TÜRKiYENiN EKONOMIK DURUMU

advertisement
TÜRKiYENiN EKONOMIK DURUMU
ılhan
1920-1979 dönemi, Türkiye'nin' politik, ekonomik ve sosyal
olumlu gelişmeler gösterdi~ munca bir dönemdir. Geçen 60 yıl
nomimiz;
ÖZER·
yönlerden
eko'
içinde~
1920-1922 yıllannda tstiJdal Savaşı dönemini,
1923-1929
yıllan arasında
1930-1933
yıllan arasında dün~a buhranının
1934-1939
arasında
}.iberal ekonomi dönemini,
etkilerini,
devletçilik dönemini,
194Q..1945 arasında İkinci Dünya Savaşı etkilerini,
1946-1949
arasında
Sosyal devlet çabalanm,
1950-1960
arasında
yeni bir liberal ekonomik dönemi,
1961*1969 'arasında planlı kalkınma çabalannı, 1970-1979
"
.
arasında da
enflasyon içinde
.gelişme
dönemini,
yaşamıştır.
Bu dönemlerde, çok çeşidi ve değişik ekonomik ve mali önlemler göIiil­
göre vergi, bütçe, iç ve dış borçlanma, faiz, mevduat, kredi, dış
ticaret, döviz, mHU üretim, gelir dağılımı, dış ekonomik Hişlkiler politikalan
izlenm.i.ş.tir.
.
müş; ıbuna
Bununla
beraber,
Tiiııkiye,
azıgelişmişlik
çemberini bugüne kadar.
refah düzeyine ııala erişememiştir.
Planı kalkınma çaıbalanna
ra~en, .birçok ekonomik ve sosyal so:rq­
nuna çözüm bulamamıştır. Bu sorunlann bir envanteri yapılarak konuya
girilmesi uygun görüldü~en, aşağıya özellikle son yıllarda, büyük buna­
lımlara necıen olan bu sorunların satır başlan ·kaydedi1.miştir:
kıramamıştır.
Gelişmiş
ülkelerin
ı. Planlı dönemde GSMH artış
hızlan İstenilenotanlara
beraber, son 3 yılda milli gelirdeki büyüme hızı yavaşlamıştır.
lir da~ılımı dengesizliıkleri artmıştır.
ulaşmakla
Ayınca,
ge­
2. Türk elronomisinde, sana~i kesiminde istenilen hızlı gelişme ide­
nememekte, hizmet kesimlerinde daha hızlı bir büyüme görülmekted,ir.
*
Doç. Dr. ılhan Özer, Maliye Bakanlılı Tetkik Kurulu Başkanıdır.
İLHAN ÖZER
64
3. Son 5 yılda dış ticaret açtklan gittikçe artmaktadır. Ödemeler denr
gesinden doğan sorunlar öncelik ve ivedilikle çOZÜm beklemektedir. Dış
borçl3.QIllllnın tüketim için kullanılması sakıncalı sonuçlar yaratmaktadır.
Dış ekonomik ilişkileı:ıde kararlı davranmak gerekmektedir.
4. 1970 sonrası enflasyonu, toplumumuzu ve ekonomimizi en olumsuz
etkisi altına almıştır. Türk toplumu «tüketici bir toplum» haline dön­
şekilde
müştür.
5. . Sanayileşmede istenilen hızlı gelişme olmadığı gi1bi, mevcut sanayi
kuruluşları iıthalata baitlı olmaktan çı.kanlamamıştır. Sanayileşmenin teşvi­
kinde geç
kalınmaktadır.
6. Bugün üLkemizde
sayıları
2 milyop. 300 bine
vardır: Bunların iş olanaklarına kavuşturulmasısosyal
ulaşan açık
işsizle:­
devletin görevi
sayıl­
maktadır.
7. Türkiye'de veııgi ve bütçe politikalan, ülkenin ekonomik gelişmesi
sosyal bekleyişleri ile bağdaştınlmak zorundadır. Yeni vergi
yasalarına gerek vardır; bütçeler ise enflasyonu önleyici nitelikte olmalıdır.
ve
toplumwı
8. Ekonomide,
planların varlığına
olmaktadır. Ulaştırma, iıDşaat
ve
bazı
ratmen, istenilmeyen gelişmeler
kesimlerde hatalı gelişme' tercihleri
yapılmaktadır.
MİLLİ GELİR' ARTıŞLARı
VE MİLLİ
GELİRİN Ko.MPOZıSYONU
Bir ekonominin olumlu veya olumsuz yöndeki gelişmelerini gayrisafi
(GSMH) gerçek artışlarla Qlçmek ve değerlemek mümkün­
dür. Gelir dağılımında adil olmayan durumla,rın düzeltilmesine çaba sarfe­
dilmesi, daha sonraki aşamalarda ele alınmalıdır.
milli'hasıladaki
Türkiye ekonomi'si, son 15 yıl içindeki gelişmeleri yöqünden genel bir
tabi tutulduğunda, olumlu gelişmeler izlenebilmektedir.
Öncelikle, her yıl % 6-7 kalkınma hızlan elde edilmiştir. Son 2 yılda görü­
len gerilemeleri, bir ölçüde «yeni bir hız kazanılması» şeklinde değerlendi:-­
mek gerekir. Bir ekonomi, 15 yıl süre ile, her yıl gelişme temposunu devamlı
şekilde' artıramaz; mutlaka bazı darooğaz1ar olacaktır;, bu darbo~ 1977­
1979 yıllannda döviz ve. ithalat ekısik.li~, sanayide atıl kapasiteler ve enerji
değerlendirmeye
darboğazlan şeklinde görülmüştür.
Bu 'durumda, ekonomi,mizin bu
çaba göSterilmesi gerekmektedir. '
3.
Plan
daı:ıboğazlaı:ıdan
süratle
sıyrılması
için
dönemind~
gerçekleşmiştir.
% 7.4 olarak öngörUlen büyüme hızı, CVa 6,5 olarak
4. Plan döneminde GSMH artış hızı CVa 8 olarak belirlen­
miştir.
1978 yılında GSMH .CVa 3,5 dolayında artmıştır. 1979
ilk tahminlere göre % 2,8 olması beklenmektedir.
yılında artış· hızının
TÜRKİYENİN EKONOMİK DURUMU
Son 17
yıla
aitGSMH
artış oranları
Çizelge 1'de
65
gğrülmektedir:
Çızelge ı
Son 17
9.7
1964
4.1
1965
3.1
1966
12.0
1967
4.2
GSMH Oranlannda
Artışlar
3. Plan dönemi
2. Plan dönemi
1. Plan dönemi
Yıllar % artış
1963
yılda
Yıllar
%
Yıllar
artış
%
artış
5.4
6.7
1973
1969
5.4
1974
7.4
1970
.5.8
1975
8.0
1971
10.2
1976
7.7
1972
7.4
1977
3.9
1978
3.3
1968
1979 Tahmin 2.8
Ortalama 6.6
Ortalama. 6.5
Ortalama 7.1
Kaynak: DİE. Türkiye Milli Geliri (1962-1976), DPT. 4.
Planı.
­
:se. Yıllık
1979 yılında GSMH'nın cari fiyatlarla 1.807.1 milyar liraya
min edilmektedir.
Kalkmma
ulaşacağı
Bu yıl, tanrnda % 0,8, sanayide % 2,6, hizmetler kesiminde % 4,2'lik
lar öngörülmektedir.
1979 yılı GSMH'daki artışları genelolarak
kan sonuçlar şöyle özetlenebilir:
1. Bu
yıla aİt artış oranı, planlı
değerlediıpmizde
dönemin en
düşük
artış­
ortaya
oranını
tah­
çı­
oluştur­
maktadır.
Bu durum
çeşitli
nedenlere
bağlanabili::-.
