HİKMET YURDU Düşünce – Yorum Sosyal Bilimler Araştırma Dergisi ISSN: 1308-6944 www.hikmetyurdu.com DOI NUMBER: 10.17540/hikmet.2017.56 Hikmet Yurdu, Yıl: 10, C: 10, Sayı: 19, Ocak – Haziran, 2017/1, ss. 159 – 172 AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ: İSLAM’IN PATRONU MU?* Yazarlar: Daniel Pipes** - Mimi Stillman*** Çev: Yrd. Doç. Dr. Hasan Arslan İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü Din Psikolojisi Arş. Gör Gültekin Eroğlu, İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü Mantık İslam, Amerikan kamu hayatına, ilki 1979-1981 yılları arasındaki İran ile rehine krizi döneminde ve son olarak da 11 Eylül 2001'de Dünya Ticaret Merkezi ve Pentagon'a yönelik saldırılar olmak üzere iki defa egemen olmuştur. Her iki durumda da, Amerikalılar, görünüşte dindar bu iki kişinin (o zamanlar Ayetullah Humeyni ve şimdi de Usame bin Laden) Amerikalı sivillere karşı sebepsiz yere uyguladıkları şiddete destek oldukları için öfke ve şaşkınlıkla tepki verdiler. Her defasında İslam, Amerikan kamuoyunda en çok tartışılan konulardan biri olmuştu. Fakat ABD Hükümeti, bu iki sürecin İslami boyutuna çok farklı bir şekilde tepki verdi. İlkinde, tartışmadan uzak durdu ve kendisini İran'a ilişkin politika önergeleri ile sınırladı. İslam ve inanç konularında ABD'li yetkililer hemen hemen hiç konuşmadı. Nihayetinde bunlar din bilginleri değil; politikacı ve diplomatlardı ayrıca İslam üzerine bir "söylem" üretecek uzmanlıkları yoktu ve bunun da farkındaydılar. Ancak suskunluk daha da derinleşti: Anayasal olarak laik bir kurum olan ABD hükümetinin sözcüleri, dinlerin doğruluk ya da yanlışlıklarını ifade edecek durumda olmadıklarını biliyorlardı. Bazı durumlarda bu gelenek hala güçlü bir şekilde devam etmektedir. "Real IRA", İrlanda Omagh'daki fuarda 28 kişiyi öldürdüğünde (1), ABD Başkanı, Katolikliğin gerçek doğasını tekrar gözden geçirmeye kalkışmadı. Baruch Goldstein'ın Hebron'da gerçekleştirdiği katliamla ilgili olarak Dışişleri Bakanlığı tarafından Yahudilik konusunda herhangi bir yorum yapılmadı. Hindu milliyetçi Bharatiya Janata Partisi’nin Hindistan'da iktidara gelişi de, Hinduizmin yüksek düzeyde sorgulanmasına yol açmadı. ** Daniel Pipes, Ortadoğu Forumu Direktörü Mimi Stillman, Pensilvanya Ünversitesi Tarih Bölümü Yüksek Lisans Öğrencisi *** www.hikmetyurdu.com www.hikmetyurdu.net www.hikmetyurdu.org 160 Amerika Birleşik Devletleri: İslam’ın Patronu mu? Aynı şey teorik olarak İslam için de hala geçerlidir. 2000 yılında zamanın Dışişleri Bakanı Madeleine K. Albright, Amerikan Müslümanları için düzenlediği bir akşam yemeğinde konuklarına "Tabii ki Amerika Birleşik Devletleri'nin İslam'a karşı bir politikası yok" (2) diye mesaj verdi. Ayrıca üst düzey bir yetkili de, "İslam, dini politika yapım ve oluşturma süreçlerimizde bir faktör değildir" (3) dedi. Fakat bu artık doğru değil. İslam, dinlerin en siyasi olanı ve şuanda dünyanın bütün başkentlerinde olduğu gibi Washington’da ayrıcalıklı bir konuma sahiptir. İlk Bush yönetimi (baba Bush) Haziran 1992'de İslam tartışmalarına başladı. Clinton yönetimi ise 1993'te göreve başlarken, İslam'a karşı oldukça hassas bir politika geliştirdi. Politik formülasyon Bush (oğul Bush) yönetiminde hız kazandı. 11 Eylül'den beri Başkan ve ekibi, son tragedyada İslam'ın rolünün ne olup olmadığını açıklamak için yoğun gayret gösterdiler. "İslam" şimdi Amerikan devlet adamları, politikacılar ve diplomatların dillerinden düşmüyor. Mevcut tartışmaların yoğunluğu yeni olsa da; bu, ABD hükümetinin İslam hakkındaki tartışmalarının esasını ifade etmiyor. Son açıklamalar, son on yıl içerisinde ifade edilen bir politikanın tema ve tartışmalarını geliştiriyor. Bu politikanın dört temel unsuru vardır; bunların her biri bir politik mantra (üzerine düşünülmeden söylenen söz) haline gelmiştir: Bir medeniyet çatışması yoktur. Terörizm İslami değildir. İslam, Amerikan idealleriyle uyumludur ve Amerikan yaşamına katkıda bulunur. Amerikalılar İslam'ı takdir etmeyi öğrenmelidirler. Medeniyetler Çatışması Hükümet sözcülerinin mücadele etmesi gereken ilk ve en acil görev, Soğuk Savaş'ın yerini "medeniyetler çatışması"nın aldığı yönündeki çelişkili durumdur. Harvard Üniversitesinden Samuel Huntington ilk olarak bu fikri 1993 yılında ileri sürdü. Onun olası çatışmalar kataloğunda İslam ile Batı arasında bir "medeniyetler çatışması" ortaya çıkmıştı.(4) Bu fikrin yanlışlığı birçok kez ifade edildi. Başkan Clinton, Huntington'la, Batı ile İslam arasındaki "kaçınılmaz bir çatışmaya" inanmanın "çok yanlış" olduğunu ileri sürdü. Bu noktayı desteklemek için "ABD ve İslam arasında doğal bir çatışma olmadığını söyleyecek konumda olan" ABD Müslümanların yetkililerine (ilerigelenlerine) seslendi.