economıc agenda - T-Bank

advertisement
15 Nisan 2016
Haftanın Gündemi-Beklentiler
TCMB
ve
toplantıları
izlenecek...
ECB

Küresel piyasalarda gelişmekte olan ülkeler lehine olan ortam bu hafta da
sürdü. İyi gelen Çin dış ticaret verileri ve Çin’de büyümenin beklentiler
civarında olması piyasalardaki risk iştahını olumlu etkiledi. Bu arada
Fed’in Nisan ayında faiz artırmayacağına hemen hemen kesin gözüyle
bakılıyor. Ancak küresel piyasalardaki düzelme ve Çin ekonomisinin göreli
olarak daha istikrarlı seyretmesi, Fed’in gelecek aylarda faiz artırımına
gitmesi olasılığını da yükseltmekte. Bu hafta petrol fiyatlarında da artışın
devam etmesi özellikle gelişmekte olan piyasaları olumlu etkiledi. Pazar
günü Doha’da yapılacak olan petrol üreticisi ülkeler toplantısı öncesinde
petrol yükseldi. Ancak İran’ın bu toplantıya katılmayacak olması
fiyatlardaki yükselişi sınırladı. Öte yandan, ABD dolarındaki değer kaybı
bu hafta durdu, hatta dolar euro ve yene karşı değer kazanmaya başladı.
Bunda Fed’in önümüzdeki dönemde faiz artırabileceği beklentilerinin
tekrar gündeme gelmesinin payı vardı. Ancak ABD’den gelen son
enflasyon verileri hala düşük enflasyon sürecinin devam ettiğine işaret
etmekte. Yine de petrol fiyatlarının artış eğiliminde oluşu ve çekirdek
enflasyondaki kıpırdanma ABD’de enflasyonda gelecek aylarda yukarı
yönlü bir artış olabileceğine işaret ediyor. Öte yandan, bu hafta sonu IMF
ve Dünya Bankası’nın bahar toplantıları var. Ayrıca G-20 maliye
bakanları ve merkez bankası başkanları toplanıyor. Diğer taraftan
Doha’daki petrol toplantısı da piyasalar tarafından yakından izleniyor.
 ABD Doları bu hafta biraz toparlandı. Dolar, euro ve yene karşı
hafif değer kazandı. Euro/dolar paritesi 1.1290; dolar/yen ise
108.95 civarında seyrediyor.
 Petrol fiyatlarındaki artış sürdü. Hafta başında hızla yükselen
fiyatlar hafta sonuna doğru biraz ivme kaybetti. Vadeli Brent ham
petrolünün varili 42.75 dolar, ABD hafif ham petrolünün varili
40.45 dolar civarında.
 Altın fiyatları ise bu hafta dolardaki güçlenmeyle birlikte değer
kaybetti. Hafta başına 1250 dolarda başlayan altın 1228 dolar
civarında haftayı kapattı.

Türkiye’de cari işlemler açığı, işsizlik ve bütçe verileri açıklandı. Cari açık
Ocak-Şubat döneminde 4.1 milyar dolara geriledi; 12 aylık açık 32 milyar
dolardan 30.5 milyar dolara indi. İşsizlik oranı ise Ocak döneminde geçen
yılın aynı dönemine göre çok hafif geriledi ve %11.3’den %11.1’e düştü.
Mevsimsellikten arındırılmış işsizlik oranı da aylık bazda %10.3’den
%10.1’e indi. Bütçede ise Mart ayında açık verilmesine rağmen yılın ilk
çeyreğinde fazla verildi. Geçen yıl Ocak-Mart döneminde 5.4 milyar TL
açık veren bütçe bu yıl aynı dönemde 46 milyon TL fazla verdi.
1


Türkiye piyasaları bu hafta yine dalgalı seyretti. Hafta başına 2.85
civarında başlayan dolar/TL paritesi Merkez Bankası başkanlığına atama
yapılması, olumlu cari açık verisi ve küresel piyasalarda risk iştahının
devam etmesiyle 2.82’ye kadar indi. Hafta içinde ise doların küresel
piyasalarda tekrar artış eğilimine girmesi dolar/TL’nin 2.87’ye kadar
yükselmesine yol açtı.
Merkez Bankası’nın haftaya yapılacak
toplantısında yeni bir faiz indiriminde bulunacağına yönelik beklenti
Türk Lirası’nı olumsuz etkilemekte. Faizlerde de aynı beklentiyle sert bir
gerileme yaşandı. İki yıllık gösterge tahvilin bileşik faizi %9.30’a kadar
indi.
Haftaya yurtiçinde Merkez Bankası’nın PPK toplantısı önem taşıyor. 20
Nisan’da yapılacak olan toplantıda bankanın faiz indiriminde
bulunmasına yönelik beklenti yüksek. Ancak faiz indiriminin ne kadar
olacağı ve hangi oranları kapsayacağı önem taşımakta. Politika faizinde
herhangi bir indirim beklemiyoruz. Faiz koridorunun üst bandında
yapılacak 50 baz puana kadar bir indirimin ise döviz kurunu fazla
etkilemesini beklemiyoruz. 50 baz puanı aşabilecek indirimler ise Türk
Lirası’nın özellikle dolar karşısında zayıflamasına neden olabilecektir. Bu
çerçevede, dolar/TL paritesinin 2.85-2.90 aralığında hareket edeceğini
tahmin etmekle birlikte, Merkez Bankası’ndan gelebilecek büyük boyutlu
faiz indirimlerinin paritede 2.90 eşiğinin geçilmesine yol açabileceğini
düşünüyoruz. Faizlerde ise gerilemenin devam edeceğini öngörüyoruz. İki
yıllık tahvilin bileşik faizlerinde %9.20’ye doğru bir iniş bekliyoruz. Bu
arada küresel piyasalarda hafta sonunda yapılacak olan IMF, Dünya
Bankası ve G20 toplantıları önem taşıyor. Ayrıca haftaya Avrupa Merkez
Bankası’nın faiz toplantısı da piyasalar tarafından yakından izlenecek.
TÜRKİYE’DE BU HAFTA
Son
ekonomik
gelişmeler...

Cari işlemler açığı petrol fiyatlarında düşük seyrin devam etmesiyle Şubat
ayında beklentilerin altında kalarak 1.79 milyar dolar olarak gerçekleşti.
Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre, cari işlemler açığı, Ocak-Şubat
döneminde 4.12 milyar dolar olurken, 12 aylık cari işlemler açığındaki
düşüş de devam ederek Ağustos 2010'dan bu yana en düşük seviyeye geldi.
Böylece kümülatif açık Ocak ayındaki 32.04 milyar dolardan 30.51 milyar
dolara geriledi. Cari denge Ocak ayında 2.34 milyar dolar, geçen yılın Şubat
ayında ise 3.31 milyar dolar açık vermişti. Güncel OVP'ye göre cari açığın
2016 yılını 28.6 milyar dolar ile tamamlaması beklenirken, bu rakam
GSYH'nın yüzde 3.9'una denk geliyor. Şubat ayında cari açıktaki gerilemede
dış ticaret açığının bir önceki yılın aynı ayına göre 1.48 milyar dolar
azalarak 1.96 milyar dolara düşmesi ve birincil gelir dengesi açığının 99
milyon dolar azalarak 717 milyon dolara gerilemesinin etkili olduğu
belirtildi. Hizmetler dengesinden kaynaklanan net gelirler ise 228 milyon
2


dolar azalarak 495 milyon dolara düştü. Parasal olmayan altın kalemi
altında, net altın ihracatı bir önceki yılın Şubat ayına göre 292 milyon dolar
azalarak 1.21 milyar dolar oldu. Hizmetler dengesi altında seyahat
kaleminden kaynaklanan net gelirler, bir önceki yılın aynı ayına göre 170
milyon dolar azalarak 613 milyon dolara düştü. Birincil gelir dengesi
kalemi altında yatırım geliri kaleminden kaynaklanan net çıkışlar, bir
önceki yılın aynı ayına göre 121 milyon dolar azalarak 670 milyon dolar
oldu. Doğrudan yatırımlardan kaynaklanan net girişler, bir önceki yılın aynı
ayına göre 695 milyon dolar azalarak 140 milyon dolar olarak gerçekleşti.
