koop is cont

advertisement
seçmenler tarafından seçilen, idari ve mali özerkliğe sahip
kamu tüzel kişisidir. İl Özel İdaresi Genel Sekreterliklerinin
organları İl Genel Meclisi, İl Encümeni ve Validen oluşmaktadır.
İl Özel idaresinin görevleri ise 5302 sayılı Kanun’un 6.
maddesinde sayılmıştır. Buna göre il özel idaresi mahallî
ve müşterek nitelikte olmak şartıyla;
GİRİŞ
13.01.2005 tarihli ve 5286 sayılı “Köy Hizmetleri Genel
Müdürlüğünün Kaldırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun”un yürürlüğe girmesine
müteakiben mülkiyeti Hazineye ait olup da Maliye
Bakanlığınca Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğüne tahsis
edilmiş olan taşınmazlar hariç olmak üzere, taşra
teşkilâtının kadro ve pozisyonları, personeli, tüm varlıkları,
araç, gereç ve taşınırları, tapuda bu Genel Müdürlük
adına kayıtlı olan taşınmazları ve hizmet binaları İstanbul
ve Kocaeli illerinde büyükşehir belediyelerine, diğer
illerde ise il özel idarelerine devredilmiştir. Sonrasında
il özel idarelerinin kuruluş, görev ve yetkilerini belirleyen
16.05.1987 tarihli ve 3360 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu
yürürlükten kaldırılmış ve İl Özel İdaresi Genel Sekreterliği’nin kuruluşunu, organlarını, yönetimini, görev,
yetki ve sorumlulukları ile çalışma usul ve esaslarını
düzenleyen 22.02.2005 tarih ve 5302 sayılı İl Özel İdaresi
Kanunu kabul edilmiştir.
Tüm bu yasal değişikliklerin neticesinde daha önce Köy
Hizmetlerinin dahil olduğu “İşkolları Tüzüğü”nün 15 sıra
numaralı “İnşaat” iş kolunda yapılan işlerin, 17 sıra numaralı
“Ticaret, Büro, Eğitim ve Güzel Sanatlar” iş koluna giren
işleri yapan İl Özel İdaresi Genel Sekreterliğince yerine
getirilmesi durumu söz konusu olmuş ve bunun bir sonucu
olarak bu işyerlerinin hangi iş kolunda yer alması gerektiği
konusundaki hukuki bir belirsizlik ortaya çıkmıştır. Söz
konusu hukuki belirsizlik, Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığı’nın İl Özel İdaresi Genel Sekreterliklerinde yapmış
olduğu işkolu tespit kararlarının ve akabinde taraf
sendikalarca tespit kararlarına yapılan itirazlar neticesinde
verilen bir kısım mahkeme kararlarının gerekli hukuki
altyapıdan yoksun olmasına sebebiyet vermiştir.
İş bu belirsizliğin ortadan kalkması için sorun hakkında
bir kısım hukuki değerlendirme ve tespitlere ihtiyaç
duyulmaktadır. İl Özel İdaresi Genel Sekreterliklerinin
teşkilat yapısının, görev ve sorumlulukları anlamında icra
ettikleri faaliyetlerin, İş Kanunu ve Sendikalar Kanunu
anlamında işyeri tanımının, işletme ve işyeri ayrımının ve
tüm bunların ışığında asıl iş ve yardımcı iş ayrımının,
Anayasa ve Uluslararası Sözleşmelerle teminat altına
alınmış bireysel ve kolektif sendikal hak ve özgürlüklerin
sağlanması anlamında “İşkolu” kavramının değerlendirilmesi ve doğru tespitlerin yapılması sorun hakkındaki
hukuki belirsizliğin giderilmesi açısından yol gösterici
olacaktır.
