Ek 3 Sayfa 1 / 7 Ek 3. Dünya Bankası Grubu`nun Özel Sektör Stratejisi

advertisement
Ek 3
Sayfa 1 / 7
Ek 3. Dünya Bankası Grubu’nun Özel Sektör Stratejisi (2008-2011 MY)
Giriş
1. Türkiye’nin özel sektörü, ülkenin ekonomik geleceğinin şekillendirilmesinde kritik rol
oynayacaktır. Türkiye’nin kalkınma planı, “AB ile uyumu sürdüren bir ülke olarak
ekonomisi hızlı ve eşitlikçi bir şekilde büyüyen bir Türkiye” vizyonuna dayanmaktadır. Özel
sektör, ekonomik büyümeyi sürdürmek, istihdam fırsatları yaratmak ve yaşam standartlarını
Avrupa seviyesine yakınlaştırmakiçin gereken verimlilik artışı ve yeniliklerin/inovasyonun
temel kaynağı olacaktır. Hükümet, özel sektör gelişiminin önemini, Türk ekonomisinin
uluslararası rekabet gücünün arttırılmasına yönelik stratejiyi ortaya koyan Dokuzuncu
Kalkınma Planı da dahil olmak üzere, sıklıkta ifade etmektedir.iştir.
2. Bu not, Dünya Bankası Grubu’nun (IBRD, IFC ve MIGA) Türkiye özel sektörünün
2008-2011 MYda geliştirilmesi amacını tasıyan stratejisini sunmaktadır DBG ürün
yelpazesinde bulunan tüm seçenekler Türkiye’de özel sektörün gelişmesini desteklemek
amacıylaemre amade kılınacaktır. .DBG kurumları arasındaki iş bölümü, her bir kurumun
diğerlerine göre avantajları esas alınarak belirlenecek, ortak çalışmalarda kurumların birbirini
tamanlayıcı güçleri birleştirilecektir.. Bir sonraki bölümde Türkiye’de özel sektörün gelişimi
önündeki başlıca zorluklar ve bunlarla ilgili temel devlet *politikaları ele alınacaktır. Son
bölümde ise stratejinin ayrıntıları sunulacaktır.
Özel Sektör: Durumu, Meseleleri ve Hükümet* Stratejisi
3. Türkiye, girişimcilik ruhu ve risk alma özelliği ile karakterize olan büyük, dinamik ve
özellikleri bakımından farklılıklar arz eden bir özel sektöre sahiptir. 2001’deki mali
krizin sona ermesi, makroekonomik istikrar ve dünya ekonomisinin büyümesi ile birlikte,
Türkiye’de özel sektör gelişimi ile ilgili koşullar tekrar olumlu hale gelmiştir. . O zamandan
bu yana, Türk şirketleri uluslar arası piyasalarda iz bırakmaya ve zaman zaman bu süreç
içerisinde küresel oyuncu olmaya başlamışlardır. Otomobiller (yüzde 7), TV alıcıları (yüzde
5) ve kamyonlar (yüzde 4) gibi yüksek katma değerli ürünler en fazla ihracat hacmine sahip 5
ürün içerisinde yer almış, tekstil ve hazır giyim gibi geleneksel ürünleri geçmişlerdir. Yabancı
doğrudan yatırımlar 2006 yılında 20,2 milyar ABD$’na ulaşarak, daha üç yıl öncesinin
rakamlarına göre on katartış kayıt etmiştir. Buna ilave olrak, altyapı sektörlerinde yapılan özel
yatırımlar yaklaşık 36 projede 32 milyar ABD$’na ulaşmıştır.
4. Orta büyüklükteki işletmeler, Türk iş sektörünün en dinamik bileşeni olmuştur. Bu
şirketler, özellikle tekstil, hazır giyim, metal işçiliği ve makine olmak üzere tüm imalat ve
hizmet sektörü faaliyetlerinde rol almaktadır. Bu şirketler ülkenin geleneksel sanayi
merkezlerinde (İstanbul, Bursa ve İzmir, aynı zamanda da , altyapı gelişiminden faydalanan
(“Organize Sanayi Bölgeleri”) Anadolu şehirlerinde büyümüşlerdir. Bu şirketler, ticari olarak
başarılı uluslararası tasarımları daha düşük maliyetlerde kendilerine uyarlamaya başlamıştır.
