şubat - matmedya

advertisement
petinfo
www.petinfodergi.com
84
ŞUBAT
2016
PET SAĞLIĞI
DERGİSİ
kalp
Doğrular ve Doğru
Bilinen Yanlışlar
BU DERGİ ÇEVRE DOSTU KAĞITTAN ÜRETİLMİŞTİR.
26. klivet, mesleğe
katkı sağlamaya
devam ediyor.
34. Zoetis 60 yılı
aşkın süredir
sektörün yanında.
38. Central Animal
Veteriner Kliniği ile
keyifli bir söyleşi.
içindekiler & editör
ONALTI
Zoetis Hayvan Sağlığı; Veteriner
İlk 50 Seminerleri dahilinde
gerçekleştirilen ‘eğitim seminerinde
yer olarak, 87 meslektaşını ağırladı.
38
otuzsekiz
Central Animal Veteriner Kliniği’nde
bizi genç ve enerji dolu bir ekip
karşıladı. Kliniği beraber gezelim.
Veteriner Hekim
ENİKÖ KİRALY AVCI
Yazı İşleri Sorumlusu
onSEKİZ
İnterhas Hayvan Sağlığı, 4 gün
süren yıl sonu değerlendirme
toplantısını Kızılcahamam Termal
Çam Otel’de gerçekleştirdi.
22
YİRMİiki
NTproBNP ile kalpteki gerilim
ve stresi tespit etmenin kolay
yolunu MVM Medikal ve IDEXX
Laboratuvarları ile keşfedin!
YİRMİaltı
KLİVET, Bahar Sempozyumu’nun
bu yıl da başarılı geçmesi ve
katılımcılar açısından da yararlı
olması için çalışmaktadır.
kırkiki
Dr. Ekrem Çağatay Çolakoğlu yazdı;
Kedi ve Köpeklerde Yaygın Görülen
Kalp Hastalıkları
elli
Diyet tedavisinin amacı vücut için
gerekli besleyici maddeleri sağlarken,
kalbin yorulmasını önlemektir.
ellialtı
OTUZiki
Dr. Bayer diyor ki; Bir uzman olarak
hayvanlara yapabileceğimiz en
büyük iyilik, sahiplerinin eğitimidir.
34
Dr. Gürbüz Ertürk ile kedi ve
köpekleri stresten korumanın
çeşitli yollarını inceleyelim.
otuzDÖRT
Zoetis Hayvan Sağlığı’ndan
Veteriner Hekim Levent Erdem,
ekibimizin firma hakkında merak
ettiği soruları cevapladı.
otuzaltı
Evcil hayvanların sağlık durumunu
olumlu yönde etkilemeyi ve onların
yaşamlarını uzatmayı hedefleyen
Farmina’nın tarihini öğrenelim.
60
altmış
Bu ay kalpler
bir başka atıyor
Şubat ayında kalp ile ilgili konular,
süsler ve düşünceler, istisnasız dünyanın
her tarafında büyük bir artış gösterir.
Sektörümüzün güçlü bir yayın organı
olarak biz de çağdaş dünyaya uygun bir sayı
hazırlayıp, ana konumuz olarak kalbi ve
kalp hastalıklarını seçtik. Desteklerini hiç
esirgemeyen hocalarımız ve firmalarımız
da bu konunun hazırlanmasına büyük katkı
sağladılar; Dr. Ekrem Çağatay Çolakoğlu
yaygın görülen kalp hastalıkları ile ilgili
bilgi dolu bir metin hazırlarken, BoehringerIngelheim ailesinden M. Uyanış Öcal,
Vetmedin®’in veteriner kardiyolojiye
verdiği yeniliklerinden bahsetti. MVM
Hayvan Sağlığı bu konuya üstün teknoloji
ile yaklaşarak, meslektaşlarımıza kalp
hastalıklarının tedavisi konusunda
yardımcı oldu. Dr. Bayer ise, hayvan
sahiplerine sevgi ile yaklaştığımız zaman
en ölümcül parazitlere karşı bile koruma
sağlayabilmemiz konusunda fikirlerini
sundu. İşlerine büyük sevgi ile bağlanan
insanlar tarafından kurulan KLİVET’in Bahar
Sempozyum’u da yaklaşıyor. Tutkusunu
daha kurumsal hale getiren Zoetis Hayvan
Sağlığı, misafir ettiği ekibimizin sorularını
cevapladı. Geri dönüşümlü materyallerden
hazırlanan dergimizle, doğaya ve sizlere
bütün sevgilerimizi sunarız.
Keyifli okumalar!
Klivet Ankara’nın düzenlenyeceği
seminerin ana konuşmacısı, Prof.
Dr. Mustafa Arıcan, katılımcılar ile
birlikte osteoartritisi inceleyecekir.
petinfo ŞUBAT Sayı: 84 Pet Sağlığı Dergisi, ayda bir yayımlanır. YAYIN TÜRÜ SÜRELİ YEREL SAHİBİ Mat Medya Tanıtım Hizmetleri Tic. Ltd. Şti. Mehmet Aktop GENEL KOORDİNATÖR Barış
Kolgu [email protected] YAZI İŞLERİ SORUMLUSU Veteriner Hekim Enikö Kiraly Avcı [email protected] EDİTÖRLER Veteriner Hekim Gizem Kutun gizemkutun@matmedya.
com, Veteriner Hekim Gökçem Türkan [email protected] KATKIDA BULUNANLAR Dr. Gürbüz Ertürk, Dr. Lora Koenhemsı, Veteriner Hekim Sara Ece Ulutürk ART DİREKTÖR
Ebru Dereli [email protected] GRAFİK TASARIM emel vural [email protected] DANIŞMA KURULU Prof. Dr. Ahmet Ergün, Prof. Dr. Nilüfer Aytuğ, Prof. Dr. Tamer Dodurka,
Yrd. Doç. Dr. Özlem Şengöz Şirin, Dr. Banu Dokuzeylül BASKI Gezegen Basım San. Ve Tic. Ltd. Şti. 100 Yıl Mahallesi Massit Matbaacılar Sitesi 2. Cadde Gezegen Binası No: 202/A Bağcılar/İstanbul
Sertifika No: 12002 ADRES Yayıncılar Sokak 10/4 34414 Seyrantepe - İstanbul Tel: 0212 324 50 56 - 324 50 59 REKLAM REZERVASYON Yudum Barutçu [email protected] ABONE Banu
Sayınç [email protected] www.matmedya.com Dergimizde yayınlanan röportaj ve ilanların sorumluluğu sahiplerine aittir. Fotoğraflar izinsiz kullanılamaz. Petinfo Dergisi veteriner
hekimlere ve ecza depolarına yönelik bilimsel içerikli, mesleki, ücretsiz, sektörel bir yayındır.
4-5 PETİNFO
kedi & köpek
Veteriner
hekim gözüyle
Veteriner
Hekim Mehmet
Akif Ersoy
kitabı
Veteriner hekim gözüyle Veteriner
Hekim Mehmet Akif Ersoy kitabı,
geçtiğimiz günlerde Türk Veteriner
Hekimler Birliği’nin sitesinde
duyuruldu. 2011 yılında Prof. Dr.
Ferruh Dinçer Hocamız tarafından
hazırlanan ve TVHB tarafından basımı
gerçekleştirilen “Veteriner Hekim
Gözüyle Veteriner Hekim Mehmet
Akif Ersoy Kitabı” digital forma
dönüştürülerek hekimlerin huzuruna
sunulmuştur. Böylesi önemli bir eseri
veteriner hekim camiasına sunan
Hakan Boyar’a mesleki katkılarından
dolayı teşekkürü bir borç biliriz.
BIOGANCE TÜRKİYE
YETKİLİ DİSTRİBÜTÖRÜ
TEL: 0212 229 18 92
FAKS: 0212 229 18 93
00-00 PETİNFO
Bilim adamları
Zika virüsün
pandemik
potansiyeli
olduğunu
belirtiyor
Renklerin
ülkesi
Hindistan’dan
kuduza karşı
gelen çözüm
BM İnfectious Disease dergisinin
haberine göre, bir akıllı telefon
uygulamasının, Hindistan’da hem
hayvanlara hem de insanlara
büyük bir tehdit oluşturan kuduz
vakalarını ortadan kaldırmaya
yardımcı olacağına dair yeni bir
çalışma yapıldı. Hindistan’da
veteriner hekimlerin ve yerel sağlık
örgütlerinin işbirliğiyle kurulan bir
teknoloji ağı ile şehirlerde serbest
dolaşan köpeklerin aşılanma
durumu izlenecek ve bu şekilde
kuduz eradikasyonu sağlanacak.
BMC İnfectious Disease bilimsel
dergisinde yayımlanan çalışmada,
Ranchi kentindeki sokakta
yaşayan köpek nüfusunun %
70’inin bu uygulama sayesinde
aşılanabileceğinie ve bu şekilde
hastalığın insanlara geçme
riskinin en aza indirilebileceğine
değiniliyor. Araştırmacılar, bu
başarılı uygulamanın yaygınlaşarak,
dünya çapında kuduzun ortadan
kaldırılabileceğini umut ediyor.
Sivrisinekler yoluyla bulaşan
Zika virüs, ABD’li bilim adamlarını
endişelendiriyor. “Patlayıcı” pandemik
potensiyeli olduğu belirtilen virüs,
ilk olarak geçen yıl Mayıs ayında
Brezilya’da görüldü ve Amerika’da 21
eyalete yayıldı. Özellikle yeni doğan
ve beyin gelişimi tamamlanmamış
bebeklerde risk oluşturan virüs, artan
vaka sayıları ile endişe verici boyuta
ulaştı. Amerika ve Şili hariç Amerika
kıtasının tamamında mevcut olan
Aedes sivrisinekleri tarafından iletilen
hastalık etkenleri ile ilgili PAHO (Pan
Amerika Sağlık Örgütü) bir açıklama
yaptı: “Zika virus yayılımına devam
edecek ve muhtemelen Aedes
sivrisineklerinin bulunduğu tüm
ülkeleri ve bölgeleri himayesi altına
alacak. Bağışıklığın söz konusu olmayan
ülkelerde görülmeye başlaması da
hastalığın global bir problem haline
gelmesine neden olacak.”
kedi & köpek
WHO, ketamin
sınıflandırmasını
değiştirmedi
Genetik
yatkınlık kadar
hayvan sahibi
hassasiyeti de
önemli
4 yaşındaki Avustralya çoban
köpeği Bristol, Ekim ayından
beri Amerika’daki Foster Hayvan
Hastanesi’nde ivermektin
zehirlenmesi tedavisi görüyor. 4 ay
önce, ivermektine duyarlı bir ırk olan
Bristol’un sahibi, köpeğin geçirdiği
nöbetler sebebiyle ivermektin
zehirlenmesi şüphesi duyuyor.
Mekanik ventilatör de dahil olmak
üzere, acil ve agresif bir tedaviye
ihtiyaç duyan Bristol, nöbete neden
olan diğer durumların ekarte edilmesi
için ilk olarak beyin MR’ına alınıyor.
Bristol, 10 gün sonra kendi başına nefes
almaya başlamış olsa da ilk üç hafta
bilinçsiz durumda yaşıyor. Sonunda
yürüteç ve bacak ateli yardımıyla
yürümeye başlayan şanslı köpek,
bir aylık tedavinin sonrasında, eski
kişilik özelliklerine kavuşuyor; kendi
başına yürümeye ve yemeye başlıyor.
Bu durumda biz veteriner hekimler
olarak üzerimize düşen bilinçlendirme
görevini yerine getirmeli ve bu tür
hassasiyetleri olan hayvanların
sahiplerini karşılaşacakları
semptomlar da dahil olmak üzere ince
detaylarla bilgilendirmeliyiz.
00-00 PETİNFO
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) “İlaç
Bağımlılığı Uzman Komitesi” konu ile
ilgili en son kritikleri gözden geçirdiği
toplantıda; ketamin suistimalinin
küresel anlamda halk sağlığı için
bir tehdit olmadığı, öte yandan
uygulanacak aşırı denetimin ise
dünyanın gelişmekte olan bölgeleri
için ulaşılabilir tek anestezik olan
bu ilaca erişimi sınırlayabileceği
sonucuna vardı. Veterinerlerin
ketamine ulaşımı ile ilgili bir değişiklik
ise yapılmayacak. Dünya İntravenöz
Anestezi Derneği, İlaç Bağımlılık
Komitesi tarafından ketamin, 2014
yılında dünyada sedasyon amaçlı
en yaygın kullanılan ajan olarak
bildirilmiştir. Ketaminin tıbbi
faydalarının, farklı kullanımına bağlı
gelişebilecek olası zararlarından
fazla olduğunu ifade eden, WHO
Sağlık Sistemleri ve İnovasyon
Yardımcı Direktörü Marie-Paule Kieny,
uluslararası ketamin kontrolünün,
mevcut alternatif ilaçlara ekonomik
açıdan ulaşımı mümkün olmayan
ülkelerde, temel ve acil cerrahi
girişimlerin uygulanması noktasında
bir sınırlama getireceğini ifade etmekte.
kedi & köpek
3D baskı
teknolojisi ile
eklemli protez
bacak üretildi
Altı yaşındaki bir köpek, çim
biçme makinesi kazası nedeniyle
yaralanması sonrasında, 3D baskı
teknolojisi ile üretilmiş eklemli bir
protez bacakla tekrar eski aktifliğini
kazandı. Meksika Veteriner Hastanesi
(Universidad del Valle de Mexico’s
Veterinary Hospital-UVM) uzmanları,
bacağın doğal hareketlerine benzer
hareketler sergileyebilen eklemlerle
donatılmış, bacak tasarımı üzerinde
altı ay çalıştı. Büyük ırk köpeklerin
ortopedik ve protez uzmanı olan
hastane yetkilisi Santiago
Garcia, bu 3D modellemenin tedavi
sürecini kolaylaştırdığını ve hayvanın
iyileşme sürecini hızlandırdığını belitti.
Mastektomili
hayvanların
her zaman
kısırlaştırılması
öneriliyor
Köpeklerin malign meme
tümörlerinin yaklaşık % 50’sinde
hem östrojen hem de progesteron
reseptörleri bulunur. Bu hormonlarının
varlığı, bu tip tümörlerin büyümesini
teşvik ettiği anlamına gelir. Benign
tümörler de dişi hormon reseptörlerine
sahiptir ve dişi köpeklerin hormonal
siklusları ile stimüle edilir. Yapılan bir
araştırmada, meme tümörü kaynaklı
yapılan mastektomi operasyonu
esnasında kısırlaştırılan dişi bir köpeğin,
kısırlaştırılmayan köpeklere göre % 45
daha uzun yaşadığı ortaya konulmuştur.
00-00 PETİNFO
kedi & köpek
Hayvanlar,
nakil bekleyen
insanlar için
umut olacak
VETANKA
Sektörle Buluşma
Sempozyumu
Mart’ta başlıyor!
Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi
Öğrenci Topluluğu VetAnka tarafından Türk
Veteriner Hekimleri Birliği öncülüğünde
ve Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi
desteğiyle 9-12 Mart 2016 tarihleri arasında
Ankara Satı Baran Konferans Salonu’nda
VetAnka Kariyer Günleri ve Sektörle
Buluşma Sempozyumu düzenlenecek.
Türkiye’nin dört bir yanındaki veteriner
fakültelerinden öğrencilerin katılımını
bekleyen VetAnka, herkesi faydalanması
için bu sempozyuma davet ediyor.
12-13 PETİNFO
ABD’nin Maryland eyaletinde
yer alan Ulusal Sağlık Enstitüsü
ülkedeki bilim insanlarıyla ortak bir
çalışmayla, hayvanları kullanarak
organ nakli bekleyen insanlara
umut olacak yeni bir proje geliştirdi.
Araştırmalarla hayvanların içerisinde
insan organlarının büyütülmesi
hedefleniyor. Proje kapsamında
hayvanların DNA’ları insan dokusu
üretmek üzere değiştiriliyor. Ardından
hayvanların embriyosuna insan
kök hücreleri enjekte ediliyor.
Uzmanlar, enjekte edilen kök hücreleri
organlara dönüştürerek organ nakli
bekleyen hastalara umut olmasını
hedefliyor. İngiltere merkezli The
Times gazetesinde yer alan habere
göre, İngiltere hükümetinin hayvan
araştırma danışmanları yeni projenin
ülkede yasal hale getirilmesi için
çalışmalara başladı. Ülkede bu hafta
projeyle ilgili bilgilendirici bir yazı
yayımlanırken, hayvandan insana
olası organ naklinin kuralları paylaşıldı.
85 70
SIFIR 26
notlar
Kalp kurdu
önlenebilir ve
erken tanı ile
tedavi edilebilir
bir hastalıktır.
Etkili tedavisi
ve korunma
yolları mevcut
olduğu halde,
hala nasıl
tehlike arz
etmektedir?
PARAZİTİN KALBE
ULAŞMA SÜRESİ (GÜN)
kedilerde tedavisİ yoktur
taşıyıcı
sivrisinek türü
Türkiye’deki prevalansı
30CM
I626
I0 ALTI
ilk kalp kurdu vakası görülme yılı
dirofilARia yaşam yılı
dirofilARia uzunluğu
önlem almanın YÜZDELİK ORANI
kedi & köpek
Bölge Satış Sorumlusu Vet.
Hek. Serhat Özgermen ve Ürün
Müdürü Vet.Hek. Hale Yetkin
D
Zoetis’in sponsor olarak yer
aldığı seminerde Dr. Lora
Kohenhemsi hekimlere bilgi
dolu bir gün yaşattı.
ZoetIs Hayvan
Sağlığı sektöre
değer katmaya
devam ediyoR
Zoetıs Hayvan Sağlığı; Veteriner İlk 50 Seminerleri dahilinde;
24 Ocak 2016 günü gerçekleştirilen ‘’Kedilerde Alt Üriner Sistem
Hastalıklarında Başarı Anahtarları’’ konu başlıklı eğitim
seminerinde yer olarak, 87 meslektaşını ağırladı.
16-17 PETİNFO
r. Lora
Koenhemsi
tarafından
gerçekleştirilen
seminerde;
kedilerde en sık rastlanan
rahatsızlıklardan biri olan
‘’Üriner Sistem Rahatsızlıkları
& Tedavide Başarıya Götüren
Noktalar’’ meslektaşlarımız
ile paylaşılmış, ayrıca üriner
sistem rahatsızlıklarında
tedavide ‘’Convenia’nın
Kullanımı & Etkinliği’’ üzerinde
de durulmuştur. Eğitim
seminerinin bilimsel içerikli
oturumlarının arasında Zoetis
standında temel iletişim
vurgusu; ‘’Endişeye Mahal Yok
Convenia İş Başında’’ sloganı
ile yola çıkılan ve üriner sistem
rahatsızlıklarında yapılan
çalışmalarla etkinliği ortaya
konmuş; Convenia® idi.
Convenia iş başında
Convenia®, sahip olduğu
geniş endikasyon alanı
ile deri, üriner sistem ve
periodontal enfeksiyonlarda
meslektaşlarımıza destek
olurken, tek enjeksiyon ile
yarattığı 14 güne varan etkisi
ile hasta – tedavi uyumunu
maksimuma çıkarmaktadır.
2016 yılında Zoetis’in en önemli
ürünlerinden biri olarak
pazardaki yerini koruyacaktır.
Etkinlik boyu Zoetis
standını ziyaret eden değerli
meslektaşlarımız ile süpriz
hediyeler paylaşılmıştır. Her yıl
gerek kendi düzenlediği eğitim
faaliyetleri gerekse de sektöre
değer katacak faaliyetlere
verdiği desteklerle yoluna
devam eden Zoetis Hayvan
Sağlığı, seminerde emeği
geçen tüm meslektaşlarımıza
teşekkür ediyor, nice
seminerlerde birlikte olmayı
temenni ediyoruz. 
GMP’li İnterhas
pet ürünleri
ayrıntılı
anlatıldı
Kızılcahamam Termal Çam Otel’de verimli bir toplantı geçiren İnterhas Hayvan
Sağlığı ailesi, 2016 hedeflerini ve ürün stratejilerini belirterek bölgelerine döndüler.
İnterhas
çalışanlarının
20. yıl coşkusU
2016’da 20.hizmet
yılına ulaşmanın
haklı gururunu
taşıyan İnterhas
Hayvan Sağlığı,
4 gün süren yıl
sonu değerlendirme
toplantısını
Kızılcahamam
Termal Çam Otel’de
gerçekleştirdi.
18-19 PETİNFO
T
oplantının ilk
bölümünde 2015
yılı performans
ve pazar
değerlendirmeleri
yapılarak, 2016 hedefleri
belirlendi. İkinci bölümde ise
Pazarlama Müdürü Gürcan
Öner’in yönetiminde satış
temsilcilerinden oluşturulan
workshop gruplarında
rekabete karşı güçlü ürün
stratejileri geliştirildi.
Çalışanlar 2016’ya hazır
Workshop sunumlarının
ardından İnterhas A.Ş. Yönetim
Kurulu Başkanı Dr. Tamercan
Morkoç tarafından hepsi
GMP’li İnterhas ürünlerinin
genel değerlendirmesi yapıldı.
Çalışanlar, toplantı programının
yanı sıra, Kızılcahamam
Termal Çam Otel’de tabu
oynayarak eğlenme ve güzel
termal tesiste dinlenerek
motive olma imkanı buldu. 
Caniverm, Ascaridler,
Kıl Kurtları ve Cestodlar’a
karşı, köpek ve kediler için
hazırlanmış iç parazit ilacıdır.
Yavrular için yakında pasta
formu da çıkıyor.
Biocan M Plus, köpek ve
kedilerin M. canis kaynaklı
mantar aşısıdır.
Biofel M Plus, kedilere özel
mantar aşısıdır.
Biocan DHPPI+L, 6 haftalık
ve daha büyük köpeklere
uygulanan karma aşıdır.
Biocan C, Canine
Coronavirus’a karşı köpeklerin
aktif bağışıklığını sağlar.
Biocan B, köpekleri ve
sahiplerini Lyme hastalığına
karşı koruyan aşıdır.
Biofel PCH, 8 haftalık ve
daha büyük yaştaki kedilerde
panleucopenia, herpesvirus
ve calicivirus enfeksiyonlarına
karşı aktif bağışıklık sağlar.
Polyglob, Distemper,
Parvovirosis, Enfeksiyöz
Hepatitis, Enfeksiyöz
Laryngotracheitis ve
Parainfluensa hastalıklarına
karşı tedavi edici ve koruyucu
bir immünglobulindir.
Top Spot On, köpek ve
atlarda ektoparazitlere karşı
kesin koruma sağlar.
Butomidor, sentetik opioid
grubu santral etkili bir
analjezik olup, güçlü analjezik
etki ve sedasyon sağlar.
MVM Medikal
Bengal,
Himalayan, İran,
Maine coon gibi
bazı ırklar, kalp
hastalıklarına
daha yatkındır.
Kedilerde kalp hastalıkları teşhisinde yeni bir yaklaşım:
IDEXX SNAP proBNP Test
Kedilerde kalp hastalıkları fark eDİLDİğinden ÇOK daha yaygındır.
NTproBNP ile kalpteki gerilim ve stresi tespit etmenin kolay yolunu keşfedin!
I
DEXX Referans
Laboratuvarlarında
kullanılan Cardiopet®
proBNP Test’in
başarısının üzerine
inşa edilen SNAP® Feline
proBNP Test, zamanla yarışılan
durumlarda kalp hastalığı riski
taşıyan kedileri belirlemenin
hızlı ve ekonomik yoludur.
BNP ve NTproBNP nedir?
B-tip veya beyin natriüretik
peptid (BNP), atrial miyositlerde
prohormon (proBNP) olarak
üretilen bir nöroendokrin
hormondur. Atriumun normal,
fizyolojik gerilimi proBNP
peptidinin ayrılmasına ve
22-23 PETİNFO
daha küçük iki peptid halinde
salınmasına sebep olur: inaktif
N-terminal peptid (NTproBNP)
ve biyolojik olarak aktif olan
c-terminal peptid (C-BNP). Bu
hormon, kardiyak hastalığın
gelişmesi halinde, miktarı
hastalığın şiddeti ile doğru
orantılı olarak ventriküler
miyositlerden de üretilmeye
ve salınmaya başlar. C-BNP
fizyolojik özelliği ile, C-BNP’nin
miyokardiumdan salınımı
tetikleyen gerilimi etkisizleştirir.
Hormon, damarlardaki ve
böbreklerdeki reseptörleri
etkileyerek vazodilatasyon ve
diürezisi uyarır. SNAP feline
proBNP, atrial ve ventriküler
büyüme ve duvar stresinin
“belirleyici marker”ı olan
NTproBNP’nin dolaşımdaki
konsantrasyonunu ölçer.
Genellikle, NTproBNP
miyokardiumdaki gerilim
ve stresin derecesiyle
orantılı olarak salınır ve
konsantrasyonu hayvanlardaki
kardiyak hastalığın ciddiyeti ile
doğru orantılıdır.
Sağlıklı kedilerde
kalp hastalığı teşhisi
Kardiyomiyopatisi olan
kediler değişen yapısal ve
fonksiyonel kalp hastalığı
taşımalarına rağmen sağlıklı
görünebilirler. Kalp hastalığı
teşhis edilirken bütün kedilerin
anamnezi alınmalı, fiziksel
muayenesi yapılmalıdır.
Oskultasyonda, sternal veya
parasternal sınırlarda; sistolik
murmur, gallop sesi veya aritmi
eşliğinde ya da tek başına
duyulabilir. Kardiyomiyopatisi
olan her kedide murmur
olmayabilir, ayrıca sağlıklı
ve yaşlı kedilerde masum
murmurlar oldukça yaygındır.
Oskultasyon ile, murmurun
masum veya kalp hastalığına
bağlı olup olmadığı ayırt
edilemez. Sağlıklı görünen
bir kedide altta yatan kalp
hastalığını teşhis edebilmenin
tek yolu ekokardiyogramdır.
SNAP® Feline proBNP
sonuçlarını değerlendirme
SNAP Feline proBNP test nasıl
yardımcı olur?
SNAP Feline proBNP Test,
Cardiopet proBNP Test ile aynı
biyolojik reaktifleri kullanır
ve sonuçları 10 dakikada
sağlar. Sonuç, referans
noktası ile karşılaştırılarak
değerlendirilen mavi renkli
bir numune noktası olarak
görüntülenir. Eğer numune
noktası, referans noktasından
daha açık renkteyse NTproBNP
konsantrasyonu normal;
numune noktası referans
noktası ile eşit veya daha
koyu mavilikteyse NTproBNP
konsantrasyonu anormal
olarak değerlendirilir (şekil1).
SNAP Feline proBNP
Test, miyokardiyumda artan
stres ve gerilimin varlığını
yorumlamanızı sağlayarak
kalp sağlığını değerlendirmeniz
adına değerli veriler sağlayan bir
diagnostik protokoldür. SNAP
Feline proBNP Test, risk altında
olan asemptomatik kedilerde
ekokardiyograma teşvik
amacıyla kullanılabilir. Kedilerde
masum murmurlar yaygındır.
Sağlıklı görünen kedilerin
dörtte birinde murmur bulunur
ancak ekokardiyogramda
bu kedilerin sadece %25’inin
kardiyomiyopatisi olduğuna
dair bulgu vardır. SNAP
Feline proBNP Test, yüksek
kalp hastalığı riski taşıyan
asemptomatik kedileri
belirlemek için kullanılabilir.
SNAP Feline proBNP Test’teki
anormal sonuç, miyokardiumda
artan stres ve gerilimi işaret
eder, böyle bir hastada kalp
hastalığı olması muhtemeldir.
Teşhis ve derecelendirme
için ekokardiyografi
önerilmektedir. Eğer
ekokardiyografi yapılamıyorsa
toraks radyografisi alınarak
vertebral kalp skoru (VKS)
değerlendirilmelidir. Yakın
zamanda yapılan bir
çalışmada kardiyak risk taşıyan
asemptomatik kedilerde
ortadan şiddetliye değişen
derecelerde kalp hastalığı
saptamada SNAP Feline proBNP
Test’in sensitivitesinin ve
spesifitesinin %85 olduğu tespit
edilmiştir. Kalp hastalıkları
her an gelişebileceğinden
tek bir SNAP Feline proBNP
Test hastalığın gelecekteki
durumunu yansıtmayacaktır.
Amerika’daki kedilerin yaklaşık
%15’i kalp hastalığı taşır ancak
sadece yaklaşık %30’unda
kalp murmuru mevcuttur.
SNAP Feline proBNP’yi
erişkin veya yaşlı kedilerin
profillerine eklediğinizde bu
hastalardan elde edilen normal
bir sonuç ortadan şiddetliye
değişen derecelerdeki kalp
rahatsızlıklarını anlamanıza
Validasyon Çalışması – SNAP
Feline proBNP test klinik içi
performansı
Çalışma: Beş veteriner
kliniğinde toplanan yirmişer
kedi numunesi ile SNAP®
Feline proBNP çalışıldı.
Her bir numune farklı lot
numaraları olan iki farklı
parti SNAP® Feline proBNP ile
test edildi. Aynı numuneler
ardından Cardiopet® proBNP
testi ile çalışıldı.
Sonuçlar: Cardiopet®
proBNP Test ile yapılan
belirlemelere göre, çalışmalara
dahil olan 100 kediden
alınan numunelerin 57
tanesinin normal proBNP
konsantrasyonuna sahip
olduğu görüldü (<100 pmol/L)
ve SNAP® Feline proBNP Test
ile elde edilen sonuçlar %100
uyumlu idi.
43 numuneden alınan
Cardiopet proBNP Test’in
sonuçlarına göre, NTproBNP
seviyesinde yükselme
tespit edildi (>100 pmol/L).
