HABER BÜLTENİ 14 Ocak 2008 Haber Özetleri Irak Irak Parlamentosu, Cumartesi günü devrik lider Saddam Hüseyin'in Baas Partisi'nin mensuplarına uygulanan birçok kısıtlamayı kaldıran yasayı kabul etti. Yasanın başlıca maddeleri ise şöyle: - Baas Partisi'nin Fırkalar ya da daha alt düzeydeki tüm üyeleri, kamu görevi dahilindeki görevlerine geri dönebilecek. - Şubeler düzeyinde ya da daha üst düzeyde görev yapan tüm memurlar emekliye sevk edilecek. - İstihbarat servisleri ve ordu dahil rejimin tüm güvenlik gücü üyeleri emekliye sevk edilecek. - Saddam Hüseyin'in (korumaları v.s.) tüm komandoları, emekli maaşı hakkından yoksun bırakılacak. - Fırka üyeleri yüksek adalet konseyi, güvenlik güçleri, Irak Dışişleri Bakanlığı ve Irak Maliye Bakanlığı bünyesindeki görevlerine dönemeyecek. - (ABD'nin Irak'ı işgal ettiği gün olan) 20 Mart 2003 tarihinden sonra Baas Partisi'ne girenlerin ya da başka bir ülkeye sürgün edilenlerin hiçbiri maaş alamayacak. - Belirtilen bu haklardan Irak halkına karşı suç işlemiş ya da kamuya ait paraları çalarak zenginleşmiş kişiler yararlanamayacak. - Irak'ın Baas'tan arındırılması için 2003 yılı Mayıs ayında kurulan komite yerine, adalet ve şeffaflık için bir ulusal örgüt kurulacak, amacı da hangi isim ya da biçimde olursa olsun, Baas ideolojisinin yeniden canlanmasını engellemek ve Baas Partisi'nin üyelerini sivil toplum kurumlarından ve hükümetten temizlemek olacak. - Suçlu bulunan Baas Partisi üyelerinin, yasa gereği cezalarını özel mahkemeler belirleyecek. - Baas Partisi ve güvenlik güçleri üyelerinin işlediği suçların kurbanları, tazminat istemek amacıyla özel mahkemelere başvurabilecek. ABD'nin de istediği ve uzun süredir çıkması için çaba gösterilen yasayla, Saddam'a bağlılıkları süren Sünni Arap kesimlerin, ülkedeki siyasal sürecin içine daha fazla çekilmesi hedefleniyor. Önceki yasa, partinin sıradan üyelerinin bile iş bulmalarına önemli kısıtlamalar koyuyordu. (AA)(AFP) 1 Irak Parlamentosu ve Irak Ulusal Listesi üyesi Usame El-Necefi, Irak Parlamentosunun 145 üyesinin bir bildiri imzalayarak yeni ittifak konusunda anlaştıkları bildirildi. Necefi konuşmasının devamında Irak Başbakanı Nuri ElMaliki’yi bu ittifaka katılmaya davet etti. İttifakın kuruluşuna imza koyanlar arasında Şii lider Mukteda Sadr yanlısı milletvekilleri, eski Başbakan İyad Allavi'nin laik Irak Ulusal Listesi ve Sünni Salih El Mutlak'ın Irak Ulusal Diyalog Cephesi, Irak Türkmen Cephesi, Bağımsız Arap Grubu ve Yezidiler Hareketi ile bazı Şii partilerden milletvekillerinin de bulunduğu belirtildi. Sadr yanlısı milletvekili Nasır El Rubai de, şimdilik bunun bir anlaşma protokolü olduğunu, anlaşmazlıkların çözümünü sağlamayı amaçladıklarını belirttiği açıklamasında, platformun gelecekte bir koalisyona dönüşmesini umduğunu kaydetti. Platform, koalisyona dönüşürse, 110 milletvekili olan ve Ağustos ayında oluşturulan Maliki destekçilerinden oluşan ittifakın rakibi durumuna gelebilir. Maliki'nin ittifakında, kendi partisi Dava, Şii Irak İslam Yüksek Konseyi (SCIRI) ile iki Kürt partisi KYB ve KDP yer alıyor. (AA)(AFP)(www.radiosawa.com)(www.albadeeliraq.com) Irak Ulusal Listesi ve Irak Uzlaşma Cephesinden bir heyet Irak Başbakanı Nuri El-Maliki’yi Cuma günü ziyaret etti. Görüşmeden sonra Irak Ulusal Listesi bir bildiri yayınlayarak, Irak’taki siyasi krizi çözmek amacıyla hükümetten çekilen bakanların gelecek hafta hükümete geri döneceklerini ilan etti. (www.wasatonline.com) 140. Maddeyi Yüksek Uygulama Komisyonu ve Kerkük İl Meclisi üyesi Muhammet Halil yaptığı açıklamada, 140. madde kapsamında Kerkük’ten eski yerlerine dönecek 6000 aileye gelecek hafta 20 milyon dinar tazminat ödeneceğini belirterek, şu ana kadar Kerkük’e geri dönen 1500 aileye 10 milyon dinar ve Kerkük’ten kendi bölgelerine geri dönen 6000 aileye ise 20 milyon dinar tazminat ödendiğini bildirdi. (www.aswataliraq.info) Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani, dün Fazilet Partisinden Hasan ElŞammari ve Kerim El-Yakubi ile görüştü. Görüşmede Kürt Listesi ile Irak İslam Partisi’nin imzaladığı anlaşmanın ele alındığı, Talabani’nin aynı içerikteki bir anlaşmayı Fazilet Partisiyle imzalamak istediği bildirildi. (www.aswataliraq.info) Irak Parlamentosundaki Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Humam Hammudi dün yaptığı açıklamada, Lübnan’da Iraklı siyasi gruplar ve Irak hükümetine karşı olan gruplar arasında bir barış toplantısı yapıldığını ifade ederek, Toplantıda federalizm, anayasa