SOVYETLER BIRLIĞI SONRASI BALTIK ÜLKELERI,

advertisement
SOVYETLER BIRLIĞI SONRASI BALTIK ÜLKELERI,
EKONOMIK YAPISI, AVRUPA’YA ENTEGRASYONU VE
TÜRKIYE İLE İLIŞKILERI
BALTIC COUNTRIES AFTER SOUTH AFRICA, ECONOMIC STRUCTURE, INTEGRATION TO
EUROPE AND RELATIONSHIP WITH TURKEY
ÖZET: Baltık Ülkeleri adını coğrafi bölgeden almaktadır. Beraber anılmaları aynı tarihi kaderi paylaşmalarından
kaynaklanmaktadır. Baltık ülkeleri olarak adlandırılan bu ülkeler, Baltık Denizi’nin doğu kıyısında yer almaktadır. Bu ülkeler tarihte Prusya, Danimarka, İsveç, Polonya ve son olarak
da Sovyetler Birliği’nin egemenliklerinde kalmıştır.
Eski Sovyetler Birliği içinde sadece Baltık Cumhuriyetleri modern devlet deneyim ve anlayışı yaşamışlardır.
Coğrafi konum olarak Kuzey Avrupa ülkelerine yakın olmasından dolayı Avrupa kültür ve değerlerine entegre olmada
zorluk çekmemişlerdir.
Türkiye ile Baltık ülkeleri arasında toplam ticaret hacmi 1,5 milyar dolar civarındadır. Bölge ülkeleri ile Türkiye
arasındaki başlıca ticaret kalemlerini; tekstil, motorlu kara taşıtları, ağaç ürünleri ve azotlu gübreler oluşturmaktadır. Son
zamanlarda Türkiye’yi ziyaret eden Baltık ülkelerinden gelen
turist sayılarında artışlar gözlemlenmektedir.
ANAHTAR KELİMELER: Baltık Ülkeleri; Sovyetler
Birliği; Türkiye
ABSTRACT: The Baltic States is named after the geographical region. Together they share the same historical
destiny. These countries, called the Baltic States, are located
on the eastern shore of the Baltic Sea. These countries have
historically remained under the sovereignty of Prussia, Denmark, Sweden, Poland and finally the Soviet Union.
In the former Soviet Union only the Baltic republics experienced modern state experience and understanding.
Because of their geographical proximity to northern European countries, they have not had difficulty in integrating into
European culture and values.
The total trade volume between Turkey and the Baltic
states is around $ 1.5 billion. Main trade items between the
countries of the region and Turkey; Textile, motor vehicles,
wood products and nitrogenous fertilizers. There have been
recent increases in tourist numbers from Baltic countries visiting Turkey.
KEYWORDS: Baltic States; The Soviet Union; Turkey.
Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı Sayı 53 Ağustos 2017/ 53
1. Baltık Ülkeleri Kimliği
Baltık ülkeleri olarak bilinen
bu ülkelerin beraber anılmalarının en
büyük nedeni ortak tarihi kaderi paylaşmalarından
kaynaklanmaktadır.
İkinci Dünya Savaşı sonrası Sovyetler
Birliği işgali altına girmeleri ve yine
Sovyetlerden yakın tarihlerde bağımsızlıklarını ilan etmeleri ortak kaderi
desteklemektedir. Yine bu üç ülke aynı
düşmanlarla savaşıp hayatta kalma
mücadelesi vermişlerdir. Özellikle 18.
yüzyılda Çarlık Rusya’sının zulmü, birinci Dünya Savaşı sonrası bağımsızlık
mücadeleleri ve sonrasında Sovyet
işgali bu ülkelerin ortak kaderi sayılmaktadır. Tarihi açıdan bu ortak kaderler, ülkelerin Baltık ülkeleri olarak
beraber anılmasında en büyük etken
olmaktadır. Yine üç ülkenin aynı bölgede ve Baltık Denizine kıyısı olması
“Baltık” adını ön plana çıkarmaktadır.
Ortak tarihi kaderi paylaşan bu
ülkelerin aynı zamanda birbirinden
çok farklı özellikleri de bulunmaktadır.
En önemli farklı özellikleri ise konuştukları dil ve dil grubu yer almaktadır.
