Maden ve mücevherat sektörünün ihracatı 3 kat büyüdü

advertisement
Maden ve mücevherat sektörünün ihracatı 3
kat büyüdü
Mart 21, 2012 - 1:29:43
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, değerli maden ve mücevherat sektörünün ihracatını son 10
yılda 3 kat büyüttüğünü ve 2011 yılı ihracatının 3,7 milyar doları aştığını belirtti.
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, değerli maden ve mücevherat sektörünün ihracatını son 10
yılda 3 kat büyüttüğünü ve 2011 yılı ihracatının 3,7 milyar doları aştığını belirterek, ''2023 yılında ise
hedefimiz sektörün ihracatının 12 milyar dolar olmasıdır'' dedi.
Yazıcı, İstanbul Altın ve Mücevher Zirvesi'nin Çırağan Sarayı'nda gerçekleştirilen açılış
töreninde yaptığı konuşmada, Dünya Altın Konseyi'nin verilerine göre ülkelerin toplam
yabancı rezervleri içinde altının payının oldukça önemli seviyede olduğunu, toplam
yabancı resmi rezervlerinin yüzde 76,7'sı altından oluşan Amerika'nın, 8 bin 133 ton ile
birinci sırada yer aldığını belirtti.
Buna karşılık, toplam yabancı resmi rezervlerinin yüzde 12,8'i altın olan Türkiye'nin ise 199,4 ton ile
22'nci sırada yer aldığını belirten Yazıcı, dünyada resmi rezerv olarak tutulan altın miktarının da 30 bin
922 ton olduğunu kaydetti.
Yazıcı, ''Altının ekonomik değer olmasının yolunu açalım, hem halkımız kazansın, hem de
ülkemiz tasarruf etsin'' dediklerini, Türk insanının da altına yatırım gözüyle baktığını ve bu
yönünü iyi değerlendirmeleri gerektiğini söyledi.
Zirvede Türkiye'nin altın ve mücevher üretim kapasitesini tasarım ve markalaşma ile birleştirerek
arttırmak, dolayısıyla ihracatı artırmak, yastık altı tabir edilen ve yaklaşık 5-6 bin ton olduğu tahmin
edilen tasarruf amaçlı biriktirilen altınların ekonomik yapı içine girmesini sağlamanın ana tema olarak
alınması gerektiğini ifade eden Yazıcı, ''Türkiye'nin toprak altındaki ve yastık altındaki altınları,
ekonomimiz açısından son derece önemlidir. Bu kaynakların verimli kullanılması ve sisteme
katılmasıyla ekonomimiz 'uzun vadeli tasarruf' gücü kazanacaktır'' dedi.
Yazıcı, kuyumculuk sektörünün, Türkiye'nin küresel oyuncu olarak kabul edildiği
sektörlerden birisi olduğunu, bugün, Türkiye'de kıymetli madenler piyasasında 22 banka,
35 yetkili müessese, 21 kıymetli maden aracı kurumu, 10 kıymetli maden üretimi veya
ticareti ile iştigal eden anonim şirket olmak üzere 88 altın borsası üyesi yer aldığını
kaydetti.
Yazıcı, Türkiye'nin 2002 yılında altın ve mücevher ihracatının yaklaşık 630 milyon dolar iken 2011
yılında 3,7 milyar dolar civarında gerçekleştiğini hatırlattı.
Hayati Yazıcı, Dünya Altın Konseyi'nin verilerine göre dünyadaki altın talebine bakıldığında 2009'da 3
bin 619 ton olan talebin 2011'de 4 bin 67 tona yükseldiğini söyledi.
Türkiye'de işletilebilir altın rezervi metal bazında 700 ton
Yazıcı, bu talebin yaklaşık yüzde 49'unun mücevherat, yüzde 11'inin endüstri ve sağlık, yüzde 40'ının
ise yatırım amaçlı olduğunu belirtti.
2010'da dünya altın üretiminin yaklaşık 2 bin 700 ton olduğunu, bu üretimde 351 ton ile
Çin'in birinci, 260 ton ile Avustralya'nın ikinci, 233 ton ile ABD'nin üçüncü, 203 ton ile
Rusya'nın dördüncü ve yine 203 ton ile Güney Afrika'nın beşinci olduğunu dile getiren
Yazıcı, Türkiye'de işletilebilir altın rezervinin de metal bazında toplam 700 ton olduğunu
söyledi.
Yazıcı, jeolojik yapısı ve dünyadaki altın oluşum modellerine dayanılarak yapılan hesaplamaya göre
Türkiye'nin altın potansiyelinin 6 bin 500 ton olduğu ve bu rezervle de dünyanın ikinci ülkesi haline
gelebileceğinin tahmin edildiğini kaydetti.
