"Vehim ve hevâ-yı nefsin akıl ve vicdanlarına galebesiyle, bâtıl bir

advertisement
Sorularlarisale.com
"Vehim ve hevâ-yı nefsin akıl ve vicdanlarına
galebesiyle, bâtıl bir itikada tâbi olarak nifaka düşen bir
kısım Nasârâdır." cümlesini izah eder misiniz? Burada
"bir kısım" denilmesi doğru mu?
" ,ise fırka Üçüncü ( َ‫ ) ﻭَﻻَ ﺍﻟﻀَّﺎﻟِّﻴﻦ‬vehim ve hevâ-yı nefsin akıl ve
vicdanlarına galebesiyle, bâtıl bir itikada tâbi olarak nifaka düşen
bir kısım Nasârâdır. Dalâlet, nefisleri tenfir ve ruhları inciten bir
elem olduğundan, Kur'ân-ı Kerim, o fırkayı aynı o sıfatla
zikretmiştir."
"Ve ism-i fâil olarak zikrindeki sebep ise, dalâletin dalâlet olması,
devam etmesine mütevakkıf olup, inkıtaa uğradığı zaman affa dahil
olacağına işarettir."(1)
Efendim bu gibi kapalı ve manası açık olmayan cümlelere bakarak, hemen bir
hükme gitmek yerine, "bunun bir tevili ve tabiri var" deyip iyi düşünmek iktiza eder.
Nitekim Kur’an ayetleri içinde manası açık ve muhkem olan ayetlere zahirde
muvafık düşmeyen müteşabih ayetler de bulunmaktadır. İslam alimleri bu gibi
durumlarda müteşabih ayeti inkar ya da zan altında bırakmadan, bir tefsir usulü
tespit etmişlerdir. O usul ise müteşabih ayetin muhkem ayete uygun bir şekilde tevil
ve tefsir edilmesidir. Risale-i Nur'un genelinde ve muhkem manasında; Nasara iman
etmediği müddetçe ehl-i küfürdür.
Bizim “Bir kısım Nasara” tabirinden anladığımız mana; konunun siyak ve sibakına
da dikkat ederek şu şekildedir: İnkarında ve inadında devam edip, İslam’ı düşman
ittihaz eden bir kısım mutaassıp Hristiyan tabakadır ki, bunların İslam’a girmesi çok
zordur; Yahudiler gibi.
Bir de potansiyel olarak İslam’a girmeye müheyya olan geniş bir Hristiyan tabaka
vardır ki, bunlar kafa ve kalp olarak İslam’a ılımdırlar. Adeta potansiyel birer
Müslümanlardırlar. Halihazırda Avrupa'da İslam’ın büyük bir hızla yayılması
meselemize işaret eder. Yoksa Hristiyan birisi İslam’a karşı ılımlı da sert de olsa,
iman getirmedikçe ehli necat olamaz. Bu hususa ayette şu şekilde işaret ediliyor:
"Sen, iman edenlere, düşmanlık besleme bakımından onların en
şiddetlilerinin Yahudiler ile müşrikler olduğunu görürsün.
Müminlere sevgi bakımından en çok yakınlık duyanların ise 'Biz
page 1 / 2
Nasârayız (Hristiyanız)' diyenler olduğunu görürsün. Bunun sebebi,
onlar arasında bilgin keşişlerin ve dünyayı terk etmiş rahiplerin
bulunması ve onların kibirlenmemeleridir.” (Maide, 5/ 82)
(1) bk. İşârâtü'l-İ'câz, Fâtiha Sûresi Tefsiri.
page 2 / 2
Powered by TCPDF (www.tcpdf.org)
Download