ÇÜ Devlet Konservatuarı özel yetenek sınavları yapılıyor nÇÜ Devlet Konservatuvarı, özel yetenek sınavıyla öğrenci alacak. Güzel Sanatlar Fakültesi tarafından yapılan açıklamada, ön kayıt yaptırmış olan öğrencilerin, Müzik Bölümü, Tiyatro - Oyunculuk Ana Sanat Dalı ve Opera - Şan Ana Sanat Dalı sınavlarına girmeye hak kazanacağı bildirildi. Ön eleme sınavlarının Tiyatro-Oyunculuk Ana Sanat Dalı’nda 8-9 Eylül, Opera-Şan Ana Sanat Dalı’nda 4 Eylül tarihlerinde gerçekleştirileceği, baraj sınavlarının ise Tiyatro-Oyun- culuk Ana Sanat Dalı’nda 1011 Eylül, Opera- Şan Ana Sanat Dalı’nda 4 Eylül, Müzik Bölümü’nde ise 8 Eylül tarihlerinde yapılacağı duyuruldu. Sınavlarla ilgili detaylı bilgi http://devletkonservatuvari. cu.edu.tr adresinden öğrenilebilir. “Paramı Yönetebiliyorum ve İnovasyon” Paneli nÇukurova Üniversitesi (ÇÜ) Ar-Ge ve İnovasyon Kulübü tarafından, üniversitedeki inovasyon kültürünü canlandırmak amacıyla “Paramı Yönetebiliyorum / İnovasyon” paneli gerçekleştirildi. vSAYI: 25 vÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ KURUMSAL İLETİŞİM GAZETESİ ÇÜ Mithat Özsan Amfisi’nde düzenlenen etkinlikte, Ar-Ge ve İnovasyon Kulübü Yönetim Kurulu Başkanı Medet Mutlu, Ar-Ge ve inovasyonun önemini vurgularken, Türkiye ve dünyadaki iyi örneklerle inovatif süreci anlattı. v01-31 AĞUSTOS 2014 ARDEB 1003 Programı kapsamında 20 yeni çağrı açıldı nTürkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK), Ar-Ge projelerini “1003-Öncelikli Alanlar ArGe Projeleri Destek Programı” kapsamında 6 ana alanda 20 adet proje çağrısı açtığını duyurdu. TÜBİTAK’tan yapılan açıklamaya göre, “1003-Öncelikli Alanlar Ar-Ge Projeleri Destek Programı” ile “Ulusal Bilim Teknoloji ve Yenilik Stratejisi” çerçevesinde belirlenecek öncelikli alanlarda sonuç odaklı, izlenebilir hedefleri olan, ilgili bilim ve teknoloji alanlarının dinamiklerini gözeten ve yurt içinde yapılan Ar-Ge projelerini destekleme ve bu projeler arasında eşgüdüm sağlamanın amaçlandığı belirtildi. “1003-Öncelikli Alanlar ArGe Projeleri Destek Programı” kapsamında yapılacak proje başvuruları için iki aşamalı başvuru sistemi uygulanacağı, ilk aşama başvuruları için son başvuru tarihinin 19 Eylül 2014 olarak belirlendiği bildirildi. Ayrıca, küçük ölçekli projelerin en fazla 24 ay, orta ve büyük ölçekli projelerin süresinin en fazla 36 ay olduğunun altı çizildi. Programın başvuru koşulları ve değerlendirme aşamasına ilişkin detaylı bilgilere www. tubitak.gov.tr adresinden ulaşılabilir. 3. A SAYFAD 2014-2015 Eğitim-öğretim yılı başlıyor Öğrencilerimizden “En Başarılı Proje Teklifi” nÇÜ Eğitim Fakültesi İngiliz Dili Eğitimi Bölümü Lisans öğrencileri, Özge Takmaz ile Fırat Muk ve Sosyal Bilimler Enstitüsü İngiliz Dili Eğitimi Ana Bilim Dalı Yüksek Lisans öğrencileri Can Emre Sabancıoğullarından ve Mehmet Öz, Hollanda’nın Zwolle şehrinde gerçekleşen “Avrupa’da Öğretmen Olmak: Değerleri ve Normları Güçlen- dirmek” (Teacher in Europe: Empowering Norms and Values) başlıklı uluslararası konferansa katıldılar. Hollanda Zwolle Şehir Meclisi’nde düzenlenen konferans sonunda ÇÜ öğrencilerinin sunduğu proje teklifi, jüri üyelerince “En Başarılı Proje Teklifi” seçildi. “FikriMobil Proje Yarışması”ndan ödül nÜniversite öğrencilerinin mobil teknoloji altyapıları ile yaratıcı fikirlerini ortaya çıkarmaları ve sonucunda da bir prototip üretmeleri amacıyla düzenlenen “FikriMobil Proje Yarışması”nda Çukurova Üniversitesi öğrencileri ikincilik ve üçüncülük ödüllerinin sahibi oldu. Yarışmada elemeler neticesinde finale kalmaya hak kazanan Mühendislik Mimarlık Fakültesi öğrencilerinden Metehan Kılıç’ın “Engelsiz Şube” projesi ikinci olurken, yine Bilgisayar Mühendisliği Bölümü öğrencilerinden Osman Villi ve Güler Merve Demir’in “Hediye Pusulası” projesi üçüncülük ödülünü aldı. 2 HABER KampüsHaber TÜBİTAK Alternatif Enerjili Araçlar Yarışması’nda “Kurul Özel Ödülü” nÇÜ Mühendislik – Mimarlık Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü öğrencileri tarafından tasarlanarak üretilen “1,5 Adana” isimli elektrikli araç, TÜBİTAK Alternatif Enerjili Araçlar Yarışması’nda “Kurul Özel Ödülü”nü aldı. Kocaeli Körfez Yarış Pisti’nde gerçekleşen “TÜBİTAK Alternatif Enerjili Araç Yarışları”, 62 takım ve yaklaşık 1800 öğrencinin katılımıyla gerçekleştirildi. “Güneş Enerjili Araç”, “Hidromobil” ve “Elektromobil” kategorilerinde, 1950 metrelik pistte gerçekleşen yarışlarda, TÜBİTAK hakemlerinin yaptığı teknik kontroller sonucunda, elektromobil kategorisinde yarışabilmek için başvuru yapan 44 araç içinden 25 araç katılmaya hak kazandı. TÜBİTAK tarafından “Kurul Özel Ödülü” Makine Mühendisliği Bölümü öğrencilerinin 6 ayda ürettikleri araç, 13. tura kadar birinci götürdüğü yarışı, tek- “1,5 Adana” 1 TL’ye 120 Km yol gidiyor nÇukurova Üniversitesi Sağlık nik aksaklıklar nedeniyle 11. sırada tamamladı. Fakat ÇÜ ekibinin yarışlara ilk kez katılmasına rağmen takım ruhu çalışmasıyla örnek davranışlar göstermesi, diğer takımlara karşı centilmence davranışları ve teknik aksaklığa kadar başarı elde etmelerinden dolayı TÜBİTAK Jüri Üyeleri tarafından oy birliği ile “Kurul Özel Ödülü”ne layık görüldü. “Ekibimiz büyük bir başarı elde etti” Akademik danışmanlığını Makine Mühendisliği Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Durmuş Ali Bircan’ın yaptığı aracı tasarlayan ekip, yarışmanın ardından Rektör Prof. Dr. Mustafa Kibar’ı makamında ziyaret ederek kupa ve madalyayı teslim etti. Rektör Prof. Dr. Kibar da elde edilen başarıdan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, “Ekibimizin bu yarışta ilk yılı olmasına rağmen, büyük bir başarı elde ederek üniversitemizi temsil ettiler. Emeği geçen tüm arkadaşlarımıza teşekkür ediyor, başarılarının devamını diliyorum. İnşallah önümüzdeki yıl sıkı hazırlanıp, daha iyi derecelerle üniversitemizi temsil