Yine kültürleri, gelenek ve görenekleri,
sosyal, psikolojik ve toplum yapılarında da farklılıklar görülmektedir.
Günümüzde Baltık Ülkelerini
Estonya, Letonya ve Litvanya oluşturmaktadır. Baltık Denizi’ne kıyısı bulunan diğer ülkelere ise genel olarak
İskandinav ülkeleri denilmektedir. Bu
üç ülkenin toplam yüz ölçümü 175 bin
kilometre kareyi bulmaktadır. Tarihsel
açıdan birçok baskılar altında yaşasalar da kendilerine özgü kültürel miraslarını günümüze kadar taşımayı başarmışlardır. Ayrıca bu ülkelerde Alman,
Rus ve Polonya kültürlerine de rastla-
Tablo 1. Baltık Ülkeleri Genel ve Ekonomik Göstergeleri
Resmi Adı
Başkenti
Kuruluş Tarihi
Nüfus
Yüz ölçüm
Dil
Din
Bağımsızlık Tarihi
Para Birimi
GSYİH1
KBDMG2
Enflasyon Oranı
İşsizlik Oranı
Estonya
Letonya
Litvanya
Estonya Cumhuriyeti
Tallin
02 Şubat 1920
1, 408 Bin
45, 226 km²
Estonyaca
% 16 Hristiyan % 75
Belirsiz
20 Ağustos 1991
Euro (1 ocak 2014
itibarıyla)
24,28 milyar USD
(2013)
22,400 Dolar
% 3,4
% 10,9
Letonya Cumhuriyeti
Riga
18 Kasım 1918
2.165 Bin
64.489 Km2
Letonyaca
% 35 Hristiyan, % 65
Belirsiz
21 Ağustos 1991
Euro (1 ocak 2014 itibarıyla)
30,38 milyar USD
(2013)
19,100 Dolar
% 0,2
% 9,8
Litvanya Cumhuriyeti
Vilnius
16 Şubat 1918
2.871 Bin ( 2016 tahmini)
65.300 Km2
litvanca
Katolik % 77, Ortodoks
%4
01 Mart 1990
Euro (1 ocak 2014 itibarıyla)
41,24 milyar USD (2015)
Kaynak: T. C. Dış İşleri Bakanlığı, DEİK, TÜİK derleme
1 Gayri Safi Yurt İçi Hasıla 2 Kişi Başına Düşen Milli Gelir
Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı Sayı 53 Ağustos 2017/ 54
14,172 Dolar
% 1,6
% 8,1
mak mümkündür. Günlük hayatta yabancı dil olarak Rusça ve Lehçe dilleri
konuşulsa da, İngilizce daha yaygın
şekilde kullanılmaktadır.
Baltık ülkeleri için turizm
önemli bir gelir kaynağı oluşturmaktadır. Sahip oldukları tabii ve tarihi
güzellikler önemli turizm potansiyeli
oluşturmakla beraber yabancı ziyaretçiler açısından çekici hale gelmektedir.
Estonya 1500 kadar ada ve adacığa sahiptir. Bu ülkelerin güzel sahil şeritleri
turistler için gözde tatil ve dinlenme
merkezi oluşturmaktadır.
2. Giriş
Baltık ülkeleri tarihte Prusya,
Danimarka, İsveç, Polonya ve son olarak da Sovyetler Birliği’nin egemenliklerinde kalmıştır. Sadece 1920 – 1939
yılları arasında bağımsız olarak yaşasalar da bağımsızlıkları pek fazla uzun
sürmemiştir. Ağustos 1939 yılında Almanya ile Sovyetler Birliği arasında
yapılan anlaşma neticesinde bu ülkeler Sovyetler Birliğine bağlanmıştır. 21
Temmuz 1940 tarihinde Sovyetler Birliği içinde cumhuriyet statüsü kazanmışlardır. Her ne kadar Sovyetler Birliğine bağlansa da bu ülkelerde Sovyet
karşıtlığı hiçbir zaman sona ermemiştir. Sovyetler Birliği’nin son devlet başkanı Mihail Gorbaçov’un uygulamaya
koyduğu perestroyka (yeniden yapılanma) ve Glasnost (açıklık ve şeffaflık)
politikaları ters etki yaparak Sovyet
karşıtlığını daha da körüklemiştir. 1985
yılı sonrası sözde basın ve yayın özgürlüğünün sağlanması Sovyet karşıtı düşünce ve söylemlerin artmasında etkili
olmuştur. Avrupa ülkelerindeki sosyal
ve ekonomik ilerlemeler, 1989 yılında
Baltık Ülkelerinin ekonomik bağımsızlıklarını ilan etmelerine zemin hazırlamıştır. 1991 yılındaki Sovyet darbesinin başarısızlıkla sonuçlanmasıyla bu
ülkeler bağımsızlıklarına kolay şekilde
kavuşmuştur1.