NTproBNP seviyesi 270 pmol/
L’dan yüksek olan 23 numune
ile çalışılan farklı iki SNAP
Feline proBNP Test’inde de
anormal sonuçlarla karşılaşıldı.
Ortalama olarak Cardiopet
proBNP’de 100 – 270 pmol/L
seviyeleri arasına denk gelen
20 numunenin üçte biri SNAP
Feline proBNP’de anormal
olarak addedildi (şekil 2).
Kardiyomiyopati,
en sık rastlanan kalp
rahatsızlıklarındandır. En
çok teşhis edilen formu ise
hipertrofik kardiyomiyopatidir.
ŞEKİL 1. SNAP Feline proBNP Test yorumlaması ve
Cardiopet proBNP Test ile korelasyonu
Cardiopet
proBNP
200 pmol / L
SNAP Feline
proBNP
Normal
Anormal
Numune
noktası
referans
noktası ile
aynı renkte
Numune
noktası referans
noktasından
daha açık
renkte
Numune
noktası referans
noktasından
daha koyu
renkte
Şekil 2. Validasyon çalışmasının sonuçları. Bilgiler iki
bağımsız lot numaralı SNAP Feline proBNP Test ile olan
çalışmayı göstermektedir
SNAP Feline
proBNP
Sonuç
Cardiopet proBNP Sonuç
< 100
pmol/L
100-270
pmol/L
>270
pmol/L
Normal
57
13
0
Anormal
0
7
23
MVM Medikal
ŞEKİL 3a. Asemptomatik kedilerde kalp hastalıklarını belirleme
Kalp hastalığı riski taşıyan sağlıklı görünen
kediler (murmur, gallop, aritmi veya ırk)
SNAP® Feline proBNP Test
Normal
Bu aşamada kalp hastalığı
muhtemel değildir.
Anormal
• Miyokardiyumda artan stres ve
gerilime dair işaret mevcuttur.
•Kalp hastalığı ihtimali mevcuttur.
Kalp hastalığı her zaman
gelişebileceğinden ertesi yıl
tekrar test edilmelidir.
Kalp hastalığını belirlemek için
ekokardiyogram önerilir.
Hipertiroidizm, sistemik
hipertansiyon ve böbrek hastalıklarını
değerlendirin (mümkünse).*
Ekokardiyografi yapılamıyorsa:
• Torasik radyografi (VKS).
yardımcı olur. Anormal sonuçlar
miyokardiumda artmış gerilim
ve stresi işaret eder ve ilave
tetkik gerektirir. NTproBNP
konsantrasyonu total T4 , kan
basıncı ve renal değerlerle birlikte
değerlendirilmelidir. Sistemik
hipertansiyon, hipertiroidizm
ya da şiddetli azotemi gibi eş
zamanlı hastalıklar NTproBNP
konsantrasyonunda artışa
sebep olabilir. Bu artışların,
kardiyovasküler sistem ve
NTproBNP atılım mekanizması
üzerine etkileri ikincildir. Diğer
tetkiklerin sonuçsuz olduğu
durumlarda, NTproBNP
konsantrasyonu kalp hastalığı
ihtimali konusunda gösterge
olabilir. Kantitatif NTproBNP
konsantrasyonu, kalp hastalığı
riski taşıyan hastanın izlenmesi
için de kullanılabilir. IDEXX
VetConnect PLUS, diğer
laboratuvar tetkiklerinde olduğu
gibi NTproBNP konsantrasyonu
için de gidişat grafiği sağlar.
NTproBNP konsantrasyonundaki
belirgin artış, ilave tetkik
önerisinde bulunmak için
gösterge olacaktır. 
24-25 PETİNFO
Şekil 3b. Erişkin ve yaşlı hedilerde kalp hastalıklarını elimine edin
Erişkin veya yaşlı bir kediyi değerlendirirken SNAP Feline proBNP Test’i
diagnostik profiline ekleyin (örn:T4 içeren biyokimya paneli)
SNAP® Feline proBNP Test
Normal
Bu aşamada kalp hastalığı muhtemel değildir.
Kalp hastalığı her zaman gelişebileceğinden
ertesi yıl tekrar test edilmelidir.
Anormal
• Miyokardiyumda
artan stres ve gerilime
dair işaret mevcuttur.
• Klinik belirtileri
netleştirmek için ilave
testler yapılması önerilir.*
* Kedilerde NTproBNP konsantrasyonları; hipertiroidizm, hipertansiyon veya ileri derecede azotemi ile
seyreden azalmış idrar atılımına bağlı olarak ikincil olarak yükselebilir. Kedilerde kalp hastalığı teşhisi ve
yönetimi için ekokardiyografi önerilir. Ekokardiyografi, kalp yapısı ve fonksiyonu ile ilgili en doğru bilgiyi sağlar.
Torasik radyografi, EKG ve sistolik kan basıncı ölçümü de dikkate alınmalıdır.
kedi & köpek
Petinfo ofisini
ziyaret eden KLİVET
üyeleri hafızalarda iz
bırakacak bir kongre
gerçekleştirmek
için çalışmalarını
sürdürmektedir.
KLİVET, MESLEĞİMİZE
KATKI SAĞLAMAYA
DEVAM EDİYOR
KLİVET Bahar Sempozyumu’nun bu yıl da birlik ve
beraberlik ruhuyla, çok başarılı geçmesini ve katılımcılar
açısından da yararlı olması için KLİVET yönetim kurulu
gece gündüz yoğun çalışmalar sürdürmektedir.
RÖPORTAJ: VETERİNER HEKİM EKİKÖ KİRALY AVCI FOTOĞRAF: GARO MİLOŞYAN
K
linisyen Veteriner
Hekimler
Derneği (KLİVET)
tarafından
19-21 Mayıs
2016 tarihlerinde Antalya
Cornelia Diamond Golf Resort
& Spa’da düzenlenecek olan
“IV. Uluslararası Katılımlı
Bahar Sempozyumu KLİVET
2016”’nın konusu “Kedi –
Köpeklerde Gastroenterolojiye
26-27 PETİNFO
Cerrahi ve Dahili Yeni
Yaklaşımlar” olacak. Yönetim
kurulu toplantılarını
gerçekleştirmek üzere,
ofisimizde misafir ettiğimiz
dernek üyeleri, faaliyetlerinden
ve bizi bekleyen güzel
sempozyumdan bahsetti.
KLİVET’in kuruluş amacı nedir?
Veteriner fakültelerinin
sayısı 80’li yıllardan bu
yana 30’a aşkın bir rakama
yükselmiştir. Fakültelerin sayısı,
dolayısıyla öğrencilerin sayısı
da arttı. Bu yükseliş sonucu
mezun olan meslektaşların
mesleki bilgilerinin, özellikle
klinisyen hekimlik bakımından
tatmin edici olmadığı ortada.
Ülkemizde klinisyen
veteriner hekimlere yönelik
2012 yılında Klinisyen
Veteriner Hekimler Derneği’ni
kurduk. Bugüne kadar değişik
konularda meslektaşlarımıza
bilgi sağlamak amacıyla
devamlı eğitimler düzenledik.
Bundan sonra da KLİVET
olarak, meslektaşlarımızın
hem ulusal hem de uluslararası
anlamda sosyalleşmesini
sağlamayı amaçlıyoruz.
Yurtdışında ise Türkiye’nin
ve veteriner hekimlerinin
tanıtımına katkı sağlıyoruz.
Prof. Dr. Suphi
Erdem Acar;
Meslektaşlarımızın
hem ulusal hem de
uluslararası anlamda
sosyalleşmesini
sağlamayı amaçlıyoruz.
HEKİMLERİN
PRESTİJİ ARTIYOR
Geçen sene gerçekleştirdiğimiz
Radyoloji Sempozyumundan
olumlu geri bildirimler
aldık. Bu da gösteriyor
ki, verdiğimiz eğitimlerin
bilgilerini meslektaşlarımız
ilgi ile karşılıyor ve eğitimler
sonrası kazandıkları tecrübeleri
kliniklerinde de kullanabiliyorlar.
Bilgileri ve becerileri arttığı için
ise insanların gözünde hekim
olarak da prestijleri artar,
klinikleri de daha başarılı olur.
Veteriner hekimlerin ilgisini
nasıl değerlendiriyorsunuz?
Derneğimizin kapısı her
mesleğine değer veren ve
bir şekilde katkı sağlamak
isteyen meslektaşımıza açıktır.
Klinik sahibi ya da öğrenci
olsun, bizimle iletişime
geçebilir, toplantılarımıza
katılabilir. İlgi büyük ve
devamlı artmakta. Sadece
İstanbul’da 250 aktif üyemiz
mevcut. İki yeni şubemiz
de açıldı; KLİVET Ankara ve
KLİVET İzmir. Bu şubelerimiz
de çok etkili çalışıyor. Yeni
şubeler için Türkiye’nin her
yerinden haberler geliyor,
meslektaşlarımızdan
aldığımız bu destek ve ilgi
bizi gururlandırıyor. Ancak
kalitemizi koruyabilmek adına
büyüme sürecimizi biraz
yavaşlatmaya, yeni şubelerin
açılmasını şimdilik askıya
almaya karar verdik.
Hedeflerinize ulaştığınızı
düşünüyor musunuz?
Daha çok yeni bir derneğiz
ve elbette gelişmemiz
gereken konular var. Yönetim
kurulundaki arkadaşlarımızın
tümü klinisyen veteriner
hekim olduğu için
klinisyenlerin ihtiyaçlarının
farkındayız ve bir klinisyen
hekimin kullanabileceği
1
2
3
4
5
6
bilgiler hakkında eğitimler
düzenlemeye çalışıyoruz.
Etkinliklerimiz ardından
anket çalışmalarımız
var, böylece hangi yöne
yönelmemiz gerektiğini,
nerede iyi olduğumuzu veya
gelişmemiz gerektiğini daha
çok görme fırsatı buluyoruz.
Hekimlerin artık her konuya
bilimsel yaklaşma vizyonları
oluşmuş durumda. Bundan
dolayı arkadaşlarımızın
gerçekten özveriyle
gerçekleştirdiği çalışmalar ve
sponsor firmaların katkıları
sonucu, hedeflerimize
ulaşacağımıza inandığımızı
söyleyebiliriz.
Yurt dışında kendinizi tanıtma
fırsatı buluyor musunuz?
Yurtdışındaki
organizasyonlarda da
derneğimizi temsil etmeye
çalışıyoruz. Amacımız,
yurtdışındaki örnekleri
buradaki meslektaşlarımıza
göstermek ve onlara bir
vizyon oluşturmaya yardımcı
olmak. Aynı zamanda
meslektaşlarımız ile tanışmak,
onların çalışmasını görmek
de bizim bakış açımızı
değiştiriyor. Etkinliklerimize
davet ettiğimiz yabancı
konuşmacılarla da yurtdışı
etkinliklerinde tanıştık. En son
Barselona’da gerçekleşen
1. Vet. HekİM Tarık Akan; Klivet
herhangi bir sivil toplum örgütünün
alternatifi ya da rakibi değildir.
2. Vet. HekİM Ümit Örs;
Derneğimizin kapısı mesleğine değer
veren tüm meslektaşımıza açıktır.
3. Vet. HekİM Çağlar Kondu
Özcan; Ekibimiz bu işe emeğini
koyuyor ve en iyisi neyse, ona hep
birlikte ulaşmaya çalışıyor.
4. Vet. HekİM Tülay Yılmaz;
Derneğimiz olarak katıldığımız yurt
dışı etkinliklerinde ilgi gördük.
5. Vet. HekİM N. Gürkan
Gülanber; Sempozyuma sadece
Türkiye’den 400 katılımcı bekliyoruz.
6. Vet. HekİM Çağıl Çokcoşkun
Prestijimiz arttıkça profesyonel
organizasyon firmalarıyla beraber
çalışmamızın önemi de artıyor.
“Başarımızın
en büyük
anahtarı ekip
ruhudur.”
FECAVA - SEVC Kongresi’nde
kendimizi tanıtma fırsatı
bulduk. Burada da çok olumlu
yorumlar aldık; hem Türk
hem de uluslararası veteriner
hekimler standımızı ziyaret
edip, ülkemiz, mesleğimiz
ve faaliyetlerimiz hakkında
sorular sordu. Götürdüğümüz
lokumlar ve nazar boncuklarını
da herkes büyük bir mutlulukla
karşıladı. Bu etkinlikte kendi
organizasyonumuzu tanıtıp,
yurtdışından da kayıtlar
almaya başlamamız bizim
açımızdan çok sevindirici bir
olay. Dünya artık, Türkiye’de
KLİVET isimli bir organizasyon
olduğunu biliyor.
Bu yeni bakış açısı kongrenize
yansıyacak mı?
Gördüğümüz, öğrendiğimiz
her şey bizim için faydalıdır.
Kongrelerimize her sene
yeni bir şeyler katmaya
çalışıyoruz; her sene daha
profesyonel oluyoruz.
Meslektaşlarımızdan artık
“bu organizasyonu KLİVET
yapıyorsa, güzel olacaktır”
cümlelerini duymaya başladık.
Bu gerçekten çok iyi bir duygu.
Organizasyon için hepimiz
kliniğimizi bırakıp ekstra
emek harcıyoruz. Derneğimiz
çok genç bir dernek,
yurtdışından alabileceğimiz
birçok örnek var. Biz de bu
işin püf noktalarını öğrenip
adım adım daha organize
bir yapı haline geliyoruz.
Eksikliklerimiz de var tabi; bu
eksiklikleri daha net görmek
ve hatalarımızı düzeltmek
28-29 PETİNFO
Neden gastroenteroloji
Yaptığımız anketlerde
meslektaşlarımızın hangi
konular hakkında daha
fazla bilgi almak islediklerini
sorduk ve cevap olarak
en çok gastroenteroloji ile
ilgili talepler aldık. Bu konu,
klinisyen veteriner hekimlerin
sıkça karşılaştığı bir konu;
neredeyse her gün sindirim
sistemi sorunları ile gelen
vakalarla karşı karşıya
kalıyoruz. Bu nedenle,
hekimlerinde gastroenteroloji
hakkında daha detaylı bilgi
sahibi olmak istemesi anlaşılır.
için bu sene profesyonel bir
yardım da aldık. Dolayısıyla
bu sene kalitemizi daha da
arttıracağız. Başarımızın en
büyük anahtarının ekip ruhu
olduğunu düşünüyoruz.
Demokratik bir ekibiz ve
her kararı ortak vermeye
çalışıyoruz. Herkes bu işe
emeğini koyuyor ve en
iyisi neyse ona hep birlikte
ulaşmaya çalışıyoruz.
Kongrenin nerede yapılacağına
nasıl karar verdiniz?
Araştırmalarımız
sonucu bu sene yapılacak
organizasyon için en uygun
yerin Antalya olacağına karar
verdik. Hotellerin sunduğu
imkanlar ile meslektaşlarımıza
hem bilimsel olarak doyurucu
bir program hazırladık; hem
de onların dinlenmesi için en
uygun yeri seçmeye çalıştık.