düzeltmeleri ve koalisyon güçlerinin Irak’tan çekilmesi için süreç belirlenmesi konularının konuşulduğunu söyledi. Cuma günü başlayan toplantının bugün sona ereceği bildirildi. (www.radiodijla.com) Irak İslam Yüksek Konseyi yetkililerinden Ammar El-Hekim, Başbakan Nuri ElMaliki’ye Sünni siyasi gruplarla uzlaşması çağrısında bulundu. (www.nahrain.com) Sünni Vakfı Divanı Başkanı Abdulgaffur Samarrai, hükümetin izin vermesi durumunda teröristleri Samarra kentinden bir günde temizleyebileceklerini söyledi. Sünni Vakfı Divanı Başkanı Samarrai, “Eğer hükümet uyanış meclisleri güçlerinin kente girmelerine izin verirse bir gün içerisinde Samarra kentini teröristlerden ve El-Kaide’nin militanlarından temizleyebiliriz”, dedi. (www.radiosawa.com) 2 Irak'ın kuzeyini ziyaret eden İtalya Dışişleri Bakan Yardımcısı Giovanni Vernetti, PKK'yı terör örgütü olarak nitelendirdiklerini, ancak Türkiye'nin sınır ötesi harekâtının ''sözde Kürt bölgesinin emniyet ve istikrarını bozduğunu'' söyledi. Vernetti, bölgesel yönetimin lideri Mesut Barzani'yi, Selahaddin kasabasındaki karargâhında ziyaret etti. Görüşmenin ardından basına açıklama yapan Vernetti, İtalya'nın Irak'a ekonomik alanda yatırımlarının geliştirilmesi için bölgede bulunduğunu söyledi. Vernetti, özellikle Irak'ın kuzeyinin istikrarlı ve güvenli bir bölge olmasından büyük bir memnuniyet duyduğunu belirtti. Türkiye'nin terör örgütü PKK'ya karşı sınır ötesi harekâtına ilişkin bir soru üzerine Vernetti, ''Biz İtalya olarak PKK'yı terör örgütü diye nitelendiriyoruz. Ama yine de Türkiye ve Kürt bölgesel yönetiminin beraberce bu sorunu çözmeye çalışmalarını diliyoruz. PKK'ya karşı yapılan bu harekât, Kürt bölgesinin emniyetini ve istikrarını da bozuyor. O yüzden bu bölgenin yine en emniyetli bölge olarak kalmasını isteriz. PKK ile mücadele yapılırken, aynı zamanda bunu düşünmemiz lazım'', diye konuştu. Barzani de terör örgütü PKK ile ilgili bir soruyu yanıtlarken, terörü hem geçmişte, hem de bugün desteklemediklerini söyledi. Türkiye'nin terörist olarak gördüğü bir örgütü kendilerinin de ille terörist olarak görmelerinin söz konusu olmadığını belirten Barzani, ''Eğer Türkiye barışçıl ve farklı bir yol çizerse, biz de elimizden gelen desteği veririz. Türkiye bize karşı olumlu adım atarsa, muhakkak ki biz de olumlu adım atarız. Her iki tarafın ortak çıkarları vardır. Biz askeri harekâtı desteklemiyoruz. Çünkü sorunun çözümü değildir'', diye konuştu. Barzani, yeni Irak bayrağı hakkında ise, ''Eski bayrak, Irak bayrağı değildi. Eski bayrak Baas rejiminin bayrağıydı. Yeni bayrağı görmedim, detayını da bilmiyorum. Ama bütün kesimleri temsil ediyorsa, o bayrağı burada da dalgalandırırım'', dedi. (AA) ABD Başkanı George W. Bush, ülkesinin Irak'taki başarısının, Ortadoğu'da istikrar için hayati önem taşıdığını bildirdi. Bush, çıktığı Ortadoğu gezisi çerçevesinde gittiği Kuveyt'te 9 bin Amerikan askerini barındıran Arifcan kampını ziyaret etti. ABD Başkanı, askeri kampı ziyaretinde, Irak'taki Amerikan birliklerinin komutanı General David Petraeus ve Büyükelçi Ryan Crocker'den brifing aldı. Bush, Kuveyt'teki bu en büyük askeri kampta yaptığı konuşmada, 2008 yılının daha büyük bir gelişme getirmesi için herkesin elinden geleni yapması gerektiğini söyledi. Başkan Bush, Irak'a bir yıl önce yapılan Amerikan askeri yığınağının Irak'ı "ümidin geri döndüğü bir yer" haline getirdiğini söyledi ve "ABD'nin dostlarına arkasını dönmemesi gerektiği" uyarısında bulundu. Irak'tan temmuza kadar 30 bin askerin çekilmesi planlarına atfen Bush, açıkladıkları planları uygulayacaklarını ifade etti. Irak'tan daha fazla Amerikan askerinin çekilmesi konusunda henüz karar verilmediğini belirten Bush, Irak'taki asker sayısının azaltılmasının, bu bölgenin durumuna bağlı olacağını ve bu kararı martta tavsiyede bulunacak General Petraeus'a bırakacağını söyledi. Irak'taki en üst düzey iki yetkili olan Petraeus ve Büyükelçi Crocker, Kongreye martta Irak'taki savaşla ilgili rapor sunacak. İkilinin geçen yıl Eylülde sunduğu rapordan sonra Bush, temmuza kadar askerlerin bir bölümünü geri çekebileceğini, ancak bu ülkedeki asker sayısını yaklaşık 130 binde tutmaya devam edeceğini söylemişti. Irak hükümetinin kaydettiği ilerlemeleri de savunan Bush, ancak hükümetin daha yapması gereken çok iş bulunduğunu belirtti. Bush, İran ve Suriye'den de, Irak'taki şiddetin önüne geçilebilmesi için 3 daha fazlasını yapmalarını istedi. Öte yandan Bush, Kuveyt'e geçmeden önce NBC televizyonuna