ABONE :

advertisement
SMS GÖNDERİMLERİNDE
TÜRKÇE HARF KULLANIM SORUNU
Hazırlayan
Gazi GÜDER
Bil.Yük.Müh.
İÇİNDEKİLER
1 - Dil ve türkçe üzerine bilge insanların özdeyişleri
2 - Türk ülkesinde Türkçeyi cezalandırmak
3 - Uzmanların önerdikleri çözümler
4 - Önerilerim
5 - Sonuçlar ve çözüm önerileri
6 - Örnek mahkeme kararı
7 - Bir GSM operatörü firmayla yazışmalar
8 - Teknik analiz ve bilgilendirme
(100 Milyon Dolar)
DİL VE TÜRKÇE ÜZERİNE BİLGE İNSANLARIN ÖZDEYİŞLERİ
Topluma değer katan, yol gösteren, ışık olan bilge insanların, düşünürlerin,
uzmanların Türkçe ve dil konusunda neler söylediklerine bakalım.
Alphonse DAUDET diyor ki;
* Bir millet esarete düştüğü zaman, dilini koruyabilirse, esaret zincirlerini
kıracak anahtarı kendi elinde tutuyor demektir.
Aydın KÖKSAL diyor ki;
* Gelecekte yaşayan dil, gerçekten, hep, eğitimin yapıldığı dil olmuştur.
Okullarda eğitim dili olarak kullanılmayan dillerin hepsi ölmüş, gündelik
yaşamda bir süre konuşulsa da, değişik çağlarda Galce, Frankça, Latince sonuç
olarak yeryüzünden silinmiştir.
Benjamin FRANKLİN diyor ki;
* Kendi dişlerimin arasında olmasına rağmen kendi dilime hakim olamıyorsam
başkalarının diline nasıl hakim olayım?
Fazıl Hüsnü DAĞLARCA diyor ki;
* Türkçem, benim ses bayrağım!
Friedrich Von SCHILLER diyor ki;
* Dil bir ulusun aynasıdır.
Bu aynaya baktığımız zaman, orada kendimizin gerçek yansımasını görürüz.
Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK diyor ki;
* Türk milletindeyim diyen insan her şeyden evvel Türkçe konuşmalıdır.
Türkçe konuşmayan bir insan Türk kültürüne, Türk milletine bağlılığını ifade
ederse, buna inanmak doğru olmaz. Türk milletinin millî dili ve millî benliği
bütün hayatında hakim ve esas kalacaktır.
* Dilin millî ve zengin olması millî duygunun gelişmesinde başlıca etkendir.
Türk dili, dillerin en zenginlerindendir, yeter ki bu dil şuurla işlensin.
* Türk ulusunun dili Türkçedir. Türk dili, dünyada en güzel, en zengin ve en
kolay olabilecek bir dildir. Onun için her Türk, dilini çok sever ve onu
yükseltmek için çalışır. Türk dili, Türk ulusu için kutsal bir hazinedir.
* Ülkesinin yüksek bağımsızlığını, korumasını bilen Türk ulusu, dilini de
yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.
George Bernard SHAW diyor ki;
* Kendi dilini tam olarak bilmeyen, başka dili de öğrenemez.
Halil Behiç GÜRCİHAN diyor ki;
* Dışarıdan ithal edilen bir şeyi tespit etmek için, birebirdir Türkçe.
Dışarıdan ithal düşünce de, dışarıdan ithal metin de Türkçenin duru suyunda,
çirkin bir renk bırakır ve hemen anlarsınız, birilerinin size tercüme edip bir
şeyleri pazarlamaya çalıştığını.
Hz. Ali diyor ki;
* Dil yırtıcıdır; yuları bırakıldı mı salar, parçalar.
Konfiçyüs diyor ki;
* Bir milleti tutsak etmek isterseniz, onun dilini ve müziğini yozlaştırın.
Mehmet Akif ERSOY diyor ki;
* Bence iki şey mukaddestir. Dil ve din.
Namık KEMAL diyor ki;
* Dil öyle bir taş kovuğunda yetişen incir ağaçları gibi kendi kendine büyümez.
İnsan topluluklarının gelişmesi her şeyden önce dil ve edebiyatlarının
ilerlemesine bağlıdır.
