19AYD01A _sehir_Layout 1 - Aydinlik Gazetesi E

advertisement
www.aydinlik.com.tr
VATAN
EMEK
NAMUS
KURULUŞ: 1921
19 ŞUBAT 2017, PAZAR
1.5 TL
Ekonomi kararnameyle
YÖNETİLEMEZ!
TÜRK Ticaret Kanunu, Vergi
Kanunları başta olmak üzere
birçok mali konuları ilgilendiren
konularda oranlar, miktarlar, tarifeler vardır. Bunları belli bir tavanı aşmamak
ve tabanın altında düşmemek üzere belirleme yetkisi Bakanlar Kuruluna (BK)
verilmiştir. Şimdi bu yetki tümüyle Cumhurbaşkanı’na geçiyor.
MUSTAFA PAMUKOĞLU’nun yazısı 5’te
DORT KOLDAN
GÜCLÜ BASLANGIC
TÜM YUR
‘HAYIR’ R TTA
ÜZGARI
Türkiyetekyürekoldu,‘hayır’dabirleşti.16Nisan’dayapılacakreferandumda‘hayır’
diyeceğiniilanedenkurumlardünbinlerceyurttaşınkatılımıylakampanyalarınıbaşlattı
ÜLKÜCÜ camianınöndegelenisimlerininbirarayagelerekoluşturduğu‘Türk
Milliyetçileri ‘Hayır’ Diyor Platformu’ ilk büyük toplantısını Ankara’da
yaptı.‘Hayır’diyenbinlerceMHP’lisalonasığmadı.CHPMilletvekili
DenizBaykal‘Hayır’çalışmalarınıİstanbul’dabaşlattı.Yoğunbir
katılımlabirarayagelenyurtseverlereseslenenBaykal“Biz
vatangöreviyapmakiçinburadayız.Buanayasatepeden
inmebiranayasadır”şeklindekonuştu.
ANKARA
ANKARA
CUMHURİYET KadınlarıDerneği’nin(CKD)8.Olağan
Genel Kurulu ‘hayır’ buluşmasına döndü. CKD
GenelBaşkanıCananArıtman,2ayboyuncaevi
barkı,çolukçocuğubırakıpreferandumdan“hayır”çıkartmakiçinçalışacaklarınısöyledi.Arıtman,“İnanıyorumkibirliktetarihyapacağız,
tarihyazacağızvetarihegeçeceğiz”dedi.
VATAN PartisiKarsİlTeşkilatı,GenelBaşkan
Doğu Perinçek’in katılımıyla il kongresini
yaptı. Perinçek konuşmasında, “AKP’nin
sonbaharı, Türkiye’nin ilkbaharıdır. Bütün
verilergöstermektedirki,HalkOylamasını
‘hayır’kazanacak”dedi.MHP’denistifaeden
isimlerKarsİlKurultay’ındaVatanPartisi’ne
katılarakyönetimdegörevaldılar. Sayfa 8-9-10
AKP tabanı ‘hayır’a ikna edilmeli
AKPkurucularındaneskiBaşbakanYardımcısıErtuğrul
Yalçınbayır,referandumsürecineilişkinAydınlık’ayaptığı
açıklamada AKP tabanının “hayır”a ikna edilmesi için
yapılmasıgerekenlerianlattı.9’da
BBPİstanbulİlBaşkanıMustafaMican,partilicumhurbaşkanlığı sistemini arızalı
bulduklarınıaçıkladı.
Vatanın evlatları
Gaziantep’te
İSTANBUL
PKK’lı teröristler Şanlıurfa’nın
Viranşehir ilçesinde bomba
yüklü araçla saldırı düzenledi. 2
metre derinliğinde çukurun
oluştuğu bölgedeki onlarca
bina ve araç kullanılmaz hale
gelirken 2 kişi de şehit oldu. 11
yaşındaki şehit Ahmet Oktay
Günak yavru kediye süt vermek
için sokağa çıktığı sırada hain
saldırıya yakalandı. 11’de
Başakşehir
eriyor: 0-0
AntalyaEto’oileuçtu:1-0
Psikopat YPG’li
öldürdüğü adamı yedi
İstihdam hedefinde
bir yanlışlık var!
Mucize’ye
yoğun ilgi
AMERİKALI YPG üyesi 27 yaşındaki Brace
Belden’in ses kaydında “Bir operasyon sırasında IŞİD’li birisini RPG ile şişlediler.
Oturup adamı yemeye başladı”dedi. 7’de
İSTİHDAMDA 1.5-2 milyonluk artış, Türkiye’nin ekonomi dinamikleriyle uyuşmuyor.
Abartılı hedefi yakalamak için rekor büyüme
gerekiyor. 5’te
ESKİ Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un
kitabından uyarlanan “Mucize” 20. gösterimini yaptı. Yönetmen A. Emel Mesci
“Oyun belgesel niteliğinde” dedi. 3’te
11
13
14
OKTAY YILDIRIM
Âlim
meselesi
ŞULE PERİNÇEK
Kahverengi güzeldir
üretkendir
BİRGÜL AYMAN GÜLER
TC değil
Türk vatandaşıyız
İSMET ÖZÇELİK
Zarrab dosyası
ve Suriye
CEM GÜRDENİZ
Denizcileşme Merkezleri
yaygınlaştırılmalı
HAYATİ ASILYAZICI
Tiyatronun
perde arkasında
MEHMET YUVA
‘İran’ı
içten karıştıralım’
ISSN 2146-2356
GALATASARAY, yeni teknik direktörü Igor Tudor’un ilk maçında
Rizespor’a konuk oldu. Maçta Podolski’nin golüyle öne geçen SarıKırmızılılar, Özgür Çek’in frikik
golüne engel olamadı ve mücadele
1-1 sona erdi. SPOR’da
GEÇEN hafta liderlik fırsatını
tepen Medipol Başakşehir, bu
hafta da sahasında Gaziantepspor
ile 0-0 berabere kaldı. Başakşehir
böylece son 10 lig maçında 16
puan kaybetmiş oldu.SPOR’da
Viranşehir’deki hain
saldırıda 1 ton bomba
kullanıldı. Şanlıurfa Valisi 7
Güngör Azim Tuna 2
kişinin şehit olduğu
saldırıyı PKK’nın
yaptığını açıkladı
10
sayfa
olan 11 yandaki Ahmet Oktay Günak’n cenazesi topraa verildi.
Günak’n annesi Mukadddes Günak, “Vatan saolsun” diye haykrd.
4
sayfa
1
1
i
iy
r
Tudo
başlayamadı
‘Vatan saolsun’ Viranehir ilçesindeki terör saldrsnda ehit
2
sayfa
PKK Suriye’de sıkıştı
Viranşehir’de patlattı
sayfa
Sayfa 10
sayfa
10
KARS
sayfa
CUMHURBAŞKANI Tayyip
Erdoğan, İzmir Adliyesi’ndeki
saldırıda teröristlerle çatışırken
şehit düşen Polis Fethi Sekin’i
propagandasına alet etti. Erdoğan, “hayır” oyu verecek
yurttaşları terör örgüt- Sayfa
leriyle yan yana göstermeye çalıştı.
Arızalı
sistem
sayfa
Fethi Sekin’i
‘evet’e alet etti
19 ŞUBAT 2017, PAZAR
PROGRAMINI
MİLLİHÜKÜMET İYORUZ
DERİNLEŞTİR
kümet
Hü
rkezi (USMER), Milli
ULUSAL Strateji Me leştirilmesi için kolları sıProgramımızın derin Hükümetin, Mili eğitim,
lli
vadı. Bu amaçla, Mi palitika, kültür- sanat,
ş
ekonomi, tarım, do a gibi en temel konunm
vu
sa
lli
mi
ve
k
aydın,
sağlı
yımlıyoruz. USMER, önerileriyle
ya
ini
er
ml
zü
ve
ş
lardaki çö
rü
gö
,
asetçilerimizi
akademisyen ve siy da bulunmaya çağırıyor.
tkı
ka
ya
ya
an
bu kamp
2
HAZIRLAYAN: ERCAN DOLAPÇI
10
[email protected]
.com
@aydinlikgazete
ni
ozgurlukmeyda
Kıbrıs’ta hatanın
telafisi olmaz
Karpaz yeraltı kaynaklarına
sahip olduğu için Rumlar
tarafından ısrarla talep
edilmektedir
liydi. Fırat Kalkanı gereklidir. Kıbrıs’ta
asla yanlış ve taviz verici bir politika
izlenmemelidir. Eğer Kıbrıs konusunda
ÖZCAN
Türkiye aleyhine bir çözüm olursa,
PEHLİVANOĞLU bu Türkiye’nin güvenliği açısından telafisi olmayan çok büyük olumsuzluklar
Eski MHP
yaratır.
MYK Üyesi
F
ırat Kalkanı operasyonu Türkiye
için hayati önem taşıyor. Türkiye, Suriye’de eğer Irak’taki
gibi bir Kürt koridoru kurulmasını
engelleyemezse sonuçları ülkemiz açısından çok ağır olur. Ancak biz ülke
olarak Suriye ile ilgilenirken yeni, çok
daha derin ve önemli bir cephe daha
açıldı: Kıbrıs. Doğu Akdeniz, özellikle
de Karpaz çok sayıda yeraltı kaynaklara sahip olduğu için, Rumlar tarafından ısrarla talep edilmektedir. Ruslar da sıcak denizlere inmek için buldukları bu altın fırsatı değerlendirmek
istiyor.Diğer emperyalist devletler de
Türkiye’yi, Suriye’de etkisizleştirmek
istiyorlar. Tam bu sırada tüm bunlara
başarılı bir cevap Fırat Kalkanı harekâtı oldu. Tüm bu olayların bu hale
gelmesinde zamanında yapılan dış
politika yanlışlıklarının olduğunu Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş
söyledi. Esad Suriye’de desteklenme-
PKK’YA CİDDİ
DESTEKLER VAR
ISID, PKK, PYD, Peşmerge aynı
odaklar tarafından besleniyorlar. Çünkü bu tarz terör örgütlerinin mutlaka
finanse edilmesi gerekiyor. Bunlara
baktığımız zaman son model silahlar,
füzeler, araçlar var ve bu örgütlerin
ciddi paraları var. Yarı devlet-yarı ordu
haline gelmişler. Arkasında devlet ya
da devletler olmadan asla bir terör
örgütü bunlara sahip olamaz. Ancak,
bu terörü finanse eden devletle diğer
devletlerin haberi olmadan asla yardım
edemez. Tüm bunların yanı sıra, uluslararası ilişkileri anlayıp, siyasetimizi
ve stratejimizi belirlememiz için uzak
ve yakın siyasi tarihi çok iyi bilmemiz
gerekir.
ÇÖZÜM
Türkiye Cumhuriyet ayarlarına
dönmelidir. Cumhuriyet ilan edildiğinde Türkiye’nin dış politikası ‘yurtta
sulh cihanda sulh’ olarak ifade ediliyordu. Dünyada barışın hâkim olması
için Türkiye üzerine düşen tarihi misyonu yerine
getirmek zor u n d a d ı r.
Eğer şimdi
olduğu gibi
bundan kaçınırsa, taraflı
davranırsa ya
da şimdi olduğu gibi süreç içerisinde
birden fazla
kere taraf de-
[email protected]
ÂLİM MESELESİ
KEMALKılıçdaroğlu’nu eleştirmediğim bir
hafta geçsin istiyorum, ama ille bir şey yapıyor ve sayfama konuk oluyor.
KHK ile ihraç edilen öğretim üyeleri konusunda Tayyip Erdoğan’ı eleştirirken, Mısır seferi dönüşünde üzerine çamur sıçratan Kemal
Paşazade (İbn Kemal) hakkında, Yavuz Sultan Selim’in “bir âlimin atının ayağından sıçrayan çamur benim için şereftir” dediğini
örnek gösterip, “Bunlar Osmanlı’yı da âlime
verilen değeri de bilmiyor” dedi.
O sözünü ettiği âlim, belki iyi bir tarihçi ve
hukukçudur, ama...
Yavuz’un Safevi seferine çıkması için teşvik eden, Alevi katline ilk fetvayı veren Şeyhülislam o idi.
Haydi, fetva siyasi diyelim. Yavuz’dan sonra Kanuni’nin Şah Tahmasb’a yazdığı o sert mektupların bazılarını da o yazmıştı, yani ortada içselleştirilmiş bir
mezhepçilik var.
Bilim meselesine gelince... Osmanlı’da Fatih’ten
sonra zaten pek de nefes almayan bilimin ve aklın sonu
tam da o seferin dönüşüyle başlar. Yavuz Sultan Selim
Mısır’dan gelirken akılcılık yerine geçmişten nakilciliği
esas alan 2 bin civarında Eşari medrese hocasını da yanında getirmişti.
Sonrası daha beter...
İbn Kemal’in en meşhur öğrencisi Ebussud Efendi
idi... Matematik, fizik, kimya gibi dersleri medreselerden
bir fetva ile kaldırtan, yerine Arapça, Farsça, Tefsir, Fıkıh,
Kelam gibi dersler koydurtan odur. Müziğin ve Karagöz
oynatmanın haram olduğuna hükmeden, Yunus Em-
Oktay
YILDIRIM
TeSeKa DEĞİL
TÜRK ORDUSU
re’nin şiirlerine bile “küfürdür” diye fetva veren de...
Sakın yanlış anlaşılmasın, İbn Kemal ya da Ebussuud için “kötü âlimdir” demiyorum, zaten buna yetkin
de değilim. Fakat âlim var, âlim var, verilecek örnek var,
verilmeyecek örnek var.
Yavuz’un o âlime gösterdiği saygıyı Kılıçdaroğlu’nun
bu “âlimler” için beklemesini anlayamadım.
Ama...
Belki, Yavuz’un o fetvaları alıp Türk katliamında ortaklık yapmak için gittiği İdris-i Bitlisi üzerinden bir bağ
kurmuştur. Bugünün İdris-i Bitlisileri ile bu âlimler arasında benzer bir ilişki var da Kılıçdaroğlu bunun için
saygı bekliyorsa, örnek doğru seçilmiş demektir. Ki,
Seyyit Rıza’ya muhabbetinden alışkınız, hiç şaşırtmaz
bizi...
Bizim memleketin solu okumuştur, bu kadar kafa
karışıklığı olmazdı da vallahi ona şaşırıyorum...
ESKİ ŞARKI
BAŞBAKAN şöyle diyordu: “Türkiye Rusya’nın
15 Temmuz’daki yardımlarını unutmayacak.”
Çünkü hem önceden istihbarat vermiş, hem de o
gece fiilen yardımcı olmuşlardı. Bununla birlikte
ABD’yi suçlamış ve Rusya ile stratejik işbirliği yapılacağını açıklamıştı.
Tayyip Erdoğan ise 15 Temmuz sonrasında ilk
yurtdışı ziyaretini Rusya’ya yapmış, Putin’e “Değerli
dostum Vladimir” diye hitap etmiş; ABD’nin teröre
ve FETÖ’ye desteğini “kepazelik” olarak nitelendirmişti.
Aynı gece İran Cumhurbaşkanı Ruhani de Tayyip
Erdoğan’ı aramış, yanında olduklarını belirtmiş. İran
Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Şamkani
ve Devrim Muhafızlarına bağlı Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani, Türkiye ile irtibata geçerek
darbe girişimine karşı hükümetin yanında olduklarını bildirmişti. İran’a verdikleri destek için teşekkür
eden Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu: “15 Temmuz gecesi İran Dışişleri Bakanı Cevat Zarif ile sabaha kadar 4-5 kez konuştuklarını” söylemişti.
Tayyip Erdoğan da İran, Çin ve Rusya ile ticaretin
dolarla değil, Yuan, Dinar ve Ruble ile yapılacağını,
Suriye konusunda birlikte hareket etmenin önemini
anlatmıştı defalarca...
Sonra Suriye krizinin çözümü için Astana’da İran,
Rusya ve Türkiye bir araya gelmiş ortak bildirge yayınlamıştı. NATO’da aşağılanan Türkiye ŞİÖ’de
dönem Başkanı oluyor, her şey doğru yola giriyordu.
ğiştirirse; bu durum Türkiye için de
sıkıntı bir durum yaratabilir.
Çünkü Türkiye, Osmanlı İmparatorluğu’nun bakiyesi olan bir devlettir.
Böyle bakınca, Türkiye’nin çekilmiş
olduğu topraklardaki insanların Türkiye’deki insanlarla müşterekleri çoktur.
Tarihi, kültürel, dini duygularda ortak
değerlere sahibiz. Bu sebeple Türkiye’nin yanlış hareket edeceği bir dış
politika, tüm bunlara zarar verir ve
orada yaşayan insanlarla gönül kopuşları yaşanır.
Bu Türkiye için tamir edilemez bir
durum çıkartır ve gelecek nesiller bundan çok zararlı şekilde etkilenir. Türkiye, genel ve istikrarlı, komşularla iyi
ilişkiler içeren bir politika izlemelidir.
Asla tavizler veren, teslimiyetçi, mezhep
eksenli bir dış politika kabul edilemez.
Başka ülkelerin iç işlerine asla karışmamalıyız. En önemli ve acil çözüm, iktidarın dış politika yanlışlıklarından geri dönmesi, komşuları ile
barışması ve ivedi olarak içerde Milli
Birliği oluşturmasıdır. Eğer iktidar
evet hayır diye halkı bölerse, dış politika yanlışlarından dönmezse ve
Milli birliği kuramaz ise, acilen erken
bir genel seçime gidilmelidir ve Milli
bir hükümet kurulmalıdır.
NEREDEN çıktı bu TSK?
Ne kadar uzak simgelediği kurumun
ruhunu ve tarihini yansıtmaktan. Ben
de kullanıyordum, yeni fark ediyorum.
Sanki bir dernekten söz ediliyor.
Türk Ordusu... Atatürk’ün bütün
konuşma ve yazılarında bu vardır,
Türk Ordusu’na Türk Ordusu der.
İnönü de kullanmıyordu, o da sürekli
Türk Ordusu demişti.
Peki, kim TSK dedi bize? US Armed Forces gibi... Elbette NATO’dan
sonra çıktı ortaya. Zaman içinde kısaltması aslının yerini aldı: Teseka
aşağı, Teseka yukarı.
NATO üyesi oluncaya kadar tatbikatlarda kullanılan dost rengi kırmızı, düşman rengi mavi idi. Bir anlamı vardı, gerçekçiydi. Ülkemizi işgal
eden Yunanistan’ın bayrağı mavi beyaz, bize yardım eden SSCB’ninki
kırmızı...
Ama sonra NATO üyesi olduk.
Kırmızı SSCB bayrağı düşman safında, mavi-beyaz Yunan bayrağı dost
safında kaldı... NATO üyesi ABD
bayrağında da kırmızı var, ama ilk
göze çarpan, birleşen devletlerin yıldızlarla sembolize edildiği mavi bölümdür. İngiliz bayrağı da öyle, mavisi
önde...
SSCB bayrağında mavi yok...
O halde artık düşmanın rengi de
ATIR
değişmeliydi? Kırmızı böyle
düşman oldu... Sonra her
şey değişti...
İşte geldiğimiz yer...
Milli mücadelemizi örnek alarak bağımsızlıklarını
kazanan ve ortak paktlar
kurduğumuz komşularımızla düşman olduk, ülkeleri
mavi bayraklı batının işgalleriyle kan revan içinde...
Oradaki belanın bizim
topraklarımıza sıçramaması
için canını dişine takan SAT
komandolarımızın bir fotoğrafları dolaşıyor medyada. Önde bir tüfek, duvarda SAT flaması ve Türk
bayrağı, ortasında da “Le
Cafe de Sniper” yazısı...
Sniper İngilizce, gerisi
Fransızca, espri Amerikanca... Geri kalan her şey,
umut, cesaret, atılganlık ise
Türkçe...
Sakın yanlış anlamayın,
o barut ve kanın ortasında
bile yüzünde cesaret gülümsemesi taşıyıp, yaptıkları espriyle moral yayan
bu kahramanları eleştirmiyorum.
Ama...
Düşünme biçimimizde bir sorun
var. Türk Ordusu, başta eğitim sistemi
olmak üzere her şeyi sil baştan gözden
geçirmelidir. Şu sorular ışığında:
Cumhuriyet tarihinin en büyük ihaneti
olan 15 Temmuz’da kim yanımızdaydı,
MEZARLIK
Ve şimdi...
Tayyip Erdoğan, CIA Başkanı ile yaptığı görüşmeden sonra, Suriye’de sorunun kaynağının Pers
milliyetçiliği olduğunu söyledi. Astana-2’ye Türk heyeti katılmadı, Rakka macerasına ve ABD’nin PYD
bölgesinde bir PKK devletçiği kurma planına da
olumlu mesajlar verip, ABD ile işbirliği peşine düştü.
Hem öyle bir düştü ki, Trump bunu CIA Başkanı’nın
karşısına oturttu, ABD Genelkurmay Başkanı memlekete geldi, görüşmek için Hulusi Sayın’ı İncirlik’e
ayağına çağırdı.
Yani...
O eski şarkı yeniden mırıldanılıyor:
Başkanlık uğruna, BOP yeniden...
Atlantiğin tuzu gibi, BOP yeniden...
Karanlıkta ıslık çalarken...
REFERANDUMDA hayır oylarının fazla çıkmasından endişe
eden AKP ne yapacağını şaşırdı. Yazarları, yöneticileri birbirine
düştü.
Binali Yıldırım referandumda “Hayır” oyu verecekleri PKK
ve FETÖ ile aynı safta olmakla suçladı ki, aslında hem PKK hem
de FETÖ daha birkaç yıl önce başkanlık sistemini savunuyordu.
Ve hayırdiyenler hem PKK’nın hem de FETÖ’nün hedefi olanlardı.
Baktı olmuyor... Arkasından imamlar çıktı. Cuma vaazlarında
“hayır” oyu verecekleri hain ilan ettiler, bazı imamlar toplu
açıklama bile yaptı.
Yetmedi Tayyip Erdoğan, o da yetmedi Bahçeli çıkıp hayır diyenlere saldırdı. Sonra iç savaş ve terör tehditleri... Millete “evet”
dedirtmek için her yola başvurdular, ama olmuyor bir türlü, kendi
tabanlarını bile ikna edemiyorlar.
Mezarlıkta ıslık çalıyorlar, ama fayda yok gibi görünüyor...
Siyaset mezarlığından kurtulamayacaklar...
Karikatürler: Tuncay Batbeki
kim karşımızda? İçimize kadar sızan
düşmanı nasıl oldu da göremedik?
Ve bugün hâlâ o düşmanın arkasından
mı gidiyoruz?
Yan yana yürüyen Türk ve ABD
Genelkurmay Başkanlarına bakın.
Kimin kim olduğunu bilmeseniz, aynı
ordunun askerleri sanırsınız.
3
19 ŞUBAT 2017, PAZAR
Savcılık Akar’ı ifadeye çağıracak
15 TEMMUZ darbe teşebbüsüne
ilişkin 7 aydır aralıksız süren soruşturmalarda ulaşılan yeni delil ve bilgiler
ışığında, daha önce ifadesi alınan
bazı kişilerin ifadesine yeniden başvuruluyor. Bu kapsamda, gelecek hafta Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı,
tanık sıfatıyla Genelkurmay Başkanı
Hulusi Akar’ın ifadesini bir kez daha
alacak.
Habertürk’ten Helin Şahin’in ha-
berine göre, Akar’a TSK içindeki cuntacı askerlerin böyle bir kalkışmaya
hazırlandıkları yönünde duyum alıp
almadığı ve ordu içinde FETÖ’cü askerlerle ilgili daha önce işlem yapılıp
yapılmadığının sorulacağı belirtildi.
Akar, 16 Temmuz’da verdiği ifadede
15 Temmuz akşamı Genelkurmay 2.
Başkanı Org.Yaşar Güler’in makamına
geldiğini anlatmış, “Bana MİT’ten
gelen bilgi ile Kara Havacılık Oku-
z
HAZIRLAYAN: TURAN SALCI
lu’ndan 3 helikopterin görevlendirmesiyle bir faaliyet icra edileceğini
iletti. Bunun üzerine derhal tedbirleri
almaya başladık” demişti.
Akar’ın emir subayı Levent Türkkan’ın “Abi” dediği tutuklu şüpheli
Muhammet Uslu ile olay gecesi
Akar’ı derdest eden ekibin başında
bulunduğu belirtilen eski Tümgeneral
Mehmet Dişli’nin de ikinci kez ifadeleri alındı.
Hulusi
Akar
[email protected]
[email protected]
BARIŞSEVER BİR
‘SAVAŞ’ OYUNU
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un kitabından tiyatroya uyarlanan ‘Mucize’ 20.
gösterimini yaptı. Atatürk ve Kurtuluş Savaşı’nı anlatan oyun Müjdat Gezen Tiyatrosu’nda
MUSTAFA K. EROL
İLKER Başbuğ’un kitabından uyarlanan
‘Mucize’ başlıklı oyun, 1914’den 1922’ye Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğindeki mucizeyi
sahneye taşıyor. 10 Kasım’da galasını yapan
‘Mucize’ her hafta cuma günü Müjdat Gezen
Tiyatrosu’nda sahnede. Büyük Önder’in Çanakkale’deki başarıları, Kurtuluş Savaşı süreci,
bu arada İstanbul hükümetinin engelleme çabaları ile isyanlar, 2 saat süren
oyunda sahneleniyor. Önceki
akşam 20. kez
sahnelenen
oyun, savaşlara
dayanan bir mucizeyi anlatmasına rağmen,
savaş karşıtı bir
lker Babu ve Müjdat
açılış yapıyor. Sa- Gezen oyunun galasnda
vaşın getirdiği felaketleri
anlatarak tarafını barıştan yana çerçeveliyor.
özellikle kadın kahramanların hikayelerine de yer veriliyor. Sahnede gerçek görüntüler ve oyun
için özel bestelenen müzik ile anlatı güçlendiriliyor.
KADINLAR ÖN PLANDA
DUYGUSAL ANLAR
Bir askerin elinden çıkmasına rağmen hamasetten, abartılı kahramanlık hikayelerinden
uzak bir oyun izliyoruz. Tabii bunda oyunun yönetmeni Ayşe Emel Mesci ve kitabı oyunlaştıran
Melike İlgün’ün de payı var.
Birinci Dünya savaşı ve Kurtuluş Savaşı’nda
yalnızca cephede yaşananlar değil cephe gerisinde,
Türk muzicesini sahnede izleyen seyirciler
kimi zaman gözyaşlarına hakim olamıyor. Özellike
Mustafa Kemal Paşa’nın kararlılığının, milleti
için yaptığı fedakarlıkların sahnelendiği anlarda
seyirci her defasında alkışlıyor. Oyundaki bazı
sahneler izleyenleri duygulandırıyor, seyirci bu
duygusunu alkışlarla belli ediyor. İzlediğimiz
Bu oyun Atatürk’e bir borç
OYUNUN yönetmeni Ayşe Emel Mesci: 10 Kasım’dan beri ayda 4 kez oynadık. Çanakkale’de oynadık. İyi bir destek aldık. Oldukça kalabalıktı.
Buradaki oyunlarda, tiyatro eleştirmenleri ve halkımızın beğenisi yüksek oldu. Tabi buna sadece bir oyun
olarak bakmamak gerekir. Bu bir borç. Mustafa
Kemal Atatürk’e, bütün şehitlere karşı borcumuz.
Bize bıraktıkları Cumhuriyete, bizim yetişmemiz için
kurdukları okullara ve kurumlara karşı bizim bir teşekkürümüz. Oyun tamamen belgesel niteliği taşıyor.
Kurguya çok fazla yer vermiyor. Ancak bazı sahneler muzik ve şarkı için
yeniden yazıldı. Sanat ve estetiğin de işin içine girdiği bir oyun.
oyunda en az 10 kez oyun devam ederken alkış
sesleri duyuldu. Salonu tamamen dolduran
seyirci, oyunun sonunda dakikalarca ayakta alkış
tutarak memnuniyetini gösterdi.
TİYATRONUN GELECEĞİNE YATIRIM
‘Mucize’deki oyuncuların hepsi gençlerden
oluşuyor. Aralarında herhangi bir ünlü oyuncu
yok. Oyuncular, Türkiye’nin her yerinden gelen
300’ün üzerindeki öğrenci arasından seçildi.
Oyuncunların ilk profesyonel oyunları, hepsi
20’li yaşlarında. Genç yeteneklerin bir araya geliştirdikleri kolektif oyun, tiyatronun geleceğine
de yatırım yapıyor aynı zamanda.
Etkiliyici ve akıcı
KİTABI tiyatro oyununa çeviren Melike
İlgün: Oyunda cumhuriyetin nasıl kurulduğunu bütünüyle görebiliyorsunuz. Fakat bazı
detayları da oyunumuzda öne çıkardık. Mesela Mehmetçik adının nereden geldiğini öne çıkardık. Bir
Fransız gazeteci Sakarya Savaşı sırasında Mustafa Kemal ile
görüşmesini birebir not almış. Onları öne çıkardık. Bütünüyle
bakınca etkileyici ve akıcı bir oyun oldu. Hepimiz oyundan
güç bulmuş, moral bulumuş olarak çıkıyoruz. Herkes, gözü
dolu ama başı dik bir biçimde oyundan çıkıyor.”
İşsizlik rakamları felaket
AYDINLIK / ANKARA
Seçmen listeleri
askıya çıktı
ANAYASA değişiklik önerisiyle ilgili 16
Nisan’da yapılacak olan referandum için
seçmen listeleri dün sabah itibarıyla muhtarlıklarda askıya çıktı.
Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) hazırladığı
seçim takvimine göre, muhtarlık bölgesi askı
listeleri 26 Şubat pazar gününe kadar askıda
kalacak ve muhtarlıklar hafta sonları dahil
hizmet verecek. Seçmenler ayrıca YSK’nın
“www.ysk.gov.tr” internet adresinden bina
esasına göre düzenlenen seçmen kayıtlarını
sorgulayabilecek. Muhtarlar seçmenleri, kayıtlarını kontrol etmek için son dakikaya kadar
beklememeleri konusunda uyardı. Bağcılar
Yüzyıl Mahallesi Muhtarı Cem Çankaya, seçmenlerin listelerini muhtarlıklardan YSK’nın
internet sitesinde ya da muhtarlarının arayarak
kontrol edebileceklerini söyledi.
ÇALIŞMA ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, işsizlik maaşı için
başvuranların sayısının altı yıl
içinde 3 kat artarak 1.5 milyonu geçtiğini bildirdi.
CHP Edirne Milletvekili Erdin Bircan’ın işsizlik fonu ile
ilgili soru önergesini Bakan Müezzinoğlu, İŞKUR’dan gelen
bilgi notu ile yanıtladı. Yanıta
göre 2010 yılında 459 bin 418
kişinin başvurduğu işsizlik fonuna
2016 yılında 1 milyon 519 bin
597 kişi başvurdu.
