matra projesi.qxd - "Eskisehir ve Iskenderun`da Temiz Hava icin El

advertisement
Ekim
2009
Sayı 6
7. Buluşmanın
Teması Bireylerin
Enerji Tüketimiydi
Gelişen teknoloji beraberinde enerji sıkıntısını da getiriyor. Bu sıkıntıyı gidermek için ise hepimize küçük ama
önemli görevler düşüyor.
Anadolu Üniversitesi (AÜ), Mustafa
Kemal
Üniversitesi
(MKÜ)
ve
Hollanda’dan Royal Haskoning işbirliği ile
yürütülen “Temiz hava için el ele” projesi, “7. İletişim Platformu”, 3 Temmuz
2009’da
Anadolu
Üniversitesi
Mühendislik Mimarlık Fakültesi Dekanlık
Toplantı Salonu’nda gerçekleşti.
“Temiz hava için el ele projesi hızla
devam ediyor”
Hollanda hükümetinin, Avrupa Birliği
uyum süreci içerisinde bulunan ülkeleri
desteklemek amacıyla yürüttüğü
MATRA projesi kapsamında başlatılan
"Temiz Hava İçin El Ele" adlı çalışma
2007 yılı Haziran ayında başladı ve
2010 yılı Haziran ayında ise tamamlanması planlanıyor.
Yapılan iletişim toplantısında Anadolu
Üniversitesi (AÜ) Çevre Mühendisliği
Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tuncay
Döğeroğlu, katılımcılara proje çalışmlarıyla ilgili bilgi verdi. Toplantıda ayrıca
katılımcıların görüş ve önerileri dinlendi.
devamı sy 2
Temiz hava gönüllüleri sertifikalarını aldı
“ Temiz Hava İçin El Ele” projesine katkıda bulunan Anadolu Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi
Çevre Mühendisliği öğrencileri ve Eskişehir’de projeye destek veren kurum ve kuruluşların temsilcileri
düzenlenen bir törenle sertifika ve teşekkür belgelerini aldı.
Hollanda Hükümeti’nin, Avrupa
Birliği uyum süreci içerisinde bulunan ülkeleri desteklemek amacıyla
yürüttüğü MATRA Projesi kapsamında Eskişehir’de “ Temiz Hava İçin El
Ele” çalışmasının Eskişehir’deki iletişim platformu toplantılarının 6’ncısı
yapıldı. 3 Nisan Cuma günü
Mühendislik Mimarlık Fakültesi
Dekanlık Binası Toplantı Salonu’nda
gerçekleşen temiz teknoloji temasının işlendiği toplantıda Seramik Araştırma Merkezi’nden Pervin
Dağ, Ece Banyo’dan Bülent Duman davetli konuşmacı olarak
birer sunuş yaptılar.
Toplantının ardından projeye destek veren kurum, kuruluşlara
ve projede çalışan Çevre Mühendisliği Bölümü öğrencilerine
Katılım ve Teşekkür Sertifika’larını vermek üzere bir sertifika
töreni düzenlendi. Törende Anadolu
Üniversitesi Mühendislik Mimarlık
Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hasan
Mandal, Anadolu Üniversitesi
Mühendislik Mimarlık Fakültesi
Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Tuncay
Döğeroğlu ve “ Temiz Hava İçin El
Ele” projesi yöneticisi Wim van
Doorn konuşma yaptı. Prof. Dr.
Tuncay Döğeroğlu “ Temiz Hava
İçin El Ele” projesinin en önemli aşamalarından olan saha çalışmalarında emeği geçen Anadolu Üniversitesi öğrencilerine, Royal Haskoning grubuna, Eskişehir
İlköğretim Okulu yöneticileri, öğretim elemanları, öğrencileri ve
öğrencilerin ailelerine ayrıca desteklerinden dolayı Milli Eğitim
Müdürlüğü,
Çevre ve Orman Müdürlüğü ve Sağlık
Müdürlüğü’ne teşekkür etti.
devamı sy 3
sayfa 2
Döğeroğlu,
toplantıda;
Eskişehir
ve
İskenderun’daki hava kirliliği ve buna bağlı oluşan
sağlık etkilerinin belirlenmeye başlandığını, hava
kalitesinden
sorumlu
kurum ve kuruluşların güçlendirilmesi için gereken
çalışmaların yürütüldüğünü hatta konu hakkında çocuklar
için filmin hazırlandığını ve yetişkinler için hazırlanacak
olan filmin ise çalışmalarının başladığı bilgisini verdi.