verdiği demeçte, ABD'nin Irak'ta "rahatlıkla" bir 10 yıl kalabileceğini, ancak bunun Irak hükümetinin davetiyle olacağını ifade etti. (AA)(AP)(REUTERS) Irak'taki Amerikan güçlerinin komutanı Orgeneral David Petraeus, "Irak'ta İran kökenli patlayıcılarla düzenlenen saldırıların son günlerde hızla arttığını" söyledi. Petraeus, İran'dan Irak'a sokulan silah miktarında toplamda düşüş olduğunu, ancak Tahran ile bağlantılı patlayıcılarla düzenlenen şiddet eylemlerinde son günlerde 2-3 kat artış olduğunu ifade etti. Orgeneral Petraeus, "Açıkçası bunun neden olduğunu belirlemeye çalışıyoruz", dedi. ABD İran'ı, bu tür patlayıcılar arasına giren ve yüzlerce Amerikan askerinin ölümüne sebep olan yol kenarı mayınları (EFP) konusunda sürekli suçluyor. Başkan George Bush da kamptaki konuşmasında İran'ı suçlayarak, "İran'ın şiddet kışkırtıcılığını ortaya çıkardık. İranlı ajanlar elimizde gözaltında. Bunlardan, İranlıların aşırı gruplara yaptığı eğitim ve silah yardımı konusunda hayli bilgi aldık", dedi. (AA)(AP) El-Adale Polis Karakolu Müdürü Nevzat Ali Ahmet ile birlikte bir polis ekibinin Kerkük’ün Bir Haziran bölgesinde bulunan El-Zehra ile El-Resul El-Azam Hüseyniyelerine (Şii camisi) saldırı düzenlendiği bildirildi. Saldırıda Şii Merci Sistani’nin Kerkük’teki temsilcisi Seyit El-Battat’ın hedef alındığı ve hüseyniyelerin büyük zarar gördüğü belirtildi. (www.turkmentimes.net) Irak'ın başkenti Bağdat'ın kuzeyinde yol kenarına yerleştirilen bombayla düzenlenen saldırıda 1 Amerikan askerinin öldüğü, 4'ünün yaralandığı bildirildi. ABD ordu sözcülüğünden yapılan açıklamada, saldırının Cumartesi günü Ninova bölgesinde düzenlendiği belirtildi. Açıklamada, yaralı askerlerin, askeri hastanede tedaviye alındığı kaydedildi. (AA)(AP) Irak'ta, El Kaide'ye karşı ülke genelinde başlatılan "Zümrüdüanka Hayaleti" operasyonunda, El Kaide yandaşlarının ele geçirdiği 6 köyün denetiminin geri alındığı ve bu operasyonlarda 10 militanın öldürüldüğü bildirildi. Irak'ın Diyala eyaletindeki askeri operasyonları yürüten Iraklı General Abdülkerim El Rubai, yaptığı açıklamada, operasyonda Bağdat'ın 100 kilometre kuzeydoğusundaki Mukdadiye'de uzun süredir El Kaide'nin denetiminde olan 6 köyün geri alındığını söyledi. Operasyonda 10 militanın öldürüldüğünü belirten Iraklı General, ''El Kaide'yi bölgeden attık ve denetimi geri aldık'', dedi. El Rubai, operasyonda Irak ve Amerikan askerlerinin kayıp verip vermediğini belirtmedi. (AA)(AFP) Irak'ta silahlı kişiler temyiz mahkemesi yargıcıyla şoförünü öldürdü. Polis ve adalet bakanlığı kaynakları, başkent Bağdat'ın batısındaki Mansur semtinde yargıç Amir Cevdet El Naib'in, işine giderken uğradığı saldırıda öldüğünü bildirdi. Polis, saldırıda El Naib'in şoförünün de hayatını kaybettiğini belirtti. (AA)(AP) Ortadoğu 4 İran'ın, geçmişteki nükleer faaliyetleriyle ilgili kalan soruları yanıtlamayı kabul ettiği bildirildi. Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK) Başkanı Mahammed El Baradei'nin sözcüsü Melissa Fleming, Baradey'nin 2 gün süren Tahran ziyaretinden sonra yaptığı açıklamada, İranlı liderlerin bu yanıtları 4 hafta içinde vermeyi kabul ettiklerini söyledi. Sözcü, El Baradey'ye İran'ın yeni nesil santrifüjleriyle ilgili yeni bilgilerin verildiğini de kaydetti. El Baradey, İran'ın nükleer dosyasıyla ilgili konularda daha hızlı işbirliği yapmaya ikna etmeye çalışmak ve Batının nükleer silah yaptığından şüphelendiği nükleer faaliyetlerini açıklığa kavuşturmak üzere önceki gün gittiği Tahran'da 2 gün boyunca İranlı liderlerle görüşmüştü. Bu arada Beyaz Saray, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK) ile İran arasında varılan anlaşmanın yeterli olmadığını, İran'ın hassas nükleer faaliyetlerini durdurması gerektiğini açıkladı. Beyaz Saray sözcülerinden biri, Başkan George W. Bush'un Ortadoğu ve Körfez ülkeleri ziyaretleri dolayısıyla bulunduğu Abu Dabi'de yaptığı açıklamada, İran'ın, geçmişteki nükleer faaliyetleriyle ilgili kalan soruları yanıtlamayı kabul etmesinin bir adım olduğunu belirterek, ''Ancak zenginleştirme faaliyetlerini durdurmaları gerekir'', dedi. (AA)(AP)(AFP)(REUTERS) Ortadoğu ziyaretinin 5. gününde Birleşik Arap Emirliklerinin başkenti Abu Dabi'de yaptığı konuşmada ABD Başkanı George Bush, "İran'ın faaliyetleri, tüm ülkelerin güvenliğini tehdit ediyor", dedi ve İran'ın terörizmi destekleyen ülkelerin başında geldiğini belirtti. ABD'nin Körfez'deki dostlarının güvenliği konusunda önceden verdiği sözü hatırlatan