Bizim amacımız hep aynı;
ülkemizde bugüne kadar
yapılmış en iyi kongreyi
gerçekleştirmek. Mekan
olarak yönetim kurulu
için İstanbul kolay olurdu,
herkes işine yakın olurdu,
irtibatı kopmazdı ama
Türkiye’deki bütün hekimleri
düşünmemiz gerekirse,
Antalya’nın hepimiz için
daha uygun bir yer olacağını
düşündük. Kalite arttıkça
maliyette de doğal olarak
belli değişiklikler olacak ama
sponsor firmalarımız sağ olsun
bizi hiç yalnız bırakmıyorlar.
Sponsorlar olmadan zaten
bu çeşit organizasyonların
gerçekleştirilmesine imkan
yok. Bir organizasyon ne kadar
büyük ve ne kadar iyiyse,
katılımcı sayıları da o kadar
fazla olur. Bu sene Türkiye’den
400 katılımcı bekliyoruz,
geçtiğimiz günlerde
İngiltere’den de kayıt aldık.
Prestijimiz arttıkça profesyonel
firmalarla beraber çalışmamız
gün geçtikçe daha da büyük
önem kazanıyor.
Konuşmacılarınız kim olacak?
Konuşmacılarımızı
geçen sene yaptığımız
Radyoloji Sempozyumu’nda
açıkladık. Hafızalarda
iz bırakacak bilimsel bir
kongre düzenlemek için
konuşmacılarımızla 2014’ ten
beri yazışıyoruz ve çalışmalar
sürdürüyoruz. Bu seneki
uzman konuşmacılarımız
Theresa Welch Fossum,
(D.V.M., M.S., Ph.D – Cerrahi) ve
Michael Lappin (D.V.M., Ph.D. –
Dahiliye), kedi ve köpeklerde
gastroenterolojiye yeni
yaklaşımlar hakkında bize bilgi
verecekler. Konuşmacılarımız
ve sempozyumun programı
hakkında daha ayrıntılı bilgi
almak isteyen hekimlerimiz
http://klivet.org/2016/ internet
sayfasından bize ulaşabilir.
Erken kayıtlarımız Mart
ayına kadar devam edecek.
Ayrıca öğrencilere, öğretim
üyelerine ve memurlara da
imkanlarımıza göre indirim
sunmaya çalıştık. Tüm
meslektaşlarımızı Mayıs
2016´da aramızda görmek
dileğiyle herkese sevgi ve
saygılarımızı sunuyoruz. 
dr. bayer
İç parazit taşıyan
kedilerin %20’si
daha önce hiç sokağa
çıkarılmamıştır.
GERÇEKTEN
Korunmaya
ihtiyacım var mı?
Bir uzman olarak hayvanlara yapabileceğimiz en büyük
iyilik, sahiplerinin eğitimidir. pet sahiplerinin hayvan
sağlığı ile ilgili bilgisini arttırmak ve güncel tutmak
klinik yönetimi için çok önemlidir.
32-33 PETİNFO
H
asta
sahiplerinin
eğitimi,
klinisyen
veteriner
hekimlik mesleğinin önemli
bir parçasıdır. Özellikle
insanlar tarafından doğru
bilinen yanlışlarının
tespit edilmesinde ve
düzeltilmesinde büyük bir rol
oynamaktadır. Örnek olarak
kedi sahipleri, hayvanların
hiç dışarı çıkmaması ve
başka kedilerle aynı ortamda
bulunmaması durumunda
iç ve dış parazitlere hiç
yakalanmadıklarını iddia
ediyorlar. Bu bilgi maalesef
doğru değildir.
Doğru iletişim
hayvan sahipleri, Hakkında hiçbir şey bilmediği bir hastalık ve
tedavi yöntemi için hayvanını neden veteriner hekime getirsin ki?
Bu konu hakkında size birkaç örnek sunmak istedik;
HAYVAN SAHİBİ: Evde yaşayan kedimin yıllık
parazit kontrolüne neden ihtiyacı olsun ki?
Veteriner hekim: Her hayvanın, senede en az
bir kere bu kontrollerden geçmesi hem onun
sağlığı hem de ailenizin sağlığı için önemlidir.
Parazitler, Türkiye’nin her tarafında yaygın
olarak bulunmaktadır. Parazit enfeksiyonlarının
çoğunlukla klinik semptomları yoktur. Hiçbir
belirtisi olmadan hayvanların içinde yaşayan
parazitler kedinizin yaşam standardını etkiler.
Çoğunlukla hastalığın son döneminde aniden
meydana gelen belirtiler ise çok şiddetlidir ve
hayvanınızın ölümüne bile sebep olabilir.
HAYVAN SAHİBİ: Kedilerin kalp kurdu hastalığına
yakalanmadığını duydum. Neden kedim için de
kalp kurdu önlemi almalıyım?
Veteriner hekim: Aslında bakılırsa, son
zamanlarda kalp kurdu hastalığının kedilerde
İndoor hayvanlar tehlike altında
Yapılan araştırmalara göre,
iç parazit taşıyan kedilerin
%20’si daha önce hiç sokağa
çıkarılmamıştır. Hayvan
sahipleri bu tehlikenin farkında
olmadıkları için profilaksiyi
önemsiz sayarlar.
Özellikle büyük şehirlerde
mevcut olan sokak hayvanların
sayısına bakarsak, evcil
hayvanları bekleyen tehlikeleri
de kolaylıkla anlayabiliriz.
Bildiğimiz gibi, dışarı çıkan
her insan sokakta bulunan
parazitlerin mikroskobik
boyutunda olan yumurtalarını
ya da fark etmeden parazitin
kendisini de ayakkabısı ve diğer
eşyaları ile alıp, taşıyıcı hale
gelebilir. Veteriner hekimler için
bu küçük ayrıntılar önemsiz
görülebilir, ama insanların bu
tür bilgilere ihtiyacı vardır.
Soğuk mevsimler güvenli
mevsimler değildir
Dışarıdan hayvan sahipleri
tarafından getirilen ya da
basit bir rüzgar ile içeri giren
ve evin köşesinde saklanan
parazitler, yumurtalar ve
larvalar kaloriferler ısındıkça
canlanır. Parazitlerin çoğu,
doğal ortamlarında insanlara
geçmez. Bunun sebebi
insanların vücut ısısı, pireler
için ideal olan hayvanların
vücut ısısından daha düşük
olmasıdır. Fakat ev ortamında
düşündüğümüzden daha yaygın olduğunu
öğrendik. Burada dikkat etmemiz gerekenler:
İlk olarak, bir kalp kurdu kediler için yıpratıcı
olabilir. İkinci olarak, kalp kurtları kedinin sağlığını
etkileyecek kadar büyümemelidirler. Üçüncü
olarak ise, kalp kurtlarının verdiği hasar, kedilerin
yaşam standartlarını etkileyebilir. Kedilerinizin
kalp kurduna karşı önleme ihtiyacı vardır.
HAYVAN SAHİBİ: Kedim için iç parazit ilacına
para harcamam gerektiğine ikna olmadım.
Veteriner hekim: Önlem almak, hem ailenizin
hem de kedinizin sağlığı için oldukça önemli
ve değerli bir yatırımdır. Unutmamalısınız;
Çoğunlukla hastalığın son döneminde aniden
meydana gelen belirtiler ise çok şiddetlidir
ve sunabilceğimiz tedaviler önlemden daha
masraflıdır. Tedavi masdafları profilaksinin
15 katı kadar olabilir.
bulunan parazitler insanları
da ısırıp, zoonoz hastalıkların
prevalansını arttırır. Evde
yaşayan hayvanların bağışıklık
sistemi ise, sokakta yaşayan
bireylerinkinden daha düşük
olduğu için tek bir parazite karşı
bile şiddetli alerjik reaksiyonlar
gösterebilirler. Kedilerin çoğu
kendisini sürekli temizlediği
için ektoparazitlerin bıraktığı
“delilleri” tüylerinin üzerinden
yok edebilir. Bu şekilde hayvan
sahipleri kedilerin parazitlerini
zor fark ederler. Küresel
ısınmanın etkisiyle sivrisinek
gibi birçok vektöre kışın
ortasında bile rastlayabiliriz.
Dışarıda enfekte bir hayvandan
beslenip evin içine giren
vektörlerin önemine de dikkat
çekmemiz gerekebilir.
İndoor kedilerin korunması için
neler yapılabilir?
> Genel muayenede
parazitler de aranmalıdır.
> Hayvanlardan alınan dışkı
ve kan örnekleri düzenli bir
şekilde kontrol edilmeli.
> Sonuçlar hayvan sahibiyle
birlikte değerlendirilmeli
> Hayvan sahiplerine
antiparazitik ilaçlarının önemi
ayrıntılı anlatılmalıdır.
> Hayvanların kayıtları
düzenli bir şekilde tutulmalı.
> Hayvanların yaşam
tarzına göre paraziter
mücadele yapılmalı. 
Vet. Hekim Levent
Erdem, ekibimizin
Zoetis hakkında merak
ettiği soruları ayrıntılı
olarak cevapladı.
Hedefimiz,
lider olmaya
devam etmek
Sektörden desteklerini hiçbir zaman eksik etmeyen
ZoetIs Hayvan Sağlığı, 60 yılı aşkın süredir “meslektaşlarımızı
ve işlerini destekliyoruz” sloganı ile yanımızda.
RÖPORTAJ: VETERİNER HEKİM EKİKÖ KİRALY AVCI FOTOĞRAF: GARO MİLOŞYAN
Z
oetis Pet ve At
Ürünleri İş Birimi
Müdürü Levent
Erdem, Berlin
Üniversitesi Veteriner
Fakültesi’nde eğitimini
tamamladıktan sonra Zoetis
(eski adı ile Pfizer Hayvan
Sağlığı) ailesi bünyesine
şirketin İstanbul Ortaköy’deki
merkezinde katıldı. Yaklaşık 10
senedir yurtiçi ve yurtdışında
farklı görevlerde yer alan Erdem,
2014 Nisan itibari ile Zoetis
34-35 PETİNFO
Türkiye bünyesinde Pet ve At
Ürünleri İş Birimi Müdürü olarak
görevine devam etmektedir.
Zoetis olarak pet sektöründeki
stratejinizi, yol haritanızı
nasıl özetlersiniz?
Zoetis Hayvan Sağlığı
olarak 60 yılı aşkın süredir
‘’meslektaşlarımızı ve işlerini
destekliyoruz’’ sloganı ile yola
çıkıyoruz. Bu bağlamda en
temel stratejimiz; mesleğimizi,
meslektaşlarımızı, sektörümüzü
destekleyen, geliştiren her türlü
faaliyet için de yer almaktır.
Türkiye’de pet sektörü, son
yıllarda oldukça hızlı bir gelişim
gösteriyor. Bunun başlıca
sebeplerini; özellikle büyük
şehirlerde gözlemlenen aile
yapısındaki değişiklikler, evcil
hayvan sahiplerinin evcil
hayvanlarını artık evin bir
parçası/bireyi gibi görmeleri,
bunun yanında mesleğimizde
şekillenen olumlu değişiklikler
olarak sayabiliriz. Bizler de Zoetis
olarak, bu gelişmelere paralel
yatırımlarımıza devam ediyoruz.
Bu yatırımlarımızdan en güçlüsü
kuşkusuz; ürün gamımız.
Etkinlikleri klinik çalışmalar ile
ortaya konmuş ve tüm dünyada
veteriner hekimlerin güvenerek
tavsiye ettiği ve kullandığı
Vanguard® 5/4L, Felocell CVR®,
Leukocell-2 ®, Bronchicine®,
Zylexis®, Stronghold®, Rimadyl®
gibi kendi alanında marka
olmuş ürünlerimiz dışında,
Convenia®, Cerenia® ve
Mesleğimize ve
sektörümüze katkı
sağlayacak her türlü
faaliyette yer almaya
devam edeceğiz.
Trocoxil® gibi benzersiz
ürünlerimizi de veteriner
hekimlerimizin hizmetine
sunmaya devam ediyoruz
Bundan sonraki dönemlerde
de planlamalarımız ve
meslektaşlarımızın ihtiyaç
ve talepleri doğrultusunda
ürün gamımıza katacağımız
yeni ürünlerimiz ile bu alanda
mevcut yapımızı daha da
güçlendirerek yolumuza
devam edeceğiz. Ayrıca yine
pet sektöründe yer alan ve
mesleki gelişimimize büyük
katkıları olduğuna canı
yürekten inandığımız eğitim
seminerleri kongrelerinde
de yer almaya devam
ediyor olacağız.
Bağımsız bir şirket olarak Şubat
ayında 3. yıldönümünüzü
kutladınız. Bu 3 yıllık süreci
nasıl değerlendirirsiniz?
Zoetis Hayvan Sağlığı
olarak bu geçen 3. yılımızı
kutlayacak olmamızdan dolayı
çok mutluyuz. 60 yılı aşkın
bir süredir Türkiye’de faaliyet
gösterdiğimiz halde, daha ilk
günkü gibi aynı heyecan ve
mutluluk ile hizmet vermeye
devam ediyoruz. Hedefimiz,
büyüklerimizden devraldığımız
bu bayrağı daha da ileriye
taşımak, pet sektöründeki
liderliğimizi koruyarak,
hizmet kalitemizi daha da
iyileştirmek. Bağımsız bir
hayvan sağlığı şirketi olmanın
getirdiği avantajlar ile değerli
meslektaşlarımızın istek,
talep ve önerilerini çok daha
hızlı bir şekilde karşılıyoruz.
Zoetis Hayvan Sağlığı olarak
adım adım bağımsız bir şirket
olurken pek çok değişiklikler
gerçekleştirdik. Türkiye’deki
pet kliniklerine daha iyi
hizmet vermek adına, yeni
yatırımlarımıza devam ederek;
saha ve merkez kadromuzu
güçlendirdik. Bu bağlamda;
genişleyen kadromuz ile
her geçen gün adım adım
hizmet kalitemizi arttırıyor
ve daha fazla meslektaşımıza
ulaşabiliyoruz. Tabii bundan
sonraki süreçte de liderlik
ettiğimiz pet sektörüne mevcut
ürünlerimiz dışında yeni
ürünler getirmeye ve sektöre
yaptığımız yatırımlarımıza da
devam ediyor olacağız.
verebilen, meslektaşlarımız ile
birlikte yol alabilen bir çözüm
ortağı olabilmek. Bu çözüm
ortaklığımızı temelde iki ana
başlık altında toplayabiliriz;
Evcil hayvanlara yönelik
ürün gamınız ve hizmetleriniz
ile özellikle hangi alanlara
yöneliyorsunuz?
