EKİM 2015 - İş Bankası

advertisement
EKİM 2015
09
DEKORASYON
13
SEYAHAT
02
MODA
24
KÜLTÜR SANAT
17
TEKNOLOJİ
06
BAKIM
22
MÜZE VE ÖREN YERLERİMİZ
mo
da
MODA ALIŞVERİŞİNDE
YENİ MECRA;
INSTAGRAM ÜZERİNDEN NASIL ALIŞVERİŞ YAPARSINIZ?
İnternet dünyasının fotoğraf paylaşım
mecralarından biri hatta Facebook’u
bir kenara koyarsak en ünlüsü olan
Instagram, bu amaca hala hizmet
ediyor olsa da, kullanıcılarına sunduğu
hizmetler artık bu kadarla kalmıyor. Tatil
fotoğrafları, selfie’ler, sevimli kediler ve
köpekler Instagram dünyasının parçası
olmaya devam ederken, bireysel ya
da kurumsal ticari girişimlerin açtıkları
hesaplar üzerinden ürün paylaşımına
başlamaları ile Instagram bambaşka
bir boyut da kazandı. Özellikle moda
dünyasına minik adımlarla girmek isteyen
girişimciler için eşsiz bir fırsat haline
geldi.
ALIŞVERİŞ İÇİN NEDEN INSTAGRAM’I
TERCİH EDİYORUZ?
Instagram modern ve dinamik bir
alışveriş ortamı sunuyor. Firmalar ya da
bireyler hesaplarını sürekli güncelliyor
ve kullanıcılarına hemen her gün yeni
bir ürün sunuyor. Pek çok satıcı kargo
bedelini ürün fiyatına dahil ediyor. Özel
tasarım giysiler veya vintage kıyafetler
gibi az bulunan ürünleri indirimli fiyatlara
alma şansınız olabiliyor.
PEKİ NASIL SATIN ALIYORUZ?
Instagram kullanıcılarının son derece aşina oldukları bir kavram
var: ‘Hashtag’, yani bir anlamda etiket. Hashtag uygulaması
sayesinde Instagram’a yüklediğiniz içeriğin konusunu kendiniz
belirleyebiliyorsunuz. Instagram üzerinden yapılan satışlarda
da hashtag’lar büyük rol oynuyor. Instagram üzerinden satış
yapanlar profil kısımlarında satış koşullarını paylaşıyorlar. Bunu
yine bir hashtag bağlantısı ile de yapabiliyorlar. Satışta olduğunu
gördüğünüz ve beğendiğiniz bir ürüne rastladığınızda fotoğrafın
altına yorumunuzla beraber (satın almak istediğinizi belirten)
e-mail adresinizi yazıyorsunuz. Satıcı da size bir paypal fatura
adresi gönderiyor. E-posta adresinizi paylaşmak konusunda
endişeleriniz varsa, sadece alışverişte kullanmak için paypal
hesabınıza bağlı bir adres oluşturabilirsiniz.
Instagram alışverişinin bir diğer yolu da yönlendirme ile olabiliyor.
Satıcılar profillerine ya da görsellerini paylaştıkları ürünlerinin
altına websitesi adreslerini paylaşarak sizi site üzerinden alışveriş
yapmaya da yönlendirebiliyorlar. Bu durum da satıcılara ürünle
ilgili istediğiniz bilgileri sorma imkanı tanıyor ve birebir iletişimde
olabiliyorsunuz.
Instagram üzerinden halihazırda bir “satın alma” butonu olmasa
da, Like2Buy, Soldsie, LIKEtoKNOW.it gibi bu işlemi kolaylaştıran
uygulamalar da var. Örneğin LIKEtoKNOW.it adresine girip bir
hesap oluşturabiliyorsunuz.
Instagram üzerinden LIKEtoKNOW.it hashtag’i olan
bir fotoğrafı (ürünü) beğendiğinizde, site tarafından
e-mail adresinize ürünü satın alabilmeniz için
internet adresi gibi gerekli olan bilgiler gönderiliyor.
