Güney Kore modeli ihracata yön verecek

advertisement
MEVZUAT BİLGİLENDİRME SERVİSİ
Güney Kore modeli ihracata yön verecek
Mehmet Büyükekşi,“12 yıl önce Güney Kore’nin ihracatı 130 milyar dolardı, şimdi yaklaşık
550 milyar dolar. O zaman Amerika’yı tekrar keşfetmeye gerek yok” dedi.
TAYLAN BÜYÜKŞAHİN
İSTANBUL - Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) 2023 yılı için konulan 500 milyar dolarlık ihracat
hedefi için en çok çalışan kurumlardan birisi. İhracatta yaşanan sorunlar, yapılması gerekenler ve
yeni hedefl er konusunda iş dünyası ile hükümet arasında adeta köprü vazifesi gören TİM, 2023
hedefl eri için de farklı stratejilerle çalışmalarını sürdürüyor. Bu hedef için iş dünyasını en başta
Ar-Ge, inovasyon, tasarım ve markaya yönlendiren TİM, Güney Kore’nin ihracat başarısını da
kendisine örnek alıyor. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, DÜNYA’ya yaptığı açıklamada, 500
milyar dolarlık hedef için Güney Kore’yi incelemeye aldıklarını ve bir rapor çıkartarak Ekonomi
Bakanlığı’na teslim ettiklerini söyledi. Büyükekşi, “12 yıl önce Güney Kore’ye baktığımızda
ihracatı 130 milyar dolar, şimdi 550 milyar dolarlarda. Amerika’yı tekrar keşfetmeye gerek yok.
Demek ki olabiliyor, bu bir hayal değil. Bunun olması için ne lazım? Bir plan, program, strateji ve
yol haritası. Biz bunu yaptık. Yayınladık da. Ve öyle hassas yaptık ki sadece 500 milyar için
yapmadık. Bizde 26 sektör var ve bunlar için ayrı ayrı yaptık. Dünya Bankası’nın, Amerika’nın,
IMF’nın yaptığı 2020, 2025 raporlarını hocalarımız incelediler. Oradan bir senaryo çıkardık.
Dünyada 2023 yılında 34.5 trilyon dolar dış ticaret olacağını varsaydık. Burada yüzde 1.5 almayı
hedefl iyoruz 2023’te dünya ticaretinden” dedi.
Sektörleri seçmek gerekiyor
Güney Kore’nin yüksek teknolojili ürünlere yönelerek sektörleri ayırdığını ifade eden Büyükekşi,
bazı sektörlere daha fazla destek verildiğini kaydetti. Türkiye’nin de her sektöre aynı teşviki
vermemesi gerektiğini anlatan Büyükekşi, “Sektörleri seçmemiz gerekiyor. Mesela Güney Kore ne
yapmış? Optiği, elektrik-elektroniği, otomotivi, hava ve savunma sanayisini, yenilenebilir enerjiyi
seçmiş. Biz ise daha iki yıl önce Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nı Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı yaptık. Onlar bunu 22 yıl önce yapmışlardı. Sektörleri belirleyip ulusal fonlar kurmuşlar.
Bu fonlardan düşük faizle krediler vermişler. 10 yıllık krediler, öyle 2-3 yıllık krediler değil. Bir şey
daha yapmışlar, üniversitelerle işbirliği yaptırmışlar. Örneğin Bursa’da ne var, otomotiv sektörü.
‘Bursa’daki üniversiteye sen sadece otomotivle ilgili Ar-Ge yapacaksın. Senin görevin bu’ demiş.
[email protected] | www.evrim.com
MEVZUAT BİLGİLENDİRME SERVİSİ
Ankara’da da havacılık, savunma varsa, oradaki üniversiteye de bunun Ar-Ge’sini söylemiş. İlaçla
ilgili çalışacak üniversite belirlemiş. Bunların Türkiye’de de yapılması lazım” diye konuştu.
Temel bilimlerde öğrenci sayısı artırılmalı
Güney Kore’nin temel bilimlerden mezun olan öğrenci sayısını artırdığına dikkat çeken
Büyükekşi, Türkiye’de ise temel bilimlerde okuyan öğrenci sayısının yetersiz olduğunu dile getirdi.
