türkiye`de dış ticaret politikaları ve dış borç sorunu 1980- 1988

advertisement
TÜRKİYE'DE DIŞ TİCARET POLİTİKALARI
VE
DIŞ BORÇ SORUNU
1980- 1988
Doç.Dr. Ziya Öniş
Kasım 1989
Haznedar, Menderes Cd. No: 25/2 34600 Bakırköy-lstanbul
Tel: 556 04 43
İÇİNDEKİLER
Sayfa
ÖNSÖZ
1
GİRİŞ
3
L 1980-1988 DÖNEMİ TÜRKİYE EKONOMİSİ
5
1. 1980 Yapısal Reform Programı
2 . Makroekonomik Dengesizlik Göstergeleri ve 1 9 7 3 - 1 9 7 9
Krizinin Kökenleri
3. 1980 Programının Kuramsal Temelleri
4. 1 9 8 0 - 1 9 8 8 Döneminin Anatomisi
5
6
11
15
I L İHRACAT ATILIMI İLE İLGİLİ GÖZLEM VE DEĞERLENDİRMELER
17
1 . İhracat Performansı: Temel Eğilimler
2. İhracatı Teşvik Önlemleri ve İhracat Artışlarını
Belirleyen Temel Etkenler
3. ihracat Artışlarını Belirleyen Etkenler:
Ekonometrik Sınamalar
4. İhracat Kesiminde Sınırlamalar Üzerine Bazı Düşünceler
17
34
38
ı ı L MALİ REFORM VE KAMU KESİMİ
42
1.
2.
3.
4.
42
53
62
23
Mali Kesim İle İlgili Temel Değişimler
Reel Faiz Oranlan ve Kredi-Mevduat Faiz Farkını Belirleyen Etkenler
Mali Kesim ve Yatınmlar: Yatın m Fonksiyonları
Kamu Kesimi: Finansman Dengesinin
Mali Kesim Üzerindeki Etkileri
5. İç Borç Sorunu
66
73
ı V . SERMAYE AKIMLARI VE DIŞ BORÇ SORUNU
76
1.
2.
3.
4.
76
85
97
Sermaye Akımlan ve Dış Borç Sorununun Kökenleri
Dış Borç Yapısı ve Göstergeleri
Dış Borçlann Vade Yapısı ve Kamu Yatırımları
Türkiye Ekonomisinin Dış Borç Göstergelerinin Çeşitli Ülke
Deneyimleri Işığında Değerlendirilmesi
5. Dış Borç Sorunu ve Dünya Ekonomisindeki Gelişmeler
100
110
V. SONUÇ VE POLİTİKA ÖNERİLERİ
124
KAYNAKLAR
127
ÖNSÖZ
Ülkemizde 19801i yıllarda uygulanan ekonomi politikalarının ağırlık noktalannı, dış ticaret açı klan n m azaltılması için ihracatın teşviki ile etkili bir faiz
politikası ve mali piyasalarda yeni düzenlemelerle, ülke ekonomisinde makro
dengelerin sağlanması oluşturmaktadır. Aynı dönem içinde kamu kesimi fi­
nansmanı ve iç borçlar ile dış borçlarda kaydedilen gelişmeler gerek ortaya
çıkış nedenleri, gerekse Türkiye ekonomisi üzerindeki etkileri bakımından
bilhassa dikkate değer bulunmaktadır.
Karşılaşılan ekonomik sorunlann önemli bir bölümünü oluşturan bu kon­
ulara ışık tutmak amacıyla hazırlanmış olan çalışma beş bölümden oluş­
maktadır. Birinci bölümde 1980-1985 dönemindeki temel makro ekonomik
göstergeler ve dengelerin tanıtımı, ikinci bölümde, ihracatta gösterilmiş olan
performans ile teşvik edici ve belirleyici unsurlann tespiti, üçüncü bölümde
mali kesim ile kamu finansman dengesi, yatırımlar ve iç borçlar arasındaki
ilişkiler ve uygulanan politikalar, dördüncü bölümde dış ülkelerle karşılaş­
tırmalı olarak kaynak transferleri ve dış borç yükü incelenmekte, beşinci
bölümde ise sonuçlar ışığında uygulanmasında yarar görülen politikalara yer
verilmektedir.
Çalışmayı hazırlamış olan Doç.Dr. Ziya Öniş'e teşekkür eder, elde edilen
sonuçlann ekonomik sorunlann kapsamlı bir şekilde anlaşılmasında üyeleri­
mize ve ilgililere yardımcı olmasını dileriz.
Genel Sekreter
Prof.Dr. İsmail Özaslan
GİRİŞ
1980 sonrası dönemde Türkiye'nin dış borçlan önemli boyutlarda artış
göstermiş ve 1987 yılında en yüksek düzeyine ulaşmıştır. 1980 yılında 15
milyar 261 milyon dolar olarak belirlenen dış borçlar, 1987 yılında 38 milyar
304 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Dış borçlardaki artışlara paralel olarak dış borç - GSMH oranı da 1988 yılına kadar sürekli artış kaydetmiştir.
1980 yılında yüzde 25.7 olarak gerçekleşen dış borç - GSMH oranı, 1987
yılında yüzde 56.1 gibi yüksek bir seviyeye ulaşmıştır. Sorun, dış borç GSMH kriteri açısından ele alındığında, Türkiye'nin "ciddi borç sorunu olan"
ülkeler sınıflandırmasına dahil olduğu ve aynı zamanda Brezilya ve Meksi­
ka gibi Latin Amerika ülkelerinden fazla farklılık göstermediği ortaya çık­
maktadır.
Ancak, dış borç sorununun diğer boyutları gözönüne alındığında farklı
bir tablonun oluştuğu gözlenmektedir. Örneğin 1988 yılında Türkiye'nin dış
borçlarında ve buna paralel olarak dış borç - GSMH oranında bir gerileme
söz konusudur. Aynca 1980 sonrasında Türkiye ihracatını ve diğer görün­
meyen kalemler kapsamındaki döviz gelirlerini hızla arttırmış ve ülkenin dış
borç ödeme kapasitesinde önemli bir iyileşme gerçekleşmiştir. Döviz gelirle­
rindeki artışlar neticesinde dış borç ana para ve faiz ödemeleri kesintisiz bir
şekilde sürdürülebilmiştir. Halihazırda, Türkiye ciddi bir borç bunalımı yaşa­
dıktan sonra önemli boyutlarda ve normal piyasa şartları altında uluslara­
rası finans piyasalarından borçlanabilen nadir ülkelerden biridir.
Genelde Türkiye'nin dış borç yapısı Latin Amerika ülkelerinden iki önemli farklılık göstermektedir : (i) İhracat dış borç göstergesi açısından
Türkiye çok daha olumlu bir konuma sahiptir, (ii) Ticari bankalara olan borç­
lar, Türkiye'nin toplam dış borçlarının sınırlı bir bölümünü oluşturmaktadır.
Dolayısıyla Türkiye'nin söz konusu bankalann yüksek ve değişken faiz uy­
gulamalarına fazla duyarlı olmadığı gözlenmektedir. Türkiye'nin son yıllarda
uluslararası piyasalardan tahvil ihracı gibi yeni araçlar kanalıyla borçlanabil­
mesi ülkenin kredi itibannın oldukça yüksek düzeyde seyrettiğine işaret et­
mektedir.
Dış borç sorununun gündeme gelmesine paralel olarak, konu ile ilgili
bazı önemli araştırmalar gerçekleştirilmiştir (Celasun and Rodrik, 1988;
TÜSİAD 1987; Olgun, Togan and Akder, 1988). Türkiye Ekonomisi'ni ince­
lemeye yönelik bir çok araştırmada Türkiye'deki gelişmeleri uluslararası ekonomideki gelişmelerden ve diğer yarı sanayileşmiş ülkelerin deneyimle­
rinden soyutlama eğilimi mevcuttur. Dolayısıyla inceleme çoğu kez tek ülke
bazında ve mekanik modeller kapsamında gerçekleştirilmektedir. Çalışma­
mız Türkiye'nin dış borç sorununu mukayeseli bir çerçeve içinde inceleye­
rek bu alandaki önemli bir boşluğu doldurmayı amaçlamaktadır. Türkiye'nin
dış borç performansı tarihsel bir perspektif içinde ve farklı dış ticaret ve sanayileşnne stratejileri uygulamış ekonomilerin deneyimleri ışığında ele alına­
caktır.
Buna ilave olarak, Türkiye'nin dış borç yapısının sağlıklı bir analizi,
1980-1988 dönemi Türkiye Ekonomisindeki gelişmelerin bir bütün olarak
değerlendirilmesini gerektirmektedir. Türkiye ekonomisindeki gelişmelerin
makro düzeyde ele alınması (a) ekonomide ne tür baskıların hızlı borçlan­
maya yol açtığı (b) orta vadede dış borç ödeme kapasitesinin ne tür geliş­
meler göstereceği konulanna ışık tutacaktır. Bu doğrultuda mali kesim, ihra­
cat performansı ve dış borç sorunu arasındaki ilişkiler zincirinin aynntılı bir
biçimde incelenmesi gerekmektedir. Finans kesiminde yaşanan darboğaz­
lar ve özellikle kamu kesimi finansman ihtiyaçlarının mali kesim üzerindeki
etkileri, Türkiye'nin dış borç sorununu kavramak açısından büyük önem ka­
zanmaktadır. Aynı şekilde, ihracat kesimindeki sorunlar, dış borç ödeme
kapasitesini belirlemek açısından birinci derecede önemli bir etken oluştur­
maktadır. Dolayısıyla, çalışmamızın önemli bir özelliği de mali kesim, ihra­
cat performansı ve dış borç sorunu arasındaki organik ilişkileri ortaya koy­
maya yönelik üç boyutlu "yapısal" bir analiz içermesinden kaynaklanmak­
tadır.
BİRİNCİ BÖLÜM
1980-1988 DÖNEMİ TÜRKİYE EKONOMİSİ
1. 1980 YAPISAL REFORM PROGRAMI
Türkiye Ekonomisi'nde 197011 yılların ikinci yansında ciddi bir dış öde­
meler dengesi krizinin yarattığı ithalat smırlamalan, yüksek boyutlu enflas­
yon ve düşük büyüme hızlarını beraberinde getirmiştir. Dış ödemeler den­
gesi krizi 1977-1979 döneminde doruk noktasına ulaşmış, ancak söz konu­
su dönemde uygulamaya konan istikrar önlemleri süreklilik kazanmamış ve
başarılı sonuçlar elde edilememiştir. 1980 yılının ilk ayından itibaren istikrar
sağlamaya ve sağlıklı bir büyüme ortamı yaratmaya yönelik bir reform prog­
ramı uygulamaya konmuştur.
Talebin kısılması ve devalüasyon yolu ile enflasyonun kontrol altına
alınması ve dış ödemeler dengesi açığının kapatılması programın kısa va­
deli hedeflerini oluşturmaktadır. Ancak kısa süreli hedefler programın sade­
ce bir bölümünü teşkil etmektedir.
Programın ikinci bölümü piyasa mekanizmasına işlerlik sağlanması yo­
luyla büyüme sürecine süreklilik kazandırmaya yönelik yapısal reform ön­
lemlerini kapsamaktadır.
Uygulamaya konan program özellikle IMF, Dünya Bankası ve GECD ül­
keleri tarafından büyük çapta desteklenmiştir. Örneğin 1980-1985 dönemin­
de IMF tarafından 1.7 milyar SDR dolayında kredi açılmış ve 1.5 milyar
SDR tutanndaki büyük çoğunluğu kullanılmış bulunmaktadır. Dünya Ban­
kası tarafından "Yapısal Uyum Kredileri" kapsamında 1.6 milyar dolar kredi
açılmıştır. Söz konusu krediler dışında gerek resmi, gerek özel kaynaklı dış
borçların önemli bir bölümü ertelenmiştir (Kopits, 1987).
Yapısal reformların özellikle yoğunlaştığı alanlar şunlardır:
(i) Faiz oranları ve döviz gibi kilit fiyatların serbestleştirilmesi,
(ii) İhracatı teşvik önlemleri,
(İÜ) İthalat rejiminin liberalleşmesi,
(iv) Finans kesimi ile ilgili önlemler,
(v) Kirlerin genel bütçeden bağımsız çalışmalanna olanak sağlayacak
serbest fiyat uygulamalarına geçilmesi,
(vi) Vergi reformu.
Ancak ithalat rejiminin liberalleşmesi büyük çapta 1984 yılının başında
gerçekleşmiştir (Olgun ve Togan, 1984). İthalat rejimi ile ilgili önlemlerin
programın ileri safhalarında uygulanması Türkiye deneyimini diğer yansanayileşmiş ülkelerin deneyimlerinden farklı kılan bir özellik olarak nitelen­
dirilebilir.
Reform programmın genelde başarılı sonuçlar verdiği birçok incele­
meci tarafından kabul edilmektedir (Olgun ve Togan, 1984: Kopits, 1987).
1980 yılında eksi olarak gerçekleşen büyüme hızı, 1980-1986 döneminde
oldukça yüksek düzeylere ulaşmıştır. İhracat alanında gözlenen hızlı ve
önemli boyutlardaki artış dönemin en fazla dikkat çeken özelliklerinden bi­
ridir. Dış ticaret hadlerinin aleyhte geliştiği ve dış talebin büyümesi açısın­
dan son derece olumsuz şartlann bulunduğu bir ortamda özellikle sınai ma­
mulleri ihracatındaki hızlı artış önemli bir başarı göstergesi olarak nitelendi­
rilebilir.
Çalışmamızda reform programının büyümenin smırlannı belirleyen üç
temel boyutu üzerinde durulmaktadır: (a) ihracat teşvik önlemleri ve ihracat
performansını belirleyen etkenler, (b) finans kesiminde gerçekleştirilen
değişimler ve söz konusu değişimlerin tasarruf ve yatırımlar üzerindeki etki­
leri, (c) sermaye akımları ve dış borç sorunu.
2. MAKROEKONOMİK DENGESİZLİK GÖSTERGELERİ VE
1977-1979 KRİZİNİN KÖKENLERİ
1980 sonrası gelişmelerin sağlıklı bir değerlendirmesinin yapılabilmesi
açısından 1977-1979 krizinin kökenlerinin incelenmesi anlamlı olacaktır.
Krizin nedenleri üç ayrı başlık altında incelenebilir:
(a) içe dönük veya ithal ikamesine dayalı sanayileşme modelinin yarat­
tığı olumsuz etkiler,
(b) hatalı makroekonomik politikalar,
(c) dış şoklar.
(A) İthal İkamesine Dayalı Sanayileşme Stratejisinin Olumsuz
Etkileri (Öniş, 1987)
Türkiye ekonomisi 1970'li yılların başlarından itibaren ithal ikamesinin
ikinci ve zor aşaması olarak sınıflandırılabilecek ara malları ve sermaye
mallan ikamesi dönemine geçmiştir. Üçüncü ve Dördüncü Beş Yıllık Planlar
incelendiğinde ara ve sermaye malları ikamesine dayalı bir sanayileşme
modelini aralıksız sürdürme çabaları açıkça görülmektedir. 1973-1974 pet­
rol krizinin yarattığı olumsuz ortama rağmen herhangi bir strateji değişikliği
söz konusu olmamıştır. İşçi dövizleri ve Avrupa Kredi piyasalarından borç­
lanma olanakları gibi dışsal ve tesadüfi etkenler 1970-1979 döneminde yük­
sek boyutlu büyüme hızlarının sağlanmasına izin vermiştir.
Olumlu dışsal etkenlerin varlığı ekonominin arz cephesinden kaynakla­
nan sınırlamaları gizlemekte yardımcı olmuştur. Krueger ve Tuncer (1982)
tarafından gerçekleştirilen bir araştırmada ithal ikamesi stratejisinin birinci
safhasını oluşturan Birinci Plan döneminde (1963-1967) "toplam faktör ve­
rimliliği" büyüme hızı % 3.2 olarak hesaplanmıştır. Ancak Üçüncü Plan dö­
nemine rastlayan 1973-1976 yılları arasında toplam faktör verimliliği
büyüme hızının %-1.18 olarak gerçekleştiği görülmektedir. Dolayısıyla ima­
lat sanayiinde verimlilik artışlarının içe dönük sanayileşme stratejisinin ileri
safhalarında düşüş kaydettiği çeşitli araştırmalarla ortaya konmaktadır.
Bir başka araştırmada, çeşitli dönemlerde sanayileşmenin kaynakları
incelenmiş ve ilginç bulgular ortaya çıkmıştır (Celasun, 1983). 1970'li yıllar­
da ithal ikamesi çabalarının kesintisiz sürdürülmesine rağmen ithal ikamesi­
nin büyümeye olan katkısının negatif olarak gerçekleştiği ve ekonominin
ithalata olan bağımlılığında bir artış kaydedildiği vurgulanmaktadır. Dola­
yısıyla dış şoklardan bağımsız olarak 1970'li yıllarda uygulanan uzun dö­
nemli sanayileşme stratejisi neticeside ekonominin büyüme kapasitesinde
bir azalma olduğu görülmektedir.
(B) Hatalı Makroekonomik Politikalar
1973-1974 petrol krizi sonrasında makroekonomi politika uygulamala­
rında bazı önemli hatalar kaydedilmiştir.
(i) Arz kökenli dış şokların olumsuz etkileri otoriteler tarafından para ar­
zı artışları gibi talebe yönelik politikalar tarafından önlenmeye çalışılmıştır.
Dolayısıyla herhangi bir yapısal uyum sürecine girilmemiştir. Bütçe açıklan
ve para arzında meydana gelen önemli artışlar enflasyonu körüklemiş ve
dış ödemeler dengesini olumsuz yönde etkilemiştir.
(ii) Enflasyon oranındaki önemli artışlara rağmen döviz kuru ve mevdu­
at faizleri sabit tutulmuştur. Aşın değer kazanan döviz kuru ithalatı teşvik
edici ve ihracatı caydırıcı bir rol oynamış, dış ödemeler dengesi üzerinde
olumsuz bir etki yaratmıştır. Negatif reel faiz oranlan ise tasarrufların ve
yatırımların verimliliğinin düşmesine aynı zamanda enflasyonun hızlanma­
sına yol açmıştır (Olgun ve Togan, 1984; Riedel 1987).
Politika araçları, makroekonomik dengesizlikler ve büyüme arasındaki
nedensellik ilişkileri aşağıdaki grafikte açıkça gösterilmektedir.
Politika Araçları ve 1977-1979 Krizinin Kökenleri
Büyüme Hızının Düşüşü
Tasarrufların ve
Yatınmlann Verimlliliğinin Azalmas
Dış Ticaret
Açığı
1
1
Negatif Reel
Faiz Oranları
Döviz Kurunun
Aşırı Değer
Kazanması
Sabit Nominal
Faiz Oranı
Sabit Döviz
Kuru
Enflasyon
j.
Para Arzı Artışları
Fiyat
Kontrolleri
KİT ve Bütçe
Açıklan
Arz Sınırlamalanna Rağmen
Yüksek Büyüme Hedefleri
3
E
CO
00
CM
CM
CD
I
CD
CD
CD
CO
o
CD
N:
CD
CD
^ c
CD
CD
•43 Co
o
CD
E
cr
If
CO
QE
Û E
T- Ö > O C 3 ^ r ^ C 0 O C ^ C 0 C X ) O ^
o CDC\i^°CO^°CMC0^CsiCM^C\i
C/3
Ü
CD
û
13
N
N O
"(/)
CD
CD
Ü
O
>
N .Hi
o
Co
<
CD
CD
CL
=
>-
Co
^
CD O
CO
CD
Q
2
-T
Co
C
"E
c:
.
LU .b:
c/) 2
>
o
^
- J O) CD
•55
I CD
CD
<Dor^iococ3)CDr^
|co^ör-.°ıdcDcx)r^r^ıriır-'
' C O C O C D C D C O I O C M I O I O C M ' ^ iO
CD ^
CJ>
CD
10 CD h-. ^
C3I
00 1 0 CD 00 CD 00 ^ CD c^J 10
CO CD CO
CO CO 1 0 1 0 00 00 ^
h-OOCDOt-CMCO^LOCDr^CX)
r^r^r>-cx5cx)ooooa>oocx)oooo
s 13
|1
1:1
^ Q o
îr
'o^
(D
I
^
^
CD
O
r^<Nİ<M'cD^'(Nİ^C\İx-^(Nİ^^
CD
Q
00
00
>5)
CD
I
CD
^^co^pcDcgoooo^^ooocD
o
o
ym o^ öE
3= n 3 2 ? - O O X - ' o o T - ( M o ^ ' ^ c d < ^ ^
CD
o
^
Û
CD
s
.
I I
;< "E
I- g )0)
c
o
c
03
Ûû
N
c:
>^ i5 'a3[ ın V- 00
r^cjiqcqcvicDCDcq
Q. >l c
^ o ^o ^ S c00o r ^ c i c i c o c D C M o o
LU
a
( M i n C D ^ C O C M C O l O ^ C M C O C D
(D
o
Ç5
o
c cd
UJ e
jii: LL
•+=
O) c d
E
CO o
CD
2 : İ N|
0> CD
^.
cö cvi 9
^^'coıriıoodr^^
CD
O S
C
Q —
<
h - O O C D O ^ C M C O ' ^ L O C D r ^ O O
r^r^r^oooooooooooooooooo
><
isi
(c) Dış Şoklar
Türkiye Ekonomisi 1974 sonrasında önemli boyutlarda dış şoklarla kar­
şı karşıya bırakılmıştır. 1973-1974 ve 1978-1979 petrol krizleri ile söz konu­
su şoklara uyum sağlamak amacıyla uygulanan politikalar, ekonominin dış
ödemeler dengesi krizine girme sürecine hız kazandırmıştır. 1974-1978 dö­
neminde dış şoklann milli gelire oranı yüzde 5.4 olarak hesaplanmıştır (Balassa, 1984b). Dış şoklann önemli bir bölümü dış ticaret hadlerindeki olum­
suz gelişmelerden kaynaklanmaktadır. Ancak salt dış şokların katkısı fazla
abartılmamalıdır. Dış şokların milli gelire oranının artış gösterdiği 19811982 yıllarının başarılı bir döneme rastlaması dikkati çekici ve üzerinde du­
rulması gereken bir gelişmedir.
TABLO 3
Dış Şoklann Evrimi ve Kökenleri, 1979-1983
(Yüzde Oranlar)
Dış Şoklar-GSMH
lâZâ
im
İMİ
1982
1.5
4.5
7.0
8.2
Dış Şokların Dağılımı
(Toplam Dış Şoklann Yüzde Oranlan)
Dış Ticaret Hadleri
İhracat Hacmi
Faiz Oranlan
35.9
5.4
58.7
68.0
58.0
27.2
71.6
4.5
23.8
77.8
5.9
36.3
1979-1982
5.4
70.9
5.2
23.9
KAYNAK: Balassa and Mc Carthy Adjustment Policies in Developing
Countries, 1979-1982. An Update. World Bank Staff Work
ing Papers, No.675, 1984.
3_ 1980 PROGRAMININ KURAMSAL TEMELLERİ
Faiz oranlannın serbestleştirilmesi ve esnek kur politikası, programın
kısa dönem istikrar ve uzun dönem büyüme hedefleri arasında köprü kuran
iki temel özelliğidir.
(A) Reel Kur Değişimleri ve "Bağımlı Ekonomi Modeli"
Esnek kur uygulamasının amacı ticarete konu olan malların (T) fiyatını,
hizmetler kesimi gibi ticarete konu olmayan mallann (NT) fiyatlanna göreli
olarak yükseltip, kaynakların ihracata yönelik alanlara kaymasını sağla­
maktır. P j başlangıç noktası olarak ele alındığında, ticarete konu olan mal­
ların talebinin söz konusu mallann arzından daha fazla olduğu, dolayısıyla
dış ödemeler dengesi açığı ile karşı karşıya kalındığı görülmektedir.
Ödemeler dengesi açığının kapanabilmesi için pT artışı gerekmektedir. Ti­
carete konu olan mallann fiyatlarındaki artış ihracatı teşvik edecek, diğer ta­
raftan ithal malları fiyatlarındaki artış nedeniyle ithalata olan talebin
kısılması mümkün olacaktır. Gerek arz artışlan gerek talep kısılması yoluy­
la dış denge sağlanacaktır. P"^artışı dış ticarete konu olmayan mallar kesi­
minde ilave etkilere yol açacaktır. Ekonominin tam istihdam şartları altında
çalıştığı varsayımıyla (T) kesimindeki arz artışına paralel olarak (NT) kesi­
minde arz eğrisi ileri doğru kayacaktır. Buna ek olarak (T) kesiminden (NT)
kesime talep kayması söz konusu olacaktır. (NT) kesiminde denge duru­
munda fiyatlarda artış üretimde ise düşüş kaydedilecektir.
Devalüasyon göreli fiyatları dış ticarete konu ûlan mallar lehine
değiştirerek, ihracatı ve dış ödemeler dengesini olumlu yönde etkilemekte­
dir (P|/PQ > F^^ /F^^ , bknz. Şekil 1). Ancak devalüasyon sonrasında ge­
nel fiyat seviyesinde bir artış gerçekleşecektir. Devalüasyon talep sınırlayıcı
para ve maliye politikaları ile desteklenmediği takdirde döviz kurundaki
değişimler enflasyonu beraberinde getirecektir (Cline, 1983; Khan, 1987;
Ahamet, 1986).
(B) Reel Faiz Oranları ve Finans Kesiminin Liberalleşmesi:
McKinnon-Shaw Hipotezi
Faiz oranlannın hükümet tarafından belirlendiği ve denge faiz oranının
altında tutulduğu bir ekonominin özellikleri aşağıdaki şekilde gösterilmek­
tedir. Reel faiz oranı, nominal faiz oranı eksi beklenen enflasyon oranı ola­
rak tanımlanabilir. Nominal faiz oranlarının yüksek boyutlu enflasyona rağ­
men sabit tutulduğu durumlarda reel faiz oranları eksi değerler almaktadır.
Reel faiz oranlannın negatif düzeylerde seyrettiği, mali baskı altındaki eko­
nomilerde tasarruflar sınırlanmakta, dolayısıyla yatınmlar ve büyüme hedef­
leri olumsuz yönde etkilenmektedir. Buna ilave olarak mali baskı altında
olan bir ekonomide faiz oranlan sermayenin verimli alanlara kaydırılması
doğrultusundaki temel işlevini yerine getirememektedir (McKinnon, 1973;
Shaw, 1973, Fry, 1980; Khan, 1987). Denge şartları altında oluşan reel faiz
düzeyinde kabul edilmemesi gereken projeler reel faiz oranlarının çok dü­
şük olduğu dönemlerde kârlı olmaktadır. Reel faiz oranlarının düşük tutul­
duğu dönemlerde yatınmlann ortalama verimliliği azalmakta, marjinal sermaye-üretim katsayısındaki artış büyüme hızı üzerinde olumsuz bir etki ya­
ratmaktadır.
(i) Dış Ticarete Konu Olan Mallar
Fiyat
Miktar
(ii) Dış Ticarete Konu Olmayan Mallar
.NT
F E
Şekil 1
Reel Kur Değişimlerinin Etkileri
Miktar
Model mali baskmm ortadan kaldırılması için iki temel çözüm yolu
olduğunu göstermektedir: (a) nominal mevduat faizlerine uygulanan tavanın
kaldırılması, (b) enflasyon oranlannm düşürülmesi. Her iki durumda da reel
faiz oranları yükselecek, reel faiz artışlara tasarruflarda ve dolayısıyla yatı­
rımlarda artışa yol açacaktır. Yatın m artışları sonrasında gerçekleşen daha
yüksek büyüme hızlannın neticesinde tasarruf fonksiyonu tekrar dışan doğ­
ru kayacak ve dolayısıyla büyümeyi olumlu yönde etkileyen dinamik bir sü­
reç başlatılmış olacaktır. Reel faiz oranlarındaki artışlar paraya olan talebi
arttı-racak, mallara olan talebi azaltarak enflasyonun kontrol altına
alınmasını kolaylaştıracaktır. (Mc Kinnon, 1973). Yatırımların hacmindeki
artışa paralel olarak yüksek getiri oranları olan projelerin seçimi kanalıyla
yatınmlann verimliliğinde bir artış kaydedilecektir.
Her iki modelde de esnek bir üretim yapısı ve bireylerin fiyat teşvikleri­
ne son derece duyarlı olduklan bir ekonomik yapı varsayımından hareket
edilmektedir. Örneğin birinci modelde, göreli fiyatların değişimi neticesinde
kaynakların hızla ihracat kesimine kayacağı varsayımı hakim olmaktadır.
McKinnon-Shovv modeli ise bireylerin reel faiz oranlarındaki artışlara son
derece duyarlı oldukları ve gönüllü tasarruf lan n hızlı artacağı varsayımlan
üzerine kurulmuştur. Sonuç olarak her iki model, dolayısıyla reel kur ve faiz
oranlanndaki değişimlere ağırlık veren programlar, arz ve talep esneklikleri­
nin yüksek olduğu ekonomiler için geçerlilik kazanmaktadır.
Reel Faiz Haddi
(r-p'
şekil 2
Tasarruflar (S)
Y^*'^'^'^^
Mail Baskı Altında Olan Bir Ekonominin Özellikleri
Not: F Faiz hadlerine uygulanan tavan nedeniyle ortaya çıkan sınırlamayı göstermektedir.
4.1980-1988 DÖNEMİNİN ANATOMİSİ
1980 sonrası Türkiye Ekonomisi'nin geçirdiği evreler üç ayrı dönem
kapsamında incelenebilir: (a) 1980-1983 dönemi (b) 1983-1987 dönemi (c)
1988 ve sonrası.
(A) 1980-1983 Dönemi
Fiyatların sabit olduğu bir ekonomiden esnek fiyat uygulamasına geçil­
mesi, döviz kuru, faiz oranlan ve KİT ürün fiyatları gibi temel göreli fiyatların
üzerindeki kontrollerin kaldırılması dönemin en önemli özelliğini oluşturmak­
tadır (bknz. ikinci ve üçüncü bölümler). Ancak, esnek fiyat uygulamasının,
söz göreli fiyatlann serbest piyasa şartlan altında belirlendiği anlamına gel­
meyeceği açıkça vurgulanması gereken bir noktadır. Esnek fiyat uygulama­
sına paralel olarak miktarlar üzerindeki kısıtlamalar da büyük ölçüde kaldı­
rılmış, örneğin ithalat kotalannda önemli indirimler gerçekleştirilmiştir.
Bütçe disiplininin oldukça katı bir şekilde uygulanması söz konusu dö­
nemin bir başka dikkat çekici boyutunu oluşturmaktadır. Uygulanan istikrar
programına paralel olarak enflasyon oranında önemli bir azalma sağlanmış­
tır. Gerek yüksek boyutlu sermaye akımları gerek ihracat atılımı neticesinde
ithalat kapasitesinin hızla genişlemesi, ekonominin kriz döneminden çıkma­
sına ve istikrarlı bir büyüme yörüngesine oturmasına imkan vermiştir.
(8)1983-1987 Dönemi
Kasım 1983 seçimleriyle birlikte tekrar çok partili sisteme geçilmesi
Türkiye Ekonomisinin 1980 sonrası evriminde yeni bir dönüm noktası oluş­
turmuştur. Seçim sonrası ANAP iktidannın ilk aylannda ekonominin liberal­
leşmesi doğrultusunda önemli atılımlar gerçekleştirilmiştir. Örneğin, Aralık
1983 ve Ocak 1984 döneminde dış ticaret ve kambiyo rejiminin liberalleş­
mesi çerçevesinde köklü adımlar atılmıştır. Gümrük tarifelerinde büyük çap­
ta indirimler sağlanmış, sermaye akımları ve ilgili birçok sınırlamalar orta­
dan kaldınlmıştır(Olgun ve Togan, 1987; Olgun, Togan and Akder, 1987).
Özellikle 1983-1987 döneminde gerçekleştirilen düzenlemeler neticesinde
OECD normlarına uygun yerli ve yabancı yatırımcılara eşit haklar tanıyan
liberal bir yabancı sermaye rejimi oluşturulmuştur. Ayrıca, KİT'lerin özelleş­
tirilmesi doğrultusunda ilk adımlar 1984 sonrası dönemde atılmıştır.
Ancak, seçim şartlarının oluşturduğu siyasal ortam çerçevesinde hükü­
metin yüksek büyüme hızlan gerçekleştirme çabalan, 19801i yılların ikinci
yarısından itibaren bütçe disiplininin kaybolmasına ve makro dengelerin
sarsılmasına yol açmıştır (Tablo 1 ve 2). İç borçlanma söz konusu dönem-
de önem kazanmış, 1986 yılından itibaren dış borç ana para ve faiz ödeme­
lerinin gündeme gelmesi bütçe üzerinde ilave bir yük oluşturmuştur. Söz
konusu dönem zarfında gerek iç gerekse dış borçlanmanın hızla artması
dikkat çekicidir. Kamu kesiminin finansal tasarruflara giderek ortak olması
kredi faizlerinin yüksek düzeylerde oluşturulmasına neden olmuştur. Yük­
sek kredi faizleri özellikle ihracat alanında yoğunlaşabilecek özel kesim
yatınmlan üzerinde sınırlayıcı bir rol oynamıştır.