İŞ ARAYAN KATLANDI
2016’da 15.520, 2015’de
13.717, 2014’de 11.051, 2013’de
12.620, 2012’de 11.638, 2011’de
6.187 ve 2010 yılında 7.460 kişinin
iş aramak amacıyla İŞKUR’a
başvurdu. Yoğun başvuruya rağmen işe yerleştirenlerin sayıca
azlığı da rakamlarla ortaya çıktı.
2016’da 3.452, 2015’de 4.486,
2014’de 3.173, 2013’de 4.135,
2012’de 2.616, 2011’de 1.571 ve
2010 yılında 533 kişinin işe yerleştirildi.
Türkiye geneli işsizlik sigortası
başvuru ve ödemeleriyle ilgili veriler de çarpıcı sonuçlar ortaya
koydu.
4’TE 3’Ü İŞSİZ
RAKAMLAR FELAKET
İŞKUR’un vermiş olduğu
kurslar da çare olmadı. Türkiye
genelinde 2016 yılı Ocak- Aralık
döneminde kurslara 420 bin 638
kişi katıldığı halde 115 bin 980
katılımcı işe yerleştirildi. İş bulma
umuduyla kursa giden her 4 kişiden ancak 1 tanesi iş bulabildi.
Bircan, “Ekonominin ve işsizliğin temel sorun olduğunu
İŞKUR’un rakamları da ortaya
koyuyor. Benim ilim Edirne’de
2000 yılına göre 2006 yılında iş
arayan sayısı iki katı arttı, işsizlik
parası almak isteyenler ise 4’e
katlandı” dedi.
Türkiye geneli işsizlik sigortası başvuru ve ödeme verileri
Yıllar
2010
2011
2012
2013
2014
2015
2016
Genel
Toplam
Başvuru
459.418
499.229
609.540
732.996
901.872
1.086.853
1.319.597
Hak eden
331.704
322.911
371.973
431.581
513.791
591.799
784.419
Ödeme miktarı
807.411.810
791.051.112
966.184.883
1.272.485.655
1.657.723.367
2.192.786.661
3.682.650.659
5.809.505
3.348.178
11.370.294.147
4
19 ŞUBAT 2017, PAZAR
ANKARA İmsak 06:13 Güneş 07:38 Öğle 13:10 İkindi 16:00 Akşam 18:28 Yatsı 19:47
Ankara: 3/5
c
İstanbul: 5/3
k
İzmir: 10/3
c
Antalya: 19/9
İSTANBUL İmsak 06:29 Güneş 07:56 Öğle 13:25 İkindi 16:14 Akşam 18:42 Yatsı 20:02
c
Adana: 16/7
d
Diyarbakır: 4/-2
c
Erzurum: -3/16
[email protected]
K
saları kahverengi, duvarları da kahverengi ya da
şampanya rengidir. Hiçbirinin duvarını beyaz göremezsiniz. Londra’daki Mc Donalds’tan Amerika’dakilere kadar hepsinin duvar resimleri
kahverengidir bunun anlamı: Çabuk tüketin!
Çabuk gidin! (...)Batı’da kahverengi için toprak
rengidir ve diğer insanlar arasında kaybolup gidersiniz o nedenle iş görüşmelerinde, profesyonel toplantılarda sakın kahverengi giymeyin
deniliyor.”
Bir dizi palavrayla sabah sabah kafanızı şişirdim.
Nereden esti?
Evet-Hayır oy pusulasından elbette.
Parti’de konuşurken bir arkadaşımız dedi ki şu
türküyü kullanalım:
“Senin en güzel yerin kahverengi gözlerin...”
A aa dedim o nereden çıktı. Hiç duymadım
öyle bir türkü. Bilmiyor olmam olanaksız.
Herkes bilmediğime şaşırdı.
Meğer türkü değil, şarkıymış zaten. O alanda
bir iddiam yok.
Bunlar konuşulurken odadan bir kadın arkadaşımız “yok olamaz” diye tepkiyle çıktı. Meğer
onda kötü anıları varmış. Boşandığı eşi ilk bu şarkıyı söylemiş ona.
Hadi ben bilmiyorum, Doğu Perinçek biliyor
mu... Her ne kadar gözlerim kahverengi değilse
de...:)
Hiç duymamış. Üstelik uzun da bir toplumsal
ve sanatsal yorum dinledim. Kahverengi göz
denmezmiş. Elâ ya da ala göz geçermiş türkülerde... ya da siyah. Bir dizi türkü saydı art arda.
Öyle türkü olmaz diyor ısrarla, araya girip türkü
değil şarkı diyene kadar nefesim kesildi.
Yani..
Uzun lafın kısası...
Sakın ola ki... az çalışıp da hayır oyunun rengi
kahverengiydi ondan kaybettik filan diye mazeret
uydurmayın. Hile hikayesi bitti, bu çıktı şimdi de.
Gördünüz işte kahverengi için kimi güzel diyor
kimi çirkin... Ben diyorum ki toprak güzeldir. Verimlidir. Üretkendir.
İş ki emek verin.
Belleyin.
Tohum atın.
Su verin.
Bakın nasıl bire on verir toprak ana size.
c
Tunceli: 6/-5
c
Trabzon: 5/-2
k
Zonguldak: 4/1
k
Bursa: 5/-1
k
Konya: 3/-3
c
TOPLUM
Şule PERİNÇEK
ahverengi çok sevilen bir renk değil. Giysilerde insan gençken daha çok giyiyor,
çünkü o zaman hiç olmazsa yüzünüzün
renkliliği canlılık katıyor. Neden kahverengi iticidir? Ekranda örneğin neredeyse yasak gibi kurallardan biridir? Giymeyiz. Belki de toprak rengi
olduğu için mi damga yedi acaba? Güzel-çirkin
kavramları doğada yok oysa. İnsanlar nesnelere
değer yüklerler. Güzel kavramı bile çağlar boyunca da değişmiş. Neden acaba kahverengi
“ötekileştirilmiş”??
Derken biraz araştırayım dedim.
Meğer hiç de öyle değilmiş.
Bakın neler diyorlar:
“Kahverengi toprağın ve doğallığın rengidir.
Ciddiyet, dayanıklılık, sadelik, dostluk ve metanetin sembolü olarak kabul edilir. Toplum içinde
rahatlığı sağlar. Sosyal denge simgesidir. Zihin
üzerinde etkilidir. Çok dikkat çekmeyen bir renktir. (...)
Kahverengiyi seven insanların tenleri genellikle hassas ve duyarlıdır. Duygusal yönleri ağır
basar. Kendilerini güvende hissedecekleri tanıdık
ortamlara ihtiyaç duyarlar. Sakinliği ve sadeliği
severler, fakat yalnızlıktan hoşlanmazlar.
Kahverengi, bulunduğu ortamda insanın hareketlerini hızlandırır. Bundan dolayı, hızlı yemek
yenilen hazır yemek salonlarında kahverengi tercih edilir. Zeminde kahverengi kullanmak toprağın güvenliğini hissettirir. Bu nedenle,
resmiyetten uzak, rahat ve güvenli bir ortam
oluşturmak istenen mekanlarda tercih edilebilir.
Özellikle toplum içinde rahatlık ve güven verir.
Zihni faaliyetleri destekler. Çocukların kendilerini
güvende hissetmeleri için faydalıdır. Ayrıca, çocuklarda yardım sever olmayı ve yaptığı işi sağlamlaştırmayı teşvik eder.”
Kahverengi, insanın hızlı hareket etmesini
sağlıyormuş.
“Kansas’ta yapılan bir araştırmada, sanat müzesinin duvarlarını değiştirilebilir renklerden yapmışlar. Beyaz ve kahverengi arasındaki farkı
ortaya koymak için bir süre duvarları beyaz olarak bırakmışlar. Duvarlar beyazken insanlar
yavaş hareket etmişler, sonra duvarları kahverengi ile değiştirdiklerinde insanların daha hızlı
hareket ettiklerini görmüşler. Bu nedenle fastfood restoranlarının hepsinin sandalyeleri, ma-
Sivas: -1/-3
HAZIRLAYAN: ÖZLEM KONUR USTA
[email protected]
RÜZGÂRGÜLÜ
Kahverengi güzeldir, üretkendir
k
İZMİR İmsak 06:36 Güneş 07:59 Öğle 13:33 İkindi 16:26 Akşam 18:53 Yatsı 20:11
MEB’DEN KIZ ÇOCUKLARINA AYŞE NİNE MODELİ
Beyciğim sen
ne dersen o!
Bayraklı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün kitap okuma yarışmasında
3’ncü sınıf öğrencilerini sorumlu tuttuğu öykü tepkiye neden oldu
NURCAN AKKUL / İZMİR
İZMİR Bayraklı’da İlçe Milli Eğitim
Müdürlüğünün düzenlediği “Bayraklı Okuyor” adlı ödüllü kitap okuma yarışması
için seçilen kitap tepkiye neden oldu. Yarışmaya katılacak 3’ncü sınıf öğrencilerinin
okuyacağı Yürekdede ile Padişah adlı kitapta Ayşe nine eşine, “Beyciğim, sen
nasıl emreder nasıl münasip görürsen,
benim için güzel olan o. Ben sana uydum,
senin ağzına bakarım. Sen nasıl emredersen
benim için münasip o” diyor.
Bayraklı’daki tüm okulların katılımıyla
yapılan Bayraklı Okuyor ödüllü kitap okuma yarışmasında 3’ncü sınıf öğrencilerinin
sorumlu olduğu eserlerden biri de Cahit
Zarifoğlu’nun yazdığı Yürekdede ile Padişah adlı öykü. Kitapta Ayşe Nine, kocasına “Beyciğim, sen nasıl emreder nasıl
münasip görürsen, benim için güzel
olan o. Ben sana uydum, senin
ağzına bakarım. Sen nasıl emredersen benim için münasip
o” diye sesleniyor.
‘GAZABININ
KORKUSUNDAN
MELEKLER ÖLÜR’
Kitapta Yürekdede’nin
Allah’a yakarışını da okuyoruz: Hey ilahi dedi Yürekdede. Güneşi alıp götürüyorsun, karanlığı çekip
getiriyorsun. Dünya şu dağların yükünü kaldırıp götürüyor da, bir kul bir günah işleyen olsa, arşı azam
titriyor, senin gazabın geçinceye kadar
melekler korkudan ölüyor. Ey yüce rabbim,
yarattığın bin bir böcek hakkı için, yarattığın
bin bir koku hakkı için sen beni bağışla,
beni benim amellerimle
tartma, bin yıl ömür
versen, bin yıl senden
gayrisini düşünmeden
ibadet etsem verdiğin
bir tek göz nurunun, bakıp alemi görebilmenin
şükrünü eda etmiş olamam. Sen beni bağışlamazsan ben ne yaparım.
Sen hiç kimseye muhtaç
değilsin ama biz hepimiz
sana muhtacız.”
Yarışmaya katılan öğrenciler 1 Mart- 27 Nisan
günleri arasında Yürekdede ile Padişah, Babamın
Sihirli Küresi, Uçurtmanın Gözleri, Yedikır’ın Kuşları adlı öyküleri okuyacaklar.
28 Nisan’da yapılacak sınavdan en yüksek
puanı alan yarışmayı kazanacak.
FOTOĞRAF: ERGUN TOS / DHA
Xujia Lin paraütle
atlad Ölüdeniz’de
5 metreden
yere çakld.
‘Benimle evlenir misin’ demek kaç para?
Evlilik yıldönümüzdür. Size özeldir. Oh ne iyi
yaptık da evlendik hadi bir daha kutlayalım, bir
daha... dersiniz her yıl anarsınız. Doğum günlerini de anlarım iyi ki doğmuşsun sevdiceğim dersin, sımsıkı sarılmanın tadına varırsın, çocuğum
yavrum iyi ki doğmuşsun yaşamımıza dünyaları
katmışsın dersin öpüp koklarsın... Ama sevgililer
günü nasıl bir yapaylıktır. Tüketime yönelik. Senede bir gün “hadi tektaş ver!” Oldu. Gözlerim
doldu, cebim boşaldı.
İnsan kendini kullanılmış gibi hissediyor.
Bunu da yeni duydum:
“Benimle evlenir misin?” sorusunu sormak
için on binlerce dolar harcamaya hazır insanlara
hizmet verecek şirketlerin sayısı giderek artıyormuş.
BBC’nin haberi.
Londra’da tarihi bir tiyatroda oyuncular
Romeo ve Juliet oyununun provasını yapıyor.
Shakespeare hayranı New Yorklu Amanda
Lynch ve erkek arkadaşı Andrew Smith provanın
tek seyircileri. Orkestra çalıp koro şarkı söylemeye başlayınca Andrew Amanda’nın önünde
diz çöküp elini tutarak sorusunu soruyor: “Benimle evlenir misin?” Arkasından elmas yüzük
vb. Bu sahneyi düzenlemek için iki aylık plan yapılmış, 25 kişilik oyuncu, müzisyen, koreograf tutulmuş. Bu para demek elbette.
Karlksz Ak...
Kayalar üstünde sırtında taşıdı
ABD’de geçen yıl bu sektörde 72 milyar dolarlık harcama yapılmış, evlilik planlama şirketleri
bundan 1.2 milyar dolarlık pay almış.
Müşteriler romantik fikirlerle gelen, ama her
şeyi örgütleyecek zaman bulamayan zenginlermiş. 625 bin dolara kadar çıkıyor alengirli bir
teklif.
Sonuçta “benimle evlenir misin” diyecek...
Katalogtan senaryo seçiyorsun.
“Kadınları ağlatan bir işletme işletiyorum”
diyor bir şirket sahibi “Gözyaşı akmazsa işimi
eksik yapmış gibi hissediyorum.”
Ne diyeyim, kime kızayım şaşırdım doğrusu...
MUĞLA’nın Fethiye ilçesinde, yamaç
paraşütüyle Babadağ’dan havalanan Çinli
turist 27 yaşındaki Xujia Lin ile paraşüt
pilotu 41 yaşındaki Serdar Çözer, 15 metre
yükseklikten kayalıklara çakıldı. Kaza sonrası yürümekte zorlanan Lin’i, sağlık görevlisi sırtında taşıdı.
Ölüdeniz’e tatil yapmaya gelen Çinli
Xujia Lin, yamaç paraşütü pilotu Serdar
Çözer’le birlikte tandem (ikili) atlayış
yaptı. İkilinin paraşütü termik rüzgar ne-
deniyle aniden kapandı. Çözer ve Lin, 15
metre yükseklikten Babadağ’ın eteklerindeki, 800 metre rakımlı kayalıklara düştü.
Lin kazayı hafif sıyrıklarla atlatırken, Çözer’in beyin travması geçirdiği tespit edildi.
Ekipler, Çözer için helikopter istedi.
UMKE ekibinden bir görevli, yürümekte
zorlanan Lin’i ise sırtına aldı. Sağlık görevlisi
dağlık arazide 300 metre sırtında taşıdığı
Lin’i, Yasdam Caddesi’nde bekleyen ambulansa ulaştırdı. Ambulansla Fethiye
Satrancın köyü ve yaşı yokmuş!
Mu’ta satranç tutkusu
Muş’taki bir iş merkezindeki kahvede buluşan dedeler
gün boyu satranç ve dama oynuyor.
Yaşları 50- 75 arasında. Kıran kırana mücadele ediyorlar.
75 yaşındaki Bedrettin Balkaya, satranç oynamayı 50 yıl
önce merkez Yoncalıöz Köyü’nde yaşarken öğrenmiş. Bir
satranç ustasının ilkel yöntemlerle yaptığı tahta üzerinde başlamış, o günden sonra bu oyunu hiç bırakmamış. Satrancı
önce çocuklarına sonra torunlarına öğretmiş. Şimdi okey,
kağıt yerine yayılmış, uzun kış gecelerinde çevre köylerden
gelenlerle kahvede turnuvalar düzenliyorlarmış.
CIA ile anlaşma!
CIA başkanı geldi.
Anlaşsa rahatlayacak mıyız?
Oh kendi layığını yaptı.
Eski eşbaşkanlığına geri döndü.
Buna sevinecek miyiz?
Yapma diyoruz.
Onu “yapmaktan” alıkoyma sorumluluğu da bizim omuzlarımızda.
Sık Dişini Helası
Tokat’ta Osmanlı döneminden kalma tarihi Sık Dişini Helası’nda yapılan restorasyon
çalışmaları sırasında yaklaşık 400 adet altın
sikke bulunmuş. Sikkeler müze yetkililerine
teslim edilmiş. İncelemeleri yapılıyor. Hangi
döneme ait, nasıl bir değeri var araştırılıyor.
Nasıl bir memleket burası...!
Her yerden tarih fışkırıyor.
Kapadokya’da balon
kazası: 1 turist öldü
KAPADOKYA’da dün sabah
meydana gelen balon kazasında
Danimarkalı turist 54 yaşındaki
Jensen Benny Karl yaşamını yitirdi.
Sıcak hava balona sabah erken
saatlerde çoğu turist 20 tişiyle Kapadokya turu için havalandı. Saat
08.30 sıralarında turu tamamlayan
pilot, Göreme Beldesi Karadağ
Bölgesi’ne inişe geçti. Hava koşullarının da etkisiyle sert iniş yapan
balonda bulunanlardan Jensen
Benny Karl, sepetten düştü.
Başını kayaya çarpan ve vücu-
dunda kırıklar olan Jensen Benny
Karl’a, ihbar üzerine gelen 112 Acil
ekibi yaptığı ilk müdahaleyi yaptı.
Ambulansla hemen Özel Kapadokya Hastanesi’ne kaldırılan Danimarkalı turist Jensen Benny Karl,
doktorların tüm çabasına karşın
yaşamını yitirdi. Hastanenin Başhekimi Dr. Fatih Yakut, Jessen’in
kaza sırasında vücudunun çeşitli
yerlerinde kırıklar ve akciğerinde
zedelenme olduğunu, 45 dakika
boyunca müdahale edildiğini ancak
kurtarılamadığını belirtti.
Devlet Hastanesi’ne götürülen Lin, tedaviye
alındı. Çözer ise yaklaşık 6 saat sonra Antalya Sahil Güvenlik Komutanlığı’ndan
havalanan helikopter aracılığıyla Fethiye
Devlet Hastanesi’ne sevk edildi.
Ölüdeniz Pilot Kooperatifi Başkanı
Celal Yıldız, “Babadağ’dan yılın 12 ayı
yamaç paraşütü atlayışı yapılıyor. Bu bölgede bir kurtarma helikopterinin bulunması
zorunludur. Yetkililerimizden bu konuya
bir çözüm bekliyoruz” dedi.
5
Çipras’ın asi bakanı Uludağ Zirvesi’nde
19 ŞUBAT 2017, PAZAR
TAV’ın cirosu 2016’da 1 milyar avroyu aştı
Düşük marjlı bazı işlerimiz ve Atatürk Havalimanı’nda
yolcu kompozisyonunun değişmesi nedeniyle FAVÖK
yüzde 4 oranında azaldı. Net karımızda önceki yıla göre
yaşadığımız düşüş ise esas olarak devlete ödediğimiz
kiraların dövize bağlı muhasebe uygulamaları nedeniyle
avro bazında artmış görünmesi, Milas-Bodrum Dış Hatlar terminali amortismanı ve kirası ile Tunus’ta ertelenmiş vergi varlığının çevriminden kaynaklandı” dedi.
HAZIRLAYAN: RECEP ERÇİN
3.6715
3.9126
dolar
avro
Sani
ener
[email protected]
986 TL
cumhuriyet alt›nı
ULUDAĞ Ekonomi Zirvesi, 24-25 Mart’ta Türkiye’den ve dünyadan çok sayıda konuşmacıyı
ağırlayacak. Capital ve Ekonomist dergileri
tarafından bu yıl 6’ıncısı düzenlenen
Uludağ Ekonomi Zirvesi’ne, iki gün
boyunca bin 200’e yakın üst düzey iş
insanı katılacak.
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan’ın
konuşmacı olarak katılacağı Uludağ
Ekonomi Zirvesi’nde, Yunanistan Ekonomi Eski Bakanı Yanis Varoufakis’in
yer alacağı bildirildi.
Yunanistan’da Syriza’nın seçim zaferinden
sonra Başbakan Aleksis Çipras’ın kabinesinde Maliye
BİST - 100
İstihdam hedefi için
MUCiZE GEREKiYOR
İstihdamda yüzde 5’lik artış için Türkiye’nin 2017’de yüzde 8’e yakın büyümesi gerekiyor. Veya 2008’de
olduğu gibi düşük büyümeye karşılık işverenlerin kârdan feragat ederek sosyal istihdama yönelmesi şart
RECEP ERÇİN
[email protected]
C
UMHURBAŞKANI Tayyip
Erdoğan, TOBB ekonomi
şurasında iş dünyasına en az
yüzde 5 istihdam artışı çağrısı yaptı.
İstihdam seferberliği çağrısının ardından hükümet bir Kanun Hükmünde Kararname ile işverene, yıl
sonuna kadar işe alınacak her yeni
işçi için aylık 666 TL prim, 106 TL
de vergi desteği sağladı.
Cumhurbaşkanı’nın çağrısının ardından Türkiye İhracatçılar Meclisi,
MÜSİAD, İstanbul Ticaret Odası
başta olmak üzere iş dünyası çatı örgütleri, seferberliğe destek açıklamasında bulundular.
Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent
Tüfenkci ise, geçen hafta Cumartesi
yaptığı açıklamada, istihdam seferberliğine ilişkin, “Hükümet olarak
hedefimiz 1.5 milyon ama özel sektörün gayretiyle bu hedefe 2 milyon
diyebiliriz” dedi.
GÖRÜŞMEMİŞ ORAN
Hükümetin resmi hedefinin 1.5
milyon istihdam artışı olduğu anlaşılıyor. TÜİK’in 2016 yılı Kasım dönemi
işgücü verilerine göre, Türkiye’de istihdam edilenlerin sayısı 27 milyon
67 bin. Hükümetin öngördüğü 1.5
milyonluk istihdam artışı yüzde 5.5’e
denk geliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın belirlediği en az yüzde 5 hedefini
dikkate alırsak bu ise 1 milyon 353
binlik ek istihdam demek.
Tüfenkci’nin çıtayı artırarak 2
milyona çıkardığı sayıyı dikkate alırsak bu ise yıllık yüzde 7.38’lik bir istihdam artışı yakalamamızı gerektiriyor. Ancak AKP’nin iktidarda
olduğu yıllar itibarıyla baktığımızda
yüzde 7’nin üzerinde bir istihdam
artışı görülmemiş bir oran.
İSTİSNA YILLARDA BİLE YOK
TÜİK’in veri sistemine baktığımızda 2004-2015 yılları arasında yıllık
istihdam artışı yüzde 0.53 ile yüzde
6.44 arasında değişiyor. En düşük istihdam artışının olduğu yıl yüzde 0.53
ile ekonominin yüzde 4.83 daraldığı
2009 kriz yılı. En yüksek istihdam artışları ise ekonominin sırasıyla yüzde
9.16 ve yüzde 8.77 büyüdüğü 2010 ve
2011 yılları. Söz konusu iki yılda yine
sırasıyla istihdam artışları yüzde 6.02
ve 6.44 olmuş. 2010 yılında 1 milyon
243 bin kişi, 2011’de de 1 milyon 408
bin kişi istihdam edildi. Bu iki yıl dışında istihdam edilen kişi sayısı 700
binin üzerine hiçbir yılda çıkmadı.
BÜYÜME VE İSTİHDAM
Türkiye’nin istihdamı ekonominin
yüzde 9.36 büyüdüğü 2004’te 644 bin
kişi artmış. Artış oranı yüzde 3.04
oldu. Sonraki yıllar 2005, 2006 ve
2007’de ekonomi sırasıyla yüzde 8.4,
yüzde 6.89 ve yüzde 4.67 büyüdüğü
halde istihdam artışları sırasıyla yüzde
1.17, yüzde 1.52 ve yüzde 1.38’de
kaldı. Ekonominin kriz sonrası dengelendiği ve büyümenin ortalama
yüzde 3 ile 3.5’lerde seyrettiği yıllar
olan 2012’den sonra ise istihdam artışları yüzde 2.5 ile yüzde 3 arasında
dengelendi.
Diğer yandan TÜİK’in yenilediği
milli gelir verilerini dikkate aldığımızda
2010’da büyüme oranı yüzde 8’in
biraz üzerinde oluşurken ve 2011’de
yüzde 11’e ulaşıyor. Ekonomi 2012’de
yüzde 4’in üzerinde büyürken, 2013’de
yüzde 8’i aşan bir büyüme söz konusu.
2014’te yüzde 5 ve 2015’te yüzde 6’lık
büyüme oranları karşımıza çıkıyor.
Buna göre söz konusu yıllarda yüzde
5’i aşan bir ortalama büyüme gerçekleşmiş. Yani istihdam artışındaki
yüzde 2.5 ile 3 arasındaki artış yüzde
5’i aşan bir büyüme ile sağlanmış.
2008’DEKİ MUCİZE OLURSA...
Türkiye’nin son yıllarda yüzde 5
büyüme ile ortalama yüzde 3 istihdam
artışı sağlayabildiğini kabul edersek,
yüzde 5’lik istihdam artışı için bu yıl
büyümenin yüzde 8’i aşması gerekiyor.
Ancak hükümetin Orta Vadeli Programı’nda ekonominin 2017’de yüzde
4.4 büyüyeceği öngörülmüş. IMF ise
yüzde 2.9 büyüme bekliyor. Bunun
yanında Merkez Bankası’nın Şubat
dönemi anketinde de büyüme bek-
lentisi yüzde 2.9 olarak hesaplandı.
Yıllar itibarıyla baktığımızda mesela
yüksek büyümenin görüldüğü 2011’de
istihdam artışı büyüme oranının yaklaşık 3’te 2’si kadar olmuş. Fakat
istisna bir yıl söz konusu 2008. Yani
ekonominin daralacağı 2009’dan hemen önceki, küresel krizin Türkiye’yi
vurmaya başladığı yıl. 2008’de büyüme
yüzde 0.66 olmasına karşın istihdam
artışı bunun üç katı yüzde 1.95 olarak
hesaplanmış.
Uzmanlarla konuştuğumuzda ekonomik aktivitedeki daralmanın istihdama aynı dönemde yansımadığını
belirttiler. Buna göre işverenler
2008’deki düşük büyümeye karşın
normal istihdam artışlarını sürdürdüler. Bu nedenle düşük büyümeye
karşın, nispeten yüksek istihdam artışı
oldu. 2008’deki gibi yapılırsa, bu yıl
değil yüzde 5 artış ile 1.5 milyon istihdam, Bakan Tüfenkci’nin açıkladığı
2 milyonu yani yüzde 7’yi aşan istihdam
artışını yakalayabiliriz. Aksi halde
başka bir mucize yaratıp büyümeyi
yüzde 8’in üzerine çıkarmak şart.
Fakat işveren örgütlerinin açıkladıkları
istihdam hedeflerine bakıldığında 1
milyonluk bir istihdam artışı bile zor
görünüyor.
Ülker’in bilim yatırımı meyvelerini verdi
EKONOMİ SERVİSİ
SABRİ Ülker Merkezi, son iki
yılda yaptığı keşiflerle bilim dünyasına
adından söz ettiriyor. Yıldız Holding’in Harvard Üniversitesi ile iki yıl
önce yaptığı işbirliği sonucunda hizmete açılan Sabri Ülker Merkezi, Prof.
Dr. Gökhan Hotamışlıgil başkanlığındaki faaliyetlerini Cuma gecesi düzenlenen bir organizasyonla
kamuoyuna açıkladı.
Sabri Ülker Vakfı’nın ev sahipliğinde düzenlenen toplantılarda Prof.
Dr. Gökhan Hotamışlıgil ve önemli
buluşlara imza atan üç öğrencisi Doç.
Dr. Furkan Burak, Yard. Doç. Dr.
Ebru Erbay ve Doç. Dr. Erkan Yılmaz
önce Türk bilim dünyasından bir
gruba, ardından da geniş bir basın
grubuna geçen yılın faaliyetlerini anlattı. Toplantıya Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker,
Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Ülker, Pladis Türkiye Başkanı Mete Buyurgan, Yıldız
Holding Global Hukuk İşleri Başkanı
İbrahim Taşkın, Yıldız Holding Global
İletişim Başkanı Zuhal Şeker, Sabri
Ülker Vakfı Genel Sekreteri Begüm
Mutuş ve Prof. Dr. Gökhan Hotamış-
lıgil’in yanı sıra, bilim dünyasından
önemli isimler de katıldı.
DİABET İLAÇLARINA DİKKAT!
2014 yılında Harvard Üniversitesi
T.H. Chan Kamu Sağlığı Fakültesi
bünyesinde yer alan merkezde Türk
doktorlardan Yardımcı Doç. Furkan
Burak, karaciğere şeker üretme komutu veren yeni bir hormonun keşfini ve bu hormonun tedavi amacı ile
kullanılmasını sağlayabilecek bir molekülün geliştirilmesini sağladı. Prof.
Dr. Gökhan Hotamışlıgil’in verdiği bilgilere göre, diyabete karşı kullanılan
ilaçlar kalp gastalığı riskini artırıyor.
FARELER ‘SAĞLIKLI’ ÖLDÜ!
Daha önce Merkez’de çalışan ve Bilkent Üniversitesi’ne dönen Yardımcı
Doç. Ebru Erbay da, daha önce keşfi
sağlanan yağ asidi Lipokin’in kalp ve
damar hastalıklarına karşı etkinliğini
gösteren ve mekanizmalarını açıklayan
bir buluş yaptı.
Merkez bünyesinde Kasım 2016’da
açılan görüntüleme merkezi ise, adeta
hücrenin tomografisini çekerek, yiyeceklerin vücuda girdikten sonraki dakikalarda hücrelerde nasıl bir
hareketlenme yarattığını anında görüntülüyor. Bu sayede gıdaların ve metabolik değişimlerin hastalıklar üzerindeki
etkileri de saptanabilecek.
Diğer yandan toplantıda Merkez
Başkanı Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil’in yaptığı sunumda dikkatimizi
çeken ise metabolizmaları ömürleri boyunca ne kadar sağlıklı olursa olsun
günü geldiğinde deney hayvanlarının
bir gün bile fazla yaşamamasıydı.
ÜLKER, TAKİPÇİLERİYLE PAYLAŞTI
YILDIZ Holding Yönetim Kurulu
Başkanı Murat Ülker, Instagram hesabından yaptığı Yard. Doç. Dr. Furkan Burak’ın çalışmasını içereyen
yağ dokusuna ilişkin görüntüyü takipçileriyle paylaştı. Yard. Doç. Dr
Ebru Erbay’ın da çalışmasına deği-
nen Murat Ülker, “Paylaştığım yıllık
faaliyet raporunu okuduğumda,
geçen iki yılda yapılanlara baktığımda, doğru yolda olduğumuzu
görüyorum. İnsana ve Türkiye’ye
faydalı olan işlere yatırım yapmış olmaktan çok mutluyum” dedi.
Bakanı olan Varoufakis, AB ve IMF dayatmalarına
karşı sert eleştiriler getirmiş, daha sonra ise görevinden istifa etmişti.
