Meteoroloji Ders Kitapçığı

advertisement
HÜHAT
2013
METEOROLOJİ DERS KİTAPÇIĞI
Derleyen | Yusuf Eliri
İÇİNDEKİLER
1.Kaldırıcılar ...................................................................................................... 4
1.1. Yamaç Kaldırıcısı .................................................................................... 4
1.2. Dalga Kaldırıcısı ...................................................................................... 4
1.3. Termik ...................................................................................................... 4
1.3.1 Kaldırıcı Aramak ................................................................................ 5
1.3.1.1 Toplayıcılar(Collector) ................................................................. 5
1.3.1.2 Tetikleyiciler (Triggers) ............................................................... 6
1.3.2 Kümülatif Bulutlar .............................................................................. 6
1.3.2.1 Özellikleri ve Oluşum Döngüsü ................................................... 6
1.3.2.2 Bulut Tabanındaki Değişimler...................................................... 7
1.3.3 İnversiyon(Terselme) .......................................................................... 7
1.3.3.1 İnversion’ da Bulut Oluşumu ....................................................... 8
1.3.3.2 Inversion Tabakasındaki Değişim ................................................ 8
1.3.4 Yükseklik ile Termik Kaldırıcı Kuvvetinin Değişimi ........................ 9
2. Basınç – Sıcaklık ilişkisi ................................................................................ 9
3. Dry & Wet Adiabatic Lapse Rate .................................................................. 9
3.1 Stabilite & Instabilite ................................................................................ 9
3.2 Bulut Tabanı-Tavanı ................................................................................. 9
4. Alçak Basınç Sistemleri ............................................................................... 10
5. Yüksek Basınç Sistemleri ............................................................................ 10
6. Cepheler ....................................................................................................... 10
6.1 Cepheler ,Tanımları ve Genel Özellikleri ............................................... 10
6.1.1 Sıcak cephe ....................................................................................... 10
6.1.2 Soğuk cephe ...................................................................................... 11
6.1.3 Oklüzyon cephe ................................................................................ 13
6.1.4 Yerel Etkiler – Deniz meltemi cephesi ............................................. 13
6.2 Jet akımları – Alçak Basınç İlişkisi – Cephe İlişkisi .............................. 13
7. Basınç Rüzgar İlişkisi .................................................................................. 13
2
8. Dünya Üzerindeki Genel Hava Akımları ve Coriolis Kuvveti .................... 14
8.1 Coriolis Kuvveti ...................................................................................... 15
9. Grafik ve Veri Okuma .................................................................................. 16
9.1. Metar Taf Okuma ................................................................................... 16
9.2 Meteogram .............................................................................................. 18
9.3 Skew T-Log P(Temp) Diagramı ve Analizi ........................................... 19
9.3.1 Skew T-Log P Diagramı Nedir ......................................................... 19
9.3.2 Skew T-Log P Diagramı Avantaj ve Dezavantajları ........................ 19
9.3.3 Legends ............................................................................................. 19
9.3.4 Skew T-Log P Diyagramı Grafik Okuma ......................................... 21
10. Ek Bilgiler .................................................................................................. 22
10.1 Altıgen Teorisi ...................................................................................... 22
3
1.Kaldırıcılar
1.1. Yamaç Kaldırıcısı
Yamaç eğimine bağlı olarak, tepenin rüzgarı alan kısmında (daha çok orta ve üst kısımlarında) bir
kaldırıcı bölge oluşacaktır. Bu kaldırıcı dikey hava hareketleriyle karıştırılmamalıdır. ( Bu konuya
başlangıç notlarından ulaşabilirsiniz)
1.2. Dalga Kaldırıcısı
Dağ dalgası, büyükçe tepeler veya dağlar tarafından, yılın her mevsiminde, ama özellikle bahar ve
sonbaharda oluşur, güçlü rüzgarların estiği, stabil havalarda oluşur. İdeal koşullarda, dağ dalgası, 10
bin metreye kadar kaldırıcılık sağlayabilir.
Dağ dalgasının göstergeleri, eğer hava nemli ise, merceksi, lenticular bulutlardır. Bu bulutlar, dalga
varlığı sırasında rüzgarla şekli değişmeyen tek bulut cinsidir.
1.3. Termik
Güneşli günlerde, bazı yerler, çevresindeki alanlara göre daha fazla ısınırlar. Yüksek yerler ve güneş
gören yamaçlar örneğin. Arazinin genel durumu, üzerindeki ekin, rengi vs. Termik oluşumunu
etkileyen faktörlerdendir. Termik üreten alanlar, üzerlerindeki havayı da ısıtırlar ve bu ısınan hava,
genleşerek (genişleyerek) çevresinden daha az yoğun hale gelir. Bu hava kütlesi de, herhangi bir
engelle karşılaştığında, baloncuk ya da kolon olarak yükselmeye başlar.
Termik baloncuğu merkezindeki kaldırıcı, baloncuğun herhangibir yerindekinden daha fazladır, ve
çoğunlukla, merkezdeki kaldırıcı kuvvet, tüm baloncuğun yükselmesinin iki katı kadar kaldırıcılık
sağlar.
Hatırı sayılır bir rüzgar önünde dahi, yerden kopmamış bir termik, engel teşkil edebilir, ve rüzgar,
termiğin etrafından dolanabilir. Bu nedenle belki, alçak irtifada, rüzgar olsa dahi, termik, kaynağın
hemen yakınında bulunabilir. Ancak irtifa yükseldikçe, kaynakla direk korelasyon da bozulur. Büyük
bir ihtimalle, rüzgar yönünde ilerlemiştir.
4
Eğer ki termik yükseliyorken, bir kümülüs oluşturuyorsa, en iyi kaldırıcı, bulutun hemen merkezinde
olacaktır. Rüzgarın estiği yön, kaldırıcı tarafını da değiştirecektir. En iyi kaldırıcının bu şartlar altında,
rüzgarlı ve güneşli olan tarafta olması beklenir. Rüzgar ve güneş ayrı taraflarda ise, baskın olanın
tarafında olacaktır, böyle kimi durumlarda ise, kaldırıcı, şuradadır denemez.
Termik yükseliyorken, çevresinden de gelen hava akımıyla genişleyecektir. O gün yüksek bir lapse
rate var ise, termik yukarı çıkarken, ivme de kazanacaktır. Sabit sıcaklıklı bir tabaka ile ya da
inversion ile karşılaştığında ise, ya bu tabakaları geçerken zayıflayacak ve daralacak ya da dağılarak
etkisini yitirecektir.