Bush, "Ülkesinin çok geç olmadan bu tehlikeye karşı dünyadaki dostlarını bir araya getirdiğini" söyledi. İran rejimini halkın isteğine kulak vermeye ve halkı anlamaya çağıran Bush, İran halkının kültür ve yetenek açısından zengin olduğunu da ifade etti. Bush, İran halkına seslenerek, "Sizin isteklerinizi dinleyen, yeteneklerinize saygı gösteren ve aileleriniz için daha iyi bir hayat kurmanızı sağlayabilen bir rejim altında yaşama hakkınız var. Ne yazık ki hükümetiniz bu şansları reddediyor ve komşularınızın barış ve istikrarını tehdit ediyor", dedi. ABD Başkanı Bush, "İran halkının özgürlük ve adaleti savunan bir hükümete sahip olacağı bir günün geleceğini" belirterek, "O gün geldiğinde ABD'den daha iyi bir dostunuz olmayacak", diye konuştu. Öte yandan Arap liderleri, İsrail ve Filistin arasındaki barış çabalarını desteklemeye çağıran Bush, Filistinlilere özgür bir toplumun kurumlarını inşa etmek için ABD'ye destek verme çağrısında bulundu. (AA)(AFP) Ortadoğu Dörtlüsü'nün özel temsilcisi, eski İngiltere Başbakanı Tony Blair, bu yıl Ortadoğu'da bir barış anlaşmasının mümkün olduğunu söyledi. Blair, Sky News televizyonuna yaptığı açıklamada, Ortadoğu turuna çıkan ABD Başkanı George W. Bush'un yıl sonundan önce İsrailliler ile Filistinlilerin anlaşma sağlayabileceği görüşüne katıldığını söyledi. Blair, "insanların istemesi durumunda, kesinlikle bu yıl sona ermeden bir Ortadoğu barış anlaşmasının imzalanması mümkün", dedi. Böyle bir anlaşmanın olayın taraflarının "zor uzlaşmalar yapmak için zor kararlar alma cesaretine sahip olmalarını gerektirdiğini" belirten Blair, "yan yana yaşayan" bir İsrail ve Filistin devleti olmasından başka bir seçenek olmadığını, ama herhangi bir anlaşmanın İsrail'in güvenliğini güvence altına alması gerektiğini kaydetti. Blair, "ama bu şartları sağlamayı başarırsak ve Filistin halkına bir devlet verirsek, o zaman dünyanın birçok bölgesinde derin kökleri olan aşırıcılık ve terörizme karşı 5 savaşta bundan daha önemli bir şey olmayacağını düşünüyorum", dedi. ABD Başkanı Bush ve Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice'ın "kesinlikle ve tümüyle bir çözüm bulma hedefine bağlı olduklarını" belirten Blair, "başarma kararlılığı ile Amerikan liderliği, İsrail liderliği ve Filistin liderliğinin bunun olduğunu görme arzusu veri alındığında, insanlara bu yıl sürpriz yapılabileceğini düşünüyorum", dedi. (AA)(AP) Dünya Gıda Programı, Gazze'deki gıda sıkıntısının arttığını ve 50 bin kişiye daha yardım yapılmasına karar verildiğini açıkladı. Dünya Gıda Programı sözcüsü Christiane Berthiaume, Cenevre'de düzenlediği basın toplantısında, insani kriz tehdidi altında bulunan topraklardaki durumun her geçen gün daha da kötüleştiğini belirterek, 50 bin kişiye daha yardım yapılmasına karar verdiklerini ve bundan böyle toplam 302 bin Filistinliye yardım yapılacağını söyledi. BM'nin çeşitli ajansları toplam 1,1 milyon Filistinliye yardım yapıyor, bu da Gazze Şeridi'nde yaşayan 1,5 milyon kişinin yaklaşık dörtte üçüne karşılık geliyor. Gıda Programı, ayrıca başlangıçta yaptığı 107 milyon dolarlık yardım çağrısını son kararın ardından ve kontrol noktalarındaki sıkıntılar ve hububat fiyatlarının artışını da göz önüne alarak 141 milyon dolara çıkarmış bulunuyor. BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun, hafta başında koşulların "korkunç olduğu" Gazze Şeridi'nde ekonomik faaliyetlere işlerlik kazandırılması için uluslararası topluma çağrı yapmıştı. (AA)(AFP) Eski İran Cumhurbaşkanı ve Medeniyetler İttifakı akil adamlar grubu üyelerinden Muhammed Hatemi, "Dönemimizin diyaloğa ihtiyacı var çünkü insanlık hiçbir zaman şimdi olduğu kadar acı çekmedi", dedi. İspanya'nın El Pais gazetesinde bugün yayımlanan demecinde Hatemi, dinler ve kültürler arası diyaloğun artık büyük önem taşıdığının altını çizerek, "Sadece diyalog aracılığıyla en iyi şekilde karşılıklı anlayış ve birlikte yaşama sağlanabilir", diye konuştu. Laiklikle ilgili soru üzerine Hatemi, "Sık sık laikleştirmenin din savaşlarıyla sonuçlandığı söyleniyor. Ama başka savaşlar da oldu. Birinci ve ikinci dünya savaşları, birçok bölgesel savaşların dinle hiçbir ilgisi yok. Yani, din ve devletin birbirinden ayrılması tüm sorunları çözüyor denilemez. Savaş olmaması için insan olarak egolarını bir tarafa bırakmalısın. Din, özgürlüğe, kalkınmaya ve demokrasiye karşı koymuyor. Artık Orta Çağ'daki gibi değil", cevabını verdi. (AA) Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, İsrailliler