(5) Albright, "Amerika Birleşik Devletleri'nin" bazı yorumcuların iddia ettiği gibi (6) İslam’la çatışma gibi bir konumunun olmadığını belirtti.(7) Milli Güvenlik İşlerinden Sorumlu Başkan Yardımcısı Samuel R. Berger de, temayı şöyle dile getirdi: "Medeniyetler arasında bir çatışma yoktur."(8) www.hikmetyurdu.com www.hikmetyurdu.net www.hikmetyurdu.org Daniel Pipes - Mimi Stillman Çev: Yrd. Doç. Dr. Hasan Arslan-Arş. Gör Gültekin Eroğlu 161 Konu her ne zaman gündeme geldiğinde üst rütbelilerin sözleri daha çok geçerliydi. Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Ronald Neumann, "İslam ve Batı arasında doğasında var olan bir çatışma olmadığını, herhangi bir ‘medeniyetler çatışması’ olmadığını"(9) söyledi. Dışişleri Bakanı Jhon Beyrle’nin özel danışmanı, "Amerikayı İslam ile çatışma içinde olan bir ulus olarak görmenin mantıksız olacağını"(10) belirtti. Dışişleri bakanlığı verilerine göre, "İslam ve Batı çatışma içinde değildir."(11) Hatta Savunma Bakanlığı da, genellikle bu tür konularla ilgilenmediği halde Genel Sekreter Yardımcısı Bruce Riedel, "Pentagon, yakın bir zamanda islam ve Batı arasında bir medeniyetler çatışması yönündeki argümanı reddetti" (12) dedi. Sonuç olarak, devletin resmi görüşü, islamın düşman statüsüne yükseltilmesi görüşüne karşı olmuştur. Merkezi İstihbarat Dairesi Eski Başkanı R. James Woolsey, "Yaklaşık yarım yüzyıldır hayatımıza egemen olan 'Kızıl Tehdit'in (SSCB) yerinin şimdilerde Arap dünyasını baştan başa kasıp kavuran 'Yeşil Tehlike' (İslam) ile değişmekte olduğu fikrini kabul etmemeliyiz"(13) dedi. Yakın Doğu İşlerinden Sorumlu Devlet Sekreter Yardımcısı Edward Djerejian, ABD hükümetinin "İslam'ı Batı ile yüzleşmek ya da dünya barışını tehdit eden bir sonraki ‘izm’ olarak görmediğini"(14) ifade etti. Milli Güvenlik Kurulu görevlisi Martin Indyk, konuyu daha açarak: "İslam'ı bir tehdit olarak görmüyoruz"(15) dedi. Savunma Bakan Yardımcısı Paul Wolfowitz, 11 Eylül’den sonra cephede tek çatlak ses olan Samuel Huntington'un sorunu yaratmadığını; sadece teşhis koyduğunu ifade etti ve "Bu suçlular ... kültürler savaşını tutuşturmak istiyor ve biz bunu önlemeliyiz."(16) dedi. Terörizm İslami Değildir ABD hükümetinin üstlendiği ikinci görev, Amerikalıların, İslam ile terörizm arasındaki ortak bağlantıyı kesmektir. Yetkililer, dindar görünüşlü Müslümanların sürekli olarak Amerikalıları öldürmeye çalıştıkları gibi bir görüntünün yaratıldığını ancak İslam ile bu tiplerin bir bağlarının olmadığını şiddetle ileri sürdüler. Başkan Clinton, çoğu insanın haksız bir şekilde "terörizm ve radikalizm" ile İslam’ı özdeşleştirmeleri konusunda yakındı.(17) O, ortadoğudan gelen terörizm ile ilgili sorunlar yaşandığı konusunu kabul etti, ancak bunun doğal olarak İslam, din ve kültür ile bağlantılı olmadıgını belirtti.(18) Başkan, Dışişleri Bakanlığı sayfasından: "Terörizm, İslam da dahil olmak üzere herhangi büyük bir dinin ilkesi değildir"(19) dedi. Terörle mücadele koordinatörü Philip Wilcox daha da ileri giderek; "İslamın, Hıristiyanlık ve Yahudilik gibi barışı öğütlediğini ve şiddeti önermediğini"(20) ifade etti. 162 Amerika Birleşik Devletleri: İslam’ın Patronu mu? Bazı Müslümanlar şiddet dışılığı vaaz edebilir. Ancak politikacılar ve diplomatlar, Müslüman radikallerin Lübnan, Yemen, Kenya, Filipinler, New York ve Washington gibi farklı yerlerde Amerikalılara saldırdığı gerçeğini nasıl açıklayacaklardır? İslam’a yapılan saldırıları da göz önünde tutalım. 1994 yılında Clinton, "din ve milliyetçilik söylemiyle örtüşen ancak inançlarının öğretilerine aykırı şekilde davranan ve vatanseverliklerini taklit eden terörizm ve aşırılık yanlısı güçleri eleştirdi"(21). Clinton, 1998'de bu konuyu tekrar gündeme getirerek, Usame bin Ladin ve arkadaşlarını "masum insanların öldürülmesini haklı çıkarmak için dinlerini korkunç bir şekilde bozmalarından" dolayı suçladı. Onları "cinayeti doğruluk örtüsüne bürünen fanatikler ve katiller" olarak reddetti ve bu nedenle adına hareket ettiklerini iddia ettikleri dine inanmayın"(22) dedi. Başkanın adamları konuyu takip ettiler. Bunlardan Ulusal Güvenlik Danışmanı Anthony Lake, "İslami öğretileri bozan ve nüfuzlarını güç yoluyla genişletmeye çalışan militanları" kınadı.(23) Aynı zamanda Müsteşar Yardımcısı olarak da çalışan Robert Pelletreau'ya göre Cezayir'de İslamiyet’in ilkelerini çarpıtan şiddet yanlısı İslamcı bir grup, "İslam ilkelerinin" aleyhinde hareket ediyorlardı.(24) Merkezi İstihbaratın eski Başkanı R. James Woolsey, bugünkü İran yönetiminin uygulamaları ve özellikle de liderlerinin ağır bir şekilde terörle ilişkilendirilmesinden dolayı İslamın suçlanmasını "büyük bir hata" olarak değerlendirdi. Woolsey, İran'daki durumdan İslami geleneklerden kopan birkaç adamın sorumlu olduğunu iddia etti.