Diğer yandan Finlandiya Eğitim Eski
Bakanı Pär Stenbäck, Brooking Institute’dan Darell West, Malezya Başbakan
Baş Danışmanı Tan Sri Zakri Abdul
Hamid, Zipcar Kurucusu Robin Chase,
iPhone’un yaratıcılarından Andy Grigon
ve McKinsey’den Michael Chui gibi
isimlerin de zirveye katılacağı açıklanırken, Amerika, Avustralya, İngiltere,
Finlandiya, Estonya, Yunanistan, Hindistan,
Afganistan, Suudi Arabistan ve Malezya’nın
önemli şirketlerinin yönetim kurulu başkanları
ve CEO’ları da zirvenin davetlileri arasında bulunuyor.
11.45
88.642
TAVHavalimanları 2016’da hizmet verdiği yolcu sayısını yüzde 2 artışla 104 milyona, konsolide cirosunu
da yüzde 1 artışla 1 milyar 92 milyon avroya çıkardığını
açıkladı. TAV Havalimanları, 2016 yılında yedi ülkede işlettiği 14 havalimanında 104 milyon yolcuya hizmet verdi. TAV Havalimanları İcra Kurulu Başkanı Sani Şener,
yaptığı açıklamada, “2016 yılında dünyada güvenlik
kaynaklı endişeler havacılık sektörünü etkiledi. Hem dünyada
hem Türkiye’de havacılık sektörü
açısından oldukça zor bir yıl oldu.
$ 55.36
faiz
b. petrol
RAKAMLARIN GÖR DEDİĞİ
Mustafa
PAMUKOĞLU
[email protected]
Kararnamelerle
ekonomiyi yönetmek
A
nayasa değişikliği ile yasal düzenlemeler iç hiyerarşisi de değişiyor.
Anayasa, kanun, kanun hükmünde kararname, tüzük, yönetmelik, tebliğ, genelge şeklinde sıralanan hiyerarşide
KHK ile tüzük ortadan kalkıyor.
Tebliğlere de gerek kalmayacak.
KHK, olağanüstü hal zamanlarında Bakanlar Kurulu
tarafından Anayasamızın 121.
maddesine göre çıkarılan kararnamelerdir. Tüzükler ise Bakanlar Kurulu tarafından kanunun uygulanmasını göstermek veya emrettiği işleri belirtmek üzere, kanunlara aykırı
olmamak ve Danıştay’ın incelenmesinden geçirilmek şartıyla
yaptığı düzenlemelerdir. Bu iki
düzenleme ortadan kalkıyor
yerine kararname ve yönetmelikler geliyor. Bütün bunları
çıkarma yetkisi Cumhurbaşkanı’na veriliyor.
BÜTÇENİN PATRONU
CUMHURBAŞKANI
Bütçeyi hazırlama ve Meclis’e
sunma görevi Cumhurbaşkanı’nda. Bütçe Kanunu Meclis’te
kabul edildikten sonra bunun
yürütme yetkisi Cumhurbaşkanında olacak. Mevcut anayasamızda yer alan “Devletin ve
kamu iktisadi teşebbüsleri dışındaki kamu tüzel kişilerinin
harcamaları, yıllık bütçelerle
yapılır” hükmü “kamu idarelerinin ve kamu iktisadî
teşebbüsleri dışındaki
kamu tüzel kişilerinin
harcamaları yıllık bütçelerle yapılır” şeklinde değiştirilmiştir. Mevcutta devlet
kavramı vardır. Bu kavram yeni
değişiklikte kaldırılıyor.
Cumhurbaşkanı kararnameleri ile de bütçe ödenekleri artırılamayacak. Ancak Bütçe
Kanunu’nda genel bütçenin
yürütme yetkisi Cumhurbaşkanı’na geçecek. Bütçede kanunun öngördüğü aktarma,
ekleme, devir ve iptal işlemlerini yapmaya da maliye bakanı
yerine Cumhurbaşkanı yetkili
olacak.
MALİYE BÜROKRASİSİ
TARİH OLUYOR
Türkiye’nin idare hukuku
ve bütçe geleneğinde maliye
bakanları bütçenin patronudur.
Çünkü eli en sıkı bakan maliye
bakanıdır. Maliye bürokratları
da devletin tek kuruşunu boşa
harcatmayan ve bu nedenle
de sevilmeyen memurlardır.
Şimdi bu gelenek ortadan kaldırılıyor, örtülü ödeneği bol
bol harcayan ve maliyeci olmayan Cumhurbaşkanı’na yetki geçiyor.
Burada esas sorun bütçeyi
Cumhurbaşkanı’nın düzenlemesidir. En küçük memura kadar atamaya yetkili Cumhurbaşkanı’nın maliyecileri Cumhurbaşkanı’nın istediği doğrultuda bütçe kalemlerini düzenleyeceklerdir. Oysa klasik maliyeciler talimatla bütçeyi hazırlamazlar(dı). Gerçi AKP dönemimde eski maliyecilik ruhu
da bitti, ama yine de bir kırıntı
kalmıştır diye umut besliyoruz.
BAKANLAR MEMUR
OLACAK
Anayasa değişiklikleri ile bakanları bugün ki müsteşar olarak kabul edebiliriz. Bugünkü
bakanların yerini Cumhurbaşkanı yardımcıları alacak. Büyük
ihtimalle çok sayıda yardımcı
olacak.
Bunun ne sakıncası var, şeklindeki soruya şu cevabı vermek
uygun olur. Türkiye’nin kökleşmiş idari yapısı, bürokratik
geleneği ve bürokrasinin ülke
menfaatleri söz konusu olunca
anında tepki koyan kimyası
var(dı) Bu ortadan kalkıyor,
kaldırılıyor.
Çünkü hayırcı bürokrasisinden liberal ve piyasacı ekonomi
aktörleri memnun olmazlar.
Bu nedenle iş bitirici bir bürokrasi fütursuzca ve plansızca
yapılacak kamu yatırımları, teşvikler ve geniş bir manevra
alanı için gereklidir. Yeni bürokrasi bu anayasa değişikliği
ile Cumhurbaşkanının patronajında sağlanıyor. Bunun sonucunda mali disiplinin yok
olması ve harcamaların artmasından ciddi biçimde endişe
ediyoruz.
MALİ KANUNLARDAKİ
HADLER
Türk Ticaret Kanunu, Vergi
Kanunları başta olmak üzere
birçok mali konuları ilgilendiren
konularda oranlar, miktarlar,
tarifeler vardır. Bunları belli
bir tavanı aşmamak ve tabanın
altında düşmemek üzere belirleme yetkisi Bakanlar Kuruluna (BK) verilmiştir. BK da
bu yetkisini genellikle yılsonlarında kullanır.
Şimdi bu yetki tümüyle
Cumhurbaşkanı’na geçiyor.
Cumhurbaşkanı kararnamelerle bu yetkiyi kullanacak. Kullansın, ne var ki BK kullandı
bir şey mi, oldu, sorusuna verilecek cevap şudur: Bakanlar
Kurulunda ortak akılla veya
en azından tartışılarak, bürokrat
da dinlenerek kullanılan yetkinin şimdi tek adam tarafından
danışma ihtiyacı duymadan
çok güvendiği yardımcısının
sözleri ile kullanılmasının ciddi
sakıncaları doğacaktır.
ANAYASAYI
ÇİĞNEYEN...
Seçildiğinden beri fiili eylemleri ve konuşmaları ile anayasayı ihlal eden ve niye ihlal
ettiğini seçimle iş başına gelmesiyle ve milli iradenin gereği
olarak açıklayan bir Cumhurbaşkanı’nın kararnamelerde
kanunların sınırlarını zorlayacağını tahmin etmek zor olmazsa gerek.
Biz şahsen ülkenin ekonomisine hayat veren hukuki ve
bürokratik yapının kimyasının
bozulacağından ve bundan da
ülkenin zarar göreceğinden
ciddi biçimde kaygı duyuyoruz.
Lütfen bizi de anlayın; kaygı
duymak da bir haktır...
6
19 ŞUBAT 2017, PAZAR
PAZAR KÖŞESİ
Engin
ÜNSAL
İŞ GÜVENLİĞİ
A
KP iktidara geldiği günden bu yana üreterek ülke
ekonomisini büyütmek yerine cumhuriyetin 90
yıldır ülkeye kazandırdığı sanayi tesislerini yandaşlarına haraç-mezat satarak yandaşlarını büyütme politikası
izledi ve ülkeyi iflasın eşiğine getirdi. An itibarı ile ülkenin
421 milyar dolar borcu vardır ve finans kaynakları, finansmana şiddetle ihtiyacı olan Türkiye’yi riskli bulduklarından borç vermekten sakınmaktadırlar. Bu ülkenin
elinde kalan son varlıklarını, yabancılara güvence olsun
diye Ulusal Varlık Fonu’na devretmekten başka çare bulamamışlardır. Cumhurbaşkanının Arap ülkelerine yaptığı
gezi aslında onlardan para istemek amacı ile yapılmaktadır.
Çünkü Türkiye’nin 32 milyar dolarlık bir cari açığı vardır.
Ekonominin böylesine olumsuz gidişinin nedeni yönetime
gelenlerin, belediye kültüründen başka devlet yönetimi
tecrübesi olmayan bir alay aç gözlü vurguncunun talan
yapmak için devletin başına çöreklenmesinden kaynaklanıyor. İşin sonu elbette böyle olacaktı. Ekonomi duvara,
bıçak kemiğe dayanmıştır. Çalışanları, fakir fukarayı çok
zor günler beklemektedir. Bir kilo ayşekadın fasulyenin
pazarda 25 TL olduğu günümüzde, her şeyi zamlayan bu
hükümete karşı halk sokaklara dökülürse hiç şaşmam.
ÖZELLEŞTİRME REZALETİNE
SOMUT ÖRNEK
Özelleştirmeler halka daha kaliteli hizmet vermek
için değil yandaşları zengin etmek amaçlı yapıldığından
ve özelleştirilen kamu kuruluşlarını alanların yetersiz
donanıma sahip olmasından dolayı eskisinden daha
iyi, daha kaliteli hizmet veren bir tek kuruluş yoktur.
Hepsi tüketiciyi memnun etmek için değil tüketiciyi
daha fazla sömürerek daha çok kâr etmek için çabalamaktadır. TEDAŞ bu konuda çok somut bir örnek sergilemiştir. 300 peronelini ihtiyaç fazlası gerekçesi ile
başka kurumlara gönderen TEDAŞ, Enerji-İş Sendikası’nın yürütmeyi durdurmak için açtığı davada sunduğu
sözde savunma dilekçesinde, merdi kıpti secaat arzederken sirkatin söyler örneğinde olduğu gibi tarihi bir
itirafta bulunuyor: Biz bu işi hizmeti bir tarafa bırakıp
kâr için yaptık, eğitimsiz personelle çalıştık ve beceremedik. Müşteri memnuniyeti sıfır, dağıtım şirketlerinin
denetimi yok ve sonunda önemli kamu zararının oluşmasına neden olduk. Ülkeyi yönetenlerde utanma hissi
olsa TEDAŞ itirafından sonra yüzlerinin kıpkırmızı
olması gerekir ama nerde o asalet.
SENDİKALARIN
BÜYÜK SORUMLULUĞU VAR
Hiçbir işçi ve memur sendikasının özelleştirilen işyerlerinin çalışma durumunu, hizmet kalitesini denetlediğini sanmıyoruz. Bugüne kadar hiçbir sendikanın
özelleştirilen işyerleri ile ilgili bir denetleme raporu hazırladığını hatırlamıyoruz. Özelleştirilen işyerlerinde işverenin çalışanlara karşı davranışı, kaliteli hizmet için
eğitimi, hiçbir sendikanın dert etmediği ortada. İşyerinde
yeni organizasyon uygulaması yapılıp yapılmadığının
irdelenmesi, denetlenmesi gerekir. Çünkü konu o sendikanın üyeleri ile ilgili olduğu kadar toplum çıkarları ile
de ilgilidir. Sendikalar toplum çıkarlarını gözetmek ve
bir tür toplum bekçiliği yapmak zorundadır. Devletin
bu denetimi yapması ve amacına uygun işletilmeyen işletmeyi kamulaştırması gerekirken devletin bu konu ile
hiç ilgilenmediğini biliyoruz. Öyleyse amacı dışında yönetilen işletmelerin hesabını sendikalardan başka tutacak
kuruluş yok. Sendikalar bu konuyu ıskalayarak büyük
bir toplumsal hata yapmışlardır.
YENİDEN DEVLETLEŞTİRME
DÜŞÜNÜLMELİ
Devlet iyi bir aile babası gibi tedbirli (müdebbir)
davranmak ve halkının çıkarlarını kişilerin çıkarlarının
üstünde tutmak zorundadır. Özelleştirmeler ülke ekonomisinin bugünkü konuma gelmesinin başlıca nedenidir çünkü sattığını tüketerek, yatırıma dönüştürmeyerek çok yakında ülkeyi 75 cente muhtaç edecektir.
Devlet acilen yeniden üreten devlet olmak için adımlar
atmalıdır. AKP’liler saçma sapan, ne olduğunu halkın
bilmediği bir başkanlık elbisesini bu halka giydirmek,
referandumda halka evet dedirtmek gibi bir yanlışın
peşinde koşacağına ekonomiyi nasıl düze çıkacağının
hesabını yapsa daha hayırlı bir iş yapar.
[email protected]
SORUN YANITLAYALIM
İş kazalarında kusur oranları 2
[email protected]
TEDAŞ örneğinden
alınacak dersler
enay K. ÖZDOĞAN / İş Güvenliği Uzmanı
D
ünkü yazımızda iş kazalarında
işçinin kusur oranının neye göre
belirlendiğini incelemiştik. Bugün
ise işveren ve varsa üçüncü kişilerin
kusur oranlarına bakacağız.
İŞVEREN KUSURLU İSE
Eğer iş kazası işverenin kastı sonucu
olmuş ise işveren kuruma karşı sorumlu
hale gelir. Kasıt; iş kazası veya meslek
hastalığına, işverenin bilerek ve isteyerek
hukuka aykırı eylemiyle neden olması
halidir. İşverenin eylemi hukuka aykırı
olmamakla birlikte, yaptığı hareketin hukuka aykırı sonuç doğurabileceğini bilmesi,
ihmali veya ağır ihmali sorumluluğunu
ortadan kaldırmaz. Buna göre;
I Olay mahkemeye intikal etmişse
ve işverenin kusurlu olduğu yönünde
karar verilmişse,
I Olay hakkında daha önce hazırlanan
denetim raporlarında işverenin kusurlu
olduğu belirtilmişse, ayrıca denetim talebinde bulunulmayacak bu belge ve bil-
gilere göre işlem yapılır. Ancak olay
hakkında yukarıda belirtilen belgeler olmamakla birlikte, sigortalı veya diğer
şahısların ifadelerinden, olay hakkında
üniteye intikal eden kolluk kuvvetlerince
düzenlenmiş bilgi ve belgeler ile ihbar
ve şikâyetler üzerine yapılacak araştırma
sonucu elde edilecek belgeli bilgilerden
işvereninin kusurlu olduğu yönünde kısa
vadeli sigortalar servisince veya komisyonca bir tespit yapılması halinde denetim
talebinde bulunulur.
ÜÇÜNCÜ BİR ŞAHIS VEYA
ŞAHISLAR KUSURLU İSE
Üçüncü bir kişinin kasti hareketinden dolayı ise sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması
gereken ödemeler ile bağlanan gelirin
başladığı tarihteki ilk peşin sermaye
değerinin yarısı, zarara sebep olan
üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa
bunları çalıştıranlara “rücû edileceği”
hüküm altına alınmıştır.
HAZIRLAYAN: TARIK TEKGÖZLİ
[email protected]
SiGORTASIZ ÇALIŞAN
istihdamına teşvik
AKP hükümeti, sigortasız işçi çalıştıran işyerlerine kesilen ‘bir yıl süreyle teşviklerden
yararlanamama cezası’nı bir aya indiren düzenlemeyi Meclis’e sundu. Vatan Partisi İstanbul
İşçi Sendika Bürosu Başkanı Fikri Sarıkaya uyardı: Kaçak işçi çalıştırmanın önü açılır!
TARIK TEKGÖZLİ
V
atan Partisi İstanbul İşçi Sendikası
Bürosu Başkanı Fikri Sarıkaya,
sigortasız işçi çalıştıran işyerlerine
verilen teşviklerden bir yıl yararlanamama
cezasını bir aya indiren düzenlemeyle
ilgili konuştu. Sarıkaya, “Düzenleme yasalaşırsa kaçak işçi çalıştırma devlet
eliyle teşvik edilir” dedi.
Türkiye’de kayıt dışı istihdamla mücadele için daha
önce hayata geçirilen düzenlemede, işveren lehine
değişiklik yapılması öngörüldü. 5510 sayılı kaFikri
nunda öngörülen değiSarkaya
şiklik, AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş’ın
imzasıyla 8 Şubat’ta Meclis’e sunulan “Gelir Vergisi
Kanunu İle Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi”nde yer aldı.
CEZA BİR AYA İNİYOR
Teklifin 11. maddesinde öngörülen düzenleme yasalaşırsa, sigortasız işçi çalıştırdığı
ya da SGK’ya bildirdiği kişilerin fiilen çalışmadığı tespit edilen işyerlerine kesilen
bir yıl süreyle teşviklerden yararlanamama
cezası, bir aya indirilecek. Bu sürenin dolmasının ardından ise işyeri sigorta primi
teşviğinden, destek ve indirimlerinden yeniden yararlanabilecek. Ancak bu işyeri
üç yıl içerisinde yeniden bu suçu işlerse,
teşviklerden bir yıl süreyle yararlanamayacak. Bir yılın ardından teşvikler yeniden
verilecek. Düzenleme gerekçesinde ise şu
ifadelere yer verildi: “Özellikle sigortalı
sayısı fazla olan işyerlerinde yapılan denetim
ve kontrollerde, kasıt olmaksızın ihmal
veya başka bir nedenle kayıt dışı sigortalı
çalıştırıldığının tespit edilmesi halinde, işyerine uygulanan teşviklerden bir yıl süreyle
yasaklama işlemi işlenen fiil ile orantılı
olmamaktadır.”
KRİZİ ÖTELEME ÇABASI
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Orhan Yegin’e göre ortalama yüzde
35 civarında olan ve Türkiye’ye yaklaşık
70 milyar liralık zararı olan kayıt
dışı istihdamın, yeni düzenleme
ile daha da artacağı savunuldu. Konuyla ilgili Aydınlık’a değerlendirmede
bulunan eski Petrol-İş
Sendikası İstanbul Şube
Başkanı, Vatan Partisi
İstanbul İşçi Sendika Bürosu Başkanı Fikri Sarıkaya, değişikliğin kayıt dışı
istihdamın önünü açacağını
söyledi. Türkiye’nin bir krize
doğru hızla gittiğine dikkat
çeken Sarıkaya, “Önümüzdeki
süreçte işyerlerinin kapanması ve
işçi çıkışları gündeme gelebilir. Hükümet,
bu durumu referandum sonrasına ertelemek
için çeşitli yöntemlere başvuruyor. Tarım
borçlarını yeniden yapılandırıyor, bazı ürünlerin ÖTV’sini Nisan sonuna kadar kaldırıyor, İşsizlik Sigortası Fonu’nu amacı dışında
kullanarak işverenlere teşvikler yağdırıyor.
Meclis’e sunulan düzenlemenin de aynı
kapsamda olduğu anlaşılıyor. Buradaki
amaç, derinleşecek ekonomik krizin en
azından referanduma kadar halka yansımasını önlemek” ifadelerini kullandı.
‘DEVLET ELİYLE TEŞVİK’
Sarıkaya, bu uygulamaların ekonomik
krizi önlemeye değil günü kurtarmaya
ve sorunları ötelemeye yönelik olduğunu
vurguladı. Cumhurbaşkanı Tayyip Er-
doğan’ın işverenlere istihdam çağrısı yaptığını hatırlatan Sarıkaya, “Mevcut yasaya
göre, kayıt dışı işçi çalıştıran işverenler 1
yıl süreyle istihdam teşvik ve desteklerinden yararlanamıyor. Meclis’e sunulan
düzenleme ile bu bir yıllık süre bir aya
indiriliyor. 1 milyon 500 bini aşkın işyerinde denetim ve kontrol yapmanın mümkün olmadığını ve krizin derinleştiği bir
süreçte olduğumuzu düşündüğümüzde
bu durum kaçak işçi çalıştırmanın önünü
açabilir. İşverenleri kaçak işçi istihdamına
teşvik edebilecek bir uygulama. Hem de
devlet eliyle. Hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın baskısından kurtulmak isteyen
işverenler, onun istihdam çağrısına uyabilir
ancak Meclis’e sunulan düzenlemenin
yasalaşması halinde de kaçak işçi çalıştırma yoluna başvurarak kendince tasarrufa gidebilir” uyarısında bulundu.
Çilekte ‘topraksız tarım’
VERiMi KATLADI
Otomobil ile
iş makinesi çarpıştı
ESKİŞEHİR’de meydana gelen trafik kazasında 1 kişi
öldü, 3 kişi ağır yaralandı. Alınan bilgiye göre, sürücüsünün
kimliği henüz tespit edilemeyen 34 GC 8400 plakalı otomobil,
Eskişehir-Ankara karayolunun 20. kilometresinde Hilmi Macuncu’nun kullandığı kepçeyle çarpıştı. Kazada, otomobilde
bulunan Feyyaz Candan (33) olay yerinde hayatını kaybetti.
Cesedi olay yerine gelen itfaiye ve polis ekipleri tarafından
araçtan çıkarılan Feyyaz Candan’ın yaralanan kardeşleri Enes
ve Mahmut Candan ile Halit Akdaş, 112 Acil Servis ekipleri
tarafından Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi ile
Yunus Emre devlet hastanelerine kaldırıldı. Yaralı 3 kişinin
hayati tehlikelerinin bulunduğu bildirildi.
TÜRKİYE’nin önemli çilek üretim merkezinden
Mersin’in Silifke ilçesinde, ilk defa 2009 yılında
bir dönümlük alanda uygulanan topraksız tarımla
üretilen çilek hasadı, normal üretimden elde edilen
hasadı katladı. Silifke Çilek Üreticileri Birliği
Başkanı Ahmet Özmen, 2009’da bir dönümlük
arazide ilk defa uygulanan topraksız tarımla çilek
üretiminin giderek yaygınlaştığını ve bu yıl 60 dönümlük arazide üretim yapıldığını söyledi.
kullanmıyoruz. Kurduğumuz seramızda kokopit
denilen Hindistan cevizinin liflerinden elde
edilmiş ham maddeyi satın alarak onun içerisinde çilek yetiştiriyoruz. Bu ürünün beslemesine
dikkat edildiği taktirde toprak kültüründen
herhangi bir farkı yok. Bu yöntemle, daha az
alandan daha çok ürün elde edilebiliyor.”
ÇİFTÇİ DAHA ÇOK KAZANIYOR
Özmen, toprakta bulunan hastalıklı etmenlerden uzakta yetiştiricilik yapıldığından bitkilerin
daha sağlıklı olduğunu ve daha az gübre ve
işçilik harcandığını paylaştı. Üretimlerde verim
alınması üzerine 4 ay olan hasat döneminin de
8 aya çıktığını vurgulayan Özmen, normal üretime göre topraksız tarımla daha az alandan
daha çok ürün elde edildiğinin altını çizdi. Özmen, bu yıl ilçe genelinde 20 bin dönüm araziden 80 bin ton çilek hasadının yapılmasını
planladıklarını sözlerine ekledi.
Yaklaşık 1 dönümlük açık alanda normal
şekillerde üretilen çilekten 4 ton verim elde
edilirken topraksız tarımla bu verimin iki katından fazla çıktığını paylaşan Özmen, şöyle
devam etti: “Normal üretimde bir dönümden
4 ton çilek hasadı yapılırken topraksız tarımla
üretimde ise bir dönümlük arazide 10 tona
kadar verim alınabiliyor. Bu da çiftçiye daha
çok kazandırıyor. Burada kesinlikle toprak
HASAT DÖNEMİ 8 AYA ÇIKTI
7
19 ŞUBAT 2017, PAZAR
Yıldırım: Onlar önde biz arkada Rakka’ya
ALMANYA ziyareti dönüşünde
açıklamalarda bulunan Başbakan Binali Yıldırım, “Rakka’da prensipte anlaşılırsa doğrudan operasyona
girmeyeceğiz. Askeri varlığımız olacak. Taktik destek vereceğiz” dedi.
“PYD ile hareket edilirse TürkiyeABD ilişkileri ciddi sorun olur” ifadelerini kullanan Yıldırım şöyle devam
etti: “El Bab’dan sonra Rakka’nın DEAŞ’tan kurtarılması konusunda bir
teklifimiz oldu biliyorsunuz. PKK’nın
uzantısı PYD/YPG ile hareket etmele-
rinin doğru olmadığını, bir terör örgütünün başka bir terör örgütüne karşı
kullanılamayacağını söyledik. Bu dostluğa sığmaz.
‘PRENSİPTE ANLAŞILIRSA
GİRMEYECEĞİZ’
ABD’nin yeni yönetiminin bu değerlendirmeleri zannediyorum dikkate
alacak. Pence’e yeniden bunu söyleyeceğim. Merkel’e de Almanya’yı da bu
operasyona dahil edebileceğimizi söyledim. Türkiye’nin Rakka’daki rolü ne
Babakan Binali Yldrm
Almanya dönüünde
açklamalarda bulundu.
olacak? TSK sahada olacak mı” şeklindeki soruyu yanıtlayan Yıldırım, “Amerika, Türkiye ile birlikte yerel güçlerle
sivil direnişçilerle, ÖSO ile ve diğer milislerle bir olarak, onlar önde, biz de
arkada... Askeri varlığı olacak ABD’nin
de Türkiye’nin de. Doğrudan operasyona girmeyeceğiz, taktik destek vereceğiz, prensipte anlaşılırsa tabii. İmkan
ve kabiliyetler gözden geçiriliyor. Amerika’nın her halükarda bir operasyon
planı var. Bu planın nasıl uygulanacağını konuşuyoruz.”
HAZIRLAYAN: TURAN SALCI
[email protected]
CIA’dan PYD/YPG’ye
psikopat savaşçılar
Amerikalı bir YPG’linin ses kayıtları yayınlandı. San Francisko’dan Kandil’e uzanan yolculukta
PYD’lilere dair birçok bilginin paylaşıldığı ses kaydında PYD’nin TSK korkusundan da bahsediliyor
MEHMET KIVANÇ / ŞAM
CHAPO Trap House isimli bir internet
sitesi dört gün önce Amerikalı bir YPG lejyoneriyle yaptığı röportajın ses kaydını yayımladı. Twitter’da “PissPigGranddad”
adını kullanan 27 yaşındaki Brace Belden,
kayıtta San Francisco’dan YPG’ye katıldığını ve Suriye’nin kuzeyine geçmeden önce
PKK’nın Kandil’deki kampına gittiklerini
söyledi.
Brace Belden’in
sosyal medyada
paylat fotoraflar
CIA’DAN ADRESE TESLİM
Belden’in anlattıklarına göre Rojava’ya
giden yol şöyle çalışıyor: Önce bir e-posta
aldığını söyleyen Belden, ardından bir CIA
ajanı ile tanıştı. Davet üzerine Irak’ın Süleymaniye kentine geçti. Ardından Kandil
dağına çıkarak PKK ile buluştu. Belden,
Kandil’den silah ve mühimmatı PKK’nın
kendilerine verdiğini tahmin ettiğini söylüyor. 2012’den beri PKK hakkında çok
şey okuduğunu belirten Belden, ardından
“Bizim PKK ile alakamız yok” diyor.
AMERİKAN ZOMBİSİNİN
ROJAVA ANISI
Kayıtta, gördükleri karşısında şaşırdığını
aktaran Belden, YPG’nin eğitim kamplarında “liberteryan sosyalizm” fikrinin
işlendiğini söylüyor. YPG’nin kurduğu
düzeni de “daha çok Stalinist bir devlet”
olarak tanımlıyor. Bellen’e göre, YPG’ye
katılan yabancı savaşçılar arasında “insan
öldürmeye gelmiş psikopatlar” var. “İlk
başlarda çoğunlukla insan öldürmeye
gelen psikopatlar vardı. Fakat onlar
gönderildi. Kaçık gibiydiler. Neyse onlar
ekipten kovuldular. Bunlardan bir tanesi
Tim the Cannibal’dı. Bir operasyon sırasında IŞİD’li birisini RPG ile şişlediler.
Oturup adamı yemeye başladı” diyen
Belden, savaş cephesinde arka planda
yaşanan vahşeti de esprili bir dille an-
latıyor. Belden, “Tim the Cannibal”
olarak bilinen savaşçının olduğu savunmalarda “Biz çok fazla protein alamayız”
diyor.
TSK’DAN BÜYÜK KORKU
Amerikalı savaşçı kayıtta YPG içindeki
politik havayla ilgili gözlemlerini de aktarıyor. Buna göre; Amerika Türkiye lehine
YPG’den vazgeçecek. Rakka operasyo-
nunu da Türkiye ve sahadaki ortakları
yapacak. YPG’nin Rakka’yı almaya çalışması durumunda “kan banyosu” olacak.
Belden; Türkiye’nin, YPG kantonu Afrin’e operasyon yapacağını da düşünüyor.
Geçen ay Afrin’de Kaliforniyalı Micheal
Israel adındaki bir arkadaşlarının Türk
uçaklarının ateşiyle öldüğünü ileri süren
Brace Belen, YPG içinde Türkiye’nin
kantonlara müdahale edeceği beklentisi
olduğunu da aktarıyor. Böyle bir durumda
“ayvayı yiyeceklerini” (küfürü çeviremedik) hissettiğini söyleyen Belden, “Bir
çok arkadaş kuzeye geçti” diyerek
PKK’nın Türkiye içindeki yapılanmasına
dikkat çekiyor.
Belden, YPG’nin esas misyonu ve
örgüt içerisindeki hazırlıklar konusunda
ise “Herkeste, kuzeyde (Türkiye) iç savaş
çıkacağı beklentisi var” diyor.
‘Rakka’yı Türkler değil YPG alacak’
El Bab’da
temizlik
sürüyor
AYDINLIK / ANKARA
FIRAT Kalkanı’nda El Bab’ın iç kısımlarının IŞİD terör örgütünün geride
kalan unsurlarından ve tuzaklanmış patlayıcılardan tamamen temizlenmesi maksadıyla, icra edilen hava harekatları ve
topçu atışları desteğinde arama tarama
faaliyetlerine devam edildi.
Genelkurmay Başkanlığı tarafından
Fırat Kalkanı Harekatının 179’uncu günü
nedeniyle bilgilendirme yapıldı. Buna
göre, muhalif unsurlardan oluşan Özel
Görev Kuvvet Grupları tarafından, karadan ve havadan yapılan yoğun ateş desteği ile büyük ölçüde kontrol sağlanan El
Bab meskûn mahallinin IŞİD unsurlarından temizlenmesine yönelik harekat
devam etti. Kara Kuvvetleri Komutanlığı
bünyesindeki topçu ve diğer ateş destek
vasıtaları ile 95 IŞİD hedefine atış yapılarak, barınma yerleri, savunma mevzileri,
komuta kontrol tesisleri, silah ve araçları
baskı altına alındı. Türk Hava Kuvvetlerine ait uçaklar tarafından da 9 IŞİD hedefine yönelik düzenlenen hava harekatları
sonucunda, teröristlerce barınma maksatlı
kullanılan 9 bina, 2 araç, 1 akaryakıt istasyonu imha edildi.
