vııı. kutlu dogum sempozyumu

advertisement
İLAHİYAT FAKÜLTESİ
İslam Felsefesi Anabilim Dalı
VIII. KUTLU DOGUM
SEMPOZYUMU
(TEBLİGLER)
18 NİSAN 24»05
ISPARTA
S.D.Ü. İLAHİYAT FAKÜLTESi
İslam Felsefesi Anabilim Dalı Başkanlığı
Bilimsel Toplantılar Yayın No: 3
TERTİP HEYETi
S.D.Ü. İLAHİY AT FAKÜLTESi
İslam Felsefesi Anabilim Dalı Başkanlığı
Prof. Dr. İsmail YAKIT (Başkan)
Doç. Dr. Kemal SÖZEN
Dr. Nejdet DURAK
Bilgehan Bengü TORTUK
EDİTÖR
Prof. Dr. İsmail YAKIT
ISBN 975-7929-94-8
Kapak ve İç Düzen
Nejdet DURAK
BASKI
Tuğra Matbaası,
(0246) 224 14 68
Yayınlanan tebliğierin dil,
Yayınlanan tebliğler
üslfip ve ilmi sorumluluğu yazarlaona aittir.
kaynak gösterilmek şartıyla iktihas ve atıf şeklinde
kullamlabilir;
©SDÜ İlahiyat Fa}..iiltesi İslam Felsefesi Ana Bilim Dalı-2006
iSTEME ADRESi
S.D.Ü. ilahiyat Fakültesi ISPARTA
Tel: (0246) 211 45 50
ALMAN SİYER YAZICILIGINDA HZ. MUHAMMED İMAJI
(~nnemarie Schimmel Örneği)
Prof. Dr. İbrahim SARIÇAM*
Saygıdeğer hanıınefendiler,
-Köniışi:naına başlarken
beyefendiler;
hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Önce, geleneksel Batı oryantalizminin Hz. Muhammed'le alakah
geliştirmiş olduğu farklı bakış açılarını kısaca
taraftarlan
onu,
daha
çok
Hıristiyanlık
özetlemek istiyorum. Bir
ve Yahudilik
görüş
kaynaklanndan
faydalanarak kendi toplumunun sorunlarına yerel çözümler üreten bir lider
olarak
tanımlamış
Çoğunluğunu
ve onun
mesajının
kilise kökenli
mahalli
olduğu
vurgusunu
araştırmacıların oluşturduğu
"Hristiyanlığın baş düşmanı", "şiddet yanlısı", "şeytanın
yapmıştır.
bir grup,
"sapık",
dostu", ''kötülüklerin
kaynağı" gibi tamamen olurİ:ısuz ve önyargıli tanımlamalarla, batı kamuoyunu,
Hz. Muhammed'e ve onun
çalışmışlardır.
şahsında
Bir başka grup ise,
Müslümanlara
yaptığı çalışmalarla
karşı
yönlendirmeye
Hz. Muhammed'in tarihi
kişiliğinin var olup olmadığını tartışmaya açmışlardır. Son olarak, İslam
kaynaklanna dayanarak ve bilimsel
objektiffiğe
riayet ederek Hz. Muhammed'i
anlamaya çalışan bir grup da sağlıklı tespitlerde bulunmuşlardır.
Alman oryantalizmi içinde Hz. Muhammed hakkında yapılan
çalışmalar
önemli yer tutar. Bunlar içinde salt akademik saiklerle hareket edenler
bulunduğu
gibi,
farklı görüşler
ortaya atanlar da
vardır. Sözgelişi
Hubert
Grimme (1864-1942), ilk ve orijinal şekliyle İslamiyet'in bir din olmaktan
ziyade o günkü topluma hakim olan sosyal problemierin çözülmesini ve
• Ankara Üniversitesi ilahiyat Fakültesi
özellikle zenginler ile fakirler
arasındaki farklılıklann
giderilmesini hedef alan
tebliğeisi
sosyal bir hareket olarak görür. Hz. Muhammed'in yeni bir din
ortaya
çıkmadığını,
görüş
bizzat
bunun
doğru olmayacağını
insanlan sosyalizme
batılılar arasında
çağırdığını
bile itibar
iddia eder. Ancak bu son
görmemiştir. Sözgelişi
söyleyen Hurgronje'nin
olarak
görüşüne
de
Rudi Paret,
atıfta
bulunarak
buna karşı çıkar.