Portföy yatırımları 1.09 milyar dolar net giriş kaydetti. Alt kalemler
itibarıyla incelendiğinde, yurtdışı yerleşiklerin hisse senedi piyasasında ve
devlet iç borçlanma senetleri piyasasında sırasıyla 444 milyon dolar ve 744
milyon dolar net alım yaptığı görüldü. Net hata ve noksan kaleminde,
önceki ay görülen 1.06 milyar dolarlık çıkışın ardından, Şubat ayında 2.88
milyar dolarlık giriş oldu. Resmi rezervler 646 milyon dolar arttı.
Ocak döneminde işsizlik oranı, bir önceki yılın aynı dönemine göre 0,2
puan düşerek %11,1 olarak gerçekleşti. Tarım dışı işsizlik oranı da
benzer şekilde aynı dönemde 0,4 puan gerileyerek %13 oldu. Genç işsizlik
oranı da gerilemeyi sürdürdü ve 0,8 puanlık bir düşüşle %19,2 oldu.
İşgücüne katılım oranı ise önceki yılın aynı dönemine göre 0,7 puanlık artış
göstererek %50,7 olarak gerçekleşti. Ocak döneminde, geçen yılın aynı
dönemine göre, işgücündeki 852 bin kişilik artışın, 821 bin kişilik
istihdam artışını aşmasıyla toplam işsiz sayısı 31 bin kişi arttı. Sektörel
olarak tarım istihdamı 30 bin kişi, sanayi istihdamı 48 bin kişi azalırken;
inşaat sektöründe 68 bin ve hizmetler sektöründe 832 bin kişilik istihdam
artışı kaydedildi. Mevsimsel etkilerden arındırılmış rakamlara bakıldığında
ise işsizlik oranı Ocak döneminde, Aralık dönemine göre 0,2 puan düşüşle
%10,1'e geriledi. Bunda işgücüne katılım oranının yatay kalması etkili, zira
işgücüne katılım oranı son 5 aydır %51,6’da yatay seyrediyor. İşsizlik
oranındaki gerilemeye rağmen istihdamın sektörel kompozisyonu ise
dengesiz. Tarım istihdamı 5 bin kişilik hafif düşüşle yatay seyrederken,
sanayi istihdamının zayıflamayı sürdürdüğü görülüyor. Kasım ve Aralık
dönemlerinde azalan sanayi istihdamı Ocak döneminde de 11 bin kişi
azaldı. İnşaat ve hizmet sektörü istihdamı ise sırasıyla 16 bin ve 95 bin kişi
arttı. Bu şekilde, toplam tarım dışı istihdamdaki 100 bin kişilik artış
bütünüyle hizmetler ve inşaat istihdamından kaynaklanmış oldu.
2015 yılı ilk çeyreğinde 5.4 milyar TL açık veren bütçe 2016 yılı ilk
çeyrekte 46 milyon TL fazla verdi. Geçen yıl ilk çeyrekte 12.7 milyar TL
faiz dışı fazla (FDF) verirken bu yıl ilk çeyrekte bu rakam 16.5 milyar TL
oldu. OVP'de bütçe açığı hedefi bu yıl 29.7 milyar TL olarak öngörülüyor. İlk
çeyrekte bütçe gelirleri bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 16.4
artarak 131.7 milyar TL oldu. Vergi gelirleri ise ilk çeyrekte yüzde 12.7
artarak 108.5 milyar TL olarak gerçekleşti. Verilere göre bütçe giderleri ise
yüzde 11 artarak yine 131.7 milyar TL oldu. Faiz giderleri ise ilk çeyrekte
bir önceki yıl aynı döneme göre yüzde 9 azalarak 16.47 milyar TL oldu.
2015 yılının ilk çeyreğinde 1.6 milyar TL olarak gerçekleşen özelleştirme
gelirleri bu yılın ilk üç aylık döneminde 6.1 milyar TL'ye yükseldi. Bu yıl
yeni bir özelleştirme yapılmadı ancak Özelleştirme Yüksek Kurulu
3


tarafından onaylanan ya da geçmişte elde edilen gelirlere yönelik taksit
ödemelerinden kaynaklı özelleştirme gelirleri artış gösterdi. Öte yandan
verilere göre geçen yıl Mart'ta 6.8 milyar TL açık veren bütçe bu yıl aynı
ayda 6.6 milyar TL açık verdi. Geçen yıl Mart'ta 655 milyon TL faiz dışı
açık veren bütçe bu yıl aynı ayda 160 milyon TL faiz dışı fazla verdi. Mart
ayında vergi gelirleri ise yüzde 13.8 artış gösterdi ve 30.5 milyar TL oldu.
Özel sektörün yurtdışından sağladığı uzun vadeli kredi borcu, Şubat
sonu itibariyle 2015 yıl sonuna göre 2.8 milyar dolar artarak 198.4 milyar
dolara yükseldi. Merkez Bankası verilerine göre, 2015 yıl sonuna göre
bankaların kredi biçimindeki borçlanmaları 987 milyon dolar artarken,
tahvil ihracı biçimindeki borçlanmaları 112 milyon dolar azaldı. Aynı
dönemde, bankacılık dışı finansal kuruluşların kredi biçimindeki
borçlanmaları 296 milyon dolar azalırken, tahvil stoku ise 3.4 milyar dolar
seviyesinde gerçekleşti. Sözkonusu dönemde, finansal olmayan
kuruluşların kredi biçimindeki borçlanmalarının 2.2 milyar dolar arttığı,
tahvil stokunun ise 5.7 milyar dolar seviyesinde gerçekleştiği gözlendi.
Şubat sonu itibarıyla özel sektörün yurtdışından sağladığı kısa vadeli kredi
borcu (ticari krediler hariç) 1 milyar dolar azalarak 19.8 milyar dolar oldu.
Özel sektörün yurtdışından sağladığı toplam kredi borcu, kalan vadeye göre
incelendiğinde, 1 yıl içinde gerçekleştirilecek olan anapara geri
ödemelerinin toplam 70.2 milyar dolar tutarında olduğu gözlendi.
Türkiye'nin kısa vadeli dış borç stoku, Şubat sonu itibariyle 2015 sonuna
göre yüzde 2.5 artışla 105.3 milyar dolar oldu. TCMB verilerine göre, bu
dönemde, bankalar kaynaklı kısa vadeli dış borç stoku yüzde 4.1 artarak
67.7 milyar dolar olurken, diğer sektörlerin kısa vadeli dış borç stoku
yüzde 0.3 azalarak 37.4 milyar dolar olarak gerçekleşti. Bankaların
yurtdışından kullandıkları kısa vadeli krediler, 2015 yıl sonuna göre yüzde
6.8 azalışla 21.3 milyar dolar, yurtdışı yerleşiklerin döviz tevdiat hesabı
yüzde 1.1 azalarak 15.1 milyar dolar olarak gerçekleşti. Banka mevduatı,
2015 yıl sonuna göre yüzde 3.7 artışla 18 milyar dolar ve yurtdışı
yerleşiklerin TL cinsinden mevduatları 2015 yıl sonuna göre yüzde 39.2
artarak 13.4 milyar dolar oldu. Borçlu bazında incelendiğinde, tamamı
kamu bankalarından oluşan kamu sektörünün kısa vadeli borcu 2015 yıl
sonuna göre yüzde 25.6 artarak 18.3 milyar dolar olurken, özel sektörün
kısa vadeli dış borcu yüzde 1.3 azalarak 86.8 milyar dolar oldu.
