Modern Muhafazakarlýk ve Liberal Politikalar Arasýnda Doðal Varlýklar: AKP’nin Çevre Politikalarýna Bir Bakýþ Bülent DURU* Adalet ve Kalkýnma Partisi’nin çevre politikalarýný deðerlendirme amacýný taþýyan bu yazý, son dönemdeki yasal düzenlemeler ve uygulamalara odaklanmaktadýr. Yaklaþýk beþ yýldan beri iktidarda olan bir partinin çevre politikalarý nasýl incelenebilir? Öncelikle, bu süre içinde çýkarýlan yasalar, yönetmelikler masaya yatýrýlarak olasý sonuçlarýnýn neler olabileceði kestirilmeye çalýþýlabilir; doðal olarak böyle bir çabanýn ayný dönemde gerçekleþtirilen uluslararasý antlaþmalarý ve yargý kararlarýný da içermesi beklenir. Ancak, yalnýzca tüzel durumun ele alýnmasý, bir dönemin muhasebesinin yapýlmasý için yeterli olmayabilir; bunun için alýnan kararlarýn yaþama geçiriliþ biçiminin incelenmesi de gerekir. Ýktidar partisinin yalnýzca merkezi yönetimde iktidarda olmadýðý, belediyelerin önemli bir bölümünde -hem de daha eskiden beri- yönetimi elinde tuttuðu göz önünde bulundurulduðunda iþler daha da karýþacak, bu kez yerel yönetimlerin uygulamalarýna odaklanma zorunluluðu doðacaktýr. Bir dönemin çevre politikalarýný deðerlendirme çabasýnýn önünde duran bir diðer engel, çevresel karar alma sürecinin niteliðinden kaynaklanmaktadýr. Doðal varlýklarýn, bir yandan, sanayi, enerji, tarým, turizm gibi ekonomik sektörlerin odaðýnda yer almasý, bir yandan da saðlýk, planlama, imar, koruma gibi etkinliklerle iç içe bulunmasý, incelenmesi gereken yasal düzenlemelerin, kurumlarýn ve faaliyetlerin sayýsýný oldukça artýrmaktadýr. * Dr., A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi mülkiye Cilt: XXX Sayý:252 297 Sözü edilen bu karmaþýk düzenek içinden gerçeðin resmini çekebilmek için ister istemez birtakým sýnýrlamalara gidilmesi, kimi etmen ya da süreçlerin dýþarýda býrakýlmasý gerekiyordu; anýlan güçlükler, AKP’nin çevre politikalarýný deðerlendirme giriþimi niteliðini taþýyan bu çalýþmada þöyle bir yol izlenmesini zorunlu kýlmýþtýr: Önce, partinin çevre konularýnda izlediði politikalarýn ardýnda yatan etmenlerin neler olabileceði sorgulanmýþ, ardýndan parti politikasýný ortaya koyan türlü metinlere dayanýlarak partinin çevreyi ve doðal varlýklarý ele alýþ biçimi sergilenmiþ, son olarak da çevre yönetiminin türlü yönlerini yansýtan ana konu baþlýklarýnda temel politikalarýn nasýl biçimlendiði, merkezi ve yerel düzeyden türlü örneklerle sunulmaya çalýþýlmýþtýr. A.Ýki Çekim Odaðý Genel bir deðerlendirme yapmak gerekirse AKP’nin çevre politikalarýnýn iki ana çekim odaðý tarafýndan belirlendiði söylenebilir: Avrupa Birliði’ne giriþ sürecinin zorunluluklarý ve serbest piyasa ekonomisinin gerekleri. Bunlardan birincisi, ekonomik etkinliklerin çevreye duyarlý biçimde gerçekleþmesini saðlayan önlemleri öngörmekteyken, ikincisi doðal deðerleri ekonominin iþleyiþ sürecine denetimsizce sokma yönünde etkide bulunmaktadýr. Ancak, Partinin çevre politikalarýnýn deðerlendirmesini yapmak için baþvurulan bu varsayýmýn, fotoðrafýn yalnýzca bir bölümünü gösterdiðini, her genelleme gibi birtakým etmenleri dýþarýda býraktýðýný ve gerçeði bütün yönleriyle yansýtmadýðýný en baþta belirtmek gerekir. Yoksa, AB’nin genel çevre politikalarýnýn serbest piyasa ekonomisinin saðlýklý biçimde yaþamýný sürdürmeye yönelik olduðu, Birlik politikalarýnýn ekoloji deðil de ekonomi odaklý bir bakýþ açýsýyla belirlendiðini söylemeye gerek yok. Burada yapýlmak istenen, yalnýzca ana hatlarýyla Türkiye’de çevre yönetiminin karþý karþýya kaldýðý ikileme dikkatleri çekmektir. Aþaðýdaki çizelgeden de görülebileceði gibi -ister çevre yönetiminin gereksinimleri doðrultusunda, ister AB’ye giriþ sürecinin bir gereði olarak- gündeme gelen yasa tasarýlarýnda, piyasanýn beklentileri ve parti tabanýnýn gereksinimleri bir biçimde karþýlanmaya çalýþýlmýþtýr. Siyasal yaþamda modern muhafazakarlýðýn gerekleri ile liberal politikalarýn zorunluluklarý arasýnda kalan AKP, çevresel deðerlere iliþkin kararlarýný oluþtururken AB’ye katýlým süreci ile sermayenin gerekleri arasýnda bir denge politikasý izlemek durumunda kalmýþtýr. Olumsuz sonuçlarý genel olarak bilinen söz konusu politikalarý saðlýklý biçimde deðerlendirebilmek için çevre yönetimi sisteminde yapýlan deðiþikliklere ve doðal varlýklarýn ekonomiye açýlma sürecine biraz daha yakýndan bakmak gerekmektedir. 298 mülkiye Cilt: XXX Sayý:252 AB Giriþ Sürecinin Zorunluluklarý Serbest Piyasa Ekonomisinin Gerekleri Çevre Kanunu’nda deðiþiklik yapýlmasý. Petrol, jeotermal kaynaklar ve maden arama faaliyetlerinin ÇED kapsamý dýþýnda tutulmasý. Ceza Kanunu’nda deðiþiklik yapýlmasý. Çevre suçlarýna verilecek cezalarýn iki yýl ertelenmesi. Organik Tarým Kanunu’nun çýkarýlmasý. Denetim ve belgelendirme iþlemlerinin özel sektör tüzel kiþilerine devredilebilmesi. Kýyý Kanunu’nda deðiþiklik yapýlmasý. (tasarý) Kýyý alanlarýnýn denetimsizce ekonomik etkinliklere açýlmasý. Toprak Koruma ve Arazi Kullanýmý Kanunu’nun çýkarýlmasý. Tarým topraklarýnýn iþgalinin affedilmesi. Mera Kanunu’nda deðiþiklik yapýlmasý. Meralarýn maden ve petrol faaliyetlerine, turizm yatýrýmlarýna ve yerleþim yerlerine açýlmasý. B.Parti Ýdeolojisi ve Doðal Varlýklar 3 Kasým 2002 seçimlerini AKP gibi “maneviyatçý” bir parti kazandýðýnda kimse partinin liberal ilkeleri uygulamada geçmiþ iktidarlarý bu kadar geride býrakacaðýný bilmiyordu. Ýster “küresel ekonominin dayatmalarýna yenik düþme”, ister “AB giriþ sürecinin gereklerini yerine getirme” biçiminde deðerlendirilsin, AKP’nin ekonomik ve siyasal konularda izlediði politikalarýn yönünden kimsenin kuþkusu yok artýk; çevre konusunda da partinin