(25) Dışişleri Bakanlığı terörle mücadele koordinatörü olan Michael A. Sheehan, terörizmi "İslam'ın öğretilerinin saptırılması" olarak nitelendirdi.(26) Beyrle, Kuran'ı inceledi ve "aşırılığın gerçekte İslami olmadığını"(27) belirtti. Wilcox, İslam adına konuştuklarını iddia eden teröristlere "inancını kötüye kullanan kişiler" dedi.(28) 11 Eylül olayları bu meseleyi merkezi bir konuma taşıdı. İlginçtir ki hükümet yetkilileri, dört uçağın kaçırılmasının İslam'dan kaynaklanmadığı hususunda mutabık olurlarken; Wolfowitz'in "İslami bir davranış değil"(29) şeklinde belirttiği gibi bunun basit bir kaçırma eylemimi olduğu, yoksa İslam'a fiilen zarar vermek için yapılmış olup olmadığı sorusu üzerine kendi aralarında farklı yorumlar yapıyorlardı. Başkan Bush'un Kongreye yaptığı konuşmasında ilk açıklama şunlara işaret etti: "Teröristler, Müslüman alim ve din adamlarının büyük çoğunluğunun reddediği saçma, aşırılık içeren İslamcı şeklini (yorumu) uyguluyor; bu uygulama ise, İslam'ın barışçıl öğretilerini saptıran saçma bir hareket... İslam'ın öğretileri iyi ve barışseverdir; oysaki onlar, Allah adına kötülük ederler, Allah'ın adını alçaltmaktadırlar... Teröristler kendi inançlarına karşı ihanet içindedirler, İslamın kendisine de zarar veriyorlar."(30) www.hikmetyurdu.com www.hikmetyurdu.net www.hikmetyurdu.org Daniel Pipes - Mimi Stillman Çev: Yrd. Doç. Dr. Hasan Arslan-Arş. Gör Gültekin Eroğlu 163 Ancak, ikinci acıklama, Başkan Bush'un Washington'daki İslam Merkezini ziyareti sırasında Müslüman bir kitleye yaptığı konuşmada ortaya çıktı: "Masumlara karşı yapılan bu şiddet eylemleri, İslami inancın temel ilkelerini ihlal ediyor ... Terörün yüzü İslâmın asıl yüzü değildir. İslam böyle birşey değildir. İslam, barıştır."(31) Beyaz Saray Basın Sekreteri Ari Fleischer, daha da ileri giderek saldırıları "İslam adına sapkınlık " olarak niteledi.(32) Dışişleri Bakanı Colin Powell, aynı noktaya birkez daha işaret ederek; korsanları yalnızca İslam'ın dışına değil, aynı zamanda Arap dünyasının da dışına itti. "Bu, Arap ya da islamcılar tarafından yapılan bir şey (eylem) olarak görülmemelidir, bu saldırılar teröristlerin gerçekleştirdiği eylemlerdir"(33) şeklinde yorumladı. İslam ile terörizm arasındaki bu ayrım, 11 Eylül sonrası düşman kavramı için derin bir sonuç doğurmuştur: ABD, militan İslam ya da herhangi bir Müslümanlık tipi ile değil, "terör" ile savaşıyor. Başkan Bush, Kongre liderlerine "Bunu herhangi bir şekilde bir din savaşı olarak görmüyoruz"(34) dedi. Powell'a göre, "Bu, Araplar ya da Müslümanlara ya da belirli bir dine inananlara karşı bir çatışma değildir."(35) Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Richard Boucher, "Terörizm yalnızca uygarlığımız için değil, aynı zamanda onların uygarlıkları için de bir tehdittir" diye açıklama yaptı… "Bunu Araplara ve Müslümanlara karşı bir mücadele olarak görmüyoruz"(36), Sekreter Yardımcısı Wolfowitz daha açık bir şekilde: "Düşmanımız İslam değil, terörizm."(37) dedi. Yargı alanında da terörizmin İslâm olmadığına dair görüşler vardır. Yargıç Kevin Duffy, 1993 Dünya Ticaret Merkezi bombacısının lideri Ramzi Yusuf'un cezalandırılmasında sanıkları kınarken: "Ramzi Yusuf’a, İslam'ı korumak için uygun değilsiniz, Tanrınız ölümdü, sizin Tanrınız Allah değil. Yaptığınız şeyi Allah için yapmadınız, bunu yalnızca kendi egonuzu tatmin etmek için yaptınız "(38) dedi. John Beyrle'in sözleriyle özetlemek gerekirse: "Bazıları, Soğuk Savaş'ın bir medeniyetler çatışmasıyla değiştirildiğine, kendi ülkem dahil bazıları ise, terörizmin bir şekilde İslam ile ilişkili olduğuna inanıyor. Her ikisi de yanlış."(39) dedi ve tartışma kapandı. İslam, Pozitif Bir Güç İslâm bir düşman ya da terör kaynağı değildir. Ne var ki yetkililer bu kadarla yetinmiyorlar. Dinin iki olumlu özelliğini Kabul ediyorlar: Bunlar, Amerikan idealleri ile uyumluluğu ve ABD için potansiyel yararları. Bill Clinton, ABD'li Müslümanların dininde "Bizi bölecek, terörizmi teşvik edecek, değerlerimizi tahrip edeceği" gibi hiçbir şey olmadığının farkındaydı.(40) O ve diğer yetkililer daha sonra İslam'ın Amerikan değerlerini gerçekten tamamladığını belirttiler: 164 Amerika Birleşik Devletleri: İslam’ın Patronu mu? "Ailenize ve topluma, inanç ve iyi işlere olan bağlılığımız Batı idealleriyle uyumludur".(41) Dışişleri Bakanlığı'ndan John Beyrle, İslam ile "Batı idealleri sayılan kişisel özgürlük ya da bireysel tercih"(42) arasında çatışma bulmadığını belirtti. Bir Devlet sözcüsü "Birçok Amerikalı ve Müslümanların, barış, adalet, ekonomik güvenlik ve iyi yönetim gibi temel değerleri paylaştığı"(43) nı açıkladı. En renkli ve net ifade Savunma Bakan Yardımcısı John Hamre'den geldi: Giriş önsözünde ABD Anayasasından alıntı yaparak "Birleşik Devletler halkı olarak, daha mükemmel bir birlik oluşturmak, adaleti tesis etmek, iç huzuru sağlamak, ortak savunma sağlamak, genel refahı teşvik etmek ve özgürlük nimetlerini kendimiz ve gelecek nesillerimiz için güvenli hale getirmek için uğraşıyoruz". Burada, iyi bir Müslümanın uğruna savaşmayacağı türden bir kelime (durum) yok.