1) İL ÖZEL İDARELERİNİN TEŞKİLAT YAPISININ,
GÖREV VE SORUMLULUKLARI ANLAMINDA
YÜRÜTTÜĞÜ FAALİYETLERİNİN HUKUKİ
DEĞERLENDİRMESİ
22.02.2005 tarihli ve 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanununa
göre il özel idaresi, il halkının mahallî ve müşterek nitelikteki
ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan ve karar organı
a) Sağlık, gençlik ve spor, tarım, sanayi ve ticaret, belediye
sınırları il sınırı olan Büyükşehir Belediyeleri hariç ilin çevre
düzeni plânı, bayındırlık ve iskân, toprağın korunması,
erozyonun önlenmesi, kültür, sanat, turizm, sosyal hizmet
ve yardımlar, yoksullara mikro kredi verilmesi, çocuk
yuvaları ve yetiştirme yurtları; ilk ve orta öğretim
kurumlarının arsa temini, binalarının yapım, bakım ve
onarımı ile diğer ihtiyaçlarının karşılanmasına ilişkin
hizmetleri il sınırları içinde,
b) İmar, yol, su, kanalizasyon, katı atık, çevre, acil
yardım ve kurtarma, orman köylerinin desteklenmesi,
ağaçlandırma, park ve bahçe tesisine ilişkin hizmetleri
belediye sınırları dışında yapmakla görevli ve yetkilidir.
İl halkının mahalli ve müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını
karşılamak amacıyla il özel idaresine çok farklı görev ve
yetkiler verilmiştir. İl özel idareleri bu farklı görevlerin icrası
için 5302 sayılı Kanun’un 35.maddesinde öngörülen iş
organizasyonu dahilinde kurulması zorunlu genel
sekreterlik, malî işler, sağlık, tarım, imar, insan kaynakları,
hukuk işleri birimleri yanında ilin ihtiyaçları kapsamında
farklı yönetim birimleri de oluşturmaktadırlar. İhtiyaca
göre oluşturulacak diğer birimlerin kurulması, kaldırılması
veya birleştirilmesi il genel meclisinin kararıyla olur. Bu
birimler büyükşehir belediyesi olan illerde daire başkanlığı
ve müdürlük, diğer illerde müdürlük şeklinde kurulur.
İl Özel İdaresi Genel Sekreterliğinin, bünyesindeki daire
başkanlıkları veya müdürlükler tarafından yerine getirilen
görevleri arasında “inşaat” iş koluna girenler bir kısım görevleri
de mevcuttur. Üstelik “inşaat” işkoluna ilişkin bu görevleri
22.02.2005 tarihli ve 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu’nun
öncesinde de olmuştur. Ancak daire başkanlıklarının veya
müdürlüklerin sadece bir kaçının yapmış olduğu faaliyetlerin
bir kısmının “inşaat” iş koluna giren faaliyetler olması İl Özel
İdaresi Genel Sekreterliklerinin asli görevinin “inşaat” işi
olduğunu sonucunu doğurmamaktadır. Zira birbirinden
farklı birçok görev ve yetki üstlenen İl Özel İdaresi Genel
Sekreterliği’ne bağlı birimler, bu görevlerini yerine getirirken;
verilecek hizmetleri organize eden, bizzat bu işleri yapmayan
ve bu işlerin ilgili kamu kuruluşlarınca veya yapılan ihaleler
sonucu taşeron firmalarca yapılması için bütçesindeki parayı
kullandıran yani sonuç itibariyle asli işi büro hizmetleri olan
bürokratik bir yapı olarak hareket etmekte olup bu durum
gerek 5302 sayılı Kanun’un yukarıda belirtmiş olduğumuz
maddelerinden gerekse de her ilde görülebilen uygulamalardan anlaşılmaktadır.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, bu konuya ilişkin olarak,
11.04.2002 tarihli, 2002/6805 Esas 2002/6134 Karar
sayılı ilamında, “İl Özel İdaresi Müdürlüklerinin sağlık,
sosyal yardım, bayındırlık, imar ve iskan, eğitim, kültür
ve spor, tarım, ekonomik ve diğer birçok görevleri
bulunmakla birlikte, bunları bizzat yapmamakta, bu
görevlerin ilgili kamu kuruluşlarınca yapılması için
bütçesindeki parayı kullanmakta, bir başka deyişle
kullandırmaktadır. Bu nedenle İl Özel İdare Müdürlükleri
anılan hizmetlerin vasfına uygun işçi de çalıştırmamaktadır. Yapılan asıl iş, bütçesindeki paranın anılan
işler için kullanılmak üzere tahakkuku, ödenmesi ve
bunlarla ilgili büro hizmetleridir. Bu müdürlükler bünyesinde çalışan şoför, hizmetli, bekçi, temizlikçi gibi
işçilerin yaptıkları işin asıl işe yardımcı işlerden olduğunun
kabulü gerekir. Dairemizin İl Özel İdare Müdürlükleri
yönünden kararlılık kazanmış uygulaması da bu yöndedir.” şeklinde ifadelere yer verilmiştir. Yani özetle
ilamda, İl Özel İdarelerine kanun tarafından verilmiş olan
görevlerin bizzat İl Özel İdarelerince yerine getirilmediği
ve yapılan asıl işin büro hizmetleri olduğu açıkça ifade
edilmiştir.