Nihad Sami BANARLI diyor ki;
* Şu fani dünya saadetleri içinde hiçbir şey, aziz Türk çocuklarına Türk dilini
öğretmek kadar güzel hizmet değildir.
* Türk dilini seviniz! Çünkü Türklerin en az geçmişleri kadar büyük gelecekleri
olacak ve bu gelecek o geçmişe dayanacaktır.
Oktay SİNANOĞLU diyor ki;
* Türkçe giderse, Türkiye gider.
Sabahattin EYÜPOĞLU diyor ki;
* Türk çocuğunun dimağı, düşünmeye Türk Dilinde açılmalıdır.
Kendi rengi olmayan, başkasının rengiyle zenginleşemez.
(* Yabancı dilde eğitim meraklılarının dikkatine sunulur.)
Yahya Kemal BAYATLI diyorki;
* Türkçenin çekilmediği yerler vatandır.
Ziya GÖKALP diyor ki;
 Güzel dil Türkçe bize, başka dil gece bize.
TÜRK ÜLKESİNDE TÜRKÇEYİ CEZALANDIRMAK
Eğer cep telefonu kullanıyorsanız ve gönderdiğiniz kısa iletilerde (SMS) Türkçe
harfler kullanıyorsanız; gönderdiğiniz mesaj kısa bile olsa, sanki daha fazla sayıda
mesaj göndermiş gibi ücret ödüyorsunuz. Genel bir belirtimle, Türkçe harfleri
kullandığınız için 2 katı para ödüyorsunuz.
Bu durum, gerekçesi, nedeni ya da mazereti ne olursa olsun
“Türk ülkesinde Türkçeyi cezalandırmak”
sözcüklerinin dışında başka bir şekilde açıklanamaz.
Olayın teknik boyutu ise daha farklı. Dünyada çok sayıda alfabe ve bunlarda
birbirinden farklı pek çok karakter (birbirinden farklı harf, sayı, simge, noktalama
işaretlerl vb.) var. GSM alfabesinde sadece 128 karakter bulunmakta ve bunların
içinde Türkçe'deki “ı, ğ, ş, İ, Ğ, Ş” harfleri bulunmamaktadır.
“ç, ö, ü, Ç, Ö, Ü” harfleri diğer dillerde de olduğu için bulunmaktadır.
Yurttaşlarımız daha fazla ücret ödememek, firmalar maliyet azaltmak düşüncesiyle
Bu harfleri kullanmaksızın yazışmaya çalışıyor. Dolayısıyla da güzelim Türkçemiz
Tarzanca oluverip çıkıyor. Acaba öz dilini bu şekilde yozlaştırmaya, başkalaştırmaya
meraklı ya da kabullenici bizden başka bir toplum var mıdır?
Diğer yandan fırmaların (özellikle) saygıdeğer yöneticileri de maliyet azaltmak
uğruna Türkçeyi bu denli yozlaştırdıklarının farkında değiller mi?
Bu harflerin (karekterlerin) olmaması Türkçe’de çok ciddi sıkıntılara yol açar.
Bir örnek verelim; “sıkılmış portakal suyu” ibaresinde “ı” harfleri (karakterleri)
yerine “i” harflerini yazın bakalım ne olacak? Doğal olarak bu örnekleri
çoğaltmamız olasıdır. Şükürler olsun Allah’a büyük kurumların (bankalar,
hastaneler, belediye iştirakleri, igdaş, iski vb.) hemen hiçbirinden benim adımı
soyadımı doğru yazarak gelen bir kısa iletiyi henüz almadım.
Benzer şekilde kullanamadığınız ya da maliyet azaltma uğruna kullanmadığınız
Türkçe harfler nedeniyle Türkçe değil rahmetli Oktay SİNANOĞLU hocamızın
dediği gibi, “TARZANCA” yazar, konuşuruz.
Geçmiş yıllarda Ulaştırma Bakanı (Binali YILDIRIM) konuyla ilgili bir açıklama
yapmıştı. Bakanın yanıtı şöyleydi.
“Bazı cep telefonlarında Türkçe karakter uyumsuzluğu var.