Genelkurmay Başkanlığı tarafından yapılan bilgilendirmede 17 Şubat 2017 tarihinde
Irak’ın kuzeyindeki Kandil, Zap ve Metina
bölgelerine, Türk Hava Kuvvetlerine ait
savaş uçakları ile hava harekatı düzenlendiği;
bölgede tespit edilen 12 hedefin ateş altına
alınarak imha edildiği belirtildi.
ABD Genelkurmay Başkanı Joseph
Dunford’un ziyaretiyle “Rakka’ya ortak
operasyon” tartışması yeniden gündemi
işgal ederken Koalisyon’dan farklı bir açıklama geldi. ABD öncülüğündeki “IŞİD
Karşıtı Koalisyon” güçlerinin ikinci başkanı
Tümgeneral Rupert Jones ARANews’e
verdiği demeçte, savaşın kilit noktalarından
biri olan Rakka’yı Türkiye destekli grupların
değil, YPG öncülüğündeki Kürt grupların
alacağını iddia etti.
Jones, YPG öncülüğündeki Suriye
Demokratik Güçleri’ni (SDG) işaret ederek, “Rakka’yı özgürleştirmesi en muhtemel güç olarak karşımıza çıkıyorlar.
Pekâlâ, onlara güveniyor muyuz? Kesinlikle evet” ifadelerini kullandı.
“Münbiç’i sert bir mücadeleyle kazandılar. Onların savaş ruhunu ve neler
yapabileceklerini gördük” diyen Jones,
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, harekâtın ikinci hedefi olarak işaret ettiği
Münbiç’e ilişkin sözleriyle ilgili olarak,
“Koalisyon gelişmeleri takip ediyor ve
duruma ilişkin görüşlerini yeni yönetim
ve CIA ile paylaşıyor” dedi.
Jones, YPG’nin Rakka’ya yönelik ilerleyişine ilişkin ise “Düşmanı geri püskürtüyor ve kente giderek yaklaşıyorlar.
Zamanı geldiğinde Rakka’yı alacaklarına
Rupert
Jones
Birgül Ayman
GÜLER
[email protected]
TC değil Türk
vatandaşıyız
A
nayasal eşit vatandaşlık... Anayasal
vatandaşlık.... Eşit vatandaşlık...
Bu kavramları ortaya atanların savları, zaman içinde açıklığa kavuştu. Şöyle
dediler:
Türkiye’de vatandaşlık “Türk” olmaktan
çıksın; anayasadan “Türk” lafı silinsin. Vatandaşlığın adı hiç olmasın ya da yerine
Türkiye vatandaşlığı, TC vatandaşlığı gibi
bir şey getirilsin... “Türk” bir etnik gurubun
adı, diğer etnik gurupları silen bir üstünlük
elde etmiş ve diğerlerinin inkârına neden
olmuş. Buna son verilsin. Diğer etnik gruplar, kendi ad ve kimlikleriyle siyasal egemenliğin ortakları olsun ki, vatandaşlık
“eşit” hale gelsin!
#
Bu savların etrafına toplanan küreselci,
neoliberal, etnikçi, ümmetçi, çok farklı kesimlerden temsilciler, altkimlik/üstkimlik
laflarıyla kimlik siyaseti yürüttüler. Ulusa ve
onun egemenlik hakkına yönelik büyük
inkâr siyasetini, kültürel haklar lafının ardına sakladılar. Kültürel kolektif hak adını
verdikleri şeyin, buz gibi siyasal talepler olduğunu yıllarca gizleme gayreti gösterdiler.
Demokrasi, barış, insan hakları şemsiyeleri
bu işe hizmet etti. Komisyonlar ve akil heyetler havada uçuştu. “Çatışma”lar dursun, “analar ağlamasın” diyenler, bu yolda
çözüm süreçleri yürüttü. Masalar yeni-anayasa metinleriyle doldu. Anayasal eşit vatandaşlık anayasaları kaleme bile alındı.
#
Yeni-anayasaları battı; başarıya ulaşamadılar. Ama “Ben Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı olarak....” lafını, kendileriyle
mücadele içindeki insanların bile ağzına
yerleştirip gittiler.
Bir kez de buraya not edelim:
Anayasalarımızın kurdukları şey Türk
Vatandaşlığı’dır. “Türkiye Cumhuriyeti
vatandaşlığı” diye anayasal - siyasal bir
kurum yoktur. Bu laf, egemenlik kavgasında anayasal vatandaşçı kimlik siyasetinin
anayasaya yerleştirmek istediği laftır.
#
“Devletimiz TC değil mi, ne var ki
bunda?” diyen varsa, ki var, bir kez daha
not edelim.
Türk vatandaşlığı, bizim devletle ilişkilerimizi “millete/ulusa göre” tanımlar;
Türk ulusunun egemenlik hakkını tesciller.
Bu nedenle ve hatta yalnızca bu nedenle
ulusal resmi dilimiz Türkçe’dir, bu nedenle
TC devleti çok-resmî-dilli değildir.
Anayasaya TC - Türkiye vatandaşlığı yazılmasını istemek, bu ilişkiyi ortadan kaldırmayı istemek demektir. Türk
ulusunun egemenlik hakkıyla birlikte, Türkçe’nin tek ulusal ve resmi dil olması durumunu temelsiz ve güvencesiz bırakmak
demektir. Çok-etnikli; çok-milliyetli; egemenlik hakkının etnik topluluklar arasında
dağıtıldığı; toplumu bölünmüş Türkiye için
Türk ulusu “engeli”nden kurtulmayı becermeleri demektir.
“Vatandaşlığa hiçbir ad vermeyelim”
önerisi ise, bu yolu açmak için uygun zamanı kollamaktan ibaret bir sinsilikten
başka bir şey değildir.
#
Türk ulusunun egemenlik hakkını, yıllardır süregiden bu sığ kurnazlık ve sinsiliklere
teslim edemeyiz. Başkalarını aldatıp kandırmaktan ibaret olan “algı” yönetimlerine
daha fazla izin veremeyiz.
Sonuç verecek çözümler hiç de zor
değil.
Zor olan, kendi zihinlerimize yuvalanmış
yabancı otları fark etmek...
Fark ettiğimizde de, bunları “amaan,
ne var ki bunda!” diye küçümsemeden
üzerlerine gitmek...
Biz, etnisitesi - mezhebi - inancı - düşüncesi ne olursa olsun, her birimiz eşit
haklara sahip Türk vatandaşlarıyız;
bu sıfatımızla ülkemizde Türk Ulusu olarak egemenlik hak ve yetkisinin sahibiyiz.
Bu statümüzden ve hakkımızdan asla
vazgeçmeyeceğiz.
Genelkurmay ‘Rusya
yasağını’ kaldırıyor
hiç şüphem yok; şüphesiz Koalisyonun
desteğiyle...” sözlerini kaydetti.
Jones öte yandan YPG’nin öncülüğündeki SDG’nin 70’inin Araplardan
oluştuğunu iddia ederek, Rakka’ya girecek
SDG birliklerinin de Arap savaşçılardan
oluşacağını söyledi. Koalisyon komutanı,
değişik güçler arasında daimi koordinasyon olacağını ve Koalisyonun desteğinin
süreceğinin altını çizdi.
ARANews’te yer alan bilgilere göre,
YPG öncülüğündeki SDG birlikleri, 5
Kasım’da başlayan Rakka operasyonundan bu yana, kentin kuzeyinde 3900 kilometrekarelik alanı kontrolü altına aldı.
GENELKURMAY Başkanlığı, Rus savaş uçağının angajman kuralları gereği düşürülmesinin
ardından Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) personelinin
Rusya seyahatine koyduğu yasağı yeniden ele
almak üzere çalışma başlattı.
Türkiye ve Rusya arasındaki ilişkilerin normalleşmesiyle birlikte yasak kararının gözden geçirilmesine yönelik çalışma kapsamında ilgili birimlerden
görüşler toplanmaya, incelemeler yapılmaya başlandı. Yasağın kaldırılmasına yönelik karargaha
olumlu görüşler gelirken konu, Milli Savunma Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı ile de paylaşıldı. Genelkurmay Başkanlığının kısa süre içinde söz
konusu yasağı kaldırması, bununla ilgili emri
birliklere iletmesi bekleniyor.
8
HAZIRLAYAN: NADİR TEMELOĞLU
[email protected]
‘ÜLKEM İÇİN
ÜLKÜM İÇİN
HAYIR’
Yusuf
Halaçolu
OLCAY KABAKTEPE / ANKARA
Ü
LKÜCÜ camianın önde gelen
isimlerinin bir araya gelerek
oluşturduğu ‘Türk Milliyetçileri
‘Hayır’ Diyor Platformu’ ilk büyük toplantısını Ankara’daki Yenimahalle Belediyesi Nazım Hikmet Kongre Merkezi’nde yaptı. Binlerce vatandaşın katılımıyla yapılan toplantıda konuşan MHP
Milletvekili Yusuf Halaçoğlu, “Hakikat,
bugün ülkeyi bu noktaya taşıyanlara ‘Hayır’ dememizi emrediyor. ‘Hayır’ da buluştuk, ‘Hayır’da birleştik” dedi.
Toplantıya MHP’nin olağanüstü genel
kurul sürecinde genel başkanlığa aday
olan isimlerden Meral Akşener, Ümit Özdağ, Sinan Oğan ve Koray Aydın’ın yanı
sıra referandumda ‘Hayır’ oyu vereceğini
açıklayan MHP Milletvekilleri Yusuf Halaçoğlu, İsmail Ok, Nuri Okutan ile binlerce
vatandaş katıldı. Türkiye’nin birçok yerinden otobüslerle Ankara’ya gelen bazı
vatandaşların polis tarafından engellendiği
de iddia edildi. Geniş güvenlik önlemlerinin
alındığı toplantıda afişlerde Mustafa Kemal
Atatürk ile Alparslan Türkeş’in fotoğrafları
yer aldı. Bir diğer afişte ise, ‘Ülkem için
ülküm için hayır’ yazısı yer aldı.
GENÇLİĞE HİTABE VE
ANDIMIZ OKUNDU
Nazım Hikmet Kongre Merkezi’ndeki
toplantı saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın
okunmasıyla başladı. Daha sonra Gençliğe
Hitabe ve Andımız da okundu. Yusuf
Halaçoğlu’nun konuşması öncesinde de
hazırlanan bir sinevizyon izlenildi. Daha
sonra ise ‘Türk Milliyetçileri ‘Hayır’ Diyor
Platformu’ adına Yusuf Halaçoğlu bir konuşma yaptı. Halaçoğlu konuşmasında
şunları söyledi:
AÇILIM HATIRLATMASI
14 yıllık AKP iktidarı döneminde yürütülen yanlış politikalar sonucu ülkemizin
birlik ve beraberliği büyük tahribata uğradı.
Gülen cemaati bu süreçte başta TSK
olmak üzere emniyet, yargı ve devletin
kurum ve kuruluşlarına yuvalanarak 15
Camianın
etkili isimleri
Temmuz’da yönetimi ele geçirmeye çalıştı.
Açılım süreci, Oslo, Habur ve Dolmabahçe
rezaleti sonrasında pek çok güvenlik güçlerimiz şehit oldu.
TÜRK MİLLETİ BALYOZ VE
ERGENEKON’U UNUTMADI
Yüce Türk milleti Habur’u unutmadı,
bebek katili Öcalan’la yaptıkları ittifakı
unutmadı, cemaatçilere ‘Ne istediniz de
vermedik’ diyenleri unutmadı, vatansever
Türk subaylarının Ergenekon ve Balyoz
davalarıyla zindanlara atılmasını unutmadı,
‘Her türlü milliyetçiliği ayaklar altına alıyoruz’ diyenleri unutmadı.
İSTİKRARSIZLIK GETİRECEK
Başkanlığın getireceği şey, tek adamlıktan başka bir şey değildir. Bu Anayasa
değişikliğiyle, parlamenter sistemi ortadan kaldırıp, yasama, yürütme ve yar-
gıyı tek kişide toplanma isteniyor. İstikrar
için yapılan Anayasa değişikliği istikrarsızlığı getirecektir. ‘Evet’ kampanyası
yapanların yürüttüğü siyaset de toplumu
kutuplaştırmaktadır.
TERÖR ÖRGÜTLERİ
PARLAMENTER SİSTEME KARŞI
Terör örgütlerinin ‘Hayır’ istediğini söylüyorlar. Halbuki terör örgütleri halkın iradesine dayanan parlamenter sisteme karşı
hep mücadele vermişlerdir. Nitekim PKK
terör örgütü 1976’dan bu yana parlamenter
sistemi yıkmak için terör eylemlerinde bulunmuş, FETÖ terör örgütü ise parlamentoyu, Saray’ı ve Genelkurmay başkanlığını
bombalamıştır. İşte bu nedenle biz Ülkücüler
olarak hayra niyetlendik, hayır diyeceğiz.
Biz hayra niyetliyiz, bu aziz toprakları şerden
muhafaza etmek için ‘Hayır’ diyeceğiz. ‘Hayır’ da buluştuk, ‘Hayır’da birleştik.
ANKARA’DAKİ toplantı eski Bakan
Sadi Somuncuoğlu, emekli Korgeneral
Engin Alan ve Alparslan Türkeş’in kızı
Çağrı Türkeş gibi milliyetçi camianın
önemli isimlerini bir araya getirdi. Bu
isimlerden bazıları şöyle: Emekli Tümgeneral Osman Pamukoğlu, eski Devlet
Bakanı Gürcan Dağdaş, eski Bayındırlık
Bakanı Abdulkadir Akcan, eski Devlet
Bakanı Ramazan Mirzaoğlu, eski Tarım
ve Köyişleri Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp, eski Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz,
eski Kültür Bakanı Agah Oktay Güner,
eski İçişleri Bakanı Saadettin Tantan,
emekli Albay Erdal Sarızeybek, emekli
Albay Mustafa Önsel.
Cumhuriyet Kadınları’ndan ‘hayır’lı kongre
SİNEM GÜLCAN / ANKARA
CUMHURİYET Kadınları Derneği
(CKD) üyeleri, 8. Olağan Genel Kurulu için
toplandı. Burada konuşan CKD Genel Başkanı Canan Arıtman, 2 ay boyunca evi
barkı, çoluk çocuğu bırakıp referandumdan “Hayır” çıkartmak için çalışacaklarını
söyledi.
CKD, 8. Olağan Genel Kurulu’nu gerçekleştirdi. Kurultaya eski TBMM Başkanvekili Hasan Korkmazcan, Ulusal Eğitim
Derneği Başkanı Nazım Mutlu, Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcıları Prof. Dr.
Tülin Oygür ve E. Milli Savunma Bakanı
Barlas Doğu, Ankara Kulübü Başkanı
Metin Özarslan, Türkiye Gençlik Birliği Ankara Başkanı Deniz Tokgöz, Engelliler Konfederasyonu Başkanı Turhan İçli ve Tüm
Öğretim Elemanları Derneği Genel Sekreteri Suay Karaman katıldı. Kurultay saygı
duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından divan
seçimiyle başladı.
CKD Genel Başkanı Canan Arıtman açılışta bir konuşma yaparak katılımcılara seslendi. CKD üyelerinin eylem ve
etkinlikleriyle tüm Türkiye’de milyonlarca
kadın ve çocuğun sesi olduğunu vurgulayan Arıtman, hedeflerinin 1 milyon örgütlü Cumhuriyet Kadını olduğunu
vurguladı.
‘EN ÖNEMLİ GÖREVİMİZ’
Bugün ülkenin içinde bulunduğu ağır
şartlarda Cumhuriyet Kadınlarına daha
fazla görev düştüğünü belirten Arıtman,
“İnanıyorum ki birlikte tarih yapacağız,
tarih yazacağız ve tarihe geçeceğiz. Şimdi
önümüzdeki ilk ve en önemli görev 16
Nisan referandumundan ‘Hayır’ çıkartmaktır. Meclis’ten karar çıkar çıkmaz
‘hayır’ kampanyamızı başlattık. Atatürk’ün
saraydan alıp Türk milletine verdiği egemenlik hakkını asla ve asla hiçbir kişiye,
Hasan
Baki
Atatürk’e hakaret
eden AKP’liye
soruşturma
Milliyetçilerden
büyük buluşma
Anayasa değişikliği referandumunda ‘Hayır’ diyeceğini açıklayan ülkücüler
Ankara’da yaptıkları toplantıyla kampanyaya başladı. ‘Türk Milliyetçileri Hayır
Diyor Platformu’ tarafından yapılan toplantıya binlerce milliyetçi katıldı
KISA CA
19 ŞUBAT 2017, PAZAR
MERSİN’İN Anamur ilçesinde sosyal
paylaşım sitesinde Atatürk’e hakaret içerikli
mesajlar nedeniyle tepki çekince istifa etmek
zorunda kalan AKP Anamur İlçe Gençlik
Kolları Başkan Hasan Baki hakkında, ‘Halkı
kin ve düşmanlığa tahrik etmek’ suçundan
soruşturma açıldı.
Baki, farklı tarihlerde sosyal medya hesabından yayınladığı mesajlarda “Atatürk
olmasaydı diye bişey yok, keşke olmasaydı
diye bir gerçek var artık. Recep Tayyip Erdoğan yakında o gerçeğin mührü vurulacaktır” ifadelerini kullanmıştı.
Baki’nin paylaşımlarından rahatsızlık duyan Kadir Ünlü, savcılığa giderek Baki hakkında suç duyurusunda bulundu. Ünlü dilekçesinde, Baki’nin sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlarda hakaret kastıyla
hareket ettiğini iddia etti. Anamur Cumhuriyet Başsavcısı Vedat Temel ise, Kadir
Ünlü’nün yaptığı suç duyurusundan sonra
ilgili kişi hakkında soruşturma açıldığını
söyledi.
‘Evlatsız kaldık
vatansız kalamayız’
AYDINLIK/ ANKARA
ŞEHİT Anaları Derneği Başkanı Pakize Akbaba, referandumda neden “hayır” diyeceğini
açıklayarak adeta ders verdi. Hükümete ve MHP
lideri Bahçeli’ye seslenen Akbaba, Meclis’te ettikleri yemini hatırlattı.
Ulusal Kanal’a konuk olan Pakize Ana, dernek olarak da “hayır” kampanyası başlattıklarını belirtti. Neden hayır diyeceklerini ders
niteliğinde anlatan Pakize Ana, “Çünkü evlatlarımızı vatan için verdik. Evlatsız kaldık ama vatansız kalmak istemiyoruz. Vatan bölünecek,
Kürt devleti kuruluyor, işte Öcalan’la anlaşma
var, FETÖ’yle anlaşma var... Şimdi çıkmış diyorlar ki ‘Efendim Öcalan’la FETÖ hayır dediği için
biz diyoruz.’ Yalan söylüyorlar” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mevcut sistemi
prangaya benzeten açıklamasına tepki gösteren Pakize Ana, “15 senedir iktidardasın. Siz
bizim yüz yıllık özgürlüğümüze 15 yıldır pranga
vurmuşsunuz. Bunu millet sakın unutmasın.
Benim evladım gitti, geri dönmez biliyorum. Her
gün başka anaların yüreği yanmasın diye dua
ediyorum” ifadelerini kullandı.
Bahçeli ‘Perinçek ile Erdoğan arasında bir
tercih hakkımız olursa kesinlikle Erdoğan’ı seçeriz’ dedi. Hiç olmazsa Perinçek gitti, Ermeni
soykırımını su yüzüne çıkardı. Sen kendin gibi
üç kişiyi yanına almışsın, ‘ben Başkanlık sistemine evet diyorum’ diyorsun. Sen benim görüşümü aldın mı? O milletin oyunu geri verecek
misin? İstifa et. Sonra git istersen sarayın arka
bahçesinde bahçıvan ol. Beni ilgilendirmez.
Adam diyor ki ‘ milliyetçiliği ayağımın altına alıyorum.’ Sen nasıl bunun eteğine yapışıyorsun?
Canan
Artman
zümreye, güce devretmeyeceğimizi haykırdık. Milletimize, devletimize böyle bir kötülük yapılmasına izin vermeyeceğiz”
ifadelerini kullandı.
miz kendisine yapılan bu haksızlığı ve saygısızlığı affetmeyecektir” diye konuştu.
Arıtman, “Hayır” kampanyası kapsamında yapacakları çalışmayı şöyle anlattı:
“Çok çalışmalıyız. 2 ay evi barkı, çoluk ço‘MİLLET SAYGISIZLIĞI
cuğu unutacağız. Tek hedefimiz sandıktan
AFFETMEYECEK’
‘Hayır’ çıkartmak olmalıdır. Neden hayır dememiz gerektiğini anlatan broşürlerimizi
Partili Başkanlık rejiminin ABD emperyahalka dağıtacağız. Çarşı, pazara girip esnafılizminin Türkiye’ye dayattığı bir model oldumıza dağıtacağız. Apartmanları, siteleri,
ğuna dikkat çeken Arıtman, “İşsizlik,
posta kutularını, arabaların ön camlarını broyoksulluk, ekonomik kriz, terör darboğaşürlerimizle donatacağız. Kırsalda, köylerde
zında, vatandaşımız iş-aş ve can-mal güvenev ve kahve toplantıları yapacağız. Hedef
liği derdindeyken, ordumuz sınır ötesi
savaştayken, her gün sıra sıra Al Bayrak’a sa- kitlemiz AKP ve MHP tabanıdır. Gittiğimiz
her yerde halkımızı mutlaka sandığa gitmesi
rılı şehit cenazeleri gelirken, milletin bu
konusunda uyaracağız. Cumkadar derdi, üzüntüsü, sıkıntısı
huriyet Kadınları olarak
varken Başkanlık sistemi
‘KADININ
öncelikli kitlemiz
dayatması milletimize
kadınlar ve
haksızlıktır, saygıİSTEDİĞİ OLUR’
gençler olmasızlıktır. Halkın
PROF.Dr. Tülin Oygür ise “Evet, önümüzdeki
lıdır. Her
kaygı ve sımeseleyi biliyoruz. 16 Nisan’da bu millet başına örülmek
yerde
kıntılarını
istenen çorabı nasıl kabul etmediğini, nasıl bunu giymeyi redbunun
arttırmakdettiğin çok acı şekilde gösterecek. Yüzde 1 gibi çok az bir farkla
bir
tadır.
‘hayır’ çıkacağını sakın düşünmeyin. Bu millet açık bir farkla adeta bir
parti
İnanıyotokat gibi bize bu oyunu oynamaya çalışanlara cevap verecek. Bunun için
serum ki
kadının azmetmesi lazım. Azmediyor ve bunu bilerek, bu güvenle burada
çimi
milletikonuşuyoruz. Kadın ne zaman ne isterse oldu. Kadının istediği olur” dedi.
olmadığını, geleceğimiz için oy kullanmamız
gerektiğini anlatmalıyız. Herkesin siyasi partisine, görüşüne saygılı bir söylem içinde olalım. Halka bu değişikliği anlatırken onun
hayatında neleri değiştireceğini, nelere mal
olacağını basit, anlaşılır cümlelerle anlatıp
‘hayır’ demeye ikna edelim.”
‘HİÇBİR ZAMAN SERF OLMADIK’
Konuklardan Milli Anaysa Hareketi Başkanı Hasan Korkmazcan ve Prof. Dr. Tülin
Oygür de birer konuşma yaptı. Korkmazcan konuşmasında; “Türk Devleti’nin tarih
boyunca adalet dağıtan bir devlet olduğu
bilinir. Bugün bu devleti bir şahıs iradesine
bağlamaya çalışmak sadece cumhuriyet
iradesine ters düşmez, Osmanlı, Selçuklu
ve Asya hakanlıkları yönetimlerine de ters
düşer. Bu geleneklerimizden de bizi koparır. Biz hiçbir zaman toprağıyla alınıp satılan serfler olmadık. Hiçbir zaman
vatandaşına köle muamelesi yapan devletlerden olmadık. Hiçbir zaman sömürgeci
olmadık. Şimdi sömürgecilerin şubesi
olmak için şahıs yönetimi kurmaya kalkışıyorlar. Buna müsaade etmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
BBP: Sistem
arızalı
HABER MERKEZİ
BBP MKYK Üyesi ve İstanbul İl Başkanı
Mustafa Mican, partili cumhurbaşkanlığı sistemini arızalı bulduklarını açıkladı. Mican,
KRT’de partisinin Anayasa değişikliği konusundaki tavrı ile ilgili sorularını yanıtladı.
BBP’nin referandum ile ilgili kararının önümüzdeki hafta içinde Genel Başkan Mustafa
Destici tarafından açıklanacağını belirten
Mican, “Cumartesi günü Ankara’da yüksek
istişare kurulu üyelerimiz kararlarını verecekler.
İl başkanları olarak pazar günü biz Ankara’ya
gidiyoruz. Kararlarımızı genel merkeze bildireceğiz” dedi.
Partili Cumhurbaşkanlığı sistemine karşı
çıkan Mican, “Cumhurbaşkanı, cumhurun
başkanıdır. Halkın başkanıdır. Herkesin başkanıdır. Oy verenin de vermeyenin de başkanı
statüsündeki yöneticidir. Partili cumhurbaşkanı olduğu zaman o partili olmayanlar hangi
kategoridedir. Burada bir arıza görüyoruz biz”
diye konuştu.
9
KISA CA
19 ŞUBAT 2017, PAZAR
HAZIRLAYAN: NADİR TEMELOĞLU
[email protected]
Muharrem
nce
VATAN PARTİSİ’NDEN KARS’TA ÇOŞKULU KURULTAY
MHP’DEN AYRILDILAR
Vatan’da görev aldılar
MHP’den istifa eden isimler Kars İl Kurultay’ında Vatan Partisi’ne katıldı. Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek
konuşmasında, ‘Yalnız MHP’den değil, CHP, AKP, HDP ve her kesimden öncüler Vatan Partisi’nde işbaşı yapıyorlar’ dedi
V
atan Partisi Kars İl Teşkilatı, Genel
Başkan Doğu Perinçek’in katılımıyla
düzenlediği il kongresini tamamladı.
Vatan Partisi’ne katılan MHP’li eski Kars
Belediye Başkanı Tuncay Mutluer, üye olarak
il başkanlığına seçildi. MHP merkez delegesi
Suat Baydağ da partisinden istifa ederek
Vatan Partisi il yönetiminde görev aldı. Mutluer
yaptığı konuşmada, tüm milliyetçileri, vatanseverleri Vatan Partisi’nde örgütlenmeye çağırdı. “Türkiye’nin Vatan Partisi ile daha ileri
gideceğini, refaha kavuşacağını, ekonomik,
kültürel ve siyasi yönden gelişeceğini düşünüyorum” diyen Mutluer, referandumda
‘hayır’ çıkacağına gönülden inandığını belirtti.
Kongreyi izlemeye CHP İl Başkanı Mustafa
Aras, Eğitim-İş İl Başkanı Ersin Özbey ve
Atatürkçü Düşünce Derneği İl Başkanı Ali
Kemal Özkan da katıldı. Perinçek kürsüden
katılımcılara seslendi. “AKP’nin sonbaharı,
Türkiye’nin ilkbaharıdır” diyen Perinçek, referandum sürecine ilişkin şöyle konuştu:
‘TÜRKİYE ATLANTİK
ZİNCİRLERİNİ KIRIYOR’
Türkiye’nin 1980’de başlayan borçlanma
ve bölünme dönemi, 2014 baharında Silivri
duvarlarının yıkılmasıyla son buldu. Yıkılan
o duvarları Kenan Evrenler, Turgut Özallar,
Tansu Çillerler, Fetullah Gülenler ve Tayyip
Erdoğanlar örmüştü. Borç almanın faizi, bölünmeyi kabul etmekti. Türkiye, önce bölünmeyi reddetti. PKK’yı hendeklere gömdü.
FETÖ’yü devlet ve toplum içinden temizliyor
ve Fırat Kalkanı Harekâtı’yla ABD Koridoru’na girdi. Ordumuz, orada da başarılar kazanarak hedefe ilerliyor. Lamı cimi yok, Yobaz
Terör Örgütü ve Bölücü Terör Örgütü bastı-
Erturul
Yalçnbayr
recin
Perinçek: Bu sü tan
Va
,
si
yükselen parti
Vatan
l
y
16
20
Partisi’dir.
’de
17
20
.
Partisi yl oldu arak
an
zl
h
ç
bu süre
.
devam ediyor
rılacak. Özetle Türkiye, Atlantik zincirlerini
kırıyor ve Avrasya’daki bağımsız, başı dik konumuna yerleşiyor.
SÜRECİN YÜKSELEN YILDIZI
Bu sürecin yükselen partisi, Vatan Partisi’dir.
2016 yılı Vatan Partisi yılı oldu. 2017’de bu
süreç hızlanarak devam ediyor. Diyarbakır’da
ve diğer Güneydoğu il ve ilçelerimizde Parti
örgütlerimiz yenileniyor ve halka önderlik
edecek yeteneğe kavuşuyor. Özellikle AKP’den
ve HDP’den katılan halk önderleriyle güçlü
örgütler kuruyoruz.
Kars’ta ve çevresinde Vatan Partisi bu kez
iktidar yürüyüşünü özellikle MHP’den katılan
halk önderleriyle sürdürüyor. Yalnız MHP’den
değil, CHP, AKP, Sol örgütler ve her kesimden
öncüler Vatan Partisi’nde işbaşı yapıyorlar.
İktidar yürüyüşü dememizin nedeni bu.
Vatan Partisi, Türkiye’nin makus talihini
yenme mücadelesinde öne çıkmıştır.
UMUT VE ÇÖZÜM YILLARI
Türkiye, umut yıllarına girmektedir, çözüm
yıllarına girmektedir. Bu süreç Türkiye’nin
birikimi ve dinamikleri sayesinde AKP iktidarının son yıllarında başladı. Ama artık AKP
iktidarına sığmayan bir yere gelmiştir. Türkiye
AKP iktidarını artık sırtında taşımayacaktır.
Bütün olgular bunu gösteriyor. Ve bu olayın
farkında olan yalnız bizler değiliz. AKP yönetimi de kendileri için sonbaharın geldiğini
görüyorlar. Onların sonbaharı, Türkiye’nin
ilkbaharıdır.
Gerçekler böyleyken AKP muhalifleri içinde umutsuz ve karamsar bir kesim var. Halk
Oylaması koşullarında da bunu görüyoruz.
Etnik grup ve mezhep siyasetine bağlananlar,
Vatan Savaşının açtığı ufukları göremiyorlar.
Göremezler, çünkü işte o mezhep ve etnik
grup siyaseti gözlerine perde indirmiş bulunuyor. O perdeyi şimdi Vatan Partisi kaldırmaktadır. Artık herkes başını kaldıracak ve
güneşin doğduğunu görecektir.
