nabucco ortadoğu`ya genişleyebilir mi?

advertisement
>
101
İnceleme
Nabucco’nun Ortadoğu’ya olası uzantıları Türkiye’nin Doğu ve Batı arasındaki köprü rolünü güçlendirecektir.
İnceleme
>
Ali Oğuz DİRİÖZ
Bilkent Üniversitesi
Uluslararası İlişkiler Bölümü
Doktara Öğrencisi
NABUCCO ORTADOĞU’YA GENİŞLEYEBİLİR Mİ?
Can Nabucco Extend to the Middle East?
Abstract
The signing of the Nabucco Project was an important step in the diversification of secure
energy supply source and route to Europe. It could be argued, was a milestone for the realization of one of the most important geo-strategic objectives of Turkey since the completion of the Baku-Tiflis-Ceyhan (BTC) petroleum pipeline project. One should not forget
however that diversifying supplies of energy as a commercial commodity rather than a
strategic raw material were some of the key objectives in both the BTC petroleum and
Nabucco natural gas pipelines. Thus it would be desirable that the Nabucco project were
to be extended towards new supplies from the Middle East. However, there are many factors from the conjuncture and instable environment in the Middle East to the rise of Liquefied Natural Gas (LNG).
Ortadoğu Analiz
Eylül’09 Cilt 1 - Sayı 9
>
102
İnceleme
Türkiye’nin Ortadoğu ile yakınlaşması Avrupa ile ilişkilerine rağmen değil,
birbiri ile uyum içinde, yapıcı ve pozitif bir yaklaşıma dayanarak gelişmiştir. Bu açıdan, Nabucco projesinin Ortadoğu’ya uzanmasının Türkiye’nin
hem Avrupa Birliği, hem de Ortadoğu ülkeleri ile devam eden çok yönlü
ilişkilerini geliştirmesi açısından yararları olacaktır.
Giriş
A
ğustos ayında, büyük bir tören ile imzalanan Nabucco projesi doğalgaz tedariki
konusunda hem Türkiye’ye önemli getiriler sağlaması, hem de Türkiye’nin Avrupa’nın
enerji tedarikinde önemli bir arter, transit ve
dağıtım noktası olarak jeo-stratejik önemini
arttırması açılarından tarihi bir dönüm noktasıdır. Stratejik öneme sahip olmanın ötesinde,
Ortadoğu’dan ve Kafkaslar’dan gelecek doğalgazın Avrupa pazarına iletilmesi ticari açıdan
geniş imkânlar sağlayacaktır. Eleştirilerde her
ne kadar Nabucco’nun çeşitliliği daha fazla arttırması gereği ya da Türkiye’nin sadece transit
değil kontrol eden bir aktör olması dile getirilse de, projenin yapılmış olması dahi Türkiye’nin
uluslararası etkinliğini arttırmaktadır. Nabucco
projesinin serbest piyasa mekanizmalarını güçlendirmeyi hedeflediği ve herhangi bir tarafa
karşı olmadığı Türk Resmi makamlarınca vurgulanmaktadır.1 Bu açıdan Nabucco’nun yakın gelecekte Ortadoğu’ya olası uzantıları Türkiye’nin
Doğu ve Batı arasındaki köprü rolünü güçlendirip, istikrara katkı sağlayarak ekonomik açıdan
etkinliği ve “yumuşak gücünü” arttıracaktır.
Nabucco projesinin özünde Avrupa piyasasına ulaşan enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi
olduğundan Ortadoğu’ya uzanmanın ötesinde
Ortadoğu’dan kaynak sağlamak amacıyla da yola
çıkılmıştır.