Türkçe karakter kullanıldığında teknik bir sorun dolayısıyla, bu mesajlar iki
veya üçe bölünerek gönderiliyor. Bu durumda da ücret faturalara iki üç kat
yansıyor. Uyumsuz cihazların ithalatı durdurulacak”.
Türkçenin kullanılamama durumu, internet uygulamalarının çoğunda,
web sitelerinin adlarında, dosya ya da klasör isimlerinin verilmesinde vb. işlem ve
uygulamalarda da bulunmaktadır. Neden vaktinde gerekli çabalar gösterilmez ve
Türkçe kullanıma uygun hale getirilmez, anlaşılır gibi değildir.
Vaktinde gerekli önlemler alınsa, bugün bunlar yaşanmazdı ya da olmazdı.
Sorun çoktan çözümlenmiş olurdu ya da sorun oluşmasına meydan verilmezdi.
Bu konulardaki sorunlar halen çözülmüş değildir.
Cep telefonu kullanımının bu kadar yaygın olduğu ülkemizde ki; neredeyse
nüfusun iki katı kadar telefon satılmış ve aralıksız olarak da yeni modelleri
kapışılmak durumundayken, bu konuya itiraz edip ayağa kalkan, isyan eden
bir Allah’ın kulunun olmaması da çok acı vericidir.
Halkımızın da umurunda değil, zaten bu gidişle yakında Türkçeyi de unuturlar.
Çünkü eğitim sistemimiz çoğunlukla ya da büyük oranda İngilizceye dönmüş
durumda. Bu duruma getirenler, uygulayanlar ve bu duruma göz yumanlar Allah’ın
gazabına uğrasınlar.
Özellikle, yeni teknolojileri içeren aygıt ya da donanımların kullanımında
Türkçe Harflerin kullanılmasını engellemek ya da zorlaştırmak ya da farklı bedel
ödetmek, bir anlamda Atatürk’ün bizzat oluşturduğu ya da tasarladığı abeceyi
(ki bunun çok özel bir anlamı da vardır) yok etmek projesi de olabilir diye
düşünüyorum.
Ne yazıktır ki; Türkçe harflerin kullanılamaması nedeniyle Tarzanca’yı kullanmak
yoluyla Türkçeden özellikle İngilizceye kayış isteklendirilmiş olmaktadır.
GSM operatörü şirketler bu durumu hiç umursamamaktadırlar.
Nasıl olsa haklı ya da haksız da olsalar Türkçe harf kullananlardan parayı katlayarak
alıyorlar. Bu durum, “Bana ne! Türkçeyi kullanma o zaman!” demek değilse,
ne demektir? Böyle sorumsuzca bir davranış olamaz.
Tepkisiz kaldıkça büyük şirketler böyle davranmaya daha çok devam ederler.
Özellikle gençler arasında çoğunlukla da yeni teknoloji içeren aygıtlarla yaptıkları
iletişimi gözlemlediniz ya da hiç dikkatinizi çekti mi?
Bu iletişime Türkçe falan denmez, denemez. Dense dense “TARZANCA” denir.
GSM operatörü firmaların Türkçe harflerin kullanımındaki sorunu çözmeden devam
ettirmelerinin nedeni; SMS den sıkıntı duyanların, Türkçe harf sıkıntısı olmayan ve
daha pahalı olan MMS kullanımına geçmelerini sağlamak için mi diye düşünmek de
olasıdır.
Tanınmış ve köklü olduğunu belirten bir üniversitenin ilgilileri ve yetkilileri, sanki
marifet yapıyorlarmış gibi Türkiye’de 7, ABD’de de ise 14 dernek kurmalarını
iftiharla anlatıyorlarsa vah ki vah halimize. Bunun bence tek anlamı var.
Özellikle şimdilerde, İngilizce eğitim yaparak kendimize değil başkalarına
(yabancılara) eleman yetiştirir olduğumuzdur.
Devleti yönetenler GSM operatörü olan şirketlere doğrudan müdahale etmezler.
Ancak tavsiye de bulunabilir ya da bu yöndeki uygulamalarla ilgili olarak yeni
koşullar koyabilirler. Böylece sorun, çok daha kolay bir biçimde çözülebilir.
