TDV DIA - İslam Ansiklopedisi

advertisement
KASANI. Abdürrezzak
n
ridir. 3. ReşJ:ıu'z-züld1 Şer]J.i elia~i'1mütedavile beyne erbabi'1-e?,Va]f ve
aJ:ıva1. önceki eserin genişletilmiş şekli­
dir (nşr. SaldAbdülfeWlh, Kahire 1995). 4.
Leta'ifü'1-i'1am işarati'1-ilhôm. 1785
tasawuf teriminin izah edildiği eser bu
alanda yazılan kitapların en kapsamlısıdır.
Eserde bazı terimler geniş olarak açıklan­
mıştır (I-II. n ş r. SaldAbdülfettah, Kahire
1996). s. ŞerJ:ıu Menazili's-sa'irin. Abdullah-ı Herevi'ye ait eserin şerhidir. Kaşan! bu kitabını kaleme alırken Afifüddin
et-Tilimsanl'nin aynı esereyazdığı şerhi
örnek almakla birlikte yer yer kendine has
görüşlerini de kaydetmiştir (nşr. Ali Şirva­
nl, Tahran 1373 h ş. ) . Ahmed Hoşnüvls eseri kısaltarak Farsça'ya çevirmiştir (Ayın-i
Rehreuan. Tell].fş-i Mentızilü's-sa'irfn, Tahran 13 3 7 h ş.). 6. ŞerJ:ıu Fuşuşi'1 -J:ıikem
(Kahire 1309, 1966). Kaşanl'nin Fuşuş
şerh i bu konuda yazılan çok sayıdaki şer­
hin en başaniısı ve en güvenilir alanıdır.
Bundan dolayı çağdaş araştırmacılardan
Ebü'l-A'la Afifi. Fuşuş'u yorumlarken en
çok güvendiği kaynaklardan birinin Ka-
n
şanl'nin Fuşuş şerhi olduğunu söylemiş­
s. 23). Başta
Kayseri olmak üzere daha sonra
Fuşuş'a şerh yazanlar Kaşanl'yi örnek almış ve ondan yararlanmıştır (mesela bk.
Şeyh Muhammed Hüseyin Fazı! TGnl. Ta'LU~a ber Şer/:ı-i Fuşuşü'l-/:ıikem, Tahran
tir
(Fuşuş, neşrede nin girişi,
Davfıd-i
1316 ). Kaşanl'nin e1-FütUJ:ıatü'1-Mekkiy­
ye'ye dair bazı haşiyeleri de vardır. 7.
Tu]J.tetü'1-i]Jvan ii ]Jaşa'işi'1-tityan . Fütüwetle ilgili eserlerin en güvenilir
olanlarından biridir. Şehabeddin es-Sühreverdl ve halifeleri fütüwete büyük
önem verdiklerinden aynı harekete mensup olan Kaşanl de bu husus u dikkate alarak Sühreverdl'nin tarunu Ali b. Yahya'nın tavsiyesiyle eserini önce Arapça yazmış , ardından birtakım küçük değişiklik­
lerle Farsça'ya çevirmiştir. Eser, Seyyid
Muhammed Damadi tarafından Arapça.
Farsça metinler ve geniş bir incelemeyle
birlikte yayımlanmıştır (Ta.hran 1369 hş . ).
Abdülbaki Gölpınarlı'nın tanıttığı, fakat
yazarını tesbit edemediği fütüwetname
bu eserdir. TuJ:ıfetü '1-i{ıvan yazılırken
Sühreverdl'nin 'Avaritü '1-ma'arit'inden
ve Gazzall'nin İJ:ıya'ü 'ulı1mi'd - din'in­
den geniş ölçüde istifade edilmiştir. Hüseyin Vaiz-i Kaşifi Fütüvvetname-i Su1tani'de, Şemseddin el-Amüll Neta'isü'1tünuri ii 'ara'isi'1-'uyun 'da ve Ma'sfim
Ali Şah Tara'iJsu'1-]J.aJsii'ils'ta bu eserden
alıntılar yapmışlardır. 8. ŞerJ:ıu ljaber-i
Kümeyl. Kümeyl b. Ziyad'ın, "Hakikat nedir?" şeklindeki sorusuna Hz. Ali'nin ver-
6
diği
cevaptan bahseden kısa bir metindir
(Ma 's Gm Ali Şah, II, 84). 9. Risa1e fi'1-Jsa.iô' ve'1-Jsader. Kaşanl bu risalede insanın irade sahibi bir varlık olduğunu göstermek için Allah- alem ve Allah- insan
ilişkisi üzerinde durmuş , alemi bir tür
"sudGr" ile açıklamıştır. Eser Stanislav
Guyard tarafından Fransızca 'ya çevrilmiş
(JA, ı [ 18731. s. 125-209). daha sonra da
yayımlanmıştır (Paris 1875) . Bunların dı ­
şında Kaşanl'nin Risa1e
ta'yini's-sünneti'1-i1ahiyye, Tetsiru Ayeti'1-kürsi,
Tetsiru sureti'1-Cum'a, /filyetü'1-abdôl
adlı eserleri bulunduğu kaydedilmektedir.