AKP’den kurtulma sürecine girerken, AKP
de iktidar yükünün altında ezilmekten kurtulacak. Bir kez daha vurguluyoruz: Bütün
veriler ve olgular göstermektedir ki, Halk
Oylamasını Hayır kazanacak ve bu sonuç
Evet diyenler için de bir ferahlama kaynağıdır.
İKTİDAR DÖNEMİNİN EŞİĞİ
Seçim ne zaman yapılırsa yapılsın, artık
AKP devri bitmiştir. Önümüzdeki TBMM
ve Cumhurbaşkanlığı seçimini AKP kazanamayacak, millet kazanacak. Artık AKP’ye
muhalefet dönemi bitmiştir.
Türkiye’nin millî güçleri için iktidar döneminin eşiğindeyiz. Herkesi kucaklayacağız.
Kollarımız, bütün milleti kucaklayacak kadar
geniştir. Ve yüreğimizde bütün vatandaşlarımız
için yer var.”
AKP’NİN KURTULUŞU
MHP’DEN VATAN’A KATILDI
Şurada 16 Nisan’a iki ay bile kalmadı. O
akşam Türkiye’nin güneşi doğacak. Hayır oyları, Türkiye’nin önünü açacak. Hatta Hayır
oyları AKP için de kurtarıcıdır. Türkiye
Kongreden önce eski MHP’li Kars Belediye
Başkanı Tuncay Mutluer, Vatan Partisi’ne
üye oldu. İl yönetimine adaylığını koyan Mutluer, Vatan Partisi Kars İl Başkanı seçildi.
‘HAYIR’ DALGASI
yayılıyor
Hiç kimseye
bu kadar yetki
VERİLEMEZ
AKP kurucularından eski Başbakan
Yardımcısı Ertuğrul Yalçınbayır, referandum sürecine ilişkin Aydınlık’a konuştu.
Etkin ve verimli parlamentonun önemine
dikkat çeken Yalçınbayır, AKP tabanının
“hayır”a ikna edilmesi için yapılması gerekenleri şöyle anlattı:
“Bu süreçte çok tahminler yapılacaktır. Ama bu süreç halka demokratik haklarını, insan haklarını ve ülkenin kötü yönetildiğini anlatmaktan geçer. Bunu yapmak lazım. Ben istatistiklere, sonuçlara
değil de halkın bu konuda bilgilendirilmesine ve halkın kararına etki edilmesine
taraftarım. Bunları yapmak, çalışmak lazım. Herkes en yakınından başlamak suretiyle gelecek olan tehlikeleri, riskleri,
tehditleri anlatmalıdır.
Hiçbir kimseye bu kadar yetki verilmez. Devletin kuruluş felsefesi belli. İnsanların temel hak ve özgürlüklerinin
vardığı seviye belli. Türkiye maalesef bu
temel hak ve özgürlükler bakımından
dünyada giderek son sıralara doğru yol
alıyor. Bu gidişe dur demek lazım. Bu gidişe dur diyecek olan etkin, verimli parlamentodur. Parlamento daha etkisizleştiriliyor, verimi azaltılıyor, kuvvetler arasındaki denge ve denetim kalkıyor. Denetimin olmadığı, katılımın, katlanmanın olmadığı bir yerde giderek otoriterleşme
olur. Türkiye’de de otoriterleşmenin somut örneklerini tüm insan hakları bakımından görüyoruz. Bunu, özellikle insanlara anlatmak gerekiyor.”
CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal,
Hayır kampanyasında siyasi kimlikleri bir
kenara bırakıp vatan götevinde birleşmek
gerektiğini söyledi. İstanbul Zeytinburnu
Kültür Sanat Merkezi’nde dün düzenlenen
‘Hayır’ buluşmasında konuşan Baykal, “Burada siyasi parti toplantısı yapmıyoruz. Elbette burada hepimizin bir siyasi parti
kimliği vardır. Biz vatan görevi yapmak
için buradayız” dedi.
CHP istanbul İl Başkanı Cemal Canpolat
da parti flamalarını bir kenara bıraktıklarını
belirterek “Bu yarış CHP ile AKP arasındaki
yarış değil. Bu ülkede milliyetçilere, gerçek
milliyetçilere, gerçek vatanseverlere, gerçek
dindarlara ihtiyaç var” diye konuştu.
İstiklal Marşı ile başlatılan toplantı sırasında salondan sık sık ‘Mustafa Kemal’in
Askerleriyiz’ sloganları atıldı. CHP Zeytinburnu İlçe Başkanı Metin Doğan, “Türkiye’nin dört bir yanında yanmakta olan
hayır ateşini bugün burada da yakıyoruz.
Hayırlı olsun” dedi.
‘OLDU BİTTİYE
GETİRMEK İSTEDİLER’
Türkiye’nin birden bire anayasa krizi
içine çekildiğini vurgulayan Deniz Baykal,
şunları söyledi: Bu anayasanın anlatılmasına
izin vermek istemediler. Meclis televizyonu
kapatılarak oldu bittiye getirilmek istendi.
Bu taslağı olduğu bittiye
getirmenin nedeni malına
güvenememektir.
‘GÜÇLÜ
DEVLETLERİN İSTEĞİ’
Toplumda Anayasaya hayır dalgası olduğunu belirten Baykal, “Toplumun her
yerinden, çoban ateşleri gibi kendiğlinden talimatsız yönlendirmesiz,
sosyal medyada, sokakta, kahvede insanlar buna evet diyemeyiz diyerek tepki koymaya
başladılar. Aşağıdan yukarıya,
tepeden inme değil. Kimsenin
talimatı olmadan kendiliğinden ortaya çıkan gerçek bir halk tep-
kisidir bu. Yürekten geliyor yürekten!” dedi.
“Türkiye Cumhuryeti kurulmadan önce Meclis vardı”
diyen Baykal konuşmasını şöyle sürdürdü: “Zafer ondan sonradır... Bizim
tarihimizin temelinde bu yatıyor. Bu bizim
siyasi kutsalımızdır. Devleti yönetenler
hata yapar... Eğer Başkanlık rejimi olsaydı
bugün Türkiye’nin Amerika’nın kontrolünde Ortadoğu üssü haline getirilmiş
olacaktı. Güçlü devletler karşılarında
tek adam isterler. Çünkü tek adamı
ikna etmek, kontrol etmek kolaydır...
Yüzde 51’le seçilen yüzde 100’ü tek
başına feshediyor. İktidarın
odağı Meclis’ten çıkacak
Beştepe’ye kayacak.”
‘Yandaş
çocuklarına
vekillik yolu’
CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce,
yeni anayasa değişikli paketinde seçilme yaşının 18’e düşürülmesi durumunda gariban
çocuklarının değil yandaş çocuklarının vekil
olacağını belirtti. İznik’te konuşan İnce, yeni
anayasa paketinde milletvekili sayısının
600’e çıkarılması, seçilme yaşının da 18’e
düşürülmesini eleştirerek, “Bir kere bu sayıya 200 trilyon TL fazla para vereceğiz. Sadece bu gerekçe bile hayır demeye yeterli”
dedi. İnce şöyle devam etti:
Yıllarca öğretmenlik yaptım. Yetiştirdiğim çocuklar kaymakam, mühendis, doktor
oldu. Ben isterim, onların genç yaşta vekil
olmasını. Elinizi vicdanınıza koyun, 18 yaşındaki genç lise son sınıf öğrencisidir. Ağır
vasıta kullanma, otobüs kullanma hakkı
yok. Milletvekili olsun mu? Vallahi olsun Billahi olsun, itirazım yok. Ama İznik’teki
Mehmet amcanın çocuğu mu olacak, yoksa
genel başkanlarının arkadaşlarının çocukları
mı olacak milletvekili. Tabiki onlar olacak.
Bir de askerlikten muaf olacak. Garibanın
çocuğu Cudi’de, Gabar’da, El Bab’da şehit
olacak. Genel başkanlarının arkadaşlarının
çocukları 18 yaşında mebus olacak. 18 bin
TL de maaş alacak. Ey aziz milletim ne ekersen onu biçersin.
Akif
Hamzaçebi
‘Çift başlılık’
propaganda
TBMM Başkanvekili CHP’li Akif Hamzaçebi, parlamenter sistemde Cumhurbaşkanının denge unsuru olduğunu ve tarafsızlık özelliğini hatırlatarak “Çift başlılık diye
bir şey söz konusu değil” dedi. Hamzaçebi,
Beykoz’da doğu Karadenizliler Derneğini ziyaret ederek, 16 Nisan’da yapılacak anayasa
referandumu hakkında değerlendirmelerde
bulundu. “Türkiye’nin parlamenter sistem
geleneği var. Türkiye, bugüne kadar parlamenter sistemde bir sorun mu yaşadı?”
diyen Hamzaçebi, şöyle devam etti: Şimdi
tartışılan, Türkiye bugüne kadar alıştığı sistemi değiştirsin mi? İki başlı deniliyor. Şu anda
iki başlı bir yönetim yok. Her parlamenter sistemle yönetilen ülkede Cumhurbaşkanı
vardır, Başbakan vardır. Fransa hariç, bütün
Avrupa ülkelerinde parlamenter sistem
vardır. Parlamenter sistemde Cumhurbaşkanı denge unsurudur, kriz çözer. En
önemli özelliği de tarafsız olmasıdır. Çift
başlılık diye bir şey söz konusu değil.
“Cumhurbaşkanlığı sistemi deniliyor ama
bunun adı başkanlık sistemidir” görüşünü
savunan Hamzaçebi Amerika’daki sistemde
gücün dengeli dağıldığını ve bir kontrol
mekanizması olduğunu hatırlattı. Hamzaçebi, Türkiye’de önerilen sistemde ise bunların
olmadığını aksine başkanın meclisi feshedebildiğini vurguladı.
Naci
Abal
Bakan ‘hayır’ı
yasakladı
MALİYE Bakanı Naci Ağbal, Adana’da AKP’lilere seslendi. Türkiye’nin çok
önemli bir referanduma gittiğini belirten
Ağbal, “Bizim defterimizde 16 Nisan’a
kadar hayır yok. Bütün cümlelerimizin
başı da evet, sonu da evet, ortası da evet
olacak inşallah” dedi.
10
19 ŞUBAT 2017, PAZAR
ARALIK
HAZIRLAYAN: BORA TORAN
[email protected]
İsmet
ÖZÇELİK
Zarrab dosyası
ve Suriye
T
ürkiye’nin Suriye politikasında istikrarsızlık sürüyor. Tam “doğru yoldayız”
derken birdenbire tam tersi bir açıklama
geliyor.
Bir bakıyorsunuz, “Biz Suriye’ye Esad’ı
devirmek için girdik” deniyor, ertesi günü
düzeltiliyor.
Moskova’da mutabakat sağlanmıştı. Rusya,
Türkiye, İran birlikte bölge sorunlarına el
koyma kararı almıştı. Etkisi hemen görüldü.
Suriye’de barış umudu doğdu.
ABD, İsrail telaşlandı.
TRUMP SONRASI
ABD’de Trump’un Başkan olması sonrası
yine dans başladı. ABD’lilerin biri gidiyor,
biri geliyor. CIA Başkanı Mike Pompeo ilk
ziyaretini Türkiye’ye yaptı. Önceki gün de
ABD Genelkurmay Başkanı Dunford Türkiye’deydi.
Ankara’ya bile gelmedi. Genelkurmay Başkanı Akar’ı İncirlik’e davet etti.
Bana göre hiç hoş olmadı.
Kapalı kapılar arkasında pazarlıklar sürüyor.
Konunun uzmanı emekli generaller ve diplomatlar, “Yaşananlar Türkiye’nin hayrına
değil” uyarısı yaptılar.
Geçmişteki tecrübelerini sıraladılar.
TERS AÇIKLAMALAR
Rusya, Türkiye, İran işbirliğine “ihanet”
işaretleri var. “Moskova Mutabakatı”na
ve Astana’da varılan anlaşmaya ters açıklamalar
yapılıyor.
ABD “güvenli bölge” yi gündeme getirdi.Tabi uçuşlara da yasak olacak. 1991 1.
Körfez Savaşı sonrasındaki Irak’ı bölen “36.
Paralelin üstü” modelinin aynısı.
Yapılan açıklamalara bakılırsa ABD önerisine yatılmış durumda. Güvenli bölge için
“milli ordu” bile düşünülmüş.
PERS MİLLİYETÇİLİĞİ
Bu arada, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı
İlnur Çevik, Fırat’ın doğusunu PKK/PYD’ye
tahsis etmiş görünüyor. New York Times’e
yaptığı açıklama ortada.
İş bununla da bitmiyor. “Pers milliyetçiliği” uyarısı da yapıldı. İran’a karşı Sünni
ittifakı arayışları var.
Plan İsrail’in. ABD de destekliyor. Öyle
görünüyor ki önümüzdeki günlerde yeni gelişmeler yaşanacak.
Bir askeri uzman uyardı. “Roma’da
NATO toplantısında ekrana yansıtılan
BOP haritasına bak. Her şeyi anlarsın”
dedi. Belli ki Türkiye’yi de bölen harita ABD
için hâlâ yürürlükte.
ABD ZARRAB’I NİYE ÖPTÜ
Şehitleri ‘evet’e
ALET EDiYOR
Erdoğan, bir kez daha ‘hayır’ oyu verecek yurttaşları terör
örgütleriyle yan yana göstermeye çalıştı. Kahraman şehit
polisimiz Fethi Sekin’i öldürenlerin de ‘hayır’ dediğini iddia etti
CUMHURBAŞKANI Tayyip Erdoğan,
‘toplu açılış töreni’ adı altında Elazığ’da
referandum mitingi yaptı. İzmir Adliyesi’ne
düzenlenen terör saldırısında kahramanca
çarpışarak şehit düşen polis Fethi Sekin’i
propagandasına alet eden Erdoğan, ülkenin
askerini, polisini ve sivil vatandaşlarını şehit
edenlerin de “hayır” dediğini iddia etti.
Erdoğan, “Onlarla beraber yürüyenler var
mı, var. Onlarla beraber yürüyenlerin karşısında işte gakkoşlar var. İnşallah şu kalan
sürede durmak yok” dedi.
Vatandaşlara, 16 Nisan’a giden süreçte
eş, dost, akraba ve komşuları arama, gerekirse kapı kapı gezerek onlara cumhurbaşkanlığı sistemini anlatma tavsiyesi veren
Erdoğan, “Bu bayrağın dışında bir bayrak
asla tanımıyoruz. Ülkemde birileri paçavralar
çıkarabilir. İşte o paçavralar, 16 Nisan’a ne
diyor ‘Hayır’ diyor” ifadesini kullandı.
cuttu... Yasama organı ortadan kalkmıyor.
Parlamento yine yerinde, hiçbiri diğerine
bağlanmıyor, sadece görev tanımları yeniden
yapılıyor.”
SİSTEMİN ADINI DEĞİŞTİRDİ
TARAFSIZLIK KİŞİLİĞE AYKIRI
“Partili cumhurbaşkanlığı sistemi” adını
değiştirerek “Bu sistemin adı cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi” dedi. Sistemi savunmaya çalışan Erdoğan şöyle konuştu:
“Her şeyden önce Türkiye’de rejim değişmiyor, değişen sadece yönetim sistemidir.
1923’te ilan edilen Cumhuriyetimizi inşallah
ilelebet yaşatacağız. Yönetim sistemi tartışmalarımızın tarihi Cumhuriyetimiz’den
eskidir. Mesela Meclis, başbakan, bakanlar
kurulu ve daha pek çok kurulumuz farklı
isimlerle Cumhuriyet öncesinde de mev-
Tarafsızlık tartışmasıyla ilgili de Erdoğan,
“Cumhurbaşkanı adayı olacaksın, kurucusu
olduğun partiden ilişiğin kesiliyor. Neymiş,
o tarafsızlığı getirirmiş. Bir insanın karakterinde tarafsız olmak diye bir şey olur
mu? Olmaz. Gerçekçi olmak lazım. Şimdi
bu da düzeltiliyor” dedi.
Erdoğan, “16 Nisan’da sandık başına
gidip oylayacağımız bu değişikliğe inşallah
Elaziz’den rekor düzeyde bir destek bekliyorum. Hazır mıyız? Maşallah, gadanızı
alsın inşallah” ifadelerini kullandı.
Tayyip
Erdoan
‘Hayır’ diyenler Kandil’le aynı
CUMHURBAŞKANI Erdoğan, Elazığ’ın ardından Malatya’ya geçti. Devlet
imkanlarıyla ikinci mitingini düzenleyen
Erdoğan, “Kandil’dekiler hayır diyor. Bunlar
da aynısını söylüyor” dedi. Erdoğan şöyle
devam etti: “Cumhurbaşkanlığı sistemi
meselesi, basit bir tercihin veya şahsi bir
ihtirasın ürünü değildir. Bunun arkasında
yüzlerce yıllık bir birikim, çekilmiş acılar,
yaşanmış tecrübeler vardır. Hiç uzağa gitmeye gerek yok, Türkiye’nin son çeyrek
yüzyılı dahi bu ihtiyacı tüm açıklığıyla göstermeye yetecektir. ‘Müslüman aynı delikten
iki defa ısırılmaz’ derler. Biz aynı delikten
değil iki, 20 defa ısırıldık. Yine de bazıları
gereken dersi çıkarmadı, çıkarmıyor.”
Bölgede bunlar olurken ilginç bir gelişme
yaşandı. New York Güney Bölgesi Başsavcısı
Preet Bharara, çıkar çatışması iddiasıyla bazı
avukatlarının Sarraf’ı savunamayacağını söylemişti. Mahkemeye itiraz etmişti. Mahkeme
aylardır bu konuda suskundu. Hakim Richard
Berman, itirazla ilgili kararını nihayet açıkladı.
Mahkemeden ilk kez Zarrab’ın lehine bir
karar çıktı.
Bu kararın iktidarın Suriye ile ilgili tutum
değişikliği ve PYD konusunda yapılan yumuşak
açıklamalarla eş zamanlı olması dikkat çekti.
NEW YORK GÜNEY
BÖLGE MAHKEMESİ
Amerika’yı yakından tanıyanlar, ABD’nin
“devlet olarak kullanacağı” tüm davaların
New York Güney Bölge Mahkemesi’nde açıldığını bilir. Reza Zarrab davasının görüleceği
mahkeme açıklandığında da buna işaret edilmişti.
Eski AKP milletvekili Emin Şirin de bir
sohbetimizde, davanın konusundan çok davanın görüleceği mahkemeye vurgu yapmıştı.
Şimdi mahkemenin “önemi” daha iyi
anlaşılıyor.
ZARRAB AKP İÇİN NİYE
BU KADAR ÖNEMLİ
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ Fethullah
Gülen’in Türkiye’ye iadesi için ABD’ye gitti.
Biz Bozdağ’ın Gülen için baskı yapacağını
düşünmüştük. Ama nedense yaptığı görüşmelerin önemli bölümünü Reza Zarrab oluşturmuş.
“Reza Zarrab’ı Türkiye’ye verin” talebinde bulunmuş. Diğer yetkililerin ABD temaslarında da bu konu gündemin önemli
başlıkları arasında yer almış.
İnsan merak ediyor. AKP için Zarrab niye
bu kadar önemli?
ZAMANLAMA MANİDAR!
Gelen bilgiler Reza Zarrab’ın daha Türkiye’den gitmeden FBI’a her şeyi anlattığı yönünde.
Bu bilgilerin mahkemede mi yoksa başka
bir yerde mi kullanılacağı konusu hep tartışıldı.
“Bu bilgilerle Türkiye’ye şantaj yapılacak” iddiaları ortaya atıldı.
Zamanlama manidar!
Fethi
Sekin
Tehdit savuran savcı
MERCEK ALTINDA
Cevdet
Kayafolu
CUMHURYET Basavcs Ramazan Solmaz, Antalya Cumhuriyet Basavcvekili Cevdet Kayafolu’nun
sosyal medya hesabndan referandumda hayr oyu kullanacaklarn
PKK’ya destek olaca yönündeki
paylamn, HSYK’nn deerlendireceini açklad. Antalya Baro Bakan
Polat Balkan ise HSYK’ya bavuracaklarn söyledi.
Antalya Cumhuriyet Basavcl’nda idari ve güvenlik konularyla
ilgili Basavcvekili olarak görev yapan Cevdet Kayafolu’nun twitter hesabndan yapt “PKK anayasa referandumunda ‘hayr’ çars yapm.
Sandkta ‘hayr’ diyecek olanlar PKK
ile ayn muameleyi göze alyorlar demektir. Küsmece yok” paylamlar
tepki çekti.
Sosyal medyada eletiri konusu
olan paylamn gazetelerde haber
olduunu belirten Basavc Solmaz,
“Nedir ne deildir bilmiyorum. Onunla
ilgili olarak herhangi bir teyit de
yapma imkanmz olmad için önce
Ramazan
Solmaz
bir konunun deerlendirmesini yapmak lazm. O anlamda, onunla ilgili
de zaten HSYK deerlendirir. ddia
ne kadar doru, iddia gerçek mi deil
mi, hesap doru mu, fake hesap m”
diye konutu.
KABUL EDİLEMEZ
Antalya Baro Bakan Polat Balkan
ise öncelikle hiçbir hukukçunun bu
bak açsn asla kabul edemeyeceini söyledi. Balkan, “Basavcvekili
hakknda derhal HSYK tarafndan bir
inceleme balatlmas gerekiyor. Bu
konuyla ilgili hazrlklara baladk ve
pazartesi günü HSYK’ya bavurumuzu yapacaz. Halk kin ve dümanla tahrik etmek. Çünkü kendisi
gibi düünmeyene tahammülü olmayan, dümanlatran bir anlayn
ürünü” dedi.
CHP Antalya Milletvekili Niyazi
Nefi Kara da konuyla ilgili yapt
açklamada, “Adaleti tesis etme makamnda olanlarn vatanda tehdit
ediyor olmas kabul edilemez” dedi.
TGB’den Doğu’da
kampanya kararı
TÜRKİYE Gençlik Birliği(TGB) Genel
Başkanı Çağdaş Cengiz, Doğu ve Güneydoğu
Anadolu Bölgesi ziyaretleri kapsamında Gaziantep’e gitti. “Bölge Eğitim Kampı”nda
çevre illerden gelen il yöneticileriyle biraraya
gelen Cengiz, bir basın toplantısı düzenleyerek
referandum sürecine ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
“Van’da, Siirt’te, Gaziantep’te, Diyarbakır’da, Elazığ’da, Şanlıurfa’da, Bayburt’ta ve
daha pek çok yerde toplantılar yaptık. Halkoylaması sürecinde; birliğin kazanması için,
teröre karşı çözümün kazanması için çalışıyoruz. TGB olarak, terörün sıkıntılarını en
fazla çeken bölgede örgütlenme atağı başlattık.
Türkiye’nin birliği ve bağımsızlığı için vatansever gençliği, Atatürk Gençliği’ni bir
araya getiriyoruz. Şimdi görevimiz, tüm gençliği Türkiye’nin hayrına bir mücadeleye
sevk etmek. Memleketin bütün hayırlı gençlerini, hiçbir ayrım yapmadan, sağ-sol demeden, şu partiden bu partiden diye ayırmadan göreve davet ediyoruz. Türkiye’yi
Amerikan güdümlü terör saldırılarından
kurtarma ve içinde bulunduğu ekonomik
bunalımdan çıkarma görevine... İşte bu
yüzden halk oylamasında hayır diyoruz.”
‘TERÖRÜ %51 İLE Mİ ÇÖZECEĞİZ?’
Başkanlık sisteminin bir dayatma olduğunu
belirten Cengiz, “Bu sistem Türkiye’nin sorunlarını çözmeyecek. Tam tersine sorunların
çözümünde bir tıkaç vazifesi görecek. Terörü
Türkiye’nin yüzde kaçıyla çözeriz? Terörü
Türkiye’nin %51’i ile mi çözeceğiz? Terörü
Türkiye’nin %100’ü ile çözeceğiz. Devletin
olanaklarını, milletin olanaklarını seferber
ederek aşacağız” ifadelerini kullandı.
‘EVET DİYENLERİ İTMEYECEĞİZ’
Önümüzde iki aylık bir maraton var. Biz
bu maratonda hayır bayrağıyla koşacağız,
ancak evet diyenlere dirsek atmayacağız.
Evet diyenleri itmeyeceğiz. Evet diyenlere
hain demeyeceğiz, alçak demeyeceğiz, hakaret
etmeyeceğiz. Bize dense bile biz demeyeceğiz.
Çünkü bu gerçekliği yansıtmıyor. Bizim görevimiz bu maratonu temiz oyunla koşmaktır.
Bu koşunun sonunda vatanseverliğin ipi göğüsleyeceğinden eminiz.’’
Hatadan dönene kadar buradayız
ESKİŞEHİR’de askeri okulların açılmasına yönelik başlatılan nöbetin beşincisi
dün yapıldı.
Çok sayıda demokratik kitle örgütü
ve siyasi partinin katılımıyla yapılan nöbette
basın açıklamasını Türkiye Gençlik Birliği
Eskişehir İl Başkanı Furkan Kaplan yaptı.
Kaplan şunları söyledi:
Türkiye bugün 2. Kurtuluş Savaşı’nı
veriyor. PKK ile mücadele, FETÖ ile mücadele, Fırat Kalkanı operasyonları, IŞİD’le
mücadele; bunların hepsi tek bir noktaya
çıkıyor, o da Vatan Savaşı... İşte bu koşullarda hükümet büyük bir yanlışın içindedir. Bir ülke düşünün ki kahraman yetiştiren okullarını kapatsın. Tıp fakülteleri
kapatılırsa, insanlar birer birer ölür. Askeri
okullar kapatılırsa bir millet ölür. Askere
düşmanlık, düşmana askerliktir. Hükümeti
ve diğer yetkilileri derhal bu hatadan
dönmeye çağırıyoruz. Türk milletinin,
Mehmetçiğin karşısında değil, yanında
olun. Bu hatadan dönülene dek burada
vatan nöbetimizi sürdüreceğiz.”
11
19 ŞUBAT 2017, PAZAR
[email protected]
HAZIRLAYAN: EMİNE DÖLEK
MAVİ VATAN
AMİRAL
Cem
GÜRDENİZ
[email protected]
1 ton bomba!
Viranşehir’de PKK’nın 1 ton patlayıcıyla yaptığı saldırının yarattığı tahribat gün ağarınca ortaya çıktı
1’i çocuk 2 kişinin şehit olduğu saldırının ardından harabeye dönen binalara Türk bayrağı asıldı
Denizcileşme Merkezleri
yaygınlaştırılmalıdır
“Türk insanı çocukluktan itibaren denizciliğe teşvik edilmeli, deniz korkusunu sevgiye
ve tutkuya dönüştürmek için devlet desteği ile
yüzme öğretilmeli; Türkiye genelinde ilköğretim çağından itibaren okullarda denizcilik bilinci
aşılanmasına
yönelik
müfredat
düzenlemesi yapılmalı, su sporları ve yelkencilik faaliyetleri geliştirilmelidir.”
2015 yılında Kırmızıkedi yayınevinden çıkardığım
‘’Mavi Uygarlık: Türkiye Denizcileşmelidir’’
isimli kitabımda vurgu yaptığım bu paragrafı hayata
geçirmek için, Türkiye çapında ‘’Denizcileşme Merkezleri’’ kurulması gerektiğinin altını çizmiştim. Bu
güzel deniz ülkesinde binlerce dernek, vakıf, birlik vb.
olmasına rağmen Türk çocuklarının denizcileşmesine
yönelik herhangi bir sivil toplum örgütü maalesef yok.
Yelken, yüzme, kürek kulüpleri ile izcilik faaliyetleri
denizcileşmeye destek olmakla birlikte, bütüncül çerçevede denizcilik kültürünün özellikle alt gelir seviyesindeki aile çocuklarına verilmesinde etkin rol
oynamıyor.
DENİZDE BOĞULMAK KADER Mİ?
Ş
anlıurfa’nın Viranşehir ilçesinde hakim ve savcı
ailelerinin yaşadağı lojmana önceki akşam düzenlenen,
1’i çocuk 2 kişinin hayatını kaybettiği 17 yurttaşımızın da yaralandığı saldırının izleri gün
ağarınca ortaya çıktı. Saldırıda
1 ton bomba yüklü araç kullanıldığı tespit edildi. Şanlıurfa
Valisi Güngör Azim Tuna saldırıyı PKK’nın yaptığını açıkladı.
METAL PARÇALARLA
GÜÇLENDİRMİŞLER
Saldırının yarattığı tahribat
gün ağarınca ortaya çıktı. Hedef
alınan lojman binaları dahil
20’den fazla apartmanda hasar
oluştu, yaklaşık 30 araç kullanılamaz hale geldi. Olay yeri
inceleme ekipleri çalışmalarına
saatlerce devam ederken brandayla kapatılan apartmanlara
Türk bayrakları asıldı. Öte yan-
dan hastanelerdeki yoğunluk
nedeniyle belediye hoparlörlerinden anons yapılarak, izinli
ya da mesaisi biten doktor ve
sağlık görevlileri hastanelere
çağırıldı.
Olay yerinde yapılan ilk incelemede araçta 1 ton gübre,
gliserin ve metal parçalar ile
güçlendirilmiş TNT patlayıcı
kullanıldığı saptandı. Aracın çalıntı olduğu da belirlendi. Şanlıurfa Valisi Güngör Azim Tuna,
saldırıda zarar gören ev ve işyerlerinin tespit çalışmalarına
başlandığını, yurttaşların zararının karşılanacağını açıkladı.
ARAÇ, MARDİN
MAZIDAĞI’NDAN
İçişleri Bakanı Süleyman
Soylu, Adalet Bakanı Bekir
Bozdağ ve Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik,
saldırıya ilişkin olay yerinde
‘Vatan sağolsun’
diye haykırdı
Mukadddes Günak
bilgi aldıktan sonra adliyeyi ziyaret etti. Burada yetkililerle
bir süre görüşen bakanlar, çıkışta basın toplantısı düzenledi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu,
saldırıda 2 kişinin şehit oldu-
Gazeteciliğe
sığındı
SALDIRIDA şehit olan 11 yaşındaki Ahmet
Oktay Günak’ın annesi Mukadddes Günak,
“Oğlum cennetlik, onlar kendini düşünsün”
dedi. Viranşehir’deki saldırıda hayatını kaybeden
Ahmet Oktay Günak’ın ailesi, otopsisi tamamlanan çocuklarının cenazesini Şanlıurfa Adli
Tıp Kurumundan aldı. Adli Tıp Kurumu önünde
Kürtçe ve Türkçe ağıtlar yakıldı. “Vatan sağolsun”
diyerek sık sık haykıran anne 26 yaşındaki Mukkaddes Günak, “İki çocuğum daha var. Ben
onları da şehit veririm. Gönülleri hoş olmasın.
Ateş burama düştü. İnşallah onlara da ateş
düşer” diyerek gözyaşı döktü.