Termik kaynakları olarak ormanlık ve sulu araziler, termik kaynakları değillerdir ancak, daha yavaş
ısınıp daha yavaş soğudukları için akşam, tüm diğer kaynaklar tükendikten sonra, ısılarını açığa çıkarır
ve zayıf termikler üretebilirler.
Güneş gören yamaçlar, özellikle , güneye bakan ve rüzgardan korunan yamaçlar, çok güçlü termik
üretirler. Şehirler, havaalanları vs. ancak termiklerin, periyodik olarak termik üretirler, iki döngü
(cycle) arasında hemen hemen hiç kaldırıcı etkileri yoktur.
Bulutsuz günlerdeki termik genelde daha güçlü olmakla beraber, (güneş ışınını kesen bulut yok) bu
günlerde sorun, termiğin nerede olduğunu bulmaktadır.
1.3.1 Kaldırıcı Aramak
1.3.1.1 Toplayıcılar(Collector)
Çevresindeki havayı ısıtarak termik oluşmasını sağlayan yeryüzü alanları. Güneş ışınlarıyla,
üzerlerindeki havayı, çevrelerindekinden daha sıcak bir hale getiriyor ve termiğin oluşmasını
sağlıyorlar. Sabahın erken saatlerinde göreli olarak yavaş yükseleni zayıf termikler oluştururken,
güneş ışığının da daha dik ve güçlü gelmesi sayesinde öğlen saatlerinde daha güçlü ve vahşi termikler
oluşturabiliyorlar.
Herhangi potansiyel bir termik toplayıcısı için, önemli olan parametreler, yerin çeşidi, özelliği dışında,
yer şeklinin ne kadar süreden beri ve hangi açıyla güneş aldığıdır. Bir toplayıcı için en iyi koşul,
saatlerdir güneşle uygun açıyı yapıyor olmasıdır. Basit olarak, kuru, ve rüzgarın hışmından korunmuş
yerlerin termik oluşturması beklenir. Yaz sonu ekinleri, aralarında ısıtmaya vakit bulabilecekleri
durağan hava bulundurdukları için, iyi termik oluşturuculardandır. Kuru çalılık, aralarında korunan
5
hava bulunduran kayalık arazi... Nemli herhangi bir arazi, güneş ışığını neminin buharlaşmasına
harcayacağından termikleri öldüren bölgelerdendir.
Rüzgarlar, toplayıcılar üzerindeki havayı karıştırıcı etki gösterirler ve de termiğin yerden kopması için
gereken hacime ve ısıya ulaşmasını engellerler. Aralarındaki boşluklara rüzgarın girişini engelleyen ve
buralarda termiğe ısınması için yeterince zaman tanıyan birbirine yakın evler (köyler, kasabalar),
yanyana birçok aracın durduğu otoparklar, ağaçlarla çevrilmiş, kuru otların da bulunduğu araziler iyi
termik toplayıcılarıdır.
Genellikle, koyu alanların, mesela caddelerin ya da park yerlerinin (boş olanlar) , termik sağlayıcı
olduğuna inanılır, öyle olabilirler – ancak, rüzgar için korunaklı bir durumları, ya da hava tutucu bir
durumları varsa yada rüzgar burada ısınmaya başlayan havayı sürekli süpürüp götürecek kadar şiddetli
değilse– aksi taktirde, kullanılamayacak, ama çok küçük ve sık termikler oluştururlar.
1.3.1.2 Tetikleyiciler (Triggers)
Gazların da sıvı ve katılarda olduğu gibi, yüzey gerilmeleri vardır. Ki bu, hava kütlelerinin karışmadan
(cepheler vb.) hava olaylarını oluşturmasının bir nedenidir. Burada, termiklerin de bir yüzey
gerilmesinin olduğunu söylemeliyiz. Yüzey gerilmeleri olduğu için, baloncuklar halinde
yükselebiliyorlar. Ancak, bu nedenledir ki, yerden ayrılmak için ve sonrasında yükselebilmek için bir
tetikleyiciye ihtiyaç duyuyorlar. Bu tetikleyici, aktif ya da pasif bir tetikleyici olabiliyor.
Pasif tetikleyiciler için ilk söylenebilecek olan, yüzeyin monoton akışını bozan ani değişikliklerdir.
Yamaçlar, tepeler gibi yükseltilerdir. Termik, bu yeryüzü şekillerinin zirvelerinden yere
tutunamadıkları için koparlar. Yeryüzü şekillerinin değişmesi, çorak bir arazinin ortasındaki yerleşim
yeri de termiklerin kopmasını sağlayabiliyor. Yine çorak bir arazinin (collector) nispeten yeşil bir
araziyle birleştiği sınır pasif tetikleyiciye örnektirler.
Genişçe kayalar hem bir tetikleyici, hem de bir toplayıcı olabilirler.
Aktif tetikleyiciler genişçe bir toplayıcı araziden geçen araba, ekinleri biçen bir biçerdöver ve
rüzgarlar olabilir.
Son olarak da, yeryüzü ısısındaki farklılık, lapse rate yi değiştirerek trigger görevi görebilirler.
1.3.2 Kümülatif Bulutlar
Havanın taşıyabileceği nem miktarı, sıcaklığına bağlıdır. Eğer ki, nemli hava, soğutulursa, içindeki
nem yoğunlaşarak su taneciklerini oluşturacaktır.
Bir hava kütlesini soğutmanın basit bir yolu da, onun yüksekliğini artırmaktır. Yükseklen havanın
basıncı düşer, basıncı düşen gaz ise soğur.
Hava eğer bir tepenin eteklerinde (tepenin eğimi ile birlikte) yükselmeye zorlanıyorsa oluşan buluta
orografik bulut, ve yağışa orografik yağış denir.
Yeryüzünde, çevresinden daha iyi ısınan bir bölge üzerindeki havanın baloncuklar şeklinde yükselerek
oluşturdukları bulutlara, konveksiyon bulutları denir. Böyle bulutlar, termik hareketini işaret ederler.
1.3.2.1 Özellikleri ve Oluşum Döngüsü
Bulutu oluşturan su damlacıkları, bulut çevresindeki kuru havada hemen buharlaşacaklardır.
