Yeni Dönem Gazetesi Kapanıyor!?

advertisement
Yeni Dönem Gazetesi Kapanıyor!?
Kosova Türkleri’nin ilk Türk bağımsız gazetesi
Yeni Dönem Gazetesi son sayısı siz sayın okuyucularımız ile son defa bir araya geliyor. Bugüne
kadar bu gazeteye yardımlarını sunan tüm okuyucularımıza, tüm Yeni Dönem çalışanları en içten
teşekkürlerini arz ederken, daha iyi günlerde ve
maddi kaynakları sağlanıncaya dek gazetemiz
satış bayilerinde olmayacaktır.
Haber sayfa 4’te
KOSOVA TÜRKLERÝNÝN ÝLK BAÐIMSIZ GAZETESÝ
Perşembe , 17 Temmuz 2008
KDTP tekrar
“Mahir Yağcılar ” dedi
SAYI: 436
YIL: 10
Fiyatý: 0.50
Hafta sonu KDTP Genel Meclis Üyeleri Prizren’de düzenlenen
Kosova Demokratik Türk Partisi Kurultayında gizli oylama ile
KDTP Genel Başkanını belirledi. Mahir Yağcılar oy çoğunluğu ile
yeniden parti genel başkanlığına seçildi.
K
osova Demokratik Türk
Partisi, 15 Temmuz 2008
tarihinde
Prizren’in
“Cemali Berişa” Kültür Evi salonunda parti kurultayını düzenledi.
56 Meclis üyesinden 54 meclis
üyesinin hazır bulunduğu kurultayda, şubeler tarafından önerilen
KDTP Meclis ve KDTP Merkez
Yönetim Kurulu üyeleri de belli
oldu.
Toplantı, merhum KDTP
üyeleri anısına bir dakikalık saygı
duruşuyla başladı. KDTP Genel
Başkanı Mahir Yağcılar, seçim
öncesinde herkesi birlik-beraberliğe davet ettiği ve kurultaydan
daha güçlü çıkılması dileklerini
ifade etti. Ardından Milletvekilleri Müfera
Şinik ve Enis Kervan da selamlama konuşmalarında birlik-beraberlik çağrısında
bulunurken, Türk toplumunun bunu başarabileceğimi
dile getirdiler.
İki yıllık çalışma ve
finansı raporunu özetli bir
şekilde sunan KDTP Genel
Başkanı Mahir Yağcılar,
Brüksel’de
düzenlenen
Kosova bağışçılar konferansı ve son gelişmelerden
bilgi verdi. Beklenilen oy
alınamamasına
rağmen
2007 seçimlerinin iyi
geçtiğini belirten Yağcılar,
KDTP’nin 2 yıllık çalışmalarını başarılı
“Arnavutluk sınırında
Türklere ayrımcılık ”
11
Temmuz tarihinde
Arnavutluğa tatil
yapmak için yola
çıkan Prizren-Kosova vatandaşı
Yusuf
Timurhan,
Arnavutluğun Morina sınır
kapısına geldiğinde, sınır
geçiş işlemleri sırasında sınır
kapısındaki Arnavutluk polis
memurlarının ayrımcılığına maruz kaldı.
Yusuf Timurhan’a milli etnik mensubiyetini soran Arnavutluk
sınır görevlisi, Timurhan’ın Türk olduğu için sınır geçiş ödemesi
yapmasını istedi.
Haberin devamı sayfa 3’te
Kosova’ya 1.2 milyar
avro bağış
Kosova’nın bağımsızlık ilanından sonra yeniden yapılandırılması ve kalkınması için düzenlenen Bağışçılar
Toplantısında” Kosova’ya 1.2 milyar avro bağış toplandı. Kosova’ya verilen bu bağışın tek sentinin de
hesabının sorulacağını ifade eden bağışçılar, bağışın
Kosova’nın kalkınması için harcanması gerekliliğine
işaret ettiler.
Haber sayfa 2’de
Raif VIRMIÇA’nýn yeni kitabı basından çıktı
“PRÝZREN’DE ROTLALAR HÂKÝMÝYETÝ
VE VAKFÝYESÝ”
olarak değerlendirdi. Hakların garantisinin
kağıtta kaldığını ama onların uygulanması
için uğraşılması ve mücadele edilmesi gerektiğini vurgulayan Yağcılar, “Kosova Türk
Toplumunun
geleceği
vardır” dedi. Bağımsızlık
süreci, Ahtisaari planı ve
Kosova Anayasası’nın
kabulü
konularında
KDTP’nin gerekeni yaptığını ifade eden Yağcılar,
T o p l u l u k l a r
Komisyonunda aktif rol
alındığını ve Ahtisaari
planında Türk hakları ve
Türkçe yer aldığını hatırlattı.
Haberin devamı sayfa 3’te
Prizren’de Osmanlý Tarihinin
Eksik Býraktýðý Noktalarý
Tamamlayan Kitap
KÝTABIN TANIMITIMI:
17. Temmuz 2008 tarihinde, Emin Paþa Camiinde
görsel olarak Akþam -Yatsý vakitleri arsýnda yapýlacaktýr. Katýlmanýzý tavsiye ediyoruz.
Haber sayfa 6’da
Kosova
Kosova’ya
1.2 milyar avro bağış
Perşembe, 17 Temmuz 2008
2
Kosova’nın bağımsızlık ilanından sonra yeniden yapılandırılması ve
kalkınması için düzenlenen “Bağışçılar Toplantısında” Kosova’ya
1.2 milyar avro bağış toplandı. Kosova’ya verilen bu bağışın tek sentinin
de hesabının sorulacağını ifade eden bağışçılar, bağışın Kosova’nın
kalkınması için harcanması gerekliliğine işaret ettiler.
B
rüksel’de Kosova Cumhuriyeti
için “Bağışçılar Toplantısı”
yapıldı. Brüksel’de Kosova’nın
bağımsızlığını tanıyan ülkelerinin bir
araya geldiği toplantıda Kosova
Cumhuriyetine 1.2 milyar avro bağış
yapıldı. Toplantıya bütün AB üyeleri
katılırken, Kosova’nın halen bağımsızlığını tanımayan ülkeler Kosova’ya
hiçbir bağışta bulunmadılar.
AB Genişlemeden Sorumlu Üyesi
Oli Rehn konferansın açılışında yaptığı
konuşmasında, AB tarafından Kosova
Cumhuriyetine bağışlanacak olan 500
milyon yardım, bölgenin ve Kosova’nın
istikrara kavuşmasına önemli katkı
sunacağını belirtirken, “Kosova’ya
bağışlanan 1.2 milyon avro yardımın
Kosova vatandaşları için parlak bir geleceğin alt yapısı için harcanacaktır” diye
konuştu.
Kosova’nın bir Avrupa sorunu
olduğunu hatırlatan Ren, Avrupa
Kosova’ya 500 bin milyon avro yardımda bulunma kararı aldığını belirtirken,
“Kosova Avrupa’nın sorunudur. Bundan
dolayı bu toplantıda Kosova’ya yardım
alma kararı aldık” diye konuştu.
Kosova’ya yapılan yardımı Kosova
ekonomisinin gelişmesi için büyük bir
katkı olarak nitelendiren Rehn,
Kosova’da yabancı yatırımlar sayesince
çok sayıda işyerinin de açılacağını söyledi.
Bağışlayıcılar tarafından bağışlanan
paranın her bir avrosunun Kosova yetkililerinden hesap isteyeceklerini ifade
eden Rehn, “Kosova’ya bağışta bulu-
K
osova üst düzey yetkilileri
Cumhurbaşkanı Fatmir Seydiu
ve Başbakan Haşim Thaçi 21
Temmuzda ABD Başkanı George Bush
ile bir araya gelecekleri görüşme için
Amerika’ya uçtular. Beyaz Saray’da
gerçekleşecek olan görüşmeye Dışişleri
Bakanı Skender Hüseni ile Condelizza
Rice’nin de yer alması bekleniyor.
Cumhurbaşkanı Fatmir Seydiu ve
Başbakan Haşim Thaçi, Bush ile
yapacakları görüşmede Bush’a bugüne
nacak tüm bağışlayıcılar verdikleri her
bir avroyu denetleyecekler. Her bir avro
için hesap istenilecektir. Bu konuda
kesin kararlıyız. Bu paralar Kosova’nın
gelişmesinden başka hiçbir yerde kullanılmayacaktır” diye konuştu.
Kosova kurumları tarafından bütçe
aracılığı ile bağışlanan paraların iyi kullanılacağına inandığını belirten Rehn, bu
paraların AB kurallarına göre harcanması gerektiğini söyledi. Rehn,
Kosova’ya bağışlanan bu bağışların
Kosova’da yaşayan tüm topluluklara,
bunların arasında Sırplara da verileceğini söyledi.
Thaçi: “Bağışlar gereken yere harcanacak”
Brüksel’de
düzenlenen
Kosova Cumhuriyeti için
bağışlayıcılar toplantısına
katılan Başbakan Haşim
Thaçi bu konferansın çalışmalarını
başarılı olarak
değerlendirdi.
Bu
konferansın
düzenlenmesinin
Kosova için büyük bir
başarı olduğunu belirten
Thaçi, bu konferans ile
Kosova’da yeni bir sayfanın
açılığını söyledi. Başbakan,
“Kosova
bu
gün
bağışlayıcılardan 1.2 milyar avro yada
1.9 milyar dolar bağış almış bulunuyor.
Bu meblağdan çok bu bağışlar, uluslararası toplumun Kosova’ya ne kadar
önem verdiği göstergesidir” diye konuştu.
Bağışlayıcılar tarafından alınan
yardımın kısa bir zaman içinde kullanılacağını da belirten Başbakan Thaçi,
Kosova hükümeti bu paraların harcanmasını denetleyeceğini ve rüşvete karşı
çetin mücadelede bulunacağını söyledi.
Bağışlayıcılardan bağışlanan hiçbir
sentin yanlış yere harcanmamasına
dikkat edeceklerini ifade eden Başbakan,
“Bu konuda kesin kararlıyız. Bağışlanan
paranın bir tek sentinin bile yanlış bir
yerde kullanılmasına izin verilmeyecektir” diye konuştu
AB Kosova Özel temsilcisi Piter
Feith ise konferansta yaptığı konuşmasında, konferansın Kosova’nın
sosyal — ekonomik ve gelişmesini
sağlamanın
esas
amacı
olduğunu
belirtirken,
bağışların Kosova’da yeni
iş yerlerin açılmasında
harcanacağını söyledi.
Kosovalılar
bağışlayıcılar
tarafından
verilen
bağışları iyi kullanacaklarını inandığını
belirten Feith, verilen bu
bağışın
iyi
kullanılacağına
ve
Kosovalıların yararına olacağını söyledi.
Uluslar arası birliği ile beraber
Kosovalı yetkililer Sırp topluluğuna
gereken güvenliği sağlayacağına da
inandığını belirten Feith, “Bu uzun bir
süreçtir. Bağışlayıcılar tarafından verilecek olan bağışlar Kosovalı Sırpların
yaşadıkları bölgelerde yatırım yapılacağına inanıyorum” diye konuştu
Brüksel’de düzenlenen uluslararası
Kosova Bağışlayıcılar toplantısında
toplanan bağışlar 2009 — 2011 yılları
arasında kullanılması planlanıyor.
Kosova 1999 yılından 2007 yılına
kadar bağışlayıcılardan 3.7 milyar
avroya yakın bağış aldı. Bağışların
büyük bir kısmı Kosova’da yıkılan
evlerin inşası için kullanıldı.
Türkiye’den Kosova’ya 30 milyon
euro yardım
Bağımsızlığını geçen şubat ayında
ilan eden Kosova’nın ekonomisinin
soluk almasına ve ülkenin yeniden
yapılanmasına
katkıda
bulunmak
amacıyla Brüksel’de düzenlenen uluslararası yardım konferansında, en önemli
katkılardan birini Türkiye yaptı.
Kosova’nın bağımsızlığını tanıyan
ilk ülkeler arasında yer alan Türkiye,
yaptığı 30 milyon euro tutarındaki
yardımla Almanya ve İsveç dışındaki
tüm AB ülkelerini geride bıraktı.
Konferansta, 26 ülke ve kurum mali
yardımda bulundu. AB Komisyonu, 508
milyon euro yardımla listenin ilk sırasında yer alırken ABD’nin katkısı 256 milyon euro olarak açıklandı. Türkiye listede
8’inci sırada yer aldı. AB Dönem
Başkanı Fransa’nın katkısının 2.3 milyon euro düzeyinde kalması dikkat çekti.
Bush, Seydiu ve Thaçi’yi ağırlıyor
Kosova’nın bağımsızlık sürecinde Kosova’ya en büyük desteği
sunan ABD Başkanı George Bush, önümüzdeki hafta Kosovalı
üst düzey görevlileri ağırlayarak Kosova’ya vermiş olduğu
desteği perçinleyecek. Bu davet Kosova’nın geleceği için büyük
bir şans olduğuna dikkat çekilirken, görüşmede Kosova’da ki
bağımsızlık sonrasındaki sürecin görüşülmesi bekleniyor.
kadar ki desteğinden dolayı teşekkür edecekleri bekleniyor. Ayrıca iki üst düzey
yetkilinin görüşmede gelecekte de
ABD’nin Kosova’ya destek verme istemini iletmesi bekleniyor.
Bush’un Kosova liderleri ile gerçekleştireceği
görüşmede
Kosova’da
demokratik reformları görüşmesi beklenirken, Kosova’nın tüm vatandaşların
hizmetinde olacak demokratik, multi
etnik ve kalkınmış bir Kosova’ya
desteğini yineleyeceği bildirildi.
Cumhurbaşkanlığı tarafından konu ile
ilgili yapılan açıklamada ziyaretin
Kosova’nın geleceği için büyük önem
taşıdığına dikkat çekildi.
Cumhurbaşkanlık
Basın
sözcüsü Cavit Beçiri, bu ziyaretin
Kosova için büyük önem
taşıdığını ifade ederken, ABD’nin
Kosova üst düzey iki yetkilisini
Amerika’ya davet etmesinin ABD’nin
Kosova’yı destekleme konusunda ne
kadar kararlı olduğu açıkça gözler önüne
serdiğini söyledi. Bush ile yapılacak
görüşmenin sembolik olmaktan öte siyasi
önem taşıdığına dikkat çeken Sözcü,
ABD’nin geçmişte olduğu gibi gelecekte
de Kosova’da yasaların üstünlüğünün
sağlanması ve demokrasinin gelişiminde
önemli katkıda bulunacağını söyledi.
Kosova Başbakan Yardımcısı Ram
Manay da ziyareti tarihi bir ziyaret olarak
nitelendirirken, ABD’nin bu davet ile
Kosova’ya vermiş olduğu desteği kanıtladığını söyledi.
Kosova kurumları ve siyasi partileri,
Bush’un bu çağrısını selamlarken, bu
çağrıyı ABD’nin Kosova’ya vermiş
olduğu bir destek olarak değerlendirdiler.
3
Perşembe, 17 Temmuz 2008
Kosova
Sende mi Karl Bild!
Kosova’nın en önemli hastalığı olan parçalanma, tekrar gündeme gelmeye başladı. Kosova’nın bağımsızlığının en önemli savunucularından
biri olan İsveç Dışişleri Bakanı Karl Bild, EULEX’in Kuzey Kosova’da
görev almasına karşı çıkması, diplomatik kaynaklar tarafından bu
adım ile Kosova’nın parçalanacağı öngörüsünde bulundular.
AB
KDTP’de dördüncü
Mahir Yağcılar dönemi
Y
ağcılar, “Tüm eksikliklere ve zorluklara rağmen gücümüze bağlı
olarak Türkçe Anayasada da yer aldı” dedi. Bu dönemde Yanova
Şubesi’nin kurulduğunu vurgulayan Yağcılar, şubelerin çalışmalarında kimi eksikliklerin görüldüğünü ve ileride bunların düzeltilmesi,
şubeler arasında ilişkilerin daha da geliştirilmesi gerektiğini bildirdi.
Yağcıların sunduğu çalışma ve finansı raporu, tartışmalardan sonra 34 evet,
4 hayır ve 8 çekimser oy ile kabul edildi.
Ancak Yağcılar’ın sunmuş olduğu rapor, kimi meclis üyelerinin eleştirilerine de maruz kaldı.
“Ben Kosovalıyım, Türküm” diyerek sözlerine başlayan KDTP Genel
Başkan adayı Cemil Luma, Anayasada istediğimizi elde edemediğimizi
söyleyen
Cemil
Luma,
ekonomide
Türk sermayesinin
yanlış yönlendirilip
bilgilendirilerek
yatırımlardan
vazgeçirildiğini ifade
etti.
Önümüzdeki
dönemde
nüfus
sayımlarının kaldığını
vurguladı. Bunun için
daha fazla çabanın
harcanması gereğine
işaret ederek, Sözde
değil, özde birliğe”
davet eden Cemil
Luma,
KDTP’de
köklü değişikliklerin
yapılması ve Kosova
Türklerinin kadrolarına sahip çıkıp uzun
vadeli
projeler
üretmesi gerektiğini belirtti.
Enver Baki ise KDTP merkezinin Priştine’ye taşınması ve tüzüğün
değişmesini istedi. KDTP Priştine Şubesi adayı Ömer Keçi adaylıktan
vazgeçtiğini açıklamadıktan sonra 54 KDTP meclis üyesi gizli oylama ile
KDTP Genel Başkanını seçti.
Seçim Komisyonu oy sayımını gerçekleştirdikten sonra 2 geçersiz oy olmak
üzere Mahir Yağcılar’ın 30, Cemil Luma’nın da 22 oy aldığını açıkladı.
Oylama sonuçları açıklanırken, salonda bulunan delegelerin bir bölümü
tarafından yuhalamalar eşliğinde ıslık çalınarak protesto edildiği görüldü.
Beşinci defa KDTP Genel Başkanı görevine seçilen Mahir Yağcılar
teşekkürlerini iletirken, görevini en iyi bir şekilde yerine getirmeye çalışacağını ifade etti. Yeniden KDTP Genel Başkanı seçilen Yağcılar, aynı
zamanda Kosova Çevre Planlama Bakanı ve Kosova Cumhuriyeti milletvekili görevini de yapmaktadır. KDTP Prizren Şubesi seçimleri olduğu
gibi, bu seçimler de çok şeffaf ve demokratik bir havada gerçekleşti.
ülkeleri arasında
Kosova’nın bağımsızlık sonrasındaki
geleceği ile ilgili fikir ayrılıkların
varlığı gün yüzüne çıkmaya
devam ediyor. Son anlaşmazlık
noktası Ahtisaari planı gereği
Kosova’da uluslararası toplumu
temsil edecek olan EULEX
konusunda yaşanıyor. AB ülkesi
olan ve Kosova’nın bağımsızlığını
destekleyen ülkelerden biri olan
İsveç, EULEX’in Kosova’da ki
varlığına karşı çıkarak, EULEX’in
Kuzey Kosova’da görev almasına şiddetle karşı olduğunu açıkladı.
İsveç Dışişleri Bakanı Karl Bild, Brüksel’de düzenlenen AB zirve toplantısında
Kosova’nın Kuzeyinin özel bir bölge olarak tanıması yönünde geçen yılın 13
Aralığında önerdiği dokümanı gündeme getirdi. Doküman, BM Kosova özel temsilcisi Marthi Ahtisaari tarafından hazırlanan planı ihlal ettiği gibi, Kosova’da AB
misyonunun görevini sürdürmesini öngörüyor.
İsveç Dışişleri bakanı Bild, Kosova’nın Kuzeyinde AB misyonuna karşı gelerek,
Sırpların yaşadıkları kuzeyde UNMIK yönetiminin BM 1244 sayılı kararına göre,
görevini sürdürmesi gerekliliğine dikkat çekti.
Diplomatik kaynaklarınca yapılan açıklamalarda İsveç bu girişimin kendi girişimi
olduğu belirtilirken, bu girişimin Kosova’nın parçalanmasına yol açabileceği tedirginliğini yaşadıklarına dikkat çekiliyor.
Bild tarafından ortaya atılan bu öneri, Sırbistan Başkanı Boris Tadiç ve yeni kurulan hükümetinin siyasetine uygun olduğu gözlerden kaçmamaktadır.
Kermabon: “EULEX
Kosova genelinde görev
yapacak ”
AB
EULEX misyonu şefi İv
De Kermabon Elez Han
sınır kapısını ziyaret
ederek, gümrük yetkilileri ile bu sınır
kapısının çalışmaları hakkında bilgi aldı.
Gümrük Hizmetleri şefi Naim Huruglica
ile gümrük kapısını denetleyen Kermabon,
bu sınır kapısında yapılan çalışmalardan
duyduğu memnuniyeti dile getirirken,
başarılı çalışmaların devamını diledi.
Başında bulunduğu misyonun operatif
olmadığının altını çizen Kermabon,
EULEX Kosova genelinde görevini
sürdüreceğini ve Kosova’da göreve başlanması için şartların sağlanması için çalışmaların aralıksız sürdürüldüğünü söyledi.
EULEX’in bazı yerlerde göreve başlanmasının zor olacağının farkında olduklarını
yineleyen Kermabon, kısa bir zaman içinde Kuzeyde bulunan Zubin Potok ve
Leposaviç gümrük kapılarını da ziyaret edeceğini söyledi.
EULEX’in sonbaharda tam anlamı ile göreve başlayacağından duyduğu inancı
dile getiren Kermabon, bu konuda iyimser olduğunu açıkça belli etti. Kosova’da
EULEX’in Kosova genelinde çalışmalarını sürdürme stratejisi ne olacak
gazetecinin sorusuna Kermabon, “EULEX’in Kosova’da topluluklara yasaların
üstünlüğünü sağlamak için bir teknik misyonu olduğunu inandırmaktır. Kosova
genelinde güvenliğin sağlanması için misyonumuzun çalışmalarına başlanması için
vatandaşlarla ve kurumlarla işbirliği yapmaktır. Bu kararlılığımız sayesinde
Kosova genelinde çalışmalarımızı sürdürebileceğiz” diye cevapladı
Kosova Gümrük Hizmetleri çalışmaları hakkında açıklamada bulunan Naim
Huruglica, Kosova’ya Elez Han gümrük kapısından malların yüzde 60’ının
girdiğini söyledi.
Kosova
Perşembe, 17 Temmuz 2008
Yeni Dönem Gazetesi Kapanıyor!?
İ
lk sayısı 24 Kasım 1999 tarihinde
çıkan, Yeni Dönem gazetesi şu anda
elinizde olan bu sayıyla yayın hayatına şimdilik son verdi.
Nasıl başladık
1999 yılında NATO Kosova müdahalesinden sonra, en büyük sorunumuz
Türkçe diliydi. “Kosova’da Türk yok,
sadece Türkçe konuşanlar var!”
denilirken, bu işe giriştik. TemmuzEkim 1999 yılında, haftada bazen üç kez
Priştine’ye gidip, Türkçe çıkacak olan
bir gazete izni alabilmek ve bir an önce
bu gazeteyi çıkarmakla uğraştık. Eylül
sonu 1999 yılında en nihayet
UNMIK’ten bu izni alabildik. Ondan
sonra Prizren’deki tüm gazeteci
arkadaşları tek tek ziyaret ettim ve
kararımı
açıkladım.
Prizren’den
İskender Muzbeg, Raif Vırmiça, Fevzi
Karamuço, Altay Suroy, Şecaettin Koka,
rahmetli Fahri Mermer, Agim Rifat
Yeşeren, Zeynel Beksaç, Güner Ureya,
Asım Mongovci, Mediha Yarımhoroz,
Deniz Dadale, Figen Kazaz, Ferhat
Derviş, Raif Kırkul, Cengiz Curciali,
Daver Krasniç, Etem Kazaz, Fikret
Kırkul; Priştine’den İbrahim Arslan,
Celal İlyas, Zümrüt Süleyman, Ercan
Kasap, Turhan Kasap; Gilan’dan Celal
Mustafa, Refike Sulçevsi vs. Bir tek
Prizren’den Ethem Baymak açıklama
vermeden kadroya katılmayı ret etmişti.
Böyle güçlü bir kadroyla başladık.
Sonradan Taner Güçlütürk, Enis Tabak,
Atakan Koro, Esin Muzbeg, Erhan
Türbedar, Orhan Lopar, Bengi Muzbeg,
Sencar Karamuço, Birol Urcan, Alpay
İğci, Caner Süleyman, Mürteza Sulooca,
Alev Süleyman, İnan Ruma, spordan
İsmail Makasçı, Abdülkadir Bıyıklı, spor
sayfasıyla Eren Bütüç, kadın sayfasıyla
Mediha Bilurdağ, Sezen Haskuka, Arzu
Bütüç, çocuk sayfasıyla Emel Striko,
Eda Bütüç, Özcan Micalar...
Ve Kosova’da Türkçe’nin yasaklanmasına adımlar atılırken, ilk sayımızı 24
Kasım 1999 yılında çıkardık. Türkçe’yi
ve Türk toplumunu yok sayanların
yüzüne bastık gazeteyi: “BİZ VARIZ,
BURALARDA BİZ DE VARIZ” dedik.
