TÜRK METAL DERGiSi’NiN EKiDiR METAL EKİM-KASIM-ARALIK 2014 | SAYI: 41 METAL ÇOCUKLAR TÜRK METAL’LE DÜNYAYI TANIYOR içindekiler 14 4 8 22 28 METAL Ekim-Kasım-Aralık 2014 Sayı: 41 / Türk Metal dergisinin ekidir. YAYIN SAHİBİ Türk Metal Sendikası Adına Pevrul KAVLAK Yazı İşleri Müdürü: Mustafa Kemal ŞEN Yayına Hazırlayan: Aslı BAŞARAN Adres: Metal Çocuk Arkadaş Kulübü Türk Metal Sendikası Genel Merkezi Basın Müşavirliği, Beştepe Mahallesi Yaşam Caddesi 1. Sokak No:7/A 06520 Söğütözü / ANKARA Tel: 0312 292 64 00 Fax: 0312 284 40 18 e-posta: [email protected] facebook: Metal Çocuk Arkadaş Kulübü Prodüksiyon: KARATAHTA CTCP: REPROTEK BASKI Ziraat Grup Matbaacılık A.Ş. Ziraat Bankası Tesisleri İstanbul Yolu Trafo Karşısı Varlık - ANKARA Tel: 0 (312) 384 73 44 - 45 YAYIN TARİHİ: EKİM 2014 YAYININ TÜRÜ: Süreli yayın YAYIN ARALIĞI: ÜÇ (3) AY YAYIN DİLİ: TÜRKÇE EDiTÖRDEN Merhaba sevgili arkadaşlar… Nihayet okullar açıldı, arkadaşlarımıza ve okulumuza kavuştuk. Yaz tatili zihnimizi ve bedenimizi dinlendirmek için müthiş bir fırsat, ama kendimizi geliştirmediğimiz sürece, yalnızca evde oturarak zaman geçirmek de bu güzel zamanı yeteri kadar değerlendirememek anlamına gelir. Önümüzde, ülke olarak yas günümüz olan 10 Kasım Atatürk’ü Anma Günü ve devamında Atatürk Haftası var. Aslında hiçbir zaman unutmadığımız, ama bir hafta boyunca daha sık andığımız Atatürk’ümüz, bildiğiniz gibi Anıtkabir’de yatıyor. Yaz tatilinde Anıtkabir ziyaretinde bulunabilenler, bizlere fotoğraflarını gönderebilirlerse çok seviniriz. Ayrıca Ekim ayında 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı kutlayacağız. Atatürk’ümüzün genç nesillere emanet ettiği Cumhuriyet Bayramınız şimdiden kutlu olsun… Yeni bir yıl yaklaşıyor. Yeni yıl yepyeni umutlar, hayaller, planlar.. Diliyoruz ki, yeni yıl size en güzel anıları, hatıraları edineceğiniz sağlıklı ve mutlu günleri getirsin. Bize tüm anılarınızı, mektuplarınızı, önerilerinizi, fotoğraflarınızı, kısaca, Metal Çocuk Arkadaş Kulübü’yle paylaşmak istediklerinizi, yayınlanmak amacıyla gönderebilirsiniz. Sizlere yeni eğitim hayatınızda başarılar diliyoruz. Ve başarılı olacağınızdan da hiç kuşkumuz yok... Sizleri sevgiyle kucaklıyoruz… n Aslı Başara PEVRUL KAVLAK Türk-İş Genel Sekreteri Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Başkanımızdan [email protected] / twitter.com/KavlakPevrul HAYALLERİ GERÇEKLEŞTİREN SİHİRLİ BİR FORMÜL… Hayaller, çocukların herkesten sakladığı en değerli hazinelerdir… Çocuklar, kimi zaman canlarını sıkan, kendilerini ve etrafındakileri üzen olaylar ve gelişmeler karşısında, hemen hayalleriyle baş başa kalarak, o üzücü ve can sıkıcı durumlardan kurtulmaya çalışır. Hayaller, bir anlamda insanların moral ve motivasyon kaynağıdır. Hayaller, bugün yaşadıklarından daha iyi ve daha güzel şartlara sahip olduğu ve daha güçlü olduğu ya da olacağı duygusunu insana yaşatır. Yedisinden yetmişine kim olursa olsun, insan hayal kurduğu sürece mutludur. Hayaller, yaşanılan ve içinde bulunulan koşullara göre farklılık gösterir. Kimi uzayın derinliklerini görmek, kimi dünyanın en yüksek tepesine çıkmak, kimi insanlığın büyük hayranlık duyacağı bir şeyi icat etmek, kimi dünyaya hükmetmek, kimi dünyanın en hızlı atleti, en iyi futbolcusu ya da saygı duyacağı bir sanatçı, bilim adamı ve siyasetçi olmak ister. Bazen hayalleriniz ve yaşadıklarınız arasında uzun mesafeler, derin uçurumlar olabilir. Ama bu mesafeleri kapatmak, uçurumları yok etmek sizlerin elindedir. Sizlerin zorluklara karşı mücadele etme yeteneğinizin olması, bir anlamda hayallerinize kavuşma yolunda atacağınız adımların ilki ve en önemlisidir. İkinci adım inançtır. Yani kendinize güvenmektir. Üçüncü adım ise kararlılıktır. Her ne olursa olsun, zorlukların büyüklüğü ya da büyümesi ihtimaline rağmen, mücadeleden yılmamaktır. Tüm bunların yanı sıra, sahip olmanız gereken bir diğer önemli değer, bilgidir. Bilgiyi sizlerle buluşturacak olan ise, öğrenme isteğiniz ve arzunuzdur... Bilgili olmak, yetenekli olmak, inançlı olmak ve kararlı olmak… İşte, sizleri bugün kurmuş olduğunuz o güzel hayallerle buluşturacak olan ‘sihirli formül’ bunlardan ibarettir. Hayalleriniz, aklınızın bir köşesinde yer almaya başladığı andan itibaren, bu formülün içindeki tüm unsurları da yaşamınız boyunca yanınızda taşımalısınız. Ben, sizlerin hayallerinin gerçekleşmesini, en az sizler kadar çok istiyorum. Çünkü inanıyorum ki, Türkiye, sizlerin hayallerinin gerçekleştiği andan itibaren pırıl pırıl aydınlık ve çağdaş bir ülke olacaktır. Bütün hayallerinizin gerçek olmasını dileyerek, mutlu ve aydınlık bir gelecek için yürümeye başladığınız yolda, hepinize başarılar diliyor, gözlerinizden öpüyorum… 3 Büyük hayallerle inşaa edilmiş binalar, kurulmuş kasabalar ve daha neler neler... Zaman içinde bazısı gözden düşmüş, bazıları artık kullanılmaz olmuş, bazılarının ise yapımına başlanmış, sonra vazgeçilmiş… İşte, eski ama eskimeyen güzellikteki o harikalardan birkaçı... Namib Çölü’ndeki Kolmanskop kasabası - Namibya Kolmanskop, liman şehri Lüderitz’ten birkaç kilometre içeride, güney Namibya’daki Namib Çölü’nde yer alan ölü bir kasabadır. Bir zamanlar küçük, fakat çok sayıda maden ocağı bulunan bir köy olan Kolmanskop, şu anda popüler bir turistik bölge. Homebush Körfezi’ndeki SS Ayrfield gemisi - Avustralya SS Ayrfield, çelik ile kaplı 1140 ton ve 79.1 metre uzunluğunda bir kömür gemisidir. 1911 yılında İngiltere’de inşa edildi ve1912’de Sidney’de kayıda geçirildi. İngiltere hükümeti tarafından satın alınıp, 2.Dünya Savaşı süresince Pasifik Bölgesindeki Amerikan donanmasına malzeme tedarik etmek için kullanıldı. Wonderland Eğlence Parkı- Çin 4 Wonderland, Çin’in Nankou kasabası, Chenzhuang Köyü’nde yapılması planlanan, ancak daha sonra iptal edilen eğlence parkı yapım projesidir. İlk olarak Taylandlı Reignwood Grup tarafından önerilen ve Asya’daki en büyük eğlence parkı olarak tasarlanan proje, mali sorunlar nedeniyle durduruldu. 