farklý bir doðrultuya yöneldiði söylenemez. Ýlerleyen sayfalarda somut örneklerle gösterileceði gibi, çevresel deðerleri ve kentsel yaþamý ilgilendiren politika kararlarýnýn alýnmasýnda öncelikle ekonominin büyümesini, sermayenin yayýlmasýný saðlama güdüsü rol oynamýþtýr. Oysa, önceki liberal hükümetlere tepki olarak doðan ve kendisini “muhafazakar demokrat” olarak tanýmlayan AKP iktidarýnýn en azýndan kentsel yaþam ve çevresel deðerler konusunda farklý davranmasý beklenebilirdi. Ýstanbul Belediye Baþkanlýðý döneminde Recep Tayyip Erdoðan’ýn, Boðaz için üçüncü köprü yerine tüpgeçidi savunmasý ya da Koç Üniversitesi’nin ormanlýk alanda kurulmasýna karþý çýkmasý gibi tutumlarý söz konusu beklentinin temel dayanaðýydý (Duru, 2003a). AKP’li yýllarý çevresel açýdan deðerlendirirken öncelikle, Türkiye’de etkili bir çevre yönetimi sisteminin öteden beri kurulamamýþ olduðunu; çok sayýda kurum ve kuruluþ arasýnda yetki ve görev çakýþmasý yaþandýðýný; doðal varlýklarýn ekonomik mülkiye Cilt: XXX Sayý:252 299 büyüme ve siyasal yaþamdaki güçler dengesini saðlamada bir araç olarak görülmesinin geçmiþinin çok eskilere gittiðini ve AKP’nin çevre politikalarý konusunda geçmiþten gelen bir alýþkanlýðý daha güçlendirerek sürdürme eðiliminde olduðunu belirtmek gerekir. Bu açýdan AKP’nin çevre politikalarý daha çok 12 Eylül sonrasý ANAP iktidarýnýn uygulamalarýný anýmsatmaktadýr. Ancak aradan geçen 20 yýldan uzun bir zaman diliminde ekonominin geliþmesine koþut biçimde çevresel deðerlere verilen zararýn boyutu da büyümüþ, doðal deðerler üzerindeki baský önceki iktidar dönemlerinden çok daha aðýr olmuþtur. AKP’nin genel politikalarýný yansýtan, parti programý, seçim beyannamesi, hükümet programý gibi belgelere bakýldýðýnda, çevrenin ve doðal varlýklarýn yalnýzca ekonomik geliþmeyi saðlayan ve bu uðurda korunmasý gereken bir kaynak olarak algýlandýðý görülecektir. Sözgelimi parti programýnda, “Partimiz, çevre sorunlarýna hem saðlýklý bir ortam saðlanmasý, hem de ulusal maliyetlerin azaltýlmasý açýsýndan bakmaktadýr.” denilirken, Tayyip Erdoðan baþkanlýðýnda kurulan 59. hükümet programýnda çevre-ekonomi iliþkisi daha güçlü biçimde vurgulanmaktadýr: “Çevrenin sermaye stoku olarak ele alýnmasý gereken hava, ýsý, su, mineral ve diðerleri tüm ekonomik birimlerin faaliyetlerinin yapý ve kalitesini doðrudan etkilemektedir. Bu konuda duyarlýlýk artýrýlacak…” Oysa, 3 Kasým 2002 seçimleri öncesi hazýrlanan seçim beyannamesi incelendiðinde dile getirilen düþüncelerin yukarýdaki satýrlardan kökten biçimde farklýlaþtýðý, vurgunun ekonomiden ekolojiye kaydýðý, ekonomik geliþmenin yaný sýra çevresel deðerlerin ön plana çýkarýldýðý anlaþýlacaktýr. “Yeþil” olmasa da “sosyal demokrat” bir partinin seçim programýný andýrýrcasýna ekoloji odaklý bir bakýþ açýsýyla kurgulanan ilgili bölümde, iktidarýn bugünkü tutumunun çok uzaðýnda birtakým politika tasarýlarý sýralanmaktadýr: “Sürdürülebilir kalkýnma, çevreye duyarlýlýk ve demokratik yönetim gibi unsurlarý da içermektedir. Sadece kiþi baþýna düþen geliri artýrmak veya fiziki þartlarý iyileþtirmek kaliteli yaþam için yeterli deðildir. Ýnsanlarýn ekmek kadar, kendilerini gerçekleþtirecek özgürlüðe de ihtiyaçlarý vardýr.” “Partimizin enerji politikalarýnýn temelini, enerjinin ucuz ve güvenilir bir þekilde temin edilmesi, rekabete dayalý bir enerji piyasasý oluþturulmasý, vatandaþýn bütçesindeki yükün azaltýlmasý, çevre ve insan saðlýðýnýn korunmasý oluþturmaktadýr. Söz konusu amaçlarýn gerçekleþtirilmesi için; yenilenebilir ve alternatif enerji kaynaklarýna yönelinecektir; çevrenin korunmasý amacýyla, temiz enerji kaynaklarý ve dönüþüm teknolojisinden yararlanýlacaktýr; Üretim, iletim, daðýtým ve servis saðlamada verimlilik artýrýlacaktýr.” 300 mülkiye Cilt: XXX Sayý:252 “Dýþa baðýmlý doðal gazýn kullanýldýðý enerji santrallerine alternatif veya ikame yatýrým olarak, gerekli güvenlik ve çevre koruma önlemleri alýnarak, nükleer enerji santralleri kurulacaktýr.” “Maden ürünleri üretiminde, çevreye zarar verilmemesine büyük özen gösterilecektir.” “Sürdürülebilir turizmin gereði olarak, turizm alanýndaki tüm uygulamalarda doðal-kültürel ve sosyal çevrenin talep ve gereklerini göz önünde bulunduran bir anlayýþ benimsenecektir.” “Genetik olarak deðiþtirilmiþ organizmalar ve ürünlerin üretiminde insan saðlýðý ve çevrenin korunmasý konusunda Dünyadaki geliþmeler yakýndan takip edilecektir.” “Aðýr erozyon problemi yaþanan ülkemizde, çevreyi ve sosyo-ekonomik koþullarý göz önüne alan tedbirler devreye sokulacaktýr. Erozyon tehdidi altýnda bulunan arazilerin kalýcý bitki örtülerine tahsisi saðlanacaktýr.” Parti ve hükümet programlarý ile seçim beyannamesi arasýndaki büyük farklýlýk, iyimser yaklaþýmla anýlan metinlerin farklý kalemlerden çýkmýþ olmalarýna baðlanabilecekse de, daha gerçekçi bir bakýþla söz konusu durum, partinin kapsamlý, tutarlý bir çevre politikasýnýn bulunmadýðýnýn bir iþareti olarak da yorumlanabilir. Bu varsayýmýn doðruluðunu güçlendiren bir baþka kanýt da, iktidarýn ilk yýlýnda uygulanacak ana politikalarý yansýtan 16 Kasým 2002 tarihli Acil Eylem Planý’nda çevreye iliþkin herhangi bir uygulama önerisinin yapýlmamasýdýr. Genelde bu tür belgelerde çevreye bütün ana baþlýklarýn sonunda, saðlýk ve eðitimden sonra “adet yerini bulsun diye” yer verildiði bilinmektedir. Bu kez, buna bile gerek görülmemiþ, yalnýzca, ulaþýmý ilgilendiren satýrlarda bir deðinmeyle yetinilmiþtir: “Ulaþýmýn alt sektörleri arasýndaki bütünleþme temin edilecek, ekonomik büyüme amacýna en fazla katkýnýn saðlanmasý ve çevreyi tahrip etmeyen bir ulaþtýrma alt yapýsý oluþturulacaktýr.” C.