Buharlaşma, egzotermik bir reaksiyon olduğundan, çevresindeki havayı da soğutacaktır. Soğuyan
hava, çevresinden daha ağır olacağından, alçalacaktır. Alçalan hava ise, basınç nedeniyle
6
ısınacağından, su damlacıklarının buharlaşmaları daha hızlı olacaktır. Bu durum, herhangi bir kümülüs
bulutunun –bulut eğer bir termikle beslenmiyorsa- ömrünü çok kısa yapacaktır.
Herhangi, bir kümülüs, eninden daha büyük bir yüksekliğe sahipse güçlü bir termiğe delalettir.
Pofuduk, ama düz tabanlı olmayan, kısa hayat döngülü ve kısa aralıklarla dağılmış bulutlar zayıf
termik demektir.
Bulutlar arasındaki mesafe ne kadar fazla ise, bulutu besleyen termiğin, o kadar kuvvetli olduğu
söylenebilir. Ve yine, hayat döngülerinin o kadar uzun süreceğini.
Bulutun kaldırıcılığının merkezi, genelde, bulutun güneş gören rüzgarlı tarafındadır, ancak farklı bir
alanda olma şansı her zaman ihtimal dahilindedir. Ve yine genellikle, bulut, rüzgar aldığı taraftan
oluşurken, rüzgar arkası tarafından dağılır.
Bir kümülüsün tabanı geniş, üst kısmı dar ise bu hala oluşmakta olan dolayısıyla altında termik
bulunabilecek bir buluttur, eğer üst kısmı geniş tabanı dar ise bu dağılmakta olan bir kümülüstür ve
altında bastırıcı bulunur.
1.3.2.2 Bulut Tabanındaki Değişimler
Bulut tabanı, havanın, içinde bulundurduğu nemin yoğunlaşma seviyesine geldiği yüksekliktir. Gece
serinliğinden sonra hava çok daha nemli bir hale gelir ki, tepelerce yukarı hareket ettirildiğinde, hemen
bulut oluşturacaktır. Benzer olarak, sabah oluşan termikler, 500-600 m de bulut oluşturacaklardır. Ki,
nemli bir havada beklenen, çok zayıf termiklerin dahi bulut oluşturabilmeleridir. Yer ısındıkça, ve
kurudukça, nem taşıma kapasitesi artan hava, daha yüksek seviyelerde yoğunlaşmaya başlayacak ve
bunun sonucu olarak bulut seviyesini yükseltecektir. Isınma arttıkça, bulut tabanı yükselecek ve
termikler daha kullanışlı olacaktır. (saat 10-11 gibi) Genellikle de, en yüksek bulut tabanı, öğleden
sonra, güneş ışınlarından en fazla yararlanılan saatlerde olur. Gün sonunda güneş kaybolmaya başlar
ve termal olaylar yavaş yavaş biter, ancak, dağılan bulutların tabanı, bundan sonra sabit kalır.
Herhangi bir yağış, nemliliği artıracağından, bulut tabanı alçalır.
Bazı günlerde, bulut tabanı, yöresel değişiklikler de gösterebilir. Kuru bir bölgede, nemli bir arazi
yapısına sahip bölgedekinden daha yüksek olabilir.
(Eğer kümülüs oluşumunu engelleyen bir tabaka var ise, kümülüs, altostratus ya da stratokümülüs e
dönüşür.)
1.3.3 İnversiyon(Terselme)
Yüksek basınç sistemlerinde, alçalmakta olan hava kütlesi tabanda sıkışıp kalmış puslu ve dumanlı
durağan hava kütlesi üzerine geldiğinde daha fazla alçalamaz ve yukarıdan hala çökmekte olan hava
ile yerdeki durağan kütle arasında sıkışmaya ve yanlara doğru hareket etmeye başlar. Çöken havanın
bu şekilde sıkışması sonucu sıcaklığı artar ve altındaki durağan havaya ve üstüdeki çöken havaya göre
daha sıcak bir tabaka oluşturur. Bu şekilde, olağan lapse rate de değişiklik yaratan, ve yükseklikle
sıcaklığı artan hava katmanına terselme (inversion) tabakası denir. Aynı durum, sıcak cephelerde, belli
bir katmandan sonra, havanın nispeten sıcak olması durumunda da söz konusudur.
Açık bir gecede de, yere yakın hava katmanı , üst katmanlara nazaran soğuk olacaktır. Bu durumda ki
inversion oluşumları da ertesi gün yer ısınana kadar devam eder.
7
1.3.3.1 İnversion’ da Bulut Oluşumu
Atmosfer durgun, doygundur ve termal aktivite oluşumu sadece inversion tabakasına kadar meydana
gelir. Termik ile birlikte toz ve duman da tabakanın üstüne geçemeyip belirli bir yerde sıkışacağı için,
bulut oluşumu olmasa bile, inversion varlığını gözle görebilirsiniz. Herhangi bir şekilde konveksiyon
bulutu oluşursa( inversion da kesinlikle bulut oluşmaz diye bir şey yok), bulutların tavanları, bu tabaka
ile sınırlanacağından, oluşan bulutlar da yassı ve zayıf olacaktır. Ayrıca bu bulutlar yerdeki ısınmayı
da engelleyeceği için termik oluşumlarına negatif yönde etki eder.
Yaklaşık aynı orandaki sıcaklıktan oluşan tabaka da termalleri durdurucu etki gösterir ki, bu tabakaya,
izotermal tabaka denir.
1.3.3.2 Inversion Tabakasındaki Değişim
Gün içerisinde inversion tabakasında değişim beklenir. Bu oluşum şekline bağlı olarak yerin inversion
tabakasından fazla ısınması ile tabakanın dağılması ya da çok güçlü kümülüs oluşumları ile tabakanın
delinmesi ile meydana gelebilir.
8
1.3.4 Yükseklik ile Termik Kaldırıcı Kuvvetinin Değişimi
Yer seviyesine göre, 300 – 350 m yüksekliklere kadar rastlanılan termikler genellikle zayıftır, ki en iyi
kaldırıcı kuvvetini de 600-700 m den aşağılarda göstermez.
Ancak, termik eğer 300-400 m yüksekliğinde bir kümülüs bulutunu besliyor ise, bulut tabanına yakın
kısımlarda termik kuvvetinin artması beklenir. Ancak, bir inversion tabakasının olduğu günlerde,
kaldırıcı bulut tabanı yakınlarında azalır. Aynı olay, bulutsuz termiklerde ya da zayıf kümülüslü
termiklerde de beklenir.