Hal böyleyken, il özel idarelerinde yürütülen iş esas
itibariyle, ilin mahalli ve müşterek ihtiyaçlarının
giderilmesi için plan ve projeler yapmak, bu faaliyetlerin
icrasına ilişkin büro işlerini yürütmek, işin mali kısmı
bakımından ise görevlerin tamamlanması için bütçedeki
mevcut parayı ilgili kurum, kuruluş ve ihale yüklenicisi
taşeron firmalara aktarmak olduğundan Köy Hizmetleri
Genel Müdürlüğünün kapatılarak bu işyerlerinin il özel
idaresine devredilmesi, il özel idaresi genel sekreterliği
işyerinde yürütülen ve 17 sıra numaralı iş kolunda yer
alan faaliyetlerinin hukuken asli konumunu değiştirmemiştir.
2) İŞ KANUNU VE SENDİKALAR KANUNU
ANLAMINDA İŞYERİ TANIMINA, İŞLETME VE
İŞYERİ AYRIMINA VE TÜM BUNLARIN IŞIĞINDA
ASIL İŞ VE YARDIMCI İŞ AYRIMINA GÖRE TESPİT
İşyeri tanımı 4857 sayılı İş Kanunu md.2/f.1’de; “İşveren
tarafından mal veya hizmet üretmek amacıyla maddi
olan ve olmayan unsurlar ile işçinin birlikte örgütlendiği
birime işyeri denir” şeklinde yapılmıştır. 2821 sayılı
Sendikalar Kanunu’na göre ise ; “İşyeri: işin yapıldığı
yere denir.”
4857 sayılı İş Kanunu md.2/f.3’e göre, işyeri bir iş
organizasyonudur. Yani maddi olan ve olmayan unsurlar
ve iş gücünün birlikte organize edilerek, işveren tarafından
öngörülen teknik amacın gerçekleştirilmesi amacıyla
oluşturulmuştur. Bahsi geçen “teknik amaç” işyerine
özelliğini veren ve iş bu yazıya konu İl Özel İdaresi Genel
Sekreterliklerinde mevcut işyerlerinde görülmekte olan
işlerin hangi işkoluna girdiğine dair hukuki belirsizliğin
giderilmesi için gerekli en belirleyici unsurdur. Zira
işyerindeki faaliyet hangi teknik amacı taşıyorsa asıl iş
odur. İşyeri organizasyonu içerisinde asıl işin gerçekleşmesini sağlayan diğer işler ise yardımcı işlerdir.
İşletme kavramının tanımına her ne kadar İş Kanunu’nda
ve Sendikalar Kanunu’nda yer verilmemişse de; işletme,
iktisadi bir kavram olup İş Hukuku anlamında tam bir
karşılığı olmasa bile işyerinden daha geniş ve işyerlerini
kapsayan bir kavramdır. Bazı durumlarda işletme tek
işyerinden ibaret olabilir. Bir işverenin tek fabrikası varsa
bu hem işyeri hem de işletme durumundadır. Ancak bazı
durumlarda ise bir işletmeye bağlı birden çok işyeri vardır.
Örneğin, şubeleri olan bir banka işletme, şubeler ise onun
işyerleridir.