Özellikle son zamanlarda, fenomenolojik olarak, önyargıdan ve
bilgisizlikten kaynaklanan tutumlara karşı bir duruşla, toplurolann birbirini
anlamasına, bunun için ortak zernin aramaya, kendi kamuoylannı, karşı taraf
hakkında olumlu düşüncelerle beslerneye ve doğru bilgilendirmeye matuf
çalışma yapanlar bulunmaktadır. Bunlardan birisi de Annemarie Schimmel'dir.
Bu tebliğde Annemarie Schimınel'in Hz. Muhammed hakkındaki görüşlerini
ortaya koyarken Muhammad adlı Almanca kitabı esas alınacaktır (Diederichs
Kompakt, München 2002). Eserin 4. sayfasında, 1981 yılında Diederichs
tarafından yayımlanan Annemarie Schimmel'in Hz. Muhammed üzerine yazdığı
Und Muhammad ist Sein Prophet-Die Verehrung des Propheten in der
İslamisehen Frömmigkeit- ( Ve Muhammed O'nun Peygamberidir-İslam
Dindarlığında
kitabın
Peygamber Saygısı) adlı esere dayandığı kayıtlıdır. Yazann,
Girişinin sonunda yer alan imzası, ''Bonn, Mayıs 2002" yer ve tarih
kaydını taşİmaktadır.. Kendisi
vefatından
sağlıklı
önce
2003 yılının Ocak ayında vefat ettiğine ve
olduğuna göre, imza, vefatından kısa bir süre öncesine
tekabül etinektedir. Bu durumda 1981 yılında yapılan baskının gözden
ve üzerinde çalışılmış şeklidir. Yazar, başta Kur'an-ı Kerim ve hadis
külliyatı olmak üzere temel İslam kaynaklannın yanısıra doğuda ve Batıda
yapılan çalışmalara da yer vermiştir. Konulan sistematik olarak ele almıştır. Çok
geçirilmiş
fazla dipnota yer
vermerniştir.
Hz. Muhammed'in kültürde
yaşayan
yönüne
ağırlık vermiştir.
Annemarie Schimmel, kitabın Girişinde, eskiden beri Batı dünyasının
Peygamber Muhammed'in durumuna karşı anlayışsızlığının kendisini yakından
meşgul ettiğini açıklar; yalnız sıradan vatandaşiann değil, aynı
zamanda pek çok
oryantalistin, Hz. Muhammed'in olumsuz niteliklerini ortaya çıkarmaya
meylettiğini;
bundan başka oryantalistlerin, İslam'ın, Batı'yı ve Hristiyan
kültürünü tehdit eden bozuk bir din olarak tasvir
uydurrnalannı
tadat ettiklerini belirtir.
Devarnında,
edildiği
Türk
tüm
ortaçağ
işçilerine
ve
fundamentalist denilenlere karşı tepkilerin ve/aynı şekilde, çoğulcu toplumda
yabancı bir dini kendi gerçek değerine uygun bir şekilde tanıma konusundaki
122
yetersizliğin
de bu olumsuz tabloya dahil
sekülerleşmenin
de, pek çok
olduğunu
insanın, başkalanna
kaydeder. Schimmel, artan
kutsal
parça saygı rluyınasım bile açıkça imkansız hale getirdiği
Müslümanlar için Hz. Muhammed'in,
kişi
olan "baba figürü"
Müslümanlarca
getirildiğini,
onun
olduğu
ömekliği
tanıdığı
hususlara bir
görüşündedir.