Ve bugüne kadar devam ettik. TİKA
kurumu 2002 yılı mayıs-aralık ayından
ayda 1,600 dolarlık bir destek ile
başladı. Ocak-Eylül 2003 yılına kadar
: 4 36
ý
y
a
S
KOSOVA TÜRKLERÝ’NÝN ÝLK BAÐIMSIZ GAZETESÝ
Haftalýk gazete
Sahibi ve Genel Müdürü:
Mehmet BÜTÜÇ
Yazı İşleri Müdürü:
Sencar KARAMUÇO
hiçbir destek sunmadı. Eylül 2003’ten
başlayarak Ağustos 2004 yılına kadar
2,000 Avroluk bir destek çıktı. Eylül
2004 yılından sonra destek 2,800 Avro
oldu. Ancak daha önce, temmuz ayında
Makedonya’ya yönelik Yeni Balkan
gazetesini çıkarmaya başladık ve
aldığımız desteğin bir miktarını bu
gazeteye sunduk. Yeni Balkan
gazetesinin 94 sayısı Prizren’de hazırlanıp basılıyordu. Dostumuz Murteza
Sulooca ve ekibiyle bunu yaptık. Bu
gazete şu anda Makedonya Türklerinin
tek gazetesi olarak Üsküp’te sıralı olarak
çıkmaktadır. 31 Aralık 2007 tarihine
kadar gazetemize 2,800 Avroluk bu
destek devam etti. 1 Ocak 2008 tarihinden sonra tatmin edici bir açıklama
yapılmadan bu destek kesildi. Kendi
başımıza devam ettik... Kimi makamlar
verdiği sözlerin arkasında durmadı.
Borçlandık ve gazetenin borçlarını
ödeyemez duruma geldik. Paramızın bittiği dönemlerde gazetemizden ayrılan
kimi kişiler adeta düşman kesildiler. Bir
çete kurup, 10 yıldır bu kapatma davasına giriştiler. Biraz kıskançlık, biraz da
kompleks. Son yıllarda o çeteye bulaşan
kimi makamlar da beraber hareket
ederek, kendi makam yetkilerini kullanarak yardımları kestiler.
Neler yaptık
Bu 10 yıl içerisinde, gazete olarak
her zaman ön planda Türk toplumunun
çıkarlarını tuttuk ve hiç kimseye taviz
vermeden kendi kimliğimizi savunduk.
Tehditler oldu, her taraftan, ama dimdik,
Türk kimliğini ön planda tuttuk,
Türkçeyi savunduk, Türkiye’yi savunduk, Kosova’daki varlığımıza sahip çıktık, eğitimimize ve dinimize sahip çıktık,
Osmanlı kültürünü canlandırdık, diğer
milli mensubiyetlerle en iyi ilişkileri
sağladık, aydınlarımızla beraber partimize destek sunarak bölünmesini
engelledik, kapılarımızı her zaman iyi
niyetli ve kendi çıkarlarını ön planda tutmayan kişilere açık tuttuk, Kosova
Ýç Haberler: Fevzi KARAMUÇO
Kültür: Ýskender MUZBEG
Yayýn Koordinatörü:
Taner GÜÇLÜTÜRK
Balkan ve Ankara Muhabiri:
Erhan TÜRBEDAR
Gilan Muhabiri: Celal MUSTAFA
Mamuþa Muhabiri: Suphi MAZREK
Muhabirler Koordinatörü: Enis TABAK
Muhabir: Yüksel POMAK
Spor: Ýsmail MAKASÇÝ,
Abdülkadir BIYIKLI
Mizanpaj: Eren BÜTÜÇ
Devletimize bağımsızlığına kadar her tür
desteğimiz oldu, sivil toplum kuruluşlarımıza her tür desteği sağladık,
kapılarımız gençlere her zaman açıktı ve
onlara imkanlarımız dahilinde her
zaman destek olduk, kültürümüzü
savunduk vs. Bugüne kadar yaptıklarımızdan dolayı hiç pişman değiliz,
çünkü dimdik, onurlu ve ak yüzle işimizi
yaptık. Yalakalık hiç kimseye hiçbir şekilde yapmadık. Kimliğimizi ve dilimizi
hiçbir zaman pazarlığa koymadık, koyanları eleştirdik. Halkımızı her konuda
haberdar ettik ve bilinçlendirdik. “Bunu
yazamazsınız, bu kişiye destek sunamazsınız, Türkçeden çok daha önemli
şeyler var” diyenlere cevabımız hep aynı
oldu. Pişman değiliz.
Neler yapamadık
Az önce vurguladığım gibi tüm
baskılara rağmen, yalakalık hiç yapmadık. Türk toplumu adına hiçbir şekilde hiçbir çıkar elde etmedik, Türklüğü
hiçbir zaman meslek edinmedik,
Türklüğü meslek edinmiş o çete gibi ve
o çeteye bulaşan makamlar gibi hiç
hareket etmedik. Türklüğü meslek edinen kimi “aydın ve sanatçılarımız” gibi
hareket etmedik. Biz hiçbir zaman
İstanbul/Laleli’deki Azeri Galerisinde
20 Avroya Prizren, Mostar, Poçitel gibi
şehirlerin Osmanlı eserleri fotoğraflardan tablo çizdirip imzamızı atmadık,
sahte belgelerle üniversite mezunu
olmadık, gençlerimizin diploma tezlerini
kopyalayarak sunum yapmadık; biz
hiçbir zaman olmadığımız makam gibi
kendimizi tanıtmadık, savcı gibi bir yıl
daha az hapis için 5,000 Avro rüşvet
almadık, avukat olarak 30 yıl önce
ölmüş bir Sırp’ın sahte belgelerle evini
hiç satmadık, uyuşturucu haplar hiç
kaçırmadık, fahri doktor hiç olmadık;
hiç kimseye düşmanlık yaparak ortalığı
karıştırmadık; galerilerde-restoranlarda
fitne, fesat, komplo yapmadık; savaş
döneminde Türkiye’de yardım paralarıyla hiç araba ve ev sahibi olmadık,
Yazýlarda ortaya atýlan
fikirler, yazarlara
aittir. Gazetemizin resmi
görüþü deðildir.
Yazýlarýn sorumluluðu
yazarlara aittir.
e-mail:
[email protected]
[email protected]
Adres: Adem Yaþari No: 8,
Prizren/Kosova
Tel. 029 623 503
Fax: + 381 (0)29 623 503
Banka:
Raiffeisen Bank
Yeni Dönem
Hesap No:
1502001000171635
Baský:
“ALL COA IMPEX”
basýmevi Prizren
4
Türkiye TV
programlarında kamuoyuna
yalan
söyleyerek hiç
ç o c u k l a r ı m ı z ı Mehmet BÜTÜÇ
ağlatmadık
ve uçuşan paralarla hiç dilencilik yapmadık...
Yapmadığımız çok daha kabarık
sayıda olaylar var, ancak yapanlar
onlardı ve son yaptıkları ve başardıkları
olay da Türkiye’de bazı kurumları ikna
ederek yardımları kesmekti. Devlet
memuru ve makamı olarak kendilerini
kral ilan eden zihniyetler hem kendi
devletlerine, ama en fazla bizlere zarar
veriyorlar ve verdiler...
Neyse, kendi gücümüz bu kadardı ve
bu kadar yapabildik. Her zaman anlayışı
olmayan insanlardan destek beklenemez; dilenci gözüyle bizlere bakanlardan ancak bunları bekleyebiliriz. Dün
Filizler Derneği kira ödeyemediği için
evsiz sokakta kaldı, bugün Yeni Dönem
gazetesi kapandı, yarın radyo ve televizyon ve diğer dernekler de kapanır,
öbür gün sıra Türkçemize gelir ve
böylece bu coğrafyadan siliniriz...
Sahipsiz kaldık bu fakirlik dönemde.
Eskiden öyle değildik, zengindik ve
kendi başımıza 90 yıl hiç kimseye bağlı
olmadan yaşadık ve yaşattık kimliğimizi...
Sevinecekler de olacak bu durumumuza. Olabilir, sevinsinler... Yapamadı
diyecekler.
Ben bu kadar yapabildim, malımı
mülkümü sattım, bugüne kadar yarım
milyon avroluk bir sermaye bu misyona
harcadık, helal olsun, toplumuma harcadım. Ve hiç pişman değilim...
Belki yeni biri çıkar, malını mülkünü
satar, yeni bir gazete çıkarır... İnşallah...
İlacı olmayan bir hastalığa da kapıldık,
hamdolsun Allah’a, kanımız çok şekerli
oldu...
Aklıma şu anda bu geldi: “Kendini
savunmayan toplum yok olmaya
mahkumdur.”
İnşallah biz o toplum değiliz...
Çünkü Mehmet Bütüç bir bireydir,
hiç önemli değil, asıl önemli olan
Kosova Türk toplumumuz ve geleceğimizdir bu topraklarda...
Var dersek var edelim geleceğimizi...
Yeni Dönem KTM Þirketi
Danýþma Kurulu:
Fikri Þiþko (Ýl Mahkeme Yargýcý)
Refki Taç (Avukat, Uluslararasý Hukuk Uzmaný)
Zeynel Beksaç (Türkçem Dergisi Sahibi)
Agim Rifat Yeþeren (Belediye Kamu Avukatý)
Levent Koro (UNDP Ekonomi Uzmaný)
“Yeni Dönem”
Kosova Türk Medyasý Elsev Brina (Türk Dili Öðretmeni)
yayýnýdýr.
5
U
Perşembe, 17 Temmuz 2008
Kosova
UNMİK Şefi Kosova'nın
kuzeyini ziyarett etti
NMİK Şefi Lamberto Zannieri, KFOR
Komutanı General Havier De Marnack ile birlikte Kosova’nın kuzeyindeki iki sınır noktasını ziyaret etti. Bu sınır noktaları Kosova bağımsızlığının ilan edilmesinden hemen sonra Sırplar tarafından yakılmıştı.
UNMİK Şefi Zannieri, bu ziyaretinde aynı zamanda bu sınır noktalarında güvenlik durumun denetlenmesi işlevliğinde bulunan araçların hareketi ve kontrol
edilmesi için de ilgilendi. Ziyareti ardından açıklamada bulunan Zannieri, gümrük ve sınırların Belgrat
yetkilileriyle yapacağı görüşmeler konusunu oluşturacağını ifade etti. Zannieri, ayrıca ilerdeki haftalarda ve
aylarda sınır güvenliği ve insan ile mal taşımacılığının
UNMİK yetkililerinin odaklanacağı konular olacağını
da vurguladı.
Scheffer: Kosova’nın yeni
güvenlik gücü Fransa
Jandarması örneği olacak
NATO Genel Sekreteri Jap De Hoop Scheffer, Kosova’da yeni bir güvenlik
gücünün kurulmasının yöre istikrarlığı için olduğu gibi, aynı zamanda Sırpların
da çıkarından olacağını ifade etti. Scheffer bu açıklamayı BBC’ye
verdiği bir demeçte yaptı.
S
cheffer, bu gücün Fransa’nın “jandarma” birlikleri
örneği olacağını da açıkladı. Ancak Scheffer’e göre,
bunun birileri tarafından yapılması ve TMK’nın
dağılmasının denetlenmesi ile bu yeni gücün kurulmasında çalışması gereklidir.
Kosova’da uluslar arası askeri varlığın devam etmesine
de değinen Scheffer, KFOR ve NATO rolünün aynı
zamanda görev süresiyle ilgili tutumun BM Güvenlik
Konseyinin 1244 sayılı kararı esasınca devam etmekte
olduğunu, dolaysıyla bu kararı değiştirecek yeni bir karar
olmadan böyle devam edeceğini ileri sürdü.
Priştine-Belgrat diyalogundan, özellikle Kosova
kuzeyinden konuşan NATO Genel Sekreteri Scheffer,
NATO’nun siyasi arabulucu rolü ile üstlenmesinin
gerekmediği düşüncesini de ortaya attı.
Kosova IMF ve Dünya
Bankası’na üye oluyor
B
Kosova Başbakanı Haşim Taçi, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya
Bankası'na üye olmak için bu kurumlara başvuru yaptıklarını söyledi.
rüksel'de düzenlenen Kosova'ya yardım konferansına katılmak için gelen Kosova Başbakan
Taçi, Avrupa Birliği (AB) Komisyonu'nun
genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn ile ortak basın
toplantısı düzenledi. Bir soru üzerine Taçi, "Dünya
Bankası ve IMF'e üyelik için dün başvuru yaptık." dedi.
Taçi, olumlu sonuç beklediklerini kaydetti.
Dünya Bankası'na egemen olan ülkelerin üye olabiliyor. Kosova, 17 Şubat'ta Sırbistan'dan tek taraflı olarak
bağımsızlığını ilan etti. Ancak Sırbistan bu bağımsızlık
ilanına tepki gösterirken ilanı tanımamıştı. Rusya'nın
aralarında olduğu bazı ülkeler Kosova'nın bağımsızlığını tanımıyor. Şimdiye kadar 43 ülke, Kosova'nın
bağımsızlığını tanıdı.
Kosova gündemi
Sencar Karamuço
Bir yıldız daha kayıyor
bu diyardan
K
osova belki de Balkanlar yıllardan beri sahip
olduğu en önemli yıldızlarından biri olan “Yeni
Dönem Gazetesi” bu haftadan maddi sorunlar
yüzünden kayarak, tarihteki köşesine çekilecek. Bu
kayma ile Kosova Türkleri de ilk bağımsız ve tek Türkçe
gazetesini de kaybetmekle kalmayıp, en önemli iletişim
araçlarından birini de kaybetmiş olacaktır. Kosova’da
“Yeni Dönem” dışında yayımlanan başka her hangi
gazetenin olmayışı, Kosovalı Türklerin gazete bazında
öksüz kalacağının açık bir göstergesi olarak karşımızda
duruyor. Bunun böyle olması da Kosova’da Türkçe
yayım yapan tek Türk gazetesinin kapanmasının yani
yayın hayatını maddi sıkıntılar yüzünden durduracak
olmasının ne kadar büyük bir toplumsal kayıp olduğunu
açıkça gözler önüne seriyor. Acımız büyük, hepimizin
şimdilik başı sağ olsun. Başın sağ olsun Kosova, başımız
sağ olsun Balkan Türkleri, başımız sağ olsun Kosovalı
Türkler ve başımız sağ olsun kalbi Türkçe ve Türklük
için atan değerli kardeşlerim. Şimdilik...
Belki buna sevinecekler de çıkacaktır aramızdan. İyi
oldu, zaten hak etmişlerdi, bize gazete ne lazım, biz
mücadelemizi Türkçe gazete olmadan da sürdürebiliriz
diyenlerde çıkacaktır, şaşamamak lazım. Bunu onların
cahilliklerine verip, abartmamak lazım, çünkü onların
kapasitesi o kadar.
İlk yayım tarihi olan 1999 yılından bu yana iyisiyle
kötüsüyle Kosova’da Arnavutça ve Sırpça’nın yanında
üçüncü bir ses yani Kosovalı Türklerin sesi olmayı amaç
etmiş olan Yeni Dönem Gazetesi, on yayın yıllık hayatı
boyunca Kosovalı Türklerin sesi olmanın yanında
Türkçe’nin korunması, kullanılması ve Türkiye ile
Kosovalı Türkler arasında bir bağ oluşturmayı en önemli
amacı haline getirmekten başka bir şeye hizmet
etmemiştir. Bu da gazetenin bütün bu katkılarından sonra
bu şeklide yayım hayatından çekilmesinin hiç de adil
olmadığını tüm çıplaklığı ile gözler önüne seriyor.
Kosova’da Türklüğün korunmasını bir dava olarak
görüyorsak, dava en önemli neferlerinden birini yani tek
yazılı basınını kaybettiğine şahit olabiliriz. Bu da bu
uğurda daha çok kayıp vereceğimizi ve vermeye
mahkum olduğumuzu açıkça gözler önüne sermektedir.
Çünkü şu an Kosova’da bizler elimizde var olanın
değerini bilmiyoruz yada bilmek istemiyoruz. İnsan elindekinin değerini kaybettiği zaman anlıyor. Ama o zamanda iş işten geçmiş oluyor. Ve insanda bu noktadan sonra
geçmişe doğru bir pişmanlık birden içini kaplıyor.
On yıla yakın yayım tarihinde; partiye, derneklere,
şairlere, tiyatroculara, doktorlara, sporculara, fikir
adamlarına, sanatçılara, gençlere, çocuklara sayfalarını
açmış ve her daim desteklemiş olan “Yeni Dönem
Gazetesi” hak etmediği bir şeklide artık tarihin derinliklerine kaybolmaya doğru yola çıkmış durumda.
Bir yıla yakın zaman içinde size bu köşemden seslenmeye çalıştım. Demek artık buraya kadarmış. Bugüne
kadar bana bu köşeden teamül ettiğiniz için teşekkür
ediyorum. Şansınız bol olsun diyorum ve hepimizin
“şimdilik” başı sağ olsun.
Kosova
Fevzi Karamuço
Y
Çuval dolusu
paralar
eni doğan çocuğa en yakınları hafta sonu hediyeleri taktılar. Çocuğun
yakınları hediyelerini imkanları çerçevesinde verdiler. Kimisi diğerine
göre daha fazla, kimisi ise diğerine göre daha az. Ama sonuçta her bir
yakını, yeni doğan yeğenine bir hediye taktı.
Geçenlerde bağımsızlığını ilan eden Kosova henüz hayatta gözlerini açan bir
çocuktan farkı yok. Onun büyümesi yani olgunlaşması için bazı şeylere ihtiyacı
vardır ama onları sağlamak için ise imkanı bulunmamaktadır. Bu süreçte gelişim
için velilerinin ya da çevresinin yardımına muhtaç olmaktadır. Ona yardım edecek her kişiyi kucak bir psikoloji içinde bulunmaktadır.
Kosova’ya savaşın sona ermesinden bu güne dek çok sayıda yardım yapıldı.
Bu süre zarfında Kosova’ya farklı ülkelerden 3.5 milyar avroya yakın bir
meblağın bağışlandı açıklandı. Brüksel’de Cuma günü bir araya gelen
bağışlayıcılar, Kosova’ya 1.2 milyar avro daha yardımda bulundular. Bu parayı
dünyanın 37 ülkesi ve 16 örgütü 2011 yılına dek harcaması için verdiler.
Kosova için bu yardımın büyük önemi bulunmaktadır. Uzun zaman yatakta
yatan, ekonomi ve sosyal sıkıntılar ile karşılaşan bir ülke için, bu bağış sağlığına
kavuşmak için hayati önem taşır niteliktedir. Kosova’ya savaştan bu güne kadar
yapılan yardımlar, Kosova’nın kendi ayakları üstünde kalması için yeterli
olmadı. Ama bu son yardımların var olan sorunların büyük bir bölümünü
ortadan kaldıracak turadadır. Bu tutar tabi ki Kosova’da var olan bütün sorunlara ilaç gibi gelmeyecek. Ama bu yardım ile dostların Kosova’yı unutmadığını
ve ona zor zamanlarda yardım edeceklerini bir daha kanıtlamış oldular.
Brüksel’de temsil edilemeyen Kosova için bu ülkede toplanan yardımlar
geleceğe daha sağlam adımlarla ilerlemesine olanak sağlayacaktır. Burada önem
arz eden en önemli nokta bu bağışların nereye harcayacağı önem kazanmaktadır.
Kosova’nın bugün karşılaştığı boşlukların çokluğu ortadadır. Başımızı hangi
yöne çevirirsek bir eksikliğin var olduğunu görmemek mümkün bile değil.
Burada istekler çok, ama olanaklar çok az. Sanki bağış, avuçta kaybolan su misali gibi duruyor. Kosova da bu noktada tam anlamı ile bir dipsiz kuyuyu andırıyor. Ne kadar su atsan at kuyu bir suyla dolmak bilmiyor. Ama uzun zaman beri
de kuyuya su atılmamış olmaması ve kuyunun kurumaya başlaması doldurmanın zorluk derecesini açıkça gözler önüne seriyor. Kuyunun dolması için
zamana ve daha çok yarım ile çalışmaya ihtiyaç duyuluyor.
Çocuk küçükken annesi ona para verirken, parayı nereye harcaması gerektiğini tembihler. Oli Rehn de son bağış toplantısında Kosova’nın annesi gibi
hareket ederek, Kosovalılara bu paraları nereye harcaması gerektiğini belirterek,
bu paranın tek sentinin bile hesabını isteyeceğini söyledi.
Yapılan bu son yardım Kosova’ya gözlerini açması ve yeni bir yol seçmesine
yardım edecek. Uzun zaman paslanmış devlet mekanizmaların yeniden harekete
geçirilmesi için bu yardımlara ihtiyaç duyulmaktadır. Kosova devleti sonunda
bu paslardan kurtulacak ve kendi yolunu artık kendi çizecektir.
Kosova’nın küçük bir çocuk gibi nereye yönleneceği için yöntemleri bulunmamaktadır. Ülkemizin ekonomi gelişme stratejisinin olamaması bu paraların
bilinçli kullanılmasını engelleyecektir. Bu bağışlar genellikle alt yapı, eğitim,
sağlık ve diğer kamu alanlarda kullanılacaktır.
Kosova için verilen bu bağış destek anlamında önemlidir. Onu bağımsızlığı
yolunda destekleyen ülkeler, bu yardım ile ekonomi kalkınmasına da yardımda
bulundular. Bu aynı zamanda Kosova için, verilen yardımın nasıl ve nereye harcayacağı için iyi bir test niteliğinde olacaktır. Kosovalı yöneticiler de topluluklara ayrımcılık yapmadan, bu yardımı iyi bir ev sahibi gibi harcaması gerekecek.
Ama sonuçta bağışlarla yaşanmayacağı ortadadır. Bir devlet bağışlar
sayesinde ayakta kalamaz. Kosova’nın yapacağı tek şey yabancı sermayeyi
Kosova’ya çekebilmesi gerekmektedir. Bağış iyi bir yardımdır, ama geçici
olarak karın doyurur. Kosova yöneticilerin bu noktadan sonra yapacakları tek iş,
yabancı sermayeyi celp edecek yasaları kabul etmek ve bunun için olumlu
koşulları yaratması gerekmektedir. Kosova’nın bu yönde var olan doğa zenginliklerini de en iyi bir şekilde kullanılması gerekiyor.
Kosova’ya diğer yardımların yapılabilmesi için yardımın en çok önem arz
eden yerlere harcayarak, dünyaya artık olgunlaştığımızı gösterme zamanıdır.
Perşembe, 17 Temmuz 2008
Gazetemizin son sayýsý
S
6
izinle vedalaþma zamaný geldi. Bu sayýdan sonra Yeni Dönem Gazetesi çýkmayacak.
Sebebini herkes biliyor. Açýklamaya bile gerek yok. Temel sorun; maddi sýkýntýlar.
Uzun yýllar maddi sorunlarla karþýlaþan gazetemiz, gazete sahibi ve gazetecilerin
özverisi ile bugüne kadar hayatta kalmayý baþardý. Gazete, baþladýðý maraton koþusunun son
etabýný bu sayý ile koþuyor. Kosova savaþýndan sonra maraton koþusuna baþlayan gazetemiz,
bu sayýsý ile son defa okuyucularla buluþuyor.
Kosova savaþtan çýktýktan sonra Türkçe dilinde yayýnlanan bir gazetesi yoktu. Uzun yýllardan beri Kosovalý Türklerin sesi olan Tan gazetesi de artýk çýkmýyordu. Çünkü bu gazete
devlet tarafýndan desteklenmiþ ve savaþtan sonra artýk bu destek ortadan kalkmýþtý.
Kosova’da savaþtan sonra baþlayan yeni dönemde yeni bir gazete çýkarmak için hatýrý
sayýlýr bir yatýrýma ihtiyaç duyuluyordu. Yada dünyanýn zengin ülkelerden gelen kuruluþlarýn kapýlarýný çalarak bu konuda destek aramak gerekiyordu. Gazetenin basýlmasý için
en çok altý - yedi sayýlýk destek veriliyordu. Bu destekler çerçevesinde yayým hayatýna
baþlayan iki Türkçe gazete birkaç sayýdan sonra söndü. Bu iki örnekte gazete yayýmlamak
isteyen yayýncýlarýný, bu masraflarý kendi ceplerinden kendi cebinden ödemesi gerektiði
gerçeði gün yüzüne çýktý. Bunu göz önünde bulunduran bir Türk’te diðerlerinden sýyrýldý. O
da Mehmet Bütüç’tü. Kosovalý Türkler, gazeteci, yazar, þair, tiyatrocu Mehmet Bütüç’ün
sayesinde ilk baðýmsýz gazetesine yani “Yeni Dönem Gazetesine” sahip oldu.
Türk Dünyasýnda ender kiþiler arasýnda yer alan Mehmet Bütüç, dedesinden kalan
malýný, mülkünü satarak, Kosovalý Türklere ilk baðýmsýz Türk gazetesini baðýþladý. “Yeni
Dönem” gazetesi Kosovalý Türklere gözü, kulaðý ve sesi oldu.