Bankacılık
Bankacılık sektörünün ilk çeyrek sonunda kredileri sabit kurlarla yüzde 12
sektörünün takipteki artarak 1.54 trilyon lira olurken, geçen yıl aynı dönem yüzde 2.8 olan takipteki
alacakları
ilk kredi oranı ise yüzde 3.3'e yükseldi. Türkiye Bankalar Birliği'nin, Bankacılık
çeyrekte
%3.3'e Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun ilk çeyrek verilerinden derlediği bilgilere
yükseldi...
göre, ilk çeyrek itibariyle TL krediler yüzde 13, yabancı para krediler ise 9
oranında büyüme kaydetti. Ticari krediler yüzde 12 oranında artarken, bireysel
kredilerdeki artış ise yüzde 7 olarak gerçekleşti. Verilere göre reel olarak ise,
krediler yıllık olarak yüzde 7 artarken, ticari krediler yüzde 10 oranında büyüdü;
bireysel krediler ise yüzde 1 oranında daraldı. Reel büyüme TL kredilerde yüzde 5,
yabancı para kredilerde yüzde 12 oldu. Bireysel kredilerin toplam krediler
içindeki payı azalmaya devam ederken, Mart 2016 itibarıyla yüzde 25 oldu.
Tahsili gecikmiş alacak/kredi oranı 2015 yılının ilk çeyreğinde yüzde 2.8
4
seviyesindeyken, bu yıl ilk çeyrekte yüzde 3.3'e yükseldi. En yüksek artış kredi
kartında gerçekleşirken, 2015 ilk çeyrekte yüzde 7.7 olan oran, bu sene aynı
dönemde yüzde 9.3'e çıktı. Bireysel kredilerde bu oran aynı dönemlerde yüzde
3.5'ten yüzde 4.6'ya, KOBİ kredilerinde de yüzde 3.5'ten yüzde 4.4'e çıktı. İlk
çeyrekte sabit kurlarla mevduat artış hızı yüzde 9 olurken toplam mevduat
büyüklüğü de 1.2 trilyon liraya ulaştı. Toplam mevduatta reel artış ise yüzde 6
olurken, TL mevduat yüzde 1, yabancı para mevduat yüzde 12 arttı. Kredi ile
mevduat büyümesi arasındaki fark da, 2010 yılından sonra ilk kez üç puanın altına
indi. Kredi mevduat büyüme farkı TL'de 3.7 puan, yabancı parada ise sıfır
düzeyinde gerçekleşti.
TCMB
Nisan
ayı Merkez Bankası'nın (TCMB) Nisan beklenti anketinde, yıl sonu TÜFE beklentisi bir
beklenti anketi...
önceki anketteki yüzde 8.29'dan yüzde 7.91'e geriledi. 2016 yılı büyüme beklentisi
ise yüzde 3.6 ile aynı oranda kaldı. Cari açık beklentisi ise 33.5 milyar dolardan
32.9 milyar dolara geriledi. Yılsonu dolar kuru beklentisi 3.11’den 3.08’e geriledi.
Moody's Türkiye'nin Kredi derecelendirme kuruluşu Moody's Türkiye'nin "negatif" görünüm ile Baa3
kredi
notunu düzeyinde olan kredi notunu güncellemedi ve kredi notuna dair bir değerlendirme
güncellemedi...
yayımlamadı. Moody's, Avrupa Birliği direktiflerine göre ülke notu hakkında
değerlendirme yayımlaması olası tarihleri sene başında açıklıyor, ancak bu
tarihlerde değerlendirme yayımlamak gibi bir yükümlülüğü bulunmuyor. Türkiye
için bu yılki üç tarihten ilki 8 Nisan'dı. Moody's tarafından yayımlanan ülke kredi
notu değerlendirme takviminde, Türkiye "kredi notu güncellenmeyen ihraççılar"
arasında yer aldı. Derecelendirme kuruluşu bunun dışında bir açıklama veya
değerlendirme yayımlamadı. Moody's takvimine göre Türkiye'nin kredi notu
hakkında gözden geçirme yayımlanabilecek diğer tarihler 5 Ağustos ve 2 Aralık
olarak açıklanmıştı. Moody's Türkiye'nin notuna dair son gözden geçirmeyi geçen
yıl 5 Aralık'ta yayınlamış, kredi notunu ve görünümünü teyit etmişti.
IMF, Türkiye için Uluslararası Para Fonu (IMF) yayımladığı “Dünya Ekonomik Görünüm” raporunda
büyüme
tahminini bu yıl için küresel büyüme tahminini Ocak ayında açıkladığı yüzde 3.4
yükseltti...
seviyesinden yüzde 3.2'ye indirmesine karşılık, Türkiye'nin bu yılki büyüme
tahminini Şubat ayında açıkladığı yüzde 3.2 düzeyinden yüzde 3.8'e yükseltti.
IMF büyüme tahminleri
2016
2017
Tahmin
Önceki*
Tahmin
Önceki*
Türkiye büyüme
3.8
3.2
3.4
3.6
Türkiye cari açık/GSYH
3.6
---
4.1
---
Gelişen ülkeler büyüme
4.1
4.3
4.6
4.7
Euro bölgesi büyüme
1.5
1.7
1.6
1.7
Küresel büyüme
3.2
3.4
3.5
3.6
*Türkiye için Şubat ayı IMF G20 raporu, diğerleri için Ocak ayı WEO raporu baz alınmakta
5
Öte yandan, IMF’nin “Küresel Finansal İstikrar” raporunda da Türkiye’ye yönelik
analizlere ve tavsiyelere de yer verildi. Dış dengesizlikleri yüksek olan ülkelerin
şoklara karşı kırılganlaşabileceği öngörülen raporda, Türkiye’nin rezervlerini
artırması gerektiği belirtilirken, “Türkiye’nin daha fazla rezerve ihtiyacı olabilir
çünkü rezervler kısa vadeli dış finansman yükümlülüklerini karşılamak için yeterli
değil.” değerlendirmesi yapıldı. Ayrıca, Türkiye’de iç talebe dayanan büyümenin
ithalatı artırdığı kaydedilen raporda, bunun sermaye çıkışları olduğu bir dönemde
cari açığın finansmanını zorlaştırarak, ekonomiyi şoklara maruz bırakabileceği
ileri sürüldü. Raporun başka bir bölümünde, Türkiye ve Brezilya’nın yüksek
enflasyon baskılarına karşı, para biriminde oluşabilecek zayıflama nedeniyle
politika açısından sınırlı alana sahip olduğu ifade edildi.
Merkez
Bankası Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Murat Çetinkaya'nın yeni Merkez Bankası
Başkanı
Murat Başkanı olmasını öngören kararname imzalandı. Mevcut Merkez Bankası Başkanı
Çetinkaya...
Erdem Başçı'nın görev süresi 19 Nisan'da doluyor. Murat Çetinkaya, 29 Haziran
2012'den itibaren Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkan Yardımcısı olarak
görev yapıyordu.
DÜNYA EKONOMİSİ
IMF, küresel büyüme Uluslararası Para Fonu (IMF), küresel büyüme beklentisini 0,2 puan azaltarak
beklentisini
yüzde 3,2'ye indirdi. IMF 2017 küresel büyüme beklentisini 0,1 puan azaltarak
düşürdü...