Bireyin enerji tüketimi konusunun ele alındığı platform
toplantılarının 5 Temmuz 2009’da gerçekleştirilen
İskenderun ayağında TEDAŞ yetkilileri bilgi verirken
Eskişehir’den de ESGAZ yetkililerinin davet edildiğini belir-
7. Buluşmanın
Teması
Bireylerin Enerji
Tüketimiydi
NİÇİN ENERJİ VERİMLİLİĞİ?
•En önemli enerji kaynağı olan petrol ve kömür gibi fosil
yakıtlar hızla tükeniyor.
•Enerji üretim ve tüketim süreçlerinde ortaya çıkan sera
gazı emisyonları küresel ısınma ve iklim değişikliğinin en
önemli nedenleri arasında
•Kullandığımız enerjinin %75’ini yurt dışından alıyoruz.
•Evimizde ve ulaşımda tükettiğimiz enerjinin faturası aile
bütçemizin en önemli kalemlerinden
•Enerji faturalarımızı düşürmek ve aile ekonomisi katkıda bulunmak, ülkemizin enerjide dışa bağımlılığını azaltmak ve gelecek nesillere yaşanılabilir bir çevre bırakmak
için enerjiyi verimli kullanmalıyız.
ten Anadolu Üniversitesi (AÜ) Çevre Mühendisliği Bölümü
Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tuncay Döğeroğlu "Hava kirliliği
problemi teknolojik gelişmişlik seviyesiyle doğru orantılıdır. Hedefe ulaşabilmek için birçok kurumun işbirliği içinde çalışması gerekmektedir. İletişim platformu toplantıları
da bu sebeple yapılıyor” dedi.
Soluduğumuz havanın kalitesini iyileştirme konusunda
hepimizin üzerine düşen görevler olduğunu, özellikle
enerji kayıplarının önemle altını çizen Döğeroğlu, “kayıplar
için gereken önlemler alındığı taktirde bu kayıpları minumuma indirebiliriz” dedi.
“Doğalgaz kullananlar dikkat”
Birey olarak nerelerde daha çok enerji tüketiyoruz sorusuna cevap aranmaya çalışılırken ESGAZ’ı temsilen toplantıya katılan Halkla İlişkiler Müdürü Halenur Kirkgöz emniyetli ve verimli doğalgaz kullanımı konusuna değindi. Kirkgöz,
“Verimli ısınmak için izolasyon önemlidir. Kapı ve pencere kenarlarındaki boşlukları izole ettiğinizden emin olun.
Radyatörlerin önünü eşyalarla kapatmayın. Sızdıran musluklarınızı tamir ettirin, birgünden fazla evden uzaklaşacaksanız ısıtıcılarınızı açık bırakmayın” diyerek doğalgazda
verimlilik konusunda yapılması gerekenlerden bahsetti.
Sanayi Kuruluşları Ziyaret Edildi
Proje ekibi
temiz, çevreci bir üretim
için işbirliğine açık
kuruluşları ziyaret etti.
ekibi
Proje
temiz, çevreci bir
üretim için işbirliğine açık kuruluşları ziyaret etti. Eskişehir ve Bozüyük’te yer alan
seramik endüstrisi kuruluşlarından Yurtbay Seramik,
Vitra Eczacıbaşı, İskenderun’da da Demir Çelik sanayi
kuruluşu NURSAN ziyaret edildi.
Kuruluşların uygulamaları ve proje ekibi ile gerçekleştirilebilecek olası işbirliklerinin görüşüldüğü ziyaretlerde
hava kirliliğinin azatlımı ve enerji tasarrufu ile ilgili olarak
firmaların Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrol Sistemleri
hakkında yaptıkları çalışmalar ve bu çalışmalardan elde
ettikleri sonuçlar hakkında bilgi alındı. Görüşmelerden
sonra faal üretim tesisleri ve çeşitli üniteler proje ekibince gezildi.
sayfa 3
Temiz hava gönüllüleri sertifikalarını aldı
Prof. Dr. Döğeroğlu, “ Bizim için bu
destekler çok önemli. Eğer bu destekler
olmasaydı bu kadar çok işi eş zamanlı
yürütebilmemiz mümkün olmayacaktı.”
dedi. Anadolu Üniversitesi Mühendislik
Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hasan
Mandal ise bu projenin konusu itibari ile
önemli toplumsal bir boyuta sahip
olduğunu, 4 bin minik öğrencinin bilgilendirilmesi, bilinçlendirilmesi ve
toplumsal açıdan duyarlı hale getirilmesinin toplumsal duyarlılığı arttırma
açısından çok önemli olduğunu belirtti.