Çevre Yönetiminde Kökten Deðiþiklikler AKP’nin çevre politikalarýný masaya yatýrýrken yalnýzca yasama çalýþmalarýnýn dikkate alýnmasý gerçeðin ancak bir bölümünü görmemize olanak tanýyacaktýr. Daha önce de deðinildiði gibi, bunlarýn çoðunu, parti tabanýný tatmin etmeye ya da sermayenin büyüme gereksinimi karþýlamaya yönelik yasalar oluþtursa da, AB giriþ sürecinin zorlamasýyla çevre yönetiminde eksikliði duyulan çok sayýda düzenleme yürürlüðe girmiþ bulunuyor. Bundan ötürü Partinin çevre konularýnda genel tutumunu mülkiye Cilt: XXX Sayý:252 301 çözümleyebilmek için iktidar döneminde merkezi yönetim uygulamalarýna, özellikle de yerel yönetimlerin faaliyetlerine odaklanmak zorunlu olacaktýr. Büyük kentler baþta olmak üzere yerel yönetimlerin önemli bölümünde AKP iktidarýna tanýklýk eden bu yýllar, çevresel deðerler ve kültürel varlýklar açýsýndan olumsuzluklarýn dönemi olarak kayýtlara geçecektir. Çevre yönetimi düzenini kökten deðiþtiren çok sayýda belgeye imza atýlan AKP dönemin temel özelliði, yukarýda da deðinildiði gibi, AB uyum sürecinin gerekleri ile ekonominin istemlerini uyumlaþtýrma çabasýdýr. Ekonomi ve ekolojide çaðý yakalama kaygýsýyla gündeme getirilen düzenlemeler kamuoyunda gereði gibi tartýþýlmadan, uzman çevrelerin görüþleri önemsenmeden yasalaþmýþtýr. Doðal varlýklarý ilgilendiren çok sayýda tasarýnýn TBMM Çevre Komisyonu’ndan geçmeden kabul edilmesi de bu tutumun bir sonucudur. Sözgelimi, Turizmi Teþvik Kanunu, Endüstri Bölgeleri Kanunu, Orman Kanunu, Kültür ve Tabiat Varlýklarýný Koruma Kanunu gibi belgeler hazýrlýk aþamasýnda Çevre Komisyonu’nca incelenmiþ deðildir (Talu, 2004). Çevre ve Orman Bakanlýklarýnýn Birleþtirilmesi Çevre ve Orman Bakanlýklarýnýn tek çatý altýnda toplanmasýnýn aslýnda AKP’nin çevre yönetiminin dönüþtürülmesine iliþkin ilk adýmý olduðu söylenebilir. Bu ilk giriþim bile aslýnda partinin çevre politikalarýnýn niteliðini anlamayý saðlayacak kimi ipuçlarý sunmaktadýr. 2003 yýlýndaki birleþtirme iþlemi, çevre sorunlarýný bütünleþik bir yaklaþýmla ele alma gereðinden kaynaklanmamýþ, kamu yönetimini liberal ilkeler doðrultusunda yeniden yapýlandýrma kaygýsýyla ve uluslararasý finans örgütlerinin “devleti küçültün” çaðrýlarýna bir yanýt olmak üzere gerçekleþtirilmiþtir. Daha çok ormancýlýk sektörünün ve orman köylerinin sorunlarýna odaklanan Orman Bakanlýðý’nýn yanýnda Çevre Bakanlýðý’nýn türlü kurumlar arasýnda eþgüdümü saðlama iþlevinin ikinci plana itilebileceði tehlikesi akla getirilmemiþtir. Yerel Yönetimlerde Yeniden Düzenleme Devletin küçültülmesi, özelleþtirme uygulamalarýnýn hýzlandýrýlmasý ve kamu yönetiminin iþletmecilik ilkeleri uyarýnca biçimlendirilmesi amacýyla hazýrlanan yeni yerel yönetim yasalarý çevre yönetimi sisteminde önemli etkiler yaratmýþtýr. Böylece, bir yandan yerel yönetimlerin yetkileri artýrýlýrken, bir yandan da katý atýk sorunu, içme suyu saðlanmasý gibi bütün büyük ölçekli kentsel altyapý projeleri küresel ekonomiye ve finans kuruluþlarýna açýlmýþtýr. Yerel yönetimlerin çevre konusunda yetkilerinin artýrýlmasýnýn ilke olarak yanlýþ bir tutum olduðu söylenemez. Ancak akçal kaynak, personel, araç-gereç ve deneyim yoksunu çok sayýda yerel birimin kendilerine yeni verilen görevleri ne ölçüde yerine getirebileceði üzerinde fazla 302 mülkiye Cilt: XXX Sayý:252 düþünülmemiþtir. Buna benzer biçimde, yine anýlan kamu yönetimi reformu süreci sýrasýnda ortadan kaldýrýlan Köy Hizmetleri Genel Müdürlüðü’nün kýrsal kesimde eskiden beri sürdürmekte olduðu hizmetlerin, þimdi belediyeler ve il özel idareleri tarafýndan ne ölçüde verimli ve etkili sürdürüldüðü araþtýrýlmaya muhtaçtýr. Çevre Kanunu’nda Yenilenme Çevre yönetiminin temel yasasý olan 2872 sayýlý Çevre Kanunu’nda deðiþiklik yapýlmasý AKP’nin çevre alanýnda önemli bir giriþimini oluþturuyor.1 Aradan geçen yirmi yýldan fazla süreden beri Türkiye ekonomisi ve ekolojisinde meydana gelen deðiþimler karþýsýnda 9 Aðustos 1983 tarihli temel yasanýn deðiþtirilmesinin bir zorunluluk halini almýþ olduðu söylenebilir. “Sürdürülebilir kalkýnma”, “stratejik çevresel deðerlendirme” gibi birtakým yeni kavramlar getiren ve çevreye karþý iþlenen suçlarda cezalarýn artýþýný öngören yasanýn eski düzenlemeden kökten deðiþikliðe gitmeden, özellikle AB uyum sürecindeki kimi eksiklikleri tamamlamak amacýyla hazýrlandýðý anlaþýlmaktadýr. Ancak AKP’nin çevre politikasýnýn temel özellikleri bu yasanýn yapýlmasýnda da etkisini göstermiþ, sözgelimi, petrol, jeotermal kaynaklar ve maden arama faaliyetleri çevresel etki deðerlendirmesi (ÇED) kapsamý dýþýnda tutulmuþtur. ÇED Süreci Sil Baþtan Ýktidar partisinin politikalarý, küresel ekonomiye eklemlenme ve ekonomik büyümeyi saðlamaya odaklandýðýndan, “yatýrýmlarý hýzlandýrma, yabancý sermayeyi çekme, piyasayý canlandýrma” amacýný taþýyan her giriþim sýrasýnda ilk olarak birtakým bürokratik engellerin kaldýrýlmasý gündeme gelmiþtir. Sözü edilen bürokratik engellerin baþýnda çevresel önlemler gelmekte, bunlar içinde de ÇED’in ayrý bir yeri bulunmaktadýr. Son dönemdeki yasal düzenlemelerin tipik özelliðinin ÇED sistemine birtakým istisnalarýn getirilmesi olduðu söylenebilir. Doðal varlýklarý bir an önce ekonominin iþleyiþine sokma düþüncesiyle, zaten çok da verimli iþlemeyen ÇED sistemine yapýlan ilk müdahale, daha önce yaklaþýk 117 gün süren ÇED sürecinin 35 güne düþürülmesidir. 2003 yýlýndaki yönetmelik deðiþikliði ile “ÇED ön araþtýrmasý”na baðlý tutulan projeler için rapor hazýrlama yükümlülüðüne son verilmiþ; bu kümeye giren faaliyetler için yalnýzca “proje tanýtým dosyasý”nýn hazýrlanmasý yeterli görülmüþ, bunlar için öngörülen “halkýn bilgilendirilmesi toplantýsý” da kaldýrýlmýþtýr.2 1 5491 sayýlý Çevre Kanunu’nda Deðiþiklik Yapýlmasýna Dair Kanun, RG 13.05.2006, S. 26167. 