Bu şirketlerin çoğu şu anda yurt içi ve yurt dışı pazarlara internet yoluyla erişimi iş yapmak
ve bilgi birikimlerini geliştirmek için bir fırsat olarak görmektedir. Güçlü yönleri, iyi
mühendislik ve teknik yetkinliklerine ve formalite ile ilgili yükleri önleme kapasitelerine
dayanmaktadır. Bununla birlikte, en son teknik ve yönetimsel bilgiye ve finansal sermayeye
sınırlı erişimleri büyüme olanaklarını kısıtlamaktadır1.
1
Gönenç, Rauf, Leibfritz, W. Yilmaz, G. (2007): Enhancing Turkey’s Growth Prospects by Improving the
Formal Sector Business Conditions (Kayıtlı Sektör İş Koşullarını İyileştirerek Türkiye’nin Büyüme beklentielrini
Yükseltmek). Ekonomi Bölümü Çalışma Belgesi, OECD, Paris.
ECI/WKP(2007)2.
Ek 3
Sayfa 2 / 7
5. Dinamizmlerine rağmen, Türkiye’deki yeni işletmeler çok uzun süre ayakta
kalamamakta, ayakta kalanlar da fazla büyüyememektedir. Türkiye’de şirketlerin iki ve
dört yıl sonrasında ayakta kalma oranı, Meksika, Şili ve Romanya gibi benzer ülkeler ile
karşılaştırıldığında düşüktür. Meksika’da ayakta kalan şirketler faaliyete girdikten sonraki
ikinci ve dördüncü yıllar arasında işçi sayılarını ortalama yüzde 30 arttırırken, Türk şirketleri
istihdamlarını yüzde 10’dan az arttırmıştır. Şaşırtıcı olarak yüksek seviyedeki şirket giriş ve
çıkışına rağmen*, daha verimli olan şirketler, illa ki büyük şirketler değildir. .Bu durum
Türkiye’nin sert piyasa seçiciliği sürecinin kısmen etkinlikten uzak olabileceğini
göstermektedir. Dolayısıyla Türkiye, daha verimli şirketlerin büyümesini , performansı zayıf
olanların küçülmesini veya piyasadan çekilmesini sağlayarak verimliliği artırmak için büyük
bir potansiyele sahiptir. Türkiye,ayakta kalan mevcut işletmelerin büyümesinin önündeki
engelleri kaldırıp, da piyasa seçiciliği mekanizmasını iyileştirecek
rekabet ortamı
ayarlamalarını yaparak, özel sektörünü daha da geliştirebilir2.
6. Dünya Bankası’nın 2007 Yatırım Ortamı Değerlendirmesi (YOD) Türkiye’de iş
sektörünün büyümesinin önündeki dört temel engeli tespit etmiştir. Bunlardan birincisi
Türkiye’de oldukça yaygın olan kayıtdışılığın seviyesidir: her türlü büyüklük ve sektördeki
Türk şirketlerinin en az üçte biri, KDV ödememe veya sıkı iş düzenlemelerine tabi olmama
gibi avantajları olan kayıt dışı şirketlerle rekabet ettiklerini bildirmiştir. Şirketlerin yüzde
55’inden fazlası kayıtdışılığı büyümelerinin önündeki “büyük”” veya ”çok ciddi” bir engel
olarak görmektedir. Şirketlerin sürdürülebilir büyümesinin önündeki ikinci engel iş
mevzuatıdır* düzenlemeleridir: Türk şirketlerin üçte ikisinden fazlası işgücü düzenlemeleri
daha esnek olsa, düzenli olarak istihdam ettikleri işçi sayısını arttıracaklarını belirtmiştir.