Prof. Dr. Mandal projenin üniversitenin
başarısını pekiştiren bir çalışma olduğunu
ifade etti. Proje Yöneticisi Wim van Doorn
ise bu projeyi tek başına yürütemeyeceğini belirtti ve projede görev alan
herkese teşekkür etti. Ayrıca neredeyse
tüm katılımcıların Sertifika Töreni’nde
bulunmasından dolayı büyük mutluluk
duyduğunu dile getirdi.
Konuşmaların ardından katılımcılara
sertifikaları takdim edildi. Törende;
Odunpazarı Belediyesi, Tepebaşı
Belediyesi, Eskişehir Milli Eğitim
Müdürlüğü, Çevre Orman İl Müdürlüğü, İl
Sağlık Müdürlüğü temsilcileri; Atatürk
İ.Ö.O., Dumlupınar İ.Ö.O, Eskişehir
Ticaret Odası İ.Ö.O., Eti Maden İşletmesi
İ.Ö.O, Hacı Nezire Sarıkamış İ.Ö.O, İsmet
İnönü İ.Ö.O, İsmet Paşa İ.Ö.O, Kazım
Karabekir İ.Ö.O., Mareşal Fevzi Çakmak
İ.Ö.O, Mehmet Gedik İ.Ö.O., Metin
Sönmez İ.Ö.O, Murat Atılgan İ.Ö.O.,
Sami Sipahi İ.Ö.O, Ticaret Borsası İ.Ö.O.,
Yenikent İ.Ö.O, 100. Yıl İ.Ö.O yöneticileri
ve
Anadolu
Üniversitesi
Çevre
Mühendisliği Bölümü öğrencileri sertifika
ve teşekkür belgelerini aldılar.
Deneyimler paylaşıldı
Hava kirlilği ile mücadele
konusunda başarılı işler gerçekleştirmiş Hollanda kurumları ve
uzmanları ile deneyimleri paylaşmak, farklı uygulamaları
yerinde görmek amacıyla bir
gezi düzenlendi. Eskişehir ve
Hatay’dan katılımcıların 20 -24
Nisan
2009
tarihlerinde
Hollanda’da
gerçekleştirdiği
ziyaretlerde çok sayıda ve farklı
nitelikte kurum ile görüşüldü.
Teknik gezinin Türkiye katılımcıları Prof. Dr. Sermin Örnektekin (Mustafa Kemal Üniversitesi), İbrahim Yüzer (Hatay İl Çevre
ve Orman Müdürü), Bekir Altan
(Payas Belediye Başkanı),
Güncel Dönmez (İskenderun
Belediyesi, çevre mühendisi),
Prof. Dr. Tuncay Döğeroğlu
(Anadolu Üniversitesi), Yard.
Doç. Dr. Ozan Devrim Yay
(Anadolu Üniversitesi), Mehmet
Karakaya (Eskişehir İl Çevre ve
Orman Müdürü), Tamer Entok
(Eskişehir
Büyükşehir
Belediyesi, çevre mühendisi)
oldu. Yerel organizasyonları
gerçekleştiren ve ziyaretlere
katılan Hollanda ekibi ise Royal
Haskooning’den Wim van
Doorn, Franca Sprong ve
Brenda de Groot’tan oluştu.
Türkiye ve Hollandalı kurum
temsilcilerinin görüş ve deneyim paylaşımı için önemli
olanaklar sunan program kapsamında ziyaret edilen kurumlar
ve paylaşılan bilgilerle ilgili ayrıntılar şöyleydi: 20 Nisan 2009 –
Utrecht’de RIVM (Ulusal Çevre
ve Halk Sağlığı Enstitüsü) ziyaret
edildi. Hollanda hava krililiği
izleme ağının tarihsel gelişimi,
politikalar, hava kirliliği sorunları;
ölçüm stratejisi, kalite kontrolü
ve güvencesi, hava kalitesi
izleme ağı hakkında bilgi alındı.
Aynı gün gerçekleşen bir diğer
ziyaret
ise
IRAS
(Risk
Değerlendirme
Çalışmaları
Enstitüsü) yapıldı. Hava kirliliği
ve sağlık etkilerine ilişkin bilgiler
alındıktan sonra, laboratuarlar
ziyaret edildi.
21 Nisan 2009: Lahey’de (Den
Haag) Dışişleri Bakanlığında
MATRA programının tanıtımı
yapıldı. Kamusal Konutlar, Şehir
Planlama ve Çevre Bakanlığında
ise Hollanda’daki hava kalitesi
politikalarının tarihsel gelişimi,
AB mevzuatına geçiş, emisyon
azatlım stratejileri, kamusal
örgütlenme konuları tartışıldı.