2 Çevresel Etki Deðerlendirmesi Yönetmeliði, RG 16.12.2003, S.25318. mülkiye Cilt: XXX Sayý:252 303 Yabancý sermaye giriþini engelleyen “bürokratik engelleri” aþmak üzere Kemal Derviþ döneminde, 2002 yýlýnda yasalaþan “Endüstri Bölgeleri Kanunu”nda3 2004 yýlýnda yapýlan deðiþikliklere de4 burada deðinmek gerekiyor. Aslýnda bu yasa da, AKP iktidarýnýn yerel yönetimleri güçlendirme isteðinin tutarlý, kapsamlý bir politikanýn sonucu olmadýðýný, bu birimlerle ilgili düzenlemelerdeki asýl amacýn sermaye akýþýnýn önündeki olasý yerel engellerin kaldýrýlmasý olduðunu ortaya koymaktadýr. Örneðin buna göre, endüstri bölgelerinde 1/5000 ölçekli planlar, yerel yönetimler yerine, Sanayi ve Ticaret Bakanlýðý’nca onaylanacaktýr. Yasa ile getirilen diðer yenilikler de ÇED sürecinin hýzlandýrýlmasýna yönelik: Buna göre, Bakanlýðýn, ÇED raporu ile ilgili inceleme, deðerlendirme ve karar verme süresi “en geç 2 ay” olarak belirlenmiþ; ayrýca ÇED için “olumlu” veya “gerekli deðildir” kararý alýnan etkinlikler için baþka hiçbir iþleme gerek kalmaksýzýn 15 gün içinde gereken bütün izin ve onaylarýn verilmesi, bütün bu iþlemlerin de üç ay içinde tamamlanmasý öngörülmüþtür. Çevresel deðerleri koruma kaygýlarýnýn ekonomik etkinlikler önünde bir engel olarak görülmesinin en çarpýcý örneklerinden birini de Maden Kanunu’nda5 yapýlan deðiþiklikler oluþturuyor. Getirilen yeni kurallara göre artýk orman alanlarý, koruma bölgeleri, sit alanlarý, su havzalarý, kýyý alanlarý, turizm bölgeleri gibi türlü ulusal ve uluslararasý düzenlemelerle koruma altýna alýnýp özel önlemler getirilen yerler madencilik faaliyetlerine açýlmaktadýr. Yeni düzenleme ile ÇED ve diðer izin iþlemlerinin ilgili kuruluþlar tarafýndan üç ayda bitirilmesi istenmekte; petrol, jeotermal kaynak ve maden arama faaliyetleri, ÇED kapsamý dýþýnda tutulmakta; rezervlerin yüzde 10’una kadar iþletilebileceði arama dönemi için herhangi bir çevresel koruma önlemi de öngörülmemektedir. Madencilik sektörünün geliþmesi için bu önlemler yeterli görülmemekte, Kültür ve Tabiat Varlýklarýný Koruma Yüksek Kurulu üyeleri arasýnda Maden Ýþleri Genel Müdürü ya da yardýmcýsýnýn yer almasý da saðlanarak adeta koruma sisteminin madencilik sektörünün gereksinimlerini de göz önünde bulundurarak iþlemesi istenmektedir.6 Diðer iktidarlar döneminde olduðu gibi Bergama’da maden iþletmesi aleyhine verilen çok sayýda yürütmeyi durdurma kararýný ya da kapatma cezasýný 3 4737 sayýlý Endüstri Bölgeleri Kanunu, RG 19.01.2002, S. 24645. 4 5195 sayýlý Endüstri Bölgeleri Kanununda Deðiþiklik Yapýlmasý Hakkýnda Kanun, RG 01.07.2004, S.25509. 5 5177 sayýlý Maden Kanununda ve Bazý Kanunlarda Deðiþiklik Yapýlmasýna Ýliþkin Kanun, RG 05.06.2004, S. 25483. 6 Maden Yasasýnda yapýlan deðiþiklik hakkýnda daha fazla bilgi için Bkz. 5177 Numaralý Maden Kanununda ve Bazý Kanunlarda Deðiþiklik Yapýlmasýna Ýliþkin Kanunun Deðerlendirilmesi (Arif Ali Cangý ve Ömer Erlat tarafýndan 3 Haziran 2004’de Cumhurbaþkaný’na gönderilen yazý), (http:// www.antimai.org/ba/arifcangi5177.htm). 304 mülkiye Cilt: XXX Sayý:252 uygulatmayan hükümetin, Maden Kanunu, Çevre Kanunu gibi düzenlemelerle petrol, maden arama ve iþletme faaliyetlerini ÇED süreci dýþýna çýkararak kendisini rahatlatmak istediði anlaþýlýyor. Çevre Suçlarýna Erteleme AB’ye katýlým sürecinin getirdiði yükümlülüklerin, çevre konularýnda daha duyarlý kararlarýn alýnmasýný saðlayabilecek bir ortam yaratabileceði, ancak uygulamada çoðu zaman ekonominin gereklerinin ve gündelik siyasetin zorlamalarýnýn bu kaygýlarýn önüne geçtiðine deðinilmiþti. Ceza Kanunu’na7 çevreye karþý suçlar için getirilen yaptýrýmlar bunun tipik bir örneðini oluþturuyor. Yasal düzenlemelere aykýrý olarak ve çevreye zarar verecek biçimde atýklarý topraða, suya ya da havaya býrakanlarýn altý aydan iki yýla kadar hapis ile cezalandýrýlmasýnýn öngörülmesini, ancak bu kurallarýn uygulamasýnýn iki yýl sonraya býrakýlmasýný söz konusu iki güçlü etmenin çatýþmasýnýn olaðan bir sonucu olarak deðerlendirmek gerekir. D.Doðal Varlýklarýn Ekonomiye Sunulmasý Korunmasý Gereken Alanlarýn Turizme Açýlmasý Ekonomik bunalýmý aþma yolunda turizm gelirlerinden büyük beklentisi olan hükümetin bu uðurdaki giriþimlerinin baþýnda Turizmi Teþvik Kanunu’nda yapýlan deðiþiklik gelmektedir.8 Türkiye’de doðal deðerlerin yitiminden önemli ölçüde sorumlu bulunan, orman ve kýyý alanlarýnda yatýrýmcýya arsa tahsisleri, elveriþli krediler öngören, turizm için kullanýlacak doðal ve tarihi alanlardaki planlama yetkilerini yerel yönetimlerden alýp merkezi yönetime aktaran yasa bilindiði gibi 12 Eylül dönemi ürünlerinden. 2003 yýlýnda yasada yapýlan deðiþiklikle orman ve mera alanlarý turizme daha geniþ biçimde açýlmakta, turizm bölgelerinde yerel yönetimler ve ilgili diðer kuruluþlar devre dýþý býrakýlarak Kültür ve Turizm Bakanlýðý imar ve planlamadan tek baþýna sorumlu hale getirilmekte, kamu kurum ve kuruluþlarýnýn elindeki tesis ve araziler Bakanlýða devredilmekte ve gerektiðinde bütün bir bölgeyi tek bir yatýrýmcýnýn yararlanmasýna sunmak üzere ancak savaþ gibi özel durumlarda kullanýlan “acele kamulaþtýrma”9 yetkisi gündeme getirilmektedir. 2006 yýlýnda çýkarýlan yönetmelikle,10 yeni adýyla “kültür ve turizm koruma ve geliþim 7 5237 sayýlý Türk Ceza Kanunu, RG 12.10.2004, S.25611. 8 4957 sayýlý Turizmi Teþvik Kanunu’nda Deðiþiklik Yapýlmasý Hakkýnda Kanun, RG 01.10.2003, S.25186. 