Ardından `Bawo` diye ağladı

advertisement
27 11 2014
FAİLİ MEÇHULLER MEÇHUL KALMASIN-7 haberi
FAİLİ MEÇHULLER MEÇHUL KALMASIN-7
BURHAN EKİNCİ - Şırnak Silopi çıkışında telsizli kişilerce götürüldükten 14 yıl sonra
kemikleri Elazığ’da bulunan Hasan Ergül kaçırıldığında yanında sadece üç yaşındaki oğlu
vardı. İslam, babasının ardından ‘Bawo’ diye ağlamıştı
Ardından ‘Bawo’ diye ağladı
Türkiye, AHİM’de onlarca faili mehçul cinayet ve kayıp başvurusundan mahkûm oldu. Türkiye bu
davaları neden kaybetti? 1990’lı yıllarda yargı niye işlemedi? Mağdurların başvurularını savcılar
neden ciddiye almayarak dosyaları tozlu raflara kaldırdı, dilekçeleri işleme bile koymadı? Bundan
sonraki bölümlerde kayıp öyküleriyle birlikte Türkiye’de yargının neden işlemediğini hukukçuların
yazılarından okuyacaksınız. İlk yazıyı eski Diyarbakır Barosu Başkanı M. Sezgin Tanrıkulu yazdı.
Üç yaşındaki oğlunun gözleri önünde kaçırılan Hasan Ergül, kimliğini almak için Emniyet’e gittikten
sonra bir daha haber alınamayan Kasım Alpsoy, Düzgün Tekin, Fethi Yıldırım ve A. Hâkim Kartal
ile Şırnak’ta üç kişi ise bugünün kayıp ve faili meçhul cinayet öyküleri.
HASAN ERGÜL / ŞIRNAK/1995
İslam henüz üç yaşındaydı ve çok hastaydı. Babası Hasan, 5 haziranda İslam’ı Silopi Devlet
Hastanesi’ne götürdü. Doktorlar küçük İslam’ın tedavisini yaptıktan sonra köye dönüyorlardı. Baba
Hasan, Silopi çıkışında bulunan Ova Petrol İstasyonu’nda durdu. Bu sırada biri beyaz, diğeri siyah
Renault-Toros marka otomobillerinden inen telsizli siviller Hasan’ı uzun bir boğuşmadan sonra
kaçırdı. Elinden hiçbir şey gelmeyen küçük İslam babasının ardından ağladı. Aile savcılığa başvurdu.
Ancak savcı dosyayı kapattı. Aradan yıllar geçti. JİTEM itirafçısı Abdulkadir Aygan, itiraflarında
Hasan’ı “Koçero” lakaplı kişinin kaçırdığını, önce JİTEM Silopi Timi’ne sonra da Elazığ Timi’ne
götürdüğünü anlattı. Aygan’ın verdiği bilgiye göre, Hasan Ergül öldürüldükten sonra bir çuvala
konularak Hazar Gölü’ne atılmıştı. Elazığ’a bağlı Mollakendi Cevizdere köylüleri o dönemde bir
cesedin Hazar Gölü kıyısından alınarak Elazığ Kimsesizler Mezarlığı’na gömüldüğüne tanıklık
ettiklerini Ergül ailesine söylemişlerdi. İtiraf üzerine 8 Nisan 2009’da, aile İHD avukatları
aracılığıyla savcılığa başvurdu. Dosya yeniden açıldı. Yapılan inceleme sonucu 22 haziranda
Hasan’ın cesedi mezarlıkta bulundu. Mezarlık teşhisinde o zamanlar küçük bir çocuk olan olayın tek
tanığı İslam da yer aldı. Kemikler DNA testi için Adli Tıp’a gönderildi. Cesedin Hasan’a ait olduğu
tesbit edildi. Aile cenazeyi alarak köylerine götürdü. Dosya ise Malatya’dan yetkisizlikle
Diyarbakır’a gönderildi. Dosya hala Diyarbakır Savcılığı’nda bekletiliyor.
A. HÂKİM KARTAL / BATMAN/1991
İddialara göre, 16 ağustosta eski Batman Otobüs-Taksi Durağı’nda şoförlük yaptığı esnada gece saat
20.00 sıralarında sivil giyimli iki kişi kendilerini Silvan’a götürmesini istedi. Gece dönmeyince
Jandarma ve Emniyet’e başvuruldu. Olaydan 15 gün sonra araç Bingöl’e ait sahte plakayla
Antalya’da bulundu. Antalya Emniyet Müdürlüğü, ilde sahipsiz bir cesedin bulunduğunu aileye
haber verdi. Ancak aile teşhişte bulunamadı.