ğunu, 11 kişinin ise hastanelerdeki tedavilerinin devam ettiğini açıkladı. Soylu, yaralılardan 1 bekçi ve Viranşehir
Başsavcısı’nın hakim olan eşinin yoğun bakımda olduğunu
belirterek, patlatılan bombalı
aracın Mardin’in Mazıdağı İlçesi’nden geldiğini belirlediklerini kaydetti. Bakan Soylu
saldırının ardından 26 kişinin
gözaltına alındığını bildirdi.
FETÖ soruturmas kapsamnda aranan
eski hakim Dursun Ali Gündodu ile
savclar Adnan Çimen ve Sadrettin
Sarkaya stanbul’da yakaland.
Hidayet Karaca
FETULLAHÇI Terör Örgütü (FETÖ) çatı davasında,
sanıklardan eski Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca savunmasını tamamladı.
Aralarında Fetullah Gülen’in de yer aldığı 73 sanıklı
davanın Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmasına tutuklu sanıklar Hidayet Karaca ile Dilaver
Azim, Kazım Avcı, Alaeddin Kaya, Ali Çelik, Abdülkadir Aksoy ve İlhan İşbilen ile bazı müştekiler ve tarafların avukatları katıldı.
GÜLERCE’YE SORU
Karaca, tutuklanmasının üzerinden 2 yıl geçmesine
rağmen suçlamaya ilişkin somut delillerin ortaya konulamadığını iddia ederek gazeteci olduğunu savundu. FETÖ adında kesinleşmiş mahkeme kararı bulunmadığını öne süren Karaca, tutuklandıktan bir yıl
sonra Bakanlar Kurulu ve Milli Güvenlik Kurulu kararları ile “Gülen hareketinin” “Fetullahçı Terör Örgütü” ilan edildiğini kaydetti. Eğitim faaliyetleri dolayısıyla geçmişte “Gülen hareketini” takdir ettiğini belirten Hidayet Karaca, önceki duruşmada Hüseyin
Gülerce ve Latif Erdoğan’ın dinlendiğini anımsatarak,
“Tanıklardan bazıları askeriye için personel yetiştirdiğini, bir diğeri ise Türkiye genelinde konferanslar verdiğini söyledi. 10 yaşından beri (cemaatin) içinde olduğunu söylüyor. En sonunda da ‘Böyle oldu’ deyip, uzak kalıyor. Ya o süreçte suç işlenmişse ne olacak?” diye sordu.
KORU VE ÜÇOK DİNLENECEK
Duruşmada, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına,
“KPSS davası”, “MİT tırlarının durdurulması davası” ve
“17/25 Aralık kumpas davalarının” dosyalarının istenmesine ve yazar Fehmi Koru ile eski Askeri Hakim Ahmet
Zeki Üçok’un tanık olarak dinlenmesine karar verildi. Gelecek duruşma 27-31 Mart tarihlerinde yapılacak.
Savc Sadrettin
Sarkaya
Hakim
Dursun Ali
Gündodu
Yurtdışına kaçacaklardı!
FETÖ’ye yönelik soruşturma kapsamında
önceki gece yakalanarak gözaltına alınan
firari eski hakim Dursun Ali Gündoğdu ile
eski savcılar Adnan Çimen ve Sadrettin
Sarıkaya için iki gün ek gözaltı süresi verildi. Gözaltına alınan hakim ve savcıların
bir süredir takip altında oldukları, yakın zamanda yurt dışına kaçaklarının belirlenmesi üzerine operasyon yapıldığı
öğrenildi. Kaçak hakim ve savcıların yakalanmamak için hiçbir şekilde telefon
kullanmadıkları belirtildi. Meslekten ihraç
edilen eski hakim Dursun Ali Gündoğdu
ile Hakan Fidan’ı 7 Şubat 2012 tarihinde
ifadeye çağıran firari savcı Sadrettin Sarıkaya, Kayaşehir’de saklandıkları eve düzenlenen operasyonla yakalanarak
gözaltına alınmıştı. Firari savcı Adnan Çimen’de aynı saatlerde Bakırköy’de düzenlenen operasyonla sokakta yürürken
yakalanmıştı. Dursun Ali Gündoğdu ile
Sadrettin Sarıkaya’nın yakalandığı evde
bulunan iki boş pasaport, başka şahıslara
ait nüfus cüzdanları, internet bağlantısını
sağlayan aparatlar, CD ve usb cihazlarına
el konuldu. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcıvekili Ömer Faruk Aydıner, İstanbul Emniyet
Müdürlüğü Terörle Mücüdele Şube Müdürlüğü’nde tutulan Dursun Ali Gündoğdu, Sadrettin Sarıkaya ve Adnan Çimen için iki gün ek
gözaltı süresi verdi. Gündoğdu, Sarıkaya ve
Çimen’in, haklarında Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nde süren dava kapsamında, SEGBİS ile
sorguları yapılmak üzere Pazartesi sabahı
Bakırköy Adalet Sarayı’na çıkarılmaları bekleniyor. Gündoğdu ve Sarıkaya’nın yakalandığı
evi kiralayan Erol Yılmaz İrfanoğlu’nun da
gözaltına alındığı öğrenildi. İhraç edilen hakim
Gündoğdu ile savcılar Sarıkaya ve Çimen,
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcıvekili Ömer
Faruk Aydıner tarafından hazırlanan iddianamede, “Selam Tevhid’de Kumpas” davasının
firari sanıkları olarak aranıyordu. Sanıkların
yargılandığı bu dava, Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nde sürüyor.
Savc Sadrettin Sarkaya
Ülkemizde her sene bine yakın genç ve çocuk
yüzme bilmediğinden boğularak ölüyor. Geçtim Anadolu’yu, İstanbul’da milyonlarca çocuk, değil hayatında bir kez gemiye binmek, denizi görmeden
yaşayabiliyor. Özellikle alt ve orta gelir düzeyindeki ailelerin çocuk ve gençlerini hedef alarak onları denizle
buluşturmamız ve temel denizcilik kültürünü aktarmamız gerekiyor. İşte bu vizyon paralelinde Sarıyer Belediyesi ile müştereken Sarıyer Denizcileşme Merkezi
(SDM) Projesini başlattık. Denizcilik Kültürü’nü çocuk
ve gençlere aktarmak ve yaygınlaştırmak için uygulama ve eğitimlerin tamamen ücretsiz olarak verileceği “Denizcileşme Merkezi” 9 Aralık 2016
tarihinde kuruldu. Bu projenin siyaset üstü bir devlet
projesi olması gerektiğini vurgulamakta yarar var.
TÜM KIYI BELEDİYELERİNE
ÖRNEK OLMALI
Gelecekte tüm kıyı şeridimize yayılmasını hedeflediğimiz bu projenin özü aslında dört haftalık süratli
denizcileşmeye yönelik üç haftası pratik bir haftası
teorik eğitim zincirinden oluşuyor. Önce bir hafta
temel yüzme eğitimi. Sonra bir hafta temel kürek ve
bir hafta yelken eğitimi. Kursun son haftası ise deniz
çevresi ile deniz kültürüne yönelik konferanslar ve
gemi/müze gezilerinden oluşuyor. İstanbul Boğazının
en uzun sahil şeridi ve nüfusuna sahip Sarıyer’in Denizcileşme Merkezi bu noktada, geleneksel kürekçilik
akımını da başlatmaya hazırlanıyor. 1890 yılında İstanbul’da her 30 kişiye bir kürekli sandal düştüğünü
de hatırlarsak bu girişimin boğazın unutulmaya yüz
tutan bu seçkin geleneğini de sürdürmeye destek olacağı göz ardı edilmemelidir. Önümüzdeki yaz belki de
İstanbul Boğazı’nda binler, kürek çekiyor olacak. Ülkemizde, yine pek bilinmedik bir hobi olarak karşımıza çıkan gemi modelciliği de SDM’nin ilgi alanında
olacak. Kurulacak gemi modelciliği atölyesinde ücretsiz gemi model kursları verilecek.
TAMAMEN GÖNÜLLÜLERE
DAYALI GİRİŞİM
Sarıyer Belediyesi Denizcileşme Merkezi’nin temelleri tamamı gönüllü olarak denizcilik okullarında
okuyan gençler tarafından13 Nisan 2016 tarihinde
atıldı. Sarıyer Belediyesinin Büyükdere’de SDM’ye
yer tahsis etmesi, Belediyeye ait kapalı yüzme havuzunda yaz döneminde eğitimler için zaman ve yer tahsisinde bulunması, ayrıca kano, can yeleği, kurtarma
botu tahsisatı ile iskele inşa ettirmesi çalışmaları hızlandırdı. Son olarak Deniz Kuvvetlerimizin aynı anda
12 gencin temel kürek ve yelken eğitimi görebileceği
beş çifte yelkenli filika hibesinde bulunması SDM olanaklarını genişletti. Bu periyotta, SDM’nin resmen
açılmamış olmasına rağmen tamamen gönüllü temelde büyük gayretler ile 600’ü aşkın çocuk ve genç
kürek kültürü ile buluşturuldu. 2016 Yaz Spor Okulları’nın yüzme branşında 1000 kursiyere, alanında
uzman eğitmenler eşliğinde yüzme dersleri verildi.
BU GİRİŞİM TÜRKİYE’NİN
TÜM KIYILARINA YAYILMALIDIR
Bu köşede son 3 yıldır vurguladığım teoriyi bir
daha vurgulamak isterim. Türkiye’nin uygarlaşması
denizcileşmesi ile doğru orantılıdır. Denizcileşmek için
her şeye sahibiz. Yani halk tabiri ile helva yapmak için
her şey var. Futbol kulüplerine milyonlar akıtan belediyeler çok daha cüzi finansal la denizcileşme merkezlerini kurabilir. Gençleri denizin ve denizciliğin sonsuz
olanaklar sağlayan ortamına çekebilirler. Bu küçük
adımlar Anadolu gençliğini denize çekebilir. O gençleri denizcileştirebilir. Denizcileşmeyi başaran Anadolu, daha bağımsız, daha uygar, daha demokratik,
daha akılcı, daha bilimsel, daha üretken, daha çalışkan, daha cesur, daha çevreci ve tüm bunların sonucunda daha zengin ve daha mutlu olacaktır.
12
19 ŞUBAT 2017, PAZAR
Resimdeki
aktör
“Oya …”
(aktris)
Büyük erkek
kardefl
Kalça
kemi€i
Parmak
yöresi
iltihab›
Kendisine
inan›lan
Patl›canl›
bir kebap
Hasan
Sabbah'›n
kalesi
Ba€›fllama
Gümüflün
simgesi
Piston
Yay silah›
Arapçada
ilk harf
Ünlü bir
dansöz
Tirsibal›€›
Büyük, ulu
Kufl yuvas›
Sergerde
Yap›m
iflleri
‹stanbul'da
bir kule
Niçin
Bir briç
terimi
Bir tar›m
arac›
Yal›yar
Yermantar›
Yüz, çehre
Felsefede
bölünmez
birlik
Numara
(k›sa)
Mümkün
Köy zengini
Genifllik
Bir tasavvuf
flairi
‹stenç
Nazl›, cilveli
Kötü
Aflamas›z
asker
Tatl› bir
besin
Damga
Geri
Büyük ve
süslü çad›r
Baya€›, kaba
biçimde
Mutedil
‹lave
Bir meyve
Güney Afrika
plakas›
Da€ geçidi
Piramitler
Cereyan
Bir çalg›
Alma, kabul
etme
ABD Basket
Ligi
Fosil
Bir tür kaya
bal›€›
Kahraman
‹lac›n etki
alan›
Güzel kokan
bir madde
‹srail'in
plakas›
Yap›t
Endonezya
plakas›
S›v›
Sümer su
tanr›s›
Yüce
Hile
Bir kan
grubu
Asansör
Giresun'un
bir ilçesi
Ba€›rsaklar
‹kaz
Hastal›€a
yakalanm›fl
Yaman, zeki
Güvenilir
Eski karfl›t›
Tekerlekli
kara tafl›t›
Milattan
Önce (k›sa)
K›rm›z›
Takma ad
Büyükler,
üstler
Bay›nd›rl›k
Bir Türk
toplulu€u
Yap›
tasar›mc›s›
Antalya'da
bir flelale
Su
Adale
Bir nota
Çölden esen
rüzgar
Hatay'daki
s›rada€lar
fiart eki
Naz›m
Hikmet'in
soyad›
Ak›mtoplar
Çorum'un
bir ilçesi
Yaflamsal
gücün kayb›
Burulmufl
erkek s›€›r
Bir tür
domates
Sepici
Karakter
Kan kanseri
Ǜplak
Fakat
Bedava elde
edilen fley
Akflam
yeme€i
Arapça ben
Deve
yavrusu
Lityumun
simgesi
Sodyumun
simgesi
Kiloamperin
simgesi
Cezayir
sahras›ndaki
vahalar
dizisi
Kuzu sesi
Kamer
Rize'nin
bir ilçesi
VATAN - EMEK - NAMUS
ŞEFİK HÜSNÜ DEĞMER
03:00 No: 309
s
Yap›t
s
Ba€›rsaklar
‹kaz
s
Çölden esen
rüzgar
s
fiart eki
Naz›m
Hikmet'in
s
Sald›r›,
hücum
s
Fakat
Arapça ben
s
Kuzu sesi
s
Bir soru
eki
s
00:30 Dayan Yüreğim
Bir tür kaya
bal›€›
‹srail'in
plakas›
s
21:00 Ulusal Özel
01:15 Cesur Yürek
s
s
23:30 Çarkıfelek
Mutedil
s
20:00 Tarihten Güncele
Foxanahaber
20:00 O Hayat Benim
Damga
s
s
20:00 Aşk Laftan Anlamaz
Kar
ayakl›€›
Tatl› bir
besin
s
19:00 Ana Haber
19:00 Gülbin Tosun İle
Put
s
s
18:45 Show Tv Ana Haber
Karakter
s
s
18:00 Bilim ve Toplum
15:45 No 309
Hatay'daki
s
Yap›m
iflleri
Sergerde
s
s
17:00 Çocuktan Al Haberi
Matem
Milattan
Önce (k›sa)
s
Ünlü bir s
dansöz
E
A
L E S ‹
‹ L E M
F E N A
B A L
K A
A
A fi I K
fi I L
E
I L
E M A
U S A P
Y E N ‹
A R
N
R
S A
I R A
A M A
E N
K
N
M I
E K E N
s
17:45 Sendikacılık Okulu
14:00 Sıradaki Gelsin
Kamer
s
Eski karfl›t›
s
s
15:00 Çocuktan Al Haberi
Apans›z
Yaman, zeki
s
s
17:15 Felsefe ve İnsan
13:00 Benden Söylemesi
Akflam
yeme€i
s
Hastal›€a
yakalanm›fl
s
14:00 Silikon Vadisi
s
13:00 Lezzet Yolculuğu
Çalar Saat
10:45 Kalbimdeki Deniz
s
İzinde
10:00 Pazar Sürprizi
Akira
Kurosava
filmi
Ǜplak
Bay›nd›rl›k
s
06:00 Ağaçevi Ustaları
09:20 Pastacılar Kralı
11:25 Yunus Günleri
11:50 Geleceğin Pastacısı
14:10 Ağaçevi Ustaları
15:05 Dogs: The Untold
Story
17:50 160 Kilometrelik
Macera
18:45 Time Warp
19:40 Fast N’Loud:
Demolition Theatre
20:35 Doktor Who
22:25 One Way Out
s
07:30 Murat Güloğlu İle
Da€ geçidi
s
07:00 Haber Bülteni
09:00 Burası Haftasonu
12:00 Haber Bülteni
12:10 Airport
13:00 Haber Bülteni
14:30 Ht Masa
16:00 Haber Bülteni
16:15 Yeşil Yol
17:00 Haber Bülteni
17:15 Yol Boyunca
18:00 Ana Haber Bülteni
20:00 Ajanda
21:00 Teke Tek Özel
00:00 Haber Bülteni
Geri
s
09:00 Haber 09
09:55 Hava Durumu
10:00 Haber Tadında
11:00 Haber 11
12:55 Hava Durumu
14:15 Anadolu’nun Gözleri
16:00 Haber + Spor
18:00 Haber 18
19:00 Haber 19
20:00 Haber 20
20:50 Siber Yaşam
21:25 Yaşayan İnsan
Hazineleri
23:00 Haber 23
Kiloamperin
s
s
s
07:05 Beni Böyle Sev
09:30 1’de Bugün
09:40 Diablo Kanyonu
11:50 Enine Boyuna
13:00 İyilik Kulübü
13:35 Seksenler
16:35 1’de Bugün
16:45 Bekir Develi ile
Annemin Yemeği
17:35 Kolaysa Sen Yap
19:00 Ana Haber
20:00 Baba Candır
23:30 Dinle Kazan
00:20 Kolaysa Sen Yap
Bedava elde
edilen fley
s
Sodyumun
simgesi
Kötü
Aflamas›z
asker
s
s
16:00 Atlarla Tarihin
08:30 Kendine İyi Bak
07:30 Atv’ De Hafta
Sonu
10:00 Nihat Hatipoğlu İle
Kuran ve Sünnet
11:15 Dizi Tv
12:45 Gözüm Sende
14:50 Aşk ve Mavi
19:00 Atv Ana Haber
Bülteni
20:00 Turbo
21:55 Bitirim İkili
23:55 GÖzüm Sende
Burulmufl
s
K
M Ü L
‹ N A
M ‹
A
A
R A fi
R
Y A
Bir nota
Yap›
s
s
15:15 Kısa Film
07:00 Küçük Hanımefendi
Yaflamsal
gücün kayb›
D
Ü
D
E
N
Bir Türk s
toplulu€u
s
06:15 Pulsar
10:00 Tülin Şahin İle
Moda
11:00 Vahe İle Evdeki
Mutluluk
12:00 Özlem Denizmen’le
Kadınca
14:00 Oh Olsun
16:00 Cesur ve Güzel
19:00 Star Haber
20:00 Hayat Bazen Tatlıdır
23:45 Anne
02:00 Üç Kağıtçılar
s
Antalya'da
bir flelale
Çorum'un
bir ilçesi
s
Kan kanseri
Bir briç
terimi
Bir kan
grubu
Adale
s
Ak›mtoplar
Arapçada
ilk harf
Kufl yuvas›
s
Bir tar›m
s
Endonezya
plakas›
s
06:00 Kanal D Çocuk
Kulübü
08:45 Sahrap’la Lezzetli
Sofralar
09:45 Magazin D
13:00 Adı Efsane
16:00 Arka Sokaklar
18:45 Kanal D Ana Haber
Bülteni
20:00 Bodrum Masalı
23:30 Kısmetse Olur
02:00 Adı Efsane
04:30 5N1K
s
O
A K U
Z
fi
A T
M R E
A R
E K
T A
B Ö K
R I
M
A B
‹ M
A T Ö
M ‹
A R ‹
N ‹ D
O M O
S
L
Cereyan
s
s
Su
Yay silah› s
Büyük, ulu
s
Fosil
s
08:35 Gece Gündüz
09:00 Haber Bülteni
09:50 Seyahat Sırları
11:55 Hava Durumu
12:10 Spor
13:00 Haber Bülteni
14:55 Hava Durumu
16:25 Güzel Hayat
18:00 Haber Bülteni
19:10 Tam Zamanı
20:00 Ana Haber
20:55 Yüzde Yüz Futbol
22:50 Zum
23:00 Haber Bülteni
‹
T
E
N
E
K
S›v›
s
07:00 Güne Merhaba
09:45 Sağlık Kontrolü
10:00 Hakan Çelik ile Hafta
Sonu
11:05 Şeffaf Oda
14:10 Yeşil Doğa
15:15 Yaşamın Kimyası
18:00 Hafta Sonu Ana
Haber
18:15 Fark Yaratanlar
20:00 Para Dedektifi
21:00 Gündem Özel
02:00 Gece Haberleri
A
L
O
S
A
s
Kahraman
s
s
10:00 Çocukça
11:00 Başkent’te Sağlık
12:30 Haber
13:00 Bir Başkadır Benim
Mesleğim
14:30 Haber
15:00 Genç Düşünce
16:00 Angara Havası
17:00 Sağlıklı Formda
Sohbetler
19:00 Kitap Dünyası
20:00 Ana Haber Bülteni
21:00 Yurdun Sesi
00:00 Gece Haberleri
Rize'nin
bir ilçesi
Piston
Tirsibal›€›
s
s
s
11:00 Alternatif
14:00 Ege Gündemi
Büyük ve
süslü çad›r
A
L
A
M
U
T
s
Takma ad
N
O
Nazl›, cilveli
s
s
Asansör
s
Tekerlekli
kara tafl›t›
s
09:00 Hafta Sonu
13:00 Haberler
s
Yüce
Buse
Bir tasavvuf
flairi
Felsefede
bölünmez
birlik
Numara
s
s
s
Piramitler
s
Alma, kabul
etme
Güvenilir
Yal›yar
Yüz, çehre
s
Güney Afrika
plakas›
ABD Basket
s
A
F
Niçin
s
s
‹
R
A H
N D ‹
B E R
A
A
E M
A L
R E L
A V A
B A K
A T A
Ö P
‹ R
s
s
‹stenç
s
Hasan
Sabbah'›n
kalesi
Gümüflün
simgesi
‹stanbul'da
bir kule
s
Genifllik
‹
A
A N
G
L A N
‹ L ‹ R
N
Y U
A N E
Z A
‹ Z
K E
N
L ‹
‹ N
K
M
‹
A K
T A
A
L Ö S
L A K
Ü C Ü K
P A Z A
Patl›canl›
s
s
O
M
A
s
Gerçeği
Cezayir
sahras›ndaki
vahalar
dizisi
D
O
L
A
M
A
s
Kendisine s
inan›lan
A
⁄
A
B
E
Y
s
22:00 Tarihte Alevi
Deve
yavrusu
Lityumun
erkek s
Parmak Büyük
kardefl
yöresi
iltihab›
Kalça
s
s
s
20:00 Aynanın Arkası
00:30 Pretty Little Liars
Sepici
s
18:30 Ana Haber
20:00 Düşman Hattı
D E
K
T A
B
L ‹
R
Bir tür
domates
s
18:00 Sır
K›rm›z›
Giresun'un
bir ilçesi Büyükler,
üstler
s
s
14:30 Daha Neler
Hile
A
s
16:15 Yalan Dünya
Sümer su
tanr›s›
s
13:00 Haber13
A
s
15
Güzel kokan
s
14
‹lac›n etki
alan›
s
13
12:00 Bebeğim Büyüyor
Bir meyve
s
12
13:30 Ben Bilmem Eşim Bilir
Baya€›, kaba
biçimde
s
11
12:15 Çok Gezenti
A
s
10
09:30 Yaşamın İçinden
Mümkün
Köy zengini
U
1. “… Boduroğlu” (eski pop müziği şarkıcısı) – Kabile,
klan – Sevi – İnce urgan. 2. Antalya’da bir çay –
Hıristiyanların, İsa’nın doğum gününü kutladıkları yortu
– Anne, baba ve çocuk topluluğu. 3. Geviş getiren
hayvanların ayaklarının arkasındaki körelmiş tırnak –
Yarı – Kanat. 4. Beyaz – Denizcilikte bir tona eşit birim. 5.
Zihin – Lüks otel – Nilüfer cinsinden bitkilerin genel adı.
6. Vilayet – Güney Asya kıyılarıyla Hint Denizi’nde yaz ve
kış mevsimlerinde birbirine ters yönlerden esen geniş
alanlı rüzgar – Karagöz düdüğü. 7. Metal bir yüzeyi
nikelle kaplama – Rusçada evet – Yapma, etme. 8. Parola
– Yeniden, tekrar – Yumurta bölümü – Lityumun simgesi.
9. Duman kiri – Ceylan, karaca – Asya’da bir göl – Çıplak
baş. 10. Madeni ip – Bir üzüm türü. 11. Sağlıklı, esen –
Evrenpulu – Ağız yoluyla alınan. 12. Bir tür küçük zurna
– Kadınsı davranışları olan erkek.
9
08:45 Ankara’nın Dikmeni
Yermantar›
A
Y
D
O
⁄
A
N
T
E
M
E
L
s
8
07:00 Klip Saati
A
Bir çalg›
7
07:00 Gece Gündüz
Resimdeki s
aktör
“Oya …”
(aktris)
s
4
6
AnkaraBaskı. Analiz Basım Yay. Tasarım
Gıda Tic. ve San A.Ş. Mat-Sit İş Merkezi 35.
Cadde No: 2 / 11 İvedik-Ankara
İstanbulBaskı. Analiz Basım Yay. Tasarım
Gıda Tic. ve San A.Ş. Oruçreis Cad. Remzi
Özkaya Sok. No.16 Bahçelievler / İstanbul
Tel.0212 655 44 34
01:20 Vikingler
10 11 12
s
TV
YAYIN
AKIŞI
9
5
Ruhsar Şenoğlu
Recep Erçin
Gökhan Göçmen
Tarık Tekgözli
Özlem Konur Usta
Seyyit Nezir
Füsun İkikardeş
Hüseyin Şuekinci
Dağıtım. Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş.
Önerileriniz için. [email protected]
www.aydinlik.com.tr Yayın Türü. Yaygın Süreli
8
s
Temsilciler
Ankara: İsmet Özçelik
İzmir: Hayati Özcan
Avrupa: Beyhan Yıldırım
Yönetim Yeri. İstiklal Cad. Deva Çıkmazı No.3/3 Beyoğlu - İstanbul
Tel. 0212 251 21 14 - 15 - 16 Faks. 0212 251 55 06
Ankara Büro Tel. 0312 229 88 45 Faks. 0312 229 88 47
İzmir Büro Tel ve Faks. 0232 489 16 15
Avrupa Tel: 0049 69 25 62 88 73
E-Posta: [email protected]
AdanaBaskı. Arslan
Güneydoğu Gazetecilik Mat.
ve Kağıtçılık A.Ş. Tel.0322 435 92 77
İzmirBaskı. Arslan
Güneydoğu Gazetecilik Mat.
ve Kağıtçılık A.Ş. Tel. 0232 257 69 01
7
s
Dağıtım Müdürü:
Cumali Karagöllü
Bilgi İşlem
Gürkan Koç
6
s
Sorumlu Yazıişleri Müdürü: Özgür Bora Toran
İstihbarat:
Ekonomi:
Dünya:
Emek:
Toplum:
Kültür Sanat:
Yurt haberleri:
Spor:
5
3
Yazıişleri Müdürü Yrd: Sezim Özadalı
Metin Aktaş
(Tüzel Kişi Temsilcisi)
Melih Yıldırım
(Baskı ve Teknikten
sorumlu Gn. Md. Y.)
4
2
Haber Md. Yrd: İlkay Akkaya
[email protected]
3
1
Haber Müdürü: Ergün Gedek
Yazıişleri Müdürü: Cansu Yiğit
0212 2512114 / 183
2
1. Marlon Brando’nun bir filmi – İstiridye gibi bazı kavkılı
deniz hayvanlarının içirsende oluşan, değerli, küçük,
sert, sedef renginde süs tanesi – Eski bir tahıl ölçeği. 2.
Karışık renkli – Yüce – Sahne, film yıldızı. 3. Kağan – Bir
bağlaç – Bir göz rengi. 4. Bir tür rakı – Memleketler. 5.
İki tarla arasındaki sınır – Bazı balıkların üzerinde olur
– Bir soru eki. 6. Eski Türklerde hekim. 7. Kanserbilim
– Halk dilinde hala. 8. Hayır ünlemi – Ekmek – Yararlı,
kazançlı. 9. Arkadaş, yakın dost – Aşağı derece. 10.
Hastalıklı, sakat – Sodyumun simgesi – Elif Şafak’ın bir
romanı. 11. Sıvacı aracı – Orhan Hançerlioğlu’nun bir
romanı. 12. Kiloamperin simgesi – Palamut balığının
büyüğü – Uğur, iyi talih. 13. Gayrimenkul rehni –
Toplantı, düğün. 14. Bir bağlaç – Çok bilmiş geçinen –
Lahza. 15. Duvarcıların doğrultu bulmakta kullandıkları
şakul ipi – Yok etme, giderme.
s
Reklam Grup Başkanı:
Hicran Köfteoğlu
Reklam Grup Koordinatörü:
Didem Çinel
Rezervasyon
1
Genel Yayın Yönetmeni:
M. İlker Yücel
Matbaalar Müdürü:
Zafer Tezci
Kar
ayakl›€›
Matem
Sahibi Anadolum Gazetecilik Bas. Yay. San. ve Tic. A.Ş.
Genel Müdür:
Tunç Akkoç
Bir soru
eki
Yıl: 96
Sayı: 3384
19 Şubat 2017
Aydınlık
KARE BULMACA
SOLDAN SAĞA
1. Baba-İnci-Sa. 2. Ala-Ali-Star. 3. Hakan-Ki-Ela. 4. Arak-Memalik.
5. An-Pul-Mı. 6. Atasagun 7. Onkoloji-Eme. 8. Yo-Nan-Nafi. 9. EnisDereke. 10. Alil-Na-Araf. 11. Mala-Ali. 12. Ka-Torik-Yom.
13. İpotek-Deri. 14. İle-Ukala-An. 15. Perese-İzale.
YUKARIDAN AŞAĞIYA
1. Baha-Boy-Aşk-İp. 2. Alara-Noel-Aile. 3. Bakanak-Nim-Per.
4. Ak-Tonilato. 5. An-Palas-Lotus. 6. İl-Muson-Nareke.
7. Nikelaj-Da-İka. 8. İm-Gine-Ak-Li. 9. İs-Ahu-Aral-Daz.
10. Tel-Neferiye. 11. Salim-Mika-Oral. 12. Arakıye-Efemine.
Apans›z
Akira
Kurosava
filmi
Buse
KURULUŞ. 1921
Sald›r›,
hücum
Put
13
19 ŞUBAT 2017, PAZAR
Nâzım’a dair yepyeni anılar Suyun Şavkı’nda
M. MELİH Güneş’in Nâzım
Hikmet araştırmalarının yeni kitabı “Suyun Şavkı: Leipzig’de
Bir Aile ve Nâzım Hikmet”, şaire
dair yeni ve etkileyici bulgular
içeriyor. Güneş, kitapta, 1950
yılında, komünist tevkifatının
hemen öncesinde, karşılaştığı
baskılar nedeniyle, tıpkı Nâzım gibi bir daha dönmemecesine doğup büyüdükleri
topraklardan yurtdışına çıkmak
zorunda kalan Hayk ve Anjel
Açıkgöz’ün Nâzım Hikmet’le kurdukları dostluk öyküsünü işliyor.
Yapı Kredi Yayınları arasında yayımlanan kitapta ayrıca Hayk Açıkgöz’ün çektiği Nâzım Hikmet fotoğrafları albümü yer alıyor.