1. Türkiye’nin Enerji Politikası ve Nabucco
Türkiye’nin 1980’lerde Ortadoğu ile ticarete
büyük önem verdiği dönemin ardından bölge ile ilişkilerin yeniden canlandığını söylemek
mümkündür. Türkiye bölgenin barışı, refahı ve
istikrarına katkıda bulunmaya çabalamakta ve
ihtilaflarda taraf olmamaya özen göstermektedir. Türkiye’nin dış ticaret hacmi 1990 yılında
35 milyar dolar iken,2 2008 yılında yıllık dış ticaret hacmi nerdeyse 10 misli artarak 334 milyar
dolara ulaşmıştır.3 Ortadoğu ile ticaretin (enerji
de bu ticaretin önemli bir unsurudur) artmasından dolayı bölge istikrarı ve refahından fayda
sağlamaya başlamıştır. Bütün bunlara ilaveten,
Türkiye’nin Ortadoğu ile yakınlaşması Avrupa ile ilişkilerine rağmen değil, birbiri ile uyum
içinde, yapıcı ve pozitif bir yaklaşıma dayanarak
gelişmiştir. Yani Ortadoğu ile güçlü ilişkilerin
Avrupa Birliği için de katma değer olacağı düşünülmektedir. Bu açıdan, Nabucco projesinin
Ortadoğu’ya uzanmasının Türkiye’nin hem Avrupa Birliği, hem de Ortadoğu ülkeleri ile devam
eden çok yönlü ilişkilerini geliştirmesi açısından
yararları olacaktır.
Nabucco doğalgaz boru hattı projesi,
Azerbaycan’ın Hazar kıyılarındaki Şahdeniz sahasından çıkmakta olan ve 2007’den bu yana
Bakü-Tiflis-Erzurum boru hattı ile Türkiye’ye
tedarik edilen doğalgazın, Bulgaristan, Romanya
ve Macaristan aracılığıyla Avusturya’ya ulaştırılması projesi olarak düşünülmüştür. Ancak daha
sonra kavramsal düzeyde, Ortadoğu kaynaklarının da Batı pazarlarına taşınma vasıtası olarak
geliştirilmiştir. Bu bağlamda Avrupa Birliği, Türkiye ve Kafkasya arasında çok yönlü işbirliğini
gerektiren bir uluslararası proje olması ve çok
sayıda ülkeden geçecek olması projenin önemini
anlatmak için yeterlidir.
Türk yetkililer, Nabucco’yu 21. yüzyılın projesi
olarak gördüklerini ve sadece enerji değil, onun
ötesinde Orta Asya’yı, Kafkasları, Ortadoğu’yu
bir havza olarak Avrupa’ya bağlayan bir vizyonun
gerçekleşmesi olarak görmektedir. Nabucco’nun
hiçbir ülkeye karşı olarak düşünülmediğini,
Türkiye’yi Avrupa Birliği’nin vazgeçilmez bir
parçası kılacak unsurlardan biri olan stratejik
boyutunun değerlendirilmesi gerektiğinin özellikle altı çizilmiştir.4
Yeni sanayileşmiş bir ülke olan Türkiye, enerji
konusunda nispeten fakir sayılabilir. Sanayi için
Ortadoğu Analiz
Eylül’09 Cilt 1 - Sayı 9
>103
İnceleme
İstikrar sorunu Irak’ın zengin yataklarının Nabucco’ya kısa zaman içinde dâhil olmasını güçleştirmektedir.
artan enerji açığıyla yüzleşmek durumunda olan
Türkiye, sürekli olarak hem enerji kaynaklarını,
hem de tedarikçi ülkeleri çeşitlendirme olanakları aramaktadır. Geçen yüzyılın önemli bir projesi
olan Bakü-Tiflis-Ceyhan projesi de bu kapsamda
Türkiye’nin enerji kaynağı çeşitlendirilmesi açısından mihenk taşıdır. Ancak bu çabalara karşın
Türkiye’nin enerji çeşitliliği yaratma hedefine
ulaşabildiğini söylemek zordur. Doğalgaza ve en
büyük ithalatçısı Rusya’ya alternatif geliştirmek
bakımından Nabucco önemli bir projedir. Ancak
Nabucco’nun gerçekleşmesi Rusya ile var olan
ve yapılması planlanan projelere mani değildir.
Nabucco’ya ek olarak Türkiye’nin Rusya’dan doğalgaz alımı uzun süre devam edecek olmasına
rağmen Nabucco projesi, çeşitlendirilme konusunda hem Avrupa, hem de Türkiye için önemli
bir girişimdir.