edeceğiz” dedi. Araçla ilgili bilgi veren takım kaptanı Umutcan Olmuş, 2 kişilik tasarlanan aracın, tam dolu bataryayla 350 km yol gidebildiğini, güncel elektrik fiyatı göz önüne alındığında aracın 1 TL’ye 120 km yol alabildiğini söyledi. Olmuş, aracın bataryasının 3 saatte dolduğuna dikkat çekerek, tasarımının Makine Mühendisliği Bölümü öğrencilerine ait olduğunu, telemetri sistemi sayesinde araç ile ilgili tüm bilgiler, batarya durumu, araç ve batarya sıcaklıkları ve hız gibi parametreleri araç içerisinden ve hazırlanan yazılım ile bilgisayardan kontrol edebildiklerini dile getirdi. Ziyaretin ardından Prof. Dr. Mustafa Kibar, Rektörlük Binası önünde bulunan 1,5 Adana isimli aracı inceledi. Ekipten, tasarladıkları araçla ilgili bilgi alan Rektör Prof. Dr. Kibar, araçla test sürüşü yaptı. “3. Geleneksel Otomotiv Ar-Ge Proje Pazarı ve Komponent Tasarım Yarışması”ndan ÇÜ’ye ödül nTürkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından düzenlenen “Türkiye İnovasyon Haftası” etkinlikleri kapsamında gerçekleştirilen “3. Geleneksel Otomotiv Ar-Ge Proje Pazarı ve Komponent Tasarım Yarışması”na katılan Çukurova Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Otomotiv Mühendisliği Bölümü Öğrencisi Alkım Aydın mansiyon ödülü aldı ve aynı zamanda CERN’e (Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi) gitme hakkı kazandı. Bursa Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen “3. Geleneksel Otomotiv Ar-Ge Proje Pazarı ve Komponent Tasarım Yarışması”na katılan ÇÜ Mühendislik Mimarlık Fakültesi Otomotiv Mühendisliği Bölümü Öğrencisi Aydın, “MekaKAMPÜS HABER Sahibi Prof. Dr. Mustafa KİBAR (Rektör) Uluslararası Gönüllü Çalışma Kampı Yarışma, sektörde çalışan profesyoneller, araştırmacılar, akademisyenler, ilgili dallarda eğitim alan öğrenciler ve otomotiv tutkunlarını içine alan geniş bir kitlenin yaratıcı fikirlerini ortaya koyabildiği, “Ar-Ge Proje Pazarı” ve “Komponent Tasarım Yarışması” olmak üzere iki farklı etkinlikle tamamlandı. nik-Fonksiyonellik” dalında “Elastik Motor Kaputu” isimli projesi ile mansiyon ödülü aldı. “Dünyanın en büyük parçacık fiziği laboratuarı CERN’e ziyaret” Aydın, ayrıca sosyal medyada etkinlikle ilgili sorulara en hızlı ve doğru cevap veren iki kişiden biri olarak İsviçre’de bulunan dünyanın en büyük parçacık fiziği laboratuarı CERN’i ziyaret etme hakkını da elde etti. “3. Geleneksel Ar-Ge Proje Pazarı” ve “3. Geleneksel Komponent Tasarım Yarışması”, Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) tarafından, T.C. Ekonomi Bakanlığı desteği ve Türkiye İhracatçılar Meclisi koordinatörlüğünde gerçekleştirildi. Kültür ve Spor Daire Başkanlığı Öğrenci Faaliyetleri Birimi tarafından “Uluslararası Gönüllü Çalışma Kampı” düzenlendi. Kampa, ÇÜ’den 14, Çek Cumhuriyeti, Fransa, İspanya, İtalya, Güney Kore, Japonya, Belarus ve Sırbistan’dan 18 uluslararası öğrenci katıldı. Kamp süresinde öğrenciler ÇÜ Atlı Spor Kulübü Çiftliği’nde boya-onarım çalışması ve atların bakımını yaparken, çalışma saatleri dışında sportif faaliyetlerde bulunarak kampus ve şehir gezileri yaptılar. Öğrenciler kamp etkinliği kapsamında, kendi ülkelerine ait geleneksel yemekler yaparak tanıtım günleri düzenledi. Gönüllü Çalışma Kampı kapsamında Karaisalı Kanyonları ve Alman Köprüsü ile Yumurtalık ilçesine kültürel geziler düzenlendiği de kaydedildi. “Kaynak e-Portfolyo Sistemi” 2. Uluslararası Toplantısı İspanya’da yapıldı nÇukurova Üniversitesi koordinatörlüğünde, Avrupa Birliği Bakanlığı AB Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı tarafından desteklenen “Aday Mesleki Eğitim Mezunlarının İstihdamı için Kaynak e-Portfolyo Sistemi” projesinin ikinci uluslararası toplantısı İspanya’da yapıldı. İspanya’nın Mallorca adasında Sea-Teach kurumu tarafından düzenlenen toplantı, Türkiye’den Çukurova Üniversitesi, Fırat Üniversitesi, Niğde Üniversitesi, Dalya Agency, Polonya’dan Aviva Poland, Portekiz’den APLOAD ve İspanya’dan Sea-Teach’in temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirildi. Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Haber Editörleri Tasarım Koordinatörü Dil Editörü Doç. Dr. Nüket ELPEZE ERGEÇ Yrd. Doç. Dr. Murat Ertan DOĞAN Öğr. Gör. Aydın ÇAM Yrd. Doç. Dr. Tülay GÖRÜ DOĞAN Yrd. Doç. Dr. Yeter TORUN Çukurova Üniversitesi İletişim Fakültesi Masaüstü Yayıncılık Uygulama Biriminde hazırlanmış ve Çukurova Üniversitesi Basımevinde 2000 adet basılmıştır. Masaüstü Yayıncılık Uygulama Birimi (322) 338 67 77 / 413 [email protected] Fotoğraf: Fatih ERAY, Kadir PUSLU Grafik: Engin ESENDEMİR Muhabirler: Meryem KILIÇ, Demet ÖZTÜRK, Songül BULUT İnşaat Mühendisliği Bölümü’nden 3 yılda mezun oldular nÇukurova Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nde eğitim gören üç öğrenci, 2013-2014 eğitim öğretim yılında üstün başarı göstererek, 4 yıllık öğrenimlerini 3 yılda tamamlayarak mezun oldu. “İnşaat Mühendisliği Bölümü’nden ilk kez 3. yılda mezun verdik” İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. İsmail Hakkı Çağatay, İnşaat Mühendisliği Bölümü’nden 2013-2014 eğitim öğretim yılında Buse Duyan, Münir Ünverdi ve Akın Küçükbaş isimli öğrencilerinin hem kendi dönemlerindeki hem de bir üst dönemdeki dersleri alarak İnşaat Mühendisliği Bölümü’ndeki dört yıllık öğrenimlerini üç yılda tamamladıklarını ve 2013-2014 eğitim öğretim yılında mezun olduklarını belirtti. Prof. Dr. Çağatay, öğrencilerin üstün bir başarı örneği sergilediklerini ifade ederek, İnşaat Mühendisliği eğitiminin belirli bir çalışmayı ve gayreti gerektirdiğini vurguladı. “Beton Pano” ve “Depreme Dayanıklı Yapı Tasarımı ve Maket” yarışması nÇukurova Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü tarafından 2013-2014 öğretim yılı bitirme ödevleri kapsamında “Depreme Dayanıklı Yapı Tasarımı ve Maket Yarışması” ve Mimarlık Bölümü tarafından da “Beton Pano Yarışması” düzenlendi. ÇÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü Bölüm Başkanı Prof. Dr. İsmail Hakkı Çağatay, öğrencilere verdikleri eğitimlerin sadece teorik değil, uygulamalı olmasını da amaçladıklarını vurguladı. Prof. Dr. Çağatay, öğrencilerin yaptıkları çalışmalarla tasarladıkları ve modelini kurdukları yapının davranışını öğrenip, perdeli-perdesiz farklı tip ve modellerin deprem karşısındaki durumlarını öğrendiklerini söyledi. 