takip edilmesi gereken
kanaatini dile getiren Annemarie Schimmel,
hayatının
öğrenildiğini,
kendisine
Medine'de bulunan kabrini ziyaretin, milyonlarca
saHitu
selam
insanı
manevi
olarak ~celttiğini, çeşitli ırkiara mensup müslüman şairlerin bu yere özlemlerini
dilt! getirdiklerini belirtir. Bunun
yanısıra,
şekilde bağlı olduğu
çözülmez bir
politikacının
onda, etkisinin
eşitlik
bir medeniyetin kurucusunu,
kardeşliği
ö@tleyen politik bir lideri
girişini şu
sözlerle bitirir:
"Diğer
modem
gör~üğünü
ve
söyler. Schimmel eserinin
insaniann dini duygulanna, ancak
ortaçağda
rastlanabilecek mütekebbirane bir el hareketiyle ve fundamental olarak hafife
almaksızın/
küçümsemeksizin,
anlayışı
öğrenmeliyiz.
Belki
bu
kitap,
Muhammed figürürie ve aydınınıizin hemen hemen bir şey bilmediği İslami
değerleri tanımaya yardımcı
olabilir".
Muhammed'in hayatı başlığı altında Schimmel, Hz. Muhammed'in
biyografisinin bize çeşitli kaynaklar vasıtasıyla ulaştığını kaydettikten sonra,
Kur'an-ı Kerim'in, onun ve genç İslam toplumunun hayatı ile ilgili olaylara
çeşitli
telmihler
içerdiğini,
bundan
başka,
hikayesini bir dereceye kadar ortaya
toplumun ve Peygamber'in
hayatı
çıkarmaya yardım ettiğini,
olduğunu
yanısıra,
ile ilgili en önemli olaylan dillendiren ve
Müslümalann muhaliflerini yeren Medineli
önemli kaynak
hadislerin, Hz. Muhammed'in hayat
şair
Hassan b. Sabit'in
şiirlerinin
söylemekte, sonra da siyer kaynaklanna
de
işaret
etmektedir.
/
dah~
ışığında,
Hz.
Muhammed'in kısa biyografisini canlandırmaktadır. Bu çerçevede Çocukluk ve
Gençlik, Vahiylerin Başlaması, Habeşistan'a ve Medine'ye Hicreti, belli başlı
gazveleri ve diğer kronolojik olayları klasik kaynaklardaki tavsife uygun bir
tarzda nakletınektedir. Biz bunları bildiğimiz ve yaşadığımız için belki bizlere
bu anlattıkları çok şey ifade etıneyebilir. Ama bu bilgilere yabancı olan Batı
insanına anlatması önemlidir. Rahip Balıira olayını yorumsuz olarak
Schimmel
sonra,
bahsedilen
materyallerin
nakletınektedir.
Olayları anlatırken
Schimmel,
Müslümanların bakış açısına önemldeğer
vermekte ve bunu özellikle vurgulamaktadır. Sözgelişi "Kur'an'da İncil
123
geleneğinden kaynaklanan Musa, Davud, Yusuf, Süleyman, İsa gibi figürlerin
bahsi, Hristiyan-Musevi
araştırmacılar
geleneğinden aynlık
nezdinde daima vahiylerin
bu hikayeler Müslüman için,
olmuşlardır.
edilmiştir.
gösteren bir kontekste,
kaynağı
Kur'an'ın
şüphe uyandınrken,
üzerine
Allah sözü
olduğuna
üıninl
Çünkü peygamber Muhammed, Kur'an'da
Bu
anlatımları
hiçbir yerde
okumuş
olamaz.
Batılı
dair delil
olarak tavsif
Şayet vahyedilmemiş
olsa, bunlan nasıl kullanmış olabilir?"
Annemarie Schimmel, İslam'ın Medine'de kurumlaştığım, vahiylerin
yüzünün siyasal ve sosyal meselelere
olarak rolünün ortaya
sunulduğunu,
çıktığını
çevrildiğini,
Muhammed'in devlet başkanı
ve mü'minlere vahiyle güzel bir örnek olarak
Mü'minlerin onun izinden gitmeye, oriu örnek almaya
teşvik
edildiğini açıklamaktadır.
