M. Meclisi B : 108 va Kuvvetlerinin her meselenin başında olduğu düşünülerek, mevzua hu yönden girilmesi ha­ yatî bir zarurettir. Burada düşünülen dört muhrip nerelerde kullanılacalktır? Ya Karadenizde, ya Eğede, ya Alkdenizde. KaradenizdeM çok ağır Sovyet ha­ va ve deniz baskısı karsısında, orada istihdam­ ları çok büyük bir şanstır. Marmara'da istih­ dam emniyetli olursa da, bu dar saha için bu kadar masrafa gidilemez. O halde mutlaka Ege veya Akdenizde kullanılacaklardır. Gerek Eğede, gerekse Akdenizde; 1965 te mevculdohnıyan Sovyet daimî filosu, Amerikan ve NATO'nun diğer donanmalarına da meydan okumaktadır. Bu muhripler yalnız Yunanlılara veya Kıbrıs'a karşı kullanılma şeklinde düşünü­ lürse, diğer büyüklerin bu işlere de bulaşmaları daima beklenir. Böyle büyük deniz kuvveti ça­ tışmalarında bizimkilerin kolaylıkla', ve süratle kendilerini muhafazaları da büyük bir şanstır. Görülüyor ki, ister Karadenizde, ister Ege ve Akdenizde denizüştü silâhları için şanslı ve yurt savunmasına büyük katkılı vazife «-örme imkânları zayıftır. O halde, mutlaka deniz kuv­ veti üzerinde durulursa, başka gemilere doğru düşünceyi kaydırmak gerekir. Bunlar ya hü­ cumbotları gibi hızlı, fakat neticede yine muh­ rip desteği istiyen gemileri akla getirir; ya da büyük inşaata ve büyük inisiyatife sahip ve Ka­ radeniz'de dahi hasmı yıldıracak gibi kullanma imkânı veren denizaltı gemilerini hatıra geti­ rir. Bu silâh, yani denizaltı gemisi AJkdenizdeki diğer donanmaları da çok düşündüreceği gibi, devamlı hava desteği isteği gibi risklere de se­ bebiyet vermez. O halde yalnız Deniz Kuvvet­ lerini güçlendirmeye doğrulan bir düşünce dahi bizi, bu dört muhrip için denizaltı gemisine ge­ tirip karar kıldırmaktadır. Kaldı M, bu denizaltıları da, en az yarı ya­ rıya olmak üzere kendimiz yapabiliriz. Şuna da parmak basarak, daha etraflı bir muhakeme ile karara varmak uygun olur ki, o da; bir nisbet dâhilinde havayı da düşünmek lâzımdır. Hava Kuvvetleri, gerek kuvvetleri ve gerekse yurdun hava savunmasını sağlamaktan sorumludur. Bütçe dışı 500 milyonluk bir ayrı ödeneğe beş yıl için gidilirken, 200 - 300 milyon daha koyarak ikinci hava kuvvetimizi kurma çabala— 65 4 . 6 . 1971 0:1 rina girmek ve daha ilerisini de düşünerek bü­ tün kuvvetleri en az 10 yıllık bir plân ve prog­ ramla modernize ederek millî bir bünyeye git­ mek üzerinde durulacak bir konumuz olmalıdır. O halde meseleyi, dört muhrip ahım veya yapı­ mı gibi basit bir görüşten çıkararak, Silâhlı Kuvvetleri güçlendirme ve modernize etme programı içinde ele almak ve mutlaka yalnız deniz üzerinde İsrar etmemek, edilirse işi de­ nizaltı gemisine tahvil etmek lâzımgelir. Fakat en doğrusu, Silâhlı Kuvvetleri millî bir bünye­ ye mâlik kılmak için, en az 10 yıllık ve daha da uzağa şâmil bir plânlamaya götürmek elzemdir. Bu meyanda Hava Kuvvetlerimizi, Birinci ve Üçüncü Hava Kuvveti yanında, bir de İkinci Hava Kuvvetine kavuşturmak ve yenileşmeye gitmek; Kara Kuvvetlerini zırhlı, mekanik ve uçar kuvvetler halinde genişletmek; Deniz Kuvvetlerini, denizaltı büyük kuvve­ tine dayanan bir bünyeye sahip kılmak esas dü­ şünce olmalıdır. Türkiye'nin yarını ancak böyle emniyete alı­ nabilir. Maruzatımız bu kadardır, teşekkür ede­ rim. HAYRETTİN HANAGASI (Elâzığ) — Grup âdına söz istiyorum. BAŞKAN — Grup adına Sayın Hanağası, bu­ yurun. C. H. P. GRUİPU ADINA HAYRETTİN HANAĞASI (Elâzığ) — Sayın Başkan, sayın arkadaşlarım; Görüşülen konu Türk Silâhlı Kuvvetlerinin esas unsuru, vurucu ve anaunsurlarından birisi olan Deniz Kuvvetleri ile ilgili bir konudur. Dünyanın bugünkü gidişimde ve akışında, milletlerin savunma potansiyeli ve gücü topyekûn savunma esaslarına göre ayarlanmalı ve uygulanmalıdır. Her dalda ve her yönde gereği ve gerekeni zamanında esirgenmeden verilmeli ve uygulanmalıdır. 1965 yılından beri söz konusu olduğu ileri sürülen ve Deniz Kuvvetlerimin gücünü artırıcı bir imkânı sağlama yönünde önümüze gelmiş olan bu kanun tasarısı, Türk Donanmasına, Deniz Kuvvetlerine günün şartlarına uygun mo­ dern ve mücehhez yeni dört tane deniz vasıta­ sını sağlama imkânını bahşedecektir. Aslında bu konuda uzun uzadıya konuşma­ mak gerekir. Silâhlı Kuvvetler için savunma-