2 Anadolu`nun büyük bir kısmını işgal etmiş olan Ruslar`la

advertisement
T.B.M.M.
B:71
7.3.2002
0:2
Anadolu'nun büyük bir kısmını işgal etmiş olan Ruslar'la işbirliği yapmışlar ve Rus işgali altında
bulunan yörelerde akla hayale gelmeyecek vahşet, mezalim, katliam ve soykırım gerçekleştirmiş­
lerdir.
Ermeni komite ve çetelerinin masum ve savunmasız Türklere yaptıkları mezalim ve katliamı
şu başlıklar altında sıralamak mümkündür:
Savaşa asker göndermiş, genelde kadın, çocuk ve yaşlıların bulunduğu köy ve kasabalarda, in­
sanlıkla bağdaşmayacak katliam yapmak, evleri, ağılları, hayvanları ve ürünleri yakmak, kadın ve
kız çocukların ırzına tecavüz, masum insanların burunlarını, kulaklarını ve çenelerini kesme, ceset­
leri parçalayarak ateşte pişirip, yakınlarına yemeleri için zorlama, cesetleri köpeklere yedirmeleri,
mezarlıkların kazılarak defnedilmiş olanların dışarı atılmaları, hamile kadınların karınlarından süngülenmesi ve rahimlerinden bebeklerinin çıkarılması, cami ve türbeleri tahrip ve tahkir etme, resmî
binaları yakma, cepheden yaralı dönen askerlerin akla gelmeyecek işkencelerle vahşice öldürül­
mesi...
İnsanlık dışı bu vahşet ve mezalimin, soykırımın belgeleri, bugün arşiv ve kütüphanelerdedir.
Türk Milletinin bu vahşet ve mezalimi, insanlık için utanç verici bu çirkinlikleri unutması mümkün
değildir!.. Dünya kamuoyu bu soykırımı görmezlikten gelemez. Bunun aksi, insanlık hukukunu
zedeler.
Ermeni propaganda ve terör odaklarının, büyük "20 nci Yüzyılın ilk soykırımı" diye ilan ettik­
leri, çarpıttıkları olayların, asılsız iddialarının gerçek yüzü Türk ve dünya arşivlerinde bulunan bel­
gelerdedir. Ermenilerin soykırım iddiaları asılsız olup, hiçbir ilmî belgeye dayanmamaktadır. Er­
menilerin asılsız iddialarının arkasında, hayalî istek ve arzulan yatmaktadır. İddialar tamamen
siyasîdir.
Ermeni komite ve çetelerinin Türk insanına yaptığı mezalim ve soykırımı arşiv belgeleri ışığın­
da ortaya koymak, bu konudaki teksesliliği ortadan kaldırmanın ve Ermenilerin mahut iddialarının
asılsızlığını dünya kamuoyuna göstermenin şüphesiz en gerçekçi yoludur.
Savaş günlerinin güçlükleri, ağır iklim şartları, salgın hastalıklar, yakıt, gıda, ilaç ve diğer im­
kânların yetersizliği, bunun tabiî sonucu olan ölümler, yalnız, Ermeniler için değil, Türkler için de
ve üstelik de daha fazlasıyla geçerlidir.
Ermeni milletini kötülemek, bir kavmi kin ve nefret duygularıyla karalamak, olayların cereyan
ettiği tarihlerde devlete isyan eden Ermeni komite ve çetelerini, Rus ordusu saflarında yer alan Er­
meni gönüllü alaylarının yaptıkları vahşet ve mezalimi, soykırımı bugün bütün Ermeni milletine
mal etmek gibi bir art niyetimiz asla olamaz.
Türk olarak, kan davası gütmek, cinayetler işlemek ve intikam almak, tarihî şeref ve
asaletimize de yaraşmaz. Ancak, hakikatleri ortaya koymak, bu konudaki teksesliliği ortadan kal­
dırmak, yerine getirilmesi gereken tarihî ve millî bir sorumluluk olduğu kadar, aziz şehitlerimize
ödememiz icap eden bir manevî borç ve sorumluluktur.
Tarihî gerçekleri görmezlikten gelen, Ermenilerin asılsız iddialarına arka çıkan, destek veren
devletler, dünya milletleri ve insanlık tarihi önünde kendilerini mahkûm ettiklerini, tarihin siyasî is­
tismar vasıtası olarak kullanılmasında çok ciddî bir mesuliyet yüklendiklerini bilmelidirler.
Ermeni iddialarına destek verenler, bu yanlış ve tek taraflı politikalardan vazgeçmeli ve millet­
lerarası siyaset sahnesinde hak ve hukukun, dostluk ve barışın, kısacası ahlakî unsurların hâkim ol­
duğu dürüst ve seviyeli bir politika sergilemelidirler.
-144-
Download