ile kilit noktalardaki görüşmelerin bugün başlayacağını söyledi. Mahmud Abbas, Ramallah'ta, Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Merkez Kurulu'nun 2 gün sürecek toplantısının açılışında yaptığı konuşmada, Filistin'deki genel durum, Hamas-El Fetih çatışmaları, Annapolis toplantıları öncesi ve sonrası ile ABD Başkanı George W. Bush'un geçen hafta bölgeye yaptığı ziyarete varıncaya değin bir dizi konuya değindi. Abbas, bir barış anlaşması için çözülmesi gereken konular arasında olan ''kilit sorunlarla'' ilgili olarak, Ahmed Kurey başkanlığındaki Filistin heyetiyle İsrail Dışişleri Bakanı Tzipi Livni başkanlığındaki heyetlerin bugün görüşmelere başlayacaklarını ve müzakerelerin 6 alanda yapılacağını bildirdi. Abbas, bunları, Kudüs, Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimleri, Filistinli mülteciler, sınırlar, güvenlik ve su kaynakları olarak sıraladı ve ''Bu konularda bir uzlaşmaya varabilirsek, nihai bir anlaşmaya da vardığımızı söyleyebiliriz'', diye konuştu. Filistinliler'in, nihai sorunları kapsamayan bir barış anlaşmasına 6 ''evet'' demeyeceklerini de belirten Abbas, ''Kudüs, sınırlar, mülteciler ve su kaynaklarını içermeyen herhangi bir çözümü kabul etmeyeceğiz'', diye konuştu. (AA) Fransa ve Suudi Arabistan, 4 işbirliği anlaşması imzaladı. Fransız kaynaklar, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkzoy'nin, dün gittiği Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da iki ülke heyetlerinin petrol, doğalgaz ve maden kaynakları alanında işbirliği, Fransa'da üniversite eğitimi ve yine Fransa'da mesleki eğitimin geliştirilmesi ile iki ülkenin dışişleri bakanları düzeyinde bir siyasi istişare anlaşması olmak üzere 4 anlaşmaya imza koyduğunu açıkladılar. Resmi ziyareti dolayısıyla dün Riyad'a giden Sarkozy, buradan Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri'ne geçecek. (AA)(AFP) Kanada Dışişleri Bakanı Maxime Bernier, Filistin'e 300 milyon dolar yardım yapacaklarını açıkladı. Kanada hükümetinden yapılan açıklamada, paranın gelecek 5 yıl içinde parçalar halinde aktarılacağı ve güvenlik ve hükümet alanlarındaki reformlar için kullanılacağı belirtildi. Açıklamada bakan Bernier, yardımın Filistin'in ''hoşgörüyü artırma, düşmanlık ve şiddetin körüklenmesiyle mücadele'' çabalarına destek vermek için yapılacağı kaydedildi. (AA)(AP) Lübnan'da cumhurbaşkanlığı seçiminin 12'nci kez ertelendiği bildirildi. Parlamento Başkanı Nebi Berri, hafta sonu yapılması planlanan oylamanın 21 Ocak pazartesi gününe ertelendiğini açıkladı. (AA)(REUTERS) Kafkasya ve Orta Asya Ermenistan'da 19 Şubatta yapılacak Cumhurbaşkanı seçiminde muhalefetin en güçlü adayı olarak görülen Levon Ter Petrosyan, ''Adaylar, seçimler sırasında kazandıklarını söyler, bense şimdiden seçimleri kazandım diyebilirim'', dedi. Ülkesinin bağımsızlığını kazanmasından başlayarak, 1998 yılına kadar Cumhurbaşkanlığı görevinde bulunan Ter Petrosyan, 1997'den bu yana ilk kez Erivan'da düzenlediği basın toplantısında, ''politikaya dönmesi ve seçimlere katılmasının temel gerekçeleri arasında 2007'deki parlamento seçimlerinde muhalefetin zayıflığının ve ülkeyi geleceğe taşıyacak bir liderin eksikliğinin açıkça görülmesinin de bulunduğunu'' söyledi. Ter Petrosyan, politikaya dönmesinin sebepleri arasında bugünkü Cumhurbaşkanı Robert Koçaryan ile Başbakan ve iktidarın adayı Serzh Sarkisyan'ın ülke yönetiminde yer almasında kendisini sorumlu hissetmesinin de bulunduğunu belirtti. Ter Petrosyan, Yukarı Karabağ Ermenilerinden olan Koçaryan ve Sarkisyan'ı Erivan'a kendisinin davet ettiğini belirterek, ''Gerçek şu ki, o zaman onları davet etmeseydim, bugün de tepemize çökmüş olmazlardı'' diye konuştu. Merkezi Erivan'da bulunan Mediamax ajansının haberine göre, ''hırslı biri olmadığını ve son 10 yıl boyunca bilimsel çalışmalarda bulunduğunu'' söyleyen Ter Petrosyan, ''bugünkü iktidarın karşısında durabilecek tek gücün kendileri olduğunu'' savundu. Konuşmasında Ermeni işgali altındaki Yukarı Karabağ ile ilgili sorunun barışı çözümünü amaçlayan müzakereler sürecine de değinen Ter Petrosyan, ''Cumhurbaşkanı seçilmesi durumunda mevcut müzakere sürecinin de barış süreci olarak sürdürüleceğini'' söyledi. Çözümde arabuluculuk üstlenen Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Minsk Grubu eşbaşkanlarının taraflara sunduğu son önerilerden haberdar olduğunu 7 anlatan Ter Petrosyan, bu önerilerin 1997 yılında o dönemin eşbaşkanları tarafından hazırlanan ''genel durum'' raporu