Bu bilgiler eşliğinde Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünün
kaldırılarak, bu Genel Müdürlük kapsamındaki işyerlerinin
il özel idarelerine devredilmesinden sonra ortaya çıkan
yapının değerlendirilmesi gereklidir.
Devirden önce Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünün
kanunla belirlenmiş görevlerinin gerçekleşmesi amacıyla
işyerleri ve bu işyerlerinde çalışan işçileri mevcuttu.
Yani İş Kanunu’nun 2.maddesi anlamında bir teknik
amacın gerçekleştirilmesi için maddi olan ve olmayan
unsurlarla iş gücünün birlikte örgütlendiği işyerleri
bulunmaktaydı.
Yine aynı şekilde İş Kanunu’nun 2.maddesi anlamında,
gerek Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünün il özel idarelerine
devrinden önce gerekse de devrinden sonra il özel idareleri
bünyesinde de örgütlenmiş işyerleri mevcuttur. Üstelik bu
işyerlerinde bir iş organizasyonu kapsamında
gerçekleştirilmesi amaçlanan teknik faaliyet ise İş Kolları
Tüzüğünün 17. sırasında yer alan büro faaliyetleridir.
Hal böyleyken 5286 sayılı Kanunla yapılan devir
neticesinde il özel idarelerinin bünyesinde iki farklı
işyerinin mevcudiyeti ortaya çıkmıştır. Zira aynı il özel
idaresi teşkilatı kapsamında yer alsalar da birbirinden
bağımsız iki farklı teknik amacın gerçekleştirilmesi için
organize edilmiş iki ayrı birim bulunmaktadır. Her ne
kadar bir işyerinin birden fazla teknik amacının olması
mümkünse de İl Özel İdaresi Genel Sekreterliklerinde
farklı teknik amaçlar yanında birbirinden bağımsız olarak
örgütlenmiş iki ayrı iş organizasyonu mevcuttur. Bu
işyerleri mekansal olarak birbirinden bağımsız veya
birlikte olabilir. Ancak teknik amaçlarının farklılığı dikkate
alındığında daha sağlıklı bir tespite ulaşılacaktır.
Tüm bu tespitlere ilaveten belirtmek gerekirse; gerek
devirden önce gerekse de devirden sonra il özel
idarelerinde yapılan işin niteliğinde bir değişiklik
olmadığından yakın tarihli tespitlere kadar bu işyerlerinde
yürütülen faaliyetlerin 17 sıra numaralı “Ticaret, Büro,
Eğitim ve Güzel Sanatlar” işkoluna girdiğine dair hiçbir
ihtilaf yaşanmamış ve yapılan tüm tespitler kesinleşmiştir.
Yani gerek Bakanlıkça gerek taraflarca ve gerekse de
Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarınca il özel idarelerine bağlı
işyerlerinde ki mevcut iş organizasyonu kapsamında
gerçekleştirilmesi amaçlanan teknik faaliyetin İşkolları
Tüzüğü’nün 17. sırasında belirtilen büro faaliyeti olduğu
tartışmasızdır.
Bu konuya ilişkin olarak Yargıtay 9.Hukuk Dairesi
vermiş olduğu bir kararına değinecek olursak; Antbirlik
yönetim kurulunun aldığı Sanayi ve Ticaret Bakanlığı
Teşkilatlanma Genel Müdürlüğünün onayladığı kararlar
doğrultusunda kimi çırçır ve prese fabrikaları muhtelif
Pamuk ve Narenciye Tarım ve Satış Kooperatiflerine
devredilmiş ve bu devirden sonra söz konusu
kooperatiflerin girdiği işkolu konusunda uyuşmazlık
çıkmıştır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
kooperatifler bünyesinde yapılan işlerin niteliği itibarıyla
İş Kolları Tüzüğün 17 sıra numaralı “Ticaret, Büro,
Eğitim ve Güzel Sanatlar “ iş koluna girdiği tespitinde
bulunmuş ve bu iş kolu tespit kararı yayımlanmıştır.