Türkiye’de şirketlerin yüzde 46’sı işgücü düzenlemelerini büyümelerinin önündeki “büyük”
veya ”çok ciddi” bir engel olarak görmektedir –bu oran Brezilya’dakine (yüzde 57) yakın
ancak Bulgaristan (yüzde 20) veya Şili’den (yüzde 26) çok yüksek bir ortandır. 2007 ICA
raporuna göre diğer iki önemli engel işgücü becerileri ve güncel bilgiye erişimdir. . İşgücü
becerileriTürk şirketlerinin ihracat rekabet edebilirliğini etkileyen temel faktör ve yabancı
doğrudan yatırımın çekilmesi bakımından önemli bir unsur olarak tespit edilmiştir..Beceri
eksikliklerine rağmen, Türkiye’de çok az şirket işçilerine formel eğitim sunmaktadır. Türk
şirketleri ihracatın artması bakımından gerekli bir unsur ve bilgi emiliminin bir aracı olan
kalite sertifikasyonundan çok az yararlanmaktadır: imalatta kalite standartlarının kullanımı
oldukça yaygın olmasına rağmen, hizmet sektörlerinde ve KOBİ’ler arasında hala çok
sınırlıdır. Küçük şirketler bilgi ve iletişim teknolojilerine de daha az erişime sahiptir.
7. Krediye erişim ve kredi maliyeti ve Türkiye’de özel sektörün büyümesi önündeki
önemli engellerdir. YOD’ne göre, bankacılık sektörü hala Türk finans sisteminin en büyük
ve en önemli bileşenidir. Uluslararası karşılaştırmalara göre Türkiye bankacılık sektörünün
performansı mevduatın harekete geçirilmesi açısından Asya dışındaki büyüyen pazarlardan
daha iyidir, ancak özel sektöre kredi yaratılması halen sorunludur. Brezilya’da yüzde 25’in
altında olmasına karşın, Türkiye’deki şirketlerin yüzde 40’ından fazlasının krediye erişimi
yoktur; bu durum özellikle küçük şirketler ve büyük şehirlerin dışındaki şirketler için daha da
belirginleşmektedir. Türkiye finans sektörü tasarrufları etkin bir şekilde harekete geçirmiş
olmasına rağmen, özel sektör yatırımlarına karşı destekleyici olmamış,daha ziyade ı kamu
menkul kıymetlerine fazla yatırıma gitmiştir.. Örneğin, Şili’de özel sektöre verilen banka
kredilerinin GSYH içerisindeki payı, Türkiye’nin iki katı seviyesindedir. Ayrıca, benzer
2
Dünya Bankası (2007) Türkiye Yatırım Ortamı Değerlendirmesi, 2007, Rapor No. 41611-TR
Ek 3
Sayfa 3 / 7
ülkeler ile karşılaştırıldığında Türkiye’deki şirketler daha kısa vadelerle karşı karşıyadır
(örneğin ortalama olarak Bulgaristan’daki kredi vadelerinin üçte biri kadar).
8. ICA ayrıca Türk şirketlerinin performansını ciddi düzeyde etkileyen altyapı
sorunlarını da belirlemektedir –güvenilir olmayan elektrik arzı dahil olmak üzere.
Türkiye diğer büyümekte olan ekonomiler ile karşılaştırıldığında nispeten iyi bir altyapı
donanımına sahip olmasına rağmen, OECD ve AB standartlarının gerisinde kalmaktadır.
Özellikle, elektrik sisteminin güvenilirliği düşüktür ve bu durum çok sayıda şirketi
etkilemektedir: Elektrik kesintilerinin yılda 3’ten az ve işletmelerin yüzde 30’undan azını
etkilediği Polonya ile karşılaştırıldığında, Türkiye’deki kesintiler oldukça sıktır (2005 yılında
ortalama 25) ve daha geniş bir şirket grubunu etkilemektedir (yüzde 80). Türkiye’deki elektrik
fiyatları benzer ülkeler ile karşılaştırıldığında daha yüksektir ve Türkiye 2009 (belki de 2008)
yılından itibaren elektrik üretim açığı yaşama riski ile karşı karşıyadır. Üretime yapılacak
daha fazla özel sektör yatırımı Türkiye’nin artan elektrik tüketim talebinin karşılanmasında
oldukça kritik olacaktır.
Metin Kutusu 1: Daha İyi Bir İş Ortamı için Destek
•
•
•
•
•
•
Kurumlar vergisi oranı yüzde 30’dan yüzde 20’ye düşürülmüştür.
2005 ve 2006 yıllarında 50 adet kamu iktisadi teşekkülü özelleştirilmiş ve toplam
özelleştirme geliri 15,6 milyar ABD$’na ulaşmıştır.