2.. Tarım sektörü, doğa koşullarına bağlılığını sürdürmektedir. 1977'de
..0,5 gelişme gösteren bu sektör, 1978 de + 4.1 ve 1979 de + 0,8 gelişme gös­
termesine rağmen, daha önceki 3 yılın + 10.8 ve + 7.7 oranındaki hızlı ge­
lişme oranlarına ulaşamamıştır.
3. Sanayi sektörü, 1978 yılında döviz darboğazından ve enerji, yetmez­
kaynaklanan «atıl kapasite»lerle karşılaşmıştır. Buna rağmen, 1978­
de + 6.8'lik bir gelişme izlenmiştir. Bu sektörde 1977 gelişmesi + 10.8 idi.
Bu sektördeki gelişmeleri döviz ve' enerji kadar, işçi- işveren ilişkileri de
etkilemişti:r. 1979 gel,işme tahmini '% 2.6'dır; imalat sanayiinde % 2.1 orta"
nında bir gelişme beklenmektedir.
'
Hğinden
4. Hizmetler sektöründeki gelişmeler + 4.4 ile, 3. Plan hedeflerinin al­
Bu sektö:;- 1977 de + 6.8 oranında gelişme göstermişti. 1978
gelişmesi + 4.6 idi. 1979 gelişmeleri 2.3 . 4.6 oranları arasındadır.
tındakalmıştır.
İLHAN ÖZER
66
5. Milli Gelirin
(tarım
+
sanayi
+
hizmetler)
arasındaki
kesimleri
gelişme oranlan da bir süredir değişmemektedir. Ülkemizde sanayi kesimi­
nin hızlı gelişmesi arzu ediln:ıek.leberaber, bunu sağlıyacak alt
likle enerji) ve ham madde eksikUkler.i giderilernemiştir.
6. Bugün; sanayimn GSMH'daki
tarunın payı % 23.3, hizmetlerin pay~ % 53.0'dır. payı
yapı
(özel­
% 23.7, 15 Yıllık Planlı dönemin değerlendirilmesini yapmak gerekirse,
ki noktalar önem arzetmektedir: aşa~da­
1. Planlı kalkınma çabalan sonucu, 1963 yılında bu yanarürkiye
ekonomisinde devamlı gelişmeler izlenmektedir. GSMH'daki artış hızları,
ülke ekonomisinin ve toplumunun gelişme potansi·yeline sahip olduğunu or­
taya koymaktadır.
2. Son 15 yılda, ekonominin tarım kesiminde oransal azalma, sanayi
ve hiZ11).etler kesiminde oransal artışlar olmuştur. Sanayi sektöriindeki geliş- \
meler:;. olumlu, hizmetler kesimindeki gelişmeleri olumsuz olarak değerle­
rnek gerekmektedir.
3. Bu dönemde yatırımlarıngerçekleşme oranlarında bazı uyumsuz­
luklar olmuştur. Kaynaklar, planlarda öngörülmeyen yatırım alanlarına kay­
mıştır.
Bunun sonucunda,
a. EnerJi üretiminde eksiklikler,
b. Altyapı 'yatınmlannda
gecikmeler,
c. Petrol amma· hizmetlerinde yetersizlikler,
\
d. Demir-Çelik, sun'i gübre, makina ve
gecikmeler görülmüştür.
Buna
tarım
araçlan'
yatırımlarında
karşılık,
a. Karayo~u ulaşımında hızlı büyümeler,
b. İnşaat sana)iinde gelişmeler,
c. Talebi kamçılayan tüketim mallan üretimindeki
«tüketim harcamaları»na hızla yöneltmiştir.
artışlar,
toplumu
. . 4. Planlı dönemde eğitim . ve sağlık hiızmetlerinde yetersizlikler ve
sapmalar izlenmiştir. (Örneğin teknik eğitim yerine lise . eğitimi ağırlık
kazanmış; üniversite}re giriş sorunu ortaya çıkmıştır).
5. Plan ve programlar, Türkiye ekonomilsinin döviz sorununa da çö­
züm getirernemiştir. Ayrıca, para - kredi kullanımında hatalar, enflasyonist
baskımn devamlılığını sağlamıştır.
6. Yatırımlar, üretim ve talep dengesizlikleri, ekonomik ve buna baAlı
sosyal rahatsızlıkları ortaya çıkarmıştır.
TÜRKİYENİN EKONOMİK DURUMU
67
7. Bu arada, dış kaynaklara bağlı bir sanayi gelişmesi. izlenmiştir.
1977 ve 1978 yıllarında döviz darboğazının başlıca nedeni, ithalata bağlı sa­
nayi kuruluşlandır. 1977'de yapılan 5.796 Milyar dolarlık, 1978'de yapılan
4.599 Milyar dolarlık ithalata rağmen, bu sanayi ülkedeki talep a'rtışlarını
cevaplayamamış, son iki yılda birçok malda üretim eksikliği (arz noksanı)
görülmüştür.
.
8. Bütün gayretlere rağmen ihracat gelişmemiştir. 1976'da 1.960 Mil­
yon, 1977'de 1.753 Milyon, 1978'de 2.288 Milyon dolarlık ihracat yapılabil~ş­
tk Türk sanayi ihracata değil, iç tüketime yönelmişHr.
9. Bu dönemde istihdam sorununa çözüm bulunamamıştır. Halen
2,3 Milyon kişi açık işsizlik durumundadır. Aynca, tanmda 8 Milyon kişiye
«gizli işsiz» gözü ile bakmak gerekir.
10. Son 3 yılda enflasyon kontrol edilemez duruma gelmiştir. Enflas­
yonun yarattığı olumsuz ekonomik ve sosyal sonuçla:- bellidir. Enflasyon
oranlan, plan ve program rakaml·annı altüst etmiştir. Tasarruflar yerine
tüketim artmış, Türk toplumu «tüketim toplumu» haline dönüşmüştür.
11. GSMH'daki sektörel büyümeler dikkate alındığında, inşaat, ulaş­
ve tic~ret kesimlerinde arzu edilmeyen büyümeler olduğu, buna kar­
şılık ihracata yönelen sanayide ve enerji yatırımları ile ağır sanayi yatırım­
larında gecikmeler bulunduğu anlaşılmaktadır.
tırma
12. Planlı dönemde yapılan üç geHr dağılımı araştırmasına göre, ül­
kemizde gelir dağılımı dengesizliklerinin arttığı izlenmektedir. Plan ve ve Prog­
ramlara rağmen, bazı gelir gurupları, gelir dağılımından daha fazla fayda­
lanmışlar, buna karşılı~ emekli, ücretli, esnaf ve tanm kesiminin gelir payı
azalmıştır.
Bu konuda
alınacak
önlemler
şunlar
1. Plan ve programlar iktidarlar
2. Plan ve programlann
3. Ekonomik gayeli
4. Sanayi
5. Planlı
6. Dış
7. Aşırı
yatırımları
dönemin
kaynak
hataları
benimsenmelidir.
gerçekçi
öncelik
önemli ölçüde
olmalıdır.
tanınmalıdır.
teşvik tıdilmelidir.
tekrar edilmemelidir.
kullanımında
dikkatli
davranılmalıdır.
fiyat artışları süratle önlenmeli, tüketim
rilmeli, tasarruf ve üretim artırılmalıdır.
8. Petrol ve enerji
9. tarafından
finansmanı
yatırımlara
olabilir:
yatınmları artırılmalıdır.
İhracat artınımalı,
10. Gelir
dağılımı
alışkanlıklan
ödemeler dengesi
sağlığa kavuşmalıdır.