Siz de bu sayede kolayca alışveriş yapabiliyorsunuz.
ALMASAM AMA SATSAM DİYORSANIZ…
Gardırobunuzda giymediğiniz kıyafetleriniz mi
var? Moda zevkinize de güveniyorsunuz. Ben de
Instagram üzerinden satış yapabilirim diyorsanız
izlemeniz gereken ilk adım kendinize akılda kalıcı bir
isimle Instagram hesabı oluşturmak. İkinci adımsa
profilinizde kendinizi kısaca tanıtan kısa bir metin
yazmak ve iletişim bilgilerinizi paylaşmak. Ardından
size özel bir hashtag oluşturarak satış politikanızı,
kargo şartlarınızı, sorular, görüşler ve iletişim için
e-mail adresinizi bu hashtag altında yazmalısınız.
Satmak istediğiniz ürünün fotoğrafını yerleştirdikten
sonra yine hashtag’ler ile kullanıcıların “mağazınıza”
kolayca ulaşabilecekleri etiketler yazmalısınız. Size
gelen mesajlar doğrultusunda paypal sistemi ile
satışınızı gerçekleştirebilirsiniz.
ba
kım
CİLDİNİZ YENİ
MEVSİME HAZIR
OLSUN
SONBAHARA GİRERKEN CİLT BAKIMINDA
NELERE DİKKAT ETMELİYİZ?
Y
az aylarının sıcağı, rüzgarı, havuzun kloru
ve denizin tuzlu suyu cildinizi her zaman
olduğundan daha da kuru hale getirmiş
olabilir. Neyse ki dikkatli bir bakımla bu
durumun telafisi mümkün.
KAÇ SAAT UYUMALISINIZ?
İŞE RUHUNUZDAN BAŞLAYIN
Sonbaharın gelişiyle beraber
havalar serinleyecek, günler
kısalacak ve hava daha erken
kararmaya başlayacak. Pek
çok insan bu mevsimde duygu
durumlarında hafif bir düşüş
hissedebilir. Daha az gün ışığı
ve daha hareketsiz günlerin
başlaması bunun en tabii
sebebidir. Canlı ve renkli bir cilt
için öncelikle enerji durumunuzun
da pozitif olması gerekir. Bu
içten gelen etkiyi artırmak için
sonbahar aylarında spa ve masaj
gibi bedene ve ruha iyi gelecek
aktivitelerde bulunmanız tavsiye
edilir.
DUŞ JELİ SEÇİMİ
Yaz aylarında özellikle meyve
aromalı vücut losyonları, duş
jelleri daha popüler hale geliyor.
Fakat kullandığımız ürünlerin
kokuları onları tercih etmemizde
öncelikli neden olmamalı. Bu
nedenle kış aylarında kurumaya
daha yatkın olan cildimiz için
içeriğinde sabun olmayan veya
krem içerikli duş jellerini tercih
etmekte fayda var.
ULTRAVİYOLE IŞINLARINA
DİKKAT EDİN
Yaz aylarının sona ermesi demek,
Güneş’in cildimize olan yakıcı
etkisinin de bir anda ortadan
kalkması anlamına gelmiyor.
Hatta hava bulutlu bile olsa,
Güneş ışınları cildimizi olumsuz
yönde etkileyebiliyor. Tıpkı yaz
aylarında güneşlenirken olduğu
gibi sonbahar ve kış aylarında
da rutinimizi devam ettirerek, el,
yüz, boyun gibi cildimizin açıkta
kalan yerlerine koruyucu faktörü
en az 15 olan kremler sürmeliyiz.
DUŞ SÜRENİZİ KISA TUTUN
Serin bir havada eve gelip uzun ve sıcak bir duş almaktan daha
güzel ne olabilir? Bu soruyu cildimiz için soracak olursak cevap
şöyle olurdu: Daha ılık ve daha kısa bir duş. Sıcak su cildimizi
en fazla kurutan etkenlerin başında geliyor. Yağlı bir cilde bile
sahip olsanız çok sıcak suyla duş almanız sadece cildiniz için
değil saçlarınız için de tavsiye edilmiyor.
