1 NİSAN 2013 DİYARBAKIR'DA GÜZELLİK YARIŞMASI Diyarbakır'da 1- 7 Nisan tarihlerinde güzellik yarışmaları düzenlenme girişimi; Müslüman halkın hiçbir yararına olmadığı gibi tam tersine kentin tarihi dokusu, inancı ve kadim geleneklerine ciddi bir saygısızlık anlamına gelmektedir. Bu organizasyonun kentin tanıtımı için yapıldığı yalanına Müslüman halkımız asla inanmayacaktır. Bu sinsi girişimi lanetliyoruz. Sahabeler şehri Diyarbakırımızda yapılacak böyle bir organizasyonun, Müslüman halkımızın ahlaken yozlaştırılmasını amaçlayan uluslararası bir planın parçası olduğu kesindir. Ayrıca bu organizasyona Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası'nın destek vermesini vahim ve kabul edilemez bir hata olarak görüyoruz. Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası'nı derhal desteğini çekmeye, valilik ve diğer yetkili kurumları da bu organizasyona izin vermemeye davet ediyoruz. İZMİR VALİLİĞİ’NİN KILIK KIYAFET GENELGESİ İzmir valiliği, kamu kurumlarına gönderdiği ve cunta dönemi eseri olan “Kılık - Kıyafet Yönetmeliği”nin halen yürürlükte olduğunu belirterek bunun uygulanması için talimat verdi. Valinin bu talimatı, “halkın inanç ve değerlerine savaş açan, köhnemiş ulus devlet anlayışının” halen devam ettiğini göstermektedir. Bu girişimin Memur-Sen’in örtü yasağını fiili olarak delme eyleminin hemen ardından gelmesi ve sunulan gerekçeleri bakımından manidardır. 1982 tarihli yönetmeliğin halen değiştirilmemiş olması hükümetin ayıbıdır. Bu vesile ile inancı gereği örtünen ve işini örtülü bir şekilde yapmak isteyen kamu çalışanlarına yapılan bu zulmü sona erdirmesi için hükümete bir kez daha çağrıda bulunuyoruz. OKULLARDA MESCİD AÇILMASI 21 Mart 2013 tarihinde Mersin Akdeniz İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından, ibadetlerini yapmak isteyen personel ve öğrencilere gerekli kolaylığın gösterilmesi, imkânlar dâhilinde uygun alanların oluşturulması için okullara bir genelge gönderilmişti. Bu genelgeye CHP ve Eğitim-iş sendikasının gösterdikleri hazımsızlık, tarafımızdan ibretle ve esefle izlenmiştir. Her iki kurum da yaptıkları açıklamalarda herkesin inancına saygılı olduklarını belirtmiş, ancak aynı açıklamalarında işi İslam inancına hakaret boyutuna vardırmaktan da geri durmamışlardır. CHP'li bir milletvekilinin bu konu ile ilgili soru önergesi vermesinden bir gün sonra, binlerce öğrencinin imzası ile destek verdiği kampanya sonucu Ege Üniversitesi’nde açılan mescide çirkin bir saldırı yapıldığı haberi de basına yansımıştır. Genetik yapılarındaki İslam düşmanlığının tezahürü olan bu açıklamaların sonuçlarının nereye varacağını hesaplayamayacak kadar basiretsizleşen, siyasi çıkar sağlama uğruna toplumu geren bu tür eylemleri teşvik edenleri Müslüman kamuoyunun takdirine havale ediyoruz. AÇIK ALANLARDA İÇKİ YASAĞI VE MAHKEMENİN İPTAL KARARI Bir yıl önce Afyonkarahisar Valiliği tarafından kamuya açık yerlerde içki içenlerin, kabahatler kanununa göre cezalandırılmaları hususunda bir genelge yayınlanmıştı. Bazı yayın organları tarafından “Afyon’da içki içmek yasaklandı” şeklinde ve yeni olmuş bir olay gibi konu işlenmiş, gümrük bakanı Hayati Yazıcı da “böyle bir yasaklama bilmiyorum, şayet bu şekilde bir yasaklama varsa bu hukuk dışıdır. Zaten yargı müdahale eder, bunu iptal eder.” demiş ve bu açıklamasıyla valiye destek vermişti. Bakanın açıklamaları aynı basın organları tarafından “içki yasağına tepki” olarak yorumlanmış, idare mahkemesi de hemen ardından genelgenin iptaline karar vermişti. Parti programımızda da belirttiğimiz gibi; insan aklını geçici bir süre ile de olsa dumura uğratan, tatil eden alkol ile mücadele edilmesini, akıl emniyetinin sağlanması ve düşünce özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılması olarak görüyoruz. İptal kararı veren mahkeme, konuyu özgürlükler noktasından değerlendirerek sınırlamanın ancak kanun ile yapılabileceğini gerekçe göstermiştir. Karara tepki gösteren Sayın Başbakan, bu konuda yasal düzenleme çalışması için zaman kaybetmeden harekete geçmelidir. AİLE KURUMUNUN KORUNMASI İÇİN GEREKLİ TEDBİRLERİN ALINMAMASI TÜİK verilerine göre 2012 yılında evlilikler bir önceki yıla