yüzde 3,5'e indirdi. IMF, ABD ekonomisinin 2016'da yüzde 2,4, gelişmiş ülkelerin
yüzde 1,9 büyümesi bekleniyor açıklamasını yaptı. ABD ekonomisinin 2016'da
düşük talep, yüksek işsizliğe bağlı yüzde 1,5 büyümesi bekleniyor. IMF'den yapılan
açıklamada "Küresel ekonomi yavaşlayan oranda ve kırılganlıkların olduğu bir
ortamda büyüyor" denildi. IMF, Çin'in 2016 büyüme tahminini ise yüzde 6,3'ten
yüzde 6,5'e yükseltti. IMF, yılda iki kez hazırladığı Dünya Ekonomik Görünüm
Raporu'nun Nisan 2016 sayısını “Çok uzun zamandır çok yavaş” başlığıyla
yayımladı. Dünya ekonomisinin son dönemde finansal dalgalanmalarla daha da
zayıfladığı vurgulanan raporda, gelişmiş ülkelerdeki büyümenin başta ABD olmak
üzere 2015 sonlarına doğru yavaşladığı belirtildi. Ayrıca, Brezilya ve Rusya gibi
büyük gelişmekte olan ülkelerdeki sıkıntıların devam ettiği kaydedilen raporda,
Çin’deki ekonomik geçişin ve emtia fiyatlarındaki gerilemenin de bu ülke grubuna
yönelik beklentileri baskıladığına işaret edildi. IMF raporunda, 2016 ve 2017’ye
yönelik küresel büyüme tahminlerinin gelişmiş ülkelerdeki yavaşlama paralelinde
sırasıyla yüzde 3,4’den yüzde 3,2’ye ve yüzde 3,6’dan yüzde 3,5’e indirildiği
görüldü. IMF’nin gelişmiş ülkelere yönelik 2016 büyüme beklentisi ise yüzde
2,1’den yüzde 1,9’a ve 2017 tahmini yüzde 2,1’den yüzde 2'ye revize edildi. Aşağı
yönlü revizyonlarda, ABD, Euro Bölgesi ülkeleri, Japonya ve Kanada'ya ilişkin
büyüme tahminlerinde yapılan indirimler etkili oldu. Güncellenen beklentilere
göre, ABD 2016 ve 2017’de yüzde 2,6 yerine sırasıyla yüzde 2,4 ve yüzde 2,5
büyüyecek. Almanya’nın büyüme beklentileri de 2016 için yüzde 1,7’den yüzde
6
1,5’e ve 2017 için yüzde 1,7’den yüzde 1,6’ya düşürüldü. En büyük aşağı yönlü
revizyonlardan biri ise Japonya’nın büyüme beklentilerinde yapıldı. IMF,
Japonya’nın bu yıl yüzde 1 yerine yüzde 0,5 büyümesini bekliyor. Ülkenin gelecek
yılki büyüme projeksiyonu ise yüzde 0,3’den yüzde -0,1’e indirildi. IMF, raporunda
ayrıca gelişmiş ekonomilerin düşük verimlilik ve deflasyonist baskılara maruz
kalmaya devam edeceğini kaydederken, özellike Avrupa Merkez Bankasına (ECB)
destekleyici para politikalarını sürdürmesi çağrısını yineledi.
Diğer taraftan, yükselen piyasa ekonomilerinin yavaşlamaya devam ettiğine işaret
eden IMF; ayrıca düşen sermaye girişlerinin de yükselen ve gelişmekte olan
ülkelerin para birimlerine yönelik baskıyı artırdığına işaret ederken, bu gruba
ilişkin 2016 büyüme beklentisini yüzde 4,3'den yüzde 4,1'e ve 2017
projeksiyonunu yüzde 4,7'den yüzde 4,6’ya düşürdü. Raporda, ayrıca Rusya’nın
2016 ve 2017 yıllarına yönelik büyüme beklentilerinin sırasıyla yüzde -1’den
yüzde -1,8’e ve yüzde 1’den yüzde 0,8’e indirilmesi dikkati çekti. Öte yandan,
Çin’in bu yılki büyüme beklentisi yüzde 6,5 ve gelecek yılki büyüme tahmini ise
yüzde 6,2 olarak belirlendi. Bu oranlar, ocak ayında yayınlanan önceki raporda
yüzde 6,3 ve yüzde 6 seviyesindeydi.
IMF, ek önlemlere Uluslararası Para Fonu (IMF), küresel piyasalarda yaşanan bozulmaların
ihtiyaç bulunduğunu ekonomik ve finansal durgunluğa yol açabileceği uyarısında bulunarak, bunu
belirtti...
önlemek için ek tedbirlere gereksinim duyulduğunu belirtti. IMF, yayınladığı
"Küresel Finansal İstikrar Raporu"nda küresel piyasalarda son dönemde yaşanan
gelişmeleri değerlendirdi. Finansal istikrara yönelik risklerin Ekim 2015'te
yayınlanan son rapordan bu yana arttığı belirtilen raporda, bunda ekonomik
belirsizlik ve güvensizliğin önemli rol oynadığı vurgulandı. Raporda, buna ilaveten
varlık piyasalarındaki bozulmaların, emtia fiyatlarındaki düşüşün ve Çin
ekonomisindeki dönüşümden kaynaklanan olumsuzlukların da finansal şartların
sıkılaşmasına ve yatırımcının risk iştahının azalmasına yol açtığı ifade edildi. Bu
gelişmelerin küresel finansal istikrarı baltaladığı kaydedilen raporda, birçok
piyasada ocak ve şubat aylarında yaşanan çalkantının fiyatları düşürerek, varlık
değerlerinin, yavaş ancak istikrarlı bir iyileşmeye işaret eden makro ekonomik
temellerle uyumlu düzeylerin altına gerilemesine neden olduğu belirtildi.
Raporda, yükselen oynaklık ve riskten kaçınmanın, ekonomik, finansal ve siyasi
risklerin artışını ve politikalara yönelik güvenin azalışını yansıtmış olabileceği
kaydedildi. Bununla birlikte oynaklığın, merkez bankalarının desteği ve ABD'de
açıklanan güçlü verilerle şubat sonrasında durulduğu anlatılan raporda, buna
karşın güven şokunun negatif etkilerinin finansal istikrarı zedelediği kaydedildi.
IMF, raporda piyasalarda yaşanan çalkantının tekrar edebileceğine vurgu yaptı.
Raporda, ayrıca finansal durgunluk durumunda finans kurumlarının
bilançolarında uzun süreli bozulmalar ortaya çıkabileceği ve bunun orta vadeli
ekonomik büyümeyi de etkileyebileceği vurgulandı. IMF, böyle bir senaryoda,
dünya ekonomisinin 2021 itibarıyla temel senaryoya kıyasla yüzde 3,9
daralabileceği uyarısını yaptı. Öte yandan, raporda, politika yapıcıların büyüme ve
istikrar açısından daha güçlü bir yol inşa edebilmesi halinde dünya üretiminin,
2018 itibarıyla temel senaryoya kıyasla yüzde 1,7 daha yüksek olabileceğinin de
7
altı çizildi. Pozitif senaryo için politikaların, gelişmiş ülkelerde finansal krizin
mirası olan sorunların ve gelişen ülkelerde artan kırılganlıkların üstesinden
gelmesi gerektiğine işaret edilen raporda, aynı zamanda piyasalardaki likiditenin
güçlendirilmesine ihtiyaç duyulduğu vurgulandı.
IEA’ya göre yılın
ikinci
yarısında
petrolde arz fazlası
kaybolacak...
Uluslararası Enerji Ajansı'ndan (IEA) "Kayagazının düşüşüyle yılın ikinci yarısında
petrolde arz fazlası neredeyse kaybolacak" açıklaması yapıldı. Uluslararası Enerji
Ajansının "Aylık Petrol Piyasası Raporu"na göre, küresel petrol arzı, martta bir
önceki aya göre, günlük 300 bin varil düşüşle 96,1 milyon varile geriledi. Petrol
İhraç Eden Ülkeler Örgütünün (OPEC) ham petrol üretimi, martta bir önceki aya
göre günlük 90 bin varil düşüşle 32,47 milyon varil olarak gerçekleşti.
Yaptırımların kalkmasıyla İran'ın artan petrol üretimi martta günlük 3,30 milyon
varil oldu, OPEC'in en büyük üreticisi Suudi Arabistan'ın petrol üretimi 10,19
milyon varil olarak gerçekleşti. OPEC ve OPEC dışı ülkelerdeki üretimin
yavaşlamasıyla, küresel petrol arzı martta günlük 300 bin varil düşüşle, günlük
96,1 milyon varil oldu. Küresel petrol arzındaki düşüşün üçte ikisi OPEC dışı
ülkelerden kaynaklandı. OPEC dışı ülkelerin üretimi günlük 180 bin varil farkla
56,8 milyon varile geriledi. Rapora göre, geçen yıl günlük 94,7 milyon varil olan
küresel petrol talebi, bu yıl günlük 95,9 milyon varil olacak. Günlük 32,9 milyon
varille en yüksek talep Asya Pasifik ülkelerinden kaynaklanacak, bunu günlük 31,2
milyon varil taleple Amerika kıtası izleyecek. IEA tahminlerine göre, bu yıl OPEC
dışı ülkelerin ortalama üretimi günlük 57 milyon varil olacak. Bu üretim geçen
yılın ortalamasına göre günlük 710 bin varil daha az seviyeyi işaret ediyor.