Eski Sovyetler Birliği içinde sadece Baltık Cumhuriyetleri modern
devlet deneyim ve anlayışı yaşamışlardır.
1 Yrd. Doç. Dr. Emine AKÇADAĞ ALAGÖZ www.bilgesam.org/incele/792/-baltik-ulkeleri-ve-bati-ile-entegrasyon/
Coğrafi konum olarak Kuzey Avrupa
ülkelerine yakın olmasından dolayı
Avrupa kültür ve değerlerine entegre
olmada ciddi zorluk çekmemişlerdir.
Fakat bağımsızlıklarının ilk yıllarında
batı toplumuna entegre olmada bir
takım sorunlar yaşasa da bu sorunlar
kısa sürede atlatılmıştır. Bu sorunlara değinilecek olunursa; birincisi, bağımsızlıklarının ilk yıllarında Sovyet
askeri gücünün bu topraklarda varlığı. Sovyet gücün varlığı bu ülkelerin
uluslararası arenalarda yerlerini almasını zorlaştırmış ve tehdit unsuru oluşturmuştur. 1998 yılında Sovyet askeri
birliklerin bu topraklardan tamamen
çekilmesiyle yeni dönem başlamıştır.
İkincisi, toprak ve sınır sorunlarıdır. Bu
sorunun çözümü için üç ülke sınırlarının 1920 yılındaki gibi olmasını talep
etmiş, fakat ülke sınırları Sovyet yönetiminin daha önce belirlediği şekilde
çizilmiştir. Üçüncüsü, enerji kaynakları
bakımından oldukça fakir olan bu ülkelere Rusya Federasyonu’nun enerji
ve enerji kaynaklarını baskı unsuru
olarak kullanmasıdır.
3.Baltık Ülkeleri Ekonomisi
2016 yılı TradeMap verilerine
göre Estonya’nın toplam dış ticaret
hacmi yaklaşık 29 milyar ABD doları
olarak geçekleşmiştir. Bu dönem içinde 13,2 milyar dolar ihracat gerçekleşirken, ithalat ise yaklaşık 15 milyar
dolar olarak gerçekleşmiştir. Estonya
2016 yılında yaklaşık 1,8 milyar dolar
dış açık vermiştir.
Sovyetler Birliği döneminde
Estonya, ekonomik ve halkın refahı
açısından en zengin cumhuriyetler
arasında yer almıştır. Geçiş döneminde kişi başına düşen milli gelirde az
da olsa azalma görülse de günümüzde yaklaşık 23 bin ABD doları ile eski
Sovyetler Birliği ülkeleri içinde en yüksek durumdadır. Diğer Baltık ülkeleri
olan Letonya ve Litvanya’da kişi başına
düşen milli gelir Estonya’ya göre biraz
daha az olsa da diğer bağımsız eski
Sovyet ülkelerine nazaran yüksek durumdadır.
Estonya’nın dış ticaret ortaklarını yakın komşu ülkeleri olan İsveç,
Finlandiya, Rusya Federasyonu, Letonya, Litvanya ve Almanya oluşturmaktadır. Başlıca ihraç kalemleri arasında
makine ve ekipmanlar, ahşap, metal,
mobilya, araç ve yedek parçaları yer
almaktadır. İthalat kalemlerini ise;
makine ve ekipmanları, mineral yakıtlar, kimyasallar, gıda, tekstil ve plastik
ürünler yer almaktadır.
Letonya’nın dış ticaret ortaklarını genel olarak bölge ve komşu ülkeleri olan başta Rusya Federasyonu olmak üzere Litvanya, Estonya, Almanya,
Polonya ve İsveç oluşturmaktadır. Ülkenin ihracat kalemleri arasında gıda
maddeleri, ahşap ve ürünleri, metal,
makine ve teçhizatları yer almaktadır.