(44) Daha iyisi, Amerika Birleşik Devletleri'nde İslam’ın iyilik için bir güç olduğunun deklere edilmesidir. Bazı yetkililer övgü ile kendilerini ifade ederler. Djerejian, İslam'ı "birçok alanda kültürümüzü etkilemiş ve zenginleştirmiş, tarihi uygarlıklar arasında bir uygarlaştırma gücü"(45) olarak adlandırıyordu. Aynı şekilde, halefi Pelletreau da İslam'ı "büyük bir uygarlaşma hareketi"(46) olarak görüyordu. Ancak, yetkililer bazen daha da özele iner hale geldiler. "Amerika'da İslam'ı memnuniyetle karşılıyoruz" diyen Başkan Clinton, üç erdemi belirtti: "İslam'ın öz disiplini, merhameti ve aileye bağlılık öğretileri ülkemizi zenginleştiriyor."(47) Bir başka açıklamada, bu erdemlerden ikisini tekrar etti ve üçüncüsünü değiştirerek: "Amerika, İslam'ın temel değerleri, aileye bağlılık, aciz kişilere merhamet ve farklılıklara saygı (özelliği) ile daha güçlü hale getirildi."(48) dedi. Albright, İslam'a oldukça farklı bir erdem üçlüsü atfediyor, "İstişare’yi onurlandıran bir inanç, barışa önem veren ve onun temel ilkelerinden biri olan, herkesi kucaklayan doğasında eşitlik olan bir inanç."(49) Hillary Clinton İslam'ı övgülemek için başka sebepler buldu: "Evrensel değerleri, aileyi ve toplumu sevmesi, karşılıklı saygı, eğitim ve herkesin en derin özlemi olan barış içinde yaşamak için ... Halkı ve Amerika'yı bir ulus olarak güçlendirecek değerler"(50) dedi. Savunma Bakan Yardımcısı John J. Hamre, Ramazan bayramında, önceden erdemlilikle ilgili hazırlanmış programda özellikle bir askeri grubu ziyaret ettiği sırada yaptığı konuşmada, "Bazen, giysiler ya da araba ya da diğer maddi şeylerin en son modelini düşünmekle meşgul olan bir Amerika'da, daha geniş bir şekilde düşünen insan- www.hikmetyurdu.com www.hikmetyurdu.net www.hikmetyurdu.org Daniel Pipes - Mimi Stillman Çev: Yrd. Doç. Dr. Hasan Arslan-Arş. Gör Gültekin Eroğlu 165 larla birlikte olmak, Tanrı ile olan ilişkilerini düşünen, iyilik yapmayı düşünen insanlarla birlikte olmak güzel. Sizin gibi harika insanlarla olmak güzel"(51) demişti. Amerikalılar: İslam'ı Takdir Edin! Ancak bu olumlu havayı bozan durum şu ki Amerika “sokakları” (halk) İslam'ı resmi sözcüler gibi çoşkuyla izlemiyor ve bu tutarsızlık yetkililer için kaygı vericidir. Yetkililer bazen bu durumu göz ardı ederler. Başkan Clinton, kendisinin ve yetkililerin "Amerikalılar İslam'a saygı duyuyor ve onurlandırıyorlar"(52) ve "Amerika Birleşik Devletleri İslam'a büyük saygı duyuyor"(53) ifadelerine çeşitli şekilde yer verdiklerini defalarca belirttiklerini söyledi. Daha açık nadir bir örnekte ABD'nin Pakistan büyükelçisi William Milam, "ABD'nin İslam'a ve İslam halklarına düşman olduğuna dair efsanenin bitmesini dilediğini"(54) ve "Amerikan halkının çoğunun" terörizm ve İslam arasında bir bağ olmadığını anladığını ifade etti.(55) Fakat, Amerikalıların İslam'a karşı önyargılı olduğu yönündeki itiraflar da aynı zamana denk geliyor. Örneğin, Albright, Amerikalıların İslam hakkında "korkunç derecede cehaletinden" bahsetti.(56) Hillary Clinton da "Biz toplum olarak çoğu kez İslam'ı ve öğretilerine uyanları yanlış tanımladık" diye yazdı.(57) Büyükelçi Seiple, modern İslam'ın "çok kötü yorumlandığı" konusunda konuştu.(58) Uluslararası Din Özgürlüğü Ofisi'nden Jeremy Gunn samimi bir şekilde: "İslam dininin, Amerika Birleşik Devletleri'nde talihsiz kalıplaşmış sözlerin kurbanı olduğunu" söyledi.(59) Resim (durum) kafa karıştırıcı. İslam için "saygı ve onur" var mı? Ya da din kötü bir şekilde mi yorumlanmış? Çözüm: Yetkililer tarafından teminat altına alınmış İslam’ın olumlu imajını engellemek için medyayı suçlamak. Devletin resmi kaynakları, "Batı medyası İslam'ın bazen çarpıtılmış tasvirini" sürdürürken, Amerika Birleşik Devletleri "bu sorunu çözmeye devam etmekdir" sözünü veriyor.(60) Tabii ki burada "Birleşik Devletler", gerçeğin ve aydınlığın kaynağı olan ABD hükümeti anlamına gelirken; medya da problemin kaynağıdır. Öz eleştiri tam burada ortaya çıkmaktadır. Hillary Clinton bu durumu;"Müslümanlarla ilgili haberler genellikle Dünya Ticaret Merkezi bombalanmasından ve diğer terör eylemlerinden sorumlu olan aşırılık yanlıları gibi unsurların üzerinde yoğunlaştığı" sözleriyle ifade etti.(61) Albright, "dünyadaki insanların dörtte birine" uygulanan basmakalıplıklardan öfkeyle bahsediyordu. Bunların "her gün basında, kamusal tartışmalarda ve hatta kendilerini bilgili ve adil düşünen kişiler arasında"olduğunu belirtti.(62) Kısacası, ABD’nin görüşüne karşı bir savaş var ve resmi yetkililer karanlık bir halkı aydınlatma görevini yürütmeye devam ediyor. 