Büyük küresel petrol üreticilerinin, 17 Nisan Pazar günü bir araya gelerek petrol
fiyatlarını dengelemek için üretimi sabit tutmak konusunda bir karara varması
bekleniyor. Rusya, İran'ın katılımı olmadan da petrolde üretimin dondurulması
konusunda anlaşmaya varılabileceğinden umutlu.Kremlin'in basın sözcüsü Dmitry
Peskov, Rusya Enerji Bakanı Alexander Novak ile Suudi mevkidaşı arasındaki
telefon görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada umutlu olduğunu söyledi.
ABD
ekonomisinde
gelişmeler...



ABD Başkanı Barack Obama ve Fed Başkanı Janet Yellen nadiren
gerçekleştirdikleri bir toplantıda Beyaz Saray'da ekonomiye yönelik
riskleri ve Wall Street reformları konusunda yaşanan ilerlemeyi görüştü.
Fed Başkanı Janet Yellen, belirsizliğin para politikasına temkinli
yaklaşımı getirdiğini tekrarladı. Yellen, merkez bankasının ABD
ekonomisine fayda sağlamaktan ziyade zarar veren kararlar almaktan
kaçınmak için, para politikasını belirlerken dikkatli hareket etmesi
gerekdiğini söyledi. Fed'in politika belirleme organı Federal Açık Piyasa
Komitesi (FOMC)'nin bir sonraki toplantısı 26-27 Nisan'da yapılacak.
Yatırımcılar, Fed'in bu toplantıda faiz artırımına gitme olasılığını sıfır
olarak görüyor ve bu yıl yalnızca bir faiz artırımı bekliyor. Fed yetkilileri ise
bu yıl iki faiz artırımı öngörüyor.
Philadelphia Fed Başkanı Patrick Harker ve Dallas Fed Başkanı
Robert Kaplan'ın Fed Başkanı Janet Yellen'ın politika sıkılaştırılmasında
yavaş bir yaklaşım gerektiği yorumunu desteklemeleri, 26-27 Nisan'daki
8




FOMC toplantısında yetkililerin faiz artırımında aceleci olmayacağı
yolundaki beklentileri güçlendirdi. Ardından, Richmond Fed Başkanı
Jeffrey Lacker sıkılaştırmayı destekleyici yönde konuşurken, San
Francisco Fed Başkanı John Williams bu yıl iki ya da üç faiz artırımının
makul bir beklenti olduğunu söyledi. Atlanta Fed Başkanı Dennis
Lockhart ise ABD'de faizlerin Nisan ayında artırılmasına artık taraftar
olmadığını ancak bu yıl iki veya üç kere faiz artırımı için yeterli vakit
bulunduğunu söyledi.
Lockhart, faiz artırımından önce ekonomik
büyümenin sürdürülebilir olduğunu, 200,000'in üzerinde aylık istihdam
artışı ve daha yüksek enflasyon görmek istediğini söyledi. Lockhart ilk
çeyrekte zayıf görünen ekonomik büyümenin ikinci çeyrekte
toparlanmaması halinde faiz politikasında temkinli duruştan yana tavır
koyacağını belirtti.
ABD Merkez Bankasının 12 bölgedeki alanlarındaki ekonomik
aktivitelerle ilgili tespitlerin yer aldığı Fed'in "Bej Kitap" raporu'na
göre birçok bölgede ekonomik aktivite Şubat ayının sonlarında ve Mart
ayında arttı. Fed tarafından yılda 8 kez yayınlanan raporda, "Çoğu bölgede
ekonomik büyüme 'mütevaziden ılımlı' aralığındaydı ve ileride de
büyümenin aynı aralıkta olması bekleniyor." denildi. Fed'in raporuna göre
12 bölgesinden biri hariç hepsinde ücretler yükseldi. Fed, ekonominin
küresel büyümedeki yavaşlığı savuşturup savuşturamayacağını, güçlü
doların getirdiği riskler ve petrol fiyatlarındaki uzun süreli düşüklüğü göz
önüne alarak, faiz artırımında tedbirli olunması sinyallerini verdi. Fed'in
Bej Kitap'ı ABD ekonomik görünümüne dair hem ılımlı hem de
tedbirli olunmasını işaret etmekte. Tüketici harcamalarının çoğu bölgede
ılımlı arttığı belirtildi. Bej Kitap raporu, imalatın çoğu bölgede yükseldiğini
ancak gelecekteki büyüme beklentilerinin karışık olduğunu söyledi ve
istihdam piyasalarında birkaç bölgede sağlık hizmetleri sektöründe güçlü
artışa dikkat çekti.
ABD'de perakende satışlar, Mart'ta bir önceki aya göre artacağı
beklentilerine karşılık otomobil satışlarındaki azalmaya paralel yüzde 0.3
geriledi. Perakende satışlardaki düşüş ekonomik büyümenin ilk çeyrekte
güç kaybettiğine işaret eden yeni ipuçları verdi. Perakende satışların
Mart'ta yüzde 0.1 artacağı tahmin ediliyordu. Perakende satışlar ABD'deki
ekonomik faaliyetlerin üçte ikisini oluşturuyor. Otomobil dışındaki
perakende satışlar yüzde 0.4 artacağı beklentilerine karşılık yüzde 0.2
arttı. Daha önce Şubat ayı için perakende satışlar ve otomobil hariç
perakende satışlar için yüzde 0.1 olarak açıklanan düşüş, satışların yatay
seyrettiği şeklinde revize edildi.
ABD'de üretici fiyatları Mart ayında bir önceki aya kıyasla artacağı
beklentilerinin aksine yüzde 0.1 düştü. Çekirdek fiyatlar da yine artış
beklentilerine rağmen yüzde 0.1 geriledi. Üretici fiyatlarının yüzde 0.2,
çekirdek ÜFE'nin yüzde 0.1 artması bekleniyordu. Üretici fiyatları yıllık
bazda ise yüzde 0.3 artacağı beklentilerine karşın yüzde 0.1 düşerek
beklentilerin altında açıklandı. Çekirdek ÜFE'deki yükseliş bir önceki yıla
göre yüzde 1 olarak açıklanarak yüzde 1.3'lük beklentilerin altında
gerçekleşti.
ABD'de işsizlik maaş başvurusunda bulunanların sayısı 9 Nisan'da sona
9

AB ekonomilerinde AB:
gelişmeler...


eren hafta için 253,000 ile beklentilerin altında açıklandı. İşsizlik maaş
başvurularının 270,000 olması bekleniyordu. Önceki hafta için 267,000
olarak açıklanan işsizlik maaş başvuruları 266,000'e revize edildi. Daha az
dalgalanma gösterdiği için daha iyi bir gösterge olarak kabul edilen dört
haftalık ortalama işsizlik başvuruları ise 1,500 azalarak 265,000'e geriledi.
ABD'nin New York eyaleti imalat sanayi endeksi Nisan'da 9.56 ile
beklentileri aştı. Endeksin 2.21 değerini alması bekleniyordu.
Euro bölgesinde sanayi üretimi Şubat'ta bir önceki aya göre yüzde 0.8 ile
beklentilerin hafif üzerinde bir daralma gösterdi. Sanayi üretiminin
Şubat'ta yüzde 0.7 daralacağı tahmin ediliyordu. Daha önce yüzde 2.1 artış
olarak açıklanan Ocak ayı sanayi üretimi ise yüzde 1.9'a revize edildi. Euro
bölgesinde Şubat ayı sanayi üretimi yıllık bazda da yüzde 0.8 büyüyerek
yüzde 1.2'lik beklentilerin altında gerçekleşti.
Euro bölgesinde tüketici fiyatları nihai veriye göre Mart'ta bir önceki yılın
aynı dönemine göre yüzde 0.1 düşeceği beklentilerine rağmen
değişmeyerek yatay kaldı. Euro bölgesinde tüketici fiyatları bir önceki aya
kıyasla ise yüzde 1.2 yükselerek beklentiler doğrultusunda gerçekleşti.
Gıda ve enerji fiyatlarını içermeyen çekirdek enflasyon yıllık bazda
yüzde 1 ile beklentiler doğrultusunda gerçekleşirken, aylık bazda da yüzde
1.3 ile yine beklentilere paralel açıklandı. Euro bölgesinde enflasyon Şubat
ayında yüzde 0.2 düşerek beklentilere paralel gerçekleşmişti.