n
BİBLİYOGRAFYA :
315;
Nürullah-ı Şüster!,
Mecalisü'l-mü'minln,
hş .,
ll, 461-463; Keş{ü ';:-;:unun, ı,
ı 07-108, 266, 336; ll, 1263, 1552; Brockeı­
mann , GAL, ll , 203 , 204; Suppl., ll, 280-281;
Hediyyetü 'l-'arifin, ı, 567 ; izal;ıu '/-meknun, ı ,
516, 573; Ma'süm Ali Şah. Tara'ik, ll, 84; lll, 747;
Abdülhüseyin Zerr!nküb. Dünbale-i Cüstücu
der Taşauuuf-i lran, Tahran 1367 hş., s. 127131; Aga Büzürg-i Tahran!. e?-~erf'a ila teşanl­
fi'ş-Şl'a, Tahran 1358 hş . , ll, 381; J. van Ess.
"Die Tul:ıfat ul-Qı.wan des 'Abdurrazzaq-i Ka-
sani, ein Futuvatnama der ilbanidenzeit", ~a­
{ar Name, Memorial Volum e of Fe/ix Ta u er (ed.
R. Vesely- E. Go mbarı. Praha 1996, s. 8599; Abdülbaki Göıpınarlı, " İslam ve Türk illerinde Fütüvvet '!eşkilatı ve Kaynakları", iFM, Xl/
1-4 ( 1949-50), s. 16-18; M. vaısan. "Le commentaire esoterique du Coran par Abdu-r-Razzak
a1-Qachani", Etudes traditionnelles , LXX
( 1969). s. 255 -264; R. Deıadriere. "Les niveaux
de conscience selon l'exegese d'al-Qasani",
BEO, XXIX (1977), s. 115-120; N. Robinson,
'"Abd al-Razzaq al-Qashanl's Comments on
Sfıra Nineteen (1-40)",/slamochristiana , XVII,
Roma 1991, s. 21-33; D. B. Macdonaıd, "Abdürrezzak" , iA, ı , 106-109; a.mlf., "Abd al-Razzak al-I}affiani", EF (İng.), ı, 88-90.
li]
r
Siyasi ve askeri mücadeleye
SüLEYMAN ULUDAÖ
Taki-i Şlrazl'nin önderliğinde babasıyla
birlikte Kütül'amare savunmasına katıl·
masıyla başladı (ı 9 ı 5) . Savaş sonunda
Necef'te Medrese-i Alevi diye bilinen , geleneksel müfredat yanında tabii ilimierin
de okutulduğu, öğrencilere askeri eğitim
verilen yeni bir medrese kurma projesini
başlattı. Ancak bu girişim Necef'teki mutaassıp çevrelerin muhalefetiyle karşılan­
dı. ı. Dünya Savaşı ' nın ardından Filistin'in
Balfour Deklarasyonu'nca ( 1917) yahudilere teslimi, ülkesini İngiltere'nin mandasına çevirme tehlikesi taşıyan İngiliz-İran
antiaşması ve Irak'ta bir İngiliz manda
idaresi kurma projesi gibi gelişmeler ondaki İngiliz aleyhtarlığını uyandırdı. Yine
Muhammed Taki-i Şlrazl'nin Irak'taki
İngiliz güçlerine karşı isyanına katıldı
(ı 920) . İsyanı bastıran ingilizler'in gıya­
bında ölüme mahkum ettiği Kaşanl İran'a
kaçmak zorunda kaldı; Tahran'da son Kaçar ham Ahmed Şah tarafından takdirle
karşıtandı (Şubat ı 92 ı) .
