Haluk Hepkon Siyonizmi Nasıl ve Neden Eleştirmeliyiz? 19.yüzyılda kabaran antisemitizm ve şiddet dalgası Yahudiler arasında çeşitli arayışlara neden olmuştu. Bu dönemde söz konusu arayışlara yanıt vermek üzere birçok siyasal örgütlenme ortaya çıktı. Yahudilerin antisemitizmden korunmak için bir vatan kurması gerektiğini savunan Siyonizm bu akımlardan sadece bir tanesiydi. Avusturya-Macaristanlı gazeteci Theodor Herzl’in 1895 yılında yazdığı Der Judenstaat (Yahudi Devleti) kitabı bu fikrin ete kemiğe bürünmüş haliydi. Herzl’in ve ilk Siyonistlerin kafasında Yahudiler için bir yurt fikri vardı ama bu yurdun neresi olması gerektiği meselesi biraz tartışmalıydı. İlk dönemlerde Arjantin’den Uganda’ya kadar birçok alternatif konuşuluyordu. Daha sonra Filistin fikri ağır bastı. Aslında Yahudilerin Filistin’e dönmesi gerektiği fikri 1880-1890 yılları arasında ortaya atılmıştı. Filistin’de yurt kurma meselesinin emperyalistlerin planlarıyla uyuşması Yahudiler arasında çok güçlü ve yaygın olmayan Siyonizmin kaderini değiştirecekti. Bu dönüm noktasından sonra emperyalizmin açık desteğini alan Siyonizm kısa sürede güçlendi ve Balfour Deklarasyonu’na giden süreçte diğer akımları gölgede bırakmayı başardı. İttihatçıların engellediği ittifak Siyonistleri Bund ve diğer Yahudi örgütlerinden ayıran en temel özellik büyük devletlerle ve emperyalizmle ortak iş yapmaya duydukları meraktı. Herzl ve diğer Siyonistler bütün siyasetlerini büyük devletlerle ve emperyalistlerle iyi ilişkiler kurmak üzerine inşa etmişlerdi. Hiç kuşkusuz sınıfsal bir kökeni olan bu siyaset Siyonizmin tarihinin emperyalizmle işbirliği tarihi olarak biçimlenmesine neden oldu. Siyonistler ilk dönemde Almanya ile iyi ilişkiler kurmaya özen gösterdiler. Zaten birçok Siyonist önder Almanca konuşulan ülkelerde yaşıyordu. İngiltere’nin ve Yahudi katliamları düzenleyen Rus Çarlığı’nın rakibi Almanya ile ittifak fikri ilk başlarda Siyonistlere cazip gelmişti. Öte yandan söz konusu ilgi karşılıksız da değildi. Yahudi kolonileri aracılığıyla Ortadoğu’ya yayılmayı ve bölgede güç kazanarak İngiltere’nin Hindistan’a ulaşmasını engellemeyi isteyen Almanya da Siyonistlerle ilgileniyordu. Bu flört durumu Birinci Dünya Savaşı’nın ilk yıllarında güçlenerek sürdü. Siyonistler ve Yahudi örgütleri Rusya’nın müttefiki İngiltere’den uzak durmaya meyilliydiler. Bu dönemde Almanlar İttihatçılara Siyonistlerle anlaşmayı teklif ettiler ama bu teklifin tepki görmesinin ardından müttefiklerini kızdırmamak için Siyonistlerle aralarına bir çizgi çizmek gereğini hissettiler. Bu durum Siyonistlerin İngiltere’ye yaklaşmasının önünü açacaktı. http://www.mgkmedya.com Siyonistler olmasaydı İngiltere onları icat etmek zorunda kalacaktı İngiltere’nin Siyonistlerle ilişkisi ilk olarak 1900’lü yılların başında gerçekleşmişti. Theodor Herzl ile görüşmeler yapan Sömürgeler Bakanı Joseph Chamberlain, Uganda, Kıbrıs gibi yerlerde yoksul Yahudilerden koloniler kurmayı amaçlamaktaydı. Aslında İngiltere’nin planı Siyonizm aracılığıyla Yahudi göçmenleri kendi sömürge siyasetlerinde kullanmaktı. Bu plan kısa bir süre sonra rafa kaldırıldı. İkinci temas ise Birinci Dünya Savaşı esnasında gerçekleşti. Ortadoğu’da ne Fransa’yı ne de büyük bir Arap devletini isteyen İngiltere, Siyonistler aracılığıyla himayesine aldığı Yahudilerin bölgede hâkimiyet kurmasının, kendi çıkarları açısından daha uygun olacağını düşünmeye başlamıştı. Öte yandan Fransa ve ABD, İngiltere’nin bu bölgede etkin olmasını istemiyordu. Bunun üzerine İngiltere bölgeyi kendi adına yönetecek bir kuvvet arayışına girdi. Sonunda aranan kan bulundu. Yeni plana göre İngiltere Siyonistleri, Siyonistler de bölgedeki İngiliz çıkarlarını koruyacaklardı. Siyonistler tekrar piyon olarak sahnedeydi. İngiltere Ortadoğu ile ilgili planları için gökte aradığı müttefiki yerde bulmuştu. İsrailli tarihçi Mayir Vereté’nin “Eğer Siyonistler olmasaydı İngiltere onları icat etmek zorunda kalacaktı” lafı bu durumu çok iyi özetlemektedir. İngiltere’nin açık desteğini alan Siyonistler bu dönemden sonra Yahudiler arasında hızla güçlendiler. İngilizler, hem emirleri altına girme konusundaki heveslerinden hem de Filistin ile ilgili planlarının İngiliz