Bu durum telefonun kendisinden kaynaklanıyorsa gerekli düzenleme ya da düzeltme
yapılmadan telefonun (ve diğer yeni teknoloji içeren donanımların) ithalini
(dışalımını) yaptırmasalar gene sorun düzelir.
Medyada dolaşan bilgilere göre; cep telefonlarının gelişmeye başladığı 1998 yılında
kısa adı ETSI olan Avrupa Telekomünikasyon Standartları Komitesi (European
Telecommunications Standard Institute), cep telefonu aygıtlarında ortak alfabeyi
belirlemek için Fransa'nın başkenti Paris'te toplantı düzenler.
Ortak alfabeye her ülke kendi özgün karakterlerini koymak için kıyasıya mücadele
etikleri sırada “Türk heyetinin şehir turu” yaptığı iddia edildi.
Daha sonraki dönemde Türkçe'de yer alan farklı 6 harfin GSM alfabesinde yer
alamadığı ortaya çıktı. Öneriler arasında Çince, Japonca, Arapça, İbranice ile
Avrupa ülkelerinde kullanılan farklı karakterler bile yer aldı.
Verilen önergelerin tamamına yakını kabul edildi ve o günden sonra cep telefonları
bu alfabelerde mesaj yazmaya uygun üretildi.
Bizden başka dil sorunu olan hemen hemen hiçbir ülke olmadığı için; bu konuda
çözümü nasıl sağladıklarını soracağımız ülke de yok.
Sorunu kendi içimizde çözmek zorundayız.
UZMANLARIN ÖNERDİKLERİ ÇÖZÜMLER
Konunun uzmanlarına göre bunun iki çözümü bulunuyor.
Birincisi, telefonun, yazılmış olan SMS'i tek bir mesaja sığdıramıyor olması
nedeniyle bölerek yollaması esnasında kullanıcıyı uyarması.
Pek çok telefonda bu özellik yok ama Unicode kullanan diğer pek çok ülkede de
benzer sorun olduğu için, bu şekilde uyaran yeni tip bazı telefonlar söz konusu.
Türkiye'deki tüm telefonların bu şekilde yenilenmesi gibi bir süreç gerekli olacaktır
ki, bunun pek de kolay olmadığı ve de olsa bile, çok uzun bir süreç alacağı kesindir.
O yüzden GSM firmaları bu işe milyon dolarlık bir yatırımı yapmak istemiyor.
İkincisi, ki tüm GSM kullanıcılarının farkında olmadan bu anlamdaki
mağduriyetlerini engelleyebilmek açısından en doğrusu ve de en kolayı;
bu konuyu GSM operatörlerinin tüm müşterilerine bildirmesi, onları bu noktada
uyarmasıdır. Bu şekilde Türkçe karakter kullanan aboneler 70 karakter sınırı
içerisinde bir mesaj yazdıkları durumda 1 SMS şeklinde ücretlendirileceklerini,
bunu aşarlarsa 2 veya 3 SMS ücreti ödemek durumunda kalacaklarını biliyor
olacaklardır. Bu şekilde abonelerde ücretlendirme anlamında herhangi bir sürpriz
söz konusu olmayacaktır.
İkinci yol olarak belirtilen yöntemde GSM operatörlerinin bunu yapması demek;
“AYIPLI HİZMET / MAL SATTIKLARINI KABUL ETMEK” demek olur.
Bunun da özeti, kendi ayağına kurşun sıkmak demektir.
Çünkü, bunca yılın maliyetinin altından kalkmaları neredeyse olanaksızdır.
Önerim, sorunun mahkemelere taşınmadan çözüme kavuşturulmasıdır.
Bu çözüm GSM operatörlerine aittir. Çözmek istememeleri durumunda ödemek
zorunda kalacakları yasal bedeller çok ağır sonuçlar ortaya çıkarabilir.
ÖNERİLERİM
Amacım bu soruna şu andaki haliyle çözüm getirebilmektir.
1 – Tarzanca yazılan kısa mesaj gönderim işine son vererek, hiç kullanmamak.
Bu tür kullanımları gerekçe ne olursa olsun kendi çocuğundan gelmiş olsa
bile ret etmek.
2 - Uygulanabilirse, kurumlar üzerinde oluşacak sosyal baskı nedeniyle
GSM operatörleri bu konuya çözüm getirmek konusunda daha duyarlı
olabilirler. Neticede kar etmek durumunda olan kuruluşlardır.