Almanya:
Almanya'da enflasyon Mart ayında bir önceki yılın aynı ayına göre nihai yüzde 0.1
artarak öncü veri ve beklentilere paralel açıklandı. Euro bölgesinin en büyük
ekonomisinde enflasyon Şubat ayında nihai yüzde 0.2 gerilemişti. Enflasyon oranı
aylık bazda da yüzde 0.8 ile yine beklentilere paralel arttı.
İngiltere:
 İngiltere'de tüketici fiyatları Mart ayında geçen yılın aynı dönemine göre
yüzde 0.5 artarak beklentilerin üzerinde gerçekleşti. Tüketici fiyatlarının
Mart'ta bir önceki yıla göre yüzde 0.4 artması bekleniyordu. Tüketici
fiyatları bir önceki aya kıyasla ise yüzde 0.3 artacağı beklentilerine karşılık
yüzde 0.4 yükseldi. Gıda, enerji, alkol ve tütün fiyatlarını dahil etmeyen
çekirdek enflasyon ise aylık bazda yüzde 0.6 ile yüzde 0.3 olan
beklentilerin üzerinde yükseldi. Yıllık bazda da yüzde 1.5 yükselerek yüzde
1.3'lük beklentilerin üzerinde gerçekleşti.
 İngiltere Merkez Bankası (BOE) politika faizini Nisan ayı toplantısında
oybirliğiyle rekor düşük seviye olan yüzde 0.5'te tuttu. Banka tarafından
yapılan açıklamada İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden ayrılmasının daha
uzun süre belirsizliğe neden olacağı ve kısa vadede ekonomiye
muhtemelen zarar vereceği belirtildi.
10
Diğer ekonomilerde Japonya:
gelişmeler...
 Japonya Merkez Bankası (BOJ) Başkanı Haruhiko Kuroda, yeni
politikanın ters etki oluşturduğu yönündeki iddiaları reddederek, bankanın
eksi faiz benimsememesi durumunda Japonya finansal piyasalarının
daha kötü bir durumda olacağını ifade etti. Yen, BOJ'un merkez
bankasında tutulan fonların bir kısmı için finansal kurumların ücret
ödeyecekleri yönünde açıklamada bulunduğu 29 Ocak'tan bu yana yaklaşık
yüzde 11 değer kazandı. Topix hisse senedi gösterge endeksi, yüzde 5
düşerken, bankacılık endeksi yüzde 15 azaldı. BOJ politikası yatırımcılar
arasında tartışmalara konu oldu.
 Japonya'da çekirdek makina siparişleri Şubat ayında aylık bazda yüzde
9.2 geriledi. Siparişlerin yüzde 12 düşmesi bekleniyordu. Çekirdek makina
siparişleri aynı dönemde yıllık bazda yüzde 0.7 geriledi. Beklenti yüzde 2.4
gerileme yönündeydi.
Çin:



Çin ekonomisi yılın ilk çeyreğinde yüzde 6.7 ile beklentiler
doğrultusunda büyüse de bu oran aynı zamanda son yedi yılın en düşük
büyüme rakamı oldu. Bu yılın ilk çeyreğinde beklentiler doğrultusunda
büyüyen Çin, geçtiğimiz yılın dördüncü çeyreğinde ise yüzde 6.8
büyümüştü. Bu rakam ekonominin yüzde 6.2 büyüdüğü 2009 yılının ilk
çeyreğinden bu yana en zayıf rakam olsa da diğer veriler, Çin ekonomisinin
yeniden ivme kazandığına dair sinyallere yenilerini ekledi.
Çin'de ihracat Mart ayında yükselerek son 18 ayın en hızlı artışını
gerçekleştiriken, ithalattaki düşüş, emtia fiyatlarındaki toparlanma ile
birlikte yavaşladı. Bu durum, ekonomideki istikrar işaretlerine katkıda
bulundu ve hisse senetlerinde yükseliş getirdi. Çin'in ihracatı Mart'ta yuan
bazında, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 18.7 arttı. İhracat Şubat
ayında yüzde 21 düşmüştü. İthalattaki düşüş söz konusu dönemde yüzde
1.7'ye geriledi. Böylelikle ithalat 17 ay üst üste düşüş gösterdi. Bunun
sonucu, dış ticaret fazlası 194.6 milyar yuan (30 milyar dolar) seviyesinde
gerçekleşti. İhracat aynı dönemde dolar bazında yüzde 11.5 arttı.
Fabrikaların ve ofislerin 1 hafta boyunca yeni yıl tatili dolayısıyla kapalı
olduğu Şubat ayında, dolar bazında ihracat yüzde 25 düşmüştü. İthalat ise
dolar bazında yüzde 7.6 geriledi.
Çin'de tüketici fiyatları geçen ay, gıda fiyatlarındaki güçlü artışın etkisi ile
yükselişini sürdürdü ve üretici fiyatlarındaki deflasyon ılımlı hale geldi.
Tüketici fiyatları endeksi (TÜFE) Mart ayında geçen yılın aynı ayına göre,
gıda fiyatlarındaki yüzde 7.6'lık artışın desteği ile yüzde 2.3 arttı ve Şubat
ayı ile aynı hızda artış gösterdi. Üretici fiyatları endeksi (ÜFE) ise, Şubat
ayındaki yüzde 4.9'luk düşüşün ardından Mart ayında yüzde 4.3 geriledi.
Gıda dışı fiyatlar geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 1 arttı. Aylık bazda
ise bu fiyatlar yüzde 0.4 geriledi. Merkez bankasının yıllık bazda enflasyon
hedefi yüzde 3. Üretici fiyatları ise düşen madencilik ve ham madde
maliyetlerinin baskısı altında kalmaya devam ediyor. Aylık bazda üretici
fiyatları yüzde 0.5 yükseldi.
11
Rusya:
Rusya Merkez Bankası tarafından yapılan açıklamada, ülkede geçen yılın ilk
çeyreğinde sermaye çıkışı 32,9 milyar dolar iken, sermaye çıkışının bu yılın ilk
çeyreğinde 7 milyar dolar olduğu kaydedildi. Açıklamada, özellikle dış borç
ödemelerinin geçen yılın aynı dönemine kıyasla daha az olduğu ve bu nedenle
sermaye çıkışında büyük bir düşüş yaşandığı belirtildi. Merkez Bankası
tahminlerine göre, Rusya’da bu yıl toplamda 40 milyar dolarlık sermaye çıkışının
gerçekleşmesi bekleniyor.
Brezilya:
Brezilya Cumhurbaşkanı Dilma Rousseff'in yüce divanda yargılanması için
ilk adım atıldı. Ulusal Kongrenin alt kanadında oluşturulan yolsuzluk araştırma
komitesi, 27'ye karşı 38 oyla Rousseff'in görevinden alınması için soruşturma
başlatılmasına onay verdi. Soruşturma talebinin Senatoya gönderilebilmesi için
Kongrenin alt kanadının 513 üyesinden 342'sinin onayı gerekiyor. Soruşturmanın
aleyhine sonuçlanması halinde ise Rousseff 180 gün içinden görevinden
alınabilecek. Öte yandan Rousseff'un yargılanma kararına tepki gösteren binlerce
kişi Rio de Janeiro sokaklarında gösteriler düzenledi. İktidarın büyük ortağı
Brezilya Demokratik Hareket Partisi (PMDB), geçen ay koalisyondan çekilme
kararı almıştı. Rousseff, bütçedeki açığı kapatmak için devlet bankasından çekilen
paranın zamanında ödeneceğine dair verdiği sözü tutmadığı için sorumluluklarını
yerine getirmemekle suçlanıyor. Ekim 2014'te ikinci kez devlet başkanı seçilen
Rousseff, 2003-2010 yılları arasında devlete ait Petrobras'ın başkanlığını yapmıştı.