2. Enerji Çeşitliliği Bağlamında Ortadoğu
Arap dünyası ile Avrupa arasında enerji işbirliği
olanakları, bilhassa yenilenebilir enerji alanında
son yıllarda yeniden gündeme gelmiştir. Bu çerçevede kurulan Akdeniz çapında yenilenebilir
enerji işbirliği olan Trans Akdeniz Yenilenebilir
Enerji İşbirliği (TREC) projesi 2003 yılında başlatılmıştır.5 Proje kapsamında hazırlanan temel
planlara göre Akdeniz bölgesinde bir yenilenebilinir enerji ağı oluşturulup bölgenin rüzgar,
güneş, biyokütle, jeotermal, hidroelektrik ve
benzeri yenilenebilir enerji sistemleri geliştirilmesinde işbirliği yapılması gündemdedir. Bu
bağlamda geniş bir bölgeye etkin, güvenli ve kesintisiz dağıtım yapılması öngörülmektedir. Bu
kapsamda Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesinin
yüksek güneş enerji potansiyelinden dolayı projeye katılmaları öngörülmüştür.
Ortadoğu Analiz
Eylül’09 Cilt 1 - Sayı 9
>
104
İnceleme
Mısır ve Ürdün’ün istikrarlı oluşu ve son yıllarda olağanüstü biçimde ilerleme kaydeden Türkiye-Suriye ilişkileri göz önüne alınırsa, Nabucco’nun
Ortadoğu’ya yönelik genişlemesindeki ilk adım Arap Gazı ile olacakmış
gibi gözükmektedir.
Türkiye açısından, yenilenebilinir enerji projesi sayesinde hedeflenen enerji koridoru olma
konumunun önemli ölçüde sağlanacağı düşünülmektedir. Dolayısıyla, TREC’de olduğu gibi,
Nabucco’nun da ileriki hedefleri arasında enerji
kaynaklarının çeşitlendirilmesi arzu edilen bir
gelişimdir. Bu genişlemenin en önemli hedefi
doğal olarak Ortadoğu’dur. Türkiye Cumhuriyeti
Dışişleri Bakanlığınca yayınlanan “Türkiye’nin
Enerji Stratejisi”6 belgesinde de bu hedef açıkça
belirtilmektedir.
Bu bağlamda, doğalgaz konusunda Türkiye’nin
Avrupa’nın enerji güvenliğine katkıda bulunması mümkün olabilecektir. 2007 yılında tamamlanmış olan Şahdeniz sahasından Bakü-TiflisErzurum doğalgaz hattının yanı sıra, Nabucco
ile Hazar havzasındaki doğalgazın Bulgaristan,
Romanya, Macaristan üzerinden Avusturya’ya
kadar ulaştırılması planlamaktadır. İleriki aşamalarda, Azeri gazına ilaveten Ortadoğu’dan
İran, Irak, ve Mısır’daki gaz kaynaklarının da
projeye dahil edilmesi düşünülmektedir. Ancak
bu genişlemenin her aşamasında farklı zorluklar
söz konusudur.
İran’da yaşanan olaylı başkanlık seçimlerinden
sonra, zaten ABD ile gergin olan ilişkilere ilaveten AB-İran ilişkileri de gerilmiştir. Orta vadede ilişkilerin düzelmesi halinde İran gazının
Nabucco’ya dâhil edilmesi ciddi bir olasılıktır.
Türkiye ile İran arasında halihazırda doğalgaz
boru hattı mevcut olup doğalgaz tedariki konusunda iki ülkenin ilişkileri önemli bir işbirliği mertebesine ulaşmış ve geliştirilmesi çabaları
sürmektedir. Nabucco projesine dahil olma olasılığı İran’ın Batı’yla ilişkilerini düzeltme yönünde önemli bir motivasyon kaynağı olabilir.
Irak ile Türkiye arasında Kerkük-Yumurtalık petrol boru hattına paralel bir doğalgaz boru hattı
döşenmesi mümkündür. Nabucco’nun imzalan-
masıyla birlikte Irak gazının da Nabucco’ya dâhil
edilmesine yönelik niyetler Türk yetkililerce
açıkça dile getirilmiştir.7 Ancak, Irak gazına ilişkin Türkiye ile Kuzey Irak yerel yönetimi arasında PKK ve Kerkük gibi konular bağlamında yaşanan sorunlar engel teşkil etmektedir. Irak’taki
iç etnik meselelerin yansıması olarak halen bir
hidrokarbon yasası ve gelir paylaşım yasasının
gerçekleştirilememiş olması da Irak’ın zengin
yataklarının Nabucco’ya kısa zaman içinde dâhil
olmasını güçleştiren etkenler arasındadır. Kuzey Irak’taki rezervlerin net olarak bilinmemesi,
yerel yönetim ile yaşanan güven sorunu gibi nedenlerden dolayı Güney Irak’taki kaynakların da
katılımıyla, Irak’ın yakın gelecekte Nabucco’ya
dahil edilmesi öngörülmemektedir.