2008’deki bir başka başlama girişimi de yine başarısızlıkla sonuçlandı. Kale benzeri, orta çağı andıran yapıları gibi birçok terk edilmiş binayı da barındıran alanı çiftçiler, tarım arazisi olarak kullanmak istiyor. Kalavantin Durg-Hindistan Hindistan’ın Maharashtra eyaletindeki Matheran ve Panvel arasında yer alan bu kale çok eski çağlarda inşa edilmiştir ve 700 metre yüksekliktedir. Son derece büyüleyici bir manzaraya sahip olan bölge, turistlerin büyük ilgisini çekmektedir. Doğu Sussex’teki Bodiam Kalesi İngiltere Maunsell Deniz Hisarları İngiltere Doğu Sussex’teki Bodiam Kalesi, İngiltere ında, 14.yüzyıla Roberts köprüsünün yan Yüzyıl Savaşları ait hendekli bir kaledir. sına karşı savunmak süresince Fransız istila eski bir şövalyesi amacıyla, III.Edward’ın gge tarafından gri olan Sir Edward Dalyn ir. işt lm edi inşa Maunsell Hisarları, Birleşik Krallık’ı ko rumaya yardım etmek amacıyla 2.D ünya Savaşı süresinc e Thames ve Mersey haliç kenarla rına inşa edilmiş kü çü k kulelerdir. Hisarlara, tasarımc ıları olan Guy Maun se ll’i n adı verilmiştir. Hisarlar 1950’li yılların sonuna doğru kapatıl dı, daha sonra diğer faaliyetler içi n kullanıldı. Batık yat-Antartika Abyss’-İtalya San Fruttuoso kentindeki ‘Christ of the ‘Christ of the Abyss’, İtalya’da, Camogli ve Portofino arasında, Akdeniz’de yer alan, İsa’nın su altındaki bronz heykelidir. Heykel, 2,5 metre uzunluğunda olup, 22 Ağustos 1954 yılında suyun 17 metre altına yerleştirilmiştir. Heykelin benzerleri, dünyanın başka yerlerinde su altında ya da kilise ve müzelerde de bulunuyor. Brezilya’dan gelen yaklaşık 5 metre uzunluğundaki Mar Sem Fin (Sonsuz Deniz) adında bir yat, buz basıncı ve şiddetli rüzgar etkisi ile Antartika’nın kıyısında battı. Batık yat, gizemli görüntüsüyle halen ilgi çekiyor. Nara Dreamland- Japonya n esinlenerek Kaliforniya’daki Disneyland’te , 2006’da and aml Dre a Nar 1961’de yapılan üntüsüne gör ıran and ni leri film ku kapatıldı. Kor ettiği bir ret ziya rağmen, her yıl binlerce turistin ır. tad yer olma özelliğini taşımak 5 unutulmayanlar Gülen, Güldüren Adam Kemal Sunal 6 1944 yılında İstanbul’da doğdu. Vefa Lisesi’nden mezun oldu. Sanat hayatı, “Zoraki Tabip” adlı tiyatro oyunuyla başladı. 1 yıl kadar Kenterler Tiyatrosu’nda çalıştıktan sonra Devekuşu Kabare Tiyatrosu’nda görev aldı. 1973 yılında Ertem Eğilmez’in yönettiği bir filmle sinemaya adımını attı ve kalabalık kadrolu filmlerde rol almaya başladı. Türk sinemasında, başta “İnek Şaban” tiplemesi olmak üzere, canlandırdığı pek çok tiple sevenlerinin kalbinde taht kuran Kemal Sunal, 7’den 70’e herkesin sevgisini kazandı. Türk sinemasının en büyük komedyenlerinden biri olan Sunal, peşpeşe çevirdiği filmlerle ticari açıdan büyük başarı kazandı. Filmlerde çoğu zaman saf,şansli ama iyi yurekli karakterleri canlandırdı. Kemal Sunal filmleri, topluma ayna tutan, topluma kendi hatalarını, aksaklıklarını gösterip, o hatalara, aksaklıklara gülmeyi sağlayan nitelikte oldu. Sunal 1974 yılında evlendi. Ali ve Ezo adlarında, biri kız diğeri erkek iki çocuğu oldu. 1977’de Antalya Film Festivali’nde En İyi Erkek Oyuncu ödülünü alan Sunal, oyunculuğu ve özellikle değişik tiplemeleriyle, Türk sinemasında komedi oyunculuğuna yeni bir soluk getirdi. 1990’lı yıllardan itibaren filmleri kesintisiz olarak televizyonlarda yayımlanmaya başladı; ama kendisi bu gösterimlerden hiç para kazanmadı. 12 Eylül öncesi dönemde yarım bıraktığı üniversiteyi, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema Bölümünü’nden mezun olarak 1995 yılında bitirdi ve yüksek lisans yapmaya başladı. Hayatı boyunca toplam 82 filmde rol aldı. 3 Temmuz 2000 tarihinde Balalayka adlı filmin çekimlerine başlamak için Trabzon’a gitmek üzere bindiği uçakta, kalkıştan hemen önce geçirdiği kalp krizi sonucu hayata gözlerini yumdu. KEMAL SUNAL HAKKINDA Doğum Adı: Ali Kemal Sunal Doğum Tarihi: 11 Kasım 1944 İstanbul Ölüm Tarihi: 3 Temmuz 2000 İstanbul Çocukları: Ali Sunal – 1977 Ezo Sunal – 1984 Meslek: Sinema ve tiyatro oyuncusu Etkin Yıllar: 1964-2000 Altın Portakal Ödülleri 1977 – En İyi Erkek Oyuncu – Kapıcılar Kralı 1998 – Yaşam Boyu Onur Ödülü Tiyatrlaorı oyun n 1966 – “Fadik Kız” – Kent Oyuncuları. İki-üç değişik rolde n 1967 – “İspinozlar” (Orhan Kemal uyarlaması) – Ulvi Uraz Tiyatrosu. Taşkasaplı rolünde. n 1967 – “Deli İbrahim” (Yazan: Turan Oflazoğlu, reji: Şükran Güngör) – Kent Oyuncuları. Cellât Hamal Ali rolünde n 1968 – “Yalova Kaymakamı” – Arena Tiyatrosu, Ulvi Uraz Topluluğu. n 1968 – “Gözlerimi Kaparım, Vazifemi Yaparım” – Arena Tiyatrosu, Ulvi Uraz Topluluğu. n 1968/69 – “Fermanlı Deli Hazretleri” – Arena Tiyatrosu, Ulvi Uraz Topluluğu. n 1968 – “Hamhumşarolop” – Arena Tiyatrosu, Ulvi Uraz Topluluğu. n 1969 – “Murtaza” (Orhan Kemal uyarlaması) – Ulvi Uraz Tiyatrosu. Bekçi ve Kahveci rollerinde. n 1969 – “Yaz Bitiyor” – Arena Tiyatrosu, Ulvi Uraz Topluluğu. n 1972 – “Gergedan” (Yazan: Eugène Ionesco) – Devekuşu Kabare Tiyatrosu. Bakkal ve Mösyö Papiyon rollerinde. Kitapları n Tv ve Sinemada Kemal Sunal Güldürüsü, Sel Yayınları, İstanbul, 1998, n Kemal Sunal Güldürüsü, Om Yayınevi, İstanbul, 2001, Aldığı ödüller n 1977: 14. Antalya Film Şenliği, En İyi Erkek Oyuncu, Kapıcılar Kralı n 1998: 35. Antalya Film Şenliği, Yaşam Boyu Onur Ödülü, Kapıcılar Kralı n 1989: 2. Ankara Film Şenliği, En İyi Erkek Oyuncu, Düttürü Dünya r Rol Aldığı Filmle 1980-Zübük, 1980-Gol Kralı, 1980-Gerzek Şaban, 1980-Devlet Kuşu, 1979-Korkusuz Korkak, 1979-Umudumuz Şaban, 1979-Şark Bülbülü, 1979-Dokunmayın Şabanıma, 1979-Bekçiler Kralı, 1978-Yüz Numaralı Adam, 1978-Kibar Feyzo, 1978-İyi Aile Çocuğu, 1978-Köşeyi Dönen Adam, 1978-İnek Şaban, 1978-Avanak Apti, 1977-Şabanoğlu Şaban, 1977-Sakar Şakir, 1977-Hababam Sınıfı Tatilde, 1977-Çöpçüler Kralı, 1977-İbo Güllüşah İle İbo, 1976-Tosun Paşa, 1976-Süt Kardeşler, 1976-Meraklı Köfteci, 1976-Kapıcılar Kralı, 1976-Sahte Kabadayı, 1976-Hababam Sınıfı Uyanıyor, 1975-Şaşkın Damat, 1975-Hanzo, 1975-Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı, 1985-Keriz, 1975-Hababam Sınıfı, 1984-Atla Gel Şaban, 1974-Köyden İndim Şehire, 1984-Ortadirek Şaban, 1974-Salako, 1984-Postacı, 1984-Şabaniye, 1974-Salak Milyoner, 1983-Tokatçı, 1983-Kılıbık, 1974-Mavi Boncuk, 1983-En Büyük Şaban, 1974-Hasret, er, Milyon ı Çarıkl 19831973-Canım Kardeşim, 1982-Yedi Bela Hüsnü, 1973-Oh Olsun, 1982-Doktor Civanım, 1973-Güllü Geliyor Güllü, 1981-Üç Kağıtçı, 1973-Yalancı Yarim, 1981-Kanlı Nigar, 1972-Tatlı Dillim. 