BİTLİS - Define Haritası - Define İşaretleri - Ermeni Define İşaretleri - Tümülüs - Lahit - Gömü - Hazine - Tarih - Arkeoloji - Semboller - Mitoloji Bilgileri - Müze Giriş İçeriğe Git Ana Sayfa Define İşaret Kataloğu Tarihi Paralar Kataloğu Defineci Klavuzu FORUM Üyelik İletişim Ana Menü · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · Define İşaret Kataloğu Tarihi Paralar Kataloğu Defineci Klavuzu Dedektör Dünyası Define Haberleri FORUM Arama Anadolu Medeniyetleri Ölü Gömme Gelenekleri Hazine Efsaneleri Define Haritaları Tümülüs-Mezar-Stell Alfabeler Sanat Tarihi Bilgisi Arkeoloji Nedir? Nümismatik Nedir? Mitoloji Bilgisi Sembolizm Takıların Gizemli Tarihi Sıkça Sorulan Sorular Altın-Gümüş-Elmas Resim Galerileri Müze Bilgisi Müzelerimiz Ören Yerlerimiz Antik Kentlerimiz Höyüklerimiz Tümülüs Planları Bunları Biliyor musunuz? İl-İl Türkiye Makaleler Define-Komik Define Yazı Dizileri Mağara Bilgisi Dinler Burçlar Web Linkleri Arkeoloji-Tarih Kitapları Sizden Gelen Resimler Galeriye Resim Gönder Haber Ekleyin Link Ekleyin Yazı Gönder Google Reklamları Makale Hiyerarşisi Makaleler ana sayfası » İllerimiz » BİTLİS ► Define İşareti ► Bitlis ► Kitap İndir FACEBOOKTA PAYLAŞ 0 BİTLİS BİTLİS İLİNİN GENEL BİLGİLER Yüzölçümü: 6.707 km² Nüfus: 330.115 (1990) İl Trafik No: 13 Doğu Anadolu Bölgesi'nde yer alan Bitlis'i, güneyden Siirt, batıdan Muş, kuzeyden Ağrı illeri ve doğudan Van Gölü çevreler. Bitlis, Kaleleri ve Türk İslam eserleriyle önemli bir ildir. İLÇELER: Adilcevaz, Ahlat, Güroymak, Hizan, Mutki ve Tatvan' dır. Ahlat: İl merkezine 60 km. mesafede, Van Gölü kıyılarında kurulu bulunan Ahlat ilçesinin tarihi çok eskiye dayanmaktadır. Ahlat'ta çoğu 13. yüzyıldan kalma 14 kümbet, 2 kale, Selçuklu döneminden kalma 5 tarihi; mezarlık, Osmanlı döneminden kalma 1 tarihi mezarlık, Yuvadamı köyünün kuzeyinde M.Ö. 2000 ile M.Ö.1200 yılları arasında kalan döneme ait 4 ayrı mezarlık, Osmanlı döneminden kalma 2 cami, 1 hamam bulunmaktadır. İlçedeki Emirlik Bayındır Kümbeti mutlaka gezilmeli ve görülmelidir. İlçenin en önde gelen tarihi varlığı yaklaşık 200 dönümlük bir alanda kurulu bulunan tarihi "Selçuklu Mezarlığı"dır. Mezarlıkta her biri anıtsal yapı özelliğine sahip Ãahideli-Ãahidesiz sanduka mezarların dışında, Orta Asya Türk Mezar tipleri olan oda tarzı yeraltı mezarları da görülür. Diğer önemli tarihi eserler içerisinde yer alan Kümbetler, İslami etki ile birlikte gelişmiş olan, yer altı mezar odası üzerine küçük bir mescit eklenen dönemin bey ve yöneticilerine ait anıtsal mezarlardır. Ahlat aynı zamanda Van Gölü çevresinin en güzel sahillerine sahiptir. Kıyı turizmi ve su sporları açısından gelişmeye müsait ilçe sahillerinde 4 ay yüzme imkanı vardı. Ayrıca ilçenin kuzeyinde kalan Sütay yaylası, yayla turizminin canlanması açısından elverişlidir. El sanatları, ürünlerinden olan "Ahlat bastonu", tüm ülkemize ün salmıştır. Tatvan: İl Merkezine 27 km. uzaklıktadır.İlçe'de kara ve demiryolları ile ulaşım söz konusu olduğu gibi Van Gölü üzerinden feribotla ulaşmak da mümkündür. İlçenin Van Gölü kıyısında kurulu olduğu yer aynı zamanda doğal bir liman olma özelliğine de sahiptir. GEZİLECEK YERLER Ahlat İl merkezine 60 km. mesafede, Van Gölü kıyılarında kurulu bulunan Ahlat ilçesinde çoğu 13. yüzyıldan kalma 14 kümbet, 2 kale, Selçuklu döneminden kalma 5 tarihi mezarlık, Osmanlı döneminden kalma 1 tarihi mezarlık, Yuvadamı köyünün kuzeyinde M.Ö. 2000 ile M.Ö.1200 yılları arasında kalan döneme ait 4 ayrı mezarlık, Osmanlı döneminden kalma 2 cami, 1 hamam bulunmaktadır. İlçedeki Emirlik Bayındır Kümbeti mutlaka gezilmeli ve görülmelidir. İlçenin en önde gelen tarihi varlığı yaklaşık 200 dönümlük bir alanda kurulu bulunan tarihi "Selçuklu Mezarlığı"dır. Mezarlıkta her biri anıtsal yapı özelliğine sahip Ãahideli-Ãahidesiz sanduka mezarların dışında, Orta Asya Türk Mezar tipleri olan oda tarzı yeraltı mezarları da görülür. Diğer önemli tarihi eserler içerisinde yer alan Kümbetler, İslami etki ile birlikte gelişmiş olan, yer altı mezar odası üzerine küçük bir mescit eklenen dönemin bey ve yöneticilerine ait anıtsal mezarlardır. Ahlat aynı zamanda Van Gölü çevresinin en güzel sahillerine sahiptir. Kıyı turizmi ve su sporları açısından gelişmeye müsait ilçe sahillerinde 4 ay yüzme imkanı vardı. Ayrıca ilçenin kuzeyinde kalan Sütay yaylası, yayla turizminin canlanması açısından elverişlidir.El sanatları, ürünlerinden olan "Ahlat bastonu", tüm