Müşteri kaçırıp itibar kaybı yaşamak istemezler.
3 – Gerçekleşmesi en kolay, hemen uygulanabilir ve barış içinde çözüm
(mahkeme vs. gerek kalmadan) sağlayacak yol ise; GSM firmalarının
SMS hizmet bedelini arttırmadan, aynı bedel karşılığında iki katı sayıda
SMS göndermek olanağını sağlamalarıdır.
Böylece herhangi bir sorun kalmadan, Türkçenin yozlaşmasına meydan
vermeden ve başka sorunlar yaşanmasına neden olmadan sorun kolayca
çözüme kavuşturulmuş olacaktır.
4 – Yaşanılan bu sorunun iki ana noktası var.
A – SMS lerde Türkçe harf kullanım sorununun devlet birimleri, bankalar,
büyük kurum ve kuruluşlar vb. tarafından da umursanmamış olmasıdır.
B – İnsanlarımızın da giderek Türkçemizi umursamaz oluşlarıdır.
Tarzanca yazımın fazlaca kanıksanmış, kabullenilmiş olması nedeniyle
geleceğin kararıyor oluşunun bizler tarafından ayırt edilemediğidir..
5 – Bugünün hemen tüm teknolojilerini kullanırken Türkçe harflerin kullanımı
sıkıntılı ve sorunlu konudur. Kim ne derse desin, nasıl derlerse desinler,
mazeretin ne olduğunu ya da yapılması gereken şeylerin neden yapılmadığını,
yapılamadığını inceleyerek bu konuda görev almış hemen herkesin hesap
vermesinin sağlanması gereklidir.
6 – Türkçe harf sorunu yaşanan tüm uygulamalara (örneğin, çoğunlukla büyük
kurumlardan gelen kısa mesajlara) demokratik tepkilerin konmasıdır.
7 – Türkçe kullanımına daha fazla hassasiyet gösterilmesi konusunda insanları
bilgilendirmek, onlarda farkındalık yaratmak çok yararlı olacaktır.
8 – Yasal haklarımızın kullanılması ile ilgili bilgiler devam eden satırlarda
anlatılmıştır.
SONUÇLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Kullanıcıların büyük çoğunluğu, bu kadar karmaşık ve de yalnızca uzmanlarının
anlayabileceği bir konuyu ya anlayamayacak ya da değerlendiremeyeceklerdir.
Ayrıca her teknoloji içeren aygıtı ya da donanımı alan insanın bu kadar teknik
ayrıntıyı incelemek zorunda kalması beklenemez, beklenmemelidir de.
Sorunun GSM operatörlerinde mi, yoksa cep telefonu üreticilerinde ya da satanlarda
mı olduğu da kullanıcı açısından hiç önemli değildir.
Ayrıca kullanıcının sorumluluğunda da değildir.
Devletin yetkililerinin ve ilgililerinin yeni teknoloji içeren donanımlar ülkemize
getirilirken (dışalım yapılırken) bu kadar duyarsız kalmalarını anlamak kolay
bir şey değildir.
İlk bilgisayar vb. donanımların Türkiye’ye getirildiği ardından internet olanaklarının
ortaya çıktığı dönemlerde, Türkçe harf kullanılması konusunda, tüm uyarılara
rağmen yeterli özenin gösterilmemesi ve gerekli çabaların harcanmaması nedeniyle,
halen bu sorunlar devam etmekte olup ikinci sınıf ülke durumuna düşürüldüğümüzü
artık birileri görmelidir.
Bu sorunun en kestirme çözümü şudur: GSM operatörleri fiyatlarında hiç oynama
yapmadan aynı paraya 2 katı sayıda SMS gönderme hakkı vermelidir.
Aksine davranmaları ve önerileni yapmamaları durumunda yakın bir gelecekte ağır
maddi ve manevi bedeller ödemek zorunda kalabilirler.
GSM operatörü olan şirketler, kullanıcıların Tüketici Hakem heyetine başvurmaları
durumunda kaçınılmaz biçimde “ayıp oranında bedel indirimi” ödemek zorunda
kalacaklardır.