1981-Davaro, 1999-Propaganda, 1991-Varyemez, 1990-Koltuk Belası, 1990-Boynu Bükük Küheylan, 1990-Abuk Sabuk Bir Film, 1989-Zehir Hafiye, 1989-Talih Kuşu, 1989-Gülen Adam, 1988-Sevimli Hırsız, 1988-Uyanık Gazeteci, 1988-Polizei, 1988-İnatçı, 1988-Öğretmen, 1988-Düttürü Dünya, 1988-Bıçkın, 1987-Yakışıklı, 1987-Kiracı, 1987-Japon İşi, 1986-Yoksul, 1986-Tarzan Rıfkı, 1986-Garip, 1986-Deli Deli Küpeli, 1986-Davacı, 1985-Şendul Şaban, 1985-Şaban Papuçu Yarım, 1985-Sosyete Şaban, 1985-Gurbetçi Şaban, 1985-Katma Değer Şaban, eri Televizyon dizil 1996-Bay Kamber, 1995-Şaban İle Şirin, 1993-Şaban Askerde, 1992-Saygılar Bizden 7 BİR SENDİKACI NASIL OLMALI? Türk-İş Genel Sekreteri ve Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Pevrul Kavlak, sendikacılığı şöyle tanımlıyor: "90'lı yıllara kadar Türkiye'de sendikacı dendiğinde, akla fizik bakımından güçlü, sert görünüşlü, tabiri caizse boksör ya da güreşçi gibi insanlar akla gelirdi. O zamanlarda genel algı, "Sendikacı dediğin, masaya yumruğunu vurdu mu kıracak!.." yönünde idi. Ama 90'lı yıllardan sonra, gelişen teknoloji ile birlikte, sendikacı profili de değişmeye başladı. Sosyal taraflar, uzlaşma ve diyalog dediğimiz, iki kavramla tanıştı. Ancak, uzlaşma ve diyalog için donanım gerekiyordu. Ve donanımlı sendikacılık dönemi başladı… Neydi donanım?... Akıldı, bilgiydi, bilinçti. Anlamaktı, kavramaktı, öğrenmekti, uygulamaktı. Dolayısıyla, masaya vurdu mu, masayı kıran sendikacı modeli yavaş yavaş yerini, kitap okumayı seven, bir psikolog veya sosyolog 8 inceliğiyle kişileri ve toplumu analiz edebilen, yurtta ve dünyada yaşanan sosyal, ekonomik ve siyasal gelişmelere yabancı kalmayan, diyalog kurabilen, iletişim bakımından güçlü, anlayış ve hoşgörü çizgileri olan, teslimiyetçi olmayan, uzlaşmayı bilen, bilim ve teknolojiyi takip eden, dinlemesini bilen, konuştuğu zaman dinleten, ikna yeteneği olan sendikacı modeline bıraktı… Son olarak söylemek gerekirse; Biz, vitrinin önündeki insanlarız. Yaptığımız iyi şeyler pek görülmez, duyulmaz. Ama, küçük de olsa bir hata yaptınız mı, adı skandal olur, rezalet olur. Bunun için attığımız her adıma, söylediğimiz her söze dikkat etmek durumundayız. Çünkü, etrafımız, bizler hakkında yargısız infaz bekleyen cellatlarla kuşatılmış durumda. Dolayısıyla, sendikacılar olarak sosyal kimliğimizi tertemiz tutmalı, her bulunduğumuz ortamda yanımızda taşımak zorundayız..." Üstten alta olmak üzere üç yatay şerit ve bu şeritlerin renkleri sırasıyla kırmızı, sarı(iki kat kalın) ve kırmızıdır. Sarı şeridin üstünde gönder tarafında arma yer alır. Arma, Herkül Sütunlarının çevrelediği kraliyet mührünü kapsar. Sütunlar, Cebelitarık Boğazı’nın bitiminde her iki tarafta bulunan Cebelitarık ve Ceuta burunlarını temsil eder. Mısır Arap Cumhuriyeti Güney Afrika Cumhuriyeti İspanya Krallığı Bayrakta bulunan kırmızı renk kanı, mavi gökyüzünü, yeşil ülke topraklarını, siyah Afrikalı siyah halkı, beyaz renk ülkedeki beyazları, sarı ise, başta altın olmak üzere, ülkenin doğal kaynaklarını simgeler.. Bayraktaki ‘y’ formatı ise 2 ırkın birleşimini ifade etmektedir. Dünya Bayraklarını tanımaya devam ediyoruz. Bu sayımızda Güney Afrika Cumhuriyeti, İspanya Krallığı, Mısır Arap Cumhuriyeti var. Yatay sıralanmış kırmızı, beyaz, siyah renkleri barındırır. Beyaz şeridin üzerinde amblem olarak Selahattin Eyyubi’nin altın kartalını barındırmaktadır. Bayrakta bulunan pan-arabik renkler, 1952’de krallık devrilince benimsenmiştir. 9 T A K U V A İnandığınız bir şeyi başkalarına karşı savunmak, bu savunmayı destekleyen kanıtları da karşı tarafa sunabilmek ve karşı tarafın tezlerini çürütebilmek, insanın kendine olan güvenini ne kadar geliştirir değil mi? İşte bu sayımızda sizlere tanıtacağımız avukatlık da böyle bir meslek… nYargı organları, emniyet makamları, diğer TANIM kamu kurum ve kuruluşları ile kamu iktisadi Avukat, hukuk fakültesi mezunu, avukatlık stajı yapmış, avukatlık sınavını geçerek avukatlık mesleğini serbest veya bir kuruma bağlı olarak icra eden kişidir. Avukatlar genellikle çalıştıkları şehirde bulunan baroya kayıtlı olarak faaliyet gösterirler. Avukat, uyuşmazlıkların doğumundan başlayarak, mahkeme aşaması ve hakkın teslimine kadar olan süreçte kişileri temsil eder. Avukat sadece iş ve dava takibi yapmaz, aynı zamanda hukuki konularda danışmanlık, hakemlik, arabuluculuk görevlerini de yerine getirebilir. GÖREVLER n Türkiye’de avukatlığın amacı; hukuki ilişkilerin düzenlenmesini, her türlü hukuki olay ve uyuşmazlığın adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümü ve hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasını yargı organları, hakemler, resmi ve özel kişi, kurul ve kurumlar nezdinde sağlamaktır. 10 teşebbüsleri, özel ve kamuya ait bankalar, noterler, sigorta şirketleri ve vakıflar avukatlara görevlerinin yerine getirilmesinde yardımcı olmak zorundadır. n Bir kimsenin avukatlığını kabul etmeden önce davasını aldığı kişiyi (müvekkilini) dinler, yararlı olabileceğine inanırsa davayı kabul eder, n Dava konusu ile ilgili yasaları, yüksek mahkemelerin kararlarını inceler, n Dava ile ilgili geniş araştırma ve inceleme yapar, n Mahkemelerde çeşitli davalar açar veya müvekkili aleyhine açılan davaya katılır, n Dava ile ilgili tanıkları mahkeme heyetine dinletir ve sorular sorar, n Kararın müvekkili lehine sonuçlanmasını sağlamak için savunma metnini hazırlar ve savunma amacıyla konuşma yapar, n İcra takipleri yapar, n Yeni çıkan yayın ve kanunları takip eder ve yorumlar. M İ L E D E F Ş E K İ R E L K MESLE KULLANILAN ALET VE MALZEMELER Kırtasiye malzemeleri (dosya, kağıt, kalem vb.), daktilo, bilgisayar, avukatlık cübbesi, mevzuat (Anayasa, uluslararası sözleşmeler, yasa, tüzük, yönetmelik, yargı kararları vb.). ÇALIŞMA ALANLARI VE İŞ BULMA OLANAKLARI Bu meslekte iş alanı oldukça geniştir. Kişi, kamu kurumlarında, özel şirketlerde çalışabileceği gibi kendi işyerini açıp bağımsız da çalışabilir. MESLEK EĞİTİMİNİN VERİLDİĞİ YERLER Mesleğin eğitimi, çeşitli üniversitelere bağlı hukuk fakültelerinde verilmektedir. EĞİTİMİN SÜRESİ VE İÇERİĞİ Temel eğitimin süresi 4 yıldır. Ön eğitim tamamlandıktan sonra 1 yıllık staj dönemi vardır. Eğitim süresince; Medeni Hukuk, Anayasa Hukuku, İktisat, Borçlar Hukuku, İdare Hukuku, Devletler Umumi Hukuku, Ceza Hukuku, Mali Hukuk, Türk Hukuk Tarihi, Sosyoloji, Ticaret Hukuku, Hukuk Metodolojisi, Umumi Hukuk Tarihi, Avrupa Hukuku, Çevre Korunması Hukuku, İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku, İcra-İflas Hukuku, Adli Tıp, Devletler Özel Hukuku, Askeri Ceza Hukuku gibi dersler alırlar. Staj süresince stajyer avukatlara yönelik çeşitli seminer ve ödevler verilmektedir. Staj sonunda, Baro Yönetim Kurulunca sözlü sınav yapılır, başarılı olanlara “Avukatlık” belgesi verilir. MESLEĞİN GEREKTİRDİĞİ ÖZELLİKLER Avukat olmak isteyenlerin; n Normalin üstünde akademik ve sözel yeteneğe, n Olaylar ve ilkeler arasında ilişki kurabilme gücüne, n Olayları derinliğine araştırma merakına, n Başkalarını anlayabilme ve etkileyebilme yeteneğine, n Akıcı konuşma becerisine, n Sorumluluk duygusuna sahip kimseler olmaları gerekir. 