3 HABER KampüsHaber 2014-2015 Eğitim-öğretim yılı başlıyor n2014 ÖSYS sonuçlarına göre 9979 kişi Çukurova Üniversitesi’nin çeşitli bölümlerine kayıt yaptırma hakkına sahip oldu. ÇÜ Rektörlüğü tarafından yapılan açıklamada üniversitemize kayıt hakkı kazanan söz konusu adaylardan 3235 kişinin Çukurova Üniversitesi’ni ilk tercihi olarak belirlediği bildirildi. Üniversitemizin çeşitli bölümlerine kayıt hakkı elde eden öğrencilerin 27’si ÖSYS sıralamasında farklı puan türlerinde ilk 1000 kişi arasında yer alıyor. İlk kez 32 üniversitede e-kayıt uygulaması yapıldı Üniversiteye yeni kayıt yaptıracak öğrenciler, YÖK tarafından yürütülen Yükseköğretim Bilgi Sistemi çalışmaları kap- samında, bu yıl ilk kez Çukurova Üniversitesi de dahil olmak üzere 32 üniversiteye Elektronik Kayıt (e-kayıt) yapabildiler. Elektronik kayıt olmayı tercih eden öğrencilerin üniversitelere giderek tekrar kayıt yaptırmalarına gerek bırakmayan uygulama, pilot uygulama olarak belirlenen 32 üniversitede gerçekleştirildi. Öğrenciler, elektronik kayıt işleminin ardından üniversitelerin duyurduğu tarihte ders kayıtlarını yaptırarak eğitime başlayabilecekler. Adıyaman Üniversitesi, Afyon Kocatepe Üniversitesi, Akdeniz Üniversitesi, Anadolu Üniversitesi, Atatürk Üniversitesi, Batman Üniversitesi, Bitlis Eren Üniversitesi, Bozok Üniversitesi, Bülent Ecevit Üniversitesi, Çankırı Karatekin Üniversitesi, Çukurova Üniversitesi, Erzincan Üniversitesi, Erzurum Teknik Üniversitesi, Gaziosmanpaşa Üniversitesi, İnönü Üniversitesi, İstanbul Medeniyet Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi. Kafkas Üniversitesi, Karadeniz Teknik Üniversitesi, Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, Kastamonu Üniversitesi, Kilis 7 Aralık Üniversitesi, Necmettin Erbakan Üniversitesi, Ordu Üniversitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi, Siirt Üniversitesi, Sinop Üniversitesi, Süleyman Demirel Üniversitesi, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi olmak üzere 32 üniversite ekayıt pilot uygulamasına katıldı. Bu yıl gerçekleştirilen pilot uygulamanın önümüzdeki yıllarda tüm üniversitelerde yaygınlaştırılacağı duyuruldu. Su Ürünleri Fakültesi’nde “Lahoz Balığı” yetiştiriciliği ve “yaz stajı” nÇukurova Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi’nin, ekonomik değeri yüksek ve nesli tükenmekte olan Lahoz balığı türünün yaşatılması için bilimsel çalışmalar yapacağı bildirildi. ÇÜ Su Ürünleri Fakültesi Yetiştiricilik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tufan Eroldoğan ve çalışma arkadaşlarının, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Ar-Ge Projeleri kapsamında “Doğu Akdeniz Koşullarında Lahozun Larval Yetiştiricilik Olanaklarının Araştırılması” konulu bir proje geliştirdikleri kaydedildi. Geliştirilen proje ile nesli tükenmekte olan ve kırmızı listede bulunan Lahoz balığına hem alternatif bir tür oluşturmak hem de bu türün neslinin devam ettirilmesinin sağlanmasının amaçlandığı belirtildi. “Yeni bir tür kazandırılmasını planlıyoruz” Prof. Dr. Eroldoğan, yapılacak araştırmalar ile uzun yıllardır ticari boyutta çipura ve levrek yetiştiriciliği ile Akdeniz ülkelerindeki yetiştiriciliği sınırlı kalan balık türlerine yeni bir tür kazandırılmasını planladıklarını ifade etti. Akdeniz’e kıyısı olan ülkelerde Lahoz balıklarının yetiş- tiriciliğe alınabilmesi, öncelikli alternatif tür seçimi araştırmalarının başında yer aldığını bildiren Prof. Dr. Eroldoğan, son yıllarda yaptıkları çalışmaların Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı aracılığı ile bu yönde devam ettiğini sözlerine ekledi. Prof. Dr. Eroldoğan, proje kapmasamında Su Ürünleri Fakültesi bünyesinde “Balık Yetiştirme Havuzu” kurduklarını ifade ederek, alternatif bir tür olarak Lahoz üretiminin, yetiştiricilik sektöründe iş hacmi ve istihdam yaratmasıyla, ulusal ekonomiye önemli katkılar sağlayacağını vurguladı. Su Ürünleri Fakültesi’nin yaz stajı tamamlandı Su Ürünleri Fakültesi’ne bağ- lı Yumurtalık Deniz Araştırmaları ve Uygulama Merkezi’nde gerçekleştirilen 2013-1014 eğitim öğretim dönemi yaz stajının başarıyla tamamlandığı bildirildi. Yaz stajı uygulamasına 30’un üzerinde öğrencinin katıldığı belirtilirken, stajda öğrencilerin bugüne kadar aldıkları teorik eğitim konularının sahada birebir uygulama şekillerini görerek, mesleki anlamda kalıcı tecrübe elde ettikleri vurgulandı. Öğrencilerin staj uygulaması kapsamında, trol operasyonu, ığrıp çekme, parakete hazırlama, ağ tamir etme, balıklardan fleto çıkarma ve slaj yapımı, tekne kullanımı ve bakımı, denizde can güvenliği, deniz kaplumbağaları eğitim semineri, spriulina yetiştiriciliği, sahil temizliği konularında eğitime tabi tutulduğu belirtildi. Ayrıca öğrencilere sahil güvenlik tarafından da eğitim semineri verildiği kaydedildi. Tatarlı Höyüğü kazı alanı gezisi ve Yumurtalık Lagünleri teknik gezileri Yaz stajı uygulamasında, Su Ürünleri Fakültesi’ne ait Su Ürünleri ve Gözlem 1 tekneleri aktif olarak kullanılırken, üniversitenin Tatarlı Höyüğü kazı alanı gezisi ve Yumurtalık Lagünleri teknik gezileri uygulamalarının da yapıldığının altı çizildi. ÇÜ Su Ürünleri Fakültesi’ne bağlı Yumurtalık Deniz Araştırmaları ve Uygulama Merkezi’nde gerçekleştirilen yaz stajı uygulamasında, fakültenin staj komisyonunda görev alan Doç. Dr. Caner Özyurt, Doç. Dr. Gülsün Özyurt, Yrd. Doç. Dr. Meltem Manaşırlı ve Arş.Gör. Volkan Barış Kiyağa’nın yanı sıra, Doç. Dr. Tuncay Kuleli, Dr. Sürhan Tabakoğlu, Dr. Leyla Uslu, Arş. Gör. Muzaffer Perker ve Arş. Gör. Burcu Ak’ın da dönemsel olarak katkıda bulunan öğretim elemanları içinde yer aldığı kaydedildi. 