Başlıca ithalat kalemleri arasında ise;
makine ve parçaları, kimyasallar, yakıtlar ve araçlar bulunmaktadır.
Litvanya’nın resmi istatistik
kurumu olan Statistics Lithuania’nın
açıkladığı verilere göre, 2016 yılında
Litvanya’nın gerçekleştirdiği toplam
ihracat 22,6 milyar dolar olurken, toplam ithalat ise 24,7 milyar dolar olarak
gerçekleşmiştir. Ülkenin yaklaşık dış ticaret açığı ise 2,1 milyar dolar olduğu
belirlenmiştir.
Litvanya’nın en önemli ticaret
ortaklarını bölge ve komşu ülkeleri olan; Rusya Federasyonu, Letonya,
Polonya, ve Almanya ilk sıralarda yer
almaktadır. İhracatta ve ithalatta en
önemli kalemleri makineler, tıbbi cihazlar, elektrik donanımlar, mineral ve
kimyasal ürünler oluşturmaktadır.
4. Baltık Ülkelerinin
Batı Ülkelerine Entegrasyonu
Baltık ülkelerinin, Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla kurulan ve eski
SSCB ülkelerinden oluşan Bağımsız
Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı Sayı 53 Ağustos 2017/ 55
5. Türkiye Baltık Ülkeleri İlişkileri
Devletler Topluluğu (BDT) içerisinde
yer almayı reddetmesi ve BDT2 ülkeleri ile önemli ölçüde bağlantılarını
sınırlandırması Batı Avrupa ülkeleri ile
yakınlaşmasına zemin hazırlamıştır.
Özellikle Baltık Denizi kıyılarındaki ülkelerle ilişkileri artırarak, Almanya ve
Polonya’ya yakınlaşarak, Atlantik ittifakına girmek ve ABD ile yakınlaşmak
en büyük çabalarını oluşturmaktadır.
Bu ülkelerin girişim ve gayretleri NATO
ve AB üyelikleri ciddi hedefleri arasında yer almaktadır. Fakat NATO’ya üye
ülkelerin, Baltık ülkelerinin ittifaka
üyeliği gerek finansal gerek stratejik
açıdan kaygılar taşıdığı söz konusudur.
Bu kaygıları finansal ve stratejik kaygılar olarak iki kısımda toplamak mümkündür. Reformların gerçekleştirilmesi
için verilmesi gereken maddi destek
AB bütçesini etkilemesi, finansal kaygı
oluşturması söz konusudur. Stratejik
kaygı ise, AB ülkelerinin Rusya Federasyonu ile ilişkilerin gerginleşmesine
yol açabilme ihtimalinin olması olarak
yorumlanabilir.
2000’li yıllara kadar Baltık ülkelerinin Batı’ya yakınlaşma çabaları
sıkıntılı geçse de 2002 yılında diğer
balkan ülkeleri olan Bulgaristan, Romanya, Slovakya ve Slovenya ile beraber Baltık ülkeleri de NATO’ya üyelik
müzakerelerinin başlaması için davet
edilmiştir. İki yıllık müzakere sürecinin
tamamlanmasından sonra 2004 yılında Balkan ülkeleri ile birlikte NATO’ya
üye olmuşlardır.
Türkiye Cumhuriyeti hem Balkan Ülkelerini hem de Baltık Ülkelerinin NATO’ya dahil olmasını sürecin başından sonuna kadar desteklemiştir.
Baltık ülkelerinin Avrupa Birliği’ne üyelik çabaları 1991 yılında kurulan diplomatik ilişkilerle başladığını
söylemek mümkündür. 1994 yılında
serbest ticaret anlaşması ve 1995 yılında ortaklık anlaşmaları imzalanmıştır.
1995 yılında Baltık ülkeleri Avrupa Birliğine üyelik talebinde bulunmuşlardır. Fakat bu ülkelerin üyelik şartlarını
1999 yılı Helsinki zirvesine kadar yerine getirmeleri istenmiştir. 2002 yılında
AB komisyonunun birliğin genişlemesi adına aldığı kararla Baltık ülkeleri
diğer Doğu Avrupa ülkeleriyle birlikte
2004 yılında resmen Avrupa Birliği’ne
üyelikleri kabul edilmiştir. Netice itibarıyla Rusya Federasyonu’nun bu ülkeler üzerinde stratejik ve psikolojik baskısı tamamen sona ermiştir.