11 R E L İ C M İ Ş İ R İ G Ç GEN rılı yuruyor? Başa u d i in m is e v lde r ük başarılar e başarılı oluyo y k ü u b b k ça ço r , a a d a şt a k y ciler ne k genç rjilerini ız, bazı girişim n bir çoğu, ene deriz. Ancak, ço rı e l la a n ay sa h in ı i şl k a a y Farkında mısın şt ı hep Genç ya ırının e iş adamların rıda bir yaş sın gençler de var. ş şa u a b , lm a o d ip girişimcileri v o h i, e yazık k sa e men, sayıları n bir gerçek var g ılığında bir ün k ra rş ca a a n k n a e sı r, v a o iş m ıy n rc tm e için ha k çok yeler bulu küçük şeyler listeden alınaca verilecek tavsi u a B d ... m m la lı n a a ıy genelde daha u n b r bize arını birlikte ta u genç insanla nç girişimcilere B lw . e il zı G . ğ a e b ır d n ıd ç e ığ e d d g a in n olm eklerin içbir zama un en güzel örn koşmak için h biliriz. n e d n şi e p ki çok az. Bun in allerimize ulaşa riniz ay lle h a ile ay H ık r: ıl c a v tı ra a ve ya önemli bir ders , düzenli çalışm ir k fi ir b i iy i, k gösteriyor s l l a u q y e l h s a 1 aya üzere siteyi oluşturm u b , y le sh A n acıyla yola ola i göstermek am com’un kurucu n e. ri if le L er ek ev en at et h y büyük W m Ashley’in sitesi başladı. Tasarı a e, d d n in şı iğ ya rd ti 14 liş z n dolar ge henü ley’e 1,5 milyo e için temalar sh ac A sp a y d m ın e lığ v a şı d etti. kar çıktığın bu teklifi redd bir kişi bu site y z le si sh im A İs ı. at k ad fa al aba önerdi, başarı yak gi bir marka ar an h er h i iğ d te ve is AK D N I R B H T E I L U J 2 syal yaşında ilk so 16 , th lie Ju n on laya an için 15 mily liştirmeye baş şu i ge i et in d rk şi en li k a im d ğunu is 10 yaşın s O & Friends” büyük çoğunlu is in “M in ı. lir tt ge ra si ya te u platformun n, Julieth’in si olmasına karşı e d in er eğ d r dola elde ediyor. reklamlardan sean belnIck Sean, ratarak yola çıkan ya si te si riş ve ış al BizChair. r ile bir işine yoğunlaştı ve a Elindeki 600 dola ily ob m da ın ar sahipti. n aşamal 24 milyon dolara an Se , kariyerinin ilerleye de in iğ ld ge üz 20 yaşına com’u kurdu. Hen z t I w r o h m a ad e en az bir şına geldiğind ya 21 , am d A rmu olan en ine bir söz ver ir eğitim platfo d b a en d k i ın d an en al k a bir lam dayken az altı rakamlı ti. Mobil pazar en et ık Henüz 15 yaşın ia d ıll y id ı e v ın ı ğ şt sahip olaca hedefine ula milyon dolara i kuran Adam y te si li im is ” poly “Mobile Mono ığı söyleniyor. d an miktar kaz jon koon 12 3 4 5 otomobil otorsports’ isimli M ce an m or rf Pe s olarak rk’un ‘Extreme rak, Reality Show pa ya a şm la 16 yaşında New Yo an r bi zzy ile bağlantı ı atan Jon, MTV ile e başladı. Young Je ey m dünyasına adımın et rik da te r dolara sahip ve r için ürünle an için 40 milyon şu n, Jo bilinen programla an at ı ın nyasına da adım kurarak moda dü nda. ilyarder olma yolu çok yakında bir m e v a ğ o D m ı l a y u r o K ı m Yaşa Dünyamız gittikçe tükeniyor… Doğamız yok oluyor...Çevreye, doğal yaşama karşı gösterilen duyarsızlık, dünyayı bir felakete adım adım yaklaştırıyor. Biz çocuklar ve gençler, buna bir ‘dur’ demeliyiz.. Çünkü gelecek bizim, dünya bizim, doğa bizim... Biz yeterince dikkatli olamazsak, gelecekte bize bir şey kalmayacak… Çevrenin korunmasında en önemli adım, doğaya en az zarar veren, mümkünse geri dönüşümü olan malzemeler kullanmak ve bunların yeniden kullanılabilmesi için gerekli çabayı göstermektir… Size bir fikir vermesi açısından; hiç düşünmeden sokağa atılan veya ayrıştırmadan çöp tenekesinde biriktirilen çeşitli maddeler, bakın ne kadar zamanda yok olabiliyor?.. l Cam Şişe 4000 yıl l Sakız 5 yıl l Kutu Kola 10 yıl l Sigara Filtresi 2 yıl l Pet Şişe 400 yıl l Plastik Malzeme 1000 yıl l Plastik Çakmak 100 yıl l Gazete kağıdı 3 ay l Alüminyum 100 yıl l Telefon Kartı 1000 yıl l Poliüretan 1000 yıl l Plastik Tabak 500 yıl 13 r a l n a v y a H i m e l a E M N E L N İ D E V K U YOLCUL leyle yüzleşir: büyümek ve ölmeden de ca mü nı ay da rın tla ya ha lar an Tüm hayv minde hayatta kalmak kolay ale lar an yv ha t ka Fa . ak olm hip sa önce yavrulara zorlu şartlar getirir. Her hayvan bu değildir. Ormanda her mevsim yeni . Bazıları uzun yolculuklara çıkar; nır lla ku r lla yo klı far rşı ka ra kla rlu zo zelene kadar saklanmayı seçer. dü arı rtl şa va ha rlu zo ız as ım ac bazıları YOLUNU K A M L BU a da bilmek y la klara o i ib h n yolculu ru sa u v z a u y r la la k n da nlu Hayva ayvan yıl ç h için çoğu u k ğ e o m Ç il . b için gö ek' denir beslene 'göç etm da beslenmek için eçimi a n u B . r çıka ak ya olları s avrulam rın göç y iki defa y döner. Hayvanla oktur. eri bir bilgi y t e eder ve g n e v a kesin hakkınd 14 Bu yavru iribaşlı deniz kaplumbağası denize ilk kez giriyor. Yumurtasından yeni çıkmış olmasına rağmen yüzmeyi içgüdüsel olarak biliyor. Kazların 'V' şeklinde uçuş düzeni resimde görüldüğü gibidir. Oklar, sarmallar halinde yükselen havayı gösteriyor. UÇMA DÜZENLERİ Topluluklar halinde göç etmek yırtıcılardan korunmayı sağlar. Ayrıca topluluk halinde göç etmek kuşların yolculuklarını kolaylaştırır. Kazlar V şeklinde bir düzenle uçar. Böylelikle bir kuş kanadını çırptığında, kanadından sarmallar halinde yükselen hava, bir üstünde uçmakta olan kuşun hareketini kolaylaştırarak uçmak için daha az enerji harcamasını sağlar. KAPLUMBAĞA GEZİSİ Bazı hayvanlar doğdukları anda muhteşem bir yolcu luğa başlar. Dişi iribaşlı deniz kaplumbağala rı yumurtalarını, sahi llere bırakır. Iki ay sonra, yavrular yumurtada n çıktıklarında doğrud an denize yönelirler. Bu , onlarıönce beslenm e alanlarına sonra doğdukları sahile getirecek 13.000 kilometrelik bir yolculuğun başlang ıcıdır. Yıllar sonra, kaplumbağalar yumurtalarını bırakmak üzere aynı sahile döner. Boz ayılar, göç eden somon balıklarını avlıyor. Somon balıkları akın tıya karşı sıçradıkça ayılara yem oluyor. Yavru kaplumbağalar, yumurtadan çıkar çıkmaz denize yönelirler. UYKUCU YILANLAR Soğuk kış ayları boyunca birçok hayvan , örneğin kurbağalar, ayılar ve yılanlar güvenli yerlere gizlenip uyurlar. Kışı uyuyarak geçirmeye ‘kış uykusuna yatmak’ denir. Hayvanlar bu süre boyunc a beslenme ihtiyacı duymaz; vücutlarınd aki yağlar ilkbahara kadar hayatta kalmalar ı için gerekli enerjiyi onlara sağlar. SIÇRAYAN SOMON BALIKLARI Somon balıkları, dünyanın en zorlu göç yollarından birini izler. Akıntıya ters yüzerek, hatta küçük şelaleleri sıçrayıp aşarak denizlerden doğdukları nehirlerde yukarıya doğru bir yolculuk yaparlar. Sonra, dişiler nehir yatağında kuyruklarıyla kazdıkları çukurlara yumurtalarını bırakırlar. Bu kırmızı çizgili yılan, kışı geçirdiği barınaktan çıkıyor. 15 RÖPORTAJ ÖZGE SEZİNCE Bu sayımızda konuğumuz, televizyon dünyasının ünlülerinden, dizi-reklam oyuncusu ve sunucu Özge Sezince… 8 Ekim 1986 İstanbul doğumlu olan Özge Sezince, çok genç yaşta birçok başarılı projeye imza attı. Bizler de onu ekranlardan iyi tanıyoruz. Özge Sezince’yi daha yakından tanıyabilmek amacıyla birkaç soru sorduk, bizi kırmadı yanıtladı… Kendisine çok teşekkür ediyoruz. n Bize biraz kendinizden bahseder misiniz? 