TOPUKLARINIZI İHMAL ETMEYİN
Artık çorapların, kapalı ayakkabıların, botların içine mahkum
olan ayaklarınızın bakımını ihmal etmeyin. Bir dahaki sandalet
mevsimine kadar bakımını ihmal ettiğiniz ayaklarınız, özellikle
topuklarınızdaki kuruluk ve çatlamalar geri dönüşü olmayan
bir boyuta ilerleyebilir. Bu nedenle kimse görmüyor olsa
da sonbaharla başlayarak bir dahaki yaz mevsimine kadar
ayaklarınızı özellikle banyo sonrası mutlaka nemlendirin.
SU İÇMEYE ARA VERMEYİN
Yaz aylarının sıcağında su tüketimimiz şüphesiz artıyor fakat
havalar soğuduğunda bedenimizin terlemeye ara verdiğini
düşünmeyin. Su, cildinizin nem dengesini koruyan en büyük
faktörlerden biri. Düzenli olarak su içmeye devam edin.
de
ko
ras
yon
İÇ MEKANLARIN
DOĞAL
PARFÜMLERİ
HAVALAR SOĞUYOR, CAMLAR KAPANIYOR. İÇ MEKANLARDA
OLUŞABİLECEK KÖTÜ KOKULARI BAKIN HANGİ BİTKİLER
ENGELLİYOR
E
v bitkileri yaşam alanlarımıza
önemli katkılar sağlıyor. Her
şeyden önce güzel görünüyor ve
kış ayları boyunca evimizde az da olsa
yeşil bir görünüm sağlıyorlar. Bunların
yanı sıra eğer doğru seçimi yaparsanız
evinizin son derece güzel kokmasına da
yardımcı oluyorlar..
PENCERELERİNİZİ SÜSLEYİN
LAVANTA
Güzel kokusu ile ün çalan çiçeklerden biri
lavantadır. Bol Güneş ışığı seven ve kuraklığa
da dayanıklı olan bu bitki, ölü yapraklarının
temizlenmesini sever. Bu yaprakları bir
filenin içine koyup, çekmecelerinize
yerleştirebilirsiniz, çünkü onlar da hala koku
salmaya devam edeceklerdir. Lavantanın
kokusu rahatlatıcı bir etkiye de sahiptir.
KOKULU SARDUNYALAR
Son derece kolay ve hızlı büyüyen bir bitki
olan sardunya küçük çiçekler üretir. Bu
çiçekler de çeşit çeşit kokular yayarlar. Limon,
çikolata, portakal bu kokulardan sadece
birkaçıdır.
NANE
Nane, bulunduğu ortama ferahlatıcı bir koku yaymakla
kalmaz aynı zamanda yemeklere ve içeceklere tat
verir. Agresif bir kök yapısına sahip olan nanenin
toprağının belirli aralıklara değiştirilmesi gerekir. Bu
sayede bitki daha rahat büyüyecektir. Güneş ışığını
ve bol suyu seven nanenin toprağı sürekli nemli
tutulmalıdır.
ARAP YASEMİNİ
Eğer yeterli Güneş ışığı ve ideal nem oranı sağlanırsa,
Arap yasemini yıl boyunca çiçek verecektir. Arap
yasemininin kar beyazı çiçekleri etrafa nefis bir koku
yayar. Eğer bitkiye tırmanması için (parmaklık gibi) bir
alan yaratırsanız daha çok çiçek üretecektir.
GARDENYA
Sadece tek bir çiçeği bile ortamın kokusunu
değiştirmeye yetebilecek güçtedir. Gardenyanın
pek renkli bir çiçek olduğu söylenemez çünkü
sadece beyaz renkte çiçekler üretir. Bakımı biraz
zordur. Bol Güneş ışığını ve nemi sever.