Zoetis Hayvan Sağlığı
olarak 60 yılı aşkın süredir
meslektaşlarımızın her türlü
ihtiyaçlarını karşılamaya
ve onların bir numaralı iş
ortağı olmaya yönelik geniş
bir ürün gamına sahibiz. Pet
ürün gamımızı kısaca özetle;
kedi ve köpek aşılarımız,
bağışıklık sistemini destekleyen
immunomodülatörümüz,
sedatif grubu ürünlerimiz,
NSAID grubu ağrı kesicilerimiz,
antibiyotiklerimiz, iç ve dış
antiparaziter ürünlerimiz,
antiemetiğimiz, profilaktik
amaçlı ve tedaviye destek
olacak yem katkı ürünlerimiz,
teşhis ve tedaviyi kolaylaştıran
hızlı test kitlerimiz oluştururken;;
atlar için ürün gamımızı
ise; atlara spesifik üretilmiş
aşılarımız, antiparaziter
grubumuz, sedatif ve
immunomodülatör ürünlerimiz
oluşturmaktadır. Bu bağlamda,
Türkiye pet sektöründeki en
geniş ürün gamına sahip firma
olduğumuzu belirtebilirim. Bu
ürün gamını oluştururken temel
hedefimiz; meslektaşlarımızın
her türlü ihtiyacına cevap
Kaliteli Ürün
Zoetis olarak; etkinliği
ve güvenirliği kanıtlanmış,
dünyanın neresinde olursa
olsun, aynı yüksek kalite ve
standartlara sahip ürünlerimizi
değerli meslektaşlarımızın
hizmetine sunuyoruz.
Kaliteli Hizmet
Pet iş birimi bünyesinde
oluşturduğumuz yedi kişilik
uzman satış ve pazarlama
kadromuz ile meslektaşlarımızı
ihtiyaç duyabilecekleri her
mecrada desteklemeyi temel
ilkemiz olarak kabul ediyoruz.
Bu destek çerçevesinde
ürünlerimiz ile ilgili satış öncesi
her türlü teknik ve medikal
bilgiyi paylaşırken, satış sonrası
da gelebilecek her türlü
soru/öneri veya şikayetleri,
verdiğimiz bire bir ziyaretler
ile yerinde cevaplandırmaya
ve çözüm ortağı olarak hizmet
vermeye çalışıyoruz. Aynı
zamanda hızla gelişmekte olan
pet sektöründe, yine değerli
meslektaşlarımıza destek
olabilmek adına; hastalıklar ve
korunma yöntemleri üzerine
evcil hayvan sahiplerindeki
mevcut farkındalığı ve bilinci
artırmaya yönelik projelere de
imza atıyor olacağız. 
PROJELERİMİZLE
FARKINDALIK
YARATIYORUZ
Ülkemizde başta Lyme
olmak üzere pek çok zoonoz
hastalık tartışılmakta. Bu
kapsamda Zoetis olarak
Lyme ve Leptospirozis gibi
tüm dünyada son yıllarda
en çok konuşulan iki çok
önemli zoonoz hastalık ve
korunma yolları hakkında
projelerimiz bulunmakta. Bu
projelerimiz dahilinde geçen
sene Nisan ayında; değerli
meslektaşlarımız ile Lyme
ve Leptospirosis üzerine
hazırlamış olduğumuz, en
son güncel bilgileri içeren
broşürlerimizi paylaştık.
Diğer çok önem verdiğimiz
bir konu ise doğa ve çevre
konusu. 2015 yılı içerisinde
başlattığımız yeni bir
uygulama ile gereksiz kağıt
israfını azaltmak adına
veteriner hekimlerimize
sunumlarımızı i-pad’ler
üzerinden yapmaya başladık.
sektörden
1
1. Farmina’nın Kurucu Ailesi
Angelo, Francesco ve Nicola Russo
2. 1965 yılında kurulan ilk tesis
Russo Mangimi SPA
3. Şirketin merkezi Nola, İtalya’da
bulunan Farmina tesisi
4. Şirketin en büyük üretim tesisi
olan Farmina Brezilya
2
Neden Vet Life?
4
3
FARMINA TÜRKİYE
Farmina, evcil hayvan sahiplerinin güvenle tercih edebileceği,
yüksek kaliteli, üstün lezzete sahip ürünler üreterek evcil
hayvanların sağlık durumunu olumlu yönde etkilemeyi ve
evcil hayvanların yaşamlarını uzatmayı hedeflemektedir.
F
armina Pet Foods
Türkiye; Mayıs 2015
tarihinde Murat
Avcu tarafından
İstanbul’da kurulmuştur. Kurumsal evcil hayvan
mama pazarında süper premium segmentte yer alan Farmina markasının distribütörlük
faaliyetlerini yürüten Farmina
Türkiye, merkezi İstanbul’da
olmak üzere, Ankara bayiliği
aracılığıyla da etkin bir dağıtım
ağı üzerinden hizmet vermekte, Farmina markasını profesyonel tavsiye ile veteriner
hekim ve petshoplar aracılığıyla ile evcil hayvan sahipleri ile
buluşturmaktadır. İtalya, Bre-
36-37 PETİNFO
zilya ve Sırbistan’da 3 büyük
üretim fabrikası olan Farmina,
geniş logistik ağı ile 40’tan fazla
ülkeye ulaşmaktadır. Türkiye
genelinde de çalıştığı seçkin
veteriner klinikleri ve petshoplar aracılığıyla kaliteli hizmet
anlayışını sürdürmektedir.
Tarihçe
Farmina, 1965 yılında
İtalya’da, hayvan besleme alanında uzman Francesco Russo
tarafından kurulup, Russo
Mangimi şirketi ile çalışmalarına başlamıştır. Zamanla şirket
büyümüş ve şirketin sahibi
Francesco ‘nın oğlu Dr. Angelo
Russo, 1999 yılında evcil
hayvanlara olan tutkusu ve
yeni bakış açısı sayesinde evcil
hayvanların refahını, merkezli
bilimsel araştırmaları ile birleştirip evcil hayvan gıda kategorisinde faaliyet gösterme kararı
almıştır. Dr. Russo’nın başlattığı
bu iddialı rota, onu özellikle
kedi ve köpek maması formülleri ve araştırmaları yapan bir
İngiliz şirketine yönlendirmiştir. Yapılan iş birliği, dünyaca
ünlü bir marka kazandırmıştır.
Teknoloji
Çift vidalı sıkma
Ham maddelerin karıştırılmasını ve daha eşit ölçülerde
pişirilmesini sağlar, bu da
Vet Life, tam ve dengeli içeriği
ile kedi ve köpeklerin besinsel
ihtiyaçlarını tam anlamıyla
karşılayan, sağlık problemi olan
evcil hayvanlar için geliştirilmiş
geniş bir kategorisi bulunan,
hekim tavsiyesi ile satılan
ilk doğal reçete skalasıdır.
Yavru ve yetişkinlik döneminin
besinsel ihtiyaçları farklı
olduğundan operasyon sonrası
dönem yavru ve yetişkin
mamaları olarak ayrılmakta,
Hypoallergenic mamalarımızda
farklı lezzet alternatifleri
bulunmakta, Ultrahpyo, Obesity,
Neutered, Hairball, Struvit,
Strüvit Management, Ossalati,
Renal, Joint, Diabetic ve
Gastrointestinal gibi kategoriler
yer almaktadır. Cardiac ve
Hepatic ürünlerimiz de çok
yakında piyasaya çıkacaktır.
tek vidalı sıkma teknolojisine nazaran daha yüksek
sindirilebilirlik (%25) ve daha
lezzetli mamaların üretilmesini sağlar.
Vakumlu kaplayıcı
Mama taneciklerinin mikro gözeneklerine besin maddelerinin kusursuz bir şekilde
eklenmesi için benzersiz bir
vakum teknolojisi kullanılmaktadır. Böylece vitaminler
soğuk ortamda eklenerek
mekanik ve termal stresten
korunur, pişirme işleminden
sonra eklenir dolayısıyla
uzun ömürlü ve dayanıklı
vitaminler elde edilir. 
Metehan Özdemir, Sernur Akgüven,
Uzm. Vet. Hek. Çağdaş İncesu,
Uzm. Vet. Hek. Doruk Babaç,
Vet. Hek.Zeynep Nurselin Kot,
Oğuzhan Özdemir (SOLDAN SAĞA)
Üstün kaliteli
bir hizmet noktası
İzmir’in genç ve modern Central Animal Veteriner Kliniği’nde UzmAN
VetERİNER Hekim Çağdaş İncesu ve VetERİNER Hekim Hekim Doruk Babaç ile
Veteriner Hekim Zeynep Nurselin Kot ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.
İ
zmir, Üçkuyular
Mahallesi’nde ziyaret
ettiğimiz 2015 Nisan
ayında açılan Central
Animal Veteriner
Kliniği’nde bizi enerji dolu
bir ekip karşıladı; Uzm. Vet.
Hekim Doruk Babaç, 2011
yılında Adnan menderes
Üniversitesinden mezun
olduktan sonra aynı yıl, iç
hastalıkları ABD’da uzmanlık
eğitimine başladı. Eğitim süresi
boyunca kedi köpeklerde
gastroenteroloji, dermatoloji,
enfeksiyöz hastalıklar ve
üriner sistem hastalıkları
üzerine araştırmalarda
38-39 PETİNFO
bulundu. Eğitimimin 6 aylık
sürecini yurt dışında devam
ettirip, 2014 yılı şubat ayında
uzman programını tamamladı.
Uzm. Vet. Hekim Çağdaş
İncesu, 2009 yılı Adnan
menderes Üniversitesi’nden
mezun oldu. Bir yıl sonrasında
yine aynı üniversitesin cerrahi
anabilim dalında, kedi ve
köpeklerde ortopedi kapsamlı
uzmanlık eğitimini tamaladı.
Veteriner Hekim Zeynep
Nurselin Kot, 2015 yılı Haziran
ayında Ondokuz Mayıs
Üniversitesi’nden ikincilikle
mezun oldu. Mezuniyetinden
kısa bir süre sonra Central
Animal ailesine katılarak
meslek hayatıma başladı.
Öğrenciliği sırasında kliniğin
kurucuları olan Çağdaş ve
Doruk ile tanışıp, projelerine
ve hayallerine inandığı Central
Animal Veteriner Kliniğine
dahil oldu.
Açılış hikayeniz nedir? Bize
kliniğinizi tanıtır mısınız?
Dostluğumuz çok uzun
yıllara dayanmakta olup,
Central Animal Veteriner
Kliniği, üniversite yıllarında,
kağıtlara karaladığımız bir
hayaldi. Daha sonra bu
dostluğun yanında güçlerimizi
gelecek
uzmanların
elinde
Doğru tanı ve gerekli tedaviyi
gerçekleştirebilmek için
bir konu hakkında yeterli
düzeyde bilgiye sahip
olmanız gerekmektedir. Yeterli
olabilmek, zaman ve tecrübe
gerektirir. Biz biliyoruz ki, her
konuyu bilmeye çalışmak
yerine, belirli bir alana
yönelerek ihtisas yapmak ve
uzmun insanlarla çalışmak
başarıyı ve doğru hizmeti
beraberinde getirecektir.
ve birikimlerimizi aynı amaca
hizmet edebilmek adına
birleştirmeye karar verdik.
4 yıllık bir alt yapı çalışması
sonucunda, bizlerin ve
İzmirlilerin hayalini süsleyen
Central Animal veteriner
kliniğini kurduk. Kliniğimiz
toplamda 240 m2, 2 katlı
olup 12 birimden meydana
gelmektedir. 2 muayene
odasında acil müdahale ve
klinik hizmetleri verilmektedir.
Yoğun bakım ve ameliyathane
birimlerimizde asepsi antisepsi
şartlarına uygun operasyon
ve müdahale yapılmaktadır.
Doğru teşhis ve tedavi
amacıyla tam donanımlı
laboratuvar ve görüntüleme
birimlerimiz yanında pet
shop, pet kuaför, kedi ve köpek
ayrı olmak üzere, 10 köpek
kapasiteli ve 10 kedi kapasiteli
hospitalizasyon ve pansiyon
odalarımız mevcuttur.
Kliniğimize gelemeyecek
durumda olan hasta ve hasta
sahiplerimize yerinde ve
vaktinde müdahale edebilmek
için pet taksi ve mama
servisi araçlarımızla 7/24
hizmet vermekteyiz.
En sık gerçekleştirdiğiniz
müdahaleler nelerdir?
Kliniğimiz açıldığı
günden bugüne kadar en
sık karşılaştığımız olgulara
bakacak olursak, cerrahi
alanda travmaya bağlı
ekstremite kırıkları ve
yaralanmaları, patellar
luksasyon , diyafram fıtığı ve
korneal perforasyon ile ilgili
operasyonlar gerçekleştirdik.
İç hastalıkları alanında FLUTD
ve böbrek yetmezlikleri,
parvoviralenteritis ve
herpesvirus gibi viral
hastalıklar, kan transfüzyonu
gerektiren kan parazitleri,
karaciğer hastalıkları, atopik
dermatitler ile karşılaştık.
Doğum ve jinekoloji alanında
ise pyometra, ovaryum kistleri
ve güç doğum vakalarında
müdahalede bulunduk.
Facebook’ta her türlü
paylaşımda bulunuyorsunuz.
Peki, sosyal medya bir klinik
için ne kadar önemli?
Günümüz şartlarında
önemli gelişmeleri büyük
çoğunlukla sosyal medya
aracılığı ile takip ediyoruz.
Çok güçlü bir iletişim aracı ve
kitlelere daha kolay ulaşılabilir
olduğundan hizmetlerimizi,
klinik özelliklerimizi, en
önemlisi yaptığımız faaliyetleri
sosyal medya aracılığı
ile paylaşmanın önemli
olduğunu düşünüyoruz.
Sosyal medya aracılığı ile
yapılan değerlendirmeler,
öneri ve şikayetler bizlerin
Hayvan severlerin destekleriyle
birlikte sokakta yaşayan
canlara askıda mama ve
ilaç kampanyamızla destek
veriyoruz. Bu uygulamanın da
bir öncü olmasını amaçlıyor
ve daha geniş alanlara hizmet
götürmek istiyoruz.
İşimizde takım
ruhunun ne kadar
önemli olduğunu
biliyoruz.
kedi & köpek
hasta sahiplerine ve küçük
dostlarımıza daha iyi hizmet
verebilmek adına yönlendirici
olmasının yanında kitlelerin
taleplerini ekibimiz ile paylaşıp
hizmet kalitemizi bir üst
noktaya taşıma açısından da
fayda sağlamaktadır.
Mesleğe saygı ve rekabet
faktörünü göz önünde
bulundurursak en sık
karşılaşılan sorunlar nedir?
Rekabet her sektörde
olması gereken hizmet
kalitesini arttıracak
unsurlardan bir tanesidir.
Önemli olan meslek etiği
çerçevesinde gerçekleşmesidir.
Bu kapsamda en çok
gözlemlediğimiz problem
yoğun işleyiş içerisinde
mesleki dayanışmanın
40-41 PETİNFO
unutuluyor olması, hastalar
konusunda konsultasyon
eksikliği ve son olarak da
maalesef ekonomik kaygılar
dolayısıyla sokak hayvanlarına
yapılacak olan desteklerin
esirgenmesidir.
Kliniğinize gelen hastalar
arasında kalp hastası var mı
varsa ne çeşit kalp hastalıkları
görülmektedir?