göre % 1,9 oranında artmıştır. Boşanma sayısı ise % 2,7 oranında artmıştır. Bir yılda gerçekleşen boşanma sayısı 123 bin 325’e ulaşmıştır. Boşanma oranı en yüksek bölge yukarıdaki olumsuz gelişmelerin yaşandığı Ege bölgesi olmuştur. Aile; toplumun nüvesi, devamının garantisidir. Aile kurumunu korumakla da görevli olan idarecilerin gerekli tedbirleri derhal almasını istiyoruz. Boşanmaların artmasında gayrı meşru ilişkilerin, alkol ve kumarın aileyi yıkıcı etkilerinin göz ardı edilmemesi gerektiğine inanıyoruz. CEZA EVLERİNDEKİ İŞKENCE İDDİALARI Tekirdağ, Bolu, Kırklareli, Osmaniye, Metris ve Sincan Cezaevlerinden sonra Elbistan Cezaevi’nde de işkence iddiaları basına yansıdı. “İşkenceye sıfır tolerans” söylemini öne çıkaran ve bu konuda önemli bir yol da kat eden hükümetin son dönemde gerçekleşen işkenceleri araştırma ve sorumlularını tespit ile cezalandırılmalarını sağlama konusunda ağır davranması, bu söylemden geri adım attığını akıllara getirmektedir. ANAYASA MAHKEMESİ BAŞKANI’NIN AÇIKLAMALARI Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın “Bizler yargı olarak bu milleti hizaya getirmeye çalıştık ama hizaya getiremedik. Olmazdı da zaten… Çünkü zalimlikle ayakta kalınamazdı… Bu devlete düşman olan insan yetiştirmekten başka bir şey yapmadık, çünkü bu insanların hakları ve özgürlükleri gasp edildi… Belki bundan sonra bu tür yanlışlıklara düşmeyeceğiz.” şeklinde yargı ile ilgili yaptığı özeleştiriyi cesur ve namuslu bir adım olarak değerlendiriyoruz. Gerçekten de özellikle 28 Şubat sürecinde askerden brifing almış yargı mensupları, haksız ve hukuksuz birçok karara imza atmıştır. Bu vesile ile 90’lı ve 2000’li yıllarda yapılan yargılamalar sonucunda oluşan mağduriyetlerin giderilmesi, hakları ve özellikle hürriyetleri ellerinden alınmış mütedeyyin insanların dosyalarının yeniden ele alınması, yargılamalarının yenilenmesi için gerekli yasal düzenlemenin yapılmasını talep ediyor, ayrıca ideolojik yargı kararlarından nasibini almış Başbakan’ı da bu konularda inisiyatif almaya ve gerekli adımları atmaya davet ediyoruz. ARAKAN ZULMÜ Arakan’da son iki haftada onlarca Müslüman katledildi. Birçoğu yakılarak şehid edildi. Aralarında camilerin de bulunduğu 1.300 bina yakıldı. Yürek parçalayan görüntülerin insanlığı ayağa kaldırması gerekirken, İslam ümmetinin hiçbir şey olmamış gibi sesiz kalmasını esefle karşılıyoruz. Bölük pörçük olmuş İslam ümmetinin bu vahşet karşısında bir an önce silkinerek kendilerine gelmelerini diliyoruz. SURİYE DRAMI DEVAM EDİYOR HÜDA PAR olarak defaaten Suriye'de yaşanan zulmü tel'in ettik ve mazlumlardan yana tavrımızı net olarak ortaya koyduk. Bu fitneyi elimizden geldiği kadarıyla da sonlandırmak için uluslar arası diyalog ve çalışmalar yaptık. Şu anda Suriye muhacirlerine yönelik STK'ların koordinasyonunda yardımlarımız sürüyor. Suriye meselesinde duruşumuz nettir. Biz, zalim Esed'in zulmünün er ya da geç mazlum Müslümanların zaferiyle sonuçlanacağına inanıyoruz. Dünya Müslümanlarının Suriye konusunda adil duruş sergileyecek bir basirete sahip olmalarını temenni ediyoruz. MUAZ EL-HATİB’İN AÇIKLAMALARI ve BAHREYN PARLAMENTOSU’NUN LÜBNAN HİZBULLAH’INI TERÖR ÖRGÜTÜ OLARAK KABUL ETMESİ İnsanlığın gözleri önünde Arakan’da bir insanlık trajedisi yaşanırken, Muaz el-Hatib’in NATO’dan Suriye’ye müdahale etmesini talep etmesi vahim bir durumdur. Formalite seçimlerle oluşturulmuş Bahreyn parlamentosunun, halkın çoğunluğunun oylarıyla Lübnan parlamentosuna girmiş ve hükümet ortağı olmuş Hizbullah’ı, efendilerinin talimatlarına uyarak “terörist” olarak ilan etmesi, Müslümanların dost ve düşmanlarını iyi tanımaları gerektiğini bir kez daha göstermiştir. GAZZE'YE AMBARGO DEVAM EDİYOR Başbakan, israilin özür dilemesinin ardından tazminat ödeyeceğini ve Filistin üzerindeki ablukayı kaldıracağını duyurmuştu. Ancak Filistin ve özellikle Gazze üzerindeki kuşatmayı sürdüren Siyonist işgalciler, Ebu Selim sınır kapısını sadece bir gün açık tuttuktan sonra tekrar kapattı. Üstelik daha önce 6 mil olarak balıkçılara uyguladığı avlanma yasağını da 3 mile çekti. Bu durum, siyonist terör şebekesinin sözüne güvenilemeyeceğini bir kez daha göstermiştir.