166 Amerika Birleşik Devletleri: İslam’ın Patronu mu? Clinton'un Milli Güvenlik İşleri Müdürü Samuel R. Berger, patronunun bu konuda çok sık konuştuğunu kastederek bunu şöyle izah etti: Çünkü "çoğu Amerikalı İslam hakkında naiftir". Başkan, bir fanatizm ve terörizm yuvası olarak bilinen…"İslam'ın eski kalıplarını silmek için bilinçli bir çaba gösterdiğini söyledi… Bu tür önyargıların üstesinden gelmek ve gelecekte önem verdiğimiz şeylerin ortak sebebini oluşturmak için hepimizin dikkat edeceği şeyler: Barış, öz saygı ve işbirliğidir."(63) ABD'li yetkililer, her gün haber izleyen ve İslamiyeti şiddet ile bağdaştıran halktan, kendilerini bu büyük çalkantılılı durumdan uzak tutmak için sızlanmaktadırlar. Milam'a göre, "maalesef bazı kötü bilgilendirilmiş... İslam'dan korkan Amerikalılar... İslam'ı terörizmle karıştırıyorlar. Size çelişki ve korku olmadan, ABD hükümetinin bu karışıklığı paylaşmadığını söyleyebilirim."(64) Dışişleri Bakanlığı'nın samimi bir açıklamasında "Durum ne olursa olsun, Başkan Clinton, diplomatlarımız ve İslam dünyasıyla olan resmi ilişkilerimizden sorumlu diğer yetkililerimiz genel olarak İslam'a açık bir anlayış ve derin saygı duyuyor" (65) açıklamasını yapıyor. Bu tutum, Dışişleri Bakanlığı'nın Amerikalıları niçin İslam hakkındaki eğitim misyonunun bir parçası olarak gördüğünü açıklıyor. Albright, "Amerikalıları İslam hakkında daha fazla bilgi edinmeye teşvik etmeliyiz" diye yazdı.(66) Albright’ın personeli bunun başarılması için çok sayıda öneri geliştirdi. Büyükelçi Seiple, "Dışişleri Bakanlığının öğrenme, diyalog ve değişim noktası sağladığından emin olmanın önemli olduğunu" düşünüyor.(67) Gunn, ABD hükümetinin bu konularda "anlayış, diyalog ve iletişim geliştirmek için elinden gelen her şeyi yapması" gerektiğini söyledi.(68) Dışişleri Bakanlığının bilgilendirme sayfası, çözümü "eğitim aracılığıyla, insandan insana değiş tokuş yoluyla ve kitle iletişim araçlarının sorumlu bir şekilde haber yapmayı ve film endüstrisinde doğruların canlandırmasının teşvik edilmesini" rapor ediyor.(69) Neyse ki, resmi yetkili, başka bir partinin Amerikalıları İslam hakkında eğitmeye yardımcı olabileceğini ima ediyor: Varlığını Bill Clinton’ın söylediği ABD'li Müslümanlar "Amerika'nın Müslümanlara burada, evlerinde ve tüm dünyada saygı duyma" gereğinin derin erdemliliğine sahiptirler.(70) Bir Müslüman izleyici kitlesine hitap eden George W. Bush da aşağı yukarı aynı şeyi söylerek; "Başkalarını dini gelenekleriniz hakkında eğiterek, yerel topluluklarda başkalarının yaşamlarını zenginleştiriyorsunuz "dedi.(71) Dışişleri Bakanlığı'nın bilgi föyü daha da çekingen bakıyor: “Amerikalı Müslümanların sayı olarak artmaya devam ettiğini ve topluluğun kendi seçmen bürolarını kazanarak ve etkili siyasi eylem komiteleri kurarak kendi iç siyasi görünürlüğünü geliş- www.hikmetyurdu.com www.hikmetyurdu.net www.hikmetyurdu.org Daniel Pipes - Mimi Stillman Çev: Yrd. Doç. Dr. Hasan Arslan-Arş. Gör Gültekin Eroğlu 167 tirdikçe medyamızda Müslümanların daha objektif tasvirlerini görmeye başlayacağız şüphesiz" dedi.(72) Devam Eden Bir Gelenek Bu yetkililerin amacı nedir? Neden İslam'ı, uygulayıcılarından bazılarının yaptıkları şiddet eylemlerinden tamamen ayrı ve kusursuz bir inanç olarak niteliyorlar? Neden İslam'ı Amerikan değerlerinin bir örneği olarak alıyorlar? Bu görüşler, açıkça pratik hedeflere sahiptir: Müslümanların ABD'ye olan düşmanlığını azaltmak için tasarlanmıştır. Akıl yürütme zinciri şöyledir: 1. Birçok Müslüman Batı'nın İslam'a saygı duymasını ve onun erdemlerini takdir etmesini istemektedir. 2. ABD hükümeti Müslümanlar tarafından kabulünü arzulamaktadır. 3. Dolayısıyla Washington, Müslümanlara aradıkları bilgilendirmeyi sunmaktadır. 4. Minnettar Müslümanlar, ABD'ye olan düşmanlıklarını azaltmaktadır. 5. Washington, gerçekçi bir şekilde, radikal Müslümanlara karşı ABD'nin savunmasını diğer Müslümanlardan talep etmektedir. (Buna ilaveten, bu güzel söylemlerden bir kısmı, ABD'de yaşayan Müslüman nüfusu azaltma amacına hizmet etmektedir.) Diplomatik bağlamda bakıldığında, ABD'nin bu resmi söyleminin kökenlerinin 1992’ye gittiği görülmektedir ki bu sıralarda Kuveyt savaşının ardından Usame bin Ladin'in radikal grupları, Orta Doğu'da ve İslam dünyasının diğer yerlerinde yükselişe geçmiştir. Peki, bu işe yarayacak mı? Şu bakış açısı, iki durum arasındaki benzer cizgiyi göstermeyi sağlar. 1798 yılında İskenderiye'ye girmesiyle Napoleon, Mısır halkına, "Dininizi imha etmeye geldiğim söylenecek, buna inanmayın! Haklarınızı geri getirmeye, gaspçıları cezalandırmaya geldim. Memlüklerden çok daha fazla Tanrı’ya ve O’nun Peygamberi’ne ve Kur’an’a saygı duyuyorum” demişti.