28 yaşındayım. Sanatı seviyorum, el sanatlarını ve müziği seviyorum. En çok da oyunculuğu seviyorum. n Oyuncu olmaya nasıl ve ne zaman karar verdiniz? Sanırım böyle net bir kararım hiç olmadı. Resim de yapıyorum, el sanatlarıyla da ilgileniyorum. Hayatımda hep sanatla ilgilendim. Oyunculuk bunların içinde en sevdiğim ve iyi hissettiğim oldu. Bir oyuncu olarak çok başarılı olmak için dersler aldım ve çok çalıştım. Sonunda, tüm uğraşılarım arasından sıyrılan mesleğim oldu. Oyunculuk zaten içimde var olan birşeydi. n Bu noktada tanınan ve başarılı bir oyuncu olmayı hayal edebiliyor muydunuz? Basarılı olmak? Kriteri nedir? İşimi iyi yaptığımı düşünüyorum. İyi hissediyorum. Mutlu oluyorum. Bunlar çok önemli. Tanınma kısmı popularite, sanal ve magazinsel bir şey. O kısımla ilgili bir hayal kurmadım açıkçası. n Dizi ve sinema sektöründe geleceğe yönelik bir hedefiniz, projeniz var mı? Var tabii. Sinema istiyorum artık. İyi bir filmin içinde yer almak istiyorum. Proje olarak var birşeyler. Bakalım, zamanı gelince olacaktır. n Oyunculuk dışında neler yapmaktan hoşlanırsınız? Zamanınızı nasıl değerlendirirsiniz? Seyahat, müzik, internet, okumak, izlemek, eğlenmek... n Küçük yaşlarda takip ettiğiniz bir çocuk dergisi varmıydı? Sürekli takip ettiğim olmadı hiç. Tek bir isim veremem. Ama dergi okurdum. Okumayı severdim. 16 n Oyuncu olmak isteyen arkadaşlarımız için neler tavsiye edersiniz ve arkadaşlarımıza iletmek istediğiniz bir mesajınız var mı? Kendi isteklerini ve ilgi alanlarını keşfetmeliler. İçlerinde oyunculuk hissi hakikaten var mı? Buna emin olmalılar, sonra eğitim almalılar. Her meslek ve ilgi alanı için eğitim şart. Ve kendilerini geliştirmeliler, okumalı ve araştırmalılar. Yine oyunculuk diğer tüm meslekler için geçerli. Özge Sezince’nin Yeraldığı Diziler Gönül Hırsızı Osmanlı’da Derin Devlet Suskunlar Halil İbrahim Sofrası Kış Masalı Televizyon Programları Herşey Dahil D Klip Her Eve Lazım Reklamlar 11818 Reklam kampanyası DeFacto Reklam Filmi 17 BULMACA 18 19 m u r u D l i Ac REHBERİ İlk Yardım İlk yardım, hasta veya yaralı bir kişiye verilen ön tıbbi yardımdır. Küçük kazalarda veya küçük yaralanmalardayapılan ön tedavinin ardından, çoğunlukla ikinci bir tıbbi yardıma ihtiyaç kalmaz. Daha ciddi durumlarda ise kişiyi sakinleştirmek, ilk yardım yapmak ve acil yardım çağırmak gerekir. İlk yardımın öncelikli amaçları - Hastanın yaşayabilmesi için, vücut fonksiyonlarının sürdürülmesini sağlamak - Hasta veya yaralının durumunun daha da kötüleşmesini engellemek. Ne zaman acil yardım çağrılmalı? Panik olup küçük bir yaralanmada acil yardım talep edilmemelidir. Fakat durum ciddiyse, hemen harekete geçerek acil yardım istenmelidir. Acil yardım araması yapılırken en önemli şey panik yapmamak ve sakin olmaktır. Telefonda durumu olabildiğince açık ve kısa olarak anlatın, adresi kolay ve açıklayıcı verin, acil yardım görevlisinin size uygulamanızı söylediği ilk yardımı sakince uygulayın. 20 Kesinlikle acil yardım talebini gerektiren durumlar n Bilinç kaybı n Göğüs veya şiddetli karın ağrısı n Yüz, kol veya bacakta ani zayıflık hissi ya da hissizlik n Görme duyusunda ani değişiklikler n Konuşma zorluğu n Şiddetli nefes darlığı n Baskı yapılmasına rağmen durmayan kanama n Belli bir sebebi yokken hissedilen ani ve şiddetli ağrı n Başın sert bir şekilde çarpması, kol veya bacak kırılması gibi yaralanmalar n Nedeni açıklanamayan akıl karışıklığı, hafıza kaybı veya çevreyi tanıyamama gibi durumlar n Kanlı öksürük veya kusma n Bir böcek ısırmasına, alınan bir ilaca veya yiyeceğe karşı şiddetli alerjik reaksiyon Acil durum telefon numaraları n Bu numaraları aile fertlerinin kolay ulaşabileceği bir yerde, mümkünse ev telefonuna yakın bir yerde bulundurun. 112 Acil Yardım 110 İtfaiye 156 Jandarma 155 Polis 154 Trafik 114 Zehir Danışma 21 METAL ÇOCUKLAR TÜRK METAL’LE DÜNYAYI TANIYOR METAL Türk Metal - Metal Çocuk Arkadaş Kulübü üyesi olan, metal işçilerinin derslerinde başarılı çocuklarından 52 arkadaşımız, guruplar halinde Rusya’ya, Başkordistan’a ve Moldova’ya birer hafta süreyle kampa gönderildi. Metal Çocuk Kulübü üyesi arkadaşlarımız, ziyaret ettikleri ülkelerdeki çocuklarla bir araya geldiler. Yabancı arkadaşlarla dostluklar kuran, farklı kültürleri tanıyan metal çocuklar, yabancı dil öğrenmenin öneminin, bu ziyaretlerle birlikte bir kez daha farkına vardılar. Konuk edildikleri kamplarda sportif, kültürel ve sanatsal faaliyetlerde bulunan arkadaşlarımız, çeşitli yarışmalara katıldılar. Dereceye girenler ödüllendirildi… 22 Arkadaşlarımız, yaşamları boyunca unutamayacakları bir deneyim kazanarak, ülkeye döndü. Türk Metal Sendikası genel merkezi ve şubelerden refakatçilerle gerçekleştirilen ziyaretlerden dönüşte arkadaşlarımız, şubelerini de ziyaret ederek, böyle bir faaliyetten duydukları memnuniyeti dile getirdiler ve Genel Başkanımız Pevrul Kavlak’a teşekkürlerini ilettiler. Rusya: 06-12 Temmuz tarihlerinde 15 Metal Çocuk Kulübü üyemiz, Rusya Vladimir Bölgesi’nde bulunan Savunma Sanayi Sendikasına bağlı Silah Fabrikası İzci Kampı’nda bir hafta süreyle konuk oldular. Kamp süresi boyunca gezilerle ve sosyal aktivitelerle zaman geçiren arkadaşlarımız, Rusya’nın tarihi Suzdal, Vladimir ve Kuvrov şehirlerini gezdiler. Metal çocuklar, dönüş yolunda da, Rusya’nın başkenti Moskova’yı ve dünyaca ünlü Kızıl Meydan’ı da gezme fırsatı buldular… 23 Başkordistan: 13-20 Temmuz tarihlerinde 17 Metal Çocuk Kulübü üyesi, Rusya’nın Başkordistan Cumhuriyeti’nin başkenti Ufa’da bulunan Makine İşçileri Sendikası İzci Kampında ağırlandılar. Bir haftalık ziyaret sırasında Ufa şehrinin tarihi ve turistik yerlerini ziyaret eden arkadaşlarımız, ayrıca Başkordistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu Genel Başkanı Amirhan Samirhanov ve Başkordistan Metal İşçileri Sendikası Genel Başkanı Nikolay Lifanov tarafından kabul edildiler. UAMİF Federasyonu Genel Sekreter Yardımcısı Turajan Raupov, Başkordistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu Başkanlar Kurulu toplantısına da katılarak, UAMİF ve Türk Metal Sendikası hakkında güncel bilgiler verdi… Moldova: 03-09 Ağustos tarihlerinde Moldova Oto ve Tarım Makineleri İmalat Sanayi İşçileri Sendikası’nın daveti üzerine, 25 Metal Çocuk Arkadaş Kulübü üyesi, Moldova’nın Kişinev şehrinde konuk edildi. Arkadaşlarımız, Kişinev şehrinin tarihi ve turistik yerlerini, Manastırı gezerek, Karpuz Festivaline katıldılar. Arkadaşlarımız Moldova’da ayrıca, Osmanlı’nın 300 yıl boyunca hakim olduğu toprakları ziyaret ederek, kendi tarihlerine dair bilgiler de edindiler… 24 10 Kasım ATATÜRK’Ü ANMA GÜNÜ A tatürk, 1881’de Selanik’te dünyaya geldi. Babası Ali Rıza Bey, annesi Zübeyde Hanım’dır. Sırasıyla eğitimlerini, mahalle mektebi, Şemsi Efendi İlkokulu, askeri ortaokul, askeri lise ve İstanbul Harp Akademisi’nde almıştır.Kurmay yüzbaşı olarak Osmanlı Ordusu’na katıldı ve onu Balkan Savaşı’nda görevlendirildi. Orada gösterdiği başarı sonucu da Çanakkale Anafartalar Grup Komutanlığına getirildi. Osmanlı Devleti, Mondros Antlaşması’yla düşmanlar tarafından işgal edilmeye başlayınca, Atatürk 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıktı. Amasya, Sivas, Erzurum kongrelerini gerçekleştirdi. Halkın desteğini alarak Kurtuluş Savaşı’nı başlattı. Kurtuluş Savaşı’nın ardından Atatürk, 23 Nisan 1920’de Ankara’da Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni açtı. “Egemenlik halkındır” düşüncesini benimseyerek, padişaha ve dünyaya Türk milletinin gücünü kanıtladı. 