FETHİ YILDIRIM / ŞANLIURFA/1994
http://www.taraf.com.tr/haber-yazdir-56292.html
1/3
27 11 2014
FAİLİ MEÇHULLER MEÇHUL KALMASIN-7 haberi
İddialara göre, 4 ocakta Viranşehir’de yaşayan Abdo Mutlu’nun evine çok sayıda polis tarafından
baskın düzenlendi. Polislerden Selçuk Uygur, Osman Harman, Alptekin Kartal ve Uğur Avşa, Abdo
Mutlu ile evde bulunan Ali Kuran, Naci Kapancılar ve Fethi Yıldırım’ın gözlerini bağlayarak
götürdü. Bir süre sonra Fethi Yıldırım dışındakiler serbest bırakıldı. Emniyette ifadeleri alınan Abdo,
Ali ve Naci’ye “Fethi’nin Urfa’ya götürüleceğini ve kısa sürede bırakılacağı” söylendi. Ancak
Fethi’den haber alamayan aile, Viranşehir Cumhuriyet Başsavcısı Vedat Damara’ya dilekçeyle
başvurdu. Girişimler sonuçsuz kaldı. Yıldırım’ın izine bir daha rastlanmadı.
KASIM ALPSOY / ADANA/1994
Kasım 30 yaşındaydı. Deri dikim işçisiydi. İddialara göre, 18 mayıs sabaha karşı Adana’daki evi
polislerce basılarak gözaltına alındı. Gözaltına alındığı günün akşamı kendisi serbest bırakıldı ancak
kimliği alıkonuldu. “Yarın gel, kimliğini al” dediler. Kasım ertesi gün kimliğini almak üzere
bacanağı ile birlikte Adana İstihbarat Dairesi’ne gitti. Bacanağı gün boyunca kapıda onu bekledi ama
o bir daha hiç çıkmadı.
Kasım’ın üç aylık hamile eşi, 12 yaşındaki oğlu Mehmet’le kocasını aramaya başladı. Mehmet bu iş
için çok küçüktü, annesi Türkçe bilmiyordu. Anne-oğul dilekçe verdi. Ancak yasal başvuruları
sonuçsuz kaldı. Kasım’dan bir daha haber alınamadı.
FEYZİ İLHAN-ÖMER SAVUN-HÜSEYİN DEMİRTAŞ / ŞIRNAK/1988-1989
Feyzi İlhan, Cizre Kurtuluş Köyü’nde yaşıyordu. Çobanlık yapıyordu. Kuzularını köylerine yakın bir
yerde otlatıyor, zaman zaman gece de orada kalıyordu. Olay, Nisan 1988’de yaşandı. O günü kızının
İHD’ye başvurusundan dinleyelim: “Yanımıza üç komanda giyimli geldi. Ellerinde uzun namlulu
silahlar vardı. Yüzlerini poşuyla kapatmışlardı. Daha ileride kalabalık arkadaşları bekliyordu. Türkçe
ve Kürtçe konuşuyorlardı. Yanımıza gelen kişi babama ‘bizimle gel’ dedi. Babam ayağından engeli
olduğu için ‘gelemem’ dedi. Gidip kendilerini bekleyen diğer grupla konuştular. Tekrar yanımıza
geri geldiler ve bize tabura nasıl gidebileceklerini sordular. Yol gösterdik ancak babamı da alıp
götürdüler. Bana da ‘ korkma baban gelecek’ dediler. Kısa bir süre sonra üç el silah sesini duydum,
köylülerimize haber verdim Olay yerine askerler de geldi. Bir kurşun babamın kafasına biri kalbine
biri de kalçasına sıkılmıştı. Cesedi otopsi için alıp götürdüler.” Ömer Savun ise, Güçlükonak
Ormaniçi Fındık Beldesi’nde yaşıyordu. İddialara göre, 1989’da Belde Jandarma Karakolu’na
çağrılarak, Güçlükonak Jandarma Karakolu’na bir not götürülmesi istendi. Kendisini gören çoban
Hüseyin Demirtaş, karakola gitmesi durumunda öldürüleceği uyarısını yaptı. Ancak Ömer gitti ve
kendisinden bir daha haber alınamadı. Olayın tek tanığı Hüseyin de bir hafta sonra kayboldu.
DÜZGÜN TEKİN / İSTANBUL/1995
Düzgün, 21 ekimde Güneşli Evren Mahallesi’ndeki bir akrabasının evinden işine gitmek üzere çıktı.
İddialara göre, kaybolmadan bir hafta önce polis tarafından takip ediliyordu. Takip eden araçları
biliyordu, birisinin plakasını bir k�ğıda yazıp eve bırakmıştı. 34 F 6676 plakalı araç da onu kaçıran
araçlar arasındaydı. Aile tüm resmi kurumlara başvurularda bulundu ama sonuç çıkmadı. Gebze
Cezaevi’nde Kasım Açık isimli itirafçı Düzgün Tekin’in öldürülüp Kırklareli yakınlarındaki
Çadırkent’de gömüldüğünü krokilerle açıkladı. Ancak kaybedildiği günden bugüne devlet yetkilileri
ne Düzgün hakkında ne de kendisini takip eden sivil araç hakkında bilgi verdi. Düzgün’den bir daha
http://www.taraf.com.tr/haber-yazdir-56292.html
2/3
27 11 2014
FAİLİ MEÇHULLER MEÇHUL KALMASIN-7 haberi
haber alınamadı
Haber Tarihi: 26 Ağustos 2010 Perşembe 00:00
Haber Adresi: http://www.taraf.com.tr/haber-faili-mechuller-mechul-kalmasin-7-56292/
http://www.taraf.com.tr/haber-yazdir-56292.html
3/3
Download