OKALİPTÜS
Eğer bitki bakımından çok anlamıyorum diyorsanız,
başlangıç için okaliptüsü deneyebilirsiniz. Bu bitkinin
bakımı son derece kolaydır. Sadece ışık alan bir yerde
tutmanız yeterlidir. Gri-yeşil yaprakları son derece
ayırt edilebilir, ferahlatıcı bir koku yayar. (Yalnız bu
yaprakların zehirli olduğunu ve asla yutulmaması
gerektiği de unutulmamalıdır.)
FESLEĞEN
Mutfakta cam kenarına yerleştireceğiniz bir bitki
istiyorsanız işte karşınızda fesleğen! Fesleğen hem
güzel kokuludur hem de yaprakları yemeklere tat
vermek için kullanılır. Düzenli budama gerektiren
fesleğen ömrü boyunca sadece bir kez çiçek açar.
se
ya
hat
TRENLE SEYAHAT
ETMENİN
AVANTAJLARI
BİR ULAŞIM ARACI OLARAK TRENİ TERCİH ETMEYE NE DERSİNİZ?
Y
olculuğunuz için araç kiralamadan ya da uçak
bileti almadan önce bir kez daha düşünün! Eğer A
noktasından B noktasına gitmek için “demir yolu”
gibi bir seçeneğiniz varsa, bu seçeneği elemeden önce size
ne gibi avantajlar sunduğunu bir kez daha gözden geçirin…
MANZARA KEYFİ SUNAR
Trenle seyahat etmenin en güzel yanlarından biri
yolculuğunuz boyunca size şehir ya da doğa manzarasının
eşlik ediyor oluşudur. Gözlerinizin daima yolda
olması gereken bir araba yolculuğunda ya da yerden
kilometrelerce yüksekte olduğunuz bir uçak yolculuğunda
manzaranın tadını çıkarmak gibi şansınız olmaz.
KONFORLUDUR
Tren koltukları çoğu toplu ulaşım aracına kıyasla daha
konforludur. Koltuk aralıkları rahatça oturabilmenize imkan
tanır. Eğer size özel kompartımanda seyahat ediyorsanız,
bu konfor ne otomobil, ne uçak, ne de otobüste kolay kolay
bulunamaz.
ÇEVRE DOSTUDUR
Yolculuğunuz için otomobil, otobüs ya da uçak yerine
treni tercih ettiğinizde, özellikle elektrikle çalışan trenler
sayesinde karbon emisyon oranının azaltılmasına da
yardımcı olmuş olursunuz. Trenler bu anlamda ekolojik
dengelere önem veren yolcular için ideal bir seçenektir.
ZAMANLAMADA SÜRPİZLER OLMAZ
Trenler belirli saatlerde istasyondan kalkar ve tam belirtilen
saatte diğer istasyona varmış olurlar. Karayolundaki kaza
veya yol bakım çalışması, havayollarındaki yoğunluğa bağlı
yaşanan rötarlar tren yolculuklarında karşılaşılan durumlar
değildir. Havaalanlarında bir hayli vakit alan güvenlik
işlemleri tren istasyonlarında çok daha kısa sürede
halledilir. Bu nedenle yolculuktan en az bir saat önce
istasyonda olmak gibi bir şart da bulunmaz.
YATAKLI VAGONLAR
Yataklı vagonlar sayesinde özellikle gece boyunca sürecek
yolculuklarınızı rahat bir şekilde uyuyarak geçirme
şansınız vardır. Ülkemizde de Devlet Demir Yolları’nın
seyahat hatlarında tek veya iki yataklı vagon seçenekleri
bulunmaktadır. Trende konaklamalı bir seyahatle otel için
ekstra ücret ödeme derdinden de kurtulursunuz.
