Ad Soyad Öğrenci numarası Ders : Hilmi Kaan : Kaya : 21200824 : Turk 101-23 İnsan üzerine bir yazı// Hilmi Kaan Kaya AY “Bir yalnız Gökyüzünün sözlüğünde.” - İlhan Berk- Evet, milyarlarca yıldız arasında bir yalnızdır o: Ay. Çekip gitmek istese gidemeyen, varlığıyla da kıymeti bir türlü bilinmeyen/gösterilmeyen kara parçasıdır kendisi. Vefakârdır, hiç aksatmaz saatini. Evvela pek çok işe de yarar kendisi. Mesela, “Med Cezir”. Koskoca okyanusları dize getirir ama herkes onu görmezden gelir. Şarkılara konu olur, yalnızca dört dakika dinlenir. Ayın sesini o dört dakikada işittin işittin yoksa puff diye yok olur hayattan. Unutulur. Oysa her ayın 14’ünde göğsünü geren o, şiirler yazdıran o, ay yüzlüm dedirten o. Gel gör ki kimseye yaranamayan da yine ve hep o. Bu yüzden Bir yalnız demiş İlhan Berk, Gökyüzünün sözlüğünde ona. Sonra “ Kimseyi kırmayayım diyorum, bir de bakmışım kendim paramparçayım.” demiş emekli öğretmen İlhan Berk. Bu afili sözü ayın ağzından demiş olsa gerek ki, gerçekten de paramparçadır kendisi. Kraterlerle dolu tam 3.703x107 km2dir. Gökyüzünün sözlüğünde kocaman bir yalnızdır anlayacağınız. Peki ya bizim yalnızlığımız ne kadar büyüktür dersiniz? Hadi ufak bir hesap yapalım. Ortalama bir insan 1.70 metre bir de toplam 7 000 000 000 kişiyiz desek, hepimiz toplanıp kollarımızı yan yana açsak, etse etse 10523 km2 ediyor bizim yalnızlığımız. Sadece Marmara denizi kadar yani. Sizce şimdi hangimiz daha büyük yalnızız? Kim bilir… “Aşktı ellerimde bir uzak beyazlık Çocukları gibi eski zamanların. Her zaman gidilen bir yer mi yalnızlık Bir nehir ağar hep yaşamaya yakın.” (Koro) –İlhan Berk- Ya da soruyu şöyle mi sormalıyız; hep kötü müdür yalnızlık? İlhan Berk’in anlattığı yalnızlık zirveye giden yoldaki bir patika olamaz mı acaba? Hani derler ya hep “ Dibe batmadan zirveye ulaşamazsın” doğruluk payı yok mudur bu sözün yoksa? Hayat denizde dalga gibidir derler bazen yükselirsin bazense devrilirsin. Aşk ise ellerimizdeki korkunç uzun beyazlık, zaman ağacının meyvesidir. Yalnızlıktır ona anlam katan ve İlhan Berk’in de dediği gibi “Bir nehir ağar hep yaşamaya yakın”. Odur nehirlerde akan su, istersek içeriz istersek geçeriz üzerinden ardımıza bakmaksızın. Hayat insan hariç tamamıyla bir dengeden ibarettir. Kendi yasaları vardır kendi içinde tamamıyla tutarlı. İnsansa bambaşka bir yaratık, bambaşka bir sistemdir. Aslan ile ceylanı bir kucağa alabilen ise Hacı Bektâş-ı Velî dir. HACI BEKTAŞ VELİ “Bir resimde bağdaş kurmuş oturuyor Hacı Bektaş Veli. Evi gibi yeryüzü. Bir bulut düşürmüş başını duruyor. Onunla gidip gelen. Uzakta bellibelirsiz. Beyaz, uzun kavuğu. Demek ki güneş var. Kucağına almış bir ceylanı, bir aslanı. Duruyorlar. Üç kişiler. Hayvanları mı severdi Hacı Bektaş Veli? Bilmiyoruz. Ama açıktı hep evinin kapısı. Çizgili mintanı. Yalın. Düz. Ta bileklerine değin uzuyor, uzayıp orda kalıyor. Yüzü? Uzun yüzü. Sakallı, virdi okur gibi de önüne bakıyor. Delik değil kulağı ve halkasız. Yanında yeryüzü: Ağaçlar, sular, gök. Her sabah okuduğu.” - İlhan Berk- Sözü uzatmaya gerek yok, insandır bu dünyanın tutkalı ve yine insandır bu dünyanın en büyük zararlısı. Yaşam rüzgârını bu diyarlara getirten de, götürtecek olan da odur. Ve son olarak şuna da belirtmek gerekir ki; hayal gücümüzün izin verdiği kadar varız şu milyarlarca yıldızın arasında. Hayal edebildiğimiz kadar seviyoruz, o ölçüde arıyoruz yaşamın manasını. Ve yine bir sözü vardır emekli öğretmen İlhan Berk’in “Kırarlar diye hayal kurmaktan vazgeçilmez” diye. Biz de ona katılıyoruz. Ne mutlu masala/hayal kurmaya inananlara ki onlardır hayattan zevk alan, hayata değer katan güzel insanlar… “ Güzel yalnızlığım işte dünya kadar/ Ne denizler gördüm hiç anmamışımdır/ Bir sesim ben git git o binlerce yıldır.” ( TROYA’ DA SİZ SÖZÜ GÜZELDİ ESKİDEN) -İlhan Berk-