kelimelerinin veya cümlelerinin, bâtınî ma‘nâlarına dayandığını iddiâ ederek veya mübhem-müşkil olduğu ileri sürülen bazı
âyetlere ilâveler ya da çıkarmalar yaparak birtakım hükümler ortaya koymak yahut anlamadığı, çelişki olduğunu vehmettiği âyetleri birbirine neshettirmek, vahye karşı haddi
aşmak ve cür’etkârlıktır. Haddin aşıldığı noktalardan biri
de, Kur’ân âyetlerinden kendi görüşüne/mezhebine uyanları almak, uymayanları ise kendi görüşüne/mezhebine uydurmaktır.
Amacımız, Allâh'ın Kitâb'ını –ilkeleri ve bütünlüğü çerçevesinde– esas alarak, İslâm akâidini saff ve arı bir tarzda
ortaya koymaktır.
Bu kitâbın hazırlanışında emeğini esirgemeyen değerli
ilim adamı ve dostum Ertuğrul Özalp'e, kitâbın yayınlanmasındaki gayretlerinden dolayı yayınevi yetkilisi M. Ali
Uçma'ya teşekkürü bir borç bilirim.
Prof. Dr. Ömer Aydın
Fatih 2015
Öyleyse, İslâm inançlarını, Kur’ân dışındaki kaynaklardan değil, sâdece Kur’ân'dan –Kur’ân âyetlerine ekleme veya çıkarma yapmadan– ortaya koymak gerekir. Maalesef İslâm târihinin çok erken dönemlerinden itibâren gerek itikâdî, gerekse amelî konularda Kur’ân'ın açıkça ortaya koyduğu meselelere pek çok ekleme veya çıkarma yapılagelmiştir. Bunun neticesi olarak da, Allâh'ın açık bir şekilde
12
13
GİRİŞ
TEMEL KAVRAMLAR
A) DÎN
Dîn kökünün anlamı, “bir program veya muayyen kararlar karşısında boyun eğmek”tir. Bir emir, hüküm, kânûn
veya cezâ karşısında tâ‘at, ta‘abbud, mahkûmiyyet veya teslîmiyyet de yakın anlama sâhibdir.1
Dîn kelimesi Kur’ân'da, “itâ‘at ve kulluk”,2 “inanç sistemi”, “kânûn, kural” ve “hesâb, cezâ/karşılık”3 anlamlarında4 kullanılmaktadır.
Kur’ân'da dîn kelimesine yakın bir anlamda kullanılan
diğer bir kelime de, millet'tir. Millet kökünün anlamı,
“kalbde elem ve sıkıntı gerektiren darlık”tır. “Dîn” anlamında millet, bir nevi darlık ve sıkıntıya, belirli kânûnlar altında yaşamaya delâlet eder. Nitekim dîn de, “muayyen bir
programa boyun eğmek”tir. Millet, “kalbdeki daralma” anlamında, hem hakk hem de bâtıl için kullanılır.5
Hakk için kullanımına şu âyet-i kerîme örnektir:
Doğrusu ben, Allâh'a îmân etmeyen ve âhireti inkâr eden
bir kavmin milletini [dînini-yolunu] terkettim; atalarım
İbrâhîm, İshâk ve Ya‘kûb'un milletine [dînine-yoluna] tâbi
oldum. (Yûsuf, 12/37-38)6
1
2
3
4
5
6
Mustafavî, Hasan, et-Tahkîk fî Kelimâti'l-Qur’ân, Tahran 1401,
III/310.
el-Bakara, 2/193.
el-Fâtiha, 1/4.
Râğıb, Müfredât, “d-y-n” mad.
Mustafavî, et-Tahkîk, III/310.
Ayrıca bkz. Âl-i İmrân, 3/95.
15
PROF. DR. ÖMER AYDIN
Bâtıl için kullanımına şu âyet-i kerîme örnektir:
Ey Şu‘ayb! Seni de, seninle berâber îmân edenleri de
memleketimizden çıkarırız yâhud sûret-i kat‘iyyede milletimize [dînimize-yolumuza] dönersiniz. (A‘râf, 7/88)
Millet kelimesi, “özel bir sınır ve darlık içinde yaşama”
anlamı dikkate alındığında;
a) Daha çok zâhiren ve ma‘nen yumuşak olmayan darlık hakkında kullanılır.