ülkemize ün salmıştır. Müzeler http://www.defineharitasi.com/articles.php?article_id=731[20.08.2013 00:09:31] Forum & Yorum BİTLİS - Define Haritası - Define İşaretleri - Ermeni Define İşaretleri - Tümülüs - Lahit - Gömü - Hazine - Tarih - Arkeoloji - Semboller - Mitoloji Bilgileri - Müze Ahlat Müzesi İlin tek müzesi Ahlat İlçemizde bulunmaktadır. Müze; yaklaşık 200 dönümlük alan üzerinde kurulu bulunan tarihi 'Selçuklu Mezarlığı'nın bitişiğinde yer almaktadır. Müzede; Kontrol Sizde Urartu, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemine ait arkeolojik ve etnografik tarihi eserler sergilenmektedir. Kaleler Bitlis Kalesi: İl merkezindeki çarşının hemen dik yamacında yer alan Bitlis Kalesi M.Ö. 312 tarihinde Büyük İskender'in emri ile kumandanlarından Leys Bedlis tarafından inşa ettirilmiştir. Kale torakla dolu olduğu için içini gezmek mümkün değildir. Ancak tepede panoramik olağanüstü güzellikte bir manzara vardır. Tatvan Kalesi: Kanuni Sultan Süleyman'ın vezirlerinden Zal Paşa tarafından Tatvan'ın bugünkü Tuğ mahallesinde yaptırılmıştır. Ahlat Sahil Kalesi: Urartular dönemine ait olan kale 1224 yılında meydana gelen şiddetli DEFİNE İŞARETLERİ bir yer sarsıntısı neticesinde yıkılmıştır. 1556 yılında Kanuni Süleyman tarafından yeniden İşaret Galerisi yaptırılmıştır.Günümüzde sadece kale mevcut olup, içindeki yapı kalıntılarına da rastlamak mümkündür. Adilcevaz Sahil Kalesi: Van Gölü kıyısında sarp kayalar üzerine kurulmuştur. Kulesi bulunan kalenin içinde Süleyman Han Cami, cephane mahzeni, buğday ambarları, su sarnıçları, mehterhane kulesi ve 70 ev bulunduğu kaynaklardan anlaşılmaktadır. Günümüzde sadece kalıntıları mevcuttur. Cami ve Kümbetler DEFİNE HARİTALARI Bitlis'de bulunan Ulu Camii, Gökmeydan Cami, Kızıl Cami, Ãerefiye Külliyesi Cami görülmeye değer eserlerdir. İlde bulunan diğer camilerden bazıları şunlardır; Dörtsandık, Ayne'l -Badrid, Ãeyh Hasan, Alemdar, Kureyşi, Taş, Hatuniye, İskender Paşa, Emir Bayındır, Tuğrul Bey ve Kale Altı Cami. Emir Bayındır Kümbeti, Küfrevi Kümbeti, Çifte Kümbet, Emir Ali Kümbeti, Usta - Ãagirt Kümbeti, Ãeyh Babo (Üryan Baba) Türbesi başlıcalarıdır. Medreseler İhlasiye Medresesi, Nuhiye Medresesi, Ãerefiye Medresesi, Yusufiye Medresesi ilin önemli medreseleridir. DEFİNECİ KLAVUZU Hamamlar Çevrimiçi Kullanıcılar · Çevrimiçi Ziyaretçiler: 6 · Çevrimiçi Üyeler: 0 · Toplam Üye Sayısı: 4,278 · En Yeni Üye: Alperen BULUT Bitlis merkezinde Ãerefhanlar'a ait olan Han Hamamı ile XVI. yüzyılda Hüsrev Paşa tarafından yaptırılan Paşa Hamamı bu güne kadar varlıklarını koruyabilmişlerdir. Ayrıca kale üzerindeki Han Sarayı Hamamı ile Zeydan mahallesindeki Saray Hamamının ancak DİNLER kalıntılarına rastlanabilmektedir. El Aman Kervansarayındaki hamam kalıntısı ile Ahlat ve Adilcevaz Kaleleri içerisindeki hamam kalıntıları tarihi değer taşımaktadır. Hanlar ve Kervansaraylar Hatuniye (Hazo) Hanı: Aynı adla anılan köprünün yanı başında bulunan bir handır. Abbasilerden Sultan Evhadullah Hanın kızı Hamu Hatun tarafından XI. Yüzyılda yaptırıldığı söylenmektedir. Papşin (Hüsrev Paşa) Hanı: Bitlis-Tatvan karayolu üzerinde bulunmaktadır. Beylerbeyi PARA KATALOĞU Hüsrev Paşa tarafından XVI. yüzyılda yaptırıldığı rivayet edilmektedir. Başhan Hanı: Bitlis-Tatvan karayolu üzerindedir. XVI. yüzyılda Van Beylerbeyi Hüsrev Paşa tarafından yaptırıldığı rivayet edilmektedir. El-Aman Hanı: Anadolu'nun en büyük kervansaraylarından biri olan El Aman Hanı, dükkanları, cami ve hamamı ile bir külliye teşkil etmektedir. XVI. yüzyılda Hüsrev Paşa BURÇLAR tarafından yaptırılmıştır. İl sınırları içerisinde bulunan diğer han ve kervansaraylardan başlıcaları şunlardır: Ãerefiye, Arasa, Yusufiye, Duhan ve Kokoz Zal Paşa hanlarıdır. Kaplıcalar Fay hattı üzerinde bulunan Bitlis merkez ve çevresinde sayısız kaplıcaya rastlanır. Bunlardan bazıları; Güroymak (Çukur) Kaplıcası, Ilıcak (Germav) Kaplıcası, Nemrut Dağı DEĞERLİ MADENLER Kaplıcası, Alemdar, Köprü Altı, Çim Çölmüğü, Arap Köprüsü, Yılan Dirilten, Acı Su vb. kaplıcaları olarak sıralanabilir. Göller Van Gölü: Sodalı ve tuzlu suyu olan Van Gölünün yarısı Bitlis sınırları içerisinde yer DEFİNE KOMİK :)) almaktadır. Ahlat, Adilcevaz ve Tatvan ilçeleri Van Gölü kıyısında kuruludur. Kıyılarda pek çok plajın yanı sıra konaklama, yeme-içme tesisleri bulunmaktadır. Nemrut Dağı ve Krater Gölleri: İlin kuzeyinde, Tatvan İlçesinin sınırları içerisinde yer alan ve yüksekliği 2935 m. olan