22 Nisan’da Rotterdam’a
yapılan gezinin durağı DCMR
Bölgesel
Çevre
Koruma
Ajansıydı.
Rotterdam
Endüstriyel Liman Bölgesinde
hava
kalitesi
yönetimi,
endüstriyel çevre yönetimi ve
kontrolü kapsamındaki izin ve
ruhsatlar, IPCC uygulamaları
konusunda bilgi alındıktan
sonra, Çevre Şikayetleri Merkezi
ziyaret edildi.
23 Nisan ‘da Nijmegen ve
Roermond’a geçildi. İlk ziyaret
Nijmegen Belediyesine gerçekleştirildi. Yerel sürdürülebilir
gelişim politikaları, yerel hava
kalitesi ve iklim değişikliği ilişkileri, enerji tasarrufu, paydaşlar
ve halk ile iletişim konuları
tartışıldı.
Sonraki
ziyaret
Rockwool yalıtım ürünleri tesisine yapıldı. Tesis ziyaretinde,
izolasyon malzemeleri ve enerji
tasarrufu konulu sunuşlar ve
demonstrasyon,
emisyon
azatlımı ve temiz teknoloji uygulamaları hakkında bilgi alındı.
Gezinin 24 Nisan’daki durağı
Ijmuiden ve Amsterdam’dı. Bu
ziyarette Corus çelik endüstrisi
gezildi: çelik üretimi ile ilgili
sunumlar dan sonra Corus çelik
endüstrisinde emisyon azaltımına yönelik çalışmalar hakkında
bilgi alındı. Gezinin son ziyareti
Friends of the Earth (Dünyanın
Dostları) Derneğine yapıldı.
Çevresel denetlemede STK’ların
rolü, Friends of the Earth’ün
Hollanda’da yürüttüğü kampanyalar hakkında bilgi alındı.
sayfa 4
Ozonu Koruyun!
Dünyadaki tüm canlılar için hayati bir öneme
sahip olan ozon tabakası, 1987’de imzalanan
bir protokolle koruma altına alındı.
Ozon tabakasının korunması amacıyla 16
Eylül 1987’de imzalanan Montreal
Protokolü, dünya çapında “Uluslararası
Ozon Tabakasını Koruma Günü” olarak
kutlanıyor. Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 191 ülkenin imzaladığı protokol,
ozon tabakasına zarar veren kimyasal
maddelerin üretiminin ve kullanımının durdurulmasını öngörüyor.
Konu ile ilgili olarak görüştüğümüz
Anadolu Üniversitesi Çevre Mühendisliği
Öğretim Üyelerinden Yard. Doç. Dr. Ozan
Devrim Yay, ozon tabakasının yaşamsal
önemine vurgu yaparak şunları söyledi:
“Ozon tabakası, yer seviyesinden 25 km.
yükseklikte bulunan ve içeriğindeki ozon
molekülleri sayesinde güneşten gelen UV
ışınları emip, bu ışınların dünyaya ulaşmasını engeller. Bu ışınlar yüksek frekanslı
olup, yeryüzüne ulaşınca deri kanseri,
deniz canlılarının yok olması gibi olumsuz
özelliklere sahip olacağı için yaşamsal bir
öneme sahiptir.”
Ozon tabakasındaki seyrelmenin dünyanın
her yerinde aynı miktarda olmadığını dile
getiren Yay, “Ekvatordan kutuplara doğru
gidildikçe ozon tabakasındaki seyrelme
daha fazla olmaktadır. Kutup bölgeleri
üzerinde, özellikle güney kutbunda
mevsimsel olarak daha büyük bir incelme
söz konusudur. Hata zaman zaman “delik”
ismini hak edebilecek büyüklükte
seyrelmelere sebep olmaktadır.” dedi.
Ozon tabakasının ilk ölçümlerinin 1925
yılında İsviçre’de yapıldığını belirten Yay,
“1960’a
kadar
ozon
tabakasının
seviyesinde mevsimsel dalgalanmalardan
başka herhangi bir değişim gözlenmedi.
Ama 60’lardan sonra bu gözlemler, ozon
tabakasında özellikle kutup bölgelerinde
ciddi bir incelme olduğunu gösterdi. Ozon
tabakası ölçümleri 70’lerden sonra uydu
teknoloji sayesinde uzaydan yapılmaya
başlandı.”dedi. 60’ların sonu 70’lerin
başında yapılan bu ölçümler sayesinde
ozon tabakasının seviyesinde ciddi bir
azalma olduğu belirten Yay, bu tarihsel
süreci şöyle açıkladı: “Ozon tabakasındaki
bu
seyrelmenin sebebi
anlaşılmaya
çalışıldı. 70’lerin
ortalarında
F.