Muhammed'in halefieri -Halifeler-
başlığı
altında
Schimmel, Hz.
belirlemediğini
Muhammed'in kendisinden sonra yerine geçecek bir halef
kaydettikten sonra, Ali b. Ebi Talib'e
Şia'nın
Ebi Talib'in Peygamber'in tek yasal halefi
yılında
Peygamber'in onu halife tayin
Fatıma'nın
sadakat gösterdiğini,
olduğu düşüncesini
ettiğini savunduklarını
nesiinin ve özellikle Hasan ve Hüseyin'in,
Şilierin
ve
Ali b.
hayatımn
son
söyler. Hz. Ali ile
Şu irikadında
merkezi
figürler olduğunu; Peygamber ailesine saygının onlar nezdinde sadece dilli değil,
aynı zamanda İslam tarihinde son derece önemli politik faktör olduğunu, Şilierin
Muhammed'Jn kan
akrabaları
olmayan halifeleri ve bu meyanda ilk üç halifeyi
(Ebu Bekir, Ömer ve Osman) tanımadıklarım kaydeder. Ama buna karşılık, Ehli Sünnet ve'l-cemaatin/Sünnilerin, Peygamber ailesine, seyyid veya şeriflere, Ali
ile Fatıma 'nın
ahfadına
derin saygı
duyduklarım
kaydeder.
Sahabilerden Bilfil-i Habeşi, Selmfin-ı Farisi ve Üveys el-Karalli'den
bahseden Annemarie Schimmel'e göre Bilfil-i Habeşi, popüler gelenekte, İslam' ı
kabul eden ve bu sayede hür doğan müslürnanla aynı haklara sahip kılınan
siyahların sembolü; Selmfin-ı Farisi İslam' ı kabul eden İranlıların sembolüdür ve
o
aym
zamanda İslam'a giren
zenginleşmesine
biyoğrafısinde
ve kendilerine
ait bilgileri
İslam'ın
katan herkese bir örnektir. Son olarak, mistik Muhammed
özel rol oynayan bir zahitten, Yemen'de
yaşayan
ve Peygamber'i
hiç görmeden İslam' ı kabul eden, Üveysel-Karam'den söz eder.
Muhammed: Güzel Örnek başlığı altında Annemarie Schimmel, onun
yaşayış şeklinin
rivayetlere
yansıması
hiçbir zaman insanüstü yeteneklere
124
üzerinde
sahip
durmaktadır.
olduğunu
Muhammed'in
iddia
etmediğini,
"vahyolunana hizmetkar" olmaktah
göstermeye davet
edildiğinde,
başka
kavmine
yegane büyük mucizesi olan Kur'an'a
Kur'an'ın güzelliğinin,
onun Allah'tan
bir
apaçık
şey
istemediğini,
bir Arapça olarak
işaret ettiğini...
geldiğinin
delili
mucize
bildirdiği,
ona ve tabilerine,
olduğunu
kaydeder.
Araplar ne kadar beliğ ve muhteşem şiirleri de ne kadar mükemmel olursa olsun,
onlar için bile Kur'an'la kıyaslanabilecek bir vahiy getirmenin imkansız
olduğunu
söylemektedir.
•
•Annemarie Schimmel'e göre "İslam'da Kur'an'ın bu merkezi konumu,
fenomenolojik olarak İsa'nın Hristiyanlıktaki konumuyla paralel durmaktadır.
Hristiyanlıkta, vücut bulan/tecessüm eden Allah'ın sözü, İslam'da kitap haline
gelen Allah sözüne tekabül eder. Bundan
dolayı,
behemehal, teolojik ve
fenomenolojik olarak Hz. Muhammed ve Hz. İsa'nın karşılaştırılması caiz
değildir.