Arap Gazı konusunda, 2009 yılı başında
Mısır’dan Ürdün ve Suriye üzerinden gelecek
doğalgaz boru hattının yıl sonuna kadar tamamlanabileceğine dair görüşler belirtilmişti.8
Ortadoğu’da belirsizliğin devam etmesine karşın,
Mısır ve Ürdün’ün istikrarlı oluşu ve son yıllarda
olağanüstü biçimde ilerleme kaydeden TürkiyeSuriye ilişkileri göz önüne alınırsa, Nabucco’nun
Ortadoğu’ya yönelik genişlemesindeki ilk adım
Arap Gazı ile olacakmış gibi gözükmektedir.
Bu konuda çalışmalar devam etmekle beraber,
Mısır ve Suriye’den gelecek gazın İran ve Irak
gazlarının yanında daha az bir miktarda olması
öngörülmektedir. Dolayısıyla, hacim olarak daha
önemli miktarlarda olan İran veya Irak gazlarının gelmesi veya Körfez bölgesindeki Katar ve
Suudi Arabistan gibi ülkelerin de Arap gazına
katılması gerekmektedir ki Türkiye, Nabucco ile
Avrupa’ya yapılan doğalgaz ihracatında bir ana
arter olabilsin.
3. LNG’nin Artan Önemi
Doğalgaz tabiatı itibariyle, alıcı ve tedarik eden
ülkeler arasında karşılıklı bağımlılık ilişkisi yaratmaktadır. Petrolün aksine doğalgaz doğada
sıvı olarak bulunmadığından LNG olarak sıvılaş-
Ortadoğu Analiz
Eylül’09 Cilt 1 - Sayı 9
>105
İnceleme
tırılması ve özel tankerler ya da boru hatları ile
taşınması gerekmektedir. Lojistik olarak, doğalgazın bütün taşıma çeşitleri petrolden farklıdır.
Doğalgazın kullanımı da petrolden farklıdır ve
yine, petrolün aksine, ulaşım araçlarında fazla
kullanılmamaktadır. Daha ziyade elektrik üretimi ve konutlarda ısınma ihtiyacı için kullanılmaktadır. Gerek LNG, gerekse boru hatları ile
taşınma yöntemi son derece pahalı olduğundan
uzun dönemli yatırımlara ihtiyaç vardır ve bu
da satın alma garantisi ile çalışılmasını gerektirmektedir. Satın alma garantili bir anlaşma, ihraç
eden ile satın alan ülke arasında uzun dönemli
taahhütler gerektirmektedir. Böyle uzun dönemli yatırımlar ve satın alma garantileri bir anlamda karşılıklı bağımlılığın kuvvetli olması gerektiğine işaret eder ve hem tedarikçi ülke hem de
alıcı ülke arasında uzun dönemli iyi ilişkiler gerektirir. Bu bağlamda Sovyetler Birliği’nin gelir
kaynağı olarak 1980’lerde % 15 ile % 20 oranında
doğalgaza bağımlı olduğu göz önünde bulundurulursa, bir süper gücün bile milli gelirinin
büyük ölçüde enerji ihracatına bağımlı olduğu
ve ekonomisini o şekilde biçimlendirildiğinden
alıcı ülkelere ihracat yapması gerektiği gerçeği
ortaya çıkmaktadır.9
Hal böyle iken, LNG’nin teknolojik ilerlemeler
ile daha yaygın olma ve bilinen doğalgaz ticaretindeki tedarikçi ile tüketici ülke arasındaki
karşılıklı bağımlılık ilişkisini yeniden şekillendirip şekillendiremeyeceği sorgulanabilir. Kaldı ki,
kimilerine göre, doğalgaz karşılıklı bağımlılıktan
ziyade tüketici ülkeyi doğalgaza tek taraflı olarak
ve dolayısıyla tedarikçi ülkeye bağımlı kılmaktadır. Bu konuda, Ronald Reagan’nın başkanlığı dönemindeki Amerikan yönetimi, Avrupalı
müttefiklerinin Sovyetler Birliği’nden doğalgaz
alımına hazırlanmasını eleştiriyordu. Dönemin
Savunma Bakan Yardımcısı Richard N. Perle’ye
göre enerji ticareti ile Sovyetler Birliği daha ılımlı olmayıp, aksine askeri gücünü arttıracak ve bu
bağlamda Batı Avrupalı müttefiklerinin Sibirya
doğalgazı için anlaşmalar yapması sonucunda
Sovyetler Birliği’ne karşı ekonomik savunma
politikalarının sekteye uğrayabileceğini düşünüyordu.10 Benzer endişeler İngiliz Başbakanı
Gordon Brown tarafından 2008 yazında dile getirilmiştir.11 Bu görüşü savunanlara göre, enerji
ilişkilerinde karşılıklı bağımlılıktan ziyade tü-
ketici ülkenin tehlikeli biçimde tedarikçi ülkeye
bağımlı olup o ülke lehine bir güvenlik avantajı
doğacağı düşünülmektedir.