Kısacası Sovyetler Birliği’nin
dağılma sürecine girmesi, Baltık ülkelerinin bağımsızlıklarına kavuşmasını
hızlandırmıştır. Bu ülkeler ekonomik
ve stratejik bakımdan doğru kararlar
alarak Batı Avrupa ülkelerine yakınlaşma çabası göstermişlerdir. Sonuç
olarak NATO ve AB üyelik hedef ve
amaçlarına Rusya ile ciddi sıkıntı içine
girmeden ulaşmışlardır.
2 Bağımsız Devletler Topluluğu
Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı Sayı 53 Ağustos 2017/ 56
Türkiye ile Estonya arasında ilişkilerin temeli 1 Aralık 1924 tarihinde
iki ülke arasında imzalanan Dostluk ve
İşbirliği Anlaşmasına dayanmaktadır.
Yaklaşık 51 yıl Sovyetler Birliği himayesinde kalan Estonya bağımsızlığını
kazandıktan kısa süre sonra 2 Ekim
1991 tarihinde Türkiye ile diplomatik
ilişkiler tekrar başlamıştır.
2016 yılı verilerine göre iki ülke
arasındaki toplam ticaret hacmi yaklaşık 408 milyon ABD doları olarak gerçekleşmiştir. Estonya’ya, Türkiye’nin
ihracat kalemlerinin en önemlileri
arasında tekstil ve mensucat ürünleri,
motorlu kara taşıtları, çeşitli makine
ve cihazlar yer almaktadır. Türkiye’nin
Estonya’dan ithalat kalemlerini başta
demir ve çelik olmak üzere elektrikli
makine ve cihazlar ve mücevheratlar
oluşturmaktadır.
Turizm açısından Türkiye, Estonya’nın birinci turizm destinasyonu
konumunda yer almaktadır. 2016 TÜİK
verilerine göre Estonya’dan Türkiye’ye
gelen turist sayısı yaklaşık 36 bin olarak kayıtlara geçmiştir.
Tarihi açıdan Estonya - Türkiye
ilişkileri ise, 1877 – 1878 Osmanlı – Rus
savaşında esir düşen Osmanlı askerleri Estonya’ya defnedilmiştir. Bu ülkede hayatlarını kaybedenler anısına
14 Kasım 2008 tarihinde Estonya’nın
Rakvere şehrinde şehitlik anıtı açılmıştır. Böyle bir girişim iki ülke arasındaki
dostluk ilişkisini pekiştirmiştir.
Türkiye, Letonya Cumhuriyeti’ni ilk kez
1925 yılında tanımış yapılan dostluk
anlaşmasıyla iki ülke arasındaki ilişkiler başlamıştır.1944 yılındaki Sovyet
işgali ise Türkiye tarafından tanınmamıştır. Letonya’nın Sovyetler Birliği’nden bağımsızlığını kazanmasından
kısa süre sonra Ağustos 1991 yılında
iki ülke arası diplomatik ilişkiler yeniden başlamıştır. 12 Temmuz 1994
tarihinde Letonya ile Türkiye arasında
Dostluk ve İşbirliği Anlaşması yeniden
imzalanmıştır.
2016 yılı verilerine göre Letonya ile Türkiye arasında toplam ticaret
hacmi yaklaşık olarak 398 milyon ABD
doları olarak gerçekleşmiştir. Türkiye’nin bu ülkeye başlıca ihracat kalemlerini otomotiv yedek parça, hazır giyim, mineral yağlar ve merkezi ısıtma
kazanları oluşturmaktadır. Türkiye’nin
bu ülkeden ithalat kalemlerini ise,
hurda demir – çelik, canlı büyükbaş
hayvanlar ve kaplamalı levhalar teşkil
etmektedir.
2016 yılında Türkiye’yi yaklaşık
34 bin Letonyalı turist ziyaret etmiştir.