Cevat Çapan kitaba yazdığı önsözde çok ilginç noktalara değiniyor: “Melih Güneş, Suyun Şavkı
başlıklı bu yeni kitabında Hayk ve
Anjel Açıkgöz’ün Samsun’dan başlayıp Leipzig’de sona eren uzun
yolculuğunu ve Nâzım Hikmet’le
kurdukları o güzel dostluğun öy-
küsünü anlatıyor. Bu öykü aynı
zamanda Nâzım Hikmet’in yoldaş
bellediği insanların mücadeleye
tanıklığını açıklıyor. Böylece bu
güzel kitabı okurken Nâzım Hikmet’in Türkiye’den ayrıldıktan
sonra onunla benzer bir yazgıyı
paylaşan sürgündeki dostlarıyla
nasıl bir hayat yaşadığını, çıktığı
yolculukları, katıldığı toplantıları,
dost evlerinde memleket yemekleri yerken, Ruhi Su türküleri dinlerken duyduğu mutluluğu paylaşıyorsunuz.”
Tiyatronun
perde arkasında
B
[email protected]
iD
M
A
H
L
ü
D
B
A
T
H
A
PAYiT
BUGüNE YöN
Herkesin en çok merak ettiği konu şu: Komprador Abdülhamid’in saraydan ayrılırken unuttuğu özel
defterde parasını hangi yabancı bankalara sakladığına dair tuttuğu kayıtlar dizide yer alacak mı
H
aftalardır her gün ucu alıştıra alıştıra
gösterilen Payitaht Abdülhamit
dizisinin tanıtımı Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un da katılımıyla
Çırağan Sarayı’nda yapıldı. TRT Genel
Müdür Yardımcısı İbrahim Eren, tanıtım
konuşmasında, milyonlarca liraya mal olan
meşakkat sırasında günümüze çekidüzen
verecek bir dizinin keyfini yaşadıklarını
itiraf etti. 24 Şubat’ta TRT1 ekranlarından
seyirciye sunulacak olan dizi, komprador
padişahın 33 yıllık kanlı iktidarını ve zulümlerini şirin göstermeye çalışacak. İstiklal
Marşı’nın şairi Mehmet Âkif’in, “Halkı
şeriatla korkutan ödlek” olarak tarihe
gömdüğü Kızıl Sultan, tarihin diplerinden
merhametler hazinesi olarak çıkarılıyor.
TARİHİ SAPTIRMAK
TRT’nin “Seddülbahir”, “Büyük Sürgün
Kafkasya”, “Filinta” ve “Diriliş Ertuğrul”
gibi dizilerle, “tarihin merak edilen dönemlerine ışık tutma” adına gerçekleri masallarla
saklama çabasını, “Yüzyıllarca bu topraklarda hüküm sürmüş atalarımızın her
birinin mücadelesi, bizler için birer ders
niteliğinde. Ne mutlu ki bizlere, anlatacak
hikâyelerimiz bitmiyor” açıklamasıyla öven
İbrahim Eren, yeni dizide saptırmanın
yönünü şöyle belirtti:
“Sultan Abdülhamid Han’ın gerçeklerini
anlatmak da bu büyük medeniyetin varislerinin omuzlarına yüklenmiş bir sorum-
luluktu. Yeni yüzyılı kirli hesaplarına göre
şekillendirmeye çalışan Batı’ya karşı dik
duran, mücadele dehası Sultan Abdülhamid
Han’ın hayatını, bu sorumluluk bilinciyle
ekrana getirmeye karar verdik.”
AT MARTİNİ KARADAĞLAR İNLESİN
Tarihçilerden Abdülhamit’e dair bütün
bildiklerini unutmayı istemek anlamına
gelen bu açıklama karşısında şu soruları
sormaktan kendimizi alamıyoruz: “Ruslar
Batum, Kars ve Ardahan’da hangi Sultan
devrinde ilerledi bayım? Kıbrıs’ı İngilizlere
kim terk etti? Mısır’ı kim unuttu? Sudan’ı
kim? Tunus’a veda eden kimdi? Karadağ,
LayLayLom
CEVAHİR’DE
SİYONİST KONGRESİ
Abdülhamit’le Siyonistler arasındaki
pazarlıkları kastederek, dizide, “Filistin
topraklarının Sultan’dan istendiği 1. Siyonist
Kongresi”ne de yer verildiğini belirten
Eren, şu sözleriyle ise, diziyle günümüz
Türkiye’sini o döneme benzeteceklerini
itiraf ediyor: “Payitaht Abdülhamid, o
dönem dünyada yaşananlarla, günümüzde
karşımıza çıkanların, yöntemler ve amaçlar
açısından birbirine olan benzerliğini tarihe
not düşecek.”
100 kişinin çalışmasıyla mekân ve
dekorların Abdülhamit’in saray ortamına
göre hazırlandığını da söyleyen Eren,
dizi için milyonlarca liranın nerelere
harcandığını şöyle açıkladı: “Askeri
kostümler ve kadın kıyafetleri, tarih
danışmanlarının eşliğinde detaylarına
kadar incelenerek, 4 ayrı atölyede 20
terziyle hazırlandı. Ayakkabı ve şapka
atölyelerinde döneme uygun özel üretimler yapıldı. Takı tasarımları da döneme
uygun olarak bu dizi için üretildi.”
Abdülhamit’e dair bilinmeyenlerin
ayrıntılı olarak işleneceği belirtilen diziyle
ilgili en çok merak edilen konu ise yabancı
şirketlerle ortak yatırımlara çok hevesli
olan komprador Abdülhamidin’in saraydan ayrılırken unuttuğu özel defterde
parasını hangi yabancı bankalara sakladığına dair tuttuğu kayıtların dizide
yer alıp almayacağı...
Yurtseverlerin merak ettiği bir başka
konu ise Mehmet Âkif’in Abdülhamit için
belleklere kazıdığı şu beyitin dizide anılıp
anılmayacağı:
Gölgesinden bile korkup bağıran bir ödlek
Otuz üç yıl bizi korkuttu ‘Şeriat’ diyerek.
Kaan Arslanoğlu’nun
yeni romanı çıktı
KAAN Arslanoğlu,
merakla beklenen son
romanında sosyal iletişim çağı insanının
resmini çiziyor. İthaki
Yayınları tarafından
yayımlanan kitapta
psikolojiden siyasete,
bilimden gündelik ilişkilere uzanan bir düzlemde farklı, sarsıcı
bir metin, şaşırtıcı bir sonla okuyucuya sunuluyor. Önce kendine ve
sonra topluma yabancılaşan insanın
ÇOCUK oyunuLayLayLombugünsaat
13:00’teCevahirSalon2’deminiktiyatroseverlerlebuluşuyor.SevgiSakaryaCengiz’inyazdığıoyunuEceOkayyönetiyor.
OyununkostümvedekortasarımınıCandan
Günay,ışıktasarımınıiseAkınYılmazyaptı.
DansdüzeniİnesKiremitçi’yeaitolanoyundaEnginDelice,BengisuKarahan,Merve
ÇağlaKuru,YıltanKahraman,VehbiAkıntürk,AlparslanAydın,HandanÖlçener,DinçerSimsar,HakanDülger,EzgiBaykal,MeriçAkay,LalizerKemaloğlu,TilbeTaşlı,ErdemSazakveGökçeAktaşrolalıyor.
HAYIRDA
BİRLEŞ!
Sırbistan ve Romanya’ya bağımsızlık veren
kim? Bulgaristan’ın ilerleyişi kimin işi?
Tesalya kırlarını Yunanistan’a kim peşkeş
çekti? Girit’e kim bayrak dikti? Hiçbir
padişahın bir tekini bırakmaya iki yüzyıl
boyunca razı olmadığı bölgeleri, üstüne toz
kondurmadığınız Osmanlı mülkünü 33 yıl
boyunca emperyalizme sebil eden kim? Somut olaylar üzerinden konuşun bayım...”
internet ortamındaki sancılı portresini gözler önüne seren Arslanoğlu, önceki romanlarında ve düşünce eserlerinde belirlediği yolu bu yapıtında derinleştirerek izliyor. Güncel
olgular içindeki insanlık
hallerini sorgulayan ‘Yüzü
Silinenler: Darbe Günlükleri’nde kaderi süratle değişmek olan zamane insanının bu hızlı
değişim içinde bocalayışları sürükleyici bir anlatımla ortaya konuyor.
Aydınlık geleceğimizin önündeki engellere HAYIR
EROL ERTUĞRUL
16 Nisan 2017 günü ülkemiz bir referanduma gidecek. Bu bir siyasal seçim değil.
Referandum sonucunda iktidar değişmeyecek.
Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar değişmeyecek. Ancak, ülkemizin geleceği tek adama bağlanacak.
Yönetim biçimimizi, geleceğimizi böylesine
etkileyecek bir konuda referandum olabilir
mi? Öyle şeyler vardır ki halkoyuna sunamazsınız. Cumhuriyet’imizi oylayabilir miyiz?
Saltanatı, halifeliği halkoyuna sunabilir miyiz?
Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet’i kurarken saltanatı, hilafeti halkoyuna sunabilir
miydi? Böyle konularda halk oylamaları sağlıklı sonuçlar verebilir mi? Kenan Evren’in
halkoyuna sunduğu 1982 Anayasası yüzde
doksan iki oyla kabul edilmişti.
Bu ülke hepimizindir. Hangi siyasal partiye
oy vermiş olursak olalım, hangi siyasal görüşte
olursak olalım tıpkı Kurtuluş Savaşı’nda olduğu gibi geleceğimiz konusunda el ele
vermek zorundayız. Bizi yutmak isteyen, bizi
bölüp parçalamak isteyen emperyalizme karşı
birlik olup dik durmak zorundayız. Özgürlüğümüzü, onurumuzu borçlu olduğumuz Cumhuriyet’imizi hep birlikte korumak zorundayız. Cumhuriyet’imizi kaybedersek her şeyimizi
kaybederiz.
Önce neyi oyladığımızı bilmeliyiz. Kanla, alın teriyle, emekle elde ettiğimiz egemenliğimizi
bir çırpıda bir kişiye
u dönem İstanbul Devlet Tiyatrosu’nda
galası yapılan dördüncü oyun Ronald
Harwood’un yazdığı Ergun Sav’ın dilimize
çevirdiği Giydirici adlı oyunu oldu. 2016 - 2017
döneminde İstanbul Devlet Tiyatrosu’nda şu
ana kadar izlediğim en iyi oyun olduğunu
söyleyebilirim. Yaklaşık on yıl önce yine İstanbul
Devlet Tiyatrosu tarafından ilk kez sahnelendiği
dönemde ilgiyle izlenmişti.
Giydirici, tiyatroda niteliği ve değeri olan
bir kavramdır. Giydiriliciğin sahne sanatları
içerinde önemli bir işlevi yerine getirdiği çok
açık bir tarihsel gerçektir. Ron Howard’ın
oyununda ise ‘giydirici’ bir metafor olarak
kullanılmış. Sanatın iyileştirici gücünü en zor
koşullar altında bile sözgelimi, bombardıman
altında bir şehirde yaşam koşullarının tüm
ağırlığını göğüsleyerek toplumsal görevini
başarıyla yerine getirebilmektedir. Ayrıca sahne
sanatları sadece görünen temsili yansıtmakla
kalmayıp bir sanat olayının arka planında ve
kulisinde yaşananları günışığına çıkarması
açısından da önemli bir görev yapmaktadır.
GİYDİRİCİ VE ARKA PLAN
verebilecek mi?
CEZMİ GÜNTAY
Hayati
ASILYAZICI
[email protected]
KÜLTÜR SANAT
HAZIRLAYAN: FATMA VATANSEVER
ELEŞTİREL BAKIŞ
devredemeyiz. Getirilmek istenen değişiklik,
yargı, yasama, yürütme gücünün tek adamın elinde toplanacağı, demokrasinin,
hukuk devletinin yok olduğu bir yönetim biçimidir ve dünyada bir benzeri daha yoktur.
Geleceğimiz için, gelecek kuşakların, çocuklarımızın yüzüne bakabilmek için bu değişikliğe HAYIR demeliyiz, HAYIR’da
birleşmeliyiz.
Yarn: Ahmet Yldz
Harwood, anımsanacağı üzere, senaryolaştırdığı Giydirici ile Oscar’a aday gösterilmişti.
2002 yılında Polonyalı yönetmen Roman
Polanski’nin yönettiği Piyanist filminin senaryosu
ile 2003 yılında Oscar’ı kazanmıştı. Bu sonuç
yazarın senaryo konusundaki başarısının rastlantı
olmadığını göstermektedir. Örnek vermek
gerekirse Giydirici’deki diyaloglar usta işi gerçekleştirilmiş bir çalışmadır. Yazarın gelişmesinde
önemli rol oynayan Shakespeare Company’e
katılmasıdır. Buradaki eğitimi yazarın ufkunu
açmış ve yazarlık alanında gelişmesini sağlamıştır.
Özellikle Giydirici’ye baktığımızda bir oyunun
hazırlanıp ramp ışıklarına getirilişini ve tiyatronun
kulisinin olağanüstü başarıyla ayrıntılı biçimde
yansıtılmasını görüyoruz. Bu ayrıntıya ulaşmasının temel nedeni 1953-58 yılları arasında
Sir Donald Wolfit’in giydiriciliğini yapmış olmasıdır. Yazar bugüne kadar 21 tiyatro oyunu,
10 kitap ve 16 televizyon oyunu yazmıştır.
Böylece İngiliz yazarlar arasında önemli bir
yere adını yazdırmıştır.
SAHNELEME BİÇİMİ
Hakan Çimenser’i Shakespeare’e yakın
duruşu ile tanıyorum. Shakespeare ve diğer
oyunlarından yapmış olduğu çalışmalar onun
yorumu ve biçimsel olarak sahneleyişindeki
başarı her zaman dikkatimi çekti. 2010 yılında
sahneye koyduğu ‘Beğendiğiniz Gibi’ adlı
komedyasındaki yönetiminde Shakespeare ile
olan bağlantısındaki başarısını gördüm. Çimenser’in sahnelediği oyunlar arasında şunları
sayabiliriz: Yağmur Durduğunda (Adrew Bowell),
İmparatorluk Kuranlar (Boris Vian), Martı (Anton Çehov), Aldatma (Harold Pinter), Deli
Dumrul (Güngör Dilmen) ve Pazartesi Perşembe
(Musahipzade Celal).
BAŞARILI BİR SAHNELEME
Giydirici kollektif bir başarıyla sahnelenmekte.
Giydirici rolünde Celal Kadri Kınoğlu kendini
aşan bir başarıya ulaşıyor. Kral Lear’de Hakan
Çimenser metindeki Lear’i olabildiğince doğru
ve gerçekçi biçimde yorumluyor. Cordelia rolündeki Hülya Gülşen başarısızlığın getirdiği düş
kırıklığını özenli bir biçimde yorumluyor. Bu
başarılı yapımda Rüyam Perihan Dirin, Ebru
Demirdöven, Aral Seskir, Osman Tunca Soysal,
Sinan Cem Çabuk, Abdullah Yakın, Cem Şahin,
Evrim Feyza Geboloğlu ve İpek Altınöz takım
oyunculuğunu tamamlıyor ve oyuna katkı
sağlayırlar. Dekor, kostüm, ışık ve müzik bu
başarılı yapımı tamamlayan çalışmalardı.
Çin, Hollywood
filmlerine açılıyor
ÇİNLİ sinemaseverlerin daha çok Hollywood filmi buluşması yönünde Çin ve ABD’li yetkililer görüşmelere devam ediyor. Görüşmelerde daha çok
Hollywood yapımı filmin Çin pazarına girmesi ve ayrıca gişe gelirlerinden daha çok
kâr beklentisi gözleniyor. Son beş yıldır yürürlükte olan anlaşmaya göre Çin’de yılda 34 yabancı film
gösterime giriyor ve
bunların 14’ünün
3D ya da büyük formatta olması gerekiyor. 2016 yılında
ise 34 değil 39 yabancı film Çin’de
gösterime girmişti. Çin, Dünya Ticaret Örgütü’ne
girmeden önce bu rakam 20’ydi. Halen yabancı
filmlere uygulanan kota uygulamasında Hollywood
filmlerinin sayısı fazla... Kotanın 10 film kadar daha
yükseltilmesi öngörülüyor. Çin’deki en büyük film
otoritesi SARFT, yerli film endüstrisinin yabancı filmlerle yarışacak şekilde hazırlanmasını istedi.
19 ŞUBAT 2017, PAZAR
14
Merkel’den Rusya ile ‘iyi ilişki’ çağrısı
DIŞ HABERLER SERVİSİ
MEVCUT farklılıklara rağmen Rusya’nın AB’nin komşusu olduğunu ve terörle
mücadelede ortak çıkarlara sahip olduğunu
söyleyen Almanya Başbakanı Angela Merkel, Moskova ile ilişkilerin geliştirilmesi gerektiğini belirtti. Münih Güvenlik Konferansı’nda katılımcılara hitap eden Merkel,
“Rusya, AB’nin sınır komşusu ve mevcut
farklılıklara rağmen, Moskova ile iyi ilişkiler
geliştirme çağrısı yapmaya devam edeceğim” diye konuştu.
Türkiye’deki ziyareti sırasında tepkiyle
karşılanan ‘İslamist terör’ ifadesini bir kez
daha kullanan Merkel, “Rusya ile İslamist
teröre karşı ortak mücadele yürütmek, Rusya ile normal ilişkilere sahip olmak ve Lizbon’dan Vladivostok’a uzanacak bir serbest
ticaret bölgesi üzerinde çalışmaktan daha
iyi bir şey olamaz” diye vurguladı.
‘RUSYA-NATO KURUCU
SENEDİ’NE BAĞLI KALMAK
ÖNEMLİ’
Bu arada Merkel, Rusya-NATO Kurucu
Senedi’ne bağlı kalmanın büyük önem taşıdığını söyledi. Rusya-NATO Konseyi top-
HAZIRLAYAN: MASUM GÖK
[email protected]
MÜNİH GÜVENLİK KONFERANSI BAŞLADI
lantılarının düzenlenmesi nedeniyle NATO
Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’e teşekkür
eden Merkel, “Zor bir dönemden geçsek
de, Rusya-NATO Kurucu Senedi’ne bundan sonra da bağlı kalınması gerekiyor”
dedi. Merkel, Rusya-NATO Konseyi’nin
hibrit savaş konusunu ele alması gerektiğini
de ifade etti.
“Rusya’nın bu konuyla aktif olarak ilgilendiğini ve hibrit savaşı meşru politikasının
bir parçası olarak düşündüğünü biliyoruz”
diye devam eden Merkel, bu konunun Rusya-NATO Konseyi’nin gündemine alınmasının iyi olacağını kaydetti.
Kuzey Kore ile görüşülmeli
ÇİNDışişleri Bakanı Wang Yi, Kuzey Kore’deki
nükleer sorununa ilişkin
görüşmelerin yeniden başlatılması imkanının
hala bulunduğunu ve barış
umudunun sönmediğini kaydetti. Wang Yi öted
en beri nükleer sorununun
çözümü için diyalog ve zıtlaşma olmak üzere
iki seçenek bulunduğuna
dikkat çekti. Wang Yi, birçok zikzağa rağmen,
bu süreçte Kore Demokratik
Halk Cumhuriyeti’nde nükleer füze geliştirme
çalışmalarının kontrol edildiğini ve yarımadadaki durumun da genel olara
k istikrarlı olduğunu söyledi.
Dünya için 10 tehdit
Konferans öncesi katılımcılara sunulan raporda Türkiye’nin Fırat Kalkanı operasyonundan duyulan
rahatsızlık dile getirilirken, AKP hükümeti için ise ‘Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hükümeti’ ifadesi kullanıldı
DIŞ HABERLER SERVİSİ
ÜÇ gün sürecek olan 53. Münih Güvenlik
Konferansı dün başladı. Gündem, yeni
ABD yönetiminin NATO ile ilişkileri,
IŞİD’le mücadele, Suriye, Ukrayna, Yemen,
Rusya-NATO ilişkileri, Türkiye’de artan
güvenlik endişesi, siber güvenlik tehdidi ve
dünyada artan popülizmin güvenliğe olan
etkileri olacak.
RAPORDA TÜRKİYE
Konferansın öncesinde her yıl olduğu
gibi hazırlanan Güvenlik Raporu’nda bu
yıl, Türkiye’deki olağanüstü hâl uygulaması
ve referandum sürecine de değinildi.
“2017’de güvenlik sorununda rol oynaması muhtemel aktörler” başlığı altında
Türkiye’deki gelişmelerin de yer aldığı raporda, 15 Temmuz sonrası uygulamaların
‘ciddi bir baskı aracına dönüştüğü’ iddia
edildi. AKP iktidarı için “Cumhurbaşkanı
Erdoğan’ın hükümeti” ifadesi kullanılan
raporda şu ifadelere yer verildi: “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hükümeti bir başka
savaş daha yürütüyor. PKK, 2015 yazında
Türkiye-Suriye sınırında yaşanan ayaklanmalar sonrası, nispeten stabil ilerleyen barış
sürecini de sonlandırdı ve bugüne kadar 2
bin 400’den fazla kişi hayatını kaybetti.
İçeride yürüyen bu mücadele, Türkiye’nin
Suriye politikasını da etkiledi ve Ağustos
2016’da Türkiye, Suriye’ye askeri olarak da
müdahil oldu. Fırat Kalkanı isimli operasyon,
Türkiye’nin güney sınırında güçlü bir Kürt
oluşumunu engellemek için yapılıyor.”
TÜRKİYE’NİN YERİ NERESİ?
Ağustos 2016’da yapılan bir anket so-
nuçları da grafikle anlatılıyor. “Türkiye
hangi gruba dâhil olmalıdır?” sorusunda
halkın yüzde 29’su Avrupa derken, yüzde
27’si İslam dünyası ve Ortadoğu yanıtını
verdi. Yüzde 10’u Orta Asya Türk dünyası
darken, yüzde 20 de ‘kendi kendine varolsun’
dedi. CHP seçmeninin yüzde 51’i, HDP
seçmeninin yüzde 41’i, MHP seçmeninin
yüzde 28’i ve AKP seçmeninin yüzde 22’si
Avrupa yanıtını verdi.
TEHDİTLER
Raporda dünyada güvenliği tehdit eden
10 unsur şöyle sıralanıyor:
1- Bağımsız, uluslararası gelişmeleri
önemsemeyen tek taraflı bir ABD.
2- Çin’in ABD’ye aşırı reaksiyon gösterme
ihtimali.
3- Merkel’in yeniden seçilse bile daha
güçsüz bir konuma gelmesi olasılığı.
4- Birçok ülkede seçimler olacağı için
2017’de reformların ikinci, üçüncü plana
atılması.
5- Ortadoğu’da halkın öfkesini artıran
iletişim araçlarının güçlenmesi.
6- Merkez Bankalarının gittikçe daha
fazla siyasileşmesi.
7- Beyaz Saray ile Silikon Vadisi’nin çatışması, yani bilim alanında yapılacak özgür
yatırımların azalması.
8- Türkiye’de OHAL sürecinde yapılan
seçim kampanyası ve referandumun ekonomiye, istikrara ve bölge ülkeleriyle ilişkiye
zarar vermesi.
9- ABD’ye daha da fazla tepki göstermek
için kapasitesini artıran Kuzey Kore.
10- Afrika’da nadir bulunan istikrar
sahibi ülkelerden Güney Afrika’da, Zuma’nın iktidar savaşı sebebiyle siyasi çatışma
yaşanması.
Binali Yıldırım
Merkel’le görüştü
KONFERANSA Babakan Binali Yldrm, Alman Babakan Merkel, ABD
Bakan Yardmcs Pence, Irak Ba
bakan badi, Irak Kürdistan Bölgesel
Yönetimi lideri Mesud Barzani ve Ukrayn
a,
Azerbaycan, Krgzistan, Polonya,
Afganistan’n da içinde olduu 10’a yak
n
devlet bakan da katld. 47 diler
i
bakan ve 30 savunma bakan da kon
feransta konuma yapacak.
Önceki akam Almanya’ya gide
n
Babakan Binali Yldrm, dün Alm
an
mevkida Angela Merkel’le temasla
rda
bulundu. Münih’teki Bayerischer
Hof
Oteli’nde basna kapal gerçekle
en
görüme, yaklak 50 dakika sürdü.
Trump’a karşı etten duvar
HABER MERKEZİ
MEKSKA’da yüzlerce kişi, ABD
Başkanı Donald Trump’ın iki ülke
arasına duvar inşa etme planını “etten
duvar” örerek protesto etti. Ciudad
Juarez kentinde toplanan yüzlerce
kişi Rio Grande nehri yakınlarında
etten duvar örerek ellerindeki renkli
bez parçalarını, komşuları ABD’nin
Teksas eyaletine bağlı El Paso kenti
sakinlerine salladı. Organizatörler,
iki şehri bir araya getirmek amaçlı
dostça örülen etten duvarın, onları
bölen çelik ya da beton duvardan
daha iyi olduğunu belirtti.
Eski devlet başkanı adayı Cuauhtemoc Cardenas, yaptığı açıklamada, “Burada görüldüğü gibi, nehrin diğer yakasında, diğer tarafta
böyle bir duvar inşa etmek isteyen
pek çok dostumuz var” dedi. ABD
Başkanı Trump, 20 Ocak’ta göreve
geldikten sadece 5 gün sonra, “yasa
dışı göçü önlemek” ve “sınır güvenliğini artırmak” için Meksika sınırına
duvar örülmesini öngören kararnameyi imzalamıştı.
Duvarın inşasıyla ilgili bütçenin
öncelikle federal hükümet tarafından
karşılanacağını söyleyen Trump, bu
paranın Meksika hükümetinden tahsil
edileceğini dile getirmiş, Meksika
Cumhurbaşkanı Enrique Pena
Nieto ise duvar için ödeme yapmayacaklarını birçok kez
ifade etmişti.
3 bin Türkten Almanya’ya sığınma başvurusu
TÜRK vatandaşları tarafından Almanya’ya
yapılan sığınma başvurularında, 15 Temmuz’daki FETÖ’cü darbe girişiminden bu
yana belirgin bir artış meydana geldi. Son
6 aydaki artışın yüzde 60 oranında olduğuna dikkat çekiliyor.
Rheinische Post gazetesinin haberine
göre, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Türk vatandaşlarının Almanya’ya
sığınma başvuruları arttı.
Haberde, geçen yılın ağustos ayından
ocak ayının sonuna kadarki dönemde 3 bin
100 Türk vatandaşının Almanya’ya sığınma başvurusunda bulunduğu bildirildi.
Buna göre, sığınma başvurusunda bulunanların sayısında 1.900 kişinin sığınma
başvurusu yaptığı bir önceki 6 aylık periyoda göre yüzde 60 artış meydana geldi.
Gazete haberini Sol Parti’nin konuyla ilgili
soru önergesine verilen yanıta dayandırdı.
Ayrıca aralık ve ocak aylarında ise 600’er
kişinin sığınma başvurusunda bulunduğu
bildirildi.
“Easy” adlı sığınma başvurularının
kaydedildiği sisteme yapılan kayıtlara göre,
aralık ayında 589 Türk vatandaşı, ocak
ayında ise 573 Türk vatandaşı Almanya’ya sığınma
başvurusunda bulundu.
[email protected]
‘İran’ı içten
karıştıralım’
“Y
urtta sulh için Cihanda savaş”
zihniyeti tekelci kapitalist sistemin oksijeni ve hayat sigortasıdır. ABD’nin Afrika CIA eski istasyon şefi
John Stockwell’in “ABD Düşman Arayışında” adlı kitapçığını tedarik edip okuyunuz. Savaşlar ve krizler olmadan ABD’nin
varlığını sürdüremeyeceğini ve bundan dolayı kavga etmek için sürekli düşman yaratmak zorunda kaldığını verilerle anlatır.
Altını çizerek yazıyorum; Türkiye’de sahibine göre kişneyen, evcil at misali varlık
sürdüren ceride müsveddelerin İran düşmanlığı için kaygılanmayın. “Sünnici ligin”
siyasi ve maddi rantına talipler. Körfezin
tatlı Petro-dolar gazının suyu hürmetine ad
edin. “Yurtta ve Cihanda savaş” için mangal gibi yürek, büyük yumurtalı olmak ta
yetmez. İran veya Suriye ordusu ile savaşın yıkım maliyetinin idrakindeler.
DAHA ÇOK DOLAR ALMAK
Baldırı çıplak Yemen ile baş edemeyen
trilyoner Suudi Hanedanlığı, Suriye ve
Irak’ı dize getiremeyen Katar gazı, Lübnan
Hizbullah’ı önünde diz çöken İsrail desteği,
Rusya ve Çin kuvvetleri önünde ayak bağı
çözülen tüccar President Trumplı ABD’nin
savaş makinesi Türkiye için elini taşın altına koymaz. Türkiye’yi sadece Menderes
misali ateşlemek için kullanır. AK Sulta da
az kurnaz ve akılsız değil. Ehemmiyetli olduğunun idrakinde. Bunu da daha çok
dolar koparsın diye iyi pazarlıyor.
İran gibi önemli ve değerli bir komşu
ülke ile rekabet halinde olmak, birçok
yerde çıkarların örtüşmemesi gayet doğaldır. Hele ki, Suriye meselesine rağmen,
AK Sultaya en büyük ekonomik ve siyasi
hizmeti sunan ülkenin İran olduğu aşikar.
Nükleer program, ambargo ve abluka döneminde, Türkiye’nin de İran’ın menfaatine uygun davrandığı biliniyor. Türkiye’nin
Türk milliyetçiliği için çalışması, başka ülkelerde yaşayan Sünni ve akraba mezheplerle ilgilenmesi ne derece “fevkalade
doğru” bir amel ise, İranlıların Farisi milliyetçiliği yapmaları, başka ülkelerde yaşayan Şii ve akraba mezheplerle ilgilenmeleri
fevkalade normaldir. Hele ki Körfez ülkeleri ile haşır neşir olmaları kadar tabii bir
şey olamaz.
İRAN SEYRETMEZ
Binlerce kilometre uzakta olan ABD gelecek Katar’a, Bahreyn’e, Suudi’ye askeri
üsler kuracak, Körfez ülkesi İran seyredecek. Binlerce kilometre uzakta olan Türkiye gelecek Körfez ekonomisine talip
olacak birileri İran’dan, “biri yer ben bakarım buna rağmen kıyamet kopmaz” demesini isteyecek. Burnumuzdaki sümüğü
görmeden, kendimize iğneyi batırmadan
“Efendim Şii Emperyalizmi güdüyorlar” diyebiliyoruz. Velev ki, öyle seni mezhep
değiştirmeye zorlayın mı var? Mezhebine,
itikadına sahip çık? Seni beğensinler, seni
seçsinler senin arkanda namaza dursunlar,
senin telkinlerinle cennete gitsinler diye
ahlaken emsal ol.
İran, Irak, Kuveyt, Katar, Bahreyn,
Arap Birleşik Emirlikleri (ABE) ve Umman
“Arap veya Farisi” Körfez’in ülkeleridir.
İran nüfusu toplam diğer ülkelerden fazla.
İran’ın Körfez ülkeleri ile sahip olduğu ticaret hacminden bihaber misiniz? En büyük
yatırımların İran sermayesine mensup olduğunu bilmez misiniz? Arap Birleşik
Devletleri (Dubai dersek hangi ülkeden
bahsettiğimiz daha iyi anlaşılır), Kuveyt ve
Umman’da İran nüfuzunun ağırlığını biliyor musunuz?