Nemrut Dağı, volkanik bir dağdır. Bir doğa harikası olan Nemrut Dağı her yıl özellikle yaz aylarında çok sayıda yabancı ve yerli turist tarafından gezilmektedir. Nemrut Dağı krater alanı içerisinde yer alan Nemrut Gölü, büyüklük MEZAR & TÜMÜLÜS bakımından ülkemizin birinci , dünyanın ise ikinci en büyük krater gölü unvanına sahiptir. Bitlis'e 27 km., Tatvan'a ise 13 km. uzaklıkta bulunan dağa Tatvan - Çekmece Köyü ve Ahlat - Serinbayır köyü yollarından otomobille rahatlıkla çıkılabilmektedir. Sportif Etkinlikler Avcılık ve Olta Balıkçılığı: Kara hayvanlarının bol bulunduğu il de Tatvan-Reşadiye civarı ile Bitlis-Sarıkonak civarı en elverişli av alanlarıdır. Balık avcılığı açısından ise; Van Gölü, Nazik Gölü ve Aygır Gölü ön plana çıkan turistik değerlerdir. Trekking: Dağ-doğa yürüyüşleri açısından ilde en elverişli yer olarak Nemrut Dağı ve Süphan Dağı ilk sırada yer alırlar. MEDENİYETLER Kayak Merkezi: Bitlis Kent Merkezinde kayak tesisleri bulunmaktadır. http://www.defineharitasi.com/articles.php?article_id=731[20.08.2013 00:09:31] DEVAMLI SORULAR BİTLİS - Define Haritası - Define İşaretleri - Ermeni Define İşaretleri - Tümülüs - Lahit - Gömü - Hazine - Tarih - Arkeoloji - Semboller - Mitoloji Bilgileri - Müze Kuş Gözlem Alanı Nemrut Gölü Kuş Alanı,Sodalıgöl Kuş Alanı ve Van Gölü Kuş Alanı Bitlis ili sınırları arasında bulunmaktadır. COÃRAFYA Bitlis ilinin topraklarının çoğu sarp ve yüksek dağlardan oluşmuştur. Önemli dağlar olan Nemrut ve Süphan'dır. MİTOLOJİ BİLGİSİ Karasal özellikler gösteren Bitlis iklimi, gerçekte doğunun sert ve karasal iklimiyle Akdeniz iklimi arasında bir geçiş niteliği göstermektedir. İlde kışlar soğuk, yazlar ise sıcak ve kurak geçer. DEDEKTÖR DÜNYASI TARİHÇE Bitlis, ismini Mekadonya Kralı Büyük İskender'in (Alexander), şehirde bulunan kaleyi yaptırttığı komutanlarından "Bedlis'ten" almaktadır. Geçmişi M.Ö. 2000 yılına kadar uzanan Bitlis'te Urartu, Asur, Med, Pers, Mekadonya Krallığı, Roma ve Bizans Dönemleri'ne ait izlere rastlanılmaktadır. Türklerin 11. Yüzyılla birlikte başlayan Anadolu akınları sırasında önemi bir uğrak yeri haline gelen, bu tarihlerde Alpaslan ve ordularını Ahlat'ta konuk eden Bitlis, Türklerin Anadolu'ya açılmasında çok önemli bir rol de üstlenmiştir.1514 yılında Osmanlıların eline geçmiştir. 1929 yılında Muş iline bağlı ilçe, 1936 yılında ise il olmuştur. NE YENİR? ÖLÜ DEFİNLERİ Bitlis Büryan kebabı yörenin ünlü yemeğidir. Oğlak etinden yapılan bu yemek Haziran- Üye Girişi Kullanıcı Adı Temmuz-Ağustos ayları arasında yenilebilir. Uykusundan fedakarlık yapabilenler yine bu aylar arasında sabah saat 05:00'te "avşor" adı verilen yemekten tadabilirler. Parola NE ALINIR? Bitlis hediyelik eşyalar bakımından da ziyaretçilerine oldukça zengin seçenekler sunar. İlçelerde halen yapılmakta olan kök boyalı rengarenk kilimler, el emeği göz nuru halılar, toprak çanak-çömlekler, Ahlat İlçemizde yapılan her biri sanat eseri olan bastonlar satın alınabilir. Ayrıca Hizan fındığı, Adilcevaz cevizi , Mutki kara kovan balı ve küp peyniri hediyelik gıda ürünlerimiz arasında en önde gelenleridir. LİNKLER Bitlis Valiliği http://www.bitlis.gov.tr OHAL Valiliği http://www.ohal.gov.tr/ YAPMADAN DÖNME Nemrut Dağı ve Nemrut Krater Gölü'nü görmeden, Ahlat Kümbetleri ve Selçuklu Mezarlığı'nı görmeden, İl merkezinde bulunan Bitlis Kalesi, İhlasiye Medresesi, Ãerefiye Camisi ve Kümbetleri ziyaret etmeden, Bitlis büryan kebabı ve avşor yemeden, Kök boyalı dokuma kilimleri, Ahlat bastonu, Hizan fındığı, Adilcevaz cevizi, Mutki kara kovan balı ve küp peyniri almadan Bitlis'ten dönmeyiniz. BAÃKA BİR BAKIÃ AÇISI İLE BİTLİS BİTLİS Ãehrin bugünkü ismi Makedonya Kralı II. Filibe'nin oğlu Büyük İskender'in Bedlis ismindeki komutanından gelmektedir. Bitlis Kalesini M.Ö. 331 yılında İskender'in emriyle yapan bu komutan, kente kendi ismini vermiştir. O günden sonra şehrin ismi küçük bir değişikliğe uğrayarak günümüze kadar gelmiş ve bugünkü ismini almıştır. Bitlis'in günümüzde kullanılan isminin nereden kaynaklandığı kesinlikle bilinmemektedir. Bitlis tarih boyunca değişik isimlerle anılmıştır. Asurlular Bit-Liz, Persler ve Yunanlılar Bad-Lis veya Bad-Lais, Bizanslılar Bal-Lais-on, Babaleison veya Baleş, Araplar Bad-Lis, Ermeniler Pageş veya Pagişi olarak kullanmışlardır. Asur dilinde Bit kelimesi yurt, Bet kelimesi kale manasında kullanılmış, Bit-Liz demek Liz'in Yurdu, Bet-Lis demek ise Liz'in Kalesi manasına gelmektir. Gerek Ãerefname'nin Yazarı Ãeref Han, gerek Kâmus-ul Alem'in yazarı Ãemsettin Sami ve gerekse Zinnet-Ül Kulub'un yazarı Kavzinli Hamdullah Meftuni, Rum ve Acem tarihçilerinden Maksidi şehrin isminin Bitlis kalesini yapan, İskender'in komutanlarından Bedlis'ten geldiğini ileri sürmektedirler. Ãemsettin Sami Bedlis kelimesi manasının "Havası ve suyu güzel olan yerin adı" olduğunu belirtmektedir. Tarihçilerin ifadesiyle belgeli tarih M.