Muhammed, kendisinin sadece bir insan
kendisine vahyin nasip
olması olduğunu
olduğunu
ve tek üstünlüğünün
biliyordu ve bu konuda sürekli vahiy
yoluyla ikaz ediliyordu: "De ki, ben de ancak sizin gibi bir
insanım.
ilahınızın
6. ayetinde".
bir tek ilah olduğu vahyolunuyor" buyrulur 41.
Sılrenin
Bununla beraber Kur'an'da, onun istisnru durumuna
bulunur: O,
"Aleınlere
rahmet" olarak
gönderilmiştir(
işaret
Bana
eden yerler
21/107). "Allah ve
melekleri ona çok salavat getirirler" (33/56). " Gerçekten yüce bir ahlak
üzeredir" (67/4). Annemarie Schimmel'e göre Kur'an'daki bu ve benzeri
ibarelerden,
kısa
gelişmiştir.
Küçük Kur'ani
süre zarfında, Peygamber' e normal ölçülerin ötesinde bir tazim
işaretler,
zamanla, tarihi Muhammed portresini
gitgide renkli bir örtüyle saran garip hikayeler ve efsaneler
şeklinde
genişletilmiştir.
görüşü
Schimmel'in Hz. Muhammed'in örnektiği ve bunun kaynağı ile ilgili
şöyledir: "Müsl~nlar için Muhammed'in yaşam tarzı, yani sünneti
düstur olmuştur. Çünkü, Kur'an'ın dediği gibi Muhammed, Üsve-i Hasene
(güzel örnek)dir. insani davramş için Peygamber'in örnekliğinin en önemli
kaynağı olduğu
için, Hadislerin tetkiki, nakli çok ciddiye alınmıştır".
Muhammed'in dış güzelliği başlığı altında Annemarie Schimmel, erken
dönem Arap literatüründe Peygamberlik alametlerini ele alan Delfıilü'n­
Nübüvve ve onun iyi
vasıflarını,
bedeni ve ruhi niteliklerini ele alan edebi eserler
olan Şernail türlerinin geliştiğini belirtir ve bunlardan örnekler sunar. Buna göre,
Muhammed'iıi bedeni güzelliğinin betimlemeleri erken dönem rivayetlerinde
dağılmış
vaziyette bulunurlar. Çünkü, Peygamber nasıl karakter baktımndan en
125
güzelse,
aynı şekilde dış görünüş bakımından
Schiınmel,
da öyledir".
en eski
haberlerde onun dış görünüşünü tasvir eden ifadeleri nakleder.
Annernarie
Schiınmel
Hz. Muhammed'in
sakal-ı şerijinin değerli
mukaddes emanet haline gelmesi ve peygamberlik mührünün kültüre
bir
yansıması
üzerinde durur. Ona göre, "Pek bedihi olarak, beşeri varlığı ·ve özellikle de
geniş
kutsal birini resmetmeyi
resmi/portresi
yapılmıştır.
yapılmamıştır.
1400
çapta reddeden bir dinde, Peygamber'in
Fakat
(ıniladi)
bazı
eski
civarında
ıninyatürlerde
ıninyatürlerde
onun yüzü bu
görülebilmektedir. Fakat daha sonra genellikle yüzü
örtülmüştür.
onun, hilye denilen bedeni ve ruhi özelliklerinin tasviri,
derlenmiştir.
baskısı, Müslürnanlafın
En ünlü bilyelerin
bereket getirmek
için
hala
günümüzde
onun resmi/portresi
Türk
Buna
erkeiı
hala
karşılık
bir dönemde
evlerini süslemek ve
camilerinin
avlulannda
satılmaktadır".
Schiınmel,
aynı
Peygamber'in sadece
dış görünüşünün
zamanda giyiminin de Hadis literatüründe
olduğunu
ayrıntılı
ve
kişiliğinin değil,
olarak tavsif
dile getirir. Buna göre o, beyaz ya da yeşil elbiseyi tercih ederdi; fakat
her elbiseden sadece tek bir adede sahipti. Muhammed, ayak
arasına
giren iki
nalınlar,
edilmiş
kayışı
bulunan belli bir
özellikle kem göze/nazara
çeşit nalın
karşı uğurlu
giyme
parmaklannın
itiyadında
bir hamali
idi. Bu
olmuştur.