Bilindiği gibi, bankalardan kredi kullanan kişilerden daha önce dosya masrafı vb.
adlarla kesilmiş olan paraların geri ödenmesi işlemleri halen sürmektedir.
Doğal olarak, bu da ciddi bir maliyet ve iş yükü demektir.
Konunun daha iyi anlaşılabilmesi için Tüketici Hakem heyetlerinden birinin
aldığı kararlardan biri örnek olarak aşağıya alınmıştır.
ÖRNEK MAHKEME KARARI
İnceleme ve Gerekçe : Söz konusu tüketicinin şikayeti Ataşehir Tüketici Hakem
Heyeti tarafından incelenmiş olup;Gerek 4077 S.K. 6. mad. Gerekse 6502 sayılı
Tüketicinin Korunması hakkında kanunun 5. maddesi gereğince, satıcı ve
sağlayıcının tüketiciyle müzakere etmeden, tek taraflı olarak sözleşmeye koyduğu,
tarafların sözleşmeden doğan hak ve hükümlülüklerinde iyi niyet kuralına aykırı
düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme koşulları
haksızdır. Şikayet olunan Banka tarafından hazırlanan Kredi Sözleşmesi tüketici ile
müzakere edilmeden önceden hazırlanan standart sözleşmelerden olup, standart
sözleşmelerde yer alan haksız şartlar tüketicileri bağlamaz. Yargıtay 13. Hukuk
Dairesi 2011/1357 e. 2011/17678 k. 10/05/2011 tarihli kararında “davalı banka
sadece kredinin verilmesi için zorunlu olan masrafları tüketiciden isteyebilir. Kredi
verilmesi için gereken zorunlu masrafların neler olduğu konusunda ispat yükü ise
davalı bankaya aittir.
Aksi halde, diğer ücret ve masraflar başlığı altında maktuen belirlenen bir miktarın
tüketiciden alınacağına dair hükmün yasa ve yönetmelik hükümleri karşısında haksız
şart olduğunun kabulü gerekir.” Hükmü gereğince tüketicinin şikayetinin kabulü ile
tüketici adına tahakkuk ettirilen bedelin tüketiciye iadesine karar verilmesi
gerekmektedir.
Hüküm : Yukarıda açıklanan nedenlerle tüketicinin talebinin, şikayet olunan banka
tarafından tahsil edilen … TL’nın başvuru tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte
tüketiciye iadesine, …….
Ülkemizin nüfusundan fazla telefon var.
Bunların sahiplerinin “ayıplı mal / hizmet nedeniyle BEDEL İNDİRİMİ” talebinde
bulunması gibi bir durumu düşünebiliyor musunuz? GSM operatörü şirketler sorunu
cep telefonu üreticilerine ya da satıcılarına atamaz.
Çünkü SMS, hizmetini tüketiciye sunanlar ve satanlar GSM operatörü olan
şirketlerdir. Sözleşmelerinde telefonunuz şöyle şöyle ise böyle mesaj gönderirsiniz
ve şöyle ücretlendirilirsiniz değilse böyle gönderirsiniz ve ücretlendirilirsiniz diye
açık ve anlaşılır bir açıklama yoktur.
Olsa bile; standart sözleşmeler, bu tür konularda kullanıcıyı bağlamamaktadır.
Demem odur ki; GSM şirketleri SMS işlevinde “ayıplı mal/hizmet” satmışlardır ve
halen de satmaktadırlar. Bu durum Tüketici Haklarını Koruma Kanununda çok açık
biçimde verilmiştir.
Onlar para kazanacaklar diye, canım Türkçemizin yozlaştırılması kesinlikle kabul
edilemez. Aksini belirtmek isteyenlere, yukarıda yazılan değerli ve önder insanların
özdeyişlerini yeniden okumalarını öneririm.
Özellikle büyük kurumların (bakanlıklar, devlet kurumları, genel müdürlükler,
üniversiteler, hastaneler, holdingler, belediye iştirakleri şirketler vb.) maliyet
düşürmek adına, artık güzel Türkçemizi yozlaştıran biçimde Türkçe harf
kullanmadan kısa ileti (SMS) gönderim işlemlerini acilen sonlandırmaları gereklidir.
Bu durum, ne kadar vatansever olduklarının da açık bir göstergesi olacaktır.