9 2942 sayýlý Kamulaþtýrma Kanunu’nun yurt savunmasýnda uygulanacak 27. maddesine göre. 10 Kamu Taþýnmazlarýnýn Turizm Yatýrýmlarýna Tahsisi Hakkýnda Yönetmelik, RG 21.07.2006, S.26235. mülkiye Cilt: XXX Sayý:252 305 bölgeleri”ndeki ana yatýrýmcýlara söz konusu alanlarýn 75 yýllýðýna tahsis edilmesi olanaðýnýn getirildiðini de belirtmek gerekir. Yerel yönetimlerin güçlendirilmesini temel politikalarýndan biri olarak belirleyen hükümet, turizm yatýrýmcýlarýnýn beklentileri doðrultusunda -Endüstri Bölgeleri Kanunu’ndaki düzenlemeleri anýmsatýrcasýnamerkezi yönetimin yetkilerini artýran bir düzenlemeye gidebilmiþtir. Turizmi Teþvik Kanunu’nda yapýlan deðiþikliðin olumsuz sonuçlarýnýn ortaya çýkmasýnýn fazla uzun sürmediðini belirtmek gerekir. Antalya Sorgun’da ormanlýk alanda otel ve golf sahasý yapýlmak istenmesi, Bodrum civarýndakiler baþta olmak üzere bakir koylarýn turizme açýlmasýnýn gündeme getirilmesi bunlarýn yalnýzca birkaçý.11 Ormanlarýn Gelir Kaynaðý Olarak Görülmesi AKP’nin çevre politikalarý içinde ormanlarýn özel bir yer tuttuðunu, yalnýzca bu alana iliþkin getirilen düzenlemelerin incelenmesinin bile parti politikasý hakkýnda bir fikir vereceðini söylemek abartý olmayacaktýr. Gerçekten de niteliði gereði ormanlar yalnýzca kendi sektörüne iliþkin kararlarýn deðil, imar, turizm, tarým, sit alanlarý gibi çok sayýda konu için izlenen politikalarýn bir biçimde etkisi altýnda kalmaktadýr. Hükümetin ormanlara iliþkin ilk giriþimlerinden biri, 2003 yýlýnda, Karadeniz bölgesindeki seçmenlerin beklentilerini karþýlamak üzere, kýzýlaðaçlýklarý ve aþýlý kestanelikleri orman tanýmý kapsamýndan çýkararak meyveli aðaç kapsamýna almak istemesidir.12 Cumhurbaþkanýnýn yasayý geri çevirmesi ve Anayasa Mahkemesi’ne götürmesiyle 2004’de yürürlüðün durdurulmasý kararý13 alýnmýþ ve ardýndan ilgili madde iptal edilmiþtir.14 Ayný yasa ile 2873 sayýlý Milli Parklar Kanunu’na baðlý olan yerlerin ve bu alanlardaki yapý ve tesislerin 29 yýla kadar kiraya verilmesi olanaðý tanýnsa da, 2004 yýlýnda çýkarýlan 5192 sayýlý yasa ile ilgili madde deðiþtirilerek yalnýzca bu alanlarda üzerindeki yapý ve tesislerin 29 yýllýðýna kiraya verilebileceði hükmü getirilmiþtir.15 Ayný düzenlemenin savunma, ulaþým, enerji, haberleþme, su, atýk su, petrol, doðalgaz, altyapý ve katý atýk bertaraf tesisleri, baraj, gölet ve mezarlýklarýn da, “kamu yararý ve zaruret olmasý halinde” devlet ormanlarýnda yapýlmasýna olanak tanýdýðýný belirtmek gerekir. 11 Kültür ve Turizm Bakanlýðý’nýn Doðu Antalya Çevre Düzeni Planý’ný 28 Ocak 2004 tarihinde deðiþtirerek Sorgun Ormaný’ný golf ve otel alaný olarak ilan etmesi ve ardýndan 49 yýllýðýna kiraya verilen bu alanda iki otel ve iki golf sahasýnýn yapýlmasýnýn gündeme gelmesiyle binlerce aðacýn kesilmesi tehlikesi belirdi. Bakanlýk, Mart 2006’da iki tahsisten birini iptal etti ama doðal deðerlere vereceði zarardan ötürü deðil, söz konusu þirketin yükümlülükleri yerine getirememesinden dolayý. Danýþtay’da söz konusu tahsis kararlarýnýn iptali için açýlan davalar sürmektedir. 12 4999 sayýlý Orman Kanununda Deðiþiklik Yapýlmasýna Dair Kanun, RG 18.11.2003, S.25321. 13 AM E2003/100, K2004/6, 17.3.2004. 14 AM E2003/100, K2004/33, KG 17.3.2004. 15 5192 sayýlý Orman Kanununda Deðiþiklik Yapýlmasý Hakkýnda Kanun, 03.07.2004/25511. 306 mülkiye Cilt: XXX Sayý:252 2B Alanlarýnýn Satýþý AKP’nin çevresel deðerleri etkileyen giriþimleri içinde belki de en çok bilineni 2b tasarýsýdýr. Ýktidarýn ilk yýllarýndaki ekonomik sýkýntýya çare olarak düþünülen ve 25 milyar dolar civarýnda gelir saðlamasý umulan tasarý, orman niteliðini yitirmiþ alanlarýn satýþýna ve devlet ormanlarýnýn gerçek ya da tüzel kiþilerce iþletilebilmesine dayanmaktadýr. Gecekondularýn istilasýna uðramýþ, hatta üzerlerinde belediye kurulmuþ bölgelerin ön plana çýkarýlarak pazarlamasýnýn yapýldýðý tasarý bir anlamýyla ormanlýk alanlarda yasalara aykýrý biçimde yapýlmýþ yapýlara af anlamýna gelmektedir. Söz konusu araziler içinde, Sultanbeyli, Ümraniye, Beykoz gibi yerleþime açýlmýþ, orman niteliðini kesin olarak yitirmiþ alanlarýn çok küçük bir kesimi oluþturduðu ve 2b alanlarýnýn büyük ölçüde tekrar orman niteliðini kazanma potansiyeline sahip olduðu bilinmektedir. Ülkenin en yoksul kesimini oluþturan ve yýllýk geliri 300 dolardan fazla olmayan orman köylülerinin söz konusu satýþlardan ne ölçüde yararlanabileceði oldukça tartýþmalýdýr.16 Satýþ iþlemlerini gerçekleþtirebilmek için 2003 yýlýnda iki anayasa deðiþikliði tasarýsý hazýrlayan, ancak Cumhurbaþkaný engelini aþamayan hükümet þimdilik beklemeyi sürdürüyor. Kýyýlarýn Gözden Çýkarýlmasý Ekonomik etkinlikler ve özellikle turizm için sunduðu olanaklarla önemli bir rant kaynaðý olarak görülen kýyý alanlarý, týpký ormanlar gibi, AKP’nin izlediði politikalardan olumsuz biçimde etkilenen doðal varlýklarýn baþýnda geliyor. Kýyý Kanunu’nda deðiþikliði amaçlayan tasarý incelendiðinde, yapýlmak istenen deðiþikliklerin ardýnda koruma güdüsünün deðil, buralardan elde edilecek ekonomik yararý artýrma isteðinin bulunduðu hemen görülecektir. Tasarý, kýyý kuþaðý derinliðinin yerleþim alanlarýnda 50 metreye kadar düþürülmesini; kýyýda yapýlabilecek yapý ve tesis türlerinin çoðalmasýný; kýyý alanlarýndaki planlarýn hazýrlanmasý sürecine yatýrýmcýlarýn da dahil edilmesini; yatýrýmcýnýn önereceði imar planýna Bakanlýk ve ilgili kurum/kuruluþlarýn sýnýrlý bir sürede yanýt vermek zorunda kalmasýný; kýyý alan planlamasýnda yerel yönetimlerin yetkilerinin Bakanlýða devredilmesini; kýyý kuþaðýnýn yapýlaþma durumunun dikkate alýnarak belirlenmesini öngörmektedir. Turizm alanlarý ve endüstri