DİĞER AVANTAJLAR…
Tren yolculuğunda bagajınızın
ağırlığının önemi yoktur. Valinizi
yaparken iki kere düşünmek
zorunda kalmazsınız. Modern
ray sistemleri sayesinde
hemen hemen hiç sarsıntı
hissetmeden yolculuk
edersiniz. Bu sayede rahatça
kitabınızı okuyabilir, dizüstü
bilgisayarınızda çalışabilirsiniz.
Elektronik eşyaların kullanımında
bir kısıtlama olmadığı için
seyahatiniz boyunca cep
telefonunuzla görüşme
yapabilirsiniz.
tek
no
loji
TEKNOLOJİ
BANYONUZDA
ŞAŞIRTAN, HAYATI KOLAYLAŞTIRAN
TEKNOLOJİLER
Teknoloji denince aklınıza sadece
akıllı telefonlar, televizyonlar veya
oyun konsolları gelmesin. Banyolar da
teknolojiden payına düşeni alıyor.
AKILLI AYNA
Bu ayna bildiğiniz aynalara benzemiyor. Ses
komutu ile çalışan, yüz ve jest tanıma özelliği
olan bu akıllı ayna banyo deneyiminizi çok
daha kişisel hale getiriyor. Akıllı telefonlara ve
internete bağlanma özelliği olan ayna, sizin
günlük rutinlerinizi kaydediyor. Bu sayede
siz duşunuzu alırken sevdiğiniz bir müziği
çalabiliyor ya da ekranı aracılığıyla hava
durumunu, haberleri, oda sıcaklığı gibi bilgileri
sizinle paylaşabiliyor.
EL TEMİZLİĞİNE YENİ BAKIŞ
Prototip olarak üretilen bu cihaz
el temizliği için havlu, sabun, su,
kurutucu gibi faktörleri tamamen
konu dışında bırakıyor. Çünkü o
hepsini tek bir hareketle yapıyor.
İçeriğindeki anti bakteriyel spreyi
ellerinizi cihazın içine doğru
tuttuğunuzda otomatik olarak
püskürtüyor. Bu sayede avuç içleriniz
mikroplardan tamamen
arındırılmış oluyor.
SICAKLIK AYARLI MUSLUK
Suyun akışını kontrol ederek sıcaklık ayarı yapan bu musluk
enerji tasarrufu sağlaması ile öne çıkıyor. Dokunmatik kumanda
sistemine sahip olan musluğun sıcaklık ayarını gösteren küçük bir
ekranı da bulunuyor.
HİJYENİK HAVLULAR
Banyo havlularının sıklıkla değiştirilmesi
gerekir. Çünkü birden fazla kişi
kullandıkça ve nem oranları arttıkça
üstlerinde bakteri biriktirme riskleri de
artar. Bu dikdörtgen banyo asacağı ise
kıvrımları boyunca sıcak hava üfleyerek
havluların nemlenmesini önler. Ayrıca UV
ışığı sayesinde havlunuzun kirlilik oranını
da daha net şekilde görmenize imkan
tanır.
AKILLI DUŞ BAŞLIĞI
Duş alırken ister istemez litrelerce suyu
ziyan edebiliyoruz. İşte bu duş başlığı
sayesinde su israfı ortadan kalkıyor.
Sensörleri yardımıyla bir hareket
algılamadığı anda suyu otomatik
olarak kapatıyor. Dokunmatik ekranı
sayesindeyse tek dokunuşla ısı ayarı
yapmanıza imkan tanıyor.
fırsatlar
dünyası
Maximum Kart
aynı zamanda Müzekart
İş Bankası Maximum Kart sahipleri,
T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı müze ve
ören yerlerini 1 ay boyunca ücretsiz ziyaret ediyor.