2. Basınç – Sıcaklık ilişkisi
Havanın da bir ağırlığı olması nedeniyle, yeryüzüne yakın hava, üzerinde kalan tüm hava ağırlığı
altında bulunur. Yükseklere çıkıldıkça, o bölgeyi etkileyen hava katmanı azalacağından, basınç da
düşer. İlk 1600 metre yükseklikte, her 10 metrede basınç, ortalama 1 milibar azalır.
Yükseldikçe atmosfer basıncının azalması, yükselen gazın da azalan basınçla doğru orantılı olarak
hacminin artmasına neden olur. Hacmi artan gaz, daha büyük hacimde, aynı ısıyı muhafaza ediyor
olacağından, sıcaklığı düşer.
3. Dry & Wet Adiabatic Lapse Rate
İdeal durumlarda –güneş ortamı ısıtmamış, ve gece soğutmamışsa- yükselen havanın sıcaklığı belirli
bir oranda düşer. (Lapse rate) Hava doygun değil (soğuması yoğunlaşmaya neden olmuyor) ve bulut
oluşumu yok ise, her 100 metre yükseklikte kaybedilen sıcaklık, 1 (0.98) derecedir. (Dry Adiabatic
Lapse rate-DALR) Eğer ki yükselen hava doygun ve yoğunlaşma söz konusu ise (yoğunlaşma
endotermik bir reaksiyondur ve ısı açığa çıkar.), her 100 m de kaybedilen sıcaklık, 0.5 derece
olacaktır. (Wet (saturated) Adiabatic Lapse Rate-SALR)
Yukarıda verilen bu değerler ısınıp yerden koparak yükselen bir hava kütlesi (termik) için geçerlidir.
Bunun dışında bölgede hakim olan hava kütlesinin sıcaklığının yükseklikle nasıl değişeceği günün
koşullarına göre değişim gösterir. Bu değişime ise çevresel (environmental) lapse rate (ELR) denir.
3.1 Stabilite & Instabilite
Eğer herhangi bir gündeki ELR, DALR den daha düşük ise yükseldikçe soğuyan termik kolonu
sonunda çevresindeki hava kütlesi ile aynı sıcaklığa ulaşır ve yükselmesi sona erer, böyle bir güne
stabil bir gün adı verilir. Öte yandan ELR, DALR den daha yüksek ise termik ne kadar yükselirse
yükselsin çevresindeki hava kütlesi ondan daha hızlı soğuyacağından arada daima bir ısı farkı korunur
ve termik yükselişini sürdürür. Böyle bir güne ise instabil bir gün denir ve böyle bir günde termik
aktivite çok fazla ve etkilidir, XC uçuşları için ideal koşullar beklenir.
3.2 Bulut Tabanı-Tavanı
DALR ile yükselmekte olan bir hava kütlesi, belli bir noktaya kadar soğuduktan sonra artık içerdiği
nemi taşıyamaz hale gelir ve içindeki nem su buharı olarak yoğunlaşmaya başlar. Yoğunlaşmanın
başladığı bu sıcaklığa çiğ noktası (dew point) adı verilir. Bu noktadan sonra yükselmeye devam eden
hava aynı zamanda yoğunlaşma da gösterdiğinden artık DALR ile değil SALR ile soğumaya başlar ve
bu sırada bulut oluşumu devam eder. SALR ile soğumakta olan termik ELR ile soğuyan çevresindeki
9
hava ile aynı sıcaklığa geldiğinde artık yükselmesi sona erer ve yoğunlaşma durur. Bu irtifa ise bulut
tavanı yüksekliğidir. Peki koşullar instabilse ve SALR ve ELR hic kesişmezlerse ne olur? Bulut
oluşumu çok yüksek irtifalara kadar sürer ve dikey gelişimi çok fazla bulutlar oluşur bu bulutlarda
fırtına bulutlarıdır(CB).
4. Alçak Basınç Sistemleri
Rüzgarlı ve yağmurlu hava genellikle alçak basınç alanları ile birlikte anılır ve bu olaylardan önce
daima hava basıncının düştüğü gözlemlenir. Alçak basınç alanlarında, hava genel olarak
yükselmektedir ve bu bulut oluşumu ve yağış anlamına gelir.
Yükselen havanın yarattığı boşluk, kuzey yarım kürede saat yönünün tersine esen rüzgarlarla
doldurulmaya çalışılır. (direk alçak basınç merkezine doğru akış olmaz çünkü – bknz coriolis effect)
Yüksek irtifada ise, alçaklarda alçak basınç merkezine doğru esen rüzgarlar, basınç merkezinden dışarı
doğru eserler. İrtifada dışarı doğru esen bu kuvvet, aşağıdakinden güçlü olduğundan, bir alçak hava
basıncı merkezinin ömrü uzun olur.
5. Yüksek Basınç Sistemleri
Yüksek basınç merkezi, çökmekte olan geniş hava sistemidir. Alçak hava basınçlarında, havanın genel
yükselme hareketinden, bulut, ve kötü hava şartlarından bahsedilir. Bunun tersi olarak da, yüksek hava
basıncı için, genel anlamda çöken, doygun ve yoğun havadan bahsedebiliriz. Hava çökme nedeniyle
sıkışıyor olduğundan, ısınır ve bu nedenle, daha fazla nem tutabilecek hale gelir, ve bulut oluşumu
zorlaşır. Sıkışma ile yüzeye yakın havanın ısınmasına rağmen, hava aynı zamanda çevreye dağılıyor
da olduğundan, basınç sisteminde hava serin ve nemli kalır.
Yazın yüksek basınç sistemi demek, sakin bir rüzgar ve temiz gökyüzü anlamına gelir. Ancak kışın,
kalıcı sis ve alçak bulut tabanı demek olabilir. Sistem, yavaş hareket eder.
Yüksek basınç sistemleri, yükselen hava akımlarına izin vermezler, bu nedenle de sakin rüzgarların
estiği oturmuş havaya neden olurlar. Inversion oluşumu olasıdır.
6. Cepheler
Farklı sıcaklık ve farklı yoğunluğa sahip iki farklı hava kütlesi karşılaştıklarında birbirine karışmazlar
ve biri (daha sıcak, yoğunluğu daha düşük olan) diğerinin üzerine doğru hareket etmeye zorlanır. İki
farklı hava kütlesi arasındaki bu sınır veya geçiş bölgesine cephe adı verilir. Bu karşılaşmalar yağmur,
rüzgar ve rüzgar yönündeki sapmaların kaynağıdır. Bunların ne kadar şiddetli olacağını da iki kütlenin
birbirinden ne kadar farklı oldukları belirler. Sıcak ve nemli hava ile soğuk ve kuru hava kütleleri
arasındaki konverjans bölgesi cepheye iyi bir örnektir. Başlıca üç tip cephe vardır.