GİRİŞ
ren ve bâtınen son derece muvâfakat göstermek” demektir.9
İslâm kelimesi, selm/silm [barış] kökünden türemiş olup
–aynı kökten türeyen– müslim [hem Allâh, hem de insân ile
barış yapan kimse] anlamına gelir. Allâh ile barış, “Allâh'ın
irâdesine tam bir teslîmiyyet” demektir. İnsân ile barış ise,
sâdece başkasına kötülük yapmaktan ve birbirini incitmekten sakınmak olmayıp, aynı zamânda diğerine iyilik yapmaktır. Bu ma‘nâ Kur’ân'da açıktır:
b) “Bâtıl darlık”ın mukâbili olarak kullanılır.
Hayır, kim işini güzel bir şekilde yaparak yüzünü/özünü
Allâh'a teslîm ederse [esleme], Rabbinin yanında onun ecri vardır. Onlara korku yoktur ve üzülecek onlar değildir.
(Bakara, 2/112)
Yûsuf/37-38'de, İbrâhîm, İshâk ve Ya‘kûb'un milleti [dîni-yolu], Allâh'a îmân etmeyen bir kavmin milleti [dîni-yolu] mukâbilinde kullanılmıştır.
Ey îmân edenler! Kâffeten silm'e [bütünüyle Allâh'a teslîmiyyet yoluna] girin! (Bakara, 2/208)
c) “Hakîkate yönelmeyen ferdler” mukâbilinde kullanılır:
De ki: “Rabbim beni kesinlikle dosdoğru bir yola iletti;
doğru-pâyidar bir dîne, hanîf olan İbrâhîm'in milletine
[dînine-yoluna], ki o hiçbir zamân müşriklerden olmadı.”
(En‘âm, 6/161)
Buna göre dîn, “boyun eğme”ye delâlet eder. Millet ise,
–darlık ve sınırlılığa delâleti göz önünde bulundurularak–
“hakk ve bâtıl” hakkında kullanılır.7
Ve eğer silm'e [barışa] yanaşırlarsa, sen de ona yanaş ve
Allâh'a tevekkül et! (Enfâl, 8/61)
Bu âyetler göstermektedir ki İslâm, barış dînidir ve bu
dînin esas temeli olan “Allâh'ın vahdâniyyeti”dir. İslâm'ın,
sâdece Allâh'ın tüm peygamberlerinin (a.s) dîni olduğu ifâde edilmemiş, aynı zamânda tabiatta müşâhade edilen ilâhî kânûnlara –mecbûrî olsa bile– tam bir boyun eğme de,
esleme kelimesiyle ifâde edilmiştir.
B) İSLÂM
İslâm'ın şer‘îatta iki anlamı vardır:
1) İSLÂM'IN KELİME ANLAMI
İslâm kökünün anlamı, “sulh/barış” olup husûmet'in
mukâbilidir.8 Bu da, “arada ihtilâf kalmayacak şekilde zâhi7
8
Mustafavî, et-Tahkîk, XI/189-90.
Râğıb, Müfredât, “s-l-m” mad.; krş. Mustafavî, et-Tahkîk, V/229.
16
A) Îmânın alt basamağıdır ki, –kalbde îmân olup olmadığına bakılmaksızın– sâdece dil ile ikrârdır; şu âyette olduğu gibi:
Bedevîler, “Biz îmân ettik” dediler. De ki: “Siz îmân etme9
Mustafavî, et-Tahkîk, V/229-30.
17
PROF. DR. ÖMER AYDIN
GİRİŞ
diniz; fakat “Eslemnâ” [islâm/teslîm olduk] deyin. Henüz
îmân kalblerinize girmedi.” (Hucurât, 49/14)
Allâh uğrunda, hakkıyla cehd ü gayret edin. O, sizi seçti ve
atanız İbrâhîm'in milletinde [dîninde-yolunda] size bir
güçlük yüklemedi. O, bundan önce de, bunda da size
müslümanlar [teslîm olanlar] ismini verdi ki, o Rasûl size
şâhid olsun, siz de insânlara şâhid olasınız. O hâlde salâtı
ikâme edin, zekâtı ita edin ve Allâh'a sarılın. O, sizin mevlânızdır; ne güzel mevlâ ve ne güzel yardımcı! (el-Hacc,
22/78)
B) Îmân'ın üst basamağıdır ki, teslîmiyyetle birlikte kalbde îmânın meydana gelmesi, ibâdetin icrâsı, takdîr ettiği
veya hükmettiği her şeyde Allâh'a teslîmiyyet demektir;10 şu
âyette olduğu gibi:
Rabbi o'na, “Teslîm ol!” demişti. O da, “Âlemlerin rabbine
teslîm oldum” dedi. (Bakara, 2/131)
2) DÎN OLARAK İSLÂM
Son dîn'in kendisine vahyedildiği Peygamber'in ismi
Muhammed (s.a) olmasına rağmen, bu dînin adı, “Muhammedîlik” –genellikle Batılılar tarafından yanlış olarak kullanılmaktadır– değil, “İslâm”dır. Son dîn olan İslâm için kulanılan “Muhammedîlik” tabiri, ne Kur’ân'da ne de Hz. Peygamber'in (s.a) Hadîs'lerinde geçmektedir. Kur’ân'da, bu
dîn'in isminin İslâm [teslîmiyyet]olduğu gayet açık biçimde
ifâde edilir:
Bugün sizin için dîninizi kemâle erdirdim, size nimetimi
tamamladım ve size dîn olarak islâm'ı [Allâh'a teslîmiyyeti] seçtim. (Mâide, 5/3)
Allâh katında dîn islâm'dır [Allâh'a teslîmiyyettir]. (Âl-i
İmrân, 3/19)
Allâh katında dînin, islâm [teslîmiyyet] olduğunu gösteren başka âyetler vardır:
•Kur’ân, son dînin mensublarına müslimûn [müslümanlar/teslîm olanlar] adını vermiştir:
10 Râğıb, Müfredât, “s-l-m” mad.
18
Bu âyetteki qablu [önce] kelimesi, “önceki kitâblara”,
hâzâ [bu] kelimesi ise “Kur’ân”a işâret eder.
•Kur’ân, bu dîni tebliğ eden Elçi'ye, müslim ismini vermiştir:
O'nun ortağı yoktur. Bana böyle emrolundu ve ben müslümanların [teslîm olanların] evveliyim. (En‘âm, 6/163)
•Kur’ân, Allâh'ın bütün nebîlerini, müslim olarak niteler:
Rabbi o'na, “İslâm [teslîm] ol!” demişti, “Âlemlerin Rabbine teslîm oldum” dedi. İbrâhîm de bunu oğullarına tavsiye etti, Ya‘kûb da, “Oğullarım! Allâh, sizin için bu dîni seçti, bundan dolayı sâdece müslimler [teslîm olanlar] olarak
ölün!” (Bakara, 2/131-132)
Tevrât'ı kuşkusuz Biz indirdik, onda hidâyet ve nûr vardır.
Teslîm olan [eslemû] nebiler, onunla hükmederlerdi.
(Mâide, 5/44)
Bu âyetler, değişik zamânlarda gönderilen bütün peygamberlerin (a.s) tebliğ ettikleri dînin “islâm” olduğunu
göstermektedir.
İslâm, son dîn olmasının yanısıra, kendisinden önce
gönderilmiş olan bütün dînleri de ihtivâ eder. İslâm'ın te19
PROF. DR. ÖMER AYDIN
mel prensiblerinden biri de, bir müslümanın, son peygamber Hz. Muhammed'den (s.a) ve o'na indirilen kitâb'dan
önce gelmiş olan bütün rasûllere (a.s) ve kitâblara îmân etmesini istemesidir:
Sana indirilene de, senden önce indirilen(ler)e de îmân
ederler. (Bakara, 2/4-5)
Deyin ki: “Biz Allâh'a, bize indirilene, İbrâhîm'e, İsmâîl'e,
İshâk'a, Ya‘kûb'a ve esbâta indirilene, Mûsâ ve Îsâ'ya verilene ve diğer nebilere Rabb'lerinden verilene îmân ettik,
onlardan hiç birinin arasını ayırmayız ve biz O'na teslîm
olmuşuz.” (Bakara, 2/136)
O Rasûl, Rabbinden kendisine indirilene îmân etti, mü’minler de. Hepsi Allâh'a, meleklerine, kitâblarına ve rasûllerine îmân etti. O'nun rasûllerinden hiç birinin arasını
ayırmayız. (Bakara, 2/285)
Kur’ân-ı Kerîm, sâdece Allâh'a ibâdet şekilleri ve insânı
O'na ulaştıran vâsıtalarla ilgilenmez; aynı zamânda daha
geniş ölçüde içinde bulunduğumuz dünyânın problemleriyle, insânlar arasındaki ilişkiler-problemler-ihtilaflar, insânın sosyal ve politik hayâtı, evlenme, boşanma ve miras
hukûku, servet taksimi, iş ve sermâye ilişkileri, adlî yönetim, askerî kuruluş, barış ve savaş, borçlar ve anlaşmalar,
fakire, yetime ve dula yardım ve insânın mutlu bir hayâta
ulaşmasını sağlayacak diğer yüzlerce sorunla da meşgul
olur.
Kur’ân, sâdece ferdler arasındaki ilişkilerde ortaya çıkan
problemlere değil, aynı zamânda insânlığı bölen farklı kabileler ve toplumlar arasındaki problemlere de çözüm getirmiştir. Bütün bu kurallar ve kânûnlar, Allâh'a îmân ile etkin olmaktadır.
20
GİRİŞ
C) ÎMÂN
1) ÎMÂN'IN SÖZLÜK ve ISTILAH ANLAMI
Îmân, emn kökünden türemiştir ve bu kökün anlamı,
“emniyet, sükûn; korku, dehşet ve sıkıntının ortadan kalkması”dır. Buna göre îmân, “sükûn ve itimi’nânın meydana
gelmesi”dir. Dolayısıyla imân, “kendisini veya başkasını
emniyette kılmak”tır. Allâh'a îmân, kişide “Allâh hakkında
itmi’nân ve sükûnun meydana gelmesi”dir. Bu durumda
âmene fiili, mutaallakına bâ harf-i cerri ile bağlanır:11
Her kim, Allâh'a ve âhiret gününe îmân eder ve sâlih amel
işlerse... (Bakara, 2/62)
Eğer mutaallak biliniyorsa, harf-i cerr hazfedilir:
Ammâ her kim, îmân eder ve sâlih amel işlerse, onun için
en güzel karşılık vardır. (Kehf, 18/88)12
Aynı şekilde lâm harf-i cerri ile geldiğinde de, bâ harf-i
cerri hazfedilir:
Mûsâ'ya, kavminin bir zürriyyetinden başkası îmân etmedi. (Yûnus, 10/83)
Îmân kelimesi, kök olarak “kalbin itmi’nânı”, islâm ise
“boyun eğmek” anlamına gelir ve bu yüzden aslında amel
ile ilgilidir. Esâsen nihâî açıdan her ikisi de aynı ma‘nâyı
ifâde ediyorlarsa –mü’min ve müslim kelimeleri genellikle
müterâdif olarak kullanılıyorlarsa– da, kök ma‘nâdaki bu
farklılık, Kur’ân'da görülmektedir:
Bedevîler, “Biz îmân ettik” dediler. De ki: “Siz îmân etmediniz; fakat islâm [teslîm] olduk deyin. Henüz îmân kalb11 Mustafavî, et-Tahkîk, I/164.
12 Ayrıca bkz. el-Bakara, 2/221; Hûd, 11/40 vb.
21
PROF. DR. ÖMER AYDIN
lik yapmak” veya “kötülük yapmak” ma‘nâsına gelir. Bundan dolayı kaderin hayrı ve şerri, “iyi tâlih veya kötü tâlihten insâna gelen her şey”dir. Bu sebeble, iyi tâlih veya kötü
tâlihten insâna gelen her şey'in ma‘nâsı, “bunların Allâh'tan
geldiğinin kabul edilmesi gerektiği” demektir. Başka bir deyişle, bir insân her şart altında kendisini tamamen Allâh'ın
irâdesine teslîm etmelidir. Daha önce işâret edildiği gibi bu,
bir müslümana öğretilen en büyük hayât derslerinden biridir.
KAYNAKLAR
Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, İstanbul 1982.
Âlûsî, Mahmûd, Rûhu'l-Me‘ânî, Beyrut, tsz.
Ateş, Süleyman, Yüce Kur’ân'ın Çağdaş Tefsiri, İstanbul
1988.
Aydın, Ömer, Kur’ân-ı Kerîm'de İman-Amel İlişkisi, İstanbul 2008.
Bağdâdî, Abdulkâhir, Usûli'd-Dîn, İstanbul 1928.
Bâkıllânî, Muhammed b. et-Tayyib, et-Temhîd, Beyrut
1957.
Bekir Topaloğlu, Yusuf Şevki Yavuz, İlyas Çelebi, İslâm'da İnanç Esasları, İstanbul 2010.
Beydavî, Abdullâh b. Ömer, Envâru't-Tenzîl, İstanbul,
tsz.
Buhârî, Muhammed b. İsmail, es-Sahîh, İstanbul 1981.
Bursevî, İsmail Hakkı, Kelimelerin Arasındaki Farklar,
Çev. Ömer Aydın, İstanbul 2011.
Cürcânî, Seyyid Şerîf, et-Ta’rîfât, tsz.
Devvânî, Muhammed b. Es‘ad, Celâl, tsz.
Draz, M. Abdullâh, Kur’ân Ahlâkı, Çev. E. Yüksel-Ü. Günay, İstanbul 2002.
Ebû Hayyân, el-Bahru'l-Muhît.
Ebû Hilâl, Arab Dilinde ve Kur’ân'da Farklar Sözlüğü [elFurûq fi'l-Luğa], İstanbul 2009.
Ebu'l-Bekâ, el-Külliyât, Beyrut 1992.
266
267
KAYNAKLAR
KAYNAKLAR
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, Muhtasar Hak Dîni
Kur’ân Dili: Meâl-Tefsîr, Haz. Ertuğrul Özalp, İstanbul 2012.
Râğıb, el-Hüseyn b. Muhammed, el-Müfredât fî Ğarîbi'lQur’ân, İstanbul 1986; ez-Zerî‘a alâ Mekârimi'ş-Şerî‘a, Kahire 1393.
Esed, Muhammed, Kur’an Mesajı, İstanbul 1997.
Râzî, Faruddîn, et-Tefsîru'l-Kebîr, Beyrut, tsz.
Gazâlî, Ebû Hâmid, el-İktisâd fi'l-İ‘tikâd, Beyrut 1983.
Râzî, Muhammed b. Ebî Bekr, Muhtâru's-Sıhâh, Beyrut
1995.
Hasan Mahmûd eş-Şafiî, Kelam'a Giriş, Çev. S. Akkuş, İstanbul 2009.
İbn Hazm, Ebû Muhammed Ali, el-Fasl, tsz.
İbn Kesîr, İsmail b. Ömer, Fethu'l-Qadîr, Beyrut 1992.
İbn Mâce, es-Sünen, İstanbul 1981.
İbn Manzûr, Cemâluddîn Muhammed, Lisânu'l-Arab,
Beyrut 1968.
İbnu'l-Esîr, Mübârek b. Muhammed, en-Nihâye fî Ğarîbi'l-Hadîs, Kahire 1963.
İzzuddin b. Abdilaziz b. Abdisselâm, Tefsîru'l-Qur’ân,
Beyrut 1416/1996.
Reşid Rıza, el-Vahyu'l-Muhammedî, Kahire 1960.
Süleyman Uludağ, “Amel”, DİA, III, 13-19.
Sülün, Murat, Kur’ân-ı Kerîm Açısından Îmân-Amel İlişkisi, İstanbul 2000.
Taberî, Muhammed b. Cerîr, Câmi‘u'l-Beyân, Beyrut
1984.
Yaşar Düzenli, Üslub ve Semantik Açıdan Kur’ân ve Şefaat, İstanbul 2008.
Zebîdî, Muhammed b. Muhammed, Tâcu'l-Arûs, Beyrut
1994.
Karataş, Mustafa, İbadetlerde Ruh ve Şekil, İstanbul
2005.
Mehmed Durmuş, Kur’ân'a Göre Şefaat, Ankara 2010.
Muhammed Abduh, Fâtiha Sûresi ve ‘Amme Cüzü Tefsîri, İstanbul 2012.
Muhammed Ali, İslâm Dîni, İstanbul 2007.
Mukâtil b. Süleymân, Tefsîr-i Kebîr, İstanbul 2006.
Mustafavî, Hasan, et-Tahkîk fî Kelimâti'l-Qur’ân, Tahran
1401.
Münâvî, Muhammed Abdurrahman, et-Tevkîf ‘alâ Muhimmâti't-Te‘ârîf, Beyrut 1410.
268
269
Download