Mehmet Bütüç dedesinin malýný “Yeni Dönem”, Kýrýmlý Gaspýralý Ýsmail Bey ise
karýsýnýn mirasýný “Tercüman” gazetesi için harcadý. Gaspýralý bu hizmeti ile Rusya’da
Türkleri bilinçlendirmeyi baþardý. Gaspýralý Ýsmail Bey’in 19 yüz yýlda hayata gözlerini açan
“Tercüman” gazete bugün halen Türkiye’de basýlýyor. Mehmet Bütüç’ün giriþimleri ile
yayýmlanmaya baþlanan “Yeni Dönem Gazetesi” de Kosovalý Türklerin kendi sesi oldu.
Gazetemizde Kosovalý Türklerin karþýlaþtýklarý sorunlara çözüm bulma, Kosovalý
Türklerinin haklarýný çiðnemek isteyen yöneticileri, Türklere yapýlan diðer haksýzlýklarý gün
ýþýðýna çýkarmak için çaba gösterdik. Bu yönde ne kadar baþarýlý olduðumuzu zaman
gösterecek.
Yeni Dönem Türkçe dilinde yayýnlanan tek gazetemiz idi. Bunu yaþatmamýz gerekiyordu. Ama bunu yaþatmak isteyenlerden maada söndürmek isteyenler de vardý. Gazetenin
engellenmesi ile kendi oturduðumuz aðacý kestik.
10 yýl yayýnlanan ve 436 sayýsýnda son defa gün ýþýðýna çýkan bu gazeteden ayrýlmak çok
zor oluyor. Bu süre içinde gazetede çalýþan gazeteciler, uzun zaman maaþlarýný almadýlar.
Gazetenin hayatý sürdürmek için ücretsiz çalýþtýlar. Gazete sahibi de kesilen yardýmlara raðmen borçlanarak gazetenin ömrünü uzatmaya çalýþtý.
Gazete sahibi Mehmet Bütüç dedesinden kalan son varlýðýný satarak, gazeteyi kapatma
zorunda kaldý. Kendisi, dedemden kalan baþka herhangi bir mülkün daha olsaydý gazetenin
yaþamda kalmasý için satardým diyerek, bu konuda kararlýlýðýný göstermeye devam ediyor.
Þimdilik durduk, devamý gelir inþallah...
Kosova’da Türkçe dilinde yayýnlanan tek gazete maddi yetersizlikten dolayý artýk okuyuculara Kosova’da Türkler, Türk dünyasý ve dünyadan haberler vermeyecek.
Kosovalý Türklerin bir özgür gazetesi olmalýdýr. Mehmet gibi bir “çýlgýnýn” çýkacaðýna
inanmýyorum. Ama bir gazete için gereksinme olacak. Kim olursa olsun, kim sahibi olursa
olsun, sesimizi duydurmak için bir gazetemiz olmalýdýr.
Fevzi Karamuço
Obama Sırbistan’la iyi
ilişki peşinde
A
BD Demokrat Partisi başkan adayı Barak Obama, Sırbistan’da Avrupa yanlısı
partilerin yeni hükümeti kurmak için anlaşmalarını selamlarken, kendi yönetim
süresi içinde Sırbistan ile ilişkilerin gelişmesi için çaba harcayacağını ifade etti.
Sırbistan medyası tarafından yayınlanan bildiride, Sırbistan’da yeni hükümetin kurulmasını Obama’nın desteklediği bildirilirken, Sırbistan seçmenlerinin Mayısta yapılan
seçimlerde Avrupa yolunu seçtiklerine dikkat çekilirken, yeni hükümetin bu istem
doğrultusunda kurulmasının önemine vurgu yapılıyor.
Sırbistan vatandaşlarına ilerleme, demokratik gelişme ve ekonomik gelişme sözü
veren Obama, Sırbistan kendi şanlı tarihinde acı anlar yaşadığına dikkat çektiğine yer
veriliyor. Sırbistan’ın gerçek anlamda ilerleme kaydedebilmesi için Kosova dahil ve tüm
komşuları ile iyi ilişkiler kurması gerekliğine dikkat çekilen bildiride, bu ilerlemenin
önündeki en büyük engelin “sert açıklamalar ve kışkırtıcı eylemler” olabileceğe vurgu
yapılıyor.
Bildiride, ABD Demokrat partisi Başkan adayı Barak Obama’nın, “Başkan olarak
Kosova’da yerel etkenler ile Sırpların korunmasında ve Sırp belediyelerin yetkilerinin
artması, Sırp Ortodoks kilisesinin engelsiz işini yapması, mültecilerin evlerine dönmesi
ve evlerini terk edenlerin mallarına sahip olmaları ile ilgili çalışacağıma emin olabilirsiniz. Bu süreçte Kosovalı Sırplara da önemli görevler düşmektedir. Onlar artık
Kosova kurumlarının çalışmalarını boykot değil de çalışmalara katılmaları gerekmektedir” deniliyor.
7
Perşembe, 17 Temmuz 2008
Balkan
Rupel, Hýrvatistan’ýn üyeliði
konusunda kötümser
S
lovenya Dýþiþleri Bakaný
Dimitri Rupel yaptýðý açýklamada, Hýrvatistan’ýn AB
katýlým müzakere fasýllarýnýn hepsini gelecek yýlýn sonbaharýna kadar
açabileceðini, ancak tümünü kapatamayacaðýný söyledi. Bir Akdeniz
ülkeleri birliði kurmak amacýyla
Paris’te baþlatýlan bir giriþimin oturum aralarýnda konuþan Rupel,
Slovenya’nýn komþusu
Hýrvatistan’ýn AB üyelik sürecini
asla engellemediðini ve engellemeye de niyeti olmadýðný belirtti. Bakan,
“Umarým ki Hýrvatistan baþladýðý gibi gider, yolundan sapmaz, hatta umarým ki
AB hazýrlýklarýný daha da hýzlandýrýr. Yapacak çok iþ var.” dedi.
Topi: Arnavutluk ’un geleceði
Büyük Arnavutluk ’ta deðil,
Avrupa’dadýr
C
umhurbaþkaný Bamir Topi 13 Temmuz
Pazar günü yaptýðý açýklamada,
Arnavutlarýn geleceðinin Büyük
Arnavutluk’ta deðil Büyük Avrupa’da olduðunu
söyleyerek, bölgedeki Arnavut nüfusunu birleþtirme amaçlý bir vizyonu desteklediði yönündeki iddialarý bir kez daha yalanladý. Topi
Belgrad merkezli Beta haber ajansýna verdiði
demeçte, “Arnavutluk, Kosova ve Sýrbistan
gibi, geleceðini AB ve NATO’da planlamaktadýr. AB, bütün ülkelerin standartlarý tamamlamýþ bir þekilde haysiyetleri ve kimlikleriyle
eþit katýlma hakkýna sahip olduklarý bir ailedir.”
dedi. Cumhurbaþkaný, Sýrbistan ile iliþkiler
konusunda ise, Arnavutluk’un “her iki taraf için
de yararlý iliþkilerden” yana olduðunu söyledi.
ABD, Yunan vatandaþlarýna
vizesiz seyahat hakký verecek
Y
erel basýnda çýkan haberlere göre, Yunanistan’ý ABD Vize Muafiyet
Programýna dahil etme konulu müzakereler Temmuz ayý sonunda tamamlanacaðý üzere Yunan vatandaþlarý yakýnda ABD’ye vizesiz seyahat edebilecekler. Ta Nea gazetesinin bildirdiðine göre, ABD Dýþiþleri Bakaný
Condoleezza Rice ve Yunanistan Dýþiþleri Bakaný Dora Bakoyanni 24 Haziran’da
Berlin’de yaptýklarý görüþmede konu üzerinde mutabakat saðladýlar. Görüþmeler
sonunda, Yunan parlamentosu onayýna sunulmak üzere bir mutabakat anlaþmasý
imzalanmasý bekleniyor. Þimdiye kadar, terör örgütleriyle iliþkisi olduðundan
þüphelenilen kiþilerin kiþisel bilgilerine eriþim konusunda düþülen anlaþmazlýk
görüþmeleri engellemiþti.Yunanistan’ýn, ABD ile AB arasýnda ilgili bir anlaþma
imzalandýktan sonra mutabakat anlaþmasýnýn geçerliliði kalmayacaðý konusunda
ýsrar ettiði bildiriliyor. Yunanistan, AB’nin ilk 15 üyesi içinde vatandaþlarýnýn
ABD’ye girmek için vize almasý gereken tek ülke konumunda bulunuyor.
ABD’li yetkili: Karadziç ve Mladiç
Sýrbistan’daydýlar
A
BD’nin Savaþ Suçlarýndan Sorumlu Büyükelçisi Clint Williamson
Saraybosna merkezli Oslobodjenje gazetesine verdiði röpostajda, ABD
hükümetinin elinde Radovan Karadziç ve Ratko Mladiç’in Sýrbistan’da
olduðunu doðrulayan bilgiler olduðunu söyledi. Williamson, iki kaçak zanlýnýn
tutuklanarak Lahey savaþ suçlarý mahkemesine teslim edilmesinin büyük oranda
Sýrp makamlarýnýn iþbirliðine hazýr olma durumlarýna baðlý olduðunu belirtti.
Williamson, “Son zamanlarda bize gelen bütün bilgiler, Ratko Mladiç’in Sýrp
topraklarýnda olduðuna inanmamýza yol açýyor ve Karadziç’in de Sýrbistan sýnýrlarý içinde olduðuna dair güçlü iþaretler bulunmaktadýr.” dedi. Elçi, bu sorunun
yakýnda çözülmemesinin bölgede istikrar kaybýna yol açacaðýný da sözlerine ekledi.
ER H AN
TÜ R BE D AR
Ankara
Mektubu
E-posta: [email protected]
B
Bosnalý Sýrplardan
Yeni Provokasyon
osna-Hersek topraklarýnýn
yüzde 49’una karþýlýk gelen
Sýrp Cumhuriyeti’nin,
Kosova’ya benzer þekilde baðýmsýzlýðýný ilan etmesi gerektiði üzerine
provokasyonlar yine güncellik
kazandý. Sýrp Cumhuriyeti’nin baðýmsýzlýðýný ilan etmesini talep eden “Sýrp
Hareketi—Seçim Sizindir” isimli bir
sivil giriþimin bu yöndeki önerileri,
Milorad Dodik’in baþkanlýðýndaki
Bosnalý Sýrplarýn hükümetince tartýþýlmaya kabul edildi. Böyle bir bölücülük
giriþiminin Sýrp Cumhuriyeti hükümetinin gündemine alýnmýþ olmasý ise,
Boþnak yetkililerden sert tepkilerin
gelmesine sebebiyet verdi.
Baþtan beri Kosova’nýn baðýmsýzlýk
ilanýnýn etkilerinin en çok hissedildiði
bölge ülkelerinden birisi Bosna-Hersek
oldu. Çünkü Sýrp Cumhuriyeti baþtan
beri, Kosova’yý kendi sýnýrlarý içinde
tutmaya çalýþan Belgrad tarafýndan
uluslararasý topluma karþý bir koz
olarak kullanýldý. Nitekim, BosnaHersek Cumhurbaþkanlýðý’nýn Boþnak
Üyesi Haris Silayciç, Kosova ile Sýrp
Cumhuriyeti arasýnda paralellikler kurduðu gerekçesiyle, Sýrbistan’ý
ülkesinin içiþlerine karýþýyor olmakla
suçluyor. Yine de, Belgrad’dan cesaret
alan Sýrp Cumhuriyeti yetkililerinden
ayrýlýkçý açýklamalar gelince, Boþnak
yetkililer buna sert cevaplar verdi ve
neticede her iki taraftaki milliyetçilik
dozu týrmanýþa sürüklendi.
Kosova’nýn baðýmsýzlýk ilanýnýn
hemen ardýndan Bosnalý Sýrplarýn bazý
yetkilileri, halkoylamasý yoluyla
Bosna’dan kopmayý dile getirmeye
baþladý. 21 Þubat 2008 tarihinde Sýrp
Cumhuriyeti Meclisi’nin kabul ettiði
bir kararda da Bosna-Hersek’ten kopmak üzerinde duruluyor. Söz konusu
kararda, “Kosova’nýn baðýmsýzlýðýný
tanýmýyoruz. Birleþmiþ Milletler üyesi
ülkelerin çoðunluðu, özellikle de
Avrupa Birliði üyesi ülkelerin çoðunluðu Kosova’ya baðýmsýzlýðý tanýrsa,
Sýrp Cumhuriyeti Meclisi bununla yeni
bir uluslararasý ilkenin geliþtirildiðini
kabul ederek, Sýrp Cumhuriyeti’nýn
baðýmsýzlýk halkoylamasý hakkýnýn
varolduðunu varsayacaktýr” deniliyor.
Sýrp Cumhuriyeti’nin söz konusu
meclis kararýnda yer alan ifadelerin
Belgrad tarafýndan ýsmarlandýðý
söylenebilir.
Kosova’nýn baðýmsýzlýk ilanýndan
sonra, bu kaybýn telafi edilmesi üzerine bazý Sýrp milliyetçilerinin BosnaHersek topraklarýna, yani Sýrp
Cumhuriyeti’ne göz diktiðinden kuþku
yoktur. Zaten Sýrp milliyetçileri açýsýn-
dan Sýrp Cumhuriyeti ayrý bir devlettir
ve “geçici olarak” Bosna-Hersek
topraklarý içindedir. Sýrp Cumhuriyeti
Baþbakaný Milorad Dodik bile bu
entitenin Bosna-Hersek devleti içinde
isteksiz yaþadýðýný, bir devlet olarak
Bosna-Hersek’in onlara dayatýlmýþ
olduðunu açýkça ifade ediyor. Diðer
taraftan, Sýrp Cumhuriyeti vatandaþlarý
da Saraybosna’yý deðil, Belgrad’ý
kendi baþkentleri olarak kabul ediyor.
Dahasý, Sýrp Cumhuriyeti Sýrbistan’la
gittikçe artan oranda özel iliþkiler
geliþtiriyor. Bu yüzden Boþnaklarýn
çoðunluðu, Sýrp Cumhuriyeti’nin varlýðýnýn, Bosna-Hersek’in toprak bütünlüðüne sürekli bir tehdit oluþturduðunu
düþünüyor.
Ancak, Sýrp Cumhuriyeti
Baþbakaný Milorad Dodik bile, uluslararasý toplum izin vermeden, BosnaHersek’ten kopamayacaklarýnýn bilincindedir. Dodik, Aðustos 2007’de
yaptýðý bir konuþmada, “Sýrp
Cumhuriyeti her zaman var olacak,
Bosna-Hersek devletinin var olup
olmayacaðý ise uluslararasý topluluðun
tutumuna baðlý kalacaktýr” diyerek,
aslýnda izlediði stratejisini de belli
ettiði söylenebilir. Bir baþka ifadeyle,
Dodik Bosna-Hersek’i daðýtamayacaðýnýn bilincinde olduðu için, bu
ülkeyi “baðýmsýz devletlerden oluþan
bir birlik” olarak tanýtmaya çalýþýyor.
Gerçekten de, yaptýðý bütün konuþmalarda, yurt dýþýnda yaptýðý bütün
gezilerinde Dodik Sýrp Cumhuriyeti
farklý bir devletmiþ gibi davranýyor.
Anayasa deðiþikliði hakkýnda
yürütülen tartýþmalar çerçevesinde ise
Dodik, Sýrp Cumhuriyeti’ni düþünerek,
anayasaya “kendi kaderini belirleme
hakký” ilkesinin yerleþtirilmesi üzerine
ýsrar edeceðini söylüyor.
Milorad Dodik’in Sýrp
Cumhuriyeti’nin baðýmsýzlýðýný ilan
etmesini talep eden sivil giriþimin
önerilerini hükümete sunmayý bilinçli
bir þekilde kabul ettiði söylenebilir.
Bununla bir taraftan bu yýl içinde
düzenlenecek olan yerel seçimlere
yatýrým yapýldýðý ortadadýr. Diðer
taraftan “baðýmsýzlýk” kelimesini gündemde tutarak, Dodik Batýlý ülkelerden, böyle bir þeye kalkýþmamasýna
karþýlýk, etnik temizlik politikalarýyla
oluþturulmuþ olan Sýrp
Cumhuriyeti’nin hiçbir zaman feshedilmeyeceðinin garantisini alýyor.
Dodik’in gelecekle ilgili beklentisi ise,
Batý’nýn bir gün yorulacaðý ve Sýrp
Cumhuriyeti’nin Bosna-Hersek’ten
kopmasýna izin verebileceði ümidine
dayanýyor.
Dünya
Hollanda mahkemesi
‘telekulak ’ý yasal buldu
Dünya Turu
ABD’de baþkanlýk yariþi
kýzýþýyor
Amerika’da kasým ayýndaki seçimler
öncesinde, Cumhuriyetçi aday John
McCain, anketlerde Demokrat aday
Barrack Obama’ya yetiþiyor. Obama,
Newsweek dergisinin 20 haziran tarihli
anketinde, yüzde 36’ya karþý yüzde 51’le
McCain’in
önünde
görünüyordu.
Derginin bu ay için yayýmladýðý kamuoyu
yoklamasýnda farkýn, yüzde 44’e 41’le,
sadece üç puana indiði görüldü. Bu
gerilemenin, son günlerde Obama’ya
yönelik, kolay politika deðiþtirdiði
eleþtirilerinden kaynaklandýðý yorumu
yapýlýyor. Son dönemde savaþ yanlýsý
söylemlerde bulunan Obama, yeni
açýklamasýnda ise Irak’taki Amerikan
askerlerinin bir takvim çerçevesinde
çekilmesini savunmuþtu.
Yunanistan’da Telekom
skandali
Yunanistan’da devlet kontrolündeki
Telekomünikasyon
Þirketi’nin
yöneticileri hakkýnda yolsuzluk davalarý
açýldý. Olaya çok sayýda siyasinin de
karýþtýðý ileri sürülüyor. Yunan Savcý,
Telekom þirketinin yönetim kurulu
baþkaný ve müdürleri hakkýnda 2006
yýlýndaki bir elektronik þirketinin satýn
alýnmasýndaki usulsüzlükler nedeniyle
dava açtý. Satýn alýnan elektronik þirketi
ve Yunan Telekom yöneticilerinin tamamý
davada sanýk sandalyesine oturacak.
Yolsuzluklara bazý Yunan politikacýlarýn
isimlerinin de karýþtýðý ileri sürülüyor.
Yunan Telekom Þirketi’nin dörtte birlik
hissesi, bu yýlýn mayýs ayýnda yaklaþýk 5
milyar
dolara
Alman
Telekom
Kurumu’na satýlmýþtý.
Ýran’a saldýrý, dünya petrolü
için de tehlike
Ýran’ýn, Petrol Ýhraç Eden Ülkeler
Örgütü’ndeki
(OPEC)
temsilcisi
Muhammed Ali Hatibi, Ýran’ýn petrol
ihracatýnýn tehlikeye girmesi halinde
Basra Körfezi’ndeki tüm ihracatýn
tehlikeyle karþý karþýya kalacaðýný
söyledi. Hatibi, “Ýran’a yönelik her tehdit,
dünya petrollerinin yüzde 40’ýnýn transfer
edildiði Basra Körfezi’ndeki petrol
ihracatýný tehlikeye atar. Bundan kastým
Irak, Suudi Arabistan, Kuveyt, Katar ve
Birleþik Arap Emirlikleri (BAE) gibi
petrol ihraç eden ülkelerdir” ifadesini
kullandý. OPEC’in ihtiyaç fazlasý günlük
yaklaþýk 1,5 milyon varil petrol ürettiðini
belirten Hatibi, üretimi artýrmak için bir
sebep olmadýðýný kaydetti. Hatibi, Ýran’ýn
da günlük ortalama 2,6 milyon varil
petrol ürettiðini sözlerine ekledi.
S. Arabistan’da terörle
mücadele için rehabilitasyon
Suudi
Arabistan,
radikal
dinci
teröristlerin normal hayata dönmelerini
saðlamak için, özel rehabilitasyon
merkezleri oluþturdu. Bu merkezlerde
saðlanan imkanlar, teröristleri Irak’a
gidip savaþmak yerine, normal bir yaþam
seçmeye teþvik ediyor. Terörle mücadele
bugüne
damgasýný
vuran
siyasi
önceliklerin baþýnda geliyor. Amerikan
yönetiminin seçtiði mücadele yöntemi,
risk oluþturduðunu düþündüðü kiþileri
Guantanamo
Körfezi’ndeki
tutsak
kampýna
göndermek.
11
Eylül
saldýrýlarýný düzenleyenlerin dörtte
üçünün memleketi Suudi Arabistan ise
þefkat ve diyalogla bezeli ideolojik bir
mücadele stratejisi belirlemiþ durumda.
BBC muhabiri, Riyad’da bu amaçla
açýlan rehabilitasyon merkezini ziyaret
Lahey Yüksek Mahkemesi, yaklaþýk 2 yýldan bu yana devam eden ve kamu
oyunda büyük fýrtýnalara neden olan “telefon dinleme krizi” davasýnda,
telefon dinlemenin “yasal” olduðuna hükmetti.
H
ollanda’nýn
L a h e y
Y ü k s e k
Mahkemesi, “Devlet
ç ý k a r l a r ý n ý
gözetmek”
amacý
taþýyan telefon dinlemelerinin “yasal”
olduðunu
karara
baðladý. Hollanda
Ýstihbarat
Örgütü
AÝVD
tarafýndan
dinlemeye alýnan iki
gazetecinin
itirazýna
iliþkin baþvuruyu karara baðlayan mahkeme,
bundan böyle gerekli görüldüðü durumlarda
bazý kiþi ya da kurumlarýn telefonlarýnýn dinlemeye alýnabileceðine de karar verdi.
Geçtiðimiz hafta sonu, akþam saatlerinde
açýklanan mahkeme kararý, Hollanda
basýnýnda hayretle karþýlanýrken, kýsa adý
NVJ olan Hollanda Gazeteciler Cemiyeti
Uluslararasý Ýnsan Haklarý Mahkemesi’ne
baþvurarak karara itiraz edeceklerini açýkladý.
Mahkeme kararýný gerekçelendirirken,
Hollanda
Anayasasý’nda
yer
alan,
“Haberleþme hakkýna, kanunla belirlenen
durumlarda, kanunun yetkili kýldýðý veya
yetkilendirdiði kiþilerce, istisnalar getirebilir” þeklindeki 13. maddesini örnek gösterdi.Hollanda’nýn De Telegraaf gazetesinden
Joost DeHaast ile Bart Mos adlý iki gazeteci,
Fransa’da
burkalýya
vatandaþlýk
yok
2006 yýlýndan bu
yana silah ve
uyuþturucu
kaçakçýlýðý
yapan
bazý
organize suç
örgütleri
hakkýnda
yayýnlarda
bulunmuþ,
Ýstihbarat
Örgütü AÝVD
tarafýndan
hazýrlanan
bir
raporu ele geçirerek yayýnlamýþlardý.
Bunun üzerine iki gazeteci AÝVD tarafýndan, haber kaynaklarýný açýklama konusunda
baský altýna alýnmýþtý. Haber kaynaklarýný
açýklamayacaklarýný ileri süren gazeteciler,
hükümetten haberleþme özgürlüðüne duyarlý
olmalarýný istemiþ, dinlendikleri gerekçesi ile
de mahkemeye baþvurmuþtu.
Gerek basýnda gerekse kamu oyunda
oluþan büyük tepkiler üzerine açýklama yapmak zorunda kalan dönemin Ýçiþleri Bakaný
Johan Ramkes, “Gerektiðinde gazeteciler de
dinlemeye alýnabilir” diyerek bunun yasalara
uygun olduðunu ileri sürmüþtü. Çeþitli
nedenlerle çeþitli zamanlarda 1700 kiþinin
dinlendiðini de belirten Ramkes ayrýca,
“Devlet baþka seçenek bulamayýnca bu yola
baþvurabilir” diyerek Meclis’e verilen soru
önergelerini yanýtlamýþtý.
F
Danýþtay kararýný Fransa içinde temyize
götürebileceði baþka bir yargý organý bulunmuyor. AÝHM yolu açýk olsa da ülkedeki
uzman hukukçular Fransýz Danýþtay’ý
kararýnýn AÝHM tarafýndan benimsenme
olasýlýðýnýn da yüksek olduðunu
söylüyorlar.Fransa’da bugüne kadar sadece
köktendinci hareketlere yakýnlýklarýyla bilinen
veya radikal Ýslam yanlýsý beyanlarýyla tanýnan kiþilerin vatandaþlýk baþvurularý reddedilmiþti.Fransýz yasalarýnda “asimilasyon”
terimi net bir þekilde tanýmlanmýyor. 2003
yýlýnda Nicolas Sarkozy Ýçiþleri bakanýyken
yürürlüðe giren 1’inci Sarkozy kanunu, vatandaþlýk baþvurusunda bulunan yabancýlara
Fransýzca bilme þartýne ek olarak Fransýz
vatandaþlýðýnýn hak ve yükümlülüklerini de
bilme zorunluluðu getirmiþti. 2006 yýlýndan
yürürlüðe giren 2’inci Sarkozy kanununda ise
çok eþlilik, “asimilasyon noksanlýðý” olarak
tanýmlanýyor.