Kaçar hanedanını yıkıp tahta çıkan Rı­
za Han'a diğer birçok diniliderin aksine
muhalefet göstermediği gibi muhtemelen yeni şahın İran'ın çıkarlarının daha
enerjik bir savunucusu olacağı beklentisiyle Meclis-i Müessisan üyeliğini kabul
KAşAN"i, Ayetullah
( .jL;.ıs::!l .J.ı~T)
Ayetullah Ebü'l-Kasım b. Mustafa
b. Hüseyn el-Kaşanl
(1882-1962)
L
atılması,
İngiliz güçlerine karşı Mirza Muhammed
ibnü'I-Arab!, Fuş[ış (Aflf!) , neşredenin girişi,
s. 23; Fasih-i Hat!. Mücmel-i Faşl/;ıl (nşr. Mahmud Ferruh). Meşhed 1339 -41, lll, 49; Cam!, Nefe/;ıtl t, Tahran 1370 hş., s . 484-489; Ali Ş!r Neva!. Nesayimü'l-mahabbe min şemayimi'l-fü­
tüuue (haz. Kemal Eraslan). İstanbul 1979, s.
Tahran 1365
on altı yaşlarındaki Kaşanl ile birlikte hac
görevini ifa ederek dönüşte Necef'e yerleşti. Kaşanl burada babasından, Ahund
Molla ve Mirza Hüseyin el-Halil! et-Ta.hranl gibi alimlerden fıkıh ve usul dersleri
aldı. Uzun ve dalgalı siyasi kariyeri boyunca sürdürdüğü ısrarlı meşrutiyet taraftarlığı bu hocalarının tesirine bağlanmak­
tadır. Necef'te Aga Ziyaeddin el-lraki'den
icazet aldı . Siyasi kariyerinin parlaklığı
yanında daha yirmi beş yaşında iken ilmi
başarılarıyla da çevresindeki alimierin
takdirlerini kazandı ve müctehid olarak
görülmeye başlandı.
İran ve Irak'taki
siyasi faaliyetleriyle tanınan
Şii müctehid.
_j
Irak'ta merci-i taklld Hasan eş-Şirazl'­
den ders alan babası Seyyid Mustafa Kaşan! oğlunun 1300'de (1882) doğumun­
dan bir süre önce İran 'a gitti. Daha sonra
Avetullah
Kasani
KASGAR
etti. Uzun süre sükunetini koruyup Tahran'daki evinde küçük bir ders halkasına
fıkıh okutmasının ardından Rıza Han 'ın
İran için zararlı gördüğü politikalarını kı­
namak ve Anglo - İran Petrol Şirketi ile
1933'te yapılan anlaşmayı protesto etmek üzere sessizliğini bozdu.
Kaşanl 1941 'de İran'ın İngiliz. Amerikan ve Rus güçlerince işgal edilip Rıza
Han'ın devrilmesiyle birlikte siyasi arenaya tekrar girdi. İran'daki Alman ajanları
ve Ortadoğu'daki İngiliz çıkarlarının düş­
manlarıyla iş birliği yapma suçlamasıyla
tutuklandı (ı 943) Suçlu bulunarak önce
Erak'ta, ardından Reşt'te (bir rivayete göre Kirmanşah) savaş sonuna kadar aile
fertleriyle görüştürülmeksizin ev hapsinde tutuldu.
Savaştan sonra Kaşanl'nin İran devlet
adamlarıyla çatışması
gecikmedi. Ocak
194S'te basın özgürlüğünü kısıtlayıcı bir
kanun tasarısına muhalefetiyle Başbakan
İbrahim Hakimi'nin istifasına yol açtı. Ardından onun yerine geçen İngiliz dostu
Ahmed Kıvamüssaltana ile de bir senato
kurulması hususunda anlaşamayınca tutuklanarak ( ı 946) Kazvin yakınlarındaki
Behcetabad köyünde birkaç ay ev hapsinde tutuldu. Bu sırada meclise seçildi ve
bir grup vekil onun önderliğinde Mücahidin-i İslam adlı bir parti kurdu.