emperyalizminin çıkarlarına uygun olmasından dolayı, Yahudi toplumu içerisinde Siyonistlerin önünü açmışlardı. İlişki o kadar tek taraflıydı ki, Balfour Deklarasyonu’yla sonuçlanacak bu süreçte Chaim Weizmann’ın İngiliz devletinin bir memuru gibi davranması Siyonist çevrelerde bile eleştiri konusu olacaktı. ABD’nin Siyonizmi keşfi İngiliz emperyalizmin gerileme başlamasının ardından Siyonizmin yeni hamisi dünya çapında atağa geçen ABD oldu. ABD İkinci Dünya Savaşı’nın ardından dünyanın yeniden paylaşımı için siyaset üretmeye başlamıştı. Aynı ABD bu dönemde Nazi savaş suçlularını ülkeye kabul ediyordu. Bu durum ABD’deki Yahudi lobisinde büyük rahatsızlık yarattı ama Amerikan emperyalizmi bu itirazları ciddiye bile almadı. ABD’nin ihtiyaçlarının yanında Yahudilerin şikâyetlerinin ve soykırımın lafı bile edilemezdi. Nitekim edilmedi de. İşin ilginç tarafı ABD’deki Yahudi lobisi de bu durumdan vazife çıkartarak soykırım meselesini fazla kurcalamamaya karar vermişti1. Lobi, ABD’nin Sovyetler Birliği’ne karşı giriştiği Soğuk Savaş’ta en yakın müttefiki olan Almanya’yı rahatsız edecek bir söylemden uzak duruyordu. Çarşamba, Ağustos 6, 2014 - Sayfa 1 / 2 Haluk Hepkon Siyonizmi Nasıl ve Neden Eleştirmeliyiz? Norman G. Finkelstein’ın ünlü kitabı Holokost Endüstrisi’nde de belirttiği gibi 1967 yılındaki Arap-İsrail Savaşı’yla durum değişmeye başladı. Bu döneme kadar ABD, stratejik planlamalarında önemli bir yer tutmayan İsrail ile fazla ilgilenmiyordu. Hatta ABD 1956 yılındaki Süveyş Krizi’nde İsrail’i Sina’dan kayıtsız şartsız geri çekilmeye zorlamıştı. ABD’nin bu tavrı bu ülkedeki Siyonistleri de etkilemişti. Amerika Siyonist Örgütü’nün üye sayısı 1948’de yüz binlerle ifade edilirken, 1960’larda on binlere düştü. Kaderini emperyalizmle birleştirme geleneği hemen kendini belli etmişti. eleştirilerinin kuru gürültüden ibaret olduğunu unutmamak gerekmektedir. 1 Norman G. Finkelstein, Holokost Endüstrisi Yahudilerin Çektiği Çilelerin İstismarı, Kırmızı Kedi Yayınevi, Çev. Utku Umut Bulsun, Şubat 2011, s. 25. 1967 yılında İsrail’in Arap ülkelerine karşı ezici bir üstünlük sağlaması ABD’nin dikkatini çekti. Bölgedeki antiemperyalist Arap milliyetçiliğine ve Sovyetler Birliği’nin artan nüfuzuna karşı İsrail’i kullanma fikri ortaya çıktı. ABD’nin İsrail’e ve Siyonizme ilgisi bu koşullar altında somutlaştı. Daha önce İngiliz emperyalizminin emrinde olan Siyonizm bu kez de ABD’nin hizmetine giriyordu. Kuru gürültüyü anlamanın yolu Tarih bizlere Siyonizmin karakterini belirleyenin emperyalizme hizmet olduğunu gösteriyor. Bölgede yüz yıldır yaşananların asıl sorumlusu emperyalizmdir. İşi Yahudi düşmanlığına dökenlerin pratikte tek yaptıkları emperyalizmin bu uğursuz rolünü gizlemek olmaktadır. Siyonizmin eleştirilmesi gereken yanı Yahudilik değil emperyalizmle işbirliğini gelenek hale getirmesidir. Emperyalizmle işbirliği yapmak sadece Yahudilere, Siyonistlere ve İsrail’e has bir şey değildir. Bölgedeki gerici Arap devletlerinin aynı kaptan beslendikleri İsrail ile arayı sürekli iyi tutma gayretlerinin bir nedeni de budur. Antisemitik her türlü saçmalığı sahiplenen bu gerici rejimler göbekten ABD’ye bağlı oldukları için aynı ideolojik düzlemde yer aldıkları İsrail’e karşı sessiz kalmayı tercih etmekte; hatta Wikileaks belgelerinde de ortaya çıktığı üzere bazı durumlarda el altından Siyonizmi desteklemektedirler. İsrail’i antiemperyalizm cephesinden değil de ümmetçilik cephesinden eleştirenlerin ABD’nin dümen suyundan ayrılmayı reddetmeleri ve antisemitizm batağından bir türlü çıkamamaları tesadüf değildir. Siyonizm emperyalizme bağımlı dinci akımların ve milliyetçiliklerin nasıl piyon haline geldiğini gösteren iyi ve özgün bir örnektir. Ortadoğu’da antiemperyalizmi ıskalayan her türden dinciliğin ya da milliyetçiliğin gideceği yer Siyonizmin yanıdır. Türk, Kürt, Müslüman, Sünni ya da Şii olmak kimseye bir ayrıcalık sağlamaz. Siyonizmi eleştirenlerin, eğer samimiyet diye bir dertleri varsa, ABD ile aralarına mesafe koymaları şarttır. Meseleye tersten bakmak da mümkündür. ABD’ye yakın durmayı benimsemiş dinci ya da milliyetçi hareketlerin Siyonizm http://www.mgkmedya.com Çarşamba, Ağustos 6, 2014 - Sayfa 2 / 2