Kehanetlerin İstanbul`u

advertisement
On5yirmi5.com
Kehanetlerin İstanbul'u
Yazar Nihan Azizlerli'nin, "İstanbul'un En Eski Öyküsü: Kehanet" adlı romanı, okurla
buluştu.
Yayın Tarihi : 5 Mayıs 2009 Salı (oluşturma : 10/10/2017)
Yazar Nihan Azizlerli'nin, İstanbul'un kuruluşunu ve o dönemin yaşayışını günümüze kadar ulaşan
binlerce yıllık kehanetlerle kurgulayarak kaleme aldığı "İstanbul'un En Eski Öyküsü: Kehanet" adlı
romanı, okurla buluştu.
Şenocak Yayınları'ndan çıkan kitapta, İstanbul'un, Roma İmparatoru 1. Constantinus tarafından 330
yılında, erguvanların açtığı günlerdeki kuruluşu ve sonraki yılları, bilgiye sahip çıkmaya çalışan 22
kişiden oluşan "Sır Sahipleri" adlı bir örgütün gizemli dünyası ve günümüzdeki bir araştırmacı bakış
açısıyla renklendiriliyor.
İstanbul'un milattan önceye dayanan büyülü anıtları, hamamları, tiyatroları, evleri, yer altındaki gizli
tünelleri, sarnıçları ve hipodromunun kurgulanmış öykü şeklinde anlatıldığı romanda, kentin M.Ö. 7.
yüzyılda Megaralılar tarafından kuruluşundan bugüne ulaşan kehanetleri de öykü ile yoğrulmuş
olarak okura sunuldu.
Kitapta anlatılan İstanbul'un kehanetlerinden bazıları şöyle:
- M.Ö. 7. yüzyılda kendilerine yeni bir yer arayan Megaralılar, Delphi kahinine danıştı. Kahin onlara
'körlerin ülkesinin karşısı'nı işaret etti. Şifreli konuşan kahinin dediklerini anlamaya çalışan
Megaralılar, körleri Khalkedon'da (Kadıköy) buldu. Güzelim boğaz ve Sarayburnu'nu görmeyip,
Kadıköy'e yerleşenler, ancak 'kör' olabilirdi. Megalılar, bunun üzerine Delphi kahininin kehaneti ile
Sarayburnu'na yerleşti.
- İstanbul'un milattan önceki dönemde kurulduğu alanı ilk belirleyen bir karga oldu. Kent kurulurken
kesilen kurbandan aldığı bir et parçasını kaçıran karga, Sarayburnu'na kondu. Bu karga bir alamet
kabul edildi ve kent, Sarayburnu'na inşa edildi.
- Roma döneminde İmparator 1. Constantinus, İstanbul'u yeniden inşa etmeye çalışırken kuşlar
inşaat taşlarını çalıp sürekli olarak Sarayburnu tarafına taşıdır. Büyük Saray, bu nedenle ilk kez
bugünkü Sultanahmet yakınlarında Sarayburnu'na kuruldu.
- Roma döneminde kent kurulurken bir yılan yuvasından çıkar ve onu gören bir kartal havalanır. İki
hayvan uzun mücadele sonrası yere düşer. Yılan öldürülür, kartal tebrik edilir. Müneccimler şu
kehanette bulunur: 'Bu kent yeryüzündeki bütün şehirlerden daha fazla şan ve üne kavuşacak ama
iki deniz arasında hep meyledecek.'
- Roma İmparatoru Constantinus'a bir kahin, kent kurulurken şöyle dedi: 'İmparatorum bu şehir ve
taht senin neslinindir. Ta ki gemiler karadan yürüyene dek.' (Osmanlı İmparatorluğu, kenti Bizans
İmparatorluğu'nun elinden gemileri karadan yürüterek aldı)
- İstanbul'da Bizans döneminde yer alan iki sütun (Theodosius ve Arkadius sütunları), üzerinde
kentin tüm geleceğinin yazılı olduğu kehanetinde bulunulur. Günümüzde her iki sütundan da küçük
kalıntılar mevcuttur. Sütunların üzerindeki süslemeli kuşaklarda herkes kendi hayatından sahneler
görebilirmiş.
- Bizanslılar, İstanbul'u kuran ve bitirecek her iki imparatorun hem kendilerinin, hem de annelerinin
isminin aynı olacağına inanıyordu. Şehri kendi adını vererek kuran I. Constantinus, Türkler
fethettiğinde imparator olan ise 11. Constantinus'tur. Her iki imparatorun annesinin adı da
Helena'dır.
- Osmanlı hanedanının 7. yöneticisinin, Bizans'ı yöneten son hanedanın 7. yöneticisini yeneceği
söyleniyordu. Fatih Sultan Mehmet, Osmanlı'nın 7. padişahı, 11. Constantinus ise Bizans'ın son
hanedanının 7. imparatorudur."
Azizlerli’nin görüşü
İstanbul Üniversitesi Klasik Arkeoloji Fakültesi'ni bitiren, bu alanda yüksek lisans yapan Nihan
Azizlerli, 10 yıl boyunca çeşitli özel televizyon kanallarında editör, haber müdürü, spiker olarak
görev yaptı.
Azizlerli, 2010 yılında "Avrupa Kültür Başkenti" olacak İstanbul'un, Roma, Bizans ve Osmanlı
imparatorluğuna başkentlik yaptığını ve her dönemde dünyanın en ilgi çeken kentlerinden
olduğunu anlattı.
"Arkeolojiye olan merakım ve İstanbul'un ilgiye değer tarihi dokusu beni bu romanı yazmaya
yöneltti" diyen Azizlerli, Bizans döneminin İstanbul'unu anlatan çok sayıda akademik kitap
bulunmasına rağmen, Türkçe yazılmış romanların sayısının yok denecek kadar az olduğunu kaydetti.
"Kehanet"in bu eksikliği büyük bir başarıyla doldurduğuna inandığını ifade eden Azizlerli, "Romanda
kurgu yanında tarihi gerçeklere de yer verdim" diye konuştu.
Ünlü yazarlar Christian Jacq ve Dan Brown'ın bazı ünlü büyük kentleri kitaplarında yücelttikleri gibi
kendisinin de romanında İstanbul'u onurlandırdığını ifade eden Azizlerli, "Kehanet'te, öncesi ve
sonrasıyla, kaderi kehanetlerle belirlenmiş, Paganlık ve Hristiyanlık arasında gidip gelen Doğu Roma
Başkenti'nin soluk kesen ilk 100 yılını ilgiyle okuyacaksınız" dedi.
Bu dökümanı orjinal adreste göster
Kehanetlerin İstanbul'u
Download