Ö. 2000 yıllarında Hititlerin yazıyı bulmasıyla başlamıştır. Oysa insanlık tarihi bundan çok öncelerine dayanır. Bu dönemlere Yazılı Olmayan Tarih denir. Tarihçe Doğu Anadolu Bölgesinde bulunan Bitlis, Van Gölü'nün batısındadır. İsmi Makedonya Kralı Büyük İskender'in, şehirdeki kaleyi yaptırttığı komutanlarından Bedlis'ten gelmektedir. Tarihsel yapıların ağırlıkta olduğu bir vadi içinde kurulduğundan " Vadideki Güzel Ãehir" diye anılır. Bitlis M.Ö.400 yıllarında Urartular'ın yerleşim alanıydı. M.Ö.11. yüzyıla kadar Urartular'ın yurdu olmaya devam eden ve 7. Yüzyıla kadar Asurlular'ın, 6. Yüzyıla kadar ise Medler'in yönetimi altında kalan Bitlis, daha sonra Pers Krallığının kurulması ile 2. Darius tarafından ele geçirilmiştir. M.Ö.4. yüzyılda Makedonya Kralı Büyük İskender'in yönetimi altına giren ve M.S.2. yüzyılda Doğu Roma İmparatoru Trayan tarafından ele geçirilen Bitlis, 7. Yüzyıla kadar Bizans yönetiminde kaldı. http://www.defineharitasi.com/articles.php?article_id=731[20.08.2013 00:09:31] Giriş Parolanızı Mı Unuttunuz? Buraya Tıklayın BİTLİS - Define Haritası - Define İşaretleri - Ermeni Define İşaretleri - Tümülüs - Lahit - Gömü - Hazine - Tarih - Arkeoloji - Semboller - Mitoloji Bilgileri - Müze Türkler'in 10. Yüzyılla birlikte başlayan Anadolu akınları sırasında önemli bir uğrak yeri haline gelen ve bu tarihlerde Alparslan ve ordularını Ahlat'ta konuk eden Bitlis, Türkler'in Anadolu'ya açılmasında çok önemli bir rolü de üstlenmiş oldu. 13. Yüzyılda Eyyübiler ve daha sonra Harzemşahlılar ve Moğolların saldırısına uğrayan ve 1514 yılındaki Çaldıran Savaşıyla Osmanlı egemenliğine giren Bitlis, Osmanlı İmparatorluğu'nun idaresi altında ilim, sanat ve kültür merkezi haline geldi. Birinci Dünya Savaşı Esnasında bir süre Çarlık Rusya'nın işgali altında kalan Bitlis, Cumhuriyettin ilanından sonra il yapıldı. Tarih boyunca çeşitli medeniyetlere kucak açan Bitlis'te, bu dönemlere ait birçok kale, cami, medrese, köprü ve kervansaray yapıları bulunmaktadır. Bu nedenle geçmiş medeniyetlerin kültür ve sanat kalıntılarıyla yan yana yaşamak mümkündür. Nemrut Yanardağı'nın patlamasıyla oluşan Van Gölü'nün, yarısından fazlası Bitlis İl sınırları içerisindedir. Tatvan, Ahlat ve Adilcevaz İlçeleri Van Gölü sahillerinin güzelliklerini, kendi tarihi özellikleriyle bütünleştirir. Özellikle uzun yıllar Selçuklu egemenliği altında kalan Ahlat'ta dünyaca ünlü kümbet adı verilen anıt mezarlar ve mezar taşları, Adilcevaz İlçesi'nde ise Urartular'a ait eserler ve özellikle Kef Kalesi, ilin tarihi zenginliğinin halkalarını oluştururlar. EFSANE Gerek Makdis'i gerekse Ãerefname'nin yazarı tarihçi Sultan Ãerefeddin biri Romanlılar ülkesine diğeri de Farslar'a ait yazdıkları kitaplarda, Büyük İskender için iki boynuzlu İskender diye söz ederler. Çünkü İskender'in alnında boynuz şeklinde iki et parçası vardı. Başka bir açıklamada da, her 32 yıla karn deniyor. Yıldızlarda her 32 yılda bir döndükleri için ve de Alexander (İskender) 32 yıldan fazla yaşadığı için kendisine iki karnlı adam da denmektedir. İki Karnlı Bey ( Alexander ) bu bölgeleri zapt edip Dicle kıyısına eriştiğinde, bu ırmağın berrak suyundan içer, suyun sağlığa yararlı olduğuna kanaat getirir. Oradan Diyarbakır'a gelir. Sonrada Batman kıyısından giderek Kefender Kalesi'ne varır. Fakat Bitlis'ten çıkan sudan içer içmez gözleri ışıkla dolar. Kefender'den Bitlis'e vardığında nehrin iki yatağa ayrıldığını görür. Bunun üzerine önce Avih vadisinden akan sudan içer suyun pek yararlı olmadığını anlar. Fakat Bitlis Kalesi'nin doğusundaki kaynaklardan içince, hemen orada sakin bir uykuya dalar. Bu kaynağın suyundan yedi gün boyunca içer. Kendisinde hiçbir hastalığın kalmadığını görünce hizmetçisi Bidlis'i yanına çağırır, "benim sadık hizmetçim eğer Chasulchas olmak istiyorsan, hazinemden keselerle yeteri kadar altın al ve hemen şuraya bir kale kur. ( Bir kese 2000 altın ) Çapakçur' dan döndüğümde bitmiş olsun. Öyle bir kale olmalı ki alınması güç olsun. Bu kaleyi ben bile