Diger hususların yanısıra ,2003 yılında çıkarılan Yabancı Doğrudan Yatırım Kanunu, yatırım
prosedürlerini birbirleriyle uyumlu kılıp*/etkinleştirerek, yabancı yatırımcıların haklarını
güçlendirerek (önceden aynı durumda olan yerli yatırımcılara göre daha zayıf haklara
sahiptiler) ve asgarisermaye gerekliliklerini kaldırarak yabancı doğrudan yatırım girişlerini
arttırmıştır. Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı’*****nın (YDTA) oluşturulması yabancı
sermayenin sürdürülebilir girişinin devam ettirilmesine katkı sağlayacaktır..
İş kurmak için gerekli prosedürlerinin sadeleştirilmesi, gerekli süreyi 6 güne indirmiştir;
2008 İş Yapma Doing Business Raporuna göre, bu süre dünyadaki en kısa sürelerden
birisidir.
Hükümet, diğerlerinin yanında, özel sektör katılımını arttırmak için gerekli ortamı
oluşturmayı amaçlayan kapsamlı bir elektrik sektörü reform ve yeniden yapılandırma
programı başlatmıştır. Sektör fonksiyonel ve coğrafi olarak yeniden yapılandırılmıştır,
bağımsız bir düzenleyici çerçeve oluşturulmuştur ve rekabetçi bir elektrik piyasası
uygulaması devam etmektedir.
Yenilikçilik*/Inovasyon ve teknolojinin kullanılması (özellikle BVİT kullanımı) 9. Kalkınma
Planı’ndaki bir başka önceliktir. Araştırma ve geliştirme çalışmaları için yapılan kamu
harcamaları 2006 yılında yaklaşık 1 milyar ABD$’na yükselmiştir.
9. Türk Hükümeti, ülkenin yatırım ortamını özel sektör için iyileştirmek için bir dizi
reform başlatmıştır. Reformlar özellikle vergi politikaları,özelleştirme, yabancı doğrudan
yatırımın geliştirilmesi , krediye erişim, firmaların giriş ve çıkışının kolaylaştırılması,
Türkiye’nin altyapısının modernleştirilmesi, Ar-Ge ve inovasyon*, işgücü piyasası reformuna
yönelik adımlar, ve işgücü becerilerinin geliştirilmesine yönelik eğitim reformları (örneğin
müfredatın modernleştirilmesi) gibi alanlar üzerinde odaklanmıştır (bakınız Metin Kutusu 1).
Dünya Bankası Grubu(DBG)’nun Özel Sektör Stratejisi
10. Hükümet’in özel sektör stratejisini desteklemeye yönelik Banka Grubu programının
omurgasını oluşturmak üzere, Programlı Rekabetedebilirlik ve İstihdam Yaratmaya
Yönelik Kalkınma Politika Kredileri planlanmıştır.. CEDPL serisi, aşağıdaki yollarla
büyümeyi ve Türkiye’de daha fazla ve daha iyi işlerin yaratılmasını sağlayan sürdürülebilir
Ek 3
Sayfa 4 / 7
bir orta vadeli yasal, kurumsal ve yapısal gelişimi destelemektedir: (i) mevcut olumlu
makroekonomik çerçevenin korunması, (ii) daha yüksek seviyelerde yatırım ve verimlilik
artışlarını sağlamak için yatırım ortamının iyileştirilmesi, (iii) özel sektör için kayıtlı işçi
istihdamı, çalışanlar için de kayıtlı sektör daha cazip olacak şekilde işgücü piyasası
düzenlemelerinde yapılacak değişikliklerin temellerinin atılması, (iv) finans sektörünün
sağlamlığının konsolide edilmesi ve yatırım kredisine ve diğer yatırım sermayesi türlerine
erişimin arttırılması, ve (v) özel sektörün inovasyon* gerçekleştirebilme, yeni teknoloji ve
kalite standartlarını uygulama kapasitesinin arttırılması ve işgücü becerilerinin iyileştirilmesi.