Ayrıca, GSM operatörleri sorunu gizlemek ya da apaçık görülmesini engellemek için
fatura ayrıntılarındaki SMS kayıtlarını diğerlerinden daha değişik olarak
yazmaktadırlar. Böylelikle, faturanın ayrıntılarını dikkatli incelemezseniz,
bu sorunun ayırtına varmak hiç de kolay değildir.
BİR GSM OPERATÖRÜ FİRMAYLA YAZIŞMALAR
Hizmet aldığımız bir GSM operatörü firmayla olan iletişimim aşağıdadır.
Yazdıklarım;
“SMS kullanımım sırasında Türkçe harf kullanmam durumunda toplamda 140
karekteri geçmezse bile birden fazla mesaj ücreti alıyorsunuz.
Bu durum; Türk ülkesinde Türkçe kullanımını cezalandırmak değilse nedir?
Bu konuyla ilgili hizmetleri satarken böyle bir durum olacağını hiçbir şekilde
bildirmediniz.
Müşteri temsilcilerinize de müracaat ettiğim zaman gene bu konudan söz edilmedi.
Bize göre bugüne dek Türkçe harf kullanımından dolayı aldığınız bedeller ayıplı
hizmet karşılığı bedellerdir.
Ben ülkemde Türkçe yazmak, Türkçe konuşmak istiyorum.
Sorunun kaynağının kimde ya da nede olduğu bizi ilgilendirmemektedir.
Konunun iyi niyet çerçevesi içerisinde, Türkçe harf kullanarak (kendi dilimi
kullanarak) ve ivedilikle çözüme kavuşturulmasını rica ederim.
Konuya gereken ilgi gösterilmediği takdirde her türlü yasal hakkımı kullanacağımı
ve kamuoyunda farkındalık yaratmak üzere çaba göstereceğimin bilinmesini
dilerim.”
TEKNİK ANALİZ VE BİLGİLENDİRME
Olayın teknik boyutu ise daha farklıdır.
Dünyada çok sayıda alfabe ve bunlarda birbirinden farklı pek çok karakter var. Bu
karakterleri destekleyebilmek için Unicode adlı alfabe tablosu oluşturulmuş. Bu
tablonun her bir elemanı 2 byte (=16 bit) uzunluğunda.
Bu sayede 65,536 karakter desteklenebilmekte.
GSM standardında 2 alfabe tablosu tanımlanmış. Bunlardan biri Unicode alfabesi,
diğeri ise her bir karakteri 7 bit uzunluğunda olan GSM alfabesi.
GSM alfabesinde sadece 128 karakter bulunmakta ve bunların içinde Türkçe'deki ı,
ğ, ş, İ, Ğ, Ş harfleri bulunmamaktadır (ç, ö, ü, Ç, Ö, Ü harfleri bulunmaktadır).
Çünkü,; bu harfler diğer alfabelerde de vardır.
SMS mesaj bilgisi için GSM'de 140 byte ayrılmış.
Bu GSM alfabesi kullanıldığında 140x8 /7 = 160 karakter alır.
Eğer Unicode alfabe kullanılırsa 140x8 / 16 = 70 karakter alır.
Eğer bu limitler geçilirse yeni bir SMS oluşturularak mesajın devamı yeni SMS'in
içine yazılır. Dolayısıyla; mesela 160 karakterlik Unicode Türkçe mesaj ancak 3
SMS (70+70+20 karakterden oluşan 3 mesaj) ile atılabilir.
*** 100 MİLYON DOLAR
Standart GSM Alfabesi'nin (SGA) kullanıldığı mesajlarda 160 karakter bir kısa mesaj
olarak tanımlandı.
SGA dışındaki karakterler kullanıldığında ise kısa mesaj 70 karaktere düştü.
Bu nedenle Türkiye yıllarca Avrupa'nın iki katı ücretle mesajlaştı.
Bu durum halen de devam ediyor.
İnternet ortamında dolaşan bilgilere göre; Telekomünikasyon Kurumu,
Türkçe karakterlerin ortak alfabeye girmesi ve cep telefonu üretiminde kullanılan
yazılımların buna göre değiştirilmesi için 100 milyon dolara
ihtiyaç olduğunu açıkladı.
Download