8
etti. Merkezde geçen yýl bulunan 192
kiþiden 104’ünün Guantanamo’dan, 84
tanesinin de Suudi hapishanelerinden
nakledildiði bildirildi.
5’nci Türkmen
Kurultayý’nda boykot kararý
5’nci Türkmen Kurultayý’nda ilk gün
geride kaldý. Türkmeneli ve Türkmen
Karar Partisi yetkilileri kurultayý boykot
etme kararý aldýklarýný açýkladý. Parti
yetkilileri kararlarýna gerekçe olarak
hazýrlýk
komisyonunun
taraflý
davrandýðý, kurultay delegelerinin büyük
bölümünün Irak Türkmen Cephesi
Baþkaný Sadettin Ergeç’in seçtiði kiþiler
olduðu, bu yüzden kurultayýn adil bir
þekilde sonuçlanamayacaðý yönündeki
görüþlerini bildirdiler.
Ýki parti bundan sonraki süreçte kendi
baþlarýna siyaset yapacaklarýný da
duyurdu. NTV’ye bir açýklama yapan
Türkmeneli Partisi Genel Baþkan
Yardýmcýsý Ali Mehdi kurultaydan
çýkacak yönetimi tanýmayacaklarýný da
bildirdi.
Pazartesi günü de sürecek olan
kurultayda 9 kiþilik Irak Türkmen
Cephesi Yürütme Konseyi baþkanlýk için
yarýþan Saaddetin Ergeç ve Kerkük Ýl
Meclisi Üyesi Hasan Turan arasýnda bir
seçim yapacak.
Belçika’da siyasi kaos:
Baþbakan istifa etti
Belçika’da Baþbakan Yves Leterme,
devlet kurumlarýnda reform konusunda
bir uzlaþma saðlayamamasý üzerine dün
akþam hükümetinin istifasýný Kral 2.
Albert’e sundu. Belçika Kraliyeti’nden
yayýnlanan
açýklamada,
Kral’ýn,
hükümetin istifasýný sunan Baþbakan
Yves Leterme’i kabul ettiði belirtilerek,
Kral’ýn kararýný saklý tuttuðu ifade edildi.
Ýstifa haberinin gelmesi ile ülkede siyasi
kaos yaþandýðý söyleniyor. Leterme
istifadan sonra yaptýðý açýklamada,
“Belçika’daki
federal
sistemin
limitlerine ulaþtýðýný” söyledi.
Siyasi uzmanlar, Belçika Kralý’nýn bu
açýklamasýyla þu anki HristiyanDemokrat hükümetin baþbakanýnýn hala
görevini sürdürebileceðine inandýðýný,
yerine henüz baþka bir isim
belirlemediðini ve bu konudaki
danýþmalarýný sürdürmek istediðini
belirtiyorlar.
Fransýz Devriminin
219. yýldönümü
Fransa tarihinde ilk defa “burka” giydiði gerekçesiyle Müslüman bir kadýnýn
Fransýz vatandaþlýðý baþvurusu reddedildi.
ransýz Danýþtayý tarafýndan alýnan
kararda, 32 yaþýndaki Feyza M. adlý
Faslý kadýnýn vatandaþlýk baþvurusunun
reddine gerekçe olarak, “dininin vecibelerini
radikal biçimde yerine getirmek adýna,
Fransýz toplumunun, baþta kadýn erkek eþitliði
olmak üzere, temel deðerleriyle baðdaþýk
olmayan bir yaþam stili benimsemiþ olmasý”
gösterildi. Bir diðer deyiþle, Fransa’da ilk
defa bir yabancýnýn vatandaþlýk baþvurusu
“topluma yeterince asimile olamadýðý”
gerekçesiyle reddedilmiþ oldu.Bir Fransýz ile
evli ve 3 çocuðu olan Feyza M’nin, Fransa’ya
geldiði 2000 yýlýndan bu yana “kocasýnýn
isteði üzerine” burka giymeye baþladýðý
bildiriliyor. Dosyayý yakýndan takip eden
Fransýz hükümet kaynaklarý, Müslüman
kadýnýn, kendilerine verdiði beyanlarda,
Fransýz toplumundan kopuk yaþadýðýný ve
laiklik ve oy kullanma hakký gibi kavramlar
hakkýnda hiçbir bilgisi olmadýðýný itiraf
ettiðine vurguda bulunuyor.Faslý kadýnýn
Perşembe, 17 Temmuz 2008
Fransa, 1789 Fransýz devriminin
219’uncu yýlýný kutluyor. Akdeniz Ýçin
Birlik Zirvesi nedeniyle Paris’te bulunan
liderlerden bir bölümü de törenleri
izledi. Yüksek güvenlik önlemleri
altýnda
gerçekleþtirilen
törenler,
Fransa’nýn Avrupa Birliði dönem
baþkanlýðýný devraldýðý günlerde bir
gövde gösterisine dönüþtü. Akdeniz Ýçin
Birlik Zirvesi dolayýsýyla Paris’e gelen
liderlerin bir bölümü de Fransýz
devriminin bu tarihi kutlamasý için
Concorde meydanýndaydý.
Birleþmiþ Milletler Genel Sekreteri Ban
ki Moon, Filistin Devlet Baþkaný
Mahmut Abbas, Almanya Baþbakaný
Angela Merkel, Mýsýr Cumhurbaþkaný
Hüsnü Mübarek, Ýsrail Baþbakaný Ehud
Olmert ve Akdeniz için Birlik zirvesinin
flaþ ismi, Suriye Devlet Baþkaný Beþar
Esat gibi liderler, geçit törenini izledi.
Ve Törende, cumhurbaþkanýnýn özel
koruma
birliði,
nükleer
baþlýk
taþýyabilen Mirage’lar, tarih boyunca
Fransýz ordusunun birliklerini sembolize
eden kýyafetleriyle askerler, motorize
birlikler geçit yaptý.
Dünya Turu
9
Perşembe, 17 Temmuz 2008
Türkiye
Ergenekon
iddianamesindeki ayrýntýlar
Ergenekon iddianamesinin tamamlanan bölümü 13. Aðýr
Ceza Mahkemesi’ne verildi. 86 kiþi hükümeti darbe ile
devirmeye teþebbüs, Danýþtay saldýrýsý ve Cumhuriyet’in
bombalanmasý, halký tahrik ve askeri
itaatsizliðe teþvikle suçlanýyor.
Ý
ddianame ile ilgili genel bilgiler Ýstanbul Cumhuriyet
Baþsavcýsý Aykut Cengiz
Engin tarafýndan açýklandý.
Ýddianamede 48’i tutuklu 86
sanýk, silahlý terör örgütü kurmak
ve yönetmek, örgüte üye olmak,
yardým etmek, cebir ve þiddet
kullanarak Türkiye Cumhuriyeti
Hükümetini ortadan kaldýrmak
veya görev yapmasýný engellemeye teþebbüs ve halký hükümete
karþý silahlý isyana tahrikle suçlandý.
Sanýklar hakkýnda ayrýca, patlayýcý madde bulundurmak, atmak ve bu
suçlara azmettirmek, Danýþtay saldýrýsý ve Cumhuriyet gazetesine patlayýcý madde atýlmasý suçlarýna azmettirmek, devletin güvenliðine iliþkin
gizli belgeleri temin etmek, askeri itaatsizliðe teþvik, halký kin, düþmanlýða alenen tahrik ve benzeri suçlarýndan dava açýldýðý belirtildi.
Mahkeme kararýný 15 gün içinde verecek
Ýstanbul 13. Aðýr Ceza Mahkemesi 15 gün içinde iddianameye iliþkin
kararý verecek. Mahkeme karar verinceye kadar iddianamenin içeriði gizli
tutulacak. Þüphelilerin bireysel suçlardan yargýlanmasýný öngören iddianame, örgüt kurucularý ve yöneticilerini ise iþlenen tüm suçlardan sorumlu tutuyor.
“Ýddianamenin hazýrlanmasý gecikti”ye yanýt
Baþsavcý, iddianamenin hazýrlanmasýnýn neden 13 ay sürdüðüne dair
eleþtirileri de yanýtladý. Engin, “Ýddianame, 2 bin 455 sayfadan oluþuyor
ve 441 klasör ekleri bulunuyor. Ýddianamenin hazýrlanmasý için yüz binlerce belge incelendi. Hazýrlýk bu nedenle uzun sürdü.” dedi.
“Darbe Günlükleri” iddianamede yok
“Darbe Günlükleri”nin iddianamede yer alýp almayacaðý merakla bekleniyordu. Baþsavcý Engin, bu konuyla ilgili de “Bir dergide yayýnlanan
darbe günlükleri adýyla yayýnlanan iddialarla ilgili olarak Ýstanbul
Cumhuriyet Baþsavcýlýðý tarafýndan þu aþamaya kadar herhangi bir soruþturma yapýlmamýþtýr.” diye konuþtu. Soruþturma sürdüðü için son dalga
operasyon iddianamede yer almadý.
Baþsavcý “Terör Örgütü”ne açýklýk getirdi
Ýddianamedeki “terör örgütü” nitelemesine de açýklýk getiren Engin,
“Devlet otoritesini zaafa uðratmak veya yýkmak veya ele geçirmek temel
hak ve hürriyetleri yok etmek devletin iç ve dýþ güvenliðini ve kamu
düzenini bozmak amacýyla bir örgüte mensup kiþi ve kiþilerce giriþilecek
her türlü suç teþkil eden eylemler de terör suçu olarak kabul edilmiþtir.”
dedi.
“Yayýnlanan çoðu bilgi ve belge gerçek dýþý”
Basýný da eleþtiren Baþsavcý, yayýnlanan çoðu bilgi ve belgenin gerçek
dýþý olduðunu söyledi. Engin, “Doðru olmayan bu bilgiler çeþitli kiþi ve
gruplar tarafýndan da yanlýþ yorumlandýðý için kamuoyunda yanlýþ beklentilere yol açmakta, soruþturmanýn selameti, þüphelilerin özel yaþamýný ve
temel haklarýný ihlal etmekte ve yargý aleyhine aðýr ve bahtsýz eleþtirilere
sebebiyet vermektedir.” diye konuþtu.
Þüphelilere isnat edilen suçlar kapsamýnda verilecek cezalar sadece 1
suç için 5 yýldan baþlarken üst sýnýr aðýrlaþtýrýlmýþ müebbet hapse kadar
gidiyor.
Erdoðan: Akdeniz Birliði
AB’ye alternatif deðil
Baþbakan Erdoðan, “Akdeniz Ýçin Birlik” projesinin Akdeniz’de iþbirliðinin
geliþtirilmesini amaçlayan bir proje olduðunu belirterek, “Ülkemizin,
AB üyelik sürecine kesinlikle bir alternatif teþkil etmemektedir” dedi.
T
ü r k i y e
Baþbakaný
R e c e p
Tayyip Erdoðan,
“Barcelona Süreci:
Akdeniz
Ýçin
Birlik” devlet ve
hükümet baþkanlarý
zirvesine katýlmak
üzere
Fransa’ya
gitti.
Erdoðan,
A t a t ü r k
Havalimaný’nda
yaptýðý açýklamada,
bugün gerçekleþtirilecek ilk zirveye
AB’ye üye ve aday
ülkelerle Akdenizli
ortaklardan oluþan 40’ý aþkýn ülkenin devlet
ve hükümet baþkanlarýnýn katýlacaðýný belirtti. Erdoðan, “Ben de zirvede, gerek bölgemizde, gerekse dünyada barýþ ve refah ideallerinin gerçekleþtirilmesinde ekonomik
kalkýnma, gýda, su ve enerji güvenliðinin
önemini anlatan bir sunum yapacaðým” diye
konuþtu.
Erdoðan, refah küreselleþmedikçe, imkan
ve zenginlikler ülkeler ve halklar arasýnda
adil þekilde paylaþýlmadýkça, barýþ ve
istikrarýn küreselleþmesinin de mümkün
olmayacaðýný vurgulayarak, “Bu doðrultuda
Türkiye’nin barýþ ve refah vizyonunu da
Akdeniz ve AB ülkeleri liderleriyle ilk elden
paylaþma imkaný bulacaðýz” þeklinde konuþtu.
Þener, AK
Parti’yle
‘helalleþti’
AK
Erdoðan’ýn
programý
yoðun
Zirvenin sonunda
bir
siyasi
bildirge yayýnlanm a s ý n ý n
öngörüldüðünü dile
getiren Erdoðan,
zirve
toplantýsý
sýrasýnda Fransa
Cumhurbaþkaný
Nicolas Sarkozy,
BM
Genel
Sekreteri Ban KiMun, Suriye Devlet
Baþkaný Beþþar Esad, Ýsrail Baþbakaný Ehud
Olmert, Ýspanya Baþbakaný Jose Luis
Rodriguez Zapatero, Hollanda Baþbakaný Jan
Peter Balkenende, Ýtalya Baþbakaný Silvio
Berlusconi ve Danimarka Baþbakaný Anders
Fogh Rasmussen ile ikili görüþmelerde bulunacaðýný belirtti.
Erdoðan, bunun dýþýnda yine görüþme
yapacaðý bir çok devlet baþkaný ve baþbakan
olacaðýný bildirdi. Baþbakan Erdoðan, þöyle
devam etti: “Barcelona Süreci: Akdeniz Ýçin
Birlik esasen Akdeniz’de iþbirliðinin geliþtirilmesini amaçlayan bir projedir. Ülkemizin
AB üyelik sürecine kesinlikle bir alternatif
teþkil etmemektedir. Bu husus çeþitli defalar
Avrupalý liderler tarafýndan vurgulanmýþtýr.
Yayýnlanacak siyasi bildirgede de bu hususa
atýfta bulunulacaktýr.”
Erdoðan’ýn baþkanlýðýnda toplanan AK
Parti MKYK toplantýsýna katýlarak, yeni
parti kuracaðý için istifasýný sunan
“helalleþen” Abdüllatif Þener, bugüne kadar
görülmemiþ bir yöntemle parti Genel
Sekreteri tarafýndan arabasýna kadar
uðurlandý.
Parti’de bugün, Türk siyasi hayatýnda görülmemiþ bir þekilde istifa gerçekleþti. Partinin kurmay isimlerinden olan Abdüllatif Þener, geçen hafta yeni
bir parti kuracaðýný açýklayarak sürpriz yapmýþtý. AK Parti yöneticileri sert
ifadelerle Þener’i istifaya çaðýrmýþlardý. Ancak tüm bunlardan sonra Þener, üyesi olduðu partinin en üst karar organý MKYK toplantýsýna gidip “Helalleþmeye geldim” dedi; Baþbakan
“Hayýrlý olsun” dileðinde bulundu; Þener’in parti yöneticilerine veda konuþmasý yapmasýna
izin verdi ve Þener AK Parti’nin Genel Sekreteri tarafýndan arabasýna kadar uðurlandý.MKYK
üyesi olan Þener’in ise toplantýya katýlmasýna ihtimal verilmiyordu. Parti kurmaylarý, toplantýya girmeden önce Þener’in istifa etmesi gerektiði görüþlerini bir kez daha seslendirirken,
Þener sürpriz yaparak toplantýya geldi.Þener çevresini saran basýn mensuplarýna “Bu benim
için bir veda toplantýsýdýr, helalleþmeye geldim” dedi. Genel Merkez’e giren ve kýsa süre
sonra yanýnda AK Parti Genel Sekreteri olduðu halde dýþarý çýkan Þener, gazetecilere þu açýklamayý yaptý:“Toplantýnýn baþlangýcýna katýldým. Dilekçemi verdim. Ýstifa bir kavga müessesesi deðildir. Medeni bir müessesedir. Baþbakanýmýz büyük nezaket gösterdiler. Konuþma
verdiler ve ben de tüm arkadaþlarýma karþý veda konuþmamý yaptým. Sayýn Baþbakanýmýz
hayýrlý olsun dediler, vedalaþtýk ve ayrýldýk. Çok büyük bir nezaket vardý, hiçbir gerginlik
olmadý. Siyaset nezih yapýlmalýdýr, toplumsal ve kurumlararasý uyumun saðlanmasý, sistemin
çözüm yeteneðinin artmasý için gereklidir. Nezih bir þekilde veda ettik. Sayýn Genel Sekreter
de beni uðurluyor.”
Þener gazetecilerin diðer sorularýný yanýtlamadý ve kendisine eþlik eden AK Parti Genel
Sekreteri Ýdris Naim Þahin tarafýndan arabasýna kadar uðurlanýp, AK Parti’deki siyasi hayatýný noktaladý.
Güncel
Arada Bir (köþe yazýsý)
10 YIL VARLIÐIMIZI
SÜRDÜRME SAVAÞIMI
VEREN “YENÝ DÖNEM”
GAZETESÝ YAYININI
DURDURDU
* Kosova Türk toplumunun geleceði soru
iþareti altýna getirilebilir!
24
Kasým 1999 yýldan 16 Temmuz 2008
yýlýna kadar 20 sayfa halinde yayýmlanan
“YENÝ DÖNEM” gazetesi bu sayýdan
itibaren, yayýmýna son verdiði haberini büyük bir
üzüntüyle kabul ettik. Haberde maddi yetersizliði
nedeniyle, öte yandan matbaaya var olan borçlarýn
sürekli artmasý, maaþ ve diðer borçlarýn zamanýnda
ödemek olanaðýnda olmadýðýndan ötürü, bir süre
yayýnlanmama kararý alan gazete sahibi Sn. Mehmet
Bütüç en kýsa zamanda gazete için sýralý ve saðlam
bir finansý kaynaðý saðlanmazsa gazetenin uzun bir
dönem çýkmayacaðýný vurgulamaktadýr.
Gazetenin ve bu medyada mevcut olan diðer
redaksiyonlarýn uzun zamandan beri devamlý olarak
para sýkýntýsý çektiði kamuoyunda malumdur. Uzun
zamandan beri gazetede çalýþan bazý iþçilerde para
yetersizliðinin huzursuzluk yaratmasýna raðmen,
gazeteye sadýk kalan çoðu iþçiler yaþamýn tüm
alanlarýndan halkýmýzýn bilgi edinmelerinin
kýsýtlanmamasý amacýyla, gazetenin devamlý olarak
yayýmlanmasý için çabalarýný günümüze kadar bir an
olsun esirgemediklerini hemen söylemek gerekir.
Öte yandan bu gazeteye para için, kariyer için veya
kendilerine belli bir amaç edinmek için gelen kimi
iþçilerin, gazetenin kötü duruma düþmesiyle
iliþkilerini kesip gazeteden ayrýldýklarýný da
söylemekte hacet vardýr.
Gelecek yýlda X. kuruluþ yýldönümünü
kutlamaya hazýrlanan “Yeni Dönem” gazetesinin
sahibi Sn. Mehmet Bütüç ile kurucu olarak
baþlattýðýmýz bu gazetede ben de 1999 yýlýndan
itibaren çalýþmaktayým. Ýlk yýlarda sýralý
çalýþmalarýmla, daha sonra köþe yazýlarýmla ve son
yýllarda dizi ve diðer yazýlarýmla bu gazetede son
gününe kadar çalýþtým ve halkýma bu gazete
sayesinde bir þeyler vermeye çalýþtým. Bu 10 yýl
muhtevasýnda yaptýðým çalýþmalarýmdan hiçbir ücret
almayan bir gazeteci - yazar olarak gazetenin
kapanmasýna çok üzüldüm. Hiçbir ücret almamýza
raðmen, gazete sahibi, ben ve bugün bu gazetede
bulunan genç ve diðer meslektaþlarým bu iþi zevkle
yapýp gazeteyi hep güncel tutmaya çalýþtýk. Gururla
söyleyebilirim ki gazetede bulunan gazeteci ve diðer
personel gösterdikleri çabalarýyla, katlanmýþ
olduklarý çeþitli zorluklarla, ara sýra aldýklarý bazý
düþük maaþlarýyla gazeteyi sýralý çýkarmakla bu
sýnavý yüzlerin akýyla vermiþlerdir. Bütün sýkýntý ve
güçlüklere raðmen, bugünkü gazeteciler ve diðer
çalýþanlar bir an bile olsun, tatsýz bir olay
yaratmamýþ, aksine birbirini destekleyip, her türlü
dayanýþmada bulunmuþlardýr. Böylece bu aðýr
dönemde gazetecilik mesleðinin kutsallýðýný ve onun
onurunu koruyabilmiþlerdir. Bu vesileyle de hepsine
teþekkür etmek yanýnda ödüllendirmek gerekir. Tüm
bu güçlüklere raðmen, gazete, radyo ve TV de kalan
ve çalýþmalarýný sürdüren gazeteci ve diðer personel,
kendi heves ve adalarýyla, direniþleriyle, bu gazeteye
sadýk kalmalarýyla, gazetenin çýkmasýný saðlamýþlar
ve bu davranýþlarý, gazetede kalmakla ve onun
kaderini paylaþmakla, gazetecilik mesleðini
sevmeleri dýþýnda, Türk varlýðýnýn yaþatýlmasýna
katkýlarýný sunmak için kararlý olduklarýný bir daha
kanýtlamýþlardýr. Onlar hepsi birer kahramandýr.
“Yeni Dönem” gazetesinin yayým döneminde
önemli vazifelerinden biri olan, bu topraklarda Türk
benliði, kültürü, eðitim, gelenek, göreneklerinin var
olmasý ve ayakta dimdik kalmasý alanýnda özel bir
çaba ve katký sunduðu bir gerçektir. Kosova Türk
toplumunda yaþayýp yaratmakta olan Türk halkýnýn
en önemli basýn araçlarýndan biri olan “Yeni Dönem”
gazetesi geçen dönemde kendi olanaklarý dâhilinde
elinden geleni yapmaya çalýþarak faaliyetlerini
baþarýyla sürdürmüþ, halkýmýzýn her zaman olduðu
gibi ilk baþvurduðu bir iletiþim, kültür, sanat kaynaðý
olmasýný da saðlamýþtýr.
“Yeni Dönem” gazetesi, Radyosu, TV’si ve
10
Yeni pasaportlarınız
almayı unutmayın!
Perşembe, 17 Temmuz 2008
Kosovalılar yeni pasaportlarına kavuşuyor.
Vatandaşlar şimdiye kadar kullandıkları UNMIK
pasaportları yerine Kosova Cumhuriyeti ismini,
hartasını taşıyan, üç dildeki pasaportlarına
ay sonunda kavuşuyor.
Raif Vırmiça
Kosova’da diðer Türk kurumlarý, burada yaþamakta
olan Türklerin bir simgesidir ve bunlarý yaþatmak
tümümüzün baþta gelen görevidir derken, bunlarý
yaþatmakta sadece halkýmýzýn deðil Kosova
Hükümetinin ve ana ülkemiz Türkiye’nin de görevi
olsa gerek. Çünkü bura Türkler yüzyýllarca bu
topraklarda yaþayan bir varlýk olarak bugün bu
kuruluþlarý sayesinde ayakta durmaktadýr.
Bu varlýðý unutmak, inkâr etmek veya destek vermemekle kapatma durumuna getirmek, büyük bir
sorumluluðu ihtiva eden bir durumdur. Sayýmýz az da
olsa bu yörelerde oynadýðýmýz rol bizim için, Kosova
ve Türkiye için de çok büyüktür ve deðerlidir. Bu
yüzden “Yeni Dönem” gazetesinin bu topraklarda
oynadýðý rolü ve yapmýþ olduðu kutsal görevinin çok
büyük olduðunu göz önünde bulundurarak, onu kapatmak deðil yardým sunmakla yaþatmamak her
vatandaþýmýzýn, devletimizin ve ana vatanýmýzýn bir
vefa borcudur. Yeni Dönem gazetesi 1999 Kosova
olaylarýndan sonraki dönemde enformasyon alaný
dýþýnda, halkýmýza, dolayýsýyla da gazetenin kapsýný
çalan herkesi kabul etmiþ, konuk etmiþ, herkesten ve
her þeyden bir þey yayýnlamýþ, hoþgörü, kardeþlik ve
birliðe katký sunmuþ ve bunu yaþatmýþtýr. Halkýmýza
yararlý mesajlar sunarken, hoþgörü dýþýnda,
birbirimizde sevdayý ve dostluðu da yaratmaya
çalýþmýþtýr. Gazete, ulusal kültürümüzün önemli bir
boyutunu oluþturan buralarda Türk azýnlýðýnýn
geliþtirilip tanýtýlmasý ve onun yüksek bir seviyeye
varmasý açýsýndan en büyük katkýyý sunmuþtur.
“Yeni Dönem” gazetesi bunu, bugüne kadar sunulan
yardýmlarla ve özellikle de sahibi olan Mehmet
Bütüç’ün sunmuþ olduðu özel maddi katkýlarýyla ve
desteðiyle baþarabilmiþtir. Gazete yayýmýnýn
durdurulmasýna raðmen, bura Türk toplumu kendi
kültür, sanat, gelenek ve göreneklerini ellerinde var
olan haklarla ve kurumlarla (okul, dergi, kitap,
Radyo, TV, dernekler) ileride de geliþtirmekte
kararlýdýrlar. Böyle þeyler bazý kimselerin hoþuna
gitmeyebilir, fakat varlýðýmýzý anacak böyle
davranmakla
koruyup
geliþtirebiliriz.