kuşatsam, almakta zorluk çekeyim." Bu emri alan Bidlis, tüm ünlü yapı ustalarını, fen bilimcileri, fizikçileri, mühendisleri kalenin yapım işleriyle görevlendirir. Bidlis, kalenin yapım işi bittikten sonra kaleye taşınır. Çapakçur'un alınışından dönen Alexander, kaleyi kuşatır. Fakat bir türlü kaleyi alamaz. "Hey, seni dinsiz adam. Bana karşımı gelmek istiyorsun?" der. Sonrada kaleye her taraftan saldırı emri verir. Yığınla asker gece gündüz kaleye saldırır. Fakat nafile, sonuç değişmez. Büyük İskender, kaleye kapanmış olan Bidlis'in karşısında çaresiz düşer. Bidlis'e şunları söyler. "İşlediğin tüm bu suçlara rağmen seni bağışlıyorum. Çık dışarı." Alexander'in gönderdiği elçileri Bidlis tersyüz eder. Bütün bunlar yetmiyormuş gibi, eski efendisinin ordusunu mancıklarla taşa tutar. Demir oklar yağdırır Alexander'in ordusuna, ordudan çok insan ölür. Savaş bu şekilde 40 gün sürer. 41. gün kalenin kayalıklarındaki bir mağaradan eşek arıları bir bulut gibi dışarı çıkarlar. Her bir arı neredeyse bir serçe kadardır. Askerler ve hayvanlar, arılardan kaçmaya başlarlar. Arılar, Alexander'in burun ve kulaklarını sokarak neredeyse öldürürler. Oda çareyi kaçmakta görür. Bu olay Alexander'i oldukça yorar. Muş ovasına doğru geri çekilir. İşte tam bu sırada Bidlis, kaleden ayrılarak içinde mücevher olan bir kutu , kalenin anahtarı ve diğer armağanlarla Alexander'a gider. Hediyeleri atının ayakları altına bırakan Bidlis yeri öper. Sonra da hediye kutusunu kendisine sunar. Alexander " Hey, sen kahır olası adam. Neden bunca askerimi öldürdün?" Bidlis hemen yanıt verir; " Efendim, alınması güç bir kale inşa etmemi siz buyurdunuz. Ben de emriniz üzere yaptırdım. Öyle bir kale olmalı ki, Büyük Alexander bile almakta güçlük çeksin." Alexander, Bidlis'i kalenin Valiliğine atar. Bu nedenle kale, Bidlis adını alır. Alexander'in emri ile yaptığı için Fransızlar'ın tarih kitaplarında burası Alexander'in payı tahtı olarak adlandırılmıştır. Genel Tarihi Tarihçiler Bitlis tarihini değişik zamanlardan başlatmaktadırlar. 5000 yıllık, 7000 yıllık tarih gibi. Gerçekte Bitlis tarihi, Neolotik Çağ dediğimiz Yenitaş dönemine kadar uzanmaktadır. Neolitik Çağ, Yenitaş veya Cilalı Taş Devri denilen bu dönem, Ortataş Devri ile Tunç Devri arasındaki arkeolojik dönemdir. Bu dönem M.Ö. 3000 yıllarıyla 9000 yılları arasını kapsamaktadır. Neolitik Çağ, M.Ö. 3000 yıllarında sona ermiştir. Bu tarihi baz aldığımızda Bitlis'in 5000 yıllık bir tarihe ve geçmişe sahip olduğunu görmekteyiz. Büyük bir ihtimalle Bitlis'in tarihi bundan daha da eskidir. Bitlis ve yöresi M.Ö. 2000 yıllarında Hititlerin egemenliği altına, M.Ö. 1700 yıllarında da Hurri-Mitanni hakimiyeti altına girmiş ve daha sonra ise asi bir kavim olan Asurlular'ın hakimiyetine girmiştir. Asurlar M.Ö. 2000 yılları ortalarında yukarı Mezopotamya'da egemenlik kurmuş, savaşçı ve vahşi bir milletti. Geçtiği her yeri yakıp yıkma ve yağma etmekle meşhurdu. M.Ö. 1280 yılında Asur Krallarından I. Salmanassar devrinden sonra, Van Gölü çevresindeki dağlık alanlara Urartular yerleşti. Kendilerine merkez olarak Van Gölü'nün Kuzeyindeki Arzankun şehrini seçmişlerdi. Van ve Bitlis yörelerine yerleşen Urartular, Asurluların bölgedeki egemenliğine http://www.defineharitasi.com/articles.php?article_id=731[20.08.2013 00:09:31] BİTLİS - Define Haritası - Define İşaretleri - Ermeni Define İşaretleri - Tümülüs - Lahit - Gömü - Hazine - Tarih - Arkeoloji - Semboller - Mitoloji Bilgileri - Müze son verdiği gibi, onların yayılmacı politikalarını engellediler. Urartular'ın Güney komşusu Asurlar yıkıldıktan sonra Ön Asya'da yeni bir güç olarak İskitler (İskit Türkleri) ortaya çıkmıştır. Urartular'ın varlığına son veren İskitler, güneye doğru uzanmaya başlamışlardır. Bu tarihten sonra Doğu Anadolu ve Bitlis, Medler ile Lidyalılar arasında mücadele alanı olmuştur. Medler'in hakim gelmesiyle Bitlis, Medlerin hükümranlığı altına girmiştir. Bir süre sonra da İran Devleti, Medler'den Persler'e geçmiştir. Artık bu tarihten sonra Bitlis'te Pers hakimiyeti başlamıştır. M.Ö. 331 yıllarında Bitlis, Makedonya Kralı Büyük İskender'in hakimiyetine geçmiştir. Suriye ve Mısır'ı ele geçirdikten sonra Dicle-Fırat boylarına gelen İskender, Perslerle yaptığı savaşta Pers Ahamenid İmparatorluğu'nu kesin bir yenilgiye uğratmış, 331 tarihinde Pers İmparatorluğu ortadan kaldırılmıştır. İskender'in Pers hakimiyetine son vermesiyle Bitlis, Büyük İskender'in ordularının denetimine geçmiştir. Bitlis'te İskender'den sonra kurulan Selökid Devleti'nin yıkılmasından sonra Doğu Anadolu'ya Partlar hakim olmuştur. M.