çerçevesinde hazırlandığını, ancak konuya ilişkin detayları kamuoyuna açıklamasının söz konusu olmadığını kaydetti. Son 10 yıl ülkeyi yönetenlerin Yukarı Karabağ sorununu çözmek için hiçbir şey yapmadığını da söyleyen Ter Petrosyan, ''Bu konuda yapıcı yaklaşımda bulunmak gerekir. Uzlaşmak için anlayışı değiştirmek ve sorunun barışçı çözümünü torpillemeyi bırakmak gerekir'', dedi. Seçimi kazanması durumunda Rusya ile ilişkileri geliştirmekten yana olduğunu da belirten Ter Petrosyan, ancak bu ilişkilerin de eşit hukuklu ve karşılıklı çıkarlar doğrultusunda olması gerektiğini kaydetti. (AA) Gürcistan'da 5 Ocakta düzenlenen Cumhurbaşkanı seçimiyle birlikte yapılan referandumda, halkın NATO üyeliğine destek verdiği bildirildi. Merkez Seçim Komisyonundan yapılan açıklamada, referandumda alınan ilk sonuçlara göre, NATO üyeliğinin desteklenip desteklenmediği sorusuna yüzde 72,5 ''evet'' yanıtı verildiği bildirildi. Referandumda oy kullananların yüzde 69,8'inin milletvekili seçimlerinin 2008'in nisan ayında yapılmasını istediği de kaydedildi. Komisyon açıklamasında ayrıca, Cumhurbaşkanı seçimini daha önce kazandığı açıklanan adaylardan Mihail Saakaşvili'nin aldığı oy oranının yüzde 53,33'e yükseldiği birleşik muhalefetin adayı Levan Gaçeçiladze'nin de yüzde 25,6 oy aldığı belirtildi. (AA) Avrupa Birliği Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Başkanı Rene van der Linden, resmi ziyaret için Ankara'ya geldi. Van der Linden, Esenboğa Havalimanında, AK Parti Antalya Milletvekili ve AKPM Türk Delegasyonu Başkanı Mevlüt Çavuşoğlu tarafından karşılandı. Gelişinin ardından gazetecilere kısa bir açıklamada bulunan Van der Linden, AKPM Başkanlığından ayrılmadan önce, Türkiye'nin Avrupa Konseyi üyeliğine ve yapmış olduğu reformlara takdir ve desteğini dile getirmek için Ankara'ya geldiğini söyledi. Van der Linden, DTP hakkındaki kapatma davasına ilişkin görüşünün sorulması üzerine, "Önce neler olduğunu duymak istiyorum. Daha sonra, gezimin sonunda bu konuda soru sormak için tekrar bana gelebilirsiniz", diye konuştu. AKPM Başkanı Van der Linden, dün akşam TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Murat Mercan tarafından onuruna, basına kapalı olarak verilecek akşam yemeğine katıldı. Van der Linden, bugün de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TBMM Başkanı Köksal Toptan, TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Mercan ve AB Uyum Komisyonu Başkanı Yaşar Yakış ile bir araya gelecek ve ayrıca TOBB'u ziyaret edecek. Görüşmeler sırasında TBMM'deki siyasi ve yasal reformlar ile Türkiye'nin AB süreci ve Kıbrıs'taki gelişmelerin öncelikle gündeme geleceği belirtiliyor. (AA) Schengen serbest dolaşım alanının 9 yeni ülkenin katılımıyla geçen yıl sonunda genişletilmesinin ardından AB'ye kaçak olarak giren yabancı sayısında büyük artış kaydedildiği bildirildi. Lüksemburg'un Schengen kasabasında 1985 yılında imzalanan anlaşma çerçevesinde belirlenen serbest dolaşım alanında Almanya, Avusturya, Belçika, Danimarka, İspanya, Finlandiya, Fransa, Yunanistan, İtalya, Lüksemburg, Hollanda, İsveç, Norveç ve İzlanda bulunuyordu. AB Konseyi kararıyla 21 Aralık 2007'den itibaren 8 Schengen alanına Estonya, Macaristan, Letonya, Litvanya, Malta, Polonya, Slovenya, Slovakya ve Çek Cumhuriyeti katıldı. Bulgaristan, Kıbrıs Rum kesimi ve Romanya'nın da "gelecek yıllarda" Schengen kapsamına girmelerinin öngörüldüğü belirtildi. Yetkililer, son 3 haftada, Almanya ve Avusturya sınırlarında yapılan kontrollerde, AB'ye girmek isteyen yüzlerce yabancının yakalandığını, bunların çoğunluğunun Çeçen olduğunu bildiriyor. Polonya ve Çek Cumhuriyeti'nden hareketle Almanya üzerinden Batı Avrupa'ya geçmek isteyen 600'den fazla kaçak yakalandığını bildiren Alman federal polisi, 21 Aralık'tan bu yana sınırlarda sadece 2 bin taşıttan birinin kontrol edildiğini, her 10 kaçaktan birinin engellenebildiğini, binlerce kaçağın AB'ye girebildiğini duyurdu. (AA) Yunanistan’da yayımlanan Kathimerini gazetesi Fransa’nın Akdeniz Birliği Zirvesi'ni 14 Temmuz’da Paris’te toplayacağını yazdı. Gazetenin konuyla haberinde şunlar kaydedildi: "Yunanistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Yannis Valinakis, Yunanistan'ın, Nicolas Sarkozy'nin Avrupa, Afrika ve Asya ülkelerinin katılımıyla bir Akdeniz Birliği oluşturulmasına ilişkin önerisine olumlu baktığını ifade etti. Fransa'nın Akdeniz Birliği projesi sorumlusu Büyükelçi Alain Leroy gazetecilere yaptığı açıklamada, Akdeniz Birliği'nin