Söz konusu karar ilgili sendika tarafından dava konusu
yapılmış ve yerel mahkeme yapmış olduğu yargılama
neticesinde anılan işyerlerinin “Dokuma” işkoluna
girdiğinin tespiti ile Bakanlık işkolu tespit kararının
iptaline karar vermiştir. Bu kararın temyizi üzerine
Yargıtay, idari bir kararla çırçır fabrikalarının kooperatifler
bünyesine alınmasından sonra kooperatifin evvelden
beri iştigal ettiği işleri yürütmeye devam ettiği ve bunlara
birde çırçır fabrikasının işlerinin eklendiğini, yapılacak bir
araştırma neticesinde şayet bu fabrikaların bağlanmasından sonra kooperatifler önceden beri sürdürdükleri
faaliyetlerini devam ettiriyor ve bu alana bir de çırçır
fabrikası da eklenmesiyle iki yönlü çalışmalar kendisini
gösteriyor ise bu kooperatifte bazı iş ve yerlerin iş kolu
tüzüğü 17 sıra numaralı “Ticaret, Büro Eğitim ve Güzel
Sanatlar” iş koluna, diğer iş yerlerinde 06 sıra numaralı
“Dokuma” iş koluna girdiğinin kabulüne karar verilmesi
gerektiğini hükme bağlamıştır.
Hal böyleyken, devirden sonra aynı il özel idaresi teşkilatı
kapsamında yer alsalar da birbirinden bağımsız iki farklı
teknik amacın gerçekleştirilmesi için organize edilmiş
iki ayrı işyeri bulunmaktadır. Diğer bir anlatımla aynı
kamu tüzel kişiliği bünyesinde örgütlenseler de, farklı
teknik amaçları ve birbirinden bağımsız iş organizasyonları nedeniyle iki farklı işyeri şeklinde yapılanma
olmuştur. Bunun sonucu olarak il özel idaresi genel
sekreterliğinin işyeri olarak değil işletme olarak kabul
edilmesi gerekmekte olup Yargıtay 9.Hukuk Dairesi’nin
02.11.2010 tarih 2010/37415 Esas, 2010/31409 Karar
sayılı ve 02.11.2010 tarih 2010/34471 Esas, 2010/31408
Karar sayılı ve bu konuya ilişkin en son tarihli kararlarında
da bu tespit açıkça ifade edilmiştir.
İl Özel İdaresi Genel Sekreterliği’nin işletme olarak
kabulü halinde değerlendirilmesi gereken diğer bir husus
asıl iş – yardımcı iş ayrımıdır. Zira asıl iş – yardımcı iş
ayrımı işletme işkolu tespiti için yeterli olmadığından
asıl iş – yardımcı iş ayrımının işyeri bazında yapılması
gerekmektedir. Yani her iki işyeri için ayrı ayrı değerlendirilmenin yapılması gerekmektedir. Bu durumda, İl
Özel İdaresi Genel Sekreterliklerinin devirden önce ve
sonra İl Özel İdarelerinde devam eden yani süre gelen
faaliyetlerin görüldüğü işyerlerinde asıl iş 17 sıra numaralı
“Ticaret, Büro, Eğitim ve Güzel Sanatlar” işkoluna bağlı
işlerdir. Bu iş organizasyonu içindeki diğer işler ise
yardımcı işler olup Sendikalar Kanunu’nun 60.maddesi
gereği bunlar asıl işin dahil olduğu işkolundan sayılırlar.
Sonuç olarak il özel idaresi genel sekreterliğinin işletme
olarak kabul edilmesini, işletme düzeyinde yapılacak
bir asıl iş – yardımcı iş ayrımının mümkün olmadığını,
yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere devirden sonra
farklı teknik amaçları ve birbirinden bağımsız iş
organizasyonları nedeniyle iki farklı işyerinin bulunduğunu
ve il özel İdarelerinde devirden önce ve sonra devam
eden yani süre gelen faaliyetlerin görüldüğü işyerlerinde
asıl işin 17 sıra numaralı “Ticaret, Büro, Eğitim ve Güzel
Sanatlar” işkoluna bağlı işlerden olduğunu tespit etmek
ve somut uyuşmazlıkları bu doğrultuda değerlendirmek
gerekmektedir.