Dolayısıyla, 1983-1987 dönemi çerçevesinde oluşan ekonomik yapı ile
ilgili önemli bir çelişkinin veya paradoksun altının çizilmesi gerekmektedir.
Bir taraftan liberalleşme süreci bağlamında önemli atılımlar gerçekleştiril­
miş, diğer taraftan ortaya çıkan makroekonomik dengesizlikler giderek libe­
ralleşme ve piyasa ekonomisine geçiş sürecini sınırlayıcı bir etken olarak
varlığını hissettirmiştir. Enflasyonun kontrol altına alınamadığı bir ortamda,
reel devalüasyon ve reel faiz oranlannın pozitif düzeyde gerçekleşmesi için
gerekli olan sürekli nominal kur değişimleri ve faiz ayarlamaları, sistemde
önemli boyutlarda belirsizliğin oluşmasına yol açmıştır. Ayrıca yüksek ve
değişken enflasyon sermaye piyasalarının gelişimini olumsuz yönde etkile­
mekte ve özelleştirme gibi hedeflerin gerçekleşmesini doğrudan doğruya
frenlemektedir.
(C) 1988 ve Sonrası
1987 seçimlerinden sonra bozulan makroekonomik dengeleri düzelt­
mek amacıyla, 1988 yılının Şubat ayında yeni bir dizi istikrar tedbirleri uygu­
lamaya konulmuştur (4 Şubat Kararlan).
Yeni tedbirler sonrasında, 1987 ile mukayese edildiğinde, bütçe açığıGSMH oranında önemli bir düşüş kaydedildiği görülmektedir (Tablo 1).
Büyüme hızındaki düşüşe paralel olarak ithalat talebindeki gerileme, 1988
yılında da borçların azalmasına yol açmıştır. Ancak uygulanan sınırlayıcı
makro tedbirlere rağmen sene içinde enflasyon oranında önemli bir artış
kaydedilmiştir (Tablo 2). 1988 yılında ortaya çıkan düşük büyüme-yüksek
enflasyon ikilemi ve böyle bir ortamda hükümet tarafından uygulanacak
stratejinin kesinlik kazanmamış oluşu sistemde önemli bir istikrarsızlık ve
belirsizlik unsuru oluşturmaktadır.
İKİNCİ B Ö L Ü M
1980 SONRASİ İHRACAT ATILIMI İLE İLGİLİ
G Ö Z L E M ¥E DEĞERLENDİRMELER
1. İhracat Performansı: Temel Eğilimler
İhracat 1980 sonrasında yapısal değişimin en belirgin olduğu alan ola­
rak nitelendirilebilir. 1980 yılında 2.9 milyar dolar düzeyinde olan ihracat,
1987 yılında 10 milyar dolar sınınnı aşmış bulunmaktadır. İhracatın ithalatı
karşılama oranında önemli artışlar kaydedilmiş, söz konusu oran dış öde­
meler dengesi bunalımının başlangıç yılı olan 1977'de yüzde 30 iken, 1985'de yüzde 70 ve 1988 yılında yüzde 81.6 düzeyine ulaşmıştır. Dönem bo­
yunca ithalatta herhangi bir sınırlama olduğu ve dış ticaret açığının 3 milyar
dolar düzeyinde süreklilik kazandığı gözönüne alındığında, ihracatın ithalatı
karşılama oranındaki artış önemli bir başarı olarak kabul edilebilir (Tablo 1).
Ekonominin dışa açıklık derecesinin göstergesi olan ihracatın ve itha­
latın milli gelire oranlan incelendiğinde benzeri eğilimler ortaya çıkmaktadır.
İhracat ve ithalat oranlarında 1980 sonrasında önemli sıçramalar kaydedil­
miştir. 1963-1987 döneminde yüzde 4-5 civannda seyreden ihracat oranı,
1980-1988 döneminde ortalama yüzde 12.3 düzeyine erişmiştir. 1988 yılın­
da ihracat oranı yüzde 6.4 ile şimdiye kadarki en yüksek seviyesine ulaş­
mıştır (Tablo 2).
İhracat ve ithalatın dünya ihracatı ve ithalatı içindeki payları 1975-1979
dönemindeki gerilemeden sonra, 1980 yılından itibaren sürekli artış göster­
miş ve 1987 yılında diğer göstergelere paralel olarak yakın tarihimizin en
yüksek düzeyine ulaşmıştır (Tablo 3).
İhracatın sektörlere dağılımı incelendiğinde sınai malları ihracatının
payında önemli artışlar kaydedildiği gözlenmektedir. 1980 yılında sınai mal­
lan ihracatı toplam ihracatın yüzde 36'smı oluştururken, 1985 yılında top­
lam ihracatın dörtte üçü sınai mallarından meydana gelmektedir. Sınai mal­
larının toplam ihracat içindeki payı 1987 yılında yüzde 79.2 ile en yüksek
düzeyine ulaşmıştır. Ekonominin teşvik yapısındaki değişim ile birlikte
1981-1982 döneminde sınai ürünleri ihracatında kaydedilen artışlar özellikle
dikkat çekicidir (Tablo 4).
İhracatın bölgesel dağılımı incelendiğinde, 19801i yılların ilk yansında,
Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerinin toplam ihracat içindeki paydalannda
önemli artışlar kaydedildiği, OECD ve AET ülkelerinin paylarında ise bir
gerileme olduğu görülmektedir.
TABLO 1
Türkiye'nin Dış Ticareti, 1963-1987
(Milyon ABD Doları)
Yıllar
1963
1964
1965
1966
1967
1968
1969
1970
1971
1972
1973
1974
1975
1976
1977
1978
1979
1980
1981
1982
1983
1984
1985
1986
1987
1988
İhracat
368,1
410,8
463,7
490,5
522,3
496,4
536,8
588,5
676,6
885,0
1.317,1
1.532,2
1.401,1
1.860,2
1.753,0
2.288,2
2.261,2
2.910,1
4.702,9
5.746,0
5.727,8
7.134,0
7.958,0
7.456,7
10.190,0
11.662,0
İttıalat
687,6
537,2
572,0
718,3
684,7
763,7
747,3
885,8
1.088,2
1.507,9
2.036,3
3.719,7
4.738,6
5.128,6
5.796,3
4.599,0
5.069,4
7.909,4
8.933,4
8.842,7
9.235,0
10.756,9
11.343,6
11.104,8
14.158,0
14.340,0
Dış
Ticaret
Açığı
319,5
126,4
108,3
227,8
162,4
267,3
210,5
297,3
411,6
622,9
712,2
2.187,5
3.377,5
3.168,4
4.043,3
2.310,8
2.808,2
4.999,3
4.230,1
3.096,7
3.507,2
3.622,9
3.385,6
3.648,1
3.968,0
2.678,0
İhracatın
İthalatı
Karşılama
Oranı
(%)
54,5
76,5
81,1
68,3
76,3
65,0
71,8
66,4
62,2
83,7
64,7
41,2
29,6
38,2
30,2
50,0
44,6
36,8
52,6
65,0
62,0
66,3
70,1
67,1
72.0
81.3
TABLO 2
İhracat ve İthalatın GSMH'ya Oranları, 1980-1988
(Yüzde Oranlar)
Yıllar
1963
1964
1965
1966
1967
1968
1969
1970
1971
1972
1973
1974
1975
1976
1977
1978
1979
1980
1981
1982
1983
1984
1985
1986
1987
1988
1963-1979
1980-1988
İhracat
3.91
4.97
6.06
4.86
4.65
3.85
3.88
4.40
4.85
4.93
5.82
4.96
3.74
4.56
3.59
4.29
3.44
4.99
8.10
10.73
11.24
14.82
16.13
12.80
15.15
16.41
4.51
12.26
İthalat
7.42
6.55
7.53
7.18
6.14
6.18
5.45
6.60
8.80
8.95
9.39
12.20
12.87
12.29
12.01
8.77
8.11
13.82
15.29
16.73
18.42
20.73
21.31
19.40
21.16
19.99
8.61
18.50
Dıs Ticaret
11.33
11.52
13.59
12.04
10.79
10.03
9.33
11.00
13.65
13.88
15.21
17.16
16.61
16.85
15.60
13.06
11.55
18.81
23.39
27.46
29.66
35.55
37.44
32.20
36.31
36.40
13.31
30.80
TABLO 3
İhracat ve İthalatımızın Dünya İhracat ve İthalatçı İçindeki Yeri
1970-1987 (Yüzde Oran)
Yıllar
1970
1975
1980
1981
1982
1983
1984
1985
1986
1987
İhracat
0.19
0.18
0.15
0.24
0.32
0.32
0.37
0.41
0.33
0.42
İthalat
0.29
0.58
0.37
0.44
0.46
0.49
0.54
0.55
0.50
0.56
Kaynak: Birleşmiş Milletler İstatistikleri, ISO (1988).
TABLO 4
İhracatın Sektörel Dağılımı, 1980-1988
(Yüzde Oranlar)
Tarım ve
Hayvancılık
Madencilik ve
Taşocağı
Ürünleri
Sanayi
ımt
mı
mz
l â M IMS
mı
i988*
54.44 47.20 37.26 32.83 24.52 21.60 25.29 18.18 20.07
6.56
4.11
3.05
3.30
3.36
3.06 3.31
2.67
3.23
36.00 48.70 56.69 63.87 72.12 75.32 71.40 79.15 76.68
Kaynak: Devlet İstatistik Enstitüsü
Orta Doğu ülkelerinin payı 1980-1985 döneminde yüzde 18'den yüzde
38'e yükselmiştir. Özellikle 1980-1982 yıllan arasında sanayileşmiş ülkele-
rin büyüme hızlarında ve dünya ticaret hacminde önemli gerilemeler kayde­
dilmiştir (Bknz. Dördüncü bölüm). İhracat atılımının dünya ekonomisineki bir
bunalım dönemine tesadüf ettiği gözönüne alınırsa, Orta Doğu pazannın ih­
racat artışlanndaki önemi daha belirgin bir şekilde ortaya çıkmaktadır. An­
cak, 1986 yılında petrol fiyatlarındaki düşüşe paralel olarak, Orta Doğu
ülkelerinin ithal mallarına olan taleplerindeki azalma, söz konusu ülkeler
grubunun ihracat içindeki payının gerilemesine neden olmuştur. Son
yıllarda, Orta Doğu ve Doğu Avrupa pazarlarının paylarının azalmalarına
paralel olarak, OECD ve AET ülkelerinin paylarının tekrar 1980 düzeyine
ulaştıkları görülmektedir (Tablo 5).
TABLO 5
İhracatın Bölgesel Dağılımı, 1980-1988
1980 1981 1982 1983 1984 1985
OECD Ülkeleri 57.7 48.1 44.5 48.2 52.4 51.6
AET Ülkeleri
im
İML 1288!
53.5 63.2 57.1
43.0 32.0
30.5 35.1
38.3
39.4 43.7 47.8
43.3
18.4 29.2
37.4 38.1 35.6
38.2 30.1 25.2
23.7
Orta Doğu
Ülkeleri
Kuzey Afrika
Ülkeleri
Doğu Avrupa
Ülkeleri
Diğer
3.5
11.9
9.2
7.3
6.0
4.1
6.3
4.3
5.9
17.7
2.5
0.3
2.2
5.8
1.5
4.3
1.5
4.0
1.6
4.2
1.4
4.1
,3.3
3.3
4.0
5.1
8.2
Kaynak: Devlet İstatistik Enstitüsü, Devlet Planlama Teşkilatı
* Ocak-Kası m Dönemi.
İhracat alanında kaydedilen basannm neticesinde ekonominin ara mal­
ları ve yatın m malları ithalatına olan bağımlılığında bir gerileme sağlanmış­
tır. İhracat artışları ve ithalat rejiminin liberalleşmesine paralel olarak tüke­
tim mallan ithalatının toplam ithalat içindeki payı belirgin bir artış kaydetmiş­
tir. Buna rağmen, 1980-1988 dönemi boyunca ithalatın yüzde 90'dan fazla­
sının büyüme için gerekli yatın m malları ve ara mallan ithalatından oluştuğu
gözönüne alındığında, ihracat artışlarının ne derece önemli olduğu açıkça
ortaya çıkmaktadır (Tablo 6).
TABLO 6
İthalatın Mal Gruplanna Göre Dağılımı, 1982-1988
(Yüzde Oranlar)
im
1982
26.3
1982
25.1
lâM
24.7
1985
22.9
71.7
72.3
70.9
69.1
60.1
61.8
64.0
2.0
2.6
Kaynak: Devlet İstatistik Enstitüsü
* Geçici
4.4
8.0
8.6
8.2
7.8
Yatınm Malları
İML
1988
31.3
30.0 28.2
Hammadde ve
Ara Mallar
Tüketim Mallan
Sağlıklı bir değerlendirme yapılması açısından ihracatın mal ve ülkeler
itibariyle yoğunlaşma oranlannın incelenmesi gerekmektedir. Ülkeler itiba­
riyle en çok ihracat yapılan dört veya sekiz ülkenin payları incelendiğinde,
1980-1988 döneminde oldukça yüksek düzeyde bir yoğunlaşma göze
çarpmaktadır (Tablo 7). Benzer bir eğilim sınai ürünleri ihracatında da orta­
ya çıkmaktadır. 1980 sonrasında sınai ürünleri ihracatında gözlenen önemli
artışlar büyük ölçüde tanma dayalı ürünler, dokumacılık ve demir-çelik ol­
mak üzere üç ana sektörün ihracatından kaynaklanmaktadır. Söz konusu
üç sektör 1980-1986 döneminde toplam sınai malları ihracatının üçte ikisini
oluşturmuştur. Ancak, 1987 yılından itibaren üç ana sektörün payında belir­
gin bir azalma olduğu açıkça görülmektedir (Tablo 8). İhracat artışlarının
önümüzdeki yıllarda süreklilik kazanabilmesi açısından ürün çeşitlendirme
ve yeni pazarların yaratılması birinci derecede önem kazanmaktadır.
TABLO 7
İhracatta Ülkeler İtibariyle Yoğunlaşma Oranları
1980-1988
(Yüzde Oranlar)
4 Ülke
8 Ülke
1980
1983
1986
1987
1988*
40.0
56.9
47.4
66.3
42.1
62.8
46.1
64.5
42.0
58.6
Not: En çok ihracat yapılan 4 ve 8 ülkenin toplam ihracat içindeki pay­
ları gösterilmektedir.
KAYNAK: Devlet İstatistik Enstitüsü
* Ocak-Kası m Dönemi
TABLO 8
Sınai Mallan İhracatında Sektörler İtibariyle
Yoğunlaşma Oranlan, 1980-1988
1980
1981
1982
1983
1984
1985
1986
1987
1988^
Tan ma Dayalı
Ürünler
20.0
Dokumacılık
40.5
Demir-Çelik
3.2
Toplam
63.7
18.0
35.1
5.7
58.8
16.6
30.8
10.6
58.0
18.3
35.5
11.1
64.9
15.7
36.5
11.2
63.4
10.8
29,8
16.2
56.8
12.5
34.8
15.1
62.4
9.4
26.6
8.4
44.4
7.7
27.5
12.4
47.6
2. İhracatı Teşvik Önlemleri ve İhracat Artışlarını
Belirleyen Temel Etkenler
(A) Reel Döviz Kurunun Evrimi
1978-1980 döneminde Türkiye ekonomisi yüksek boyutlu devalüas­
yonlara sahne olmuştur. Türk Lirası dolar karşısında 1978 yılında yüzde
34.9, 1979 yılında yüzde 28.0 ve 1980 yılında yüzde 144.7 düzeyinde
değer kaybetmiştir. 1981 yılının başından itibaren mini-devalüasyon (crawl­
ing peg) rejimine geçilmiştir. Daha önceki dönemlerde uzun araklıklarla ve
büyük boyutlarda gerçekleştirilen kur değişiklikleri, 1981 yılından itibaren
yerini sürekli ve küçük boyutlu kur değişimlerine bırakmıştır. İhracatın teş­
viki açısından nominal kur değişimleri ile birlikte, yurtiçi ve yurtdışı enflas­
yon farklannı gözönüne alan reel kur değişiklikleri büyük önem kazanmak­
tadır. Çalışmamızda reel döviz kuru iki ayrı yöntemle hesaplanmaktadır: (a)
Nominal kur / DİE Toptan eşya fiyat indeksi, (b) Nominal kur / DİE Toptan
eşya fiyat indeksi / ABD toptan eşya fiyat indeksi.
İki ayrı tanıma göre hesaplanan reel kur değerleri birbirine çok yakın
eğilimler göstermektedir (Tablo 9 ve 10).
TABLO 9
Yıllık Ortalama Döviz Kurları I (TU$ ABD)
1960-1988 (A)
Yıllar
1960
1961
1962
1963
1964
1965
1966
1967
1968
1969
1970
1971
1972
1973
1974
1975
1976
1977
1978
1979
1980
1981
1982
1983
1984
1985
1986
1987
1988
Nominal Kur
4.87
9.00
9.00
9.00
9.00
9.00
9.00
9.00
9.00
9.00
11.50
14.92
14.15
14.15
13.93
14.44
16.05
18.00
24.28
31.08
76.04
111.72
162.55
225.46
366.68
521.98
674.51
859.2
1419.9
Reel Kur
1.41
2.53
2.39
2.30
2.20
2.02
1.93
1.84
1.78
1.68
2.03
2.25
1.80
1.80
1.14
1.07
1.02
0.93
0.83
0.65
0.76
0.81
0.95
1.01
1.08
1.17
1.11
1.03
1.01
(a) Nominal Kur / DİE Toptan Eşya Fiyat İndeksi.
KAYNAK: Merkez Bankası ve Devlet İstatistik Enstitüsü.
TABLO 10
Yıllık Ortalama Döviz Kurları I I (TL/$ ABD)
1960-1988
(1980=100)
Yıllar
1960
1961
1962
1963
1964
1965
1966
1967
1968
1969
1970
1971
1972
1973
1974
1975
1976
1977
1978
1979
1980
1981
1982
1983
1984
1985
1986
1987
1988
Nominal
Kur
(1)
6.40
11.84
11.84
11.84
11.84
11.84
11.84
11.84
11.84
11.84
15.12
19.62
18.61
18.61
18.32
18.99
21.11
23.67
31.93
40.87
100.00
146.25
213.75
296.48
482.18
686.40
886.98
1129.80
1867.20
DİE Toptan
Eşya Fiyat
Endeksi
(2)
3.46
3.56
3.76
3.92
4.09
4.46
4.66
4.89
5.06
5.37
5.67
6.63
7.84
9.39
12.19
13.53
15.69
19.38
29.09
47.94
100.00
136.73
171.27
223.76
340.19
477.10
608.70
834.50
1404.60
ABD Toptan
Eşya Fiyat
Endeksi
(3)
35.30
35.19
35.26
35.15
35.23
35.93
37.12
37.20
38.13
39.61
41.05
42.42
44.29
50.11
59.54
65.04
678.07
72.24
77.86
87.62
100.00
109.13
111.33
112.73
115.41
114.86
111.50
114.40
118.99
Reel
Kur(a)
(4)
65.31
117.00
111.07
106.19
101.98
95.41
94.34
90.04
89.22
87.32
109.49
125.77
105.14
99.31
89.50
91.30
91.58
88.22
85.47
74.70
100.00
116.73
138.94
149.36
163.58
165.24
162.48
154.88
158.28
(a)(4) = (1)-f((2)^(3))
(-) Bir önceki yıla göre kurun kazanması anlamına gelmektedir.
K: Merkez Bankası, Devlet İstatistik Enstitüsü,
International Financial Statistics.
Reel döviz kurunun aşın değer kazanması ithalatı teşvik etmekte ihra­
catı ise olumsuz yönde etkilemektedir. 1960-1988 dönemi bir bütün olarak
ele alındığında reel kurun aşın değer kazandığı dönemlerde dış ödemeler
dengesi krizi yaşandığı, diğer taraftan reel devalüasyon dönemlerinin ise
önemli boyutlarda ihracat artışlanna sahne olduğu görülmektedir (Balassa,
1983).
Reel kurun aşın değer kazanması 1960-1988 döneminde yaşanan iki
ayrı dış ödemeler dengesi buhranının ortak özelliğini oluşturmaktadır, (i)
Nispeten küçük çaplı 1969-1970 bunalımı öncesinde reel kur 1961 -1969
yıllan arasında sürekli olarak değer kazanmıştır. 1970-1971 yıllarında ger­
çekleştirilen reel devalüasyon ile birlikte ihracatta önemli artışlar sağlanmış­
tır.
(ii) Ciddi dış ödemeler dengesi sorunlarının oluştuğu 1976-1979 döne­
minde reel kur önemli boyutlarda değer kazanmıştır. 1970 sonrası deneyi­
me paralel olarak 1980 sonrasında gerçekleştirilen yüksek boyutlu reel de­
valüasyon ile ihracat patlaması arasında, belirgin bir ilişki bulunmaktadır.
1980 sonrasında izlenen ve reel kurun değer kazanmasına olanak tanı­
mayan istikrarlı kur politikası Türkiye deneyimini Latin Amerika ülkelerinin
deneyimlerinden farklı kılan önemli bir özelliktir. Ancak Merkez Bankası
mevsimlik verileri incelendiğinde 1985 yılının ortalarından itibaren kur politi­
kasında bir sapma olduğu gözlenmektedir. Yılık veriler söz konusu eğilimi
1986 yılı için doğrulamaktadır. 1986 yılında reel kurun kazanmasına paralel
olarak ihracat alanında gözlenen gerileme, önümüzdeki yıllarda tekrar bir
dış ödemeler dengesi krizi ile karşı karşıya kalınmaması açısından kur poli­
tikasından taviz verilmemesi gereğini açıkça vurgulamaktadır.
(B) İhracatta Vergi İadesi Uygulaması
İhracata vergi iadesi 1980 sonrasına özgü bir önlem olmayıp çeşitli
dönemlerde ihracatı teşvik amacıyla kulanılmış bir yöntemdir. Vergi iadesi
uygulaması kur politikasına paralel olarak 1969-1971 döneminde önem ka­
zanmıştır. 1969 yılında vergi iadesi kapsamına giren ihracatın toplam ihra­
cat içindeki payı yüzde 5.6'dan yüzde 28.5'e yükselmiştir. 1970-1976 dö­
neminde vergi iadesine konu olan ürünlerin toplam ihracat içindeki payında
sürekli bir artış kaydedilmiştir. Vergi iadesi oranları ise 1970-1976 döne­
minde 19601ı yıllann ortalamaları üzerinde seyretmektedir. Ancak döviz ku­
runun aşırı değer kazandığı 1977-1979 döneminde vergi iadesi uygulama­
sından büyük çapta vazgeçildiği göze çarpmaktadır. 1977-1980 döneminde
gerek vergi iadesine konu olan mallann toplam ihracat içindeki payında, ge­
rekse vergi iadesi oranlarında sürekli bir düşüş kaydedilmiştir. 1980 son­
rasında vergi iadesi uygulama tekrar önem kazanmıştır. 1980-1984 döne-
minde kapsama giren ürünler ve vergi iadesi oranlannm her ikisinde de
önemli artışlar gerçekleşmiştir. Vergi iadesi uygulanan kur politikası ile bir­
likte ihracatı destekleyen temel politika aracı haline gelmiştir. Ancak, 1984
yılı sonrasında vergi iadesi uygulamasında kademeli bir gerileme söz konu­
sudur. Özellikle 1985-1986 yıllarında gerek kapsam, gerek vergi iadesi
oranlarında önemli boyutlarda bir gerileme olduğu gözlenmektedir. 1986
yılında ihracattaki duraklama sonrasında vergi iade oranları 1987 yılında
tekrar arttınimış, fakat 1988 yılı sonunda uygulamaya son verilmiştir. Vergi
iadesi Eximbank kredileri, ihracat sigortası; ve enerji teşvikleri gibi birtakım
yeni tedbirler gündeme gelmiştir.
TABLO 11
Vergi İadesi Uygulaması, 1980-1986
(Milyon TL)
1980
1981
1982
1983
1984
1985
1986
Vergi
ladesinden
Yararlanan
İhracat
Toplam
Vergi
ladesi
Vergi
ladesinden
Sanayi
Ürünleri
ihracat
95.030,9
174.220,4
412.611,8
667.919,8
1.583.509,7
2.269.496,2
2.521.691,6
4.905,2
24.653,1
86.716,0
148.989,9
329.060,2
287.377,7
258.966,0
52.179,3
172.765,2
409.459,3
663.696,6
1.576.919,4
2.253.314,7
2.514.499,5
Sanayi
Ürünlerine
Vergi
ladesi
4.712,4
24.575,7
86.262,7
148.299,9
328.049,4
285.468,8
258.182,7
Kaynak: Devlet Planlama Teşkilatı Teşvik ve Uygulama Dairesi
Başkanlığı
1986 yılında ihracat artışlarındaki duraklamanın vergi iadelerinin azal­
dığı bir döneme rastlaması dikkat çekicidir. Reel kurlann ve vergi iade oran­
larının benzer eğilimler göstermesi ihracat teşviklerinin incelenmesinde
üzerinde önemle durulması gereken bir noktadır.
Vergi iadelerinin sektörlere dağılımı ilişikteki tabloda sunulmaktadır.
Vergi iadeleri sektörler itibariyle belirgin farklılıklar göstermektedir. Toplam
ihracat içinde düşük bir paya sahip olan sermaye mallanna verilen vergi
iadelerinin tüketim ve ara mallan vergi iade oranlarından daha fazla oluşu
dikkati çeken bir özelliktir (Milanovic, 1986).
TABLO 12
İhracatta Vergi İadesi Uygulaması
1964-1986
(Yüzde Oranları)
Vergi İadesine
Konu Olan
İhracatın Toplam
İhracat İçindeki Payı
1964
1965
1966
1967
1968
1969
1970
1971
1972
1973
1974
1975
1976
1977
1978
1979
1980
1981
1982
1983
1984
1985
1986
2.8
7.3
5.0
5.3
5.6
28.5
27.0
20.1
27.1
49.9
30.6
38.9
46.9
52.9
35.6
32.5
24.6
32.8
44.0
63.5
63.6
54.4
50.1
Ortalama
Vergi ladesi
Oranı
11.7
9.7
12.5
9.9
23.4
14.0
18.7
21.1
22.4
14.3
14.2
18.9
21.6
20.8
14.9
13.4
8.9
14.2
21.0
22.3
20.8
12.7
10.3
Toplam Vergi
İadesi/
Toplam
İhracat
Sınai Ürünlerine
Vergi ladesi/
Toplam Sınai
Mamulleri İhracatı
0.3
0.7
0.6
0.5
1.3
4.3
4.5
4.2
6.0
5.8
4.3
6.9
10.1
11.0
5.3
4.3
2.2
4.7
9.3
14.2
13.2
6.9
KAYNAK: Devlet Planlama Teşkilatı Teşvik ve Uygulama Dairesi
Başkanlığı; Karluk(1984)
1.8
3.9
3.9
4.2
9.6
16.3
17.6
15.7
20.8
11.4
10.6
18.7
23.8
25.7
13.4
11.2
5.9
9.5
21.1
14.8
18.3
6.9
TABLO 13
Alt Sektörlere Göre Vergi İadesi Oranları, 1980-1986
(Yüzde Oranlar)
Alt Sektörler
Gıda Sanayi
İçki Sanayi
Dokuma Giy. San.
Orman Ürünleri San.
Kağıt San.
Deri-Kösele San.
Kimya San.
Cam San.
Seramik San.
Demir Çelik San.
Demir Dışı Metal San.
Madeni Eşya San.
Makina İmalat San.
Elektrik Makina San.
Elektronik San.
Karayolları Taşıt San.
Çimento San.
Plastik İşleme San.
Lastik San.
Tan m Makina Alet. San.
P.Kilden, Ç.Ger.San.
Su Ürünleri San.
Deniz Taşıtları San.
Taşocakçılığı Ür.San.
Oyuncak San.
Diğerleri
Turizm
Tıb. Araç.Ger.San.
Büro Gereç.San.
TOPLAM
1980
6.97
5.26
10.20
6.91
4.76
5.49
7.44
6.49
5.11
6.06
7.76
7.03
10.59
7.29
7.72
19.01
6.19
4.51
5.08
12.31
-
5.98
21.11
5.26
0.00
2.51
5.06
-
8.88
1982
19.96
12.36
21.20
21.49
15.77
23.68
16.12
21.76
18.42
24.49
16.47
22.46
23.18
20.45
24.80
25.65
19.99
18.78
21.10
26.26
25.56
5.56
24.63
15.56
17.39
17.59
13.17
0.00
18.18 16.25
14.15 21.04
1981
13.73
7.07
12.56
17.35
9.89
5.24
11.54
11.78
11.70
17.23
11.20
11.66
19.31
13.33
13.05
23.80
17.29
11.88
13.86
12.17
16.02
4.59
32.14
10.43
0.00
9.93
5.30
1983
17.32
17.67
24.04
21.19
16.35
26.64
17.91
19.97
21.41
26.38
20.81
24.18
21.70
21.69
23.33
25.54
19.06
19.28
22.29
25.13
18.73
16.38
52.26
15.20
16.40
14.65
14.62
15.16
18.10
22.31
1984
16.46
17.91
22.26
20.45
16.00
24.34
17.36
20.54
21.92
24.64
20.41
22.00
10.09
23.51
22.70
22.88
17.25
16.20
21.41
23.41
16.27
11.93
29.59
16.56
13.65
14.71
12.51
23.85
17.73
20.78
1985
11.14
10.04
12.44
13.93
11.52
10.76
11.87
13.41
14.30
16.25
12.22
13.95
15.94
14.51
16.27
15.32
11.93
11.17
3.71
16.06
12.07
8.74
23.43
12.24
11.82
7.55
11.35
13.77
10.99
12.66
KAYNAK: Devlet Planlama Teşkilatı Teşvik ve Uygulama Dairesi
Başkanlığı.
1986
10.86
9.63
9.84
12.64
9.82
10.09
11.47
12.18
13.86
14.79
11.40
12.38
13.41
13.38
13.57
13.87
12.27
10.62
12.95
14.91
12.97
2.27
14.38
9.96
9.64
5.30
10.89
7.11
10.76
10.27
(C) ihracat Kredileri
İhracat kredileri 1980 sonrasında önem kazanan bir teşvik yöntemi ola­
rak göze çarpmaktadır. İhracat kredilerinin kapsamında iki ayrı teşvik unsu­
ru bulunmaktadır:
(a) İhracat kredilerinin toplam banka kredileri içindeki payının artması.
(b) İhracat kredisi faiz oranının genel kısa süreli işletme kredisi faiz
oranlarının altında tutularak sağlanan sübvansiyon.
İhracat kredilerinin toplam Merkez Bankası ve banka kredileri içindeki
payı 1981-1983 döneminde önemli artışlar göstermiştir. Ancak 1983 son­
rasında ihracat kredisi uygulamasında bir gerileme söz konusudur. Özellikle
ihracat kredilerinin toplam Merkez Bankası kredileri içindeki payı 1985-1986
döneminde marjinal bir görünüm kazanmıştır. Faiz farkı yoluyla ihracatın
teşviki 1980-1984 döneminde sürekli olarak uygulanmış ve reel ihracat kre­
di faiz oranı negatif düzeylerde seyretmiştir. Ancak 1985 yılının başından it­
ibaren söz konusu uygulamaya son verilmiştir.
TABLO 14
İhracat Kredileri, 1977-1986
(Milyon TL, Yüzde Oranlar)
1977
1978
1979
1980
1981
1982
1983
1984
1985
1986
İhracat
Kredileri
15.157
26.848
40.614
91.290
206.911
479.767
728.741
594.517
724.942
1.576.894
İhracat
İhracat Kredilerinin
Kredilerinin
Toplam Ticari
Toplam Merkez
Bankası Kredileri
Banka Kredileri
İçindeki Pavı
cindeki Pavı
4.4
2.8
6.4
3.8
6.4
3.7
5.5
7.3
12.2
7.1
11.1
21.0
14.7
22.6
17.8
3.8
12.9
0.5
18.8
0.1
KAYNAK: Merkez Bankası.
İhracat
Krediler/
Toplam
İhracat
48.4
48.4
53.6
41.2
39.0
51.2
56.1
22.8
17.5
3.1
TABLO 15
İhracat Kredileri Faiz Oranları, 1980-1984
(Yüzde Oranlar, Yıllık Ortalama Değerler)
(1) Nominal ihracat Kredisi
Faiz Oranı
(2) Nominal Kısa Süreli
Kredi Faiz Oranı
(3) Faiz Farkı
(2)-(1)
(4) Reel İhracat Kredisi
Faiz Oranı
1980
1981
1982
1983
1984
15.1
20.3
27.2
28.0
46.1
38.3
50.2
47.5
46.9
63.1
23.3
29.9
20.3
18.9
17.0
-44.6
-12.8
1.1
-1.8
-2.3
KAYNAK: Merkez Bankası, Milanovic (1986)
(D) Gümrük Muafiyetli Döviz Tahsisi
Gümrük muafiyetli döviz tahsisi 1980 sonrasında ihracatın teşvikinde
sistematik bir şekilde uygulanan bir yöntemdir. Söz konusu yöntem aracılı­
ğıyla ihracatçı kazandığı dövizin bir kısmı ile serbest ithalat yapabilmekte
ve dolayısıyla ithal girdilerini ucuza sağlama olanağını elde etmektedir.