bölgelerinde olduðu gibi, kýyýlarda da imar ve planlama yetkileri merkezi yönetime aktarýlmaya çalýþýlarak, yerel yönetimleri güçlendirme ilkesinin ancak sermayenin büyüme gereksinimine yanýt vereceði ölçüde geçerli olacaðý gösterilmiþtir. Kýyý Kanunu’nda ve ilgili yönetmeliklerde yapýlmak istenen deðiþiklikleri, “Dubai Kuleleri”, 16 Orman alanlarýnýn içinde bulunduðu sorunlar ve özellikle 2b sorunu için Bkz. Yücel Çaðlar, (2003a), “Ormancýlýk Ayný Zamanda Bir Alan Yönetim Etkinliðidir”, Planlama, S.1, s.52-64; Yücel Çaðlar (2003b), “Tarihsiz, Boyutsuz ve Derinliksiz ‘2B’ Tartýþmalarýna Katkýlar, Kamu Yönetimi Dünyasý, S.16, Ekim-Aralýk, s.9-29. mülkiye Cilt: XXX Sayý:252 307 “Galataport”, “Haydarpaþa Garý Projesi”, “Kuþadasý Liman Ýþletmesi”, “Karadeniz Sahil Yolu” gibi giriþimlerle birlikte deðerlendirmek gerekir. Bir anlamda yerel yönetimlerde doðal varlýklarý yalnýzca ekonomik getirisini ön plana çýkaran projeler geliþtirilmekte, yürütme ve yasama düzeyinde ise söz konusu giriþimlerin yasal ve yönetsel dayanaklarý oluþturulmak istenmektedir. Tarým Topraklarýnýn Kaybý ya da Cargill Sorunu Tarým topraklarýnýn korunmasý konusunda AKP’nin en önemli yasal giriþimi Temmuz 2005’de yürürlüðe giren “Toprak Koruma ve Arazi Kullanýmý Kanunu” olmuþtur. Adýnda “koruma” sözü geçen bir yasal düzenlemenin, 11 Ekim 2004 tarihinden önce, gerekli izinler alýnmadan tarým dýþý amaçlý kullanýma açýlmýþ iþletmeler için, iþgal edilen alanýn metrekaresine 5 YTL ödenerek af getirmesini nasýl yorumlamak gerekir? Yasanýn birinci sýnýf tarým topraklarý üzerine kurulu Cargill adlý küresel þirketin Türkiye’de faaliyetlerine devam edebilecek biçimde düzenlendiði biliniyor. Çok sayýda yasaya ve yargý kararýna raðmen faaliyetini sürdüren þirketin baskýsýný üzerinde hisseden hükümet, çareyi yine bir yasal düzenleme gerçekleþtirmede bulmuþtur.17 Meralarýn Maden, Petrol Faaliyetlerine ve Yerleþime Açýlmasý Meralarýn korunmasýný ve yararlanma koþullarýný düzenleyen 28 Þubat 1998 tarihli yasada gerçekleþtirilen deðiþiklikler de AKP’nin çevre politikalarýnýn genel çizgisi ile oldukça uyumlu görünüyor. 2004 yýlýnda ilgili yasada yapýlan deðiþiklikle bundan böyle, mera, yaylak ve kýþlak olarak kullanýlan alanlar gerektiðinde, maden ve petrol faaliyetleri, turizm yatýrýmlarý ve yerleþim yerleri için kullanýlabilecektir.18 Meralarýn kullanýþ amaçlarýnýn deðiþtiriliþinde bu önlemler yeterli görülmemiþ olacak ki, bir yýl sonra 2005’de bu kez ayný yasada bir baþka deðiþiklik yapýlarak imar planlarý içinde 17 1998 yýlýnda, Ýznik Gölü’ne yakýn bir alanda, Bursa Orhangazi’de, birinci sýnýf tarým topraklarý üzerine kurulu Cargill mýsýr iþleme tesisleri için Bursa 2. Ýdare Mahkemesi, 8 Temmuz 1998’de ve 12 Ocak 1999’da olmak üzere iki kez, iþletmeye yapý ruhsatý verilmesi kararý için yürütmeyi durdurma kararý vermiþti. Yargý kararlarýnýn uygulanmayýp iþletmenin faaliyete geçmesinin ardýndan da ayný mahkeme, 8 Kasým 2004’de, Bursa valiliðinin yapý ruhsatý vermesi kararýný iptal etmiþti. 2002 yýlýnda ise Danýþtay tarafýndan, söz konusu faaliyetin yapýlabilmesine olanak tanýyan Ýznik Gölü Çevre Düzeni Planý iptal edildi (Danýþtay 6. Dairesi, 26.11.2002 tarih ve E:2002/4839.K:2002/ 5652); söz konusu karar Danýþtay Dava Daireleri Genel Kurulu’nca onaylandý. ABD Baþkaný George W. Bush’un bile aracýlýk yaptýðý bir baský süreci sonunda, Cargill iþletmesinin kapladýðý alanlar 5 Temmuz 2005 tarihinde bir Bakanlar Kurulu kararý ile özel endüstri bölgesi haline getirildi. Bunun ardýndan Danýþtay 8.2.2006 tarihinde, söz konusu Bakanlar Kurulu kararý için yürütmeyi durdurma kararý verdi. 18 5178 sayýlý Mera Kanunu ile Bazý Kanunlarda Deðiþiklik Yapýlmasý Hakkýnda Kanun, RG 08.06.2004, S.25486. 308 mülkiye Cilt: XXX Sayý:252 yerleþim yeri olarak kullanýlan yerlerin Hazine adýna tescillerinin yapýlmasý öngörülmüþtür.19 Anýlan deðiþikliklerin daha önce mera alanlarýnda yapýlmýþ yapýlar için bir af anlamýna geldiði söylenebilir. Sit Alanlarýnýn Ýmara Açýlmasý Orman niteliðini kaybetmiþ yerlerin satýþýný öngören 2b tasarýsý ile ayný günlere denk gelen bir diðer giriþimi ise sit alanlarýnýn imara açýlmasý oluþturuyor. Önce, birinci derece doðal sit alanlarýnda, toplam inþaat alaný taþýnmazýn yüzölçümünün yüzde altýsýný geçmemek koþuluyla yapýlaþma olanaðý tanýnmasýný öngören bir tasarý hazýrlanmýþ, ardýndan da, yoðun tepkilerin gelmesi üzerine, yapýlaþma oranýnýn yüzde üçe düþürüleceði açýklanmýþtý. Kanun tasarýsý o denli hýzlý hazýrlanmýþtýr ki, sözü edilen alanlarýn çok sayýda uluslararasý antlaþma ile de korunduðu gözardý edilmiþ, sonradan da tasarý metnine taraf olunan uluslararasý sözleþme hükümlerinin saklý kalacaðý ibaresi eklenmek zorunda kalýnmýþtýr.20 Þimdilik bir kenara býrakýlmýþ olan giriþimin, bir süre sonra tekrar gündeme geleceði söylenebilir. Organik Tarým Kanunu AB uyum sürecinde gerçekleþtirilen yasal düzenlemelerden biri de Organik Tarým Kanunu.21 Organik tarým faaliyetlerinin yürütülmesi ve bu konuya iliþkin belgelerin verilmesi sürecini düzenleyen yasanýn en çarpýcý yönü, gerektiðinde denetleme yetkilerinin bakanlýk dýþý kuruluþlara býrakýlabilmesidir. Her ne kadar organik tarým faaliyetlerinin denetim ve belgelendirme iþlemlerinin bakanlýkça ya da yetkilendirilmiþ kuruluþlarca yapýlacaðý belirtilse de, söz konusu yetki kamu kurum ve kuruluþlarýna, özel sektör tüzel kiþilerine ve üniversitelere devredebilmektedir. Uygulamada söz konusu yetkinin daha çok özel kesimce kullandýrýlmasý fazla þaþýrtýcý olmayacaktýr. Tarihi-Kültürel Varlýklar AKP gibi muhafazakar deðerler üzerinde kurulu bir partinin tarihi-kültürel varlýklarýn korunup geliþtirilmesini temel politikalardan biri olarak belirlemesi beklenirdi. Ancak özellikle yerel yönetimlerin uygulamalarý ve merkezi düzeyde alýnan kararlar bu beklentileri çoktan boþa çýkarmýþ bulunuyor.22 Baþlý baþýna bir 19 5334 sayýlý Mera Kanununda Deðiþiklik Yapýlmasý Hakkýnda Kanun, RG 3.5.2005, S.25804. 