Sanayi Bakanlığı’nın öğrencileri temel bilimlerde okumaya teşvik etmek için adım attığını belirten
Büyükekşi, İlk binden temel bilimleri seçen öğrencilere aylık 2 bin lira burs verileceğini söyledi.
Amaçlarının kaliteyi yükseltmek olduğunu aktaran Büyükekşi, “Şu anda 150-160 tane Ar-Ge
merkezimiz var. Orada çalıştıracak doktoralı adam bulamıyorlar. Güney Kore temel bilimlerde
öğrenci sayısını 450 bine çıkarmış. Bizim de bu sayıyı artırmamız lazım. Bizde çocuk bitiriyor
temel bilimleri ama vizyonu öğretmen olmak olmayacak. Vizyonu ben şu ilaç fabrikasında
gideceğim, orada Ar-Ge yapacağım. Veya otomotivde Ar-Ge yapacağım. Fizik, kimya, biyoloji
hangi temel bilimdeyse onu yapacak. Kore’de bir sorun olmuş. Çocuklar gidiyor Ar-Ge
merkezlerine, Ar-Ge nasıl yapılır bilmiyorlar. Sadece temel bilimlerle olmuyor ki. Bu sefer 2 yıllık
lisansüstü Ar-Ge bölümleri açmışlar. Konu sadece Ar-Ge nasıl yapılır. Üniversiteden mezun
oluyor çocuk ve lisansüstü eğitim alıyor. Sektörlerle ilgili kümelenmenin olduğu yerlerde enstitüler
açmışlar. Enstitüler firmalar dışında geleceğin teknolojilerini ele almışlar” dedi.
İhracat seferberliği başlatılmalı
Türkiye’nin tekrar ihracat seferberliği başlatması gerektiğini vurgulayan Büyükekşi, “Bunun için de
tek tek nerede sıkıntılarımız var ihracatla ilgili ona bakmamız gerekiyor. Biz yıllardan beri ihracata
yüzde 1 destek istiyoruz. Ama bizim aldığımız destek binde 3’ler seviyesinde. Halbuki ihracata
verilen destek 2023 ihracat stratejisinde yüzde 1 şeklinde. Ar-Ge, turquality, yurtdışı fuar
destekleri bunların hepsini içeren, AB kurallarına uygun desteklerden bahsediyorum. Bunun
rakamı hep sabit kaldı TL bazında. İhracat arttıkça yüzdesi azaldı. O yüzden de bunun mutlaka
dikkate alınması gerekiyor. Bu zamana kadar dikkate alınmadı” dedi. İhracatın artırılması için bir
diğer önemli konunun da yurtdışında kurulmasını istedikleri Türk ticaret merkezleri olduğunu
anlatan Büyükekşi, sözlerine şöyle devam etti: “Bunu çok önceden beri gündeme getiriyorum.
Bugün dünyada ihracatı çok büyüdüğü halde, o ülkenin yurtdışında kendi ihracatını destekleyen
birimleri var. Japonya’nın Jetro’su, Kore’nin Kotra’sı gibi. İtalya’nın, Almanya’nın, Amerika’nın,
İspanya’nın var ve bunların hepsi araştırdığınız zaman devlet tarafından desteklenmiş, en az 100150 ülkede örgütlü. Birçok ülkede de Çin, Rusya, Amerika gibi ülkelerde de öyle bir merkezde
değil, ticaret merkezlerinde yer alıyor. Bizim hedefimiz ne? Yeni pazarlar hedefl iyoruz. Yeni
pazarlarda ihracatçılarımızın işini kolaylaştırmak istiyoruz. Bir yerde onlara rehberlik edecek… Şu
anda bizim yurtdışında ticaret ataşelerimiz var. Çok önemli bir şey yapıldı, sayı baya bir artırıldı.
Ülke masaları kurduk. Ama bu yurtdışı Türk ticaret merkezleri ile çok daha faydalı olacaktır. Bunu
yapmaya da kalksak minimum 100 milyon dolar bütçe lazım.”