Tahsis edilen dövizin ihracata oranları aşağıdaki tabloda belirtilmektedir.
Söz konusu teşviklerin büyük ölçüde ara ve sermaye malları ihracatında
yoğunlaştığı görülmektedir.
1 9 8 4 yılı başında ithalat rejiminde gerçekleştirilen önemli boyutlarda
liberalleşme sonucunda imalat sanayiinde nominal ve etkin koruma oranlan
önemli ölçülerde düşürülmüştür (Olgun ve Togan, 1 9 8 4 ) . İthalat rejiminin li­
beralleşmesi (a) iç piyasaya yönelik üretim üzerindeki caydıncı etkisi ve (b)
ithal girdilerin daha düşük fiyatlardan temin edilmesi yoluyla ihracatı destek­
lemektedir (Balassa 1 9 8 2 ; Tyler 1983, 1985).
TABLO 1 6
Tahsis Edilen Dövizin İhracata Oranı, 1 9 8 0 - 1 9 8 4
(Yüzde Oranlar)
1982
1981
1980
9.0
9.3
Tüketim Malları
9.0
24.2
16.6
19.1
Ara Mallar
33.6
44.7
64.2
Sermaye Malları
KAYNAK: Devlet Planlama Teşkilatı Teşvik ve
Milanovic (1986)
1983
1984
12.4
7.9
40.7
26.4
47.8
35.3
Uygulama Dairesi,
ihracat teşvikleri ile ilgili olarak Dünya Bankası adına Milanovic (1986) ta­
rafından yapılan ilginç bir araştırmanın bulgulan üzerinde durulması yararlı ola­
caktır. 1980-1984 dönemini kapsayan araştırmasında Milanovic ihracata veri­
len teşviklerin sektörel dağılımını incelemekte ve sağlanan toplam teşvik
tutannın ihracata oranını hesaplamaktadır. Daha önce de belirtildiği gibi ser­
maye ve ara mallanna verilen teşviklerin oranı tüketim malları ihracatına göre
daha fazla olmaktadır. Buna ilave olarak toplam teşvik oranı 1980-1984
döneminde giderek azalma göstermektedir.
TABLO 17
İhracat Teşviklerinin Sektörel Dağılımı, 1980-1984
(Yüzde Oranlar)
A. Sektöre Verilen Teşviklerin
ToplamTeşvikler İçindeki Payı
Tüketim Malları
Ara Mallan
Sermaye Mallan
B. Ortalama Teşvik Oranı (Toplam
Teşvikler/Toplam İhracat)
A
B
1980
50.0
17.6
1981
44.7
16.5
1982
40.7
15.9
1983
43.8
17.9
1984
44.7
11.9
A
B
23.4
18.2
32.8
19.7
40.5
22.9
38.4
26.7
43.1
18.1
A
B
26.6
64.7
22.5
44.0
18.8
36.6
17.8
45.3
12.2
23.9
KAYNAK: Milanovic (1986)
Araştırmanın diğer dikkat çekici bir boyutu ihracat teşviklerinin sektörler
arasında optimal bir dağılım gösterip göstermediği sorunu ile ilgilidir. Soru­
nun yanıtlanabilmesi için uygulanan yöntem ilk safhada her sektör için mu­
kayeseli avantaja göre sağlanması gereken optimal teşvik düzeyinin hesa­
planmasını gerektirmektedir. Hesaplanan optimal oran daha sonra 19801984 döneminde gerçekleşen ortalama teşvik oranı ile mukayese edilmekte
ve ne dereceye kadar bir sapma olduğu gözlenmektedir. Özet bulgular ili­
şikteki tabloda sunulmaktadır. Tabloda en bariz sapmanın demir-çelik sana­
yiinde olduğu görülmektedir. 1980 sonrasında demir-çelik sektöründe önemli boyutlarda ihracat artışları gerçekleşmiştir. Ancak araştırmanın bulgu­
larına göre, mukayeseli avantaj kriteri temel alındığında demirçelik ürünleri
ihracatının teşvik edilmesi kaynak israfına yol açmaktadır. Ancak söz konu­
su incelemenin kökende statik veya günümüzdeki mukayeseli avantajlara
göre ihtisaslaşma prensibine dayandırıldığı unutulmamalıdır. Teşviklerin
optimal dağılımı hususunda ölçümü daha güç ve kesinlik derecesi daha az
olan dinamik mukayeseli avantajlara göre ihtisaslaşma kriteri temel olarak
alındığında ortaya çok farklı sonuçlar çıkabilecektir.
TABLO 18
İhracat Teşviklerinin Sektörlere Dağılımı, 1980-1984
Mukayeseli Avantaja
1980-1984
Göre Sağlanması Döneminde Gerçekle
Gereken Optimal
Ortalama Teşvik
Sanavi Sınıflandırması
Teşvik Oranı
Oranı
Düşük
Düşük
Gıda ve İçki
Dokumacılık
Orta
Orta
Düşük
Orta
Deri Ürünleri
Orta
Kağıt
0
Orta
Kimya
0
Lastik ve Plastik
Düşük
Orta
Cam
Orta
Düşük
Çimento
Düşük
Orta
Demir-Çelik
0
Yüksek
Yüksek
Demir-Çelik Dışındaki Met.
0
Yüksek
Yüksek
Metal Eşya
Yüksek
Orta
Elektriksiz Makineler
Yüksek
Elektrikli Makineler
Orta
Yüksek
Yüksek
Ulaştırma Araçları
KAYNAK: Milanovic (1986).
3. İhracat Artışlarını Belirleyen Etkenler: Ekonometrik Sınamalar
Sınai ürünleri ihracatının arz ve talep yönünden, fiyat-gelir esnekliklerini
belirlemek amacıyla Goldstein-Khan (1978) tarafından geliştirilen model ça­
lışmasından faydalanılmıştır. Goldstein-Khan modelinin özelliği ihracat arz
ve talep fonksiyonlarının eşanlı olarak belirlenmesinden kaynaklanmakta­
dır. Modelin "denge" ve "dengesizlik" modelleri olarak anılan iki şekli bulun­
maktadır. "Denge" modelinde uyumun bir dönem içinde gerçekleştiği varsayılırken, "dengesizlik" modelinde bu varsayım kaldınimaktadır.
Denge modeli çerçevesinde Türk sınai ürünleri için dünya talep fonk­
siyonu
lnX
= oc^ + oc^
l n ( p x ^ / p x W ) + oc2 In/y^
(1)
olarak yazılabilir.
d
X
: talep edilen ihracat miktarı
$
P X
: dolar cinsinden ihracat birim fiyatı
w
P
: dünya ihracat birim fiyatı
X
y^
: dünya geliri
^1 katsayısı talebin göreli fiyat esnekliğini, ^2 'se gelir esnekliğini gös­
termektedir. Dünya geliri ticaret yapılan ülkelerinin reel gelirlerinin ağırlıklı
bir ortalaması olarak ifade edilebilir. Çalışmamızda OECD ülkelerinin top­
lam gelir seviyesi kullanılmaktadır.
Arz fonksiyonunda, arz edilen ihracat miktarı göreli ihracat fiyatı ile yurt­
içi kapasite kullanım göstergesinin fonksiyonu olmaktadır.
lnX^ = P 0 +P1
ln(P^^/p)4-p2 f
s
X
: ihracat arz miktarı
P
: TL cinsinden ihracat birim fiyatı
P
: Yurtiçi genel fiyat seviyesi
y*
: Kapasite göstergesi.
(2)
Burada y* için yurtiçi üretimin büyüme trendinden sapmaları kullanıla­
bilir. P2 katsayısı ülkenin yurtiçi üretim kapasitesindeki değişmelerin ihra­
cat miktarı üzerindeki etkisini göstermektedir. p.| ise arzın göreli fiyat es­
nekliğini ifade etmektedir.
Denklem (2) ihracat fiyatı için çözüldüğünde
Inpx""""-=bo-ı-b 1 lnX^ -ı-b2 y* + b3 İn P
(2a)
elde edilir. Bu denklemde katsayılar
b o = - P o / P l ; b i =1/p1 ; b 2 = - p 2 / P l olur.
b 3 bire eşit olduğu takdirde, arz fonksiyonu fiyatlar açısından sıfınncı
dereceden homojen olacaktır. Diğer bir deyişle bütün fiyatlar aynı oranda
arttığı takdirde ihraç edilen miktar değişmeyecektir.
TABLO 23
Sınai Ürünleri İhracatı Arz-Talep Modeli:
İki Evreli En Küçük Kareler Tahminleri, 1960-1985
İn P ^ . y = -7.219 + 1.035 İn MX
(- 2.86)
(2.12)
-0.033 y* + 0.544 İn P
(-0.664) (1.615)
R^ = 0.930
60 = 6.97
D.W=1.86
Bı = 0.97
İn MX = -17.573
(-4.65)
F= 112.43
62 = 0.032
-0.819 İn (P mX^^ ^ M ^
(-4.16)
+ 4.70 İn Y o E C D
(5.93)
R^ = 0.939 D.W= 1.867
AR(1) = 1.251
(6.61)
AR(2) = 0.519
(-2.95)
F = 89.26
Enstrümanlar: In P
İn y ^ ^ ^ ^
Model iki evreli en küçük kareler yöntemi kullanılarak yıllık verilerle
1960-1985 dönemi için tahmin edilmiştir. Sonuçlar incelendiğinde modelin
açıklayıcı gücünün oldukça yüksek olduğu göze çarpmaktadır. Sınai mallan
ihracatında olan talebin gelir esnekliği 4.7 olarak hesaplanmaktadır. Do­
layısıyla sınai ürünleri ihracatımızın OECD ülkelerindeki gelir artışlarına son
derece duyarlı olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır. Arzın fiyat esnekliği (B-j)
ise 0.97 olarak belirlenmektedir. Ancak hesaplanan katsayının istatistiki açı­
dan anlamlı olmayışı (t oranının düşük oluşu) ihracat arz eğrisinin yukarı
doğru eğim gösteren tarzda normal bir arz eğrisi olmadığını ifade etmekte­
dir.
Söz konusu katsayının anlamlı olmayışı, yatay bir arz eğrisi durumunu
gösterdiği dolayısıyla arzın fiyat esnekliğinin sonsuz olduğu doğrultusunda
yorumlanabilir. Goldstein ve Khan çalışmalarında Japonya örneği için ben­
zeri bir yorum getirmektedir. Sonuç olarak Türk sınai ürünleri ihracatının fi­
yat ve gelir artışlanna son derece duyarlı oldukları ortaya çıkmaktadır. İhraç
mallarına talebin fiyat esnekliğinin ise -0.819 olarak belirlendiği ve dolayı­
sıyla birden az oluşu dikkat çekicidir.
Reel kur ve vergi iadesi oranlarındaki değişimlerin ihracat üzerindeki
göreli etkileri bir başka önemli inceleme konusu oluşturmaktadır. Soruna
açıklık getirmek açısından basit en küçük kareler yöntemiyle ihracat fonk­
siyonları tahmin edilmiş, doğrusal toplam ihracat ve sınai ürünleri ihracatı
fonksiyonları hesaplanmıştır.
Vergi iadesine konu olan mallann ihracat içindeki payının çeşitli dönem­
lerde önemli farklılıklar gösterdiği göz önüne alınarak, vergi iadesi değişke­
ni vergi iadelerinin toplam ihracata oranı olarak tanımlanmıştır. Kukla değiş­
ken 1980-1986 döneminde ihracat alanında yapısal bir değişim olup olma­
dığını, aynı zamanda kur ve vergi iadesi dışındaki teşvik önlemlerinin ortak
etkilerini ölçmektedir.
Sonuçlar incelendiğinde, gerek toplam ihracat gerek sınai malları ihra­
catı fonksiyonunda döviz kuru değişkenin katsayısı pozitif ve istatistiki
açıdan anlamlı çıkmaktadır. Diğer taraftan vergi iadesi değişkeni sadece
toplam ihracat fonksiyonu çerçevesinde anlamlı sonuç vermektedir. Kukla
değişkenin her iki denklemde de anlamlı sonuçlar vermesi, 1980 sonrası ih­
racat performansının sadece kur ve vergi iadesi değişmeleri ile açıklanamayacağının, ihracat kredileri, yurtiçi talebin sınırlı oluşu gibi ilave etkenlerinde
önemli rol oynadığına işaret etmektedir (Tablo 19).
Reel kur ve vergi iadesi değişkenlerinin önem derecelerini belirlemekte­
ki güçlükler bir ölçüde söz konusu uygulamalarm eşanlı ve birbirine paralel
oluşundan kaynaklanmaktadır. Paralel uygulama nedeniyle çoklu bağlantı
(multicollinearity) sorunu ortaya çıkmakta, bu da bireysel katsayıların yoru­
munu güçleştirmektedir.
İhıracat denklemlerinden iki temel sonuç çıkartılabilir:
(i) Gerek toplam ihracatın gerek sınai ürünleri ihracatının teşvik
önlemlerine son derece duyarlı olduğu görülmektedir.
(ii) Sadece kur politikasına dayalı bir teşvik yapısının ihracat artışlanna
süreklilik kazandırmak açısından yeterli olmayacağı görüşü destek kazan­
maktadır.
TABLO 19
İhracat ve Sınai Ürünleri İhracatı Fonksiyonları
1964-1985
(i) İhracat Fonksiyonu
X= -2298.81 + 51.7 e-1-275.9 V
(-1.217) (2.51) (2.98)
+ 3687.2 D
_2 (3.37)
R = 0.878 D.W= 1.88 F= 43.08
(ii) Sınai Ürünleri İhracatı Fonksiyonu:
MX= -5087.96 + 56.2 e
(-3.12) (3.31)
+ 59.55 V-1-3192.62 D
o
(1.5) (3.35)
R = 0.865 D.W= 1.76 F= 18.00
X
MX
e
V
D
= Reel İhracat
= Reel Sınai Ürünleri İhracatı
= Reel Kur (bknz Tablo 10)
= Vergi İadesi Oranı
= Kukla Değişken, 1980-1985 Dönemi
4. İhracat Kesimindeki Smırlamalar Üzerine Bazı Düşünceler
1980 sonrası ihracat atılımı yurtiçi talebin sınırlı olduğu bir dönemde
gerçekleştirilmiştir. Özellikle imalat sanayiinde talep sınırlamaları nedeniyle
atıl kapasitenin varlığı ihracat atılımına zemin hazırlamıştır. Ancak, İstanbul
Sanayi Odası tarafından derlenen veriler incelendiğinde, kapasite kullanım
oranlannda önemli artışlar olduğu ve bir çok sektörde 1987 yılı itibariyle ka­
pasite sınırlarına ulaşıldığı anlaşılmaktadır (Tablo 20). Dolayısıyla önümüz­
deki yıllarda ihracat artışlarının süreklilik kazanabilmesi açısından özel sek­
tör yatırımlannın ihracat alanında yoğunlaşması ve ihracata yönelik yatınmların süratle arttıniması gerekecektir. Yatırımların ihracat kesiminde yoğun­
laşması dış borç faiz ve anapara ödemeleri açısından da büyük önem taşı­
maktadır.
TABLO 20
İmalat Sanayiinde Kapasite Kullanım Oranları, 1982-1988
(Yüzde Oranlar)
1982
1983
1984
1985
1986
1987
1988
Tartılı *
66.8
63.6
72.0
72.7
72.7
75.1
72.0
Tartısız
58.1
60.2
61.2
62.1
63.3
68.1
67.2
KAYNAK: İstanbul Sanayi Odası.
* Firma büyüklüğü gözönüne alınmaktadır.
Ancak, bu doğrultuda kaygı uyandırabilecek bazı eğilimlerin altını çiz­
mek gerekmektedir. Kamu yatırımlarının giderek imalat sanayiinden altyapı
yatırımlarına kaydığı bir dönemde (bknz. dördüncü bölüm), sanayi kesimi­
nin özel yatınmlar içindeki payının azalma eğiliminde olması dikkat çekici­
dir. Ayrıca özel yatınmlar içinde döviz katkısı bulunmayan konut kesiminin
ön plana geçmesi ve imalat sanayiinin ikinci plana düşmesi üzerinde önem­
le durulması gereken bir noktadır (Tablo 21).
Ekonometrik sınamalar finansman zorluklannın yatırım harcamalannın
hacmini belirleyen temel etken olduğu hipotezini desteklemektedir (bknz
üçüncü bölüm). Bu sonuç İstanbul Sanayi Odası tarafından gerçekleştirilen
ihracat kesiminde yatırımları sınırlayan etkenler ile ilgili anket çalışmalarıyla
açıkça desteklenmektedir.
Anket verileri finansman zorluklarmm bariz bir farkla ihracat yatırımlarmı smırlayan temel değişken olduğunu açıkça ortaya koymaktadır (Tablo
22). Görülüyor ki ihracat yatınmlan yüksek kredi faizleri gibi sınırlamalardan
doğrudan doğruya etkilenmektedir. Dolayısıyla, mali kesim ile ilgili düzenle­
meler ihracat kesiminin performansı açısından büyük önem kazanmaktadır.
TABLO 21
Özel Sabit Sermaye Yatırımlarının Kesimlerarası Dağılımı
1970-1988 (Yüzde Oranlar)
1970
1971
1972
1973
1974
1975
1976
1977
1978
1979
1980
1981
1982
1983
1984
1985
1986
1987
1988
İmalat
Sanayii
30.2
30.3
36.0
34.3
38.1
37.8
34.4
33.6
32.1
24.7
25.7
29.1
28.6
27.5
27.7
32.8
31.3
26.2
23.1
Konut
40.0
40.0
35.1
36.4
30.6
30.4
31.7
33.7
39.6
47.3
46.5
31.2
30.5
30.4
30.8
31.9
36.0
43.5
48.2
KAYNAK: Devlet Planlama Teşkilatı
* Geçici
Diğer
29.8
29.7
28.9
29.3
31.3
31.8
33.9
32.7
28.3
28.0
27.8
39.7
40.9
42.1
41.5
35.3
32.7
30.3
28.7
TABLO 22
1986 ve 1987 Yıllarında İhracat Yatınmlannı Sınırlayan Etkenler
ISO Anket Sonuçlan
(Yüzde Oranlar)
Finansman
Teşviklerden Yararlanma
Altyapı
Diğer
1 9 86
Tartısız . Tartılı
57.1
64.1
8.2
18.1
14.9
22.5
5.2
9.9
1 987
Tartısız
Tartılı
59.7
76.0
8.6
18.7
10.4
14.0
5.0
12.3
KAYNAK: İstanbul Sanayi Odası (1987, 1988).
Üzerinde durulması gereken diğer bir faktör de teşviklerin yapısı ile ilgi­
lidir. 1980 sonrası ihracat kesiminin kurumsal yapısı incelendiğinde "dış ti­
caret sermaye şirketlerinin" Türkiye'nin ihracat atılımında önemli bir rol üst­
lendikleri açıkça görülmektedir. Uygulanan model, Japon ve Güney Kore
modellerinden esinlenerek, az sayıda büyük çaplı şirketin teşvik edilmesi
yoluyla dış pazarlarda rekabet gücü geliştirilebileceği savına dayanmakta­
dır. Büyük çaplı şirketlere yönelik teşvik yapısı neticesinde dış ticaret ser­
maye şirketlerinin toplam ihracat içindeki payları hızla artmış ve 1987 yılın­
da toplam ihracatın yüzde 50'ye yakın bir bölümü söz konusu şirketler tara­
fından gerçekleştirilmiştir (Tablo 23).
TABLO 23
Dış Ticaret Sermaye Şirketlerinin Toplam İhracat İçindeki Payı
1980-1988 (Yüzde Oranlan)
1980
1981
mz
1982
mâ m^ m^. ım mm
5.8
13.6
18.4
28.6
45.7
42.4
49.4
44.1
46.3
KAYNAK: Türkiye Dış Ticaret Derneği
Dış ticaret sermaye şirketlerine verilen teşvikler, özellikle vergi iadeleri,
pazarlama aşamasına yönelik teşvikler olmuştur. Bu tür teşvikler neticesin­
de söz konusu şirketler dış pazarlara açılabilme konusunda önemli darboğazlan aşabilmişler ve dolayısıyla ihracat atılımına önemli katkılarda bu­
lunmuşlardır. Pazarlama aşamasına yönelik teşvikler ihracatta öğrenme sü. recinin başlangıcını teşkil eden 19801i yılların ilk dönemleri için oldukça ras­
yonel bir strateji olarak nitelendirilebilir. Ancak daha sonraki dönemde teş­
viklerin pazarlama aşamasından üretim ve yatırım aşamasına süratle kaydınlamamış olması dikkat çekici bir gelişmedir. İhracat teşviklerinin yeniden
düzenlenmesinde bir gecikme söz konusudur. 1989 yılmm başmdan itibar­
en vergi iadesi uygulaması kaldırılmış ve üretime yönelik teşviklerin uygu­
lanmasına başlanmıştır. Kanımızca bu süreç daha önceden başlatılıp ihra­
cat ajanında bir yatırım hamlesinin gerçekleştirilmesi mümkün olabilirdi.
Özet olarak yatırımların döviz kazandıran alanlarda yoğunlaşması ve
yatınmlan sınırlayan finansman engellerinin ortadan kaldırılması, ihracat
artışlarının sürekliliğini koruması açısından üzerinde titizlikle durulması ge­
reken konular arasında yer almaktadır.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
MALİ REFORM VE KAMU KESİMİ
1. MALİ KESİM İLE İLGİLİ TEMEL DEĞİŞİMLER
1980 öncesinde Türkiye ekonomisi "mali baskı" altında olan bir ekono­
minin klasik özelliklerine sahip bulunmaktaydı. Mevduat faiz oranları hükü­
met tarafından belirlenmekte ve çok düşük düzeylerde tutulmaktaydı. Buna
paralel olarak düşük kredi faiz uygulaması yoluyla sanayi kesimine fon ak­
tan mı yapılmaktaydı. Faiz oranları banka mevduatlarını arttırma ve yüksek
getirili projelerin seçimi doğrultusundaki iki temel işlevini gerçekleştirememekteydi (Fry and Fahri, 1979; Hanson and Neal, 1986; Akalın, 1986).
1980 sonrasında faizlere uygulanan tavanın kaldırılması ve enflasyo­
nun 1978-1980 dönemine göreli olarak kontrol altına alınması neticesinde,
reel mevduat faiz oranlarının ilk defa pozitif olarak gerçekleştiği görülmekte­
dir. Mevsimlik veriler incelendiğinde 1981 yılının ikinci üç ayından itibaren
reel faiz oranlarının artı değerler aldığı ortaya çıkmaktadır. Ancak 19801987 döneminde tam anlamıyla bir serbest faiz uygulamasından söz etmek
mümkün değildir. Faiz oranlan dönem boyunca büyük bankalar arasında
yapılan centilmenlik anlaşmasıyla belirlenmiş olup, serbest piyasa ve tam
rekabet şartları altında oluşacak faiz oranlanndan farklılık göstermektedir.
19701i yılların başından itibaren artan enflasyon oranları ile sabit nomi­
nal faiz oranlarının birleşmesi neticesinde, reel faiz oranları sürekli olarak
düşüş kaydetmiştir. Enflasyonun 1970'lerin sonlanna doğru hızla artmasına
paralel olarak negatif faiz oranlan da doruk noktasına ulaşmıştır. Faiz oran­
larının kısmen serbest bırakılması ve enflasyonun göreli olarak kontrol
altına alınması neticesinde 19601ı yıllann sonlarından itibaren ilk defa pozi­
tif reel faiz oranları gerçekleşmiştir. Reel faiz oranları pozitif düzeylerde
seyretmekle beraber istikrarlı bir eğilim göstermemektedir. Reel faiz oranla­
rındaki dalgalanmalar ile makroekonomik performans arasındaki ilişki üze­
rinde önemle durulması gereken bir noktadır.
TABLO 1
Enflasyon, Nominal ve Reel Faiz Oranlan, 1973-1987
(Yüzde Olarak)
1964
1965
1966
1967
1968
1969
1970
1971
1972
1973
1974
1975
1976
1977
1978
1979
1980
1981
1982
1983
1984
1985
1986
1987
Enflasyon
Oranı
1.2
8.1
4.8
7.6
3.2
7.2
6.7
15.9
18.0
20.5
29.9
10.1
15.6
24.1
52.6
63.9
107.2
36.8
25.2
30.6
52.0
40.0
26.7
39.0
Nominal
Fgiz Oranı
6.5
6.5
6.5
6.5
6.5
6.5
9.0
9.0
9.0
9.0
9.0
9.0
9.0
9.0
13.8
18.1
24.0
36.8
37.5
35.0
54.9
45.3
46.9
48.2
Reel
Faiz Oranı
5.24
-1.48
1.62
-1.02
3.20
-0.65
2.16
-5.95
-7.63
-9.54
-16.09
-1.00
-5.71
-12.17
-25.43
-27.94
-40.15
0.00
9.82
3.37
1.91
3.79
15.94
6.62
KAYNAK: Merkez Bankası ve Devlet İstatistik Enstitüsü.
Reel faiz oranlarının evrimi mali kesimin boyutlarını ve performansını
doğrudan doğruya etkilemektedir. Makro düzeyde mali kesim performans
göstergeleri ortak bir eğilim göstermektedir. 1977-1980 döneminde faiz
oranlarının had safhada negatif düzeye düşmesi neticesinde finans kesi­
minde önemli bir daralma meydana gelmiştir. Toplam mevduat, tasarruf
mevduatları ve para arzının milli gelire oranlannda söz konusu dönemde
önemli düşüşler kaydedilmiştir. Hanehalkından banka kesimine fon akımı
son derece sınırlanmış ve banka kesiminin yatınmları finanse edebilme
kapasitesinde aynı doğrultuda bir azalma olmuştur. M2 /GSMH oranında
kaydedilen düşüş önemli bir makroekonomik dengesizlik göstergesidir. Söz
konusu oranın düşmesi, paranın dolaşım hızında bir artış anlamına gelmek­
te ve bu artış enflasyonu körüklemektedir. IV^ /GSMH oranındaki düşüş ekonominin bir kısır döngü içinde olduğunu ifade etmektedir. Nominal faiz
oranlannın sabit kaldığı bir ortamda enflasyonun artışı M2/GSMH oranını
düşürmekte, söz konusu gelişme ise enflasyonu daha fazla körükleyerek
reel faiz oranlarının daha büyük çapta düşmesine neden olmaktadır.
1980 sonrasında reel faiz oranlarının pozitif düzeylerde belirlenmesi
önemli boyutlarda mevduat artışlarına yol açmıştır. Özellikle tasarruf mev­
duatı - milli gelir oranında 1980 sonrasında önemli artışlar olduğu gözlen­
mektedir. Banka mevduatlannın toplam mali varlıklar içindeki payında kay­
dedilen artışlarda dikkat çekici gelişmeler olarak nitelendirilebilir.
TABL02
Mali Kesim Performans Göstergeleri
Banka Mevduatları, 1970-1987
1970
1971
1972
1973
1974
1975
1976
1977
1978
1979
1980
1981
1982
1983
1984
1985
1986
1987
M2
44.15
56.64
70.90
90.35
113.28
146.64
181.16
243.52
328.01
527.80
881.95
1637.19
2554.14
3288.45
5179.00
8145.48
11643.96
16990.13
Reel Para
Arzı
(M2/P)
772.88
855.33
907.36
959.79
926.66
1089.80
1165.07
1262.19
1114.31
1093.85
881.95
1197.06
1491.03
1469.43
1522.28
1710.69
1930.07
2026.26
KAYNAK: Merkez Bankası
M2/GSMH
30.05
29.49
29.94
29.16
26.52
27.35
26.84
27.90
25.39
23.93
19.89
24.98
29.24
28.47
28.19
29.31
29.62
29.10
TABLO 3
Mali Kesim Performans Göstergeleri:
Banka Mevduatları, 1970-1987
1970
1971
1972
1973
1974
1975
1976
1977
1978
1979
1980
1981
1982
1983
1984
1985
1986
1987
Toplam
Vadeli
Mevduat Mevduat
32.24
8.80
13.02
42.57
54.71
18.01
20.54
69.48
87.10
24.58
29.00
113.33
138.42
30.78
34.40
179.76
44.41
233.72
381.47
83.31
177.94
661.39
665.15
1352.09
2138.93
1212.23
1347.47
2721.42
4411.69
2926.33
7114.21
4936.78
6627.34 10213.02
8227.50 14208.61
KAYNAK: Merkez Bankası.
Reel
Vadeli
Mevduat
154.05
196.62
230.49
218.20
201.07
215.52
197.95
178.30
150.87
172.66
177.94
486.34
707.66
602.11
860.14
1036.81
1098.53
981.22
Toplam
Vadeli
Reel
Toplam Mevduatlar/ Mevduat/
GSMH
GSMH
Mevduat
21.94
5.99
564.39
22.17
6.78
642.86
23.10
700.17
7.61
22.43
6.63
738.09
20.39
5.76
712.50
5.41
21.14
842.25
4.56
20.51
890.20
20.59
3.94
931.71
3.44
18.09
793.99
3.78
17.30
790.59
4.01
14.91
661.39
20.63
10.15
988.60
13.88
24.49
1248.64
23.56
11.66
1216.06
24.01
1296.74
15.93
1494.11
17.76
25.60
25.98
16.86
1692.88
24.34
14.09
1694.53
Şekil 1
Toplam Mevduat, Vadeli Mevduat ve Toplam Para Arzmın
Milli Gelire Oranlan 1970-1987 (Yüzde Oranlar)
71
72
73
74
75
"Vadeli Mevduat/GSMH
76
77
78
79
80
81
82
Toplam Mevduat/GSMH
83
H
1
1
1
84
85
86
87
Toplam Para
Arzı/GSMH
TABLO 4
Mali Kesim Performans Göstergeleri:
Dolaşımdaki Para, Banka Mevduatları ve
Toplam Mali Varlıklar, 1970-1987
Toplam
Dolaşımdaki
Banka
Mali
Varlıklar
Para
Mevduatı
(C+D)/GNP
(C^
(D^
(C+D)
1970
1971
1972
1973
1974
1975
1976
1977
1978
1979
1980
1981
1982
1983
1984
1985
1986
1987
11.85
13.92
15.98
20.70
26.15
32.91
42.47
62.96
93.83
143.68
217.51
280.64
411.87
547.54
735.52
1011.38
1415.18
2274.74
32.24
42.57
54.71
69.48
87.10
113.33
138.42
179.76
233.72
381.47
661.39
1352.09
2138.93
2721.42
4411.69
7114.21
10213.02
14208.61
44.09
56.49
70.69
90.18
113.25
146.24
180.89
242.72
327.55
525.15
878.90
1632.73
2550.80
3268.96
5147.21
8125.59
11628.20
16483.34
30.01
29.42
29.85
29.11
26.52
27.28
26.80
27.81
25.36
23.81
19.82
24.91
29.20
28.30
28.01
29.24
29.58
28.23
Dm±m
73.12
75.36
77.39
77.05
76.91
77.50
76.52
74.06
71.35
72.64
75.25
82.81
83.85
83.25
85.71
87.55
87.83
86.20
KAYNAK: Merkez Bankası.
Mevduat alanında kaydedilen olumlu gelişmelere rağmen reel kredi­
lerde ve kredilerin milli gelirdeki oranında bir gerileme söz konusudur. An­
cak gerileme büyük ölçüde kamu kesimine verilen kredilerin azalmasından
kaynaklanmaktadır. Banka kredilerinin önemli boyutlarda kamu kesiminden
özel kesime kayması 1980 sonrası dönem çarpıcı özelliklerinden birini
oluşturmaktadır.