Bu
sandaletierin kalıplannın, daha ortaçağda, en azından Batı İslam bölgesinde sık
olarak ortaya
çıktığı
görülür. Büyük
kısmı
"Asil
nalınlarla"
ilgilenen kuzey
Afrikalı şafrlerin bütün olarak bir şiir literatürü vardır.
Annernarie
Schiınmel
'e göre Muhammed'in
tıbba karşı
örnek olarak görüldü. O, eski örfe uygun olarak tükrüğünü birisini
için
kullandı.
kullanıldı.
Onun abdest suyu, içkin manevi gücünden
Fakat onun
tıbbi
müshillere özel bir önem
hastalığın
kararlan daima
verdiği
kesindir.
dolayı
doğru değildi.
Açıkça
nedeni olarak görmeye meyilliydi.
tutumu da
iyileştirmek
deva olarak
Hacarnata ve
ve özellikle mideyi pekçok
Aynı
zamanda onun
tıp
konusundaki dağınık sözlerinden, kısmen hala günümüzde İslam dünyasında
uygulanan
Tıbbı
Nebevf denilen Peygamber tıbbı
daha çok teknik, bedeni
Muhammed, özellikle
Gazzau'nin
hastalıklan
dediği
hastalıklarla sınırlanmış
şiirlerde
Fakat aynı zamanda, bu
peygamber
tabib, yani doktor olarak
gibi Peygamberler kalp
öğütleriyle
gelişti.
iyileştirebilen
hastalıklarını
gönül/ruh
tıbbı
bir yana,
adlandırılır.
Çünkü,
idrak eden ve bu
doktorudurlar.
Böylece
Muhammed sıkça tabfb ve habfb, yani doktor ve dost olarak görünür. inananlan
126
onu bu çift bahş açısı altında görO.r ve hürmet gösterirler.
Muhammed'in Ahlaki Durumu: Peygamber'in
dış güzelliği yalnızca
onun iç değerlerini yansıtır. Çünkü Allah onu halkan ve hulkan, yani yaratılış ve
ahiili nitelikler bakımdan mükemmel yaratmıştır. Bir defasında sevgili eşi
Aişe'ye onun ·karakteri sorulduğunda şöyle cevap vermiştir: "Onun ahlakı
Kur'an idi. Kur'an'a hoş gelen ona da hoş gelir, Kur'an'ın gazaplandığına o da
gazaplanırdı"
• "Tüm rivayetlerde onun alçak gönüllülüğü ve yumuşaklığı vurgulanır.
Bundan başka onun dostane ciddiyeti sevimli vakan bu haberlerde vurgulanır ve
çok gülmediği olgusu haber verilir. Onun şöyle söylediğini bildiren çok sık
zikredilen bir rivayet vardır: Şayet benim bildiğimi bilseydiniz ağlardınız ve az
gülerdiniz". İnsanlan daima cezbeden sempatik bir gülümseyişi vardı.
Muhammed'in zayıfı gözetmesi ve inceliği övülmüştür: Rivayet "O hizmetçiye,
köleye ve hanımlanna vurmadı" diye haber verir."
Muhammed'in kadınlara Tutumu: "Muhammed'in etik duruşunun bir
görünüşü, çok evliliği, müslüman olmayan için şüphesiz zor anlaşılır. Birisi,
gözleri önünde İsa'nın bekarlığının ideali dururken, Muhammed'in çok
evliliğini Peygamberliği ile birleştirilebilir olarak kabul etmekte güçlük
çekecektir. Halbuki Müslüman için özellikle Peygamber'in cismani ve ruhani
kabiliyetini birbiriyle birleştirmesi, onun yüksek mevkiinin bir delilidir.