20 Çevre Mühendisleri Odasý, Çevre Politikalarý, (5 Haziran 2003 Dünya Çevre Günü Ýçin Düzenlenen Panel, Kemal Anadol’un konuþmasý) Ankara, 2003, s.25. 21 5262 sayýlý Organik Tarým Kanunu, RG 01.12.2004, S. 25659. 22 AKP’nin koruma politikalarýnýn bir eleþtirisi için Bkz. Oktay Ekinci (2006), “Koruma Kültürü Devrimcidir”, Bilim ve Ütopya, S.144, Haziran 2006, s. 29. mülkiye Cilt: XXX Sayý:252 309 araþtýrma gerektirecek kadar kapsamlý olan bu konuya iliþkin þimdilik yalnýzca 2004 yýlýnda Kültür ve Tabiat Varlýklarýný Koruma Kanunu’nda23 yapýlan deðiþikliðe deðinmekle yetinelim. Tasarýnýn, tarihi-kültürel varlýklarýn korunmasýnda olumlu etkileri olacak kimi kurallar getirdiði söylenebilir. Bunlarýn baþýnda, yeni akçal kaynaklar yaratýlmasý ve yerel yönetimlerin koruma sürecine katýlmalarýnýn saðlanmasý geliyor. Koruma kurullarý kararlarýnýn bürokratlarýn aðýrlýkta olduðu ve gündelik siyasetin etkisini üzerinde kolayca hissedebilecek “Koruma Yüksek Kurulu” tarafýndan bozulabilmesinin ileride olumsuz sonuçlar doðurmasý beklenebilir.24 Yeni maden yasasýyla Kültür ve Tabiat Varlýklarýný Koruma Yüksek Kurulu üyeleri arasýnda Maden Ýþleri Genel Müdürü ya da yardýmcýsýna yer verilmesini de bir diðer olumsuz geliþme olarak anmak gerekiyor. Sonuç Son dönemde gündeme gelen yasal düzenlemeler, projeler ve giriþimler incelendiðinde, AKP’nin izlediði çevre politikalarý için yapýlabilecek en genel deðerlendirme, “partinin tutarlý bir çevre politikasýnýn bulunmadýðý biçiminde” olacaktýr. Ýktidarýn çevre politikalarýnýn belirlenmesinde iki çekim odaðý etkili olmaktadýr: AB’ye giriþ sürecinin zorunluluklarý ve serbest piyasa ekonomisinin gerekleri. Çevresel karar alma süreci AB’ye uyum sürecinin gereklerini yerine getirmek üzere iþletilmekte, yasa tasarýlarý genelde ilerleme raporlarýnda belirtilen eksik noktalarýn tamamlanmasýna yönelik olmakta, bunlar da genellikle kamuoyunda fazla tartýþýlmadan, demokratik kitle örgütlerinin, uzman çevrelerin görüþlerine önem verilmeden yaþama geçirilmektedir. Partinin çevre politikalarýnýn aldýðý yönde söz sahibi olan diðer etmen olan “ekonominin gerekleri” ise daha karmaþýk biçimde karþýmýza çýkmaktadýr. Parti tabanýndan ya da yerli/yabancý sermayeden gelen baskýlara göre yeni yasalarýn gündeme getirilmesi de bu durumla ilgilidir. Sözgelimi, Karadeniz sahil yolu, Cargill mýsýr iþletmesi, Bergama altýn madeni konularýnda AKP’nin tavrý öncekilerden farklý olmamýþ, yargý yerlerince alýnan onlarca “yürütmeyi durdurma” ve “iptal” kararlarýnýn hiçbiri uygulanmamýþtýr.25 23 5226 sayýlý Kültür ve Tabiat Varlýklarýný Koruma Kanunu ile Çeþitli Kanunlarda Deðiþiklik Yapýlmasý Hakkýnda Kanun, RG 27.07.2004, S. 25535. 24 Yasal düzenlemeye karþý yöneltilen eleþtiriler için Bkz. Oktay Ekinci, “Umut Yasasý’nda Kaygýlar”, Cumhuriyet, 12.08.2004; ODTÜ Mimarlýk Fakültesi Görüþü, 24.08.2004 (http:// www.mimarlarodasi.org.tr) ve TMMOB Mimarlar Odasý Görüþü, 05.07.2004 (http:// www.mimarist.org.tr). 25 Türkiye’nin Bergama’da yargý kararlarýnýn uygulanmamasý yüzünden, dava açan 325 Bergama köylüsüne, kiþi baþý 3.000 Euro borçlandýðýný bu arada belirtelim. Bkz. Hürriyet, 8 Temmuz 2006. 310 mülkiye Cilt: XXX Sayý:252 Çevre yönetiminin iþleyiþ biçimini kökten deðiþtirecek kararlarýn alýndýðý AKP iktidarý döneminin temel özelliðinin “demokratiklik”, “saydamlýk”, “katýlýmcýlýk” sloganlarý eþliðinde küresel ekonominin gereklerinin ve AB süreci zorunluluklarýnýn dayatmacý biçimde Türkiye’ye uyarlanmasý olduðu söylenebilir. Söz konusu uyarlamalarda da daha çok, parti tabanýnýn istemlerine, türlü ölçeklerdeki ekonomik/ siyasal güç odaklarýnýn baskýlarýna ve sermaye sahiplerinin gereksinimlerine kulak verilmiþtir. Kaynakça Ak Parti (Yýl Belirtilmemiþ), Seçim Beyannamesi: Herþey Türkiye Ýçin, Ankara. Algan, Nesrin ve Ayþe Kaya Dündar (2005), Türkiye’nin Çevre Konusunda Verdiði Sözler, TÜBA, Ankara. Birgün Gazetesi, “Çevre Kanunu Tasarýsýna Eleþtiri”, 30 Mayýs 2005. Çaðlar, Yücel (2003a), “Ormancýlýk Ayný Zamanda Bir Alan Yönetim Etkinliðidir”, Planlama, S.1, s.52-64. Çaðlar, Yücel (2003b), “Tarihsiz, Boyutsuz ve Derinliksiz ‘2B’ Tartýþmalarýna Katkýlar, Kamu Yönetimi Dünyasý, S.16, Ekim-Aralýk, s.9-29. Çaðlar, Yücel (2004), “Kamunun Yeniden Yapýlandýrýlmasý ve Çevre”, Çevre ve Mühendis, Mart 2004, S.26, s. 43-46. Çevre Mühendisleri Odasý (2003), Çevre Politikalarý, (5 Haziran 2003 Dünya Çevre Günü Ýçin Düzenlenen Panel, Kemal Anadol’un konuþmasý) Ankara, 2003, s.25. Çevre Mühendisleri Odasý (2005), 5 Haziran 2005 Dünya Çevre Günü Deðerlendirme Raporu, Ankara, 2005. Çevre Mühendisleri Odasý, 5491 sayýlý Çevre Kanununda Deðiþiklik Yapýlmasýna Dair Kanun Hakkýnda Çalýþma Raporu, (http://www.cmo.org.tr/yayin/rapor/cevrekan0606.php?altm=0606) Duru, Bülent (2003a), Kronik: “Doðal-Kültürel Varlýklar ve AKP: Orman Alanlarýnýn Satýþý Sit Alanlarýnýn Ýmara Açýlmasý”, A.