TABLO 5
Mali Kesim Performans Göstergeleri:
Banka Kredileri, 1970-1986
Milyar TL
1970
1971
1972
1973
1974
1975
1977
1978
1979
1980
1981
1982
1983
1984
1985
1986
1987
Özel
Toplam
Kesim
Krediler Kredileri
64.7
32.5
76.8
37.2
96.8
49.4
126.9
65.0
185.4
84.2
248.6
121.2
512.3
205.8
643.6
260.7
963.7
380.8
1614.5
660.3
2489.4
1231.3
3056.4
1813.5
4079.8
2707.9
4564.1
3624.8
7550.0
5725.3
12354.8
8992.4
19659.6
13936.3
KAYNAK: Merkez Bankası
Reel
Toplam
Krediler
11.4
11.6
12.3
13.5
15.2
18.4
26.4
22.1
20.1
16.1
18.2
17.8
18.2
13.4
16.9
26.7
32.2
Reel
Özel
Kesim
Kredileri
5.7
5.6
6.3
6.9
6.9
9.0
10.6
9.0
7.9
6.6
9.0
10.6
12.1
10.7
12.8
19.5
32.9
Yüzde Oranlar
Özel
Kesim
Toplam
Kredileri
Krediler
-GSMH
-GSMH
22.1
44.0
19.4
40.0
40.2
20.5
21.0
41.0
43.4
19.7
22.6
46.3
58.7
23.6
20.2
49.9
43.8
17.3
36.4
14.9
18.8
38.0
35.0
20.8
23.4
35.3
19.8
24.9
27.2
20.7
31.4
22.9
33.6
23.9
TABLO 6
Banka Kredilerinin Dağılımı, 1977-1987
(Yüzde Oranlar)
1977
1978
1979
1980
1981
1982
1983
1984
1985
1986
1987
Kamu
49.3
49.1
50.2
48.0
40.2
34.8
31.7
25.2
27.3
27.2
29.1
Özel
50.7
50.9
49.8
52.0
59.8
65.2
68.3
74.8
72.7
72.8
70.9
KAYNAK: Merkez Bankası
„ Tasarrufların ve yatın m lan n evrimi mali kesim performansının önemli
bir ölçütüdür. Tasarruf mevduatı alanında kaydedilen önemli gelişmelere
rağmen, 1980-1985 döneminde gerek toplam, gerek özel tasarruflarda
1980 öncesine oranla herhangi bir farklılık gözlenmemektedir. Tasarruf
oranlan yıldan yıla dalgalanmalar göstermiş, fakat tasarruf oranında bir ar­
tış kaydedilememiştir (Tablo 7). Söz konusu dönemde tasarrufların bileşi­
minde de özel kesim lehine ciddi bir gelişme olmamıştır.
Mali reformlann tasarruflar üzerindeki etkisi 1986 yılından itibaren ken­
dini göstermeye başlamıştır. 1986 ve daha sonraki yıllarda toplam ve özel
tasarruf oranlannda belirgin bir artış kaydedildiği tablo 7'den açıkça izlen­
mektedir.
TABLO 7
Tasarrufların Milli Gelirdeki (GSMH) Payı,
(Yüzde Oranlan)
1970-1988
1970-
19Z5 i2Z£ M Z M S 1
Yurtiçi Tasarruflar
17.7
17.5
Kamu
8.2
8.9
8.1
Özel
10.2
8.8
9.4
1.3
5.2
5.6
7.0
2.7
2.0
40.9
42.9
39.2
29.7
34.9
16.3
30.0
12.9
11.1
12.0
13.8
14.7 20.6
12.9
Dış Tasarruflar
17.0
9.8
6.8
6.7
10.8. 13.0
mımmâimımımımım
18.4
19.7
Mi2im
15.9
18.4
18.7
16.0
16.8
18.6
21.0
3.5 25.7
2.6
5.5
8.6
8.9
8.3
7.6
9.2
8.9
17.2
10.6
9.8
9.8
7.7
9.2
9.4
12.1
16.0 18.1
5.5 : 3.2
1.7
3.5
2.8
1.9
2.2
1.5 -2.1
44.7
45.3
44.9
46.3
52.4
50.9
44.3 46.9
12.2
12.3
9.4
9.1
11.4
14.6
19.3 21.6
7.5
7.6
Kamu Tasarrufları
-Kamu Harcanabilir Gelir
Özel TasarruflarÖzel Harcanabilir Gelir
Yatırımlarla ilgili veriler tasarruf oranlan ile paralel bir eğilim göster­
mektedir. 1 9 8 0 - 1 9 8 5 döneminde toplam ve özel yatırımların milli gelirdeki
payları 1980 öncesi döneme oranla daha düşük düzeyde gerçekleşmiştir.
Ancak, 1986 yılından itibaren tasarruflardaki artışa paralel olarak toplam ve
özel yatın m oranlannda önemli bir sıçrama söz konusudur.
TABLO 8
Yatınmlann Evrimi ve GSMH İçindeki Payı,
1973-1988
(Yüzde Oranlar)
Özel Sabit
Toplam
Toplam Sabit
Sermaye
Kamu Sabit
Yatınmlar Sermave Yatırımlan Sermave Yatırımları Yatırımları
1973
18.1
17.2
8.1
9.1
1974
19.7
17.1
8.0
9.1
1975
22.9
19.9
9.9
10.0
1976
23.1
21.6
11.1
10.5
1977
24.0
24.1
11.7
12.4
1978
22.5
21.7
11.2
10.5
1979
21.7
20.4
9.6
10.8
1980
21.3
19.5
10.9
8.6
1981
21.9
19.1
7.2
11.9
1982
20.4
19.0
11.0
7.3
1983
19.5
18.4
8.2
10.2
1984
19.6
10.2
18.1
7.9
1985
20.5
8.4
19.6
11.2
1986
23.2
12.7
22.3
9.6
1987
25.3
24.1
12.9
11.5
1988
23.6
23.9
11.4
12.5
KAYNAK: Devlet Planlama Teşkilatı
1 9 8 0 yılından itibaren gerçekleştirilen önemli değişikliklere rağmen
uzun bir süre toplam ve özel tasarruf oranlarının oldukça istikrarlı bir eğilim
göstermesi, tasarrufların seferber edilebilmesi ve verimli yatın m alanlarına
kaydırılabilmesi açılanndan kurumsal gelişmenin önemini gündeme getir­
miştir. Türk mali kesiminde bankalar hakim rol oynamaktadır. Banka mev­
duatları toplam finansal araçların üçte ikisini oluşturmaktadır. Şirket hisse
senetleri ve tahvilleri gibi sermaye piyasası kaynaklı araçlar toplam finansal
araçlar içinde çok düşük bir paya sahiptir (Tablo 9).
Sermaye piyasasının ve dolayısıyla banka kesimine alternatif olabile­
cek aracı finans kuruluşlannın ve finansal araçların gelişmesini ve yer­
leşmesini teşvik etmek amacıyla bir dizi kurumsal düzenlemeler getirilmiştir
(Ertuna, 1 9 8 7 ) .
TABLO 9
Seçilmiş Finansal Araçlar, 1 9 7 5 - 1 9 8 5
(Yüzde Oranlar)
Mevduat
Hazine Bonoları
ve Devlet Tahvilleri
Şirket Tahvili
Hisse Senedi
1975
57
1980
56
1985
69
35
3
5
31
5
7
21
1
9
KAYNAK: Coşan-Ersel ( 1 9 8 6 ) ; Ertuna ( 1 9 8 7 ) .
1981 yılında Sermaye Piyasası Kanunu kabul edilmiş ve 1982 yılında
Sermaye Piyasası Kurulu oluşturulmuştur. 1982 yılında bankacılık siste­
miyle ilgili kanun niteliğinde kararname çıkanimış ve 1985 yılında Bankalar
Kanununa dönüştürülmüştür. 1984 yılında özel finans kurumlannın çalışma
esaslarını saptayan Bakanlar Kurulu Kararı alınmıştır. Son iki yılın en
önemli gelişmesi ise İstanbul Menkul Kıymetler Borsası ile ilgilidir. İstanbul
Menkul Kıymetler Borsası 1985 yılında düzenlenip, 1986 yılı başında faaliy­
ete geçmiştir. Hisse senetleri ve şirket tahvilleri ile ilgili bilgiler ilişikteki ta­
bloda sunulmaktadır. Son yıllarda gerçekleştirilen köklü kurumsal düzenle­
melere rağmen söz konusu araçların milli gelirdeki paylarında önemli bir
sıçrama gözlenmemektedir. Ancak 1 9 8 0 sonrasında hisse senetlerinin
GSMH içindeki payında belirgin bir artış kaydedilmiştir (Tablo 10).
Türk finans kesiminde özellikle dikkati çeken bir unsur, sanayileşmiş
ülkelerde tasarrufları seferber etmek açısından önemli rol oynayan sigorta
şirketleri ve sosyal güvenlik kurumları gibi kuruluşlarının pek fazla geliş­
memiş oluşudur. Örneğin sigorta şirketlerinin Merkez Bankası dışındaki
mali kurumlann toplam aktifleri içindeki payı yüzde biri geçmemektedir
(TÜSİAD, 1982).
Hükümet tarafından uygulanan makroekonomik politikalar sermaye pi­
yasasının gelişimini doğrudan doğruya etkilemektedir. Sürekli ve yüksek
boyutlu enflasyonun yarattığı belirsizlik ortamında sermaye piyasası isteni­
len düzeyde gelişememektedir. Sermaye Piyasası Kurulu tarafından ger­
çekleştirilen bir araştırmada çeşitli finansal araçların reel getiri oranlan he­
saplanmıştır (Coşan and Ersel, 1986). Bu bulgulardan hareket ederek var­
dığımız sonuçlar şunlardır.
(i) Mali araçların getiri oranları yıldan yıla önemli dalgalanmalar gös­
termektedir. Getiri oranlannın istikrarsız oluşu mali araçlara olan talebi fren­
leyici bir etki yapmaktadır. Söz konusu dalgalanmalann yüksek boyutlu ve
değişken enflasyon oranları ile yakından bağlantılı olduğu düşünülürse, en­
flasyonun finans kesiminin gelişmesi üzerinde yarattığı olumsuz etki açıkça
görülmektedir.
(ii) Reel mevduat faizleri bir çok mali aracın getiri oranlarının altında
kalmaktadır. Söz konusu eğilim 1985-1986 döneminde daha belirgin bir ha­
le gelmiştir. Özellikle altının getiri oranının oldukça yüksek düzeyde seyret­
tiği göz önüne alındığında, önümüzdeki dönemlerde mevduat artışlannın
devamı açısından olumsuz bir tablo ortaya çıkmaktadır.
(İÜ) Hiçbir risk boyutu olmayan hükümet tahvilleri ve hazine bonolan gibi
kamu finansman araçlannın getiri oranlannın yüksek oluşu ve özellikle reel
mevduat faiz oranlannın yüksek oluşu ve özelikle reel mevduat faiz oran­
larının üzerinde seyretmeleri tehlikeli ve özellikle üzerinde durulması gere­
ken bir gelişmedir. Risk boyutu ile getiri oranı arasında bir bağlantı kurula­
mayışı finans sisteminin gelişmesini engelleyici etkenlerden biri olmaktadır
(Ertuna, 1987). Kamu kesimi finansman ihtiyaçlannın mali kesim üzerindeki
etkileri ayrı bir bölümde aynntılı bir biçimde ele alınacaktır.
2. REEL FAİZ ORANLARI V E KREDİ - MEVDUAT FAİZ FARKINI
BELİRLEYEN ETKENLER
Yüksek kredi faiz oranları ile kredi - mevduat faizleri arasındaki uçurum
(spread), mali kesimin performansında göze çarpan en önemli unsurlardan
biridir. Banka sisteminin kaynak aktarma işlevini yüksek maliyetle gerçek­
leştirmesi reel kesimin performansını ve yatırım hedeflerini olumsuz yönde
etkilemektedir. Yüksek kredi faiz oranları Türkiye'ye özgü bir gelişme ol­
mayıp mali kesim reformu sonrasında birçok orta gelir düzeyindeki ülkede
gözlenen bir gelişmedir (Hanson, 1986; Gorbo, Melo and Tybout, 1986).
Mali kesim reformu ile ilgili ilginç bir paradoks ortaya çıkmaktadır. Reform
öncesinde negatif reel faiz oranlannın varlığı ve olumsuz etkileri vurgulan­
makta, ancak reform sonrasında söz konusu durumun tam tersine yüksek
kredi faiz oranlarının süreklilik kazandığı izlenmektedir. Kredi - mevduat faiz
farkının geçici olmayışı ve süreklilik arzetmesi bir tek nedene indirgenemez
ve çeşitli etkenlerin bir araya gelmesiyle açıklanabilir (Tablo 11).
TABLO 10
Mali Kesim Performans Göstergeleri
Banka Kesimi Dışında Mali Araçlar, 1970-1985
(Yüzde Oranlar)
Kamu Kesimi
Tahvilleri-GSMH
1970
1971
1972
1973
1974
1975
1976
1977
1978
1979
1980
1981
1982
1983
1984
1985
11.3
10.0
9.6
9.7
7.8
8.0
9.6
11.3
10.2
7.4
4.1
3.3
2.9
3.8
3.3
4.5
Şirket Tahvilleri
-GSMH
Hisse Senetleri
-GSMH
0.5
0.4
0.4
0.5
0.4
0.6
0.7
0.6
0.8
0.5
0.6
0.6
0.6
0.5
0.4
0.3
KAYNAK: Sermaye Piyasası Kurulu, Coşan ve Ersel (1986).
0.4
0.6
0.8
1.1
1.2
1.1
1.1
1.2
1.1
0.6
1.0
1.0
2.0
2.4
2.3
2.0
TABLO 11
Kredi ve Mevduat Faiz Oranları Arasındaki Fark
(Spread) 1987- 1988
1987 1988
Mevduat Faiz Oranı
52
65
12
16
Munzam Karşılık Oranı
27
23
Disponibilite Oranı
Hazine Senetleri
18
20
7
5
Nakit
57
Kredi Olarak Verilebilecek Fon Oranı 65
68.9 100
Kredinin Bankaya Toplam Maliyeti
İşletme Maliyeti
8.0
8.0
Vergi
10.0
14.0
Alıcı İçin Kredinin Toplam Maliyeti
86.9 122.0
Mevduat Sahibine Geliri Oranı
46.8
58.5
Fark
40.1
63.5
KAYNAK: Anket verilen.
(A) Banka Kesiminde Piyasa Yapısı : Gelişmekte olan ülkelerin ortak
bir özelliği, bankalarm mali kesimde hakim rol oynamalan ve diğer aracı fi­
nans kurumlarının göreli katkılarının son derece sınırlı kalışıdır. Daha
öncede belirtildiği gibi Türkiye'de banka mevduatları toplam finansal
araçlann üçte ikisini oluşturmaktadır (bknz. Tablo 10 ). Türk banka sistemi­
nin piyasa yapısı incelendiği dört büyük bankanın toplam aktifler, mevduat
ve krediler içinde önemli bir paya sahip oldukları gözlenmektedir. Dört
büyük banka (Ziraat Bankası, İş Bankası, Akbank ve Yapı Kredi Bankası)
banka kesimindeki toplam mevduat ve aktiflerin yaklaşık üçte ikisini oluştur­
maktadır (Tablo 12).
Tablo 12 incelendiğinde mali kesim ile ilgili düzenlemelerin banka sek­
töründeki oligopolcü yapıyı kıramadığını, bilakis dört büyük bankanın özel­
likle tasarruf mevduatı alanında piyasa paylannı arttırdıkları gözlenmekte­
dir. Dört büyük bankanın tasarruf mevduatlan paylarındaki artışa rağmen,
toplam krediler içindeki paylarında azalma oluşu söz konusu bankaların
kredi sınırlaması uyguladıklannı göstermektedir. Şekil 1'de basit bir mono­
pol örneği verilerek, eksik rekabet şartları altında (a) banka kesiminde kredi
sınırlaması olacağı (b) tam rekabet şartları altında gerçekleşen durumla
mukayese edildiğinde kredi faizlerinin daha yüksek ve mevduat faizlerinin
daha düşük aüzeyde belirleneceği (c) kredi - mevduat faiz farkının bir den­
ge durumu oluşturacağı ve süreklilik kazanacağı gösterilmektedir (Courakis, 1984; Diaz-Alejandro, 1985).
Kredi ve Mevzuat
Faiz Oranları
(rL
.r.
)
m.
Şekil 2
Eksik Rekabet Şartlan Altında Kredi Piyasası ve Mali Kesimin Liberalleşmesi
(a) Tam rekabet şartları altında denge : ( L
'o '
(b) Monopol şartları altında denge
(
>
r^^
,
)
TABLO 12
Banka Kesiminde Oligopolcü Yapı: Dört Büyük Bankanın
Toplam Mevduat, Krediler ve Aktifler İçindeki Payı,
1980-1988
(Yüzde Oranlar)
Tasarruf Mevduatı
Toplam Mevduat
Toplam Krediler
Toplam Aktifler
1980
65.2
64.3
59.4
56.9
1983
70.2
66.2
57.4
56.2
1986
71.7
62.8
51.9
61.4
1988
67.6
60.0
52.9
50.8
KAYNAK: Bankalar Birliği.
1980 sonrası banka kesiminin önemli bir özelliği bir çok yabancı ban­
kanın Türkiye'de faaliyete geçmeleri ve şube açmalandır. Ancak söz konu­
su bankalar kredi-mevduat faiz farkını azaltmak yönünden etkili olamamış­
lardır. Yabancı bankaların toplam aktifler mevduat ve krediler içindeki pay­
ları henüz oldukça sınırlı düzeyde bulunmaktadır (Tablo 13). Buna ilave ol­
arak yabancı bankalar dış ticaretin finansmanında ihtisaslaşmaktadır. Bu iki
etken nedeniyle yabancı bankaların varlığı oligopolcü yapıyı değiştirebile­
cek bir rekabet ortamı yaratmamıştır.
TABLO 13
Yabancı Bankalann Toplam Mevduat, Aktifler ve
Krediler İçindeki Payı, 1988 (Yüzde Oranlar)
Mevduat
1.3
AMMr
1.7
EmMm
1.4
KAYNAK: Bankalar Birliği
Oligopolcü piyasanın özellikleri ve faiz oranlannın 1980 yılına kadar
sürekli olarak hükümet tarafından belirlenmesi, bankalan yeni şube açmak
gibi fiyat-dışı rekabet yöntemlerini benimsemeye zorlamıştır. Ancak yeni şu­
be açılması ve personel sayısının artması yoluyla mevduat toplama çabala­
rı bankalann maliyetlerini önemli ölçülerde arttıran bir etken olmuştur. Türk
banka kesimindeki şube ve personel başına mevduat rakamları, 1980-1986
döneminde kaydedilen artışlara rağmen gelişmiş ülkelerdeki oranlann bir
hayli altında seyretmektedir. İşletme giderlerinin toplam aktiflere oranı da
sanayileşmiş ülkeler ortalamalarının oldukça üzerinde gerçekleşmektedir.
Diğer taraftan aşın şubeleşme ve aşın istihdam gibi maliyet arttırıcı unsur­
ların varlığına rağmen, banka kesimindeki karlılık oranlannın gelişmiş ülke
ortalamalanndan daha yüksek olduğu gözlenmektedir. Söz konusu eğilim-
ler bir bütün olarak ele alındığında, eksik rekabet koşullarının banka kesimi­
nin performansını belirleyen temel etkenlerden biri olduğu açıkça ortaya
çıkmaktadır (Tablo 14 ve 15).
TABLO 14
Ticari Bankaların Etkinlik Düzeyi: Şube ve Personel
Başına Mevduat (Milyon Dolar)
Almanya (1980)
Fransa (1980)
İngiltere (1980)
Japonya (1980)
Türkiye (1980)
Türkiye (1986)
Şube Başına
Mevduat
81.8
21.8
17.1
251.1
1.7
3.7
Personel
Başına Mevduat
2.6
1.6
0.7
3.5
0.19
0.17
KAYNAK: TÜSİAD (1982), Bankalar Birliği.
TABLO 15
Banka İşletme Giderlerinin ve Vergi Öncesi Kârlannın
Toplam Aktiflere Oranları, 1981-1986
(Yüzde Oranlar)
İşletme Giderleri/
Vergi Öncesi Kâr/
Toplam Aktiflşr
Toplam Akfiflgr
Türkiye
(1981)
7.1
1.90
Türkiye
(1986)
5.3
2.00
Fransa
(1981)
2.0
0.43
B.Almanya (1981)
2.2
0.49
İtalya
(1981)
2.4
0.70
İsveç
(1981)
1.5
1.22
ABD
(1981)*
2.8
0.84*
KAYNAK: Hanson - de Rezende Rocha (1986), Bankalar Birliği * 1979 değeri.
(B) Munzam Karşılıklar ve Banka Vergileri
Bankaların mevduatlarının yüzde yirmisini Merkez bankasında bloke
etme zorunluğu kredi-mevduat faiz farkını yükselten temel etkenlerden biri
olmaktadır. Hanson ve de Recende Rocha (1986) tarafından Dünya Ban­
kası için yapılan bir çalışmada, rezerv tutma zorunluluğunun bankalara yük­
lediği maliyetin kredi-mevduat faiz oranındaki farkı belirleyen en önemli un­
sur olduğu vurgulanmaktadır. İşletme maliyetleri sekiz puanla kredi-mev-
duat faiz farkını belirleyen ikinci en önemli etken olmaktadır. Banka vergiler­
inin de kredi-mevduat faiz farkını genişleten bir önlem olduğu açıkça görül­
mektedir (Tablo 16).
TABLO 16
Kredi Faiz Oranlannın Bileşimi ve Spread
Sorunu, 1983
Yıllık Kredi Faiz Oranı
Vergi
Rezerv Maliyeti (a)
İşletme Maliyetleri
Yıllık Mevduat Faiz Oranı
%78.a
% 7.1
% 18.9
% 8.0
% 44.0
KAYNAK: Dünya Bankası Tahminleri; Hanson and de Rezende
Rocha(1986)
(a) Munzam karşılıklardan dolayı ortaya çıkan maliyetler.
TABLO 17
Özel İmalat Sanayiinde Borç-Özkaynak Yapısı
ve ABD Örneği, 1981-1982
(Medyan Oranlar)
1982
1981
1981
Toplam Borçlar-Özsermaye
4.60
2.88
1.39
Kısa Vadeli Borçlar-Toplam Varlıklar 0.55
0.54
0.39
1.02
0.61
1.12
Sabit Varlıklar (Net)-Özsermaye
Kısa Vadeli Borçlar-Toplam Borçlar
1.00
1.00
0.69
Banka Kredileri-Kısa Vadeli Borçlar 0.23
0.20
0.06
0.54
0.39
0.55
Banka Kredileri-Toplam Borçlar
KAYNAK: Yaşer (1986).
1982
1.50
0.40
0.64
0.70
0.06
0.40
TABLO 18
İmalat Sanayiindeki 500 Büyük Firmanm Borç-Özkaynak
Yapılan, 1983-1985 (Yüzde Oranlar)
Özsermaye, Dönem Kârı ve İşletme Dışı Kaynakların
Toplam Kaynaklara Oranları
özsermaye
Kamu
Özel
Dönem Kârı
Kamu
Özel
İşletme Dışı Kaynaklar
Kamu
Özel
1983
25.3
22.1
30.0
6.1
4.0
9.3
68.6
73.9
60.7
1984
35.3
38.6
31.2
8.7
7.9
9.6
56.0
53.5
59.2
1985
33.2
36.4
27.0
9.5
9.8
9.1
57.3
53.8
63.9
KAYNAK: O.Akgüç, "Türkiye'nin 500 Büyük Firmasının
Yapısı", İstanbul Sanayi Odası (1984, 1985, 1986).
(C) Belirsizlik, Donuk Krediler ve Kredi Smırlamaları
Kuramsal düzeyde kredi-mevduat faiz farkını belirleyen önde gelen et­
kenlerden biri de donuk kredi sorunudur. Şirketlerin finansal yapıları ile do­
nuk kredi sorunu arasında doğrudan doğruya bir ilişki bulunmaktadır. İmalat
sanayiindeki firmalann özsermaye yetersiz olduğu ve söz konusu firmaların
büyük ölçüde dış kaynaklara bağımlı olduklan çeşitli araştırmalarda açıkça
ortaya konmaktadır. Özellikle banka borçlanmn toplam borçlar içindeki payı
ile banka borçlanmn işletme finansmanına yönelik kısa vadeli borçlardan
oluştuğu dikkat çekici özelliklerdir (Tablo 17 ve 18).
Donuk kredilerin önemli boyutlara ulaştığı ve firmalann özsermayelerinin-yetersiz oluşu nedeniyle banka borçlarına bağımlı olduklan bir ortam­
da, bankalar açısından optimal strateji kredi sınırlamasını gerektirmektedir
(Stiglitz and Weiss, 1981). Söz konusu ortamda bankalar gerek elde ede­
cekleri faizi, gerekse borç ödememe riskini göz önüne almak zorundadır.
Banka açısından kredilerin getiri oranı, faiz oranı ve geri ödememe riski
olmak üzere iki ayrı etken tarafından belirlenmektedir. En yüksek faiz
oranını ödemeyi kabul eden firmalar genellikle risk boyutu daha fazla olan
yatınm alanlanna girmektedir. Bankanın kârını maksimum kılacak strateji
yüksek faiz getirişi olan ancak risk boyutu fazla kredi taleplerinin reddedil­
mesi gerekmektedir. Söz konusu ortamda, tam rekabet koşullannın mevcut
olmasına rağmen, kredi faizlerine tavan uygulanması ve kredi hacminin
sınırlanması banka açısından optimal davranış biçimini oluşturmaktadır
(Stiglitz and Weiss, 1981; Diaz-Alejandro, 1985; Şekil 2).
Ancak Tablo 18'den olumlu bir gelişme izlenmektedir. 1980 sonrasında
oluşan yüksek kredi maliyetleri şirketlerin kendi özkaynaklannı arttırarak fi­
nansal yapılannı güçlendirmeye zorlamıştır. Söz konusu zorunlu teşvikler
neticesinde firmaların dış borç-özsermaye oranlarında bir düşüş kaydedil­
diği açıkça gözlenmektedir.
Kredi ve Mevduat
Faizleri
/is
(n,r )
D
D=L
D = L
c
c
Mevduat (D)
ve Krediler (L)
Şekil 2
Belirsizlik, Donuk Krediler ve Kredi Smırlamalan: Stiglitz-Weiss Tezi
Donuk krediler ile ilgili veriler incelendiğinde, tahsili gecikmiş alacaklarm toplam banka kredileri içinde oldukça düşük bir paya sahip olduğu ve
1986-1988 döneminde söz konusu oranda önemli ölçülerde gerileme kay­
dedildiği gözlenmektedir (Tablo 19). Diğer taraftan mülakat yoluyla edin­
diğimiz gayrıresmi izlenimler donuk kredi sorununun çok daha büyük boyut­
larda seyrettiğine işaret etmektedir. Bankalar çeşitli bilanço teknikleriyle
"donuk kredileri" farklı kalemler altında gösterebilmekte ve dolayısıyla
"tahsili gecikmiş alacaklar" kalemi sorunun gerçek boyutlarını sağlıklı bir
şekilde aksettirememektedir.
TABLO 19
Tahsili Gecikmiş Alacaklar/Toplam Krediler, 1986-1988
(Yüzde Oranlar)
Kamu Bankaları
Özel Bankalar
Milli Ticaret Bankalan
Diğer Ticaret Bankaları
Kalkınma ve Yatırım Bankaları
Banka Kesimi (Toplam)
1986
7.2
4.4
5.9
3.0
7.6
6.0
1988
1.9
1.6
1.8
3.8
9.0
2.9
KAYNAK: Bankalar Birliği
3. MALÎ K E S I M V E Y A T ı R ı M L A R : Y A T ı R ı M F O N K S I Y O N L A R ı
Yüksek kredi faizlerinin ve kredi-mevduat faizleri arasındaki uçurumun
reel kesim üzerindeki olumsuz etkileri çalışmamızın çeşitli safhalarında be­
lirtilmiştir. Mali sınırlamalann reel kesim üzerindeki etkilerini ölçmek ama­
cıyla yıllık verilerle ve 1963-1986 dönemi kapsamında özel ve toplam yatı­
rım fonksiyonları hesaplanmıştır.
Çalışmamızda hesaplanan üç ayrı tip yatırım fonksiyonu şu şekilde
ifade edilebilir:
î =|3o
lp=Xç,-^X^
Mp
AY 4-132 —
P3 r
AY 4 - ^ 2 - ^ + ^ 3 '
BK
î „ = ? i o + '^1 AY + A.2 — + ? i 3 r
(1)
(2)
(3)
Değişkenlerin Tanımı :
= Reel Sabit Sermaye Yatınmları
= Reel özel sabit sermaye yatırımlan
P
AY
= Reel GSMH'daki mutlak değişme
= Reel para arzı (Geniş tanım)
r
= Ex-post reel faiz oranı
.BK
= Özel sektöre verilen reel banka kredileri
I M
= İthalat kapasitesi endeksi, ara ve sermaye mallan ithalatı (Ton).
(Leff and Sato, 1980; De Melo and Tybout, 1986).
Finans kesimindeki gelişmelerin yatırımlar üzerindeki belirlemek
amacıyla reel para arzı (M2/p) ve reel banka kredileri olmak üzere (BK/p) iki
ayrı açıklayıcı değişken kullanılmıştır. Finans kesimi ile ilgili diğer bir
göstergede reel faz oranıdır. Kuramsal açıdan (M2/p) ve (BK/p) değişkenle­
ri ile yatırımlar arasında pozitif bir ilişki, reel faiz oranı ile yatınmlar arasında
negatif bir ilişki olacağı öngörülmektedir AY değişkeni talep değişmelerinin
yatırımlar üzerindeki etkisini ölçmektedir. Son olarak, İM değişkeni dış
tıcçaret rejiminin liberalleşmesi ve sermaye akımlarından kaynaklanan itha­
lat hacmindeki artışların yatırmlar üzerindeki etkisini belirlemektedir. Reel
sabit sermaye yatırmairı ve reel özel sabit sermaye yatırımları bağımlı
değişken olarak kullanılmaktadır.
Her iki durumda da reel para arzı anlamlı sonuç vermektedir. Kredi hac­
mi değişkeni ise özel yatınmlan doğrudan doğruya etkilemektedir (Tablo 20
ve 21). Türkiye ekonomisinde yatınmlann kaynak sınırlamalanndan etkilen­
diği açıkça ortaya çıkmaktadır.
Sonuçlar reel kesim performansının finans kesiminin gelişmesine ve
reel kredi hacmindeki artışlara doğrudan doğruya bağlı olduğunu vurgula­
maktadır (Özmucur, 1987b; Uygur, 1986; Yağcı, 1983). Denklemlerde reel
faiz oranı değişkenin katsayısının negatif ve anlamlı çıkması yatınmlann
yüksek kredi faizlerinden olumsuz yönde etkilendiği tezini açıkça destekle­
mektedir.
Özel ve toplam yatın m fonksiyonları arasındaki önemli fark AY değişke­
ninden kaynaklanmaktadır. Söz konusu değişkenin katkısı özel yatırım
fonksiyonunda pozitif ve anlamlı çıkmakta ve özel yatırımların mali sınırla­
malara paralel olarak talep düzeyinden de etkilendiği açıkça ortaya kon­
maktadır. Diğer taraftan, toplam yatırım fonksiyonlarında sadece mali kısıt­
lamaların açıklayıcı rolü bulunduğu gözlenmektedir. Son olarak, ithalat hac­
mi değişkenin yatınmlar üzerinde belirgin bir etkisinin olmadığı görüşü des­
teklenmektedir.
TABLO 20
Toplam Yatırım Fonksiyonlan
1963-1986
1.1 = 2530.30+ 0.210 AY
(1.24)
(0.926)
+ 53.84 M2/p - 353.75 r
(12.7)
(-5.215)
MA (1) = 0.543
(2.334)
R^= 0.925
DW = 1.986
F = 72.27
2.1 = 4559.95 + 0.203 AY + 39.097 N/F /p
(1.54)
(0.849)
(2.68)
- 284.56 r + 0.003 İM
(-3.35) (1.12)
MA(1) = 0.545
(2.15)
^2
R = 0.913
DW = 1.98
F = 47.37
TABLO 21
Özel Yatırım Fonksiyonları
1963-1986
l . î p = 2456.13 + 0.294 AY
(2.892)
(3.109)
0.301 AY.1 + 11.044 M2/p - 209.3 r
(3.40)
(6.60)
(-7.55)
^
2. î
= 00.893
.
D W = 1.685
P = 48.748
= 2395.3 + 0.224 AY
(3.13)
(2.53)
+ 23.439 BK/p- 174.57 r
(9.51)
(-6.77)
R2=0.913
D W = 1.463
P = 81.06
3. î p = 1969.8 + 0.190 AY : 0.256 AY.-]
(3.52)
(2.94)
(4.42)
+ 20.235 BK/p -179.4 r
(10.55)
(-9.66)
-.2
R =0.955
D W = 2.01
P = 121.9
4. KAMU KESİMİ FİNANSMAN DENGESİNİN MALİ KESİM
ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
Kamu kesiminin finansman ihtiyaçları mali kesimin performansını doğ­
rudan doğruya etkilemektedir. 1980 sonrasında kamu kesiminin finansma­
nında bazı köklü değişikliklerin gerçekleştiği gözlenmektedir.
A. İşletmeci KİTlerin Finansman Dengesi
Kamu kesimi finansmanı konusundaki en çarpıcı gelişmelerden biri iş­
letmeci KİT'lerin finansman dengesi ile ilgilidir. İşletmeci KİT'lerin 1970'li yıl­
larda zarar ettikleri ve finansman ihtiyaçlarının ekonomide önemli enflasyonist baskılar yarattığı bilinmektedir. 1980 sonrasında özellikle fiyat politika­
larında değişim neticesinde KİT'ler kâr eden kuruluşlar haline gelmişlerdir.
(Tablo 22).
İşletmeci KİT'lerin finansman kaynakları incelendiğinde bütçe transfer­
lerinin 1980 sonrasında giderek azalan bir paya sahip olduğu dikkat çekici­
dir (Tablo 23). Merkez Bankası kredilerinin dağılımı incelendiğinde ortaya
benzer bir tablo çıkmaktadır (Tablo 24). KİT'lerin Merkez Bankası kredileri
içindeki payı sürekli düşüş kaydetmiş, söz konusu özellikle 1984-1988 dö­
neminde daha belirgin hale gelmiştir.