Birçok zaman hasta
sahipleri petlerinin kalp
problemi yaşadığının
tahmin edemiyorlar.
Kliniğimize başvuran
hastalarımızda anemnez
bilgilerinde de sıklıkla
kalp kaynaklı şikayetlerde
değil de çabuk yorulma,
halsizlik, hızlı solunum
veya abdominal solunum
problemleri gözlenmektedir.
Bu hastalarımızı
değerlendirdiğimizde büyük
bir çoğunluğunun küçük ırk
ve brachiacephalic köpekler
olduğu, bunlarında yine
büyük bir çoğunluğunun
geriatrik grupta olan hastalar
olduğu dikkat çekiyor. Tanıya
giden yolda mutlak suretle
hemogram, total biyokimya,
torasik radyografi ve EKG
uygulamalarını kliniğimiz
bünyesinde gerçekleştiriyoruz.
Kalpte VHS (vertebral heart
score) ile kalp kası büyümesi
tespit ediyoruz. Yapmış
olduğumuz değerlendirmeler
sonucunda genelde dilate
kardiyomiyopati, kongestive
kalp yetmezliği, atrial
fibrilasyon gibi olgularla sık
olarak karşılaşıyoruz. 
gerekli hijyen
koşullarının
ve klinik
standartlarının
sağlanabiliyor
olması, hizmet
kalitesinin
artmasına
yardımcı olur.
Kedi ve köpeklerin kalp
sağlığı yönünden rutin
veteriner hekim kontrolleri
de ihmal edilmemeli
ve mutlaka yapılmalıdır.
00-00 PETİNFO
kalp
Doğrular ve Doğru
Bilinen Yanlışlar
Günümüzdeki tüm teknolojik tanı yöntemlerine rağmen, kalp
hastalıklarının değerlendirilmesinde hekimin kardiyolojik bulguları
yorumlama becerisi tanı koymada hala önceliğini korumaktadır.
Yazar: VETERİNER HEKİM dr. ekrem çağatay çolakoğlu
T
eknolojik tanı yöntemlerinin
giderek gelişmesi ve yaygın
kullanımı ile edinsel ve
doğmasal kalp hastalıkları
artan sıklıkla teşhis
edilmekte ve tedavileri
gerçekleştirilmektedir. Kalp
hastalığı şüpheli kedi ve
köpeklerin; öncelikle şikayet
nedenleri belirlenmekte,
klinik muayeneleri
gerçekleştirilmekte, kan
analizleri, göğüs röntgenleri,
EKG ve ekokardiyografileri
yapılmaktadır. Endikasyon
bulunan hastalara; uzun
dönem Holter kaydı, strain
(Gerilim) ve strain rate (gerilim
hızı) görüntüleme, speckle
tracking ekokardiyografi ya da
kardiyak MR gibi çok daha ileri
görüntüleme ve tanı teknikleri
uygulanabilmektedir.
Çoğu zaman birçok tanı
ve görüntüleme tekniği
kalp hastalıklarının kesin
tanısını koymada birlikte
değerlendirilmektedir.
Yaygın Klinik Belirtiler
ve Muayene Bulguları
Kalp hastalıklı erişkin
köpeklerde en sık karşılaşılan
klinik belirtiler; öksürük
ve egzersiz kapasitesinde
azalmadır. Özellikle gece
öksürükleri mitral kapak
hastalıklı küçük ırk köpeklerde
daha belirgin olmakta ve
köpeklerin uyku kalitesini
olumsuz etkilemektedir.
Hasta sahipleri; köpeklerinin
oyun sonrası nefes nefese
kaldıklarını, öksürük
şikayetlerinin belirginleştiğini
ve merdiven çıkma gibi
aktiviteleri yapmada
zorlandıkları bilgisini hekime
vermektedir. Mitral kapak
hastalıklı küçük ırk köpek
sahiplerinin sıklıkla şikayet
ettikleri diğer belirtiler ise
daha önceleri gece sakince
uyuyan köpeklerinin artık
sürekli ev içerisinde dolandığı,
yer beğenmede zorlandığı
ve aile bireylerini rahatsız
ettiği şeklindedir. Dilate
Kardiyomyopatili (DCM) büyük
ırk erişkin köpek sahipleri
ise sıklıkla; güçten düşme,
karında gerginleşme ve sarkma
(Asites) şikayetleriyle Hekime
başvurmaktadır. DCM’li büyük
ırk köpeklerde ayrıca; patilerde
ödem nedenli şişkinlikler,
bayılma ve dilde morarmalar
da kalp hastalıklarının
belirtileri arasındadır. Büyük ve
küçük ırk erişkin köpeklerde
görülen bu belirtiler çoğu
zaman ortak da olabilmektedir.
Pediatrik köpeklerde ise kalp
hastalıklarının belirtileri
sıklıkla; dilde morarmalar,
solunum güçlüğü, gelişim
geriliği ve kilo kaybı
şeklindedir. Küçük ırk
köpeklerin kapak hastalıkları,
büyük ırkların ise kalp kası
zafiyeti (Kardiyomyopati)
gibi kalp hastalıklarına
yatkın oldukları akılda
tutulmalıdır. Kedilerde ise
kalp hastalıkları nedenli klinik
belirtiler çoğunlukla sinsi
ilerlemekte ve çoğu zaman
hasta sahipleri tarafından geç
fark edilmektedir. Solunum
güçlüğü, ani şekillenen
Gece öksürükleri
küçük ırk köpeklerde
daha belirgin olmakta
köpeklerin uyku
kalitesini olumsuz
etkilemektedir.
anoreksi, vücut ısısında düşme,
arka ayaklarda ani başlayan
paraliz durumu ve ağrı nedenli
sürekli inleme sesleri
Hipertrofik Kardiyomyopatili
(HCM) çoğu kedide hasta
sahiplerinin dikkatini çeken
ilk bulgular olmakta; bu
belirtiler fark edildiğinde
ise çoğunlukla geç kalınmış
olmaktadır. Bu hastalarda;
taban yastıklarının siyanotik
hal alması ve femoral nabzın
alınamaması da eşlik eden
arterial thromboembolizm
nedenli bulgulardır.
Kedilerin HCM’sinde sıklıkla
karşılaşılan bu şikayetler ve
kan analizlerinde total CK
yükselmeleri tanıda Hekimlere
yol gösterici olabilmektedir.
HCM’li kedilerde eşlik eden
pulmoner thromboembolizm
nedenli solunum güçlüğü
de şiddetlenebilmektedir.
HCM’nin sinsi seyretmesi,
özellikle kedilerde rutin
kardiyolojik kontrollerin
önemini ve ihmal edilmemesi
gerektiğini ortaya koymaktadır.
Kalp hastalığı şüpheli petlerin
kardiyak muayenelerinde;
DR. EKREM
ÇAĞATAY
ÇOLAKOĞLU
vücut ısısı ve ağız sağlığına,
mukozal yüzeylerdeki renk
değişikliklerine, kapillar
dolum zamanına, juguler
dolgunluğun varlığına,
femoral nabız kalitesine,
kalp ve solunum sayısı ile
üfürüm klasifikasyonuna
dikkat edilmelidir. Hastaların
muayenesinde Dirofilaria’nın
(Kalp kurdu) elemine edilmiş
olması önemlidir. Küçük
ırk köpeklerde ağız ve diş
sağlığı ile kapak hastalıkları
arasında ilişki bulunmaktadır.
Ağız ve diş sağlığı kötü olan
köpeklerde kapak hastalıkları
görülme sıklığı da artmaktadır.
Doğmasal kalp hastalıklarında
mukozal yüzeyler aşırı
derecede hiperemik ya da
siyanotik olabilirken; edinsel
kalp hastalıklarında ise solgun
olarak belirlenmektedir.
Kalp hastalıklı köpeklerin
kapillar dolum zamanları
çoğu zaman 2-3 saniyenin
üzerinde seyretmektedir.
Kalp hastalıklı köpeklerde;
juguler damarda dolgunluk
şekillenebilmekte, femoral
nabız vurumu azalmaktadır.
Pimobendan, myokardiyal
fonksiyonları geliştirici en önemli
inotrop ilaçlardan biridir ve Dilate
Kardiyomyopatisi olan köpeklerin
rutin tedavisine mutlaka eklenmelidir.
44-45 PETİNFO
Kalp hastalarının kalp ve
solunum sayılarında değişiklik
oluşmakta ve hastalarda
üfürüm duyulabilmektedir.
Üfürüm varlığı ile kalp
hastalıkları arasında her
zaman ilişkinin olmayabileceği
akılda tutulmalıdır.
Mitral Kapak Hastalığı
Köpeklerin mitral kapak
hastalığı tüm kalp hastalıkları
içinde köpeklerde en sık
rastlanan kalp problemlerinin
başında gelmektedir. Erkek ve
8 yaş üzerindeki köpeklerde
daha sık belirlenen hastalığın
görülme sıklığı yaş ilerledikçe
artış göstermektedir. Hastalık
kedilerde nadir olarak tespit
edilmektedir. Köpeklerin
mitral kapak hastalığının
daha sıklıkla; Cavalier,
Poodle, Pomeryan, Terrier,
Şivava ve Dachshund gibi
küçük ırk köpeklerde tespit
edildiği unutulmamalıdır!
Özellikle Terrier tipi
köpeklerde hastalıkla sıklıkla
karşılaşılmaktadır. Mitral kapak
hastalığı; mitral kapak üzerinde
başlayan miksömatöz
dejenerasyon nedenli
şekillenmekte, kapak üzerinde
nodüler oluşumlar ortaya
çıkmakta ve kapak fonksiyonu
bozularak sol atrium içine
doğru regürgitasyon akımı
meydana gelmektedir. Mitral
regürgitasyonun şiddeti
Trabzon doğumlu
Dr. Çolakoğlu; İlk, orta ve
lise öğrenimini Trabzon’da
tamamladıktan sonra 2003’te
Ankara Üniversitesi Veteriner
Fakültesine başlayarak
2008 yılında Lisans Eğitimini
Birincilik Ödülü’nü alarak
tamamladı. Aynı yıl A.Ü
Veteriner Fakültesi İç
Hastalıkları Anabilim Dalı’nda
doktora öğrenimine başladı.
2013 yılında “Köpeklerde Kalp
Hastalıklarında Aritmilerin
Holter Monitorizasyon Tekniği
ile Tanısı ve Sınıflandırılması”
konulu doktora tezini
tamamlayarak Dr. Vet. Hek.
ünvanını aldı. İlgi alanı
olan; kedi ve köpeklerde
veteriner kardiyoloji, kardiyak
aritmiler ve kardiyopulmoner
resüsitasyon uygulamaları
hakkında seminerler
vermektedir. Dr. Çolakoğlu;
halen A. Ü. Veteriner Fakültesi
İç Hastalıkları Anabilim Dalı
Araştırma Görevlisi olarak
görevini sürdürmektedir.
kedi & köpek
dilate
kardiyomiyopati
Hastalık idiyopatik ve genetik
nedenlerden şekillenebileceği
gibi; sekonder nedenlerden
dolayı da oluşabilmektedir.
Ağır metal zehirlenmeleri,
böcek sokmaları, sepsis,
doksarubisin gibi lenfoma
kemoterapisinde sıklıkla
kullanılan ilaçlar, taurin
ve l-karniten yetersizlikleri
sonucu myokardiyal
disfonksiyon ortaya
çıkabilmektedir. Myokardiyal
disfonksiyon sonucu kalbin
atım gücü ve atım hacmi
azalmakta ve klinik belirtiler
görünür hal almaktadır.
Bu hastaların göğüs
röntgenlerinde ise mitral
kapak hastalıklı köpeklerde
olduğu gibi kardiyomegali
görüntülenmektedir. Henüz
semptom göstermeyen DCM’li
köpeklerde erken dönemde
EKG’de ventriküler prematüre
atımlara (VPC) sıklıkla
rastlanmaktadır.
46-47 PETİNFO
arttıkça sol atrium boyutları
da artış göstermektedir. EKG
kayıtları her zaman spesifik
bulgular vermemektedir.
Çoğu hastanın göğüs
röntgenlerinde kardiyomegali
ile karşılaşılabilmektedir.
Kesin tanı ekokardiyografi
ile netleştirilmektedir.
Ekokardiyografik muayenede;
kalınlaşmış ve pürüzlü
görünüm kazanmış kapak
yapısı dikkati çekmekte,
nodüler kapak oluşumları
şekillenebilmektedir. Bu
hastalarda sol atrium ölçüleri
giderek büyümekte, sol atrium/
aort oranında artış meydana
gelmektedir. Bazı hastalarda
mitral kapağın sol atrium
içine doğru kubbeleşmesi
olarak tanımlanan mitral
prolapsus görülebilmektedir.
Her zaman oluşmamakla
birlikte ekokardiyografide sol
ventriküler egzentrik hipertrofi
ve değişen derecelerde
regürgitasyon belirlenmektedir.
Tedavi konusunda doğru
bilinen yanlışların başında
mitral regürgitasyonu olan her
hastaya tedavi uygulamasının
yapılması gelmektedir. Hafif
şiddetli mitral regürgitasyon
çoğu hastada tolere
edilebilmekte ve semptomsuz
seyredebilmektedir. Yapılan
birçok çalışmada; köpeklerde
asemptomatik seyreden
mitral kapak hastalıklarında
(hafif mitral regürgitasyonlu)
enalapril ve lisinopril gibi
ACE inhibitörleri verilmesinin
mitral regürgitasyon şiddeti
üzerine ve hastanın klinik
görünümü üzerine etkisini
olmadığı gösterilmiştir.
Dolayısıyla ekokardiyografik
olarak belirlenmiş hafif
mitral regürgitasyonlu ve
semptomsuz köpeklerde her
zaman tedavi uygulaması
gerekmemektedir! Aynı
şekilde mitral kapak hastalığı
teşhisi konulan ya da toraks
röntgenlerinde kardiyomegali
belirlenen hastalara
pimobendan gibi inotropik
ilaçlar verilmeden önce
sistolik disfonkskiyon bulguları
Çoğu kedide sinsi,
sessiz ve derinden
ilerleyen HCM, çok
ciddi klinik belirtilerle
ortaya çıkarabilir.
DCM Hastalığında ilk klinik belirtiler
ortaya çıkmadan önce yıllar sürebilen
uzun Enfeksiyöz ve endokrin nedenler
de myokardiyal disfonkiyon yaratan
olası sebepler olarak sayılmaktadır.
mutlaka değerlendirilmelidir.
Pimobendan etki mekanizması
gereği kalp kası kasılım
gücü üzerine etkisi olan ve
myokardial kasılım gücünü
arttıran bir ilaçtır. Sistolik
disfonksiyon bulunan veya
DCM teşhis edilmiş köpeklerde
kullanılması daha doğru
olmaktadır. Dolayısıyla; mitral
kapak hastalıklı köpeklerde
pimobendan gibi inotrop
ilaçlar reçete edilmeden
önce ekokardiyografik olarak
sistolik fonksiyonlar mutlaka
değerlendirilmedilir. Kaldı
ki, pimobendan’ın kardiyak
büyüklüğü azaltıcı etkisi de
bulunmamaktadır. Sistolik
disfonkisyon; kronik mitral
kapak hastalığı bulunan ya
da mitral regürgitasyonlu
köpeklerde hastalığın
ileri dönemlerinde
şekillenebilmektedir.