Davranýþlarýmýza bir karþýlýk olarak, bizlere þimdiye
kadar olduðu gibi, bundan böyle de devletimiz ve
ana vatanýmýz tarafýndan eþit haklý davranýþlarla, bu
toplumun ayrýlmaz bir parçasý gözüyle bakýlmasý
gerekmektedir. Çünkü “Yeni Dönem” gazetesi bura
Türk toplumu için tarihi bir nitelik taþýmaktadýr
derken, bu savlarýmýzýn gerçeðini ise bu dönem
içinde gazetemizin bugüne kadar çýkan 436 sayýsý ve
bu sayýlarda ihtiva edilen konular ispatlamaktadýr.
“Yeni Dönem” gazetesinin kutsal rolünün ne
kerteye ulaþtýðýný sadece ulusal sahnede deðil, ana
ülkemiz Türkiye ve Balkanlarýn diðer yerlerinden
gelen destek mektuplarý da kanýtlamýþtýr. Bu gazete
yalnýz burada çalýþan iþçilerin deðil, halkýn
desteðiyle ve gazeteyle iliþki kuranlarýn
yardýmlarýyla yaþadýðýný açýða vurmaktadýr. Bu
inancýn kutsallýðýný yüreklerinde taþýyan gazeteciler
ve ileriki dönemde ilginin, iliþkinin, desteðin daha da
artacaðý görünürken bu desteði bazý dar görüþlü
kurum veya kiþiler esirgemeye çalýþtýlar ve gazetenin
yayýmý durdurmasý amacýna ulaþtýlar. Sonuçta bu
yörelerde gazete ve diðer Türk kurumlarýnýn var
oluþu, Türklerin burada var oluþu anlamýna
gelmektedir, onlarýn yok oluþu Türklerin buralarda
yok oluþu demektir. Ýnanýyorum ki gelecek süreçte,
Anayasa ve diðer yasalar esasýnca verilen
haklarýmýza sahip çýkmak yanýnda, birbirimize
destek vermekle, birlik ve beraberlik halinde
olmamýzla bu tür olumsuz durumlarý aþabiliriz.
Dolayýsýyla “Yeni Dönem” gazetesinin bu
topraklarda rolü ve ödevi çok büyük olduðundan
dolayý onu kapatýp deðil her bakýmdan ona yardým
sunarak yaþatmalýyýz ki bu hepimizin bir milli ve
vefa borcudur.
K
osova İçişleri Bakanı danışmanı Besnik Recepi, Kosova
vatandaşlarının bu ayın sonunda kavuşacağı yeni Kosova
Cumhuriyeti pasaportları hakkında bilgi verdi. Kosovalı
vatandaşların yeni pasaportlarına sahip olmaları için bütün çalışmaların son demine yaklaştığına dikkat çeken Recepi, “Bu ayın
sonunda vatandaşlarımıza yeni pasaportların verilmesi için tüm
hazırlıklar yapılmıştır” diye konuştu.
Kosova Cumhuriyeti yeni pasaportlarında Kosova devleti sembollerin yer alacağını ifade eden Recepi, tüm belediyelere yeni pasaportların gönderildiğini söyledi. Recepi, vatandaşların pasaportlarını diğer resmi evrakların temin edilmesi gibi bir prosedürden
sonra alacaklarını söyledi.
Kimlik belgelerinin basılması için bir Fransız firması ile anlaşma imzaladığının altını çizen Recepi, vatandaşlara yeni kimlik
belgelerinin eylül ayında vermeyi planladıklarını söyledi. Recepi,
“Eski kimlik belgeleri ve ehliyetlere sahip olan kişiler yetkili mercilere başvurarak yenilerinin sahibi olabilirler. Bu evrakları
olmayanlar ise ilk defa sahip olanlar için gerekli olan sıralı
prosedürü izlemeleri gerekmektedir” diye konuştu.
Önceki evraklara kıyasen bu evraklar üretilen teknoloji, kalite,
kod ve diğer bilgiler bakımından daha Avrupa standartlarında
olduğunu ifade eden Recepi, yeni pasaportların temin fiyatının 25
avro olacağını söyledi.
Kosova vatandaşları tarafından yeni pasaportlarının temini için
büyük ilgi olacağını belirten Recepi, vatandaşların bu yöndeki
gereksinmelerini karşılamak için memurların fazladan mesai
yapacağını söyledi. Kosova’nın ilk defa kendine has bir pasaporta
sahip olacağına dikkat çeken Recepi, Kosova pasaportlarının
bütün dünya tarafından tanınması için gereken çalışmaların
yapıldığını söyledi.
Kare Bulmaca No: 61 Hazýrlayan: Abdülhadi Taduþka
Soldan Saða
1.Orta Amerika’da bir ülke
2.Fransýzca ufak — Türkiye’de bir
tatil yeri
3.Ingilizce hayýr — Alkolü bir içecek — Alfabenin ilk harfi
4.A — Ýtalyan futbolcu Luca —
“Sisi Speysek”
5.Sahnede oynamak için yazýlmýþ
oyun — ABD’li aktör Tinis
6.Kosovalý bayan sanatçý Bekteþi
— Batý Afrika’da bir ülke
Geçen haftaki bulmacanın
çözümü NO: 60
Yukarýdan Aþaðýya
1.Kuzey Amerika’da bir ülke
2.Bir tür çamaþýr deterjenti — “
Radio Luksemburg”
3.Silisyumun kýsaltmasý — “
Tovarna Automobile maribor”
4.Alfabenin 24. harfi — Ýtalya
baþkenti
5.Türkiye’de bir þehir
6.Latin Amerikalý sanatçý Martin
— Alfabenin 8. harfi
7.Uganda diktatörü Amin —
Radyumun kýsaltmasý
8.Alfabenin 14. ve 12. harfi — Bir
þeyin bitiþi (sinema)
9.Türkiyede bir þehir
Alen, okan, ran, greta, alan, t,
f, emek, da, ablin, bil, tren, toni
Güncel
“Prizren Şehir Parkı’nı Türkçenin Kosova’sý
Kuzey Kýbrýs
koruyalım”
11
Perşembe, 17 Temmuz 2008
Prizren Parkı’nın açılışından bir ay kadar bir zamanı geride bıraktık. Ankara Büyükşehir Belediyesi desteği ile açılan “Prizren Şehir
Parkı”, açılışından bir aylık kısa bir süre geçmesine rağmen parkın
büyük çapta tahribata uğramış olması, bizim elimizdeki kıymeti
bilmediğimizi açıkça gösteriyor.
A
nkara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ve Prizren Belediye
Başkanı Ramadan Muya’nın açılışını yaptığı “Prizren Şehir Parkı” şahane
bir törenle geçtiğimiz ay açılışı yapılmıştı. Kosova’nın en modern parkı
olma özelliğini taşıyan parkın bir aya yakın açılışından sonra büyük tahribata
uğramış olması üzüntü vericidir. Ankara Belediyesinin kardeş Kosova halkına
hediye etmiş olduğu parkın bu kısa süre içinde tahribata uğramış olduğu bizim
elimizdekinin değerini bilmediğimizi açıkça gözler önüne sermektedir.
Milletimizin bu kadar duyarsız, nede olsa başkası yapmış, yine yaparlar mantığıyla
parka ciddi bir biçimde sahiplenmemesi bizleri derinden üzmüş bu konuda
halkımızı uyarmaya, bilinçli bir şekilde parkın korunması için duyarlı olmaya
çağırıyoruz.Bundan beş yıl öncede parkı Avrupalı bir kurum tarafından düzenleme
yapılmış ama aradan 1 yıl geçtikten sonra park yine eski harabe haline dönmüştü
maalesef.Bu seferde Ankara Belediyesi tarafından parka yeni düzenleme yapıldı
ama maalesef ki parkta tespit edebildiğimiz kadar oyuncaklarda, hayvan büstlerinde,uyarı tabelalarında tuvaletlerde hasarlar tespit ettik.bu konuda yetkilileri ve
halkımızı göreve çağırıyoruz. Lütfen elimizdekilerin değerini bilelim ve
koruyalım.
Yazar: Taner Kotle
Foto Muhabir : Nuri Brina
Boynuzu kırılmış bir hayvan büstü.
Hayvanları yerinden sökülmüş
bir süs arabası.
Tablosu yerinden sökülmüş
bir tutaç.
Yasak olmasına rağmen salıncağa
kalabalık çocukların bindirilmesi
Aradan bir ay geçmemesine rağmen
salıncağın durumu.
Tuvaletlerin durumu
Oyuncakların deforme durumu
Ýzlenimleri (2)
K
uzey Kýbrýs Türk Cumhuriyeti, biz
Kosovalýlar için tanýdýk sayýlabilecek bir
yer. Bu tanýdýklýk, Türklük ve
Müslümanlýk bakýmýndan olacaðý gibi, bu ülkenin
siyasî durumundan dolayý da olacaktýr.
Kosova, Osmanlý Devleti’nin bir parçasý
olduðu dönemden sonra tam olarak hiçbir zaman
açýk bir konuma sahip olmadý. Sanýrým bu yargýya
varmak gerçekçi ve kolay olacak. Yugoslavya’nýn
parçasý olduðunda, baþta iþler yoluna giriyor gibi
geldi. Hatta Yugoslavya’nýn siyasî, ekonomik ve
sosyal yönden iyi durumda olduðu devirde,
Kosova’da da insanlarýn çoðu hâlinden memnundu.
Sonrasýnda, son zamanlarla beraber Kosova’nýn ve
Kosovalýlarýn arada kalmalarý baþladý ve bu uzun
süreç bugünkü duruma vardý. Kosova Cumhuriyeti
kuruldu. Henüz bütün dünya tanýmasa da gidiþ o
yönde. Zira dünya siyasetinin üstündekiler genelde
bu gerçeði kabul etti. ABD’nin Kosova’nýn baðýmsýzlýðýný desteklemesi ve ABD’nin desteði sebebiyle peþinden destekler savuran ülke ve kurumlarýn durumu ortada. Peki ya Kýbrýs’ýn gidiþi nasýl?
Kýbrýs’ýn bugünkü durumu yine Kosova gibi,
Osmanlý Devleti’nin egemenliðinin ortadan kalkmasýyla baþlýyor. Sizi tarihe çekmeyeceðim.
Ýsteyenleriniz, Kýbrýs’ýn sürecini ve adada iki ayrý
devletin oluþumunu çeþitli kaynaklardan edinebilir.
Ben, Kuzey Kýbrýs Türk Cumhuriyeti günlerimde
gördüklerimin bende uyandýrdýðý çaðrýþýmlardan
söz açýyorum.
20. yüzyýl baþlarýnda Balkanlar’ýn güneyinde
yaygýnlaþan Megali Ýdea temelli Yunan baskýsý,
yayýlmacýlýðý ve saldýrýlarý zamanla Girit’e, Ege
Adalarýna geçti. Bu süreç Türklüðün ve
Müslümanlýðýn buralardan kovulmasý, uzaklaþtýrýlmasý þeklinde sürdürüldü. Kýbrýs adasý da bu saldýrgan ve zalim yayýlmacýlýðýn son bölgelerindendi.
Kuzey Kýbrýs Türk Cumhuriyeti iþte bu YunanRum yayýlmacýlýðýnýn durdurulduðu ve hatta geri
püskürtüldüðü yerdir. Bu yüzden de önemlidir ve
dünyaya örnek olmalýdýr.
Lefkoþa’da Barbarlýk Müzesi adlý bir yere gittik. 1963 yýlýnýn 24 Aralýk gecesi bu evde Kýbrýs
Türk Kuvvetleri Alayý doktoru binbaþý Dr. Nihat
Ýlhan’ýn eþi Mürüvvet Ýlhan, çocuklarý Murat,
Kutsi, Hakan ve ev sahibi Feride Gudum þehit
edilmiþ. Dr. Nihat Ýlhan’ýn evde bulunmadýðý bir
saatte Rum çetecileri, silahlarla kapýlarý kýrarak,
her yaný tarayarak eve saldýrmýþlar. Mürüvvet
haným canileri fark edince çocuklarýyla beraber
banyoya kaçýp saklanmýþ. Rum canilerin evde her
tarafa geliþigüzel kurþun sýkmalarýnýn ve evi aramalarýnýn ardýndan onlarý banyoda küvet içinde
pusmuþ hâlde bulmalarýyla onlara kurþunlar
yaðdýrmalarý bir olmuþ. Bu þekilde de dünyanýn her
tarafýna yayýlan ve Kýbrýs’taki Rum vahþetinin
mühim belgelerinden biri olan meþhur bir fotoðraf
karesi ortaya çýkmýþtý.
Ev, belli toparlamalar dýþýnda, o günkü hâliyle
býrakýlýp müze hâline getirilmiþ. Müze yapýlmýþ ki
baþta Kýbrýs’ýn Türk evlatlarý olmak üzere, herkes
bu yere gelsin ve Kýbrýs’ta nelerin yaþandýðýný
unutmasýn. Evi gezerken kendinizi kötü hissetmemeniz elde deðil. Duvarlarda, kapýlarda, kurþunlarýn delikleri duruyor. Kýrýlan bahçe kapýsý kýrýk
hâliyle orada. Evdekiler, çocuklarýn eþyalarý, ufacýk
patikler... Burada aklýma ilk gelen þey, Kýbrýs’ýn
ýsrarla tek parça hâline getirilmeye çalýþýlmasý oldu.
Ýyi ama ben Kýbrýslý dostlarýmdan daha birleþme
Alpay
ÝÐCÝ
yokken kuzeye geçen Rumlarla Türklerin veya
güneye geçen Türklerle Rumlarýn kavgalarýný duydum. Daha iki ayrý devlet varken bunlar oluyordu.
Birleþik Kýbrýs nasýl olur! Neden? Dünyanýn her
yerini bölmek, paramparça etmek için uðraþan
devlet ve siyasî organlar, iþ Kýbrýs’a geldiðinde pek
bir birleþtirici, barýþtýrýcý oluyor. Allah Allah. Ne
merhamet ama!
Barbarlýk Müzesi duvarýnda gördüðüm, Kuzey
Kýbrýs Türk Cumhuriyeti’nin kurucusu, Türk
Dünyasýnýn büyük þahýslarýndan Rauf Raif
Denktaþ’ýn sözü çok anlamlý: Bu yuvada hürriyetin
bedeli ve Türk olmanýn diyeti ödenmiþ, Kýbrýs’ýn
ikinci bir Girit olmasý önlenmiþtir. Megali Ýdea sevdalýlarý utansýn! Þehitlerimizin ruhlarý þad olsun.
Kuzey Kýbrýs Türk Cumhuriyeti topraklarýnda,
birçok yerde Kýbrýs Türklerinin baþýna gelenlerin,
Rum zulümlerinin, saldýrganlýklarýnýn örnekleri
var. Müzeler, bölgeler, kiþiler... Gene gittiðim bir
baþka müzede Türklerin borulardan yapýlma
silahlarýný ve buna karþýlýk Rumlarýn son teknoloji
ürünü otomatik silahlarýný görünce bir kez daha
lanet okudum ve gururlandým. Gururlandým çünkü
Rumlarýn bütün teknik üstünlükleri, Türklerin
yiðitlik üstünlüðüne yenik düþmüþtü. Rumlarýn da
sadece teknolojisi vardý. Tanklarý, otomatik
silahlarý, toplarý... Maddi nesnelerden baþka hiçbir
þeyleri yoktu.
Kýbrýs’a yapýlan Türk çýkartmasýnýn baþladýðý
yerde bugünde bile duran Rum aðýr askerî
araçlarýný gördüm. Onlar orada birçok þeyi gösteriyorlardý. Tabii görmek isteyenlere...
Kuzey Kýbrýs Türk Cumhuriyeti’nde Kýbrýs’ýn
bu bölünmüþ hâlinin sebepleri çoktu. Bundan ötürü
ben daha fazlasýný araþtýrma gereði duymadým.
Sözlere bile gerek yok.
Geçmiþin acýlarýndan, üzüntü verici ve
kahrediciliðinden bugünkü yaþayýþa dönecek olursam, güzel bir ülke gördüðümü belirtmem gerekir.
Kuzey Kýbrýs Türk Cumhuriyeti, bütün ambargolara, yýldýrma politikalarýna raðmen saðlam bir
gelecek vaat ediyordu. Yeter ki bu gelecek þuurla
iþlensin.
Adanýn kuzeyinde canlý bir eðlence hayatý var.
Adanýn Türkleri eðlenmeyi seviyor ve biliyor. Gece
kulüpleri, eðlence mekânlarý, ev sefalarý...
Lefkoþa’da olayým, Girne’de olayým veya Gazi
Maðusa’da olayým fark etmez. Burada yeni model
otomobiller, araçlar görmek mümkün. Kýbrýs
Türkleri, her tür arabayý seviyor. Benim gibi, otomobil meraklýsý birisi için etraf güzelliklerle doluydu diyebilirim. Tabii bu güzelliklere Kýbrýs’ýn
güzel Türk kýzlarýný da ekleyeyim. Hatýrlarý kalýr
yoksa.
Kuzey Kýbrýs Türk Cumhuriyeti, tarihî süreçte
adada yüzyýllardýr yaþayan Kýbrýs Türklerinin
dýþýnda, yakýn tarihte Türkiye’den adaya yerleþen
Türkiyeli Türklerin de yaþadýðý bir ülke. Sonuçta
her iki grubun da ayný ýrka ve geleneðe mensup
olduðu açýk ancak, bazý bakýmlardan adada Kýbrýslý
Türklerle Türkiyeli Türklerin farklý algýlamalarý
görünebiliyor. Bu farklýlýklarý saygý çerçevesinde
kabul edenler olduðu gibi, bu farklýlýklar sebebiyle
ikililik yaratan insanlar da var. Ne diyeyim... Kýbrýs
Türklüðünün ebedîliði her þeyin üstündedir. Bu
güzel Akdeniz adasýnda, Türklük her zaman olacaktýr. Bu yüzden de insanlarýn bütünleþtirici
olmasý yararlýdýr.
Elyazmasý
Güncel
Caner SÜLEYMAN
[email protected]
Srebrenica Ayýbý
11
Temmuz, dünyanýn ve insanlýðýn 1995 yýlýndan
itibaren kara bir sayfa olarak bilinçaltýna yerleþmiþtir. Pragmatist Batý masum sivilleri korumada bir kar öngörmemiþ olacak ki, bu faciada Sýrplar kadar
onlar da sorumludur. Eðer Srebrenica faciasý farklý etnik
veya dini gruba uygulansaydý verilecek tepki ve duruþ ayný
mý olurdu, orasý tartýþýlýr. Bugün ancak organlar birleþimine
istinaden zorlanarak insan diyebileceðimiz Ratko Mladiç ve
Radovan Karadzic her ne hikmetse bulunamýyor. Düþünce
yapým itibari ile paranoya ve komplo teorilerine pek yatkýn
olmasam da burada en soðukkanlý tepki içerisindeyken bile
bunlar insanýn beynini kurcalýyor. Katledilen yaklaþýk 9000
Müslüman Boþnaðýn, bu durum karþýsýnda en çok söz sahibi
olmasý gerekirken, gözüken durum itibariyle en az söz
söyleme veya “barýþý tehlikeye atma” galat-ý meþhurunu kurcalamamalarý telkinleri ile aba altýndan sopa gösterilmekte.
Yaþanýlan bir acýnýn üstüne ancak, bunun bir daha gerçekleþmemesi için dua ve anma ile manevi, suçlularýn hesap
vermesi ile maddi olarak caydýrýcýlýktan baþka bir þey yapýlamaz. Bu iki açýdan ele alýndýðýnda; insanlýk Srebrenica
sýnavýndan kalmasýnýn yanýnda onu telafi etmeye bile yanaþmamaktadýr. Zamanýnda olaya herhangi bir sebepten dolayý
engel olamayanlar kendilerini þu an suçlu hissetmekte ve
kendi vicdanýný dindirmek için bir þeyler yapmaya çalýþmaktadýr. Yani sonuç olarak olaylarýn merkezinde olan þehit ve
þehit yakýnlarý konunun merkezinde deðil ancak vicdanlarý
tetikleyen ikincil etken olmaya devam etmektedir. Suçlularýn
bulunup cezalandýrýlmasý dýþýnda yapýlan her bir faaliyet
ancak vicdanlarý tatmin edecek, daha öteye gidemeyecektir.
Televizyonlarda hiçbir sefer ayný Boþnaðýn ayný acýlarý anlattýðýna þahit olmadým. Hep farklý insanlar farklý acýlardan
bahsediyor. Dinlerken insanin içinin parçalamasý, karþý
tarafýn soðukkanlý anlatým tavýrlarýnýn oluþturduðu soru
iþaretleri ile bir anda donuyor. Acaba bu anlatýlanlar doðru
mu diye? Yukarýda bahsettiðim manevi yönlü desteðimizi o
anda sorgulamak kendi kendine oluþan bir þey. Yaþanýlan
olaylardan, çekilen acýlardan, gerçekleþen kýyýmlardan
yürekler öyle bir nasýrlaþmýþ ki, bunu bizim anlamamýz çok
güç. Ýþte biz bunu anladýðýmýz zaman onlarýn dertlerine bir
nebze olsun ortak olabileceðiz. Bu ortaklýk ile oluþturacaðýmýz zihni dayanaklar ile beraber somut bir þeyler yapma
peþine takýlabiliriz.
Srebrenica þehitlerinin sayýsý 9000 olmasýna raðmen aslýnda
onlar bunun üstüne iki sefer daha öldürülerek bu sayý
27000’e çýktý. Bunun birincisi her fýrsatta dile getirilen
Hollandalý askerlerin sergiledikleri tavýr ve tutumuna
yöneltilen eleþtirilere nispet yaparcasýna, bundan bir buçuk
yýl önce madalya verilmesi ile bu sayý ikiye katlanmýþtýr. Bu
aslýnda basit bir olay deðildir. Ýnsanlýðýn ne yönde ilerlediðini gösteren bir tablodur. Gerçekleþen bu katliam sebebi ile
özeleþtiri yapmaya çalýþanlar bile fazla derinlere inildikçe bu
tür tablolarla karþýlaþmaktan ürküyor. Yani bu iþin üstüne gittikçe, aslýnda dünyada bütün barýþ ve kardeþlik kavramlarýnýn temelinin çürük olduðu gözler önüne seriliyor.
Þehitlerin þimdilik son olarak öldürülmesi ise Uluslar arasý
Adalet Divanýnýn aldýðý karar ile gerçekleþmiþtir.
Srebrenica’da yaþananlar Uluslar arasý hukuk, evrensellik,
insan haklarý ve bunun gibi fiyakalý kavramlar içinde bir
“soykýrým” olarak tanýndý. Fakat suçlularýn failleri bilinmesine raðmen, ileride kullanýlmaya açýk kapý býrakýlarak,
siyasi bir karar alýnmasý bugün kuþ tüyü kadar hafif olan
tabutlardaki kemikleri sýzlatmýþtýr.
DURUŞ
Perşembe, 17 Temmuz 2008
Taner GÜÇLÜTÜRK
“Bağımsız gazeteciliği”
ve medyamızı sahiplenmenin
dönemecinde
G
azetecilikte ve Yeni Dönem’in onuncu yayın yılında önemli, tarihi bir
dönemeçten geçiyoruz. Kosova’daki
Türk Medyamız kapanmak üzere. 436.
sayımızda yer alacak haberleri yazı işlerine
teslim ederken, gazete müdürümüz Mehmet
Bütüç, benden de okuyucularımızla, yani
sizlerle vedalaşmamı istedi. Son zamanlardaki gidişatla birlikte bıçak kemiğe dayanmış, mali durumumuzun vahimiyetini şah
damarımızda hisseder olmuştuk. Ancak bir
bebek gibi kendi ellerinizde büyüyen gazetenizin kapanmak zorunda olduğunun kesin
kararlığını kabullenmek, böyle bir kararı
kendi kulaklarınızla işitmek ve okuyucularınızla bu veda niteliğindeki son yazıyı
karalamak hiç de kolay değil.
Savaşın sona ermesiyle birlikte, KFOR
askerlerinin Kosova’ya girişinin ertesinde
daha her taraf barut kokarken, Kosova’da
Türkçe radyo yayınlarını başlatan ilk ekipte
yer alarak, Prizren Radyosunda başladı
gazetecilik serüvenim. O sıralar “Yeni
Dönem” gazetesinin ilk sayısının tanıtımı
için stüdyomuzda ağırladığımız Kosova
Türklerinin ilk bağımsız gazetesi müdürü
Mehmet Bütüç’ten gelen teklif üzerine,
gazetenin ikinci sayısından itibaren gazetecilik çalışmalarımı “Yeni Dönem”de
sürdürdüm. Bu noktadan sonra gazetecilikteki çalışmalarımla paralel olarak Türk Dili
ve Edebiyatındaki tahsilimde Yeni
Dönem’in maddi ve manevi katkıları önemli
oldu.