1.İnönü, 2.İnönü, Sakarya ve Dumlupınar savaşlarının ardından ülkeyi düşmanlardan temizledi. 29 Ekim 1923’te Cumhuriyeti ilan etti ve ilk Cumhurbaşkanı seçildi. Türk milletinin çağdaş medeniyet seviyesine ulaşması için ard arda bir çok devrime imza attı. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu lideri olan Mustafa Kemal Atatürk, 10 Kasım 1938’de saat 09.05’te İstanbul Dolmabahçe Sarayı’nda hayata ve biz evlatlarına veda etti. Ankara’da Etnografya Müzesine geçici olarak konulan naaşı, 10 Kasım 1953’te Anıtkabir’e nakledildi. Aramızdan ayrılsa da Atamız, bizlere bıraktığı miraslar ve imza attığı devrimler ile Türk milletinin kalbinde ölümsüzdür... 25 SPOR Türkiye’nin spor tarihini değiştiren efsane sporcularımız... Bazı sporcular vardır ki, başarıları ülkelerine gurur yaşatmakla kalmaz, yarıştıkları branşta ülkelerinin vizyonunu da değiştirirler. İşte, Türkiye spor tarihine adını altın harflerle yazdırmış efsane sporcularımızdan bazıları... CEMAL KAMACI acı, Türk boks tarihinin en önemli 1943'de Trabzon'da doğan Cemal Kam sa ak geçirdiği sakatlıktan sonra bok ismidir. Spora futbolla başladı, anc Sami Ali 'de 1973 acı, boksör olan Kam yöneldi. Avrupa Şampiyonu ilk Türk anlı ünv nu piyo ında, Avrupa Şam Yen Stadı'nda düzenlenen unvan maç upa şampiyonu oldu. Kamacı, Avr a kg'd Roger Zami'yi yenerek, 63,5 avt olmadı. profesyonel boks yaşamında hiç nak YAŞAR ERKAN 26 Türkiye’ye, olimpiyatlarda ilk altın madalyasını kazandıran güreşçi olarak Türkiye spor tarihine geçmiştir. Erkan, 1936 Yaz Olimpiyatları'nda altın madalya aldıktan sonra, “Şampiyonluk kürsüsünde şanlı bayrağımız şeref direğine çekilirken kendimi tutamadım, gözlerimden yaşlar sel gibi aktı. Yüz yirmi bin kişinin ve Hitler’in önünde bayrağımızı şeref direğine çektirmek ve ayakta güzel marşımızı dinletmek zevklerin en güzeli ve en büyüğü” diye konuşmuştur. Aynı dakikalarda, Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'ten kendisine bir telgraf ulaştırılır. Atatürk Erkan’ı şu sözlerle kutlamaktadır: “Kendin küçüksün; ama memleket için önemli bir iş yaptın. Artık adın Türk spor tarihine geçti. Çok yaşa Yaşar!” YASEMİN DALKILIÇ 1979 yılında Ankara'da doğan Yasemin Dalkılıç, dünya sualtı dalış rekortmeni olarak tarihe geçti. 1999 yılında serbest dalışın en zor disiplininde 68 metre derinliğe dalarak dünya rekoru kırdı. Rekorlarına 2000 yılında iki yenisi eklendi. Serbest dalışın en itibarlı disiplinleri olan Limitli ve Limitsiz Değişken Ağırlık kategorilerinde 100 ve 120 metre derinliğe indi. Daha sonra, Mısır'da Limitli Değişken Ağırlık kategorisinde 105 metre ve Yunanistan'da Desteksiz Sabit Ağırlık kategorisinde 40 metrelik dünya rekorları ile bu sporda dünyanın en elit grubuna yükselmeyi başardı. GAZANFER BİLGE 1924 Karamürsel doğumlu olan Gazanfer Bilge, 1946'da Avrupa Şampiyonluğunu kazandıktan sonra, 1948’deki Londra Olimpiyatlarında, serbest güreş dalında Türkiye'ye ilk altın madalyasını kazandırdı. MİRSAD TÜRKCAN 1976'da eski Yugoslavya'da doğan Mirsad Türkcan, Türkiye'de basketbolün en önemli isimleri arasında sayılmakta. Türkiye'de ve Euroleag ue'de sayısız başarıya imza atan Türkcan, 1999'da NBA takı mlarından New York Knicks'e transfer oldu ve NBA'de oyn ayan ilk Türk oyuncu olarak tarihe geçti. KENAN SOFUOĞLU 1984 yılında Sakarya'da motor tamircisi bir babanın oğlu olarak dünyaya gelen Kenan Sofuoğlu, motosiklet yarışmalarına merak saldı. 2007 yılında Supersport Dünya Şampiyonluğu'nda sezonun bitimine 3 yarış kala şampiyon oldu. Sofuoğlu aynı başarısını, 2010 ve 2012'de de göstererek, dünya motosiklet şampiyonaları tarihine geçmiştir. SEMİH SAYGINER NAİM SÜLEYMANOĞLU Sadece Türkiye'nin değil, dünyanın gelmiş geçmiş en büyük haltercisi olan Naim Süleymanoğlu, 1.47 boyuna rağmen çok güçlü olması nedeniyle, "Cep Herkülü" olarak da anılır. 1967'de Bulgaristan'da doğan Süleymanoğlu, Bulgaristan'daki baskılardan kurtulmak ve Türkiye adına müsabakalara katılmak için 1986'da Melbourne'de düzenlenen Dünya Halter Şampiyonası'nda Türkiye Büyükelçiliği'ne sığınarak Türkiye'ye iltica etmişti. Türkiye'ye ilticasında ve getirilmesinde bizzat devrin Cumhurbaşkanı Turgut Özal devreye girmişti. Süleymanoğlu, üstün performansıyla 1988 yılında Time dergisine kapak olmuştu. TANJU ÇOLAK 1963 Samsun doğumlu Tanju Çolak, 335 gol ile Türk futbolunun en gölcü ismidir. 1987-88 sezonunda rekor bir ücretle Galatasaray'a transfer olan Çolak, o sezon Galatasaray formasıyla 39 gol atarak, Avrupa liglerinde o yıl en çok gol atan futbolcu unvanını elde etti ve Altın Ayakkabı ile ödüllendirildi. Semih Saygıner, 1964’te Adapazarı’nda doğdu. Lise dönemindeyken, anne ve babasını trafik kazasında kaybetmesinin üzüntüsüyle okula ara veren Saygıner, sonradan dışardan sınavları kazanıp liseyi bitirmeyi denediyse de okul hayatına devam edemedi. Bilardoya ilgisi bu dönemde başlayan Saygıner, ilk başarısını 1981’de katıldığı İstanbul Bilardo Şampiyonası’nda 1. olarak kazandı. Arka arkaya turnuvalara katılan Saygıner, ilk Dünya Şampiyonluğunu 1994’te elde etti. Bilardo dünyasında Mr. Magic ya da the Turkish Prince lakaplarıyla tanınan Saygıner, Türkiye’de bilardonun federasyon haline gelmesini sağlayan isimdir ve Bilardo Literatürü'ne geçmiş 42 özel vuruş tekniğine sahiptir. 27 Halk ı r a l n a m a Kahr FAHRETTİN PAŞA Ömer Fahrettin Türkkan (1868 Rusçuk - 22 Kasım 1948 Eskişehir yakınları) Türk tarihinde ismi çok duyulmamış sayısız kahramanlarımızdan biridir Fahrettin Paşa. Osmanlı’nın son döneminde I. Dünya Savaşı sırasında topraklarımızın işgaline karşı büyük mücadele vermiş, vatanseverliği dillere destan olmuştur. Arapların yoğun olarak yaşadığı topraklarda Şerif Hüseyin İsyanı’nda zor şartlar altında Medine’de yönettiği 2 yıl 7 ay süren Medine müdafaası ile bilinir. “Medîne Müdâfii, Türk Kaplanı, Çöl Kaplanı, Medine Kahramanı” adlarıyla anılır. 