.. Kur' an' da eşierin dört meşru hanımla sınırlı olarak dekiare edilmesinin, İslam
öncesi evlilik adetine kıyasla büyük bir gelişmeyi gösterdiği de göz önünde
bulundurulmalıdır. Muhammed'in, evliliklerinden birkaçını, savaşta şehit
düşmüş müslümaniann dul eşierine yeni bir aile yuvası balışetmek için yaptığı,
İslami apolojilsavunca tarafından daima vurgulanır. O, hayatının büyük
bölümünde, tek hanımla,_ sadık eşi Hatice ile evliydi. Ancak hayatının son 13
yılında çok evlilik yapmıştır. Muhammed'in çok evliliğinin mütalaasında,
erkeklik gücünün fevkalade kabiliyetti insanı simgelerliğine dair eski görüş,
ihmal edilemez.
Bu bağlamda Muhammed'in annelere verdiği yüksek değer de
unutularnaz. Gelenek ona şu güzel sözü boşuna isnad etmez: "Cennet analann
ayağı altındadır".
Kuran ayetleri kadının mutlak alçaltılmasına ve kötülenmesine karşı
dururlar. Bu ayetlerde sürekli dindar inanan erkek ve kadınlardan, onlann
127
r
aynı
toplumun erkekleri gibi
dini görevleri
balısedilmekte, onları
dini görevler
için mükafatlandınlacaklardır.
Peygamber'in hanımlarına ve
kadını,
kadınlar hakkında
Fakat özellikle,
mü'ıninlerin
durmaktadır:
"Allah bana sizin
dünyanızdan
güzel kokuyu ve namazı sevdirdi".
Din ve politika
bağlantısı:
Annemarie Schimmel'e göre
müdekkike/seyirciyiye/mülahıza alışılmamış
zor
sevgisi,
olmaktadır.
olumsuz bir karara tamamen engel
önünde Peygamber'in ünlü vecizesi
kızı Fatıma'ya
yagıya varılabilecek
olan bir başka
gelen ve onun
görünüş,
"Batılı
bir
tarafından· oldukça
din ve devletin dfn ü devle'nin
irtibatıdır. Müslüman, İsa'nın mesajının saf ahiretle al~alı oluşunu ve dünyadan
vazgeçmeyi eksik ve kusurlu görürken, başarılı bir peygamberin Allalı 'tan aldığı
mesajı
vasıtalarla
yeryüzüne dünyevi
adamı arasında
Peygamber ve devlet
yayması
görünen
inandırıcı
ona
çelişki,
görünür.
onun telakkisine göre,
tamamen Peygamber'in kapsamlı başarısına bir işaret ve mesajının büyüklüğüne
ve gerçekliğine delildir.
İslam'ın
Arap yarımadasına daha Peygamber
zamanında hızlı yayılışı, dahası, İslam devletinin onun vefatından sonraki ilk
yüz
yılda
tasavvur edilemez bir
gerçek din ve onu
tebliğ
şekilde
süratli
yaygınlığı,
Allalı'ın
edenin de,
son
bu galip gelen dinin,
valıyi
getiren gerçek
Peygamberi. olduğu şüpheye yer bırakmaz".
Annemarie Schimmel cihad
hakkında
da
şunları
söyler:
"Çoğu
zaman
Haçlılar tarafından kullanılan, esasında isıarnı bir deyim olmayan 'Kutsal savaş'
şeklinde
tercüme edilen Cihad, yani
Allalı
yolunda çaba harcama da bu portreye
aittir. Bu, çabalama, yahut inanmayanlara karşı pax İslaınica yapı için savaş
olarak yorumlarur. Peygamber' den
sülli
eğilimlere
ve içgüdülere, en
duyulduğu
geniş
ve onun
anlamda
söylediği şekliyle
şehvete karşı
Cihad,
büyük cihad
olarak denlnıleştirilıniştir".
Annemarie Schimmel'e göre "Onun
tarafından
konulan etik kurallar,
tüm büyük dinlerin öğrettikleri ile aynıdİr. 'Erdem nedir'? diye sorulduğunda,
'Kalbinin
fetvasını
talep et. Erdem, kalbin
huzursuzluk veren ve
göğsü
daraltan
sukı1net bulduğu, günalı
şeydir'
diye cevap
ise gönüle
verıniştir.
