Küresel Isınma MMO LPG Personel Eğitimi Çalışma Notlarından Geliştirilerek Tanzim Edilmiştir. İklim Nedir ? “iklim” sözcüğü dilimize Arapça’dan girmiştir. Aynı sözcük Latince “klimatis” ve Yunanca “klima” sözcüklerinden batı dillerine girmiş ve dilimizde de “klima” sözcüğü kullanım alanı bulmuştur. İklim sözcüğünün temel anlamı, bir bölge, coğrafya veya dünya için uzun dönem atmosferik koşulların bir bütünüdür. İklim bir istatistik veridir ve genelde 30 yıllık verilerin ortalaması olarak düşünülebilir. İklimin bu anlamı dışında “eğiklik” anlamı da vardır. Bilindiği üzere Dünya küre şeklinde olduğundan, güneş ışınları ekvatora dik veya ona yakın bir açı ile ulaşırken, kutuplara oldukça eğik gelmektedir. Güneş ışınlarının eğimi arttıkça yüzeye ulaşan enerjisi azalır. Bu yüzden ekvator daha sıcak, kutup ise soğuktur. Su ve Dünyamız Yeryüzünde Güneş’in ısıttığı su baharlaşarak atmosfere karışmaktadır. Bu su çevrimi hayatın devamı ve biyosferin desteklenmesinde kilit rolü oynamaktadır. Biyosferi destekleyen ve atmosferde iklimsel etkiler yapan buharlaşma yılda ortalama 5,03 * 105 km3 civarındadır. Dünya’daki toplam su miktarnın da 1,39 * 109 km3 olduğu düşünülmektedir. Yani bir yılda buharlaşan su miktarı tüm suyun yaklaşık onbinde 5’i kadardır. Mevcut suyun % 97,4’ü okyanuslarda, % 2’si buzullarda, % 0,6’sı ise ırmak, akarsu, göl ve benzeri tatlı su kaynaklarında bulunur. Toplam tatlı su miktarı buzullar dahil 3,3 107 km3’tür. Dünya’daki tatlı su rezervinin %90’ı yer altı sularıdır. Atmosfer Atmosferin yeryüzünden başlayarak 80 km yüksekliğe kadar olan kısmı nötr çeşitli gazlardan oluşur (Troposfer) ve üstünde Stratosfer, Mezosfer, Termosfer katmanları vardır. Hayatın devam ettiği atmosfer katmanında (Troposfer) mevcut gazlar ve dağılımları şöyledir: %78 Azot %21 Oksijen %1 Diğer gazlar Ozon Tabakası Dünya’nın etrafında Güneş’in her türlü canlı ve hayat formuna zararlı ışınlarına karşı koruma olarak ozon tabakası bulunmaktadır. Ozon tabakasının incelmesi ciddi sadece insanlar için değil hem hayvan hem de bitkilerde sağlık sorunlarına; çevre ve iklim değişimlerine neden olmaktadır. Ozon tabakasının görevi Güneş’in yaydığı mor ötesi (UV) ışınların yaşama olumsuz etkilerini önlemektir. Mor ötesi ışınlar, temas ettikleri hücrelerde parçalanmalara yol açmaktadır. Hücrelerin DNA zincirlerini bozmakta ve hücre bütünlüğünü tehdit etmektedir. Ozon tabakası yeryüzünden başlayarak 60 km yükseğe kadar bulunur. Son yıllarda yapılan incelemeler, kutuplarda, Avusturalya ve Yeni Zellanda gibi ülkelerin üzerinde ozon tabakasında ciddi incelmeler olduğunu göstermektedir. Sera Etkisi Güneş’ten gelen ışınlar (ısı ışınları – mikrodalga), atmosferi geçerek yeryüzünü ısıtır. Atmosferdeki gazlar yeryüzündeki ısının bir kısmını tutar ve yeryüzünde ısı kaybına engel olur. Karbondiyoksit (CO2) havada en çok ısı tutan gazdır. Atmosferin, ışığı geçirme ve ısıyı tutma özelliği de bu tutucu gazlardan gelmektedir. Atmosferin ısıyı tutması ile suların ortalama sıcaklığı dengede kalır. Böylece nehirlerin ve okyanusların donması engellenmiş olur. Bu şekilde oluşan, atmosferin