Ekokardiyografi ile sistolik
disfonksiyon belirlenen mitral
kapak hastalıklı köpeklerde
pimobendan kullanımı kabul
edilebilirdir. Kardiyomegali;
edinsel ya da doğmasal birçok
kalp hastalıklı köpekte ortak
radyolojik bulgu olmaktadır.
Bu nedenle; kardiyak teşhisi
kesinleştirmeden ve sistolik
fonksiyonları belirlemeden
toraks röntgenlerinde
kardiyomegali saptanan tüm
hastalara pimobendan reçete
edilmesi doğru değildir.
Dilate Kardiyomyopati
Köpeklerin dilate
kardiyomyopatisi (DCM)
sıklıkla büyük ırk köpeklerde
(Doberman, Boxer, Bulldog,
kedi & köpek
Golden, Labrador, Kangal ve
Akbaş) görülen miyokardial
fonksiyon kaybı ile karakterize
bir hastalıktır.
(DCM)’li köpeklerin
tedavisinde pimobendan rutin
tedaviye mutlaka eklenmelidir.
Çünkü; DCM hastalığı doğası
gereği değişen derecelerde
sistolik disfonksiyon ile
karakterizedir. Pimobendan
myokardiyal fonksiyonları
geliştirici en önemli inotrop
ilaçlardan biridir. DCM’li
hastaların tedavisinde doğru
bilinen yanlışların başında;
perikardiyal efüzyonun eşlik
ettiği hastalarda furosemid
gibi idrar söktürücülerin
yaygın kullanımıdır.
Perikardiyal efüzyonun
olmadığı DCM’li hastalarda
idrar söktürücülerin faydalı
etkileri vardır. Fakat, şiddetli
perikardiyal efüzyon varlığı
kardiyak çıkışı azaltmakta ve
dolaşan kan volümünde (ön
ve ardyük) azalmaya neden
olmaktadır. Bu hastalarda
idrar söktürücülerin
kullanımı ön ya da ardyük
volümünü iyice azaltmakta ve
önerilmemektedir. Bu durum
plöral efüzyonlu hastalar için
de geçerlidir.
Hipertrofik Kardiyomyopati
Kedilerin en sık
görülen kalp hastalığı olan
HCM, kediler arasında
sanıldığından çok daha yaygın
seyretmektedir. Çoğu kedide
sinsi, sessiz ve derinden
ilerleyen hastalık çok ciddi
klinik belirtiler ortaya
çıkarabilmekte ve o zaman
hasta sahipleri tarafından
dikkat çekici olmaktadır.
Genetik ya da ailesel temelli
olan hastalık klinik olarak
normal kedilerin %15-34’ünde
mevcuttur. Hastalık İran
kedileri, British Shorthair,
Ragdol, Maine Coon, Ankara
ve Van Kedilerinde yaygın
olarak gözlemlenmektedir.
Hastalığın ekokardiyografik
muayenesinde en belirgin
bulgu; sol ventriküler
konsantrik hipertrofidir. Sol
48-49 PETİNFO
ventriküler duvar kalınlığı
artmakta ve lümen genişliği
giderek azalmaktadır. Ne yazık
ki; çoğu HCM’li kedinin toraks
röntgenlerinde kardiyomegali
dikkat çekici olmamaktadır.
Bu nedenle, HCM’li kedilerin
kesin teşhisinde toraks
röntgenlerinden ziyade
ekokardiyografiye daha
çok güvenilmelidir. Arterial
thromboembolizmin kedilerin
kardiyak acillerinden
olduğu artık yaygın olarak
bilinmektedir. Arka ayaklarda
ani başlayan paraliz, vücut
ısısında düşme ve femoral
nabız yokluğu gibi klinik
görünümü olan hastalığın
HCM ile ilişkili olduğu ise
gözardı edilmektedir! Çoğu
zaman HCM’li kedilerin
kardiyak boşluklarında
makroskobik olarak thrombüs
görüntülenebilmektedir.
Embolinin eşlik ettiği HCM
hastalarında bilateral
paralizi çözmek için heparin
tedavisi (220 U/kg iv tek doz,
sonrasında 4 saat aralıklarla
200 U/kg sc) rutin tedaviye
mutlaka eklenmelidir.
Ağrılı seyreden
hastalarda ise NSAI ilaçlardan
faydalanılabilmektedir.
Bu konuda doğru bilinen
yanlışların başında ise
aspirin kullanımının kediler
üzerindeki toksik etkisinin
doz bağımlı olduğunun
unutulmasıdır! Ağrılı ve oral
alımı olan hastalarda aspirin
25mg/kg dozunda haftada
iki uygulama şeklinde hem
ağrının giderilmesi hem de
heparin sonrası embolinin
tekrar oluşmasını önlemek
adına güvenle kullanılabilir
Kedi ve köpeklerde
kalp hastalıklarının teşhis
edilmeleri ve tedavilerinin
gerçekleştirilmesi elbette
önelidir. Fakat daha da
önemlisi; küçük dostlarımızın
kalp sağlığı yönünden rutin
veteriner hekim kontrollerinin
de ihmal edilmemesi ve
mutlaka yapılmasıdır.
Küçük dostlarınıza sağlıklı
ve mutlu bir yaşam dilerim. 
Veteriner Kardiyolojide
Bir Dönüm Noktası
Yaşlanan kedi ve
köpeklerde de tıpkı
insanlar gibi yaşlılığa
bağlı gelişen hastalıklar,
hayat kalitelerini önemli
ölçüde etkilemekte ve
ölümlerin pek çoğu da
bu hastalıkların özellikle
organ yetmezliklerinin
bir sonucu olarak ortaya
çıkmaktadır. Bu noktada
“Konjestif Kalp Yetmezliği”
progresif yapısı, yaşa
bağlı olarak insidensinin
ciddi derecede artması
ve göz ardı edildiğinde
de hayat kalitesini ve
yaşam süresini oldukça
kısaltması ile önemli bir
rahatsızlık olarak kendini
göstermektedir. Bu durum,
yıllarını köpeği ile geçiren
hasta sahibi açısında
da oldukça dramatik bir
tablo oluşturmaktadır.
Vetmedin®, işte tam da
bu noktada Konjestif Kalp
Yetmezliği’nin yönetiminde
hem bir pozitif inotropik
hem de bir vazodilatör
ajan olarak çok önemli
bir rol üstlenmekte ve
dünya genelinde 15 yıldan
fazla bir zamandır kendi
yarattığı sınıfını başarı ile
temsil etmektedir.
İlgili çalışmaya
hekimlerimiz aşağıdaki
linkten ulaşabilirler.
http://www.ncbi.nlm.
nih.gov/pmc/articles/
PMC3546380
Hekimlerin
katkılarıyla gelişen
Vetmedin®
Türkiye’de lanse edildiği
11 Aralık 2012 tarihinden
bugüne kadar Vetmedin®
adlı ürünümüzü ve kullanım
alanlarını hekimlerimize
daha iyi tanıtabilmek için
lokal ve ulusal etkinliklere
verdiğimiz destek ve
saha ziyaretlerimiz ile
hekimlerimizin bilgilerini
güncellemelerine yardım
ve yeni gelişmelerden de
kendilerini haberdar etmek
için azami çaba gösterdik.
Geldiğimiz noktada
hekimlerimizin olumlu geri
dönüşleri bizleri oldukça
memnun etmektedir.
Vetmedin® ise global çapta
başarısını kanıtlamaya
ve yeni çalışmalar ile
veteriner kardiyolojide çığır
açmaya devam etmektedir.
Geçtiğimiz aylarda
yayınlanan “Protect
Study” adlı bağımsız bir
çalışmada, pimobendan’ın(
Vetmedin®) pre-klinik
dilate kardiyomiyopati’de
hastalığın oluşumunu
ve buna bağlı ölümleri
kayda değer bir şekilde
geciktirdiği ortaya konuldu.
beslenme
Kalbe
giden
yol
mideden
geçer
Sindirim ile kalbin çalışması
arasında sıkı bir bağ vardır.
Hangi kalp hastalığı söz konusu
olursa olsun, diyet tedavisinin
amacı vücut için gerekli
besleyici maddeleri sağlarken,
kalbin yorulmasını önlemektir.
50-51 PETİNFO
Beslenme, kalp ve
dolaşım sistemi
mekanizmasında
da etkin rol
oynamaktadır.
Kalp yetmezliği, spesifik
bir hastalık olmasından
ziyade bir sendromdur; kalbin
ve damarların fonksiyonel
ve yapısal anomalileri
sonucu meydana gelen bir
rahatsızlıktır. Klinik belirtilerini
ise düşük kardiyak output
(zayıflık, hareket etmekte
isteksizlik, bayılma), pulmoner
rahatsızlıklar (öksürük, zor
nefes alma) ve sistemik
sıvı retansiyonu (karaciğer
büyümesi, ascites) olarak
sıralayabiliriz. Özellikle yaşlı
hayvanlarda kronik böbrek
yetmezliği ve diğer böbrek
hastalıkları kardiyovasküler
yetmezliğe eşlik eder. Olası
bir kardiyak disfonksiyon
hayvanların durumunu daha
ciddi hale getirebilir, çünkü
kardiyak outputun ya da
diğer adıyla kalp debisinin
büyük bölümü böbreklerin
çalışmasında rol oynar.
Kronik böbrek yetmezliği ise
hem kullanmak istediğimiz
ilaçların dozajını etkiler hem de
yüksek tansiyonun meydana
gelme riskini arttırır. Dolaşım
sistemi, herhangi bir aksaklık
durumunda öncelikli olarak
beyin, böbrek ve kalp gibi kritik
organları beslemeye çalışır.
Mevcut bir kalp hastalığında bu
kompenzatif etkiyi vücuttaki
sodyum ve suyu atmaması
ile gerçekleştirir. Bu durum
ise ekstraselüler sıvı birikimi
ve bu durumun meydana
getirdiği klinik semptomları
ile sonuçlanır. Yaşamsal
fonksiyonların devamlılığı
için önemli olan beslenme,
vücudun temel mekanizması
olan kalp ve dolaşım sistemi
mekanizmasında da etkin
rol oynamaktadır.
Obezite sıklıkla meydana gelir
Hayvanların obezitesi, hem
tanı koymakta aldatıcı olabilir
- aşırı obezite durumunda
da zayıflık, isteksizlik ve hızlı
nefes alma gibi semptomlar
gözlenebilir- hem de
kardiyovasküler semptomların
meydana gelmesinde de rol
oynar. Yani obezite, minimal
düzeyde mevcut olan bir
kardiyovasküler rahatsızlığın
şiddetlenmesinde ve klinik
semptomların gelişmesinde
önemli rol oynayabilir.
Mamaların içeriği önemlidir
Kalp rahatsızlıkları
sodyum, klor ve suyun
geri emilmemesine neden
oldukları için, hasta sahibi
özellikle bu konular ile
ilgili bilgilendirilmeli.
Marketlerde bulunabilen
ticari mamaların sodyum
miktarı çok yüksek ve kalp
rahatsızlığı olan hayvanlara
hiç tavsiye edilmemelidir.
Özellikle yaşlı
hayvanlarda
böbrek hastalıkları
kardiyovasküler
yetmezliğe eşlik eder.
Kalp hastası hayvanlarda
kullanılan diüretikler, su yanı
sıra vücuttaki potasyum ve
magnezyum boşalmasını
da tetikler. Bu minerallerin
noksanlığı da göz önünde
bulundurulmalıdır.
Taurin
Kediler için bir esansiyel
amino asittir. Kedigillerdeki
enzim noksanlıklarından
dolayı vücut, sistinden
ve metioninden yeterli
miktarda esansiyel amino
asit sentezleyemez. Bu
madde noksanlığında kediler
kardiyomiyopatiye daha
yatkın olur. Köpeklerden
cocker spaniel ve golden
retrieverlerde de aynı durum
söz konusu olabilir. Kalp
rahatsızlığı olan hayvanlar
için özellikle geliştirilmiş
profesyonel mamalar bol
miktarda taurin içermektedir.
Karnitin
Karnitin, vücuda
giren besinlerin enerjiye
çevrilmesinde önemli rol
oynayan bir besin maddesidir.
Çoğunlukla memeli
hayvanların kalp ve iskelet
kaslarında bulunmaktadır;
kas hücrelerinin transport
mekanizmasında önemli
rol oynamaktadır.
Noksanlığında dilatasyonlu
kardiyomiyopatinin oluşma
riski büyük oranda artar.
L-Karnitin kullanımının,
bazı uluslararası çalışmalarda
yağ kütlesini azaltması,
kas kütlesini arttırması,
yorgunluğu gidermesi
şekilde gösterilmiştir.
52-53 PETİNFO
hoşuna
gidecek mi?
Mamadaki sodyumun,
yani tuzun azaltılması
durumunda hayvan sahipleri
tarafından sorulan en sık
soru “kedimin/köpeğimin
bu mama hoşuna gidecek
mi?” olacaktır. Nasıl olsa tuz,
spesifik tat kemoreseptörlerini
stimüle edip, hayvanların
mamadan daha büyük zevk
almalarını sağlar. Profesyonel
firmalar tabi bunu da
düşünüp, mamalara aynı
kemoreseptörleri stimüle eden
spesifik amino asitleri ekleyip
hayvanların damak tadına
gerçekten uygun mamaları
üretmeyi başardılar. Bazı
hayvanların hafif ısıtılmış
mama kokusunu alarak da
iştahı açılabilir. Çok seçici
petler için ise sahiplere
alıştırma süresi içerisinde
mamaya tuzsuz çorba,
domates sosu ya
da az miktarda bal
katmaylarını önerebiliriz.
HIll’s PrescrIptIon DIet’leri
Kontrollü beslenme
Kalp rahatsızlıklarının
varlığında kullanılacak
mamanın önemi,
beslenmenin uygulanacak
tedavinin seyrini
etkileyebilecek olması
nedeniyle artmaktadır.
Bu durumun bilincinde
olan Hill’s köpeklerde kalp
hastalıklarının yönetimi
için en etkili formülü olan
Hill’s Prescription Diet
h/d mamayı geliştirmiştir.