En iyi
İslam'ın ne olduğu sorulduğunda, şöyle cevap verıniştir: 'En iyi İslam şudur ki,
açları
doyurursun, tanıdıkların ve tanımadıkların
arasında barışı yayarsın'".
"Fas'tan Endonezya'ya kadar İslam dünyasına böyle bir yeknesak çehre
verıniş olan bu Peygamber'i örnek alma (İınitatio Muhammedi) dır: Her nerede
olunursa olunsun, sözgelişi eve girildiğinde nasıl hareket edilir; hangi selam
128
formülleri uygundur, toplumda ne
nasıJ
yapılır,
seyahat edilir, bunlar bilinir.
neden
Yüzyıllar
•
sakınılması
gerekir,
nasıl
yenir,
boyunca çocuklar bu gelenekte
eğitilmiştir. Ancak son onlu yıllarda İslam dünyası, modem teknik medeniyetle
çarpıştığı/mi.isademe ettiği için inhitata/çöküntüye uğradı. İsHim1 geleneğin
kaldığı
maruz
bu
tehlikenin
şüphesiz
farkedilmesi,
Müslüman
neo-
Fundamentalizmin oluşmasına hizmet(!) etti.
Şayet
olmasaydı
alışılrnışın
Muhammed
dışında
bir karizrna ile mevhibeli
böyle bir geleneğin oluşması düşünülemezdi. İsveçli Lüteryen
piskopos Tor Andrae, eserinde Peygamber'i tebcil için
haklıdır:
"Muhammed' in gerçekten kalpleri kazanma
yazdığında
sanatına eşine
gerçekten
az
rastlanır
ölçüde vakıf bulunduğıınu kabul etmemiz için tüm nedenlere sahibiz".
Annemarie Schimmel Menkıbeler ve Mucizeler, Göğsfin Açılması ve
Ayın Yanlması/Şakkı
Kamer'i yorumsuz olarak ve
geleneğe yansıdığı şekliyle
nakleder.
Ümmf olarak Peygamber başlığı altında teologlar ve daha çok İsHl.m
mutasavvıfları
için okur yazar olmayan
gerçek vahyi ve
mesajının gerçekliği
anlamında ümmfkavrarnı,
tasvir edildiği gibi, okuyamayan ve yazarnayan Peygamber,
ilgili o kadar olay
hakkında
niteliği açıkça Kur'an'ın
bilgiye
Peygamber'in
için mükemmel bir delildL Kur' an' da
nasıl
geçmiş
ve gelecekle
sahip olabilirdi ki? Onun ümm1 olarak
Allah sözü, onun halis vahyi
olduğıınun
garantisi
değil
miydi?
Annemarie Schi.mmel'e göre rivayetler, Muhammed'in
ve
yardımsevediğini
yumuşaklığını
özellikle ön planda tutarlar. Burada rivayetler, inananlara
sürekli teselli olarak hizmet eden Kuran ayetine
dayanırlar.
Çünkü Muhammed
rahmeten li'l-alemin, yani alemiere rahmet olarak gönderilmiştir. Anadolu'da ve
doğıı İslam ülkelerinde günümüzde hala kırsal alanlarda, yağmur, rahmet diye
isimlendirilir. Çünkü ekinierin ve
Muhammed'in,
tarlaları tıpkı
doğıı
hayvanların gelişmesi
ona bağlıdır. Böylelikle
ülkeleri üzerinde gelip giden, özlemle beklenen
kalpler gibi yeniden
canlandıran
sağanakla
yağmur
bulutu olarak
Muhammed
hakkındaki
rahmet dolu
sembolize edildiği kendiliğinden ortaya çıkmıştır.
Burada
Annemarie
Annemarie Schi.mmel
dinlediğiniz
Schimmel'in
görüşlerinden
Hz.
bazılarını
sunmaya
çalıştık.
Sabırla
için teşekkür ederim.
129
Download