1868’de Bulgaristan’ın Rusçuk kentinde doğdu, 93 Harbi’nden sonra ailesiyle birlikte İstanbul’a yerleşti. Mekteb-i Harbiye-i Şahane’yi (Dönemin Harp Okulu) birincilikle bitirdi. Erkan-ı Harbiye Mektebi’ni bitirdikten sonra 1891’de Kurmay Yüzbaşı rütbesiyle göreve başladı. Balkan Savaşı’nda Çatalca savunmasında ve Edirne’nin geri alınışında görev yaptı. I. Dünya Savaşı başladığında 4. Orduya bağlı 12. Kolordu komutanı olarak Musul’da bulunuyordu. 1915’te 4. Ordu komutan vekilliğine getirildi. Bu bölgede iken hem tehcire tabi tutulan Ermenilerin yerleştirilmesiyle uğraştı hem de Urfa, Zeytun, Musadağı ve Haçin Ermeni isyanlarını bastırdı. 1916’da 4. Ordu komutanı Cemal Paşa tarafından Medine’ye gönderilerek, Hicaz Kuvve-i Seferiyesi Komutanlığına atandı. İngilizlerin desteğinde isyana girişen Şerif Hüseyin ordusuna karşı, kısıtlı imkanlara rağmen yaptığı Medine müdafaası büyük takdir topladı. 1.Dünya Savaşı sırasında Osmanlı, yerel isyancıları da yanına alan İngiltere ile bir çok cephede savaşmak zorunda kalmıştı. Medine ile irtibatı sağlayan demir yolunun isyancılar tarafından harap edilmesi ile birlikte, diğer cephelerde durum kötüye gidiyordu. Filistin Cephesi’nden kötü haberler gelmeye başladı. 7 Kasım 1917’de Gazze, 26 Aralık 1917’de Kudüs düştü. Ardından 21 Eylül 1918’deki Nablus Muharebesi’nde Sina ve Filistin Cephesi’ni oluşturan 4’üncü, 7’inci ve 8’inci Ordular dağıldı. Böylece Filistin Cephesi tamamen çöktü ve Medine Garnizonu’nun, Osmanlı Ordularıyla tekrar temas kurma umudu tamamen bitti. Ve Medine Garnizonu yapayalnız kalmıştı. 28 Medine müdafaası okuyanları ve dinleyenleri adeta gözyaşına boğar. Durum, şehri savunan Osmanlı garnizonu ve komutanı Fahrettin Paşa için oldukça sıkıntılıydı. Medine’nin işgal edileceğini anlayan Fahrettin Paşa, Peygamber Efendimizin başucunda bulunan ve som altından yapılmış paha biçilemeyen iki şamdan ile değerli eşyalar ve kutsal emanetlerin, İngilizler gelmeden İstanbul’a götürülmesini sağladı. Hatta Lozan anlaşmasında bu emanetlerin Haşimilere verilmesi bile istendi; reddedildi. Medine’yi sonuna kadar savunmaktan vazgeçmeyen Fahrettin Paşa, Medine’yi bir onur meselesi olarak görüyordu. Kalede sıkışıp kalan askerler hasta, yaralı ve açtı. Askerler arasında ölümler de başlamıştı. Fahrettin Paşa, hayatta kalabilmek için askerlerinden o sırada baş gösteren çekirge istilasından kalan çekirgelerin kurutularak un haline getirilmesi ve bundan ekmek yapılmasını istedi. Bunun için de bir tamim yayınlayarak, çekirge kurusunu yemenin sünnet olduğunu söyledi. Fahrettin Paşa’nın Medine’yi hiçbir suretle teslim etmeyeceğine dair subaylarından İdris Bey şöyle bir şiir yazmıştır: Yapamaz Ertuğrul evladı sensiz, Can verir, Canan’ı (s.a.v.) veremez Türkler. Ebedi hâdimu’l haremeyniniz, Ölsek de Ravzanı ruhumuz bekler. Savaş sona ermiş Mondros Mütarekesi imzalanmıştı. Anlaşmaya göre Medine İngilizlere teslim edilecek, tabur tasfiye edilecekti. Fahrettin Paşa anlaşmaya rağmen Medine’den çıkmayarak direnişini sürdürdü. İngilizler son padişah Vahdettin’i İstanbul’u tekrar işgal edip bir daha çıkmamakla tehdit etti. Padişah Vahdettin, Fahrettin Paşa’ya bir mektup yazarak durumu anlattı ve Medine’yi teslim etmesini istedi. Paşa Medine’den çıkmamakta direndi. Ancak, araya birçok kişi girdi ve durum iyice ümitsiz hale gelince, Fahrettin Paşa kaleden çıkmak zorunda kaldı. Peygamber Efendimizin naaşının başında günlerce ağlayan ve oradan çıkmayan Fahrettin Paşa, Türk subaylar tarafından çıkartılmak zorunda kaldı. 1. Dünya Savaşı resmen sona erse de, Medine teslim olmadığı için fiilen bitmemişti. Ekim 1918’de Mondros Antlaşması imzalanmasına rağmen, 10 Ocak 1919’a kadar anlaşmaya aykırı şekilde direniş sürdürüldü. Thomas Edward Lawrence’ın “Çöl kaplanı” lakabını taktığı Fahreddin Paşa, Medine Kuşatmasından sonra savaş esiri olarak önce 27 Ocak 1919’da Mısır’a, ardından da, 5 Ağustos 1919’da Malta’ya sürgün edildi. Sürgün sırasında, savaş suçlularını yargılamak üzere işgalci devletler tarafından İstanbul’da kurdurulan Kürt Nemrut Mustafa Paşa Divan-ı Harbi adı verilen mahkemece ölüme mahkum edildi. Ancak, Ankara Hükümeti’nin gayretleriyle 8 Nisan 1921’de Malta’dan kurtulduktan sonra, Eylül 1921’de Milli Mücadele’ye katılmak üzere Ankara’ya geldi. 9 Kasım 1921’de TBMM tarafından Kabil Büyükelçiliğine tayin edildi. TürkAfgan dostluğunun gelişmesinde önemli rol oynadı. Kurtuluş Savaşı sırasında Afganistan’da yardım amaçlı altın ve para toplayarak Anadolu’ya gönderdi. Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasında büyük rol oynadı. 1936’da Korgeneral rütbesi ile Türk Silahlı Kuvvetleri’nden emekliye ayrılan Fahrettin Paşa, 22 Kasım 1948’de bir tren yolculuğu sırasında, Eskişehir yakınlarında kalp krizi geçirerek vefat etti. Vasiyeti üzerine Aşiyan Mezarlığına defnedildi. 29 Ninja r a l a ğ a b m u Kapl N inja Kaplumbağalar geri dönüyor. Orijinal adı “Teenage Mutant Ninja Turtles” olan fantastik çizgi seride, dövüş sanatlarına hakim 4 mutant kaplumbağa ve ustaları mutant fare “Usta Splinter” ile birlikte kötülere karşı savaş veriyor. Aynı zamanda, iyi bir ninja olabilmenin eğitimini de alıyorlar. K aplumbağaların yaratıcıları Kevin Eastman ve Peter Laird, ilk Ninja Kaplumbağalar çizgi romanını, 1984 yılında siyah-beyaz olarak yayınladılar. Onlar sayesinde kaplumbağalar yer altından çıkarak, dünya çapında bir hit haline geldi. Orijinal Amerikan seri, 1984’de Mirage Stüdyoları’ndan çıkmıştır. Kevin Eastman ve arkadaşı Peter Laird’in beyin fırtınası sırasında ortaya çıkan eser, uzaylı düşmanlardan şehirdeki serserilere kadar birçok kötü karakteri içerir. Bu kötü karakterler arasından en ünlüleri, Shredder ve onun ortağı ve 30 aynı zamanda ona emir verebilen Beyin’dir. Hikâye kahramanlarından bir diğeri de Kanal Muhabiri April Oneill’dır. Kahramanlarımız Rafael, Donatello, Leonardo, Michelangelo pizzaya düşkündürler. Daha sonraları Teenage Mutant Ninja Turtles 1990, Teenage Mutant Ninja Turtles II: The Secret of the Ooze 1991 ve Teenage Mutant Ninja Turtles III 1993 filmi çevrilmiştir. Ve şimdi kahramanlarımız 3D teknolojisiyle geri dönüyor. Ninja Kaplumbağalar efsanesi beşinci defa beyaz perdede. Yenilenen filmde hikaye, en başından anlatılıyor. 4 ninja kaplumbağamız henüz yumurtayken, uzaylılar tarafından dünyaya bırakılıyorlar. Fakat Ninjalarımız büyüyüp yeteneklerini bir bir öğrendikçe, uzaylıların tehlikesine karşı dünya için savaşan en büyük güç haline gelecektir. 