(73) Hatta Generallerinden biri olan Jacques Ménou, Müslüman oldu. Avrupa tarihi böyle ifadelerle doludur. İngiltere, egemenliğini Hindistan'a devrettikten sonra yetkilileri Müslümanların düşmanlıklarını kontrol altına alacak şekilde İslam'a saygı duyduklarını sıklıkla vurguladılar. Birinci Dünya Savaşı boyunca, Osmanlılarla ittifak kurmuş olan Almanlar, İslam'a Avrupa’da tek sempati duyan güç olduklarını ilan ettiler. Özellikle tuhaf bir örnek İtalyan diktatörü Benito Mussolini'nin 1937 yılında İtalya’nın egemen olduğu Libya'ya yaptığı bir ziyarette önde gelen 168 Amerika Birleşik Devletleri: İslam’ın Patronu mu? Müslüman liderlerine kendini "İslamın kılıcı" olarak ilan ettirdi. "Müslümanlar rahat edebilir" diyen Mussolini, "İtalya her zaman dünyanın her yanında İslam’ın dostu ve koruyucusu olacaktır” dedi. Onun Dışişleri bakanı Müslüman değerleri faşizmle mükemmel şekilde uyumlu ilan etti ve, "İslam dünyasının geleneğine de uygun olarak, devlet adamının bilgeliği savaşçının eylemine bağlıdır" dedi.(74) Genel benzemeler mükemmel değilse de; Başkan Bush da bizzat kendisi herhangi bir kılıç kuşanmadığı veya İslam'a geçmediği halde bir camiyi ziyaret etmiş, bir Kuran'ı hediye olarak kabul etmiş ve Müslüman temsilcileri ile Beyaz Saray'da bir divan (toplantısı) yapmıştı. Daha derin bir biçimde, ABD hedefleri, temelde düşmanca olan bir nüfusa iyi görünmek konusunda Napoleon ve Mussolini'ninkilerle neredeyse benzerdir. Sonuç Müslüman düşüncelerini artırmaya yönelik daha önceki Batı çabaları kısa sürede ortaya çıktı, Müslüman liderler Napolyonla savaştılar ve Mussolini kazanmayı umduğu yaygın Müslüman desteğini bulamadı. Dolayısıyla, Amerikan’ın çabaları da şüphesiz başarısızlığa uğrayacaktır. Ilımlı Müslümanların daha radikal dindaşları üzerinde herhangi bir etkisi olacağını düşünmek neredeyse akla yatkın değildir. Pratikte olan bir yana, Amerikalı yetkililer, İslam konusundaki açıklamalarının kendi devletlerinin temel ilkeleri ile çelişip çelişmediğini sorgulamak zorundadırlar. Amerika Birleşik Devletleri'nin dünyaya bir mesajı varsa bu mesaj İslam değildir. Belirtilmesi gerekmese de mesaj; bireycilik, özgürlük, laiklik, hukukun üstünlüğü, demokrasi ve özel mülkiyet olmalıdır. Son olarak, federal yetkililer İslam hakkında endişeli olan Amerikalıları azarladıklarının etkilerini fark edemeyebilir ve dinin erdemlerine karşı rahatsız edici bir muhalefet yapabilirler. İşte bu durumda onlar, onaylanmış bir özür dileme duruşunu benimseyerek, kendilerini ülkenin İslami örgütlerinin bir parçası haline getirdiler. İslam ile terörizm arasındaki herhangi bir bağlantıyı atmak, medya çarpıtmalarından şikayet etmek ve Amerika'nın İslam'a ihtiyacı olduğunu iddia ederek; onlar, ABD hükümetini inanç için gizli bir misyonerlik haline getirmişlerdir. Kimse durumu fark etmeden, federal hükümetin kaynakları Müslümanların mesajlarını ve sonuç olarak inançlarını yaymalarına yardımcı olmak için kullanıldı. "Teröre karşı savaş" daha büyük bir amaca sahip olmak ise, asıl yapılması gereken insanları politize olmuş İslam'ın boyunduruğundan kurtarmaktır. Bu düşünceyi uygulamaya evde başlamaktan daha iyi bir yer olamaz. www.hikmetyurdu.com www.hikmetyurdu.net www.hikmetyurdu.org Daniel Pipes - Mimi Stillman Çev: Yrd. Doç. Dr. Hasan Arslan-Arş. Gör Gültekin Eroğlu 169 Dipnotlar 1. Aug. 16, 1998. 2. "Albright Offers Traditional Iftaar inner," United States Information Agency (USIA), Dec. 20, 2000, at <http://pdq.state.gov/scripts/cqcgi.exe/@pdqtest1.env?CQ_SESSION_KEY=XOPAFQDKTJXD&C Q_QUERY_HANDLE=124357&CQ_CUR_DOCUMENT=1&CQ_PDQ_DOCUMENT_VIEW=1 &CQSUBMIT=View&CQRETURN=&CQPAGE=1>. 3. Deputy Assistant Secretary Ronald E. Neumann, "No Inherent Conflict Between Islam and West," Georgetown University,Sept. 23, 1999, at: <http://usinfo.state.gov/regional/nea/gulfsec/neum0923.htm>. 4. Samuel P. Huntington, "The Clash ofCivilizations?" Foreign Affairs, Vol. 72, No. 3 (Summer 1993). The article can be read at:<http://www.cc.colorado.edu/dept/PS/Finley /PS425/reading/Huntington1.html> . 5. Remarks to the 53d Session of the United Nations General Assembly, New York City, Sept. 21, 1998. 6. Madeleine Albright, "Learning More about Islam," State Magazine, Sept. 2000, at <http://usinfo.state.gov/usa/islam/s090600.htm> . 7. "Remarks before the American-Iranian Council, Washington, D.C.," Mar. 17, 2000, At <http://secretary.state.gov/www/statements/2000/000317.html>. 8. "Remarks before the American Muslim Council," May 7, 1999, at <http://usinfo.state.gov/usa/islam/s050799.htm>. 9. Neumann, "No Inherent Conflict Between Islam and West," at <http://usinfo.state.gov/regional/nea/gulfsec/neum0923.htm>. 10. Speech at the University of World Economy and Diplomacy, Tashkent, Feb. 8, 2000, at <http://www.usembassy.ro/USIS/Washington-File/200/00-02-08/eur215.htm>. 11. Department of State, "Fact Sheet: U.S.Government Views on Terrorism," Dec. 7, 1999, <http://usinfo.state.gov/topical/pol/terror/99120704.htm>. 