Hill’s Prescription Diet h/d
mama içeriğinde sodyum
klorid, potasyum ve
magnezyum gibi mineralleri
kontrollü ihtiva etmesi
sayesinde vücutta sıvı
dengesinin korunmasına
katkı sağlar, ayrıca idrar
söktürücülerin ve ACE
inhibitörlerinin etkili bir
şekilde kullanılabilmelerine
olanak verir. Aynı zamanda
kontrollü protein ve
fosfor içeriği sayesinde
bozulması muhtemel
böbrek fonksiyonlarının
korunmasına yardımcı
olur. Hill’s Prescription
Diet l/d ise formülüne
eklenmiş taurin ve L-karnitin
sayesinde kalp kası enerji
metabolizmasının en iyi
şekilde sürdürülebilmesine
yardımcı olur. Köpeklere
benzer şekilde kediler
için de kalp rahatsızlıkları
durumlarında vücutta sıvı
dengesinin sağlanmasına
katkı sağlayan Hill’s
Prescription Diet k/d
mama ve formülündeki
taurin sayesinde kalp kası
enerji metabolizmasını en
iyi şekilde destekleyebilen
Hill’s Prescription Diet
l/d mama gönül rahatlığı
ile kullanılabilecek Hill’s
ürünleridir. Hill’s Prescription
Diet ürünler ile ilgili
www.hillsproducts.com
adresini ziyaret edebilirsiniz.
beslenme
Farmina “Vet Life Cardiac”
Evcil hayvanların doğasına
uygun beslenme
Royal CanIn “CardIac canIne”
Tüm beslenme ihtiyaçlarını
karşılayan bir mama
Medikal tedavide amaç,
kalp hastalıkları ile ilişkili
semptomların olabildiğince
düzeltilmesi ve hastanın
rahat bir yaşam sürmesini
sağlamaktır. Royal Canin
“Cardiac canine” kuru
ve yaş veteriner diyetleri
bu aşamada tedaviye
yardımcı olmak amacıyla
can dostlarımızın tüm
beslenme ihtiyaçlarını
karşılamaktadır. Kalp
hastalıklarına sahip köpekler
genelde iştah ve kilo kaybı
belirtilerini gösterirler. Royal
Canin “Cardiac canine”
ürününlerinin köpekler için
lezzetli tadı ve yüksek
protein ve enerji miktarı
hayvanların normal vücut
ağırlığını korumasını
sağlamaktadır. Royal canin
“Cardiac canine” ürünleri
içerdiği polifenollerle
damar genişlemesine ve
54-55 PETİNFO
serbest radikallerin nötralize
edilmesine katkıda bulunur.
Ayrıca, kalp hastalığıyla
ilişkili kronik böbrek
yetmezliği riskini azaltmak
için ölçülü miktarda
fosfor içermektedir. Royal
Canin “Cardiac canine”
azaltılmış sodyum miktarı
kalp üzerindeki fazla iş
gücünü azaltır. Potasyum
ve magnezyum seviyeleri
de kalp rahatsızlığı olan
köpeklerin alması gereken
en uygun seviyeye göre
ayarlanmıştır. Mamanın
içerdiği Taurine ve
L-carnitine, kalp kası
fonksiyonu ve kasılması için
gerekli maddelerdir. Can
dostlarınızın sağlığına katkıda
bulunmak amacıyla Royal
Canin “Cardiac canine”
veteriner diyet ürünümüz
Veteriner hekim kliniklerinden
temin edilebilmektedir.
İştah kaybının önlenmesi,
düzenli egzersiz ve diyette
tuz kısıtlamasına gidilmesi,
kalp yetmezliğinin nedeni
ne olursa olsun kedi ve
köpeklerin kalplerinin iş
yükünün azaltılmasına
yardımcı olur. Bazı vakalarda
takviye edici maddelerin belli
oranda diyete eklenmesi
gereklidir. Özellikle protein
oranı kısıtlanmış diyetle
beslenen kedi ve köpeklerde
L-karnitin ve özellikle taurin
eksikliğine bağlı dilate
kardiomyopatiler gözlenmiştir.
Bu nedenle bu maddelerin
yeterli miktarlarda mamaya
ilavesi gereklidir. Vet Life
Cardiac reçete mamamız
kedi ve köpeklerde görülen
kronik kalp rahatsızlıkları
için geliştirilmiştir: Yüksek
miktardaki taurin oranı
intra ve ekstraselüler iyon
değişimini desteklerken,
miyokardiyumun
kontraktilitesini ayarlar.
Dengeli elektrolit seviyesi
ve Cl/K/Na oranları,
kardiomyopatiye veya
farmakolojik tedaviye bağlı
oluşan elektrolit dengesizliğini
telafi eder. L-Karnitin, lipit
metabolizmasını ve enerji
kullanılabilirliğini arttırarak
yağsız kas kütlesini destekler.
Fiziksel egzersizlere karşı
toleransı arttırır. Çözünebilir
ve çözünemeyen lifler,
dolaşımda olan trigliserit
ve kolesterol seviyelerini
azaltmaya yardımcı olur.
Yüksek sindirilebilirlik
özelliği ile besinlerden
üst düzeyde yararlanım
sağlanarak kardiyak kaşeksi
önlenir. Omega 3 yağ
asitleri, intestinal mukoza
için antiinflamatuar ve
koruyucudur. Yüksek biyolojik
değere sahip kaliteli protein,
doğru oranda aminoasit
alımını sağlar.
Kedi ve köpekler için Vet
Life Cardiac mamamız çok
yakında veteriner kliniklerinde
satışa sunulacaktır.
psikoloji
S
Evcil dostlarımız bizim
duygularımızla beslenir,
duygularımızı yansıtırlar.
Bu nedenle bizler de
olabildiğince sakin ve
telaşsız olmalıyız.
stres
Stres, yaşam standardını etkileyen bir durumdur. Dr. Gürbüz
Ertürk ile stresin hangi durumlarda meydana geldiğini ve
hayvanları stresten korumanın çeşitli yollarını inceleyelim.
56-57 PETİNFO
tres; günlük yaşamın
normal bir parçası
olup, organizmanın
rahatsız olduğu
koşullara verdiği
yanıttır. Bir tür adapte
olma durumudur. Uzun
süreli ve yoğun stres etkisi
zararlıdır. Kentleşme; küçük
yaşam alanları ve kalabalık
popülasyonlar sonucunu
doğurmuştur. Bunun yanı
sıra uzun çalışma saatleri
evcil dostlarımıza ayırdığımız
zamanı sınırlandırmıştır.Yani
stres faktörlerini artırmıştır.
Örneğin; köpekler serbest
doğada hayatta kalabilmek
için ailece mücadele ederler;
gençlere, yavrulara sosyalleşme
ve hiyerarşiyi öğretir, sürekli
meşgul olarak yaşam sürerler.
Hayata katılımı öğretir.
Ancak bizimle yaşayanlar,
bütün gün bizi bekler, akşam
olunca da televizyon veya
bilgisayar karşısındaki bizi
izlerler. Böylesine kötü yaşam
koşulları, uygun olmayan eğitim
yöntemleri, tahmin ve kontrol
edilemeyen olaylar stresi
tetikler. Bunlara ek olarak çeşitli
gürültüler, hareketsizlik, bir
yerden başka bir yere nakiller,
erken sütten kesme, yavruların
erken ayrılması, evde veya
kafeste sınırlandırılmış yaşam,
klinik ziyaretleri de stresi
tetikleyen faktörler arasında
sayılabilir.
Stresin fizyolojisi
Stresin organizmada
oluşturduğu yanıt; sempato
adreno medullar eksen ve
hipotalamik pituiter adrenal
eksen aracılığı ile oluşur. Stres
anında en önce “kaç ya da
savaş” yanıtı oluşur. Bu durumu
sempato adreno medullar
(SAM) eksen oluşturur.
Sempatik sinir sisteminin aktive
olması ile Katekolaminler
(adrenalin-noradrenalin)
salgılanır. Kalp daha hızlı atar,
solunum hızlanır, periferal
damarlar daralır, kan basıncı
artar, midriyasis oluşur. Bu
tam bir alarm durumudur. Kan
glukoz ve serbest yağ asitleri
psikoloji
Stres; davranışsal,
fizyolojik ve immunolojik
değişiklikler oluşturur.
köpek AGRESYON MERDİVENİ
Isırma
Tutma,
ısırmaya
çalışma
Hırlama
konsantrasyonu artmıştır.
Stres faktörlerinin etkisinde
uzun süre kalındığında (kronik
stres) hipotalamik pituiter
adrenal (HPA) eksen adrenal
korteksten glukokortikoidlerin
salınmasına neden
olur. Glukokortikoidler;
protein, glukoz, yağ asitleri
metabolizması ve bağışıklık
sistemi üzerine etki ederek
katabolizmayı arttırırlar.
Büyüme, tiroid fonksiyonları
ve üreme üzerine etki ederler.
Kuşkusuz bu etkiler olumsuz
yönde olmaktadır.
Meydana gelen değişiklikler
Stres; davranışsal, fizyolojik
ve immunolojik değişiklikler
oluşturur. Davranışsal
değişiklikler; havlama,
silkelenme, titreme, esneme,
burnunu yalama, sık nefes
alma, saklanma, kaşınma,
anormal tüy dökümü, tuvalet
alışkanlıklarında bozulma,
eşya parçalama, fazla uyuma,
kendini izole etme, iştahta
azalma, insan ve/veya diğer
hayvanlara saldırma. Fizyolojik
olarak kardiyovasküler, renal,
endokrin, gastrointestinal
ve kan parametrelerinde
değişiklik meydana gelirken
immunolojik olarak da
bağışıklık sistemi baskılanır.
Bütün bu davranışsal, fizyolojik
ve immunolojik etkilenimler;
hayvan refahını_ olumsuz
etkileyen faktörlerdir. Hatta
sadece refahı etkilemekle
58-59 PETİNFO
kalmayıp, sosyal ilişkileri
de olumsuz etkilerler. Stres,
agresyona kadar varabilen
bir seri davranışı tetikler.
Kendal Shepherd 2004
yılında köpeklerin stresten
etkilenimlerini agresyon
merdiveni adı ile ayrıntılı
şematize etmiştir.
Biz ne yapabiliriz?
> Uygun yaşam alanları
yaratmalı, hayvanların
çevresi zenginleştirilmeli.
Korktuklarında, yalnız kalmak
istediklerinde veya dinlenmek
için güvenle gidebilecekleri
alanlar yaratmalıyız.
> İyi kaliteli mamalarla
beslemeliyiz. Beslenme;
sağlığın ve iyi durumda
olmanın temelidir.
> Yalnız kaldıklarında
veya dinlenme anlarında özel
aranje edilmiş sakinleştirici
müzikler dinletebiliriz. Hatta
bu müzikler kliniklerimizde
sürekli çalabilir.
> Sakinleşmeyi ve
gevşemeyi sağlayan “T Touch”
masajı yapılabilir.
> Köpeklerde DAP (Dog
Appeasing Pheromone)
kedilerde Feliway kullanılabilir.
> Çeşitli anksiyolitik
ilaçlardan destek alınabilir.
> Sebebi belli
olan durumlara karşı
desensitizasyon uygulanabilir.
> Gürültülere (örnek olarak
gök gürültüsü) karşı özel
giysiler giydirilebilir. 
Kızgın,
sert
bakış
Yatıyor,
bacak
havada
Çömelmiş,
kuyruk bacak
arasında
Kulaklar
arkaya
yatık
Uzaklaşma
Arkasını
dönme,
oturma
Kafayı
yana
çevirme
Esneme,
gözlerini
kapama,
burnunu
yalama
Köpeklerin
stres ve tehdit
durumunda
verdiği yanıt
Kendal Shepherd - 2004
kedi & köpek
Osteoartritis,
köpeklerde
görülen ortopedik
problemlerin
en önemlisidir.
PROF. DR.
MUSTAFA ARICAN
Osteoartritiste
Güncel
Yaklaşımlar
Klivet Ankara
tarafından 21 Şubat
2016 düzenlenecek
olan seminerin
ana konuşmacısı,
Selçuk Üniversitesi
Veteriner Fakültesi
öğretim üyesi
Prof. Dr. Mustafa
Arıcan, katılımcılar
ile birlikte
osteoartritisin
her ayrıntısını
inceleyecekir.
60 PETİNFO
A
BD’de bir yaşının
üzerindeki
köpeklerin
% 20’sinde
osteoartritis’in
bir formu görülmektedir. 5
yetişkin köpekten 1 tanesinde
osteoartritis oluşmakta,
etkilenen köpeklerin % 62.5
da ise yürüyüş problemleri
görülmektedir. Osteoartritis,
köpeklerde görülen en önemli
eklem hastalıklarından
olup, topallıklarının yaklaşık
%37’sinin OA’dan ileri geldiği
bildirilmektedir. Osteoartritis,
synovial eklemlerin eklem
kıkırdağında progresif
dejenerasyona ilave olarak,
kemik ve yumuşak dokuda
değişikliklerle karakterize,
heterojen bir hastalık olarak
tanımlanır. Kıkırdak kaybı
ve osteofit üremesiyle
karakterizedir. Etiyolojisi tam
Prof. Dr. Mustafa Arıcan,
Akseki, Antalyalı olup Konya,
Selçuk Üniversitesi Veteriner
Fakültesi Klinik Bilimler
Bölümü Cerrahi Anabilim
Dalı’nda öğretim üyesi olarak
1989 yılından beri görev
almaktadır. Uzmanlık alanı
içerisinde yaptığı çalışmaları
ve araştırmalarını, yurtiçi ve
yurtdışı mesleki seminer ve
kongrelerde paylaşma fırsatı
buldu. Çalışmalarının ardından
meslektaşları ile birlikte
İspanya Southern European
Veterinary Conference (SEVC)
Kongresi’nde ödül kazandı.
olarak açıklanamamıştır.
Yapısal ve çevre faktörleri,
genetik duyarlılığı, endokrin
ve metabolik durum, mekanik
ve travmatik yaralar hastalık
nedeni olabilir. Gerçekte
eklem kıkırdağı ve subkondral
kemiğin yapısal hasarı ya da
tekrarlayan anormal uzun
süren eklem fonksiyonları
OA’yı oluşturur.
ağrı ve yangının gidermek
için yapılır. Osteoartritisde
tedavisinde ağrının giderilmesi
amaçlanır. Ağrı kontrolü
hastanın hareket etmesini
sağlayacaktır. Tedavinin diğer
bir amacı eklem hareketinin ve
yaşam kalitesinin arttırılması
ile beraber hastalık ilerleyişinin
durdurulmasıdır.
Ağrı kontrolü önemlidir
Bu seminerde,
osteoartritisn oluşum
mekanizması, teşhis
yöntemleri, osteoartritisin
tedavisinde güncel
yaklaşımlar, medikal
tedavilerin yanı sıra intraartiküler TZP, kök hücre
uygulama sonuçlarından
bahsedilecektir. Seminerin
ikinci bölümümde güncel
cerrahi uygulamalar hakkında
bilgi verilecektir. 
Eklem kıkırdağında oluşan
hasarı tamamlayacak herhangi
bir tedavi yöntemi şu ana
kadar bulunmamaktadır.
Sadece kıkırdakta oluşan
hasarının genişlemesini
önleyen sağaltım yöntemleri
vardır. Bunun sebebide
OA teşhisinin geç ve geri
dönüşümü olmayan dönemde
yapılmasına bağlanır.
Semptomatik tedavinin amacı
Güncel bilgiler
Download