2014 yapımı filmin yönetmenliğini Wrath of the Titans, Battle Los Angeles gibi büyük aksiyon filmlerine imza atmış olan Jonathan Liebesman üstleniyor. Güzel yıldız Megan Fox ise karşımıza, kahramanlarımızın hayran olduğu gazeteci April O’Neil karakteriyle çıkacak. Ana karakterler Michelangelo (Mikalenjelo) Raphael akımın en komik Tüyesidir. ve en haylaz Uysal ve komik (Rafael) T akımın kötü çocuğudur. Saldırgan ve hırçın bir karaktere sahiptir. Çift sai kullanılır ve kırmızı bir bandaj takar. Çizgi filmin yaratıcıları Raphael adını Raphael Sanzio’dan esinlenmişlerdir. bir yapıya sahiptir. Çift nunçaku kullanır ve turuncu bir bandaj takar. Aynı zamanda takımın en obur üyesidir. Çizgi filmin yaratıcıları Michelangelo adını Michelangelo Buonarroti’den esinlenerek koymuştur. Leonardo B Donatello T akımın bilimle en ilgili olan üyesi. Donatello ayrıca, takımın şiddete en az başvuran üyesidir. Bö kullanır ve mor bir bandaj takar. ushido ustası ve ekibin lideridir. Çift bushido kullanılır ve mavi bir bandaj takar. Ayrıca ninjato de kullanabilir. Çizgi filmin yaratıcıları Leonardo adını, Leonardo Da Vinci’den esinlenmişlerdir. 31 Kitap Oku mayı Sevi yorum Odamda oturmuş niye kitap okumayı sevdiğimi düşünüyordum. Bu soruya cevap bulmak için kitapların arasında bir geziye çıkmaya karar verdim. Sayfayı açtım ve maceram başlamış oldu. Peter Pan’ın gemisine bindim. Tam cevabı görmüş mü diye soracaktım. Fakat yuvarlandım ve düştüm… Soğuk bir sokakta buldum kendimi, küçük Kibritçi kızın tam yanında. Küçücük bedeniyle soğuktan titriyordu. Bir kibrit yaktı küçük kız, umutsuzca hayaller kurmaya başladı. Çünkü dünyadaki haksızlıklara ve acılara tahammül edemiyordu. Ancak, kibrit çubuğunun sönmesiyle beraber, onun hayalleri de söndü. Ona yardım etmek istedim, ama bu mümkün değildi. Çok üzüldüm, kalbim acıdı ve bu yüzden beni Parmak kızın yanına attılar. Onunla çiçeklerin ve gölün yanında oynadık. Ama rüzgâr yüzünden göle düştüm. Güzel bir kuğuya dönüştüm. Havaya yükseldim ve uçtum. Tam o sırada Eliza benim gömleğimi de hazırlamıştı. Gömleği ondan aldım ve insana dönüştüm. Sadece bir tek sorunum vardı; hala havada olduğumu unutmuştum ve başka bir şekil almam gürültü ve patlama ile sonuçlandı. Villa Villekulla’nın önüne düştüm. Pippi, Tommy ve Annika o anda verandada çay içiyorlarmış. Pippi bana kızdı ve ben onlardan kaçarken bir tavşan kuyusuna düştüm. Alice’nin yanında uyandım. O, üzerinde “beni iç” yazan şişeden bir şey içiyordu. Bunu yapmaması için bağırdım, ama beni duymadı. Ve bir anda küçücük kaldı. Ona o kadar kızdım ki, gözlerim futbol topu kadar büyük oldu. Gözlerimi kapatıp açtığımda kendimi Pinokyo’nun yanında buldum. Sirke gidiyordu, bunu yapmaması için onu uyarmak istedim. Ama Pamuk Prensesin zehirli elmayı yediğini gördüm. Ona yardım etmeye koştum, ama artık çok geçti. Geri dönerken onun için o kadar çok ağladım ki, gözyaşlarımdan bir deniz oluştu ve ben de içinde bir denizkızına dönüştüm. Daha fazla dayanamıyordum. Masallar için olan deniz acentesine kadar yüzdüm. Bana sormadan beni istedikleri şeye dönüştürdükleri için olay çıkardım. Görevli denizkızı sadece prenseslerin özel ayrıcalıklara sahip olduklarını açıkladı. Ona nasıl prensese dönüşebileceğimi sordum. - Kendine bir prens bulduğunda, diye cevap verdi bana. Onu aramaya başladım. Artık sahili ve kıyıyı görme sırası benimdi. Yüzeye çıktım ve prensi aramaya başladım. Karşıma çıkan prensi beğenmedim ve geri döndüm. Denizkızı olmayı sevmiyordum. Sonunda insana dönüştüm. Tam işler yoluna girdi diyordum ki, ruhundan kurtulmak isteyen bir adam önüme geçti. Sorunun cevabını da bulmuştum. Kitap okumayı seviyorum, çünkü aksi halde nereden uydurabilirdim bu çılgınlıkları. Nerden öğrenebilirdim bu imkansız, ama güzel, eğlenceli hayatları?.. Hadi zaman kaybetmeyin, siz de dalın kitapların içine ve tadını çıkartın, olasılıksız ama keyifli maceraların… 32 KİTAP KURDU Çılgın babam Yazar: Zeynep Cemali Yayınevi: Günışığı Kitaplığı Sayfa Sayısı: 160 Böylesine çılgın, böylesine arkadaş bir babayı kim istemez?.. Kapalıçarşı’nın kalabalığında babasıyla ıslığıma gel oyununu oynarken Zeynep henüz altı yaşındaydı. On yaşında artist olmaya karar verdi ve babasının film şirketinin Beyoğlu’ndaki ofisinde çalışmaya başladı. On bir yaşında, babasıyla birlikte yazlık sinema işletiyordu. Babasının Anadolu gezilerine eşlik etmeye başladığındaysa, on iki yaşındaydı. Baba kız sıkı dosttular!.. Çocuk edebiyatımızın güçlü öykü yazarı Zeynep Cemali, bu kez İstanbul’da geçen birbirinden ilginç çocukluk anılarını aktarıyor. Yazarın tarih sırasıyla kaleme aldığı öykülerdeki, her çocuğun hayranlıkla bağlanacağı, sürprizlerle dolu, sıradışı baba karakteri, usta bir öykücü olan Cemali’nin tüm yaşamını biçimlemiş. Her yaştan insanın severek okuyacağı bu kitabı, baştan sona ya da tek tek öyküler halinde okumak mümkün. Puding polİ aydınlatıyor Yazar: Christine Nöstlinger Çeviren: Tuna Alemdar Yayınevi: Tudem Yayınları Sayfa Sayısı: 176 Dünya çocuk ve gençlik edebiyatının usta yazarı Christine Nöstlinger’in, ağızları sulandıran muhteşem macera dizisi Puding Poli devam ediyor! Usta şefleri cebinden çıkaran acar dedektifimiz Poli ve matematik “dehası” ortağı Rozi, çözülmeyi bekleyen büyük bir düğümle karşı karşıyalar. Poli ve Rozi’nin okullarında gün geçmiyor ki yeni bir hırsızlık haberi duyulmasın. Giysiler, çantalar ve öğrencilere ait daha pek çok eşya bir bir sırra kadem basıyor. Üstelik çalınanlar olur olmaz yerlerde ortaya çıkıyor! Bu işin arkasında biri olmalı ama kim? Poli’nin bildiği bir şey varsa, o da bu hırsızın kendi sınıflarından olmadığı... İki kafadarımız rahat durur mu hiç! Aranan hırsızı bulmak için dahiyane bir plan yaptılar bile... Poli ve Rozi’yle bu gizemli kovalamacının peşine düşerken, yanlışlıkla parmaklarınızı yemeyin sakın! Poli’nin Rozi’ye pişirdiği şövalye zırhı içinde balık ve mayonezle doldurulmuş çeri domatesler ağzınızı sulandırmaya yetecek de artacak bile. Tarifler mi? Merak etmeyin, Poli’nin tarifleri kitabın hemen arkasında sizleri bekliyor. Ağız tadıyla okumalar… 3 33 Çocuklar İçin Teknoloji Müzesi BUNLARI Bi liyor musunuz? 1 3 2 Dalmaçyalı köpekler doğduklarında beneksizdirler. Kediler tatlıların tadını alamazlar. 4 Bazı balıkların cinsiyeti dişi iken erkeğe dönüşebilir. 6 5 7 Bazı kelebeklerin kulakları kanatlarındadır. Maymunlar da insanlar gibi yaşlandıklarında kel kalabilir. 34 Dev bir midyenin içinde 6,4 kiloluk bir inci bulunmuştur. 8 Timsah yumurtalarından sıcak havada erkek, soğuk havada dişi yavru çıkar. Bir köpeğin burun izi, tıpkı insanların parmak izi gibi eşsizdir. 9 Bazı salyangozlar 3 yıl uyuyabilir. 29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN