Sorularlarisale.com "His, hissiyat ve duygu" kavramlarını ve farklarını izah eder misiniz? Göz kulak gibi uzuvlarımıza duygu değil, duyu diyoruz, günümüz Türkçe'sinde. Yani bunlar dış alemi algılamak için aletlerdir. Duygu ise bu duyularca taşınan bilgilerin kalp ve ruhta hasıl ettiği sevgi, hayranlık, şükran, öfke, nefret gibi şeylerdir. Bunlara hisler de denir. Hislerin bu aletlerle alakası yoktur. Bu aletlerce gelen veriler bir idrak - şuur merkezine ulaşır. İşte mahzar-ı hissiyat (hislerin göründüğü yer) olan bu merkeze vicdan diyoruz ki, burası kalbin bir yönüdür. Kalbin bir yönü de akıldır ki, ma’kes-i efkar (fikirlerin yansıdığı yer) dır. Akıl, vicdan, nefs, kalp, ruh birbirinden apayrı şeyler değildir. Çünkü ruh mürekkeb (farklı şeylerin bir araya gelmesi ile oluşmuş bir şey) değildir, yani basittir. Dolayısıyla bunlar ruhun farklı yönlerini ifade eder, yani ruhun farklı sıfatlarıdır. Kur’an’ın “Kalpleri vardır akletmezler” ifadesi ile akletmeyi kalbe ait bir fonksiyon olarak bildirmesi, bu konuda yeterince ufuk açıcıdır. Görme, işitme, tatma, koklama ve temas duyuları gibi duyulardan başka beş tane de batinî duyudan bahsedilir. Hatta sayısız latifeler olduğunu konunun mütehassısları anlatıyorlar. Hissiyat dediğimiz duyuların bir kısmı hayvanlarda da olan cinstendir. Şehvet, gadap gibi. İnsanın hayvanlarla ortak yönü budur. Fakat hayvan güle bakar ama ondaki güzelliği görüp mest olmaz, sanatı fark edip hayran olmaz. Bunlar insan has hissiyattır. Altıncı Söz’deki muvazeneler hatırlanırsa, bizde bulunan bu hissiyatın sadece hayvani arzu ve ihtiyaçlarımızı görelim diye verilmediği; asıl vazifelerinin kâinata açılmış birer radar gibi, kâinattan veri toplayıp Rabbimizin azamet ve haşmetini; rahmet ve cemalini tanımamızdır. İşte hayvanî arzulara hizmet eden hisler muzır ve saptırıcı olabilirken, yerinde kullanıldığında harika birer mürşit olurlar... page 1 / 1 Powered by TCPDF (www.tcpdf.org)