Altın ve mücevher ihracatını artırmalıyız
Bakan Yazıcı, şöyle devam etti:
''Türkiye, altın mücevheratında Hindistan ve Amerika ile birlikte dünyanın en büyük beş pazarı
arasında yer almaktadır. Üretimde ise İtalya ile yarışmaktadır. Değerli maden ve mücevherat
sektörümüz, ihracatını son 10 yılda 3 kat büyütmüştür. Sektörün 2011 yılı ihracatı 3,7 milyar doları
aşmıştır. 2023 yılında ise hedefimiz sektörün ihracatının 12 milyar dolar olmasıdır. Mücevherat
sektöründe sürdürülebilir ihracat artışını sağlamak için markalaşmak çok önemlidir. Tasarım ve
inovasyonda pazardaki lider konumumuzu daha da geliştirmemiz gerekmektedir. Cumhuriyetimizin
100. yılında İstanbul'un dünyanın en büyük 10 finans merkezinden biri olması hedefimiz
doğrultusunda mücevher sektörü de önemli bir role sahiptir. 2023'te İstanbul'u altın ve mücevher
ticaretinin üretim ve dağıtım merkezi olarak görmek istiyoruz. Kendisi de mücevher kadar kıymetli ve
güzel olan İstanbul, dünyanın mücevher başkenti olmayı fazlasıyla hak etmektedir ve bu potansiyele
sahiptir. Böylece İstanbul ile birlikte Türkiye, dünyanın mücevher merkezi haline gelecektir.''
İhracat yaparken sadece altın ağırlıklı üretilen mücevherin katma değerinin yeterince
yüksek olmadığını, altından mamul ürünlerde asıl değerin altının emtia değeri olduğunu
dile getiren Yazıcı, mücevherde katma değerin çok yüksek olduğunu, ihracatta güçlü
olmak için altınla kıymetli taşları buluşturmak gerektiğini söyledi.
Yazıcı, değerli taşların Anadolu'nun kendine has tasarımıyla şekillendiği zaman yüksek bir katma
değer oluşturacağını ifade ederek, ''Altınla taşın buluştuğu noktayı iyi yönetirsek ülkemiz mücevher
sektöründe lider olacaktır'' dedi.
Sektörde kurumsallaşma ve markalaşma
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Altın Borsası, altın rafinerileri, mücevher fabrikaları, tasarım
ustalarıyla Türkiye'nin bugün dünyanın en güçlü mücevher sektörlerinden birine sahip olduğunu, Türk
mücevher firmalarının kurumsallaşma ve markalaşma çalışmalarını, küresel standartlarda geliştirdiği
takdirde, ihracat liginde daha üst sıralara yükseleceğini ve ülke ekonomisine çok daha büyük
katkılarda bulunacağını kaydetti.
Sektörde 200 binden fazla insanın istihdam edildiğini, 14 bin 888 esnafın faaliyet
gösterdiğini ve girişimci sayısının da 40 bin civarında olduğunu da belirten Yazıcı, ihracat
anlamında kapasitenin en üst seviyeye çıkabilmesinin, özgün tasarım ve uluslararası
standartlara uygunluğun dünya çapında geçerli kurumlarca belgelenmesi gibi kriterlere
bağlı olduğunu söyledi.
Yazıcı, ihracatın artırılması gereğinin, sektörün başarması gereken bir adım olduğunu vurgulayarak,
''Dünyada en fazla ihracat gerçekleştirilen ilk beş ülkeden biri olan ülkemiz, potansiyelini ve siyasi
iradesini kullanarak her alanda güçlü olma şiarından hareketle bunu gerçekleştirebilecek kabiliyete
sahiptir'' dedi.
Devlet olarak sektörün gelişmesini sağlayacak her türlü teşvik ve destek sağlamak
konusunda kararlı olduklarını ifade eden Yazıcı, sorunların çözümünün en önemli
etkenlerinden birisinin ısrarlı bir şekilde inatçılık içinde takip etmek olduğunu söyledi.
Yazıcı, dahili işleme rejimi kapsamında yurt dışından som altının getirilerek Türkiye'de işlendikten
sonra sertifikalı olarak yurt dışına ihracı prosedüründe uygulamada denetim sonucu vergi tahakkuku
yapılması gerektiği konusunda görüş belirtildiğini, bunu Bakanlar Kurulu kararı ile çözdüklerini, ancak
geriye dönük sürecin belirsiz olduğunu, bunun çözümü için de Maliye Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı ile
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nın ortak çalışma yürüttüğünü ve çözümü konusundaki talimatı İstanbul
Bölge Müdürlüğü'ne yazılı olarak bildirdiğini kaydetti.
Yazıcı, ÖTV indirim talebine ilişkin de notlarını aldığını, ilgili bakanlıklara ileteceğini, belki Ekonomik
Koordinasyon Kuruluna da taşıyabileceklerini kaydetti.
Download