İklim Müzakereleri ve Gelecek 22 08 2013 Kyoto Rüzgar Gibi Geçti toprakSUenerji-Kyoto Anlaşması 1992'de Rio De Janeiro'da yapılan Dünya Zirvesi'nda kabul edilen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'ne (BMİDÇS) ek olarak kabul edilmiştir Anlaşma Aralık 1997'de Japonya'nın Kyoto şehrinde görüşülmüş, 16 Mart 1998'de imzaya açılmış ve 15 Mart 1999'da son halini almıştır. Rusya'nın 18 Kasım 2004'te katılmasıyla 90 gün sonra 16 Şubat 2005 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Aralık 2006 tarihinde toplam 169 ülke ve devlete bağlı örgütler anlaşmaya imza atmışlardır (Ek 1 ülkelerinin salınımlarının %61.6'sından fazlasına karşılık gelmektedir). Hangi ülkeler nazlı davrandı İmza atmayan önemli ülkeler arasında ABD ve Avustralya gibi gelişmiş ülkeler haricinde, gelişmekte olan Türkiye (şubat 2009 itibari ve meclis kararı ile Türkiye 2013 yılına kadar Ek 2 ülkeleri içinde yer almak ve karbon salım azaltımına bu tarihe kadar gitmemek kaydı ile Kyoto Protokolünü imzalamıştır) gibi ülkeler de yer almaktadır.Çin ve Hindistan gibi bazı ülkeler ise anlaşmaya imza atsalar bile karbon salınımlarını azaltmak zorunda değillerdir.Anlaşmanın 25. maddesine göre anlaşma “Ek 1'de yer alan en az 55 ülkenin imzalaması ve bunun Ek 1 ülke salınımlarının en az %55'ine karşılık gelmesi durumunda, buna uyulduğu tarihten sonraki doksanıncı gün yürürlüğe girer.” 55 ülke şartı 23 Mayıs 2002'de İzlanda'nın anlaşmayı kabul etmesi ile, %55 şartı da Rusya'nın 18 Kasım 2004'te anlaşmayı imzalaması ile sağlanmış, anlaşma 16 Şubat 2005 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Amaç Neydi ? Birleşmiş Milletler Çevre Programı basın bildirisine göre: “Kyoto Protokolü gelişmiş ülkelerin sera gazı salınımlarını 1990 yılına göre %5.2 azaltmalarını öngören bir anlaşmadır (protokolün uygulanmaması durumunda 2010 yılı salınım tahminleri dikkate alınırsa bu, %29'luk bir azalmaya karşılık gelmektedir). Amaç altı sera gazının – karbon dioksit, metan, nitröz oksit, kükürt heksaflorür, HFC'ler ve PFC'ler – 2008-2012 arası beş yıllık ortalama salınım değerlerini azaltmaktır. Kyoto Protokolü İkinci Yükümlülük Dönemi; 8 Yıl Doha İklim Müzakereleri'nden çıkan kararlar arasında en önemlisi uluslararası iklim değişikliği rejimini düzenleyen mevcut tek resmi mekanizma olan Kyoto Protokolü'nün devamı konusunda alınan karar oldu. Kyoto Protokolü'nün 2012 yılında tamamlanan birinci yükümlülük döneminin ardından ikinci yükümlülük döneminin süresi de belli oldu. Uzun uğraşlar sonucunda alınan karar sonucunda Kyoto Protokolü'nün ikinci yükümlülük dönemi, 1 Ocak 2013 tarihinden 31 Aralık 2020 yılına kadar devam edecek. Hangi Ülkeler İkinci Yükümlülük Döneminde Yer Alacak? Japonya, Kanada, Rusya ve Yeni Zelanda ikinci yükümlülük döneminde yer almayacağını belirtirken, Avrupa Birliği'ne üye 27 ülke, gelişmiş ülkelerden Avustralya, İsviçre, 2020 yılına yönelik salım azaltım hedeflerini ortaya koydular. Türkiye ise, birinci yükümlülük dönemine benzer şeklide, henüz bir salım azaltım yükümlülüğü belirtmedi. Kyoto Protokolü ikinci yükümlülük döneminde yer alacağını belirten ülkeler ise küresel sera gazı salımlarının sadece %15'ini temsil ediyor. Maksimum 