·adaletsizlikleri giderilmelidir.
gide­
İLHAN
68
ÖZER·
ÖDEMELER DENGESİ VE DIŞ TİcARET
Gelişmekte olan ülkelerin hem.en tamamı «ödemeler dengesi» açıklan
ile karşı1aşmaktadırlar. Bu ülkelerde, Devletin alt yapıyı kurma ve yen ile­
meye ağırlık vermesi, özel kesimin kurduğu sanayinin dışalıma bağlı ol­
ması, toplumun ithal malı alımı talebini süretle artırması, bu dengenin sağ­
lanmasında güçlÜkler yaratmaktadır.
1974 yılından sonra petrol fiyatlarının büyük ölçüde artması ve geliş­
ülkelerin bunu telafi için makina, silah, ilaç, ulaştınna araçlan gibi
malların fiyatlanna zam yapmaları dış dcaret açıklarını büyültmüştür.
miş
TüIı1dye'de. 1970 devalüaı5yonundan soura bir süre düzelen ·dış ticaret den­
gesi, 1974 )1lından sonra önemli açıklar vermiş, bu dengeyi sağlamak üze­
re, görünmeyen kalemler, sermaye ve rezerv hareketlerinde zorlamalar ya­
pılmıştır. Dövize çevrilebilir mevduat (DÇM) ve kabul kredileri zorlanmış
olmasına rağmen 1978 ve 1979'da Türkiye ödemeler dengesi yönünden en ior
günlerini geçirmiştir. 1979 yılında buyük bir borç ertelemesi yapılmış, dış
yardım ve krediler sağlanmış, ihracat artırılmış olduğu halde, dışalım trang..
ferIerinin yapılmasında çok büyük zorluklarla. karşılaşılmıştır. '
Aşağıya -alınan cetvel, son 6 yılda ihracat, ithalat ve
de durum belirlemesine olanak vermektedir.
işçi
döviz gelirlerin­
Çizelge 2
İhracat, İthalat ve işçiDöviz Gelirleri Durumu (milyon DOlar olarak)
1973
1974
1975
1976
1977
·1978 İhracat
1.317
1.532
1.401
1.960
1.753
2.888
İthalat
.
-2.086
-3.777
4.739
-5.129
-5.796
-4.599
Dış
Ticaret dengesi
- 769
-2.245
-3.338
-3.169
-4.043
-2.310
geliri
1.183
1.426
1.312
983
982
983
İşçi
Kaynak: Maliye
Bakanlığ\, Yıllık
Ekonomik Rapor 1978.
Ödemeler dengesinin en öne,mli kalemlerini etkileyen başlıca nedenler
şunlardır:
1. Son 25 yılda ülıkemizde görülen sanayileşme çabaları ve geçirilrnek­
te olan iki enflasyon dönemi, ödemeler dengesine olumsuz etkilerde bulun­
muştur. Dış tİcaret hacmimiz büyüdükçe ve ekonominin dışa açıklığı art­
tıkça, bu olumsuz gelişme büyümüştür. İşçi döviz girişlerine, yabancı ser­
maye ve dış kredi gelişlerine rağmen ödemeler dengesi iyileşmemiştir.
2. Ödemeler dengesindeilk hareketi yaratan «ithalat»ta zorunlu ka­
lemler yanında, ülke ekonomisi için gereksiz bazı mallar da yer almaktadır.
Bugün en büyük ithal.kalemleri olan akaryakıt, yapay gübre, ilaç, ulaştmna
araçları, m;ıkinalar, kağıt, tanm alet ve ilaçları gibi mallann yerli üretim·
TÜRKİYENİN EKONOMİK DURUMU
leri yapılabilecektir. Gereksiz tüketim
temelinden sarsmaktadır.
3. Devletin
de
üstlendiği
malı girişleri
enfrastrüktür
69
ise, ödemeler dengesini
yatırımlar, dışalımı
büyük
ölçü­
artırmıştır.
4. Enflasyon,_ iç ve
dış
mal tüketimini
artırmıştır.
5. Türkiye'de kurulu sanayi, önemli ölçüde, hammadde ve
getirme zorunluğundadır.
ara
ma­
lını dışardan
6. Dünya ülkelerinde üretilen malların fiyatlarındaki artışlar, daha
fazla döviz ödememize neden olmaktadırlar. (örneğin, petrol, ilaç, silah ve
makinalar) .
7.
tün,
Dış satımda hızlı
fındık,
bir gelişme olmamıştır. Tüııkiye hala pamuk,
sebze ve mey;ve ihracatından dış satım gelirlerinin % 60'ını
tü­
sağ­
l-amaktadır.
8. Dışsatım için kurulmuş sanayiler, iç piyasadaki talebin hızla
nedeniyle, satışlarını ülke içine yöneltmişlerdir. Dolayısiyla, sanayi
mullerinin dışsatımında hızlı bir büyüme görülmemektedir.
artışı
ma­
9. İşçi döviz girişleri önemini son 3 yılda aynen muhafaza etmiştir.
Büyük. bir ekonomik döv·iz potansiyeli,devamlı şekilde karaborsayı besler
hale gelmiştir. Bunda devalüasyon bekleyişleri etkili olmuştur. 1979 yılında
. yapılan devali,!asyon işçi dövizleri girişini hızlandırmıştır. ­
LO. Turizme ve dışseYahat gelirleri sınırlı bir' gelişme göstermekteğir.
Türkiye'nin turizme a.çılamam as ı başlıca nedenler arasındadır.
ka}naklar içinde proje - program kredileri ve yabancı serma­
ülke ekonomisinin genel görünümüne bağlıdır. Yabancı ülke ve
kurumların sağlam ekonomilere ve projelere dürüst katkıları
olmaktadır,
Bu kredilerden faydalanmak için, he.:-şeyden önce ekonominin istikrara ka
vuşturulması (enflasyonun önlenmesi) gerekmektedir.
11.
ye
Dış
gelişleri,
12.
Dış
borç faiz ve ana para ödemeleri ile borç ertelemeleri birlikte
Ertelemeler, borcun silinmesi anlamına gelme­
mektedir. Dış bo.:-çlar, ekonomide sadece ve sadece yatırımlar için kullanıl­
malıdır. Ekonomik kalkınmaya fayda sağlamayan ve sadece
tüketim ıçın
yapılan dış borçlanmanın, gelece$. kuşaklara büyük ekonomik zorlukları mİ­
ras bıroakması doğaldır.
düşünülecek konulardandır.
Bu konu ile ilgili olarak
:
alınması
gereken önlemler ve öneriler
şöylece
sıralanabilir
1. Ödemeler dengesinin gerçek. anlamda kurtarıcı ve denge sağlayıcı
kalemi «dışsatım
ihracat»tır. İhracatı artırma konusunda çeşitli önlem­
ler ileri sürülmektedir. Bunlar, ihracatta vergi iadesi oranlarının yüksel­
tilmesi, ihracat için gerekli yurt içi üretimin artırılması, dış pazarlama
sorunlarının çözümü, ihracatta selektif kredi uygulaması, kur garantisi ve­
rilmesi, tarım ve sanayide ih:-acata yönelen kurumlara kredi sa~anması,
ihracat tıkanıklarının devalüasyon yapılarak giderilmesi gibi hususlardı:.
İLHAN ÖZER
70
2. Ülkemizde çok yönlü sanayi ve tarım üretimi ekonomimizin
ülkelere daha az bağlı bir ekonomi tercih
meHdir.
dışa
bağlılığını azaltacaktır. Dış
edU·
3. tthal ikamesine yönelen sanayi teşvik edihnelidir.
4. ithalat daraltılabilir. Gereksiz ithalilt yapılmamalıdır;
gümrük vergilerinden faydalanılmalıdır.
cına
5. Döviz rezervleri, belli bir düzeyde (ülkenin 6
cevap verecek düzeyde) tutulmalıdır.
aylık
bunun için
ithalat
ihtiya­
,6. İşçi dövizleri artınlamaz; ancak turizm gelirlerinde artış yonun­
de olumlu gelişmeler sağl·anabilir. Turizm için altyapı ve eğitim gereklidir.
