Çok değerli meslektaşlarım, değerli basın mensupları, Dünya Kadınlar Günü; kadınların, 1857 yılında başlattıkları eşitlik mücadelesinde, hakları uğruna can verdiği gündür. Günümüzde 8 Mart’lar, kadın sorunlarına çözüm önerilerinin, kadınlara karşı her türlü ayrımcılığın kaldırılması ve kadına yönelik şiddete son verilmesi istemlerinin güçlü bir şekilde; bir kez daha dile getirildiği gündür. Aradan geçen uzun zamana rağmen, söz konusu süreçte kadınların yaşadıkları olumsuzlukların halen devam ettiğini görüyoruz. Bu açıdan Mart ayı, dünyada kadınların yaşadıkları zorlukların enine boyuna tartışılmasına vesile olması bakımından çok önemlidir. Bizler, cennetin anaların ayakları altında olduğuna inanan, kendisine yapılmasını istemediğini bir başkasına da yapmamayı tavsiye eden bir medeniyetin temsilcileriyiz. Kadının elinin değdiği her yerde bir güzellik, emeğinin geçtiği her noktada bir derinlik bulunmaktadır. Kadınlar değerli olmasaydı dünyanın en güzel sıfatları ve adları onlar için söylenmezdi. Kadına yönelik şiddet uygulanması asla kabul edilemez. Kadınlarımızın onuruna ve bedenine yönelik her türlü saldırı tüm insanlığa yapılmış, hele hele sırf kadın olduğu için öldürülen her kadınla birlikte tüm insanlık katledilmiş demektir. Kadına yönelik istismarın, şiddetin ve cinayetlerin önlenmesi ve suçluların kamu vicdanını tatmin edecek düzeyde hak ettikleri cezayı bulmaları gerekmektedir. Kadına yönelik şiddette, bilhassa cinayetlerde iyi hal indirimi gibi uygulamalarda çok dikkatli olunmalıdır. Kadınlara uzanan kirli ve kanlı ellerin kırılıp atılması ve katillere hak ettikleri cezaların verilmesi için gerekli sosyal ve hukuki tedbirler alınmalıdır. Saygıdeğer meslektaşlarım; Ülkemizde 2004 yılında düzenlenen bir değişiklikle Anayasamızın 10’uncu maddesine ‘’kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür.’’ ‘’bu konuda alınacak tedbirlerin eşitlik ilkesine aykırı yorumlanamayacağı ‘’ gibi ilkeleri getirilmiştir. Türkiye kadına yönelik şiddet ile mücadele konusunda, İstanbul Sözleşmesi’ne çekincesiz imza koyan ve parlamentosundan geçiren ilk ülke olmuştur. 2005 yılında İş kanunu ve Gelir vergisi kanununda düzenlemeler yapılmış, 2009 yılında Mecliste Kadın erkek fırsat eşitliği komisyonu kurulmuş, 2009 yılında kadın istihdamını arttırmak ve eşit ücret ödenmesine yönelik genelgeler çıkartılmış,2012 yılında ise kadına yönelik şiddet için ileri düzeyde düzenlemeler yapılmıştır. Sevgili meslektaşlarım; Demek ki; yapılan düzenlemeler önemli olmakla birlikte kanun çıkarmak yetmiyor. Aynı zamanda bunları uygulayan kişilerin zihniyet dünyaları ile toplumun kadına bakış açısını değiştirmemiz ve bu yönde bilinç oluşturmamız gerekmektedir. Kadına yönelik şiddet ve ayrımcılık meselesinde, toplum olarak vicdani ve ahlaki bir adalet anlayışına ve kabulüne ihtiyaç duymaktayız. Yaşanabilir bir dünya için kadının etkinlik alanının güçlendirilmesi, hayatın tüm alanlarındaki fırsat ve olanaklardan eşit düzeyde yararlanması, kadın ve erkeğe verilen hakların, yüklenen sorumlulukların adil bir biçimde dağıtılması son derece önemlidir. Değerli meslektaşlarım, değerli basın mensupları; Kadınların hayatın her alanında güçlenmesi ve söz sahibi olması için, kadının başta yaşam hakkı olmak üzere insan haklarının korunduğu, kadınıyla erkeğiyle omuz omuza toplumsal huzurun tesis edildiği günlere erişme temennisiyle, baromuzun Yönetim kurulu adına tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyoruz. Hepinize çok teşekkür eder, şimdi sizleri Kadın hakları merkezimizin kadın hakları gününe ilişkin açıklamasını yapmak üzere merkezde görevli sevgili meslektaşımız Gözde GÖÇER ‘i buraya davet ediyorum. Mersin Barosu Başkanı Av.Ali ER