KİT'lerle Merkez Bankası arasındaki ilişkinin sınırlandınimasına karşılık
Merkez Bankası kredilerinin artan bir bölümü Hazine'ye yönlendirilmektedir.
Dolayısıyla, 1980 sonrasında Merkez Bankası kredilerin kamu ve özel ke­
sim arasındaki dağılımında daha önceki döneme oranla bir farklılık gözlenmemektedir (Tablo 24).
KİT'lerin kâr eden kuruluşlar şekline dönüştürülmesi ve buna paralel ol­
arak devlet bütçesi ve Merkez Bankası ile KİT'lerin finansman ihtiyaçları
arasındaki otomatik bağın kopaniması olumlu gelişmeler olarak nitelendiri­
lebilir. Söz konusu gelişmeler neticesinde KİT'lerin para arzı artışları kana­
lıyla yarattığı enflasyonist baskılar bir ölçüde hafifletilmiştir.
Ancak, KİT'lerin Türkiye Ekonomisindeki konumlan ile ilgili olarak bazı
kaygı uyandıracak noktalar bulunmaktadır.
(i) KİT'lerin birçoğunun tekelci veya oligopolcü piyasalarda üretim
yaptıkları göz önüne alındığında, fiyat kontrollerinin kaldırılması ve serbest
fiyat uygulaması yoluyla kâra geçmeleri söz konusu kuruluşların verimli bir
biçimde çalıştığı anlamına gelmez. Verimlilik artışı sağlanmadığı takdirde
KİT'ler maliyet artışlan yoluyla enflasyonist baskılar oluşturmaya devam ed­
ecektir.
(ii) KİT'lerin yüksek yatırım hedeflerinden kaynaklanan finansman ihtiyaçlan, 1980 öncesi döneme göre bir gerileme kaydetmesine rağmen.
önemini sürdürmektedir. KİT finansman ihtiyaçlannm artan bir bölümünün
dış proje ve program kredileri ile karşılanması üzerinde ciddiyetle durulması
gereken bir eğilimdir (Tablo 23). KİT'lerin finansman dengesi ile dış borç so­
runu arasındaki bağlantı tablo
'dan açıkça görülmektedir. Dış borç servis
yükünün arttığı bir dönemde, KİT yatırımlannın verimliliği ve KİT'lerin per­
formansının değerlendirilmesi tekrar gündeme gelmektedir (Şekil 3).
TABLO 22
İşletmeci KİT'lerin Finansman Dengesi, 1973-1987
MilvarTL
1973
1974
1975
1976
1977
1978
1979
1980
1981
1982
1983
1984
1985
1986
1987
Yüzde Oranları
Temini
Temini
Bütçe
Gerekli
Dönem Kârı
Gerekli Finans- Transferle
Bütçe
GSMH
man/GSMH
ve Zaran Finansman Transferleri
0.4
14.2
2.0
6.1
4.6
22.3
1.7
5.2
0.8
7.2
30.6
-4.4
5.7
1.9
10.3
47.8
2.4
7.1
-16.9
16.2
58.3
3.2
-36.2
6.7
27.8
86.3
-52.0
6.7
3.1
39.5
186.1
8.4
-71.5
83.4
3.8
264.1
3.4
-23.1
6.0
152.9
434.7
7.7
3.5
229.5
6.6
464.7
66.7
5.3
2.3
204.9
594.7
2.4
-34.4
278.1
5.1
771.1
464.9
4.2
1.5
274.6
1004.9
0.7
833.7
180.7
3.6
1165.0
0.4
794.5
3.0
138.0
1495.6
1036.1
0.8
445.6
2.6
KAYNAK: Devlet Planlama Teşkilatı, Maliye Bakanlığı.
TABLO 23
İşletmeci Kitlerin Finansmanı, 1980-1987
(Yüzde Olarak)
Destekleme
Dış
ve Fiyat
Bütçe
Proje
İstikrarı
Transferleri
D.Y.B.
Kredileri
Fonu
1980
1981
1982
1983
1984
1985
1986
1987
57.9
52.8
44.1
46.8
35.6
18.0
11.8
29.8
6.1
11.9
11.2
6.6
6.6
2.8
7.9
1.5
15.6
18.3
24.5
26.0
33.4
52.8
65.1
65.3
11.7
17.0
16.3
18.2
22.4
24.7
13.6
1.8
Diğer
8.6
0.0
4.0
2.3
1.9
1.8
1.6
1.6
KAYNAK: Devlet Planlama Teşkilatı
TABLO 24
Merkez Bankası Kredileri, 1970-1987 (Yüzde -Olarak)
Kamu Kesimi Ticari Tanm Koo­
Hazine KİT D.Y.B.
(Toplam)
Bankalar peratifleri Diğe
1970 28.0
23.1
51.1
25.3
23.6
1971 35.2
31.6
66.8
20.6
12.6
1972 36.5
28.4
64.9
19.3
15.8
1973 27.3
19.8
0.0
47.0
21.9
31.1
1974 23.7
19.4
26.7
18.9
11.3
53.9
1975 25.3
14.4
19.2
19.8
59.6
21.3
1976 19.7
23.0
14.2
19.6
62.3
23.6
1977 23.8
24.5
18.5
20.2
13.0
66.8
1978 23.4
27.9
16.2
22.7
9.8
67.5
1979 24.0
32.1
11.8
12.3
67.9
19.8
1980 28.8
27.2
14.1
7.0
63.0
22.9
1981 28.3
25.2
58.4
4.9
28.6
13.0
1982 29.2
28.2
4.8
62.2
4.7
33.1
1983 27.4
3.4
20.3
51.1
43.9
5.0
1984 60.0
4.2
0.0
64.2
4.1
0.0
31.1
1985 61.1
9.4
0.0
24.7
3.2
1.5
70.6
1986 57.5
11.7
1.4
0.0
69.2
26.4
3.0
1987 40.9
22.2
0.0
63.1
32.1
4.0
0.0
KAYNAK: Merkez Bankası.
B. Kamu Açıklarının Evrimi
Kamu açıklarmm bir bütün olarak incelenmesinde iki temel kriter kul­
lanılmaktadır:
(a) Bütçe açığı - GSMH oranı
(b) "Kamu kesimi için gerekli finansman" - GSMH oranı.
"Kamu kesimi için gerekli finansman (KKTGF), bütçe açığı + KİT temini
gerekli finansman - KİT'lere bütçeden transferler olarak tanımlanmaktadır
ve Türkiye Ekonomisi'nin incelenmesi çerçevesinde daha anlamlı bir kav­
ram olduğu ileri sürülebilir.
Kamu açıklarının evrimi incelendiğinde iki ayrı kriter ışığında ortak bir
eğilim ortaya çıkmaktadır. 1980'li yıllann ilk döneminde, 1977-1980 dönemi
ile kıyaslandığında bir düzelme söz konusudur. Ancak 1983 sonrasında ka­
mu açıklarında önemli artışlar kaydedildiği ve özellikle 1984 ve 1987 yılla­
rında açıkların önemli boyutlara ulaştığı gözlenmektedir (Tablo 25 ve 26).
Kamu açıklarının yüksek boyutlarda seyrettiği ve enflasyonun sürekliliğini
koruduğu bir ortamda, finans kesiminin liberalleşme süreci çeşitli kanallar­
dan sınırlanmaktadır.
Kamu kesimi açıklarının finansman kaynakları incelendiğinde Merkez
Bankası ile olan bağın büyük ölçüde kopanidığı gözlenmektedir (Tablo 27).
1980 sonrasında kamu kesimi açıklan büyük ölçüde iç ve dış borçlanma
yoluyla finanse edilmektedir. Ancak, dış borçlanmanın payı 1980 sonrasın­
da sürekli artış göstermiştir. 1986 yılında kamu kesimi açıklarının yarıdan
fazlası dış borçlanma kanalıyla finanse edilmektedir. KİT'ler konusunda ol­
duğu gibi kamu kesimi açıkları ile dış borç sorunu arasında sıkı bir bağlantı
olduğu ortadadır. Dolayısıyla sadece KİT'lerde değil kamu kesimi genelinde
kaynakların dağılım ve kaynakların kullanımındaki verimlilik derecesi dış
borç yükünün hafifletilebilmesi açısından büyük önem taşımaktadır.
TABLO 25
Bütçe Dengesi, 1973-1987
(Yüzde Olarak)
1973
1974
1975
1976
1977
1978
1979
1980
1981
1982
1983
1984
1985
1986
1987
Bütçe
Açığı
(A)
KİT
Temini
Gerekli
Finansman
(B)
KİT'lere
Bütçe
Transferleri
(C)
Kamu Kesimi
Temini
Gerekli
Finansman
(A+B-C)
5.1
7.4
8.5
13.6
53.1
37.1
87.1
171.6
112.8
197.2
344.2
902.2
635.0
1073.0
2452.4
14.2
22.3
30.6
47.8
58.3
86.3
186.1
264.1
434.7
464.7
594.7
771.1
1004.9
1165.0
1495.6
6.1
7.2
10.3
16.2
27.8
39.5
83.4
152.9
229.5
204.9
278.1
274.6
180.7
138.0
445.6
13.2
22.5
28.8
45.2
83.6
83.9
189.8
282.8
318.0
457.0
660.8
1398.7
1459.2
2100.0
1050.0
KAYNAK: Devlet Planlama Teşkilatı, Maliye Bakanlığı.
TABLO 26
Bütçe Dengesi, 1973-1987
(Yüzde Olarak)
1973
1974
1975
1976
1977
1978
1979
1980
1981
1982
1983
1984
1985
1986
1987
Bütçe
Gelirleri/
GSMH
Bütçe
Harcamaları/
GSMH
Bütçe
Açığı/
GSMH
Kamu Kesimi
için Temini
Gerekli
Finansman/
GSMH
19.3
16.8
20.1
21.3
21.5
24.0
23.9
21.2
22.0
20.3
20.6
15.4
15.4
18.1
31.6
21.0
18.5
21.7
23.3
27.6
26.9
27.9
25.0
23.7
22.6
23.6
20.3
17.7
20.8
35.8
1.7
1.7
1.6
2.0
6.1
2.9
4.0
3.8
1.7
2.3
3.0
4.9
2.3
2.7
4.2
4.3
5.3
5.4
6.7
9.6
6.5
8.6
6.4
4.9
5.4
5.7
7.7
5.2
4.9
6.0
KAYNAK: Devlet Planlama Teşkilatı, Maliye Bakanlığı.
TABLO 27
Kamu Kesimi Açıklarının Finansmanı,
1980-1986 (Yüzde Dağılım)
Merkez
Net İç
Net Dış
Borçlanma Borçlanma Bankası
1980
46.7
34.0
19.3
20.0
38.6
1981
41.4
13.0
1982
68.6
18.4
11.8
45.6
1983
42.6
27.7
15.5
1984
56.8
63.4
20.6
1985
16.0
10.8
35.9
1986
53.3
KAYNAK: Devlet Planlama Teşkilatı
Şekil 3
Para ve Maliye Politikalarının Uygulanma Sürecinde
Değişen Mekanizmalar
(A) 1980 Öncesi Sistemi
KIT
Temini Gerekli
Finansmanı
Merkez Bankası
Kredileri
Dış Borçlanma
Konsolide Bütçe
(B) 1980 Sonrası Sistemi
KİT
Temini Gerekli
Finansmanı
Dış Borçlanma
Merkez Bankası
Kredileri
Konsolide
Bütçe
İç Borçlanma
5. iç BORÇ SORUNU
Özellikle 1984 sonrası kamu iç borçlarının önemli boyutlarda artış kay­
detmesi dikkat çekici bir gelişmedir (TÜSIAD, 1987a). Kamu borçlarının
GSMH içindeki payı hızla artmakta ve net iç borçlanmanın GSMH içindeki
payında son yıllarda belirgin bir sıçrama olduğu gözlenmektedir (Tablo 28
ve 29).
TABLO 28
Kamu Borçlan, 1980-1986
(Milyar TL, Yüzde Oranlar)
1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986
Kamu Borçları
1155 1876 2920 4810 8205 12550 20011
Kamu Borçları-GSMH 26.0 28.6 33.5 41.6 44.6 45.6 58.1
Nominal GSMHBüyüme Hızı
101.6 47.8 33.2 32.2 59.1 50.8 41.1
Hazine Tahvilleri45.0 59.0 56.0 50.0
Faiz Oran
NOT: Kamu Borçları iç ve dış borçları kapsamaktadır.
KAYNAK: OECD.
TABLO 29
İç Borçlanma Net, 1980-1987
(Milyar TL, Yüzde Oranlar)
İç Borçlanma
(Net)
1980
1981
1982
1983
1984
1985
1986
1987
48
88
130
109
421
731
1170
2127
İç Borçlanma
iç Borçlanma
GSMH
Kamu Harcamaları
1.1
1.3
1.5
0.9
2.3
2.6
2.9
3.7
4.4
5.8
8.1
4.2
11.1
13.5
14.2
16.8
KAYNAK: Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı, TUSİAD.
Kamu tahvilleri ve gelir ortaklığı senetleri gibi yeni araçlann ihracı yolu
ile kamu kesimine fon aktarılmaktadır. Ancak, risk boyutu olmayan bu
araçlann getiri oranlarının yüksek tutulması hatalı bir uygulama olarak nite­
lendirilebilir. 1986 yılında hazine tahvillerinin faiz oranı yüzde 50 olarak be­
lirlenmiş, nominal GSMH büyüme hızı ise yüzde 41 olarak gerçekleşmiştir
(Tablo 28). Nominal GSMH artış hızının, yatınmlann nominal getiri oranının
bir ölçütü olduğu düşünüldüğünde, faiz oranının getiri oranından fazla oluşu
iç borç-GSMH oranındaki artışın kontrolünü zorlaştırmaktadır.
Kamu tahvillerinin getiri oranlarının yüksek tutulması yoluyla kamu kesi­
mi tasarruf kaynaklarına ortak olmakta, kredi faizlerinin ve kredi-mevduat
faiz farkının artmasına yol açmaktadır. Kamu kesiminin sermaye piyasasın­
da oynadığı hakim rol tablo 30'dan açıkça izlenmektedir (Tablo 30).
TABLO30
Kamu ve Özel Kesim Tarafından İhraç Edilen Finansal Araçlar,
GSMH İçindeki Paylar, 1984-1988 (Yüzde Oranlar)
1984
1985
1986
1987
Kamu
Özel
Kamu/Toplam
3.0
7.2
8.3
12.0
0.4
0.5
0.7
1.2
88.2
93.5
92.2
90.9
KAYNAK: Merkez Bankası
Kamu kesiminin yatırım ve finansman hedefleri ile mali kesimin libe­
ralleşme süreci arasında önemli bir çelişki ortaya çıkmaktadır. Türkiye eko­
nomisinde kamu açıklan ve enflasyon arasında direkt bir ilişki bulunmakta­
dır (Öniş - Özmucur, 1987). Kamu kesiminin finansmanı için enflasyon ka­
nalıyla zorunlu tasarrufların seferber edilmesi büyük önem kazanmaktadır.
Diğer taraftan enflasyonun yüksek ve değişken olduğu bir ortamda sermaye
piyasası istenilen düzeyde gelişememektedir. Enflasyon ist bir ortamda reel
faiz oranlannın pozitif olarak gerçekleşmesi nominal faiz oranlarının yüksel­
tilmesi yoluyla mümkün olmaktadır. Nominal faiz oranlarındaki artışlan kredi
faizlerini yükseltmektedir. Kredi faizlerindeki yükselme, yatınmlann sınırlan­
ması ve maliyetler yolu ile enflasyonu körükleyerek dengesizlik ortamını de­
vam ettirmektedir (Taylor 1983, Hansen and Neal, 1986).
Son olarak, üzerindeki titizlikle durulması gereken bir nokta dış ve iç
borç faiz ödemeleri ile ilgilidir. 1984-1988 döneminde kamu borç faiz öde­
melerinde belirgin artışlar gerçekleşmiştir. Özellikle, 1988 yılı kapsamında
iç borç faiz ödemelerinin toplam bütçe harcamaları içindeki payında önemli
bir artış kaydedildiği gözlenmektedir. Faiz ödemelerinin giderek önemli bo­
yutlara ulaşması bütçenin esnekliğini azaltmakta ve ciddi bir dengesizlik un­
suru oluşturmaktadır (Tablo 31).
TABLO 31
İç ve Dış Borç Faiz Yükü, 1984-1988
(Yüzde Oranlar)
iç Borç Faiz Ödemeleri/
Bütçe Harcamaları
Dış Borç Faiz Ödemeleri/
Bütçe Harcamaları
Toplam Borç Faiz Ödemeleri/
Bütçe Harcamaları
Toplam Borç Faiz
Ödemeleri/GSMH
İç Borç Faiz
Ödemeleri/GSMH
KAYNAK: Merkez Bankası.
1984
1985
1986
1987
1988
4.7
4.6
8.0
9.8
14.9
7.0
7.9
8.0
7.7
8.4
11.7
12.5
16.0
17.5
23.3
1.0
0.9
1.7
2.2
3.1
2.4
4.0
3.4
3.9
4.8
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
SERMAYE AKIMLARI VE DIŞ BORÇ SORUNU
1. Sermaye Akımları ve Dış Borç Sorununun Kökenleri
Türkiye ekonomisinin uluslararası para piyasalanndan ciddi boyutlarda
borçlanma sürecinin başlangıç noktasını 1973-1974 petrol krizi oluşturmak­
tadır. Türkiye'nin 1974 yılında yaklaşık 3.5 milyar dolar düzeyinde bulunan
dış borçlan özellikle 1975-1977 döneminde olağanüstü boyutlarda artarak
1980 yılında 15 milyar dolara ulaşmıştır. 1973 yılında yüzde 10 civarında
seyreden dış borç-milli gelir oranı, yıl içinde yüzde 22'lik bir düzeye eriş­
miştir. Kısa vadeli borçlardaki yüksek boyutlu artışlar 1973-1979 döne­
minin en çarpıcı özelliklerinden birini oluşturmaktadır. Kısa vadeli borçların
büyük çoğunluğu özel kaynaklı borçlardan meydana gelmektedir, ticari ban­
ka borçları ile birlikte dövize çevrilebilir mevduat (DÇM), kısa vadeli borçla­
rın önemli bir yüzdesini oluşturmaktadır. Özellikle kur garantisi altında yük­
sek faiz ödeyen DÇM miktarlarındaki artış dikkat çekicidir. Dönem boyunca
hükümetler bütçe açıklarını kısa vadeli DÇM türü borçlanma ile kapatmaya
çalışmışlardır. Devalüasyonun kaçınılmaz olduğu bir ortamda söz konusu
yöntemin teknik açıdan hatalı bir uygulama olduğu konusunda birçok ikti­
satçı fikir birliğine varmaktadır (Celasun and Rodrik, 1988).
Tablo 3'deki temel dış borç göstergeleri incelendiğinde kriz noktasına
ulaşmış bir ülkenin özellikleri açıkça görülmektedir. Yüksek ve değişken faiz
uygulamasına tâbi olan kısa süreli borçların toplam borçlar içindeki payı
1973-1978 döneminde yüzde 12'den yüzde 52'ye fırlamıştır. Ancak kısa
süreli borçların vadesi üç yıldan fazla olmayan borçlar olarak tanımlandığı,
dolayısıyla 1980 sonrası dönem ile ilgili sınıflandırmadan farklılık gösterdiği
göz önünde tutulmalıdır. Dış borç-ihracat oranının 1970'li yıllann sonlarına
doğru gösterdiği eğilim, dış borç krizine zemin hazırlamıştır. 1973 yılında
toplam borçlann tümünü karşılayabilen ihracat dövizleri, 1980 yılında top-
lam borçların ancak beşte birini karşılayabilmektedir. Dış borçların hızla art­
tığı 1973-1979 döneminde, ülkenin dış borç ödeme kapasitesinde ciddi bir
artış kaydedilmediği, borç-ihracat oranının evriminden açıkça görülmekte­
dir.
TABLO 1
Dış Borçların Evrimi, 1974-1988
(Milyon ABD Dolan ve Yüzde Oranlar)
1974
1975
1976
1977
1978
1979
1980
1981
1982
1983
1984
1985
1986
1987
1988*
Dış
Borçlar
3495
4480
6889
10818
13794
13604
15261
16861
17619
18385
21258
25349
31228
38304
37694
Yıllık
Artış Oranı
7.1
28.2
53.8
57.0
27.5
-1.4
12.2
10.5
4.5
4.3
15.6
19.2
23.2
22.7
-1.6
Efektif
Faiz Oranı
3.2
2.8
3.1
3.0
2.8
4.0
4.1
7.1
8.3
7.8
7.5
6.9
6.8
6.5
7.4
Not: Efektif faiz haddi dış borç faiz
ödemelerinin (net) toplam dış borçlara
bölünmesiyle elde edilmiştir. ,
Kaynak: Merkez Bankası
* Geçici
TABLO 2
Dış Borçlar, 1973-1980
(Dönem Sonu, Milyon Dolar)
1973 1974 1975 1976 1977
ORTA VE UZUN
VADELİ BORÇLAR 2984 3722 3325 3838 4725
Kamu ve Kamu
Garantili
2869 3526 3179 3590 4305
Özel
115 146 146 248
KISA VADELİ
BORÇLAR
279 223 1155 3051 6093
225 145 999 1781 4407
Özel
225 145 999 234 2267
DÇM'ler
1036 2140
Ticari
54
78 156 1036 1686
Kamu
TOPLAM BORÇLAR 3263 3495 4480 6889 10818
1978
1979
1980
6618 10048 12781
6353 10980 11940
841
7176 3556 2480
5282 2062 1031
2860
617
573
2422 1445
481
1894 1104 1148
13794 13604 15261
Kaynak: Merkez Bankası, Riedel (1987), Rodrik (1986).
Not: Kısa Vadeli Borçlar kaleminde üç yıldan kısa vadeli borçlar
gösterilmektedir.
TABLO 3
Dış Borç Göstergeleri, 1973-1980
(Yüzde Oranlar)
1973 1974 1975 1976 1977 1978 1979 1980
Kısa Vadeli Borçlar/
Toplam Borçlar
Borç-İhracat
Borç-GSMH
12.4
13.0
10.0
10.2 25.8
10.0 21.0
10.0 12.1
44.3 56.3
25.0 42.0
16.4 22.3
52.0
44.0
25.9
26.1
42.0
19.2
16.3
52.4
21.9
Kaynak: Merkez Bankası.
Dış ödemeler dengesi krizinin patlak verdiği 1977 yılı başından itibaren
dış borç sorunu gündeme gelmiş ve 1977-1982 döneminde dış borç öde­
meleri büyük ölçüde ertelenmiştir. 1979-1982 döneminde ertelenen ticari
banka borçları 4967 milyon dolar tutanndadır. Mayıs 1978-Mart 1982 döne­
minde ertelenen toplam borçların tutarı 9810 milyon dolara ulaşmaktadır
(Rodrik, 1986). Ticari bankalar ve OECD hükümetleriyle borç görüşmeleri
sonucunda ertelenen borçların boyutlan ve ödeme süreleri ile ilgili değişik­
likler ayrıntılı olarak aşağıdaki tabloda sunulmaktadır.
TABLO 4
OECD Hükümetleriyle Borç Erteleme Görüşmeleri,
1978-1980
Anlaşmanm
Gerçekleştiği
— Tarih
Erteleme
güresi
Ertelenen
Borçler
(Milvon ABD DolarO
VadŞ
1.300
1.200
3.000
6-8 Yıl
7-8 Yıl
8-10 Yıl
Mayıs
1978 Ocak
1977-Haziran 1979
Temmuz 1979 Mayıs
1978-Haziran 1980
Temmuz 1980 Temmuz 1980-Haziran 1983
Toplam
5.500
Kaynak: OECD, Financing and External Debt of Developing Countries,
1986 Survey, Paris 1987
TABLO 5
Dış Borç Erteleme Süreci ve Türkiye,
1978-1984
1978
1979
1980
1981
1982
1983
1984
Gelişmekte Olan
Borçları
Türkiye
Ertelenen Ülkeler Toplamı
fMilvon ABD DolanV
Ülke Savısı
3
2.195
1.612
7
6.564
3.898
6
5.323
4.200
13
2.757
100
9
2.382
21
51.089
23
116.220
Türkiye'nin Toplam
içindeki Payı
(Yüzde Oranım
73.4
59.7
78.9
3.6
Kaynak: Rodrik (1986); World Bank, World Development Report (1985).
TABLO 6
Ertelenmiş Borçların Toplam Dış Borçlar İle
Orta ve Uzun Vadeli Borçlar İçindeki Payı,
1 9 7 8 - 1 9 8 8 (Yüzde Oranı)
1 ^
Toplam Borçlar
Orta ve Uzun
Vadeli Borçlar
l^lMQiaM
1M2J^im
1M5I^
-
2 0 . 6 2 2 . 9 19.0 16.2 14.7 11.3 7.9 5.2
3.0
1.3
-
2 8 . 0 2 7 . 4 21.9 18.0 16.8 13.3 9.7 6.7
3.8
1.7
Kaynak: Merkez Bankası.
* Geçici.
1980 yılı başından itibaren kesin olarak uygulamaya konulan istikrar
programına paralel olarak, Türkiye ekonomisine büyük çapta sermaye
akımlan gerçekleşmiştir. Türkiye'nin 1980 sonrası performansını değerlen­
dirmek açısından sermaye akımlarının boyutlan üzerinde durmakta yarar
vardır. 1 9 8 0 - 1 9 8 5 döneminde Dünya Bankası şartlı yapısal uyum kredisi
çerçevesinde en fazla kredi alan ülke Türkiye'dir.
IMF kredilerinin kullanım oranları incelendiğinde, yine Türkiye'nin Gü­
ney Kore ile birlikte IMF kaynaklarını en fazla kullanabilen ülkelerden biri ol­
duğu gözlenmektedir.
TABLO 7
Dünya Bankası Şartlı Yapısal Uyum Kredileri,
1979/1980-• 1985/1986
(Milyon ABD Doları)
Türkiye
Arjantin
Bolivya
Brezilya
Şili
Kolombiya
Fildişi Sahili
1.600
350
105
1.555
250
550
650
Meksika
Fas
Nijerya
Filipinler
Uruguay
Yugoslavya
350
600
250
652
60
365
Kaynak: Maxwell Watson, International Capital Markets:
Developments and Prospects, IMF, Aralık 1986.
Türkiye ekonomisinin Orta Doğudaki jeopolitik konumu ile 1980 sonrası
sermaye akımlannın boyutları arasında sıkı bir bağlantı olduğu öne sürüle­
bilir.
1977-1979 döneminde dış borç bunalımına giren Türkiye ekonomisinin
kriz sonrası deneyimi, Latin Amerika ülkelerinin 1982 sonrasındaki dene­
yimlerden önemli farklılıklar göstermektedir. Yüksek boyutlu sermaye akım­
lannın etkisiyle Türkiye ekonomisi herhangi ithalat sınırlaması ile karşılaş­
mamıştır. Tablo 10'dan görüldüğü gibi Türkiye 1980 sonrasında dış ticaret
açığı vermeğe devam etmiş, ithalatta sınırlama olmayışı nedeniyle oldukça
yüksek büyüme hızlanna ulaşılması mümkün olmuştur. 1982 yılından itiba­
ren ciddi borç ödeme sorunlan ile karşılaşan Arjantin, Meksika ve Brezilya
gibi ülkeler ise dış borç ödemelerini d.ş ticaret fazlası yaratarak gerçek­
leştirmek zorunda kalmışlardır. Dış ticaret fazlası ise büyük ölçüde ithalatın
kısılması yoluyla sağlanmış, dış ticaret fazlasının oluşmasına paralel olarak
büyüme hızlan negatif düzeylerde belirlenmiştir.
TABLO 8
Uluslararası Para Fonu Kredilerinin
Kullanım Oranlan, 1979-1985*
Türkiye
Meksika
Brezilya
Arjantin
Şili
Güney Kore
1979
240.1
19.3
-
62.6
65.3
1980
275.5
1981
378.5
-
-
29.6
209.2
12.8
418.4
1982
439.7
25.0
50.0
-
1.7
446.1
1983
348.9
103.3
172.8
100.7
131.4
279.3
1984
339.1
206.6
292.2
100.7
180.5
345.5
1985
281.4
23.9
287.8
189.1
224.9
296.7
* Her ülke için tahsis edilen kotalann yüzde oranı olarak ifade edilmektedir.
Kaynak: International Financial Statistics Yearbook, 1986.
1980 sonrası sermaye akımlannın büyük çoğunluğu resmi kaynaklı orta
ve uzun vadeli kredilerden meydana gelmektedir. Yabancı sermaye
yatırımlannda 1980 öncesine göre ve özellikle son iki yılda, önemli artışlar
kaydedilmiştir. Ancak yabancı sermaye yatınmlarının toplam döviz kaynak­
ları içindeki payı oldukça düşük düzeylerde seyretmektedir. Yabancı ser­
maye yatırımlarının toplam sermaye akımlarının içinde önemsiz bir paya
sahip oluşu, dış borçlann hızla arttığı bir dönemde özellikle üzerinde durul­
ması gereken bir konudur(bknz. Tablo 11).
m
00
m
c\!
00
00
I
CO
CD
d
CD o
CM
00
o> O
o> ö
o> o
ıq
CO
CD
o
o
Û
<ö
CM
00
C3>
00
E
c
CD
CD
CO
CD
0 0 CO
:^
O
c
CO
E
CO
c
<J> CO
'</)
CO
CD
C
o>
CM
CD
ö
)0)
CM
CD
o
.
2
Û
CO
CD
o> o
Û
E
CD
>
CD
CD
"D
O
C
COo
X
Cd
c
cd
CD
CO
C
CO
E
CO
<D
E
CO
cr
N
E
CO
CO
CO CO
It
CD "t5
)g) O
b ^
I
CD
CO
C
LO
LO
00
CD
O
00
CD
2
CD - r
E
CD CO
00
S ^
00
00
CD CM LO
cq
-vf ^
00 x t
C) CM
^
V
CM
^
m
o <J>
CO CO
R
CD
CO
CM
c>
o
o
^ ın
x-^ CD
V
00 CO
CD CO
C6
<^ I D
CD 00
CD
CO CO
r^:
CD
CD
E
o
o
:Z3
00 <^
CD ^
m
CD
00 C3>
c> ö
00 CO
CM ^
^ ^
CD ^
CD LO
CM l o
>
<
n
CD
>•
CO
CD
O)
C
C\,CD
^'T-
r-.CO
ÖCD
r-io
CMio
CDCD
COcD
Û
CO
ü
CD
00
û
o
CD
T-
00
CD
00 CO
00
ooc\j
"^crD
CMf<
Ö
OOoO
CDi<
^'CO
Ü
••c5
CD
•Ş
û
"o
c
Co
CO
LL
E
<
15
03
^
CM
CM
CM
CM
CM
CM
c
c
CD
>^
CO
E
o
CD
CD
:3
03
CO
'İM
CD
m
03
03
CD
c
Ü
c
OS
GRAFİK 1
İstikrar
Politikaları
Dış Ödemeler
Krizi
Sermaye
Akımları
Büyüme
A. Türkiye Örneği (1980-1986)
İstikrar
Politikalan
Cari İşlemler
Fazlası
Yabancı Ülkelere
Net Sermaye Transferi
B. Latin Amerika Örneği (1982-1984)
Eksi Büyüme
Hızlan
TABLO 11
Yabancı Sermaye Yatınmlan, 1954-1988
(Milyon Dolar)
Toplam
Firma
Sayısı
1954-1974
1975
1976
1977
1978
1979
1980
1981
1982
1983
1984
1985
1986
1987
1988
106
99
99
97
91
100
127
170
185
267
421
610
839
1109
Yıllık
Birikimli
Sermaye Büyüme Sermaye
Akımı
Akımı
Hızı
0.0
15.1
41.1
8.9
3.4
9.2
27.2
11.7
-6.4 -154.7
97.0 1615.6
337.5 247.9
-50.5
167.0
-38.5
102.7
163.9
271.0
-13.5
234.5
55.2
364.0
47.3
536.5
53.7
824.5
189.6
204.7
213.6
222.8
234.5
228.1
325.1
662.6
829.6
932.3
1203.3
1437.8
1801.8
2239.1
3163.6
Yıllık Sermaye
Birikimli Akımınm Bir
Miktar İçine
Büyüme
Payı (%;
Hızı
_
8.0
4.3
4.3
5.3
-2.7
42.5
103.8
25.2
12.4
29.1
19.5
25.3
24.2
41.3
7.4
4.2
4.1
5.0
2.8
29.8
50.9
20.1
11.0
22.5
16.3
20.2
24.0
26.1
2. Dış Borç Yapısı ve Göstergeleri
Türkiye ekonomisinin dış borçlan 1980-1986 döneminde yaklaşık 15
milyar dolardan 31 milyar dolara yükselmiş bulunmaktadır. Dış borçlardaki
önemli boyutlarda artış ne gibi sorunlar yaratabilir? Önümüzdeki yıllarda
ciddi bir borç krizinin oluşumu ihtimali nedir? Bu sorunların yanıtlanması
çok boyutlu bir analizi gerektirmektedir.