Ü.SBF Dergisi, S.58/3, s.233-240. Duru, Bülent (2003b), “Ormanlarýn Özelleþtirilmesi, Kýyýlar ve Dünya Bankasý: Doðal Deðer mi, Ekonomik Kaynak mý?”, Planlama, S.1, s.47-51. Duru, Bülent (2005), “Küreselleþme, Avrupa Birliði ve Türkiye Çevresi”, Birikim, S.191, s.63-72. Duru, Bülent (2006), “Yeni Kýyý Kanunu Tasarýsýnýn Götürdükleri”, Memleket Mevzuat, S.13, s.1013. Ekinci, Oktay (2004), “Umut Yasasý’nda Kaygýlar”, Cumhuriyet, 12.08.2004. Ekinci, Oktay (2006), “Koruma Kültürü Devrimcidir”, Bilim ve Ütopya, S.144, Haziran 2006, s.2933. mülkiye Cilt: XXX Sayý:252 311 Geray, Cevat (2004), “Kamu Yönetiminin Yeniden Yapýlandýrýlmasýna Ýliþkin Yasal Düzenlemeye Toplu Bakýþ”, Mimarlýk, S.319, Eylül-Ekim, s.29-34. ODTÜ Mezunlarý Derneði, Çevre Kanununda Deðiþiklik Yapýlmasýna Dair Kanun Tasarýsý Üzerine ODTÜ Mezunlarý Derneði Görüþü, (http://www.odtumd.org.tr/calismagr/cevre/ cevre_kanunu_gorus.htm). Talu, Nuran (2004), TBMM’de Çevre Siyaseti, Nobel, Ankara. Ziraat Mühendisleri Odasý (2004), Son Yasal Düzenlemeler Kapsamýnda Toprak ve Su Kaynaklarýmýzýn Korunmasý Konusunda TMMOB Ziraat Mühendisleri Odasý’nýn Görüþleri, (http://www.zmo.org.tr). Ek 1:AKP Döneminde Çýkarýlan Çevre ile Ýlgili Kanunlar Kanun No 4848 4856 4898 4915 4965 4990 4999 5178 5192 5195 5199 5216 5225 5226 5262 5286 5346 5366 5304 5326 5334 5393 5400 5403 5491 312 Kanun Adý RG Tarihi/Sayý Kültür ve Turizm Bakanlýðý Teþkilat ve Görevleri Hakkýnda Kanun Çevre ve Orman Bakanlýðý Teþkilat ve Görevleri Hakkýnda Kanun Biyolojik Çeþitlilik Sözleþmesinin Biyogüvenlik Kartagena Protokolünün Onaylanmasýnýn Uygun Bulunduðuna Dair Kanun Kara Avcýlýðý Kanunu Orman Kanununda Deðiþiklik Yapýlmasýna Dair Kanun BM Ýklim Deðiþikliði Çerçeve Sözleþmesine Katýlmamýzýn Uygun Bulunduðuna Dair Kanun Orman Kanununda Deðiþiklik Yapýlmasýna Dair Kanun Mera Kanunu ile Bazý Kanunlarda Deðiþiklik Yapýlmasý Hakkýnda Kanun Orman Kanununda Deðiþiklik Yapýlmasýna Hakkýnda Kanun Endüstri Bölgeleri Kanununda Deðiþiklik Yapýlmasý Hakkýnda Kanun Hayvanlarý Koruma Kanunu Büyükþehir Belediyesi Kanunu Kültür Yatýrýmlarý ve Giriþimlerini Teþvik Kanunu Kültür ve Tabiat Varlýklarýný Koruma Kanunu ile Çeþitli Kanunlarda Deðiþiklik Yapýlmasý Hakkýnda Kanun Organik Tarým Kanunu Köy Hizmetleri Genel Müdürlüðünün Kaldýrýlmasý ve Bazý Kanunlarda Deðiþiklik Yapýlmasý Hakkýnda Kanun Yenilenebilir Enerji Kaynaklarýnýn Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlý Kullanýmýna Ýliþkin Kanun Yýpranan Tarihi ve Kültürel Taþýnmaz Varlýklarýn Yenilenerek Korunmasý ve Yaþatýlarak Kullanýlmasý Hakkýnda Kanun Kadastro Kanununda Deðiþiklik Yapýlmasýna Dair Kanun Kabahatler Kanunu Mera Kanununda Deðiþiklik Yapýlmasý Hakkýnda Kanun Belediye Kanunu Milli Parklar Kanununda Deðiþiklik Yapýlmasýna Dair Kanun Toprak Koruma ve Arazi Kullanýmý Kanunu Çevre Kanununda Deðiþiklik Yapýlmasýna Dair Kanun 29.04.2003/25093 08.05.2003/25102 24.06.2003/25148 11.07.2003/25165 Kab.T.31.07.2003 21.09.2003/25266 18.11.2003/25321 08.06.2004/25486 03.07.2004/25511 01.07.2004/25509 01.07.2004/25509 23.07. 2004/25531 21.07.2004/25529 27.07. 2004/25535 01.12.2004/25659 28.01.2005/25710 18.05.2005/2005 05.07.2005/25866 03.03.2005/25744 31.03.2005/25772 03.05.2005/25804 13.07.2005/25874 15.07.2005/25876 19.07.2005/25744 13.05.2006/26167 mülkiye Cilt: XXX Sayý:252 Ek 2: AKP Döneminde Taraf Olunan Çevre ile Ýlgili Uluslararasý Antlaþmalar Tarih 01.10.1996 Yer Ýzmir 15-17.09.1997 Montreal 03.12.1999 Pekin 22.09.1995 Cenevre 29.01.2000 Montreal 18.10.1999 Strazsburg 20.10.2000 Floransa Adý Akdeniz’de Tehlikeli Atýklarýn Sýnýrötesi Hareketleri ve Bertarafýndan Kaynaklanan Kirliliðin Önlenmesi Protokolünün Onaylanmasý Hakkýnda Karar. (Karar Sayýsý: 2004/6713) Gemilerden Kaynaklanan Kirliliðin Önlenmesi ve Acil Durumlarda Akdeniz’in Kirlenmesine Karþý Mücadelede Ýþbirliði Hakkýnda Protokole Çekince ile Katýlmamýzýn Onayýna Dair Karar.(Karar Sayýsý 2003/5584) Karadeniz Ekonomik Ýþbirliði (KEÝ) Örgütü ile Türkiye Arasýnda Karadeniz Ekonomik Ýþbirliði Parlamenter Asamblesi (KEÝPA) Uluslararasý Sekreteryasý için Ev Sahibi Ülke Anlaþmasý’nýn Onaylanmasý Hakkýnda Karar. (Karar Sayýsý 2003/5718) Karadeniz’in Kirliliðe Karþý Korunmasý Komisyonu ile Türkiye arasýnda Merkez Anlaþmasý’nýn Onaylanmasý Hakkýnda Karar. (Karar Sayýsý: 2003/5925) Karadeniz’in Kirliliðe Karþý Korunmasý Komisyonu’nun Ayrýcalýk ve Baðýþýklýklarýna Ýliþkin Anlaþmanýn Onaylanmasý Hakkýnda Karar (Karar Sayýsý: 2003/5900) Petrol Kirliliðine Karþý (1990 Tarihli) Hazýrlýklý Olma, Müdahale ve Ýþbirliði ile ilgili Uluslararasý Sözleþme ve Eklerine Katýlmamýzýn Uygun Bulunduðuna dair Kanun. Ozon Tabakasýný Ýncelten Maddelere dair Montreal Protokolü’nde Yapýlan Deðiþikliðin Onaylanmasýnýn Uygun Bulunmasý Hakkýnda Kanun (Karar Sayýsý: 2003/5900) Ozon Tabakasýný Ýncelten Maddelere dair Montreal Protokolü Deðiþikliðinin Onaylanmasý Hakkýnda Karar (Karar Sayýsý: 2003/6077) Tehlikeli Atýklarýn Sýnýrlarötesi Taþýnýmýnýn ve Bertaraf Edilmesinin Kontrolüne Ýliþkin Basel Sözleþmesi’ne Getirilen Deðiþikliðin Onaylanmasý Hakkýnda Karar. (Karar Sayýsý: 2003/5909) Biyolojik Çeþitlilik Sözleþmesi’nin Biyogüvenlik Kartagena Protokolü’nün Onaylanmasýnýn Uygun Bulunduðuna Dair Kanun. (Karar Sayýsý: 2003/5937) Ev Hayvanlarýnýn Korunmasýna Dair Avrupa Sözleþmesi’nin Onaylanmasý Hakkýnda Karar. (Karar Sayýsý: 2003/6168) Avrupa Peyzaj Sözleþmesi’nin Onaylanmasý Hakkýnda Karar. (Karar Sayýsý: 2003/5908) Türkiye’nin Avrupa Çevre Ajansý ve Avrupa Bilgi ve Gözlem Aðýna Katýlýmý Anlaþmasý’nýn Onayýna Dair Karar. (Karar Sayýsý: 2003/5325) RG Tarihi/Sayý 14.01.2004/25346 20.05.2003/25113 04.07.2003/25158 07.07.2003/25192 11.08.2003/25196 17.06.2003/25141 17.09.2003/25232 17.09.2003/25232 28.07.2003/25182 11.08.2003/25196 20.10.2003/25265 27.07.2003/25181 18.03.2002/25052 Kaynak: Nesrin Algan ve Ayþe Kaya Dündar, Türkiye’nin Çevre Konusunda Verdiði Sözler, TÜBA, Ankara, 2005, s. 116-128. mülkiye Cilt: XXX Sayý:252 313