Ö. 200'de Part Hükümdarı Arsağ'la erkek kardeşi Vağarşak, Bitlis ve Muş dolaylarını kendi egemenlikleri altına aldılar. Roma Hakimiyeti M.Ö. 600 yıllarından beri burada devam etmekteydi. Ama sürekli Bitlis el değiştirdiğinden, bu hakimiyet sürekli olmamıştır. M.Ö. 600 yıllarında Bitlis Romalılar tarafından istila edilmiştir. Bu istila, Urartu döneminin zayıf olduğu zamanlara rastlamaktadır. 639-640 Halife Hazreti Ömer (R.A) zamanında, İran Fatihi Saad bin Ebu Vakkas'ın emri üzerine ElCezire fatihi İyâz bin Ganem, Anadolu'nun fethi ile görevlendirildi. Bitlis, Ahlat ve Muş dolaylarını fethetmekle görevlendirilmiş olan İyâz bin Ganem 300 kişilik bir ordu ile Ahlat'ı aldıktan sonra, 641 (Hicri 20) yılında Bitlis üzerine yürümüştür. Her yıl Bitlis patrikliğinden haraç almak kaydıyla, (Ahlat patrikliğinde olduğu gibi) bir sulh antlaşması yapılmıştır. Bu anlaşmaya göre Bitlis, İslâm Devletleri'nin himayesinde olacak, Patriklik, Bitlis'te bulunan Gayri Müslimlerin mal ve can emniyetini korumak için bir miktar vergi ödeyecektir. IX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Abbasi Devleti'nin zayıflaması üzerine Bitlis 928 yılında tekrar Bizanslılar'ın eline geçmiştir. Bitlis'teki camilerin minberleri kaldırılarak yerine, birer haç bırakılmıştır. Bunun üzerine yerli halk korkuya kapılarak Bitlis'ten göç etmeye başlamıştır. Birkaç yıl sonra aynı olaylar bu defa Ermeniler'in tahriki üzerine tekrar etmiştir. 9. yüzyılın sonlarına doğru Bitlis, Diyarbakır'da bulunan Mervanoğulları'nın eline geçmiş, Mervanoğullarıyla Bizanslılar arasında bir sınır kenti olmuştur. Selçuklular'ın Anadolu'ya gelmesiyle Mervanoğullarının hakimiyeti sona ermiş, Bitlis ebedi bir Türk yurdu olarak Selçuklular'ın egemenliği altına girmiştir. Selçuklular, 23 Mayıs 1040 yılında Gaznelilerle yaptığı Dandanakan Meydan Savaşından zaferle çıkmış, Başkenti Nişabur olmak üzere Horasan'da bağımsız bir devlet kurmuşlardır. Anadolu'ya Türk akınları başlamadan önce Bizans İmparatoru II. Basilius, 1021 yılında Bitlis'i kendi sınırları içine katmıştır. Bitlis 1047 tarihinde ilk defa olarak Selçuklu Hakimiyeti'ne geçmişse de bu durum uzun sürmemiş, kısa bir süre sonra tekrar Mervaniler'in eline geçmiştir. 1064 yılında Aras Nehri'ni geçen Alparslan, Anadolu topraklarına girmeye başladı. Gürcistan ve Nahcivan'ı alarak Ani şehrinde Bizans ve Ermeni birliklerini bozguna uğrattı. Van Gölü havzasına inen Sultan Alparslan, Van, Bitlis ve Muş çevresinde bulunan Türkmen Beylerini de zorlamaya başlayınca bunlar Selçukluya tabi oldular. Bu bağlılığa rağmen şehrin yönetimi Mervanoğullarına bırakılmıştır. 1070 tarihte Selçuklu tâbiiyetini kabul eden Bitlis ve çevresi, Türk boy, oymak ve beylerinin uğrak yeri olmuştur. 1071 tarihinde yapılan Malazgirt Meydan Savaşı Selçuklular'ın mutlak zaferiyle sona ermiştir. Bu zafer aynı zamanda şimdiki vatan topraklarının ebedi Türk yurdu olmasını sağlamıştır. Müslüman Türk'ün Anadolu'ya giriş kapısı, Malazgirt Meydan Savaşıdır. Bitlis, 1070 yılında Mervaniler'in idaresine bırakılmıştı. Sultan Alparslan'ın vefatından sonra yerine geçen oğlu Sultan Melikşah, kısa bir süre sonra komutanlarından, Diyarbakır Emiri Fahr Al Davla Muhammed B. Cehir'i (Cuhay) Bitlis yöresini fethederek buradaki arazileri Türk emir ve beylerine dağıtmıştır. Bu arazileri alanlardan birisi de, Dilmaç Oğlu Mehmet Bey'dir. Bu kişi Bitlis'in yerli halkı olduğundan Bitlis'in idaresi yerli halka geçmiştir. Böylece 1084 tarihinde, Bitlis tamamen Selçuklu İmparatorluğu'na katılmıştır. 1092 yılında Sultan Melikşah'ın vefatıyla Selçuklu İmparatorluğu içersinde, karışıklık ve saltanat kavgası başlamıştır. Bundan faydalanan Suriye Emiri Tacüddevle Tutuş, Doğu Anadolu ve Diyarbakır bölgesini kontrolü altına almıştır. Gerek bu kişinin hakimiyet zamanında ve gerekse ondan sonra Anadolu'da Beylikler devri başlamış, Bitlis'in yönetimi Dilmaçoğulları (Demleçoğulları) Beyliğine geçmiştir. Bitlis Ata-Beyleri olarak geçen Dilmaçoğulları Beyliği, 1084 yılında kurulmuş, 1192 yılında sona ermiştir. Yukarıda da değinildiği gibi 1084 yılında Bitlis Selçuklu İmparatorluğu'na bağlanmış, yönetimi Selçuklu komutanlarından Dilmaç (Dilmaç, Dimlaç, Demleç) Oğlu Mehmet Bey'in emrine geçmiştir. Bitlis, 1207 yılında Eyyubilerin eline, 1231 yılında da Moğollar'ın eline, 1232 tarihinde de Anadolu Selçuklu Devletinin eline geçerek Selçuklu topraklarına bağlanmıştır. 