Yeni Dönem’de arkadaşlarla birlilikte hep
ilklere imza atmak nasip oldu. Kosova’da
Türkçe yayıncılık tarihi açısından büyük
önem arz eden, Kosova Türk Toplumunun
ilk özel medya kuruluşu olması itibariyle 24
saat Türkçe yayın yapan Yeni Dönem
Radyosu ve Televizyonunun kuruluş aşamasında ister yayınlarımızla, ister de gazeteci olarak haberlerimizle ilkleri gerçekleştirdik.
TAN gazetesi ardından, komşu ülke
Makedonya’da Birlik gazetesi de kapanmıştı. Bu boşluğu giderebilmek için
Makedonya’ya yönelik çıkardığımız “Yeni
Balkan” eki, bugün Üsküp merkezli bir
gazete
olarak
Makedonya’da
soydaşlarımızın sesi olmaya devam ediyor.
Çok zor günlerimiz, fakat bir o kadar çok
güzel anılarımız, çok güzel başarılarımız ve
çok güzel dostluklarımız oldu. İmkanlar
içerisinde en iyisini yapmaya çalıştık. Bazen
başardık, bazen çok sıkıntılı dönemlerden
geçerek ayakta durmaya çalıştık. Dönüp
geriye baktığımızda onca tarihi olaya tanıklık ettiğinizi, onca olayı kareleştirerek ve
haberleştirerek ölümsüzleştirdiğinizi, hafta
hafta insanımızın dertlerini, başarılarını
yazarak ve sesini duyurtarak, toplumumuzun savaş sonrası on yıllık tarihini
yazdığınızı görüyorsunuz.
12
Bilhassa ekonomik olarak bağımsız
olduğumuz ilk dönemlerde yaptığımız
haberler ve söyleşilerle gündem yarattık,
gündemi değiştirdik. Bağımsız gazeteciliğin
keyfini yaşadık. İnsanımızın sesi olduk. Bu
durum birilerini rahatsız etti. Zamanla kaynaklarımız kesildi. Kimi arkadaşlarımız
haklı gerekçelerle bu davadan ayrılarak
başka mesleğe atılmak, kimileri köşe
yazılarını kapatmak, kimileri de imzasını
kaldırmak zorunda kaldılar. Geriye kalan
arkadaşlarımız Türk medyasının ayakta
kalması için son mücadelesini verdiler.
Takdir de aldık, eleştirildik de... Destek de
gördük, köstek de... Kimi zaman alkışlandık,
kimi zaman yarı yolda bırakıldık.
Balkanlardaki meslektaşlarımızla aynı
kaderi paylaştık.
On yıl içerisinde medya olarak
genişledikçe, Kosova’daki ekonomik
kalkınma paralel olarak aynı çizgide ilerlememişti. Biz tam donanımlı bir medya
evine dönüşmüşken, Kosova ekonomik çıkmaza girmiş, reklamlarımız durmuş,
bağışlarımız kesilmişti. Bu durum başarı
grafiğimizde inişli çıkışlı bir tablo çizmişti.
Personel ve motivasyon kaybıyla birlikte
yayınların içeriliğindeki nitelik değişmişti.
Ve günahımızla, sevabımızla, başarılarımızla ve başarısızlıklarımızla bu noktaya kadar
geldik.
Peki şimdi ne yapacağız?
Toplumumuzun tarihinde ilk defa sahip
olduğu kendi medyasının yıkılışını karşısına
geçip seyredecek miyiz? İnsanımızın sesinin
kesilmesine kulak mı tıkayacağız? Bu
toplumun iyi ve kötü gününde, yağmurda,
yazda ve kışta, aç, tok karınla, cebinde
bazen birkaç kuruşla, bazen de parası
olmadan haberinizi yapan gazetecilerimizin
sokakta kalmasına göz mü yumacağız?
Balkanların ortasındaki Türk Medyasını el
birliğiyle gömecek miyiz? Dostumuza, düşmanımıza tek bir Türk Medyasına okuyucusu, dinleyicisi ve seyircisi sahip çıkamadı
mı dedirteceğiz?
Milli kimliğimizin canlı tutulmasında bir
nevi psikolojik hareket arz eden bu medya
kuruluşumuz ve “basınımızın yaramaz
çocukları”nın her şeye rağmen her zaman
mücadelemizin bayraktarlığını yaptığını
kimse göz ardı etmemelidir. Vicdanlar sızlamalı, sağduyu harekete geçmelidir...
Balkanlarda Türk gazeteciliği, Türk
yayıncılığı ilk önce halkı tarafından ve
uğruna hizmet ettiği ülkü tarafından sahiplenilmeli, kapısına kilit vurulmamalı, hele
yabancı kaynaklı desteğin ve ellerin insafına
bırakılmamalıdır. Artık bunun vebali hepimizin elinde.
Hadi insanım! Sesini dalga dalga layıkıyla
yankılat, medyana, özgür sesine sahip çıkmanın tam zamanı ve sırası şimdi sende...
13
Perşembe, 17 Temmuz 2008
Güncel
Raif VIRMIÇA’nýn “PRÝZREN’DE ROTLALAR HÂKÝMÝYETÝ VE VAKFÝYESÝ” yeni kitabý basýndan çýktý…
Prizren’de Osmanlý Tarihinin
Eksik Býraktýðý Noktalarý Tamamlayan Kitap
K
Mehmet BÜTÜÇ
osova’da
XVII.
yüzyýlýn
ortalarýndan XIX. yüzyýlýn
ortalarýna kadar, yaklaþýk bir
asýr kadar uzanan zaman diliminde
geliþen ve Osmanlý medeniyeti içinde
yetiþen ve Prizren’de o medeniyetten
kalan, Osmanlý Rumeli tarihinin en
önemli ailelerinden biri kuþkusuz ki
Rotla ailesidir. O zamandan bugüne
kadar kalan ve “Rotlalar Vakfiyesi”
olarak bilinen: 5 cami, 1. Saray, 3. Saat
Kulesi, 10 Taþ Kulesi, 2 Mektep, 2
Medrese, 2 Dershane, 10 kadar
deðirmen ve çok sayýda dükkânlar ve
diðer hayratlar zamanýnda ecdadýmýza
hizmet sunduktan sonra, günümüzde de
hizmetleri devam etmektedir.
Zamanýnda olduðu gibi günümüzde
de Prizren þehrin dokusunun en elveriþli
yerlerinde ve diðer belli yerlerinde inþa
edilen bu eserlerin hem yararlý olma
niteliði göz önünde tutulmuþ hem de
estetik
deðerleri
sergilenmeye
çalýþýrken, Prizren’in ileriye dönük,
geliþmesi ve kimliði de belirlenmiþtir.
Bugün Prizren’de de dýþ ve sanatsal
özellikleriyle biri birinden farklý
dönemleri yansýtan bu ve diðer eserler
Prizren halkýnýn günlük yaþamýnýn bir
parçasýný oluþturmakla her semte
damgasýný vurmuþ ve o ortama hoþ ve
güzel bir görüntü saðlamýþlardýr.
Basýmdan yeni çýkan bu kitap
sayesinde bugün zengin olan Prizren tarihinde önemli bir yere tabi olan Rotla
ailesinin, sadece hâkimiyeti deðil,
Prizren’in her yönlü kalkýnmasýnda
büyük çaba sarf eden bu aile üyelerinin
yönetici özellikleri yanýnda, bu
yörelerde Ýslam dinin yaygýnlaþmasýnda
baþta geldiklerini ve sunmuþ olduklarý
her yönlü insani yardýmlar ve diðer
hayýrlý vesileler yüzünden büyük bir
hayýrsever þahsiyet olduklarýný öðrenmiþ
oluyoruz.
Ýlk defa kitapta Rrotla ailesinin
mutasarrýf ve diðer üyelerinden
bahsedilirken þahsiyetleriyle ilgili
önemli bilgiler teþhir edilmekte.
Hususiyetle de bu ailenin en önemli
asalarýndan Mehmet Tahir Paþa ve
oðullarý Mahmut Paþa ve Emin Paþanýn
hayatý, þahsiyeti ve vakfiyesiyle ilgili
ayrýntýlý bilgiler sergilenmektedir.
Kitapta bu þahsiyetlerle alakalý
neþredilen yeni bilgiler ve durumlar
teþhir edilerek, Rrotla ailesinin
Prizren’de 100 yýllýk hâkimiyet dönemi
ve vakfiyesi, ilk defa bir bütün olarak
Výrmiça
tarafýndan
tetkikleþip
incelenmiþtir ve tespit edilen bilgiler
sayesinde bu ailenin bazý fert ve þahýslarý
için yanýtsýz kalan çoðu sorulara cevap
verilmiþtir, meçhul durumlar için de
açýklamalar yapýlmýþtýr.
Bu çalýþma Výrmiça’nýn bugüne
kadar Kosova’da Osmanlý mimari
eserleriyle ilgili yapmýþ olduðu geniþ
anlamlý çalýþmalarýnýn özel bir
bölümünü
oluþturmakla,
diðer
araþtýrmalarýna kýyasen Výrmiça için
yeni bir araþtýrma ufkunu oluþturan bu
mevzunun tetkiki, sadece Prizren tarihi
için deðil, Kosova tarihi için de büyük
önem taþýyacaktýr. Çünkü Výrmiça’ya
göre: “Prizren söz konusu olunca her
zaman karþýmýza onun zengin tarihi,
müteakiben Vilayet merkezi olduðu
döneminde oynadýðý rolü, Prizrenli
Rrotla ailesinin 100 yýl kadar süren
hâkimiyeti ve Osmanlý tarihinin bu
yöreler için eksik býraktýðý bazý
noktalar
karþýmýza
çýkmaktadýr.
Dolayýsýyla bu kitap, Osmanlý tarihinin
bu yöreler için eksik býraktýðý bazý
durumlarý ve noktalarý tamamlayan
önemli bir belge niteliði yanýnda, bu
yöre tarihinin belli bir ölçüde akýþýný
deðiþtirecek yahut Rotla sülalesinin
kaderini belirleyecek eserlerden biri
olarak da nitelendirilmekte, ulusal tari-
paþalarla bugüne kadar az bilinen veya
hiç bilinmeyen yeni bilgiler teþhir
edilmektedir. Müteakiben Mehmet Tahir
Paþa Vakfiyesi, Mahmut Paþa Vakfiyesi
ve Emin Paþa Vakfiyesi, hayatý ve
þahsiyetleriyle ilgili ayrýntýlý bilgiler verilmektedir. Vakýfnamenin Türkçe
tercümesinde ise vakýfnamede yer alan
önemli vakýf ve þahsiyetler hakkýnda da
ayrýntýlý bilgilerin verilmesine özen
gösterilmiþtir.
Bütün bu durumlar iyi bir yazýlýþ
tarzýyla Raif Výrmiça’nýn kalemiyle ele
alýnýrken, bütün vakfiyeler için bizzat
yerinde çekilmiþ ve XVIII. yüzyýlý
andýran eski fotoðraflara da yer
verilmiþtir. Kitapta kullanýlan belgeler
dýþýnda takviye edilen ilginç rivayetler
de bu esere renk ve özel bir deðer
katmaktadýr. Bu eserde il defa Mehmet
Tahir Paþa, Mahmut Paþa Vakýfnameleri
ve vakýflarý yanýnda aðýrlýklý olarak
Emin Paþa Vakfiyesi çerçevesinde, Emin
himizi belirleyen önemli kaynak eserleri olarak kütüphanelerimizde yer
alacaktýr”.
Bu dönemde Rrotla ailesinin yapmýþ
olduðu mütenevvi insancýl ve diðer
hayrat faaliyetleri, yöneticilik ve savaþçý
kabiliyetleri yanýnda, kitapta bu ve yer
alan çoðu diðer malumatlar sayesinde o
dönemde Prizren ve yöresinin her türlü
kalkýnmasýnda Rrotla ailesinin büyük
katkýsý, mal ve kiþi güvenliðinin de
büyük boyutta olduðu anlaþýlmaktadýr.
Kitabýn asýl konusuna daha yakýndan
iþtirak etme maksadýyla, Výrmiça,
kitabýn birinci bölümünü, Prizren’e ve
bugüne kadar Prizren tarihiyle ilgili
meçhul olay ve durumlara adamýþtýr.
Akabinde XVI. yüzyýldan XX. yüzyýlýn
baþlarýna kadar Prizren Sancakbeyi ve
vali görevinde bulunan mutasarrýf ve
paþalarýn listesini ve onlarla ilgili tespit
edilen yeni durumlar aktarýlmýþtýr.
Kitabýn ikinci bölümünde Rrotla
ailesiyle ilgili umumi malumatlar yaný
sýra bu ailenin þeceresi ile birilikte bu
aileden mutasarrýf görevinde bulunan
Paþa Camii, medresesi, yaný sýra Emin
Paþa Camii kabristanýnda Rrotla
ailesinin veya bu aileyle alakasý olan
paþa ve diðer önemli üye ve
þahsiyetlerin kabir kitabelerinin ve Emin
Paþanýn
kýzý
Umu
Gülsüm
Vakýfnamesinin neþri ve bu eserlerle
ilgili bilgiler teþhir edilmektedir.
Uzun yýllardan sonra ilk defa Emin
Paþa Camii cemaati yardýmýyla Prizren
okuruna ve geniþ kamuoyuna Rotla
ailesiyle ve vakfiyesiyle ilgili böyle bir
deðerli eserin Raif Výrmiça gibi ulusal
ve uluslar arasý sahnede Kosova’da
Osmanlý Mimari eserleriyle ilgili þan
yapmýþ bir araþtýrmacý yazar tarafýndan
araþtýrýlýp sunulmasý ve kitabýn bir
hayrat eseri olarak (hiçbir ücret
almadan) yayýnlamasý, Výrmiça’nýn yine
riyasýz Allah ve milleti için yaptýðý
çalýþma özelliðini ortaya çýkarmaktadýr.
Bu
yüzden
daha
önceki
deðerlendirmelerimde yazdýðým gibi
þimdi de aynýsýný tekrarlayarak,
Výrmiça’yý yapmýþ olduðu bu ilimsel ve
diðer çalýþmalarýndan dolayý, cesaret ve
çabasý için sadece kutlamak deðil, halk
olarak ödüllendirmek gerekir.
Görülmemiþ bir hevesle ve büyük bir
istekle yaþamýnýn her dakikasýný
uzmansal bir þekilde deðerlendirmesini
yapmaya çalýþan Výrmiça, kendi
araþtýrma sahasýndaki çalýþmalarýna
aralýksýz ve çok baþarýlý bir þekilde hala
devam ettiðinin en büyük kanýtýný,
yayýmdan yeni çýkan “Prizren’de
Rotlalar Hâkimiyeti ve Vakfiyesi” kitabý
oluþturmaktadýr.
Výrmiça’nýn, çok çalýþkan bir kimliðe
sahip olduðunu bildiðimden dolayý son
yýllarda bu özelliði yanýnda, Yeni
Dönem gazetesinde tefrika ve köþe
yazarlýðý da yapan Výrmiça’nýn, bu ve
diðer yazý ve çalýþmalarýnda da ne kadar
baþarýlý olduðu bugüne kadar yapýlan
yorumlardan ve deðerlendirmelerden
kanýtlanmaktadýr.
Araþtýrýlmamýþ,
incelenmemiþ ya da yeterince önem
verilmemiþ bu tür çalýþmalarda, Raif
Výrmiça bir araþtýrmacý sýfatýyla kimseye
ödün vermiyor ve yapmýþ olduðu
çalýþmalarýyla ve yayýnlanmýþ olan bu
yeni eserleriyle baþarý zincirindeki
halkalara, çok önemli çalýþmalar ve
eserler ekleyerek bura Müslüman
topluluðuna
büyük
hizmetler
yapmaktadýr. Bu ise Výrmiça’nýn bu nevi
iþlere var olan büyük sevgisi ve hüneri,
bir Türk olarak bize ait olan her
þeyimizi, daha doðrusu kimliðimizi ispat
edecek bütün edinimlerimizi diriltmektir
amacý. Onun bugüne kadar yapmýþ
olduðu çalýþmalarýyla bura Osmanlý
mimarisinin tanýtýmýnda ortaya koyduðu
bu hükümle, toplumun yapmadýðý bir iþi
kendi baþýna yaparak elindeki þartlar ve
imkânlar dâhilinde dile getirmekte
baþarýlý olan Výrmiça, bütün bunlarý
bizlere yatkýn ve arý bir dille, zevkli bir
tarzda, rivayet ve kalýcý özgün
fotoðraflarla da emanet ediyor.
Sonuçta Výrmiça, mukabil hakikî
Müslüman - Türk münevveri olma
yanýnda, efendi denilen manayý,
görgüsü, terbiyesi, zevki ve yaþayýþý ile
günümüze kadar getiren insan. Ýnandýðý
fikir ve dava için þahsî menfaatini geriye
itip, uzun zamandan bu yana Kosova’da
Osmanlýnýn tarihe býraktýðý mirasý
kaybolmaktan kurtaran, kayda ve kitaba
geçiren büyük irade. Hudutsuz gayretin
nadir temsilcisi, Kosova’da Osmanlý
mimarîsini en iyi bilen ve en gayretli
ölçülerle tefekkürünü yapan ve koruyan
ender insanlardan biri…
Bu güzel ve nadir eser için
Výrmiça’yý kutlar, kitabýn basýlmasýnda
emeði geçen herkese bilhassa Emin Paþa
Camii cemaatine ve imamý Hafýz Davut
Lezi’ye anlayýþ için teþekkür eder,
Allah’tan uzun ömürler dilerken, bugün
hayatta olmayan gelmiþ geçmiþ bütün
cami cemaatine ve görevlilerine
mekânlarýnýn cennet olmasý için Allah’a
niyaz ederim.
Fot o : Na fi z L ok v i ça
Agim Rifat
ÞÝÝRÝN ATEÞÝ
Teþfik etmek, Kosova Türk þiirinin yolunu açýp tekrar
tekrar ateþini yakmak adýna, bundan böyle bu sayfada usta
þair Agim Rifat Yeþeren, her hafta bir þiirle çýkacak
karþýnýza sevgili okuyucular.
Kadýn
Erkek
Kadýn / Erkek
Konuþtular
El ele
Göz göze
Konuþtular diz dize
Evlenelim dediler
Ev olalým
Kültür
Perşembe, 17 Temmuz 2008
Yaz Þiirleri
14
GÖNLÜMDEKÝ…
Hazýrlayan: Agim Rifat
Maziye týrmanýverdim nasýl olduysa,
Korkuyordum ben yaðan yaðmurdan
Gülmeyin efendiler!
Korkmak ta bize mahsus deðil mi?
Ey karanlýk!
Aç perdelerini
Meçhul sevgiliyim ben,
Yaþ pýnarlarý kurumuþ iken gözlerimde
Zoraki ýþýldamalarý gönlümdekiydi fark
eden.
Ya Rab!
Korkuyor olsam bile
Kendimle yüzleþmek ne güzel…
Beyhude yýllardan kalma
O aciz sevgili yok artýk.
Enis Kervan
Ürpermiþ ölgün aðaçlar
O aðlayan kahkahalarým
Yabancý oluvermiþ bana…
Dedim ya
Kendimle yüzleþmek ne güzel,
Güzel de
Gönlümdeki acep nerede?
Kurtlar gibi
Kuþlar gibi
Bu dünyada biz de
Bir yuva kuralým
Birken iki
Ýkiyken üç
Dört beþ olalým
Çoðalalým
Bir iþ kuralým
O iþe dört elle sarýlalým
Araba alalým
Ev
Belki de bir yazlýk
Neden olmasýn
Allah yürü kulum dedikten sonra
Sarýldýlar
Koca çýnarýn altýnda ant içtiler
Gökyüzünde yýldýzlar vardý
Uçuþtular…
Saraybosna Film Festivali,
‘Snow ’ ile açılıyor
14. Saraybosna Film Festivali bu yıl ünlü yönetmen Aida Begic’in son filmi ‘Snow’ (Kar) ile açılıyor. ‘Snow’, Bosna’da 1997 yılında geçen savaşta büyük zarar görmüş bir köyde geçenleri anlatıyor.
Genç yönetmen Aida Begic tarafından çekilen film aynı zamanda yönetmenin ilk uzun metraj denemesi.
CANNES’DAN ÖDÜLLÜ
Bu sene 61. kez yapılan Cannes Film Festivali’nde ‘Grand Prix of the Semaine de la critique programme’ ödülüne layık görüldü.
Saraybosna Film Festivali’nin ‘büyük bir gururla’ sunduğunu duyurduğu Snow, Kasım ayında da
Türkiye’de vizyona girecek.
GEZİCİ FESTİVALİN KONUĞU
Adia Begic ve ‘Snow’ aynı zamanda Avrupa Gezici Film Festivali’nin de konuğu olacak.
Türkiye’yi Kars’dan Ankara’ya kadar dolaşacak olan film sinemaseverlerin karşısına çıkacak.
15
Perşembe, 17 Temmuz 2008
Ýnsan duygusunu, düþünce ve hayalini yansýyan bir ayna olarak sanat ve kültür..
O
PRÝZREN’DE KÜLTÜR, SANAT
VE ÞAÝRLÝK GELENEÐÝ XVI
PRİZREN’DE ÇAĞDAŞ TÜRK ŞİİRİ VE ŞAİRLİK GELENEĞİ
smanlıların gidişinden 1951 yılına
kadar Prizren’de şairlik geleneğinin
sürdürülmesinde bir duraklamanın
olmadığını, lakin önceleri gibi büyük bir
gelişme sağlanmadığını da hemen söylemek
gerekir. Çünkü Osmanlıların gidişinden kısa
bir zaman sonra ilkin Rüştiyenin akabinde
medreselerin ve daha sonra da mekteplerin,
kapanmasıyla o döneme kadar egemen olan
Türkçe eğitimi büyük bir darbe almıştır. Eski
kuşaktan kalan bazı hafızların ve şiir sevdalıların Osmanlıca-Türkçe şiir yazmaya
devam ettiklerine dair yazmış oldukları
divanları kanıtlamaktadır. Bu dönemin en
belirgin şairleri olarak Hacı Ömer Lütfi
müteakiben Hafız Fethi ve adlarını, divanlarını veya diğer eserlerini bulamadığımız
diğer şairlerin de gösterilmesi bir hakikattir.
Bu durumun böyle olmasında mutlaka ki
bu dönemde okullarda Türkçe derslerin
yapılmaması yanında diğer dilerde yapılan
eğitimde Latin alfabesinin kullanımı ve etkisi de büyük ölçüde tesir etmiştir. Bu yönde
yaptığımız tetkikten görülüyor ki Prizren’de
Osmanlı döneminin en son divan şairlerinden birini Hacı Ömer Lütfi onun
vefatından sonra da Hafız Fethi’nin olduğu
katiyet kazanmaktadır. Hafiz Fethi’nin,
Prizren’de Osmanlılar döneminden 1978
yıllarına kadar yaratılan divan edebiyatımızın son şairlerinden biri olduğunu,
vefatından sonra da Prizren’de divan edebiyatının devam etmediğini aksine söndüğünü
açıkça söyleyebiliriz.
Osmanlının gidişinden 2008 yılına kadar
geçen zaman diliminde Prizren’de göçler,
bozgunlar, yıkımlar, acılar ve sıkıntılar
içerisinde I. II. Dünya savaşlarını ve 1999
yılında Kosova olaylarını da yaşamak zorunda kalan Türk toplumunun sayısı önemli bir
biçimde azalmıştır. Bunun sonucunda tam
bir azınlık yaşantısı sürdüren bu toplum bilinç ve sağduyusu ile geleceğe olan itikadını
hiçbir zaman yitirmemiştir. Asırlar boyunca
yurt bildiği ve edindiği Kosova topraklarında hiç bitmeyen buranlar muhtevasında
zaman zaman yalnız da kalsa yine de zengin
ve uygar geçmişinin birikimine güvenmeyi,
geleceğini sağlamak açısından ilke kabul
etmiştir.
Etkin bir yaşamı elden bırakmadan
sürdürmek, ana dilini, dilden dile yaşatmak
ve eğitimimizi kültürümüzü, sanatımızı, örf,
adet, gelenek ve göreneklerimizi daha da
parlak kılmak ve pekiştirmek, halkımızın
geçmişten geleceğe taşıdığı özelliklerden en
önemlisidir. Bu nedenle bu dönemin olanca
karmaşıklığı ve tehlikelerine rağmen bu
topraklarda yaşayan diğer halklar gibi Türk
toplumunun da yaşantısını etkilemiş, kesintiye uğratmış, fakat hiçbir şekilde söndürememiştir. Çünkü toplumsal bir olay olarak
savaşın yararlarının sıralamasında bilincimizin, dinimizin, dilimizin ve atalarımızdan miras kalan kültür sanat ve
medeniyetimizin bizlere verdiği umut ve
sunduğu yaşama direncinin her şeyden üstün
olduğunu kanıtlamıştır.