4 HABER KampüsHaber FAO 2014 yılını “Aile Çiftçiliği Yılı” ilan etti nÇukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü Arş. Gör. Burhan Özalp, Uluslararası Gıda ve Tarım Örgütü - FAO tarafından 2014 yılının tüm dünyada “Aile Çiftçiliği Yılı” ilan edildiğini, ancak Türkiye’de bu tip üreticilik yapan ailelerin tarımla bağının kopmak üzere olduğunu ifade etti. Anavarza “UNESCO Dünya Kültür Mirası Geçici Listesi”ne girdi nAdana’nın Kozan ilçesi sınırları içerisindeki Dilekkaya Köyü yakınlarında bulunan Anavarza, UNESCO’nun “Dünya Kültür Mirası Geçici Listesi”ne girdi. Çukurova Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Fikret Fatih Gülşen’in danışmanlığında 29 Temmuz 2013 tarihinde restorasyon çalışmalarına başlanan Anavarza’nın, Helenistik, Roma, Bizans, Arap, Ermeni ve Osmanlı gibi Anadolu’nun önemli uygarlıklarının kültür izlerini taşıdığına ve birçok farklı kültür ve uygarlığa ev sahipliği yaptığına değinilerek, 15 Nisan 2014 tarihinde “UNESCO Dünya Kültür Mirası Geçici Listesi”ne girmeye hak kazandığı bildirildi. “Edebiyata ve Tıp bilimine de katkı sağlayacak” Kazılarla ilgili bilgi veren ÇÜ Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Fikret Fatih Gülşen, arkeolojik kazı çalışmalarının başlamasıyla birlikte Anavarza’nın dini inanç turizmine kazandırılmasının yanı sıra, edebiyata ve tıp bilimine de katkı sağlayacağını belirtti. Yrd. Doç. Dr. Gülşen, “Ala Kapı” olarak bilinen “Zafer Takı” çevresinde yer alan mimariye ait blokların temizlendiğini belirterek, Zafer Takı’nın kuzeyinde yer alan ve kent merkezine doğru kuzey-güney doğrultusunda uzanan sütunlu ana caddenin temizlik çalışması neticesinde, yolun açığa çıkarıldığını söyledi. “Roma surlarının güneyindeki arazide Roma Dönemi Tiyatrosu” Roma surlarının güneyindeki arazide Roma Dönemi Tiyatrosu’nun yer aldığına değinen Yrd. Doç. Dr. Gülşen, Arap sur duvarlarının güney kısmında kaya yamacına yaslandırılmış tiyatronun, bugün sadece taş planının korunduğunu, tiyatronun alt kısmının yamaca oturmakta, üst kısmının ise tonozlar üzerinde yükselmekte olduğunu ifade etti. Yrd. Doç. Dr. Gülşen, çalışmaların ileri teknoloji kullanılarak yapıldığının altını çizerek, insansız hava araçlarının da kullanıldığını kaydetti. Yrd. Doç. Dr. Gülşen, çekirdek yapının röleve ve rekonstrüksiyon çizimleri tamamlanarak statik, harç ve malzeme analizleri ile restorasyon hazırlıklarının da tamamlanmaya çalışıldığını sözlerine ekledi. Tatarlı Höyüğü kazısı devam ediyor nKültür ve Turizm Bakanlığı ile Çukurova Üniversitesi adına 2007 yılından bu yana devam eden Tatarlı Höyüğü kazısının yedinci sezon çalışmalarına başlandı. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Çukurova Üniversitesi ve Adana Büyükşehir Belediyesi’nin maddi katkılarıyla yapılacak olan kazılara, Çukurova Üniversitesi’nden öğretim üye ve elemanları, uzman arkeologlar, staj öğrencileri ve lisans öğrencilerinin katılacağı bildirildi. Hitit-Kizzuwatna Kentinin önemli noktalarına ulaşıldı Çalışmalarla ilgili bilgi veren Çukurova Üniversitesi Arkeolojik Araştırma ve Uygulama Merkez Müdürü ve Kazı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Serdar Girginer, altı yıldır sürdürdükleri çalışmada Yukarı ve Aşağı Şehri ile yaklaşık 2,5 kilometrekarelik Hitit-Kizzuwatna kentinin tapınaklarını, rampalı ve taş döşemeli kapılarını, gösterişli ve kuvvetli savunma sistemlerini ortaya çıkardıklarını söyledi. Yrd. Doç. Dr. Girginer, Tatarlı Höyüğü’nün özellikle Ada- na’nın tanıtımında önemli bir yere sahip olacağının altını çizerek, çalışmanın Orta ve Geç Tunç çağlarında Kizzuwatna Arkeolojisi için çok önemli veriler elde etmelerini sağladığını ifade etti. Sitadel (Yukarı Şehir)’de yapılan kazı çalışmalarında Tatarlı Höyüğü’nün tabakalanmasına dair önemli veriler elde edildiğini vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Serdar Girginer, buna göre Hellenistik Dönem, Demir Çağı (Geç Hitit dönemi), Geç Tunç Çağı, Orta Tunç Çağı tabakalarının tespit edildiğini, Yukarı Şehir’de yer alan ve A Yapısı olarak adlandırılan ve muhtemelen bir Tapınak Kompleksi olan 21x20 metre boyutlarındaki 23 odalı yapının önemli veriler arasında yer aldığını belirtti. Yrd. Doç. Dr. Girginer, Tatarlı Höyüğü kazısının Doğu Akdeniz dünyasında, özellikle de Kuzey Suriye, Kilikya ve Levant’de M.Ö. II. ve I. yıllarındaki kronolojik sorunların çözümünde önemli ayrıntılara sahip olacağını dile getirerek, ilerleyen zamanda yapılması planlanan koruma çalışmaları ile Tatarlı Höyüğü’nün bölge turizmine önemli katkılar sağlamasını beklendiklerini sözlerine ekledi. Arş. Gör. Özalp, 2014 yılının FAO’nun önerisiyle Birleşmiş Milletler’in 66. Genel Kurulu’nda “Uluslararası Aile Çiftçiliği Yılı”nın resmi olarak onaylandığını belirtirken, Birleşmiş Milletler’in, “Aile Çiftçiliği Yılı”nın açlık-yoksullukla mücadele ve doğal kaynakların korunması, kırdan-kente göçün azaltılması ve sürdürülebilir tarımsal üretim açısından önemini vurgulamak için ilan edildiğini söyledi. Kuraklık sebebiyle buğday veriminde düşüş yaşandı nÇukurova Bölgesinde yıl içe- risinde yağış miktarının azlığı ve mevsim normalleri dışında seyreden don nedeniyle yaşanan kuraklığa bağlı olarak buğday veriminde düşüş yaşandığı belirtildi. Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Özkan, kuraklık nedeniyle buğday veriminin düştüğüne dikkat çekerek, geçen yıl dönümüne 600 kilo buğday veren sulanabilir bölgelerde, bu sene verimin yüzde 50 azaldığını ve kıraç alanlardaki kaybın yüzde 80’lere ulaştığını dile getirdi. Kuraklığın boyutları üniversitenin uygulamalı tarım alanlarında tespit edilebiliyor Prof. Dr. Özkan, kuraklığın boyutlarını üniversitenin uygulamalı tarım alanlarında tespit edebildiklerini belirterek, sulanabilir alanlarda verimin bir dönümde yaklaşık 300 kilo olduğunu, kıraç alanlarda ise 40-50 kiloya kadar düştüğünü söyledi. Aşırı sıcaklarda yapılan spor ve ağır fiziksel aktivitelere dikkat “Şekerleme ve çikolatalara dikkat” nÇukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı’ndan Doç. Dr. Hakan Poyrazoğlu, kalp sağlığı açısından aşırı sıcak havalarda yapılan spor ve ağır fiziksel aktivitelerin sakıncalarına dikkat çekti. Prof. Dr. Hasan FENERCİOĞLU “Tansiyon, beyin kanaması, kalp ve damar sağlığı sorunları ortaya çıkabilir” nÇukurova Doç. Dr. Poyrazoğlu, sıcak ve neme bağlı olarak tansiyon, beyin kanaması, kalp ve damar sağlığı sorunlarının ortaya çıkabileceğini belirterek, spor ve yürüyüşlerin güneş ışınlarının dik geldiği saatlerde yapılmaması gerektiğini vurguladı. Yüksek nem oranının, hissedilen sıcaklığı arttırdığını ifade eden Doç. Dr. Poyrazoğlu, bu durumun kalp sağlığını olumsuz etkilediğini, sıcak ve nemden uzak durulması gerektiğini vurguladı. 5 HABER KampüsHaber Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Fenercioğlu, şekerleme ve çikolata ürünlerinin ürün kalitesini sağlayan başlıca etmenlerine dikkat edilmesi gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Fenercioğlu, çikolata ve şekerlemelerdeki parlaklığın tazelik belirtisi olduğuna dikkati çekerek, açıkta satılan ürünlerin alınmaması gerektiğini, ucuza satılan çikolatanın gerçek çikolata olmayıp “çiko- lata benzeri ürün” olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Fenercioğlu, kullanılan ham maddeler, bina, ekipman, çalışan kişiler ve uygulanan prosedürler başta olmak üzere, üretim ortamının özelliklerine dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizdi. “Merdiven altı” ürünler sağlığa zararlı Prof. Dr. Fenercioğlu, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlı- ğı’ndan üretim izni alınmamış olan yerlerde gıda üretiminin yasaklandığını bildirerek, yasağa rağmen izinsiz üretim yapılan yerlerin olabileceğine değindi. Bayram şekeri ve çikolatası gibi kısa vadede çok satılacak ürünlerin ‘merdiven altı’ olarak tabir edilen yerlerde üretilip satıldığını belirten Prof. Dr. Fenercioğlu, bu dönemlerde bakanlık ve belediye yetkililerinin denetlemelerini sıklaştırarak sağlık açısından zarar teşkil edecek ürünlerin satışını engellemeleri gerektiğini kaydetti. Çikolata çeşitlerine göre kullanılan malzeme miktarında değişkenlik gösterdiğine dikkat çeken Prof. Dr. Fenercioğlu, çikolata yapımında kullanılan ve çikolatanın kalitesini belirleyen, ithal edildiğinden pahalı olan kakao yağının ve kakao tozunun az miktarda kullanımının çikolatanın kalitesini ve fiyatını düşürdüğünü söyledi. “Kakao yağı yerine, katılaştırılmış bitkisel yağlar kullanılıyor” Prof. Dr. Fenercioğlu, çikolatalı ürünlerin güvenliğini azaltmadan fiyatını düşürmek amacıyla gerçek kakao yağı yerine, katılaştırılmış bitkisel yağların kullanabildiğini ifade ederek, ürünlerde fiyat düştükçe kakao katkısının azaltıldığını, böylelikle ürünün gerçek çikolata yerine çikolata benzeri bir ürüne dönüştüğünü vurguladı. Satın alınacak üründe dikkat edilmesi gereken hususlar Satın alma sırasında tüketicinin dikkat etmesi gereken hususlara da değinen Prof. Dr. Fenercioğlu, ürünün nerede üretildiği, üretim izninin alınıp alınmadığı, ürünün üretim ve son kullanım tarihleri, ambalajın bütünlüğü gibi konuların önemine dikkat çekti. Prof. Dr. Fenercioğlu, ambalajsız olarak açıkta satışa sunulan sağlıksız ürünlerin ise kesinlikle alınmaması gerektiğinin altını çizdi. “Spirulina’nın Akdeniz Bölgesi’nde yaygınlaşmasına uğraşıyoruz” “Yaz tatili boşa geçirilecek bir zaman değil” nÇukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Oğuz Kutlu, çocuklar için yaz tatilinin boşa geçirilecek bir zaman olmadığını söyledi. Yrd. Doç. Dr. Kutlu, öğrencilerin karne aldıktan sonra geçirdikleri tatilin çocukların gelecek yıla hazır olması ve dinlenebilmesi için fırsat olduğunu dile getirirken, tatilde çocukların dinlenmesi ve sosyalleşmesinin büyük önem taşıdığını belirtti. Tatil döneminin çocukların gelecek eğitim-öğretim dönemine hazırlıklı gelebilmeleri için önemli bir fırsat olduğunu vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Kutlu, bu dönemin planlı bir şekilde mutlaka eğitim, dinlenme ve sosyal iletişim zamanlarının ayarlanarak geçirilmesi gerektiğinin altını çizdi. nÇukurova Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Oya Işık, yağ oranı düşük olan Spirulina yosununun Akdeniz Bölgesi’nde yaygınlaşıp ekonomik getirisi olması için uğraş verdiklerini belirtti. Prof. Dr. Işık, Spirulina yosununun yüksek ışık alan yerlerde daha hızlı yetiştiğinin altını çizerek Akdeniz Bölgesi’nin yetiştiricilik açısından uygun olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Oya Işık, Spirulina yosununun yüzde 65-70 protein, yüzde 5- 6 yağ ve yüzde 15-20 değerinde karbonhidrat içerdiğine değinerek, demir ve kalsiyum açısından zengin olan Spirulina’nın kalsiyum oranının süt ile eş değer olduğunun da altını çizdi. Spirulina yosununu yetiştirip tüketebileceğini ve yatırım yapanların da para kazanabileceğini ifade eden Dekan Prof. Dr. Işık, üretim masrafının fazla olmamasına rağmen, kurutma ve paketleme aşamalarının masraflı olduğunu belirtti. “Spirulina yosununun yetiştirme eğitimini başvuran herkese veriyoruz” Spirulina yosununun yetiştirme eğitimini kendilerine başvuran herkese verdiklerini vurgulayan Prof. Dr. Işık, amaçlarının Akdeniz Bölgesi’nde Spirulina konusunda yatırımcıları doğru bilgilendirmek olduğunu bildirdi. Prof. Dr. Işık, ayrıca, eğitim alan kursiyerlerinin ürünü yetiştirdiklerini ancak, pazarlama konusunda sıkıntılar yaşadıklarını belirterek, Spirulina’nın, pek