Sherwood Rowland ve
Mario J. Molina isimli iki bilim
insanının çalışması sonucu, ozon
tabakasının
seyrelmesinin
sebebi,
endüstriyel üründe kullanılan klorofloro
karbonların içinde bulunan klor atomunun
yol açtığı saptandı. Bu bilimsel açıklamalara, söz konusu kimyasalları kullanan
sektörlerden ciddi bir tepki geldi. Bu açıklamaların bilimsel bir yanı olmadığı ve
çöpe atılması gereken çalışmalar olduğu
şeklinde tepkilerle karşılandı. Özellikle klor
başta olmak üzere 7A grubunu denilen
halojenleri içeren bileşenlerin bulunduğu
bazı kimyasalların ozona zarar verdiğini
ortaya koyan Rowland ve Molina, 1995
yılında Nobel Kimya Ödülü’nü aldılar.”
Ozon tabakasındaki seyrelmenin sebebi
anlaşıldıktan sonra bu soruna müdahale
etmek amacıyla tüm dünya ülkelerinin
Montreal Protokolü’nü imzalandığını
belirten Yay, ozon tabakasına zarar veren
kimyasalların önce üretiminin daha sonra
kullanımın belli bir takvime göre durdurulması gerektiğini öngören bir protokol
olduğunu söyledi. “İlk aşamada dünyanın
birçok ülkesinde ozon tabasının seyrelmesine yol açan gazların yerine hidroklorofloro karbonların kullanılması gerekliliği
var. Bunlar tamamen zararsız değil.
Yalnızca klorofloro karbona göre daha az
zararlıdır.
O
yüzden
Montreal
Protokolü’nün gündeminde hidroklorofloro
karbonların da belli bir takvim ekseninde
kullanımlarının ve üretimlerini durdurulması var.” diyen Yay, bunun dışında
sadece hidroklorofloro karbonların değil,
bromlu bazı bileşiklerin de ozon tabakasına zarar verdiğini ve bromlu bileşiklerin
gündelik yaşamımızda sıklıkla kullandığımız buzdolapları, klimalar ve spreylerin üretiminde kullanıldığını vurguladı.
Yay,”Özellikle yangın söndürücülerde kul-
lanılan
brom,
ozon tabakasına daha fazla zarar
veriyor. Hidroklorofloro karbon ve bromlu
bileşiklerin azaltılması takvime alınmış.
Türkiye Montreal Protokolü’nü imzaladıktan bir süre sonra ozon tabakasını incelten
maddelerin kontrol altına alınmasına dair
bir yönetmelik yayımladı.” dedi.
Ancak Türkiye dâhil pek çok ülkede ozon
tabakasına zarar veren bu kimyasalların
kullanıldığı istisnai bir alan olduğu ve
bunun askeri alan olduğu söyleyen Yay,
“Küresel ısınma ile karşılaştırıldığında ozon
tabakasının korunmasına dair daha fazla
umut var. Montreal Protokolü uluslararası
alanda imzalanan en başarılı protokol
olması sebebi ile hedeflenen takvime
ulaşmayı başardı. Buna karşın, ozon
tabakasındaki seyrelme bugünlerde en üst
seviyesine ulaştı. Klorofloro karbonların
atmosferdeki ömürleri çok uzun olan
bileşiklerdir. O yüzden 30 yıl önce atmosfere salınmış olan karbonlar hala atmosferde bulunuyor ve ozon tabakasını inceltmeye devam ediyor. Bu sebeple önlem
alınsa bile bu önlemlerin etkileri 20-30 yıl
sonra ortaya çıkar. Bugün kullanmış
olduğumuz zararlı gazlar önümüzdeki 2030 yıl boyunca atmosferde kalmaya
devam edecektir. En iyi ihtimalle 2050
yılında ozon tabakasının, 1950’lerdeki
seviyesine ulaşacağı tahmin ediliyor. Tabi
Montreal Protokolü daha da sıkılaştırılarak
uygulanırsa.”diye
vurguladı.
Ozon
tabakasının seyrelmesine neden olan bu
gazların küresel ısınma sorunu ile de
doğrudan bağlantılı olduğunu söyleyen
Yay, sözlerini şu şekilde noktaladı: “ Bu
gazların sebep olduğu küresel ısınma etkisi, tek karbondioksit molekülünün sebep
olduğundan 10 bin kat daha fazladır.”
Download