ısı tutma yani yalıtım özelliğine “Sera Etkisi” denir. Dünya atmosferi bu özelliği ile cam seralara benzetilebilir. Son yıllarda atmosferdeki karbondiyoksit (CO2) miktarı hava kirlenmesine bağlı olarak hızla artmaktadır. Karbondiyoksit (CO2) haricinde metan ve kloroflorokarbon (CFC) gibi gazlar da insan eliyle atmosfere salınmaktadır. Bu gazların karbondiyoksit (CO2) gibi ısı tutma (sera etkisi) özelliği vardır. Karbondiyoksit (CO2) ve ısıyı tutan diğer gazların miktarındaki artış, atmosferin ısısının yükselmesine sebep olmaktadır. Bu da küresel ısınma ve ortalama sıcaklıklarda artış olarak kendini göstermektedir. 1850’de 1 milyon hava molekülünde 280 karbon gazı molekülü bulunurken günümüzde bu miktar 380 moleküle ulaşmıştır. Küresel Isınma ile Enerji Tüketimi Arasındaki İlişki TÜİK verilerine göre 2005 yılında Türkiye’de gerçekleşen elektrik tüketimi şöyledir: Sanayi % 41,6 Sokak Aydınlatması % 3,5 Meskenler % 25,4 Şantiyeler % 2,3 Ticarethaneler % 14,0 Tarımsal Sulama % 2,3 Resmi Daireler % 4,7 Diğer % 6,2 Elektrik tüketimi (veya üretimi) demek karbon salınımı demektir. Elektrik elde etmek için kullanılan geleneksel yöntemlerin tamama yakını karbon salınımına sebep olmaktadır. Çünkü elektrik, bazı yakıtların (karbon esaslı) yakılarak elde edilen ısının termodinamik kurallar kapsamında dönüştürülmesiyle elde edilir. Enerji üretimi dışında da insanların çeşitli faaliyetleri karbon diyoksit salınımına yo açmaktadır. İnsanların eliyle gerçekleşen çeşitli faaliyetlerinin küresel ısınmaya katkısı şöyledir: Enerji kullanımı % 49 Endüstrileşme % 24 Ormansızlaşma % 14 Tarım % 13 Korkutucu bir tespit olması bakımından şu örnek dikkate değerdir. Yıllık kişi başı karbon gazı (CO2) salınımı Dünya ortalaması 3,98 ton iken, ABD’de kişi başına düşen karbon (CO2) salınımı 20 ton’dur. Ozon Tabakasının Delinmesi veya İncelmesinin Etkileri Ozon tabakasının zarar görmesi, öncelikle okyanuslar daha az CO2 emilimine yol açacaktır. Emilemeyen gazlar küresel ısınmaya neden olacaktır. Ozon tabakasının incelmesi mikroorganizmaları büyük ölçüde tahrip edeceğinden besin zinciri bozulacak, balıklardan insanlara kadar tüm canlılar bu durumdan olumsuz etkilenecektir. Yani en önemli besin kaynağı olan balıklar bu durumdan çok etkilenecektir. Güneşin zararlı ışınlarının daha çok oranda yeryüzüne ulaşması sebebi ile cilt kanseri vakaları artacaktır. Geleceğe yönelik yapılan bir kestirmede ozon miktarının %1 azalması ile deri kanserlerinde %2 oranında artış ve cilt kanserlerinden dolayı oluşan ölümlerde ise % 0,3 ile 2 arasında artış beklenmektedir. Ozon tabakasının zarar görmesinden dolayı gözlerimiz olumsuz etkilenecek, insan ve hayvanlarda körlük ve katarakt artacaktır. İnsanların bağışıklık sistemi olumsuz yönde etkileneceğinden enfeksiyon hastalıklarında artış görülecektir. Hava kirliliği artışı ve atmosfer ısınmasından dolayı solunabilir hava kalitesi düşecektir. Bu durum da ciddi solunum problemlerine sebep olacaktır. Daha fazla astım ve akciğer hastalıkları görülmesi muhtemeldir. Bitkilerin büyümesi yavaşlayacak ve yapraklar küçük kalacaktır. Bunun sonucunda