çok ülkede üretilerek Türkiye’de yabancı markalar adı altında satıldığını, bu konuda yatırımların artmasıyla Türk malı adı altında daha fazla satılabileceğine dikkat çekti. Prof. Dr. Oya IŞIK “Spirulina yosunu evde çok kolay üretilebilir” Prof. Dr. Işık, Spirulina yosununun evde çok kolay üretilebileceğini, tüketimi konusunda da özellikle çocuk ve yaşlılara önerdiklerini kaydederek, havuzda veya evlerdeki akvaryumda yetiştirilebilecek bir ürün olduğunu, aşılama yapıldıktan sonra yaklaşık bir hafta içinde hasat yapabildiğini sözlerine ekledi. Ayrıca, Prof. Dr. Işık, “Hasat ettikten sonra çeşme suyu ile yıkayıp, buzdolabında veya kurutarak saklanabilir. Özellikle soğuk tüketmeyi tercih ediyoruz. Soğuk içeceklerle, sütle veya salatalarla tüketiyoruz. Kalori değeri düşük, ancak proteini yüksektir. Demir ve kalsiyum açısından zengin olduğu için özellikle çocuk ve yaşlılara öneriyoruz. Yaşlılar özellikle Spirulina tercih edebilirler. Dengeli beslenmek isteyenler Spirulina’yı kullanabilirler” şeklinde konuştu. 6 HABER KampüsHaber Çukurova Üniversitesi’nden Bonzai ile mücadeleye büyük katkı “Çukurova Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Laboratuvarları, tüm dünyaya sentetik uyuşturucularla ilgili güncel bilimsel bilgi aktarabilecek gücü elde etmiş olacak,” dedi. Arş. Gör. Pınar EFEOĞLU nÇukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Toksikoloji Analiz Laboratuvarı’nda, 2009 yılından bu yana sentetik uyuşturucu maddelerin kan ve idrarda tespit edilebilmesi için sürdürdükleri çalışmaları anlatan Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mete Gülmen, şu anda en az 40 adet Bonzai türevini tespit edebildiklerini açıkladı. Prof. Dr. Gülmen, İngiltere’deki Randoks adlı firmanın da “Referans Laboratuvarı” olma özelliği taşıyan Adli Tıp Anabilim Dalı Laboratuvarları’nda kısa zaman içerisinde, sentetik uyuşturucuların tüm Prof. Dr. Mete GÜLMEN türevlerini tespit edebileceklerini vurgulayarak, Bonzai ile mücadeleye hazır olduklarını belirtti. Sentetik uyuşturucu maddeleri kanda ya da idrarda tespit edebilen iki merkezden biri olduklarını anlatan Prof. Dr. Gülmen, Bonzai’yle ilgili uzmanlaşmış personele sahip olduklarının altını çizdi. Prof. Dr. Gülmen, tüm ekiplerinin, Bonzai konusunda yurt dışında araştırma yaptıklarını ve eğitim aldıklarını, sentetik uyuşturucu maddelere daha da yoğunlaşarak, şu anda belki de dünyanın en donanımlı ekibine sahip olduklarını vurguladı. Doç. Dr. Nebile DAĞLIOĞLU “Dünyaya entegre bir analiz laboratuvarına Türkiye’de sadece Çukurova Üniversitesi sahip olacak” Prof. Dr. Gülmen, bir İngiliz şirketiyle anlaşma yaptıklarına dikkat çekerek, kurulacak ekipmanlarla dünyaya entegre bir analiz laboratuvarına Türkiye’de sadece Çukurova Üniversitesi’nin sahip olacağını ifade etti. Prof. Dr. Gülmen, “Bonzai internet üzerinden bitkisel içerikli bir ürün olarak satılıyor” Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı’ndan Adli Toksikolog Doç. Dr. Nebile Dağlıoğlu, Bonzai’nin internet üzerinden bitkisel içerikli bir ürün olarak sunulduğunu ve bu yönde reklamlarının ve satışının gerçekleştiğine değinerek, Bonzai’nin Türkiye’de 2011 yılında yasaklı gurubuna giren uyuşturucu maddeler arasında yer aldığını söyledi. Doç. Dr. Dağlıoğlu, Bonzai’nin yasal olmayan uyuşturucu bir madde olduğunun altını çizerek, kişinin kanında ya da idrarında kolaylıkla tespit edilemediği için yasal gibi gösterildiğini, fakat bu tip kimyasalların çok sık güncellenmesine rağmen laboratuvar olarak tespit edilebilmesi için değişik yöntemler üzerinde çalıştıklarını vurguladı. Klima ve kontak lensler göz kuruluğuna neden oluyor nÇukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Reha Ersöz, ortam rutubetini azaltan klimalar ile hekim kontrolünde kullanılmayan kontak lenslerin göz kuruluğu hastalığına neden olduğunu açıkladı. Prof. Dr. Ersöz, klima ve lens kullanımının göz kuruluğu hastalığının en büyük etkenlerinden biri olduğunun altını çizerek göz ve vücudun çeşitli bölgelerindeki hastalıkların gözyaşı salgı bezlerini etkileyebileceğini belirtti. Klimanın, ortamın rutubetini azalttığı için gözyaşı kuruluğunu artırdığını vurgulayan Prof. Dr. Ersöz, özellikle bilgisayarla çalışanların, ofislerinde klimanın olması halinde, buraları yaz ve kış aylarında rutubet yönünden düzenlemesi gerektiğini söyledi. Bakımı yapılmayan klimalar hastalık nedeni Manyetik dalgalar kansere sebep oluyor nÇukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Demirhan, yaptıkları çalışmalar sonucunda manyetik dalgaların başta kanser olmak üzere birçok kalıtsal hastalığa sebebiyet verdiğini saptadıklarını söyledi. Prof. Dr. Demirhan, teknolojik cihazların insanlar üzerindeki olumsuz etkilerini saptamaya dayalı çalışmalarında, anne karnındaki bebeğin sıvısından alınan hücre örnekleri üzerinde çalıştıklarını, buna bağlı olarak yeni oluşan kromozomlarda hasar tespit ettiklerini ve bu olumsuz durumun başta kanser olmak üzere pek çok hastalığa sebebiyet verdiğini ifade etti. “Kan kanseri başta olmak üzere pek çok kanser türüne neden oluyor” Manyetik alanların kan kanseri başta olmak üzere pek çok kanser türüne neden olduğunu ifade eden Prof. Dr. Demirhan, on yıldan fazla cep telefonu kullanmanın veya manyetik alana maruz kalmanın kanser riskini arttırdığını vurguladı. Prof. Dr. Demirhan, kromozomlarda ortaya çıkan bozulmaların gen yoluyla nesilden nesle de geçebildiğine dikkat çekerek, cep telefonu seçerken soğurma değeri anlamına Prof. Dr. Osman DEMİRHAN gelen “sar değerlerine” dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizdi. “Anne karnında bebeğin etrafındaki sıvıdan alınan hücrelerle değerlendirme yaptık” Günlük yaşantımızı manyetik alanlar içerisinde geçirdiğimize vurgu yapan Prof. Dr. Demirhan, deneylerini insan üzerinde manyetik alan vererek yapma