ilk zirvesi ve Avrupa Birliği liderleriyle görüşmelerin 14 Temmuz'da -Fransa'nın ulusal bayramı- Paris'te yapılacağını ifade etti. Fransa'nın girişimine en büyük engel, AB üyeliğine karşı 'hayır hapını' yutturmak için yüzeysel bir girişim gözüyle bakan Türkiye'dir. Ancak Leroy, Akdeniz Birliği'nin Avrupa'nın bütünleşmesinden tamamen farklı bir olay olduğunun altını çizerken, Sayın Valinakis de şunları ekledi: “Yunanistan, Akdeniz Birliği'ni bölgemizdeki Türkiye gibi ülkelerin Avrupa süreçlerinin yerini alacak bir birlik olarak görmüyor.” (ABHABER) Diğer Haberler Görevi yeni devralan Kosova Başbakanı Haşim Taçi, Kosova'nın toprak bütünlüğünün NATO komutasındaki Kosova Barış Gücü (KFOR) tarafından savunulacağına dair güvence aldığını bildirdi. Başbakan Taçi, NATO Müttefik Ortak Kuvvetler Komutanı Amiral Mark Fitzgerald ile KFOR Komutanı General Xavier de Marnhac'ın kendisini ziyaretleri sırasında, Kosova'nın toprak bütünlüğünün uluslararası topluluk tarafından tanındığı ve güvence altına alındığına dikkat çekildiğini söyledi. Amiral Mark Fitzgerald, NATO komutasındaki KFOR'un Kosova'da tüm yurttaşlara huzurlu ve güvenli bir ortam sağlamayı sürdüreceğini ve BM Güvenlik Konseyi'nin 1244 Saylı kararına göre buna yükümlü olduğuna dikkat çekti. NATO komutanı Amiral Fitzgerald, gelecekte çok dikkatli atılacak adımlarla yerel ve uluslararası yönetimin Kosova'nın her tarafına ulaşacağını ve hedefin Kosova'daki bütün toplulukları birleştirmek olacağını belirtti. Kosova Muhafız Birliği'nden (KMB) yapılan yazılı açıklamada ise NATO Komutanı Amiral Fitzgrald'ın, KMB Komutanı General Süleyman Selimi'yle de görüştüğü bildirildi. (AA) Kosova’da son seçimlerden sonra oluşan yeni hükümet, AB tarafına 5 ile 15 Şubat arasında tek taraflı bağımsızlık ilan edeceğini bildirdi. Bu arada Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Medeniyetler İttifakı projesi için gittiği 9 İspanya’nın başkenti Madrid’de bir basın toplantısında yaptığı açıklamada, Türkiye’nin Kosova’nın bağımsızlığına sıcak baktığını söyledi. (NTV)(ABHABER) Polonya Dışişleri Bakanı Radek Sikorski, ABD'nin füze kalkanı planı konusunda Rusya ile hala önemli görüş ayrılıkları bulunduğunu bildirdi. Sikorski, Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Kislyak ile dün konuyla ilgili görüşmeden sonra bugün meclis oturumunda açıklamalarda bulundu. Polonya haber ajansı PAP'ın bildirdiğine göre Sikorski, dünkü görüşmelerde bir gelişme olmadığını, Moskova ile Varşova'nın, ABD füze kalkanı sistemine ilişkin köklü görüş ayrılıklarının sürdüğünü belirtti. Sikorski, görüşmede, komşularının (Rusya) sonunda iki ülke arasında bu konuda görüşme yapılmasından memnun olduğu izlenimi edindiğini de söyledi. (AA)(AP) Afganistan'ın güneyindeki Kandahar vilayetinde Taliban militanlarının bir polis kontrol noktasına düzenlediği saldırıda 10 polisin öldüğü bildirildi. Polis yetkilileri, militanların, vilayetin Mayvand bölgesindeki polis noktasına baskın düzenlediğini belirtti. Yetkililer, militanların saldırıdan sonra 2 polis aracını ve silahları alarak kaçtığını kaydetti. (AA)(AP)(REUTERS) İngiltere Savunma Bakanı Des Browne, Afganistan'daki uluslararası gücün varlığının on yıllar sürebileceğini söyledi. Des Browne, People gazetesinde yayınlanan röportajında, ''İngiliz askerlerinin Afganistan'dan ne zaman çekileceği'' sorusuna karşılık, ''İngiltere'nin, 32 milyonluk halkı olan bir ülkenin yeniden teröristlerin sığınağı olmasına izin veremeyeceğini'' kaydetti. Browne, Afganistan'ı güvenli bir duruma getirme çabasının on yıllar alacağını bildirdi. Browne, Afganistan'daki bu misyonun ancak, Afgan hükümeti ve ordusuyla birlikte çalışan uluslararası toplum tarafından tamamlanabileceğini, bunun on yıllar sürebileceğini kaydetti. 2001 yılından beri Afganistan'da askeri bulunan İngiltere'nin, şu anda yaklaşık 7 bin 700 askeri personeli bu ülkede görev yapıyor. (AA)(AP) Dünya Basını Independent, ABD Başkanı George W. Bush'un Ortadoğu ziyaretini manşetine taşımış. Gazete, Bush'un dün Abu Dabi'deki basın toplantısında, ifade özgürlüğünün önemine vurgu yapan şu sözlerine dikkat çekiyor: "İnsanların meşru eleştirilerine izin vermezseniz, modern, güven veren bir devlet olamazsınız. İnsanlar, barışçıl bir şekilde hükümete karşı şikayetlerini dile getirdiği için hapse atılırlarsa, onlardan daha iyi bir gelecek vaadine inanmalarını bekleyemezsiniz." Independent, bir Suudi vatandaşının internet güncesinde yönetimi eleştirdiği için 35 gündür