11. CEDPL serisine yatırım operasyonlarının ve IFC yatırım finansmanının eşlik etmesi
beklenmektedir. Endüstriyel Teknoloji Geliştirme Projelerinin başarılı bir şekilde
tamamlanmasının ardından, CEDPL kredileri kapsamında başlatılan politika reformlarının
uygulanmasını desteklemek, yenlikçiliği ve teknoloji kabulünü geliştirmek, ve mevcut
bölgesel üretim, büyüme ve istihdam uçurumlarının giderilmesine yardımcı olmak için yeni
IBRD yatırım finansmanı düşünülmektedir. Son Yatırım Ortamı Değerlendirmesinde ortaya
konan dersleri göz önünde alan ve rekabetçiliğin arttırılmasına katkıda sağlayacak şekilde,
Ülke Ortaklık Stratejisi,ihracatçı ve KOBİ lere , ilave kredi hattı finansmanı veya yeni Banka
veya IFC nin yeni operasyonları gibi araçlarla uzun vadeli finansman sağlanmaya devam
edilmesini öngörmektedir Enerji verimliliği, kirliliğin azaltılması veya gıda güvenliği gibi
kamu yayarı güden amaçlaraulaşılmasına katkıda bulunmak amacıyla özel sektör kredi hattı
finansmanının sağlanması da da düşünülmektedir. IFC yatırımları aşağıdakiler üzerinde
odaklanacaktır: (i) yerel bankalara, erişebildikleriim alanlaını genişletmek, pazara daha fazla
nüfüz edebilmelerini sağlamak, KOBİ’lere sundukları finansal ürün arzları ve mikrofinans
arzlarını geliştirebilmeleri amacıyla yardımcı olunması, (ii) ikinci basamak Türk şirketlerine,
modern teknoloji kullanarak daha rekabetçi hale gelebilmeleri ve artan ihracat sayesinde
risklerini çeşitlendirmelerinde, destek verilmesi,k ve ülkenin daha az ayrıcalıklı bölgelerine
erişmek için modern teknoloji kullanarak, ve (iii) özellikle,ihracat kapasitesini artırma
potansiyeli olan ikinci basamak gıda işleme şirketleri gibi tarım işletmelerini destekleyerek,
kırsal istihdam oluşumunun geliştirilmesi.
12. CEDPL serisi ve ona eşlik eden yatırım operasyonları, büyüme kısıtları hakkındaki
çalışmalar da dahil olmak üzere analitik çalışmalara ve diyaloga dayandırılacaktır. Bu
analitik ve istişari çalışmaların kısa süre önce tamamlanan AB’ye katılım konulu Ülke
Ekonomik Memorandumunu, işgücü piyasası raporunu ve eğitim sektörü çalışmasını temel
almaktadır. Burada beklenen, yetkililere tavsiyeleri uygulamaları esnasında, en iyi çözümleri
bulmalarında yardımcı olmaktadır.. Ticaretin kolaylaştırılması, teknolojinin kullanımı,*e
inovasyon* ve bölgesel kalkınma alanlarındaki analitik çalışma ve teknik yardımlar Hükümet
reformlarını
desteklemeye
devam
edecektir.
Bu
analitik
ve
istişari
*değerlendirmelerçalışmalar ayrıca,kayıt dışılık ve işgücü vergilerinin bu konu üzerindeki
rolü, ; gençlik istihdamı;aynı zamanda kısa süre önce tamamlanan ICA’yı takiben
gerçekleştirilecek çalışmalar, WBI* tarafından düzenlenecek bir dizi tanıtım toplantısıda dahil
olmak üzere kısa süre önce tamamlanan ICA*’nın takip çalışmalarını; ve Türkiye’nin
inovasyon*yenilikçilik politikaları ve kurumlarının gözden geçireleceği bir çalışmayı da.
içerebilir. FSAP* sonrası teknik yardım da Hükümet ile koordinasyon içinde devam
ettirilecektir.
13. Banka Grubu, sürdürülebilir bir enerji sektörünün geliştirilmesi için sağladığı güçlü
desteği devam ettirecektir. Enerji sektörü üzerinde yapılan vurgu, enerji güvenliğinin ve
enerji verimliliğinin tüm ekonomi için sahip olduğu önemi ve aynı zamanda Hükümet’in
enerji sektörüne verdiği önceliği ve önemli düzeydeki Banka katılımının devam ettirilmesi
Ek 3
Sayfa 5 / 7
yönündeki isteğini yansıtmaktadır. Bank tarafında finanse edilen enerji projeleri; bireysel
yatırım projeleri, uyarlanabilir program kredisi, sektör yaklaşımı (SWAp) ve kritik sektör
reformlarını desteklemeye yönelik olası kalkınma politikası kredisi gibi bir dizi araçlar
yoluyla elektrik üretimi, iletimi ve dağıtımı alanlarında, gaz sektöründe, yenilenebilir enerji
alanında ve elektrik ve gaz iletim şebekeleri alanlarında uygulanmakta veya planlamaktadır.