Serbest piyasayı desteleyen görüşlere göre ise
doğalgazın özel yapısından dolayı karşılıklı bir
bağımlılığın ve ülke politikalarından ziyade piyasaların fiyat belirlemede etkin olduğu ifade
edilmektedir. Bu bağlamda Forbes dergisi 1980’li
yıllarda, Sovyetler Birliği’nden Sibirya doğalgaz
alımının azalmasında Amerikalı diplomatlardan
ziyade piyasa koşullarının etkili olduğunu öne
sürmüştü.12 1980’lerdeki bu olay doğalgazın stratejik bir hammadde olma özelliği kadar serbest
piyasanın talep ettiği ticari bir hammadde olmasının önemini de gözler önüne sermiştir.
Dolayısıyla, LNG’deki gidişat ve yaygınlaşma
Ortadoğu ülkelerinin Nabucco projesine girme konusunda belirleyici bir rol oynayabilir.
LNG’nin doğalgazın daha verimli ihraç edilmesi
bakımından yeni bir teknoloji olduğu düşünülmekte ve bu Rusya dahil olmak üzere doğalgaz
ihraç eden ülkeler için önemli bir potansiyel olarak görülmektedir. Rusya’da 1993 ile 2003 yılları
arasında LNG pazarı yıllık ortalama % 7.3’lük
bir büyüme göstermiş ve doğalgaz boru hattına
alternatif olarak görülmeye başlanmıştır.13 Türkiye de aynı doğrultuda LNG’ye önem vermekte
ve Ceyhan’ın önemli bir LNG limanına dönüştürülme olasılığı resmi makamlarca değerlendirilmektedir.14 Bu da zaman içinde LNG’nin daha
yaygın duruma gelmesi halinde, doğalgazın petrole ve LPG’ye benzer şekilde taşınması ve boru
hatlarının ikinci plana düşebileceği anlamına gelebilir. Bu da Ortadoğu’nun Nabucco’ya katılımının önemini dolaylı olarak azaltır.
Sonuç
Sonuç olarak Nabucco’nun Ortadoğu’ya yönelik genişlemesi, gerek Türkiye’nin ulusal enerji
politikası, gerekse Nabucco projesinin amacı
doğrultusunda arzu edilen bir hedeftir. Unutulmamalıdır ki Verdi’nin Operası olan Nabucco,
Babil kralı Nebukadnezar’dır ve isim itibariyle
de Doğu’ya yönelimin sembolüdür. Kaldı ki Avrupa Birliği’nin Ortadoğu’ya yönelik enerji işbirliği projeleri doğalgaz ile sınırlı değildir. TREC
projesinde olduğu gibi yenilenebilinir enerji konusuna da ilgi vardır. Ancak, projelerin ilgi aşa-
Ortadoğu Analiz
Eylül’09 Cilt 1 - Sayı 9
>
106
İnceleme
masını aşıp gerçeğe dönüşmeleri için öncelikle
Ortadoğu’daki istikrarın sağlanması, Irak’taki
dengelerin adil biçimde gözetilmesi, İran ile
uluslararası toplum arasındaki gerginliğin yumuşaması gerekmektedir. Arap Gazının katılma-
1
2
3
4
5
6
DİPNOTLAR
7
8
9
10
11
12
13
14
sı daha gerçekçi gözükmekle beraber çalışmalar
devam etmektedir. Diğer taraftan LNG’nin yaygınlaşıp yeni boru hatlarına ihtiyaç kalmadan piyasalara ulaşma durumu da bu konuda yeni boru
hattı projelerinin kaderini etkileyebilir.