7. Yabancı sermaye girişleri özerdirilebilir; ancak yabancı sermaye­
nin ülke kaynaklarını sömürmesi de önlenebili:.~. Kar transferleri sınırlan­
dınlabilir.
leri
8. Dünyadaki muhtemel açlık sorunu elikkate
dışsatımından önemli döviz kajnağı sağlama
9.
alındığında,
tanm ürün­
olanağı vardır.
Tarım
üreticisi ülkeler,sanayi ülkelerine göre ekonomik yönden
Bizim, tarım ürünleri yanında sanayi ürünleri (tekstil, cam,
çimento, madeni eşya gibi) dışsatımını kısa dönemde artırmamız gerek­
mektedir.
zayıf sayılıdar.
10. Ülkemiz, devamlı dış borçlanma' ile ekonomisini ve ödemeler den­
gesini sağlam tutamaz. Dış borçlanmanın da bir hududu vardır. Büyük zor­
luklarla sağlanan dış kaynaıklann, tüketim mallarına değil, Y'atırımla~a yö­
neltilmesi en önemli önerimizdir.
FİYATLAR GENEL SEVIYESINDE AŞIRI YÜKSELME (ENFlASYON)
Türkiye'nin en önemli ekonomik sorunu
«enflasyon»dur.
son 3
yılda hızını
gittikçe ar­
tıran
Hemen bütün ülkeler 1974'den sonra, petrol ,zamları nedeniyle, enflas'
yonla k-arşılaşmışlar, ancak kısa sürede bununla mücadelede başarı kazan­
mışlardır.
Türk toplumu, son 10 yılda enflas}Qn ile birlikte
tedir. Bundan hiç memnun görünmemekteelir.
yaşantısını
sürdürmek·
Herşeyden önce, enflasyon, toplumumuzda tasarruf düşüncesini yok et­
miştir. Türk toplumu «tüketici» bir vası!. kazanmıştır;
bunun uzun süre
değiştirilmesi mümkün olamayacaktır. Ayrıca, enflasyon gelir da#tlımı den­
TÜRKİYENİN EKONOMİK DURUMU
71
gesizlikledni daha f·azla artırmış,. kuyroklara, karaborsaya, spekülasyona,
kar hırsına sebep olmuştur. Enflasyon sonucu yatırımlar, gaıyrimen­
kul ve altın gibi üretken olmayan mallara yönelmiştir.
aşırı
Di~er
taraftan, tasarrufları özendirme gayesiyle faiz oranları çok yük:
bu artışın kredi maliyetlerine ve genel .anlamda üretim maliyet­
lerine olumsuz etkileri olm~tur.
selıilmiş,·
Türkiye'de 1970 sonrasında enflasyonun hızlanmasının başlıca nedenle­
ri arasında, «parasal göstergelerin zorlaJlllliasl» sayılabilir. Özellikle, Hazine
ve KİT ihtiyaçları için Merkez Bankasından sa~anan avans ve kredilerin
iade edilmemesi, di~er bir deyimle emisyonun artışı, enflasyonun başlıca
nedeni ve kayna~ sayı1makt-adır.
Şüphesiz, bu ana sebebin yanında di~erleri. de yer almaktadır. Enflas­
yonun nedenlerinin iyi bilinmesi, bunu önlemek için gereken önlemlerin alın
masında yardımcı olaca-ktır. Enflasyonu önleyecek yönetimlere Türk top­
lumunun saygısı sonsuz olacaktır.
Toptan
:
eşya fiyatları
lenmiştir
endeksinde' son 10
yılda aşağıdaki
gelişmeler
iz­
.
Çlzelge-3
Toptan
Yıllar
Endeks
1970
1971
1972
1973
1974
145.7
168.9
199.3
240.1
311.8
Kaynak: Ticaret
Son
~
Fiyatlan Endekslerinde Gelişmeler
Artış yüzdesi
Yıllar
Endeks
6.7
15.9
18.0
20.5
. 29.9
Bakanlı~.
yıllardaki aşırı
Toptan
fiyat
1975
1976
1977
1978
1979
Eş~a Fıyatlan
artışlarının
343.2
396.6
492.1
750.8
1214.2 (İlk
(6 ay)
Artış
yüzdesi
10.1
15.6
24.1
52.6
39.6
Endeksieri.
nedenleri
şunlardır:
1. Bu enflasyonda «para arzınm istenilmeyen boyutlarda büyümesi» en
bü)ük etken olmuştur. Enflasyonun durması da para arzının dengelenmesi­
ne b~lıdır. Parasal göstefigelerde (para arzı, mevduat, banka kredileri,
Merkez Bankası kredilerinde) meydana gelen çok büyük artışlara ra~en
«piyasada para darlı~ından bahsedilmesi», ekonomimizde halen bilgisiz, bi­
linçsiz tiCaret, sanayi ve hizmet erbabının bulunduğunu göstermektedir.
2. Enflasyon döneminde en bü}iik gelişme, Merkez Bankası kredilerin
de olmuştur. Merkez Bankasının, gerek Hazineye açtı~ kısa vadeli avanslar,
gerekse KİT'lere verdi~i kredilerin» geri dönüşümü yapılmamaktadır. Bunun
anlamı «emisyan» (veya karşılıksız para basımı) artışıdır.
.
k
3. Bu ortamda, banka kredileri, sanayi ve tarımda üretken yatırımlar
yerine ticari ve spekülatif kazançlara yönlenmektedir~ Tasarrufların yetersiz
düzeyde kalması, enflasyonu etkilemektedir.
İLHAN ÖZER
72
4. ÖZellikle 1974'den sonra «talep» tahrik edilmiştir. Tarım üreticisi
taban fiyatlar yüksek tutulmak suretiyle, memurlar birçok yan ödeme alarak,
işçiler toplu sözleşmeler sonucu eııerine geçen paraları tamamen tüketime,
harcamışlardı:-. Bu dönemde .bazı yıllarmarjinal tüketim meyli yüzde 100'ün
üzerine çıkmıştır (Kısaca ülke halkı, üretti~nden fazlasını tüketen bir top­
lum haline gelmiştir).
S. Bu arada toplam arz artırılamamıştır. Tarım ürünlerinde doAaya
sürmektedir. Sanayide işçi - işveren ilişkileri gerginli~ni devamettir­
mekte, birçok firmada atıl kapasite bulundu~ görülmektedir.
bağlılık
6. AIt yapı yatınmJarında gecikmeler enflasyonu körükleme,ktedir. Ge­
rek iç, gerekse dış kaynak bulunmasında güçlükler, baraj, fabrika ve benzeri
yatırımların zamanında üretimegeçmesini engellemekte, gecikilen dönemde
enflasyon baskısı artmaktadır.
7. Enflasyonun
yutlarda aşan bütçe
başlıca
ları olmadı~ında açık
önemli ölçüde
nedenleri arasında, her yıl birbirini büyük :bo­
gelmektedir. Bütçeler, gerçek gelir kaynak­
finansmanla karşılanmışlar, bu açıklar enflasyonu
harcamaları
körüklemiştir.
8. Petrol. fiyatlarının artışı enflasyon hızını artırmıştır. Gelişmiş ülke"
lerden aldığımız mamul ve .aramalları fiyatları devamlı artış göstermiştir.
Gelişmiş ülkeler, enflasyonun baskısını, gelişmekte olan bizim gibi ülkelere
aktarmışlardır.
.
9. . Devalüasyonları,
dış
ülkelerden ithal edilen
malların
fiyatlannı
de­
vamlı artırmıştır.