3) ANAYASA VE ULUSLARARASI SÖZLEŞMELERLE
TEMİNAT ALTINA ALINMIŞ BİREYSEL VE
KOLLEKTİF SENDİKAL HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİN
SAĞLANMASI ANLAMINDA “İŞKOLU” KAVRAMINA
GÖRE TESPİT
İşçi sendikalarının kuruluş amacını ve esaslarını tespit
edecek olursak; Sendikalar Kanunu’nun 3. maddesine
ifade edildiği üzere, “işçi sendikaları, işkolu esasına
göre bir işkolunda ve Türkiye çapında faaliyette bulunmak amacı ile bu işkolundaki işyerlerinde çalışan işçiler
tarafından kurulur”. Yani Sendikalar Kanunu gereği,
sendikaların kuruluşu iki ilkeyi barındırmaktadır. Bunlar,
biri işkolu esasına göre kurulma ve diğeri ise Türkiye
çapında faaliyette bulunmadır.
Söz konusu ilkelerden işkolu, benzer ya da birbirine
yakın faaliyetlerden oluşan bir grubu ifade eder. Daha
ayrıntılı ifade edecek olursak; işyerinde mal ve hizmet
üretimini amaçlayan faaliyetlerden birbirine benzer ve
yakın olanların bir grup oluşturması ve bunların aynı
hukuki rejime tabi tutulması iş kolu kavramının özünü
oluşturur. Sendikalar Kanunu’nun 60.maddesi, bir
işyerinde yürütülen asıl işe yardımcı işlerinde asıl işin
dahil olduğu işkolundan sayılması gerektiğini hüküm
altına aldığına göre bir işyerindeki işkolunun doğru
tespiti son derece önem arz etmektedir.
Sendikalaşma ilkesinin iş kolu esasına dayanmasındaki
temel mantık, aynı veya benzer faaliyet alanlarında çalışan
işçi ve işverenlerin, aynı veya benzer faaliyet alanlarına
ilişkin özellikleri ve ayırıcı unsurları daha iyi bilmeleri ve
böylece ortak hak ve menfaatlerini daha iyi ve örgütlü
bir şekilde savunmalarıdır. Sendikaların amacının, işçilerin
ve işverenlerin çalışma ilişkilerinde ortak ekonomik ve
sosyal hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek
olduğunu düşünürsek işkolunun bu amaca hizmet ettiği
gayet açıktır. Yani bir işyerinin girdiği iş kolunun
belirlenmesi sendikalaşma ilkesi anlamında sendika
özgürlüğünün sağlanmasına ve korunmasına hizmet
eder. Bu durum gerek bireysel gerekse de kolektif sendika
özgürlüğü bakımından geçerlidir.
İşkolu tespitinin sağlıklı bir şekilde yapılması, bireysel
sendika özgürlüğü anlamında işçinin sendikaya üye
olmasında, sendikal faaliyetlerde bulunmasında; kolektif
sendika özgürlü bakımından sendikaların kendilerini
devlete, üyelerine ve işveren başta olmak üzere üçüncü
kişilere karşı korumasında son derece önemlidir. Ayrıca
işyerinde yapılan asıl işe göre iş kolunun belirleniyor
olması bireysel ve kolektif sendika özgürlüklerinin
sağlanması bakımından asıl iş – yardımcı iş ayrımının da
büyük bir önem kazanmasına yol açmaktadır. İşyerinde
yapılan asıl işin tanımlanmasına ve belirlenmesine göre
işyerinin girdiği iş kolu değişecek, buna göre de işçilerin
üye olabilecekleri sendikalar farklılaşacak, bu durumda
ise iş kollarına göre örgütlenen sendikaların varlık
nedenlerinde de önemli değişiklikler olacaktır.