Kaşanl
meclis
dışında, Newab-ı
Safevi
tarafından kurulan Fidaiyyan-ı İslam ha-
reketiyle de yakın temas içinde oldu. İliş­
kilerinin yakınlığı ve İ ngiliz sömürgeciliği
karşıtı tutumları sebebiyle bazan Fidaiyyan-ı İslam'ın gerçek lideri olarak görüldü. Ancakonun parlamenter politik eylemi tercih etmesine karşılık Fidaiyyan-ı
İslam'ın doğrudan parlamento dışı hareketi benimsernesi aralarının açılmasına
yol açtı.
İslam'a mensup Halil Tahmasbl tarafın­
dan öldürülünce (7 Mart ı 95 ı) Kaşanl
onun savunmasını üstlendi ve nüfuzunu
kullanıp beraat etmesini sağladı. Ancak
bu olaydaki başarılarından güç alarak
müstakbel iktidardan kendilerine pay almak için çalışmasını isteyen Fidaiyyan-ı
İslam'la yakın ilişkileri sona erdi. Onun
asıl hedefi, petrol endüstrisinin milllleş­
tirilmesini sağlayabileceğini düşündüğü
Muhammed Musaddık başkanlığında geniş tabanlı bir koalisyon oluşturmaktı. Sonuçta Musaddık Fidaiyyan-ı İslam'a karşı
harekete geçince (Haziran ı 951) Kaşanl'­
nin tepkisini çekmedi.
Petrol endüstrisinin milllleştirilmesiy­
le ilgili yasa Rezmara'nın öldürülüşünün
ertesi günü meclisten geçti ve Musaddık
büyük oranda Kaşanl'nin desteği sayesinde başbakanlığa getirildi. Artık yeni iktidarı güçlendirmeye çalışan Kaşanl İran
halkını dini bir veeibe olarak devlet tahvillerini almaya yöneltti ve İngilizler'i milHleştirmeyi silah gücüyle ilgaya kalkış­
maları durumunda topyekün savaşla tehdit etti. Sarayla aralarındaki gittikçe büyüyen bir anlaşmazlık yüzünden istifa
eden (ı 7 Temmuz I 952) Musaddık'ın yerine Kıvamüssaltana geçti. Bunun üzerine Kaşanl'nin, İngiliz ajanlığı ile itharn ettiği yeni başbakana karşı Tahran'da düzenlediği geniş çaplı gösteriler sonuç verdi ve Kıvamüssaltana istifa ederek Musaddık başbakanlığa geri döndü. Ancak
Musaddık, Kilşant'ye yalnız meclis baş­
kanlığı vererek kabine tayinlerinde görüş­
lerine başvurmayınca araları açılmaya
başladı. Daha sonraki günlerde Musaddık'ın politikasından duyduğu rahatsızlık
Muhammed Rıza Şah Pehlevi'ye karşı
bir suikast girişiminde (4 Şubat 1949) Fidaiyyan-ı İslam suçlanarak faaliyeti yasaklandı. Bu örgütle bağlantısı olduğu
ileri sürülen Kaşanl de tutuklanarak sürgüne gönderildi. Bunun asıl sebebi muhtemelen, Anglo - İran Petrol Şirketi'nin tekelinde olan petrol endüstrisinin millileş­
tirilmesi yönünde kışkırtıcılık yapmasıy­
dı. Beyrut'taki sürgün hayatı sırasında
daha da gerginleşmesine yol
19 Ağustos 1953'te askeri darbeyle devrilmesinden sonra da
Kaşanl, önce İngiltere ile diplomatik iliş­
kilerin yeniden başlatılmasını, ardından
meclis seçimlerine hile karıştınlmasını ve
daha sonra petrol endüstrisinin işletilme­
si için ulu slararası bir konsorsiyumla yapılan anlaşmayı protesto etti. Hükümet
susturmak istediği Kaşanl'yi dört buçuk
yıl önceki Rezmara suikastına karışma
suçlamasıyla tutukiattı (Ekim ı 955). Ayetullah BurGcirdl'nin aracılığıyla serbest
bırakılmasının ardından (Ocak 1956) Kaşan! siyasi hareketten büyük ölçüde uzak-
kısmen Fidaiyyan-ı İslam'ın desteğiyle
laştı.
meclise yeniden seçildi ve 1O Haziran
1950 tarihinde Tahran'a döndü.