Bu dönemin en belirgin durumunu 1951
yılında Türk toplumu resmiyet kazanarak
Kosova da burada yaşamakta olan diğer
halklar gibi Türk toplumunun da yurdu
olmuştur. Mevcut olan kopukluğa rağmen,
Türk toplumu başta diliyle, diniyle,
eğitimiyle, okullarıyla, dernekleriyle,
sanatıyla, kültürüyle, şiiriyle, örf, adet,
gelenek, görenek ve diğer edinimleriyle
kendi mevcudiyetini devam ettirmeye ve
günümüze kadar dimdik ayakta tutmaya
başarmıştır.
1951'lerden sonra bu topraklarda yetişen
sanatçı, yazar, şair, tiyatro sanatçısı, ressam,
aydın, tek sözle bayrağımızı dalgalandıranların büyük bir çoğunluğu dernek ve diğer
kuruluşlardan duygu ve beceri aşısını almış,
bu amaçta hizmeti en kutsal ve onurlu bir
görev olarak bilmiştir ve sayıca az olmamıza
rağmen, kültür sanat ve şiir alanında göstermiş olduğu başarısıyla bugün kendini önemli ve saygın bir seviyeye ulaştırmıştır.
Bu aşamada halkımız her zaman sanatın,
kültürün, şairliğin vb. edinimlerimizin geniş
yararlı olma niteliğini göz önünde tutarak,
kültürümüzün, sanatımızın ve diğer edinimlerimizin estetik değerlerine önem vererek
bu topraklarda sanat dehamız hep güncel
olarak kalmıştır ve ileride de kalması için
elinden geleni yapmaktadır. Tabi ki bu
dehanın güncel olarak kalması muhtevasında Prizren’de şairlik geleneğin devam
etmesi ve Osmanlı sonrası dönem şairlerimizin Çağdaş Kosova Türk Şirini ve
Edebiyatını ortaya çıkarıp işte biz buyuz
demekle onu günümüze kadar yapmış
oldukları hazımlı çalışmalarıyla yaşatmaktadırlar.
II. Dünya Savaşı sonrası yani 1951 yılından başlayarak mevcut olan şartlar altında
Kosova Türk şiirinin canlanması aslında
Makedonya’da çıkan “Birlik” Gazetesinin
yayınlanmasıyla ve Makedonya’da yeni
dönem şairlerin ortaya çıkmasıyla
başlamıştır. Türk şiirinde yer almak yönünde
Prizren’de ise bu yeni dönemin ilk kuşak
şairleri olarak İsa Şimşek, Durmuş Selina
akabinde Nusret Dişo Ülkü, Nimetullah
Hafız, Hasan Mercan gibi şairler gösterilmekte. Bu şairler yazmış oldukları şiirlerinde çağdaş bir şiir anlayışı sergilemeye
çaba sarf etmişlerdir ki daha sonra yani 1965
yıllarında “Birilik” Gazetesi çerçevesinde
“Sesler”, “Sevinç”, “Tomurcuk” dergilerinin
yayım hayatına başlamasıyla şiir alanında
ikinci kuşak olarak Bayram İbrahim
Rogovalı, İskender Muzbeg, Ahmet İğciler
Secaettin Koka gibi şairler geleneksel şiire
çağdaş bir boyut kazandırmaya yön
tutarken, müteakiben Altay Suroy
Recepoğlu, Zeynel Beksaç, Agim Rifat
Yeşeren, Aluş Nuş gibi şairlerin ortaya çıkmasıyla ileriki dönemde Prizren’de Türk
şairlerinin üçüncü kuşağının yetişmesinde
büyük katkıları olmuştur.
Ancak Prizren Türk şiirinin en hızlı
gelişme dönemi, 1968 yılında “Doğru Yol”
TKSD, “Nazim Hikmet” Yazın Kolunun
kurulması ve bu kol çerçevesinde başlangıçta “Doğru Yol” daha sonra da “Esin” dergisinin yayınlanmasıyla, bilakis Priştine’de
TAN gazetesi ve bu gazete çerçevesinde
yayınlanan “Çevren” "Kuş” dergilerinin
yayımlanmaya başladığı 1969 sonrası
dönemdir. Mehmet Bütüç, Fahri Mermer,
Azis Serbest, Ethem Baymak, Fikri Şişko,
akabinde Raif Kırkul, Osman Baymak,
Özcan Micalar, Vahit Ergin vb gibi bu
dönemde ortaya çıkan şairlerdir.
Son Kosova olayları öncesinde, Türkçe
olan bütün yayın faaliyetlerinin durdurulması nedeniyle zor günler yaşayan Kosova
Türk şiiri, 1999 yılında “Nato” müdahalesinden sonra Prizren’de şairlik geleneği,
Türkiye’nin desteği sayesinde, tekrar toparlanma sürecine girmiş bulunmaktadır. Bu
dönemde “Yeni Dönem” Gazetesinin
Prizren’de yayım hayatına başlamasıyla ve
bu gazete çerçevesinde “Kitap Dizisinin”
faal göstermesiyle, Prizren’de yeni kuşak
Türk şairlerin meydana gelmesine etki
etmiştir ve bu yönde önemli ilerlemeler
kaydedilmiştir. Bu dönemin şairleri arasında
Esin Muzbeg, Taner Güçlütürk en belirgin
örnekleri olarak gösterilmektedir. Prizren’de
şairlik geleneğinin devam etmesinde
andığımız şairler kadar belki değil, fakat ara
sıra yayınlamış oldukları şiirleriyle dikkati
çeken diğer şairlerimizi de burada anmakta
bir vefa borcudur: İsa Şimşek, Aziz Serbest,
Özcan Micalar, Recep Şalyan, Tahir
Vırmiça, Naser Neşo, Semiha Yağcı, vb.
Başlangıçta ufak olarak görü¬len bu
gelişme kısa bir süre içerisinde, Kosovalı
Türk şairleri tarafından yaratılan, gerek
ço¬cuklara, gerekse yetişkinlere ait şiir ve
hikâyeler kalite ve sanatsal de¬ğer açısından, günümüze doğru büyük bir hamle
göstermiş olup, bugün özgün bir edebiyata
sahip olmakla, Çağdaş Prizren ve Kosova
Türk Edebiyatı doğmuştur.
Başlangıçta çocuk veya aşk şiirleriyle
şiir hayatına başlayan bu şairlerimizin
hemen hemen bütünü son yıllarda tarzlarında olduğu gibi şiir konularında değişiklik
oluşturmakla, (milli duygusallığı ve vatanseverlik konuları ağırlıklı olmakla) Türklük
uğruna bir mücadele içinde olduklarının en
önemli unsuru olarak gösterilmektedir.
Aralarında bazı şairlerimiz eski kalıplara
dayalı şiirler yazmaya devam ederken,
aralarında şiirimizin çağdaşlaşması ve
klasikleştirilmesi yönünde çaba harcayan
şairlerimiz de yer almaktadır.
Daha önce bazı araştırmacılar tarafından
Raif VIRMİÇA
Kültür
Çağdaş Kosova Türk şiiri üzerine yayınlanan yazıların mevcut olduğuna inanmaktayım. Biz bu çalışmaların daha çok antoloji,
eleştiri veya değerlendirme niteliğinde
olduğunu, bizim çalışmamız ise tamamıyla
araştırma niteliğinde amaç edilen bir çalışmadır. Bu çalışmamızda Prizren’de şairlik
geleneğinde yeterince araştırılmamış bazı
durumlara da eleştirisel yönüyle aydınlık
getirirken, bilim kamuoyuna sunulmaktadır.
Bunu yapmamızın en büyük nedeni de
zamanında TAN gazetesinin müdürü ve
gazete çerçevesinde yayınlanan dergi ve
kitapların Genel Yayın Yönetmeni görevinde bulunduğum sürece, aşağıda neşredeceğimiz yazar ve şairlerimizin çoğu çalışmalarını ve şiirlerini kitap halinde yayınlayarak değerlendirmelerini yapmıştık. O
zamandan günümüze kadar yine yakından
çalışmalarını izlediğimiz bu ve diğer genç
şairlerimizi “Yeni Dönem” gazetesinde
başlattığımız bu yazı dizimizde kapsamak
bizim için yeni bir araştırma ufkunu oluşturmuştur. Şunun da altını çizerek ifade etmekte yarar görüyoruz ki Prizren’de Osmanlının
gidişinden günümüze kadar şairlik
geleneğin bu şehirde devam etmesinde,
yaşatılmasında ve bugünkü seviyeye ulaşmasında bu şairlerimizin ve yazarlarımızın
hakkıyla sunmuş oldukları payları olduğunu
dile getirerek, yaptığımız bu araştırmanın
uzun yıllardan beri hazırlamakta olduğumuz
“Her Yönüyle Prizren” adı altında büyük bir
araştırma eserimizin özel bir bölümünü oluşturmaktadır.
Sonuçta
Çağdaş
Kosova
şairlik
geleneğimizi yaşatmaya çalışan bugünkü
şairlerimizin son zamanlarda konu itibarıyla tavır değiştirmeleri (vatanseverlik, milli
duygulu vb konulu şiirler) Kosova Türk
şiirinde Toplumcu Gerçekçi tavır edebiyatının (şairlik geleneğin) değerler üzerinde
yükselmesi, şiirlerde halkın sorunlarının
dile getirilmesi, ileriki döneme şiirimizde
yeni bir yöntem yanında milli mücadele
ufkusunu oluşturmaktadır. Lakin “Sanat
sanat için değil, toplum içindir”
dendiğinde, şiir de bu yaklaşım içerisinde
önemli bir işleve sahip olmakla, coşturucudur ve yönlendiricidir.
Bugün şiir literatürünü karıştırdığımızda bu konudaki çoğu tartışmalara tanık olabiliyoruz. Çünkü artık şiirle devrim yapılamayacağını herkes bilmektedir. Şiire ve
şaire ağır görevler yüklemek yanlıştır;
dolayısıyla toplumsal olaylara duyarlı
davranmak sadece şairlerin değil herkesin
görevidir. Bu yüzden şair, bir aydın olarak
ne zaman halkın yanında olacağını bilmeli
ve ona göre tavır göstermelidir. Çünkü
onun tavrı da topluma bir bakış açısı
kazandırması bakımından gereklidir. Bunu
derken milli sorunlarımız günümüzde dahi
sıcaklığını koruyan ve tartışma konuları
olma yanında, şiirin yaşamı yansıtması
gerektiği görüşü, gerçekçiliğin temelini
oluşturmuş, gerçekliği sorgulamak ve
eleştirmek ise Toplumcu Gerçekçilik ile
gündeme hala oturtulamamıştır.
Biz, metnin devamında şairlerimizin
hayat hikâyelerini, görevlerini veya başka
vazifelerini değil, (çünkü bunlar antolojilerde yer alan bilgilerdir), sadece şiirleri
üzerine araştırma açısından bazı bilgilerimizi ve görüşlerimizi dile getirerek, en iyi
şiirlerinden birer örnek de teşhir etmeye
çalışacağız.
Konkur
KOMUNA
E
PRIZRENIT
Rr. Sheshi i Lidhjes së Prizrenit
Nr. tel. 029/22-585
/41-925
/22-343
Prizren
Perşembe, 17 Temmuz 2008
PRİZREN
BELEDİYESİ
Str. Sheshi i Lidhjes së Prizrenit
phone. 029/22-585
/41-925
/22-343
KOSOVA İLK VE
ORTAÖĞRENİM KANUNUN ORTA EĞİTİM :
32.4(B) MADDESİNE GÖRE I.“GJON BUZUKU” FEN LİSESİ
PRİZREN EĞİTİM VE BİLİM
Bir(1) Fizik Öğretmeni
MÜDÜRLÜĞÜ TÜRK DİLİ
Bir(1) Enformatik Öğretmeni
ÜZERE ŞU KONKURU:
YAYINLIYOR
İLKÖĞRETİM:
I.İlköğretim okulu “Emin Duraku”-Prizren
Bir(1)Türkçe Öğretmeni
19 ders
II. .İlköğretim okulu “Mati Logoreci”-Prizren
Bir(1)Türkçe Öğretmeni
Bir(1) Teknoloji(BİT) Öğretmeni
(M.Logoreci(6)+A.Frasheri(5))
19 ders
11 Ders
III. .İlköğretim okulu “Abdyl Frasheri”-Prizren
Bir(1) Coğrafya Öğretmeni
7 ders
16
9 ders
6 ders
II. “LUCİANO MOTRONİ” SAĞLIK LİSESİ
Bir (1) Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni
Bir (1) Mesleki dersler için Hekim
10 ders
III.“YMER PRIZRENİ” EKONOMİ LİSESİ
Bir(1) Beden ve Spor Öğretmeni
8 ders
IV.“GANİ QAVDARBASHA” TEKNİK LİSESİ
Bir(1) Matematik Öğretmeni
8 ders
KOŞULLAR:
-Adaylar ,Üniversite ya da YPO mezunu olmalı.
-Sözleşme 31 Ağustos’a kadar yapılır.
Adaylar şu evrakları teslim etmelidirler:
-Bitirdiği okula dair Diploma ya da Sertifika
IV. .İlköğretim okulu “Motrat Qiriazi”-Prizren
-Kosova dışında mezun olanlar Eğitim Bakanlığında diploBir(1) Ana-Sınıf Öğretmeni (M.Qiriazi+A.Frasheri) malarını denklik(nostrifikasyon) yapmaları gerekir
-Doğum belgesi
Bir (1) Arnavut Dili Öğretmeni (Türk sınıflarında
- Seminere katıldığınız dair Belge-Sertifika
ders verecek)
-Eğitimde görgüye dair belge
-Başvuru formu,Prizren Eğitim ve Bilim Müdürlüğünde
V. .İlköğretim okulu “Mustafa Bakiu”-Prizren
alınır.
-Evrakları eksik olanlar konkura katılamazlar.
Bir(1)Beden ve Spor Öğretmeni
8 ders
Konkur yayınlandıktan sonra 15 gün açıktır.
17
Perşembe, 17 Temmuz 2008
MAMUŞA PİLOT BELEDİYE BİRİMİ—PILOT
NJESIA KOMUNALE E MAMUSHËS
PILOT OPSTINSKA JEDINICA MAMUSA PILOT MUNICIPAL UNIT OF MAMUSA
MAMUŞA
MAMUSHË
Kosova Belediyelerinde Özyönetime ait 2000/45 sayılı
Düzenleme hükümlerine, Kosova Sivil Hizmet 2001/36
sayılı Düzenlemesine, Mamuşa AHGM hükümlerine,
Mamuşa AHGM iş ve çalışma ödevleri Sistematizasyonu
göre, Belediye meclisi, AHGM için
KONKUR
açıyor
Serbest çalışma yerleri:
1 (BİR) Genel Hekim Veya Diş Hekimi
Öğretim ve profesyonel kalifikasyonu:
Adaylar: profesyonel stajlarını tamamlamış ve lisanslı
olmalıdırlar.
Aranılan evraklar:
-Fakülte diploması,
-Doğum kayıt örneği,
-Çalışma lisansı,
-Sağlık Durum Sertifikası
Bir yıllık İş sözleşmesi .
Aylık maaş, Kamu Sağlık Bakanlığı yönetmeliğine göre
belirlenir.
Başvuru formları: Mamuşa PBB Eğitim ve Sağlık
Sektörlüğünde alınır ve aranılan diğer evraklarla birlikte
teslim edilir.
Adaylar aynıca , çalışma ödevleri hakkında tanımları
kendi ana dillerinde Mamuşa PBB Eğitim ve sağlık
Sektörlüğünde alabilirler.
Başvuru formların teslim edilme süresi , konkurun
medyada yayımlanmadığı günden 15 gündür.
Konkur kapandıktan sonra teslim edilen ve komple
olmayan başvuru formları görüşülmeyecektir.
Mülakat için bildiri, sadece dar listeye girecek olan adaylara gönderilir.
İrtibat telefonu: 029/273-051
Në bazë të dispozitave të Rregullorës nr.2000/45 për
Vetëqeverisjen e Komunave në Kosovë dhe Rregullorës
nr.2001/36 për Shërbimin Civil në Kosovë, dispozitave
të QMF në Mamushe të punës dhe detyrave të punës të
QMF —re në Mamushë Kuvendi Komunal për QMF-re
shpall:
KONKURS
Për vendet e lira të punës:
•
1 (një) doktor të mjekësisë, ose Stomatologjısë
Kualifikimi arsimor dhe profesional:
Kandidatët: duhet të kenë të kryer stazhin profesional
dhe të jenë të liqencuar.
Dokumentacioni i kërkuar:
Diploma e fakultetit,
Çertifikata e Lindjes,
Licenca e punës.
Çertifikata e gjendjes shëndetësore.
Kontrata e punës njëvjeqare .
Paga mujore përcaktohet në bazë të rregullores së
Ministrisë së Shërbimeve Publike.
Aplikacionet merren dhe dorëzohen në Drejtorinë e
Arsimit dhe shëndetësisë në PNJK të Mamushës ,së
bashku me dokumentacionin e kërkuar.
Kandidatët poashtu mund të marrin edhe përshkrimin e
detyrave të punës në gjuhën e tyre amtare në QMF-re në
Mamushë në zyren e Drejtorisë së Arsimit dhe
Shëndetësisë.
Afati I paraqitjes së aplikacioneve është 15 ditë nga dita
e publikimit në media.
Aplikacionet e dorëzuara pas mbylljes së Konkursit dhe
ato të paplotësuara nuk do të shqyrtohen. Njoftimi për
intervistë do t?ju dërgohet vetëm kandidatëve të listës së
ngushtë.
Telefoni kontaktues është:029/273-051
Mamuşa.P.B.B Eğitim ve Sağlık Sektör Şefliği
Shfi i Sektori Arsim dhe Shëndetësisë P.N.J.K
Mamushë
Nuhi MORINA
Konkur
Republika e Kosovës — Kosova Cumhuriyeti Republika Kosova — Republic of Kosovo
MAMUŞA PİLOT BELEDİYE BİRİMİ -PILOT
NJESIA KOMUNALE E MAMUSHËS
PILOT OPSTINSKA JEDINICA MAMUSA -PILOT
MUNICIPAL UNIT OF MAMUSA
2002/2 sayılı Kosova İlk ve Orta Öğrenim
Kanunu’nun 32.4 (b) maddesine göre Mamuşa
Belediyesi Eğitim Sektörü 2008/2009 öğretim yılı
için Türk dili ve Arnavutça dili üzere şu
KONKUR’u yayınlıyor
Haci Ömer Lütfi ilköğretim okulu
Türk Dilinde çalışacak
1. İngilizce
12 ders
2. Coğrafya
21 ders
3 .Matematik
45 ders
4. Yurttaşlık
12 ders
5. Resim
12 ders
6. Seçme Ders
12 ders
Arnavutça Dilinde çalışacak
1. Sınıf öğretmeni bir öğretmen
bir öğretmen
bir öğretmen
iki öğretmen
bir öğretmen
bir öğretmen
bir öğretmen
Vasıflar, deneyim ve istenilen belgeler:
1.Üniversite ya da yüksek okul mezunu
2.Doğum belgesi
3.Seminere katıldığına dair belge-sertifika
4.Varsa, eğitimde tecrübesi olduğuna dair belge
Sözleşme süresi: Bir yıl .
Başvuru formları Mamuşa PBB Eğitim Sektörü’nde
alınır. Tamamlanan evrak Mamuşa PBB Eğitim
Sektörü’ne teslim edilmelidir. Konkur gazetede yayımlandığı günden itibaren 15 gün süreyle açık kalacaktır.
Republika e Kosovës — Kosova Cumhuriyeti Republika Kosova — Republic of Kosovo
MAMUŞA PİLOT BELEDİYE BİRİMİ PILOT NJESIA KOMUNALE E MAMUSHËS
PILOT OPSTINSKA JEDINICA MAMUSA PILOT MUNICIPAL UNIT OF MAMUSA
Tarih / Data :06.07.2008
Kosova Belediyelerinde Özyönetime ait
2000/45 sayılı Düzenleme hükümlerine,
Kosova Sivil Hizmet 2001/36 sayılı
Düzenlemesine, Mamuşa AHGM hükümlerine, Mamuşe AHGM iş ve çalışma
ödevleri Sistematizasyonu göre, Belediye
meclisi, AHGM için
KONKUR
açıyor
1.Hademe : Sözleşme süresi: 1 yıl
Vasıflar, Tecrübe ve Gerekli Belgeler:
1.İlkokul diploması
2.Doğum belgesi
3.İş deneyimi (varsa)
Başvuru formları Mamuşa PBB Eğitim ve Sağlık
Sektörü’nde alınır.
Tamamlanan evrak Mamuşa PBB Eğtim ve Sağlık
Sektörü’ne teslim edilmelidir
Duyuru yayımlandığı günden itibaren 15 gün
süreyle açık kalacaktır
Në bazë të dispozitave të Rregullorës
nr.2000/45 për Vetëqeverisjen e Komunave
Sipas nenit 32.4 (b) të Ligjit 2002/2 të Kosovës për
në Kosovë dhe Rregullorës nr.2001/36 për
edukim fillestar dhe të shkollimit të mesëm Sektori
për Arsim të K.K-së së Mamushës për vitin shkollor Shërbimin Civil në Kosovë, dispozitave të
2007/2008 në gjuhën Turke dhe Shqipe ka hapur këtë Statutit të QMF në Mamushe, dhe
detyrave të punës të QMF —re në Mamushë
Kuvendi Komunal për QMF-re shpall:
KONKURS
Shkolla Fillore Haci Ömer Lütfi
Në gjuhën Turke
1. Anglisht
12 Orë
2. Gjeografi
21 Orë
3. Matematikë
45 Orë
4. Edukatë Qytetare
14 Orë
5. Art Figurativ
12 Orë
6.Mësimi zgjellor
12 Orë
7 Në gjuhen shqipe 1.Mësim Klasor
Një Mësues
Një Mësues
Dy Mësues
Një Mësues
Një Mësues
Një Mësues
Kualifikimet, përvoja dhe dokumentet e nevojshme:
5. Diplomë universiteti (ose Shkolla e lartë)
6. Certifikata e lindjes
7. Certifikata nga pjesëmarrja ne seminare
8. Përvojë pune ne Arsim
Afati i Kontratës: Kontrata e punës është ne afat një
vjeçarAplikacionet mund ti merrni ne Sektorin për
Arsim të PNJK-së së Mamushës
Dokumentet dorëzohen ne Sektorin për Arsim dhe
Shkence ne Mamushë.
Konkursi mbetet i hapur 15 dite nga dita e shpalljes ne
gazetë
KONKURS
1,Personeli ndihmës Kontrata: 1 vjet
Kualifikimet, përvoja dhe dokumentet e nevojshme:
4.Diplomë e shkollës fillore
5.Certifikata e lindjes
6.Përvojë pune (nëse ka)
Aplikacionet mund të i merrni ne Sektorin për
Arsim dhe Shëndetësisë të PNJK-së së
Mamushës
Dokumentet dorëzohen ne Sektorin për Arsim dhe
Shëndetësisë ne Mamushë.
Shpallja mbetet e hapur 15 dite nga dita e
shpalljes
Mamuşa.P.B.B Eğitim ve Sağlık Sektör Şefliği
Shfi i Sektori Arsim dhe Shëndetësisë P.N.J.K
Mamushë
Nuhi MORINA
18
Sağlık
Ispanak, domates ve
Çok sýcak suyla yýkanan
pazý cilt yaþlanmasýnýn
saçlar kuruyor
en etkili ilaçlarý
Perşembe, 17 Temmuz 2008
G
üneþin yakýcý etkisi saçtaki nemi
azaltýr ve kurumaya neden olur.
Havuz suyunun kloru ve denizin
tuzu da saçlarý zayýflatýr. Saçlarýnýzý yazýn
olumsuz etkilerinden korumak ve saðlýklý
görünmesini saðlamak için yazýn onlarý fön
ve maþa gibi sýcak uygulamalardan uzak
tutun. Yaptýrmak zorundaysanýz, bu
iþlemlerden önce koruyucu ürünler kullanýn.
Saçlarýnýzý çok sýcak suda yýkamayýn çünkü
aþýrý sýcak saçýnýzý kurutabilir. Yeterince su
içmeniz saç saðlýðýnýz ve genel saðlýðýnýz
için çok önemlidir. Bu nedenle ihtiyacýnýz
olan suyu aldýðýnýzdan, mutlaka emin olun.
Cildim güneþten çok etkileniyor. Cildimi koruyabilmek
için tüketmem gereken belli baþlý gýdalar var mý?
Vitamin iþe yarar mý?
Y
az aylarýnda cildinin kuru, donuk ve soluk göründüðünden; ince çizgi, kýrýþýklýk ve hatta lekelerle dolu olduðundan yakýnanlar artýyor. Son dönemde özellikle kozmo-farmasötik ürünler cilt sorunuyla savaþmakta önem kazandý. Bu
ürünler cilt yaþlanmasýnda büyük rol oynayan güneþ, sigara,
kimyasallar gibi çevresel zararlýlarýn yarattýðý serbest radikallerle
savaþmakta ilaç gibi etki gösteriyor. Bu ürünlerin içerdiði alfa
lipoik asit, koenzim Q10, likopen, C vitaminin yaðda eriyen
formu olan askorbil palmitat, üzüm çekirdeði özütleri, nar ekstresi ve yeþil çay özütleri gibi maddeler; cilt yaþlanmasýný yavaþlatmakta oldukça etkili. Bu maddeleri içeren ürünlerin, kozmetiklerden daha kalýcý çözümler ürettiði de biliniyor.