10. İhraç mallarına tanınan teşvikler, sübvansiyonlar, destekleme alım­
lan, vergi iadeleri, bu malların iç piyasadaki fiyatlarına yansımıştır. İç pi­
yasadaki fiyatlar, dış satım fiyatlarına do~ yükselmeğe devam etmiştir.
Enflasyonla
mücad~lede başarı
.için gerekli önlemler
şunlar
olabilir:
ı.
Enflasıyon büyük gelir dengesizliklen yaratmıştır. Her gelir gurubu,
unsuru olarak, kendi çıkarları do~rultusunda gelirini artırma çabasın­
dadır : Memurlar, işçiler, çiftçiler, tüccar, esnaf, sanayici, serbest
meslek
erbabı vs. Bunların gelir artışlarıyla ilgili talepleri bazan enflasyon oranının
altında bazan üstünde karşılanmaktadır. Bazı gelir guruplarına yeni bir ge-'
lir transferi yapılmadığı takdirde, «taleptekli azalma, gevŞeme, gerileme» ne­
denİyle enflasyon hızı azalacaktır.
baskı
emisyon (Merkez Bankasının para basımı) ile
vazgeçilmelidir. Emisyon, enflasyonun kaynağı olmuştur.
Bütçenin sa~lıldı finansman kaynağı vergilerdir.
2. Bütçe
açıklarının
karşılanmasından
3. Vergilerin deflasyonist etkileri oıdu~, tüketicinin aşın
talebini kıstığı bilinmektedir. Yeni vergi yasalanna gerek vardır.
harcama
4. Enflasyon hızlı bir üretim artışı planlaması ile de karşılanabilir.
Bunun için, yarım kalmış yatırımlann tamamlanarak üretime açılması, işlet­
melerin tam kapasite ile çalışmalarını sağlayacak (ham' madde, aramalı, dö­
TÜRKİYENİN EKONOMİK DURUMU
viz, teçhizat,
mektedir.
iş banşı
gibi)
unsurların
Devletçe üstlenilip
73
sağlanması
gerek­
5. Alt yapı yatınmlannda gecikmeler giderilmelidir. Baraj, fabrika, bi­
na gibi yatınmlar - yatınmların devamı süresince - enflasyonu körükler; de­
vamlı mal ve hizmet talep eder ve tüketirler. Bunlann planlanan zamanda
üretime geçmeleri, mal anını artıracak ve talebin karşılanmasına neden ola·
caktır.
6. Ülkemizde parasal göstergelerin belirlenmesinde bilimsel yöntem­
lere gerek v·ardır. Ekonominin likidite sıkıntısını giderecek para arzı yeterli
sayIlmalıdır.
7. Türkiye'de tasarroflan
artırıcı
yöntemler
sadece «faiz
oranlanmn
artınıması» değildir. Bizzat, enflasyonla mücadele, tasarruf mevduatını artı­
ncı roloynayacaktır.
8. Banka kredilerinin, ticari olmaktan ziyade
dirilmesi üretimi artıracaktır.
saıı:a)i
ve
tarıma
yönlen­
9. Kamu İktisadi Teşebbüslerinin (KİT) harcarneJan, yatırımlanndan
ziyade cari haı'camalara yönelmiştir. Kİrlerde mali, idari, ekonomik reor­
ganizasyon gereklidir. Kİrler kaynak tüketen kuruluşlar olmak yerine, kay­
nak üreten kurumlar olmalıdır.
ticaret açıklan kapatılmalı, devalüasyonlara sık sık başvurul­
döviz rezervleri belli ölçülerde tutulma1ı, ihracat sun'i önlemlerle ar­
tırılmamalı, işçi tasarruf girişleri yatırımlara yönlendirilmelidir.
10.
Dış
mamalı,
11. Taban fiyatlarda, çiftçiyi koruma gayretiyle,
aşınlığa kaçılmamalı·'
dır. Dünya fiyatlan dikkate alınmadan yapılan destekleme
fiyat
tespitleri,
bazı tanİn ürünlerimizin ihracını engellemekte, ayrıca iç piyasadaki fiyat­
larda artışlar meydana getirmektedir.
12. Toplu sözleşmelerde, işçilerin anormal ücret taleplerinin karşılan­
ülke çapında ücret dengesizlikleri ve' çarpıkhklan yaratmaktadır. İş­
çilere üretim artışları ile orantılı ücret artışlan verilmelidir.
ması,
13. Kamu yönetiminde savurganlık önlenmelidir. Buriun da
bir bütçe ile sağlanması mümkÜ:pdür.
boyutları
küçültülmüş
14. Ülke)i deflasyona düşürmekten çekinen yöneticiler, enflasyonu
eder görünmektedirler. Ancak, enflasyon, ekonomiyi tahrip eden bu
büyük hastalık, mücad~lesi gereken en büyük rahatsızlık sayılrnalıdır.
teşvik
İşsİzLİK VE TAM ÇALIŞMA SORUNU
D. P. T. tarafından hazırlanan plan ve programlarda «işsizlik» sorununun
çözümü «sanayileşme» sorunun çözümüne bağlanmıştır. Türkiye'nİn sa' .
nayileşmesi çok uzun bir süre istediğinden, tam. çalışmanın sağlanması, bu­
günkü koşullar altında daha çok uzun zaman istemektedir.
İLHAN
74
ÖZER
Halbuki· «işsizlikle mücadele» hemen her ülkede birinci veya ikinci dej."e­
cede önemli bir problem olarak ele alınmaktadır. İşsiz kişinin topluma ne
gibi zararl·ar vereceği bilinemez.tş sahibi kişinin ise ekonomide katma değer
yarattığı bilinen bir husustur. Milli geliri yaratan faktörler arasında «emek»
her zaman müstesna bir yer işgal etmiştir.
Türkiye'de işsizlik sorunu, İş ve tşçi Bulıra Kurumunun veya Çalışma
Bakanlığının çözebileceği boyutlan aşmıştır. Devletin emek - yo~n yatınm- '
ları gerçekleştirerek tam çalışmaY1 sağlaması, bugün işsiz ve tüketken du­
rumda bulunan 2,3 milyon vat-andaşımıza iş sağlaması en önemli görevidir.
Yurt içi «emek piyasası», 1979 yılında şu durumu göstermektedir.
Çizelge 4
1979'da Yurt içi Emek
PiyasasınıD:
Durumu
15 - 64
Toplam
Toplam
işgücü arzı
işgücü
talebi
Tarımsal işgücü fazlası hariç
Tanmsal işgücü f-azlası
Yurt içi toplam işgücü fazlası
Yurt içi işgücü fazlası (oranı)
Kaynak: 1979 Kalkınma
Yaş
(Bin
Kişi)
16.646 15.132 1.514 700 2.214 % 13.3
progranu s. 87 (Tablo 71)
Bugün adetleri 2 milyon 300 bine ulaşan açık işsizlerin artış nedenleri
olarak şunlar belirlenebilir:
1. ülkemizde sosyal devlet anlayışının bir sonucu olarak sağlıklı ve
eğitilmiş işgücü yetiştirilmiş, fakat bunlara iş olanağı düşünülmemiştir. Di­
ğer bir deyimle, sosyal devlet, ekonomik devlete terdh edilmiştir.
2. İşsizlik sorununun çözümü, sanayileşmeye bağlanmıştır. Sanayileş­
menin ne zaman, hangi yıld·a tamamlanaca~ı belli değildir.
3. DPT bu konuya gereğince önem vermemiştir; konunun belirtilmesi
ve çözümü için yollar aranması yönünde fazla gayret gösternmemektedir.
·4.. Son yıllarda yapılan bütün sanayi yatınmlannda «sermaye '- yo~»
teknolojiler kullanılmıştır. Yeni iş olanakları dikkate alınmadan yatırımlar
yapılmaktadır.