XX. yüzyıl İran tarihinin önemli şahsi­
yetlerinden sayılan Kaşanl, muhtemelen
hükümet ajanlarınca oğlu Seyyid Mustafa'nın kaçırılıp öldürülmesinin (ı 958) ardından geçirdiği derin buhrandan çıka-
Petrol endüstrisinin milllleştirilmesi n e
muhalefeti ve İngilizler'e yakınlığıyla tanınan Başbakan Ali Rezmara. Fidaiyyan-ı
ilişkilerinin
açtı. Musaddık'ın
mayıp
14 Mart 1962 tarihinde vefat etti
güneyindeki Şah Abdülazlm
Mezarlığı'nda oğlunun yanına defnedildi.
ve
Tahran'ın
BİBLİYOGRAFYA :
Ayetullah Kaşani, Mecmü'af ez Mektabat
(nşr. Muhammed Dihnevl). Tahran 1361-63 hş.,
I-V; Muhammed Razi, Gencfne-i Danişmendan,
Tahran 1352 hş., 1, 265-272; a.mlf .. Aşarü'l­
f:ıücce, Tahran 1374 hŞ . ,.I, 126-129; Mohammad Faghfoory, The Role of the Ulama in
Twentieth Century Iran w ith Particu/ar Reterence to Ayatullah Haj Sayyid Abul-Qasim
Kashani (doktora tezi, 1978). University ofWis consin; 1'/igarişf Kütah be 1'/ehçlat-i Milif-yi Iran:
Revabıt ve Reşf:ıaha-yi il] tilaf-i Muşaddılj: ve
Kaşan1,
Tahran 1358
hş.;
Mahmüd
Kaşani, Kı­
yam-ı Millet-i Müselman-ılran der 30 nr 1331,
Tahran 1359 hş.; V. Richard, "Ayatollah Kashani: Precursor of the Islami c Republic?", Religion
and Politics in Iran (ed. N. R. Keddie). New Haven 1983, s. 101-124; Aga Büzürg-i Tahrani. Tabalj:atü a'Lami'ş-Ş1'a, Meşhed 1404, 1, 75; Muhammed Hırzüddin, Ma'ari{ü'r-rical(nşr. M. Hüseyin Htrzüddin). Kum 1405, lll, 16-17; Ali Devvani, 1'/ehçlat-i Rüf:ıaniyyün-i İran, Tahran, ts.,
ll, 227-325; "Dayi'a-yi Rül;ıani" , Name-yiAsitan-i Kuds, sy. ll, Meşhed 1341/1963, s. 8384.
Iii
ı
HAMİD ALGAR
KA.şANi, Molla Muhsin
ı
(bk. FEYZ-i KAŞAM).
L
_j
ı
L
ı
AAŞGAR
Doğu
Türkistan'da tarihi bir
şehir.
_j
Tarım havzasının
en önemli şehri olan
(Çince Kaşi; islam kaynaklarında
Kaşgar, Kacgar, Kaşhar), Tarım ırmağının
kollarından Kaşgar suyu kıyısında kurulmuştur. Şehrin tarih( Han hanedanına
(m ö. 206- m.s. 2~0) kadar götürülebilir.
O tarihten Tang hanedanına kadar (6 ı 8907) Çin kaynaklarında Şule adıyla zikredilen Kaşgar. Çinliler'in oturduğu Hançeng (Şule) ve müslümanların oturduğu
Huiçeng (Şufu) denilen iki semtten meydana geliyordu.
Kaşgar
Taberi'nin naklettiğine göre Kuteybe b.
Müslim 96'da (715) Fergana bölgesine
kadar ilerlemiş ve Kaşgar'ı 629'dan beri
ellerinde tutan Çinliler'den almıştı (Tari/].,
VI, 496). Daha önce buranın sahibi olan
Karluklar 7SO'de şehri tekrar ele geçirdiler ve bölgede Türk idaresini yeniden kurdular. Ardından şeh re Uygurlar hakim
oldu; 920 civarında Tagan Tegin adlı bir
Türk dihkanının idaresindeydi. Kaşgar' ­
da hüküm süren ilk müslüman Türk hükümdarı Karahanlılar'dan Abdülkerim Satu k Buğra Han'dır (ö. 344/955). V. (Xl.)
7
Download