1243 tarihindeki Kösedağ Savaşı'nda, Anadolu Selçuklu Devleti ile İlhanlılar arasındaki savaşı İlhanlılar kazanmış, bu savaştan sonra Anadolu illerini işgale başlayan İlhanlılar, 1244 tarihinde Bitlis'i hakimiyetleri altına almıştır. Bitlis ve Ahlat'ın içinde bulunduğu bir saha eyalet haline getirilerek, İlhanlı Valileri tarafından yönetilmiştir. Bu arada İlhanlılar, yöredeki hakimiyetlerini sürekli kılmak için çeşitli Moğol boy ve oymaklarını Bitlis ve çevresine yerleştirmiştir. 1365 tarihinden 1469 yılına Bitlis'te Karakoyunlu'lar hüküm sürmüşlerdir. Karakoyunlu Türkmenleri, Baranlı oymağı beyleri olan üç kardeş ile tarih sahnesine çıkmışlardır. En önemli hükümdarları Kara Yusuf Bey Bahadır'dır. Bu kişi Timur öldükten sonra 1405 yıllarında Bitlis'e gelerek, Emir I. Ãemsettin'e misafir olmuş ve onu kızıyla evlendirmiştir. Karakoyunlu Devletinde Kara Yusuf gibi önemli olan şahıslardan http://www.defineharitasi.com/articles.php?article_id=731[20.08.2013 00:09:31] BİTLİS - Define Haritası - Define İşaretleri - Ermeni Define İşaretleri - Tümülüs - Lahit - Gömü - Hazine - Tarih - Arkeoloji - Semboller - Mitoloji Bilgileri - Müze birisi de Kara Yusuf Bey'in 4. Oğlu Ebü'n-Nasır Pir-Budak Bey Yusuf Bahadır. 1418 yılına kadar 14 yıl Mardin Melikliği'nde bulunmuş, 1411 tarihinde Bitlis'te adına para bastırmıştır. Kız alıp vermeden dolayı Ãeref Han sülalesiyle akraba olmuştur. 1467 yılında Karakoyunlu Hükümdarı ve Yusuf Bey'in 5. Oğlu olan Cihan Ãah öldürülünce, Karakoyunlu Hakimiyeti Akkoyunlu Hükümdarı Uzun Hasan'ın eline geçmiştir. Bitlis'i egemenliği altına alan Uzun Hasan, Budak bin Ömer Bey'i, Bitlis beyliğine getirmiştir. Gerek Karakoyunluların ve gerekse Akkoyunlular'ın Bitlis ve çevresinde bulunan en önemli eserleri Koç-Koyun Heykelleridir. Kara ve Akkoyunlu mezar taşları, koyun şeklindeki heykelciklerden ibaretti. Yine bayraklarında koyun resmi bulunmaları nedeniyle bu isimlerle anılmışlardır. Bitlis 1220 - 1670 yılları arasında 450 sene Ãerefhan sülalesi tarafından yönetilmiştir. İran kökenli olan bu beylik, iç işlerinde serbest, dış işlerinde ise Selçuklu ve Osmanlı Hanedanlığına bağlı idi. Ãerefhanların soyu İran'daki Kisra Krallarına (İran'daki Sasani Kralları) ulaşır. Çünkü halk arasında bunların Nuşirevan'ın soyundan ve torunlarından oldukları yaygındır." 450 yıllık Ãeref Han sülalesi yönetimi içerisinde Bitlis; İlhanlılar'ın, Celayirler'in, Timurlular'ın, Karakoyunlular'ın, Akkoyunlular'ın, Safaviler'in ve Osmanlıların egemenliği altına girmiştir. Osmanlı İmparatorluğu'nun Bitlis üzerindeki hakimiyeti 1481 yıllarından itibaren sıklaşmıştır. Özellikle İdris-i Bitlisi'nin Gerek II. Bayezıd'e ve gerekse Yavuz Sultan Selim'e yaptığı iyiliklerin karşılığı olarak Bitlis'e fazla dokunulmamış, hatta diğer vilayetlerden fazla tolerans tanınmıştır. İdris'i Bitlisi, Ãah İsmail'e karşı Mardin'den Erzurum'a kadar olan ve içlerinde Bitlis Ãeref Han Beyliği'nin de bulunduğu 25 aşireti Osmanlı Devleti'ne bağlamış, karşılığında Yavuz tarafından bu beyliklere ayrıcalık tanınmıştır. Her ne kadar Bitlis Osmanlı Toprakları'na bağlanmışsa da, bağımsız bir birim (yurtluk-ocaklık) olarak yönetilmiştir. Böylece 1514 yılında Bitlis, Osmanlı Devleti'ne bağlanmış oldu. Rus Çarı, Deli Petro'nun vasiyeti gereği yıllardan beri sıcak denizlere ulaşma hayalleri içinde yaşayan Çarlık Rusya Orduları Birinci Dünya Harbinin başlaması ile harekete geçmiştir. Kısa bir süre içerisinde Doğu Anadolu'nun birçok şehrini işgal eden Rus birlikleriyle ona öncülük eden gözü dönmüş Ermeni çapulcuları Bitlis sınırlarına dayanmıştır. 1915 yılının Temmuz ayının bir Ramazan gecesinde, Ruslar'ın Bitlis'i işgal etmek için Başhan Mevkiine geldiği haberi alınmıştır. Bu haberi alan bütün Bitlis halkı, çocuklarının ellerinden tutarak göç için yollara düşmüştür. Ancak Bitlis'teki Türk Askerinin ve Milis Kuvvetler'in dirayetli savunması sonucunda, Ruslar Bitlis'e giremeyerek geri çekilmiştir. Ancak bu sevinç fazla sürmemiş, Ãubat 1916 sonlarında Rus askeri ve Ermeni İntikam Tugayları tekrar Bitlis kapılarına dayanmıştır. Bitlis'i savunan kuvvetlerin toplamı 1400-2000 kişi arasındaydı. Bu birliğin 600 kişilik kısmı milis kuvvetlerden teşekkül etmişti. Piyade Yarbay Ali Çetinkaya komutasındaki Türk birliği, silah, cephane ve asker bakımından kendisinden çok fazla olan Rus ve Ermeni birlikleriyle