Ek koşullar ve ayrıntılı bilgi: maximum.com.tr
mü
ze
VE ÖREN
YERLERİMİZ
GÖBEKLİTEPE
ÖREN YERİ
BİLİNEN EN ESKİ İBADET MERKEZİ
Okul yıllarımızda hepimiz aynı bilgi ile büyüdük; tarımla beraber
insanoğlu yerleşik hayata geçti. Sonra yıl 1995 oldu ve Şanlıurfa’nın 15 km.
kuzeydoğusunda, Örencik Köyü’nde hummalı bir kazı çalışması başladı. Ortaya
çıkarılan yapı Göbeklitepe’ydi. Mısır Piramitleri’nden bile 7500 yıl eski olduğu
saptanan bu yapılar topluluğu arkeolojik ve tarihsel açıdan deyim yerindeyse
bir şok etkisi yarattı. Çünkü bu yapıların tarihçesinin günümüzden en az 11.600
yıl öncesine, Paleolitik Çağ’a kadar uzandığı düşünülüyordu. Göbeklitepe’deki
yapıların bir ibadet alanı olarak inşa edilmesi tarihin bildiğimiz akışına da farklı
bir yorum getirilmesine neden oldu. Çünkü bu durumda yerleşik hayata, tarımla
beraber değil ortak inançlar nedeniyle geçildiği saptanmış oldu.
Göbeklitepe’de T biçimindeki 10 - 12 dikilitaş, yuvarlak planda dizilmiş, araları
taş duvarla örülmüştür. Dairenin ortasında ise daha yüksek boyda iki dikilitaş
karşılıklı olarak yer alır. Dikilitaşların dikkat çeken yanı üstlerindeki üç boyutlu
kabartmalardır. Boğa, yaban domuzu, tilki, yılan, yaban ördekleri ve akbaba gibi
hayvan motifleri ağırlıklı bu kabartmaların yanı sıra dikilitaşların üzerinde insan
eli ve koluna benzer kabartmalar da vardır. Bu nedenle dikilitaşların insanları
sembolize ettiği düşünülmektedir. Yeryüzündeki (şu ana kadar bulunanlar
arasındaki) ilk inanç merkezi olan Göbeklitepe’de, 20 tapınaktan henüz 6’sı
ortaya çıkarılmıştır.
İnanç nedeniyle bir araya gelen Göbeklitepe insanlarının, tarım hayatına da
geçtiği ve burada ilk buğday tarımının yapıldığına dair izler de vardır.
Adres: Şanlıurfa, Örencik Köyü
Ziyaret saatleri:
Nisan-Ekim 08:00 - 19:00,
Kasım-Mart 08:00 - 17:00
İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI’NDAN SİZİN İÇİN SEÇTİKLERİMİZ…
ANNEMİN ÖĞRETMEDİĞİ ŞARKILAR
SELÇUK ALTUN
BISMARCK
JONATHAN STEINBERG
Faili meçhul bir cinayete
kurban gitmiş dâhi babayla
muhteris annenin oğlu. İki
kadın arasında parçalanmış
yazgısının trajik düğümlerini
çözmekte kararlı bir
kahraman. Toplumun
tımarhaneye dönüştüğünü
görünce çözümü hastaneye
gizlenmekte bulan bir
bilge. Peş peşe ısmarlanmış
cinayetleri işlerken, ağır ağır
filozoflaşan, cellât geleneğinin
son temsilcisi. Ülkenin bir
düzine sayı çarpıcılığında özetlenen ana açmazları ve
bir küme sözcükle çizilen anti-kent İstanbul portresi.
Selçuk Altun Annemin Öğretmediği Şarkılar’da,
iç içe kurguladığı iki hikâye sarmalında cani ve
kurban ilişkisini ters açılardan sorgularken, ülkenin
gerçeklerinin kıskacındaki İstanbul’u okurlarına sokak
sokak arşınlatıyor.
1862 yılında Prusya Kralı I. Wilhelm
tarafından başbakan olarak atanıp
sol liberal ağırlıklı meclisin karşısına
çıkan Otto von Bismarck (1815 1898), burada yaptığı konuşma
doğrultusundaki icraatıyla tarihe
geçmiştir: “Ülkemizin Viyana
Antlaşmasıyla çizilmiş sınırları
devletimizin varlığını sağlıkla
sürdürmesi için elverişli değildir.