olasılıkları olmadığı için anne karnındaki bebeğin etrafındaki sıvı içerisindeki hücreleri kültür ortamında manyetik alana maruz tutarak değerlendirme yaptıklarını açıkladı. Prof. Dr. Demirhan, anne karnındaki bebek ile yaptıkları deneyi şu şekilde anlattı: “Anne karnındaki bebeğin etrafındaki sıvı içerisindeki hücrelerin önce normal kültürünü aldık. Daha sonra ise bu hücreleri kültür ortamında 900 megahertzlik ve bin 800 megahertzlik olmak üzere iki grupta çalışmamızı gerçekleştirdik. Her gurubu da kendi içerisinde 3, 6 ve 12 saat olmak üzere 3’er gruba ayırdık. Manyetik alana maruz bıraktığımız kültürlerin 12 gün boyunca kontrolünü yaptık ve çalışmamızın sonucunda, yeni oluşan kromozomlarda bozulmalar tespit ettik.” Prof. Dr. Yeşim TAŞOVA nÇukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Başhekimi ve Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yeşim Taşova, periyodik bakımı yapılmayan klimaların pek çok rahatsızlığa sebebiyet verdiğini söyledi. Prof. Dr. Taşova, bakımı yapılmayan klimaların, zatürre başta olmak üzere, viral enfeksiyonlar ve üst solunum yolu rahatsızlıklarına yol açabileceğini ifade ederek, klima bakımının hijyen açısından da çok önemli olduğunu vurguladı. Klimaların periyodik bakımları ile filtre bakımlarının mutlaka yapılması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Taşova, filtrelerin iyi temizlenmemesiyle mikroorganizmaların bakterileri tutucu olarak da görev alabildiğini belirtti. 7 HABER KampüsHaber Şampiyondan Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kibar’a ziyaret nMalezya’da gerçekleştirilen Dünya Muay Thai Şampiyonası’nda güçlü rakiplerini yenerek altın madalyanın sahibi olan Hayri Doğan Hozanlı, Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Kibar’ı makamında ziyaret etti. “Başarılarınızla gurur duyuyoruz” Rektör Prof. Dr. Kibar, Malezya’nın Langkawi kentinde yapılan Dünya Muay Thai Şampiyonası’nda altın madalya kazanan Hozanlı, Muay Thai Adana İl Temsilcisi Ramazan İncetaş ve Muay Thai Federasyonu Teknik İstişare Kurulu Koordinatörü Milli Takım Antrenörü Hakan Şahade’yi makamında kabul ederken, şampiyon sporcunun başarılarıyla gurur duyduklarını belirtti. Şampiyon sporcu Hozanlı ise, madalyalarına bir yenisini daha eklemenin mutluluğunu yaşadığını söyledi. “Akademic Quartet” İskenderun konseri nÇukurova Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Öğretim Elemanlarından oluşan “Akademic Quartet”, Türk Tabipleri Birliği Eski Başkanı Dr. Füsun Sayek’i anma amacıyla İskenderun’un Arsuz İlçesi’nde düzenlenen “8. Füsun Sayek Sağlık ve Kültür Etkinlikleri” kapsamında, 31 Ağustos 2014 Pazar günü Arsuz İskender Sayek Evi’nde konser verdi. “Birçok dilde, tanınmış esere yer veriliyor” Çukurova Üniversitesi Devlet Konservatuvarı öğretim elemanları Yrd. Doç. Dr. Mustafa Bayık (Bas), Levent Ayan (Tenor), Okutman M. Levent Taşkesen (Bariton) ve Öğr. Gör. Serdar Büyükedes’ten (Piyano) oluşan “Akademic Quartet”, konserlerinde Türkçe eserlerin yanı sıra, İtalyanca, Rusça, Fransızca, Almanca, Azerice, İngilizce, Arapçadan oluşan tanınmış birçok esere yer verdi. Dünya ikincisi Çukurova Üniversitesi’nden nÇukurova Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu (BESYO) Beden Eğitimi Öğretmenliği ikinci sınıf öğrencisi Nafia Kuş, Çin’de yapılan Üniversitelerarası Taekwondo Dünya Şampiyonasında 73 kiloda dünya ikincisi oldu. Dünya ikincisi Nafiye Kuş, Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Kibar’ı makamında ziyaret etti. Rektör Prof. Dr. Kibar, üniversitelerinde böyle başarılı sporcular olduğu için gururlu ve mutlu oldukla- rını söyledi. “Sporcularımıza desteğimiz devam edecek” Rektör Prof. Dr. Kibar, bugüne kadar öğrencilerine ve sporcularına üniversite olarak destek olduklarını ve bundan sonra da desteklerinin devam edeceğini vurguladı. 11 yıldır Taekwondo sporunu severek yaptığını belirten Kuş, bugüne kadar 10 kez Türkiye Şampiyonu, 1 kez Avrupa Şampiyonu, Avrupa 2. ve 3.’lüğünün olduğunu belirterek, Dünya Şampiyonaları’nda ise iki kez 2.’lik, bir kez 3.’lük aldığını kaydetti. “Başarımda disiplinli çalışmadan çok verilen desteklerin payı büyük” Bu sporda kazandığı başarılarda disiplinli çalışmasından çok, kendisine verilen desteklerin payının büyük olduğunu dile getiren Kuş, başta Çukurova Üniversitesi Sağlık Kültür Daire Başkanı Doç. Dr. Kerem Tuncay Özgünen ve kendini bu şampiyonaya hazırlayan BESYO Antrenörlük Bölümü antrenörlerinden Çiğdem Topçuoğlu olmak üzere, emeği geçen herkese teşekkür etti. Kuş, kazandığı madalyayı emeği geçenlere armağan ettiğini bildirdi. “Çukurova Üniversitesi Botanik Bahçesi” halka açılıyor nÇukurova sonra yapılması gerekenler konusunda rapor hazırladı. Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Kibar, kampüs alanı içerisindeki Botanik Bahçesi’ni halka açmak adına çalışma başlatılması amacıyla İstanbul’da bulunan ve dünyanın sayılı botanik bahçeleri arasında yer alan Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi Müdürü ve beraberindeki heyeti Adana’ya davet ederek makamında ağırladı. Botanik Bahçesi’ni gezip, incelemelerde bulunan Nezahat Gökyiğit, Botanik Bahçesi Müdürü Prof. Dr. Adil Güner, Margaret Güner, Riccardo Disperati, Mahir Akbalık ve Salih Kanoğlu’dan oluşan heyet, var olan bitki türlerini inceledikten Yapılan incelemeler sonunda, Botanik Bahçesi’nin nesli tükenme tehlikesi altında olan Üniversitesi kampüs alanında bulunan 200 dönümlük alanı kapsayan Çukurova Üniversitesi Botanik Bahçesi halka açılmak üzere yeniden revize ediliyor. Botanik Bahçesi revize ediliyor bitki türlerinin saptanması, bitki tür çeşitliliğinin korunması, dünyadaki canlı yaşam ortamlarının ve biyolojik çeşitliliğin sürekliliğinin sağlaması ile botanik bilim dalı konusunda araştırmalar yapılmasına olanak sağlanması amacıyla revize edileceği duyuruldu. Botanik Bahçesi’nin, 200 dönümlük alan üzerine kurulduğu, 65 dönümü doğal Akdeniz Maki alanı olarak korunmuş durumda bulunduğu, diğer alanlarında tıbbi bitkilerden tropik seralara, nilüfer havuzlarından nadir bitki türlerinin korunması alanlarına kadar birçok tematik türe sahip olduğu belirtildi. Ayrıca, Botanik Bahçesi’nin bir buçuk yıl içinde halka açılacağı da bildirildi. Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi’nin Müdürü olan ve Botanik Bahçesi’ni yeniden yapılandırma görevini üstlenen heyetin başkanlığını yapan Prof. Dr. Adil Güner, bu alanın bir an önce halka açılması için çalışmalarını tüm hızıyla gerçekleştirdiklerini, bahçenin yeniden elden geçirilerek gerekli düzenlemelerin yapılmasının en az bir buçuk yıllık bir sürede olacağını ifade etti. HABER KampüsHaber Çukurova Üniversitesi Yumurtalık Meslek Yüksekokulu Su Altı Teknolojisi Programı, öğrencisini iş sahibi yapıyor nÇukurova Üniversitesi Yumurtalık Meslek Yüksekokulu Su Altı Teknolojisi Programı Türkiye’de kendi alanında eğitim veren 4 programdan birisi olarak kendi branşında yüksek teknolojik imkânlara ve akademik kadroya sahip olmasıyla öğrenciler tarafından da büyük ilgi görüyor. Çukurova Üniversitesi Su altı Teknolojisi Öğretim Görevlisi Özgür Yılmaz, bölümlerinde öğrenim gören öğrencilerin iki yıl sonra mezun olduklarında iş arama sorunu yaşamadıklarının altını çizerek, eğitime başladıkları ilk gün, mezun olduklarında çalışacakları yerlerin belli olduğunu söyledi. Öğr. Gör. Yılmaz, bu durumun öğrencilerin bölümlerine daha fazla ilgi duymasını sağladığını sözlerine ekledi. “Özel sektörde dahi bulunmayan birçok teknolojik teçhizatla uygulama olanağı sunuyoruz” Öğr. Gör. Yılmaz, Yumurtalık Limanı’nda özel ekipmanla öğrencilerine ders verdiklerini anlatarak; öğrencilerine, özel sektörde dahi bulunmayan birçok teknolojik teçhizatla uy- gulama yapma olanağı sunduklarını belirtti. Karada kaynak makinesi ile profesyonel kaynak, kesme ve tesviye işlemlerini öğrenen öğrencilerin, daha sonra su altında özel giysilerle ve ekipmanla ders aldıklarını vurgulayan Öğr. Gör. Yılmaz, limana bırakılan platform üzerine özel kıyafetle dalan öğrencilere elektrot ve metal parçalar verilerek kaynak yapmalarının sağlandığını bildirdi. Bölümlerinde eğitim gören öğrencilerin mezun olduklarında piyasada sanayi dalgıcı ve basınç odası operatörlüğü gibi alanlarda çalışabildiklerini, eğitim hayatlarında edindikleri bilgileri gemi altı kaynak ya da daplin atma gibi işlemlerde kullanacaklarını ifade eden Öğr. Gör. Yılmaz, öğrencilerin tam donanımlı mezun olabilmesi için uygulamalı eğitimleri çok önemsediklerini ve buna bağlı olarak da su altında pek çok çalışma yaptıklarını söyledi. Öğr. Gör. Yılmaz, verdikleri eğitim hakkında bilgi vererek, her öğrenciye yeterli sayıda elektrot ve metal bir parça verilerek, su altına indirilen platform üzerinde kaynak yapmasının istendiğini belirterek, öğrencilerin su altında yaptıkları işlemler sırasında kendilerinin de yukarıdan, kaynağın nasıl yapılması gerektiğini anlattıklarını ifade etti. Kaynağın yanı sıra, öğrencilere, su altında kesme, tasfiye, montaj eğitimlerinin olduğunu da kaydetti. “Üniversiteler içerisinde en iyi alt yapıya sahip olan bölüm” Çukurova Üniversitesi Yumurtalık Meslek Yüksek Okulu Müdür Yardımcısı Öğretim Görevlisi Mustafa Çekiç ise, bölümün 2011 yılında kurulduğundan bu yana üniversiteler içerisinde en iyi alt yapıya sahip olan bölümlerden biri olduğunu vurguladı. Geçen yıl ilk mezunlarını verdiklerini bildiren Öğr. Gör. Çekiç, mezun olan öğrencilerden ikisinin dikey geçiş sınavıyla fakülteye devam ettiklerini, dokuz öğrencinin de 3,000-3,500 TL maaşla işe başladıklarını sözlerine ekledi. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Tarafından “Birinci Sınıf Dalgıçlık Belgesi” Öğrencilerinin önemli projelerde çalışmak üzere işe başladıklarının altını çizen Öğr. Gör. Çekiç, iki yıllık ön lisans düzeyinde eğitim veren bu bölümün tercih edilmesinin sebeplerinden birisinin de iki yılın sonunda mezun olanlara Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından “Birinci Sınıf Dalgıçlık Belgesi” verilmesi olduğunu söyledi. Dalgıçlık belgesi ile öğrencilerin uzun yıllar eğitim yapmadan en kısa surede iş hayatına atılmış olduklarını vurgulayan Öğr. Gör. Çekiç, Çukurova Üniversitesi olarak diğer üniversiteler arasında sahip oldukları alt yapı ve eğitmenler ile başarılı bir konumda olduklarını, bu nedenle alınan tüm eğitimler sonunda tam donanımlı olarak öğrencilerini mezun ettiklerini ifade etti. Sanayi dalgıçlığında kadın eleman: “Kadınlar düzenli ve dikkatli çalıştığı için kaynak işlerini daha iyi yapıyor” Çukurova Üniversitesi Yumurtalık Meslek Yüksekokulu Su Altı Teknolojileri Bölümü, öğrencilerinin eğitimlerini tamamlamalarının ardından istihdam sağlamasıyla önem kazanırken, sanayi dalgıçlığı sektörüne kadın eleman yetiştirmesiyle de dikkat çekiyor. Bölümde 19 erkek öğrenci ve 2 kız öğrenci olduğu belirtilirken, kız öğrencilerin erkek öğrencilerden daha başarılı olduğu, oksijen kaynağından, kesim, tesviye gibi çok zor olan uygulamaların yanı sıra, özel donanımlı dalgıç kıyafetleriyle su altında oksijen kaynağı yaptıklarının da altı çizildi. Bölümün iki kız öğrencisinden biri olan Yağmur Gülüm Tozmanlı, üniversite tercihleri sırasında okul bittikten sonra iş imkânı olan bir bölüm olması yanı sıra, okurken eğlenebileceği bir bölüm olmasını istediği için Su Altı Teknolojisi Bölümü’nü tercih ettiğini söyledi. Bölümü seçmek isteyenlere tavsiyelerde de bulunan Tozmanlı, seçecek öğrencilerin öncelikle yüzme bilmesi ve denizi sevmesi gerektiğini vurguladı. Bölümün diğer kız öğrencisi Huriye Çınar ise, mesleklerinin kadınlar için zor bir meslek olmadığını, aksine kadınların düzenli ve dikkatli çalışmasından dolayı kaynak işlerini daha iyi yaptığına dikkat çekti.