6.1 Cepheler ,Tanımları ve Genel Özellikleri
6.1.1 Sıcak cephe
Hareket halindeki bir sıcak hava kütlesinin durağan bir soğuk hava kütlesi ile karşılaşması sonucunda
oluşan cephedir. Sıcak hava önündeki daha yoğun soğuk havanın üzerine doğru yükselmeye zorlanır
ve bu yükselme gittikçe kalınlaşan bir bulut tabakası oluşumuna ve sonunda yağışa yol açar. Cephe
10
eğimi oldukça fazladır (100 m' de 1 m. ile 300 m' de 1 m. arasında değişir.). Temel özelliği, sırasıyla
cirrus, cirrocumulus, cirrostratus(ay çevresinde hale oluşumu), altostratus, altocumulus, stratus ve
nimbostratus gözlemidir. Cephenin yaklaşmasıyla beraber, genelde yüksek ince bir bulut tabakası
oluşur ve bu nedenle güneş yada ay çevresinde bir hale görülür. Cephenin etki alanı cephe önünde
yaklaşık 150-400 km.dir. Cephenin, gözlemle tahmini ise, cirrus bulutları, ardından ince –gittikçe
kalınlaşan stratus.- kademeli olarak, stratus kalınlaşır – ta ki yağmur görülene kadar. Ancak bu
gözlemin tamamı yapıldığında sıcak cephenin doğru öngörüsü yapılmış olur.
Genel olarak, sıcak cephelerin hareketi yavaştır. Hızları, saatte 24 km yi geçmez.
Cephenin gelişinden yaklaşık 5-10 saat sonra yağmur gözlenir. Bu durumda, genellikle rüzgar saat
yönünün tersine hareket edip güçlenir.
Cepheden geçişinden sonra, yağmur kesilir ancak, hava hala bulutludur. Cephe sonrası hava, daha
sıcaktır ve sakindir, ve rüzgarlar saat yönünde ( genelde 60 derece) dönerler.
6.1.2 Soğuk cephe
Hareket etmekte olan bir soğuk hava kütlesinin önündeki durağan sıcak hava kütlesinin altına doğru
girerek onu yukarıya itmesi veya onunla yer değiştirmesi sırasında iki farklı hava kütlesi arasında
oluşan cephe. Genellikle soğuk cephe geçişinde, sıcaklık ve nem oranı düşer, basınç artar ve rüzgar
kırılması gözlenir (Kuzey yarımkürede güneybatıdan kuzeybatıya doğru rüzgar yön değiştirir.). Yağış
genellikle cephe üzerinde veya gerisinde dar bir alandadır. Hızlı hareket eden bir sistemdir. Cephe
eğimi, diğer cephelere göre daha diktir (1:30 – 1:100).Cephe eğimi dik olduğu için aşırı instabilite ile
Cumulonimbus (CB) oluşur. Bu bulutların içinde çok güçlü yukarı doğru konveksiyon akımları vardır.
Dolayısıyla etrafındaki hava aşağı çökeceği için etrafında bulut oluşumu gözlemlenmez. Sıcak
cephelere nazaran hızlı hareket ederler. (32 km den 150 km ye kadar) Cephe geçişinden sonra, hava
dikkate değer derecede soğuklaşır ve rüzgar, saat yönünde 90 derece döner.
Verilen grafiklerde saat 8 de soğuk cephe geçişi ile sıcaklık ve basınçtaki değişiklikler ve yağış net bir
şekilde gözükmektedir.
11
Soğuk cephelerde yağış başladığında cephenin önünden yüksek hızla ilerleyen “ Gust Front ” denilen
soğuk rüzgarlar oluşabilmektedir. Bunun göstergesi yan yatmış ince uzun silindir şeklindeki ve hızlı
hareket eden “ billow ” bulutudur. Gust front ile rüzgar dakikalar içerisinde 180 derece dönebilir.
Cephe sonrası hava, soğuk, açık, ve türbülanslıdır ve çoğunlukla xc için en uygun koşulları sağlar.
Soğuk cephe, çok hızlı hareket ettiğinden, sabah görülen soğuk cephe, öğleden sonra etkisini tamamen
yitirebilir. Soğuk cephe sonrası, ortam soğuk ve kuru ise, termal aktivite için optimum ortam oluşmuş
demektir.
12
6.1.3 Oklüzyon cephe
Bir alçak merkez sisteminde soğuk ve sıcak cephenin var olması durumunda, soğuk cephe sıcak
cepheden daha hızlı hareket ettiğinde sıcak cepheyi yakalar ve aralarında sıkışıp kalan sıcak havayı
yukarı doğru yükselmeye zorlar. Oklüzyon cepheler hem sıcak hemde soğuk cephelerin bazı
özelliklerini da yumuşak olarak gösterirler. Soğuk, sıcak ve doğal tipli olmak üzere üç tür oklüzyon
cephe vardır. Sıcak oklüzyon: Cephe gerisindeki (arkadan yetişen) havanın, cephe önündeki havadan
daha sıcak olması durumudur. Soğuk oklüzyon: Cephe gerisindeki havanın cephe önündeki havadan
daha soğuk olması durumudur. Doğal oklüzyonda ise cephe gerisi ve önündeki hava sıcaklıklarında
fazla bir fark yoktur.
Öklüzyon cepheler genelde yavaş hareket ederler ve cephe sisteminin yaşam döngüsündeki son
zamanlardır. Her ne şekilde olursa olsun, öklüzyon cepheler, uçuş için uygunsuz hava şartı demektir.
6.1.4 Yerel Etkiler – Deniz meltemi cephesi
Deniz kıyılarında hakim olan meltem, kıyıdan içeri, denizden taşıdığı nemli, ve tok havayı da taşır –
ve böylelikle, kıyı civarında oluşabilecek termal olayları da etkisizleştirir. Ancak eğer hakim rüzgar
kıyıya paralel ise, deniz üzerindeki soğuk hava, soğuk bir cephe gibi davranır. Kıyı içlerindeki kuru ve
sıcak hava ile, deniz üzerinden gelen nemli ve serin havanın karşılaşması, o günkü bulut tabanının
altında yeni bulutçuklar oluşturur. Bu bulutlar, kaldırıcının göbeğinim işaretidir. Kuru havalarda, bu
bulutlar görülmez ancak, görüş mesafesindeki değişiklik, cephe şeridini ele verir. Cephenin soğuk
kısmı, dumanlı ve bulanık görülür. Cephenin yeri, rüzgar yönü takibiyle de kolayca anlaşılabilir. Kıyı
ve deniz üstünde rüzgar kıyıya doğru eserken, birkaç km içerde tam tersi denize doğru esiyor olabilir.