bitkilerin fotosentez yeteneği azalacaktır. Tarım olumsuz etkilenecek, gıda temininde zorluk yaşanacaktır. Kıtlık ve açlık artacaktır. Küresel ısınma sonucunda buzullar eriyecek, yüksek tepe ve dağlardaki buzul ve kar örtüleri azalacaktır. Deniz suyu seviyeleri artacaktır. Sıcak hava ve suyu seven tropikal bitki ve hayvanlar kutuplara doğru yayılacaktır. Hava şartları değişecek, mevsimlerde değişim yaşanacaktır. Yağışların dağılım ve şiddeti değişecektir. Yağışlar kışın küçük bir oranda artacak, fakat yazın büyük bir azalma görülecektir. Bunun sonucunda buharlaşma artacaktır. Yer altı su seviyeleri düşecektir. Son yıllarda azalma görülen kar örtüsü daha da azalacaktır. Yapılan bir inceleme kar örtüsünün, beyaz rengi ile Güneş’ten gelen ışınların bir bölümünü geri yansıttığını göstermiştir. Kar örtüsünde meydana gelecek azalma, güneş ışınlarının yansımasını da azaltarak, küresel ısınmayı daha da tetikleyecektir. Kuraklık artacağından su sıkıntısı çekilecektir. Göçler tetiklenecek ve etnik sorunlar yaşanacaktır. Yüksek sıcaklıklar orman yangınlarında artışa neden olacaktır. Küresel Isınmanın Genel Sonuçları Birleşmiş Milletlerin 2000 yılı Nisan ayında yayınladığı küresel iklim değişikliğinin neden olduğu sonuçlar aşağıdaki gibidir: Son 100 yılda sulak alanların yarısı yok olmuştur. Baraj ve diğer su yapıları nehirlerin %60’ının dengesini bozmuş ve tatlı su balıklarının %20’si kaybolmuştur. Ormanların yarısı yok edilmiştir. Tropikal ormanlar hızla yok edilmeye devam edilmektedir. Ağaç türlerinin %9’u yok olma tehlikesi ile karşı karşıyadır. Denizlerin yerine koyabileceğinden çok daha fazla avlandığından balıkların sayısı hızla azalmaktadır. Son 50 yılda tarım alanlarının 2/3’ü erozyon ile yoksullaşmış ve ormanların ise 1/3’ü tarım alanına dönüştürülmüştür. Küresel Isınma Böyle Devam Ederse Ne Olacak ? Bu konuda çeşitli senaryolar mevcuttur. IPCC adlı kurumun yaptığı senaryoya göre: 2030 2100 1,80 artacak 2,00 ile 5,00 artacak 6 – 30 cm yükselecek 30 – 100 cm yükselecek Dünya Genelinde Sıcaklık (°C) Deniz Seviyesi Güney Avrupa için Küresel ısınmanın etkileri şöyle hesaplanmıştır: Sıcaklık (Kış) 2°C artacak Sıcaklık (Yaz) 2°C – 3°C artacak Yağış (Kış) % 0 – 10 artacak Yağış (Yaz) % 5 – 15 azalacak Toprak nemi (Yaz) % 15 – 25 azalacak Akdeniz’de deniz suyu seviyesi son 2000 yılda 40 cm yükselmiştir. Bir Akdeniz ülkesi olan Türkiye deniz suyu seviyesindeki artıştan olumsuz etkilenecektir. Küresel Isınmaya Karşı Kyoto Protokolü Sera etkisi yaratan gazların salınımını sınırlamayı ve azaltmayı hedefleyen Kyoto protokolü, 11 Aralık 1997 tarihinde Japonya’nın Kyoto kentinde imzalanmıştır. Protokol ile sera gazı etkisi yapan (karbondioksit, metan, v.b.) gazların salınımında 2012 yılına kadar 1990 yılındaki düzeyinden toplam % 5,2 oranında azaltma sağlama yükümlülüğü getirilmiştir. Kyoto protokolü ancak 2005 yılı Şubat ayında 55 ülkenin protokolü imzalaması ile yürürlüğe girmiştir. Fakat, atmosfere en fazla sera gazı salan Amerika Birleşik Devletleri, protokolü henüz imzalamamıştır. Ülkemiz bu sene (2009) Kyoto Protokolünü kabul ederek taraf olmuştur.