Bir ülkenin dış borç durumunun incelenmesinde çeşitli kriterler kul­
lanılabilir. Dış borçlann milli gelirdeki payı söz konusu ülkenin uzun dönem­
de dış borç bunalımı ile karşı karşıya kalıp kalamayacağının önemli bir gös­
tergesidir. Dış borçlann sürekli olarak milli gelirden daha hızlı artması borç­
lann yeteri derecede verimli olarak kullanılmadığını ifade etmektedir.
Borç-ihracat oranı, ülkenin ödeme kapasitesinin önemli bir göstergesi­
dir. Borç-ihracat veya borç-ihracat artı diğer mal ve hizmet gelirleri oranlanndaki sürekli ve hızlı artışlar ülkenin belli bir süre sonra ciddi ödeme
güçlükleriyle karşılaşacağına dikkat çekmektedir. Borç analizinde kullanılan
diğer bir temel gösterge de dış borç servis oranıdır.
Borç servis oranı şu şekilde tanımlanabilir:
A: Yıllık ana para taksidi
r: Yıllık faiz ödemesi
X: Toplam mal ve hizmet ihracatından sağlanan döviz geliri
Borç Servis Oranı
B=
A +r
X
Borç servis oranının yükselmesi ülkenin ihracat gelirlerinden elde ettiği
dövizlerin daha büyük bir bölümünü borç ödemelerine ayırması demektir.
Borç servis oranındaki sürekli artışlar iki temel eğilimin varlığına dikkat
çekmektedir. Yeni borçların giderek eski borçların ana para ve faiz
ödemeleri için kullanılması ülkenin ciddi bir dış borç kısır döngüsü içine gir­
diğine işaret etmektedir. Diğer bir açıdan da ülkenin mal ve hizmet ihra­
catını yeterli düzeyde arttıramadığını vurgulamaktadır.
Faiz servis oranı daha sınırlı bir kriter olup
X
olarak tanımlanmaktadır. Faiz servis oranı yıllık faiz ödemelerinin ekonomi
açısından ne dereceye kadar bir yük arzettiği hakkında bilgi vermekte, aynı
zamanda ülkenin ödeme kapasitesinin yeterli düzeyde artıp artmadığını
sınamakta ilave bir kriter olmaktadır.
Dış borçların vade yapısı ile uzun ve kısa süreli borçlar arasındaki
dağılımı da birinci derecede önem kazanmaktadır. Kısa vadeli borçların
toplam borçlar içindeki payının sürekli artış kaydetmesi borç idaresini güç­
leştirmekte ve ülkenin borç ödeme bunalımına girme ihtimalini kuvvetlendir­
mektedir.
Dış kredilerin hangi kaynaklardan elde edildiği diğer önemli bir incele­
me konusudur. Normal piyasa koşulları altında ticari bankalardan borçlanan
ülkelerin resmi kaynaklı borçlara oranla faiz yüklerinin daha fazla ve borçla­
rının vade yapısının daha kısa olduğu görülmektedir. Dış borç yapılan ticari
banka borçları ağırlıklı olan ekonomilerin borç ödeme krizine girme olasılığı
daha fazladır.
Dış borçlann kamu ve özel kesim arasındaki dağılımı önemli bir kriter
olarak nitelendirilebilir. Kamu ağırlıklı dış borçlann varlığı, kaynaklann kamu
kesiminde ne dereceye kadar etkin bir biçimde kullanıldığı sorusunu ön pla­
na getirmektedir. Son olarak ülkenin uluslararası rezervleri ve rezervlerin it­
halatı karşılama oranları kısa vadede, likidite veya ödeme güçlükleriyle kar­
şılaşma olasılığı konusunda bilgi vermektedir.
Çeşitli kriterler ışığında Türkiye ekonomisinin dış borç rakamları ince­
lendiğinde, ortaya çıkan en olumlu eğilim dış borç - mal ve hizmet ihracatı
oranında, 1980 sonrasında, kaydedilen büyük çapta düşüş ile ilgilidir. İhra­
cat alanında kaydedilen başarılardan ötürü ülkenin dış borç ödeme perfor­
mansında belirgin bir düzelme olduğu açıkça görülmektedir. Bir başka olumlu eğilim uluslararası rezerv durumu ile ilgilidir. İhracat artışlanna paralel
olarak 1980 sonrasında Türkiye'nin rezerv pozisyonunda önemli bir iyileş­
me olduğu gözlenmektedir. Rezervlerin ithalatı karşılama oranında kaydedi­
len sürekli artışlar Tablo 14'den açıkça görülmektedir.
Ancak diğer ana kriterler incelendiğinde ortaya aynı derecede iyimser
bir tablo çıkmamaktadır. Olumsuz olarak nitelendirilebilecek ve üzerinde
dikkatle durulması gereken bazı eğilimler şu şekilde özetlenebilir:
(i) Dış borç - GSMH oranında 1980-1987 döneminde önemli artışlar
kaydedilmiş ve söz konusu oran yüzde 25.7'den yüzde 56.1 gibi yüksek bir
düzeye ulaşmıştır. Ancak, 1988 yılı başlarında uygulamaya konan istikrar
tedbirleri neticesinde büyüme hızı yavaşlatılabilmiş ve ithalat artışlan kon­
trol altına alınmıştır. Dolayısıyla, 1980 sonrasında ilk kez 1988 yılında borç
- GSMH oranında bir düşüş gerçekleştirilmiştir.
(ii) Kısa vadeli borçların toplam borçlar içindeki payı 1988 yılına kadar
sürekli artış göstermektedir. Kısa vadeli borçlann ağırlık kazanması dış
borç idaresini güçleştirmektedir. Aynı zamanda kısa süreli sermaye hare­
ketlerinin önem kazanması para arzının dolayısıyla enflasyonun kontrolü gi­
bi temel makroekonomik hedeflerle çelişmektedir.
Kambiyo rejiminin liberalleşmesi ve dış ticaret hacminin artmasına pa­
ralel olarak ticari bankalardan sağlanan kredilerin payı artmaktadır. Aynca
döviz tevdiat hesaplarına yurt dışında yerleşik vatandaşların gösterdiği ilgi
kısa süreli borçlarda önemli artışlara yol açmıştır. 1982 yılında bir yıl ve da­
ha az vadeli döviz mevduat miktarı 417 milyon dolar iken, 1986 yılında sözkonusu miktar 2.6 milyar dolara ulaşmıştır.
Dresdner hesabı üzerinde de bir miktar durulmasında yarar vardır. Mer­
kez Bankasının kontrolünde bulunan bu döviz tevdiat çeşidinin yüzde 90'a
yakın bir bölümü Alman Markı cinsindendir. Dresdner hesabı çapraz kur
değişimlerinden de etkilenerek dolar bazında son üç yılda hızla büyümüş
ve 4 milyar dolara yakın bir düzeye ulaşmıştır. Söz konusu mevduat türü­
nün vadesi oldukça kısa, buna mukabil ödenen faiz Avrupa para piyasala­
rında gözlenen faizin çok üstündedir. Dolayısıyla Dresdner hesabı kontrol
edilmesi gereken bir borç kalemi olarak nitelendirilebilir.
*
CO (M
CM
CD
CM
CO
CM
m
CO
eg
CM
CD
00 CO
CO
CD O
00
CD
00
00
CD
CO
•
CO
00
CD
I
O
00
O)
T—
00
^
00
CM
CD
<
CD
m
o
o
55
CD
Ûû
Û
Q
E
CD
N
CD
00
CM
O
CM
CM
CM
00
CM
CM
eg
i5
O) 2
O
00
00
CM
evj
00
CO
CM
lO
CM
CM
00
CD
CO
CM
CM
in
in
eg
^ ^ C5>
O
00
ö> 00
^ CO^
00
ol
s
CO
CM
in
eg
CO
CO
CM
LO
CD CM ^
Co
^
^
t5 t3
N
w-
Ü
•
"= =
•
' . ^
LL
O O O»
^ o _o
O O O 0 o O ^
m Ûû m ) g ) ^ m
c
û Q Û + X û O
CD
CD
o
CD 00 h-.
00
ö
CD
lO
l O CO
O
C\J
CD
C » 00
d lo
l O CO
CO
CD
^ "i
03
BO
^
O
CD
-ö
N
O
^
CO
00
CD
o6
^
ır-
eg
T-
00
^
T-^
m
T-
Q
CX)
CO
CO
CM
CD
CD
CO ^
T~"
^
^
CM T-^
CD
CM
cq
T-^
^
:0
00
CD
CO
lO
^
CO
^
c^
00
C3>
o
m
CM
CM
FV. ^
CB
CD
CO
CD C3> d !
l O CO T -
r-.
CO
X-
^ ıq
CD
00
00
CD
CM
CM
CO
eg
^
00
ı q iD
CD
00
o6
CO
^
io <y>
öö
CD
CO
CO CO CM
"5
E
CD
O
00
oi
^
T-
i6
CO
ai
CM
ır-
c
5
CO E =3
. 1 1
>
CO
CO
w .52
Q
Q
Q
CO
c/) CO
O 05
N
CD
CD
CD
X
e.N
o ^ o
m
p
Co o CO
>
CÛ
E
Co
^ "5^ o
II
00
00
00
CO
CD
CO
00
CD
CO
CM
CD
00
CD
>
o
00
_ 00
CO CD
i 5 CD
CO ^
İ5
Co
O
o
coo>-
eg
eg
eg
CO
eg
CO
CO
c\i
in
eg
IN
00
CO
00
CD
i5
CM
o6
eg
o
m 03
eg
00
G>
û
o
o
E
00
CD
C > CD
N
B
CO
00
eg
CO
CO
00
00
CD
CD
IN
CD
00
CD
CC
ÛÛ ^
IN
CD
CO
IN
N
CD
IQ
CO
o
eg
CD
IN
00
CD
00
CD
CD
N
CD
0
N
0
IN
c
CD
>
CD —
N
CO
Co
m
N
IS
3
Q
CO
ZÎ 5
CD
3 «5
N
TABLO 15
Kısa Vadeli Borçların Dağılımı, 1980-1988
(Yüzde Oranlar)
Kamu Kesimi ve
Merkez Bankası
1980
1981
1982
1983
1984
1985
1986
1987
1988
51.4
42.2
39.9
42.9
42.0
39.9
42.3
47.4
44.0
Özel Kesim
48.6
57.8
60.1
57.1
58.0
60.1
57.7
52.6
56.0
Kaynak: Merkez Bankası.
(İÜ) 1986 yılı dış borç cephesinde olumsuz bir yıl olarak tasvir edilebilir.
1986 yılında net borçlanma 1.7 milyar dolayında gerçekleşmiştir. Ancak dış
borçlar 2 5 milyar dolardan yaklaşık 31 milyar dolara yükselmiştir. Söz konu­
su gelişme ABD dolannın diğer para birimleri karşısında değer kaybetme­
sinden kaynaklanmaktadır. Dış borçlann yüzde 55'i dolar dışı dövizlerden
oluştuğundan, ABD dolarının değer kaybetmesi dış borçlann dolar bazında
artmasına yol açmıştır.
1986 sonrasında çapraz kur değişimlerinin etkisine karşı önlem alındığı
ve döviz kompozisyonunun Alman Markı ve Yen gibi para birimlerine kaydı­
rıldığı görülmektedir. 1988 yılında gerçekleştirilen dış borçlardaki azalma
eğilimi kısmen otoritelerin döviz kompozisyonunu çapraz kur değişimlerine
göre ayarlayabilmelerinden kaynaklanmaktadır.
(iv) Borç servis yükünün milli gelire oranı 1988 yılına kadar sürekli artış
göstermiştir ve oldukça yüksek bir düzeyde seyretmektedir. Dolayısıyla yeni
temin edilen borçlann giderek daha büyük bir bölümü dış borç ödemelerin­
de kullanılmaktadır.
(v) "Net kaynak transferi" brüt borçlanma eksi dış borç servis yükü ola­
rak tanımlanmaktadır. 1980-1983 döneminde Türkiye ekonomisine net kay­
nak transferi pozitif olmuş, diğer taraftan 1984-1988 döneminde net kaynak
transferi eksi bir kalem olarak ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla 1984-1988 döne­
minde Türkiye ekonomisinden dış aleme net kaynak transferi gerçekleşmiş­
tir (Tablo 18). Belli dönemlerde kaynak transferinin eksi oluşu otomatikman
ciddi bir dış borç ödeme sorunu ile karşılaşıldığı anlamına gelmez. Dış borç
ödemelerinin yoğun olduğu dönemlerde kaynak transferinin eksi olması
doğal bir gelişme olarak kabul edilebilir. Ancak eksi kaynak transferi dolaylı
yönden ekonomideki makro dengeleri sarsabilir. Örneğin dış borç servisinin
gerektirdiği iç borçlanma finansal tasarrufların kamu sektörüne yönelmesine
yol açarak kredi faizlerinin aşağı çekilmesini önleyebilir. Türkiye'de gözle­
nen yüksek kredi faiz oranlan ve dolayısıyla özel sektör yatırmlarının ihra­
cata yönelik alanlarda yeteri kadar yoğunlaşamaması kısmen bu şekilde
açıklanabilir.
TABLO 16
Orta ve Uzun Vadeli Borçlann Döviz Kompozisyonu
1982-1987 (Yüzde Oranlar)
1987
1986
1984
1985
1983
1982
39.8
44.6
49.7
52.5
57.3
57.1
ABD Doları
24.0
27.9
18.2
21.6
14.8
13.5
Deutsche Mark
6.4
4.5
2.6
7.9
9.8
9.2
SDR
6.4
6.9
6.0
5.9
1.9
2.5
İsviçre Frangı
Sterlin
1.9
1.5
1.4
1.7
1.3
1.1
8.7
11.3
5.1
4.3
3.7
Yen
3.1
2.6
2.5
2.2
2.2
3.2
4.4
Fransız Frangı
Diğer Para
8.1
Birimleri
8.3
8.0
7.6
6.9
8.0
Kaynak: Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı
TABLO 17
Toplam Dış Borçların Döviz Kompozisyonu
1982-1987 (Yüzde Oranlar)
1982
54.2
17.8
8.3
2.8
1.9
2.8
4.1
1983
54.5
18.3
8.5
2.2
1.5
3.3
3.0
1984
53.0
19.7
6.7
6.1
1.4
3.8
1.9
ABD Doları
Deutsche Mark
SDR
İsviçre Frangı
Sterlin
Yen
Fransız Frangı
Diğer Para
Birimleri
8.1
8.8
7.3
Kaynak: Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı
1985
50.2
23.2
5.2
6.3
1.6
4.6
2.3
1986
47.9
25.5
3.5
5.6
1.2
7.0
2.2
1987
42.9
30.1
2.0
5.8
1.1
8.8
2.0
6.4
7.1
7.2
TABLO 18
Dış Borç Ödemeleri ve Net Kaynak Transferi
1980-1988 (Milyon ABD Dolar)
1980
1981
1982
1983
1984
1985
1986
1987
1988
Brüt
Borçlanma
3.801
2.120
2.664
2.872
2.186
3.491
4.148
5.323
4.857
Dış Borç
Servisi
1.714
2.028
2.318
2.535
2.831
3.714
4.520
5.164
8.705
Net
Kaynak
Transferi
2.083
92
346
337
-645
-233
-372
159
-3.848
KAYNAK: Merkez Bankası
(A) Domar-Avramovic Dış Borç Birikimi ve Ödeme Kapasitesi Modeli
(Domar, 1950; Avramovic 1964; Nowzad and Williams, 1981)
Dış borçlanmanın amacı toplam tasarrufları arttırarak yatınmlara ve mil­
li gelirin büyüme hızına katkıda bulunmaktır. Yüksek bir büyüme hızı hedef
alındığında ve sözkonusu büyüme hızının gerektirdiği yatırım oranını
bütünüyle yurtiçi tasarruflardan karşılama olanağı bulunmadığı durumlarda,
aradaki fark dış borçlanma yolu ile karşılanabilir. Bu noktada belli bir
büyüme hızının gerçekleşmesinin ekonomiyi ne ölçüde dış borçlara bağımlı
kılacağı ciddi bir sorun olarak ortaya çıkmaktadır. Aynı soru DomarAvramovic modeli çerçevesinde değişik şekilde ifade edilmektedir. Hangi
şartlar altında belli bir GSYİH büyüme hızı borç-GSYİH oranında bir artış
olmadan gerçekleşebilir ve süreklilik kazanabilir?
Model Harrod-Domar varsayımlarından hareket etmekte ve üç denk­
lemden oluşmaktadır.
İt = kg y^ eg*
(1)
St = s y^ e^^
(2)
Dt=-^yo(e''-e
S
(3)
I: Yatırımlar
S : Yurtiçi tasarruflar
k : Sabit marjinal sermaye-üretim oranı
s : Sabit yurtiçi tasarruflar-GSYÎH oranı
g : Reel veya nominal GSYİH büyüme hızı
D : Toplam dış borç
i : Reel veya nominal dış borç faiz oranı.
g > i durumunda dış borç - GSYİH oranı zaman içinde belli bir üst limit
noktasına ulaşacaktır. Söz konusu durum matematiksel olarak şu şekilde
ifade edilebilir.
%
Lim
t ->
oo
D (t)
y(t)
"
kg - s
g-i
kg-s
g-i
Dış Borç - GSMH Oranı
Zaman ( t )
Dış borç yönetimi açısından modelden çıkartılabilecek önemli bir sonuç
reel GSYİH büyüme hızının reel faiz haddinin üzerinde seyretmesi gereği­
dir. Aksi takdirde borç-GSYİH oranının kontrol altına alınması mümkün ol­
mayacak ve belli bir büyüme hızının sağlanması ancak dış borç - GSYİH
oranın sürekli artışı ile gerçekleştirilebilecektir. Söz konusu durumda istik­
rarsız bir büyüme süreci ortaya çıkacaktır. Örneğin dış borç - GSYİH ora­
nındaki sürekli artış bir müddet sonra dış ödemeler dengesi krizini kaçı­
nılmaz kılacak ve büyüme hızlannın büyük ölçüde düşmesine neden ola­
caktır.
Dış borç yönetimi açısından temel bir sorun dış tasarruf lan n verimli
alanlarda kullanılıp kullanılmadığı sorunudur. Gerçekleşen büyüme hızı bir
ölçüde dış kaynaklann ne derece verimli kullanıldığının ve yüksek getirili
yatın m projelerinin finanse ettiğinin bir göstergesidir.
Bu açıdan Domar-Avramoviç yaklaşımı, ülkenin dış borç ödeme kapasi­
tesinin büyük ölçüde sermayenin verimliliği ve borçlanmanın maliyeti ara­
sındaki temel ilişkiye bağlı olduğunu açıkça vurgulamaktadır.
(B) Dornbush Dış Borç Dinamiği Modeli
(Dornbush 1985b, Simonsen 1985)
Bir ülkenin dış borç sorununun önem derecesini söz konusu ülkenin dö­
viz kazanma ve dolayısıyla dış borç ödeme kapasitesi belirler. Bu doğrultu­
da ihracat-dış borç ilişkisi birinci derecede önem kazanmaktadır. Kritik gös­
terge olarak kabul edilen dış-borç ihracat oranı iki temel değişken tarafın­
dan belirlenmektedir: (a) dış borç faiz haddi, (b) ihracat gelirlerindeki artış
hızı.
Dış borç-ihracat oranının büyüme hızını belirleyen denklem şu şekilde
ifade edilebilir.
^=(i-M-^
(1)
d : dış-borç ihracat oranı
i : dış borç faiz oranı
I: ihracat gelirlerindeki artış hızı
X : faiz ödemeleri dışındaki cari işlemler fazlasının ihracata oranı
Dış-borç ihracat oranının düşürülebilmesi için ihracat gelirlerindeki
artışın dış borç faiz haddinin üzerinde seyretmesi gerekmektedir (i<X,).
Bu şart yerine getirilmediği takdirde dış-borç ihracat oranında düşüş an­
cak ülkenin büyük çapta (faiz ödemeleri dışında) cari hesaplar fazlası
sağlaması ve söz konusu fazlanın bir kısmının ( a ) dış borç ödemelerinde
kullanılması durumunda gerçekleşebilir.
= a id
(2)
Aksi takdirde borç ödemelerinin cari hesaplar fazlasından sağlanamayan
bölümü otomatıkman yeni borçlanma ile finanse edilecektir.
Cari hesaplar fazlası yolu ile dış borç sorununu kontrol altına almanın
X
reel maliyetinin çok yüksek olacağı göz önüne alındığı takdirde, ihracat per­
formansının dış borç sorunu açısından ne denli önem kazandığı modelde
açıkça ortaya konmaktadır.
İki temel kriter Türkiye ekonomisine uygulandığında ortaya çelişkili bir
sonuç çıkmaktadır (bknz. Tablo 26). Dornbusch kriterine göre, yüksek bo­
yutlu ihracat artış hızları nedeniyle Türkiye'nin herhangi bir dış borç ödeme
sorunu ile karşı karşıya kalmayacağı öngörülmektedir. Ancak DomarAvramovic sınaması neticesinde 1980'li yıllarda gerçekleştirilen ortalama
büyüme hızlarının, dış borç-GSMH oranının kontrol altına alınması açısın­
dan yeterli düzeyde olmadığı sonucuna vanimaktadır. 1986 yılı söz konusu
kriter açısından istisna bir durum oluşturmaktadır. Dış-borç-GSMH oranın­
da sürekli artış beklenmesi, dış borçların önümüzdeki yıllarda ciddi sorunlar
yaratabileceğine dikkat çekmektedir.
Domar-Avramoviç kriteri çerçevesinde elde edilen bulgular, gerek kamu
gerek özel kesimde yatırımların verimliliğinin dış borçlar açısından birinci
derecede önem kazandığını vurgulamaktadır.
TABLO 19
Dış Borç Sorununun Önem Derecesi: Dornbusch ve
Domar-Avramovic Sınamalan: 1980-1988
Toplam
Dış
Borçlar
1980
15.261
1981
16.861
1982
17.619
1983
18.385
1984
21.258
1985
25.349
1986
31.228
1987
38.304
1988
37.694
1980-1988
(Dönem Ortalaması)
Dış Borç
Faiz
Ödemeleri
Efektif
Faiz
Haddi
669
1.193
1.465
1.441
1.586
1.753
2.134
2.507
2.799
4.1
7.1
8.3
7.8
7.5
7.0
6.8
6.5
7.4
6.9
İhracatta
Büyüme
28.7
61.6
22.2
-0.3
24.5
11.6
-8.1
36.1
14.8
21.2
Reel GSM
Büyüme
Hızı
-1.1
4.1
4.6
3.3
5.9
5.1
8.0
7.4
4.1
4.6
(a) Efektif faiz haddi dış borç faiz ödemelerinin dış borç tutarına
bölünmesiyle elde edilmiştir.
3. Dış Borçların Vade Yapısı ve Kamu Yatırımları
Türkiye'nin dış borç kompozisyonu incelendiğinde ortaya oldukça ilginç
bir tablo çıkmaktadır. Orta ve uzun vadeli borçlann önemli bir bölümü kamu
kesimine yönlendirilmektedir (Tablo 20 ve 21). Buna mukabil, özel kesim
işletme finansmanına yönelik kısa vadeli borçlar içinde önemli bir yere sa­
hiptir (Tablo 15). Kesimlerarası fon akımlan incelendiğinde, özellikle 19831987 döneminde net kaynak sağlayan kesimin yurtdışı olduğu ve kamu ke­
siminin fon kaynaklarını giderek artan ölçülerde kullandığı görülmektedir.
(Bknz. Tablo 22).
TABLO 20
Orta ve Uzun Vadeli Borçlann Dağılımı,
1981-1988* (Yüzde Oranlar)
1981
1982
1983
1984
1985
1986
1987
1988*
Kamu
kesimi
Merkez
Bankası
Özel
Kesim
70.0
72.5
71.0
70.8
71.3
74.4
75.0
76.8
22.0
21.8
23.8
24.6
25.5
21.7
20.9
18.9
8.0
5.7
5.2
4.6
3.2
3.9
4.1
4.3
KAYNAK: Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı, Merkez Bankası
* Geçici.
TABLO 21
Kamu Kesimi Orta ve Uzun Vadeli Borçlannın Dağılımı,
1982-1987 (Yüzde Oranlar)
1982
Konsolide Bütçe 78.4
Kamu İktisadi
Teşebbüsler
14.3
Mahalli İdareler
7.3
1983
79.9
1984
81.3
1985
79.7
1986
73.4
1987
75.8
13.0
7.1
12.5
6.2
14.6
5.7
17.6
9.0
19.1
5.1
KAYNAK: Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı
TABLO 22
Kesimlerarası Mali Akımlar (Net) (Yüzde Oranlar)
1980
Kaynak
100
Yurtdışı
51.91
Hane halkı 44.90
Diğer
3.19
Kullanım
100
Kamu
83.17
Özel Girişim 16.83
Yurtdışı
-
1981 1982
100
100
0.54
98.86 86.60
1.4 12.86
100
100
9.62 46.79
70.62 53.21
19.76
1983
100
26.39
65.56
8.05
100
22.27
77.73
-
1984
100
42.42
48.69
8.89
100
92.70
7.30
-
1985 1986 1987
100
100
100
54.59 60.03 69.14
42.74 36.79 26.65
2.67 3.18 4.21
100
100
100
66.66 50.23 56.42
33.34 49.77 43.58
-
KAYNAK: Merkez Bankası Üç Aylık Bültenler; TÜSİAD (1989)
Yatırıma yönelik dış kaynakların kamu kesiminde yoğunlaşması iki te­
mel sorun yaratmaktadır:
(i) 1980 sonrasında kamu yatınmlannın bileşiminde önemli bir yapısal
değişiklik meydana gelmiş ve söz konusu yatırımların giderek artan bir
bölümü özel yatınmlan tamamlayıcı nitelikte olan enerji ve ulaştırma gibi
altyapı alanlarına kaydırılmıştır (Tablo 23). Dolayısıyla imalat sanayiinin
kamu yatırımları içindeki payı giderek azalmaktadır. Ancak, altyapı yatırım­
larının marjinal sermaye hasıla oranlan ve gecikme süreleri yüksek olduğu
gözönüne alındığı takdirde, dış borçlann reel geliri oranlarının düşük olduğu
kesimlerde yoğunlaştığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla yatırımların verimliliği
kriteri açısından borçların altyapı yatırımlarında yoğunlaşması önemli bir
sorun olarak ortaya çıkmaktadır.
TABLO 23
Kamu Yatınmlannın Sektörel Dağılımı, 1980-1988
İmalat
Enerji ve
Smm. Ulaştırma Diğer
1980
28.8
42.7
28.5
41.2
24.2
34.6
1981
20.4
34.1
1982
45.5
31.9
1983
20.0
48.1
1984
18.7
33.2
48.5
53.4
34.6
1985
12.0
9.7
1986
54.3
36.0
36.7
1987
6.3
57.0
37.6
1988
5.9
56.5
KAYNAK: Devlet Planlama Teşkilatı
98
(ii) Kamu kesiminin ithal ikamesi stratejisinin uygulanmaya başladığı yıl­
lardan günümüze kadar devam eden bir özelliği dikkat çekicidir. Kamu kesi­
minin ihracata katkısı son derece sınırlı düzeyde gerçekleşmekte, diğer ta­
raftan ithalat içinde önemli bir paya sahip bulunmaktadır (Tablo 24). Dolayı­
sıyla dış borçların geri ödenmesi açısından, kaynakların kamu kesimine
yönlendirilmesi bir tehlike unsuru oluşturmaktadır. "Ticarete konu olmayan
malların" üretimine ağırlık verilmekte, ve asıl döviz kazandırma potansiyeli­
ne sahip özel kesim ise orta ve uzun vadeli sermaye akımlarından son de­
rece sınırlı düzeyde faydalanabilmektedir. Borç sorununun kontrol altına alı­
nabilmesi açısından (a) kamu kesiminin döviz üretebilen bir sektör haline
dönüştürülmesi (b) halihazırda döviz üretebilen özel kesimin orta ve uzun
vadeli fonlardan faydalanabilmesi teşvik edilmelidir.
TABLO 24
Kamu Kesiminin Toplam İthalat ve İhracat İçindeki Payı
1963
1964
1965
1966
1967
1968
1969
1970
1971
1972
1973
1974
1975
1976
1977
1978
1979
1980
1981
1982
1983
1984
1985
1986
1987
1988
İhracat
7.0
10.4
13.4
12.8
11.9
11.4
15.9
11.9
11.0
15.5
14.8
13.3
12.8
10.8
13.2
19.4
17.1
15.5
16.0
25.9
13.0
12.6
11.1
7.3
8.2
10.5
İthalat
34.4
35.5
31.4
36.0
26.2
28.5
36.3
39.6
42.8
43.4
43.3
45.6
27.7
39.8
36.4
27.7
52.4
61.8
71.9
65.0
61.5
55.2
49.8
42.6
41.8
43.7
KAYNAK: Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı
99
4. Türkiye Ekonomisinin Dış Borç Göstergelerinin Çeşitli Ülke
Deneyimleri Işığında Değerlendirmesi
1980 sonrasmda bir ülkenin diğer borçlu ülkelere olan göreli durumu,
uluslararası kredi piyasalanndan borçlanma düzeyinin ve şartlannın belir­
lenmesinde birinci derecede önemli bir etken olmaktadır. Türkiye'nin dış
borç göstergelerinin diğer ülkelerin deneyimlerinden soyutlanarak kısmi olarak incelenmesi sorunun önem derecesi hakkında yeterli ipucu verme­
mektedir. Bazı temel borç göstergelerinin olumsuz eğilim göstermesine rağ­
men, Türkiye 1983 yılından itibaren ticari bankalardan normal koşullarda
boçlanabilmektedir. Türkiye son on yıl içinde ciddi bir dış borç kriziyle karşı
karşıya kaldıktan ve borç erteleme sürecini yaşadıktan sonra tekrar ulus­
lararası piyasalardan normal şartlar altında borçlanabilen tek ülkedir
(Sachs, 1986). Kredi itibannın yeniden kazanılması uygulanan politikalara
ve özellikle ihracat alanında kaydedilen olumlu gelişmelere indirgenebilir.
Borç ödemelerinin muntazam ve kesintisiz gerçekleşmesi nedeniyle
Türkiye, Baker Planının hedef aldığı en borçlu onbeş ülke arasına girme­
mektedir. Ancak çeşitli ülke gruplannın dış borç göstergeleri incelendiğinde,
Türkiye'nin gelişmekte olan ülkeler ortalamalannın bir hayli üzerinde olduğu
ve dış borç-GSMH ile dış borç servis oranı gibi temel kriterler açısından kri­
tik düzeyde borç sorunu olan ülkeler arasında yer aldığı görülmektedir.
Türkiye'nin ciddi borç ödeme sorunu olan onbeş ülkeden en önemli
farklılığı ve avantajı özel kaynaklı ticari banka borçlarının toplam borçlar
içinde göreli olarak düşük bir paya sahip oluşudur. Söz konusu özellik
Türkiye'ye iki açıdan avantaj sağlamaktadır, (i) ticari bankalann yüksek ve
değişken faiz uygulamalarının getirdiği yük daha az olmaktadır, (ii) Latin
Amerika dış borç krizi sonrasında özel kaynaklı krediler azalma eğilimi gös­
termiş, resmi kaynaklı borçlar ise birinci derecede önemli sermaye kaynağı
haline gelmiştir.
Uygulanan dış ticaret ve sanayileşme rejimi ile dış borç krizi olasılığı
arasında sıkı bir bağlantı bulunmaktadır. Konuya açıklık getirmek açışından
Türkiye'nin dış borç göstergelerini iki ayrı ülke grubunun dış borç göster­
geleri ile karşılaştırmak anlamlı olacaktır. Birinci grup, dış borç sorunlan kri­
tik düzeyde bulunan ve dış borç ödemelerinin yapılabilmesi için cari işlem­
ler fazlası vermek zorunda kalan ülkelerden oluşmaktadır.