Bu açıklamalardan hareketle İl Özel İdaresi Genel
Sekreterliklerinde yürütülen faaliyetlerin hangi iş koluna
girdiğini değerlendirecek olursak: Her şeyden önce
kabul edilmesi gereken husus, İl Özel İdaresi Genel
Sekreterliklerine bağlı işyerlerinin hangi iş kolunda yer
alması gerektiği konusundaki hukuki bir belirsizlik
doğrudan doğruya işçilerin ve sendikaların bireysel ve
kolektif sendika özgürlükleri üzerinde sonuçlar doğuran
bir durumdur. Şöyle ki, il özel idarelerine devredilen
Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü işyerleri ayrı bir işyeri
olarak değerlendirilmeyip tek bir işyeri olarak ele alınır
ve asıl iş yardımcı iş ayrımı kapsamında devredilen
inşaat işlerinin il özel idaresinin
faaliyetleri içerisindeki ağırlığı,
işçi sayısı, araç gereç fazlalığı
gibi ölçütlere göre değerlendirilerek, bu işyerlerinde
yapılan asıl işin inşaat işi olduğuna ilişkin bir sonuca
varılırsa, bu durumda büro iş koluna dahil faaliyetler
yürüttüğü Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarıyla kesinleşen il
özel idaresi işyerlerinin, faaliyetlerinde bir değişiklik
olmasa da, devredilen işler dolayısıyla kendisine yabancı
inşaat işkoluna bağlanması söz konusu olacaktır.
Bu durumda, bugüne kadar büro işçisi olarak
değerlendirilip bu iş koluna ait sendikalar kuran, sendikal
faaliyetlerde bulunan işçiler, idari bir kararın neticesinde
kendi faaliyet alanlarındaki sendikalardan koparılacak ve
iradeleri dışında farklı ve yabancı bir işkolundaki sendikalara
üye olmak zorunda bırakılacaktır. Bu durumun Uluslararası
Çalışma Örgütü’nün (ILO) Sendika Özgürlüğüne ve
Örgütlenme Hakkının Korunmasına İlişkin 87 Sayılı
Sözleşmesi’nin 2. ve 11. maddelerine açıkça aykırı olduğu
izahtan varestedir. Zira bu durumda büro işçilerinin, kendi
iş kolları olan 17 sıra numaralı iş kolu bağlamında ortak
ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerinin geliştirilmesi ve
korunması sağlanamayacaktır.
SONUÇ;
Devirden sonra il özel idareleri kapsamında iki ayrı
işyerinin mevcut olduğunun kabul edilerek iş kolu
tespitlerinin her bir işyerinde yürütülen asıl işe göre
belirlenmesi kanunun gereğidir. Buna göre devredilen
köy hizmetleri işyerinin, il özel idaresi bünyesinde
oluşturulmuş inşaat işlerine ilişkin birimlerle birlikte bir
işyeri olarak, geri kalan birimler ile il özel idaresi genel
sekreterliği işyerinin 17 no’lu işkolunda ayrı bir işyeri
olarak tespiti gerekir. Örneğin Kahramanmaraş il özel
idaresi teşkilat şemasına göre; Su ve Kanal Hizmetleri
Müdürlüğü, Tarımsal Hizmetler Müdürlüğü, Yatırım ve
İnşaat Müdürlüğü, Yol ve Ulaşım Hizmetleri Müdürlüğü
idaresindeki köy hizmetleri genel müdürlüğünden
devredilen işyerinin iş kolları Tüzüğünün 15 sıra no’lu
“İnşaat İşkolu”na dahil bir işyeri olduğunun; bunun
dışında kalan ve devirden önce il özel idaresi
müdürlüklerinin asli faaliyetlerinin örgütlendiği Bilgi
İşlem Müdürlüğü, Destek Hizmetleri Müdürlüğü, Emlak
ve İstimlak Müdürlüğü, Etüt Proje Müdürlüğü, İmar ve
Kentsel İyileştirme Müdürlüğü, İnsan Kaynakları ve
Eğitim Müdürlüğü, İşletme Müdürlüğü, Ruhsat ve
Denetim Müdürlüğü, Strateji Geliştirme Müdürlüğü, Yazı
İşleri Müdürlüğü, Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü
kapsamındaki il özel idaresi genel sekreterliği işyerinin
ise İş Kolları Tüzüğünün 17. sırasında yer alan “Ticaret
Büro, Eğitim ve Güzel Sanatlar” iş koluna dahil bir işyeri
olarak değerlendirilmesi icap edecektir.
Download