‘Vizyon koymayı öğretiyoruz’
Türkiye’nin neresine gidilse 2023 ile ilgili konuşmaları duyduklarını anlatan Büyükekşi, “Ben
2023’te 15 milyon dolar ihracat yapacağım diyorlar. Ürün yelpazen ne olacak, hangi ülkelere
satacaksın, finansman ihtiyacın var mı, kaç kişiyle üreteceksin… İnsanları, bu konularda
eğitmeye çalışıyoruz. İhracatçılara uzun vadeli vizyon koymayı öğretiyoruz.” dedi.
Ar-Ge merkezlerinin sayısı artmalı
[email protected] | www.evrim.com
MEVZUAT BİLGİLENDİRME SERVİSİ
Türkiye’de mevcut Ar-Ge merkezlerinin sayısının yetersiz olduğunu ifade eden Büyükekşi,
bunların sayısının çok daha fazla olması gerektiğini vurguladı. Büyükekşi, “Şu anda binlerle ifade
edilen Ar-Ge merkezine sahip olmamız lazım. Çünkü Türkiye’nin beklentisi şu anda katma değeri
artırmak üzerine. Bu katma değeri artırmanın yolu da dört bileşenden geçiyor diyoruz: Ar-Ge,
inovasyon, tasarım ve marka. Bunların her biri ile ilgili etüt çalışması lazım. Bu etütten kasıt da
şu. Ar-Ge ile ilgili ne gibi destekler yapabiliriz. En son hükümetin çıkarmış olduğu kişi sayısını
sektörlere göre 30 kişiye düşürmeyi biz Ar-Ge kanunu çıkalı 5 sene oldu, 5 senedir gündeme
getiriyoruz. Çünkü bazı sektörler gerçekten 50 kişinin üzerinde Ar-Ge’de çalıştıracak kapasitede
değil. Bazı sektörlerin ihtiyacı da olmuyor. Teşvik sadece büyüklere gitmiş oluyor. Biz biraz daha
bunu tabana indirmiş olacağız” diye konuştu. Ar-Ge’ye bir kültür olarak yaklaşmak gerektiğini
işaret eden Büyükekşi, bunun yaygınlaşması için o iklimin yaratılması gerektiğini ifade etti.
Büyükekşi, şunları söyledi: “Google’du, Facebook’tu falan. Acaba bu adamlar dünyanın başka
yerinde yaşasaydı yine aynı şeyleri yaparlar mıydı? Biz niye Türkiye İnovasyon Haftası yapıyoruz.
Belki bıktıracak kadar konuşmalarımda Ar-Ge, inovasyon ve tasarım diyorum. Ama bunu dilimize
pelesenk etmeye çalışıyoruz. Bu sene 3 şehirde inovasyon haftasını yapacağız. Siz Doğu'nun en
ücra köşesinde Ar-Ge merkezinde doktoralı adam çalıştıramazsınız. Bugün niye Silikon
Vadisi’nde oluyor öyle şeyler. En üst düzey yaşam şartlarının olduğu yer. Yarın isteseniz de
istemeseniz de emek yoğun sektörler metropollerde olamayacak. O nedenle bunların o tarafl ara
taşınması lazım. Bizim bir diğer projemiz var, bölgeler arasındaki gelir dağılımını eşitlemek. O
bölgelerde destekler vermek lazım. Benim dediğim birine yapmak diğerine yapmamak değil. Ama
birine 10 yaparsınız, diğerine 50 yaparsınız. O sektörlerin hedefl eri farklıdır. Birini cennete,
diğerini cehenneme gönderelim demiyoruz.”