Ancak, cephenin, deniz kısmındaki son alanlar, kuvvetli bir bastırıcıdır. Ancak 600-700 m yükseklik
vaadederler. Bucephe sistemi, genellikle, yaz olayıdır, ve kışın meydana gelmezler. Yaz öğleden
sonraları, kıyıdan 40-50 km içeride aranmalıdır. Akşam, tüm diğer kaldırıcılar kesildikten sonra bile
kaldırıcılığını korur.
6.2 Jet akımları – Alçak Basınç İlişkisi – Cephe İlişkisi
Farklı karakterde iki hava kütlesi karşılaştığında, yüksek irtifalarda, karşılaşılan yere paralel olarak
(cephe boyunca, cepheye paralel) esen çok güçlü bir hava akımı oluşur. Bu jet stream’ dir.
Kilometrelerce uzunluktadırlar ve saatte 100-200 km hızları vardır. Bu jet akımlarının hızlarının arttığı
ve azaldığı bölgeler olur ki, hızın arttığı bölgelerde, yeryüzünde bir alçak basınç merkezi, hızın
azaldığı bölgelerde ise yüksek basınç merkezi oluştururlar. (Convergence slower – high pressure,
divergence faster – low pressure)
Alçak hava basıncının oluşturduğu cephelerde iki cephe de aktif değildir, genelde aynı anda sadece
birisinin aktif, diğerinin pasif olması beklenir, İki cephe arasında kalan “warm sector” ün nemli hava
ve alçak bulut tabanı anlamına geldiğini dağ dalgası için uygun koşulları sağlar.
7. Basınç Rüzgar İlişkisi
Rüzgar havanın yüksek basınçtan alçak basınca hareket etmesi ile oluşur. Bu yüzden rüzgar tahmini
yapabilmek için en iyi kaynak, basınç dağılımının gösterildiği sinoptik haritalardır. Bu haritalar
izobarlar ile gösterilir.
13
Sinoptik haritalarda yüksek basınç Y(H) , alçak basınç A(L) ile gösterilir. Basınç milibar cinsinden
gösterilir ve atmosferin deniz seviyesindeki norm basıncı 1013 mb’dır. İzobarlar birbirine ne kadar
yakın olursa basınç farkı o kadar fazla ve beklenen rüzgarda hızlı olur. Ancak havaya tek etkiyen
kuvvet sadece basınç farkı değildir. Coriolis kuvveti ve yer şekilleri de etkindir. Coriolis kuvveti
nedeniyle rüzgarlar irtifada izobarlara yaklaşık 10 derecelik açı ile neredeyse paralel , alçak basınca
meyilli bir şekilde seyrederler. Yeryüzündeki sürtünme sonucu rüzgar alçak irtifada daha yavaştır,
dolayısıyla coriolis kuvveti de azalır. Bunun sonucunda rüzgarın izobarla yaptığı açı denizde 20 derece
karada 30 derceye kadar çıkar.
8. Dünya Üzerindeki Genel Hava Akımları ve Coriolis Kuvveti
Meteorolojik olayların yaşandığı hava tabakası (stratosfer), dünyanın çevresini kaplayan bir deniz gibi
düşünülebilir. Dünyanın kendi etrafındaki dönüşü nedeniyle bu “gaz denizinin” dengedeki yüksekliği
ekvator çevresinde daha yüksek, kutuplarda daha alçak seviyelidir. Herhangi bir yerde bu denge
seviyesinin üstüne çıkan hava kitlesi dalgalar halinde daha alçak yerlere doğru akacaktır. İşte dünyada
genel hava hareketlerinin kaynağı, ekvator çevresindeki bölgenin güneş ışığını daha dik alarak kutup
bölgesindeki havaya göre daha çok ısınmasıdır. Kutuplarda radyasyon (gazın sıcaklığına göre etrafa
yaydığı ışıma) sonucu soğuma, güneşten kutuplara gelen enerjiye göre fazladır. Bunun tam tersi
ekvatorda olmaktadır. Dolayısıyla ekvatorda hava genişleyip yükselmekte, kutuplarda da yoğunlaşıp
çökmektedir. Hava ekvatorda yükselip üst seviyeden kutuplara giderken ve kutuplarda çöküp alçaktan
ekvatora doğru giderken, yaklaşık 30° enlem yol katettiğinde 90° sağa (güney yarımkürede sola)
döner. Bunun nedeni coriolis kuvveti’dir.
14
8.1 Coriolis Kuvveti
Dünyayla birlikte hareket eden havanın çizgisel hızının enlemlere göre farklı olmasından kaynaklanır.
Ekvatordaki hava 24 saatte 40.000km katederken 60° enleminde bu mesafe 20.000km’dir. Ekvatordan
çevresi daha küçük enlemlere akan hava kitleleri hızını hemen kaybetmediği için bulunduğu enleme
göre dünya dönüş yönüne doğru kayar. Kuzey yarımkürede rüzgarlar saat yönüne döner. Güney
yarımkürede dönüş yönü bunun tam tersidir.
15
9. Grafik ve Veri Okuma
9.1. Metar Taf Okuma
GÖZLEMİN CİNSİ
Metar ( SA ) : Her yarım saatte veya her saatte periyodik olarak yapılan rasattır. On dakikalık
gözlem sonucu oluşur.
Speci ( SP ) : Metar yayınlandıktan sonra meydana gelen önemli değişikliklerdir.
GÖZLEM YAPILAN İSTASYONUN ICAO KODU
Ör: LTBA = İstanbul Atatürk Hava Limanının kodu
GÖZLEMİN YAPILDIĞI SAAT
Saatler zulu olarak verilir. Lokal saate çevirmek için yazın üç saat kışın iki saat eklenir.