Rousseff'in başkanlığı sırasında şirkette 800 milyon dolarlık yolsuzluk yapıldığı,
ihalelere fesat karıştırıldığı ve yetkililerin rüşvet aldığı iddia ediliyor. Yüksek
Mahkeme, Mart ayında aralarında siyasetçilerin de bulunduğu 54 kişi hakkında
yolsuzluk iddialarıyla soruşturma açılmasına karar vermişti.
Singapur:
Singapur Para Otoritesi, dış ticarete bağlı ekonomide büyümenin durma
noktasına gelmesi ile birlikte, para politikası duruşunu beklenmedik bir
şekilde gevşetti ve 2008 küresel finansal kriz döneminde uyguladığı politikaya
doğru hareket etti. Singapur Para Otoritesi, yaptığı açıklamada, Singapur dolarında
yüzde sıfır değer kazanma şeklindeki nötr politikaya geçtiğini duyurdu.
Singapur'un para birimi, bu duyurunun ardından son beş ayın en hızlı kaybını
yaşadı. Singapur, küresel yavaşlama ve Çin'in zayıflayan ekonomisinin etkilerini
yakından hissediyor. Aralık ve Şubat aylarında, kapanan şirket sayısı açılan şirket
sayısını aşarken, banka kredileri Ekim ayından beri her ay azaldı ve bu 2000'den
bu yana en uzun azalış dönemini işaret ediyor.
Endonezya:
Endonezya Merkez Bankası, borç vermeye yardımcı olmak ve büyümeyi
desteklemek için bir haftalık repo faizini gösterge politika aracı belirlediğini
ifade etti. Merkez bankasının ticari bankalardan borç almak için ödediği yeni faiz
oranı, 12 aylık referans faiz oranının yerine geçecek. Merkez bankası tarafından
yapılan açıklamada, yeni politika çerçevesinin 19 Ağustos'tan itibaren
uygulanacağı ifade edildi. Ters repo oranı şu anda yüzde 5.5 düzeyinde bulunuyor.
Bu yıl referans oranını 75 baz puan indirerek yüzde 6.75'e düşüren banka, borç
12
verme faizlerini aynı oranda indiremedi. Yeni gösterge oranı merkez bankasnın
para piyasası oranlarını daha doğrudan etkilemesi konusunda etkili olabilir.
Suudi Arabistan:
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, Suudi Arabistan'ın notunu
"AA"dan bir seviye aşağıda "AA-"ye düşürürken, görünüm negatifte kaldı.
Fitch'ten yapılan açıklamada not indiriminin 2016 ve 2017 yıllarına ilişkin
petrolün varil fiyatı varsayımlarının sırasıyla 35 ve 45 dolara revize edilmesinin
bir sonucu olduğu belirtildi. Açıklamada, petrol fiyatındaki aşağı yönlü revizyonun
Suudi Arabistan'ın mali ve dış hesaplarında önemli negatif etki yaratabileceği ifade
edildi. Suudi Arabistan'ın kredi notu daha önce de Standard&Poor's ve Moody's
tarafından düşürülmüştü.
Körfez ülkeleri:
Körfez ülkelerinin, petrol fiyatlarındaki düşüş nedeniyle oluşan bütçe açığını
karşılamak için 2020 yılına kadar 390 milyar dolar borçlanmaya ihtiyacı
olduğu bildirildi. Kuveyt Finans Merkezi'nin raporuna göre ana gelir kaynağı
petrol olan altı Körfez ülkesinin (Suudi Arabistan, Kuveyt, Katar, Bahreyn, Umman,
Birleşik Arap Emirlikleri) bütçesi geçen yıl 160 milyar dolar açık verdi. Bütçe
açığının 2015-2016'da 318 milyar dolara ulaşmasının beklendiği belirtildi.
Raporda petrol fiyatlarındaki düşüş nedeniyle oluşan bütçe açığını finanse
edebilmek için Körfez ülkelerinin 2020 yılına kadar 390 milyar dolar borçlanmaya
ihtiyacı olacağı kaydedildi. Açığı kapatabilmek için borçlanmanın yanında yüksek
hacimli ek bütçelerin devreye alınabileceği bildirildi. Uluslararası Para Fonu'na
(IMF) göre gelirlerinin yüzde 80'ini petrol satışından elde eden Körfez ülkeleri,
fiyatlardaki düşüş nedeniyle son bir yılda 275 milyar dolar kayba uğradı.
BU HAFTA PİYASALAR
Döviz
kuru Pazartesi günü piyasaların bir süredir yakından izlediği Merkez Bankası başkanlığı
dalgalanırken, faiz ataması konusunda belirsizliğin ortadan kalkması ve yeni başkanın kurum içinden
sert geriledi...
atanacak olmasıyla döviz kurları düşerken, 2 ve 10 yıllık gösterge tahvil faizleri
yaklaşık beş ayın en düşük seviyelerine geriledi. Dolar/TL paritesi 2.85’lerden
2.82’ye gerilerken; sepet bazında TL 3.02; euro/TL’de 3.22 düzeylerine indi.
Tahvil bono piyasasında ise 11 Şubat 2026 itfalı 10 yıllık gösterge tahvilin
ortalama bileşik faizi %9.72; 14 Haziran 2017 itfalı iki yıllık gösterge tahvilin
ortalama bileşik faizi %9.75 düzeyine indi. Merkez Bankası başkanlığı ataması
konusunda belirsizliğin ortadan kalkmasının yarattığı iyimserlik bono piyasasında
faiz indirimlerinin devam edeceği beklentisiyle Salı günü de sürdü, ancak artan
yurtiçi dolar talebi nedeniyle kur hafif yükseldi. Dolar/TL paritesi 2.83’e çıktı. İki
yıllık bono faizleri %9.65’e, on yıllık faizler de %9.68’e indi. Hafta içinde ise
faizlerdeki gerileme sürerken, dolar/TL paritesi hem küresel piyasalarda doların
değer kazanması hem de yurtiçinde faiz indirim beklentileri dolayısıyla tekrar
13
2.85 eşiğini geçti. Perşembe günü dolar/TL 2.87’ye kadar yükseldi, ancak ABD’de
enflasyonun düşük çıkmasıyla birlikte tekrar geriledi. Bono faizlerinde ise düşüş
sürdü. İki yıllık faizler %9.5’un altına gerilerken, on yıllık faizler de %9.51
civarındaydı. Piyasalar haftanın son gününde sakin seyrederken, dış veri gündemi
izlenmekte. Faiz oranlarındaki gerileme ise sürdü. Bugün ABD'de başlayacak ve
hafta sonu boyunca devam edecek olan Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya
Bankası Bahar Toplantıları ile G20 Bakanlar ve Merkez Bankası Başkanları
toplantıları da yakından izlenecek. Ayrıca Pazar günü Doha’da yapılacak petrol
üreticisi ülkeler toplantısı da piyasaları etkileyebilecek gelişmeler arasında.
Öte yandan, Hazine'nin Nisan ayı borçlanma programı çerçevesinde bu hafta
gerçekleştirdiği 17 Şubat 2021 itfalı 5 yıllık gösterge tahvilin yeniden ihracında
bileşik faiz %9.56 ile beklentilere paralel gerçekleşti. Gösterge 5 yıllık tahvilde net
satış 1,200.4 milyon TL , nominal teklif 3,150 milyon TL olarak gerçekleşti.
Tahvil/bono piyasası gösterge faiz oranları
(14.06.17 tahvili, % bileşik)
%
25
22
19
16
13
10
4
04.01.2007
01.03.2007
27.04.2007
25.06.2007
20.08.2007
17.10.2007
13.12.2007
12.02.2008
08.04.2008
05.06.2008
31.07.2008
25.09.2008
26.11.2008
28.01.2009
25.03.2009
25.05.2009
20.07.2009
14.09.2009
12.11.2009
11.01.2010
08.03.2010
30.04.2010
28.06.2010
20.08.2010
20.10.2010
22.12.2010
16.02.2011
12.04.2011
07.06.2011
02.08.2011
30.09.2011
30.11.2011
25.01.2012
21.03.2012
18.05.2012
13.07.2012
12.09.2012
12.11.2012
08.01.2013
05.03.2013
02.05.2013
28.06.2013
28.08.2013
31.10.2013
26.12.2013
21.02.2014
17.04.2014
17.06.2014
15.08.2014
14.10.2014
10.12.2014
05.02.2015
02.04.2015
02.06.2015
29.07.2015
23.09.2015
23.11.2015
19.01.2016
15.03.2016
7
Sonuçta 8 Nisan’ta Merkez Bankası
kurlarıyla 2.8620 olan dolar/TL
paritesi, 15 Nisan’da
2.8597 TL
oldu; 3.2546 TL düzeyinde olan
euro/TL paritesi de 3.2219 TL’ye
indi. 8 Nisan’da %9.97 olan
gösterge tahvilin ortalama bileşik
faizi ise bu haftanın son günü
%9.32’ye geriledi.