Dağıtım özelleştirmesi, özel sektör elektrik üretim kapasitesinin arttırılması ve mevcut
elektrik üretiminin özelleştirilmesi (çevresel güçlendirme yatırımlarının finansmanı dahil
olmak üzere) IFC yatırımları , olası IBRD kısmi risk ve MIGA garantileri ile desteklenebilir.
Özellikle, düzgün yapılandırılmışdığında, özel üretim projelerinin yakın bir geçmişte yeniden
yapılandırılmış ve rekabetçi bir elektrik sektöründe yabancı yatırımcılar için fizıbıl ve finansal
açıdan cazip yatırımlar olabileceğini göstermek için, IFC elektrik sektörünü desteklemeyi
amaçlamaktadır.
Bunlara ilave olarak, hükümetin değişen öncelik ve yaklaşımlarıına ve piyasanın arzusuna
bağlı olarak, IFC dönüştürülebilir krediler veya özsermaye finansmanı yoluyla, özelleştirme
öncesi destek sağlamayı da düşünebilir –potansiyel yatırımcılara ilave güven sağlayarak
varlıkların değerini arttırmak amacıyla.
Diyalog ve analitik ve istişari çalışmalar; Türkiye’nin artan enerji talebinin karşılanması için
verimli, sürdürülebilir ve güvenli bir enerji arzının sağlanması, sektörün mali
sürdürülebilirliğinin güçlendirilmesi, elektrik piyasasının işleyişinin iyileştirilmesi ve olumsuz
çevresel ve sosyal etkilerin azaltılması üzerinde odaklanacaktır.
14. Özellikle ulaştırma olmak üzere, altyapının IFC finansmanı için öncelikli bir alan
olması beklenirken, demiryolu sektörüne yönelik Banka desteğinin devam etmesi
beklenmektedir. Altyapı hizmetlerinde etkin bir kamu-özel bileşimine geçişte, IFC
Türkiye’nin ortağı olarak Banka ile birlikte çalışacaktır. Özellikle, IFC limanlar, havaalanları
ve lojistik tesislerine yönelik özel sektör yatırımını destelemek için fırsatlar arayacaktır. IFC
özel sektörün ulaştırma sektörüne girmesini desteklemek için bazı yatırımlar yapmayı
planlamaktadır. Rekabetçiliğin arttırılması amacıyla ulaştırma lojistik maliyetlerini
düşürmeye ve sübvansiyonların mali yükünü azaltmaya yardımcı olmak için, Banka
demiryolu sektörünün yeniden yapılandırılmasına desteğini devam ettirecektir. Bununla
birlikte, bu ilave Banka desteği demiryolu sektörü için düzgün bir yasal çerçeve
oluşturulmasına ve devam etmekte olan Demiryolları Yeniden Yapılandırma Projesi
kapsamında ilk aşamada öngörülen yeniden yapılandırma faaliyetlerinin uygulanmasına
bağlıdır. Ayrıca, IFC yerel borçlanma bağlamında Hükümet için kabul edilebilir yapılar
yoluyla, yerel seviyede ticari proje finansmanı bazında kentsel ulaştırma projelerini finanse
etme fırsatlarını araştıracaktır. Finansmana ek olarak, IFC karar vericilere altyapı
özelleştirmesi ve yol sektörü imtiyaz işlemlerindeki uzmanlık bilgilerini sunacaktır.
15. IFC, daha fazla ihracat yoluyla risklerini çeşitlendirmek için modern teknolojiyi
kullanarak daha rekabetçi hale gelebilmeleri amacıyla, kredi vermeye değer ikinci
basamak Türk şirketlerine yoğunlaşmaya devam edecektir. Geçmişte IFC ciddi ekonomik
volatilite dönemlerinde Türk şirketlerinin yeniden yapılandırılması ve sermaye yapılarının
yeniden düzenlenmesini desteklemiştir. Artık özel sektör Türk şirketleri, küresel ekonomideki
artan rekabet de dahil olmak üzere yeni ortaya çıkan zorluklara hemen cevap verebilmektedir.