5. Tarımda makina kullanımı gizli işsizliği artırdığı gibi, açık işsizlerin
da çoğaltmıştır.
6. Genel bütçeli idareler, katma bütçeler, mahalli idareler ve Kİrler
birer istihdam yeri olarak düşünülmüştür. Ancak, bu yerlere alınabilecek
memur ve işçi sayısı sınırlı kalmıştır.
7. Yurt dışına giden işçilerimizin bazı yıllar geri dönüşleri, işsiz ade­
dinin artışına neden olmaktadır.
8. Tü:r.kiye'de nüfusher yıllmilyon artmaktadır. Bu nüfus 20 yıl
sonra Devletten iş isteyecektir. 2000 yılı dikkate alınarak bir istihdam prog­
sayısını
ramı yapılmamıştır.
TÜRKİYENİN EKONOMİK DURUMU
75
9. Ülkemizde nüfus planlaması düşünülmernektedir. Neticede, ıyı eii­
ve fakat iş bulamamış bir toplumun büyük bQyutlu sorunları,
yakında ülkemi~e görülecektir:
tilmiş, sağlıklı
İstihd·am sorununun çözümü için şunlar önerilebilir:
1. Bugünkü Devletlerin temel hedefleri işsizliğin azaltılması, çalışmak
isteyen herkese belli bir ücretle iş bulunabilmesidir.. Tam çalışma, kişileri,
aileleri ve toplumu mutlu kılmak,tadır. Bu durumda; «herkese İş» planlama­
sı yapılması gerekmektedir.
2. Ücretlerin devamlı artması, sendikalı işçilerin lehine, işsizlerin ise
aleyhine bir .hava yaratm,aktadır. İşçilerin devamlı ücret' artış talebinde bu­
lunduğu bir ortamda, yatırımcı veya girişimci, yeni yatırımlar yapmaktan
vazgeçmektedir.
3.
mez1iğe
Sendikalı işçiler
gelmektedirler.
ve sendikalar Türkiye'deki
ücret taleplerinde
Bunların
işsizlik
sorununu gör­
yeni
ıhmh davranmaları
iş olanaklarını artıracaktır.
4. Sermaye· emek çatışmasında, se:-maye yeni atılımlar yapmaktadır.
Teknolojik gelişme, işsizliğin büyümesine neden olmaktadır. Türkiye'de, ih­
racata konu m-al üretiminde sermaye - yoğun teknolcpik yatırımlara ihtiyaç
olduğu halde, yurt içi tüketime dönük 'yatırımlarda emek - yoğun teknoloji­
lere teşvik verilmelidir.
S. Emek - yoğun teknolojilerin neler olduğu DPT tarafından sür.it1e
belirlenmelidir. İşsizliğin azaltılması için bir ek program yapılmalıdır.Bu
sorunun çözümü sanayileşme sürecine bırakılamaz.
6. Tarımdaki gizli işsizlerin sorunları da çözüm beklemektedir. Bu ke­
simden sanayi ve hizmetler kesimlerine işgücü -aktarması yapılabileceği gibi,
Türkiye'nin gerek kendi nüfusunu, gerekse dünyadaki açlık çeken toplumları
beslernesi de beklenebilir. Bunun için, tanında teknik aletlerin, sulama, ilaç­
lama ve gübrelemenin bilimsel şekilde kullanılması şarttır.
7. Tarımda ve sanayide emek . yoğun projelere öncelik verilmelidir.
Bu projelerin başında hayvancılık gelmektedir. Hayvancılık, işgücünü bütün
yıl boyunca çalıştırmak ta ve ür..etim,e devamlı katkısı artırmaktadır.
8. " Tarımda. entansif
verilmelidir.
iş
bekleyen pamuk, pancar gibi
sİnai
ürünlere
ağırlık
9. Emek - yoğun' yatırımlar arasında «İnşaat sanayii»..de yer almakta­
Bu sanayinin yarattığı talep birçok sanayi dallarının canlı kalmasına
sebep olmaktadır.
dır.
10. İnşaat sanayi- gibi ınaden sanayii de büyük ölçüde
işçi
barındır­
maktadır.
11. Dünyada istihdam
sonınunun
çö2li.imü ~çin baraj ve karayolu
ya­
pımı denenmiştir. Ülkemiııde de Güneydoğu Anadolunun sul·anması, demir­
yolu ve karayolu yapımı, sulama kanaUannın
üretime önemli katkılarda bulunacaktır.
geliştirilmesi,
istihdama ve
İLHAN ÖZER
76
12. Köye yönelen hizmetlerin, köy
zümlenmesi lazımdır.
13. Yurt
halkının .işbirliği
dışında çalışan işçilerimizin
işgücü
ile çö­
sorunlan aynca dikkate
alınma'
ve
lıdır. İşçi tasarrufları değerlenmeli, yeni yatırımlara gitmesi
bunların
teknik
bil~lerinden yanirlanılmalıdır:
14. Tam çalışma konusunda, Türk
getirecek girişimcinin görüş ve önerileri
.
ra
sağlanmalı,
15. Devlet olarak,
işsizleri
iş sağlama politikası
(gizli
izlenmelidir.
müteşebbisinin,
yabancı
sermaye
alınmalıdır.
.
işsizler
dahil)
besleme yerine, onla­
SANAYtLEŞME VE ÖNEMİ
Gelişmiş
gelişmiş
ülkeler ile gelişmekte olan ülkeler arasında en belirgin ayırım,
ülkelerde GSMH içinde «sanayi ürünleri» payının yüksek oluşu­
dur.
Bütün ülkeler sanayileşme arzusu içindedirler. Gelişmiş ülkelerin (sa­
ülkelerin) halkı daha üst refah göstergelerine sahiptirler. Sanayi
toplumlan daha iyi beslenmekte, çalışmakoşullarıin ' iyileştirmekte, kişi
başına gelir ve tüketim harcamalan daha yüksek düzeyde bulunmaktadır.
nayileşmiş
Bununla beraber, sanayileşmenin yarattığı pek çok sorun da bulunmak­
önce, sanayide işçi - işveren ilişIcileri ortaya çıkmakte,dır.
Sanayileşme büyük taSlarruflan ,ve yatınmlan gerektirmekte, sermaye pi­
yasası, şirketleşme, e~tilmiş işgücü, teknolojik gelişme, bilimsel' araştırma
işbirliği ile mümkün olabilmektedir.
tadır: Herşeyden
Türkiye, sanayileşmiş bir ülke olabilme çabasındadır. Ancak, sanayide
sürükleyici sektörleri iyi belirleyememiş, ithal ikamesine yönelmiş, dış pa­
'zarIara açılarnamıştır. Dış kaynaklara bağlı sanayileşme pek çok sorunun
ortaya çıkmasına neden olmuştur.
ülkemizde GSMH içinde tanm, sanayi ve hizmetler kesimlerinin
lan }üzde olarak aşa~aki gelişmeleri göstermektedir:
pay­
ÇizeJıe Ş
GSMH İçınde Kesimlerin Paylan
Yıllar
Tarım
Sanayi
Hizmetler
1969
1970
1971
1972
1973
29.3
29.1
30.0
27.7
24.0
21·0
20.6
20.7
21.9
22.4
49.7
50.3
49.3
50.4
53.6
Kaynak:
Yıllık Ekonomık
Tarım
1974
1975
1976
1977
1978
24.3
24.8
24.6
23.2
23.3
Sanayi
22.3
22.3
22.6
23.7
'23.7
--- -- -- -_. ---_.
-~-~
Hizmetler
53.4
52.9
52.9
53.1
53.0
Rapor. 1978, s. 4.
ı. Türkiye'nin sanayileşmesindeki
gecikmenin çeşitli tarihi, sosyolo­
jik ve ekonomik nedenleri vardır. Uzun harp yıllan sermaye birikimini ön·',
TÜRKİYENİN EKONOMİK DURUMU
lemiştir.