T.C. Dışişleri Bakanlığı internet sitesi, Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Burak Özügergin’in Olağan Basın Toplantısı, 5 Ağustos 2009, http://www.mfa.gov.tr/disisleri-bakanligi-sozcusu-sayin-burakozugergin_in-olagan-basin-toplantisi_-5-agustos-2009.tr.mfa Son Erişim: 17 Ağustos 2009
Ankara Ticaret Odası İnternet Sitesi: http://www.atonet.org.tr/yeni/index.php?p=559&l=1Son Erişim: 15 Mayıs 2009
Dış Ticaret Müsteşarlığı Resmi İnternet Sitesi, Dış Ticaret İstatistikleri http://www.dtm.gov.tr/
dtmadmin/upload/EAD/IstatistikDb/eko01.xls Son Erişim: 13 Mayıs 2009
T.C. Dışişleri Bakanlığı internet sitsi, Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Burak Özügergin’in Olağan Basın Toplantısı, 5 Ağustos 2009, http://www.mfa.gov.tr/disisleri-bakanligi-sozcusu-sayin-burakozugergin_in-olagan-basin-toplantisi_-5-agustos-2009.tr.mfa Son Erişim: 17 Ağustos 2009
TREC ( Trans- Mediterranean Renewable Energy Co-operation), http://www.desertec.org/fileadmin/downloads/media/summary_tr.pdf Son Erişim: 1 Ağustos 2009
T.C. Dışişleri Bakanlığı internet sitesi, “Türkiye’nin Enerji Stratejisi” (Ocak 2009) http://www.mfa.
gov.tr/data/DISPOLITIKA/EnerjiPolitikasi/Türkiye’nin%20Enerji%20Stratejisi%20(Ocak%202009).
pdf Son Erişim: 16 Ağustos 2009
T.C. Dışişleri Bakanlığı internet sitsi, Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Burak Özügergin’in Olağan Basın Toplantısı, 5 Ağustos 2009, http://www.mfa.gov.tr/disisleri-bakanligi-sozcusu-sayin-burakozugergin_in-olagan-basin-toplantisi_-5-agustos-2009.tr.mfa Son Erişim: 17 Ağustos 2009
T.C. Dışişleri Bakanlığı internet sitesi, “Türkiye’nin Enerji Stratejisi” (Ocak 2009) http://www.mfa.
gov.tr/data/DISPOLITIKA/EnerjiPolitikasi/Türkiye’nin%20Enerji%20Stratejisi%20(Ocak%202009).
pdf Son Erişim: 16 Ağustos 2009
Grace, J.D., “Russian Oil Supply: Performance and Prospects”, Oxford University Press-Oxford
Institute for Energy Studies, UK, 2005
Jentleson, B.W., “Pipeline Politics”, Cornell University Pres, Ithaca and London, 1986.
Gordon Brown, The Observer, 31 Ağustos 2008, “This is how we will stand up to Russia’s naked
aggression; As European leaders meet, the Prime Minister says security is linked to the politics of
energy.”
Forbes, 11 Nisan, 1983, sayfa. 170. “American diplomacy couldn’t cut Russian export earnings
from natural gas, but it looks like the market can.” –Jentleson, B.W., “Pipeline Politics,” (1986)
kitabından sayfa 200.
“Russia’s Energy Policy, 1992–2005” V. Milov, L. L. Coburn, and I. Danchenko Eurasian Geography
and Economics, 2006, 47, No. 3, pp. 285-313.
T.C. Dışişleri Bakanlığı internet sitesi, “Türkiye’nin Enerji Stratejisi” (Ocak 2009) http://www.mfa.
gov.tr/data/DISPOLITIKA/EnerjiPolitikasi/Türkiye’nin%20Enerji%20Stratejisi%20(Ocak%202009).
pdf Son Erişim: 16 Ağustos 2009
Ortadoğu Analiz
Eylül’09 Cilt 1 - Sayı 9
Download