Günümüzün büyük meseleleri
müzakereler ve ekseriyet kararlarıyla
değil, kan ve demirle çözülecektir.”
Bismarck, Harbiye Bakanı Roon’un ordu reorganizasyonu
ve Genelkurmay Başkanı Moltke’nin savaş stratejisi üzerinde
yükselen bu kan ve demir siyasetiyle, Alman birliğini
sağlamıştır. Prusya önderliğinde bir araya getirdiği Alman
dil ve kültür dairesine mensup küçük devletler, peş peşe
savaşlarla Danimarka’yı, Avusturya’yı ve Fransa’yı yenerek
1871 yılında Alman İmparatorluğu’nu kurmuştur. Bu gelişmenin
ardından Avrupa siyaseti üzerinde Bismarck’ın artan etkisi,
Ayastefanos Antlaşması’nın ağır hükümlerini yumuşatarak
Osmanlı’ya hayat öpücüğü veren 1878 Berlin Kongresi’nde
kendini bir kez daha hissettirmiştir.
İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI TARİHİ
BASIL LIDDELL HART
GENÇLİK
LEV NIKOLAYEVİC TOLSTOY
1919 yılında, Birinci Dünya
Savaşı’nı sona erdiren Versay Barış
Antlaşması’nın imzalanmasıyla, geride
bırakılan dört yıllık yıkımın “bütün
savaşlara son veren savaş” olarak
anılacağı ve uygarlığın bir daha
asla böyle bir yok edici çılgınlığa
teslim olmayacağı temennisi bütün
dünyada akıllara kazınmıştı. Ne var ki
sadece yirmi yıl sonra çapı, dehşeti
ve yok ediciliğiyle 1914-18 yıllarını
kat be kat geride bırakan ikinci bir
küresel savaş patladı. Birinci Dünya Savaşı’ndan mağlup
çıkan Almanya ile Rusya’nın içine savrulduğu devrimci
radikalizm, muzaffer tarafta yer almalarına rağmen haksızlığa
uğradıklarını düşünen İtalya ve Japonya’nın saldırgan
revizyonizmi; bütün dünyayı sarsan 1929 ekonomik krizi ve
imparatorlukların yıkılmasının ardından zincirinden boşanan
militan milliyetçi yahut sosyalist ideolojiler bu felaketi adeta
kaçınılmaz kılmışlardı. Birinci savaşta ortaya çıkan topyekûn
savaş anlayışı, kitle imha silahları ile stratejileri ve totaliter
yönetimler neticesi, 1945’te silahlar sustuğunda, dünya
nüfusunun yaklaşık yüzde üçüne tekabül eden 60 milyondan
fazla insan ölmüştü. Bu, tarihteki en ölümcül savaştı.
Lev Nikolayeviç Tolstoy
(1828-1910): Anna Karenina,
Savaş ve Barış, Diriliş’in büyük
yazarı, yaşamının son otuz
yılında kendini insan, aile,
din, devlet, toplum, özgürlük,
boyun eğme, başkaldırma,
sanat ve estetik konularında
kuramsal çalışmalara da
verdi. Bu dönemde yazdığı
roman ve öykülerinde yıllarca
üzerinde düşündüğü insanlık
sorunlarını edebi bir kurguyla
ele aldı. Tolstoy’un yarı
otobiyografik denebilecek
üçlemesinin (Çocukluk,
İlkgençlik, Gençlik) son kitabı olan Gençlik, ilk kez 1857 yılında
Sovremennik dergisinde yayımlandı. Tolstoy son kitapta
kahramanının üniversiteyle, farklı bir sosyal çevreyle, aşkla
tanışmasını, gittikçe genişleyen ufkunu, ilk iki kitaptaki gibi
son derece samimi, etkili bir dille anlatır. Gençlik, Tolstoy’u
çağdaşlarından ayıran gözlem gücünün ve artık yazarın
alâmetifarikası haline gelen sade, çarpıcı üslubunun öne
çıktığı ilk eserlerden biridir.
Download