hapiste olduğunu, Mısır'da da Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'e hakaret ettiği gerekçesiyle başka bir internet güncesi yazarının dört yıl hapis cezasına çarptırıldığını anımsatarak şöyle diyor: "Bush bugün Suudi Arabistan'da Kral Abdullah'la, Çarşamba günü de Şarm El-Şeyh'te Hüsnü Mübarek'le görüşecek. İnsan hakları örgütleri, bu kişilerin serbest kalmalarını sağlaması için Bush'un Kral Abdullah ve Mübarek'e baskı yapmasını istiyor." Gazete, Suudi Arabistan ve Mısır ziyaretlerinin, Bush'un ifade özgürlüğünü ne 10 kadar savunduğunu göstermesi bakımından önemli bir sınav olacağını yazıyor. Financial Times gazetesi de, Bush'un Körfez ülkelerinde demokrasi ve özgürlüklerin ilerletilmesi çağrısında bulunmasına karşın yeterince cesur davranamadığını, Birleşik Arap Emirlikleri'ni "Örnek Müslüman ülke" olarak nitelediğini aktarıyor. Gazete, aynı konuyla ilgili bir değerlendirme yazısında ise Bush'un bölgedeki baskıcı rejimlere destek verdiğini savunuyor: "Bush, Bahreyn Kralı Hamad bin İsa'yı halkına demokrasi yoluyla umut veren bir lider olarak tanımladı. Bush bunu beş-altı yıl önce söyleseydi Bahreynliler belki onunla hemfikir olabilirdi. "Zira Kral, 1999'da tahta çıkar çıkmaz, siyasi tutukluları serbest bıraktı, yeni bir anayasa hazırlattı, parlamentoyu yeniden yapılandırdı ve iki seçim yaptırdı. Ancak Bahreynliler, hala Aralık ayındaki bir gösteride bir protestocunun ölümünün şokunu yaşıyor. "Bazıları, göstericinin ölümünden güvenlik güçlerini sorumlu tutuyor. Bu olayı izleyen gösterilerde gözaltına alınan 20 kişi hala hapiste. Bu kişilerden bazılarının işkence gördükleri ve avukatlarıyla görüştürülmedikleri belirtiliyor. "Bölgedeki reform yanlıları, Bush'un Ortadoğu'ya demokrasi getirme vaadinden geri adım atarak, baskıcı rejimleri güçlendirdiğini, reform hareketlerini de zayıflattığını söylüyorlar." Independent yazarı Johann Hari, "Bush'un Ortadoğu'daki tek başarısı İran'ın gücünü artırmak oldu", diyor: "Bush, Ayetullahların iki büyük stratejik düşmanı Saddam Hüseyin'le Taliban’ı devirdi ve petrolün varilini 100 dolara çıkararak İran'ın güçlenmesine katkıda bulundu. "Bush, bu hafta Riyad'da Suudi Kraliyet ailesinin misafiri olacak. Bir işkenceci haydutlar çetesinin elinde olan Suudi Arabistan, bölgedeki en vahşi yönetime sahip. "Ancak Bush, onların ellerini tutarak, kulaklarına dostluk ve sevgi sözcükleri fısıldayacak. Neden? Çünkü dünyanın en büyük petrol kaynaklarının üzerinde oturuyorlar." Independent, Afganistan'daki Amerikan ve İngiliz güçleri arasında, Taliban'la mücadele yöntemleri konusunda ciddi görüş ayrılıklarının belirdiğini aktarıyor: Afganistan'daki en kıdemli ikinci askeri yetkili olan Tümgeneral Robert Cone, İngiltere'nin Taliban'ı yenilgiye uğratmak için yerel milisleri silahlandırma planına tepki gösterdi. Cone, İngiltere Başbakanı Gordon Brown'ın geçen ay gündeme getirdiği bu plan için 'Tek çözüm iyi eğitilmiş, iyi yönetilen bir polis gücüdür', dedi. Bazı gözlemciler, köylülere silah verilmesinin, Birleşmiş Milletler'in ülkedeki yasa dışı milisleri silahsızlandırmak için yıllardır sürdürdüğü çabaları baltalayacağına dikkat çekiyorlar. Guardian, Amerikan başkanlık seçimleriyle ilgili haberinde, başkan adaylığı yarışının Süper Salı olarak adlandırılan 5 Şubat önseçimlerden sonra da sürebileceğini belirtiyor. Gazeteye göre, Demokrat Parti'nin başkan adayı olmaya çalışan Hillary Clinton, Barack Obama'yla mücadelesinin 5 Şubat sonrasına sarkması olasılığına karşı, 10 milyon dolar ek yardım toplamayı hedefliyor. Gazete, bir kamuoyu araştırmasına da yer veriyor. Bu anket, kim galip çıkarsa çıksın, Demokrat Parti'nin adayının Cumhuriyetçi Parti'nin adayına üstünlük sağlayacağına işaret ediyor. Guardian'a göre, Avrupa'daki Anglikan Kilisesi'nin lideri Geoffrey Rowell, sonradan Hıristiyan olan bir Türk'ü rahip yapma kararından dolayı Türkiye'deki kiliselerin protestosuna hedef oldu. 11 "Kararın Hıristiyan azınlığın can güvenliğini tehlikeye atacağını düşünen altı kilise, bu kişinin rahipliğe atanması dolayısıyla düzenlenecek ayine ev sahipliği yapmayı reddetti. Sonunda ayin İstanbul'da küçük bir şapelde yapıldı. Haberde, Türkiye'de Hıristiyan din adamları ve misyonerlere yönelik saldırıların arttığı belirtiliyor ve rahipliğe atanan din adamının yürüttüğü öne sürülen misyonerlik faaliyetlerinin tepkiye neden olduğu aktarılıyor. Haberde, Türkiye'deki 1500 kişilik Anglikan cemaatinin misyonerlik faaliyetlerine karşı olduğu belirtiliyor. 12