Ayrıca
77
ülkemizde .müteşebbis guruplar yeni belirmeğe
son yıllarda takip edilmeğe başlamıştır.
başlamış,
gelişmeler
teknolojik
2. Dünyadaki sınai gelişmenin unsurları arasında, doğal kayna'kta­
ucuz kullanımı, sermaye - müteşebbis işbirliğinin ku­
rulması, orta iklim kuşağında bulunma, demİr - kömür yataklan, bilime ve
araştırmaya verilen önem ve saygı sayılabilir.
rın zenginliği, .emeğin
Türıkiye'de
3.
ilk
yatırımlarını
4. 56
başlamış,
sermaye birikimi 1955'ten sonra
bu yıldan sonra yapmıştır.
özel
kesim
yıllık
Cumhuriyet Döneminde liberal ekonomi ve devletçilik dokt­
çlevam etmiş ve b~un sanayileşmeye olumsuz etkileri olmuş­
Yarım kalmış ve süresinde üretime geçememiş sanayi yatırımlan biın­
ların örnekleridir.
rin
tur.
çatışması
5. Yurdumuzda sürekleyici sanayi sektörünün hemrlenmesinde geç
Sürükleyici sektör olar-ak bazı yıl1ar şeker ve çimento öngörül~
müştür. Bazı yıllar tekstil sanayiine bu görev verilmiştir. Bu arada a~r sa­
nayi ihmal edilmiştir.
kalınmıştır.
6. İhracata yönelen bir sanayi kurulamamıştır. Yiyecek maddeleri
üreten sanayide geç kalınmıştır. Bu sana}i ürünleri dünya pazarlanna açı­
lamamıştır.
7. 1927'de uygulamaya konulan Teşviki Sanayi
dirmelere rağmen başarılı olamamıştır. Sermaye
eksikliği bunun başlıca nedeni sayılmaktadır.
Kanunu, bütün özen­
ve girişimci
yetersizliği
8. Türk sanayicisinin çeşidi sorunları ortaya çıkmış, şikayetleri artır­
1'1'17 yılından sonra döviz yetersizlili, sınai üretimde azalma­
lar ortaya çıkarmıştır.
.
mıştır. Özellikle
9. Döviz yetersizliğinin
sitelere neden olmuştur.
10
tedir.
>
yanısıra
enerji
yetmezliği,
İşçi - işveren ilişkileri sınai üretimi
olumsuz
sanayide
yönde
atıl
kapa­
etkilemek­
11 - Türkiye'de krediler, sanayi kesiminden daha çok ticaret kesimine
yönlenmektedi:-. Ticaret kesimine açılan krediler, yüksek gelir getirmekte,
bu yönden Bankalarca tercih edilmektedirler.
12. Sendikal
hakların genişlemesi, işçi
ücretleri ve
artması, girişimcileri yeni yatırımlardan ahkO}makta,dır.
tazminatların
hızla
.
13. Grevler geçen günler sınai üretimde azalmalara· yol açmaktadır.
ge.nellikle talep ettikleri ücretleri . çalışmadıkları günler
için dahi almaktadırlar; bunlar maliyetleri ve fiyatları }-ükseltmekte, s0­
nuçta talep azalması görülmektedir.
'.
Sendikalı işçiler
14. Yabancı sermayeye karşı olumsuz ve
yenin yurda akışını önlemektedir.
inançsız
tut~,
bu
serma­
İLHAN
78
IS: Toplumdd sanayi için
tır
ÖZER
birleşme (şirketleşme)
düşüncesi do~amış
.
. 16.
Tarım
- sanayi
ilişkisi kurulmamıştır.
17. Maden sanayiinin
geliştirilmesi
yerine,
maden
cevheri
ihracına
yönelinmiştir .
. Sanayileşme
önlemlerşunlar
sürecının
kısaltılması,
sanayileşmenin
teşviki
için gerekli
olabilir:
1. Türk ekonomisini ve toplumunu sanayileşme geliştirecektir. Sana­
en büyük sorun sermaye birikimi ve şirketleşme hareketinden
doğduğu na göre, bu 2 temel soruna çözüm aramak gerekmektedir.
yileşmede
2. «Sanayinin Teşviki Kanunu» hemen çıkartılmalıdır. Bu kanunda
yer alacak teşvik tedbirleri, geniş boyutlar içinde tutulmalı, vergi.... bütçe,
kredi, f.aiz, döviz gibi unsurlardan sanayi yatırımları büyük ölçüde fayda­
landırılmalıdır .
3. Sanayide yatırım yerleri iyi seçilmelidir. Bu seçimde İşletme Eko­
nomisinin bilimsel değerlemelerine önem verilmelidir. Yanlış yatırım ye:-i
seçimi ekonomik israflara neden olmaktadır.
4. Bölgeler arası ekonomik dengesizlikleri gidermek üzere, ülkenin
hemen her yerinde, o yere uygun sanayi yatırımları yapılmalıdır.
5. Sanayide entegrasyon gereklidir. Bu nedenle organize
geleri kurulmalı, mevcutları 2000 yılının ekonomik gelıişmeleri
büyütülmelidir.
sanayi böl­
düşünülerek
6. BugÜn ülke koşulları, «emek - yoğun teknoloji» kullanan sanayi ya­
öncelik verilmesini gerektirmektedir.
tınmlarına
7. Milletlerarası rekabete konu sınai
loji kullanan sermaye - yoğun yatırımlara
8. Sanayimizin ihtiyaç
mal üretiminde en
son tekno­
gidilmesıi şarttır.
duyduğu eğitilmiş işgücü zamanında
ve en iyi
şekilde yetiştirilmeBdir.
9. Yurt dışındaki işçilerimizin sanayi e çeşitli katkıları olabilecektir.
iyi değerlendirmek, gelen dövizin,· sermayenin ve vasıflı işgücünün
iyi kullanımını sağlamak gereklidir.
Bunları
10. KİT'lerin sınai
11. Halka
.12 lar
gelişmedeki
açık şirketleşme
Bankalarca,
olumlu katkılarını . artırmak
Devletçe
şarttır.
korunmalıdır .
sınai yatırımlara açılacak
kredilere
çeşitli
kolaylık­
tanınmalıdır.
13. Hisse senedi ve tahvilat işlemlerini
maye Piyasası Kanunu» çıkartılmalwır:
disiplin
altına
alacak
14. 6802 Sayılı Gider Vergileri Kanunu içinde yer alan Dahilde
nan İstihsal Vergisinin, sanayie yaptığı olum,suz etkiler azaltılabilir.
«Ser­
Alı­
TÜRKİYENİN EKONOMİK DURUMU
işçi
15. Sanayide
-
işveren
ilişkileri
önemlidir.
79
Devamlı «iş
-
barışı»
s.aglanm.alıdır.
16. Sanayilerin istedikleri döviz, enerji' ve ham maddeler
bulunabilmelidir. Bu suretle attıl kapasiteler önlenmiş, üretim
zamanında
artmış
ola­
caktır.
Tarıma dayalı
17.
18. Madene
dayalı
19. Sanayinin
sana)iler
sanayiler
yarattığı
geliştirilmelidir.
kurulmalıdır.
hava, su, çevre
kirlenmesi
sorunları
çözüme
bağlanmalıdır.
20. Türkiye'nin sanayileşmesinde önceliklerin tartışılmasına son ve'
rilmeli, -ağır sanayie yönelinmeli4ir. Ayrıca, özel kesim-kamu kesimi tartış­
masında da bir yarar bulunmamaktadır. Türkiye'de sanayi, toplumun refahı
için geliştirilmeli, dış ticarette dengeyi sağ~ayacak düzeye getirilmeli, işsiz­
lik sorununa çözüm bulacak bir sektör olarak önemle üzerinde durulmah,
teşvik edilmelidir.