12. Bruce Riedel, "The Pentagon Looks at Islam," Middle East Quarterly, Sept. 1996, pp. 87-89, at <http://www.meforum.org/meq/sept96/riedel.shtml>. 13. R. James Woolsey, "Challenges to Peace in the Middle East," address to the Washington Institute for Near East Policy, Sept. 23, 1994, at: <http://www.washingtoninstitute.org/pubs/woolsey.htm>. pp. 5, 7 #185 14. "The U.S., Islam and the Middle East in a Changing World," address at Meridian House International, Washington, D.C., June 2, 1992, quoted in Fawaz Gerges, America and Political Islam (New York: CambridgeUniversity Press, 1999), p. 80. 15. Comments at the American Enterprise Institute conference, [AU: where, pls.], Nov. 3, 1993, [AU: source, pls]. 16. "Deputy Secretary Wolfowitz with the German Foreign Minister," Bureau of Public Affairs, U.S. Department of State, Sept. 19, 2001, at: <http://www.defenselink.mil/news/Sep2001/t09202001_t919wolf.html>. 17. Remarks at a Democratic National Committee dinner, U.S. Government Printing Office, at <http://www.gpo.gov>. 18. "The President's News conference, Jakarta, Nov. 15, 1994, U.S. Government Printing Office, at <http://www.gpo.gov>. 19. Department of State, "Fact Sheet: U.S. Government Views on Terrorism," at Dec. 7, 170 Amerika Birleşik Devletleri: İslam’ın Patronu mu? 1999. <http://usinfo.state.gov/topical/pol/terror/99120704.htm>. 20. Philip Wilcox, Jr., "Terrorism Remains a Global Issue," United States Information Agency (USIA) Electronic Journal, Feb. 1997, at <http://usinfo.state.gov/journals/itgic/0297/ijge/gj1.htm>. 21. "Address of President Clinton to the Jordanian Parliament," Oct. 26, 1994, at <http://usinfo.state.gov/regional/nea/peace/clint94.htm>. 22. Speech [AU: to whom, where, and source, pls.], Aug. 21, 1998. 23. Anthony Lake, "From Containment to Enlargement," at <http://www.uiowa.edu/~c030162/Common/Handouts/Other/Lake.htm>. 24. Robert Pelletreau, "U.S. Policy toward North Africa; Statement before the Subcommittee on Africa of the House Foreign Affairs Committee," U.S. Department of State Dispatch, Sept. 28, 1994, at <http://dosfan.lib.uic.edu/ERC/briefing/disp atch/1994/html/Dispatchv5no40.html>. 25. R. James Woolsey, testimony before U.S. House of Representatives, Committee on National Security, Feb. 12, 1998, at <http://www.loyola.edu/dept/politics/intel/1 9980212woolsey.html>. 26. "Statement for the Record," House International Relations Committee, July 12, 2000, at <http://usinfo.state.gov/topical/pol/terror/00071702.htm>. 27. Speech, Tashkent, Feb. 8, 2000, at <http://www.usembassy.ro/USIS/Washingto n-File/200/00-02-08/eur215.htm>. 28. Wilcox, "Terrorism Remains a Global Issue," USIA Electronic Journal, Feb. 1997, At <http://usinfo.state.gov/journals/itgic/0297/ijge/gj-1.htm>. 29. Deputy Secretary Wolfowitz interview with PBS "NewsHour," Sept. 14, 2001, at <http://www.pbs.org/newshour/bb/terrorism/july-dec01/wolfowitz-9-14.html>. 30. "Freedom & Fear at War," Speech to Congress, Sept. 20, 2001, at <http://www.nationalreview.com/document/document092101.shtml>. 31. Remarks by the president, Islamic Center of Washington, D.C., Sept. 17, 2001, at <http://www.whitehouse.gov/news/releases/2001/09/20010917-11.html>. 32. Press briefing by Ari Fleischer, Sept. 17, 2001, at <http://www.whitehouse.gov/news/releases/2001/09/20010917-8.html>. 33. Interview on NBC’s "Dateline," Sept. 12, 2001, at <http://www.state.gov/secretary/rm/2001/index.cfm?docid=4883>. 34. "Remarks by the President at Photo Opportunity with House and Senate Leadership," White House, Sept. 19, 2001, at <http://www.whitehouse.gov/news/releases/ 2001/09/20010919-8.html>. 35. Interview on the "NewsHour with Jim Lehrer," Sept. 13, 2001, at <http://www.state.gov/secretary/rm/2001/index.cfm?docid=4914>. 36. Daily press briefing, Sept. 18, 2001, at <http://www.state.gov/r/pa/prs/dpb/2001/ind ex.cfm?docid=4940>. 37. "Deputy Secretary Wolfowitz with the German Foreign Minister," at <http://www.defenselink.mil/news/Sep2001/t09202001_t919wolf.html>. 38. Quoted in Simon Reeve, The New Jackals: Ramzi Yousef, Osama bin Laden, and the Future of Terrorism (Boston: Northeastern University Press, 1999), p. 242. Judge Duffy accused Yusuf of merely pretending to be a pious Muslim; in reality, he "cared little or nothing for Islam" John Keenan, the judge in the "Millennium" bombing case, also held this sort of assumption; see Associated Press, July 5, 2001. www.hikmetyurdu.com www.hikmetyurdu.net www.hikmetyurdu.org Daniel Pipes - Mimi Stillman Çev: Yrd. Doç. Dr. Hasan Arslan-Arş. Gör Gültekin Eroğlu 171 39. Speech, Tashkent, Feb. 8, 2000, at <http://www.usembassy.ro/USIS/Washington-File/200/0002-08/eur215.htm>. 