Söz konusu ülkelerin Türkiye ile ortak özelliği ithal ikamesine dayalı sa­
nayileşme stratejisinin ikinci ve zor safhasını uygulamış olmalanndan kay­
naklanmaktadır. Brezilya ve Arjantin gibi ülkelerde ihracata dönük sanayi­
leşme stratejisi, ithal ikamesinin ikinci safhasını takip eden dış ödemeler
dengesi krizi sonrasında zorunlu olarak benimsenmiştir. Ancak söz konusu
ülkelerde ihracata dönük sanayileşme sürekli ve istikrarlı bir şekilde uygula-
TABLO 25
Dış Borç Servis Yül<ü Kritil< Düzeyde Olan Onbeş Ülke, Türkiye 1985
(Milyar ABD Dolan, Yüzde Oranlar)
Arjantin
Bolivya
Brezilya
Şili
Kolombiya
Ekvador
Fildişi Sahili
Meksika
Fas
Nijerya
Peru
Filipinler
Uruguay
Venezuela
Yugoslavya
Türkiye
Toplam
Dış
Borçlar
50.8
4.0
107.3
21.0
11.3
8.5
8.0
99.0
14.0
19.3
13.4
24.8
3.6
33.6
19.6
25.3
Özel Kaynaklı
Borçlar/ Dış
Borçlar
86.8
39.3
84.2
87.2
57.5
73.8
64.1
89.1
39.1
88.2
60.7
67.8
82.1
99.5
64.0
23.0
Dış Borç/
GSMH
71.9
121.1
49.7
126.9
36.8
91.5
135.4
60.9
111.4
22.9
97.9
76.1
72.7
73.3
44.1
47.1
Borç Servis
Oranı
20.4
1.6
39.7
9.2
6.4
3.4
4.0
44.4
6.0
9.1
5.2
9.5
1.4
17.8
13.6
31.7
KAYNAK: World Bank, World Debt Tables, 1985-1986, Merkez Bankası.
namamıştır (Balassa, 1984; Sachs, 1985, 1986; Dornbusch, 1985). Özellik­
le Meksika ve Brezilya gibi ülkeler 1970'li yılların ikinci yarısında Avrupa
kredi piyasalarından büyük çapta borçlanma olanağı elde ederek, yüksek
düzeyde büyüme hızlannı gerçekleştirebilmişlerdir. Dünya ekonomisindeki
büyümenin yavaşlaması ve uluslararası kredi piyasalarında oluşan yüksek
reel faiz oranlan söz konusu ülkeleri 1980'li yılların başından itibaren ciddi
bir borç sorunu ile karşı karşıya bırakmıştır.
1982 yılında doruk noktasına ulaşan Latin Amerika borç krizinin sadece
dış etkenlerden kaynaklanmadığı açıktır. Dış ticaret rejimi ile beraberinde
uygulanan ekonomik politikalar da dış borç sorununun ciddi boyutlara ulaş­
masında önemli rol oynamıştır. Örneğin Arjantin, Uruguay ve Şili gibi ülke­
lerde döviz kurunun enflasyonu önleyici veya frenleyici bir araç olarak kont­
rol edilmesi ve aşın değer kazanması ihracat performansını olumsuz yönde
etkilemiştir. İhracattaki duraklama büyüme hızının yavaşlamasına ve dış
borç ödeme sorununun ciddi boyutlara ulaşmasına yol açmıştır. Döviz kuru­
nun aşırı değerlenmesi söz konusu ülkelerin tekrar içe dönük bir sanayi-
leşme modelini benimsemelerine neden olmuştur (Corbo, De Melo and
Tybout, 1986).
TABLO 26
Ülke Grupları İtibariyle Dış Borç Göstergeleri, 1986
(Yüzde Oranlar)
Türkiye
Gelişmekte Olan Ülkeler
Petrol İthalatçısı Gelişmekte
Olan Ülkeler
Borç Ödeme Sorunu Olan
Ülkeler
Borç Ödeme Sorunu
Olmayan Ülkeler
Borç Ödeme Sorunu Kritik
Düzeyde Olan Onbeş Ülke
Dış Borç Mal Dış Borç
Dış
ve Hizmet
Servis
Borç
İhracı
Oranı
GSYİH
39.5
288.0
54.0
22.4
167.5
39.8
Faiz
Servis
Oranı
17.3
11.3
42.6
176.3
22.8
11.7
54.8
302.4
37.6
21.3
32.5
114.0
17.2
7.3
48.4
357.9
43.9
27.3
KAYNAK: IMF, World Economic Outlook, 1987.
TABLO 27
Cari İşlemler Açığının Mal ve Hizmet İhracatına Oranı,
1984-1986
(Yüzde Oranlar)
Türkiye
Gelişmekte Olan Ülkeler
Petrol İthalatçısı Gelişmekte
Olan Ülkeler
Borç Ödeme Sorunu Olan
Ülkeler
Borç Ödeme Sorunu Olmayan
Ülkeler
Borç Ödeme Sorunu Kritik
Düzeyde Olan Onbeş Ülke
1984
-14.5
-4.8
1985
-8.9
-3.5
1986
-14.1
-7.3
-5.4
-5.5
-3.4
-4.5
-3.4
-10.2
-4.0
-5.1
-1.5
-34.6
-36.4
-33.3
KAYNAK: Merkez Bankası, IMF World Economic Outlook, 1987.
E
^
İ5.
N "ö
-s -ö
Cö
h - C J ^ C D C O ^ T - C D l O x f i - ;
C X > 0 ) C 5 ) C 3 ^ 0 > C X ) € O W C ^ G >
O
"
T-
CD
CD
ın
(x>
r-.
CO CD 06
T-
CD
CO
CO
CD
m
00
CD
o q o q i n c D C M C 3 ^ 0 v j c o h - ; C J )
CO
.
CO
-Û
c D ^ c D r ^ c D c j J i n c M ^ i n
I—
C O ^ O J C 0 C M I ^ T - C M T - T -
CD
CO
CD
O)
CD
:0
00
If
CO
g O
CD >
O
CÛ
m i n r ^ o ^ c o ^ r ^ c D r - c o
c o c o c D ^ c D x - ^ L n r ^ L r i c )
i n r ^ i n i n c g ^ i n i n ^ o o
00
O)
O)
I- û =3
o
CD
o
tr
o
3
o
tû Co
^
3
00
^ ı n ı n c o m o m ı n c D i n
C O C J J O x t C O O O m O C D C D
C
i
Q.
CD
M
^
^
C
0
^
T
~
T
-
T
-
T
-
C
O
DC
B
"co
C
CO
:0
CD
E
CL
o
CD
>
CD
CD
O
_o
Û
c D o 6 c D h ^ d i r i o 6 o 6 i < c D
c M ^ o c 7 > c M c o ^ T - ^ o a
Û1
U)
E
CD
U
c
CO
CO
Q.
CO
N
Co .
sI
|l
"S
CO
-C Co
c
Co
CD
CO
>N
2
o
CD
"~ CC
(D
E 0 o 2
S
-C CDCD
CD CO 00
^
ÖO
> ^
CO
E
^
c
i - < i n ^ c / > L j j 0 ^ l - i j -
<
Co CD
Co n <Ju
^Û
TABLO 29
Çeşitli Ülkelerin Dış Borç Yapılan, 1986
(Yüzde Dağılımı)
Türkiye
Arjantin
Brezilya
Meksika
Şili
Endonezya
G.Kore
Malaya
Tayland
Filipinler
Resmi Kaynaklı
Borçların Toplam
Borçlar İçindeki
Pavı
60.8
11.4
20.6
12.6
16.4
50.9
32.3
19.5
48.6
38.0
Değişken Faiz
Özel Kaynaklı
Borçların Toplam Uygulamasına Giren
Borçlar İçindeki
Borçların Toplam
Pavı
Borçlar İçindeki Pavı
27.2
39.2
88.6
74.4
79,4
58.4
87.4
66.0
38.1
83.6
24.2
49.1
67.7
37.5
44.1
80.5
51.4
25.1
62.0
48.8
KAYNAK: World Bank, World Development Report, 1988.
CO
C D C D C D C D t - ^ C D C X D O q q ^ C O
- T ^ c o o i c j J ı r i ı o c ö c D c o ^ ö c o
00
CD
L o r ^ o q c D c q o o L O o o h - ^ i D C D
'^lOh-T-'cÖClJcOT-^'^r^COÖ^
CO CM
CM T -
CO
CO
CJ)
cocM^cxjiq^oqcDxrooirCD^ÖCDOOCDCNİLOCOIO
CD
o
00
CJ)
CMCDLOCJ^-^CMCD^CDCOpxt
C g ^ C D C j J c O C M C D C O l O ^ ^ ' c O
eg '
CO T - T - X «
'
CD
00
CD
o 3
_
CO
m
<
^
CD
JO
00 c
eg a>
OS V
00
C5>
o
O
CD ^
CM r-. 00 C> LO ^ CD T - LO
CD CD CO O CM
h-' LO CO
CM CM
eg CM ^
CD
Q CJ)
<
> ^
o
00
N
03
CD
>
CgCMCJ>00'^C7)CJ>C^
LO
00
O 00 T - O T - F - x f r ^ o L o ^
lOCMC0CMr^LOxfT~C0
••S
(D
o
m
o
o
%^
o6cDCMLOCMr<CMr^CD^S<cÖ
CM LO
LO CO CM
l O OJ CM T 1"
CD
CD
1-
CO
o
"o
03
O
03
0^
00 eg CD CM CD i q
CD LO CM ^ " CO CO
CO eg CD
Ö
CO CM CO
TCO eg CO
CD
CD CD LO
CM T - xt- CD eg
O)
CD CO CM CM CD CM CD
LO s< o6 LO
'
CM ' T—
CO CO
CO eg eg
V
00
lO
T-
^
Lo
X
X
2
X
2
X
^ X
^ X
^
03
c
03
c
o
03
d
CD
c
X
o
CD
c
03
<
(D
CD
03
<
O
O
<
TABLO 31
Bütçe Açıkları ve Dış Borç Sorunu:
Bütçe Açıklarının Gayri Safi Yurtiçi Hasılaya Oranları
1979-1983
(Yüzde Oranlar)
Türkiye
Meksika
Brezilya
Arjantin
Şili
Güney Kore
1979
-4.0
-3.3
-0.6
-2.6
4.8
-1.7
1980
-3.9
-3.1
-2.3
-3.6
5.4
-2.2
1981
-1.7
-6.7
-2.3
-8.2
2.6
-2.4
1982
-2.3
-15.4
-2.5
-7.1
-1.0
-3.1
1983
-3.0
-8.0
-3.4
-11.8
-2.1
-1.1
KAYNAK: IMF, International Financial Statistics
Yearbook, 1986, Maliye Bakanlığı.
Aşın değer kazanmış döviz kuruna paralel olarak yüksek boyutlu bütçe
açıkları da ciddi bir borç krizine zemin hazırlayan ana etkenlerden birini
oluşturmaktadır. Özellikle Meksika ve Arjantin örneklerinde krizin başlangıç
yıllan olan 1981-1982 döneminde bütçe açıklarının milli gelire oranı olağan­
üstü boyutlara ulaşmıştır.
Kur politikası ve bütçe açıkları ile dış borç durumu arasında sıkı bir
bağlantı bulunması, borç idaresi açısından Latin Amerika deneyimlerinden
çıkartılabilecek önemli bir ders olarak nitelendirilebilir (Dornbusch, 1985a).
İkinci grupta 1970'li yıllarda istisnai olarak kabul edilebilecek büyüme
hızlan kaydeden Doğu Asya ülkeleri bulunmaktadır. İkinci grubu Türkiye'­
den ayıran önemli bir özellik söz konusu ülkelerin ithal ikamesi sürecinin bi­
rinci safhasını tamamladıktan sonra, doğrudan doğruya dışa dönük sanayi­
leşme stratejisini benimsemiş olmalarıdır. Asya ülkeleri, son derece dışa
açık ve dünya konjonktürüne duyarlı olmalarına rağmen, bir ölçüde Güney
kore dışında, ciddi bir dış borç sorunu ile karşı karşıya kalmamışlardır
(Sachs, 1985). Doğu Asya grubu, sanayileşmiş ülkelerdeki düşük büyüme
hızlarından ve yüksek faiz oranlarından etkilenmeyip, 1980'li yıllarda alışıla­
gelmiş büyüme hızlarını devam ettirmişlerdir.
Birinci grupta yer alan Latin Amerika ülkeleri ile karşılaştırıldığında
Türkiye örneği çeşitli açılardan daha olumlu bir tablo sergilemektedir.
Türkiye'nin dış borçlannın mutlak değeri söz konusu ülkelerin bir hayli altın­
dadır. Buna ilave olarak toplam faiz ödemelerinin toplam dış borç miktanna
bölünmesiyle elde edilen efektif faiz oranı (a) Türkiye'nin faiz yükünün gö­
reli olarak düşük olduğunu (b) buna ilave olarak sınıflandırıldığmı vurgula­
maktadır. Türkiye'nin dış borç servis oranı, 1980'li yıllarda ihracat alanında
kaydedilen önemli gelişmelere paralel olarak Latin Amerika ortalamalannın
bir hayli altında seyretmektedir. Ancak gerek Doğu Asya grubu, gerek geliş­
mekte olan ülkelerin bütünüyle mukayese edildiğinde, Türkiye'nin dış borç
ihracat ve dış borç servis oranlarının Latin Amerika ortalamalarına daha
yakın olduğu dikkati çekmektedir.
Tablo genelde incelendiğinde iki grup arasındaki farklılığın dış borç - ih­
racat oranından kaynaklandığı bariz bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Doğu
Asya grubu ülkelerinde dış borç - ihracat oranlan oldukça düşük düzeylerde
seyretmektedir. Mukayeseli inceleme neticesinde, Türkiye'nin önümüzdeki
yıllarda ciddi bir dış borç sorunu ile karşılaşmaması açısından, ihracata
yönelik sanayileşme stratejisini kesintisiz uygulaması gerektiği açıkça or­
taya konmaktadır.
Benzer eğilimler Tablo 32'de sunulan veriler tarafından desteklenmek­
tedir. Görüldüğü gibi dışa dönük sanayileşme uygulayan ülkelerin dış borçihracat ve dış borç-servis oranlan içe dönük strateji uygulayan ekonomilerin
ortalamalannın bir hayli altında seyretmektedir.
Sonuç olarak dış ticaret ve sanayileşme stratejisi ile dış borç sorununun
önem derecesi arasında sıkı bir bağlantı bulunmaktadır. Dışa dönük ekono­
milerde özel borçlann toplam borç bakiyesinde göreli olarak düşük bir payı
olduğu, bu özelliğin de dış borç idaresini kolaylaştıran bir etken olduğu be­
lirtilmelidir (bkz. Tablo 32).
TABLO 32
Farklı Gelişme Stratejileri ve Ülke Gruplan İtibariyle
Dış Borç Göstergeleri, 1982
(Yüzde Oranlar)
Dış Borç
Dış Borç Dış Borç Servis Yükü/
GSMH
İhracat
İhracat
İD— _ İ 2 İ _
_M—
Dış Dönük Yeni Sanayileşmiş
Ülkeler
29.6
51.2
14.4
Dışa Dönük Gelişmekte Olan
Ülkeler
29.7
103.9
28.0
Dışa Dönük Yeni Sanayileşmiş ve
Gelişmekte Olan Ülkeler
29.6
58.5
16.2
İçe Dönük Yeni Sanayileşmiş
Ülkeler
32.1
190.4
44.9
İçe Dönük Gelişmekte Olan
Ülkeler
28.5
190.1
27.1
İçe Dönük Yeni Sanayileşmiş ve
Gelişmekte Olan Ülkeler
31.0
190.3
40.1
KAYNAK: Balassa (1984a).
Söz konusu çalışmada yeni sanayileşmiş ülkeler 1978 yılında kişi başı­
na düşen gelirin $ 1100 ve $ 3500 arasında bulunduğu ve imalat sanayinin
milli gelirdeki payının en az yüzde yirmi olduğu ülkeler olarak tanımlan­
maktadır. Gelişmekte olan ülkeler ise kişi başına milli gelirin $1100 dolann
altında bulunduğu orta gelir düzeyindeki ülkeler olarak tanımlanmaktadır.
Makro düzeyde, borç sorunları kritik boyutlara ulaşan ülkelerle, ciddi
borç sorunu olmayan ülkelerin özellikleri karşılaştırıldığında bazı ilginç eği­
limler ortaya çıkmaktadır. Örneğin iki grubun ortalama enflasyon oranlan
arasında büyük farklılıklar olduğu gözlenmektedir. Aynı doğrultuda borç so­
runu olan ülkelerin yurtiçi tasarrufları ve yatırımlan seferber etme ve yatı­
rımların verimlilik düzeyini arttırma açısından borç ödeme sorunu olmayan
ülkelere oranla başarısız olduklan sonucuna varılabilir. Ancak dış-borç en­
flasyon arasındaki nedensellik ilişkisinin tek yönlü olmadığını vurgulamak
gerekir.
TABLO 33
Enflasyon-Dış Borç İlişkileri: Borçlu Ülkelerin
Enflasyon Oranlan (a), 1979-1986
(Yüzde Oranlar)
mm mü mı mzms mâ
ıgss
mm
Dış Borç Ödeme Açı­
sından Ciddi Sorunu
Olan Ülkeler
34.4 39.8 45.2 77.4 72.7 89.4 97.3 62.8
Borç Ödeme Sorunları
Kritik Düzeyde Bulu­
nan Onbeş Ülke
40.8 47.4 53.2 57.7 90.8 116.4 126.9 76.2
Borç Ödeme Sorunu
Olmayan Ülkeler
13.5 20.4 14.1 10.3 10.5 12.0 11.9
9.3
(a) Enflasyon oranlarının hesaplanmasında tartılı tüketici fiyatları temel
olarak alınmıştır.
KAYNAK: IMF, World Economic Outlook, 1987.
TABLO 34
Yurtiçi Tasarruf-Yatırım Oranları İle Dış Borçlar Arasındaki
İlişkiler, 1973-1986
(GSYİH'nin Yüzdesi Olarak)
1973-1977 1978-1980 1981-1982 1983-1986
A. Dış Borç Ödeme Sorunu
Olmayan ülkeler
Tasarruf Oranı
27.2
27.5
25.0
Yatırım Oranı
28.4
29.3
27.6
Tasarruf Açığı
1.2
1.8
2.6
B. Borç Ödeme Açısından
Ciddi Sorunu olan Ülkeler
Tasarruf Oranı
23.7
22.9
18.9
Yatırım Oranı
26.4
26.6
24.6
Tasarruf Açığı
2.7
3.7
5.7
C. Borç Sorunu Kritik Düzey­
de Bulunan Onbeş Ülke
Tasarruf Oranı
23.5
21.9
18.0
Yatırım Oranı
25.6
25.5
23.4
Tasarruf Açığı
2.1
3.6
5.4
Not: Tablo ticari bankalardan borçlanan ülkeleri kapsamaktadır.
KAYNAK: IMF, World Economic Outlook, 1987.
TABLO 35
Yatınmlann Verimliliği İle Dış Borçlar Arasındaki
İlişkiler: Marjinal Sermaye-Üretim Oranları (ICOR)
1973-1986
26.1
27.3
1.2
17.5
18.4
0.9
16.4
17.2
0.8
1973-1977 1978-1980 1981-1982 1983-1986
A. Dış Borç Ödeme Sorunu
Olmayan Ülkeler
B. Borç Ödeme Açısından
Ciddi Sorunu Olan Ülkeler
C. Borç Sorunu Kritik
Düzeyde Bulunan
Onbeş Ülke
4.8
5.3
3.7
4.5
4.4
4.4
33.3
6.3
.4.2
5.6
5.0
5.9
Not: Marjinal Sermaye-Üretim Oranı ortalama GSYİH büyüme hızının yatı­
rımlarını GSYİH'ya oranına bölünerek elde edilmiştir. Tablo ticari ban
kalardan borçlanabilen ülkeleri kapsamaktadır.
KAYNAK: IMF, World Economic Outlook, 1987.
Dış borç ödeme sorununun ciddi boyutlara ulaştığı ülkelerde ana para
ve faiz ödemeleri bütçe üzerinde önemli bir yük yaratmakta, bütçe açıkların­
daki a r t ı ş ise enflasyonu k ö r ü k l e m e K t e d i r . Dolayısıyla nedensellik ilişkisi dış
borçlardan enflasyona doğru olmaktadır. Sonuç olarak borç sorunu olan ül­
kelerle, ciddi borç sorunu olmayan ülkeler arasındaki uçurumun büyük ölçü­
de farklı dış ticaret rejimlerinden ve makro-ekonomik politikalardan kaynak­
landığı görüşü açıkça desteklenmektedir.
5. D i ş Borç Sorunu ve Dünya Ekonomisindeki Gelişmeler
Dünya ekonomisindeki gelişmeler borçlu ülkelerin performansını doğru­
dan doğruya etkilemektedir. Dünya ekonomisindeki gelişmelerin yarattığı
etkiler üç ayrı dönem kapsamında incelenebilir.
(A) Birinci Dönem, 1970-=1978
1970'li yılların başlarından ikinci petrol şokuna kadar süren dönem
zarfında uluslararası kredi piyasalarından borçlanma açısından bütün olum­
lu koşulların birarada bulunduğu görülmektedir. Söz konusu dönemde sa­
nayileşmiş ülkelerin büyüme hızında ve dünya ticaret hacminde önemli
artışlar kaydedilmiştir. Diğer taraftan uluslararası faiz oranlan (LIBOR) da
oldukça düşük düzeylerde seyretmiştir. Böylece borçlu ülkeler ihracatlarını
hızla arttırma olanağını elde etmişlerdir. Büyüme hızlarının ve ihracat artış­
larının uluslararası faiz oranlarından fazla oluşu nedeniyle genelde herhan­
gi bir borç ödeme sorunu söz konusu olmamıştır. Büyüme hızlanna paralel
olarak faiz oranlan açısından da son derece olumlu bir dönem yaşanmıştır.
1971-1980 döneminde uluslararası reel faiz oranlan (LIBOR-ABD toptan
eşya fiyat indeksi) yüzde -0.8 olarak gerçekleşmiştir (Cline, 1984). Söz ko­
nusu gelişmelere ilave olarak sanayileşmiş ülkelerin enflasyon oranları artış
göstermiş ve gelişmekte olan ülkelerin dış borç yüklerinin reel olarak azal­
masına neden olmuştur.
TABLO 36
Dünya Ekonomisindeki Gelişmeler ve Dış Borç Sorunu: Uluslararası Faiz
Hadleri (LIBOR) ve OECD Ülkelerinin Büyüme Hızları, 1971-1985
(Yüzde Oranlar)
1971
1972
1973
1974
1975
1976
1977
1978
1979
1980
1981
1982
1983
1984
1985
LIBOR
6.58
5.37
9.42
10.90
6.95
5.57
6.05
8.05
12.09
14.19
16.87
13.29
9.72
10.94
8.40
Ortalama OECD
Büyüme Hızları
3.6
5.2
5.7
0.6
-0.2
4.8
3.6
4.2
3.0
1.2
2.3
-0.5
2.9
4.8
3.1
KAYNAK: IMF, International Financial Statistics. Yearbook,
1986; OECD Economic Outlook, 1987.
CD O)
CX>
00
O
00
o
CM
c?>
T—
m
CM
00 CO
C3^
LO
CD
CM
T-
CD
00 00
C3>
11
CO ü
o
Csi
CO
CO CD
00
CM
00
00
CM
C3^
CD
CM CM
00
CD CM
CO
CD
CM
CD
^
CO
CM
CD
CO
-s—
o
CD
00
CJ>
" -3? M
CD
CD
E
00
(Ti
CD
M IŞ,
^ 05 U-C3> C"DD
o
V-
>
JjC
CM
CD
Ö
CD
CD
00
CD
CO
00
N
TO
CO
>-
(D C
:2 ü
CD
CD
CJ)
w CO
O
O
LU İZ
CO
V-
E
CD
CD
CD
CD
CO
i?
S i
C3^
"E
O
C
o
O
CD
C
E
X
i5
"co
CD
O
11
LU
O
••—»
CD
CO
Ü
|o
EC 5
"E
CD
Co
Co
C
CO
Û
CD
CO
C
CO
Ö "a
S "S
a. S
CO
C
, CO
CD
CX>
CD ^
IQ
c\i CO
LO
00
CD
CD
CD
CO CM ^
CO
00
CD
CD
CO
00
CD
CD
CM
00
CD
o
c
CD
CX> CD
a> in c)
CO i r i 00
CD CM
CD
00 CM 00
CO ^
in
CO
in
IN
Cvi
o
00
CD
CD
2:
o
s-
c3>
CJ>
CD
C^
CD
0>
CO CD
in
in
CM
CO CO
R-. CD
IRI T-° ^
C) CO
CD
in
•
Ö
CJİ CD
CD o
i n CO
X-
^
in
CD
T-
CD
CD
r-^
00
CD i <
CM
C3^
CM
CD
T-
^
CM CD i r i ^
'
IN
X-
T - CD CC) 's^f CM CO
' T - CM
CM CO CD
CJ> CD CM ^
IRI
0C>
i n c3> r-.
x-^ CO
f-; CD 00
X-
o cx>
CD CO
T-
p
' T - CO
CD CD ^
CD
CJİ
CD xj- CO O l CO
CM CD CD
IR'I T-
Co
CD
CD
<\i i r i ir^ ^ ' 00 -r^
T- '
CO
C?î CD CD ^
^
CO CD
CM CO
CB
o
^
CD
T-
E
CD
CM ^
CD
CT) eg
C3^
CO
T-^
CM
K
CXJ
oc)
CM CO
XCD
T-^ CO
CJ5
CD CM
'
T " CM
00
CD
T001
E
co^
CD
^
o
K
IRI
T-
00 ^
CD
^
^
^
o
00 CD
iri
iri r<
CO
T»
xt
C) r-.
00
CX) 00 CO
î<
in
T-^
o
E
CD
)CD
o
o CD
CD
>
Q
<
o
o
o
%^
m
IN
00
CD
m
c
03
CM CD
CO
00 CM 00 CM
CO
N
X
)0)
CD
E
CQ
^^0
Si
<
15
CD
f
X
±
>
03
Ct3 o
CD
^
CD
CD CD o
°^
<8la
E _
cd o
a.
'cö
^
ûû LL
o
<
l î g |
CD CD
t
^
T5 T3
N
— o
N
Ü
o
Cd
>^
=
^ >- > 2
m
^ ^
o 0^
S^O
UJ a. < C
o
N
w_
03 ^
m Ü- o
(B) İkinci Dönem, 1978-1982
Sanayileşmiş ülkeler 1978-1979 petrol şokuna farklı bir tepki göstermiş­
lerdir. ABD ve Avrupa ülkelerinde enflasyonu kontrol altına almak amacıyla
sıkı para politikası uygulamasına geçilmiştir. Söz konusu politikalar enflas­
yonu düşürmekte basanlı olmuş, ancak büyüme hızlarının olumsuz yönde
etkilenmesine ve reel faiz oranlarının olağanüstü boyutlara ulaşmasına yol
açmıştır.
Özellikle ABD ekonomisinde büyük çapta bütçe açıklanna paralel ola­
rak uygulanan sıkı para politikası reel faiz oranlannın çok yüksek düzeyler­
de oluşmasına neden olmuştur. Büyüme hızlarındaki düşüş ve faiz oranla­
rındaki artış 1980-1982 döneminde doruk noktasına ulaşmıştır.
Dünya ticaret hacmindeki gerilemeler borçlu ülkelerin ihracatını olum­
suz yönde etkilemiştir. 1979-1980 döneminde borçlu ülkelerin ihracatı orta­
lama yüzde 8.1 civannda artış göstermiş, ancak 1982 yılında ihracat artış
oranı sadece yüzde 1.8 olarak gerçekleşmiştir, ihracat artışlarındaki sınır­
lama yüksek faiz oranlan ile birleşince borçlu ülkeler ciddi ödeme sorunlan
ile karşı karşıya kalmıştır. Latin Amerika borç krizinin 1982 yılında patlak
vermesi bir tesadüf olarak nitelendirilmemelidir (Diaz-Alejandro 1984).
1980'li yıllann başında ABD ve diğer sanayileşmiş ülkeler arasındaki fa­
iz farkının genişlemesi, ABD ekonomisine önemli boyutlarda sermaye akı­
mına yol açmış ve dolara olan talebin yüksek düzeylerde belirlenmesine
neden olmuştur. Doların uluslararası piyasalarda hızla değer kazanması
borç ödeme yükünü arttıran bir etken olmuştur.
(C) Üçüncü Dönem, 1983-1986
1982 sonrasında sanayileşmiş ülkelerin performansında bir düzelme
söz konusudur. 1983-1986 döneminde büyüme hızlannda artış ve uluslara­
rası faiz oranlarında düşüş kaydedilmiştir. Böylece borç ödeme açısından
daha rahat bir ortam oluşmuştur. Ancak 1983-1986 dönemini 1970'li yıllar­
dan ayıran çarpıcı bir özellik gelişmekte olan ülkelere net sermaye akımla­
rında önemli boyutlarda bir azalma eğilimi oluşudur. Özellikle 1982 Latin
Amerika krizi sonrasında özel kaynaklı kredilerde ciddi bir gerileme gözlen­
mekte ve resmi krediler bu eğilimi değiştirecek boyutlarda artmamaktadır
(Griffith-Jones, 1984).
TABLO 3 9
Gelişen Ülkeler İçin Dış Finans Kaynakları,
1979-1986
(Milyar ABD Dolan)
1979 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986
Dış Borçlanma
(Net)
(a) Dış Ödemeler
Dengesi Finans.
(IMF Kredileri)
(b) Resmi Kaynaklı
Uzun Vadeli
Borçlanma
(c) Özel Kaynaklı
Borçlar ve Kısa
Vadeli Krediler
75.4 104.5 135.1
99.9
69.8
51.0
37.5
32.1
-0.2
0.2
2.5
1.4
12.3
6.1
25.7
6.7
21.4
11.2
7.3
4.9
0.4
0.3
2.5
-2.1
32.4
24.5
32.6
31.5
31.4
32.3
22.9
29.9
43.2
77.5
90.2
42.7
17.0
11.4
14.2
-0.2
KAYNAK: IMF World Economic Outlook, 1987,
Borçlanma olanaklanndaki gerilemeye paralel olarak, borçlu ülkeler için
(a) yabancı sermaye yatırımlannın teşvik edilmesi, (b) yurtiçi tasarruflann
arttırılması, iki temel seçenek olarak gündeme gelmektedir.
Gelişen ülkelerin ihracatına olan talebin gelir esnekliği ile ilgili veriler
borçlu ülkelerin OECD ülkelerindeki gelişmelere ne dereceye kadar duyarlı
olduklannı açıkça ortaya koymaktadır (Saunders and Dean, 1986). Çeşitli
araştırmalardan elde edilen bulgular esnekliklerin özellikle sınai ürünleri
ihraç eden yarı-sanayileşmiş ülke grubu için daha yüksek olduğunu vurgu­
lamaktadır (Gline 1984, Dornbusch, 1985b). OECD büyüme hızlarındaki
yüzde 1'lik bir artış yarı sanayileşmiş ülkelerin ihracatında ortalama yüzde
3'lük bir artışa neden olmaktadır. Söz konusu esnekliğin Türkiye örneğinde
daha yüksek olduğu kanıtlanmıştır (bkz. İkinci Bölüm).
TABLO 40
Uzun Vadeli Dış Borçların Faiz Maliyeti,
1974-1986
(Yüzde Oranlar)
Düşük
Gelir
Düzeyindeki
Ülkeler
3.2
1974-1976
3.4
1977-1978
1979
3.8
1980
3.8
1981
3.9
1982
4.0
4.2
1983
1984
4.3
4.4
1985
4.7
1986
Alt-Orta
Gelir
Düzeyindeki
Ülkeler
5.0
5.2
7.3
8.5
9.0
9.0
7.8
7.6
7.4
6.9
Ust-Orta
Gelir
Düzeyindeki
Ülkeler
7.6
7.7
9.2
10.9
11.7
11.7
9.9
9.5
10.1
8.2
Not: Faiz Maliyeti Efektif faiz ödemelerinin toplam borçlara bölünmesiyle
elde edilmiştir.