TARIM SEKTÖRÜ VE TARIM ÜRÜNLERi DESTEKLEMESİ
Türkiye'de
tarım
sektörünün GSMH'dan aldığı pay gittikçe azalmakta­
ile ilgili 5. Bölümde buna ait oransal rakamlar bulunmak­
dır. Sanayileşme
tadır.
Biuıa karşılık, tarım kesiminde ülke nüfusunun" % 58'i hizmet yapmak­
(GSMH'dan aldıkları pay % 23'dür).
tadır
Bu durumda tarımsal ürün üreticilerinin Devlet tarafından desteklen­
mesi (sübvansiyon göımeleri) gerekmektedir. Bu yapılmadığı takdirde,
tarımsal üreticinin şehirlere dolacağı, işşizliğin artacağı, ülkede yiyecek sı­
kıntısının belireceği, en önemli ihraç mallarımızın dışsatımının gerileyece~
anlaşılmaktadır.
Destekleme alımları ile güdülen ekonomi politikasının hedefleri, ülke
dengeli beslenmesi, açlık sorunu ile karşı karşıya gelmemesi, tarım­
sal üretimin hızla büyümesi, bu kesimde çalışanların ekonomik yönden ko­
runmaları ve ihracat için geı'ekli üretimin sağlanabilmesi şeklinde özetlene­
bilir.
halkının
Sanayileşme bölümünde belirtildiği gibi, tarımın GSMH. içindeki oranı
giderek küçülmektedir. Bunu, ekonomik gelişme için olumlu ve sağlıklı sa·
yanlar bulunduğu gibi, olumsuz görüşler de ileri süıi.ilmektedir Tarımsal
ürün destekleme fiyatlarının yüksek veya düşük' belirlenmesinin de çeşitli
yorumları yapılmaktadır.
1.
Tarımın
GSMH
içindekioranındaki gerilemeninbaşlıca nedeni~
di­
ğer kesimlerdeki hızlı büyümelerdir. Özellikle, ticaret, ulaştırma, bina in­
şaat
kesimlerinde
hızlı gelişmeler olmuştur.
İLHAN ÖZER
80
Bununla beraber, tarımsal' üretimde fiziki hasılalarda artışlar v~rdır.
B~ nedenle, ülkemiz halkı bugüne kadar beslenme ve açlık sorunu ile karşı
karşıya gelmemiştir.
Tarım ürünleri ihracatı hala ödemeler dengesinde önemli bir
yer
etmektedir. Bugün Türkiye «tarım ürünleri ihraç eden, gelişmekte olan
bir ülke» sayılmaktadır.
3. Ülkemizde tarıma dayalı sanayilerin kurulamadığı görüi~ektedir.
Dünya ülkelerine pamuk yerine tekstil" tütün yerine sigara, sebze yerine
konserve satabildiğimiz gün geldiğinde, Türkiye büyük bir ekonomi sayıla­
2.
işgal
caktır.
4. Destekleme fiyatlarının yüksek tutulması, tarımsal üreticiyi koru­
halde, büyük tüketici gurupların bu mallaraödedikleri fiyatları artı­
duğu
racaktır.
5. Taban
fiyatların düşük:
tutulması
üretimde
azalmalar,
kaymalar
yaratmaktadır.
6. Tanmsal
üretim, ucuz
maliyetli tarım
kredileri de desteklenmek
zorundadır.
7. Yurt dışına ihraç edilen pamuk, tütün, fındık, buğday gibi üıiin­
lerin destekleme alımları, Devlete bazı yıllar büyük külfetler getimıiştir.
Tekel Genel Müdürlüğü, Toprak, Mahsulleri Ofisi, Şeker Şirketi ve bazı k.oo­
peratiflerin açıklarının' Merkez Bankası veya Hazine tarafından karşılan­
ması «enflasyon» baskısını artırmaktadır.
.
8.
Tarımsal
desteklemeye tabi bütün
ürünlerin kendilerine has so­
incir, üzüm, tütün üre­
timlerinde artış veya azalış, doğal koşulları yanında, halkın bilinçlenmesi ve
kredi, gübre, ilaçlama gibi sorunlaFla da ilgilidir.
ninları vardır. Pariıuk, fındık, ayçiçeği, zeytinyağı,
9. Ülkemiroe canlı hayvan üretimi ve et sorunu önemini giderek ar­
Bu arada hayvan ihracı ve kaçakçılığı sorunları da açıklıkla
ortaya çıkmıştır.
' ,
tırmaktadır.
10. Bazı yıllar buğday, yağ, pirinç gibi tarım üıiinleri ithalatı, tama­
men plansız bir tarım politikasının sonuçlarıdır;bir tarım ülkesi sayılan
Türkiye için de büyük üzüntü kaynağıdır.'
Tarım
kesimi ile ilgpi önlemler ve öneriler
şunlar.
olabilir:
ı. Tarım kesimi,. gerçekten. güçsüz ve geliri az bir kesimdir. Bu ke­
simde yaşayan vatandaşlarımızın, tarım ürünleri destekleme alım fiyatlan
yüksek tutulm·ak suretiyle ek gelire kavuşturulması esas hedef alınmalıdır.
2. Destekleme fiyatlarının dengeli olması şarttır. Aksi hallerde, üre­
timde sapmalar olacaktır. Taban fiyat politikası, üretim planlaması yapıl­
masına olaook vermemektedir.
3. Türkiye, ithal etti~ tarım ürünlerini yurtta üretme
sahiptir. B1.Ulusa~ayacak bir fiyat tespiti gereklidir. Özellikle
pirinç» için fiyatlar yüksek tutulmalıdır.
imkanlarına
«ayçiçe~ ve
\
TORKİYENİN
EKONOMiK DURUMU
4. Türkiye'nin L büyük ekonomik
teli ile çözüm bulunabilir.
a. Tanındaki gizli
verilerek giderilebilir.
'SOrununa
işsizlik, hayvancılık
ıbo Tanmda üretim planlaması ve
çok döviz kazandırabilir.
'
C.
SI
bu kesimin bilinçli
ve smai
tarım
tarnn.ısanayi
de.
üriin1erine önem
işbirlili
Wkeye daha
Tanm desteklemesinde i makul fiyat belir1eııiesi enflasyonist gidişi
enaıelle)ebilir.
S.
Tarımsal
üretimde hedef, ülke
halkının
beslenmesi
ve
dış
satım
QI,meJ.ıd.ır.
6. Tanınsal üretimi özendirmek amacıyla, sun'i gübre, tarım alet ve
ilaçlan, sulama sorunlannın çözümüne önceUk verilmelidir. öZellikle, oto­
motiv sanayiinin, tanm aletleri sanayiine dönüşmesi gereklidir.
7. Ul:kemizde sulanabilen tarım arazilerinin
lama kanalı yapımına batııdır.
8.
Hayvancılığımızda
yün üretimi artabilir.
büyük bir potansiyel
.
büyütülmesi, baraj ve su­
bulunmaktadır.
9. Canlı hayvan kaçakçılılı, yapılacak ticaret anlaşmaları
bilir. Bu yolla ülkeye büyük döviz girdileri sallanabilir.
~t,
süt,
ile önlene­
10. Yaş sebze ve meyvenin ülkemiz çapında israfı dikkatleri çekmek­
tedir. Bunlann dışsatımı özendirilebileceti gibi, konservecilik de geliştirile­
bilir.
11. Destekleme
arzetrnektedir.
fiyatlarının
belirtilmesiDde
dünya
fiyatları
da
önem
12. Bu fiyatlann. üretimden önce belirlenmesi, tanmda üretim plan­
neden olacaktır.
lamasına
Download