mantığı ön plana çıkaran kitap - Bilkent University

advertisement
MANTIĞI ÖN PLANA ÇIKARAN KİTAP
Ceren Melisa Arnaz
Tanrıya Karşı Söylev, Marquis de Sade tarafından yazılmıştır. Ateizmin
savunucusu olan Sade, oldukça açık bir dille tanrının sadece bir hayal ürünü
olduğunu iddia ediyor. Bölümlere ayrılmış bu deneme de soru cevap şeklinde çok
güzel açıklamalar yer alıyor. Felsefi konulara olan ilgimi bu kitapla pekiştirmiş oldum.
Ateizm konusunu 2 senedir araştırıyordum ama bazı konularda kafamda soru
işaretleri vardı ve bu kitap sayesinde sorularımı cevaplandırabildim. Tanrı, din, ruh,
cennet ve cehenneme dair düşündüğü her şeyi tüm açıklığıyla anlatmıştır. Meydan
okurmuşçasına yazılan bu deneme mantığa öylesine uyuyor ki katılmamak elde
değil. Okurken durup düşündürüyor ve akla mantığa dayanmayan hiçbir şey
barındırmıyor bence.
Düşüncelerime oldukça uyan bir kitap. Aslında uymayan birkaç düşünce
olmasına rağmen Sade öyle mantıklı açıklamalar yapmış ki aydınlandığımı hissettim.
Alışılmış şeyleri alışılmamış şekilde dile getirmesine rağmen yeterli bilgi ve
düşünceye sahip bir yazar olduğunu düşünüyorum. Her şeyin içinde felsefe ve bilim
olduğunu düşünmesi ve kitaba bunu oldukça doğru şekilde aktarması okuyucuyu
kitaba bağlıyor. Kitaptaki “Doğa Kendi Kendine Yeter” bölümü en çok dikkatimi çeken
kısım olabilir. Genelde “Dünya nasıl yaratıldı?” sorusu herkesi şüpheye düşürür ama
bilim bunu çözebilmektedir yani var olan her şeyi tanrıya bağlamak anlamsızdır.
Araştırmak, incelemek gibi şeyler insanoğlunu zahmete soktuğu için insanlar bunu
tanrıya dayandırarak öyle bir duruma geliyorlar ki ona tapacak kadar körleşiyorlar.
Beni etkileyen en derin konu bu olabilir. Bilim ve fizik tanrının yarattığı sanılan her
şeyi açıklayabilir çünkü. Bu kitap da bunu en iyi şekilde savunuyor. Tanrının var
olması ve ya olmaması tartışmaya oldukça açık bir konudur. Yazar da başkasıyla
tartışır gibi yazdığı bu kitabı mantığa dayalı şekilde açıklığa kavuşturmuştur bana
göre.
Bence tanrı, din ve bunlara bağlı diğer konular yüzyıllardır süregelen kulaktan
dolma söylentilerden ibaret. Birçok insana göre bu durum hayatı kolaylaştırıyor ama
yazara göre tanrı hayatı daha da karmaşıklaştırıyor. Yazara katılıyorum çünkü insan
hayatını bir şeylere körü körüne bağlı olmadan yaşamalı. Çünkü bir şeye bağlı olarak
yaşamak özgürlüğü kısıtlayıp yıkmakta zorlanılan kurallar ve duvarlar örüyor. Ki bu
da yine söylenti olan cennet ve cehennem inanışına bağlı. İnsanlar, iyi şeyler
yaptıklarında cennete, kötü şeyler yaptıklarında ise cehenneme gideceklerine
inandırılmışlar. Yani özgürlükleri kısıtlı, yapmak istedikleri şeyleri korkudan
yapamayan bireyler olmuşlardır.
Bu konuya fazlasıyla kafa yorduğum için yazarın değindiği şeyler bana öyle
mantıklı geldi ki, yazar düşüncelerime tercüman olmuş gibi hissediyorum. Fakat
yazarın sert ve aşağılayıcı dili kendini tam olarak ifade etmesini engellemiş olabilir
bazı okuyucular için. Kitabı saçma bulan okuyucuları bulmak oldukça mümkün.
Günümüzde bile düşünce özgürlüğü kısıtlı olduğu için yazara katılmayan hatta
ayıplayan, küçümseyen birçok kişi bulabiliriz. Bunun sebebi ise yazarın nefretini
kusmasıdır. Hâlbuki söylediği şeyler çok mantıklı ama kullandığı sert dil bunun önüne
geçebilir bazı okuyucular için.
Sonuç olarak, tanrıyla ilgili soru işaretlerini oldukça mantıklı açıklamalar
yaparak cevaplandırabilen bir kitap olduğunu düşünüyorum. Sert dili dışında oldukça
iyi bir anlatıma sahip olan Marquis de Sade tanrı olgusunu ve buna bağlı diğer tüm
olguları hayal gücüne bağlayıp olmadığını savunuyor ve bunu akla
dayandırabileceğimiz bir şekilde anlatıyor. Böylece bu kitabın okunabilirliğini
arttırıyor. Geçmişe göre bugün anlaşılabilirliği daha da fazla olan bu kitap bazı
yargıları yıkmak için de geçerli nedenlere sahip. Herkesin ulu orta konuşmaktan
kaçındığı bir konu ve bu konuyu konuşmaktan asla kaçınmayan ve korkmayan bir
yazarın buluştuğu nokta bu kitap.
Download