40. Remarks at the Anchorage Museum of Art and History, Nov. 11, 1994, U.S. Government Printing Office, at <http://www.gpo.gov>. 41. News conference with King Hassan II of Morocco, Mar. 15, 1995, U.S. Government Printing Office, at <http://www.gpo.gov>. 42. Speech, Tashkent, Feb. 8, 2000, at <http://www.usembassy.ro/USIS/Washingto n-File/200/00-02-08/eur215.htm>. 43. "Fact Sheet: U.S. Government Views on Terrorism," at Dec. 7, 1999. http://usinfo.state.gov/topical/pol/terror/99120704.htm. 44. USIA, "Pentagon Iftar Dinner for Muslim Servicemen," Jan. 19, 1999, at <http://usinfo.state.gov/regional/nea/gulfsec/pent0119.htm>. 45. "The U.S., Islam and the Middle East in a Changing World," address, Meridian House International, Washington, D.C., June 2, 1992, quoted in Fawaz Gerges, America and Political Islam (New York: Cambridge University Press, 1999) p. 80. 46. Robert Pelletreau, "Symposium: Resurgent Islam," The New York Times, Oct. 2, 1995 47. USIA, "President Clinton’s Ramadan Nov. 27, 2000, at <http://pdq.state.gov/scripts/cqcgi.exe/@pdq test1.env?CQ_SESSION_KEY=UJQGGSZ KUIXD&CQ_QUERY_HANDLE=124188&CQ_CUR_DOCUMENT=1&CQ_PDQ_DOCUMEN T_VIEW=1&CQSUBMIT=View&CQRETURN=&CQPAGE=1Message,"><http://pdq.state.gov.> 48. USIA, Dec. 22, 2000, at <http://pdq.state.gov>. 49. Albright, "Learning More about Islam." State Magazine, Sept. 2000. 50. Mofid Deak, "First Lady Hosts Third Annual Eid Celebration," USIA, Jan. 22, 1999, at <http://usinfo.state.gov/usa/islam/a012299.htm>. 51. Department of Defense news briefing, Jan. 22, 1998, at <http://www.defenselink.mil/news/Jan1998/t01261998_t122iftr.html>. 52. Remarks to the 53d Session of the United Nations General Assembly, New York City, Sept. 21, 1998, [AU: source, pls.]. 53. News conference with King Hassan II of Morocco, [AU: where?], Mar. 15, 1995, U.S. Government Printing Office, at<http://www.gpo.gov>. 54. "Islam and America: Changing Perceptions," American Studies Conference, Islamabad, Nov. 5, 1999, , USIA, at <http://pdq.state.gov/scripts/cqcgi.exe/@pdq test1.env?CQ_SESSION_KEY=VNRDNVEKTJXD&CQ_QUERY_HANDLE=124385 &CQ_CUR_DOCUMENT=12&CQ_PDQ_DOCUMENT_VIEW=1&CQSUBMIT=Vie w&CQRETURN=&CQPAGE=1>. 55. "The U.S. is against Terrorism, Not Islam," English Speaking Union of Lahore, Dec. 2, 1999, at <http://usinfo.state.gov/regional/nea/gulfsec/milam209.htm> 56. "Albright Hosts Iftar Dinner with American Muslim Leaders," Dec. 21, 1999, At http://usinfo.state.gov/regional/nea/mena/albr1222.htm East Review of International Affairs, Vol. 6, No. 1 (March 2002) 59 57. Hillary Clinton, "Islam in America,"The Chicago Sun-Times, Feb. 25, 1996. 58. USIA, June 30, 1999, at <http://usinfo.state.gov/usa/islam/a063099.htm> 59. USIA, Worldnet "Global Exchange," Mar. 3, 1999, at <http://usinfo.state.gov/usa/islam/a030399.htm>. 60. "Fact Sheet: U.S. Government Views on Terrorism," at Dec. 7, 1999. <http://usinfo.state.gov/topical/pol/terror/99120704.htm>. 61. Clinton, "Islam in America.", Chicago Sun-Times, 25 Feb. 1996 172 Amerika Birleşik Devletleri: İslam’ın Patronu mu? 62. "Albright Hosts Iftar Dinner with American Muslim Leaders," at <http://usinfo.state.gov/regional/nea/mena/albr1222.htm>. 63. "Remarks before American Muslim Council," Washington, D.C., May 7, 1999, At <http://usinfo.state.gov/usa/islam/s050799.htm>. 64. "The U.S. is against Terrorism, Not Islam," at <http://usinfo.state.gov/regional/nea/gulfsec/milam209.htm>. 65. "Fact Sheet: U.S. Government Views on Terrorism," at <http://usinfo.state.gov/topical/pol/terror/99120704.htm>. 66. Albright, "Learning More about Islam." State Magazine, Sept. 2000. 67. USIA, June 30, 1999, at http://pdq.state.gov/scripts/cqcgi.exe/@pdq test1.env?CQ_SESSION_KEY=UJQGGSZ KUIXD&CQ_QUERY_HANDLE=124188 &CQ_CUR_DOCUMENT=1&CQ_PDQ_D OCUMENT_VIEW=1&CQSUBMIT=View &CQRETURN=&CQPAGE=1Message," <http://pdq.state.gov>. 68. USIA, Worldnet "Global Exchange," Mar. 3, 1999, at http://usinfo.state.gov/usa/islam/a030399.htm>. 69. "Fact Sheet: U.S. Government Views on Terrorism," at Dec. 7, 1999. <http://usinfo.state.gov/topical/pol/terror/99120704.htm>. 70. Nov. 27, 2000, U.S. Government Printing Office, at http://www.gpo.gov. 71. Eid al-Adha greetings from President Bush, Mar. 6, 2001, <http://www.whitehouse.gov/news/releases/ 2001/03/20010307-1.html>. 72. "Fact Sheet: U.S. Government Views on Terrorism," at Dec. 7, 1999. <http://usinfo.state.gov/topical/pol/terror/99120704.htm>. 73. Napoleon’s Proclamation to the Egyptians, July 2, 1798, in J.C Hurewitz, The Middle East and North Africa in World Politics, vol. 1: European Expansion, 15351914 (New Haven: Yale University Press, 1975), p. 116. 74. Martin Kramer, Islam Assembled (New York: Columbia University Press, 1986), pp. 152-53. www.hikmetyurdu.com www.hikmetyurdu.net www.hikmetyurdu.org