RÜZGÂR YÖNÜ VE ŞİDDETİ
Ör: 06005KT = Sıfır atmıştan beş knot
V: Rüzgârın geldiği iki derece arasını belirtir. Rasatta 10 dk’lık bir periyotta rüzgar şiddeti en az 4 kt
olmak üzere yönde 60 yâda daha fazla bir değişim olursa her iki yön aralığı da belirtilir.
Ör: 060V09010 Knot = Rüzgâr sıfır atmış ve sıfır doksan dereceler arası değişken on knot
G : (gust) Rüzgârın on dakikalık periyotta 10 kt den fazla değiştiğini (hamlesini) gösterir.
Ör: 360V03015G35KT = Rüzgâr üç yüz atmış ve sıfır otuz dereceler arası değişken on beş
hamle otuzbeş knot
00000KT: Rüzgârın sakin olduğunu gösterir.
VRB: Rüzgâr yönün devamlı olarak değiştiğini gösterir.
/// : rüzgâr yönünün ölçülemediğini gösterir.
BULUTLAR
Alçak bulutlar
: 500-6500 feet St,Sc,Ns
Orta bulutlar
: 6500–10000 feet As, Ac
Yüksek bulutlar
: 18000-25000 feet Ci,Cc,Cs
16
BULUTLULUK
FEW
: 1,2 / 8 kapalılık
SCT
: 3,4 / 8 kapalılık
( Scattered )
BKN
: 5,7 / 8 kapalılık
( Broken )
OVC
: 8 / 8 kapalılık ( Overcast )
CB
: Cumulonimbus
TCU
: Towering culumus
(45.000 feet’e kadar yükselebilir)
CAVOK
: 10 km üzerinde görüş ve 5000 feet’in altında herhangi bir bulut yok demektir. Cavok
kelime açılımı olarak; ceiling and visibilty okey.
ÖRNEKLER
METAR LTBA 0550Z VRB02KT 9999 SCT035 14/10 Q1004 NOSIG=
Sıfır beş elli yani altı zulu ( Lokal saat için üç saat ekliyoruz) lokal saat dokuz Atatürk meydanın
durumu, rüzgar değişik yönlerden iki knot, görüş on km den fazla, scattered üçbin beş yüz feet,
sıcaklık ondört derece, işba on derece, basınç bin dört milibar, iki saat içerisinde önemli bir değişiklik
beklenmiyor
METAR LTAC 0350Z 00000KT 7000 BR 12/08 Q1018 NOSIG=
Lokal yedi durumu, rüzgâr sakin, görüş yedi kilometre, broken, sıcaklık on iki derece, işba sekiz
derece, basınç bin on sekiz milibar, iki saat içerisinde önemli bir değişiklik beklenmiyor.
17
9.2 Meteogram
Meteogramlar sayesinde seçilen istasyonu için yer rüzgarı yönü ve şiddeti, toplam bulutluk, yağış
ihtimali, irtifa rüzgarları, nemlilik gibi bilgilere ulaşılabilir.
18
9.3 Skew T-Log P(Temp) Diagramı ve Analizi
9.3.1 Skew T-Log P Diagramı Nedir
Skew T Log P Diyagramı termodinamik bir diyagramdır. Atmosferde meydana gelen meteorolojik
olaylar termodinamiğin çeşitli kanunlarına göre incelenmiş ve bu doğrultuda pratik bir model olan
Skew T Log P Diyagramı geliştirilmiştir. Adyabatik işlemler bu diyagramın temelini oluşturmaktadır.
Skew T Log P Diyagramı,bir istasyonunun temsil ettiği alan üzerindeki mevcut meteorolojik
koşulların analiz ve tahmininde çok kullanışlıdır. Standart bir Skew T Log P Diyagramı, yer
seviyesinden 25 hPa seviyesine kadar olan düşey mesafedeki pek çok meteorolojik değişkenin analiz
edilmesi imkanını sağlar. Skew T Log P Diyagramına istasyonlar tarafından elde edilen sıcaklık, dew
point ve rüzgar bilgileri işlenir.İşlenilen bu bilgilerin kullanılması ile birlikte, çeşitli tahmin ve analiz
metotlar geliştirilmiştir. Bu metotlar sayesinde, Skew T Log P Diyagramından, kararlılık kararsızlık,
bulut tahmini, CB tahmini, buzlanma, türbülans ve hamle gibi pek çok meteorolojik olayın tespiti
yapılabilir.
9.3.2 Skew T-Log P Diagramı Avantaj ve Dezavantajları
Avantajları
 Atmosferik kararlılık kararsızlık net bir şekilde tespit edilebilir.
 Standart bir diyagramda yer seviyesinden 25 hPa seviyesine kadar olan mesafedeki
bütün meteorolojik değişkenler seviye seviye görülebilir ve analiz edilebilir.
 Şiddetli hava olayları, bulutluluk ve bulutluluk ile ilgili pek çok değişken, türbülans,
buzlanma, konvektif sıcaklık ve hamle gibi pek çok meteorolojik olay ve değişken
diyagramdan tespit edilebilir.
 Sinoptik ölçekli hava tahmin modellerinin verileri kullanılabilir.
Dezavantajları
 Sadece istasyon(ravinsonde) rasat zamanlarında çizilebiliyor olması. Örneğin 00 UTC
den 12 UTC ye kadar olan zaman zarfında düşey atmosfer profilinde önemli
değişiklikler olabilir.
 Ölçülen değerlerin anlık ve hatalı olabilmesi durumu.
 Düşey rüzgar bilgilerinin balonun sürüklenmesi nedeniyle istasyonun tam üzerinde
düşey olarak elde edilememesi.
9.3.3 Legends
Diagramdaki Rüzgar Skalası
19
Diagramdaki Bazı Değerler ve Açıklamaları
•
İzoterms: Eş sıcaklık çizgileri
•
İzobars: Eş sıcaklık eğrileri
•
DALR(Dry Adiabatic Lapse Rate) : Yükselmekteki havanın genişlemesiyle ısı
kaybetmesidir. Sıcaklık alışverişi yoktur.(100m/1C düşer)
•
SALR(Saturated Adiabatic Lapse Rate) : Bulut oluşurken yoğunlaşma olur. Hava
kütlesi genişlemeye devam eder ve sıcaklık düşer ancak artık dewpoint noktasında
olduğu için yoğunlaşan havanın ısısı kaybı daha az olur.
•
ELR(Enviromental Lapse Rate) : Havanın her irtifadaki sıcaklığı.