Üretime destek verilmesi gerekiyor
Hizmet sektörü yerine üretimin ve ihracatın ön plana alındığı bir takım stratejilere destek verilmesi
gerektiğini kaydeden Büyükekşi, bu noktada karlılığın çok önemli olduğunu belirtti. Büyükekşi,
şöyle konuştu: “Şu anda en büyük sorun ne? Kimse sanayiye yatırım yapmak istemiyor. Herkes
hizmet sektörüne yatırım yapmak istiyor. Çünkü suyun akışını değiştiremezsin. Ne zaman ki
hizmet sektöründeki sanayiye yatırım yapmaya başlarsa o zaman biliniz ki sanayiciler para
kazanıyor. Üretime ve ihracata, pozitif ayrımcılık yapmamız gerekiyor. Onları gerek yerli, gerek
yabancı yatırımcı olsun desteklememiz gerekiyor. İstihdam artışı ve Türkiye’nin geleceği,
sürdürülebilir büyümesi ve hem de cari açığa ilaç olması için. Burada kurun geldiği noktada çok
önemli. Rekabet gücü olmayan bir kurla bunların altından kalkmanız mümkün değil. Kur da
bununla paralel gitmesi gerekiyor. Şu anda rekabet gücü açısında şartlar oluşmuş durumda. 2.152.25 arasındaki dalgalanma ihracatçı için rekabet edebilir bir düzeydir.”
Güney Kore, ithal araba alana baskı kurdu
Güney Kore’nin sanayi atılımı yaptığı dönemde üretmeye başladığı yerli otomobilleri teşvik ettiğini
ifade eden Büyükekşi, ithal araba alanlara baskı kurulduğunu aktardı. Büyükekşi, “Ben ilk 1988’de
gittim Güney Kore’ye iş için. Bugüne kadar en az 30 defa gittim. İthal araba göremedim ilk
gittiğimde. Biz sorduk niye Mercedes, BMW yok diye. Paraları mı yok? Var diyorlar. Ama öyle bir
baskı var ki. Biri bir Mercedes alsın ertesi gün orayı maliye basıyor. Bu Türkiye’de olsa ertesi gün
kıyamet kopar. Biz diyoruz ki yerli otomobil markamız olsun. Biz böyle bir şey yapabilir miyiz,
yapamayız" diye konuştu.
Ara malı ithalatı ucuz olduğu için fazla
[email protected] | www.evrim.com
MEVZUAT BİLGİLENDİRME SERVİSİ
Artan ara malı ithalatının sanayici için aslında avantaj olmadığını belirten Büyükekşi, “Sanayici
neden ara mal ithal ediyor? Daha ucuz olduğu için. İthalatın zorlukları, riskleri var. Uzak Doğu’dan
getirteceksiniz, siparişin ulaşımı birkaç ayı buluyor. Akreditif istiyor. Bunların hepsi bir maliyet.
Yüzde 5 pahalı olsa içerden alır. Ben bugün sipariş veririm. 10-15 gün sonra alırım. İthal
etmemizin büyük sıkıntıları var. İlki plastik ürünlerde. Petkim yüzde 20’sini bile üretemiyor. İkinci
olarak en çok ithalat 9 milyar dolarla hurda demirde. Bu sektörlere Türkiye çare bulamıyor. Cam
ve seramikte mesela yüzde 40 enerjiye gidiyor. Konteynerlerimizi daha az enerji tüketen, yükte
hafif pahada ağır ürünlerle doldurmalıyız” dedi.
Saygılarımızla,Best Regards
Evrim Haberleri; Gümrük mevzuatı, Dış Ticaret, Lojistik, muhasebe, vergi, yatırım, danışmanlık alanlarında veya diğer türlü
profesyonel anlamda yayınlanan Kanun,Yönetmelik,Tebliğ,Genelge,Tasarruflu yazı, mevzuat taslakları en hızlı şekilde
yayınlanmakta ve bilgileri sunulmaktadır. Yayınlanan Gümrük ,Dış Ticaret, Haberler ile ilgili bilgiler belli bir konunun veya
konuların çok geniş kapsamlı bir şekilde ele alınmasından ziyade genel çerçevede bilgi verme
amacını taşımaktadır.
Yayınlanan Bilgileri konusuna hakim profesyonel bir Gümrük Müşavirine, Mevzuat Danışmanına, başvurmanız tavsiye edilir.
Bilgiler, oldukları şekliyle sunulmaktadır. Evrim Yazılım ve Danışmanlık.
[email protected] | www.evrim.com
Download