Döviz, petrol ve altın Döviz:
fiyatları...
Japon Yeni hafta başında dolar karşısında gösterdiği yükselişlerle 17 ayın zirvesini
yenilerken, Japon hükümeti kuru gevşetmek için müdahalede bulunmak zorunda
kalabileceği uyarısını yaptı. Dolar geçtiğimiz hafta gördüğü 107.67 yen seviyesinin
de altına inerek 107.63 yeni gördü. Dolar bu seviyeyi görmesinin ardından
yeniden 107.91 yenden işlem gördü. Yendeki bu değer artışının nedenlerinden
birisi yatırımcıların Fed'in bu yıl faizleri artıracağına dair inançlarını yitirmesi
olarak niteleniyor. Geçtiğimiz hafta yene karşı yüzde 3.1 değer kaybeden euro da
122.95 yenden işlem gördü. Euro dolar karşısında hafta başında altı ayın en
yüksek seviyesi olan 1.1454 dolara yakın seyretmeye devam ederek 1.1410
dolardan işlem gördü. Dolar endeksi sekiz ayın en düşük seviyesine gerileyerek
93.748'e indi ve Ekim ayında görülen 93.806 seviyesinin altına düştü. Bu
seviyenin görülmesinin ardından dolar yeniden 94.015'e yükseldi. Daha sonra yen,
petrol fiyatlarında yaşanan artışın risk alımlarını tetiklemesiyle beraber dolar
karşısında son haftalarda yükseldiği zirve seviyelerinden tekrar inişe geçti.
Dolar/yen paritesi tekrar 108’in üzerine yükseldi. Euro/dolar paritesi de 1.14’ün
altına geriledi. Dolardaki artış hafta içinde de sürdü. Fed'in faiz artışlarının önünde
en büyük engel olarak küresel ekonomiyi göstermesinin ardından Çin'den gelen
pozitif ticaret verileri ve emtia fiyatlarındaki artış, piyasa aktörlerinin faiz artışı
için daha fazla şans görmesine neden olarak doların yükselmesini sağladı. Dolar
14
endeksi yükselerek 94.744 seviyesine çıkarken, dolar yen karşısında da 109.00
seviyesine yükseldi. Euro/dolar paritesi de 1.1270’e düştü. Haftanın son gününde
dolar bu haftasonu gerçekleşecek olan ve dövizin bir tartışma konusu olacağı
tahmin edilen G20 toplantısı öncesinde güçlü düzeyini sürdürdü. Çin verilerinin
beklentiler doğrultusunda gelmesi de doları destekledi. Doların diğer büyük altı
para birimi karşısındaki hareketlerini izleyen dolar endeksi artarak 94.977 oldu.
Endeks hafta genelinde yüzde 0.8 arttı. Euro/dolar paritesi 1.1250’ye doğru
gerilerken, dolar/yen paritesi 109 civarında seyretti. Cuma günü itibariyle
Euro/dolar paritesi 1.1290; Dolar/yen paritesi 108.95 düzeyindedir.
Petrol:
Petrol fiyatları geçtiğimiz haftanın sonlarına doğru ABD'de stokların ve petrol
çıkarma aktivitelerinin düştüğünün görülmesi üzerine yaşanan sert yükselişlerin
ardından yeni haftaya da artışlarla başlarken, gözler 17 Nisan Pazar günü Doha'da
gerçekleştirilecek olan toplantıdan üretimi dondurma kararı çıkıp çıkmayacağına
çevrildi. ABD ham petrolünün varil fiyatı hafta başında 39.90 dolardan işlem
görürken, Brent ham petrol de 42.10 dolar oldu. İlerleyen günlerde hem ABD türü
hem de Brent ham petrol Pazar günü gerçekleştirilecek petrol üreticileri toplantısı
öncesinde 40 doların üzerinde seyretti. Petrol fiyatları, hafta içinde Suudi
Arabistan ve Rusya arasında petrol fiyatlarının dondurulması konusunda
anlaşmaya varıldığına dair haberlerin ortaya çıkmasıyla artış eğilimini sürdürdü.
Brent petrolü 44 doların üzerine çıkarken, ABD petrolü 42 dolara yaklaştı. Ancak
daha sonra fiyatlar OPEC'in talepte yavaşlama olduğuna dair açıklamaları ve
Rusya'nın bu Pazar günü Doha'da yapılacak toplantıda muhtemel bir anlaşmanın
çok bağlayıcı olmayabileceğine dair verdiği sinyallerle geriledi. Petrol fiyatları,
haftanın son gününde üreticilerin bu Pazar günü Doha'da gerçekleştirecekleri
kritik toplantı öncesinde yatırımcıların beklemeye geçmesiyle yatay bir seyir
izledi. İran’ın toplantıya katılmayacak olması fiyatları sınırlamakta. Cuma günü
itibariyle Brent ham petrolünün varili 42.75 dolar düzeyinde; ABD hafif ham
petrolünün varili 40.45 dolar civarında seyretmektedir.
Altın:
Altın fiyatları hafta başında dolardaki değer kaybıyla beraber güvenli limanlara
olan talebin artması üzerine neredeyse son üç haftanın zirvesine yükseldi. Zayıf
ekonomik veriler ve ABD'de faizlerin ne zaman artırılacağına dair belirsizlik de
piyasalardaki risk iştahını azaltarak altın ve Japon yeni gibi güvenli limanlara
talebi artırdı. Spot altının ons fiyatı 1250 dolara kadar yükseldi. İlerleyen
günlerde de fiyatlardaki yükseliş sürdü, altın doların son sekiz ayın en düşük
seviyelerine yakın seyretmesiyle beraber üç haftanın zirvesine yükseldi. Spot
altının ons fiyatı 1259 dolara kadar yükselerek 18 Mart'tan bu yana en yüksek
seviyeyi gördü. Ancak hafta içinde fiyatlar tekrar gerileme eğilimine girdi. Altın
fiyatları doların yeniden yükselişe geçmesiyle beraber geriledi. Altının ons fiyatı
tekrar 1250 doların altına indi; daha sonra da doların değer kazanmasıyla hızla
1230 dolara doğru geri çekildi. Haftanın son gününde fiyatlar yatay seyretti.
Cuma günü itibariyle altının spot fiyatı ons başına 1228 dolar civarındadır.
15
DÖVİZ KURLARINDAKİ GELİŞMELER
(1)
(2)
(3)
(2)/(1)
31.12.15
31.03.16 15.04.16
%
değişim
2,9233
2,8300
2,8597
-3,2
3,1896
3,2148
3,2219
0,8
3,0565
3,0224
3,0408
-1,1
(2)/(1)
reel %
değişim
-4,9
-0,9
-2,8
(3)/(2)
%
değişim
1,0
0,2
0,6
ABD doları/TL*
Euro/TL*
Döviz Sepeti **
Euro-dolar
Paritesi
1,0911
1,1360
1,1267
4,1
-0,8
* TCMB döviz satış kuru. ** 0,5 dolar + 0.5 euro. *** Reel % değişim için tüketici fiyat endeksi kullanılmıştır.
Daha fazla bilgi için:
Dr. M.Veyis Fertekligil,
Baş Ekonomist
e-posta: [email protected]
Tel: 0212 – 368 35 20
UYARI NOTU:
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım
danışmanlığı hizmeti, yetkili kuruluşlar tarafından kişilerin risk ve getiri tercihleri dikkate alınarak kişiye
özel sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler ise genel niteliktedir. Bu tavsiyeler mali durumunuz
ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak
yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.
16
Download