Aðýz kokusunu dut yiyerek giderin!
Duttan yapýlan pekmezin besin deðeri
yüksek bir yiyecek olduðu biliniyor. Dut;
kansýzlýk, astým, bronþit, ülser ve benzeri
mide hastalýklarýný iyi ediyor. Bebeklerin
geliþiminde de etkili olan dut; soðuk
havalarda vücut direncini artýrýyor. Ayrýca,
sporculara ihtiyaç duyduklarý enerjiyi de
saðlýyor. Uzmanlar; zekayý da geliþtiren
dutun yapraklarýnýn aðýz yaralarý, salya ve
aðýz kokularý için baþvurulan en etkili tedavi
yöntemlerinden biri olduðunu dile getiriyor.
Lezzetlendirebilirsiniz
içerdiði þeker miktarý nedeniyle, þeker
hastalarý tarafýndan dikkatli tüketilmesi
gerekiyor.
Yüksek kolesterol saðýrlýða yol açýyor
Ýlerleyen yaþla birlikte, insanlarýn iþitme
duyusu iyice zayýflýyor. Bu durumun
nedenleri þu þekilde sýralanýyor: Ýþitme
Yaz aylarýnýn vazgeçilmez meyvelerinden
sinirinin yaþýn ilerlemesi ile birlikte
kavun, yüksek miktarda A vitamini
iþlevselliðini kaybetmesi,
içeriyor. Ayrýca kandaki pýhtýlaþmayý
beyindeki
iþitme
ve dolayýsýyla da damardaki
merkezinin özelliðini ve
týkanmayý engelleyen
iþlevini
yitirmesi,
çok önemli etkileri
kulaða
giden
bulunuyor. Kavun
damarlarýn;
damar
protein bakýmýndan
sertleþmesi,
hiper
fakir; þeker, vitamin
tansiyon veya yüksek
ve
mineraller
kolesterol düzeyi gibi
bakýmýndan ise zengin
nedenlerle özelliklerini
bir meyve. Kanseri
yitirip, artýk eskisi gibi
önleyebilen
maddeler
çalýþmamasý.
Bu
sorunlarý
yönünden çok faydalý ve birçok kanser
yaþamamak için düzenli olarak
türüne karþý bedeni savunuyor. Ancak
doktora gitmek gerekiyor.
Kavun kansere meydan okuyor!
Y
Ancak cildinizi içten beslemediðiniz sürece, bu yöntemler asla
yeterli olmayacaktýr. Cildinizi içten
besleyebilmek için öncelikle su içme
alýþkanlýðý kazanmalýsýnýz. Su
içmeyi sevmiyorsanýz suyun
içine katacaðýnýz salatalýk,
limon, elma, karpuz dilimleri veya nane, maydanoz gibi sebzelerle
suyu
lezzetlendirebilirsiniz. Antioksidan
içeriði yüksek olan
sebze ve meyvelerden de bol bol
tüketmelisiniz.
Bununla birlikte protein,
kompleks karbonhidratlar ve önemli yað asitlerinden zengin bir beslenme
planý oluþturmanýz da oldukça faydalýdýr.
Tahil ve süt tüketin
Beslenmenize siyah ekmek, kepekli makarna, kepekli pirinç gibi
tam tahýllarý; mercimek, kurufasulye, bezelye gibi bakliyat grubu
besinlerini ve yoðurt gibi süt ürünlerini eklemeyi unutmamalýsýnýz. Omega-3 yað asitlerini içeren balýk ve ketentohumu;
alfa lipoik asit içeren ýspanak, pazý ve karnabahar; likopen içeren
domates, koenzim Q10 içeren baklagiller ve birtakým balýklar ile
yeþil çay cilde özellikle yararlýdýr. Güneþin cildiniz üzerinde
istenmeyen etkiler yaratmasýný önlemek için ayrýca; C, E ve B
grubu vitaminlerini, çinko, magnezyum ve selenyum gibi mineralleri ve alfa lipoik asit, koenzim Q10, l-karnitin veya likopen
gibi antioksidanlarý içeren besin desteklerini de kullanabilirsiniz.
Susuzluk yazýn kalp krizini tetikler
az sýcaklarýnýn iyice bastýrmasý, kalp hastalarý
için büyük bir risk oluþturuyor. Uzmanlar,
alýnacak çok basit önlemlerle kalp hastalarýnýn
yazý turp gibi geçirebileceðini söylüyor. Bunun baþlýca
þartý; günde 2.5 litre su içmek. Susuzluðun kalbi
yorduðunu
söyleyen
uzmanlar,
“Susamayý
beklemeden su içmek þart” diyor.....
Sýcak hava, bir kalp krizi nedeni midir?
Prof. Dr. Sertaç Çiçek: Sýcaklar kendi baþýna kalp krizi
nedeni deðildir ama kalp hastalýðý olan kiþilerde kalp
krizini tetikler.
Doç. Dr. Ertan Ökmen: Yüksek tansiyon hastalarý,
kalp hastalarý ve diyabet hastalarý sýcaklarda daha
büyük risk altýndadýr. Ýdrar söktürücü ilaç
kullananlarda risk daha da fazladýr. Onlar farkýna
varmadan daha çok sývý kaybederler ve daha fazla su
içmeleri gerekir. Su içmek için susamayý beklemeyin.
Susamak zaten vücudu zorlamak ve alarma geçirmek
anlamýna gelir. Günde 2.5 litre su içmeyi alýþkanlýk
haline getirin.
Sýcak havaarda aþýrý yemek yemenin ölümcül
etkileri olabilir mi?
Doç. Dr. E.Ö.: Eðer kalp hastasýysanýz ve aðýr
yedikten sonra bir de egzersiz yaparsanýz; çok ciddi
sorunlar ortaya çýkabilir. Kalp krizi riski doðabilir.
Kalp hastalýðý ya da riski olan insanlarýn aðýr yemek
yiyerek sokaða çýkmalarýný ve yemekten sonra
egzersiz yapmalarýný önermiyoruz. ‘Çok yedim,
yediklerimi eriteyim’ diyerek; yemekten hemen sonra
yürüyüþ yapmak, merdiven çýkmak ya da spor yapmak
yanlýþ olur. Herkese, yemekten sonra vücutlarýný bir
saat dinlenmeye býrakmayý öneriyorum.
Sýcaklarda egzersiz yapmak için en uygun zaman
dilimi nedir?
Doç. Dr. E.Ö.: Sabah erken saatleri ya da akþam
saatlerini öneririm. Saðlýklýysanýz; her gün ya da
haftanýn en az 4 günü 30 dakika yürüyüþ yapmanýz
yeterlidir. Koþmayý ise kesinlikle tavsiye etmem. Kalp
hastalarý için uygun olan egzersizi, mutlaka doktorlar
belirlemelidir.
To p l u m
Doðru bildiðiniz
HERKESÝN AHLÂKI
her þey yanlýþ!
19
Perşembe, 17 Temmuz 2008
DEÐÝÞEBÝLÝR
Prof.Dr. Ahmed YARDIM
Âlimlerin çoðuna göre, herkesin ahlâký
deðiþebilir. Hiçbir kimsenin huyu,
yaratýlýþtaki gibi kalmaz. Ahlâk
deðiþmeseydi, Peygamberlerin getirdikleri dinler faydasýz, lüzûmsuz olurdu.
Âlimlerin söz birliði ile koymuþ olduklarý terbiye ve cezâ üsûlleri abes olurdu.
Bütün ilim adamlarý, çocuklarýna ilim,
edeb vermiþ ve terbiyenin fayda
saðladýðý her zamân görülmüþtür. O
hâlde, ahlâkýn deðiþtiði güneþ gibi
meydândadýr. Þu kadar var ki, bazý
huylar pek yerleþmiþ, rûhun hâssasý
gibi olmuþtur. Böyle huylarý
deðiþtirmek çok zor ise de, deðiþtirmek
mümkündür. Bunu deðiþtirmek için,
nefsin zararlý, kötü isteklerini yapmamak ve nefsin istemediði faydalý, güzel
þeyleri yapmak lâzýmdýr. Mevlânâ
Celâleddîn Rûmî hazretlerine, kötü
huylu kimselerden sorulunca, þu ibretli
hâdiseyi anlatýr:
“Bir akrep, ýrmaðýn kenarýnda dolaþmaktadýr. Bunu gören kaplumbaða;
-Burada ne yapýyorsun der. Akrep de;
-Ben ýrmaðýn öte yanýna geçmek için
çâre arýyorum. Çünkü yavrularým
ýrmaðýn öte yanýnda kaldý der.
Kaplumbaða onun haline acýr ve sýrtýna
alýp su üzerinde yüzmeye baþlar.
Irmaðýn ortasýna gelince akrep,
kaplumbaðayý sokmaya çalýþýr.
Kaplumbaða;
-Ne yapýyorsun? diye sorunca, akrep;
-Hünerimi gösteriyorum. Sen bana iyilik ettin ben de sana iðnemi batýrýyorum. Çünkü benim göstereceðim þefkat
ancak bu kadardýr, cevabýný verir.
Bunun üzerine kaplumbaða hemen
suya dalar ve akrep de boðulup gider...”
Mevlânâ hazretleri sonra şöyle buyurur:
“Câhil, yakýnlýk gösterse de sonunda
câhilliðinden ötürü seni incitir.
Ahmaðýn sevgisi, ayýnýn sevgisine benzer. Onun kini sevgi, sevgisi kindir!
Kötülükler deposu olan nefsinizi terbiye edin ve bu hususta gevşeklik
göstermeyin. Zira o, akreptir.”
Ýmâm-ý Birgivî hazretlerine;
-Tasavvuf nedir? diye sorulunca buyurdu ki:
-Tasavvuf; kalbi kötü huylardan temizlemek ve iyi huylarla doldurmak
demektir. Kalb, bedende emrine itâat
edilen ve her hükmü yerine getirilen bir
hükümdâr gibidir. Vücûddaki uzuvlar
onun emri altýndaki hizmetçilerdir.
Bunun için Resûlullah efendimiz
buyurdu ki:
(Ýnsanýn bedeninde bir et parçasý vardýr.
Bu iyi olursa, bütün uzuvlar iyi olur.
Bu kötü olursa, bütün organlar bozuk
olur. Bu et parçasý kalbdir.) Kalbin iyi
olmasý, kötü ahlâktan temizlenip iyi
ahlâk ile süslenmesi demektir.
EBEDÎ SAADET ÝÇÝN...
Netice olarak, kadýn-erkek her
Müslümanýn, ahlâk kitâplarýný ve din
büyüklerinin hayatlarýný okuyarak,
kendilerinde bulunan kötü huylarý
deðiþtirmek için çalýþmasý lâzýmdýr.
Böylece dünyâda râhata, huzûra ve
âhirette de ebedi saâdete kavuþmak
mümkün olur. Her Müslümanýn ve her
insanýn birinci vazîfesi de bu olmalýdýr.
Ebüssü’ûd el-Bâzinî hazretlerinin
buyurduðu gibi:
“Bütün güzel huylar kalbden, kötü huylarýn tamâmý ise nefsten doðar. Ýyi
huylu olmak isteyen, nefsini, dînin emir
ve yasaklarýna itâat eder hâle getirmeli,
kalbinden de, Allahü teâlâdan baþka
þeylerin sevgisini çýkarmalýdýr. Böylece
kötü huylar, güzel ahlâka çevrilmiþ
olsun.”
Ölümünün birinci yýlýnda, eþim, babamýz, kardeþimiz,
Merhum
TAHÝR
VIRMÝÇA’yý
anýyoruz.
Aradan bir yýl geçmesine raðmen içimizdeki özlemi ve hatýralarý
hala hayatta gibi capcanlý. Konuþtuðumuz her kelimemizde onu
yanýmýzda hissediyoruz. Ona olan sevgilerimizi dile getirerek onu
anarak yaþýyoruz. Þimdiye kadar olduðu gibi þimdiden sonra da
kalbimizin en deðerlisi olarak kalmaya devam edecektir. Seni
hiçbir zaman unutmayacaðýz. Ruhun þad,
mekânýn cennet olsun
Eþi: Elvan
Çocuðu: Erkan
Kýzlarý: Þenay ve Erdiyana
Gelini: Figen, torunlarý ve diðer Výrmiça ailesi
F
Cahillikler Kitabý, yaygýn kanýlarla ilgili yanlýþ bilgilerimizin ve yanlýþ
anlamalarýmýzýn kapsamlý bir listesini sunuyor.
ilozoflarýn, bilimcilerin ve sokaktaki insanlarýn tarihin büyük
bölümünde cevabýný aradýklarý
pek çok soru var. Þu ana kadar doðru
bildiðinizi düþündüðünüz her þeyin yanlýþ olabileceðini hiç düþündünüz mü:
Telefonu kim icat etti?
Antonio
Meucci.
Floransalý
mucit
Meucci
ABD’de
1860’ta, teletrofono
adýný verdiði bir elektrikli aygýtýn çalýþma
modelini
gözler
önüne serdi. Meucci,
Alexander Graham
Bell’in
telefon
patentinden beþ yýl
önce, 1871’de bir tür
geçici patent baþvurusunda bulundu.
Bell’in
patenti
1876’da
tescillendiðinde Meucci
dava
açtý.
Olaðanüstü
bir
tesadüf eseri Meucci’nin
modelleri kayboldu. Fakat 2002 yýlýnda
ABD Temsilciler Meclisi, “Meucci’nin
telefonu icat ettiðinin kabul edilmesi”
kararýný verdi.
Maddenin kaç hali vardýr?
Her gün geniþlemekte olan bir liste
olmasýna raðmen þu anda 15 tanedir. Ýþte
listenin son hali: Katý, amorf katý, sývý,
gaz, plazma, süper akýþkan, süper katý,
dejenere katý, nötronyum, güçlü simetrik
madde, zayýf simetrik madde, kuarkgluon plazma, fermiyonik yoðunlaþtýrma,
Bose-Einstein yoðunlaþtýrmasý, acayip
madde.
Dünya mý Ay’ýn etrafýnda döner, ay mý
dünyanýn etrafýnda?
Ýkisi de birbirinin etrafýnda döner. Bu iki
kütle, Dünya’nýn yüzeyinin yaklaþýk
1600 km altýndaki ortak bir aðýrlýk
merkezinin yörüngesinde döner. Böylece
Dünya üç farklý dönüþ gerçekleþtirir:
Kendi ekseni etrafýndaki, Güneþ’in
etrafýndaki ve bu aðýrlýk merkezinin
etrafýndaki dönüþü.
Kýrkayaðýn kaç ayaðý vardýr?
Kýrk deðil yüz de deðil. Bazýlarýnýn daha
fazla, bazýlarýnýn daha az ayaðý vardýr.
Yüze en yakýn ayak sayýsýna sahip olaný
1999’da keþfedilmiþtir. Kýrkayak kelimesi, Latince “yüz ayak” anlamýna gelen
centipeda kelimesinden gelmektedir.
Kýrkayaklar yüz yýlý aþkýn bir süredir
kapsamlý bir biçimde incelenmelerine
karþýn tam olarak yüz ayaða sahip bir
örneðine rastlanmamýþtýr.
Dünyanýn en büyük þehri hangisidir?
Honolulu. Honolulu’nun 5509 km2’yle
en büyük yüzölçümüne sahip þehir
olduðu anlamýna gelir; ama bu þehrin
yalnýzca
nüfusu
876.156’dýr. þehrin
yüzde 72’si deniz
suyuyla kaplýdýr.
Ye r y ü z ü n d e
insan
eliyle
yapýlmýþ
en
büyük
yapý
nedir?
Yanlýþ
cevaplar
arasýnda
Büyük
Piramit, Çin Seddi
ve
Kuveyt’teki
Mübarek el-Kebir
Kulesi sayýlabilir.
Doðru
cevap
1948’de
açýlan
Fresh Kills çöp
depolama alaný çok geçmeden insanlýk
tarihindeki en büyük projelerden biri
haline geldi ve sonunda Çin Seddi’ni
geride býrakarak dünyada insan eliyle
yapýlmýþ en büyük yapý oldu.
Dünyanýn etrafýný dolaþan ilk insan
kimdir?
Zenci Henry. Hemen hemen herkese
yabancý bir isim olan Enrique de Malaca,
Macellan’ýn kölesi ve çevirmendi.
Ferdinand Macellan dünyanýn etrafýndaki turunu asla tamamlayamadý. 1521’de
Filipinler’de henüz turun yarýsýndayken
öldürüldü. 1519’da çýkýlan dünya turu
giriþimi de dahil olmak üzere tüm yolculuklarda Zenci Henry, Macellan’ýn
yanýnda gitti. 1521 yýlýnda Uzakdoðu’ya
vardýklarýnda Zenci Henry dünyanýn
etrafýný dolaþmaýþ ilk insan oldu.
James Bond’un
hangisiydi?
en
sevdiði
içki
Votka martini deðildi. Fleming’in tüm
külliyatýyla
ilgili
www.atomicmartinis.com adlý internet
sitesinde yapýlan özenli çalýþma, James
Bond’un ortalama olarak her yedi sayfada bir içki içtiðini göstermektedir. Ýçtiði
toplam 317 içkiden en çok tercih ettiði,
açýk arayla viskidir.
Siz hâlâ beþ duyumuz olduðunu, suyun
renksiz olduðunu, Amerika’nýn adýnýn
Amerigo Vespucci’den geldiðini ya da 36
Osmanlý padiþahý olduðunu düþünüyorsanýz John Lloyd ve John Mitchinson
imzalý Cahillikler Kitabý’ný mutlaka okumalýsýnýz.
F
Spor
enerbahçe’nin
Ýspanya’nýn
Real Mallorca takýmýndan
transfer ettiði La Liga gol kralý
Daniel Güiza kendisini Fenerbahçe’li
yapan resmi sözleþmeye imza attý.
La Liga gol kralý imza törenine
üzerinde Fenerbahçe formasý ile
geldi.Ýspanyol futbolcunun imza törenine asbaþkanlar Mahmut Uslu, Murat
Özaydýnlý ve Vedat Olcay katýlýrken,
Ýspanyol futbolcu törene 14 numaralý
formasýyla geldi.
Törende
konuþan
asbaþkan
Mahmut Uslu, þunlarý söyledi:
“Ýspanya gol kralýný transfer ettik. Bu
transfer için bir aydýr uðraþýyoruz,
Kendisi Türkiye gol kralýyla birlikte
Fenerbahçe’nin baþarýsý için mücadele
edecek. Ýnþallah burada da ayný
baþarýyý gösterecek. La Liga’da
penaltý olmadan 27 gol atmak büyük
baþarý. Önceki sezon da 14 gol atmýþtý.
Burada da ayný performansýný devam
ettirmesini
bekliyoruz.
Hem
Türkiye’de hem de Þampiyonlar
Ligi’nde baþarýlý olmak için çok önemli bir iþe imza attýk. Bu transfer için baþta baþkanýmýz
olmak üzere tüm yönetim kuruluna teþekkür ederim”Fenerbahçe’ye geldiði için mutlu olduðunu
belirten Güiza, “Burada, Ýstanbul’da olmaktan mutluyum ve çok heyecan duyuyorum.
Baþkanýmýz ve yöneticilerimize teþekkür ediyorum. Umarým sizi utandýrmam.” dedi.
Kral imzaladı !
Platini’den ‘Salary Cap’ fikri
A
vrupa futbolunun patronu
olan UEFA Baþkaný
Michel Platini, futbolcularýn aldýklarý ücretlerin
astronomik miktarlara çýkmasýyla
birlikte kulüpler arasýndaki uçurumun arttýðýný düþünerek, bu
duruma NBA çözümü getirmeyi
planlýyor.
UEFA, futbolcularýn aldýklarý
maaþlarda sýnýrlamaya gerek görmüyor. Ayrýca böyle bir uygulama AB kurallarýna da aykýrýlýk
taþýyor. Avrupa futbolunun en
tepesindeki isim bunun yerine
maaþlara týpký NBA’deki gibi
‘Salary Cap’ sýnýrlamasý konulmasý gerektiðine
inanýyor. Böylece bir futbol takýmýnýn kadrosundaki oyunculara ödenen toplam ücrete bir
sýnýrlama getirilmesi planlanýyor. Bu sýnýrýn da
kulübün toplam bütçesinin belirli bir oraný
olarak düzenlenmesi düþünülüyor.
UEFA iletiþim direktörü William Gaillard,
Platini adýna konuþarak “Oyunculara tek tek
maaþ sýnýrlamasý koymanýn zor olaacaðýný
biliyoruz. Avrupa Birliði ile görüþüp kulüplerin bütçelerinin belirli bir kýsmýný oyuncularýn maaþlarýna ayýrmalarýný saðlayabiliriz.
Bu oran %55, %60 ya da %65 olabilir, KarlHeinz Rummenigge %50-55 ler civarýnda bir
orandan bahsetmiþti. Michel Platini de bunun
kulüplerin de onay verdiði bir oran olduðunu
belirtti. O nedenle biz de bu oraný destekleyeceðiz,” dedi.
Atletizmde dünya rekoru!
G
olden Lig Atletizm yarýþmalarýnda sýrýkla atlamada bir dünya rekoru
geldi. Roma Olimpiyat
Stadyumu’nda yapýlan Golden
Lig Atletizm yarýþmalarýnda Rus
atlet Jelena Isinbaeva, sýrýkla atlamada 4.85m.’yi geçerek 1.’liði
garantiledikten sonra kendi rekoru 5.01m.’yi kýrmak için çýtayý
5.03’e kaldýrttý. 2.denemesinde
baþarýlý bir atlayýþ yapan
Isinbaeva yeni bir dünya rekoru
kýrdý. Olimpiyatlardan önce son
denemesini Ýsveç’in baþkenti
Stockholm’de düzenlenecek olan Grand Prix DN Galan’da yapacak olan Jelana Isinbaeva’nýn bir
dünya rekoru daha kýrmasý bekleniyor.
Ronaldinho
Milan’da!
Perşembe, 17 Temmuz 2008
Y
ılın transferi gerçekleşti! Ronaldinho en sonunda Milan’a
imzayı attı! Barcelona’da 5 sezon forma giyen Brezilyalı
futbolcu Ronaldinho, değerinin yarısı olarak gösterilen 25
milyon Avro bonservis karşılığında İtalya’nın Milan takımına transfer oldu.
Barcelona’da 1 Şampiyonlar Ligi, 2 İspanyol ligi kupası heyecanı yaşayan, 2 kez FIFA tarafından dünyanın en iyi oyuncusu
seçilen ve 1 kez de “Altın Top” ödülünü alan Ronaldinho, Katalan
kulübünde geçirdiği kötü sezondan sonra İtalya’nın Milan takımına
gitmeye karar verdi.
Milan 21 milyon Avro peşin gelecek sezon Şampiyonlar Ligi’ne
kalmaları halinde 4 milyon Avro ileride ödemek şartıyla toplam 25
Avroluk bonservis ücreti ile Barcelona’yı ikna ederken, İspanyol
basını Ronaldinho’nun geçen yılki değerinin 60 milyon Avro
olduğunu, Barcelona’nın Ronaldinho’yu çok ucuza verdiğini iddia
etti.
Milan ile Barcelona’nın anlaşmasında Ronaldinho’nun
Milan’dan alacağından yüzde 15 fedakarlık etmesinin etkili olduğu
bildirildi. Geçen sezon sadece 17 maçta Barcelona formasını giyen,
Frank Rijkaard yönetimindeki teknik kadro ve kulüp yönetimi ile
sorunlar yaşayan Ronaldinho’nun kasıtlı olarak böyle bir sezon
geçirdiği ve değerini düşürüp, transferden kendisine ekonomik
fayda sağladığı iddia edildi.
İspanyollar herşeye rağmen “dünyanın en iyi futbolcusu” olarak
gösterilen Ronaldinho’yu “teşekkür ederek” uğurladı. Bugün doktor kontrolünden geçecek olan Ronaldinho, Milan ile 3 yıllık
sözleşme imzalayacak.
Nihat ’ýn klibini
milyonlar izliyor !
N
ihat Kahveci’nin futbol ve topa vuruþ tekniklerini öðrettiði videosu büyük ilgi çekiyor. A Milli Takýmýn ve
Villarreal’in baþarýlý oyuncusu Nihat Kahveci’nin,
UEFA’nýn internet sitesinde futbol ve topa vuruþ
tekniklerini
öðrettiði videosu
büyük ilgi çekiyor. 2003 yýlýndan
bu yana
Ýspanya’da top
koþturan Nihat
Kahveci,
UEFA’nýn internet sitesinde yer
alan klibinde futbol dersi veriyor.
Topa vuruþ taktiklerini anlatan
Nihat’ýn akýcý
Ýspanyolca
konuþmasý da
dikkatlerden
kaçmýyor.
Download