savaşmak zorunda kalmıştır. Bütün direnmelere rağmen, 3 Mart 1916 günü saat 05'de Bitlis işgal edilmiştir. İşgalden sonra özellikle Rus birliklerinin içerisinde bulunan ve Ermenileri felakete sürükleyenlerden birisi olan Antranik'in kurmuş olduğu "Ermeni İntikam Tugayları" şehir merkezine dağılarak, zamanında göç edememiş kimsesiz, yaşlı ve hastaları katletmeye başlamışlardır. Bu işgalle beraber Bitlis, ikinci büyük göç olayını yaşamıştır. Göç edemeyip şehirde kalanlar Ermeni kurbanı olurken, göç edenler ise çetin kış şartları altında açlık, sefalet ve çapulcuların kurbanı olmuştur. Göç eden halk, götüremediği 1000'den fazla çocuğunu köprü altlarında, kar kümelerinin yanında ölüme terk etmiştir. Bitlis Geçitleri'nin Ruslar'ın eline geçmesi Türk Genel Kurmayı'nı düşündürmeye yönelmiştir. Bu geçitlerin düşman eline geçmesi; Diyarbakır, Adana, Halep, Bağdat Yolunun düşmana açılması manasına geliyordu. Bitlis'in acil olarak geri alınmasına karar veren Türk Genel Kurmayı, Çanakkale Savaşlarında büyük kahramanlıklar göstermiş ve o tarihlerde Edirne'de istirahatta bulunan 2. Ordunun, öncelikle 2. Orduya bağlı 16. Kolordunun acilen Bitlis Cephesine gönderilmesine karar vermiştir. Bu Kolordunun Komutanlığına Anafartalar Kahramanı Mustafa Kemal'i atamıştır. Albaylıktan Generalliğe yükseltilen Mustafa Kemal, 27 Mart tarihinde ilimizi ziyaret etmiş, gerekli talimatları verdikten sonra karargahını kurmuş olduğu Silvan'a geri dönmüştür. Temmuz ayı sonlarında taarruz için tekrar Bitlis'e gelmiştir. 1 Ağustos 1916 tarihinde Mustafa Kemal tarafından taarruz emri verilmiş, 8 Ağustos 1916 tarihinde Bitlis sabah 05'de istiklaline kavuşmuştur. 5 ay 5 gün düşman işgalinde kalan Bitlis, savaş sonrası harabeye dönmüştür. Savaşın ağır faturası halen günümüzde çekilmektedir. Savaşla beraber başlayan göç hareketleri, bütün hızıyla günümüzde de sürmektedir. Bitlis'in kurtuluşu, Türk'ün makus talihinin yenildiği gündür. Bitlis, Birinci Dünya Savaşı'yla beraber Anadolu'da işgal edilen vilayetler içinde istiklaline kavuşan ilk şehirdir. Bu kurtuluş, milli mücadelenin ilk kıvılcımıdır. · Yazar Admin - Şubat 03 2009 · 0 Yorum · 3228 Okunma · Yorum Henüz yorum yazılmamış. Yorum yaz Yorum göndermek için lütfen üye girişi yapın. http://www.defineharitasi.com/articles.php?article_id=731[20.08.2013 00:09:31] BİTLİS - Define Haritası - Define İşaretleri - Ermeni Define İşaretleri - Tümülüs - Lahit - Gömü - Hazine - Tarih - Arkeoloji - Semboller - Mitoloji Bilgileri - Müze Oylama Sadece üyeler oylayabilir. Oy verebilmek için lütfen üye girişi yapın. Henüz bir oylama yapılmamış. YENİFORUM SON KONULAR Başlık silindir obje NE OLDUĞU HAKKINDA BİLGİ SAHİBİ... resimleri yorumlarmısınız ATLI KRAL YADA ASKER, TAVUK CİV... Ya bana yardımcı olacak kimse y... OKUYUN YENİ MAKİNE ALMAK İSTİYORUM YAR... ayakta elinde testisi olan baya... YARDIM ÇOK GÜZEL BİR ESER İŞARET VE MAĞARA BUNLAR İŞARETMİ Nüzul Sebebini Biliyor Musun Ya... Yardım ederseniz sevinirim hac işaretleri YAAA BANA YARDIMCI OLCAK KİMSE ... BANA YARDIMCI OLACAK KİMSE YOKM... ilginizi çekecek ,yorum bekliyo... Resimler için yardım Resimler için yorum lütfen... hazine kapısı arkadaşlar sadece bilgi istiyor... TANIŞMAK öneri ve yorumlar lütfen Yardım edilirse seviniirm KÖY GEZİSİ VE ÇEKTİĞİM RESİMLER... yorumlarınızı bekliyorum ustalar yorum tavuk civcivler mezar...qbi duruyoo ustaLr yard... kayada isaret fok balıqı.. Lütf... baLık kafası 200 yıllık ev ve kayanın uzerın... ustalar yorumları bekliyorum...... Resimleri yorumlarmısınız lütfe... ÇOK İLGİNÇ BİR TEKNİK ermeni definesi yardım... Powered by PHP-Fusion copyright © 2002 - 2013 by Nick Jones. Released as free software without warranties under GNU Affero GPL v3. Theme designed by Max Toball Sayfa oluşturulma süresi: 0.28 saniye http://www.defineharitasi.com/articles.php?article_id=731[20.08.2013 00:09:31] Gönderen erenzo erenzo erkan_1903 heri_01 yakalaco BattalGazi4444 muaffak1 prototype gizemli gizemli erenzo halukgta beycelitahir erkan_1903 yakalaco yakalaco akuji İndiana Jones gizemli leon28 kanboga zülkayir erenzo KARACABEYLİ gizemli gizemli hasan-hüseyin gizemli 4.sardur 4.sardur 4.sardur 4.sardur 4.sardur 4.sardur 4.sardur 4.sardur Ta 19. 19. 19. 19. 19. 19. 19. 18. 18. 18. 18. 18. 18. 17. 17. 17. 17. 17. 16. 16. 16. 16. 15. 15. 15. 14. 14. 14. 14. 14. 14. 14. 14. 14. 14. 14. DefineHaritasi.com © 2008 - 2012 Gizlilik Politikası 6,671,884 Tekil Ziyaretçi