IFC Türk şirketlerin Türkiye dışında yatırım yapmalarını destekleyecektir. IFC, mevcut
müşteri ağını yeni ortaya çıkan iyi ikinci basamak şirketlerle genişletmek ve ülkenin daha az
ayrıcalıklı bölgelerine erişmek için, proaktif* bir şekilde yeni müşteriler hedeflemeye devam
edecektir. IFC, şirketlerin kurumsal yönetişimlerini iyileştirmelerine ve sosyal ve çevresel
standartlarını yükseltmelerine yardım etmedeki rolünü desteklemek için, özellikle kredi
Ek 3
Sayfa 6 / 7
vermeye değer ikinci basamak şirketlere olmak üzere özsermaye yatırımları yapmayı
hedefleyecektir. Ayrıca, girişim sermayesi fonları ile ortak yatırım olanaklarını araştıracaktır.
16. IFC şu anda finansman kapasitelerini ve kredileri özel sektöre yönlendirme
becerilerini güçlendirmek için çeşitli finansal aracı kuruluşlarla aktif bir şekilde
birlikte çalışmaktadır. IFC; finansal kiralama, KOBİ ve konut finansmanı gibi
faaliyetlerinin desteklenmesi ve kurumsallaşma konularında yararlı olmuştur. IFC’nin 20082011 MY dönemine yönelik stratejisi; ülkenin daha az hizmet alan bölgelerinde Türkiye’nin
ekonomik kalkınma gündeminde yer alan, KOBİ finansmanı, konut finansmanı ve finansal
aracılık gibi alanlardaki çalışmalarında özellikle güçlü olan finansal kuruluşlara katkıda
bulunarakri sürdürülebilir büyümeyi desteklemektir.. IFC, bankalara sağlanacak uzun vadeli
finansman yoluyla birincil konut finansmanı piyasasına destek sağlayarak, Türkiye’nin konut
piyasasına girmek için fırsatlar arayacaktır. Alt-egemen finansman alanında, (i) ticari
kreditörlerin belediye finansmanına daha fazla katılımını sağlamada Hükümeti desteklemek,
(ii) mevcut sınırlı imtiyazlı kaynak havuzunu tamamlamak, (iii) özellikle Türkiye’nin orta ve
doğu bölgelerindeki ikinci basamak şirketlerin krediye erişimini arttırmak, ve (iv) yerel kredi
değerlendirme kapasitesi oluşturmak ve aynı zamanda da şu anda belediye finansmanı
piyasasında hakim durumda olan yerli kamu bankalarının ticarileştirilmesine katkıda
bulunmak için fırsatlar arayacaktır. Banka finansmanı, uluslararası finans piyasalarına erişim
için merkezi hükümet tarafından sağlanan garantilere bağımlı olmaya devam eden alt-egemen
kuruluşlar için de harekete geçirilecektir.
17. IFC, erişim alanlarını ve pazara girişlerini genişletmek ve özellikle KOBİ’lere,
mikrofinans işletmelerine ve düşük gelirli hanehalklarına finansal ürün arzlarını
iyileştirmek için yerel bankaları desteklemeye devam edecek, aynı zamanda bölgesel
eşitsizlik ile ilgili alanlara da eğilecektir.. Bu amaçla, IFC stratejisinin önemli bir kısmı,
daha az hizmet gören bu piyasa gruplarına açık bir şekilde erişimi olan bankalarla birlikte
çalışılmasını içermektedir. Düzgün bir yasal çerçevenin oluşturulması halinde, IFC’nin
mikrofinans sektörüne katkısını arttırması için önemli fırsatlar bulunmaktadır. Türkiye’de
mikro işletmeler için finansman yetersizliği sorununun ele alınmaya başlanabilmesi için, IFC
yerel bir bankaya mikrofinans müşterilerine yönelik kredi operasyonlarını genişletmesi için
destek sağlamıştır. IFC ayrıca enerji verimliliğini arttırmaya, kirliliği azaltmaya ve özellikle
kadınlar için olmak üzere eğitime daha fazla erişim sağlamaya yönelik olarak finans sektörü
aracılığıyla sunulan programlar yoluyla Türkiye’de çevresel ve sosyal sürdürülebilirliğin
arttırılması üzerinde de odaklanacaktır. Sigortacılık ve emeklilik sektörleri üzerinde
odaklanan programlar yoluyla sosyal güvenlik ağının geliştirilmesi, IFC’nin finans piyasaları
ile ilgili bir başka önceliği olacaktır.