TAHRAN’IN ARAP
ÜLKELERİNDEKİ AĞIRLIĞI
Refah Sınır Kapısı
tek yönlü açıldı
MISIR yönetiminin Refah Sınır
Kapısı’nı bir günlüğüne tek yönlü
olarak açtığı bildirildi. Refah Sınır
Kapısı’nın Filistin tarafı sorumlusu
Hişam Advan, AA muhabirine
yaptığı açıklamada, Mısır tarafında
kalan Filistinlilerin Gazze’ye dönüşü için sınır kapısının tek yönlü
olarak açıldığını söyledi. Kapının
sadece bir gün açık kalacağını
ifade eden Advan, tedavi için
Mehmet
YUVA
Gazze dışında bulundukları sırada
hayatlarını kaybeden 3 Filistinlinin
naaşının da Gazze’ye nakledileceğini belirtti. Mısır yönetimi, geçen cumartesi günü Refah Sınır
Kapısı’nı üç günlüğüne çift yönlü
olarak açmıştı. Hamas Siyasi Büro
Başkan Yardımcısı İsmail Heniyye,
aynı gün yaptığı açıklamada, hareketinin Mısır’la ilişkilerinde yeni
bir sayfa açtığını duyurmuştu.
Körfez ülkelerin toplam nüfusunun en
az yarısının Şii ve akraba mezheplerden
ibaret olduğuna cahil misiniz? Bahreyn nüfusunun %70’inden Kuveyt nüfusunun
%40’ından daha fazlasının Şii ve akraba
mezheplerden oluştuğunu öğretmediler
mi? Körfez ülkelerin İran ile bir savaşın
yok olmak ve tarihte ilk kez yakaladıkları
refahın bitmesi olduğunu bilmiyorlar mı?
Erdoğan Katar, Bahreyn ve Suudi’yi ziyaret ederken, Ruhani’nin aynı günlerde Kuveyt’te, Arap Birleşik devletlerinde,
Umman’da nasıl karşılandığını seyretmiyorlar mı?
Peki, İran ile cepheden savaşın mümkün olmadığını idrak edenler ne yapar?
Hükümet sözcüsü misali özgüvenle yazan
“Gazeteci” İbrahim Karagül, “İran tankları
ve onun tedarik ettiği Yemen füzeleri Mekke’yi, Kâbe’yi vurmadan” farklı etnik ve
mezheplerden oluşan İran toplumunun
“içten karıştırılması” talebini önermektedir.
Eh adam Suriye ve Irak’tan tecrübeli. Sultanın şefkatli kolları arasında o kadar güvende ve rahat ki savaş suçu işlediğinin
farkında bile değil.
Yeni başkan Murat Cavcav
Kıratlı tenis tarihine geçti
ençlerbirliği Kulübü’nün olağanüstü genel kurulunda Murat
Cavcav başkanlığa seçildi. Milli Eğitim Bakanlığı Şura
Salonu’nda gerçekleştirilen toplantıda tek aday olan,
hayatını kaybeden efsane başkan İlhan Cavcav’ın oğlu
Murat Cavcav, bin 550 delegenin 874’ünün katıldığı
genel kurulda 708 oyla başkanlığa getirildi.
ayında başlayacak sezonun 2. grand slam tenis turnuvası
M ayıs
Fransa Açık’ta ilk kez bir Türk hakem görev yapmaya hak ka-
G
Pau Gasol’a yeni görev
Basketbol Oyuncuları Birliği (NBPA), San Antonio
A merikan
Spurs’un İspanyol yıldızı Pau Gasol’u icra kuruluna seçti.
zandı. Organizasyona seçilen çizgi hakemleri arasında Esin
Kıratlı da yer alırken, Fransa Tenis Federasyonu ile yapılan
anlaşma kapsamında, Fransa’daki bazı turnuvalarında Türk
kule hakemleri de görev yapacak.
NBPA’dan yapılan açıklamada, basketbol kariyerine NBA’in
ardından Avustralya’da devam eden Steve Blake’in icra
kurulundaki görev süresinin dolduğu belirtildi. Pau Gasol 3
yıl boyunca icra kurulunda görev alacak.
KARTAL’IN
KONUĞU
AKHİSAR
Kamil
ERDOĞDU
Haz›rlayan: HÜSEYİN ŞUEKİNCİ
[email protected]
19 yıl hatasız
geçer mi?
19
19 ŞUBAT 2017, PAZAR
Avrupa Ligi’nde Hapoel Beer
Sheva’yı 3-1 ile geçen Beşiktaş
Süper Lig’de bugün Akhisar’ı
ağırlayacak. Kartal, Başakşehir’in
puan kaybettiği haftada,
Galatasaray’la oynayacağı maç
öncesinde sürpriz yaşamak istemiyor
L
igin 20. haftasında Karabükspor’a 2-1 mağlup olan ancak en
yakın takipçisi Başakşehir’in de
yenilmesiyle liderliğini sürdüren siyah-beyazlı takım, Akhisar Belediyespor karşısında kazanarak zirvedeki
yerini korumayı hedefliyor. Geçen
hafta Rizespor’u tek golle geçen konuk ekip ise, İstanbul’dan puanla
dönmek istiyor.
19
Süper Lig’de 40 gol kaydeden Beşiktaş’ta, Aboubakar-Cenk ikilisi toplam 19
gol kaydetti. Cenk Tosun
15 golle, gol krallığı yarışında açık ara zirvede yer
alırken, Kamerunlu forvet
de bu sezon ligde 4 kez fileleri havalandırdı.
BEŞİKTAŞ - AKHİSAR BLD
Saat: 19.00
Stat: Vodafone
Hakem: Barış Şimşek
Yayın: beIN Sports
ŞENOL
GÜNEŞ’İN
AKLI FİKRİ
G.SARAY
MAÇINDA
DERBİ ÖNCESİ KART ALARMI
Siyah-beyazlılarda 3’er sarı kartı
bulunan Ricardo Quaresma, Atiba
Hutchinson ve Gökhan Gönül, bugünkü maçta kart görmeleri halinde
22. haftadaki Galatasaray derbisinde
cezalı duruma düşecek. Türkiye Kupası’nda gördüğü kırmızı kartın ardından 4 maç men cezası alan Dusko Tosic, bugünkü karşılaşmada da
forma giyemeyecek.
TosicdışındaeksiğibulunmayanBeşiktaş’tatenikdirektörŞenolGüneş,kritikGalatasaraymaçıöncesindesarıkartsınırındakifutbolcularındanmahrumkalmakistemiyor.Zorluderbiyetamkadroçıkmakisteyentecrübeliteknikadam,Akhisarkarşısındafarklıbirkadroyusahayasürebilir.
OrtasahadaOğuzhanveTalisca’yayenidenformavermesibeklenenŞenolGüneş’insarıkartendişesindendolayıAtiba’nınyerineNecipveyaGökhanİnlerile
başlamasısürprizolmayacak.
10. RANDEVU
Beşiktaş ile Akhisar Belediyespor, Süper Lig’de bugün 10. kez
karşı karşıya gelecek. İki takım arasında geride kalan 9 maçtan 4’ünü
siyah-beyazlılar, 2’sini Ege temsilcisi kazandı, 3 müsabaka da berabere
bitti. Beşiktaş’ın 19 golüne, Akhisar
Belediyespor 15 golle yanıt verdi.
GÖNÜL VE Q7 KULÜBEDE
Hapoel Beer Sheva maçına
hasta haliyle çıkan ve 90 dakika
sahada kalan Gökhan Gönül’ü
bugün dinlendirmek isteyen
Güneş savunmayı Beck -Marcelo -Mitrovic ve Adriano’dan
kurmayı düşünüyor. Quaresma
- Talisca ve Babel’den oluşacak
hücum hattının golcüsü ise her
zamanki gibi Cenk Tosun olacak. Ancak Aboubakar’ın dönmesinden sonra hücum
zenginliği artan Güneş’in burada yapacağı tek değişiklik ise
Cenk Tosun’u sarı kart sınırında
bulunan Quaresma’nın yerinde
oynatıp Aboubakar ile maça
başlamak olacak.
FENERBAHÇE, SEYİRCİSİNİN DE DESTEĞİYLE ÇIKIŞA GEÇMEK İSTİYOR
KENETLENME
ZAMANI
Avrupa Ligi’nde Krasnodar’a mağlup olan, ligde
ise 2 deplasman maçında 5 puan bırakan
Fenerbahçe, bugün seyircisiyle buluşacak.
Kanarya Kasımpaşa’yı yenip hem taraftarının
gönlünü almak hem de zirve yarışını sürdürmek
için sahaya mutlak 3 puan için çıkacak
üper Lig’in 21. haftasında bugün Kasımpaşa’yı konuk
edecek olan Fenerbahçe, sezonun ilk yarısında deplasmanda 5-1 mağlup ettikleri rakibini sahasında da yenerek, hem 22 Şubat Çarşamba günü Krasnodar ile
yapacağı rövanş maçı öncesi moral bulmayı hem de ligdeki zirve yarışından uzaklaşmamayı hedefliyor. Geçen hafta
Başakşehir’i 4-0 mağlup eden Kasımpaşa ise Fenerbahçe’yi
de yenerek çıkışını sürdürmek istiyor.
yıl olmuş. Bir derbi gününde,
bir oy farkla kazanılan genel
kuruldan bu yana geçen yıllarda hep
Aziz Yıldırım’ın yönetim anlayışı konuşuldu. Haklı olan da vardı, haksızlık
yapan da. Ancak eleştirilere hep
temkinli yaklaşmak gerektiğini düşündüm. Türkiye’nin en büyük sivil
toplum örgütünü yönetmek kolay
değildi. Hem de 9 branşta binlerce
sporcu barından bir kulübü. Üstelik
o kulüp branşların hepsinde başa
oynayacak, hatta uluslararası alanda
büyük başarılar kazanacak. Bir başka
örnek aklıma gelmediği için kıyaslama
yapamıyorum. Aziz Yıldırım’ı savunmak veya eleştirmek gibi bir aracım
yok. Sadece son 6 yılı değerlendirirken biraz insaflı olunmasını bekliyorum; diğer takımlardan değil, sarı-lacivertli taraftarlardan.
3 Temmuz denen o sürecin açılmasındaki en büyük pay Aziz Yıldırım’ın dirayeti değil mi? Ne uğradığı
haksızlık karşısında ağladı, ne de el
etek öptü. İnsanın düşününce ‘herşey
bir tarafa, Anıtkabir’e 300 bin kişiyi
toplaması bir tarafa’ diyesi geliyor.
Avrupa Ligi’ndeki son maçta ortaya konan futbol tekrar Yıldırım’ın
uygulamalarını gündeme getirdi. Futbolcunun sahada ortaya koyduğu
performanstan bu kadar sorumlu tutulan bir başka başkan var mıdır bilmiyorum. Ancak bunda haklılık payı
var. Geride kalan 19 yılda futbolda
Aziz Yıldırım’ın hatalarıyla yoldan çıkılan dönemler oldu.
Başkanlığının ilk yıllarında ezeli
rakiplerinin Fenerbahçe üzerinde sağladığı üstünlüğe son veren Osieck ve
devamında Löw yönetimi süreklilik
kazanamadı. Yıldırım, takımın başına
Rıdvan Dilmen’i getirerek bir maceraya imza attı.
Fenerbahçe futbol takımı, bu 19
yılda Avrupa arenasında bir çeyrek
final, bir de yarı final gördü. Bu başarılarda takımın başında Zico ve
Aykut Kocaman vardı. İkisinde de
bir üst tur tek golle kaçtı. Üstelik son
Benfica maçına giderken takımın
orta sahası ya cezalı, ya da sakattı.
Bu iki teknik direktörle de ayrılıklarda
Aziz Yıldırım imzası vardı. Kötü olan
Fenerbahçe’nin Avrupa yürüyüşünün
süreklilik kazanamamasıydı.
Sadece teknik adamlarla değil,
futbolcularla da sıkıntılar yaşandı.
Alex konusundan bahsetmeyeceğim,
zira o konuda yönetimin tamamen
haklı olduğunu düşünüyorum. Bence
Marco Aurelio’nun takımdan ayrılması
daha büyük boşluk bıraktı. Hem sistemin önemli bir parçasıydı, hem de
o zamanki kurallar çerçevesinde Türk
pasaportu taşıması büyük avantajdı.
Basına bile sızmadan takımda tutulabilirdi diye düşünüyorum.
Emenike konusunda ise kimin sorumlu olduğu pek net değil. Affedilebilir, ilk 11’e alınabilir, fakat bu
süreç bir Avrupa Ligi karşılaşmasıyla
mı başlamalıydı? 70 dakika sahada
dolaşmasına izin verilmeli miydi?
Acaba ona gösterilen sabır Fernandao’ya gösterildi mi?
S
‘DA
BUGÜN
FUTBOL
FENER’DE 4 EKSİK
Fenerbahçe’de Robin van Persie, Jeremain Lens ile Alper
Potuk cezaları, Salih Uçan ise sakatlığı nedeniyle Kasımpaşa karşısında forma giyemeyecek. Sarı-lacivertli ekipte,
Hasan Ali Kaldırım ve Ozan Tufan ise Kasımpaşa maçında
sarı kart görmesi halinde cezalı duruma düşerek, 22. haftadaki Gaziantepspor mücadelesinde sahadaki yerini alamayacak. Kasımpaşa’da ise Franck Etoundi ve Batuhan
Altıntaş sakatlık nedeniyle forma giyemeyecek.
FENERBAHÇE-KASIMPAŞA
Saat: 15.00
Stat: Ülker
Hakem: Fırat Aydınus
Yayın: beIN Sports
BASKETBOL
Beşiktaş dava açtı
12numara.org kapandı
SON 4 MAÇTA 5 PUAN
F.Bahçe, ligde son haftalardaki kötü performansıyla dikkati çekiyor. Ligde yaptığı son 4 müsabakada sadece 1 galibiyet alan sarı-lacivertli ekip, 2
karşılaşmayı beraberlik, 1 mücadeleyi ise yenilgiyle
tamamladı.
Basketbolda
Basketbolda
kapalı
kapalı gişe
gişe
8 MAÇTIR KAYBETMİYOR
İki takım arasında geride kalan 27 lig maçlarının
22’sini Fenerbahçe, 3’ünü Kasımpaşa kazandı. 2
müsabaka da berabere sonuçlandı. Rekabette son 8
maçta galip gelen Fenerbahçe’nin 65 golüne, Kasımpaşa 22 golle yanıt verdi.
Fenerbahçe Erkek Basketbol Takımı’nın Euroleague’in 23. haftasında
23 Şubat Perşembe günü
Ülker Sports Arena’da sahasında Yunanistan temsilcisi Olympiakos ile ya-
SÜPER LİG
13:00 Gençlerbirliği-Konyaspor
15:00 Fenerbahçe-Kasımpaşa
15:30 Adanaspor-Osmanlıspor
19:00 Beşiktaş-Akhisar Belediye
1. LİG
13:00 Boluspor-Ümraniyespor
16:00 Elazığspor-Eskişehirspor
18:30 Balıkesirspor-Bandırmaspor
pacağı maçın biletleri tükendi. Sarı-lacivertli
kulüpten yapılan açıklamada, Fenerbahçe taraftarına
karşılaşmaya gösterdiği
yoğun ilgiden dolayı
teşekkür edildi.
Beşiktaş yönetimi, 1 milyondan fazla takipçisi
olan Fenerbahçeli taraftarlar sitelerinden
12numara.org için
mahkemeden kapatma kararı çıkardı. 12numara.org
isimli twitter hesabını daha önce de
mahkemeye veren siyah-beyazlı
yönetim, hakaret içerikli mesajların devam etmesinin ardından 12numara.org’u 2.
kez mahkemeye vermesi sonrası 12
numara.org
isimli twitter hesabı
kapandı.
KADINLAR SÜPER LİG
14:00 Adana Aski-Mersin BŞB.
15:00 G. Saray-Yakın Doğu Üni.
15:30 Fenerbahçe -AGÜ
16:30 Hatay BŞB.-Beşiktaş
VOLEYBOL
EFELER LİGİ
14:00 Halkbank-Afyon Bld.
15:30 İnegöl Bld.-Ziraat Bankası
15:00 Galatasaray-Arkas Spor
16:00 MSK Urfa-İstanbul BŞB.
15:00 Tokat Bld.- Maliye Piyango
SULTANLAR LİGİ
13:00 Galatasaray-Beşiktaş
Giresun zirveye yürüyor
T
FF 1. Lig’de üst üste iki 5 gollü galibiyetle düşme hattından
sıyrılan Manisa, evinde Giresunspor’a 2-1 mağlup oldu.
Giresun’a galibiyeti getiren golleri, 21’de Recep Aydın ve
29’da Özgür kaydetti. Manisa’nın tek golü 36’da Bahattin
Köse’den geldi. Bu skorla Manisa, 20 puanda kalırken
Giresun, puanını 36’ya çıkardı.
B
ursaspor’da futbolculardan Sercan Yıldırım ve Deniz Yılmaz
kadro dışı bırakıldı. Yapılan açıklamada, Mutlu Topçu’nun
kararıyla kadro dışı kaldıkları belirtilerek, “Sergiledikleri performanslarıyla gelecek planımız içinde yer alması mümkün
olmayan bazı oyuncularımız ile ilgili değerlendirmelerimiz
de devam etmektedir” ifadeleri kullanıldı.
ETO’O VARSA
SORUN YOK
1-0
Altınordu 90’da güldü
Bursa’da 2 kadro dışı
S
üper Lig’in 21. haftasında Antalyaspor ile Karabükspor karşı karşıya
geldi. Antalya Arena’daki mücadelede ev sahibi yıldız futbolcusu Eto’o’yla
bulduğu golle maçı 1-0 kazandı. Karşılaşmanın ilk yarısı yüksek tempoda
geçse de gol sesi çıkmadı.Antalyaspor
ilk yarının aksine 2. yarıda daha etkiliydi. Çalımbay’ın öğrencileri,
Eto’o’nun liderliğinde Karabükspor’un kalesini ablukaya aldı. Antalyaspor, aradığı golü 82’de Sakıp
Aytaç’ın ortasına gülze vuran Samuel Eto’o takımını 1-0 öne geçirdi. Kalan dakikalarda başka gol
olmayınca Antalyaspor puanını
35’e yükseltti.
1. Lig’de 21’inci hafta mücadelesinde Altınordu evinde
A TFF
Adana Demirspor’la karşılaştı. Bornova Stadı’ndaki maçı
Altınordu uzatmalarda bulduğu golle 2-1 kazandı.. Altınordu’ya
galibiyeti getiren golleri, 15 Okan ve 90+2’de Beykan
kaydetti.
DİĞERSONUÇ:Ş.Urfa2-2Göztepe
0-0
DÜŞÜŞ SÜRÜYOR
ŞAMPİYONLUK yarışı veren Başakşehir, evinde
Gaziantepspor’la karşılaştı. Başakşehir Fatih Terim Stadı’ndaki mücadelede gol sesi çıkmadı ve
maç 0-0 berabere bitti.
Karşılaşmaya etkili başlayan Abdullah Avcı’nın
öğrencileri, bir türlü aradığı golü bulamadı. Karşılaşmaya boyunca savunmada bekleyip, kontrataklarla gol arayan Gaziantepspor, ilk yarıda
etkisiz bir görüntü çizdi.
Mücadelenin 2. yarısı da
turuncu-lacivertlilerin üstünlüğü ile geçildi. Başakşehir maç boyunca
Mossoro, Mustafa Pektemek ve Visca ile yakaladığı posizyonları gole
çeviremeyince sahadan
beraberlikle ayrılmak zorunda kaldı. Bu sonuçla
puanını 43’e yükselten
Başakşehir, maç fazlasıyla
lider olma şansını da kaçırdı. Adanaspor’u geçerek ligde haftalar 3 puanla tanışan Güneydoğu
ekibi ise 1 maç eksiğiyle
puanını 15’e çıkarttı.
Uygun isyan etti
Gaziantepspor teknik
direktörü Bülent
Uygun, “Türk futbolunun geldii yer buras
ite. Gençlerimiz yok
takmlarda.” Eserinle
gur duy Türkiye. Takmda türkçe konuacam adam yok”dedi.
6
Baakehir, Gaziantepspor ile berabere
kalarak son 6 maçnda 4. puan kaybn yaad.
Finalin adı: Banvit-A.Efes
BASKETBOL Erkekler Türkiye Kupası’nda finalin adı Anadolu Efes ve
Banvit oldu... Yarı finalde günün ilk
karşılaşmasında Galatasaray Odeabank’ı 71-68 yenen Banvit, finale yükseldi. Maç, büyük bir çekişmeye sahne
olurken, iki tarafın da yaptığı iyi savunma maça damga vurdu. Galatasaray,
son topta isabeti bulamayınca maçı kazanan taraf Banvit oldu. Banvit’te Jordan Theodore 20 sayıyla maçın yıldızı
Haz›rlayan: CENK ÇINAR
[email protected]
19 ŞUBAT 2017, PAZAR
TUDOR:
Ellerinden
geleni
yaptılar
rıma bir
Igor Tudor, maç sonu yaptığı açıklamada, ‘’Futbolcula
çok iyi
a
por’d
Rizes
lar.
yaptı
i
gelen
şey söyleyemem. Ellerinden
u
konus
söz
olmam
mutlu
e
süred
ımız
mücadele etti. Kazanmadığ
ğim
a sevdi
değil’’ dedi. Bruma ile ilgili de konuşan Tudor, “Brum
. Bir hata
lazım
amak
unutm
unu
olduğ
genç
ama
bir oyuncu
dedi.
cek’’
yaptı ve İstanbul’da kaldı. Pazartesi aramıza döne
SÜPER LİG PUAN DURUMU
O
20
21
21
20
21
20
20
21
20
21
20
20
19
21
20
21
20
20
G
13
12
12
10
10
9
7
8
6
8
7
6
5
6
6
5
4
4
B
5
7
4
6
5
3
7
4
9
3
3
6
8
4
3
5
5
3
[email protected]
Aynı tas
aynı hamam
rektörIgorTudoryöneGalatasaray,teknikdi
puankayıplarını
timindezirveyarışında
puan
tü
hafta mrakiplerinin
sürdürdü...Geçtiğimiz
po
ahasındaKayseris r’a
kaybetmesinekarşıns
an
zılılar,bukarşılaşmad
mağlupolanSarı-kırmı
fha
4
on
ıveligins
dagalibiyetçıkaramad
ederekzirve
yb
ka
an
pu
tasında8
aldı.
yarışındaönemliyara
22 gün önce
Kardemir
Karabükspor’un
banda
deplasmanda
Çaykur
Rzespor’a 1-0
malup olan
Hrvat teknik
adam Igor
Tudor,
Galatasaray ile
de Rize
deplasmanndan
galibiyet
çkartmay
baaramad.
BEŞİKTAŞ
BAŞAKŞEHİR
GALATASARAY
FENERBAHÇE
ANTALYASPOR
TRABZONSPOR
KONYASPOR
BURSASPOR
OSMANLISPOR
KARABÜKSPOR
KASIMPAŞA
AKHİSAR
G.BİRLİĞİ
KAYSERİSPOR
ALANYASPOR
RİZESPOR
ADANASPOR
GAZİANTEP
Cenap
YENER
Ağır yara
22
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
olurken, Galatasaray’da 5 oyuncu çift
haneli sayı üretti ancak bu galibiyet için
yeterli olmadı. Günün diğer maçında,
çeyrek finalde Fenerbahçe’yi eledikten
sonra yarı finalde Pınar Karşıyaka’nın
karşısına çıkan Anadolu Efes, son bölümü oldukça çekişmeli geçen maçı 7974 kazandı ve bir senelik aranın ardından finale adını yazdırdı. Integral Forex
Türkiye Kupası finali bugün 19.30’da
Ankara Spor Salonu’nda oynanacak.
M
2
2
5
4
6
8
6
9
5
10
10
8
6
11
11
11
11
13
A
40
37
40
39
25
20
24
22
23
24
25
12
17
22
29
21
19
16
Y
17
16
21
19
23
21
24
24
22
29
29
24
19
33
40
33
27
34
A v. P
23 44
21 43
19 40
20 36
2 35
-1 30
0 28
-2 28
1 27
-5 27
-4 24
-12 24
-2 23
-11 22
-11 21
-12 20
-8 17
-18 15
Yine
STAT:
ÇAYKUR DIDI
HAKEMLER:Halis Özkahya, Kem
al Yılmaz,
Hakan Yemişken
Rizespor
Diallo **, Mehmet **(Dk.62 Nosa
**), Oboabona **, Ümit ** (Dk.
43Yakoubi **), Özgür Çek ***, Petru
cci
**, Recep ***, Dhurgham **, Ahm
et İlhan **, Janster ** (DK.71 Tuszynsk
i **)
, Edomwonyi **
T.D:HİKMETKARAMAN
Galatasaray
Muslera **, Sabri * , Chedjou **,
Semih **, Linnes **(Dk.71 Ahm
et *),
De Jong *, Selçuk *(DK.79 Sina
n *),
Rodrigues **, Yasin *, Josue
**(Dk.60Tolga *), Podolski **
T.D:IGORTUDOR
1
olmadı
HaftaiçiJanOldeRiekerink’igönderip
takımınbaşınaIgorTudor’ugetirenAslan
Rizedeplasmanından3puançıkaramadı
SÜPER Lig’in 21. haftasında
Rizespor kendi sahasında Galatasaray’ı konuk etti. Galatasaray’ın Hırvat teknik direktörü
İgor Tudor, yönetiminde ilk
Goller: Dk. 23 Podolski (Galatasaray)
maçına çıkarken oyuna oldukça
Dk.76 Özgür (Rizespor)
SARIKART:Podolski (Galatasaray)
baskılı ve istekli başladı. Dakikalar 23’ü gösterdiğinde
Galatasaray Podolski ileudor’un
,T
ğlu
ifo
az
üstünlüğü yakaladı.
tN
en
ev
iL
Galatasaraylıyönetic
Brumabenim
,“
ğlu
Golden sonra ataklarını
ifo
az
ı.N
ad
ml
Brumakararınıyoru
talarıyapacak.
ha
kesmeyen
ve oyun diBu
ç.
en
kg
ço
ha
oğlumgibi.Da
sındaRealMadrid
siplininden
kopmayan
afa
.K
zım
ıla
as
am
Uzatm
üy
ün
üş
ıd
lar
un
Galatasaray
baskılı
oyurb
gibitakımlarvar.Eğe
zın
mı
ca
Ho
k.
nunu
sürdürse
de
ikinci
ca
ka
orsabunlarıbıra
odriguesiseyaptığı
golü bulamadı ve karşılaşmaGalatasaray’daGarryR
ş kararınınarkasındayız”dedi.
eli
ag
ray
Bu
m.
nü
gü
olayıüz
nın
ilk yarısı Sarı kırmızılıların
rı
açıklamada,“Skordand
Ya
yarıdadominanttık.2.
1-0’lık
üstünlüğüyle sona erdi.
ok
amacımız3puandı.İlk
rç
do
ik.Yumuşakoynadık.Tu
Karşılaşmanın
ikinci yarıagresifliğimizikaybett
nla
aa
ca.Neistediğinitakım
sında
ise
sahada
bambaşka
bir
iyibirhoca.Akılıbirho
r.
va
aç
dahaçokm
Galatasaray
vardı.
İlk
yarıdaki
tanbirhoca.Önümüzde
en
ind
es
y’agelm
KendisininGalatasata
oyunundan tamamen kopan
um”dedi.
uy
utl
m
ok
ıç
dolay
Aslan rakibin akın akın gelmesine engel olamadı. Nitekim
1
‘Kararın
arkasındayız’
Karaman:
İyi oynadık
RİZESPOR’DA teknik direktör
Hikmet Karaman, mücadeleyi değerlendirdi. Karaman,“ Galatasaray’a iyi
kondisyon antrenmanı yaptırdık. Bu
koşuyu (118 km) daha önce yapmadı
Galatasaray. İyi bir oyun oynadık. 1
puan aldık. Rizespor iyi bir takım,
bunu da skora mutlaka iyi yansıtacağız’’ ifadelerini kullandı.
G
‘Akıllı hoca’
de Rizespor beraberlik golünü
de bulmayı başardı. 75. dakikada Özgür Çek, frikik golüyle
maça beraberliği getirdi. Beraberliğin ardından sarı kırmızılıların baskı kurma çabası sonuç vermeyince mücadele 11’lik eşitlikle sona erdi.
alatasaray İgor Tudor ile Rize’de ilk maçına çıktı. Bruma
ile Hakan Balta kadroda
yoktu. Sneijder sakatlığından dolayı
yine kadroda yoktu. Buna karşılık
Galatasaray’ın ne yapacağı merak
konusuydu. Sarı kırmızılılar diğer
maçlara göre maçın başından itibaren
önde basarak rakibini çıkartmamaya
çalıştı ve ilk dakikalarda da buna
muvaffak oldu. Öbür maçlarına göre
daha istekli bir görüntü çizdi. Bu
arada Josue ve Selçuk İnan ile orta
sahayı kontrol altında tutmaya çalıştı.
Her zamanki gibi Galatasaray’ın defansı en yumuşak karnı görüntüsündeydi. Başta Semih olmak üzere
Rize forvetleri çok az gelmelerine
rağmen yürüyerek geçiyorlardı. Ama
buna karşılık Rizespor’un ne oynadığını anlayamadım. Adeta acemiler
mandası gibi ilk yarıda görüntü verdiler. Josue’nin dikine giderek sıfıra
yakın yerden çıkardığı topla Podolski’nin affetmeyen sol ayağı Galatasaray’ı öne geçirdi. Genel olarak ilk
yarıda her iki takımda futbol temaşası
yönünden zevk vermediler. Maçın
ikinci yarısında da çok önemli bir
değişim yoktu her iki takım açısından
da. Sarı kırmızılı takım maç ilerledikçe
oyundaki etkisi azaldı. Rizespor’da
daha çok Galatasaray kalesi önünde
görülmeye başladı. Bu şekilde maç
devam ederken bir duran toptan
Rizespor Galatasaray’ın baraj ve kaleci hatasından golü buldu. İgor Tudor’a gelince önümüzdeki haftadaki
derbi maçında oyun okuyuşunu ve
anlayışını daha iyi görme imkanına
sahip olacağız. Şu bir gerçek ki Rizespor’u yenemiyorsan şapkanı önüne koyup düşüneceksin. Bana göre
Beşiktaş maçı Galatasaray’ın şampiyonluğu kovalamasındaki son virajıdır.
Chedjou 112 gün sonra
SARI-KIRMIZILI takımda, Rize’ye getirilmeyen Bruma, Hakan ile yedek
kulübesinde oturtulan Tolga’nın yerlerine
Selçuk, Josue ve Chedjou ilk 11’de forma
giydi. En son ligin 9. haftasında Adanaspor
maçında 11’de görev yapan Kamerunlu futbolcu Chedjou böylece, 11 hafta sonra 11’de
görev aldı. 29 Ekim 2016 tarihinde oynanan
karşılaşmadan 112 gün sonra 11’de sahaya
çıkan Chedjou, Semih Kaya ile stoperde
görev yaptı.
Download