KAYNAK: OECD, Financing and External Debt of Developing Countries,
1986 Survey, Paris 1987.
00
00
^ CD CO
a> CO in o
O) o CD CO
CO LO
CM CvJ
eg
O o CD
CD lO CD
cr>
c>
T—
CM
f—- o x f
CO
o
CD in CO
CO x f 00
CO
CM
00
CD
CM CD CD O eg f—
CD
x t CD CD
CD T— T- eg CD x f
CD CM CD ^ CO
CM CM
CD
00
CD
CD
i n CD 00
00
CO CD 1— x f
CD CD in ^ CD CO
CM
00 00 CO o F— CM m
CO O C\j CD CD in CO CD CM
CO i n
00
CD CD CM
x f 00 in
x f CD Ö x f eg CD CM x t
CD
c\i CO
CM
CO CD eg
eg
O
00
E
cc
xt
X- 00
LU ^
CO
UJ
o
CQ
Û
00
Q
CD
CO
CD r-CM x t
CO
CM
o
in
CM
(y>
00 CD
CO 00
CO
CD
CD
CO
CO
CD
CD
xf
CO
•o
_C0
CM
<_
00
o ^
r ^ i n - R - r ^ c D L n x t o
o
CM
i n CO
o m
00
ininincMincDcDco
CD CO ^
x t CM
CD l < ^ CM x t
CO
^
>
CO CM 00 O o O O x t x t x t CD o
xt m
CM 00 1— 00 00 i n
xt
CD
o
o
^
CD
00 T" CM
CD
CD
eg
xt
CO
T—
1—
CO
CM CO
co
eg
xt
eg - - - 0 0 i n
o
o
m
m
^ tn
00
CO
00
CD
CD m O
x t CM in in
o
CO CM
00
CO i n 00
x t 00 00 CM T—
CD CO
CD
CO
CO
eg
f— XT—
Xt
O
T—
CD
CD o
CM m x t
eg CD
•1— CD CD CD 00 CD CD CD
CD i n CM CO CM CO
x t CD CO
eg
m
in
m
m
y—
00
in
in
xt
eg
_r
ö
CD
CD
CM
o xj- CO
in o o
CD CM x f
00
m CD
00
i n CO 00
xt
in x^ t CD
m I^O CD 00 CO CD
CM CD 00 CO CD
m CD CD 00
00
xt
CD CO Ö_ x-t in
CM m
o
C D ^
o
o
^1
CD
o
xt
00
CD CD
T— CD
CO CD
co x f I <
CO
o
CÛ
CM
00
CD
)0)
CO
_Q3
to
:D
CO
CD
CO
in
in
o
in
x t CD
CO
00
CD CD
CD CM
x t CD
r-. CM
CM
CM
CO
00
CO
CD
o
CD
CO CD —
CD CD CD
1—
CO
in
in
CD o x t CD
CM 00 CD x t
xt
CM CD
CO
o
xt
X-
Û
CD
00
CD
Xt in CD CO
CD x t 1
CO CD
f-^
T- CD 00
y-1 CD
CM
y—
CM
Xt x t CD x t
CD in
m x t CD 00 O O
CD 00
CM 00
in m
x t CO CD CO
CM
_C0
CO
CD
C/)
CO
CO
CO CO
CO CO
CO
>
c
Z3
N
CD
>
CO
CD
^
m
CD
N
1 1
CO CD
N
CD
^
CO
m
N
^
m
p
CD
o
E
"N
CO
X
Th
CD
>^
>
CD
CO
c
._
13
^
=3 ^
CO
^
>
CO
^
CG
N
_co
CO CO
CO
CD
c
^ E-^
çffcOc/3:=COC/)
Z3 =
CD
^
^ 1
N
3 _co5™::i^-o.^^
O
^
CO
CO
O
Ö
^
O
00
00
CD
CD
CD
CD
C\J
00 CO 00
CO o CM X<
00 in 00 g
CD
^ CO
cg
00
CD CD CO - - - C M CM o
CMCOOTTCDCMh-
CO CD
CO
r-.
O) CD
CM
CD
00 cö
CD
CD
00
CD
S2
O
i—
o
û
LU
o
CÛ
<
Û
CD
^
_ç5
o
i— Q
:0
CD
O
CD
C
CM
CD
Û
CÛ
CD
CD ^ ^ CrCD
^ o in °2 in
CD CD CO g
CM
CÖ
CM CM CM V - ^
o
CO
CD
CD
CMİ
00 00
o:
CM o
o -r-
CM
00
in
in
^ LO CO
O h - ^ ^
r-. in
CM
CM CO CO
CD ^ CO
CD o eg
o CD
^
CD CD
00 00
^ Cvi
CD CM
00
00
00
^D C
^O in
CM CD o
CO C
CM
CM
^
^
CM
CM T-^
CM
CO
o CD in
o in cd cd
CMioinx^ocDoor^CD
r-.oocj)2r^r^oincM^
CM
---^
^
CO
T-
ın
CD
CO
m CD
CO CD
CD I f )
CO
CO
CO ^ CO ^ ^
inOT-J:P00C0^CDOi^^CM
c D ^ h - ^ ^ c q o q
r - ^ i n ^
^ CM ^ ^ CO
^
CO
CM
2 c6
CD
CD ^
o
00
00
g
T-
CO ^
o CO
CD T -
00 ^ ^
CD in CD
CD o CD
COCM-^^T-CMOO
CDCMIOCO
^cdcdŞcdcdcd
cdcdcmco
CO^C0CM<^CMc6
^
CM
CO cz
CD O
00 CD
o 00 T h-. CO CO
CO ^
^ CO CO o o
CD CO
CO CO
T - ^ C> ^ CM CO
eg ^ ^
CD CM
in o
CD CM in
CD
CM
C3^
CO
T5 CL
Q) 05
^
-Q
S3
I ^
c
05
CO
N
CD
05
CO
E
CL - a
o
^
CO
CD
X
=5
2 -
CD C
ŞD ^
^
CD
s-I ^
o
û l
w E 2
^
^
CD CD
a5
c
I - vw
yj
Q
^
t
r
N
ZD
CL U U O
E
o
:0
Co C/D
^ ^
^
05 0^
CD
^ E
^
a)^
a. a a
o
05
c
CD
00 (M
CvJ
CO
^
CO (M
(M O CO 00
O m
CD
CM C\J CM •
^ CM C3^ CO
LO LO m CD
CD CO ^ CD
CO 00
lO CM
O LO
CM ^
LO ^ CD CD
CO O
00
O
^
CD T - ^
00 00 CO
CD O CD
CO T -
-sf
CO
^
CM
LO LO ^ CO ^
-R- LO o
00
CD CD
r-- o
CM
T-
^
o
00
CD
^
-I
^ ^
CD
^
T-
00 CD LO CD LO
CD o
? û
a5
CD
LO CO
O CO
o 00
C7) X - ^ CJ) CD
CD lO LO o 00
CM T - T - ^
T-
I
o
o
-R-
CM
CM -R- CD o
00 ^ o 00 CM
CD a> CD LO CM
CM X ^
00
CD
o
LO o
LO
lo
o
CD 00 CM
CO
c
^
^
CO 00 CD r>- CO
CD ^ lO o CD
CM CM V ^
'
o CO CO CD
00 CD
CD X CD
^ 00 CD
CO CM ^
^
CD
CD
CO
T-
CM
CD CO
^ 00 o LO
CO o LO
TLO 00
00 00 1 ^ CD
O
'
^
CD ^
O O
1^
X-
00 LO
^
CD
E
CD
o
Û
o CO ^ 00 CM 00
00
CD o
CO CD o
CD o ^ CM ^
^ CM
CO
o
CM
o
CM ^
CO CD
CD "i^
:^ CD
CD
^
CD
Cd
c
CO
CD
E
m
N
1 i | û
^ ( 5 5 - -0
CD
a5
1 1
C/>o
cd ^
N
o -Qo
h - . i ^ LL
2i - c
Cd
Û O
^
->
Cd
3
cd
^
N
^
CD
N
CD CD
3 :^ z CC
<
II
<
<
TABLO E3
Uluslararası Rezervler, 1972-1988
(Milyon ABD Doları)
1972
1973
1974
1975
1976
1977
1978
1979
1980
1981
1982
1983
1984
1985
1986
1987
1988
Brüt Uluslararası
Rezerv
1.322
2.052
1.619
1.243
1.204
867
1.052
950
1.463
1.726
2.028
2.253
3.899
3.655
4.424
5.494
6.596
Kaynak: Merkez Bankası.
Muhabir
Bordan
10
1-3
11
15
124
240
341
244
254
69
48
164
417
376
77
282
168
Net
Rezervler
1.312
2.039
1.608
1.192
1.080
627
711
706
1.209
1.657
1.980
2.089
3.482
3.279
4.347
5.212
6.428
TABLO E4
Döviz Rezervlerinin Dağılımı, 1980-1988
Merkez Bankası
Milyon
Yüzde
ABD Dolan Oran
1980
1.077
78.5
1981
928
59.1
1982
57.7
1.080
1983
59.7
1.253
1984
1.239
40.0
1985
1.020
39.0
1986
1.368
42.9
1987
1.719
43.4
1988
2.307
44.1
Kaynak: Merkez Bankası.
Bankalar
Milyon
Yüzde
ABD Doları Oran
231
21.5
643
40.9
793
42.3
845
40.3
1.860
60.0
1.595
61.0
57.1
1.819
56.7
2.240
2.921
55.9
TABLO E5
Dış Borçlann Vade Yapısı, 1985-1987
(Yüzde Oranlar)
Yıl
1985
1986
1987
0-1
29.13
20.33
17.81
1.62
12.42
1-3
8.68
3-5
1.91
1.76
1.88
25.12
5-10
30.22
27.15
26.46
10-20
26.65
25.73
20-30
7.67
7.90
7.93
>-30
7.09
6.53
5.99
TABLO E6
Orta ve Uzun Vadeli Borçlann Faiz Yapısı, 1985Faiz Oranı, %
0
0-5
5-8
8-11
11-14
1,985
0.00
0.18
0.26
0.43
0.12
1986
0.00
0.19
0.34
0.33
0.14
Kaynak: Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı
1987
0.00
0.19
0.32
0.34
0.15
Toplam
Döviz
Rezervleri
1.308
1.571
1.873
2.098
3.099
2.615
3.187
3.959
5.228
TABLO E7
Döviz kaynaklan, 1982-1988
(Milyon ABD Doları)
1982 1983 1994 198Ş 199? 1997 1988^
5.890 5.905 7.389 8.255 7.583 10.322 11.846
İhracat (FOB)
Diğer Mal ve
Hizmet Gelirleri
2.038
Karşılıksız
Transferler
2.189
Dış Krediler
1.061
Yabancı Sermaye
Girişleri
55
Toplam
11.233
2.041 2.366 3.148 3.250 4.111
1.509
1.725
5.945
1.901 1.782 1.718 2.088 1.825
1.187 2.809 4.118 4.586 2.878
46
113
99
125
110
352
11.226 12.952 16.093 16.794 21.217 22.846
Kaynak: Merkez Bankası
* Geçici
TABLO E8
Döviz Kaynaklan, 1982-1988
(Yüzde Dağılım)
İhracat (FOB)
Diğer Mal ve
Hizmet Gelirleri
Karşılıksız
Transferler
Dış Krediler
Yabancı Sermaye
Girişleri
1982
52.4
1983
52.6
1984
57.0
1985
51.3
1986
45.2
1987
48.6
1988*
51.9
18.1
18.2
18.3
19.6
19.4
19.4
26.0
19.5
9.5
13.4
15.4
15.1
8.7
11.1
17.4
10.2
24.5
9.8
21.6
8.0
12.6
0.5
0.4
0.9
0.6
0.7
0.6
1.5
Kaynak: Merkez Bankası
* Geçici
TABLO E9
Döviz Kullanımı, 1982-1988
(Milyon ABD Doları)
1982
1983
1984
1985
1986 1987 1988*
8.158 8.895 10.335 11.230 10.664 13.551 13.646
1. İthalat
4.279 5.164 6.726
2. Borç Ödeme
2.418 2.522 2.693 3.611
2.134 2.507 2.799
1.753
Faiz
1.465
1.586
1.441
2.145 2.657 3.927
1.858
Ana Para
953 1.081
1.107
1.527 1.797 2.032
1.451
3. Diğer Giderler 1.074
1.375
1.243
Toplam
11.650 12.660 14.403 16.292 16.470 25.676 29.130
Kaynak; Merkez Bankası
* Geçici
TABLO El O
Döviz Kullanımı, 1982-1988
(Yüzde Dağılım)
1982
70.0
1. İthalat
2. Borç Ödeme 20.8
3. Diğer
9.2
Kaynak: Merkez Bankası
* Geçici
1983
70.3
19.9
9.8
1984
71.8
18.7
9.5
1985
68.9
22.2
8.9
1986
64.7
26.0
9.3
1987
52.8
20.1
27.1
1988*
46.8
23.1
30.1
BEŞİNCİ BÖLÜM
SONUÇ VE POLİTİKA ÖNERİLERİ
1980 sonrası uygulamaya konan istikrar ve yapısal uyum politikaları,
piyasa mekanizmasına ağırlık veren bir büyüme modeli oluşturmaktadır.
Kur ve faiz politikası kanalıyla istikrar ve büyüme hedefleri arasında bağlan­
tı kurulmaktadır. Reel devalüasyon yolu ile ihracat teşvik edilmekte, faiz
oranlarının pozitif düzeylerde belirlenmesi ise mali kesimin gelişmesine ve
gönüllü tasarrufların artmasına yol açmaktadır. Reel döviz kurunun ve reel
faiz oranlannın dönem zarfında gösterdikleri evrim incelendiğinde, Türkiye
deneyiminin söz konusu alanlarda başarılı olduğu sonucu ortaya çıkmakta­
dır.
Yüksek boyutlu enflasyonun varlığına rağmen, 1981 yılından itibaren
reel gerçek faiz oranlan pozitif düzeylerde seyretmiştir. Kısa aralıklı ve sü­
rekli kur değişimleri neticesinde önemli boyutlarda olan iç ve dış enflasyon
farkı kapatılmış ve reel devalüasyon gerçekleştirilmiştir. Gerek ihracat ge­
rek mali kesim performansı ile ilgili incelemeler reel faiz ve reel kur uygula­
malarının olmulu rol oynadıklarını ortaya koymaktadır. Reel faiz oranlannın
pozitif düzeyde seyretmesi mali kesimin boyutlannı arttırmış ve banka mev­
duatlarında önemli artışlara yol açmış, ayrıca toplam tasarrufları olumlu
yönde etkilemiştir.
Benzer bir eğilim kur politikası için de geçerlilik kazanmaktadır. 1980
sonrası ihracat atılımı önemli boyutlarda reel devalüasyona paralel Olarak
gerçekleşmiştir. Ekonometrik sınamalar, ihracat performansının reel kur
gelişmelerinden önemli ölçülerde etkilendiğine, ancak kur politikasının tek
belirleyici unsur olmadığına işaret etmektedir. Geçmişteki deneyimler
ışığında, önümüzdeki yıllarda sadece döviz kuruna bağlı bir ihracat politi­
kasının yeterli olamayacağı savunulabilir. Reel kurun evrimi ihracat perfor­
mansını olduğu kadar sermaye akımlannı da olumlu yönde etkilemektedir.
Dolayısıyla önümüzdeki yıllarda reel devalüasyon uygulamasına devam
edilmesi, ancak ihracat artışlannın sürekliliğini koruması açısından ilave
desteklerle desteklenmesi gerektiği sonucu ortaya çıkmaktadır.
İhracat atılımının süreklilik arzetmesi açısından yatınmlann bu kesimde
yoğunlaşması ve söz konusu yatırımları sınırlayan finansman sorunlarının
aşılabilmesi gerekmektedir. Türk sınai ihraç ürünlerine olan talebin esnek­
liğinin yüksek oluşu, yeni bir ihracat atılımının talep yönünden sınırlanamayacağı görüşünü desteklemektedir. Söz konusu atılımın gerçekleşmesi için
ihracat kesiminde yatınmlann desteklenmesi ve teşviklerin bu amaçla yön­
lendirilmesi önem kazanmaktadır.
Mali kesimin performansı reel kesimin gelişme sürecini doğrudan doğ­
ruya etkilemektedir. Mali kesimin reel kredi yaratma kapasitesi ile toplam ve
özel yatırımların hacmi arasında sıkı bir bağlantı bulunmaktadır. Yüksek
kredi faiz oranları ve kredi-mevduat faiz farkı yatınmları olumsuz yönde et­
kilemektedir. Kredi-mevduat faiz farkının azaltılması büyük ölçüde alternatif
finansal kurumların gelişmesine ve banka kesimine rakip olabilmelerine
bağlıdır. Sermaye piyasasının çeşitli düzenlemelere rağmen sınırlı boyutlar­
da gelişmiş olması uygulanan makroekonomik politikalar ile yakından ilgili­
dir. 1983-1987 döneminde uygulanan genişleyici politikalar neticesinde or­
taya çıkan yüksek boyutlu bütçe açıkları ve kamu finansman ihtiyaçları,
kredi maliyetlerini yükseltmiş ve enflasyonu olumsuz yönde etkilemiştir. Do­
layısıyla, kamu açıklan ile mali kesim ve seramye piyasasının gelişme süre­
cinin birbiriyle çelişkili hedefler olduğu açıkça ortaya çıkmaktadır.
Sermaye akımları Türkiye ekonomisinin 1980 sonrası performansını
belirleyen temel etkenlerden biridir. Ancak 1988 yılında gözlenen kısmi ge­
rilemeye rağmen, dış borçların son yıllarda önemli boyutlara ulaştığı görül­
mektedir. Özellikle Türkiye'nin dış borç-GSMH oranının ciddi dış borç soru­
nu olan ülkeler düzeyinde bulunduğu dikkat çekicidir. Diğer taraftan ihracat
artışlanna paralel olarak dış borç-ihracat oranının gerilemesi olumlu bir ge­
lişme olarak nitelendirilebilir.
Türkiye'nin kısa süreli borçlannın önemli bir bölümünün özel kesime,
orta ve uzun vadeli borçlannın ise kamu kesimine ait olduğu görülmektedir.
Orta ve uzun vadeli dış borçlann kamu kesimine ait oluşu, kamu kesim­
inin performansı ile dış borç sorunu arasında sıkı bir bağlantı olduğunu vur­
gulamaktadır. Gerek mali kesim, gerekse dış borç durumu kamu kesimi fi­
nansman ihtiyaçlarından açıkça etkilenmektedir. Orta ve uzun vadeli dış
borçlann büyük ölçüde doğrudan doğruya döviz kazandırma potansiyeli ol­
mayan altyapı yatırımlannda oluşması Türkiye ekonomisinde önemli bir ya­
pısal dengesizlik unsuru oluşturmaktadır. Uzun vadede kaynakların altyapı
yatırımlarına kaydınimasının özel sektörü olumlu yci\de etkileyeceği ve top­
lam verimliliği arttıracağı görüşü savunulabilir. Diğer yönden, yatınmlann
sermaye hasıla oranları, yüksek ve bekleme süresi uzun olan sektörlerde
yoğunlaşması, dış borç-GSMH oranının ciddi boyutlara ulaşmasına neden
olacaktır.
Yapısal dengesizliğin giderilmesi açısından mevcut kamu yatınmlannın
kısmen döviz kazandırıcı alanlara kaydıniması ve buna paralel olarak asıl
döviz yaratan kesim olan özel sektörün orta ve uzun vadeli borçlanmadan
yararlandıniması gerekmektedir. Ancak, özel sektörün orta ve uzun vadeli
borçlanmaya yönelebilmesi istikrann sağlandığı ve enflasyonun düşük
düzeylerde seyrettiği bir ortamda mümkün olabilecektir. Aksi takdirde orta
ve uzun vadeli borçlanmaya yönelen özel işletmeler kur farklarından dolayı
önemli kayıplara uğrayacaktır. Yüksek enflasyon - esnek kur ortamında kı­
sa vadeli borçlanma özel işletmeler için rasyonel bir strateji oluşturmakta­
dır. Dolayısıyla, enflasyonun kontrol altına alınması ve istikrarın sağlanması
özel kesimin orta ve uzun vadeli borçlanmaya yöneltilebilmesi açısından bi­
rinci derecede önem kazanmaktadır.
1986 yılından itibaren dış borç faiz ve ana para ödemeleri önemli bo­
yutlara ulaşmıştır. İç borçlanmanın, dış borç faiz ve ana para ödemelerinin
arttığı bir dönemde önem kazanması üzerinde dikkatle durulması gereken
bir noktadır. İç borçlanma yoluyla dış borç servisinin gerçekleştirilmesi fon­
ları kamu kesimine kaydırmakta, kredi maliyetlerini yükseltmekte ve özel
yatırımları olumsuz yönde etkilemektedir. Ayrıca, KİT'lerin, bütçe ve Merkez
Bankası ile ilişkilerinin büyük ölçüde sınırlanmasından sonra, ek finansman
ihtiyaçlannın önemli bir bölümünü dış krediler kanalıyla temin etmeleri diğer
dikkat çekici ve kontrol altına alnıması gereken bir gelişme olarak nitelendi­
rilebilir.
Dış borç sorununun tehlikeli boyutlara ulaşmaması açısından (a) ihra­
cat artışlannın süreklilik kazanması (b) alınan kredilerin yüksek getirili yatı­
nm alanlannda değerlendirilmesi gerekmektedir. Gerek dış borç sorununun
kontrol altına alınması, gerek mali kesim performansı açısından kaynakların
kamu kesiminde ne derece etkin kullanıldığı ve kamu yatınmlannın getiri
oranlannın belirlenmesi önemli bir inceleme konusu olarak gündeme gel­
mektedir.
KAYNAKLAR
Abac, Selçuk and IBAR Group, (1986), Turkey's Banks and Banking
System, Euromoney Publications.
Ahamed, Liaqat, (1986), "Stabilization Policies in Developing Countries," in
The World Bank Research Observer, No.1.
Akalın, Uğur, S., (1986), "Faiz Politikası ve Kredi-Mevduat Yapısı 19771985", Türkiye Ekonomisi ye İstikrar Politikaları 1980-1985
Araştırma No:4, Marmara Üniversitesi Türkiye Ekonomisi
Araştırma Merkezi Yayını
Avramovic, Dragoslav, et al, (1964), Economic Growth and External
Debt., Baltimore: Johns Hopkins University Press.
Balassa, Bela and Associates, (1982), Development Strategies in SemiIndustrial Economies, Johns Hopkins University Press for World
Bank.
Balassa, Bela, (1983),. "The Adjustment Experience of Developing Econo­
mies after 1973", in John Williamson (ed.), IMF Conditionality,
Washington DC: Institute for International Economics, 1983.
Balassa, Bela, (1983), "Outward Orientation and Exchange Rate Policy in
Developing Countries: The Turkish Experience", The Middle East
Journal, 37.
Balassa, Bela, (1984a), "The Problem of Debt in Developing Countries",
World Bank Development Research Department Discussion
Paper, Report No:DRD88.
Balassa, Bela, (1984b), "Adjustment Policies in Developing Countries: A
Reassesment", World Development, Vol.12.
Celasun, Merih, (1980), "Real and Monetary Aspects of Turkish Economic
Planning", METU studies in Development, Vol.7, No.1/2.
Celasun, Merih (1983), "Sources of Industrial Growth and Structural
Change: The Case of Turkey", World Bank Staff Working
Papers, No.614.
Celasun, Merih and Dani Rodrik (1987), Debt Adjustment and Growth:
Turkey, Chicago: Chicago University for N.B.E.R. (Basılacak).
Cline, William R:, (1983), "Economic Stabilization in Developing Countries:
Theory and Stylized Facts", in J.Willianson (ed.), IMF Conditionality, Washington DC: Institute for International Economics.
Cline, William R., (1984), International Debt Systemic Risk and Policy
Response, Washington DC: Institute for International Economics.
Corbo, Vittorio, Jaime De Melo, and James Tybout, (1986), "What Went
Wrong with the Recent Economic Reforms in the Southern
Cone.", Economic Development and Cultural Change, Vol.34,
No:3.
Coşan, F. and Hasan Ersel, (1986), "Turkish Financial System: Its Evolu
tion and Performance 1980-1986", Capital Market Board,
Ankara.
Courakis,Antony,S., (1984), "Constraints on Bank Choices and Financial
Repression in Less Developed Countries", Oxford Bulletin of
Economics and Statistics, Vol.46.
De Melo, Jaime and James Tybout, (1986), "The Effects of Financial Libe­
ralization on Savings and Investment in Uruguay", Economic
Development and Cultural Change, Vol.34, No.2.
Diaz Alejandro,Carlos, (1984), "Latin American Debt: I Don't Think We Are
Kansas Anymore", Brookings Papers on Economic Activity,
Vol.2.
Diaz,Alejandro,Carlos, (1985), "Good-bye Financial Repression, Hello
Financial Crash", Journal of Development Economics,
Vol.19(1-2)
Domar-Evsey, (1950), "The Effect of Foreign Investment on the Balance of
Payments", American Economic Review, Vol.40.
Dornbusch, Rudiger, (1985a), "External Debt, Budget Deficits and Dise­
quilibrium Exchange Rates", in Gordon Smith and John Cuddington (ed.). International Debt and the Developing Countries,
Washington DC: The World Bank.
Dornbush, Rudiger, (1985b), "Policy and Performance Links between LDC
Debtors and Industrial Nations", Brookings Paper on Economic
Activity, Vol.2.
Ersel,Hasan ve Adil Temel, (1984), "Türkiye'nin Dışsatım Başansının
Değerlendirmesi", Toplum ve Bilim.
Ertuna,Özcan, (1986), Finansal Kurumlar, İstanbul: Teori Yayınlan.
Ertuna,Özer, (1987), Türkiye'de Mali Piyasalar, Sorunlar ve Çözümler,
İstanbul: İstanbul Ticaret Odası.
Fry, Maxwell and M.Rodrik Fahri, (1979), Money and Banking in Turkey,
İstanbul: Boğaziçi University Publication.
Fry,Maxwell, (1980), "Saving, Investment, Growth and Cost of Financial
Repression", World Development, Vol.8143.
Goldstein, Morris and Mohsin, S.Khan, (1978), "The Supply and Demand
for Exports: A Simultaneous Approach", Review of Economics and
Statistics, Vol. .
Griffith,Jones, (1984), international Finance and Latin America, London:
Croom Helm.
Hanson,James and C.Neal, (1986), "Interest Rate Policies in Selected De­
veloping Countries, 1970-1982", World Bank, Industry and Fi­
nance Series: No.14, Washington DC: World Bank.
Hanson,James A. and Roberto de Rezende Rocha, (1986), "High Interest
Rates, Spreads and the Cost of Intermediation", ' T h e World Bank
Industry and Finance Series, Vol.18.
IMF, (1987), World Economic Outlook, Washington DC: International
Monetary Fund.
ISO, (1987). 1986 Yılı İhracat Durumu ve Anket Sonuçları, İstanbul Sa­
nayi Odası Yayını.
ISO (1988). 1987 Yılı İhracat Durumu Anket ve Sonuçları, İstanbul Sa­
nayi Odası Yayını.
Karluk,Rıdvan, (1984), ihracatta Vergi İadesi, İstanbul Ticaret Odası
Yayını.
Khan,Mohsin,S., (1987), "Macroeconomic adjustment in Developing Coun
tries: A Policy Perspective", The World Bank Research Obser­
ver, Vol.2(1), 23-42.
Khan,Mohsin S. and Malcolm Knight, (1985), "Fund Adjustment Programs
and Economic Growth", International Monetary Fund Occasio­
nal Paper, No.41.
Kopits, George, (1987), "Structural Reform, Stabilization and Growth in
Turkey", International Monetary Fund Occasional Paper, No.52.
Krueger, Anne O. and Baran Tuncer, (1982), "Growth of Factor Productivity
in Turkish Manufacturing Industries", Journal of Development
Economics, Vol.11, No.3, 307-325.
Leff,Nathaniel H. and Kazuo Sato, (1980), "Macroeconomic Adjustment in
Developing Countries: Instability, Short-run Growth and External
Dependency", Review of Economics and Statistics.
McKinnon,Ronald, (1973), Money and Capital in Economic Develop­
ment, Washington DC: Brookings Instution.
Merkez Bankası (1987), Yıllık Rapor, 1986, Ankara.
Merkez Bankası (1988), Yıllık Rapor, 1988, Ankara.
MilanovicBranko, (1986). "Export Incentives and Turkish Manufactured
Exports, 1980-1984", World Bank Staff Working Papers, No.768,
Washington DC: World Bank.
Nowzad, Bahram and Richard,Z.Williams, (1981), "External Indebtedness
of Developing Countries", International Monetary Fund Occa­
sional Paper, No.3.
OECD (1987), Economic Surveys: Turkey 1987, Paris: Organisation for
economic Cooperation and Development.
Olgun,Hasan ve Togan Subidey, (1984), Türk Ekonomisinin Dünya Eko­
nomisine Entegrasyonu, İstanbul: Enka Vakfı Yayınlan.
Olgun,Hasan, Sübidey Togan ve Halis Akder (1987). External Economic
Relations of Turkey, Istanbul: Turktrade Research Center Publi­
cation.
Öniş,Ziya, (1986), "Stabilization and Growth in a Smei-industrialized coun­
try: An Evaluation of the Recent Turkish Experiment, 1977-1984",
METU Studies in Development, 13(1,2).
Öniş,Ziya, (1987), "Inflation and Import Substituting Industrialization: An In­
terpretation of the Turkish Case", Journal of Economics and Ad
ministrative Studies, Vol.1(1).
Öniş,Ziya ve Süleyman Özmucur, (1987), Türkiye'de Enflasyon, İstanbul:
İstanbul Ticaret Odası Yayını.
Özmucur,Süleyman, (1987a), Milli Gelirin Üç Aylık Dönemler İtibariyle
Tahmini, Dolarla İfadesi ve Gelir Yolu ile Hesaplanması,
İstanbul: İstanbul Ticaret Odası.
Özmucur,Süleyman, (1987b), Türk Ekonomisinin Üç Aylık Ekonometrik
Modeli, İstanbul: Türk Sanayicileri ve İş Adamlan Derneği Yayını.
Riedel,James, (1987), "Macroeconomic Crises and Long-run Growth in De­
veloping Countries: A Case Study of Turkey-Part I: A Macroeconomic His­
tory of Turkey : 1950 to 1985", Unpubl. Mimeo.
Rittenberg,Libby, (1986), "Export Growth Performance of Less Developed
Countries", Journal of Development Economics 24, 167-177.
Sachs,Jeffry D., (1985), "External Debt and Macroeconomic Performance
in Latin America and East Asia", Brookings Paper on Economic
Activity, Vol.2.
Sachs, Jeffrey, (1986), "Managing the LDC Debt Crisis", Brookings
Papers on Economic Activity, Vol.2.
Saunders,Paul and Andrew Dean, (1986), "The International Debt System
and Linkages Between Developing Countries and the OECD",
OECD Economic Studies, No.7.
Sermaye Piyasası Kurulu, Türkiye'de Sermaye Piyasasmm Bugünkü Du
rumu, OECD-SPK, Türkiye'de Sermaye Piyasasmda Son
Gelişmeler Konulu Seminer, Çeşme, İzmir.
Seyidoğlu,Halil, (1986), "Türkiye'de İhracatı Teşvik Önlemleri ve Ekonomik
Etkileri", Türkiye Ekonomisi ve İstikrar Politikaları: 1980-85,
Araştırma No.6, İstanbul: Marmara Üniversitesi TÜRKMER.
Simonsen,Mario,H., (1985), "The Developing Country Debt Problem", in
Gordon Smith and John Coddington (ed.). International Debt and
the Developing Countries, Washington DC: The World Bank.
Shaw,Edward, (1973), Financial Deepening and Economic Develop­
ment, Oxford: Oxford University Press.
Stiglitz,Joseph and Andrew Weiss, (1981), "Credit Rationing in Markets
with Imperfect Information", American Economic Review, Vol.71.
Sundarajan,V., (1985), "Dept-Equity Ratios of Firms and Interest Rate Poll
cy", IMF Staff Papers, Vol.32(4)
Taylor,Lance, (1983), Structuralist Macroeconomics, New York Harper
and Row.
TÜSİAD, (1982), Mali Aracı Kuruluşlar, İstanbul: Türk Sanayicileri ve
İşadamlan Derneği Yayını.
TÜSÎAD, (1986a), An Econometric Model for Turkey^ 1965-1984, Istan­
bul: Turkish Industrialists and Businessmen's Association Publica­
tion.
TÜSİAD, (1986b), Dış Ticaret Raporu, Türk Sanayicileri ve İşadamları
Derneği Yayını.
TÜSİAD, (1986c), Döviz Sorunu, Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği
Yayını.
TÜSİAD, (1986d), The Turkish Economy 1986, Istanbul: Turkish Industria
lists and Businessmen's Association Publication.
TÜSİAD, (1987), İç Borçlanma: Durum ve Sorunlar, İstanbul: Türk Sana­
yicileri ve İşadamları Derneği Yayın.
TÜSİAD (1987b), The Turkish Economy, Istanbul: Türk Sanayicileri ve .
İşadamları Derneği.
TÜSİAD (1987c), Dış Borçlar: Tahmen ve Analizler, İstanbul: Türk Sanayici
leri ve İşadamları Derneği.
TÜSİAD (1988), 1980 Sonrası Ekonomide Kamu-Özel Sektör Dengesi,
İstanbul: Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği.
TÜSİAD (1989), Türk Finans Kesiminin Dışa Açılması: Uyumla İlgili So
runlar ve Öneriler, İstanbul: Türk Sanayicileri ve İşadamlan
Derneği.
Tyler,William G. (1983), "The Anti-Export Bias in Commercial Policies and
Export Performance: Some Evidence from the Recent Brazilian
Experience", Weltwirtschaftliche Archiv, Vol.119.
Tyler,William,G., (1985), "Effective Incentives for Domestic Market Sales
and Exports", Journal of Development Economics, Vol.18, 219-
242.
Uygur,Ercan, (1986), SESRTCIC Econometric Model of the Turkish
Economy, Ankara: SESRTCIC Publication.
Williamson,John (ed.), (1983), IMF Condîtîonality, Washington DC: Insti­
tute for the International Economics.
The World Bank, (1986), World-Debt Tables, 1985-1986, Washington DC:
The World Bank.
The World Bank, (1987), World Development Report, 1987, Oxford Uni­
versity Press for the World Bank.
Yağcı,Fahrettin, (1983), "A Macroeconometric Model of the Turkish Econo­
my", METU Studies In Development, Vol.10, No.1.
Yaşer,Betty,S., ve diğerleri (1986), Türkiye ve Amerika Birleşik Devletle­
rinin Özel İmalat Sanayiiierindeki Finansal Oranlarının Muka­
yesesi, İstanbul: İstanbul Sanayi Odası Yayını.
Download