18. Hükümet’in bütçe baskılarını azaltmak, hizmetlere erişimi ve hizmet kalitesini
arttırmak, ve hizmetler sektöründe daha fazla istihdam olanağı yaratmak için, IFC
sağlık ve eğitim gibi geleneksel olarak kamu sektörü tarafından sunulan hizmetlerin özel
sektör tarafından sunulmasını desteklemeye devam etmek istemektedir. Sağlık
sektöründeki geçmiş deneyimlerine dayalı olarak, IFC aşağıdakilerin desteklenmesi üzerinde
odaklanacaktır: (i) ulusal ölçekte sağlık hizmet sunucusu planlayan veya yurt içi veya yurt dışı
operasyonlarını genişletmeyi planlayan şirketler, (ii) uzmanlaşmış mükemmeliyet merkezleri
kurmayı amaçlayan şirketler, ve (iii) yerli bankalar ile işbirliği halinde bir toptan satış
yaklaşımı yoluyla küçük hastaneler ve klinikler. IFC yüksek öğretim seviyesinde özel sektör
tarafından yüksek kaliteli eğitim sunulmasına yönelik çabalarını sürdürmeyi planlamaktadır;
ayrıca özel sektörün ihtiyaçları ile daha uyumlu mesleki ve teknik eğitim için de destek
Ek 3
Sayfa 7 / 7
sağlayabilir. Buna göre, özel üniversitelerin kurulması ve üniversite öğrenci kredilerinin
uygulamaya konulması için finansman sağlamayı düşünecektir.
19. Banka ve IFC’ye ek olarak, MIGA da Türkiye’de özel sektör gelişimini desteklemeye
devam etmeyi öngörmektedir. 2000 yılından bu yana MIGA bazı Türk şirketlerine garanti
sağlamış ve komşu ülkelerde (Azerbaycan, İran, Türkmenistan ve Kazakistan) tarımsal
işletme ve imalat sektörlerindeki yatırımlarını kolaylaştırmıştır. MIGA’nın mevcudiyeti hem
özsermaye yatırımcıları hem de sınır ötesi krediler sunan bankalar için gerekli görülmüştür.
Önümüzdeki dört yıllık dönemde, MIGA Hükümet’in özelleştirmeye devam ettiği temel
altyapı sektörlerindeki yabancı yatırımları desteklemeye hazırdır; bu bağlamda enerji
sektörüne sağlanacak destek özellikle
önemli olacaktır. Yukarıda da belirtildiği Metin Kutusu 2: MIGA’nın Türkiye Enerji Sektörüne
Desteği
gibi,
MIGA
enerji
sektöründeki
çalışmalarını IBRD ve IFC ile koordine MIGA, Ankara’nın dışında sanayi bölgesi olarak ayrılmış
edecektir. CPS’nin II. Bölümünde boş bir alanı (Baymina) tam kapasitede çalışan bir elektrik
belirtilen ülke öncelikleri ile tutarlı santraline dönüştürmesi için Suez Energy International’a
olarak, MIGA Türkiye’de kritik öneme destek sağlamıştır. Bugün Baymina sessiz ve verimli bir
şekilde çalışmakta, 770 MW yeni gaz-yakıtlı santralde
sahip finans sektörünü güçlendirecek ve üretilen elektrik enerjisini makul fiyatlarda ve çevresel
derinleştirecek
yatırımlara
destek gerekliliklere saygı göstererek piyasaya sunmaktadır.
sağlamak istemektedir. MIGA ayrıca MIGA, yatırımın karmaşık finansman paketini ayakta tutan
Türk şirketlerinin bölgedeki ve diğer bir temel taşı olarak yatırımı siyasal riskler karşısında
bölgelerdeki giderek artan öneminin korumuş, risk primini ve proje maliyetlerini düşürmüştür.
farkındadır ve yurt dışında yatırım
yapmak isteyen Türk yatırımcılara –hem
büyük hem küçük yatırımcılar- desteğini
sürdürmek istemektedir. Son olarak, MIGA tarımsal işletme, imalat ve hizmetler sektörlerinde
KOBİ’lerin gelişimine katkıda bulunacak yatırım fırsatlarını araştırmak istemektedir.
Download