•
Dew Point(Çiğ Noktası) : Bulunduğu noktadaki basınç ve nem için havanın
içerisindeki suyun yoğunlaşması için gereken sıcaklık.
•
< 15
KI Değeri Oraj Durumu
Oraj yok
18 to 19 20% ihtimal
20 to 25 35% ihtimal
26 to 29 50% ihtimal
30 to 35 85% ihtimal
>36
100% ihtimal
•
CAPE Değeri Kararsızlık Olayları
< 300
Zayıf
Çok Zayıf Konveksiyon
300-1000
Kararsızlık Sınır
Zayıf Oraj
1000-2500
Orta Seviyeli
Orta Seviyeli Oraj(Şiddetli Oraj Olabilir)
2500-3500
Kuvvetli
Şiddetli Oraj (Tornado İhtimali)
3500-5000+
Şiddetli
Çok Şiddetli Oraj ve Tornado
20
9.3.4 Skew T-Log P Diyagramı Grafik Okuma
ELR isotermlerle paralelse inversiyon olabilir. Daha fazla sağa yatıksa kesin inversiyon vardır.
DALR + Dew point ile kesiştiğinde bulut tabanı oluşur.
Bulut tabanından sonra DALR SALR ye dönüşür.
SALR + ELR kesiştiğinde bulut tavanı oluşur.
ELR ne kadar sağa yatıksa hava o kadar stabil olur. Sola yattıkça unstabil yani güçlü termikler olur.
ELR ve SALR hiç kesişmezler yada çok sonra kesişirlerse CB oluşumu görülür.
21
10. Ek Bilgiler
10.1 Altıgen Teorisi
Düz arazi üzerinde XC mi yapıyorsunuz? Rüzgara karşı gitmeyin, Bruce Goldsmith
tartışıyor
Yayın:25-Ekim-01
Editör: Hugh Müller
Bulut oluşumu ile ilgili altıgen teorisini ilk defa 1992'de buldum. Gökyüzünü anlamama yardım etti
ve XC uçuşumu oldukça geliştirdi. O zaman bir yazı yazmıştım. O zamandan beri bulut oluşumlarına
baktığımda aklımın bir köşesinde bu vardı. Yakın zamanda, ABD Kolarado'da, bir yolcu uçağında
uçarken, gerçekten hoş altıgen teorisi bulutları gördüm ve dayanamayarak birkaç fotoğraf çektim
Sahara Yargısı
Altıgen teorisini baştan anlatmama izin verin. 1980'lerde, Fransız meteorolojistlerinden oluşan bir
grup, termal kaynağı bulunmayan biryerde nasıl bulut oluştuğunu incelemek için Sahara'ya gittiler.
İnceledikleri çölün, küçük kum tepelerine sahip olmaktan başka önemli bir özelliği yoktu. Kum
özdeş renkteydi ve termik oluşturacak/ateşleyecek bir dağ ve tepe yoktu. Atmosfer stabil değilken
termikler hala beklendiği gibi oluşuyordu ama hayret ettirecek sonuçları vardı. Hiç rüzgar olmayan
şartlarda termiklerin altıgen şeklinde bir şablonun kenarı boyunca oluştuğu yargısına vardılar. Bu
altıgenler, her kenarı 6 km olan muntazam şekildeydiler.
Hücre Dolaşımı
Ocak üzerinde kaynamaya bırakılmış bir tencere su düşünün. Su kaynadıkça, termiklerin
atmosferde yükselmesi gibi kabarcıklar oluşur ve bu kabarcıklar yükselirken, boşalan yere
tencerenin diğer kısımlarından su akarak dolaşım yapan su hücreleri oluşur. Bu hücrelerin boyutları
bir tencerede santimetrelerle ifade edilir ama atmosferde aynı olay çok daha büyük bir skalada
gerçekleşir. Altıgenlerin kesin kenar uzunlukları tabii ki havanın yoğunluğu ve viskozitesine göre
değişecektir. Bulut tabanı irtifası ve termiklerin gücü de önemli faktörlerdir ama prensibi
anlayabilirsiniz.
Rüzgar Etkisi
Şimdi ilginç kısım geliyor. Rüzgar olduğunda teori der ki, altıgenin iki kenarı rüzgar yönünde
otomatik olarak uzar. Rüzgar güçlendikçe bu kenarlar daha uzar. Altıgenin diğer dört kenarı 6 km
uzunluğunda kalır. Altıgenin bu uzun kenarları tabii ki bulut yolları(cloudstreets)dır.
Pilotlara Açıklamalar
Düz araziler üzerinde bulut yollarında uçan pilotlar için önemli açıklamalar içerir. İlk olarak, bulut
yolları sonsuza kadar ilerlemez; sınırlı uzunluktadırlar ve uzatılmış altıgenler şeklinde birbirlerine
uyarlar. İkinci olarak, rüzgara karşı uçuyorsanız ve bulut yolunuzun sonuna geldiyseniz, kaldırıcı
bulabilmek için tam rüzgara karşı uçmamalısınız. Teori, rüzgara karşı olan yönünüzden 60 derece
dönmenizi, çapraz rüzgarda 6 km giderek, sonraki bulut yolunun başlangıcını, herşey teoriye
uygunsa, bulmanızı önerir
Mavi Delikler
Altıgen teorisi ayrıca neden "mavi delikler" olduğunu açıklar. Bunlar basitçe altıgenlerin ortasıdır.
Güneşin ısıttığı mavi gökyüzü altında uçarsam hoş bir termikle ödüllendirileceğime inanırdım. Kısa
zamanda bu fikrin işe yaramadığını gördüm ve birçok sefer yerde rüzgara karşı durup erken iniş
yüzünden ilginç göğe bakarak kaldım. Altıgen teorisi bu mavi delikler altında havanın aşağı doğru
hareket ettiğini söylüyor ve güneş yeri ısıtsa bile havanın aşağı akışına baskın çıkamıyor.
22
Dağlar
Altıgen teorisinin sadece düz alanlar üzerinde uygulanması gerektiği anlaşılmalıdır. Dağlar güçlü
termik kaynaklarıdır, öyle ki teoriye başvuruyu yok ederler ama ilginç bulduğum şey bazı termik
kaynaklarının neden çalışabildiğini ve bazı diğerlerinin neden çalışamadığını açıklamasıdır. Eğer aynı
güçte iki termik kaynağınız varsa, altıgen yolu üzerinde olan çalışırken, ne kadar harika görünse de
mavi delikteki diğeri çalışmayacaktır.
23
Download