2 Derece Artış Nasıl Sağlanacak? Sözleşme hattında Durban Platformu (ADP) çalışma grubu kapsamında, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin tamamını kapsayacak yeni bir anlaşma için çalışmalar hızla devam edecek. Bu kapsayıcı yeni anlaşmanın müzakere metninin temel taşlarının 2014'ün sonunda belirlenmesi ve taslak müzakere metninin de Mayıs 2015 öncesinde tamamlanması hedefleniyor. Yeni anlaşmanın 2020 yılından itibaren yürürlüğe girmesi konusunda kararlılık devam ediyor. Yeni anlaşma ile küresel sıcaklığın maksimum 2 derece ile sınırlandıracak şekilde ülkelerin salım azaltım sorumluluğu alması hedefleniyor. Hükümetler, 1 Mart 2013 yılı itibariyle süreç ile ilgili görüşlerini ve olası seçenekleri BM İklim Değişikliği Sekreteryası ile paylaşacak. Bu süreçler ile ilgili olarak politik sahiplenmenin üst düzeyde sağlanması için dünya liderleri, 2014 yılı içinde BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon'un davetiyle toplanacak. Teknoloji Transferi ve İklim Finansmanı Müzakereler sonucunda, düşük karbonlu teknolojilerin yaygınlaştırılması amacıyla ülkelere uygulama konusunda teknik kapasitenin geliştirilmesine yönelik sürekli destek sağlaması hedeflenen İklim Teknoloji Merkezi'nin Birleşmiş Milletler Çevre Programı'nın liderliğinde yürütülmesi kararı alındı. İklim finansmanı konusunda ise gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelere azaltım ve uyum çalışmalarına yönelik 2020 yılı itibariyle 100 milyar dolar desteğini yineledi. Ayrıca, gelişmiş ülkeler en az, 2010-2012 yılları arasında sağladığı fon kadar bir destekte bulunmaya davet edildi. Avrupa Komisyonu ve Almanya, Danimarka, Fransa, İngiltere ve İsveç 2015 yılına kadar toplam 6 milyar dolar destek sözü verdiler. Yeni Bir Kavram; İklim Değişikliğinden Kaynaklanan Kayıp ve Zararlar Doha müzakereleri çerçevesinde, iklim değişikliğinden en fazla etkilenen ada ülkeleri ve fakir ülkelerin en büyük başarısı "iklim değişikliğinin etkilerinden kaynaklanan kayıp ve zararlar" kavramının uluslararası müzakerelere eklemlenmesi oldu. Gelişmiş ülkelerin, gelişmekte olan ülkelerde ortaya çıkan zararları finansal olarak tazmin etmesi, teknoloji ve kapasite geliştirme desteğini ortaya koyması bekleniyor. Bu süreç ile ilgili mekanizması ise ara toplantılar ve araştırmalar ile şekillenecek. Doha Kararlar Paketi ve Türkiye... Doha müzakerelerinin, Türkiye açısından en önemli çıktı ise Türkiye'nin müzakerelerdeki özel durumunun kabul ediliyor olması oldu. Düşük karbonlu kalkınma stratejilerinin geliştirilmesi için Ek 2 ülkelerinin, özel şartları tanınan ülkelere teknoloji, kapasite geliştirme ve finans desteğini vermesi yönünde karar alındı. Ancak bu kararın belirtildiği maddenin hukuk dili açısından, bu desteği, biraz daha esnek bir şekilde ülkelerin kendi kararına bırakıyor. Bu noktada Türkiye'nin asıl isteği, bu desteği, BMİDÇS sistemi içerisinde resmi bir çerçeveye oturtmaktı. Ancak mevcut durumda ortaya çıkan sonuç Türkiye'nin sistematik destek arayışlarını sonuçsuz bırakıyor denilebilir. Ayrıntılı bilgi için: http://wclimate.com/ ve http://www.iklimplatformu.org/haberler/216-doha-iklimmuzakereleri-sona-erdi#sthash.lFG6OhRp.dpuf toprakSUenerji