İlk Türkiye ile Litvanya arasındaki ilişkiler 17 Eylül 1930 tarihinde
imzalanan Dostluk Anlaşması ile başlamıştır. Sovyet işgaliyle iki ülke arasındaki ilişkiler Litvanya’nın bağımsızlığına kadar askıya alınmıştır. Litvanya’nın
bağımsızlığını kazanmasının hemen
sonrası 3 Eylül 1991 tarihinde diplomatik ilişkiler tekrar başlamıştır.
2016 yılı verileri itibarıyla Türkiye ile Litvanya arasındaki toplam ticaret hacmi yaklaşık 539 milyon ABD
doları olarak kayıtlara geçmiştir. Türkiye’nin bu ülkeye belli başlı ihracat
ürünlerini motorlu kara taşıtları, tekstil
ürünleri ve kıymetli taşlar oluşturmaktadır. Bu ülkeden ithalat kalemlerinde
ise madencilik ürünleri, azotlu gübreler ve dokunmamış mensucatlar yer
almaktadır.
Turizm açısından Litvanya vatandaşları en çok Türkiye’yi tercih etmektedir. 2016 yılı turizm verilerine
göre Türkiye’yi 110 bin Litvanyalı turist
ziyaret etmiştir.
Litvanya’da yaklaşık 4 bin Tatar, bin kadar Azeri Türklerinden müteşekkil olan bir Müslüman topluluğu
bulunmaktadır. Litvanya’nın Kaunas
şehrinde 1 cami ve Vilnius, Kırk Tatar,
Nemezis ve Rayziai şehir ve yerleşim
yerlerinde birer mescit olmak üzere
toplam 4 mescit bulunmaktadır. T. C.
Diyanet işleri başkanlığı 1993 yılından
itibaren bu ülkedeki Müslümanlara
din hizmeti vermek amacıyla din görevlisi görevlendirmektedir. Ayrıca bu
ülkede 400 civarında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ikamet etmektedir.
6. Sonuç Yerine
hacmini daha da artırmalıdır. Türkiye
bu ülkeleri transit geçiş üssü oluşturarak İskandinav ülkelerine açılmalıdır.
Yine Türkiye Baltık ülkelerinden daha
fazla turistlerin ülkemizi ziyaret etmelerini sağlamalıdır.
Kaynakça
•
•
•
•
Baltık ülkelerinin bağımsızlık mücadelesi yaklaşık bir buçuk yıl
sürmüştür. 1 Mart 1990 tarihinde Litvanya ile başlamış, 21 Ağustos 1991
tarihinde Letonya’nın bağımsızlığı ile
sona ermiştir. Bu ülkelerin bağımsızlık
mücadelesi diğer cumhuriyetlerin bağımsızlıklarına zemin hazırlamıştır. Yüzölçümü ve nüfus bakımından küçük
olan bu ülkelerin sarf ettikleri çaba ve
gayretler Sovyet baskılarına teslim olmamasının büyük emaresidir.
Türkiye bu ülkelerle sadece
dostluk anlaşmaları ile yetinmemelidir.
Yaklaşık 1,5 milyar dolar olan ticaret
•
•
•
•
•
•
•
AKÇADAĞ ALAGÖZ, E. “Baltık Ülkeleri
ve Batı ile Entegrasyon” www.bilgesam.org/incele/792/-baltik-ulkeleri-ve-bati-ile-entegrasyon/
DEİK, (Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu)
(2011), “Litvanya Ülke Bülteni”
DEMİR, E. (2015), “Avrupanın Hızla
Gelişen Ekonomisi: Litvanya” Aksaray
Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler
Fakültesi Dergisi . 7(3) . 51-65 http://
iibfdergi.aksaray.edu.tr
EKE, S. E., (2014), “Estonya Ülke Raporu”, İzmir Ticaret Odası
EKE, S. E., (2014), “Letonya Ülke Raporu”, İzmir Ticaret Odası
T. C. Vilnius Ticaret Müşavirliği
T.C. Dış İşleri Bakanlığı Riga Büyükelçiliği
TÜİK, “Türkiye İstatistik Kurumu”
TULUN, T. E., (2016), “Baltık Ülkeleri:
25 Yıllık Başarı ve Endişe” Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM), Analiz No:
2016 / 10
https://emoji.com.tr/baltik-ulkeleri/
aa.com.tr/tr/dunya/rusya-nin-baltik-ulkeleri-uzerindeki-baskisi/512172
Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı Sayı 53 Ağustos 2017/ 57
Download